Bağlan

View Full Version : Hypericum perforatum (Sarı Kantaron - Binbirdelik otu)




bonsaisever
28-05-2006, 17:15
1580

Tarla, yol ve orman kıyılarında, tepelerde ve çayırlarda Temmuz’dan Eylül’e kadar çiçeklenen ve ülkemizde, sarı kantaron, kan otu, kılıç otu, mayasıl otu ve yara otu gibi yöresel adlara da sahip olan şifalı bir bitkidir. Bitki 25-60 cm boyunda olup, çok dallıdır ve sapları ayrı olduğu halde bir şemsiye biçimindeki çiçekleri 5 parçalı, korolla altın sarısı renkli ve kenarları siyah renkli guddeli tüyler ile çevrilidir . Erkek organları çok adette ve 3 demet halinde bir araya toplanmıştır. Yapraklar ışığa karşı tutulduğunda, yağ guddeleri, parlak noktacıklar halinde kolaylıkla görülür. Bitkiye Binbirdelik otu denmesi bu özellikten ileri gelmektedir. Yanılmamak için, tam olarak açmış bir çiçeği parmaklarınızın arasında ezdiğinizde, ondan kırmızı bir su aktığını göreceksiniz. Tanen (tannin), uçucu yağlar (carophyllene, pinene, limonene, myrcene), flavon türevleri (flavonoids; quercitrin, quercitin, rutin), hipericin (hypericin, pseudohypericin), karoten (carotene), Vitamin C ve resin içermektedir. Binbirdelik otunun Türkiye' de 70 kadar türü olup; bu türlerden büyük çiçekli binbirdelikotunu (koyunkıran, kuzukıran),(Hypericum calycinum L.) yiyen hayvanlar (Koyun, sığır,at) dan yalnız beyaz tüylü olanlarda bazen ölümle sonuçlanan, deri hastalıkları meydana gelir. Siyah tüylü hayvanlarda bu tip bir duyarlılık meydana gelmemektedir. Avrupa ve Anadolu ‘da yaygın bir bitki olup; Hristiyan inancında kutsal bir yeri vardır. Avusturya’da İsa’nın haç kanı, , Tanrı kayrası otu ve peygamber kanı gibi isimlerle anılmaktadır.

Binbirdelikotu çayı ; sinir yaralanmalarında ve her türlü sinirsel şikayetlerde, çarpma sonucu yaralanmalarda ve ağır kaldırma sonucu ortaya çıkan rahatsızlıklarda kullanılabilir. Ayrıca o, ishale karşı da etkili bir bitkidir. Sinirsel yüz ağrıları , günde 2-3 bardak binbirdelikotu çayı içip, dıştan da (haricen) ağrılı bölgeler uzunca bir süre binbirdelikotu yağı ile ovalanarak iyileştirilebilir. Bitkinin ayrıca, sinir iyileştirici olarak adlandırılan ve sinirsel rahatsızlıklarda, nevrozlarda, uykusuzlukta ve sinir yorgunluklarında başarıyla kullanılan bir de tentürü (Binbirdelikotu Tentürü) hazırlanabilir. Bu tentür dıstan (haricen) friksiyon (ovarak sürme) biçiminde, içten (dahilen) ise, günde 10-15 damla, 1 yemek kaşığı suya karıştırılarak kullanılır. Konuşma bozukluklarında, rahatsız uykularda, histeri krizlerinde, uyurgezerlikte olduğu kadar, yatağa işeme ve depresyonlarda da başarıyla kullanılabilir. Tüm bu hastalıklarda içten binbirdelikotu çayını kullanırken, bir yandan da oturma çok olumlu sonuçlar verdiği söylenebilir. Haftanın 6 günü, arka arkaya ayak banyoları alınması da tavsiye edilmektedir. Sinir sistemi ile ilgili tüm rahatsızlıklarda bu kür önemlidir.

Gelişme çağındaki genç kızların, bir süre (Birkaç ay) günde 2 bardak binbirdelikotu çayı içmeleri tavsiye edilir. Bu çay, cinsel organların gelişmesine yardımcı olacak ve adet görme düzensizliklerine son verecektir. Çok ünlü olan Binbirdelikotu (Kantaron) Yağı’da hiç bir evde eksik olmamalıdır. Gerçekten de binbirdelikotu yağı ; ağrı kesici, iltihap önleyici ve iyileştirici özellikleriyle, en iyi yara yağıdır. Bu yağı herkes kolayca hazırlayabilir. İyılestirme gücünü en az 2 yıl korur ve yalnızca açık yaralarda, yeni yaralanmalarda, hematomlarda (Deride mavi-mor lekeler), beze şişkinliklerinde, güneş yanıklarında ve pürüzlü yüz ciltlerinde bakım toniği olarak kullanılmakla kalmayıp, uçuklar (herpes), varisli damarlar, basurlar (hemorrhoids), sırt ağrıları, lumbago, siyatik, mafsal (eklem) iltihabı, romatizma ve felçli-inmeli (paralysis) bölgelerde de etkili bir friksiyon (Ovarak sürme) yağı olarak kullanılabilir. Yanıklarda ve haşlanmalarda etkili bir yağa sahip olabilmek için bitkinin çiçekleri keten tohumu yağına yatırılır. Bu yağ, güneş yanıklarında da kullanılabilir. Karınlarına zeytinyağı ile hazırlanmış binbirdelikotu (Kantaron) yağı sürüldüğünde karın ağrısı çeken bebeklerin ağlamaları sona erebilir.

Kullanım Biçimleri :

Çay Hazırlamak : 1 tatlı kaşığı dolusu bitki, orta boy 1 su bardağı kaynamıs suya eklenir ve 3-4 dakika demlendikten sonra süzülür. Yukarıda belirtilen durumlarda günde 2-3 bardak içilir.

Binbirdelikotu (Kantaron) Yağı Hazırlamak : Günesli havada toplanmıs çiçekler, gevsek biçimde bir siseye doldurulur ve üstüne, sızma zeytinyağı eklenir. Zeytinyağı çiçekleri örtmelidir. Mayalanma süresi olan 3-5 gün süresince sisenin kapağı açık tutulur ve arada bir çalkalanarak, günesli bir yerde bekletilir. Daha sonra şişenin kapağı kapatılır ve 4-5 hafta boyunca, arada bir çalkalanarak güneste bekletilir. Süre sonunda süzülür, çiçekler de sıkılır ve koyu renkli şişelere doldurularak saklanır. Yanık yaraları için, zeytinyağı yerine, ketentohumu yağı kullanılır.

Binbirdelikotu (Kantaron) Tentürü Hazırlamak : 1 lt konyağın içine, güneste toplanmış ve ince kıyılmıs 2 avuç bitki (sap, yaprak ve çiçek ) eklenir. Sise 14 gün boyunca güneşte bekletilir ve arada bir çalkalanır. Süre sonunda süzülür ve koyu renkli şişelere aktarılarak, serin bir ortamda saklanır.

Alıntı : http://www.bitkisel-tedavi.com/binbirdelikotu.htm




sukranayalp
07-02-2007, 15:46
Hypericum calycium isteyen arkadaşlara çoğaltma yapabilirim. Yaz başında çok güzel, iri, sarı renkli çiçek açıyor. Bakımı dert değil.

pakize
07-02-2007, 16:33
Bir iki gün önce televizyonda bir haber kanalında sarı kantaron otuyla ilgili bir haber vardı.Gözlerde meydana gelen sarı nokta diye bilinen ve görme kaybına yol açan hastalığı tedavi ettiği söylendi.Benim ilgimi çekti paylaşmak istedim.

sukranayalp
07-02-2007, 18:36
Kantaron aynı kudret narı gibi şifalı bir bitlidir.Yanıklara çok iyi gelir. Sinir sistemini güçlendirir. Daha bir çok faydası var.

Balıkcı
07-02-2007, 18:54
Hypericum calycium isteyen arkadaşlara çoğaltma yapabilirim. Yaz başında çok güzel, iri, sarı renkli çiçek açıyor. Bakımı dert değil.

Ben isterim diyeceğim ama o kadar aradım, bir resmini bulamadım.:mad:

Aramaya devam .:p

Bilmeden istemeye de pes doğrusu.:dilli:

Pardon, kantaronun bir çeşidi mi?:confused:

ferruh
07-02-2007, 18:57
Bende tm bugünlerimi buna ayırıyordum. Ama Nasıl emin olacağız bitkilerin faydalarından. Bir çok kitapta yemek tarifi mantığında veriliyor bu bilgiler. Turhan Baytop Hocanın kitabından faydalanıyorum ama onda bile verilen bilgiler dandik kitaplardaki kadar geniş değil. Nihayetinde tedavide destekleyici olarak kullanacağız bunları. Basit bir konu değil ki?

sukranayalp
07-02-2007, 18:58
Siz isteyin yeterki.Bu hafta sonu sizin için fideyi kaba alacağım. Evim Küçükyalı'da . İstediğiniz vakit gelip alabilirsiniz.

Balıkcı
07-02-2007, 19:12
Siz isteyin yeterki.Bu hafta sonu sizin için fideyi kaba alacağım. Evim Küçükyalı'da . İstediğiniz vakit gelip alabilirsiniz.

Bu cevap bana mı?

sukranayalp
07-02-2007, 19:16
Evet Sn Balıkçı, size. İstanbul'dan isteyen diğer arkadaşlara da tabiiki.

Balıkcı
07-02-2007, 19:26
Evet Sn Balıkçı, size. İstanbul'dan isteyen diğer arkadaşlara da tabiiki.

Çok teşekkür ederim, hazır olduğunda rahatsız ederiz.
Peki, biz ne getireceğiz?:p

Kalikantos(Ben böyle diyorum, İngilizceden tercüme Kıştatlısı hoşuma gitmedi)
çeliği getireyim mi, şimdi daldırılır mı?

Mine Pakkaner
07-02-2007, 19:36
Kalikantus veya şimonantus da latince isimleri ona bakarsanız. Çelik almak için şimdi uygun mevsim değil. Çelikler ağustos, eylül gibi alınır.

Balıkcı
07-02-2007, 19:44
Kalikantus veya şimonantus da latince isimleri ona bakarsanız. Çelik almak için şimdi uygun mevsim değil. Çelikler ağustos, eylül gibi alınır.

Teşekkür ederim.

Yine beklemeye kaldık demektir.:(

ada
08-02-2007, 08:42
Sayın Balıkçı birde hypericum calycinum olarak arayın sanırım bulacaksınız.

Balıkcı
08-02-2007, 09:47
Sayın Balıkçı birde hypericum calycinum olarak arayın sanırım bulacaksınız.

Teşekkürler.
Aynen öyle aradım.
Her dilden yazılı bilgiler geldi, resim göremedim.

sukranayalp
08-02-2007, 09:58
Sizin özele mesaj yazacağım Sn Balıkçı.

Mine Pakkaner
08-02-2007, 21:09
...
Her dilden yazılı bilgiler geldi, resim göremedim.

http://images.google.com.tr/images?q=hypericum%20calycinum&ie=UTF-8&oe=UTF-8&rls=org.mozilla:tr:official&client=firefox-a&sa=N&tab=wi

adresine bir bakın :)

Balıkcı
08-02-2007, 22:14
http://images.google.com.tr/images?q=hypericum%20calycinum&ie=UTF-8&oe=UTF-8&rls=org.mozilla:tr:official&client=firefox-a&sa=N&tab=wi

adresine bir bakın :)

Teşekkür ederim.
Şimdi gördüm.

Oğuzhan
09-02-2007, 08:29
Ben İstanbul dışındayım.İstanbul dışına yok galiba.:(

sukranayalp
09-02-2007, 08:41
Sn ELFOGİ,
kargo ile göndereceğim . Adresinizi verin.

Oğuzhan
09-02-2007, 10:24
Teşekkür Ederim.
Artık benimde şifalı bir bitkim olacak

demirilhan
11-02-2007, 05:46
Bir iki gün önce televizyonda bir haber kanalında sarı kantaron otuyla ilgili bir haber vardı.Gözlerde meydana gelen sarı nokta diye bilinen ve görme kaybına yol açan hastalığı tedavi ettiği söylendi.Benim ilgimi çekti paylaşmak istedim.

Sarı Kantaron otu Kanseri de tedavi etmektedir. Onkologlar gizlemeye çalışsa da bu böyledir. Aşağıdaki hikayemi okuduğunuzda bu gerçeği göreceksiniz.

KANSER TEDAVİSİNDE KANTARON OTU

Yaklaşık 2,5 sene önce eşim kansere yakalandı ve göğsünün biri alındı. 6 kür kemoterapi verildi. Aradan bir yıl geçmeden bu sefer kemiklerde 6 yere birden metastas yaptı. Yeniden Radyoterapi ve kemoterapi uygulandı. Uygulanan radyoterapi ve kemoterapi sonrasında kemiklerden kemikiliğine metastas yaptı. Ayrıca eşimin karnında 25 cm bir tümör oluştu.

Radyoterapi ve kemoterapi tedavisi fayda vermediği için alternatif kanser tedavisine yöneldik.

Tam bu sırada Tıp Fakültesi Profesörlerinden bir arkadaşım, bana kantaron otunun kanseri tedavi ettiğini ve kendisinin bizzat kayınpederindeki mesane kanserini kantaron otu ile iyi ettiğini söyledi.

Eşimin iyileşmesinde ve kanseri yenerek bugünkü duruma gelmesinde kullandığımız bitki kantaron otudur.

Kantaron otu birçok yararları bilinen bir bitkidir. 89 çeşidi olduğubelirtilmektedir.

KANTARON OTU KESİNLİKLE BAHARATÇILARDAN ALINARAK KULLANILACAK BİR BİTKİ DEĞİLDİR. ÇOK BÜYÜK DİKKATİ GEREKTİRMEKTEDİR. YAN ETKİLERİ OLAN BİR BİTKİDİR.

KANSER TEDAVİSİNDE KULLANILACAK KANTARON OTU, BAHARATÇILARDA SATILAN ÇAYLIK KANTARON OTU OLMAYIP, YURT DIŞINA İHRAÇ EDİLEN İLAÇLIK KANTARON OTUDUR. BAZI BAHARATÇILAR FIRSATTAN İSTİFADE İLE KANSER HASTASININ ÖLÜMÜNE SEBEP OLACAK ÇAYLIK KANTARON OTUNU KANSER TEDAVİSİNDE KULLANILAN İLAÇLIK KANTARON OTU DİYE SATMAKTAN ÇEKİNMEMEKTEDİRLER.

DETAYLI BİLGİYİ kanserdenkorkma.net sitesinde bulabilirsiniz


Derneğimizi ve alternatif kanser tedavisini tanıttığımız kanserdenkorkma.net veb sitemizde daha fazla bilgiler bulabilirsiniz.

