Çay D.Karadeniz ormanlarına etkisi

[yale]

Merhaba Sevgili Arkadaşlar

Çay bitkisi konusunda görüşlerinizi almak istiyorum.Çay bitkisi Doğu Karadenizde ki ormanlar için nekadar önemli.Ormanlara faydası ve zararı nedir ?.Çay amaçlı orman kıyımları için ne düşünüyorsunuz ?
Doğu Karadenizin Kıyılarına (heyelanlar açısından) çay bitkisinin ne gibi faydası-zararı var ? Özellikle uzman arkadaşlar bu konuda neler düşünüyorlar.
Şimdiden teşekkürler
[/RIGHT]http://www.agaclar.net/gallery/agac.php?id=4584

[Baki Berk Kayalar]

Güzel bir konu fakat yanlış yere açmışsınız. Konu hakkında fazla bir bilgim bulunmamakta. Sanıyorum ki konuyu yorumlamadan evvel çayların kök yapıları hakkında bilgi edinmek gerekiyor.

Aslında konuya şöyle bir yorum yapmamda sakınca olmaz sanıyorum:
Çay tarımının yapıldığı yerler orman kıyımı ile kazanılmıyorsa sorun yok. Eğer ağaçlar katledilerek çay üretimi yapılıyorsa doğal dengeyi bozabilecek bir davranış olur.

[yale]

Kıyımsız Bir Çay Tarımı ;Doğu Karadenizde sanmam (Tarım alanı bulmakta zordur zaten)

[E®TY]

Çayın Karadeniz'e olan en büyük zararı gereğinden fazla üreticisinin olması o bölgede..
Her sene görüyoruz insanlar çaylarını satamadıklarını söylüyor ve devlete yalvarıyor çıkar yol göstermesi için.. Satamadığı çayı üretmek içinde güzelim ormanları yok ediyorlar..
Ki sadece doğu karadeniz değil tüm karadenizde öyle güzel türlerimiz var ki bunlara değil toplu katliyam tek tek kıymak bile imkansız..
Bilmem biliyormusunuz Türkiye dünyada bitkisel tür zenginliği olarak yaklaşık 9500 tür sayısıyla başta yer alıyor ve en yakın takipçisi İtalya 4500-500 tür e sahip. Ülkemizdeki orman dağılımına bakacak olursanız karadenizde yoğun bir şekilde yayılım göstermektedir ormanlarımız.. Düşünün tür zenginliğimizin nerdeyse başkenti olan karadeniz bölgesi satılamayacak çay, fındık vs. bilinçsiz üretimler için yok ediliyor..
Çayın kök yapısını veya biolojik dengesi falan önemli değil...
Önemli olan karadenizdeki orman miktarının her geçen yıl daha da azalması...
Daha büyük bir zarar verebilir mi çayın kökleri?...
Doğa kendisini absorbe eder... Ama insanı asla!!..
Biz ne kadar tahrip edersek okadar kötüleşir..
Çay vs.. değil İNSAN!!....

[arsakay]

Yurdumuzda çayla ilgili üretim denemeleri 1800'lerin
sonlarında başlamış. İlk önemli sonuçlar da 1940'lardan
sonra elde edilmiş. Dolayısıyla çayın karadenizde
çok fazla geçmişi yok.

Sarp sınır kapısına kadar kıyı şeridinden çok kısa sürede
bir gezi yapmıştım. Arazi olmadığı için
kıyıdaki dalgakıranların gerisine kamyonlarla toprak döküp
mısır yetiştirildiğini gördüm. Hem de sadece yaz ayları için
yapıyorlar bu işi. Kışın deniz bahçeyi yok ediyor.
İki karışlık düz alanların ova veya düzlük olarak adlandırılmış
olması garip bir ironi meydana getiriyor.
İnsanların orman alanlarını yavaş yavaş istila ediyor olması kötü
ama ekonimik şartlar ve coğrafya bunu zorunlu kılıyor.

Son dönemde çay üreticilerinin Brokoli ve birkaç farklı bitkinin
üretimine yöneldiğine dair haberler okudum.

