PDA

View Full Version : Agaclar.net Endemik Bitkileri Koruma Ankara Grubu Çalışma ve Toplantıları




herbaryum
20-03-2009, 20:35
28 Mart 2009 Cumartesi
Ankara Üniversitesi Fen fakültesi lokali
Saat :14.00



Ankara'nın endemik bitkilerini seven ve saksıda-bahçede yetiştirenler klubü için ilk adımı bu başlık altında attık sayılır :)

Ama klubün başkanlığını yapacak ve biz amatörleri yönlendirecek kişinin bu konuda uzman olması şart.

Sn.herbaryum
ilk aklıma gelen isim :) Ne der bilemem ?

Teşekkür ederim, bu konuda elimden gelen yardımı yapmaya hazırım. İsterseniz bu konuda bir toplantı yapalım, isteyenler katılsın, yapılabilirliğini tartışırız.




Müjgan
20-03-2009, 21:15
Şimdilik iki endemiğimiz var. Biri yanardöner, (sevgi) çiçeği, diğeri de Ankara çiğdemi. Herbaryum'un uzmanlığını yapacağı bu çok özel konu için, onun da dediği gibi, önce konunun olup olamayacağını anlayacağımız bir toplantı yapalım.
Herbaryum sanırım önümüzdeki hafta olmayacak, havalar ısınınca onu Ankara'da bulmak zorlaşıyor. ;) Bu yüzden çarçabuk bir toplantı ayarlamak gerekiyor:)

malina
20-03-2009, 21:18
Burada sadece toplantıya katılacaklar isim belirtsin. Konu hakkındaki yazışmalar burada devam etmektedir:

Endemik bitkiler amatör olarak çoğaltılınca korunur mu? (http://www.agaclar.net/forum/showthread.php?t=14474)

feriha
20-03-2009, 21:34
Katılırım.

En yakın zaman bu hafta sonu. Tamam derseniz uygunum.

nevsune
21-03-2009, 13:26
Tarih belirlensin, bir aksilik olmadığı takdirde mutlaka katılacağım.

Müjgan
21-03-2009, 13:54
Tarihi belirleyecek olan herbaryum olsun. Hangi günler Ankara'da ise biz o tarihlere uymaya çalışalım.

herbaryum
21-03-2009, 16:42
En erken Nisan ayında olabilir.

k0900
21-03-2009, 20:54
Aksılık olmazise mutlaka katılacağım.

denizakvaryumu
21-03-2009, 22:11
Çok güzel bir ilerleme.Türkiye'de bir ilk.

Umarım her ilde buna benzer çalışmalar olur.

Ankara denilince ilk akla gelen yanar döner ve Ankara çiğdemi ama tıbbi bitkiler de unutulmamalı.

Örneğin Derya'nın köyündeki kekikler endemik mi?Değilse türleri nedir?

Buna benzer tüm konuları ele alma, saksıda-bahçede yetiştirme konusularında çalışma yapılacak olması büyük şans.

Endemik bitkileri sevenler klubünün ilk toplantısına katılacağım :)

Beyaz Gece
23-03-2009, 07:43
ben katılmak isterim. 4-5 Nisanda açık öğretim okuyanların vizeleri var bu yüzden o tarihlerde katılamam. ama başka herhangi bir gün için kesin katılacagımı düşünmekteyim

BalıkcıSerdar
23-03-2009, 10:15
Hele bir tarih belirlensin katılmayı ****** isterim:)

Müjgan
23-03-2009, 14:43
Nisan'ın ilk haftası olamayacak gibi, çünkü sanırım o tarihte İstanbul'da yapılacak agaclar.net 5. yıl kutlaması (http://http://www.agaclar.net/forum/showthread.php?t=12347) na gidecek arkadaşlarımız olabilecek.
Ben eğer çok önemli bir engelim olmazsa, o tarihte İstanbul'da olacağım.:)

Herbaryum için uygunsa, 11 ya da 12 Nisan'da olabilir.

herbaryum
23-03-2009, 15:25
Ben 28 Mart Cumartesi gününü öneriyorum. Daha sonra vakit bulmak zor.

Müjgan
23-03-2009, 15:31
O halde 28 Mart 2009 Cumartesi günü, Ankara Üniversitesi Fen fakültesi lokalinde toplanmayı öneriyorum. Saat 14 uygun mudur?

nevsune
23-03-2009, 15:52
Önceden yapılmış bir öğle yemeği programımız var. İptal olursa gelebilirim yoksa ilerleyen saatlerde katılmaya çalışırım.

denizakvaryumu
23-03-2009, 18:28
Nisan-Mayıs aylarında Sn.herbaryumun müsait olduğu bir tarih herkesin katılabilmesi için daha uygun olur.Acelemiz yok.

Önemli olan uzmandan görüşleri almak.

herbaryum
23-03-2009, 18:44
Nisan-Mayıs ayları benim için pek uygun değil, hatta neredeyse Eylül sonuna kadar arazi çalışmaları ve projeler var. Benim işlerim toplanmanıza mani olmasın, forumda düşüncelerimi yazarım. Hatta bu konuda başka uzmanlara da başvurulabilir. Benim amacım ilk toplantıda bunun yapılabilirliğini tartışmaktı. Ancak toplantı sonucunda bana sorulacak sorulara buradan da cevap verebilirim.

denizakvaryumu
23-03-2009, 19:00
Bu durumda en uygun tarih 28 Mart Cumartesi.

feriha
23-03-2009, 19:37
28 Mart 2009 Cumartesi , Ankara Üniversitesi Fen fakültesi lokali Saat 14

benim için uygun arkadaşlar.

k0900
23-03-2009, 19:39
Karar alınan tarihte katlabilirim.

Müjgan
23-03-2009, 22:38
28 Mart 2009 Cumartesi günü saat 14' te, Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi lokalinde toplanacak olanlar:

1:herbaryum
2:müjgan
3:denizakvaryumu
4:feriha
5:k0900
6:nevsune (kesin değil)

BalıkcıSerdar
23-03-2009, 23:49
28 Mart 2009 Cumartesi günü saat 14' te, Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi lokalinde toplanacak olanlar:

1:herbaryum
2:müjgan
3:denizakvaryumu
4:feriha
5:k0900
6:nevsune (kesin değil)
7:BalıkcıSerdar (hava güzel olursa katılamam:)

Derya Özen
25-03-2009, 07:32
Cumartesi günleri yapılan hiç bir toplantıya katılmam mümkün değil, katılacak arkadaşlara keyifli bir gün diliyorum.

k0900
25-03-2009, 18:01
Toplantı yerini tarif edermisiniz?

herbaryum
25-03-2009, 18:50
Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi
Tandoğan-Beşevler arasında MKE, Eczacılık Fakültesi, Rektörlük, Fen Fakültesi ve Para Matbaası şeklinde sıralanır. Ön girişler Eczacılık, Rektörlük ve Fakülteden. Konya yolondan gelenler için A.Ü.Dişçilik Fakültesi yanında arka nizamiye var. Fakülte bahçesinde buluşuruz. Lokalde yemek yemek istemesseniz kantin açıksa kantinde veya yine kampüs içindeki Tabbak Cafe'de oturabiliriz.

BalıkcıSerdar
27-03-2009, 11:47
Fen fakültesi içerisine arabamızla giriş yapabilecek miyiz? Nizamiyeden girişte Lokali'mi soracağız? kampüsün içini hiç bilmiyorum da;)

Gelirken yanımızda yiyecek içecek veya başka bir şey getirmemize gerek var mı? Eğer bir aksilik olmazsa eşimi ve kızımı da getirmek istiyorum, uygun mu?

Ankara'nın Endemik Bitkilerinden yetiştirmeye henüz başlamadım, katılmam uygun mu?:p

BalıkcıSerdar
27-03-2009, 12:01
Biraz daha soru sorayım:D

Saat kaça kadar orada olunur?
Katılım neden bu kadar az?
Herhangi bir olumsuz durum için; Hızır acil, güvenlik kuvvetleri, itfaiye vs. haberdar edildi mi?
Yoklama alınacak mı?
Son anda katılmaktan vazgeçenler için bir yaptırım var mı?
Katılımcılara sertifika verilmesi söz konusu mu? Verilecek se bu sertifika ne işe yarayacak?
Daha soru sorayım mı?
Sor diyenlere; genel olarak ne hakkında sormamı istersiniz?
Sorma diyenlere; Neden?

:D:D:D

Yüzünüzden gülücükler eksik olmasın,

Yarın görüşürüz inşallah.

denizakvaryumu
27-03-2009, 12:43
Katılım neden bu kadar az?
Son anda katılmaktan vazgeçenler için bir yaptırım var mı?




:D:D

Son anda katılmaktan vazgeçenler olursa iyi olur,
hoya lacunosa çelikleri sınırlı sayıda :D

Müjgan
27-03-2009, 12:43
Herbaryum'la az önce konuştum. Lokalde sanırım yemek varmış.

Biz bu durumda mühendislik fakültesi kapısından girip, aşağı doğru yürüyeceğiz ve oradaki heykelin önünde buluşacağız.
Orada, fakülte içindeki diğer toplanma yerlerinden birine gitmek üzere karar alacağız.
Eşiniz ve çocuğunuz elbette gelebilir, çocukla ilgilenecek biri olduğu sürece sorun olmaz, sıkıldığında annesi ile bahçeye çıkabilir en azından.;)
Yeni katılanlardan beklediğimiz belirli şartlar var. Bir tencere dolusu yaprak dolması getirmeleri şart. Bunun dışında bir şey getirmeleri gerekmiyor. :)

feriha
27-03-2009, 13:32
Tohumlarınızı çimlendirirken perlitlerinizi temin ettinizmi arkadaşlar?

Bir miktar perlit isteyen arkadaşlara getirebirim.

Son baktığımda marketlerde yoktu. Bende var haberiniz olsun;)

nevsune
27-03-2009, 14:06
Hoya lacunosa'sına kıyamayanlar:

Ne yapıp edip gelmeye çalışacağım, ama er ama geç. Benimki bir kenarda dursun lütfen:)

denizakvaryumu
27-03-2009, 14:09
Bence siz önce bir uğrayın, sonra kaçın.Ne olur ne olmaz :D

nevsune
27-03-2009, 14:19
Keşke mümkün olsaydı. Kalmazsa sağlık olsun ne yapalım, gelecek yılki çeliklerden alırım:)

Tek eli boş gelen ben olacağım bu durumda. Bir dahakine artık.

Beyaz Gece
28-03-2009, 06:07
28 Mart 2009 Cumartesi günü saat 14' te, Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi lokalinde toplanacak olanlar:

1:herbaryum
2:müjgan
3:denizakvaryumu
4:feriha
5:k0900
6:nevsune (kesin değil)

bende geliyorum :)
aranıza okuldan çıkıp gelecegim inşallah sizleri bulabilirim

Müjgan
28-03-2009, 08:15
Heykelin önünde olacağız, bizi görürsün. Saat 13 e kadar bu mesajı okursan, özelden cebini yaz. Seni ararım.

nevsune
28-03-2009, 08:46
Müjgan, lokal bonsai toplantısında çay içtiğimiz yer miydi yoksa orası kafeterya mıydı?
Neresi olduğunu tam bi yazar mısın.

Müjgan
28-03-2009, 09:54
Müjgan, lokal bonsai toplantısında çay içtiğimiz yer miydi yoksa orası kafeterya mıydı?
Neresi olduğunu tam bi yazar mısın.
Lokal öğretim üyelerinin takıldığı bölüm, ki bazı yemeklerimizi lokalde yedikti.

Dediğin gibi kafeterya bonsaide takıldığımız yerdi. Muhtemelen yine orada oturacağız.

herbaryum
28-03-2009, 20:37
Güzel bir gün geçirdik, katılan arkadaşlara teşekkür ediyorum. Selam ve sevgilerimle.
Katılanlar:

Müjgan
YücelÖzlem
Herbaryum
Nevsune
Hassoman
GüvençMamıkoğlu
Feriha
BalıkçıSerdar
BeyazGece
Denizakvaryumu ve Eşi
Sabah
k0900

denizakvaryumu
28-03-2009, 20:52
Başkanlığını Sn.Herbaryumun yaptığı, Ankara endemik bitki severler grubu olarak yapılan toplantı güzel ve bilgilendiriciydi, alınan kararları ve önümüzdeki olası programı Sn.Herbaryum açıklayacaktır.

Tüm arkadaşlara teşekkürler.

seaa
28-03-2009, 21:00
Eğer herkes için uygun olursa 4 Nisan Cumartesi Ali Rıza Bey ormanında meşe palamudu ekimi yapılabilir elimde 2000 **** 3000 yakın tohum var, hiçkimseye duyuramıyorum yürüttüğüm projeyi

feriha
28-03-2009, 21:10
Bilgilendik ve güzel bir paylaşım oldu. Birlikte olmaktan mutlu oldum;)

Döndükten sonra araştırmalarımda paylaşmak istediğim bir bilgiye ulaştım.


3. Proje No : TÜBİTAK
Proje Adı: Tehlike Altında Bir Endemik Türün (Centaurea tchihatcheffii Fisch.&Mey.) (Compositae) Koruma Biyolojisi: Çimlenme Ekolojisi, Popülasyon Yaşayabilme Analizi ve Koruma Stratejileri Lider : Uzm. Selçuk BAŞARAN (Ankara ZMMAE)

Alınan Kararlar:
1- Çalışma hakkında proje lideri tarafından bilgi verilmiştir.
Yürürlük Durumu: Proje sonuçlandırılmıştır.
Yayın Durumu: Yayınlanabilir olduğuna karar verilmiştir.

Bilime ve Uygulamaya Verilen Sonuçlar:
Tek yıllık olan bitki yapılan tarla ve laboratuar çalışmalarında uygun derinlikte (genellikle yüzeye yakın) ve sıcaklıklarda 5–10 C’de kolayca yetiştirilmiştir. Uzun yıllar boyunca yapılan arazi çalışmalarında gözlemlenen, Centaurea tchihatcheffii türünün havalandırılmış toprakta iyi büyüdüğü üzerinedir. Küçük örnekleme alanlarında yapılacakçalışmalar ile değerlendirilecek bu tahmin, daha sonraki bir taşıma/yerleştirme çalışmasındakullanılabilir.

Endemik olması, çiçeklerinin güzel görünümü, kesme çiçek olarakta ekonomikdeğerinin olması nedeni ile park ve bahçeler içinde uygun bir bitkidir. Özellikle çocuklara çiçek ve doğa sevgisini yerleştirmek için bu bitki idealdir.

Centaurea tchihatcheffii türünün korunması için düşünülen çalışma, öncelikle türün şu anda yayıldığı iki bitişik alandaki tüm faaliyetlerin durdurulup, alanların koruma altına alınması yani yerinde koruma yapılmasıdır. Bunlardan biri Ankara Valiliği’ne bağlıağaçlandırma alanı, diğeri ise nadasa bırakılmış bir tarla ve Devlet Opera ve Balesi’ne ait bir arazidir. Birbirine yakın bu iki alanda birden söz konusu olabilecek beklenmedik olaylar (yangın vb.) ve tehditler türün popülasyonunun kendini yenileyebileceğinden daha az sayıyainmesine, dolayısıyla da bitkinin yok olmanın sınırına gelmesine sebep olabilir.

Bu nedenle doğal yayılım alanından başka bir alanda türün yeni bir popülasyonunun acele oluşturulması düşünülmektedir. Böylelikle tür, lokal tehditlerden uzakta ama doğal yayılım alanına çok benzeyen yeni ortamında (benzer biyotik ve abiyotik faktörlerin etkisi altında) yeni bir popülasyon oluşturup daha sonra kendi kendine devamlılığını sürdüren bir popülasyona dönüşebilir.

http://74.125.77.132/search?q=cache:27W-S3hw0d4J:www.tagem.gov.tr/HABERLER/program%2520degerlendirme/2008/BSAD/yabanci_ot.pdf+Centaurea+tchihatcheffii&cd=45&hl=tr&ct=clnk&gl=tr

denizakvaryumu
28-03-2009, 21:19
Tek yıllık olan bitki yapılan tarla ve laboratuar çalışmalarında uygun derinlikte (genellikle yüzeye yakın) ve sıcaklıklarda 5–10 0C’de kolayca yetiştirilmiştir.