Allah tüm hastalara acil şifalar versin.

Av.İlhan Demir
Necatibey Cad. 44-14 Kızılay/Ankara
Tel:0312-4315680 - cep: 0533 7179766

ada
12-02-2007, 09:12
Sayın İlhan Demir,
Ben ilaç olarak kullanılan kantaron ile çay olarak kullanılan kantaron (sonuçta o da tedavi için kullanılıyor) arasındaki farkı anlamadım. Siz hangi türler olduğunu biliyormusunuz. Yurtdışına satılan ile halk arasında kullanılan ve aktarlarda satılan genellikle aynı tür: Hypericum perforatum. Çok yaygın hemen heryerde doğal olarak yetişiyor. Diğer Hypericum türleri o kadar yaygın değil. Sadece meraktan sordum.

Oğuzhan
12-02-2007, 13:32
Hangisi doğru yan etkisi olmayan şifalı kantaron nerden bilecez.Kafamda kocaman soru işareti belirdi.Kaç çeşit kantaron var.

sukranayalp
12-02-2007, 13:50
Elfogi benim bahçemdeki H. calicinum.
Şifalı olan ticari adı : St. John's Wort olarak geçiyor. 16. mesajda gösterilen fotoğraflar içinde 14. saydada ve son olanı. Benim bahçemdeki de buna çok benziyor. Ancak şimdiye dek H. perforatum'un (minik sarı çiçekli) asıl şifalı olduğunu biliyordum. Biraz önce St. John Wort ile fotoğrafta karşılaşınca bunun olduğunu anladım. Çünkü St. John'S Wort ile ilgili bazı matinler var elimde. İsviçreli bir bilimadamı olan Bu kişi yapmış olduğu bitki karışımları ile özel bir drog hazırlamış Ve içinde de bu çiçek yer alıyor. Tüm dünya bu drogu bu ad ile bilir. İsterseniz bu isim ile araştırma yapın.

Oğuzhan
13-02-2007, 08:06
Teşekkür Ederim.

Oğuzhan
13-02-2007, 17:57
Şükran Hanım Paketi aldım.Filizler sağlam görünüyor.Teşekkür ederim.Bunun çayını içebiliriz .Siz Hiç Çay yaptınız mı ?

sukranayalp
13-02-2007, 22:08
Hayır, henüz yapmadım, ama bu sene ilk denemeyi yapacağım ve hayatta kalırsam size haber vereceğim.

Oğuzhan
14-02-2007, 08:42
Hayır o zaman denemeyin.

iloniatutuklun
15-02-2007, 16:24
bu otu birtürlü tanıyamıyorum. güzel bir fotoğraf olabilirmi acaba arkadaşlar. teşekkür ediyorum..

Oğuzhan
24-02-2007, 15:48
Şükran Hanım Kantoron canlanmaya başladı filizleri büyüyor.Tekrar teşekkür ederim.

MSaygin
27-02-2007, 15:46
Teşekkürler bilgiler için.

Bizim ailemizin baş bitkisidir bu, hazırlanan yağı evimizden hiç eksik olmaz.
Biz Adana'da kantaron değil, kanturun olarak biliriz ismini.

Yaylada geçen çocukluğumuzda tüm yaralarımız için kanturun kullanılırdı, mide problemi olan büyükler de çayını içerlerdi düzenli olarak.
Bir sonbaharda kuzenim ve çok çok yaşlı büyük nenemizle yaylada kalırken bir kaza sonucu deodorant şişesini patlatıp nenemin yüzünü yakmıştım, kimseye ulaşamadığımızdan kendi kendisini yine kanturun yağıyla tedavi etmişti.
"Eski zamanlarda kılıç yarasını bir bu ot iyi edermiş" diye söylencesi de vardır, büyükler pek bir ciddi anlatırlar bunu :)

Selamlar.

aeron
11-03-2007, 21:00
osmanlı orduları savaşa giderken bu ottan yapılmış yağlar alırlarmış yanlarına ve yaralandıkları zaman yaralarına sürerlermiş çabuk iyleşmesi için, bazı yörelerde kılıçotu adıyla bilinir imiş bu yüzden...

Todor
13-03-2007, 00:51
Sevgili Aeron, kendini Yeni gelen arkadaşlar (http://www.agaclar.net/forum/showthread.php?p=2595)başlığında tanıtırsan seviniriz. Ayrıca profil bilgilerini de sağlıklı bir şekilde doldurmanı rica ediyoruz. Hoş geldin.:)

denizakvaryumu
14-03-2007, 11:00
Sarı kantaron (St. John's Wort)
http://img442.imageshack.us/img442/1898/saintjohnswortflowersriad6.jpg (http://imageshack.us)

http://img255.imageshack.us/img255/4286/saintjohnsworthypericumwi2.jpg (http://imageshack.us)
Fitoterapide kullanılan bitkilerin "yıldız"ı olarak kabul edilen St. John's Wort bitkisinin ekstreleri, deneysel ve klinik çalışmalarda çok çeşitli etkiler gösteriyor. Bazı kanıtlanmış aktiviteleri; zihni etkileyen (psychotropic), depresyon önleyici (antidepressant), anti-virütik ve antibiyotik etkileri içeriyor. Ayrıca yara ve yanıkların iyileşmesine yardımcı oluyor. St. John's Wort, tarihte sinir toniği olarak kullanılmış, günümüzde ise depresyon önleyici olarak kullanılıyor. Avrupa'da uzun süredir depresyon için doğal ilaç olarak kullanılan St.John's Wort, özellikle Almanya'da şu anda depresyona karşı en önde gelen tedavi ve doktorlar tarafından yılda üç milyon reçeteye yazılıyor.

http://www.bugday.org/article.php?ID=37

http://beybal.sitemynet.com/stjw.htm

http://shiftdelete.net/site/index.php?option=com_joomlaboard&Itemid=150&func=view&catid=11&id=25147

Kanser Hastalarına 'Kantaron Otu' Uyarısı


Editör: Ozan Vural
editor@realage.com.tr

EGE Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı, Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç.Dr. Canfeza Sezgin, son günlerde kantaron otunu kanser tedavisinde kullanan, kullanmak isteyen hasta sayısının hızla arttığını söyledi.

Kantaron otu içinde insan vücudunda bir çok kimyasal olayı başlatan çok sayıda aktif madde bulunduğuna dikkat çeken Doç.Dr. Sezgin, "Bu ot kanser dahil pekçok hastalığın tedavisinde kullanılan bazı ilaçların etkinliğini, ve tedavi edici özelliğini azaltıyor.

Bu ilaçların etkinliğinin bozulması hastalar için tehlikeli sonuçlar doğurabilir. Bu tür hastalar kantaron otu kullanmamalı" dedi.Onkoloji uzmanı Doç.Dr. Sezgin, kantaronun, bindebirlik otu, kan otu, kılıç otu, mayasıl otu, yara otu veya kuzu kıran olarak çeşitli isimler verilen Hypericum perforatum L. isimli bitki olduğunu belirtti. Bu bitkinin depresyon ve iltihabi hastalıkların tedavisinde etkili olduğunu ve geleneksel tedavilerin başında geldiğini kaydeden Doç.Dr. Sezgin, son zamanlarda kitle iletişim araçlarında bu otun kanser tedavisinde yararlı olduğuna ilişkin yayınlanan haberlere dikkat çekti.

Bu haberlerin ardından kanserli hastaların kantaron otunu kullanmak isteyip kendilerine danıştığını, pekçok hastanın ise doğrudan kullanmaya başladığını kaydeden Doç.Dr. Sezgin, "Kanser ile ilişkili olarak yapılan hücre ve hayvan çalışmaları, kantaron otunun akciğer, karaciğer, meme, mesane, mide, over ile serviks kanseri, lösemi ve bazı beyin tümörlerinde kanser hücrelerini öldürdüğü ve kanserin damarlanmasını engellediğini gösterilmiştir. Bu nedenle de günümüzde kanserin tedavisinde kullanılması ile ilişkili olarak yoğun olarak araştırmalar yapılmaktadır. İnsanlarda yapılmış bir çalışma bulunmamaktadır.

Bu konuda ileriki yıllarda daha net olarak bilimsel bir yorum yapılabilecektir. Fakat bu süreç içerisinde hastaların bir kısmının bu bitki ürünlerini hiçbir yan etkileri olmadığı düşüncesi ile yaygın olarak kullanacakları düşünülürse en azından hastaların bazı konularda dikkatli olmalarını öneririm" diye konuştu.

Kantaron otu kullanımı riskli

Kantaron otu içinde insan vücudunda birçok kimyasal olayı başlatan çok sayıda aktif maddeler bulunduğunu belirten Doç.Dr. Sezgin şu uyarılarda bulundu:"Bu maddeler birçok ilacın metabolizmasını ve etkinliğini değiştirip şiddetli yan etkilere neden olabiliyor. Kantaron otundan elde edilen ürünlerin kullanılması, doğum kontrol haplarının etkinliğini azaltarak istenmeyen gebeliklere neden olabilmektedir. Bazı kalp ilaçlarının etkinliğini, organ nakli hastalarında kullanılan bazı ilaçların etkisini azaltarak organ reddine neden olabilmektedir.

Bazı depresyon ilaçları ile birlikte kullanıldığında şiddetli reaksiyon gelişmesine, kanser tedavisinde kullanılan bazı ilaçların etkinliğini azaltarak tedavi edici yararlarının azalmasına yol açabilmektedir, Kolesterol düşürücü ilaçların ve bazı ülser ilaçlarının metabolizmasını değiştirebilmektedir. Bu ilaçların etkinliğinin bozulması hastalar için tehlikeli sonuçlar doğurabilir. Bu nedenle yukarıda bahsedilen tedavileri alan hastaların kantaron otu kullanmamaları ve bu konuda hekimlerine danışmaları gerekir."

Öte yandan Doç.Dr. Sezgin, kantaron otunun yan etkilerinin az olmasına rağmen (yüzde 2.5), çoğunlukla mide-bağırsak sistemi rahatsızlıkları, uykusuzluk, yorgunluk ve alerjik cilt döküntüleri gibi reaksiyonlara neden olabildiğini vurguladı.

Kantaron otu kullanan açık tenli hastaların, güneşte kalmamalarını, yaşlıların güneşli havalarda gözlerinin hassasiyetinin artması nedeniyle güneş gözlüğü kullanmalarını önerdi.

25.09.2006 12:23:00


http://www.realage.com.tr/tr/realagehaberdetay.asp?hid=25020


Saint John's Wort, Official plant, organic :
Saint John's Wort (Hypericum perforatum)
Herbaceous perennial native to Europe and naturalized worldwide. There are many species of Hypericum and there are many look-alikes that are not medicinally potent, so it makes sense to get plants from a verified source. Also, people get confused, because they know that H. perforatum is an upright, flowering plant but they don't know that it also has a repining stage in its growth, where it spreads by stolons and can cover an entire bed (or roadside) prior to flowering.

Saint John's Wort is the most useful yet most maligned herbal plant of the century--the benefits of this plant are too numerous to mention here, and the reader is referred to my book "Making Plant Medicine" or my "Compiled Publications" that has an entire chapter on Hypericum. Suffice it to say, here, that the plant brings the healing aspect of the sun to humans, body and soul.

$7.00 each, organic

The plant prefers full sun, regular garden soil and is perfectly cold hardy. May it bless your life, as warming as a ray of sun.
http://www.horizonherbs.com/group.asp?grp=51&pgNUM=17

KANTARON OTU

Hypericum perforatum L.) Tarla, yol ve orman kiyilarinda, tepelerde ve çayirlarda Temmuz’dan Eylül’e kadar çiçeklenen ve ülkemizde, sari kantaron, kanotu, kiliçotu, mayasilotu ve yaraotu gibi yöresel adlara da sahip olan sifali bir bitkidir. Bitki 25-60 cm boyunda olup, çok dallidir ve saplari ayri oldugu halde bir semsiye biçimindeki çiçekleri 5 parçali, korolla altin sarisi renkli ve kenarlari siyah renkli guddeli tüyler ile çevrilidir . Erkek organlari çok adette ve 3 demet halinde bir araya toplanmistir. Yapraklar isiga karsi tutuldugunda, yag guddeleri, parlak noktaciklar halinde kolaylikla görülür. Bitkiye binbirdelik otu denmesi bu özellikten ileri gelmektedir. Yanilmamak için, tam olarak açmis bir çiçegi parmaklarinizin arasinda ezdiginizde, ondan kirmizi bir su aktigini göreceksiniz.

Faydalari ve Kullanim Alanlari



• Yaralarin iyilesme sürecini hizlandirabilir
• Hafif ve orta siddetteki depresyonlarda rahatlatici ve sakinlestirici etkisi vardir.
• Korku, endise, kaygi, umutsuzluk ve çaresizlik duygularinin giderilmesinde yardimcidir.
• Siyatik, eklem iltihabi (artrit) ve pre-menstural kramplar (Adet öncesi agri ve sikintilar) giderilmesinde faydalidir.
• Safra salgisini uygun yönde etkileyerek sindirim sistemini rahatlatabilir.
• Kronik yorgunluk sendromunda, uykusuzluk, menopoz dönemindeki sikinti, stres ve gerginliklerin giderilmesinde etkili olabilir.
.Her derde deva oldugundan bahsedilir.özellikle mide agrilarina birebir geldigini bizzat gözlemlenmisdir.Ayrica zeytinyagina ufalanarak merhem haline getirildikten sonra açik yaralara sürüldügünde ,yaralarin çok çabuk iyilesmesini saglar.

Hastalar üzerindeki gözlemlerimize dayanarak ifade ediyoruz ki dogru Kantaron kullanimi ve düzenli içildigi takdirde kanser hücreleri üzerinde temizleyici bir etki görülmektedir.

Kanser tümörü taşıyan çeşitli insan ve farelerde kantaron otunun;

Bazı beyindeki kanser tümörlerinin, karaciğer, akciğer, dalak, mide, kalın ve ince bağırsak, mesane, rahim ağzı, rahim, yumurtalık, akciğer zarı, karın zarı kanserlerinde kanser hücrelerinin damarlanması ve yok edilmesi konusunda etkili olduğu görülmüştür.
Ülkemizde de yapılan çeşitli bilimsel araştırmalara göre kantaron otu;

a-) AİDS hastalığının tedavisinde,

b-) Uyuşturucu (eroin, esrar, morfin) bağımlılığının tedavisinde

, c-) Sarı nokta (körlük) hastalığının tedavisinde,

d-) Sedef hastalığının tedavisinde,

e-) Alkol bağımlılığının tedavisinde,

f-) Kurdeşen hastalığının tedavisinde,

g-) Zona hastalığının tedavisinde,

h-) Sebebi belirsiz ve tam teşhisi konulamamış bazı hastalıkların tedavisinde de çok etkili olduğu görülmüştür.

