Mine Pakkaner
21-12-2008, 02:42
http://media-2.web.britannica.com/eb-media/32/29532-004-4FB6DB19.jpg http://www.cu.edu.tr/merkezler/tyhm/images/pamuk2.jpg
PAMUK YETİŞTİRİCİLİĞİ (http://suructargel.blogspot.com/2008/02/giri-pamuk-gerek-doal-lifin-balca-kayna.html)
GİRİŞ
Pamuk gerek doğal lifin başlıca kaynağı ve gerekse tohumundan elde edilen yağı, küspesi ve diğer yan ürünleri ile ekonomik değeri oldukça yüksek bir kültür bitkisidir.
Dünya lif üretimi, bitkisel, hayvansal ve yapay kaynaklardan sağlanmaktadır. Toplam lif üretiminde pamuk lifinin payı dünyada % 48, Türkiye' de % 62' dir.
Gerek Türkiye’de ve gerekse Dünya’da pamuk ekim alanlarının sınırlı olması, buna karşın nüfus artışının devam etmesi, pamuk lifi tüketiminin de artması, yakın bir gelecekte dünyada önemli ölçüde pamuk lifi açığının ortaya çıkacağını göstermektedir.
Dünya pamuk üretiminde ülkemiz, üretimde % 4.3 pay ile 6. , ekilişte 742 000 ha ile 8. sırada yer almaktadır. Lif veriminde ise; 300 000 hektarın üzerinde pamuk ekilişine sahip ülkeler arasında ilk sıradadır.
Lif bitkisi olarak yetiştirilmekte olan pamuğun, çekirdeğinden elde edilen yağ ile bitkisel yağ ihtiyacımızın önemli bir kısmını karşılamakta ve küspesi ile de hayvan beslenmesine katkıda bulunmaktadır. Pamuk dünyada soya fasulyesinden sonra 2. önemli bitkisel yağ kaynağıdır. Ülkemizde 130-150 bin ton arasında değişen yıllık pamuk yağı üretimimiz ise, ülkemiz sıvı yağ üretiminin % 22-25' ini oluşturmaktadır.
Gelişen tekstil sanayisi ile birlikte ülke ekonomisi için önemi her geçen gün daha da artan pamuğun ekonomide yarattığı değer yaklaşık 2 katrilyon olup, toplam dış satım gelirimiz içindeki payı % 34' dür.
İKLİM ve TOPRAK İSTEKLERİ
Pamuğun dünyada ticari olarak nerelerde yetiştirilebileceğini belirleyen en önemli faktör iklimdir. İklim faktörleri, orta kuşakta pamuk yetiştirme alanlarını sınırlamaktadır. İklim sınırlamalarına bağlı olarak pamuk tarımı yapılan bölgeler daha sıcak enlemlerde yoğunlaşmıştır.
Sıcaklık: Pamuk bitkisi gelişme devrelerinin tamamında soğuğa karşı çok duyarlıdır. Gerek güney ve gerekse kuzey yarıkürede pamuğun büyüme periyodunu erken ve geç donlar sınırlamaktadır. Deniz seviyesinden başlayarak 1200 m yüksekliğe kadar ticari olarak pamuk tarımı yapılmaktadır. Bazı çok yıllık pamuklara 1800 m yüksekliklerde rastlanmıştır.
Pamuk , vejetasyon süresi uzun olan bir bitki olduğundan yetiştirileceği yerde en az 180-200 gün sıcaklığın 0 C° nin üzerinde olması gerekmektedir. Bunun yanı sıra büyüme mevsimi boyunca 4-5 ay düzenli sıcaklık ister. Pamuk bitkisini çeşitli stres koşullarından koruyan enzimler en iyi 23.5 - 32°C arasında çalışmaktadır. 35°C' den sonra enzimlerin miktarı ve etkinliği azal-maktadır.