[Baki Berk Kayalar]

Arazi olmadığı için
kıyıdaki dalgakıranların gerisine kamyonlarla toprak döküp
mısır yetiştirildiğini gördüm. Hem de sadece yaz ayları için
yapıyorlar bu işi. Kışın deniz bahçeyi yok ediyor.


Yapay erezyon!!!!!!!!!! Çok çok çok yazık... Böyle saçma bir şey olmaz. İnanamıyorum. Kamyonlarca toprak boşa gidiyor.

[yale]

Erozyonu boşver Çay ekmek için Koca Koca ağaçları indirip "dımdızlak" bıraktıkları yerlere tarım diye çay dikiliyor.Sonrada "Niye heyelan oluyor" diyebiliyorlar.

[yale]

Son dönemde çay üreticilerinin Brokoli ve birkaç farklı bitkinin
üretimine yöneldiğine dair haberler okudum.

Kivi Konusunda çalışmalar var ama Bildiğim kadarıyla kooporatifleşemediler.Pazar da bulmak zor.Kivi Karadeniz ormanları için tehlikemidir bilmiyorum

[yale]

Doğa kendisini absorbe eder... Ama insanı asla!!..
Biz ne kadar tahrip edersek okadar kötüleşir..
Çay vs.. değil İNSAN!!....

Çok Haklısınız Birde Cahiline Rastlarsa vay haline ormanın

[ormanbotanigi]

Doğu karadenizde ormanlar genelde çayın olmadığı 1000 m'nin üzerinde bulunmakta. Çay bahçeleri insanların kendi arazilerinde kurulmuştur. Arazinin yetersizliği nedeniyle zamanında ağaçlar kesilerek yerine çay bahçeleri kurulmuştur. Şu anda tam anlamıyla 1000 m'nin altından ormanları göremiyoruz. Sadece çay bahçesini çevreleyen kısımlarda küçük topluluklar mevcut. Çayın ormana olumlu veya olumsuz etkisi olurmu konusuna gelince, ormanın çay bitkisi gelişmi üzerinde olumsuz bir etkisi olduğu aşikar. Ağaçlar çay bitkisinin üzerine kapatarak ışık alması engellemekte bu da verimi azaltmakta. Bu yüzden çay bahçesinin içindeki ağaçlar kesilmektedir. Çayın ormana direk etkisinden söz edemeyiz. Ancak yapılan yanlış gübrelemeler toprağın aşırı şekilde asitlenmesine neden olmakta buda orman ağaçlarının yetişmesini zorlaştırmaktadır. Bir kızılağaç kadar olmasada çay kökleriyle toprağı tutarak erezyonu önleme fonksiyonunu yerine getirmektedir. Aşırı yağışlar toprağın su tutma kapasitesinin üzerine çıkınca hangi ağaç tür olursa olsun heyalanları önlemeyezsiniz. Burdaki en önemli sorun bu tür dik, toprağın yumuşak ve ağacın yer almadığı alanlarda evlerin yapılmasıdır, sonuçta bir çok insanın ölümüne neden olmuştur. D. karadeniz'de ormanın yok olması gibi bir durum söz konusu olamaz niye mi? Türkiye'nin hiç bir yerinde ormanlar tamamen kesildikten sonra kendiliğin yenilenemez. Yani yok olur. Bir dahada yenisini getiremezsiniz. Oluşmamasındaki en büyük etken toprak yapısının değişmesidir. D.karadeniz de tam tersi bir durum söz konusudur. Siz kestiğiniz ormana 2-3 yıl hiç müdahale etmezseniz kendini yenileyecektir. İklim (yağış+nem+toprak) değişmediği sürece bu şartlar her zaman mevcut.

[DarkYES]

Ben bu yüzden seviyorum bu toprakları :)
Gerçi şu nem biraz daha az olsa tadından yenmeyecek.
Bizim çay ekili arazilerde bol miktarda ağaç da var ama genellikle çay ekili arazilerde ağaçların budandığı doğrudur.