Ayrıca düzenli olarak kullanılan kantaron otunun, kanser ağrılarını bloke ettiği ve morfin gibi ağır uyuşturucu ve ağrı kesicilere gerek bırakmadığı görülmüştür.

Ünlü Bilim adamı J.A.Duke, 1985 yılında yayınladığı

"HANDBOOK OF MEDICINAL HERBS" (Tıbbi Bitkiler Elkitabı) sayfa 242'de kantaron otunun KANSER ve daha birçok hastalığa iyi geldiğini yazmıştır.

J.A.Duke'ın bilimsel araştırma sonuçlarına göre;

KANTARON OTU ŞU HASTALIKLARA İYİ GELMEKTEDİR:

a-) Kanser,
b-) Şeker hastalığı,
c-) Kronik Romatizma,
d-) Mide ülseri
e-) Mide-Barsak hastalıkları
f-) Diüretik yatıştırıcı
g-) Karaciğer
h-) Safra Rahatsızlıkları
ı-) Sarılık

HAYVANLAR ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ

"Kantaron, Sarı Kantaron, Binbirdelik otu, Kızıl ot denen (Hypercum Perforatum) bitkiyi tane olarak yiyen açık renkli hayvanlar, temas eden yerlerinde ödem meydana gelmektedir.

Ayrıca bunu kuru veya taze yiyen hayvanlarda ışığa karşı hassasiyet artarak vücutlarında kaşınma duygusu artar. Bu gibi hayvanlar güneş altında belli bir süre kalırsa kaşıntı başlar ve bulduğu ağaca, taşa, duvara sürtünerek vücudunda yaralar açılır. Hayvan besicileri bu bitkinin ot içerisinde ve otlatılan meralarda bulunmasını istemezler. Sarı kantarona hayvan besicilerinin bakış şekli (havyanlar için) zehirli ve zararlı oluşlarıdır.

Hayvanlar üzerindeki bu zararlı ve zehirleyici etkileri, yanlışlıkla insanlar üzerinde de meydana gelebilir zannedilmektedir.

İNSANLAR ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ

Kantaron otunu düzenli şekilde kullanan onbinlerce insandan hiçbirisinde herhangi bir zararlı ve zehirleyici etki görülmemiştir.

Hamileler üzerindeki etkileri

Hamile bayanların kullanması durumunda yan etki veya zarar söz konusu olup olmadığı hakkında herhangi bir kesin bilgi mevcut olmadığından hamilelerin kullanması önerilmemelidir..

http://www.kanserdenkorkma.com/kant.html






.

denizakvaryumu
14-03-2007, 13:40
Sayın Av.İlhan Demir

kantoron konusu açılınca nette araştırma yaptım bu konu ile ilgili başka forumlarda da yazışmalar mevcut.

Kurduğunuz dernek altındaki çalışmalarınızda sizi destekliyorum.Yine eşinize acil şifalar diliyorum,son durumu nedir?gelişmeleri nasıl ?

Belirttiğiniz ,toroslordan toplanan uzun saplı kantoron un sizdeki resimlerini buraya eklerseniz (kurutulmuş ve mevcutsa canlı olanlarının) bu konuda sizin tabirinizle çaylık olanların tüketimine son vermiş olursunuz...
Bizler de aktarlardan alırken yanılmamış oluruz eğer aktarlarda yok sadece bende var diyorsanız yine de kurutulmuş resimlerini eklemenizi rica edeceğim.

Resim ekleyerek diğer forumlarda olduğunun aksine bu konudaki polemiğe de bu yönüyle son verilmiş olur.
Bu arada netteki diğer forumlarda menfaatleri kaybolan bazı kişilerin size cevaplarını da ibretle okudum...

sizin belirttiğiniz şifalı olan kantoron

HP(Hypericum perforatum) ? yanılıyormuyum?


.

serdsum
27-04-2007, 12:46
selamlar
sanırım bu iş ticarete dokulmuş aktarlarda satılanlardan bır sey olmuyormus.
ıllakı toroslardan toplanan olacak oranın havasından suyundan dolayı daha yararlı oldugu soylenıyor.
yanılmıyorsam da kılosu ya 25 **** 50 ytl olacaktır

serdsum
27-04-2007, 12:46
selamlar
sanırım bu iş ticarete dokulmuş aktarlarda satılanlardan bır sey olmuyormus.
ıllakı toroslardan toplanan olacak oranın havasından suyundan dolayı daha yararlı oldugu soylenıyor.
yanılmıyorsam da kılosu ya 25 **** 50 ytl olacaktır

agartha
27-05-2007, 03:47
selamlar
sanırım bu iş ticarete dokulmuş aktarlarda satılanlardan bır sey olmuyormus.
ıllakı toroslardan toplanan olacak oranın havasından suyundan dolayı daha yararlı oldugu soylenıyor.
yanılmıyorsam da kılosu ya 25 **** 50 ytl olacaktır

Kurutma şekli çok önemli bildiğim kadarı ile. Güneşte kurutulmamalı. İllaki Toroslar'dan olması gerekmiyordur umarım. En azından tohumdan yetiştirdiğim sarı kantaronlarımın şifalarından yararlanmak isterim.

Bu arada kırmızı kantaron ile ilgili bilgisi olan var mıdır? Bildiğim kadarı ile sindirim sistemine özellikle mideye çok yararlı. Sarı kantaron gibi yetiştiren görmedim. Çok daha ender bulunuyor sanırım.

iskender44
27-05-2007, 20:09
arkadaşlar bu bitkinin şifalı olanının bir resmi ve belirleyici özellikleri ile kullanımı hakkında bir arkadaşımız yardımcı olursa tüm soru işaretleri kalkacaktır.
şifalı kantaron'un yurtdışından ithal olması şartmı?

agartha
30-05-2007, 07:04
Bu bitkinin bildiğim kadarı ile sarı kantaron ve kırmızı kantaron olmak üzere 2 değişik türü var ve her ikisi de şifalı. Yani şifasız bir kantaron otu mevcut değil :)

ada
30-05-2007, 08:42
kırmızı kantaron olarak adladırılan tür Centaurium erythraea'dır. Görünüş olarak çok benzemese de aynı amaçlarla kullanılırlar.

Oğuzhan
09-07-2007, 18:57
Ben geçen hafta bir avuç dolu topladım.Bir kavanoz içine koyup üstüne zeytinyağı döktüm.Sonra güneşe biraktım.Bir haftadır güneşte duruyor.Zeytinyağı ve çiçekler kırmızıya döndü.

denizakvaryumu
09-07-2007, 19:48
Ben geçen hafta bir avuç dolu topladım.Bir kavanoz içine koyup üstüne zeytinyağı döktüm.Sonra güneşe biraktım.Bir haftadır güneşte duruyor.Zeytinyağı ve çiçekler kırmızıya döndü.

Resim de isteriz :)

agartha
09-07-2007, 23:10
Ben geçen hafta bir avuç dolu topladım.Bir kavanoz içine koyup üstüne zeytinyağı döktüm.Sonra güneşe biraktım.Bir haftadır güneşte duruyor.Zeytinyağı ve çiçekler kırmızıya döndü.

İşte en muhteşem ev yapımı ilaçlardan biri :)

Oğuzhan
10-07-2007, 11:15
Keşke resim yollayabilsem..:(

kuvars
29-11-2007, 10:41
Merhaba,
Kantaron yağının faydalarıyla ilgili bu yazıyı faydalı olur düşüncesiyle sizlerle paylaşmak istedim

HÜCRE YENİLEYİCİ KANTARON YAĞI
Kantaron yağı antiseptik, antibakteriyel, kanama durdurucu, yara ve yanık iyileştirici, iltihap önleyicidir. Hastalığın türüne göre haricen ve dahilen kullanılır. Hücre yenileyici niteliği sebebiyle, özellikle yara ve yanıklarda oldukça etkilidir. Kantaron yağı 2-3 sene boyunca tazeliğini ve etki gücünü muhafaza eder.

Kantaron yağı hem kantaron bitkisinin, hem de zeytinyağının şifasını bünyesinde barındırır. Eski çağlardan beri kullanılan kantaron yağının, mikrop öldürücü ve damar büzücü etkisi modern araştırmalarla da kanıtlanmış durumdadır. En beklenmedik anda ihtiyaç duyabileceğiniz kantaron yağı, pek çok ailenin evden eksik etmediği doğal yardımcısıdır. Kantaron yağını kullanıp etkisini gördüğünüzde, siz de ondan vazgeçemeyecek, çevrenizdeki insanlara da tavsiye edeceksiniz.


KANTARON YAĞININ KULLANIM ALANLARI

YARA (Haricen): Her türlü yarada kantaron yağı rahatlıkla kullanılabilir. Açık yaralar, taze yaralanmalar, kesikler, ezikler, çarpmalar sonucu oluşan morluklar, kan oturması vb durumlarda iyileşme sağlar.

Kantaron yağı;

-Antiseptik ve antibakteriyel özelliğiyle yarada mikrop üremesini engeller,

-Damar büzücü etkisiyle kanamayı kısa sürede durdurur,

- Hücre yenileyicidir, yaranın hızla kapanmasını sağlar,

-Yarada iltihap oluşumunu engeller,

-Yaranın sebep olduğu ağrı ve sızıları yok eder, büyük bir rahatlama sağlar.

İÇ KANAMA VE YARALALAR (Dahilen ve haricen): Trafik kazaları sonucu meydana gelen iç yaralanma ve iç kanamalarda hem sürülerek, hem de dahilen içilerek kullanılır. Damar büzücü oluşu sebebiyle iç kanamaların durmasına, içerdeki yaraların iyileşmesine yardımcı olur.

YANIK (Haricen): Yanıkları kısa sürede iyileştirir, yanık anındaki acıyı dindirir. Yanığın mikrop kapmasını ve iltihap oluşumunu engeller. Önceden oluşmuş yanık izlerinin kaybolmasında oldukça faydalıdır.

SEDEF (Haricen): Tek başına kullanıldığında bile sedef lekelerini iyileştirebilecek güce sahiptir. Haricen sürülerek kullanılır. İlk günlerde meydana gelen kaşıntı ve kurumaların ardından kısa sürede iyileşme sürecine girilir.

VARİS (Dahilen ve haricen): İç ve dış varislerin tedavisinde etkilidir. Bunu damar büzücü özelliğiyle yapar.

HEMATOM (Haricen): Hematomlarda (derideki mavi-mor lekeler), beze şişkinliklerinde ilgili bölgeye sürülüp masaj yapılır.

ÜLSER VE GASTRİT (Dahilen): Gastrit ve mide ülserinin tedavisinde etkilidir. Bağırsak yaraları ve kanamaları da dahilen kullanımla iyileştirilebilir.

ŞEKER (Dahilen) : Kan şekerinin düşürülmesine yardımcıdır.

PİŞİK (Haricen): Bebeklerin pişiklerinde faydalıdır. Karnı ağrıyan bebeklerin karınlarına kantaron yağıyla masaj yapıldığında ağlamalarını dindirir.

ROMATİZMA (Haricen): Sırt ağrıları, lumbago, siyatik ve romatizmada masaj yağı olarak kullanılmaktadır. Bu rahatsızlıklarda 1/10 oranında ardıç veya kekik yağı (**** her ikisi de) eklenerek kullanılır. Ağrıyan bölgeye bu yağla masaj yapılır.

SİVİLCE-AKNE (Haricen): Yüzdeki sivilce, akne vb. problemlerde kısa sürede netice vermektedir. Hücre yenileyici kantaron yağı, pürüzsüz bir cilde sahip olmak isteyen pek çok hanım tarafından cilt bakım yağı olarak kullanılmaktadır.

UÇUK (Haricen): Uçuklar üzerinde de faydalı olan kantaron yağı, sık sık uçuk üzerine sürülerek kullanılır.

SİNİRSEL YÜZ AĞRILARI (Haricen): Sinirsel yüz ağrıları uzunca bir süre kantaron yağıyla ovalanarak iyileştirilebilir.

AMELİYAT İZLERİ (Haricen): Ameliyat sonrası dikiş izini kaybetmek için 2-3 ay boyunca kantaron yağı sürülürse iz tamamen kaybolur.

KULLANIM ŞEKLİ:

HARİCEN: Problemli bölgeye yağ sürülerek kullanılır. Problemin çeşidine göre, eğer yaranın kapalı durmasında bir mahzur yoksa pamuğa emdirilip, yaranın üzerine sarılır ya da bantlanır.

DAHİLEN: Günde 1 tatlı kaşığı içilir. (günde bir tatlı kaşığından fazla içilmesi uygun değildir.)

kaynak: www.sifabuldum.com

(Sitede kantaron yağı kullananların hikayeleri de var, ilginç geldi bana. Okumanızı tavsiye edrim)

nrş
23-12-2007, 19:25
Herkese selamlar .
Bir hekim olarak bu bitkinin faydaları konusunda çok şey duydum.Aslında Anadolu'ya yabancı olmamakla birlikte biz şehirde büyüyen nesil olarak bu bitkiyi tanıyamıyoruz.Hem çok pahalıya hem de aslında o olup olmadığını bilmeden satın almak zorunda kalıyoruz.
Eğer elinde Hypericum perforatum (Sarı Kantaron - Binbirdelik otu) olan varsa bana yetiştirmem için gönderirse sevinirim.

ismetkenar
06-01-2008, 00:06
Herkese selamlar .
Bir hekim olarak bu bitkinin faydaları konusunda çok şey duydum.Aslında Anadolu'ya yabancı olmamakla birlikte biz şehirde büyüyen nesil olarak bu bitkiyi tanıyamıyoruz.Hem çok pahalıya hem de aslında o olup olmadığını bilmeden satın almak zorunda kalıyoruz.
Eğer elinde Hypericum perforatum (Sarı Kantaron - Binbirdelik otu) olan varsa bana yetiştirmem için gönderirse sevinirim.

sarı kantaron ( Hypericum perforatum L.)
ismetkenar@hotmail.com adresime adresinizi yazarsanız tohum gönderebilirim.
Selamlar.

nrş
08-01-2008, 20:53
Sevgili İsmet Bey nazik teklifiniz için teşekkürler... Size mesaj attım. Şimdiden teşekkürler...

bitkiavcısı
23-02-2008, 02:04
Hypericum perforatum L. Türkçe'de sarı kantaron, binbirdelikotu olarak bilinir. Ticarette dökme çiçek, demet, tablet ve yağ şeklinde bulunur ve dünyada daSt. John's Wort olarak bilinmektedir. Tedavide sadece bu tür kullanılır.

