PDA

View Full Version : Taş Ağaçsız Olur mu?




karaardıç
01-06-2006, 02:09
İstanbul'un anıt ağaçlarının korunması için en büyük çabayı gösteren Çelik GÜLERSOY'u nasıl arandım yakınmak için! Sultan Ahmet Camii avlusu abdest alma çeşmeleri önündeki çınarın kesmişler, iki ana dalından birini... Gülersoy'un 1984 yılında yayımladığı '' İstanbul'un Anıt Ağaçları'' adlı yapıtında çevresi: 6.08 m. olarak belirtilmiş. İki ana dal da aynı kalınlıkta ve gürlükte,kitaptaki fotoğrafın çekildiği zaman. Aynı toprağı paylaştığı o büyük taştan estetiğin olmazsa olmazı; yitirmiş ikizini...Vurmuşlar camiyi okşayan kolunu...Yaraya da kocakarı ilacı uygulamışlar; zift dökmüşler! Yaratanın nakışladığı o güzelim gövde kalmış pasak içinde...Sordum bahçe görevlisine: kim yaptı bunu? Işıklandırmacılar, dedi... Kesmişler daha başkalarını da işlerini iyi yapmak için, anlattı bir bir... O'nun da kafası karışmıştı;ışık nedir, ağaç nedir?




backyard
01-06-2006, 07:52
allahaşkına bu nasıl oluyor
yemin ederim aklım almıyor biri bana anlatsın

dallama ışıklandırmacılar makine ya da her ne haltsa getirtip koskoca ağacın dalını izinsiz zartsız zurtsuz herkesin ortasında kesebiliyorlar mı
ve orada olan bir allahın kulu da çıkıp hop kardeşim ne oluyor demiyor mu
ortada bu ağaçlarla ilgili koruma boku püsürü yok mu

sinirlerim zıpladı sabahın köründe
sadece seyrediyoruz...

arsakay
01-06-2006, 08:22
Benim de sinirlerim bozuldu Backyard,
insan düşünsel evriminin en alt basamağında
önce ve sadece kendisini düşünür, geliştikçe önce ailesini,
sonra yakın çevresi olan komşularını düşünmeye, korumaya başlar.
Zamanla bu bilinç daha da ilerler ve aynı şehirli olmak ve
yaşadığı yeri korumak önem kazanır. Zamanla millet,
yurt gibi kavramlar oluşur.

Gelişimin son basamağında insan
insanlığı bir bütün olarak algılamaya,
dünyayı tek bir mekan olarak
görmeye ve düşünmeye başlar.
Biz bunların neresindeyiz?

Sabah sabah daha ileri gitmek istemiyorum ama yeri geldiğinde
simgesi Çınar olan imparatorluğun çocukları olmakla övünen
bizler için utanç verici.

malina
01-06-2006, 11:08
Yüz yüze görüştüğüm tek kişi var. Üsküdar Park ve Bahçeler Müdürlüğü budama şefi... Müdüre hanım oradayken gitmemiş olduğum için kendisiyle henüz tanışamadım.

Ismarladığı çayı içerken, arayan vatandaşlarla telefon konuşmalarına da şahit oldum. Ben oradayken elinde dilekçe gelmiş kişilerle konuşmalarına da...

Bilmem kaçıncı kez anlatıyor olduğunu tahmin ettiğim şeyleri, sakin ve kararlı bir ses tonuyla anlatıyor; olmayacak işleri, neden yapmayacağını söylüyordu.

- O ağaçları biliyorum, hastalık yok, manzaranız açılsın diye kesemeyiz...

- xxx Sokağının ortasındaki ağaç mı? Biliyorum orası ıssız bir sokak ve ışıklar çok seyrek... Bu yıl oraya uğramadık, elemanları gönderim, ışığı kapatan dalları budatırım.

- Bahçenizdeki ağaçlarla biz ilgilenemeyiz. Ağaçlara su yürümeden budatmanız gerekir, 15 günü geçirmeden, bir bahçıvan bulup budatabilirsiniz.