Bu arada kivi konusunda kooperatif olması lazım bildiğim kadarıyla ama emiin de değilim. Kivi ekmek için çay ekili alanlarını düzleyip sera kuranlar var. Üretenlerden işittiğim kadarıyla geliri çaya göre daha iyiymiş.

[Baki Berk Kayalar]

Valla doğa tahrip olmasında ne yetiştirirlerse yetiştirsinler.. En az doğa hasarıyla en yüksek tarım geliri elde etmeye çalışsınlar.

[yale]

Doğu karadenizde ormanlar genelde çayın olmadığı 1000 m'nin üzerinde bulunmakta.
Devlet Bazı bölümleri orman diye "ki çoğu orman" Vatandaşın dededen kalma toprağına el koydu.Bu ormanlar 750 m nin altında Sizin buradaki yeşilliğ çok iyi bildiğinizden eminim.ama öyle yerler var ki denizden baktığında koskoca bir dağda toprak gözükmüyor.neredeyse her yer ağaç.Fakat arkasına baktığında malesef ağaç yerie çay bahçeleriyle dolu.Aralarında üçbeş tane meyva ağaçları bırakılmış.
Birde ormanın kendını yenilediğinde çok haklısınız.Hatta kızıl ağacı bilirsiniz üç sene de 2 insan boyunu geçiyor.

[yale]

Çay bahçeleri insanların kendi arazilerinde kurulmuştur. Arazinin yetersizliği nedeniyle zamanında ağaçlar kesilerek yerine çay bahçeleri kurulmuştur .
Bu bahçeler eskisinden daha fazla olarak ve hizlanarak(teknolojinin yardımı ile) yukarılara doğru devam ediyor.
Yazınızdan anladığım kadariyle ormanın çaya verdiği zarar daha fazla sanırım.Ama son 20 yıldır Doğu Karadeniz deki iklimin değiştiğinden haberdarsınız sanırım.
Birde Dediğiniz gibi Çay a dökülen gübrelerden dolayı meyva ağaçları tükendi artık meyva vermez oldu.Tam Olgunlaşmış meyveye rastlamak zor.Eskiden olan armut,elma çeşitleri kalmadı.Kalanlarda hastalıklı meyvalar veriyor.Eskiden gübre de yoktu ama birçok değişik türde meyvalar var dı.Çok ta eskide değil çaydan hemen önce.
Ne ağaçtan nede Bitkiden nede ormandan anlarım.Ama gördüklerimden etkilenirim.ve gözlemlerim.Aynı şey bu bölgede yaşayan hayvanlar içinde geçerli.Nice canlılar yok artık.Böcekler,çiçekler,kuşlar,geyik ve karacalar.Yaşlı amcalara sormak lazım neler var dı sizin zamanınızda .Tenekelerce alabalık tutarlardı.Nesli tükenecek korkusu olmadan."Şimdi devlet koruduğunu sanıyor"

[deniz-kızı]

valla benim memleketimin en güzel bitkisidir hakiki rize çayının yetiştiği yerdenim :) çayın türkiye ekonomisine katkısı çok büyük dünyanın bir çok yerinde tanınan meşhur bir çaydır.dünyanın hiç bir yerinde aynı çayı yetiştiremezsin.yetiştirsen de tadı aynı olmaz.ben şu ana kadar ormanların zarar gördüğünü görmedim.:rolleyes: ormanlara tek zararı olan şey nükleer santraller,çernobildir. ve bu santraller izinsiz kurulmakla beraber fırtına deresini ormanları katletmektedir...yani anlayacağınız zararı yok yararı var çay bahçelerimizin arkadaşlar. yale arkadaş sen nerelisin?:confused::confused:

[yale]

valla benim memleketimin en güzel bitkisidir hakiki rize çayının yetiştiği yerdenim :) çayın Türkiye ekonomisine katkısı çok büyük dünyanın bir çok yerinde tanınan meşhur bir çaydır.dünyanın hiç bir yerinde aynı çayı yetiştiremezsin.yetiştirsen de tadı aynı olmaz.ben şu ana kadar ormanların zarar gördüğünü görmedim.:rolleyes: ormanlara tek zararı olan şey nükleer santraller,çernobildir. ve bu santraller izinsiz kurulmakla beraber fırtına deresini ormanları katletmektedir...yani anlayacağınız zararı yok yararı var çay bahçelerimizin arkadaşlar. yale arkadaş sen nerelisin?:confused::confused:
Merhaba Sevgili Deniz-Kızı
Nüfuz Çüzdanımda Çayeli Yazar.Ama ben Hopada otururum.Ve bende senin gibi çayı ve çay içmeyi çok severim.Hergün 2-3 demlik çay içerim.
önceki yazımda anlatamadım galiba,Şunu anlatmak istedim.Çay tarımının Türkiyeye gelişi fazla uzun değil.Çay tarımından önce bu bölgelerde Birçok Hayvan,Böcek,Ağaç,çiçek,balık,meyva Türü vardı.Şimdi yok.Dedelere gerek yok Babalara bile sorsanız. bilirler.Dev Kestane ağaçlarından ,Kışın bile meyve veren uzun armut ağaçlarından ,şu an Batumdan gelen fakat bizde bulunmayan veya az bulunan elma çeşitlerinden bahsederler.
İnsanlar yani biz.Çay tarımı için ormandaki bu büyük ağaçları kesip Yerine çay diktik.(burda suç çayın değil İnsanların) .Yoksa çayın ne suçu var İnsanın yanında.Yani Yanlış tarım uygulaması .Buna Kimyasal gübreler dahil ki ,Kanser için, çernobilden daha etkili olduğunu söylerdiler.(bu Söz nederece doğru bilmem).Ama düşünmek lazım.
Bu arada Senin Ve Okuyanların Cumhuriyet bayramını Kutlarım
Saygılarımla

[çözbeniarapsaçı]

selamlae ben rizeliyim memleketimi çok severim özellikle doğasını, çay konusuna gelince evet çay rizeye girince iklimini ve tabiatı olumsuz yönde etkilediğini sanıyorum büyüklerimden duyduğum çay yokken yazların daha güzel daha güneşli geçtiği şimdilerde memlekete gidiyorum yağmur sis ağır bir hava oluyor yazları. İnsan dışarı çıkamıyor.Herkes çay dikti ekonomik açıdan heyelanlarında büyük sebebi bu.Ayrıca toprakda kirlendi, Çünkü çaya senede birkaç defa avrupa gübresi diye tabir edilen kimyasallar veriliyor tonlarca.çok eskiden hayvan gübresi verilirdi ben hatırlarım o zamanları çay o zaman daha lezzetli olurdu. Şuan memleketimde kimyasal gübre kullanmayan kimse yok çayın rizeyi bir örtü gibi kapladığını düşünürsek kullanılan kimyasal miktarını düşünün toprak mahvoldu. bizimde çaylık var biz yapmasakda tanıdıklarımıza yaptırıyoruz ben çaylığımın bir kısmını sökmeyi düşünüyorum yerine turunçgil ve eskiden olduğu gibi fındık dikmek istiyorum hem çeşitlilik artsın hemde toprak biraz rahatlasın bence çaylığı olan herkes en azından 3 de 1 ini sökmeli başka ağaçlar dikmeli saygılar.

[Emre Albayrak]

arkadaşlar çay rize'nin tek geçim kaynaı görünümünde şu an.. Evet ormanlarımızı koruyalım ama oranın ekonomisini de düşünelim bence.. Dediğiniz çok güzel çok doğru şeyler. Ama bölge insanı geçinemedikten sonra sırf siz belki 10 senede bir gidip aman buralarda ne güzel olrman diyeceksiniz diye çaylıklara karşı çıkmak biraz abartı bir durum. Tabi bu benim görüşüm ama büyük şehirlerde oturan arkdaşlar o oturduğunuz mahallelerin bundan yıllaar evvel koru orman gibi özellikleri olduğunu unutmayınız.. en azından rize'de yine bir bitki örtüsü ile kaplanıyor arazi betonla değil..