Yağı harici yara ve yanıklarda oldukça olumlu sonuç vermektedir. Çiçek açma zamanında, özellikle tomurcuklanma aşamasında etken madde bakımından zengindir. Bu zamanda hasat edilen çiçekler saplarıyla birlikte demet yapılıp bağlanır ve gölgede asılarak kurutulur.

Ancak bazı hususlara da burada değinmek de fayda var. Sarı kantaron (Hypericum perforatum) bitkisi yara-yanık iyileştirici ve antidepresan özellikleriyle fitotarapide (bitkilerle tedavi) güvenle kullanılabilecek bir bitkidir. Yara iyileştirici -dahili yaralar da dahil- ve antidepresan etkilerin etkinliği ve güvenirliği bilimsel olarak WHO, ESCOP ve Comission E gibi bu alanda söz sahibi otoritelerce, onaylanmıştır. Hali hazırda da St. Johns Wort ticari ismiyle sunulmuş preparatları da piyasada mevcuttur.

Bitkinin kanser tedavisinde kullanılabilirliliğiyle ilgili etraflı araştırmalar yapılmaktadır. Amerikan Ulusal Kanser Enstitüsü de bu araştırmaları yürüten kuruluşlardan bir tansedidir. Bitkinin antikanser özelliği netlik kazanmamıştır. Ancak tedaviyi destekleyici olarak kullanılabileceğini de belirtmek isterim.

Açık tenli kişilerde melaninin yetersiz salgılanması nedeniyle, fotosenbiliteye (ışığa karşı hassasiyet) sebep olmaktadır. Bu sebeple açık tenlilerin gündüz saatlerinde almaları tavsiye edilmez.

lokmanbahçe
29-03-2008, 22:10
şükran hanım merabalar
birşeyi anlayamadım; St. John's Wort olarak tabir edlien -ki bir firmanın St. John's Wort bitkisel tabletinden kullanmıştım, genelde bitkisel ürünler tercih ettiğim için- terim Hypericum calycinum için mi, yoksa Hypericum perforatum için mi kullanılıyor?

fsuzen
29-04-2008, 13:21
sarı kantaron veya st.john worth bitkisinin şifasının yanısıra özellikle eski kaşar ve et ile birlikte alındığında tansiyon yükseltici etkisinin olduğunun bilinmesi gerektiği inancındayım.Ayrıca antidepresan ilaçlarla birlikte KESİNLİKLE birlikte kullanılmaması gerektiğini tıp bilimi söylüyor.:)

sukranayalp
29-04-2008, 14:42
Sn lokmanbahçe,
St. John's Wort iksiri (böyle adlandırılıyor) Hypericum perforatum için kullanılıyor. Bunun çiçekleri daha küçük.

Hypericum calycinum da şifalı bir bitki. Yapılan merheminin, harici yaralarda ve yanıklarda iyileştirici olarak kullanıldığını duydum.

ismetkenar
30-04-2008, 00:06
Hypericum Perforatum L.
Sayın agaclar.net dostları;
Benim bildiğim Hypericum Perforatum L. (Sarı Kantaron - Binbirdelik otu): 60-80cm boyunda, yeşil yapraklarının ucu ovalden ziyade sivrice, dalları yerden 10-15 cm yukarıdan ve aynı seviyeden gövde ile yaprak arasından iki yanına gelişen, çiçeklerinin üstü çok hoş parlak yoğun sarı renkli.
Gıda maddelerinin temiz bir ortamda yetiştirilmiş olması çok önemlidir.
Hele tıbbi bittiler gerçekten oto yol, sanayi ve yerleşim alanlarından uzakta, temiz bir ortamda yetişmiş veya yetiştirilmiş olması çok önemlidir.
• Hypericum Perforatum L. merhem yapımı için toplanacaksa; Bitkinin çiçeklenme başlangıcında, güneş iyice ısıtmadan, denk gelirse yağmurdan sonra toplanması, veya toplanınca yaşken anında temiz-soğuk su ile tozlarından arındırılıp, yaprakları ayrılıp, hamur haline getirilerek, bir birim hamur ile 2,5 birim hakiki zeytin yağı ile iyice karıştırılarak renkli cam şişe içinde bekletilir.
Kesik yaralarının iz bırakmadan çabucak iyileşmesi için kullanılır.
• Hypericum Perforatum L. çay için toplanacaksa; Etkin maddesi en yoğun olduğu çiçeklenme dönemi ortasında, güneş iyice ısıtmadan, denk gelirse yağmurdan sonra toplanması, veya toplanınca yaşken anında temiz-soğuk su ile tozlarından arındırılıp, yetiştiği gibi dikili olarak gölge-havadar yerde iyice kurutulup, işlenip, hava almayacak şekilde cam kavanoz veya pet şişe içinde muhafaza edilmesi çok önemlidir.
Çayı sıcak su ile haşlanarak demlenmesi beklenerek, ateş düşürücü, iltihap kurutucu, vücut direncini arttırıcı, stres, depresyon, konsantrasyon eksikliği, uykusuzluk giderici ve rahatlatıcı etkisi için kullanılır.
Bu arada bir fıkra anlatayım.
İşi ve çevresindekilerin olumsuz etkilerinden rahatsız olup, kendini mısır olarak hissedip, etrafındakileri de tavuk olarak görerek hayatı yaşanmaz hale gelen adam, psikolojik tedavi görüp, iyileştiğine inanılıp, taburcu edileceği zaman, aynı çevreye ve işine döneceğini anlayınca doktoruna “Doktor bey sen de biliyorsun ki ben artık kendimi mısır olarak hissetmiyorum. Amma o tavuklar nasıl öğrenecek benim mısır olmadığımı?” der.
Yani stresli işi ve çevresi olan, bilhassa idareci ve hassas yapılı kişiler stres ve depresyon sebebiyle tedavi gerektirecek derecede rahatsız olurlarsa, aynı iş ve çevreye döneceklerini bildiği sürece tedavi uzayacak, ilaçların yan etkisi yaşanacak, aynı çevre ve iş ortamında stres ve depresyon yaşanması tekrarlayacaktır.
İlaçla tedavinin yanında iş ve çevre değişikliği yapılıp, Hypericum Perforatum L. Çayının ihtiyaç hissedildiği miktarda alınması tekrarlayan stres ve depresyon yaşanması riskini sıfırlayacaktır denilebilir.
• Hypericum Perforatum L. tohumluk olarak toplanacaksa; Çiçeklenme sona erip, çiçeklerin kuruyup döküldüğü, bitkinin kahverengileştiği ve kozaların açılmaya yüz tuttuğu zaman toplanması, iyice kurulup ekim zamanına kadar nemlendirmeden bekletilmesi gerekir.
Hypericum Perforatum L. tohumları o kadar küçük ki, billur tuz gibi.
Tohumların resmini koymaya çalışıyorum.
Yakınında ilaçlama yapılmayan, otoyol, sanayi ve yerleşim alanından uzakta, doğal ortamda,1,5-2 metre eninde, istenilen uzunlukta tablalar halinde işlenip düzlenen toprak iyice sulanıp, birkaç saat sonra ince kumla karıştırılmış tohumlar serpilip, üzerine ıslak toprağı kapattı-kapatmadı kalınlıkta toprak elenip naylon örtülürse, toprak kabuk bağlamadan küçük tohumların çimlendiği görülünce naylon kaldırılıp, ilk yıl zaman zaman fıskıye ile sulanarak yetiştirilebilir.
Ben çimlendirdim.
Elimdeki 2.5 litre kadar tohumu 05.05.2008 mesai bitimine kadar ismetkenar@hotmail.com adresime, isim, adres ve telefonunu yazanlara paylaştıracağım.
Allah isteyene üretimini nasip etsin de kullanmayı gerektirecek dert vermesin inşallah.

üzüm
30-04-2008, 09:19
Sayın ismetkenar, Sarı Kantaron otuna talibim. Sizden nasıl temin edebilirim. (Eskişehir'den)
Teşekkürler.

Sebahattin Sargın
30-04-2008, 17:18
İsmet Bey bende bu tohumlara talibim, bu bitkiyi uzun süredir takip ediyordum. Emekleriniz için teşekkür edeirm. Mail adresinize gerekli bilgileri gönderiyorum.

Sevgiler ;)

akifatalay
23-05-2008, 18:25
Merhaba,
Hypericum Perforatum L. hangi bölgelerimizde yetişiyor? Hasatı kimler tarafından nasıl yapılıyor?
Bilgi sahibi olanların paylaşmaları dileğiyle,


Akif Atalay

denizakvaryumu
09-12-2008, 00:05
Şifalı bitkiyle körlüğe çare

Sarı nokta? olarak bilinen göz hastalığının ilerlemesi, Gülhane Askeri Tıp Fakültesi (GATA) Göz Hastalıkları Ana Bilim Dalında geliştirilen ve halk arasında ?kılıç otu? ya da ?mayasıl otu? olarak bilinen sarı kantaron bitkisinin kullanıldığı tedavi yöntemiyle büyük oranda durdurulabildi.

?GATA Göz Hastalıkları Ana Bilim Dalından Prof. Dr. Tabip Albay Güngör Sobacı'nın geliştirdiği yöntemle, ağızdan tedavi gören vakaların yüzde 64'ünde, damardan tedavi görenlerin ise yüzde 87'sinde körlük engellenebildi.

SARI NOKTA NEDİR

Tıptaki adı ?yaşa bağlı makula dejeneresansı? olan ?sarı nokta? hastalığıyla ilgili çalışmalarıyla tanınan, Gülhane Askeri Tıp Fakültesi Dekanı ve Eğitim Hastanesi Baştabibi Prof. Tabip Tümgeneral M. Zeki Bayraktar, ortalama ömrün uzamasına bağlı olarak göz dibindeki ?sarı nokta? adı verilen bölgedeki rahatsızlıklardan kaynaklanan görme kayıplarında büyük artış olduğunu söyledi.

Küre şeklindeki gözün arkasında ve merkezinde, karşıdan gelen ışığın üstüne düştüğü noktanın ?sarı nokta? olarak adlandırıldığını anlatan Bayraktar, 400-500 mikron çapındaki bu alanın görmenin en değerli kısmı olduğunu söyledi. Bayraktar, bunun etrafındaki 3 milimetrelik bir alanın ise gözün arka kısmındaki kenar kısımlara göre daha yüksek görme gücüne sahip bir bölge olduğunu belirtti. Bayraktar, bu bölgelerde herhangi bir rahatsızlık ortaya çıkması halinde görmede ileri derecede kayıp meydana gelebildiğini bildirdi.

?Sarı nokta? hastalığının yaşın ilerlemesine bağlı olarak daha sık görüldüğünü kaydeden Bayraktar, hastalığın ortaya çıkmasında genetik faktörlerin yanı sıra sigara, hipertansiyon, damar sertliği, açık renkli göz ve güneşe fazla maruz kalmanın da etkili olduğunu bildirdi.

Bayraktar, hastalığın 50-55 yaş arasında yüzde 5-10 oranında, 75 yaş üstünde ise her 3 kişiden birinde görüldüğünü anlattı.

Bu hastalığın yüzde 90'ının ?kuru tip? adı verilen tarzda ortaya çıktığını belirten Bayraktar, hastalığın bu türünde tam görme noktasındaki hücrelerde harabiyetin söz konusu olduğunu ifade etti. Bayraktar, geriye kalan yüzde 10'luk dilimi oluşturan ?yaş tip? yaşa bağlı sarı nokta harabiyetinde ise hastalığın çok hızlı bir şekilde ilerleyerek görme kaybına yol açtığını söyledi.

?HASTALIKLA MÜCADELEDE HEDEF, KAYBI DURDURMAK?

Şikayetlerin hastalığın türüne bağlı olarak ortaya çıktığını belirten Bayraktar, kuru tipte belirtilerin, bakılan noktanın görülememesi ya da bu alanın ortasında bir leke görülmesi şeklinde yavaş yavaş geliştiğini bildirdi.

Bu türde hastalık yavaş geliştiği için hastaların daha çok görme kaybının ardından hekime başvurduklarına dikkati çeken Bayraktar, bu nedenle bu tür belirtilere karşı duyarlı olunması gerektiğini söyledi. Bayraktar, görme noktasındaki çok hızlı bir harabiyetin söz konusu olduğu ?yaş tip?te ise şekillerin çarpık ya da düz ve uzun nesnelerin eğri göründüğünü belirtti.

Bu tür belirtiler ortaya çıktığında hemen bir hekime başvurulması gerektiğini kaydeden Bayraktar, ?Çünkü bu hastalığın tedavisinde genellikle kaybedileni kazanmak söz konusu değildir. Hastalıkla mücadelede hedef, kaybı durdurmaktır? diye konuştu.

Hastalıkla mücadelede yaşam tarzı değişikliklerinin de gerekli olduğunu ifade eden Bayraktar, sigara alışkanlığından vazgeçilmesi, hipertansiyon ve damar sertliği ile mücadele, kan yağlarının normal seviyede tutulması, beslenmeye özen gösterilmesi ve kahverengi tonda güneş gözlüğü kullanılmasının önemine işaret etti.

HASTALIĞIN TEDAVİSİNDEKİ KLASİK YÖNTEM

GATA Göz Hastalıkları Ana Bilim Dalından Doç. Tabip Yarbay Hakan Durukan da, son yıllarda en fazla başvurulan en klasik tedavi yöntemlerinden birinin ?fotodinamik? tedavi olduğunu söyledi.

Durukan, bu tedavi yöntemiyle özel bir boyanın enjekte edildiği sarı noktanın altında gelişen anormal damarların tıkanarak küçültüldüğünü ve böylelikle hastanın görme duyusunun korunduğunu anlattı. Bu tedavide tek seansta sonuç alınmasının mümkün olmadığını kaydeden Durukan, 1-2 yıl devam eden tedavi sürecinde yılda ortalama 4-6 kez enjeksiyon yapılmasının zorunlu olduğunu bildirdi.

DÜNYADA İLK KEZ GELİŞTİRİLEN TEDAVİ YÖNTEMİ

GATA Göz Hastalıkları Ana Bilim Dalından Prof. Tabip Albay Güngör Sobacı tarafından dünyada ilk kez geliştirilen, sarı kantaron bitkisinin kullanıldığı tedavi yönteminde ise hastalığın ilerleyişinin durdurulmasında büyük başarı elde edildi.