- Önce gelip bakmamız gerek, dediğiniz gibi kırıldıysa gerekeni yaparız.

Benim örnek modelim, adını bile hatırlamadığım bu görevli... Böyle olunca insan diğerlerini anlamakta güçlük çekiyor. Buna yakın içerikte bir soru sorduğumu hatırlıyorum. Cevap olarak "Görevimizin gerektirdiği kurallara uygun davranıyorum" gibi bir cümle kurmuştu yani o bir lütufta bulunmuyor.

Yani budama işleri, insanların kafasına göre davrandıkları bir alan değil gibi görünüyordu. Olanlara bakınca her belediyenin ayrı kuralları var gibi gelmeye başladı...

malina
01-06-2006, 11:23
Soru meyveli ağaç için sorulmuş ama diğerlerini de kapsayan cümleler var.

Belediye AKP'li, söz konusu ağaç cami içinde olunca, rastladığım bu yazıyı alıntılamaya karar verdim. :)


Soru: Birinin sağken diktiği meyve ağacından, o kişi öldükten sonra başkaları hatta kuşlar bile faydalansa amel defterine sevap olarak yazdırmış. Bu doğru mu? (Alp Cenk)

Süleyman Ateş : Peygamberimiz, "İnsan ölünce amel defteri kapanır, yalnız geriye kamunun yararlandığı bir sadaka (hayrat) yahut kendisine dua eden iyi bir evlat, ya da yararlı ilim bırakanın defteri açık kalır, bıraktığı güzel şeyler sürdükçe o kişiye sevap yazılır" buyurmuştur.

Ayrıca dikilen ağaçlardan, bitkilerden insanlar ve diğer canlılar yararlandığı sürece diken, yetiştiren kişiye sevap gideceği belirtilir. Bu konuda sunacağım bazı hadis mealleri, Peygamberimizin ağaç sevgisini ve çevreyi güzelleştirmeye verdiği önem ve özeni gösterir: "Bir Müslüman bir ağaç diker, yahut ekin eker de ondan kuş, insan, yahut herhangi bir hayvan yerse o meyve, onun için sadaka olur" (Buharı, Hars: 1). Bu Hadis, Müslim'de şöyledir: "Bir Müslüman, bir ağaç dikerse ondan yenilen, çalınan yahut hayvanların, kuşların yediği şey kendisi için sadaka olur. O meyveden birinin yiyip eksilttiği şey de onun için sadakadır" (Müslim, Müsakat: 7).

"Bir Müslümanın diktiği ağaçtan, ektiği ekinden insan ve diğer canlılar yedikçe o kimse için sadaka olur" Müslim, Müsakat: 8). Başka bir hadiste bu sadakanın kıyamete kadar sürecek bir sevap getireceği belirtilmektedir (Müslim, Müsakat: 10). "Her kim bir ağaç diker, onu koruyup büyütür, meyve vermesini sağlarsa o ağaçtan eksilen her meyve, Allah katında onu yetiştiren için sadaka olur" (İbn Hanbel). Peygamber'in arkadaşlarından Ebû'd-Derdâ, Şam'da ağaç dikerken yanına bir adam geldi: "Sen Allah Elçisi'nin arkadaşıyken bununla mı uğraşıyorsun?" dedi.

"Dur bakalım, acele karar verme" dedi Ebû'd-Dardâ, "Ben, Allah'ın Elçisi (s.a.v.)'nin şöyle buyurduğunu duydum: Her kim bir ağaç diker de ondan bir insan veya Allah'ın herhangi bir yaratığı yerse, o yenilen şey, kendisi için sadaka olur." (İbn Hanbel; et-Tar-ğîb: 3/375-376). Hz. Peygamber, dünyayı yeşillendirmeye, bitki örtüsünü korumaya teşvik etmiş, "Biriniz kıyametin koptuğunu görse dahi elindeki fidanı yere dikebilme fırsatı varsa diksin" (İbn Hanbel, Müsned: 3/184, 191) buyurmuştur. Ağaç dikmeyi böyle vurguyla öğütleyen Peygamberimiz, gereksiz yere ağaçlan kesmeyi de şiddetle yasaklamıştır: "Her kim bir fidanı keserse Allah onu tepe takla cehenneme atar" (Ebû Dâvûd: Edeb: 159).