Kafam karıştı :)

feriha
28-03-2009, 21:27
Link verdiğim yazıya bakarsanız boşluk gözüküyor.. Kopyala yapıştır sonucu sanırım.:eek:

Beyaz Gece
28-03-2009, 21:27
Gece 2'de Konyadan otobüse binip sabah Angaraya ulaşmış, hazırlanıp sabah yine okula gitmiştim. Kahvaltı namzeti bir kaç poçayı bile saat birde yiyebilmiştim. Saat 1.30'da hocayı bekelrken nete bakabilmiştim. Müjgan ablanın yazısını ozaman görmüştüm ama geçti:/ Zizleri bulamazsam ne yapacaktım bilmiyorum. hoca geldi sınav tarihi hakkında biraz konuştuk degişligi bana maille bildirmesi konusunda anlaştık. Yok yazarım demesine ragmen o an dersten çıkıp Ankara Üniversitesine geldim. Girişte danıştıgım güenlikler ise heykeli bilmiyolardı:/ Mühendslik fakultesini sordum onun etrafına bakınırken parkı ve heykelleri fark edip sizi gördüm tanıdım ve geldim.
Üninin güzel ama bakımı eksik bahçesini gezerken gözümde köyüm canlanmıştı. Bazı arkdaalrımız ise neşeli şekilde sohbet edip küçük sakarlıklar sergileyerek tüm grubun neşesi oluyolardı. Uzuuuun :P bir ugraş sonucu kafeye varıp asıl konumuz hakkında bilgi alamaya fikirleri söyleyip kararlar almaya çalıştık (Her ne kadar farklı güzellikler ve konular ile asıl gündemden uzaklaşmış tavırlar sergilesekte yapılan her şey daha güzel bir doğa içindi). nezaket ve kibarlıgımızdan alınamayan kararları ve bazı fikirlerimizi ise burada olgunlaştıracagımızı ve uygulayabilecegimizi ümit ediyorum.
Her ne kadar angarayı sevmesemde Angara endemik bitki türleri için elimden geleni yapmaya çalışacagımdır.
Bir yıla yakın bir aradan sonra sizlerin arasında yeniden olmak güzeldi. Bu ortamaın oluşmasına katkı sağlayan tüm arkadaşalrıma teşekkür ederim. Sizlerle olmka benim için çok güzeldi. (Bir bayan büyügüm hariç:/ Parfüm kokusundan ötürü hapşuup duruyordum:/)



Eğer herkes için uygun olursa 4 Nisan Cumartesi Ali Rıza Bey ormanında meşe palamudu ekimi yapılabilir elimde 2000 **** 3000 yakın tohum var, hiçkimseye duyuramıyorum yürüttüğüm projeyi
Sayın seaa diger arkdaşlarımın fikirleri ne olur bilmiyorum ama şahsımın şansına o tarihte 4 vizesi bulunmakta olmasından ötürü katılamayacagımdır :(

denizakvaryumu
28-03-2009, 21:31
Link verdiğim yazıya bakarsanız boşluk gözüküyor.. Kopyala yapıştır sonucu sanırım.:eek:

Linkteki projeyi gerçekleştiren

Lider : Uzm. Selçuk BAŞARAN (Ankara ZMMAE) ile Sn.Herbaryum bağlantı kurabilirse durum netliğe kavuşabilir.

feriha
28-03-2009, 21:34
Sn. sea benimde 4 görevim bulunmakta.. Malum açık öğretim sınavları.

Sonraki hafta plan yaparsanız şimdilik uygunum. Severek gelirim.:p

denizakvaryumu
28-03-2009, 21:51
Ankara’ya özgü 22 tür bilinmektedir. Bunlar:

Achillea ketenoglui
Aethionema dumanii
Astragalus physodes subsp. acikirensis
Astragalus beypazaricus
Astragalus demirizii
Astragalus densifolius subsp. ayashensis
Astragalus kochakii
Astragalus trichostigma
Astragalus yildirimlii
Campanula damboltiana
Campanula ekimiana
Centaurea halophila
Centaurea tchihatcheffii
Cytisus acutangulus
Isatis glauca subsp. galatica
Muscari adili
Salsola grandis
Salvia aytachii
Sideritis galatica
Silene cserei subsp. aeoniopsis
Verbascum gypsisola
Verbascum heterobarbatum

Ankara’dan isim alan bitkiler:

Crocus anycrensis
Jurinea ancyrensis
Paracaryum ancyritanum
Dianthus ancyrensis
Verbascum ancyritanum


http://www.agaclar.net/forum/showpost.php?p=94653&postcount=1

Toplantıda konusu geçen ve Sn.Herbaryumun sözünü ettiği link.

k0900
28-03-2009, 21:59
Linkteki projeyi gerçekleştiren

Lider : Uzm. Selçuk BAŞARAN (Ankara ZMMAE) ile Sn.Herbaryum bağlantı kurabilirse durum netliğe kavuşabilir.


Uzm. Selçuk BAŞARAN -projeler

Tehlike Altında Bir Endemik Türün Centaurea tchihatcheffii Fisch. & Mey. (Compositae) Koruma Biyolojisi: Çimlenme Ekolojisi, Populasyon Yaşayabilme Analizi Ve Koruma Stratejileri

http://www.zmmae.gov.tr/sayfalar.asp?id=17

denizakvaryumu
28-03-2009, 22:08
Proje Yürütücüsü:Mecit VURAL
Proje Yardımcıları:
Ayşegül YILDIRIM, M. Selçuk BAŞARAN
Proje Özeti:

Bu çalışma Ankara’nın güneyinde çok küçük bir alana sıkışmış endemik bir tür olan yanardöner (Centaurea tchihatcheffii Fisch& Mey.)‘in koruma biyolojisini ele almaktadır.

Yanardöner, tek yıllık, gösterişli çiçeklere sahip, Compositae (Asteraceae) familyasına ait dar yayılışlı, nesli tehlike altında bir türdür. Yoğun tarım ve yapılaşma tehtidi altındaki bu bitkinin korunması için herhangi bir plan bulunmamaktadır.

Süs bitkisi kabul edilebilecek, kesme çiçek ve kurutulmuş çiçek olarak kullanılabilen bu bitkiye çarpıcı mor-kırmızı renklerinden dolayı “Yanardöner” adı verilmiştir (Özel, 2002).

Bir koruma planı hazırlamak, türün popülasyon biyolojisinin araştırılmasını gerektirmektedir. Bu amaçla türün doğal ortamında yapılan bu çalışmada, türün yaşam evreleri, bu evrelerdeki ölüm oranları ve sebepleri araştırılmıştır. Popülasyonun yoğunluğu ve yayıldığı alanın büyüklüğü tespit edilmiş, başka alanlarda yeni populasyonların oluşturulması çalışmaları yapılmıştır.

Yaşam evresinin ilk aşaması olan tohum dönemi için verimli tohum oluşumu, tozlaştırıcıların buna etkisi, tohum dağılımını etkileyen faktörler araştırılmıştır. Türün, kendisini tehdit eden yangın ve herbisit uygulamalarına nasıl tepki verdiği laboratuvarda, kontrollü koşullar altında yapılan deneylerle ölçülmüştür.

Türün topraktaki tohum rezervi ve bunun popülasyonun kendisini yenilemesindeki etkisini bulmak için topraktaki tohum yoğunluğu ve derinlikleri araştırılmıştır. Değişik sıcaklık, nem, derinlik koşullarının çimlenmeye etkisi laboratuvarda yapılan çalışmalarla ölçülmüştür.

Tüm bu çalışmalardan çıkan sonuçlar ile popülasyon yaşayabilme analizi yapılmış, türün önümüzdeki belli bir sürede yok olma riski ve değişik koruma senaryolarının populasyon üzerindeki başarı potansiyeli değerlendirilmiştir. Yeni populasyonların oluşmasının başarı şansının ölçülebilmesi için iki yeni bölgeye yerleştirme çalışması yapılmıştır. Böylelikle gelecekte bitkinin nesli güvence altına alınarak bir koruma stratejisi uygulanmaya başlanmıştır.

http://www.zmmae.gov.tr/sayfalar.asp?id=17

Müjgan
28-03-2009, 22:20
Bu gün Fen fakültesi bahçesindeki, Herbaryum eşliğinde yaptığımız minik dendrolojik gezimizin son durağı, fakültede ilk kez gittiğim Tabbak cafe idi.

Hoş ve ilginç kapısından (Kapıya benzeyen, ama aslında kapı işlevi görmese de olur cinsten bir kapıdan) geçip, güzel ve dik bir yolda, kuş sesleri içinde cafeye vasıl olduk. Sanki şehrin merkezinde değil de, bakir bir ormanın içinde, camekandan bir cafede gibiydik. Camlar sayesinde nefis panaromik görüntülerle ilk çaylarımızı içtik.
Ben konuyu çoğunlukla geyiğe sardıracağımızı ve aslında buna benim de çok yatkın olduğumu bildiğimden, konuşmaları kayda almaya karar verdim. :p
Az önce o kaydı gülümseyerek dinledim. Gerçekten konuşmalar birbirine karışmış olsa da, yapılan geyikler tadından yenmiyor olsa da aldığımız kararlarla gurur duydum.
Kayıttan çözdüğüm kadarıyla Herbaryum'la aramızda geçen sohbet şöyleydi:


"Üniversitelerde ya da yapılan kişisel çalışmalarda zaten sevgi çiçeğine dikkat çekilmiş durumda. Biyoteknik olarak yetiştirilmesi hususunda uzmanların elinde, ilgilenilen bir konu bu. Ağaçlar net grubu olarak sevgi çiçeği ile uğraşırsak, zaten çok uğraşılmış bir konuda, bizim çabamızın çok verimli olması ve ses getirmesi beklenemez.
Benim teklifim yeni bir başka tür ya da türler seçip, bunun takibini yapmak. Yani Ankara endemiklerinden yeni bir tür seçelim ve onu tanımaya çalışalım. Bu yeni türleri topluma tanıtmak için önce kendimizin bilgilenmesi gerekiyor. Ankara'da olduğu tespit edilen 22 endemik bitkinin bir kısmı hakkında ben bile tam bilgiye sahip değilim. gösterişli ve güzel olan sevgi çiçeği ile ilgilenmek yerine -ki onun ilgilenenleri var üstelik- gösterişsiz de olsa, nadir bulunuşu, endemik oluşu ve baskı altında oluşlarıyla ilgili diğer türlerle ilgilenelim. Mesela bu türlerden Gevenler, dikenler... " (gruptan itiraz sesleri, gülüşmeler:)

Bir soru: Peki bu sevgi çiçeğini evimizde saksımızda ya da bahçemizde yetiştiremez miyiz? Yetiştirsek nolur sanki?

Sevgi çiçeğini evimizdeki saksılarımızda ya da bahçemizde yetiştirmek demek, o bitkiyi olumsuz şartlarda ekolojisi konusunda zorlamak demektir.
Sevgi çiçeği bunu zaten bize kendisi anlatıyor, artık geniş bir alanda değil, çok dar bir alanda yaşıyor olması, bu çiçeğin ekolojik isteklerinin daraldığını gösteriyor. Ev ortamımızda bu çiçek belki bir yıllık bir misafirlik için uygun olabilir. Zaten kendisi bir yıllık bir çiçek.
Geçen sene sevgi çiçeği konusunda, Özel Çevre Koruma Dairesi ile birlikte bir çalışma yaptık. Bize bir alan tahsis ettiler, öğrencilerimizle gittik, tohumları ektik ama hiç birini çıkartamadık, kendi doğal alanında elimizle ektiğimiz halde... Çünkü tohumlar için belli bir toprak derinliği gerekiyor, kışın soğuğunu yaşamaları, dormansi dönemini geçirmeleri gerekiyor. Bunlar doğada zaten olan şeyler ama, bunu tam olarak anlayabilmek için bu konuda yıllarca üzerinde çalışmak gerekiyor. Zaten bu bitki üzerinde çok çalışmalar yapılıyor şu anda.
İsteyen dediğim gibi kişisel çabalarıyla şu an istediğini deneyebilir sevgi çiçeği konusunda, buna bir sözüm yok ama, doğrusu asıl yapmamız gereken sessiz, sedasız, ilgi isteyen diğer endemiklerle ilgili çalışmalara başlamamızdır. Ben bu konuda bir takvim çıkartırım. Diğer endemiklerin bulunduğu alanlar, hangi mevsimde çiçek açtıklarına vs. dair bilgiler konusunda bilgilendiririm. Bu grup ve diğer katılımcılarla o alana gider, hem açık hava toplantısı yapmış oluruz, hem de o endemiklerin fotoğraflarını çeker araştırmalarımızı sürdürürüz. Bu konuda elimden gelen her türlü yardımı yaparım. Mayıs ayının ikinci yarısında Beypazarı, Haymana tarafına gidebiliriz hep birlikte. Haymana'daki endemik olmadığı halde çoğumuzun görmediği, özel koruma altındaki şakayıkları görmeye gidebiliriz mesela. Ya da uygun mevsiminde endemik Astragalusları görmeye gidebiliriz. Bu konudaki bilgileri size forumdan aktaracağım."

Çook güzel bir günde, çoğumuz yeni tanıştığımız halde kaynaşıverdiğimiz toplantımızda, hepimizin hem fikir olduğu konu, Sevgi çiçeği (Yanar döner çiçeği) ya da Ankara çiğdemi dışında, diğer endemik olan ve ilgimizi bekleyen türlerle de ilgilenmek, doğada tükenmemeleri için dikkatleri çekmek, araştırmalarla onların nasıl korunacağına dair bilgiye ulaşmaktı. Umarım bu konuda uygun zamanlarda bir araya gelir ve anlamlı bir çalışma yapabiliriz :)
Katıldığımız için hepimize teşekkür ediyorum:p

nevsune
28-03-2009, 22:25
Birbirimize derdimizi anlatabilmemiz ve ortak bir sonuçta buluşabilmemiz çok olumluydu. Zaten bundan daha doğal ne olabilirdi? Hepimizin bu siteye giriş amacımız doğaya olan saygı ve inancımız değil miydi?

Yöremize ait endemik bitkilerle ilgili yapılacak ortak bir çalışmada üstüme düşeni yapmaktan mutluluk duyacağım.

k0900 sevgi çiçeği tohumları, Denizakvaryumu Kartozu mum için teşekkür ederim:)

Not: Lacunosa'yı tutturmayı beceremezsem, tutturanın elinden birini alırım şimdiden söyleyeyim:rolleyes:

Bu sohbetin devamı da var, di mi Müjgan. Bu biraz papa hikayesini anımsattı bana da:)

Müjgan
28-03-2009, 22:40
Bu sohbetin devamı da var, di mi Müjgan. Bu biraz papa hikayesini anımsattı bana da:)
Papa hikayesini anımsayamadım ama sohbetin hepiciği bu kadar şeker. Konu ile ilgili olanlarıı yazdım doğal olarak. Kalanı arada dinleyip gülümseyeceğim cinsten :)

nevsune
28-03-2009, 22:49
sohbetin hepiciği bu kadar şeker. Konu ile ilgili olanlarıı yazdım doğal olarak. Kalanı arada dinleyip gülümseyeceğim cinsten :)

Sevgili Herbaryumun daha sonraki konuşmalarında; gerekli koşullar sağlandığında bu tohumları yetiştirmenin denenmemesi için hiç bir neden olmadığını da söylemişti diye hatırlıyorum ben. Yanlışım varsa biri düzeltsin.

Papa hikayesini anımsayamadım ama
Papa hikayesini şimdi hatırlayamamışsındır, biraraya geldiğimizde anlatırım:)

Müjgan
28-03-2009, 22:56
Bir soru: Peki bu sevgi çiçeğini evimizde saksımızda ya da bahçemizde yetiştiremez miyiz? Yetiştirsek nolur sanki?

İsteyen dediğim gibi kişisel çabalarıyla şu an istediğini deneyebilir sevgi çiçeği konusunda, buna bir sözüm yok ama, doğrusu asıl yapmamız gereken sessiz, sedasız, ilgi isteyen diğer endemiklerle ilgili çalışmalara başlamamızdır.