2000 yılından beri yürüttüğü çalışmasında hastalara bu bitkinin ağız ya da damar yoluyla verildiğini kaydeden Sobacı, bu tedavinin klasik yönteme göre zaman ve maliyet avantajı olduğunu belirtti.

1-2 yıl süren klasik tedavide yılda 4-6 seans uygulanmasının gerekli olduğuna dikkati çeken Sobacı, geliştirdiği yöntemde ise toplam 3 seansın yeterli olduğunu söyledi. İlacın verilmesinden 6 saat sonra hastanın gözündeki sarı noktada oluşan damarların lazerle kurutulduğunu anlatan Sobacı, 3 ayda bir kontrol edilen hastanın bu süre içinde günde 3 kez ilacı almaya devam ettiğini kaydetti. Sobacı, bunun hem yeni damarların oluşmasını engellediğini, hem de hastanın psikolojik açıdan rahatlamasını sağladığını bildirdi.

Klasik tedavi yönteminin seansının maliyetinin en az 2 bin YTL, bu yöntemin seansının maliyetinin ise 30 YTL olduğunu kaydeden Sobacı, ayrıca geliştirdiği yöntemin yan etkilerinin diğer yönteme göre ?yok denecek kadar az? olduğunu anlattı. Sobacı, ağızdan uygulanan tedaviyi alan hastaların 3 yıldır izlendiğini ve 4. yıla girildiğini belirterek, bu hastaların yüzde 18'inde görme artışı, yüzde 20'sinde görme kaybı olduğunu, yüzde 64'ünde ise görme düzeyinin korunduğunu söyledi.

Sobacı, damar yoluyla tedavi uygulanan hastaların takibinde 3. yıla girildiğini belirterek, bu vakaların yüzde 6.5'inde görme artışı, yüzde 6.5'inde görme kaybı olduğunu, yüzde 87'sinde ise görme düzeyinin korunduğunu kaydetti.
Sobacı, henüz bilimsel çalışma aşamasında olan yöntemin Sağlık Bakanlığından gerekli iznin alınmasından sonra yaygınlaştırılabileceğini belirtti.

SARI KANTARON NEDİR

Çok eskilerden beri içinde pek çok iyileştirici ve doğa üstü güçler olduğuna inanılan sarı kantaron, halk arasında ?kanom?, ?kılıç otu?, ?mayasıl otu?, ?yara otu? gibi adlarla biliniyor.

Dümdüz ayakta duran ve 90 santimetreye kadar yükselebilen bitkinin sarı çiçekleri, ezildiğinde kırmızı bir sıvı salgılıyor.

Sarı kantaron, 2 bin 200 metreye kadar yüksekliğe sahip çayırlıklarda, orman ve tarla kıyılarında yetişiyor.
Bitki çay olarak sinirsel rahatsızlıklara, histeriye ve düzensiz adet kanamalarına karşı da kullanılabiliyor.

Kantaron yağının ise dıştan kullanımda yaralara, çatlaklara, lumbago ağrılarına ve güneş yanığına karşı çok etkili olduğu bildiriliyor.

http://www.tamtip.com/detay.php?iid=6&ad=%DEifal%FD%20bitkiyle%20k%F6rl%FC%F0e%20%E7are&mid=1252&olay=mak

aybala
13-04-2009, 16:12
Kurumaya bırakılmış kantaronlar.

72402

Fotoğraf Tekirdağ Uçmakdere Köyü'nde
Haziran ayında çekilmiştir.

kaktüs
16-04-2009, 12:45
Hypericum calycium isteyen arkadaşlara çoğaltma yapabilirim. Yaz başında çok güzel, iri, sarı renkli çiçek açıyor. Bakımı dert değil.

Teklifiniz hala geçerli mi? Aradan uzun zaman geçmiş gerçi ama

denizakvaryumu
20-04-2009, 19:15
Kantaron hem yarayı iyileştirir, hem de ruhu

Yine idrar yolu iltihaplarına karşı kullanılan, güney ve batı illerimize endemik olan ve bilimsel adını Antikçağ hekimi Euryphon'dan alan Hypericum aviculariifolium subsp. aviculariifolium adlı kantaron bitkisi de yetiştiği toprağın insanına derman olmak için Mayıs ve Haziran aylarında sapsarı çiçekler açar; güneşten aldığı sağlık ışığını sayrılara sunabilmek için. (7)

Anadolu'da endemik türleri oldukça zengin olan ve ülkemizde 70 türü bulunan Hypericum bitkisi, Eski Yunan'dan beri yaralar başta olmak üzere birçok hastalığın tedavisinde kullanılmaktadır. Ayrıca bitkinin doğaüstü güçlere sahip olduğuna inanıldığından, popülaritesi yüzyıllardır sürmektedir. Bu türlerden biri olan ve sarı kantaron olarak adlandırılan H. triquetrifolium da tıbbi olarak kullanılmakta olup, bu türü diğerlerinden ayıran özellik, sıkıldığında ortaya kırmızı renkli bir sıvı çıkaran çiçekleridir. (19)

Bitkinin adet kanaması rahatsızlıklarında kullanılmasıyla bitki çiçeklerinden kana benzer bir sıvının akması, mutlaka doğurganlık ve kadın inançlarıylale ilişkilendirilmesine neden olmuş olmalıdır. Ayrıca endemik olmamakla birlikte, ülkemizde de doğal olarak yetişen Hypericum perforatum adlı diğer bir kantaron bitkisi de modern tıpta depresyon tedavisinde antidepresan olarak kullanılmaktadır. (20)

Kaynak: Bilim ve Gelecek Dergisi
Hasan Torlak, Kültür ve Turizm Bakanlığı (Kırsal Çevre Ormancılık Sorunları Araştırma ve Eğitim Derneği Üyesi)

Seyfi Dağdeviren
20-04-2009, 20:29
Sarı kantaron Bolu da yol kenarları ve ekim yapılmamış tarlalarda bolca yetişen bir bitki.Antibiotik özelliği olan bir bitki diye biliyorum.Şimdilerde yeşermiştir.Yakında çiçek açarlar.Bolca bulabildiğim için özel üretimini hiç düşünmedim.Şayet tohum elde edilişi hakkında bilgilendirilirsem,tohumu isteyenlere ileride gönderebilirim.

Özgür Ayata
12-06-2009, 23:52
Herkese selamlar,
Kantarun tohumu temin edebilen olursa bende talibim :)

Seyfi Dağdeviren
13-06-2009, 20:41
Sarı kantaronlar Bolu da çiçek açtı.Öyleki evimin karşısındaki sulama kanalının kenarında gür bir kolonisini görüyorum.Tekrar ediyorum tohum ne zaman toplanır?Bilgilendirilirsem
toplarım.Yoksa deneme yanılma yöntemiyle hareket edeceğim.

k_donmez
10-02-2010, 16:46
Sarı Kantaron tohumları 3 gündür saksıdalar. Sabırla bekliyorum. Eğer yetiştirebilirsem, bahçemde de değerlendireceğim. Tohumu ise aktardan aldığım kantaron çiçeğinin içinden elde ettim. Bir tutamın içinde en az 20 tane tohum mevcut oluyor.

k_donmez
22-02-2010, 20:23
15 gün oldu, evde ve saksıda çimlendirmeye çalıştığım kantaronlardan haber yok. Bunu tohumdan yetiştiren var mı? Böyle geç mi çimleniyor?

heredot07
01-09-2010, 18:15
bu otu ben de bahçemde buldum ama tam emin olamıyorım erkek üreme organları demetler halinde ve her demetin etrafı mor bir dokuyla kaplı acaba bu doğru kantaron mu bilgilendirirseniz sevinirim . bazı sitelerde yolkenarlarından toplanan kantaronlarda kadminyum yüksek oranda bulunduğu ve bununda kansorejen olduğunu okudum günde 1 fincandan fazla içilmemeli diyen de var kafam oldukça karıştı

Cymbelina
31-03-2012, 19:58
Herkese selamlar, kantaronla ilgili bir sorum olacak: aktarlardan bitkisel çay için aldıgımız kantaron bitkisini kendimiz yetistirebilir miyiz? Burada çiçeklerini gordum ve hoşuma gitti. Evde poşette duran kantaronu inceledim, tohum kapsülleri var ve icinde de kum gibi siyah tohumları var. Acaba bu tohumları eksek, sonra da diksek bu sarı çiçekli kantaronu yetistirebilir miyiz? Hangi başlığa yazacagımı bulamadım.

tuzcue
25-07-2012, 22:24
Sn Cymbelina
Bitki cayindaki tohumlari degerlendirebildiniz mi?
Merak ediyorum, basarili olduysaniz baharda deneme yapacagim. Bu arada elinde tohumu olan arkadaslar paylasmak isterse sevinirim

Cymbelina
10-12-2012, 22:12
Denedim ancak bir sonuç elde edemedim, kullandığım kantaronun toplanmasının üzerinden çok fazla zaman geçmiştir belki, bilemiyorum.

Ancak bahara Allah nasip ederse büyük ihtimalle tekrar deneyeceğim, denemekten ne çıkar?

O yüzden kantaronu bahsettiğim şekilde yetiştirebilmiş bir arkadaşımız olduysa inşallah bilgilerini bizimle paylaşır.

pria
02-01-2013, 22:02
KANTARON OTU KESİNLİKLE BAHARATÇILARDAN ALINARAK KULLANILACAK BİR BİTKİ DEĞİLDİR. ÇOK BÜYÜK DİKKATİ GEREKTİRMEKTEDİR. YAN ETKİLERİ OLAN BİR BİTKİDİR.



Anksiyolitik olarak Sarı Kantaron (St.John's Wort) kullanımı sonrası psikotik bozukluk izlenen bir vaka sunumu


Sevgin Ekşioğlu, Esin Evren Kılıçaslan, Sermin Kesebir Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim Araştırma Hastanesi, İstanbul

GİRİŞ:
St. John’s Wort sarı kantarongiller familyasına dahil bir bitki türüdür. Hafif ve orta şiddete depresyonlarda alternatif bir antidepresan ilaç olarak önerilen bu bitkinin antidepresan özelliği yanında,obsesif kompulsif bozukluk,yaygın anksiyete bozukluğu tedavilerinde de kullanılabileceği bildirilmişse de bu çalışmalarda St. John’s Wort’un etkinliğiyle ilgili kanıtlar yetersizdir(1).Bu tip bitkisel ilaçların kullanımının artmasıyla birlikte mani,psikoz gibi psikiyatrik yan etkilerin görülme oranının da arttığı görülmektedir(2).Burada sarı kantaron çayı kullanımı sonrası psikotik atak izlenen bir vaka sunulacaktır. VAKA: 30 yaşında erkek hasta, daha önce psikiyatrik hastalık öyküsü bulunmamakta olup,bir ay önce başlayan şüphecilik,saldırganlık yakınmalarıyla E.R.S.H. H. Acil servisine başvurusu sonrası ''akut-geçici psikotik bozukluk'' ön tanısıyla E1 servisine yatırıldı. Hastanın,iki yıl önce üniversite eğitimini tamamlayarak bir şirkette çalışmaya başladığı,bir buçuk yıl önce nedensiz kaygılar,huzursuzluk,iç sıkıntısı,yakınmaları başlayınca internetten edindiği bilgiyle bu yakınmalarına iyi geleceğini düşünerek aktardan sarı kantaron çayı alarak günde iki fincan kullanmaya başladığı öğrenildi.Bitki çayını kullanmaya devam ederken,içe kapanıklık,kimseyle konuşmak istememe gibi belirtileri ailesi tarafından farkedilen hastanın uykusuzluğu,ardından iş yerinde problemleri olmaya başladığı öğrenildi.Hasta,iş yerinde kendisine komplo kurulduğunu dile getiriyor,dışarıya çıkarken tanınmayacak şekilde gözlük ve şapka kullanmaya özen gösteriyordu. Hastanın psikiyatrik muaynesinde;duygulanım kaygılı,paranoid ve persekütif sanrıları mevcut, muhakeme bozulmuş, iç görü bulunmuyordu. Hastanın üç haftalık takibinde paliperidon 6mg/gün ve ketiapin 25mg/gün tedavisi ile başvuru yakınmalarında belirgin gerileme izlenerek kısmi remisyon halinde taburcu edildi.

TARTIŞMA:

Tamamlayıcı/ alteranatif tıp popüler bir fenomen olup, bitkisel ürünler reçete edilen ilaçlara göre daha güvenli ve doğal alternatifler olarak düşünülmektedir.Bitkisel ilaçlar yaygın olarak aktarlarda ve eczanelerde reçetesiz olarak satılmakta, ticari sektörün baskısıyla giderek tüketimi artmaktadır ve bu ürünlerin kullanımyla oluşabilecek psikiyatrik yan etkiler gözden kaçırılmaktadır.

http://www.psikiyatri.org.tr/uploadFiles/eventFile/12120121678-47--UPK-Ozet-Kitabi.pdf

47. Ulusal Psikyatri Kongresi sunumlarından alıntılanmıştır.

tuzcue
10-01-2013, 18:15
Merhaba,

Gonderdiginiz calisma icin tesekkurler. Yalniz bence bazi mantik hatalari var calismada. Evet sari kantaron tum vucudu etkileyen bu yuzden dikkatli kullanilmasi gereken bir bitki, ozellikle de ilac kullanan, bazi hastaliklari olan bireyler icin, ama kimse gunumuzde peynir ekmek gibi satilan antidepresanlardan daha tehlikeli oldugunu soyleyemez. Antidepresanlarin vucutta ve beyinde ne gibi degisiklikler yaptigini bilselerdi insanlar konu komsuya ezbere tavsiye etmeye cesaret etmezdi. Ama tabi kullanilmasi elzem olan zamanlarda da dr tavsiyesi uzerine alinmali.

Calismaya gelince, once son bir aydir daha onceleri hicbir psikiyatrik yakinmasi olmayan hastada su su sikayetler baslamis diyor, sonra da hastanin hikayesini anlatirken 1,5 yil once ortaya cikan psikolojik problemlerini soyluyor. Ayrica boyle hikayesi olan bir hastada bu son durumun onceki yakinmalarinin ilerlemesi mi yoksa ictigi sari kantarona bagli yeni bir durum mu oldugunu soylemek zor. Cunku sari kantaron bu durum icin yeteri kadar etkili olamamis ve mevcut hastaligi ilerlemis olabilir...

Burada bence asil vurgulanmasi gereken bitkilerin ne kadar zararli olabilecegi degil, bitki kullanmadan once hastaligimizin ne oldugunu bilme zorunlulugumuz. Cunku bazen operasyon gerektiren durumlar olabilir; bu gibi durumlarda bitkisel ilaclari denemek yararsiz hatta zararli olacaktir. Ama bunun disindaki durumlarda guvenilir kaynaklardan elde edilmis bitkileri usulune uygun kullanmak yanlis olmaz.

