backyard
18-07-2005, 09:12
AİHM, bölgeye zehir saçan termik santralı kapatmayan Türkiye'yi mahkûm etti. Bu da Yatağan halkına Strasbourg ve yerel mahkemelerde tazminat davalarının yolunu açtı.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin, Gökova, Yatağan ve Yeniköy termik santrallarını kapamadığı için Türkiye'yi mahkûm etmesi, bölgedeki sivil toplum kuruluşlarını da harekete geçirdi.
Kararın bölgedeki insanların hakkını aramaları için önemli bir avantaj yarattığını belirten İzmir Çevre Hareketi avukatı Senih Özay, Bergama'da oluşan yerel tepkinin Yatağan'da da oluşacağını tahmin ettiğini söyledi.
Türk hükümetinin 90 gün içinde karara itiraz hakkı bulunduğunu, ancak bunun kabul edileceğini zannetmediğini belirten Özay, "İtiraz süresi dolunca Yatağanlılar doğrudan Strasbourg'a başvurabilir ve yerel mahkemelerde tazminat davası açabilir" dedi.
'Karşı girişimler artar'
AİHM kararı, bölgedeki sivil toplum örgütleri ve vatandaşları da harekete geçirdi. Tabip Odası Başkanı Naki Bulut, Yatağan'dan çeşitli sivil toplum örgütü temsilcileri ve vatandaşların kendisini arayarak, 'bu aşamadan sonra ne yapılabileceğini' sorduğunu söyledi. Bulut, önümüzdeki günlerde santrala karşı girişimlerin artacağını tahmin ettiğini belirtti.
Bölgedeki termik santralların çevre zararlarının bertaraf edilmesi için 1994 yılında kurulan Gökova Sürekli Eylem Kurulu üyesi Gaye Cön Şakar da, kapatma kararı verilen mahkeme kararlarına uyulmaması nedeniyle İl İnsan Hakları Kurulu'na başvuru yaptıklarını söyledi. Kurula, mahkeme kararına uymadan bugüne kadar haksız yere termik santralları çalıştıranların cezalandırılması için dilekçe verdiklerini anlatan Şakar, şöyle konuştu:
"Aynı dilekçeyi Muğla'da yaşayanların imzasına açtık ve Meclis'te soru önergesi verilmesi için Muğlalı milletvekillerine gönderdik. Kurul suç duyurusunda bulunmazsa, biz yurttaş olarak mahkemelere suç duyurusunda bulunacağız. Mahkeme kararlarına uyulmaması, insan hakları ihlalidir."
'Kanser kendini gösterecek' Bu arada Muğla Tabip Odası, termik santralın Yatağan halkı üzerindeki etkilerini belirlemek için yeni bir proje başlatmaya hazırlanıyor.
Tabip Odası Başkanı Naki Bulut, santral nedeniyle bölgede kanserin artmasının kaçınılmaz olduğu fikrinde. Projenin yürütücülerinden Ege Üniversitesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Osman Karababa da, santralın yaydığı oranda kanserojen maddeye sürekli maruz kalan insanlarda 10. yıldan sonra solunum rahatsızlıkları ve kanserin kendini göstermeye başlayacağını belirtti.
Ancak proje için gerekli 110 bin YTL'lik maddi kaynak, tüm çabalara rağmen henüz bulunamadı.
Filtre sorunu çözülemedi
Yatağan Santralı'nda baca gazı arıtma sistemleri ise yılan hikâyesine döndü. Arıtma sistemleri için 1996'da açılan ihaleyi Alman Bishoff firması kazandı. 2 yıl içinde bitmesi planlanan sistem 2001'de tamamlanabildi. Sistemin geç bitmesi nedeniyle ilgili bakanlık, firmanın talep ettiği 35 milyon euro ödemeyi yapmayınca sorun Uluslararası Tahkim'e taşındı. Bu konu çözülemediği için sistem kurulabilmiş değil. Yeniköy Elektrik Üretim A.Ş. Genel Müdürü Ramazan Güney, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı yönetiminde olan santralın arıtma sisteminin kurulmasının, çevre sorunlarını büyük oranda çözeceğini söyledi.
İşte korkunç veriler
Muğla Tabip Odası verilerine göre, tehdit bölgesinde 42 bini aşkın insan yaşayan Yatağan Termik Santralı'nın faaliyette olduğu 20 yılda bölgeye saçtığı zararlı atıklar şöyle: 4 milyon 770 bin ton kükürtdioksit, 3 milyon 276 bin ton azot oksit, 94 bin 500 ton karbonmonoksit, 409 bin 500 ton katı partikül, 31 bin 500 ton hidrokarbon, 713 bin 160 ton kül.