Bu konuyu zaten yazmışım hanımefendi, atlamışsınız:p

nevsune
28-03-2009, 23:00
Neyse, ben yine papayı anlatcam sana, bekle hele:D

BalıkcıSerdar
28-03-2009, 23:12
Hepinize ayrı ayrı teşekkürler arkadaşlar.

Herne kadar Tokat Kebabı ve yaprak sarması sözümü tutamasam da, benim için çok güzel bir gündü:)

Sn. Nevsune Hanım, Sn. Denizakvaryumu ve Sn. Feriha Hanım getirdiğiniz bitkilerle tohumlar için size ayrıca birer teşekkür daha.

Sn. Nevsune Hanım;

Not: Lacunosa'yı tutturmayı beceremezsem, tutturanın elinden birini alırım şimdiden söyleyeyim

Demişsiniz, benim aldığım iki parça Lacunosa'dan 5 çelik çıktı, kızımla beraber sihirli toprak+torf karışımı ile buluşturduk. Allah'ın izniyle firesiz tutturacağım gibime geliyor:) muhakkak birisi size düşer merak etmeyin:)

Toplantıda konuşulan konular hakkında zaten gerekli açıklamalar yapılmış. Benim katabileceğim bir şey kalmamış, Herbaryum Hocamdan görev dağılımı bekliyeceğiz artık, bana büyük ihtimalle hangi balık ne tür olta ile nasıl yakalanır? gibi konular düşeceğini tahmin ediyorum:) Sizlerin yanında bitkiler konusunda hiç bir şey bilmediğim perçinlendi. Forumun biryerlerinde kendim hakkında yazarken, foruma katabileceğim bir şeyler olabileceğini düşünemediğimi belirtmiştim zaten, ama sayenizde çok şey öğreniyorum. Eğer farklı bir şeyler öğrenecekte olursam, hiç merak etmeyin susturmaya çalışsanız bile susturamazsınız:)

Bu arada çay paraları ne ara ödendi? Hiç farkında olmamışım, özür diliyorum, bir dahaki sefere telafi ederim inşallah.

Özetle; çok keyf aldım, çok güzel bir gündü, tekrarları da nasip olur umarım:)

nevsune
28-03-2009, 23:18
Çay paralarını k0900 ödemiş sağolsun, hiç birimiz farketmedik. Bir dahakine telafi ederiz.

BalıkcıSerdar
28-03-2009, 23:19
Bu arada;

Lacunosa çeliklerinin toprakla buluşturulduğunu zaten söylemiştim, Bodur lalede yeni saksıya alındı, Adenum tohumları artık yarın sabaha kaldı. önce onun çimlendirilmesi konusunu forumdan araştırmam gerektiği için:)

Tekrar teşekkürler, selamlar saygılar.

BalıkcıSerdar
28-03-2009, 23:24
Çay paralarını k0900 ödemiş sağolsun, hiç birimiz farketmedik. Bir dahakine telafi ederiz.

Hemşehrime de ayrı bir teşekkürler o zaman, gerçekten sizlerle ilk bir araya gelişimdi, olayın heyecanı ve kargaşası resmen dalgaya düştüm. Neyseki telafisi mümkün olmayan bir şey değil:)

Yine belirtiyorum çok güzel oldu, hepinizle tanıştığım için ayrı ayrı memnun oldum. Tekrar tekrar görüşmek dileğiyle.

Müjgan
28-03-2009, 23:30
Sizlerin yanında bitkiler konusunda hiç bir şey bilmediğim perçinlendi. Forumun biryerlerinde kendim hakkında yazarken, foruma katabileceğim bir şeyler olabileceğini düşünemediğimi belirtmiştim zaten, ama sayenizde çok şey öğreniyorum. Eğer farklı bir şeyler öğrenecekte olursam, hiç merak etmeyin susturmaya çalışsanız bile susturamazsınız:)




Çok azımız dışında hiç birimizin bitkiler konusunda uzmanlığı yok. Her birimiz sizin gibi başladık ve forumda kaldıkça, ilgilendikçe, bilgilendik. :)

Şimdi böyle dediğinize bakmayın, kendinizi yakında veritabanına giriş yaparken bulursanız şaşırmayın :)

Yücel Özlem
29-03-2009, 13:31
Arkadaşlar bu güzel gün için ben de teşekkür ediyorum.

Toplantıda Sayın Hassoman, Endemik tür ile Korunması gerekli ya da koruma altına alınmış türler kavramları arasındaki ayrıma dikkat çekmişti.

Bu Forumda, bu konunun işlendiği bir bölüm ya da başlık var mı bilmiyorum. Hassoman'ın açıklamasından sonra bu konuda epey bilgi eksiğim olduğunu farkettim.

Sanıyorum bu konuda diğer arkadaşların da kafalarında soru işaretleri uçuşuyordu.

Bu konuda teknik ve hukuk açısından durum nedir. Bilenler yardımcı olursa bu eksiğimi tamalamak isterim.

Müjgan
29-03-2009, 23:44
Sayın Hassoman, Endemik tür ile Korunması gerekli ya da koruma altına alınmış türler kavramları arasındaki ayrıma dikkat çekmişti.

Bu Forumda, bu konunun işlendiği bir bölüm ya da başlık var mı bilmiyorum. Hassoman'ın açıklamasından sonra bu konuda epey bilgi eksiğim olduğunu farkettim.

Sanıyorum bu konuda diğer arkadaşların da kafalarında soru işaretleri uçuşuyordu.

Umarım bu konuda teknik ve hukuk açısından durum nedir. Bilenler yardımcı olursa bu eksiğimi tamalamak isterim.



Yücel bey ben de farkına vardım, o konuda kavram karmaşası var gibiydi. Özellikle Hassoman'ın açıklamasından sonra kafanızın karıştığını gördüm. Ama burada konuyu açmanız isabetli oldu. Orada bunu açıklayabilmek biraz güç olacaktı kalabalığın dikkat dağınıklığı nedeniyle...

http://tr.wikipedia.org den alıntıladığıma göre:

Endemik, alanları belirli bir ülke veya bölgeye ait, yerel, ender ve çok ender bulunan türler. Latince endemos (indigenous) kelimesinden gelir ve “yerli” anlamında kullanılır.

Endemik alan; bir ada, bir yarımada veya bir dağ olabileceği gibi birkaç metrekarelik alanlar da olabilir. Türkiye endemik bitkiler açısından dünyanın önemli ülkelerinden birisidir.

Yurdumuzun siyasi hudutları içerisinde doğal olarak yetiştiği halde başka hiçbir yerde yetişmeyen, diğer bir deyişle dünyada yalnız ülkemizde yetişen bitkiler Türkiye endemikleri olarak adlandırılır. Yurdumuz endemiklerinin sayısı 3000 dolaylarında olup endemizm oranı %33 civarındadır.(Davis, 1965-1988).

Ülkemizde endemik tür sayısı diğer Avrupa ülkeleriyle kıyaslandığında ülkemizin bu zenginliği daha iyi anlaşılır. Avrupa ülkeleri arasında en çok türe sahip olan ülke Yunanistan olup 800 civarındadır. Aynı şekilde endemik türlerce zengin İspanya ve Sırbistan’da ise bu sayı 400-500 arasındadır.

Türkiye'de ki endemik türlerin en önemlilerinden birkaçı;

Kazdağı göknarı (Abies nordmanniana subsp equi-trojani)
Kasnak meşesi (Quercus vulcanica)
Anadolu sığla ağacı (Liquidambar orientalis)
Sevgi çiçeği (Centaurea tchihatcheffii)

Türkiye'de bilhassa dar derin yarılmış dağlık alanlarında endemiklerin sayısı bir hayli yüksektir. Bunun yanında özellikle Pleistosen’deki iklim şartlarına göre yetişmiş ve yayılma imkânı bulmuş, fakat günümüzde bilhassa dağlık bölgelerimize lokal alanlarda hayatiyetlerini sürdüren çeşitli flora bölgelerine ait bitkiler görülür. Örnek olarak, Karadeniz Fitocoğrafya Bölgesindeki Akdeniz elemanları, Nur, Dedegöl, Ağrı, Nemrut, Mercan (Munzur) dağlarındaki nemli ılıman ve nemli soğuk bitkilere örnek verilebilir.

Bunun yanında Türkiye'de Konzervatif endemikler yanında, yeni gelişmekte olan progresif endemikler de bulunmaktadır. Bu bakımdan hem çeşitli familyalara ait hem de endemikler yönündende çok zengindir.

Türkiye’de yetişen endemik türler doğada, aşırı otlatma, yangın, bilinçsiz kesim, söküm, ıslah çalışmaları, yapılaşma, şehirleşme ve herbisit kullanımı gibi çeşitli tehlikelerle karşı karşıyadır. Bu olumsuz faktörler kimi zaman bitkinin yok olmasına ve bir anlamda yer yüzünde ortadan kalkması anlamına gelmektedir. Bu olumsuz faktörler zamanla bitkilerin durumlarını tespit etme ve gerekli önlemleri alma ihtiyacını doğurmuştur.

Bu ihtiyaca yardımcı olmak amacı ile “Uluslararası Doğa ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği(IUCN)” kurulmuştur. Bu kuruluş yapığı çalışmalarla bitkiler için tehlike sınıflarını belirlemiş ve kritik durumdaki bitkileri buna göre değerlendirerek Kırmızı Bülten denilen “Red Data Book ” isimli eseri ortaya çıkarmışlardır. Bu çalışmalardan sonra aynı kategoriler esas alınarak “ Türkiye’nin Nadir ve Endemik Bitkileri ” adlı bir kırmızı bülten hazırlanmıştır.

Bizim ilgilendiklerimiz endemik olsalar da, aynı zamanda doğada kritik derecede tükenmeye yaklaşmış olanlardı. Endemik olduğu halde nesli tükenmemiş ya da kritik bir durum arzetmeyenleri de var ve biz onları tanıyalım ve tanıtalım istiyoruz. Yani endemik olması tükenmeye yakın olduğunu göstermiyor. :)

hassoman
30-03-2009, 09:44
B]Bizim ilgilendiklerimiz endemik olsalar da, aynı zamanda doğada kritik derecede tükenmeye yaklaşmış olanlardı. Endemik olduğu halde nesli tükenmemiş ya da kritik bir durum arzetmeyenleri de var ve biz onları tanıyalım ve tanıtalım istiyoruz. Yani endemik olması tükenmeye yakın olduğunu göstermiyor. :)

Müjgan Hanımın emeğine sağlık. Konu hakkında ne anlamamız gerektiği konusunda caba gösterdiği için teşekkür ederim. Endemik kavramı ile tükenmekte olan bitkiler kavramının hep karıştırıldığını gördüm. Bu yüzden bu konuya dikkat çekmek istedim.
Kendimce şöyle bir sıralama yaptım. (Haliyle bilimsellikle ilgisi yoktur:)

- Endemik olup da tükenme riski içinde olmayan bitkiler var.
- Endemik olup da tükenme riski içinde olan bitkiler var
- Endemik olmayıp da tükenme riski içinde bitkiler var...

Ama, elbette endemik bitkileri her an tükenme riski içinde olacaklarmış gibi düşünmekte yarar var. Benim anladığım Ankara Grubu olarak Ankara endemik bitkilerinden risk taşıyanlara öncelik verilmesiydi...

denizakvaryumu
30-03-2009, 10:16
Ankara grubu olarak;

Endemik,
yok olmak üzere olan
ve gösterişli-güzel olanlara öncelik verilmesi tarafıyım.

Gösterişli ve güzel olmayanlar tükenseler de ben yokum :D

(tıbbi bitkiler hariç)

Müjgan
30-03-2009, 10:18
Türkiye Bitkileri Kırmızı Kitabından...
EX - EXTINCT (Tükenmiş)
Şayet son ferdinin öldüğü konusunda hiçbir şüphe yoksa bu takson EX kategorisindedir. Türkiye Florası'nda ülkemizde yetiştiğinden sözedilen ancak bazı meslekdaşlarımızın özellikle aramalarına sağmen bulunamamış bazı taksonlar bu kategoriye konmuşlardır. Gelecekte bu bitkilerin yeniden bulunması durumunda yapılacak yayınlar, kitabı hazırlayanlar tarafından sevinç, teşekkür ve ümit ile beklenmektedir.

EW - EXTINCT IN THE WILD (Doğada tükenmiş)
Takson bulunabileceği ortamlarda ve yılın farklı zamanlarında yapılan ayrıntılı araştırmalarda bulunamamış, yani doğada kaybolmuş ve yalnız kültüre alınmış bir şekilde yaşamaya devam ediyorsa bu gruba konur.

CR - CRITICALLY ENDANGERED (Çok Tehlikede)
Bir takson çok yakın bir gelecekte yok olma riski altında ise bu gruba konur. Yapılan floristik çalışmalarda, gelecekte populasyonları zarar görebileceği düşünülen bitki taksonları bu kategoriye konmuştur.

EN - ENDANGERED (Tehlikede)
Bir takson oldukça yüksek bir risk altında ve yakın gelecekte yok olma tehlikesi altında, ancak henüz CR grubunda değilse, EN grubuna konur.

VU - VULNERABLE (Zarar görebilir)
CR ve EN gruplarına konamamakla birlikte, doğada orta vadeli gelecekte yüksek tehdit altında olan taksonlar bu gruba konur.
Ülkemizde orta vadede tehdit altında olabileceği düşünülen ve birden fazla lokaliteden bilinenler, şimdilik durumlarında tehlike olmayan bazı türler, gelecekte korunmalarının sağlanması için, bu kategoriye konmuşlardır.

LR - LOWER RISK (Az tehdit altında)

Yukarıdaki gruplardan herhangi birine konamayan, onlara göre populasyonları daha iyi bitkiler bu kategoriye konur.
Populasyonları oldukça iyi ve en az 5 lokaliteden bilinenler bu kategoriye konmuştur.
Gelecekteki durumlarına göre tehdit açısından sıralanabilecek 3 alt kategorisi vardır:

a-(cd) -CONSERVATION DEPENDENT (Koruma önlemi gerektiren)
5 yıl içinde yukarıdaki kategorilerden birine girebilecek taksonlar. Hem tür, hem de habitat açısından özel bir koruma statüsü gerektirenler.

b-(nt) - NEAR THREATENED (Tehdit altına girebilir)
Bir evvelki gruba konamayan ancak VU kategorisine konmaya yakın adaylar.

c-(lc) LEAST CONCERN ( En az endişe verici)
Herhangi bir koruma gerektirmeyen ve tehdit altında olmayanlar.

DD - DATA DEFICIENT (Veri yetersiz)
Bir taksonun dağılım ve bolluğu hakkındaki bilgi yetersiz ise, takson bu gruba konur. Bu kategorideki bir taksonun biyolojisi çok iyi bilinse bile, onun yayılış ve bolluğu hakkındaki bilgiler eksiktir. Bu nedenle bir taksonun DD kategorisine konması, onun tehdit altında olmasından çok, hakkında daha fazla bilgi toplanması gerekliliğini belirtir. Bilgiler elde edilince takson, durumuna uygun başka bir kategoriye konulmalıdır.

NE - NOT EVALUETED (Değerlendirilemeyen)
Yukarıdaki herhangi bir kriter ile değerlendirilemeyenler.

Yücel Özlem
30-03-2009, 10:36
Müjgan Hanım, çok teşekkür ederim.

Açıklamalar benim için faydalı oldu. Bu işin bir de hukukî tarafı var sanıyorum. Umarım o konuda da bilgileniriz. :)

Ülkemizde, endemik olan ya da olmayan bitkiler açısından böyle bir sınıfalandırma yapılmış mıdır? Yapılmışsa, bu bilgiye kolayca ulaşabilir miyiz?

Müjgan
30-03-2009, 12:57
Müjgan Hanım, çok teşekkür ederim.

Açıklamalar benim için faydalı oldu. Bu işin bir de hukukî tarafı var sanıyorum. Umarım o konuda da bilgileniriz. :)

Ülkemizde, endemik olan ya da olmayan bitkiler açısından böyle bir sınıfalandırma yapılmış mıdır? Yapılmışsa, bu bilgiye kolayca ulaşabilir miyiz?