Tabi bu arada hekimlerin de tip egitimlerinde bitkiler ve ilaclarla etkilesimleri hakkinda ilgi sahibi olmalari gerekir. Su anki durumda sadece "bunlar kocakari ilaci sakin ha kullanmayin, normal tedavinize devam edin" demekle yetiniyorlar.

Uzunca yazmisim, bu konu daha cok su kaldirir....

pria
10-01-2013, 19:43
Sayın tuzcue..

Bilyorsunuz esrar da, Cannabis Sativa adlı bir ottan elde edilmekte..
Ve bu otu kullananlarda genellikle psikotik rahatsızlıklar tetiklenmektedir:

Esrar kullanımı şizofreniyi tetikler mi (http://www.e-psikiyatri.com/esrar-kullanimi-sizofreniyi-tetikler-mi-30782)
Esrar kullanımı sırasında başlayan ve N, N-dimetiltriptamin (DMT) kullanımı ile psikotik özellikler eklenen duygudurum bozukluğu: Bir olgu sunumu (http://www.dusunenadamdergisi.org/tr/TMakaleDetay.aspx?MkID=34)

Cannabis Sativa (esrar) şizofreni gibi birtakım psikozları tetikleyebiliyorsa, sarı kantaron niye yapmasın ki?
Gelişigüzel kullanılacak bitkiler değil bunlar..
Kaldı ki, bir hastaneden gerçek bir olgu aktardım yukarıda..
Hafife alınacak konular değil bunlar..

sadecegeçen
10-01-2013, 20:20
Sarı Kantaron otu Kanseri de tedavi etmektedir. Onkologlar gizlemeye çalışsa da bu böyledir. Aşağıdaki hikayemi okuduğunuzda bu gerçeği göreceksiniz.

KANSER TEDAVİSİNDE KANTARON OTU

Yaklaşık 2,5 sene önce eşim kansere yakalandı ve göğsünün biri alındı. 6 kür kemoterapi verildi. Aradan bir yıl geçmeden bu sefer kemiklerde 6 yere birden metastas yaptı. Yeniden Radyoterapi ve kemoterapi uygulandı. Uygulanan radyoterapi ve kemoterapi sonrasında kemiklerden kemikiliğine metastas yaptı. Ayrıca eşimin karnında 25 cm bir tümör oluştu.

Radyoterapi ve kemoterapi tedavisi fayda vermediği için alternatif kanser tedavisine yöneldik.

Tam bu sırada Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Profesörlerinden bir arkadaşım, bana kantaron otunun kanseri tedavi ettiğini ve kendisinin bizzat kayınpederindeki mesane kanserini kantaron otu ile iyi ettiğini söyledi.

Eşimin iyileşmesinde ve kanseri yenerek bugünkü duruma gelmesinde kullandığımız bitki kantaron otudur.

Kantaron otu birçok yararları bilinen bir bitkidir. 79 çeşidi olduğubelirtilmektedir.

KANTARON OTU KESİNLİKLE BAHARATÇILARDAN ALINARAK KULLANILACAK BİR BİTKİ DEĞİLDİR. ÇOK BÜYÜK DİKKATİ GEREKTİRMEKTEDİR. YAN ETKİLERİ OLAN BİR BİTKİDİR.

KANSER TEDAVİSİNDE KULLANILACAK KANTARON OTU, BAHARATÇILARDA SATILAN ÇAYLIK KANTARON OTU OLMAYIP, YURT DIŞINA İHRAÇ EDİLEN İLAÇLIK KANTARON OTUDUR. BAZI BAHARATÇILAR FIRSATTAN İSTİFADE İLE KANSER HASTASININ ÖLÜMÜNE SEBEP OLACAK ÇAYLIK KANTARON OTUNU KANSER TEDAVİSİNDE KULLANILAN İLAÇLIK KANTARON OTU DİYE SATMAKTAN ÇEKİNMEMEKTEDİRLER.

BAHARATÇILARIN, KANTARON OTUNU KANSER İÇİN KULLANILAN KANTARON OTU DİYE SİZE SATMALARI HALİNDE, O BAHARATÇI HAKKINDA DERHAL CUMHURİYET SAVCILIĞINA SUÇ DUYURUSUNDA BULUNUN.

AYRICA BU TÜR BAHARATÇILARI TABİBLER ODASINA VE TARIM İL MÜDÜRLÜKLERİNE ŞİKAYET ETMENİZ HALİNDE HAKLARINDA GEREKLİ CEZA DAVALARI AÇILACAK VE HAPİS CEZASI ALACAKLARDIR.

BAZI BAHARATÇILARDA; İLK 6 AY 100 GRAM KANTARON OTU KULLANIN, SONRA 200 GRAMA ÇIKARIRSINIZ DİYE SON DERECE TEHLİKELİ TARİFLER VERMEKTEDİRLER. SİZE YAZILI BELGE VEREN BAHARATÇILARA BU BELGELER ÜZERİNDE KAŞELERİNİ VURUP İMZALARINI ATMALARINI DA SÖYLEYİN.


Kanser tedavisinde kullanılan kantaron otu, ilaç yapımı için toplanan özel bir tür olup, genel olarak yurt dışına ihraç edilmektedir.

Kantaron otunun tedariki konusunda yardımcı olabilirim. Doğru kantaron otunu kullanmamanız durumunda size hiçbir şifa vermeyecektir. Gelişi güzel baharatçılardan alınan kantaron otu güneşte kurutulan ve kanseri tedavi etmek bir tarafa tam aksine güneşte kurutulduğu için kanseri tetikleyen cinsi olma ihtimali çok yüksek olacağından kantaron otu temin konusunda Kanser-Der Kanserden Korkmayanlar Sağlık Eğitim ve Araştırma Derneği isimli derneğimizden ya da bizzat benden yardım isteyebilirsiniz.

Derneğimizi ve alternatif kanser tedavisini tanıttığımız kanserdenkorkma.com veb sitemizde daha fazla bilgiler bulabilirsiniz.

Allah tüm hastalara acil şifalar versin.

Av.İlhan Demir
Marmara Sok. 16/7 Sıhhiye/Ankara
Tel:0312-4315680 - cep: 0533 7179766

vaybe avukat abi burda da karşıma çıktı:D şu yazıyı yazıp en az 100 siteye kopyalamışındır herhalde. hani yazıya bir sözüm yok çok umut verici ancak kafama takılan burda yazdıklarını telefonda neden söyleyemiyorsun?? korkuyormusun diye soracağım ama sen nasıl olsa avukatsın ihtimalleri hesaplamışsındır zaten:D

tuzcue
11-01-2013, 12:49
Merhaba,

Dediginiz gibi hafife alinacak konular degil gercekten. Ben de bu yuzden uzunca yazdim ve ekteki yaziyi dikkate aldim. Bir hekim ve diger hekimlerden gelen bilimsel yazilarin tercume ve derlenmesiyle ilginen biri olarak calismada mantik hatalari oldugunu soylemek geregini duydum. tip tarihi boyunca ozellikle son iki yuzyilda ilac sirketlerinin nasil oyunlar duzenledigini ve bilimsel yayinlarin sonuclarini nasil carpittigini okudugunuzda her duydugunuza dikkatli yaklasiyorsunuz.

Ben bitkilerin tamamen zararsiz oldugunu savunmuyorum. Kaldi ki bu konuda yurt disinda doktora yaptigim icin ayrintili biliyorum. Soyle bir soz var: zehir dozdadir, yani her kullandiginiz bir sekilde zehir etkisi olusturabilir. En masum gorunuen bitki bile sizin kullandiginiz diger ilaclarla etkilesime girerek zararli olabilir. Bu konu onemli oldugundan ehil ellerde olmali ve mutlaka incelenmeli diyorum sadece.

Ama hastamiz bunu icmis ve sonucunda psikoz gelismis demek de kolaycilik gibi geliyor bana, cunku hasta duzelseydi inanin bunu sari kantarona baglamayacaklardi, pozitif etkinin bitkiye bagli oldugunu ispatlayan bilimsel verileri soracaklardi. Cevresel faktorler etkili olmustur ya da bastan tani yanlis konmustur aslinda zaten psikoz degildi diyeceklerdi....

pria
11-01-2013, 17:37
Soyle bir soz var: zehir dozdadir, yani her kullandiginiz bir sekilde zehir etkisi olusturabilir. En masum gorunuen bitki bile sizin kullandiginiz diger ilaclarla etkilesime girerek zararli olabilir. Bu konu onemli oldugundan ehil ellerde olmali ve mutlaka incelenmeli diyorum sadece.

....

Evet, zehir hem dozdadır, hemde toplanan bitkilerin yetişme ortamlarına, nasıl kurutulduklarına, hijyene, aktarlardaki saklama koşullarına, bitkisel çayların demleme usul ve şekillerine, demleme ısı ve sürelerine de bağlıdır..

Ben cicili bicilide olsa, hiçbir aktara ve sattığı ürünlere güvenemiyorum..
Bunlar adeta sağlık tüccarıdır..
Bütün aktarlarda tahta çekmeceler içinde öğütülmüş keten tohumu gördüm..Bunlar kısa zamanda oksitlenen ve zehire dönüşen yağlı ürünler..Kaç aktarla tartıştım; bunun öğütülmüşü zararlıdır, diye..Ama anlatamazsınız..Çünkü aktarlarda alternatif tıbbın temel bilgileri asla yok..
Hele o pazar yerlerinde, onca ayakkabı tozunun olduğu yerlerde açık çuvallar içinde, kabak gibi güneş altında tıbbi bitkileri gördükçe çıldırıyorum..
Sağlıklı insanı bile hasta eder bunlar..

tuzcue
12-01-2013, 09:21
Ne kadar haklisiniz, keske butun bunlarla ilgilenen bir kurum olsa. Standartlari belirleyip konu ile ilgili herseyi denetlese, meydani amaclari sadece para kazanmak olan sahtekarlara birakmasa...

sadecegeçen
12-01-2013, 17:16
Evet, zehir hem dozdadır, hemde toplanan bitkilerin yetişme ortamlarına, nasıl kurutulduklarına, hijyene, aktarlardaki saklama koşullarına, bitkisel çayların demleme usul ve şekillerine, demleme ısı ve sürelerine de bağlıdır..

Ben cicili bicilide olsa, hiçbir aktara ve sattığı ürünlere güvenemiyorum..
Bunlar adeta sağlık tüccarıdır..
Bütün aktarlarda tahta çekmeceler içinde öğütülmüş keten tohumu gördüm..Bunlar kısa zamanda oksitlenen ve zehire dönüşen yağlı ürünler..Kaç aktarla tartıştım; bunun öğütülmüşü zararlıdır, diye..Ama anlatamazsınız..Çünkü aktarlarda alternatif tıbbın temel bilgileri asla yok..
Hele o pazar yerlerinde, onca ayakkabı tozunun olduğu yerlerde açık çuvallar içinde, kabak gibi güneş altında tıbbi bitkileri gördükçe çıldırıyorum..
Sağlıklı insanı bile hasta eder bunlar..

Keten toğumu bayatlarsa insanı daha çok hasta edebiliyor. Toğum şeklinde alıp pamuk içinde çimlendirmeliyiz. Eğer çimleniyorsa o toğum tazedir evde kendimiz öğütüp kullanabiliriz.

Zerdaçal tozunun içinde kremit tozu karıştırıyorlarmış. Çok dikkat etmek gerekiyor.

Evet keşke denetleyen bi kurum olsa

demirilhan
05-06-2013, 22:45
Sarı kantaron (St. John's Wort)
http://img442.imageshack.us/img442/1898/saintjohnswortflowersriad6.jpg (http://imageshack.us)

http://img255.imageshack.us/img255/4286/saintjohnsworthypericumwi2.jpg (http://imageshack.us)
Fitoterapide kullanılan bitkilerin "yıldız"ı olarak kabul edilen St. John's Wort bitkisinin ekstreleri, deneysel ve klinik çalışmalarda çok çeşitli etkiler gösteriyor. Bazı kanıtlanmış aktiviteleri; zihni etkileyen (psychotropic), depresyon önleyici (antidepressant), anti-virütik ve antibiyotik etkileri içeriyor. Ayrıca yara ve yanıkların iyileşmesine yardımcı oluyor. St. John's Wort, tarihte sinir toniği olarak kullanılmış, günümüzde ise depresyon önleyici olarak kullanılıyor. Avrupa'da uzun süredir depresyon için doğal ilaç olarak kullanılan St.John's Wort, özellikle Almanya'da şu anda depresyona karşı en önde gelen tedavi ve doktorlar tarafından yılda üç milyon reçeteye yazılıyor.

Kantaron, sarmsak ve dierleri... - Buday Ekolojik Yaam Kaps (http://www.bugday.org/article.php?ID=37)

http://beybal.sitemynet.com/stjw.htm

http://shiftdelete.net/site/index.php?option=com_joomlaboard&Itemid=150&func=view&catid=11&id=25147

Kanser Hastalarına 'Kantaron Otu' Uyarısı


Editör: Ozan Vural
editor@realage.com.tr

EGE Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı, Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç.Dr. Canfeza Sezgin, son günlerde kantaron otunu kanser tedavisinde kullanan, kullanmak isteyen hasta sayısının hızla arttığını söyledi.

Kantaron otu içinde insan vücudunda bir çok kimyasal olayı başlatan çok sayıda aktif madde bulunduğuna dikkat çeken Doç.Dr. Sezgin, "Bu ot kanser dahil pekçok hastalığın tedavisinde kullanılan bazı ilaçların etkinliğini, ve tedavi edici özelliğini azaltıyor.

Bu ilaçların etkinliğinin bozulması hastalar için tehlikeli sonuçlar doğurabilir. Bu tür hastalar kantaron otu kullanmamalı" dedi.Onkoloji uzmanı Doç.Dr. Sezgin, kantaronun, bindebirlik otu, kan otu, kılıç otu, mayasıl otu, yara otu veya kuzu kıran olarak çeşitli isimler verilen Hypericum perforatum L. isimli bitki olduğunu belirtti. Bu bitkinin depresyon ve iltihabi hastalıkların tedavisinde etkili olduğunu ve geleneksel tedavilerin başında geldiğini kaydeden Doç.Dr. Sezgin, son zamanlarda kitle iletişim araçlarında bu otun kanser tedavisinde yararlı olduğuna ilişkin yayınlanan haberlere dikkat çekti.