Güneş Işığı: Güneş ışığı pamuğun erken gelişme ve çiçeklenme dönemlerinde çok önemlidir. Yetersiz gün ışığı koza gelişimi ve olgunlaşmayı geciktirmektedir. Pamuk tarımı yapılan bölgelerde ortalama güneşli gün sayısı % 60' ın üzerinde olmalıdır.
Yağış: Pamuğun büyüme devresi boyunca yağış ve özellikle yağışın dağılımı çok önemlidir. Pamuk ekiminden hemen sonra olan aşırı yağışlar toprağın kaymak bağlamasına neden olmakta ve kaymak tabakasının şiddetine bağlı olarak gerekli fide çıkışı sağlanamamaktadır. Bunun sonucunda çoğu zaman tekrar pamuk ekimi yapılmaktadır. Aşırı yağışlar genç pamuk bitkilerine de zarar vermektedir. Büyüme dönemi boyunca olan hafif yağışlar ve özellikle gece yağışlı, gündüz güneşli günler pamuk bitkisinin büyüme ve gelişmesinde yararlıdır. Yağışsız dönem ise koza gelişimi ve hasat için gereklidir. Ani yağış ve aşırı kuraklık değişimleri pamukta tarak, çiçek ve koza dökülmesine neden olmaktadır. Pamuk tarımı yağmur koşullarında yapılacaksa, yıllık yağışın o bölgede en az 500 mm olması ve bu yağışın 175-200 mm'lik miktarının pamuğun gelişme dönemi boyunca düzenli bir şekilde dağılması gerekmektedir.
Rüzgar: Toprağı kurutmasının yanında, pamuk bitkisinin gelişmesi üzerinde de zararlıdır. Kuvvetli rüzgar özellikle yağışla beraber olduğunda genç pamuk bitkileri ileri derecelerde zarar görmektedir. Kozaların açıldığı devrelerde ise rüzgar lülelerin dökülmesine, dökülen pamukların kirlenmesine, sonuçta verim ve kalite kaybına neden olmaktadır.
Toprak istekleri: Pamuk toprak isteği bakımından fazla seçici olmamasına karşın, derin profilli, organik maddece zengin ve su tutma kapasitesi yüksek topraklar idealdir. Kumlu-tınlı, tınlı ve drenajı iyi, killi-tınlı topraklar en çok tercih edilenlerdir. İyi drenajlı, aluviyal topraklarla, sulanabilir delta toprakları pamuk tarımı için en ideal topraklardır. Fazla kumlu topraklar pamuk tarımı için zayıf topraklar olup, tercih edilmemektedir.
Toprak Asitliği (pH): Pamuk, dünyada geniş bir toprak asitliği aralığında yetiştirilmektedir. Toprak asitliğinin besin elementlerinin yarayışlılığı üzerindeki etkisi çok önemlidir. Pamuk tarımı için toprak asitliği nötr olan topraklar idealdir. Besin maddelerinin yarayışlılıkları nötr topraklarda (pH=7) daha iyidir. Pamuk toprak asitliğine duyarlıdır ve en uygun pH isteği 6.5-7.5 arasıdır. Pamuk tarımında toprak pH' sı 6.0' nın altında ise toprağa kireç, 8.5 ve üzerinde ise jips uygulaması yapılmalıdır.
Tuzluluk: Pamuk tuza toleranslı bitkiler grubunda yer almasına rağmen, kurak alanların alkali toprakları (özellikle sodyum tuzları) pamuk tarımına uygun değildir. Tuzluluğun giderilmesinde en etkin yol olan toprağı yıkamanın başarıya ulaşmasında en etkili faktör, iyi bir drenajın sağlanmasıdır.