Evet Yücel bey böyle bir sınıflandırma var. Yukarıda yazdıklarımı alıntı yaptığım kitap, orada da belirttiğim gibi Türkiye Bitkileri Kırmızı Kitabı idi.

sabah
30-03-2009, 13:34
Merhaba,

Toplantı için fikir veren denizakvaryumu ile toplantıyı düzenleyen ve evsahipliğini yapan herbaryuma teşekkürler.

Kıymetli tohumlar için k0900 ve feriha'ya, çelikler için denizakvaryumu'na teşekkürler. Umarım ben de onları tutturup, dağıtma şansı yakalarım.:rolleyes:


Toplantı bittiğine göre başka bir başlık altında görüşmeler devam etse daha uygun olmaz mı?

denizakvaryumu
30-03-2009, 14:30
http://www.agaclar.net/forum/showthread.php?t=5931&highlight=hoya+lacunosa

Arkadaşlar,
özellikle hoya lacunosa köklendirmesi konusundaki çalışmalarınızı bu başlık altında anlatılması herkes için yararlı olur.

sabah
01-04-2009, 11:30
Toplantıda herbaryum'a yakın noktada bulunmanın avantajını kullanarak yapılacakları şöyle anladım:

1) Ankara'nın endemiği olan 22 bitkinin tanıtımı için çalışılacak.

2) Bu bitkilerden biri seçilerek ağırlıklı olarak o bitkinin tanıtımı, çoğaltılması yönünde çalışılacak. Bitki önerisi herbaryum tarafından yapılacak.

3) Mayıs ayı içinde, herbaryum'un eşliğinde muhtemelen Beypazarı bölgesindeki bitki alanlarına gezi düzenlenecek.

sabah
01-04-2009, 11:33
..endemik, yok olmak üzere olan ve gösterişli-güzel olanlara öncelik verilmesi tarafıyım. ..

Yeterince güzel ve gösterişli mi? :rolleyes:

Muscari adilii
70072

Müjgan
01-04-2009, 12:19
Agaclar.net forumunu kullanan, yıllardır doğa sevgisiyle yaşayan ve çevreye duyarlılık gösteren ve o gün aramızda olan güzel dostlarımızın esprili yaklaşımını anlıyorum. Güzel olanı herkes sever. :) Ama duyarlılığımızı birazcık daha arttırarak "daha az güzel" olan diğer endemikleri de tanıyıp, tanıtarak; koruyup, kollayarak Türkiye'de bir anlamda bir zincir reaksiyon oluşturmak mümkün.:)
Bütün illerde o bölgede olan endemikleri halka tanıtan, ve koruyan gruplar oluşsa ve kaybolmaya yüz tutanlarını, yabancı ülkelerde üretip korumaya çalışan, ya da çalan insanlara fırsat verilmese iyi olmaz mı?.

denizakvaryumu
01-04-2009, 12:24
Yeterince güzel ve gösterişli mi? :rolleyes:

Muscari adilii
70072

Eğer bir de kokuluysa muhteşem diyebilirim.;)

denizakvaryumu
01-04-2009, 12:27
Toplantıda herbaryum'a yakın noktada bulunmanın avantajını kullanarak yapılacaklar şöyle anladım:

1) Ankara'nın endemiği olan 22 bitkinin tanıtımı için çalışılacak.

2) Bu bitkilerden biri seçilerek ağırlıklı olarak o bitkinin tanıtımı, çoğaltılması yönünde çalışılacak. Bitki önerisi herbaryum tarafından yapılacak.

3) Mayıs ayı içinde, herbaryum'un eşliğinde muhtemelen Beypazarı bölgesindeki bitki alanlarına gezi düzenlenecek.

4-İncelenen bu 22 bitkinin saksıda ve bahçede yetiştirilebilirliği üzerinde Üniversitenin bahçe bitkileri veya ilgili diğer öğretim görevlilerinden bilgi desteği alınacak.;) ( işin gerçeği en çok bu yan beni ilgilendiriyor çünkü hep yazdığım gibi asıl koruma o bitkiyi çoğaltmakla olur)

sabah
02-04-2009, 08:52
Bence güzelliğyle öne çıkan bir aday daha var. :rolleyes:
Campanula damboltiana
70215
Fotoğraf daha önce Endemik bitkiler ve sevgiçeği başlıklı yazısını paylaştığımız Prof. Dr. Mecit Vural'a ait.
Kimbilir ne koşullarda çalışıp bu bitkilere ilişkin bilgi ve fotoğraf sağlayan Prof. Dr. Mecit Vural ve diğer bilim adamlarına saygı ve şükran duymamak mümkün değil.

Derya Özen
02-04-2009, 11:07
Sevgili Sabah, o fotoğrafı http://www.agaclar.net/forum/showthread.php?t=4859 Verdiliğim linkede ekler misiniz? Burada o bitki işlenmişti ama fotoğrafı yoktu. Arşivimizde fotoğrafınında olması çok faydalı olur, sizcede öyle değil mi?

sabah
03-04-2009, 17:07
Bir güzel çiçekli Ankara endemiği daha. :rolleyes:

Aethionema dumanii

70619
Fotoğraf Prof. Dr. Mecit Vural'a ait.

k0900
04-04-2009, 23:02
Aethionema dumanii -aynı bitkimi?

kaynak : http://bitki.delisiyiz.com/resimler/aethionema-dumani

nejla
06-04-2009, 22:26
Kırsal Çevre grubumdan aldığım mail:

"Derneğimiz Yönetim Kurulu Üyelerinden Sayın Hasan Torlak'ın
Bilim ve Gelecek Dergisinin Nisan 2009 sayısında çıkan
"Anadolu'nun Endemik Bitkileri" konulu makalesi "word"
dosyası olarak ekte sunulmuştur."
Kırsal Çevre ve Ormancılık Sorunları Araştırma Derneği

Dosyaya aşağıdaki adresten ulaşabilisiniz.

http://www.4shared.com/file/97119687/52167156/Anadolu_nun_derde_derman_endemik_bitkileri.html

sabah
07-04-2009, 10:26
Aethionema dumanii -aynı bitki mi?
kaynak : http://bitki.delisiyiz.com/resimler/aethionema-dumani

Yakın plan fotoğrafı çeken Prof.Dr. Mecit Vural'a soralım. :rolleyes:

sabah
13-04-2009, 12:23
Anlaşılan yanardöneri ( Centaurea tchihatcheffii ) Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi'nde de yetiştirmeyi başarmışlar. :rolleyes:

Bakınız:
Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi Gezisinden fotoğraflı mesaj (http://www.agaclar.net/forum/showpost.php?p=398055&postcount=65)

denizakvaryumu
13-04-2009, 12:47
İşte bu kadar...

Gerçekten iyi yakalamışsınız.

Sn.Ayşe Melike bu konuda bizi bilgilendirirse sevinirim.

Üretimi nasıl başarmışlar?

k0900
14-04-2009, 11:25
Dergilerindede resmi var.

Afyon, Ankara, İstanbul, ...

http://www.ngbb.gen.tr/bagbahce/

k0900
14-04-2009, 14:07
İlgili linkten aldığım cevap:

Sayın ...........;
Mailinizi aldık ve bizde size ilginizden dolayı teşekkür ederiz.
Yanardöner sadece tohumla üretilebiliyor. Toplanan tohumlar temizlenir ve ekim dönemine kadar kağıt zarf içerisinde buz dolabında saklanır. Ocak-şubat aylarında kapalı bir balkonda veya iyi ışık alan oda sıcaklığındada olabilir saksılarda tohumlarını ekerek fide yetiştirebilirsiniz. mart ayı sonunda ise toprağa dikimini yapabilirsiniz. Ancak dış alanda ise mart ayı başında direk toprağa tohum ekimi yapılabilir. Tohumu ektiğiniz yıl çiçek elde edersiniz. çok çabuk üretilir. Çünkü tek yıllık bir bitkidir. tohumunu verdikten sonra bitki ölür. Ancak yere dökülen tohumlar bir sonraki yıl çimlenir. Bu şekilde kendini sürekli yeniler. Başka sorunuz olursa elimizden geldiği ölçüde yenıtlamaya çalışıcaz. Kolay gelsin.

Belgin Kuşoğlu/NGBB-Üretim sorumlusu

denizakvaryumu
14-04-2009, 14:22
Bu durumda yanar döner her tarafta kolayca yetiştirilebilecek gibi :)

NGBB de bu şekilde yetiştiğine göre, korkulacak bir durum yok.

Bizim toplantıda Sn.Herbaryum bizi neden o kadar korkuttu anlamadım :D

k0900
14-04-2009, 14:34
Orjinal Mesaj Sahibi Denizakvaryumu
En iyi korumanın;
bu bitkiyi sadece bulunduğu yerde değil, adapte olabileceği başka yerlerde de yetiştirmek-çoğaltmak olduğunu düşünüyorum.

Düşünceniz gerçekleşmiş:)

Bir tohum kampanyası daha temin edilir ve dağıtılırsa yanardöner iyice yaygınlaşır.

sabah
14-04-2009, 14:43
..dış alanda ise mart ayı başında direk toprağa tohum ekimi yapılabilir...

Ben tohumları bahçeye ekmek için kasım ayını bekleyecektim. Şimdi tereddüt ettim, mart ayında mı ekmeli?

Görüşme için teşekkürler k0900. :rolleyes:

sabah
14-04-2009, 14:53
Çok güzel bir çizim, değil mi?

72552
Çizer: Anna Skoumalova

Kaynak:
Centaurea tchihatcheffii Fischer & C.A. Meyer (Asteraceae)
Kit Tan, M. Vural

denizakvaryumu
14-04-2009, 14:54
Tohumların soğuklama ihtiyacı giderildi ise hemen ekilmeli.

Ama soğuk olmayan bir yerde tutulmuşsa soğuk katlamaya alınmadan çimlenmeleri imkansız.

denizakvaryumu
14-04-2009, 14:55
En iyi korumanın;
bu bitkiyi sadece bulunduğu yerde değil, adapte olabileceği başka yerlerde de yetiştirmek-çoğaltmak olduğunu düşünüyorum.

Düşünceniz gerçekleşmiş:)

Bir tohum kampanyası daha temin edilir ve dağıtılırsa yanardöner iyice yaygınlaşır.

NGBB ye teşekkürler ve tebrikler.

Darısı diğer korkulan endemiklerin başına.

sabah
14-04-2009, 14:58
Tohumların soğuklama ihtiyacı giderildi ise...
Ben soğuklama yapılmadığını düşünüp, kasım ayını demiştim. Bir soruşturalım.

sabah
14-04-2009, 15:06
Acaba rica etsek Prof.Dr. Mecit VURAL daha önce Kırsal Çevre Derneği'nde yaptığı Ankara Florası ve Bir Ankara Endemiği : Yanar Döner Hakkında konulu söyleşiyi bizimle tekrarlar mı? :rolleyes:

Böylece kendisine buradaki fotoğrafları için teşekkür fırsatı da buluruz.

k0900
14-04-2009, 15:17
Sn. Vural'a elektronik mesajla ulaşmaya çalıştım, yaklaşık 10 gün oldu. cevap henüz alamadım.

Dağıtılan tohumlar, kasım ayında dikilen ve artan tohumlardı. Kasım dikimi bilgisi tohumlarıda temin ettiğim bahçe görevlisine ait.

Ankara'nın 22 endemik bitkisi 21 e indi diyebilirmiyiz :)

Yeni bir Ankara endemik bitkisi tesbiti yapılırsa, bu bitki içinde forumda faydalı gelişmeler olabilir.

Müjgan
14-04-2009, 15:25
Ankara'nın 22 endemik bitkisi 21 e indi diyebilirmiyiz :)

Yeni bir Ankara endemik bitkisi tesbiti yapılırsa, bu bitki içinde forumda faydalı gelişmeler olabilir.

Sevgili forum üyesi ve konuyla ilgili arkadaşlarımızın ilgisi halen Centaurea tchihatcheffi üzerindeyken, yeni bir endemik seçmek şimdilik gereksiz gibi :)

k0900
14-04-2009, 15:49
[/B]
Çook güzel bir günde, çoğumuz yeni tanıştığımız halde kaynaşıverdiğimiz toplantımızda, hepimizin hem fikir olduğu konu, Sevgi çiçeği (Yanar döner çiçeği) ya da Ankara çiğdemi dışında, diğer endemik olan ve ilgimizi bekleyen türlerle de ilgilenmek, doğada tükenmemeleri için dikkatleri çekmek, araştırmalarla onların nasıl korunacağına dair bilgiye ulaşmaktı. Umarım bu konuda uygun zamanlarda bir araya gelir ve anlamlı bir çalışma yapabiliriz :)
Katıldığımız için hepimize teşekkür ediyorum:p



Uygun zamanı bekleyecegiz :)

nevsune
14-04-2009, 19:17
Sevgili k0900 sevgi çiçeğini yetiştirmeyi ve gelecek nesillere aktarmayı düşünen bizlere güvenip, tohumları ulaştırdığınız için size teşekkür borçluyuz.

İstanbul iklimine bile cevap verip neslini sürdürmeye çalışan bir bitkiyi, kendi bölgesinde yetiştirmek için bizler de elimizden geleni yapıp doğaya borcumuzu ödemeliyiz.

denizakvaryumu
14-04-2009, 19:19
İstanbul bu işi de Ankara'nın elinden aldı :)

nevsune
14-04-2009, 19:20
Biz tüm donanımlarımızı kullanırsak belli olmaz:)

k0900
14-04-2009, 20:01
Biz tüm donanımlarımızı kullanırsak belli olmaz:)

Donanımımız :)


Uzm. Selçuk BAŞARAN -projeler

Tehlike Altında Bir Endemik Türün Centaurea tchihatcheffii Fisch. & Mey. (Compositae) Koruma Biyolojisi: Çimlenme Ekolojisi, Populasyon Yaşayabilme Analizi Ve Koruma Stratejileri)

Demekki Selçuk beye ulaşmak gerekiyor. Fırsat bulursam ziyaretine gideyim.

k0900
15-04-2009, 15:44
Selçuk beye ulaştım. Bilhassa Ankara'lı yanardöner yetiştiricileri için iyi haberler var.

Selçuk bey bizlere yardımci olacak.

Yetiştirilmesi kolay, ayrıca mayıs ayında tohum toplayabileceğiz.

denizakvaryumu
15-04-2009, 16:05
Güzel haber, teşekkürler.

k0900
15-04-2009, 16:06
Elimizdeki tohumlar için notu;

Tohumları biz ekim ayında ekmiştik. Sonbaharı beklemek daha uygun.
Mayıs ayında tohumları toplayıp +5 0C de saklamak uygun olacaktır.

nevsune
15-04-2009, 16:06
Harikasınız:)

İyice umutlandım şimdi. Umut işin başı, istek ilk yarısı, çabalar ikinci yarısı. Tamam, ucunu gördüm ben o güzelim çiçeğin. Bu kadar sevgi ve ilgiye herhalde sevgi çiçeği de karşılık verecektir bizlere.

Ben sizden aldığım tohumları buzdolabına kaldırdım. Ekim ayına kadar kalsınlar. Zaten buzdolabı da sanırım +4°C olmalı.

k0900
15-04-2009, 16:13
Bu güzel haberlerden sonra biraz can sıkıcı bir haber daha.

sn. Mecit Vural'ın sözleri ;

.... Ankara da korunması gereken tür sayısında azalma yok.

Hatta birkaç ilave de var.

Doğaseverler olarak

katkılarınıza her zaman ihtiyaç var.

denizakvaryumu
15-04-2009, 16:15
Çoğaltmak yerine, "olduğu yerde bırakalım-koruyalım" anlayışı devam ettirilirse, bu sonuç kaçınılmaz.

sabah
15-04-2009, 16:22
Sn. Mecit Vural'ın sözleri ;
.... Ankara'da korunması gereken tür sayısında azalma yok....