Bu haberlerin ardından kanserli hastaların kantaron otunu kullanmak isteyip kendilerine danıştığını, pekçok hastanın ise doğrudan kullanmaya başladığını kaydeden Doç.Dr. Sezgin, "Kanser ile ilişkili olarak yapılan hücre ve hayvan çalışmaları, kantaron otunun akciğer, karaciğer, meme, mesane, mide, over ile serviks kanseri, lösemi ve bazı beyin tümörlerinde kanser hücrelerini öldürdüğü ve kanserin damarlanmasını engellediğini gösterilmiştir. Bu nedenle de günümüzde kanserin tedavisinde kullanılması ile ilişkili olarak yoğun olarak araştırmalar yapılmaktadır. İnsanlarda yapılmış bir çalışma bulunmamaktadır.

Bu konuda ileriki yıllarda daha net olarak bilimsel bir yorum yapılabilecektir. Fakat bu süreç içerisinde hastaların bir kısmının bu bitki ürünlerini hiçbir yan etkileri olmadığı düşüncesi ile yaygın olarak kullanacakları düşünülürse en azından hastaların bazı konularda dikkatli olmalarını öneririm" diye konuştu.

Kantaron otu kullanımı riskli

Kantaron otu içinde insan vücudunda birçok kimyasal olayı başlatan çok sayıda aktif maddeler bulunduğunu belirten Doç.Dr. Sezgin şu uyarılarda bulundu:"Bu maddeler birçok ilacın metabolizmasını ve etkinliğini değiştirip şiddetli yan etkilere neden olabiliyor. Kantaron otundan elde edilen ürünlerin kullanılması, doğum kontrol haplarının etkinliğini azaltarak istenmeyen gebeliklere neden olabilmektedir. Bazı kalp ilaçlarının etkinliğini, organ nakli hastalarında kullanılan bazı ilaçların etkisini azaltarak organ reddine neden olabilmektedir.

Bazı depresyon ilaçları ile birlikte kullanıldığında şiddetli reaksiyon gelişmesine, kanser tedavisinde kullanılan bazı ilaçların etkinliğini azaltarak tedavi edici yararlarının azalmasına yol açabilmektedir, Kolesterol düşürücü ilaçların ve bazı ülser ilaçlarının metabolizmasını değiştirebilmektedir. Bu ilaçların etkinliğinin bozulması hastalar için tehlikeli sonuçlar doğurabilir. Bu nedenle yukarıda bahsedilen tedavileri alan hastaların kantaron otu kullanmamaları ve bu konuda hekimlerine danışmaları gerekir."

Öte yandan Doç.Dr. Sezgin, kantaron otunun yan etkilerinin az olmasına rağmen (yüzde 2.5), çoğunlukla mide-bağırsak sistemi rahatsızlıkları, uykusuzluk, yorgunluk ve alerjik cilt döküntüleri gibi reaksiyonlara neden olabildiğini vurguladı.

Kantaron otu kullanan açık tenli hastaların, güneşte kalmamalarını, yaşlıların güneşli havalarda gözlerinin hassasiyetinin artması nedeniyle güneş gözlüğü kullanmalarını önerdi.

25.09.2006 12:23:00


http://www.realage.com.tr/tr/realagehaberdetay.asp?hid=25020


Saint John's Wort, Official plant, organic :
Saint John's Wort (Hypericum perforatum)
Herbaceous perennial native to Europe and naturalized worldwide. There are many species of Hypericum and there are many look-alikes that are not medicinally potent, so it makes sense to get plants from a verified source. Also, people get confused, because they know that H. perforatum is an upright, flowering plant but they don't know that it also has a repining stage in its growth, where it spreads by stolons and can cover an entire bed (or roadside) prior to flowering.

Saint John's Wort is the most useful yet most maligned herbal plant of the century--the benefits of this plant are too numerous to mention here, and the reader is referred to my book "Making Plant Medicine" or my "Compiled Publications" that has an entire chapter on Hypericum. Suffice it to say, here, that the plant brings the healing aspect of the sun to humans, body and soul.

$7.00 each, organic

The plant prefers full sun, regular garden soil and is perfectly cold hardy. May it bless your life, as warming as a ray of sun.
http://www.horizonherbs.com/group.asp?grp=51&pgNUM=17

KANTARON OTU

Hypericum perforatum L.) Tarla, yol ve orman kiyilarinda, tepelerde ve çayirlarda Temmuz’dan Eylül’e kadar çiçeklenen ve ülkemizde, sari kantaron, kanotu, kiliçotu, mayasilotu ve yaraotu gibi yöresel adlara da sahip olan sifali bir bitkidir. Bitki 25-60 cm boyunda olup, çok dallidir ve saplari ayri oldugu halde bir semsiye biçimindeki çiçekleri 5 parçali, korolla altin sarisi renkli ve kenarlari siyah renkli guddeli tüyler ile çevrilidir . Erkek organlari çok adette ve 3 demet halinde bir araya toplanmistir. Yapraklar isiga karsi tutuldugunda, yag guddeleri, parlak noktaciklar halinde kolaylikla görülür. Bitkiye binbirdelik otu denmesi bu özellikten ileri gelmektedir. Yanilmamak için, tam olarak açmis bir çiçegi parmaklarinizin arasinda ezdiginizde, ondan kirmizi bir su aktigini göreceksiniz.

Faydalari ve Kullanim Alanlari



• Yaralarin iyilesme sürecini hizlandirabilir
• Hafif ve orta siddetteki depresyonlarda rahatlatici ve sakinlestirici etkisi vardir.
• Korku, endise, kaygi, umutsuzluk ve çaresizlik duygularinin giderilmesinde yardimcidir.
• Siyatik, eklem iltihabi (artrit) ve pre-menstural kramplar (Adet öncesi agri ve sikintilar) giderilmesinde faydalidir.
• Safra salgisini uygun yönde etkileyerek sindirim sistemini rahatlatabilir.
• Kronik yorgunluk sendromunda, uykusuzluk, menopoz dönemindeki sikinti, stres ve gerginliklerin giderilmesinde etkili olabilir.
.Her derde deva oldugundan bahsedilir.özellikle mide agrilarina birebir geldigini bizzat gözlemlenmisdir.Ayrica zeytinyagina ufalanarak merhem haline getirildikten sonra açik yaralara sürüldügünde ,yaralarin çok çabuk iyilesmesini saglar.

Hastalar üzerindeki gözlemlerimize dayanarak ifade ediyoruz ki dogru Kantaron kullanimi ve düzenli içildigi takdirde kanser hücreleri üzerinde temizleyici bir etki görülmektedir.

Kanser tümörü taşıyan çeşitli insan ve farelerde kantaron otunun;

Bazı beyindeki kanser tümörlerinin, karaciğer, akciğer, dalak, mide, kalın ve ince bağırsak, mesane, rahim ağzı, rahim, yumurtalık, akciğer zarı, karın zarı kanserlerinde kanser hücrelerinin damarlanması ve yok edilmesi konusunda etkili olduğu görülmüştür.
Ülkemizde de yapılan çeşitli bilimsel araştırmalara göre kantaron otu;

a-) AİDS hastalığının tedavisinde,

b-) Uyuşturucu (eroin, esrar, morfin) bağımlılığının tedavisinde

, c-) Sarı nokta (körlük) hastalığının tedavisinde,

d-) Sedef hastalığının tedavisinde,

e-) Alkol bağımlılığının tedavisinde,

f-) Kurdeşen hastalığının tedavisinde,

g-) Zona hastalığının tedavisinde,

h-) Sebebi belirsiz ve tam teşhisi konulamamış bazı hastalıkların tedavisinde de çok etkili olduğu görülmüştür.

Ayrıca düzenli olarak kullanılan kantaron otunun, kanser ağrılarını bloke ettiği ve morfin gibi ağır uyuşturucu ve ağrı kesicilere gerek bırakmadığı görülmüştür.

Ünlü Bilim adamı J.A.Duke, 1985 yılında yayınladığı

"HANDBOOK OF MEDICINAL HERBS" (Tıbbi Bitkiler Elkitabı) sayfa 242'de kantaron otunun KANSER ve daha birçok hastalığa iyi geldiğini yazmıştır.

J.A.Duke'ın bilimsel araştırma sonuçlarına göre;

KANTARON OTU ŞU HASTALIKLARA İYİ GELMEKTEDİR:

a-) Kanser,
b-) Şeker hastalığı,
c-) Kronik Romatizma,
d-) Mide ülseri
e-) Mide-Barsak hastalıkları
f-) Diüretik yatıştırıcı
g-) Karaciğer
h-) Safra Rahatsızlıkları
ı-) Sarılık

HAYVANLAR ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ

"Kantaron, Sarı Kantaron, Binbirdelik otu, Kızıl ot denen (Hypercum Perforatum) bitkiyi tane olarak yiyen açık renkli hayvanlar, temas eden yerlerinde ödem meydana gelmektedir.

Ayrıca bunu kuru veya taze yiyen hayvanlarda ışığa karşı hassasiyet artarak vücutlarında kaşınma duygusu artar. Bu gibi hayvanlar güneş altında belli bir süre kalırsa kaşıntı başlar ve bulduğu ağaca, taşa, duvara sürtünerek vücudunda yaralar açılır. Hayvan besicileri bu bitkinin ot içerisinde ve otlatılan meralarda bulunmasını istemezler. Sarı kantarona hayvan besicilerinin bakış şekli (havyanlar için) zehirli ve zararlı oluşlarıdır.

Hayvanlar üzerindeki bu zararlı ve zehirleyici etkileri, yanlışlıkla insanlar üzerinde de meydana gelebilir zannedilmektedir.

İNSANLAR ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ

Kantaron otunu düzenli şekilde kullanan onbinlerce insandan hiçbirisinde herhangi bir zararlı ve zehirleyici etki görülmemiştir.

Hamileler üzerindeki etkileri

Hamile bayanların kullanması durumunda yan etki veya zarar söz konusu olup olmadığı hakkında herhangi bir kesin bilgi mevcut olmadığından hamilelerin kullanması önerilmemelidir..

http://www.kanserdenkorkma.com/kant.html






.

En son bundan 1 ay kadar önce kantaron otunun rektum, her iki yumurtalık kanseri ve karaciğeri kanser olan bir bayan 5 ay gibi bir sürede kemoterapi ve radyoterapi almadan kanserden tamamen kurtuldu. Elimde tıbbi raporu mevcuttur. Kanserdenkorkma.net veb sitesine raporu koydum.

hexus
23-06-2014, 10:38
Sarı kantaron her yıl toplar ve kuruturum. Adanalıyım ve Niğde de çalışıyorum. Rakımı yüksek bir yerden topluyorum 1800 - 1900 rakımda topladığım sarı kantaronları zeytinyağında her ne yaptıysam kırmızılaştıramadım. Fakat Adanada yetişenler çok kolay kırmızı renk alıyor. Tıbbi bitkilerin yüksek rakımlarda etken madde oranları azalabiliyor. Kırmızı kantaron bitkisine (centaurium erythraea ) hiç rastlamadım o kadar aramama rağmen.

mumunal
30-05-2015, 20:07
Kayın validenin ayak parmağında çarpmadan kaynaklanan iyice kötüleşmiş bir yara, kantaron yağıyla kısa bir süre içinde iyileşmişti.
Ticari olmayan kaynaktan temin edilen bu yağ kırmızı renkte.
Aynı kaynak vasıtasıyla bir pet şişe içerisinde, taze olarak toplanmış kantaron otları bana verilince oldukça mutlu oldum. Kısa bir süre sonra, bulunduğumuz ilde bu otların nereden toplandığını öğrendikten sonra kendim gittim.

556163
556164
556165
Bulabildiklerimi 1lt cam şişe içerisine doldurup müteakiben üzerini zeytin yağı ile tamamladım.

Konuyla ilgili bilgileri yeniden gözden geçirdiğimde ise topladığım kantaronların sandığım kantaron olmadığını öğrendim.

Ezildiğinde parmağı kırmızıya boyayan,
556166

Yaprakların kenarlarında ise gudde adı verilen siyah noktacılar ile ayırt edilen (Hypericum Perforatum) türünü tekrar öğrenmiş oldum.
556170

Topladığım kantaronun hangi tür olduğunu merak ettim, Türkçe kaynaklarda 80'in üzerinde çeşidi olduğu bildiriliyordu.

mumunal
30-05-2015, 21:40
Benim topladığım kantaron hangi türdü,
tr.wikipedia (https://tr.wikipedia.org/wiki/Sar%C4%B1_kantaron)'da hiç bir detay bulamayınca en.wikipedia (http://en.wikipedia.org/wiki/Hypericum)'da aramaya başladım ve bu arada Hypericum'un 150 civarında türü olduğunu fark ettim, aralarında korunmaya alınmış bazı türler hakkında da bilgiler içeriyordu. Resimleri olan türleri tek tek inceledim ama bulamadım.
de.wikipedia (http://de.wikipedia.org/wiki/Johanniskr%C3%A4uter)'da ise 488 tür olduğunu görünce aramaktan vazgeçtim.

Bu arada de.wikipedia (http://de.wikipedia.org/wiki/Johanniskr%C3%A4uter) adresindeki türler arasında

Hypericum musadoganii YILDIRMLI
Hypericum malatyanum PEŞMEN
Hypericum sechmenii OCAK & KOYUNCU
Hypericum havvae GÜNER

gibi türkçe isimleri görünce benim topladığım türün literatüre geçmemiş yeni bir tür olma ihtimalini düşünmeden de edemedim :D

1100m rakımdan topladığım ve türünü bilemediğim taze kantaronların üzerine zeytinyağını ekledikten sonra aynı aileden olmaları dolayısı ile benzer etken maddelere sahip oldukları düşüncesiyle beklemeye başladım.
556207

ozcanimu
16-09-2017, 14:46
kanseri iyileştirdi gibi bilimsel olmayan şeylere inanıp bu otu kaynatıp içmeyin. bakın komşum sordu annem kanser kantaron içirsek çare olur mu diye, araştırırken siteye denk geldim. Yapmayın etmeyin, bir çok ilacın etkisini düşüren bir bitki sarı kantaron. hiperisin bitkinin adını aldığı bileşik mao inhibitörü, yani bunu içerken beslenme çok önemli. şimdi bir sitede bilgiler var otla alakalı buraya yapıştıracağım.

Sarı Kantaron Nedir

Halk arasında sarı kantaron denen, sarı renkli çiçekler açan bir bitkidir. Botanik ismi "Hypericum Perforatum" olan sarı kantaron bitkisi, tıbbi olarak "St.John's Wort" olarak bilinir. Anadoluda halk arasında yörelerde göre değişmekle birlikte genelde "koyunkıran", "binbirdelik", "mayasıl otu", "yara otu", "kan otu", "kılıç otu" gibi isimler verilmiştir.