vatan gazetesi (http://www.vatanim.com.tr/root.vatan?exec=yazardetay&Newsid=39186&Categoryid=4&wid=31)

oktars
01-06-2006, 11:42
Soru meyveli ağaç için sorulmuş ama diğerlerini de kapsayan cümleler var.

Belediye AKP'li, söz konusu ağaç cami içinde olunca, rastladığım bu yazıyı alıntılamaya karar verdim. :)


Bu konu ile alakalı Tema yayınlarından çıkan Turhan GÜNAY'ın İslam ve Kur'an'da Ağaç, Yeşil ve Toprak adlı kitabı var bu ağaçları katledenlere tavsiye ediyorum bir okusunlar ben okudum gerçekten etkileyici yazılar var. Eğer içlerinde biraz Allah korkusu varsa kesinlikle bu şekilde davranamazlar.

backyard
01-06-2006, 12:37
Anıt ağaçlar budamanın kesin olarak yapılamayacağı doğal değerlerdir. Eşsiz doğal gelişimi ile anıt ağaç niteliği kazanmış bir ağaç budama sonucunda bu özelliğini yitirebilir. Budama ancak ilaçlama ile yok edilemeyecek zararlı ve hastalıkla bulaşma durumunda gerçekleştirilebilir.
http://www.agaclar.net/index.php?id=331

konu anıt ağaç hem de çelik gülersoyun kitabına girebilmiş, tescilli olduğunu düşündüğüm bir anıt ağaç olunca, bu bilgileri belediyenin bilmemesi gibi bir şey bence söz konusu değil.

kaya mezarları, tarihi sığınaklar, bir nevi tarihi eserler nasılsa, anıt ağaçlar da bu statüde

bu nasıl bir bilinçsizliktir bilmiyorum

malina
01-06-2006, 12:49
Oradaki dal kırılacak ölçüde çürümüş olabilir belki diyeceğim ama
Sordum bahçe görevlisine: kim yaptı bunu? Işıklandırmacılar, dedi... Kesmişler daha başkalarını da işlerini iyi yapmak için, anlattı bir bir... O'nun da kafası karışmıştı cümlesi bu varsayımı boşa çıkarıyor.

backyard
01-06-2006, 12:57
bu konuda hiç haber çıkmadı mı basında?

bonsaisever
01-06-2006, 14:51
Geçen Cuma aynı ağacı ve diğer budanan ağaçları ben de gördüm. Üzerinde bulunan zift gibi bir maddeyi görünce çok sinirlendim. Görünmeyen kalın dal hayatına devam ettirirken kesilen dalın kesim yerinin hemen altında ufak dallar vardı. Resimde bu gözükmüyor (belli belirsiz gözüküyor).
Resim'i çeken karaardıç'ın hemen arkasında cami vakfına ait bir kulübe var. oraya gidip görevlilere sordum; "Ağacın o dalı hastalıklı olduğu için bakıma alınarak kesildi, belediye görevlileri arada bir gelip kontrolden geçiriyor, diğer ağaçlar ise normal budamaları yapıldı" dediler.

Kısacası o çınar ve diğer ağaçlara karşı Cami görevlilerince de özen gösterildiği kanaati oluştu. ;)

bonsaisever
01-06-2006, 14:56
Keşke fotoğraf makinamı yanıma alsaydım da bu bakıma alınmış ağacı forum'a ekleseydim diye de düşündüm...