Sayının artmadığını düşünüp iyi habermiş de denebilir.:rolleyes:

Ankara'nın endemiklerini tanımak, kritiklik durumunu bilmek, sahip çıkmak ve farkındalık yaratmak da korumak açısından önemli.

k0900
15-04-2009, 16:23
Sonrada ''yurd dışından ortak sıpariş'' başlığıyla bunları almaya çalışırız.

sabah
15-04-2009, 16:27
Tehlikede olanlar:


ANKARA’NIN FLORASI VE KORUNMASI GEREKEN ENDEMİK BİR TÜRÜ:
“YANARDÖNER”
Prof. Dr. Mecit Vural (http://www.agaclar.net/forum/#_ftn1)

..
2-Çok Tehlikede (CR)
Campanula damboldtiana
Centaurea tchihatcheffii
Salsola grandis
Isatis glauca subsp. Galatica
Astragalus beypazaricus
Astragalus demirizii
Muscari adili
Johrenia polyscias

3-Tehlikede (EN)
Aristolochia rechingeriana
Asyneuma linifolium subsp. nallihanicum
Campanula ekimiana
Centaurea halophila
Puccinellia anisoclada subsp. melderisiana
Paronychia kurdica var. fragilis
Astragalus panduratus
Astragalus physodes subsp. acikirensis
Astragalus trichostigma
Vicia parvula
Ornithogalum demirizianum
Verbascum gypsicola
Prangos denticulata

k0900
15-04-2009, 16:41
Sn. Vural, yukarda yazdığım gibi tehlike altında olanların sayısında bir azalma olmadığını, arttığını belirtiyor.

Beypazarı bölgesini işaret edip, Doğa derneği ile o bölgeye gezi yapabileceğimizi belirtiyor.

Sn.Herbaryum bölgeye geziyi, toplantıda gündeme getirmişti.

Onun liderliği önemli.

sabah
15-04-2009, 17:10
Adı yeşil ile yazılı olanlar -8 tanesi- fotoğrafını gördüklerim. Diğerlerini de merak ediyorum. :rolleyes:

Achillea ketenoglui
Aethionema dumanii
Astragalus physodes subsp. acikirensis
Astragalus beypazaricus
Astragalus demirizii
Astragalus densifolius subsp. ayashensis
Astragalus kochakii
Astragalus trichostigma
Astragalus yildirimlii
Campanula damboltiana
Campanula ekimiana
Centaurea halophila
Centaurea tchihatcheffii Cytisus acutangulus
Isatis glauca subsp. galatica
Muscari adili
Salsola grandis
Salvia aytachii
Sideritis galatica
Silene cserei subsp. aeoniopsis
Verbascum gypsisola
Verbascum heterobarbatum

herbaryum
16-04-2009, 16:29
Arkadaşlar merhaba,

Birkaç gündür foruma girmediğim için mesajlarınızı topluca okuma fırsatı buldum. NGBB olayı çözmüş gibi görünüyor. Tohumları temizle, dolaba koy, biraz sakla, ek, çıksın, her yıl tekrarla, kolay gelsin. Benim toplantıda demek istediklerim yanlış anlaşılmış. Ben kimseyi korkutmak istemedim. Üzerinde yeterince çalışma yapılmış türlerden farklı olarak henüz tanıtımları yapılmayanlar üzerinde çalışmalar yapılması ve yerlerinde korunmaları konusundaki fikirlerim değişmedi.

Benim birkaç yıldır Yanardöner çiçeği ile yaptığım gözlemlerde edindiğim fikirlerim ise;

Bu bitkinin nadas tarlalarda bir yıllık hayat devri geçirdiği. Büyük ihtimalle suni gübre ve kullanılan tarım ilaçları baskısı altında bu her nadas tarlada dahi gerçekleşememekte. Ayrıca doğadaki bitkiler arasındaki rekabet de bu bitki üzerinde ayrı bir baskı oluşturuyor. Bunun yanı sıra yine bu bitkinin yaşam alanlarına yapılan insan baskısı, yapılaşma, toprak kirlenmesi de olumsuzlukların birkaçı. Bunların üzerine bu bitkinin tohumlarını yiyen Güvercinler de son darbeyi vurmaktalar.

Yanardöner bitkisinin neslinin tükenmemesi için yaşam alanlarına olası baskılar önlenmelidir. Bu baskılar yukarıda olumsuzluklar şeklinde verilmiştir.

Mesajlardaki yazılarda merak ettiğim kısımlar var:

1. Yanardönerin her yerde kolayca yetiştirileceği konusu: Öyle olsaydı zaman bu bitki şu an her yerde yetişir ve biz üzerinde konuşma dahi yapmazdık. Dünya üzerinde birkaç km2’lik bir alanda sıkışıp kalmazdı. Bu konuda benim görüşürüm, bu bitkinin doğal yaşam alanlarının tahrip edilmeyerek yetiştirilmesi.
2.Yaygınlaştırılması konusu. Tek yıllık bir bitki olması ve tohumlarındaki soğuk etki gereksinimi nedeniyle özel ilgi gerektiren bir bitki. Türkiye’de belli bir bölgeye has, iklim, toprak ve diğer faktörlerle yayılımı daralmış. Öyle olmasa tüm Anadolu’da hatta tüm coğrafyada bulunurdu. Araştırmalar yaşam alanının neden daraldığı konusundan çok ben bu bitkiyi yetiştirdim bakın oldu gibi. Yine benim görüşüm doğada yerinde korunması, yeterli önlemlerin alınması ile bitkinin yaygınlaşacağı.

3.Donanımlarımız derken nelerimiz var? Özellikle ağaçlar.net Ankara çalışma gurubu olarak sesimiz var, çıkarabiliriz. Toplanırız, ziyaret ederiz, yaşam alanlarındaki olumsuzlukları tespit eder, gerekli müracaatları yaparız. Tanıtım toplantıları düzenleriz vs. Üyelerimizden uygun olanların bahçelerinde bu bitkinin yetiştirilmesini sağlayabiliriz. Çiçeklenme zamanı orada toplantılar düzenleyebiliriz. Tabi böyle yerleri olan üyelerimiz ve onların izinleri olursa. İsteyen olursa bu bitkiyi evinde saksıda yetiştirip eğer çiçek açtırabilirse onları da takdir ederiz. Ancak bu tip çalışmalarda kullanmak için gereken tohumlar bu bitkiyi baskılar şekilde doğal populasyonundan olmamalı. Mesela NGBB veya benzer botanik bahçeleri veya tohum sağlanabilecek yerler olmalı. Ben bu konuda her yıl doğadan tohum toplanmasına karşıyım, koruyalım derken baskıcı oluruz istemeden.

Bu şekilde yapılacak çalışmalardan başka da olası çalışmalarımız ve başarı oranımızı her yıl değerlendiririz. Benim bu konuda diyeceklerim bunlar, işlerim ve sağlığım izin verdiği sürece çalışmalara bu gurubun bir üyesi olarak katılmak isterim. Herkese iyi günler diliyorum.

nevsune
17-04-2009, 09:06
3.Donanımlarımız derken nelerimiz var? Özellikle ağaçlar.net Ankara çalışma gurubu olarak sesimiz var, çıkarabiliriz. Toplanırız, ziyaret ederiz, yaşam alanlarındaki olumsuzlukları tespit eder, gerekli müracaatları yaparız. Tanıtım toplantıları düzenleriz vs. Üyelerimizden uygun olanların bahçelerinde bu bitkinin yetiştirilmesini sağlayabiliriz. Çiçeklenme zamanı orada toplantılar düzenleyebiliriz. Tabi böyle yerleri olan üyelerimiz ve onların izinleri olursa. İsteyen olursa bu bitkiyi evinde saksıda yetiştirip eğer çiçek açtırabilirse onları da takdir ederiz. Ancak bu tip çalışmalarda kullanmak için gereken tohumlar bu bitkiyi baskılar şekilde doğal populasyonundan olmamalı. Mesela NGBB veya benzer botanik bahçeleri veya tohum sağlanabilecek yerler olmalı. Ben bu konuda her yıl doğadan tohum toplanmasına karşıyım, koruyalım derken baskıcı oluruz istemeden.
.

Sevgili herbaryum merak ettiğim konular var dediğinde donanım lafını ben ortaya attığıma göre, ne demek istediğimi açıklayayım. Gerçi sevgili herbaryum büyük ölçüde benim diyeceklerimi demiş zaten:) Kendi düşündüğüm donanımları da açıkladığımda, alıntıladığım bölüme eklenirse bütünlük sağlanmış olur sanırım.

Donamımlarımızın başta geleni,tanımaktan mutluluk duyduğum sevgili herbaryum ve tanışabileceğimiz tüm biliminsanları. Daha sonraysa yetiştirme ile ilgili bulabileceğimiz her türlü kaynaktan gelecek bilgiler ve şimdiye kadarki olumlu ya da olumsuz her türlü deneyim de bizim donanımımız olacaktır.

Örneğin kendi yaşam alanı dahi olsa gidip tohum atıp sonrasını doğaya bırakmanın, bitkinin çoğalması için çok da geçerli bir yol olmadığını gördük. Çünkü doğal ortamı, artık doğal ortam olmaktan çıkmış durumda. Sevgili herbaryum'un yukarda açıkladığı türlü olumsuz koşullar bitkinin çoğalmasını engelliyor. Zaten aksi olsaydı, engelleme olmasaydı, o ortamdaki her bir çiçeğin döktüğü tohumlardan yüzlerce, binlerce yanardöner çiçeğinin fışkırması gerekirdi.

Birileri uğraşıp çabalayıp bitkiyi doğal ortamın dışında yetiştirmeyi becermiş. O tohumu hangi koşullarda çimlendirebildilerse, bu bize örnek olacak. Bu örnekten yola çıkarak, yanlış yollardan tohumları ziyan etmemiz engellenecek. Dolayısıyla bu, yöntemini öğrendiğimiz zaman bizler açısından çok önemli bir donanım olacak.

Sevgili herbaryum'un karşı olduğu doğadan tohum toplamaya gitmek diye ne benim, ne de diğer arkadaşların bir arzusu ve niyeti yok. Zaten toplanmış tohumları bu işi gerçekten ciddiye alan birkaç kişi aramızda bölüşüp çiçeğe hayat verme çabasına giriştik.

Bitkinin tek yıllık olması da beni çok düşündürmüyor. Ben her yıl, tek yıllık olan birçok bitkiyi yeniden, yeniden yetiştirip çok da büyük keyif alıyorum.

Sonuçta doğaya zarar verme niyeti olmadıktan sonra bir tek kişi bir tek çiçek bile yetiştirse, bence doğaya hizmet etmiş olur diye düşünüyorum. Şimdi umalım ve dileyelim ki umut, istek ve çabalarımız olumlu sonuçlansın.

k0900
17-04-2009, 12:51
Sn. herbaryumun düşüncelere sanırım tamamımız katılıyoruz.
Kısa yazışma nedenleriyle bazı hususlar farklı anlaşılmış olabilir.

Toplanan ve toplanacak tohumların hiçbiri kesinlikle doğal ortamından değil.



... her yıl doğadan tohum toplanmasına karşıyım, koruyalım derken baskıcı oluruz istemeden.
....Benim bu konuda diyeceklerim bunlar, işlerim ve sağlığım izin verdiği sürece çalışmalara bu gurubun bir üyesi olarak katılmak isterim. Herkese iyi günler diliyorum.



Yeni tohum edinme hususunda Sn. Selçuk'un cevabıda o yönde değil.
Talebimi yaparken toplantıda sizin konuşmanızdan hafızama aldığım notlarıda kullanarak yazdığım cümlelerden biri : ...Bu bitkiyi üretmek adına doğaya saldırmak olan bitkileride yoketmek gibi bir düşüncemizde yok.
...tohumlarımızı çimlendirme, başarılı olma ve yetişen bitkilerden tekrar tohum alma konusunda bilgi ihtiyacımız var.

Gurubumuzda sinerji oluşmuş.

Sn.Herbaryum zamanınız uygun olduğunuzda eylem planı ve uyğulaması için düşüncenizi bekliyoruz :)

sabah
17-04-2009, 15:23
Doğal Hayatı Koruma Derneği'nden Kahramanmaraş ile ilgili güzel çalışmalar (http://www.dhkd.org/19.htm).

Kahramanmaraş’ın Doğal Çiçekleri, Endemik Türleri
2009 Takvimi
73178


Kahramanmaraş’ın nadir bitki, kuş ve mantar türlerinin
bilimsel veriler ve fotoğraflarla tanıtıldığı kitap.
73183

6 nadir bitki “Kahramanmaraş’ın Yeşil Hazinesi” posterinde yer almış.
73184

denizakvaryumu
17-04-2009, 15:37
Türkiye'deki endemik bitkilerin %25 i tükenmek üzere.

İster koruma altına alınsın, ister toplantı vs.yapılsın, ister halkı biliçlendirelim vs.densin durum böyle.

Çok acil olarak üniversitelerce bu bitkiler için bir çoğaltma programı yapılmazsa her 4 bitkiden biri yok oldu-olacak.

Mevcut durum itibarıyla endemik bitkileri olduğu yerde bırakarak neslini devam ettiremeyeceğimiz açık.
"Bu bitkileri çoğaltmaktan başka çare yok". derim...

---------------------------

Endemik Bitkiler Tükeniyor


Çukurova Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof.Dr. Atabay Düzenli, Türkiye’deki endemik bitki türlerinin yüzde 25’inin neslinin, bilinçsiz kullanımı nedeniyle tükenmek üzere olduğunu bildirdi.

Prof.Dr. Düzenli, yaptığı açıklamada, Türkiye’nin flora çeşitliliği açısından zengin bir ülke olduğunu, ancak bunu yeterince değerlendiremediğini söyledi.

Ülke genelinde bilinen 3 bin civarında endemik bitki türü bulunduğunu bildiren Prof.Dr. Düzenli, bu türlerin çoğunun bazı hastalıklara iyi geldiğine inanıldığı için halk tarafından fazlaca kullanıldığını belirtti.

Bitki türlerinin şifa kaynağı olduğu yönde çok sayıda yayın yapıldığını ifade eden Prof.Dr. Düzenli, "Maalesef bu bitkilerin çoğunu ise bilinmemesine karşın bazen ülkeye bazen de sadece bir yöreye ait endemik türler oluşturuyor" dedi.

Endemik türlerin bir ülkenin doğal zenginliği olduğunu belirten Prof.Dr. Düzenli şöyle konuştu:

"Bu türlerin genetik ve biyolojik yönden mutlaka araştırılması, halkın aydınlatılması gerekiyor. Çünkü ülke genelindeki 3 bin türden yüzde 25’i halkın şifalı diye toplaması nedeniyle tehlike altında. Bu türler tüm yönleriyle araştırılması için öncelikli olarak bir enstitü kurulmalı. Endemik türler Türkiye için bir nimet. Belki de çoğunda bilinmeyen değişik yönden başka canlılara faydası olacak genler olabilir. Bunun tersi de olabilir ama düşük bir ihtimal. En kısa sürede Türkiye’nin endemik bitki türü haritası çıkarılarak, yayınlanmalı."

Sığır Kuyruğu Örneği

Prof.Dr. Düzenli, Saimbeyli ilçesinde bulunan ve yöreye özgü olan sığır kuyruğu bitkisinin halkın bilinçsiz kullanımına en iyi örnek teşkil edecek türlerden biri olduğunu bildirdi. Çok sayıda çeşidi bulanan sığır kuyruğunun sadece Saimbeyli’ye özgü 3 türü olduğunu kaydeden Prof.Dr. Düzenli, şunları söyledi: "Bu türlerden biri ise halk arasında kaşıntılara, hemoroid ve mide rahatsızlığına iyi geldiğine inanıldığı için yöre halkı tarafından değişik şekillerde çokça tüketiliyor. Bu yüzden nesli tükenmek üzere. Çünkü endemik bitkiler yetiştirilmiyor, doğadan toplanıyor. Çoğu endemik tür aynı tehdit altında."

http://www.cc.cu.edu.tr/content/asp/Turkish/cuBasinOku.asp?id=12807

k0900
17-04-2009, 15:57
Aşagıdakı linkleri incelermisiniz.