Anavatanı Avrupa ve Asya olsa da, ılıman bölgelerde yayılarak, bütün dünyada yetişir hale gelmiştir. Hristiyan kültüründe Aziz John günü olarak, bu bitkinin çiçeklenme hasat günü olan 24 haziranda, evlerde kötülükleri kovmak için bulundurulur.

Otsu ve çok yıllık bir bitkidir, 25 cm ile 100 cm (1 metre) arasında boylara ulaşabilmektedir. Dalları ayrı olan, şemsiye şeklinde açılan 5 parça çiçek yaprağı ile çiçek açan, kenarlarında siyah tüyler bulunan bir ottur. Yaprakları ışığa tutulduğunda üzerinde yağ zerreleri noktacıklar halinde parıldayan bir bitkidir kantaron. Çiçekleri sıkıldığında kırmızı renkli bir sıvı çıkar, zaten zeytinyağında çiçeklerinin bekletilmesiyle elde edilen kantaron yağına kırmızı rengi de bu çiçekteki öz verir.

Şimdi sarı kantaron dediğimiz bitkinin 70 den fazla çeşidi var ancak, bazı internet sitelerinde kantaron sarı, mavi, kırmızı olmak üzere üçe ayrılır gibi cehaletin dibi bir bilgi var. Efendim aslında cehaleti bu bizim sarı kantarona ismini verenler yapmışlar, asıl kantaron bitkisi kırmızı kantaron "Centaurium Erythraea" diye bilinen bitki. Botanik adında kantaron yazan asıl bitkimiz, kırmızı kantaron olarak boynu bükük duradursun, onun adını alıp namını yürüten sarı kantaron dediğimiz bitki olmuş. Yani bizim sarı kantaronun kırmızı kantaronla hiç alakası yok, mavi kantaron ise "Centaurea Cyanus" isminde bizde peygamber çiçeği denen bir bitki. İsim benzerliği dışında tür olarak uzaktan akrabalıkları bile yok, yani bunlar aynı bitkinin rengi farklı cinsleri değil, cins ve içerik olarak da çok farklı şeyler.

Bu yüzden kantaron denildiğinde aslında kırmızı kantaron bitkisininin gelmesi gerekirken. Birileri, bu çok farklı bitkiye sarı kantaron diyerek, olayı içinden çıkılmaz bir hale sokmuştur. Durumdan vazife çıkaran cahiller, milletimize, yabancı kaynaklarda kırmızı kantaron hakkında yazılanları, araştırmadan etmeden sarı kantaronun faydaları diye yayarak, insanları zehirler konuma düşürmüştür.

Bu yazının devamında okuyacağınız kısımlarda günümüzde en çok sarı kantaron veya kantaron olarak bilindiği için sarı kantarondan bahsedilmiştir. Bu bilgilerin gerçek kantaron olan kırmızı kantaronla bir ilişiği yoktur. Ayrıca bu yazıda okuduğunuz bilgiler internetten derlenen ve araştırma sonucu olaşan bilgilerdir. Hiç bir hastalık için teşhis ve tedavi amacı taşımaz. Aşağıdaki satırlarda okuyacağınız kullanım, fayda ve verilen bilgiler genel bilgilendirme maksadıyla yazılmıştır.

Sarı Kantaronun Bitkisel İçeriği

Bileşiminde karakteristik olarak "Hypericin" (hiperisin) in yanında "Pseudohypericin"(psödohiperisin) ve İsohypericin (izohiperisin) %0,05 ile %0,3 oranında değişen aralıklarda bulunur.

Ayrıca bitkide bitkide %0.9 ile %5.0 oranında değişen aralıklarda "Hyperforin" (hiperforin) ile Adhyperforin (adhiperforin) ile %4 e kadar çeşitli flavonoidler bulunmaktadır.

Bitkinin yapısındaki diğer bileşikler şu şekildedir. Protohypericin, Protopseudohypericin, Hyperoside, Rutin, Quercitrin, İsoquercitrin, Quercetin, Biapigenin, Amentoflavone, Caffeic Acid, Chlorogenic Acid, Ferulic Acid, Hyperfolin, P-Cumaric Acid, P-Hydroxybenzoic Acid, Vanillic Acid, ß-Sitosterol, vitamin C ve vitamin A bulunur.

Sarı Kantaronun Faydaları

Şimdi gelelim esas konumuza bu kantaron ya da sarı kantaron neye yarar. Ne menem bir şeydir, her derde şifamıdır. Sarı kantaron tıbbi bir bitkidir, ilaç yapımında kullanılır. Geleneksel olarak halk tebabetinde bitkinin antidepresan, antitümör, antibakteriyal, antiviral, antiinflamatuar, analjezik ve hepatoprotektif etkileri bilinir. Çay ve tentürü depresyona karşı kullanılır. Bitki çiçeklerinin zeytinyağında bekletilmesiyle oluşturulan sarı kantaron yağı yara ve yanık tedavilerinde kullanılır. Zaten bitkiye halk arasında "kılıç otu", "yara otu" vb. denmesinin nedeni kılıç yarasına iyi gelmesinden dolayı Osmanlı seferlerinde yeniçerilerin bu bitkinin yağını yanlarında götürmesidir.

Sarı Kantaronun Zararları

Şimdi gelelim bu her derde deva diye yazılıp çizilen bu otumuz gerçekten her derde devamıdır. Mesela yukarıda halk arasında kılıç otu denmiş, yara iyileştirici özelliğinden dolayı bu adı aldı tamam. Ama bu otun bir diğer adı neden "koyunkıran" otu, yoksa otun koyunlara bir kötülüğü mü dokunuyor. Evet yanılmadınız, bu ot fazla kullanıldığında tam bir zehre dönüşebilir. Şimdi sağda solda öve öve bitirilemeyen kantaron otu, bir ilaç hammaddesi, evet içerisinde çok faydalı bileşikler var. Ama bu demek değildir ki sen bunu kaynatıp içince şifalardan şifa bulacaksın. Unutmayın ki ilaçlar bu bitkilerdeki o faydalı özlerin alınmasıyla elde ediliyor.

Bitkinin size faydasının olduğu söylenen özler doğru hasat yapılmadığı ve doğru kurutulmadığı zaman bir işe yaramaz. Üstelik bir çok uçucu bileşik zaten kesildikten saatler içerisinde yok olur. Yani sizin gidip aktardan aldığınız otun içerisinde zaten bahsedilen maddelerin çoğunun yerinde yeller esiyor, yani yoklar.

Sarı kantaron otunun Hindistan, Avusturalya, Güney Afrika, Yeni Zelanda gibi bölgelerin ovalarında, zararlı ve zehirli ot olarak görülüp, mücadele edildiği de pek bilinmiyor. Yayılmacı ve toprağı zehirleyici bir tür olarak tıbbi kullanım için tarımının yapılmadığı yerlerde pek istenen bir ot değil. Hatta atların, koyunların, ineklerin yemeleri durumunda rahatsızlandıkları, düşük yaptıkları ve bazen ölüme sebebiyet verdiği de biliniyor.

Sarı kantaronun bir çok ilaçla etkileşime girdiği ve insanlar üzerinde yan etki açığa çıkardığı biliyor muydunuz? Özellikle ilaç kullananlar ve kronik hastalıkları olan insanların bu bitkiyi cahil cesaretiyle kaynatıp kaynatıp içmemelerini, zarar görmemeleri için öneriyorum. Muhteviyatında ciddi yan etkisi olan bileşikler içeren bu otu illa kullanacam, kaynımgillerin komşusu içmiş ayağa kalkmış gibi bir yaklaşımınız varsa tercih sizin. Ama zarar görmemek, yavaş yavaş zehirlenmemek adına en azından uzman bir doktordan tavsiye almanızda fayda var.


Sarı Kantaronun Yan Etkileri

Sevgili okuyucu, sarı kantaron yağı, çok büyük alanlara sürülmediği ve sonrasında güneşe maruz kalınmadığı sürece büyük yan etki göstermez. Ama sarı kantaron hapı, sarı kantaron ekstresi veya sarı kantaron otunu kaynatıp çay olarak içerseniz, hele ilaç kullanıyorsanız vay halinize. İlaç kullanmıyorsanız da sıklıkla. Aşağıdaki yan etkileri görürsünüz.


Düşük tansiyon (hipotansiyon)
Yüksek tansiyon (hipertansiyon): özellikle tiramine bağlı olarak
Ölüm: yüksek miktarda sarı kantaron çayı, peynir, bayat yoğut, balık, şarap, hurma gibi bitkilerle alırsa yüksek kan basıncından dolayı ölümle sonuçlanır. Unutmayın bu ot için atalarımız koyun kıran diyor.
Migren, özellikle tiramin seviyesi yükselttiği için migren krizleriniz artabilir.
Kilo alımı
Ödem
Cinsel (seksüel) disfonksiyonlar: cinsel isteksizlik, erken boşalma, ereksiyon sorunu (iktidarsızlık) vb.
Hiperaktivite ve dikkat bozukluğu (DEHB) artışı
Manik atak artışı
Uykusuzluk
Hamilelerde düşük
Emziren kadınlarda ve bebekte anomaliler
Işığa aşırı duyarlılık
Görme bozuklukları
Gözbebeği büyümesi (pupilla genişlemesi)
Duyu kayıpları
Cilt lekeleri
Bipolar kişilerde şizofreni
Yüksek ateş (hipertermi)
Solunum düzensiliği (takipne)
Yükse nabız (taşikardi)
Kas kasılması
Yüz ve çenede istemsiz kasılmalar ve hareketler

Sarı Kantaron Nasıl Kullanılır

İnternette sarı kantaron kullananlar bir sürü yazmış çizmiş, ama bir de biz yazalım naçizane. Sevgili halkımız, sarı kantaron doktora danışmadan, sağdan soldan duyduklarınla, mahalledeki aktarcının anlatımıyla kullanılmaz. Hele ilaç kullanıyorsan veya kronik bir rahatsızlığın varsa bu otu kaynatıp içerek şifa bulmuyor, aksine kendini zehirliyorsun. Yani sarı kantaron kullanmayın.

Bu arada sarı kantaron çayı içiyorum mis gibi diyenleri bir konuda bilgilendireyim. Sarı kantaron MAOİ (monoamin oksidaz inhibitörü) olduğu için, “tyramine” (titamin) artışı sağlar, depresyon ilaçları, bayat peynir, mayalı yiyecek, bira, şarap, ekşi yoğurt, çikolata, salam, sosis, hurmaa ile birlikte çok miktarda alınırsa, yüksek kan basıncı yapar ve sizi beyin kanamasından dolayı bütün sıkıntılarınızdan kurtarak öteki dünyaya (tahtalı köy) havale eder yani öldürür.

Doğum kontrol ilaçları, kalp ilaçları, SRRİ antidepresanlarla alınırsa oldukça tehlikeli sonuçlar doğurur.

Bakın özellikle hamileler, emziren anneler ve çocuklarda, ayrıca belli yaşın üzeri insanlarda bu bitkinin çayını doktor tavsiyesi olmadan kullanmayın. Hatta doktor söylemediği sürece sarı kantaronu kaynatıp içmeyin. Ha kantaron yağını yukarıda kısmen yazdım, ama suyunu kaynatıp içmeye göre, görece daha az riskli bir şey sarı kantaron yağı. Ama bu konuda da olur olmaz her şeye kantaron yağı sürmeye kalkmayın. Bir de o aktarlardan aldığınız yağların büyük çoğunluğu zaten sahte :) bu yüzden kantaron yağına çok da bel bağlamayın.

Sarı Kantaron İçin Son Uyarılar

Aman bitki bu sonuçta ne olacak ki, bana bir şey olmaz yea diyerek bu otu kaynatıp içerseniz, sonu ağır zehirlenmeler, hatta ölümlerle sonuçlanabiliyor. Ben gene de son bir kaç uyarıyı maddeler halinde yazarak insanlığımı yapayım da üzerimde vebal kalmasın.
Sarı kantaron çayı zehirli sayılabilecek bileşikler içerir.
Bir çok ülkede reçetesiz satışı yasak bir bitkidir.
Zamanla ciddi rahatsızlıklar yapabilecek bir bitkidir.
Doktor tavsiyesi olmadan hiç bir surette kullanmayın.
Hamileler ve emziren kadınlar sarı kantaron kullanamazlar.
Çocuklara sarı kantaron çayı içirmeyin.
Belli bir yaşın üzerindeki insanlara sarı kantaron kullandırtmayın.
Açık tenli insanlar sarı kantaron içmesin.
Göz hastalığı olanlar sarı kantaron kullanmasınlar.
Kanser tedavisi görenler sarı kantaron kullanamaz.
Organ nakli olanlar sarı kantarondan uzak dursunlar.
Tansiyonu olanlar sarı kantaron içemezler.
Evet yukarıdaki yazı burada biter bu yazı toplamda iki günde sizin için yazıldı. Onlarca kaynak incelenip yazılar okundu. Şimdi sizden ricam bir insanlık görevi yaparak, bu yazıyı olabildiğince sosyal mecralarda paylaşarak yaymanız. Hem siz hem de bu yazıyı okuyarak, bu bitkiyi kullanmaktan vazgeçecek bir yakınınızın hayatını kurtarıyor olabilirsiniz. Neyse aklınıza takılan şeyler varsa yazının altındaki yorumlardan sorabilirsiniz. Yazıyı paylaştığınız için de teşekkür ederim.

Kaynak: Sağlığım: Sarı Kantaron (http://www.sagligim.org/2017/09/sari-kantaron.html)

safran
22-05-2018, 18:15
Amerika’dan başlayıp Asya’ya kadar namı süren, dünyanın pek çok ülkesinde filizlenmesi mümkün olan ve doğal olarak yetişen bir bitkidir.bayır, yayla, köy ve küçük tepeler bitkinin yerleşim merkezleridir. Çiçeklerinden ve kök kısmından faydalanılan bu bitki inanılmaz derece de sağlıklı yolların kapılarını açıyor.
Uçucu yağlar( pinene, limonene, myrcene, carophyllene)
Flavon türevleri(rutin, guercitin, guercitrin)
Hipericin( hypericin)
Hyperin( sarı kantaronun renk verici maddesi)
Karoten (carotene)
Acı maddeler
Reçine, pektin ve kolik
Zamk, vitamin C ve resin

Yöresel isimleri; kanotu, yaraotu, kılışotu, mayasılotu, binbirdelik otu şeklindedir.Ciddi derece de gözlenen depresyon sorununa karşı alternatif bir antideprasan olarak ilaç şeklinde alınmalıdır. Bitkinin antidepresan özelliğinin var olduğu hayvanlarda uygulanılan deneyler sayesinde kanıtlanmıştır.