Şans'a bak :)

backyard
01-06-2006, 15:14
şimdi kafam karıştı

bunu yapanlar ışıklandırmacılarsa aklıma gelen bu dalın bir şeyleri engellediği ve bu nedenle kesildiğiydi

ama eğer belediye görevlileri gelip çürümüş ya da hastalıklı dalı kestilerse (tabi yakın plan resmi göremiyoruz) yukarıda verdiğim linkteki bir bölüm buna ışık tutabilir

Yaraların onarımı için ağacın yaralanmış, ezilmiş odun ve kabuk kısımlarının tamamı, sterilize edilmiş keskin aletlerle öz suyunun akışı yönünde oval bir şekilde kesilerek uzaklaştırılır ve yaranın yüzü antiseptik, iyi yapışan, uygulandığında yaranın içine işleyebilen, kallusa zarar vermeyen, esnek bir malzeme olmalıdır. Bu amaçla birçok ülkede vernik, kömür katranı, zift, asfalt, bordeux macunu ve özel hazırlanmış çeşitli spreyler kullanılmaktadır.
http://www.agaclar.net/index.php?id=331

bonsaisever
01-06-2006, 15:21
Ben de baştan keyfi bir işlem sandım.
İyi bakacak olursanız kesilen dalın bir yüzünün o şekilde ziftlendiğini diğer yüzüne hiç dokulmadığını görürsünüz.
Bu bile özen gösterildiğinin işareti değil mi?

backyard
01-06-2006, 15:28
bence istanbullulardan biri gidip yakın plan inceleme yapsın
olmadı atlasın belediyeye gitsin
eğer gerçekten ağacı korumaya yönelik doğru ve gerekli bir uygulamaysa yazdıklarımı geri alırım
yok eğer katliamsa tüüüü/püüü onlara

karaardıç
08-06-2006, 04:13
bence istanbullulardan biri gidip yakın plan inceleme yapsın
olmadı atlasın belediyeye gitsin
eğer gerçekten ağacı korumaya yönelik doğru ve gerekli bir uygulamaysa yazdıklarımı geri alırım
yok eğer katliamsa tüüüü/püüü onlara

Sevgili ağaç düşünürü
Ben kimseyi suçlamak için gidip o fotoğrafı çekmedim! O belediye yapmış, bu belediye yapmış... Kimin umurunda... Sonuçta bizim insanımız bir şekilde becermiş bu işi...

Bu dal nasıl çürümüş olabilir sevgili ağaç severler.Üzerinde yalnız daha önce yapılan budamanın izi var. Bir de geçen yıldan kalan ışkınlar. Kesim yerine kadar canlı, diri bir ana dal... Kesilen yerden başlayarak çürümüşmüş! Buna kargalar güler. KESİLDİĞİ YERDEN DALLAR FIŞKIRMIŞ... Fotoğraf çekildiğinde daha yapraklanmamıştı. Şimdi kendisi bir parça örtmüş olmalı yapraklarıyla, üzerindeki ayıbı... Kesim ağzına uygulanan madde (büyük olasılıkla zift) akmış gelişi güzel bütün gövdeye. GÖVDE BÜTÜNÜYLE SAĞLAM. Ama üzeri kaplanmış kara lekeyle...
Dal kesilmiş yapılacak bir şey yok artık! Ama temizlenmeli ve gerçekten korunmaya alınmalı ağacın gövdesi...Orada yapılacak uygulama işlevsel olduğu kadar estetik de olmalı.Sultan Ahmet Camii bir dünya kültür varlığıdır, ağacıyla, avlusuyla, çevresiyle...

Ayrıca ışıklandırma için ağaç kesimi yapıldığı da bir gerçektir... ÖNEMSEYEN BU GERÇEĞİN PEŞİNE DÜŞER!

backyard
08-06-2006, 22:48
aslında farklı bir şey söylemiyoruz

sadece ben sizden farklı olarak, anıt bir ağaca uygulanmış bu işlem bakım amaçlı değil katliam amaçlıysa (ki siz de yerinde gördüğünüzü ve böyle olduğunu söylüyorsunuz) ilgili belediyeyi alenen suçluyorum

çünkü var olan bir yasayı çiğnemek suçtur ve bu yasayı çiğneyenler de suçlu