FLORON, Hollanda’da bitki örtüsü üzerinde bilgi toplayan ve bitki türlerinin korunması için çalışan bir sivil toplum kuruluşudur. Hollanda’nın bitki örtüsüyle ilgili 10 milyondan fazla kayıt içeren ulusal bir bilgi bankasını yönetmektedir. Yaklaşık 11500 gönüllüden oluşan bir iletişim ağı ile FLORON kendilerine gelen biyolojik çeşitlilik verilerini değerlendirmekte ve gerekli önlemlerin alınması konusunda uyarılarda bulunarak doğal kaynakların korunması ve yönetimi konusunda kamu ve özel kuruluşlara yardımcı olmaktadır

http://translate.google.com/translate?hl=tr&sl=nl&u=http://www.floron.nl/&ei=TInoSYyAMsSz_Aay47HmAw&sa=X&oi=translate&resnum=1&ct=result&prev=/search%3Fq%3DFLORON%26hl%3Dtr%26lr%3D%26rlz%3D1G1G GLQ_TRTR248

k0900
17-04-2009, 15:59
IVN, misyonu doğa ve çevre eğitimi olan bir gönüllü kuruluştur. Hollanda’da yaklaşık 175 profesyonel çalışan ve 17.000 gönüllü ile birlikte insanların yaşadıkları çevre ve doğa ile bağlantı kurmalarını sağlamak amacıyla yerel, ulusal ve uluslararası ölçekte çalışmalar yapmaktadır.

http://translate.google.com/translate?hl=tr&sl=nl&u=http://www.ivn.nl/&ei=RIroSaz8McWN_QbFoJnYAw&sa=X&oi=translate&resnum=4&ct=result&prev=/search%3Fq%3DIVN%26hl%3Dtr%26lr%3D%26rlz%3D1G1GGLQ _TRTR248%26sa%3DG

sabah
17-04-2009, 16:00
Yanardönerler ilgili bizim tarafımızdan yapılacaklar açığa kavuştu gibi.

Edindiğimiz tohumlar için en uygun çimlenme koşulları detaylı öğrenilecek,
Bahçelerde ve saksıda yetiştirilmesi için ayarlama, planlama yapılacak,
Gelişmeler izlenecek,
Diğer kurumlar tarafından yapılan çalışmalara destek verilecek diyebiliriz, galiba.

Bu listeye başka ne ekleyebiliriz?

Yanardönerle ilgili Özel Çevre Koruma tarafından hazırlanan yayınların kapsamı etkileyiciydi. Gölbaşı Belediyesi ve başka kurumlar tarafından bitkinin sahiplenildiğini de biliyoruz.

Bu durumda başka bir endemiği seçip onun da korunmasına destek olmalıyız, demiştik, değil mi?

malina
17-04-2009, 16:00
Türkiye'deki endemik bitkilerin %25 i tükenmek üzere.

İster koruma altına alınsın, ister toplantı vs.yapılsın, ister halkı biliçlendirelim vs.densin durum böyle.

Çok acil olarak üniversitelerce bu bitkiler için bir çoğaltma programı yapılmazsa her 4 bitkiden biri yok oldu-olacak.

Mevcut durum itibarıyla endemik bitkileri olduğu yerde bırakarak neslini devam ettiremeyeceğimiz açık.
"Bu bitkileri çoğaltmaktan başka çare yok". derim...



Ankara grubu olarak;

Endemik,
yok olmak üzere olan
ve gösterişli-güzel olanlara öncelik verilmesi tarafıyım.

Gösterişli ve güzel olmayanlar tükenseler de ben yokum :D

(tıbbi bitkiler hariç)

Seçmece koruma nasıl oluyor?. Tabii herkes kendi seçimini yapar ama bunu "Gösterişli ve güzel olmayanlar tükenseler de ben yokum" diye ilan etmek doğru değil.

k0900
17-04-2009, 16:03
ÖBANET, Türkiye'nin ÖBA'larındaki ilgi grupları (hükümet temsilcileri, yerel yöneticiler, STK'lar, üniversiteler, özel sektör ve gönüllü kişiler) arasında iletişimin sağlanması ve güçlendirilmesi esasına dayanır. Projenin hedefi, çok sayıda kuruluşla ortak çalışabilecek güçlü bir iletişim ağı oluşturmaktır. Bu proje kapsamında düzenli bilgi ve haber akışı sağlanacak, basılı materyaller paylaşılacak, doğal kaynakların korunarak kullanılması konusunda işbirliği ve görüş alışverişi yapılacak, pilot ÖBA'larla ilgili ekolojik bilgiler güncellenecektir.

ÖBANET Projesi'nde, Türkiye çapında pilot alan olarak belirlenen 9 ÖBA'da doğa koruma amacıyla öncü çalışmalar yapılacaktır.

ÖBANET – Türkiye’nin Önemli Bitki Alanları (ÖBA) İletişim Ağı (http://www.obanet.net/index.php?option=com_content&view=article&id=63&Itemid=28)



(http://www.obanet.net/index.php?option=com_content&view=article&id=63&Itemid=28)

nevsune
17-04-2009, 16:13
[QUOTE=sabah;402394]
Bu durumda başka bir endemiği seçip onun da korunmasına destek olmalıyız, demiştik, değil mi?[/QUOTE

Bir işbölümü yapsak iyi olacak.

Toplantıda "korunmaya alınması gereken bitkilerin çiçeklenme tarihlerini yazarım" demiştim ama elimdeki çalışmalar biryandan, bahar geldi:p bir yandan yapamadım. Bu konuda ortak bir çalışma yapsak, hangi bitki için nereye gideceğimiz konusu da biraz daha açıklığa kavuşmuş olabilir ve bir seçimle işe başlayabiliriz. Yoksa burada böyle boş boş yazışıp duracağız.

Herbaryum sizi göreve davet ediyorum, liderlik koltuğuna oturuverin artık;)

BalıkcıSerdar
17-04-2009, 16:18
Evet ******* bu konu Sn. Herbaryumun ihtisas alanı, liderlikte ona yakışır. Bize görev paylaşımı yapmasını bekliyoruz kendisinden.

herbaryum
17-04-2009, 16:26
Türkiye'deki endemik bitkilerin %25 i tükenmek üzere.

İster koruma altına alınsın, ister toplantı vs.yapılsın, ister halkı biliçlendirelim vs.densin durum böyle.

Çok acil olarak üniversitelerce bu bitkiler için bir çoğaltma programı yapılmazsa her 4 bitkiden biri yok oldu-olacak.

Mevcut durum itibarıyla endemik bitkileri olduğu yerde bırakarak neslini devam ettiremeyeceğimiz açık.
"Bu bitkileri çoğaltmaktan başka çare yok". derim...



Türkiye'deki endemik bitkilerin %25'i tükenmek üzere: Hangi kaynakta yazıyor, kimin araştırması, bu türler hangileri, öğrenmek isterdim. Küresel ısınmaya bağlı olarak su kaynaklarında azalma ile tüm bitkilerimiz tehdit altında. Bitki yaşamı üzerindeki olumsuzluklar sürdüğü sürece yok olma endemik ayırımı yapmayacak.

"İster koruma altına alınsın, ister toplantı vs.yapılsın, ister halkı biliçlendirelim vs.densin durum böyle" ise ne yapmaya çalışıyoruz!

Çok acil olarak üniversitelerce bu bitkiler için bir çoğaltma programı yapılmazsa her 4 bitkiden biri yok oldu-olacak. Peki Üniversitelerde durum nedir? Biliyormusunuz? Çalışmalar, projeler hakkında bilginiz varmı? Kamuoyunda böyle çalışmalar yapılmıyor gibi bir imaj mı var? Bir de Üniversitelerin bilimsel çalışmalar yanında bu projelerin hayata geçirilmesi için ne gibi imkanları ve kaynakları var?

Mevcut durum itibarıyla endemik bitkileri olduğu yerde bırakarak neslini devam ettiremeyeceğimiz açık.
"Bu bitkileri çoğaltmaktan başka çare yok". derim...

Önerilerinizi bekliyorum. Endemik bitkileri oldukları yerde bırakmayalım, haydi çoğaltalım.

sabah
17-04-2009, 16:36
korunmaya alınması gereken bitkilerin çiçeklenme tarihleri... Bu konuda ortak bir çalışma yapsak, hangi bitki için nereye gideceğimiz konusu da biraz daha açıklığa kavuşmuş olabilir...

Bu yıl listeden bir iki çiçek görebilirsek güzel olur.

Hızla çiçeklenme tarihleri ve bölgeleri konusunda çalışalım. :rolleyes:

Güvenilir ve derli toplu kaynak olarak Kırmızı Kitap uygun mu?

herbaryum
17-04-2009, 16:52
Bir işbölümü yapsak iyi olacak.

Toplantıda "korunmaya alınması gereken bitkilerin çiçeklenme tarihlerini yazarım" demiştim ama elimdeki çalışmalar biryandan, bahar geldi:p bir yandan yapamadım. Bu konuda ortak bir çalışma yapsak, hangi bitki için nereye gideceğimiz konusu da biraz daha açıklığa kavuşmuş olabilir ve bir seçimle işe başlayabiliriz. Yoksa burada böyle boş boş yazışıp duracağız.

Herbaryum sizi göreve davet ediyorum, liderlik koltuğuna oturuverin artık;)

Çok teşekkür ediyorum. Çalışma grubunda henüz nasıl bir çalışma yürüteceğiz, fikir birliğine vardığımızı sanmıyorum. Fikir birliği sağlandığında birlikte hareket edilir diye düşünüyorum. O zaman iş bölümü ile herkes üzerine düşeni yapar. Bu bakımdan tekrar teşekkür ediyorum.

k0900
17-04-2009, 16:53
Sn. Herbaryum nisan sonu mayıs başı gibi bir gezi önermişti.

sabah
17-04-2009, 17:05
Doğrudan bir bitki seçip harekete geçmeden önce ilk adım olarak
- Ankara'nın endemikleri konusunda bilgilenmeliyiz,
- 22 bitkiye ilişkin ilişkin bilgileri, fotoğraflı olarak derlemeliyizdiye düşünüyorum.

Mevsimi değerlendirmek için geziyi yapmaya çalışmalıyız.

M.Sema
17-04-2009, 17:13
İyi akşamlar kolay gelsin dostlar. Sizi sessiz takip ediyorum şu aralar. Bir el atın dediğinizde her zaman hazırım. Selam, sevgi ve saygılarımla.

nevsune
17-04-2009, 17:13
Çalışma grubunda henüz nasıl bir çalışma yürüteceğiz, fikir birliğine vardığımızı sanmıyorum. Fikir birliği sağlandığında birlikte hareket edilir diye düşünüyorum.

Hepimiz ortak bir amaçla birarada değil miyiz zaten?

Yöntem konusundaysa ortada henüz bir fikir yok ki birliği sağlansın, o fikir bulunmaya çalışılıyor. Sizden istediğimiz yardım da, o noktaya ulaşabilmek değil mi?

nevsune
17-04-2009, 17:18
- 22 bitkiye ilişkin ilişkin bilgileri, fotoğraflı olarak derlemeliyiz[/INDENT]diye düşünüyorum.


Evet sabah, ben de aynı şeyleri anlatmaya çalışıyordum. Bu konuda bir işbölümü yapılarak çalışmaya başlanabilir. Gezi planımızı da buradan seçeceğimiz bir bitkiyle yapabiliriz.

sabah
17-04-2009, 17:21
FLORON, Hollanda’da bitki örtüsü üzerinde bilgi toplayan ve bitki türlerinin korunması için çalışan bir sivil toplum kuruluşudur.

Yaygınlığı çok etkileyici.

Biraz Nuh’un Gemisi Biyolojik Çeşitlilik Veritabanı (http://www.nuhungemisi.gov.tr/tr/tr.php) çalışmalarına benziyor.

malina
17-04-2009, 17:43
Buradaki bilgilerden yararlanıyor musunuz?
İç Anadolu Bölgesi (http://www.agaclar.net/forum/forumdisplay.php?f=90)

feriha
17-04-2009, 18:01
Arkadaşlara merhaba..
Son toplantımızdan ayrılırken önce Ankara endemik bitkilerini önce bir tanıyalım. Bunu da baharda yapacağımız gezilerle yapmaya çalışalım sonsözünü hatırlayalım.

Sevgi çiçeği konusu belirlendi. Tohumlara nasıl ulaşacağımız, yetiştirme çalışmalarımızı yaparken kimlerden yardım alacağımız ortaya çıktı. İlgilenen arkadaşlara teşekkürler.

Tamam şimdi geldik diğer endemiklerimizi tanımak için Sn Heberyum başkanlığında geziler gerçekleştirip bilgilenmeye başlamaya.. Bu arada kim hangi duruma yakın hissederse işbölümü kendiliğenden ortaya çıkar diye düşünüyorum. Amacımız endemiklerimizi çoğaltmak değil mi? Tanıyalım, görelim, nasıl çoğalır tesbit edelim ve çalışmaya başlayalım ;)

k0900
17-04-2009, 18:08
Buradaki bilgilerden yararlanıyor musunuz?
İç Anadolu Bölgesi (http://www.agaclar.net/forum/forumdisplay.php?f=90)

Siz hızırmısınız :)

herbaryum
17-04-2009, 18:51
Mayıs ayının ikinci yarısından sonra Haziran ayının ilk yarısına kadar Ayaş-Beypazarı civarlarında arazi gözlemleri yapabiliriz. Tam tarih konusunda burada karar verebiliriz sanırım hatta nasıl gideceğimiz konusunda da plan yapabiliriz. O zamana kadar hepimiz ulaşabildiğimiz kadarı ile Ankara Endemikleri ait dökümanlar toplayabiliriz. isteyen olursa Üniversiteye bilgi toplamak için gelebilir, elimden gelen yardımı yapabilirim. Önceden haberleşirsek burada olduğum günlerde görüşebiliriz. İyi günler, iyi çalışmalar diliyorum.

k0900
17-04-2009, 20:38
Mayıs ayının ikinci yarısından sonra Haziran ayının ilk yarısına kadar Ayaş-Beypazarı civarlarında arazi gözlemleri yapabiliriz. Tam tarih konusunda burada karar verebiliriz sanırım hatta nasıl gideceğimiz konusunda da plan yapabiliriz. O zamana kadar hepimiz ulaşabildiğimiz kadarı ile Ankara Endemikleri ait dökümanlar toplayabiliriz. isteyen olursa Üniversiteye bilgi toplamak için gelebilir, elimden gelen yardımı yapabilirim. Önceden haberleşirsek burada olduğum günlerde görüşebiliriz. İyi günler, iyi çalışmalar diliyorum.

Eylem planı oluşmuş;

A - Gezi : 15 Mayıs 15 Haziran arası Beypazarı Ayaş arası.
Detaylar : Kesin tarih tespiti , Güzergah ve programı, Seyahat vasıtası, planı

B – Ev ödevi : Ankara Endemikleri hakkında bilgi belge toplamak.
C – Kalanlar : Formda ve seyahat ta tamamlanacak
D – Uygulama : Seyahat sonrası.


Yukarıdaki başlıklar revize edilebilir, değiştirilebilir.

sabah
05-05-2009, 17:04
Eylem planı oluşmuş;
A - Gezi : 15 Mayıs 15 Haziran arası Beypazarı Ayaş arası.
B – Ev ödevi : Ankara Endemikleri hakkında bilgi belge toplamak.
C – Kalanlar : Formda ve seyahat ta tamamlanacak
D – Uygulama : Seyahat sonrası.


A- herbaryum yoğun programı ve iş gezileri arasında bizim için gün ayırabilirse bildirecek.
Uygun gün çıkmazsa başka türlü bir uygulama düşünürüz.

B- nevsune ile haberleştik, bilgileri derleyeceğiz. Bu ara bizde de bir yoğunluk var ama en azından görevi üstlendik.:rolleyes:

C- Kalanları konuşuruz.

D- Yanardöner tohumlarının ekimi için kasım ayını bekliyoruz.

nevsune
06-05-2009, 09:41
B- nevsune ile haberleştik, bilgileri derleyeceğiz. Bu ara bizde de bir yoğunluk var ama en azından görevi üstlendik.:rolleyes:
.

İç Anadolu endemiklerinin; öncelikli olarak çiçeklenme zamanlarını, yetiştikleri şehirleri ve fotoğraflarını hazırlamaya başladık ama bitiremedik. Kısa zamanda yaptık yaptık, mevsim geçiyor. Başka bahara kalacağız.