Serhat Oğuz
Kaynak: http://www.milliyet.com.tr
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin, Gökova, Yatağan ve Yeniköy termik santrallarını kapamadığı için Türkiye'yi mahkûm etmesi, bölgedeki sivil toplum kuruluşlarını da harekete geçirdi.
Kararın bölgedeki insanların hakkını aramaları için önemli bir avantaj yarattığını belirten İzmir Çevre Hareketi avukatı Senih Özay, Bergama'da oluşan yerel tepkinin Yatağan'da da oluşacağını tahmin ettiğini söyledi.
Türk hükümetinin 90 gün içinde karara itiraz hakkı bulunduğunu, ancak bunun kabul edileceğini zannetmediğini belirten Özay, "İtiraz süresi dolunca Yatağanlılar doğrudan Strasbourg'a başvurabilir ve yerel mahkemelerde tazminat davası açabilir" dedi.
'Karşı girişimler artar'
AİHM kararı, bölgedeki sivil toplum örgütleri ve vatandaşları da harekete geçirdi. Tabip Odası Başkanı Naki Bulut, Yatağan'dan çeşitli sivil toplum örgütü temsilcileri ve vatandaşların kendisini arayarak, 'bu aşamadan sonra ne yapılabileceğini' sorduğunu söyledi. Bulut, önümüzdeki günlerde santrala karşı girişimlerin artacağını tahmin ettiğini belirtti.
Bölgedeki termik santralların çevre zararlarının bertaraf edilmesi için 1994 yılında kurulan Gökova Sürekli Eylem Kurulu üyesi Gaye Cön Şakar da, kapatma kararı verilen mahkeme kararlarına uyulmaması nedeniyle İl İnsan Hakları Kurulu'na başvuru yaptıklarını söyledi. Kurula, mahkeme kararına uymadan bugüne kadar haksız yere termik santralları çalıştıranların cezalandırılması için dilekçe verdiklerini anlatan Şakar, şöyle konuştu:
"Aynı dilekçeyi Muğla'da yaşayanların imzasına açtık ve Meclis'te soru önergesi verilmesi için Muğlalı milletvekillerine gönderdik. Kurul suç duyurusunda bulunmazsa, biz yurttaş olarak mahkemelere suç duyurusunda bulunacağız. Mahkeme kararlarına uyulmaması, insan hakları ihlalidir."
'Kanser kendini gösterecek' Bu arada Muğla Tabip Odası, termik santralın Yatağan halkı üzerindeki etkilerini belirlemek için yeni bir proje başlatmaya hazırlanıyor.
Tabip Odası Başkanı Naki Bulut, santral nedeniyle bölgede kanserin artmasının kaçınılmaz olduğu fikrinde. Projenin yürütücülerinden Ege Üniversitesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Osman Karababa da, santralın yaydığı oranda kanserojen maddeye sürekli maruz kalan insanlarda 10. yıldan sonra solunum rahatsızlıkları ve kanserin kendini göstermeye başlayacağını belirtti.
Ancak proje için gerekli 110 bin YTL'lik maddi kaynak, tüm çabalara rağmen henüz bulunamadı.
Filtre sorunu çözülemedi
Yatağan Santralı'nda baca gazı arıtma sistemleri ise yılan hikâyesine döndü. Arıtma sistemleri için 1996'da açılan ihaleyi Alman Bishoff firması kazandı. 2 yıl içinde bitmesi planlanan sistem 2001'de tamamlanabildi. Sistemin geç bitmesi nedeniyle ilgili bakanlık, firmanın talep ettiği 35 milyon euro ödemeyi yapmayınca sorun Uluslararası Tahkim'e taşındı. Bu konu çözülemediği için sistem kurulabilmiş değil. Yeniköy Elektrik Üretim A.Ş. Genel Müdürü Ramazan Güney, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı yönetiminde olan santralın arıtma sisteminin kurulmasının, çevre sorunlarını büyük oranda çözeceğini söyledi.
İşte korkunç veriler
Muğla Tabip Odası verilerine göre, tehdit bölgesinde 42 bini aşkın insan yaşayan Yatağan Termik Santralı'nın faaliyette olduğu 20 yılda bölgeye saçtığı zararlı atıklar şöyle: 4 milyon 770 bin ton kükürtdioksit, 3 milyon 276 bin ton azot oksit, 94 bin 500 ton karbonmonoksit, 409 bin 500 ton katı partikül, 31 bin 500 ton hidrokarbon, 713 bin 160 ton kül.
Serhat Oğuz
Kaynak: http://www.milliyet.com.tr