Genel olarak bizlerde çok fazla bilgi yok. Sanırım Herbaryum bizlerden yardımını esirgemeyecektir:)

sabah
06-05-2009, 14:47
Ankara'nın florası ve korunması gereken endemik bir türü: “YANARDÖNER”
Prof. Dr.Mecit Vural

...Ankara’ya özgü 22 tür bilinmektedir.
Bunlar:
:
Centaurea tchihatcheffii
:


Daha önce Afyon'da da görülen yanardöner artık yalnızca Ankara'da yaşadığı için mi Ankara'ya özgü olmuş acaba?

denizakvaryumu
06-05-2009, 15:01
24 Mayıs ;

potlaçlı tarhun toplantısı + endemik toplantısı da olabilir.

Başkanımız karar versin.

sabah
06-05-2009, 15:15
Öncelik herbaryum'un gezi planınında.

Eğer o tarihte herbaryum'la gezi olmazsa buluşma yeri önerilerim:
- yanardöner bölgesinde (Gölbaşı, Haymana yolu)
- Karşıyaka

denizakvaryumu
06-05-2009, 15:18
Tarhunları artık almamız lazım.

Eğer 24 mayısa 2 toplantı çakışırsa ve farklı yerlerde olursa ben tarhun toplantısındayım.

Bu nedenle 2 toplantı için ortak fikir yürütelim derim.

herbaryum
06-05-2009, 18:19
Öncelik herbaryum'un gezi planınında.

Eğer o tarihte herbaryum'la gezi olmazsa buluşma yeri önerilerim:
- yanardöner bölgesinde (Gölbaşı, Haymana yolu)
- Karşıyaka

9-10 Mayıs Sanırım çok erken, hem Anneler günü
16-17 Mayıs olabilir ancak genede erken gibi yağışlar kesilirse olabilir
23-24 Mayıs Ben Ankara'da değilim isterseniz sizler toplanabilirsiniz ancak türleri tanıtmak açısından olsam iyi olur.
30-31 Mayıs olabilir

nevsune
06-05-2009, 18:23
Sizin olmanız hepimiz için çok önem taşıyor. Sizsiz bir endemik gezi düşünmek hiç iyi gelmedi bana:)

30-31 Mayıs hava açısından da çok uygun olur sanırım.

feriha
06-05-2009, 20:25
Açık öğretim sınavları o tarihlerde.. Öğrencimiz de var öğretmenimiz de..

Anlaşılan hepimizin aynı gün uygun olması mümkün değil.

Haziranın ilk haftasına ne dersiniz?

Nasip artık.

Müjgan
06-05-2009, 21:25
9-10 Mayıs Sanırım çok erken, hem Anneler günü
16-17 Mayıs olabilir ancak genede erken gibi yağışlar kesilirse olabilir
23-24 Mayıs Ben Ankara'da değilim isterseniz sizler toplanabilirsiniz ancak türleri tanıtmak açısından olsam iyi olur.
30-31 Mayıs olabilir

Başkanım siz olmazsanız olmaz, biz size uyacağız mecburen :)
16 Mayıs bana uyar, 17 ve 18 mümkün değil. Çünkü 18 Mayıs'ta Resim Heykel müzesinde, akşam konserimiz var, dolayısıyla çalışma haftası...
Bu vesile ile konsere beklediğimi duyurmuş olayım. Türkiye Kalkınma bankası halk müziği korosu konseri...
6 ya da 7 Haziran'da da başka bir konserimiz var. Kilis kültür derneği halk müziği korosu konseri :)
Ancak Haziran'ın ikinci haftasında benim gelebilmem mümkün olacak.

sabah
07-05-2009, 17:08
nevsune ile gelecek hafta içinde herbaryum'a uğramayı planlıyoruz.

Liste, elimizdeki bilgiler, kaynaklar, fotoğraf temini gibi konularda görüşeceğiz.

Katılabilirim diye arkadaşlarla haberleşelim.

Müjgan
07-05-2009, 23:24
Tamam siz gidin bi görüşün, ön hazırlık için iyi olur. Fırsatım olursa ben de gelirim oraya. Daha sonra gidiş gününü kararlaştıralım.
Ama sanırım gideceğimiz günlerde, gittiğimiz bölgedeki flora her ne idiyse, mecburen onlarla ilgileneceğiz.;)

Müjgan
08-05-2009, 16:36
Bu gün beni herbaryum aradı. Hassomanı da arayacaktı... Sanırım minik bir toplantı olmaktan çıkacak.:p

BalıkcıSerdar
08-05-2009, 16:42
Sanırım minik bir toplantı olmaktan çıkacak.:p

Yaprak sarma falan diye tutturmak yok ama. Bakın baştan söyleyim, o kadar kişiye yetecek yaprak sarmayı yaptıramam hanıma, yani kıyamadığımdan, yoksa başka bir şey değil aklınıza bir şey gelmesin:p

Müjgan
08-05-2009, 16:53
Yaprak sarma falan diye tutturmak yok ama. Bakın baştan söyleyim, o kadar kişiye yetecek yaprak sarmayı yaptıramam hanıma, yani kıyamadığımdan, yoksa başka bir şey değil aklınıza bir şey gelmesin:p
Tamam tamam dolmadan vazgeçtik. Gelin yeter :)))

nevsune
08-05-2009, 16:57
Aaaaa ne iyi olur. Herkes elindeki bilgiyi, bilgi işine karışmayanlar da yiyecekleri getirir paylaşırız:rolleyes:

Müjgan
08-05-2009, 17:01
Aaaaa ne iyi olur. Herkes elindeki bilgiyi, bilgi işine karışmayanlar da yiyecekleri getirir paylaşırız:rolleyes:
Valla ne iyi, ben sıyırdım. Botanik, farmasotik botanik, farmakognozi okumuş biri olarak bilginin tam içindeyim nasılsa... :D

M.Sema
08-05-2009, 17:09
Yiyecek konusunu hiç merak etmeyin diyeceğim ama hafta içinde gidiyorsunuz.:(

nevsune
08-05-2009, 17:17
Sen hariç canımmmmm:) İşi başlatan, forumda koca bir Türkiye florasını, bitki veritabanındaki bilgileri hazırlayan sen değil misin. Ellerine sağlık;)

Bizler naçizane sağdan soldan bilgi toplayıp, bir işe yaramaya çalışıyoruz sadece.

Müjgan
08-05-2009, 17:23
Sen hariç canımmmmm:) İşi başlatan, forumda koca bir Türkiye florasını hazırlayan sen değil misin. Ellerine sağlık;)

Bizler naçizane sağdan soldan bilgi toplayıp, bir işe yaramaya çalışıyoruz sadece.
Anlamadığım şu, zaten herbaryum gibi bir cevher varken, neyin bilgisini topladınız?:)

nevsune
08-05-2009, 17:43
İyi, yok sayarız o bilgileri:) Kendi kendimize işgüzarlık etmişiz. Alt tarafı harcadığımız zaman olur, ölüm yok ya sonunda:)

Müjgan
08-05-2009, 17:48
Bu zamanda bilgi çok değerli. Zaman nasıl olsa bulunur ama bilgi her zaman bulunmaz Nevsun'cum. Hele de bu bilgi seninse...:p
mucks...

nevsune
08-05-2009, 18:03
Körler sağırlar, ....... gibi olduk:)

Zaman, bende de herkesinki kadar bol. Bu bilgileri toparlarken kaybettiğim zamana hiç de acımam. Her bir kelime bana yeni bir ufuk açtı ve iyi bir amaç adına idi. Ama şunu da isterim ki, doğrusu neyse o yapılsın. Ortada agaclar.net'in itibarı var. Gün gelir bu çalışma bir yerlerde yer bulur, hepimizin gururu olur. İşbölümü işbölümü derken bunu anlatmaya çalışıyordum.

Neyse sonuçta bu gönüllü bir çalışma, iyi kötü elinizdeki elemanlarla idare etceksiniz artık:)

Müjgan
08-05-2009, 20:16
Körler sağırlar, ....... gibi olduk:)

Zaman, bende de herkesinki kadar bol. Bu bilgileri toparlarken kaybettiğim zamana hiç de acımam. Her bir kelime bana yeni bir ufuk açtı ve iyi bir amaç adına idi. Ama şunu da isterim ki, doğrusu neyse o yapılsın. Ortada agaclar.net'in itibarı var. Gün gelir bu çalışma bir yerlerde yer bulur, hepimizin gururu olur. İşbölümü işbölümü derken bunu anlatmaya çalışıyordum.

Neyse sonuçta bu gönüllü bir çalışma, iyi kötü elinizdeki elemanlarla idare etceksiniz artık:)

Bu konuyu herbaryum'un yanında tekrar güncelleyebileceğimizi umuyorum:)

sabah
11-05-2009, 17:05
12 Mayıs salı, saat 10.30-12.00 ya da
14 Mayıs perşembe, saat 13.00 14.00 de herbaryum'a uğramayı planlıyoruz.

Katılmayı düşünen arkadaşların tercihlerine göre hızla hareket edebiliriz.

Müjgan
11-05-2009, 22:18
Konu ile ilgili heveslenen, hatta bu konunun başlamasına neden olan denizakvaryumu neredeler? Sesi çıkmıyor?:)

BalıkcıSerdar
11-05-2009, 22:20
Denizakvaryumunun başına bir iş sardım ki dostlar başına:p

Allah yardımcısı olsun, ama ne yapayım kendisi kaşındı:p

denizakvaryumu
11-05-2009, 22:30
Balkoncular , balkonlarının kıymetini bilsin ...Bahçe mahçe istemesin.

Tel örgü-kepçe-dozer-foseptik-kazık-su-kene-yılan-köstebek-çardak-toz-toprak...

Balkona gurban :dilli:

Hep BalıkçıSerdarın yüzünden :D

BalıkcıSerdar
11-05-2009, 22:48
:D :D :D :D :D

Tamam söz "inşaat işi bittikten sonra" daha uzağından-yakınından geçmem:D

Erken başladınız valla şikayetlenmeye:p

denizakvaryumu
11-05-2009, 22:51
Ben en iyisi yeni bir başlık açayım.

Daha çooook şikayet edeceğimden, bu konudan bizi kovmasınlar :)

BalıkcıSerdar
11-05-2009, 22:55
Ben en iyisi yeni bir başlık açayım.



Amanııın kaybetmezsek bulduk:D Bende en iyisi üyeliğimin iptalini isteyim:p

Beyaz Gece
12-05-2009, 08:31
12 Mayıs salı, saat 10.30-12.00 ya da
14 Mayıs perşembe, saat 13.00 14.00 de herbaryum'a uğramayı planlıyoruz.

Katılmayı düşünen arkadaşların tercihlerine göre hızla hareket edebiliriz.

Ben katılmak isterim. Ziyaret tarihini haber verirmisiniz? Telefon nuamramı özelden size bildirdim. inşallah çok geç kalmamışımdır

sabah
12-05-2009, 09:02
Ankara'daki arkadaşların -toplantıya katılan, katılamayan- konuyla ilgilendiklerine, gerektiğinde katkıda bulunacaklarına eminim.

Bu toplantı daha sonra grupla paylaşmak üzere, bitkilerin secereleri, genel özellikleri hakkında çalışma yaparken uygun kaynaklar hakkında görüşmek için hızlı yol alalım diye hafta içinde planlandı.

Araştırma, görüşme, yetiştirme vb çalışmalar sırasında işbirliğinin süreceği ve asıl toplantıların çoğunluğa uyan gün ve saatlerde yapılacağı açık, değil mi? :rolleyes:

denizakvaryumu
12-05-2009, 09:50
http://www.agaclar.net/forum/showpost.php?p=390874&postcount=84

Ben fikrimi toplantıda da açık olarak belirtmiştim.

http://www.srgc.org.uk/ gibi...

77926

Klup havasında, saksıda yetiştirilebilecek sevilen endemik bitkiler benim ilgi alanım.

Saksıda yetiştirilen endemik bitkiler(endemik ille de yok olan anlamında değil) yılda 3 kere yapılan toplantıda getirip tanıtılacak...Sohbet.

Grubun yapmayı planladığı diğer hedefler, gerçekten kapsamlı ve üzerinde detaylı çalışılması gereken işler.Bu bağlamda üniversite hocalarından profosyonel destek alınmadan yapılması bana imkansız geliyor.

Sn. herbaryumun olması çok büyük bir şans.

Ancak toplantıda saksıda yetiştirilme konusuna sıcak bakılmamıştı.

http://www.srgc.org.uk/shows/forrest2001/forrest.html

http://www.srgc.org.uk/shows/forrest2002/forrest.html

http://www.srgc.org.uk/shows/forrest2003/forrest.html

http://www.srgc.org.uk/shows/forrest2004/forrest.html

http://www.srgc.org.uk/shows/forrest2005/forrest.html

http://www.srgc.org.uk/shows/forrest2006/forrest.html

77922

77923

http://www.srgc.org.uk/shows/forrest2007/forrest.html

77924

77925

sabah
12-05-2009, 12:21
Önemli olan endemiklerimizi bilip, yetiştirmeye çalışmak. Eğer uygun görür ve denemek isterseniz saksıda da denersiniz.

Yalnız Ankara endemikleri sizin göstereceğiniz bakım ve özene alışık değillerdir. Onlar steplerde, tarlalarda çorak ortamlarda yetişmeye alışıklar. Siz nemiydi, toprağydı, özel gübresiydi derken şaşırtırsınız bitkiyi. :rolleyes:

Şaka bir yana, eğer yetiştirilebiliyorlarsa bunu en iyi sizin başarabileceğinize inanıyorum.

Diğer konulara gelince sizin ne kadar "araştırmacı gazeteci" olduğunuzu biliyoruz, mutlaka desteğiniz olur.

Artık elimizden geleni hep birlikte yaparız.

sabah
12-05-2009, 16:40
Perşembe günü herbaryum'un ofis dışında çalışması çıkmış. Yeni tarih belirlenince haberleşiriz.

Müjgan
14-05-2009, 22:05
ben urfada harran ünvde ziraat müh öğrencisiyim burda çok fazla endemik tür var bunları koruma altına alıp çoğaltmaya çalışıyorum bu konuda fikir alış verişi yapabileceğim akademik hocalarımla konuşmak istiyorum

Harran Üniversitesi hocalarından Hasan Akan size oldukça yakın. Biz bazan ona, o bölgenin endemikleri ile ilgili ulaşmaya niyetlenirken, siz yardımcı olacak hoca arıyorsunuz buradan. ;)

mine1984
04-06-2009, 00:30
toplantılar dan haberdar olmak istiyorum.

sabah
04-06-2009, 09:37
Gökte ararken yerde bulduk ve Ankara 2. Bosai Atölyesi (Ali H. Ali) toplantısında herbaryum'un davetiyle gelen, bu başlıkta yazı ve fotoğrafları ile adını sık sık andığımız Prof.Dr. Mecit Vural ile karşılaştık.

Kendisi zaman ayırıp bize sunum yapabileceğini söyledi. Prof.Dr.Mecit Vural'ın sunumu ilk ağızdan bilgi alacağımız ve özellikle daha çok fotoğraf göreceğimiz için çok önemli.

Ayrıca grup olarak yapabileceklerimiz konusunda kendilerinin görüşünü alma, tartışma fırsatı da bulacağız.

sabah
25-06-2009, 16:26
Yeni bir yayın:
TÜRKİYE'NİN NADİR ENDEMİKLERİ (http://www.agaclar.net/forum/showpost.php?p=452056&postcount=12)

tener
26-07-2009, 13:48
"Agaclar net" ve sizler sayesinde bende bitkilere büyük ilgi duymaktayım ve bu konu ile ilgili bilgileri okuyorum.Son okuduğum bir haberide sizlerle paylaşmak istedim.


Türkiye’de her hafta bir bitki türü keşfediliyor (26.07.2009)


(

Prof. Dr. Tuna Ekim Türkiye’nin en yaşlı botanikçisi

Buket Aşçı
--------------------------------------------------------------------------------

Tunceli dışında gitmediği il, görmediği dağ-bayır yok gibi. Dünyaya tanıttığı 15 bitki türü var, bir 15’ine de adı verildi. Yani o haritaya baktığında illeri değil de bitkileri görenlerden... İşte bu çok özel birikimini de İş Bankası Kültür Yayınları’dan çıkan “Türkiye’nin Nadir Endemikleri” isimli bir kitapta topladı. İki yıl boyunca tatil bile yapmadan yazdığı ve Türkiye’nin 444 nadir endemiğine yer verdiği kitabı, bizim gibi bitkileri sadece sulayan, yiyen ve yolan “sade vatandaşlar”ca bile keyifle okunuyor. Çünkü okudukça fark ediyorsunuz ki, her bir endemiğin kendine özgü bir tarzı, karakteri var. Biz de bu nedenle Tuna Hoca’yla endemiklerin nadide dünyasını, karakterlerini ve Türkiye’nin endemik hazinesini konuştuk.

Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi’nde yaptığımız keyifli röportaj sonrasında anladım ki; sırf müşkülpesent Rhodothamnus’u görmek için çiçek açtığı mayısta Artvin’e gidilir. Ya da birçok ili içeren bir “endemik turu”na çıkılır.

Endemik bitki nedir?

Sınırlı bölgede yetişen bitki demektir. Mesela Erciyes ya da Uludağ gibi... Bunun anlamı şudur; o bitki Uludağ dışında dünyada başka hiçbir yerde yetişmez. Bu sınır bir göl kenarı da olabilir, il de olabilir. Ankara ili gibi... Kitabın kapağında da yer alan, kırmızı çiçek Yanardöner’dir adı, yalnızca Ankara sınırları içinde yetişir. Bu yüzden ona; “Ankara ili için endemik bitkidir” deriz.

Sınırları geniş olan bitki sayısı çok olmalı... Peki, sınırları en küçük olan bitki nedir?

Doğru, sınırları geniş endemik sayısı gerçekten çoktur. Bu kitapta onlara yer vermedim. Türkiye’de 3 bin endemik var, ben 444’ünü alabildim... Sınırları en küçük olan endemiğin maalesef Türkçe ismi yok, Latince ismi ise Rhodothamnus. 1957’de Davis ve arkadaşı Hedge tarafından toplanmış, 1962’de dünyaya yeni bir tür olarak tanıtılmış olan Rhodothamnus, on santimlik bir çalıdır. Artvin-Murgul’daki büyük bir kayanın üzerinde yetişir ve kayanın dışında başka hiçbir yerde yetişmez. Türkiye’deki en küçük çalıdır.

Peki derdi nedir sadece o kayada yaşıyor?

Bitkilerin kendilerine özgü enteresanlıkları vardır. Mesela aynı şey “Yanardöner” için de geçerli. Yalnızca Ankara Gölbaşı’nın etrafında yetişir. Öğrencilerim Konya’ya giderken yolun sağında, Kulu’da da buldu. Yani sadece iki yerde... Neden böyle? Ne yazık ki Türkiye’de bunun üzerine henüz bir çalışma yapılmadı. Bu konuda bir şeyler söylersem atmış olurum.

Genel geçer neler söyleyebilirsiniz?

Bunlar çok narin bitkiler. Özel istekleri olan... Şöyle ki bitkiler de insanlar gibidir. Bazı insanlar nasıl herkesle ahbaplık eder, her ortama uyarsa birçok bitki de öyledir. Futbol da seyreder, sinemaya da gider, şiir de okur. Ama bazı insanlar vardır, sadece şiir sever, başka bir şey yapmaz... İşte sınırları küçük endemikler de öyledir.

Müşkülpesenttirler yani?

Aynen öyle... Bir de kozmopolit bitkiler vardır, her yerden çıkarlar. Deniz kenarından, üç bin metre yüksekten... Her yere uyum sağlayanlarlar. Ama endemiklerin adaptasyonu çok zordur. Yaşama şartlarının neler olduğuna ilişkin -yüzde 99’unun- bir çalışma yok. Yani o bitki neden orada yetişiyor, minerallerden mi, toprak yapısından mı, suyundan mı, rüzgardan mı? Biz daha bu aşamaya gelmedik, Türkiye’de de tüm dünyada olmayan bir şey var, her hafta yeni bir bitki türü bulunuyor. Mesela biz şu an burada konuşurken bir botanikçi dağda yeni bir tür topluyor olabilir. Çünkü tam zamanı!

Kardelenlerden her yıl 2 milyon dolar elde ediliyor

Endemikler içinde değerli bitkiler vardır muhakkak... Belli başlı değerli endemikler neler?

Burası Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi. Burada baklagiller familyasına ait bir bitki var. Fasulyenin, mercimeğin dahil olduğu familyaya ait: Thermopsis turcice piyan... Bu bitki yalnızca Eber ve Akşehir göllerinin etrafındaki çok dar bir alanda yetişir. Özelliği şudur: Baklagiller familyasının 18 bin çeşit türü var. 17 bin 999’unda her çiçek bir tane yumurtalık yani bir meyve verir. Bu bitkide ise her çiçek üç veya dört meyve verir.

Bereketli bir bitki yani?

Evet, değeri de bu. Yani ileride, bu bitkideki genler diğer baklagillere uygulandığında mahsul üç-dört misli artacaktır. Bir diğer değerli endemik Rhodothamnus’tur. Nefis bir süs bitkisi olabilir çünkü. Onu bu nedenle İstanbul’a, Botanik Bahçesi’ne getirdik ne yazık ki yetiştiremedik.

Maddi açıdan en değerli endemikler neler?

Kardelenler çok değerlidir, çünkü yurt dışına satılır. Altlarında fındık büyüklüğündeki yumruları vardır, onlar toplanıp satılır. 2 milyon dolar gelir getirir. Ama nadir endemikler hariç onların satışı yasa dışıdır. İhraç eden ticari cezalarla karşılaşır. Yaygın yetişen kardelenler de belirli kurallarla toplanabilir.

Mayıs 15’ten sonra ancak soğanları çiçek açacak kadar büyük olanları toplanabilir. Toroslar’dan 6 milyon, Doğu Karadeniz’den de 2 milyon adet toplanabilir. Eskiden bu 40-50 milyondu. Bu uygulama dünyada da örnek çalışmadır.

Kardelenleri değerli kılan ne?

Kardelenler süs bitkisi olarak büyük ilgi görür. Çünkü bu çiçekler Avrupa’da Ocak ve Şubat aylarında açar. Bu aylarda Avrupa’da çiçek açan başka bitki yoktur. Bu nedenle kardelenlere ilgi büyüktür. Kışın herkesin bahçesini bu çiçekler süsler. Bizim zenginlerimizin bahçesinde olmasa da Avrupa’nın fakir evlerinin bahçelerinde bile kardelen vardır.

Çünkü Avrupa müreffeh bir kıta. Hollanda bizden kardelenlerin tohumlarını alır, işler, poşetler ve dünyaya satar. Ama asıl para eden endemik bitkiler tıp alanında kullanılan bitkilerdir. Mesela kekikler... Bunlardan gelen gelir 50 milyon dolar civarındadır. Ama bunlar, geniş yayılışlı bitkilerdir, yani nadir endemikler değil.

Sadece İstanbul’da, İngiltere’den daha çok bitki türü var

Türkiye’den dünyaya yayılan bitki olarak laleyi biliriz. Endemikler için de böyle bir bitki var mı?

Var. Endemiklerin bir kısmı Avrupalılar tarafından Türkiye’den toplanıp yurt dışında satılır. Bir kısmı da oradaki botanik bahçelerinde yetişir. Mesela bir Sığır Kuyruğu vardır, Verbascum dumulosum, diye... Onu Q Garden Botanik Bahçesi’nde bulabilirsiniz. Kısa boyludur.

Türkiye’nin endemikleri özel midir? Dünyanın bu topraklara ilgisi nasıl?

Çok fazla. Diğer Avrupa ülkelerinde, özellikle Akdeniz ülkeleri dışındakilerde, çok az bitki yetişir. Mesela İngiltere’de neredeyse hiçbir şey yoktur; 1800 tohumlu bitki vardır. Oysa bu sayı bizim İstanbul’dakilerden azdır. Hollanda’da hemen hemen aynı... Almanya, İsveç, Norveç... Akdeniz ülkeleri olan İspanya, Güney Fransa, İtalya, Yunanistan ve eski Yugoslavya’da daha fazladır. Tohumlu bitki türleri 4-5 bin arası değişir. Bunların 400-500 kadarı da endemiktir. İçlerinde en zengin bitki örtüsüne 5-6 bin türle Yunanistan sahiptir. Bunların 1000’i de endemiktir. Türkiye’de ise bu sayı 3 binin üzerindedir. Tüm Avrupa kıtasında yetişen tohumlu bitki türü sayısı 13 bin civarındadır. Türkiye’de ise bu sayı yaklaşık 10 bindir. Bu yüzden dünyanın Türkiye’ye ilgisi büyük...

Endemiklerde birinci Akdeniz ikinci Doğu Anadolu Bölgesi

Türkiye bölgeleri içinde endemikler açısından en zengin bölge hangisi?

Akdeniz. Sadece bu bölgede yetişen 1000’e yakın bitki türü var. Bunu 600 türle Doğu Anadolu Bölgesi izler... Onu da 500 türle İç Anadolu Bölgesi. Daha sonra; 300 türle Karadeniz, 150 türle Ege, 70’le Marmara ve en son da 35 türle Güneydoğu Anadolu Bölgesi gelir.

Akdeniz’in bitki türleri açısından zengin olduğunu tahmin etmek kolay da, Doğu Anadolu ve İç Anadolu sürpriz oldu.

Tahminlerin aksine Bozkır botanik açısından çok zengindir. Karadeniz’de yeşil boldur diye herkes bitki örtüsünü zengin sanır. Oysa özellikle Doğu Karadeniz’e doğru gittikçe tür sayısı azalır. Yükseklere çıktıkça artar. Aşağılara indikçe fındık, çay ve orman vardır ve ormanın altında da tür olmaz... İki bin metreden sonra ağaç olmadığı için oralarda türler, zenginlik başlar.

Bu durumda Güneydoğu Anadolu’nun da zengin olması gerekmez mi?

Güneydoğu Anadolu ilginçtir ama bitki türü Türkiye sınırıyla birlikte kesintiye uğramaz. Yani bizde yetişen bitkiler Irak tarafında da vardır. O yüzden yetişen türlere Türkiye endemikleri diyemeyiz. Türkiye’ye özgü bitki çok azdır. Sadece Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne has yetişen bitki sayısı 35 civarındadır.

Rhodothamnus’un peşinde yarım asır iz sürüldü

Peşinden koşturan, yıllarca kendini aratan bir endemik var mı?

Rhodothamnus. Bu bitki, 1957’de Davis ve arkadaşı Hedge tarafından toplanmış, 1962’de dünyaya tanıtılmıştır. Ancak o tarihten sonra bir daha bulunamamış. 1992-1997 arasında “Türkiye Endemikleri Projesi”ni yürütürken iki botanikçimiz de onu bulmak için bölgeye gitti ama bulamadı. 2000 yılında Salih Terzioğlu isimli çok yaman bir botanikçimiz vardır, o gitti ve buldu. Bir diğer peşinden koşturan endemik de Tuzgölü civarında yetişen Kalidiopsis’tir. Tuz seven bir bitkidir bu. İlk kez 1957’de toplandı. Sonra bir sürü kişi bu bitkiyi aradı ama bulamadı. Şu an Gazi Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı, Hayri Duman, demişti ki, “Davis bunun etiketini yazarken bir hata yapmış olabilir, gelin tam tersi yerde arayalım”, böylece bitkiyi bulmuşlardı.

Yani sizin işiniz dedektiflik de içeriyor?

Çünkü bugün etiketleme sistemi son derece düzgün yapılsa da, 1800, 1900’lerin başlarında tutulanları çözmek bazen ciddi maharet ister. Bu işi Türkiye’de en iyi yapansa Mehmet Koyuncu’dur. Artık nasıl yapıyor bilmem, gider, bulur, getirir.

Bilinen en eski Türkiye endemiği nedir?

Fransız Tournefort tarafından 1701’de toplanan Campanula’dır. Paris Botanik Bahçesi müdürü olan Tournefort, Ağrı Dağı’na gidebilmek için 55 günlük bir yolculuk yapmış.

Diğer en eski endemik ise Muscari muscarimi’dir. Antalya’nın dağlarında yetişir. Nefis kokar. 1601’de botanikçisi Clusius’un kitabında bunun İstanbul Boğazı etrafında yetişmiş olabileceğini yazar. Ama biz bulamadık.

Pazat Vatan(Buket Aşçı)

onur sinan
26-07-2009, 20:02
Endemik bitkilerin en geçerli saklama işlemleri ex-situ (yerinde) ya da (in-situ) kontrollü koşullarda olanıdır. Kazdağı endemikleriyle in vitro (laboratuar ortamında) doku kültürü çalışmaları ile Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi'nde iki ayrı labda çalışılmaktadır. Bu konuda yardımcı olabileceğimi düşünüyorum.

mine1984
04-10-2009, 11:15
Ankara projeler hakkında bilgi alabileceğim bir yer yokmu acaba .

Müjgan
04-10-2009, 13:31
Ankara projeler hakkında bilgi alabileceğim bir yer yokmu acaba .

Bu konuda bilgiye ulaşmak için http://www.agaclar.net/forum/showthread.php?t=15547 bu gibi linklere bakmalısınız. Etkinlik duyuruları genelde buralarda yapılıyor.

sabah
26-10-2009, 16:37
Elimizdeki tohumlar için notu;

Tohumları biz ekim ayında ekmiştik. Sonbaharı beklemek daha uygun.
Mayıs ayında tohumları toplayıp +5 0C de saklamak uygun olacaktır.

Yanardöner tohumlarını bahçeye ekmek için benim gibi sonbaharı bekleyenlere konuyu hatırlatmış olayım.:rolleyes:

malina
27-12-2009, 18:21
Neler yaptınız?
Tohumlar ekildi mi? :)

sabah
28-12-2009, 11:02
Ben bahçeye ektim.

Mevki olarak yetiştirme bölgesine yakın ve benzer koşullarda olmaktan dolayı iklim olarak şanslıyız.



Kuşlar için önlem alamadım. Bahçede başka yiyecek bulamayıp da tohumları yiyecek kuşlara bir şey demeyeceğim:rolleyes:

malina
28-12-2009, 11:34
Ne kadarlık bir alan? Toprağın üzerini, eski bir bez örtüp kapatabilirsin.

sabah
28-12-2009, 14:51
Biraz büyükçe bir alan-belki 1.5m x 1.5m olabilir-.

Kuşların özellikle tercih ettikleri tohum türü değilse sorun olmaz sanıyorum.

O çevrede yiyebilecekleri bol bol doğal otsu bitkilerin tohumu, çalı ve ağaçların meyvaları var.

malina
28-12-2009, 18:41
Maydonoz tohumu geç çimlenir bilirsin. Yöntemi Güler söylemişti ve denedim. Bu yollar 8-10 günde kesin çimlenmiş oluyor... Yani sadece kuşlara çözüm değil.

İstersen bir bölümünü kapat, deneme yapmış oluruz :)

Bezin kurumasına izin verme...

k0900
28-01-2010, 13:51
Bende ektim, çim ekimi gibi. tohumları serpip, üstünü gübre ile örtüp, sıkıştırdım.

1 m2 alanda yapılan ekim bölgesine her gittiğimde kuşları üzerinde görüyorum.

lirionomada
19-04-2013, 10:40
Herkese merhabalar, foruma yeni üye oldum ve aranırken "Ankara endemik bitkileri koruma" başlığını görünce okumaya başladım, ve anladığım kadarıyla bu grupta uzun zamandır faaliyet yok, doğru mu? Ankara'da hem ağaçlar.net üyelerinin, hem de ilgili diğer yerlerin düzenlediği eğitim çalışmaları ve toplantılardan haberdar olmak için abone olabileceğim başka bir forum başlığı var mıdır acaba? Selamlar!

AkisSoftware
17-04-2018, 08:48
Bu gibi değerli faaliyetlerin 2018 yılı içinde planlaması yokmudur aceba?

Eyo
26-02-2019, 00:36
Bir daha ne zaman olur acaba?

chaksur
30-12-2021, 08:38
. Şu an sessizce seni takip ediyorum. Yardım et dediğinde her zaman hazırım. Selamlar, sevgi ve saygılarımla.