Organik Madde: Toprak verimliliğinin en önemli göstergelerinden biri topraktaki organik madde miktarıdır. Organik madde miktarı ne kadar fazla ise toprağın verimliliği de o kadar fazladır. Pamuk tarımı için topraktaki organik madde miktarının % 2 olması idealdir. Pamuk tarımında toprakların organik madde miktarını arttırmak için ilk önce yeşil gübre bitkilerine önem verilmelidir Ayrıca, çiftlik gübresi, çöp gübresi, çırçır fabrikalarının artıkları da organik madde kaynaklarıdır. Eğer toprakta organik madde % 1' in altında ise bu topraklarda 3-5 yıl yeşil gübre uygulanmalıdır. Bazı ülkelerde çiftçilerin bu uygulamayı yapması yasalar ile belirlenmiştir. Tarımın diğer kollarında olduğu gibi pamuk tarımında da başlıca amaç; birim alandan daha fazla ve daha kaliteli ürün almaktır. Birim alandan alınacak ürün miktarını ve kalitesini tarımı yapılan çeşidin genetik potansiyeli, çevre koşulları ve yetiştirme tekniği belirlemektedir.
Tarımı yapılan çeşidin verim potansiyeli ne kadar yüksek olursa olsun, ürün miktar ve kalitesini çevre koşulları ile yetiştirme tekniği uygulamaları belirleyecektir.
Bu güne kadar yapılan çalışmalarda pamuk yetiştirme tekniğinin esasları tam olarak belirlenmiştir. Bu esaslara göre pamuk tarımı yapıldığında daha yüksek ve kaliteli ürün alınması mümkün olacaktır. Pamuk yetiştirme tekniği, tarlanın ekime hazırlanması, ekim, bakım ve hasat konularını kapsamaktadır.
EKİM
Ekonomik bir pamuk tarımı için, uygun bir toprak hazırlığı yapmak gerekli koşullardan biridir. İyi bir toprak hazırlığı ile tohum çimlenmesi ve kök gelişimi için gerekli ortam sağlanmalıdır. İyi bir tohum ve kök yatağı hazırlamak için bir yıl önceden kalan bitki artıklarının tekrar toprağa verilmesi öncelikle yapılması gereken bir işlemdir. Bunun yanı sıra toprağın drenajını muhafaza etmek, yabancı otları yok etmek ve sert tabakayı kırarak toprağın hava ve nem sirkülasyonunu sağlamak toprak işlemede başlıca amaçlardandır.
Tarlanın ekime hazırlanması konusunda bütün bölgeler için geçerli bir yöntem vermek oldukça güçtür. Tarlanın ekime hazırlanması konusunda ana hatlar ayni olmakla birlikte bölgeler arasında bazı farklılıklar vardır. Çünkü tarlanın ekime hazırlanmasında o bölgenin toprak ve iklim faktörleri de etkili olmaktadır.
Tarla Temizliği: Tarlanın ekime hazırlanması, ön bitki kalıntılarının tekrar toprağa verilmesi ile başlar. Organik madde miktarının düşük olduğu ülkemiz topraklarında ön bitki kalıntılarının tekrar toprağa verilmesi toprak verimliliğinin korunması bakımından çok önemlidir. Pamuktan sonra yine pamuk ekilecek ise, pamuk hasadından hemen sonra bitki artıkları kesinlikle topraktan uzaklaştırılmamalı, sap kesen ile kesilerek toprağa karıştırılmalıdır. Pamuk saplarının bu şekilde toprağa tekrar verilmesi ile topraktaki organik madde miktarı artacak, toprağın fiziksel özelliklerinde iyileşmeler sağlanacak ve pamuk bitkisinin topraktan kaldırdığı besin maddelerinin büyük bir kısmının tekrar toprağa dönmesi sağlanacaktır. Böylece yalnızca lif ve çiğit ile topraktan besin maddesi uzaklaşmış olacaktır.
Sonbahar Toprak İşlemesi: Pamuk hasadından sonra bitki artıklarının uzun süre tarlada kalması, tarımsal mücadele bakımından sakıncalıdır. Pamuktan sonra yine pamuk ekilecekse, pamuk sapları parçalandıktan sonra pullukla 30-35 cm’lik derin bir sürüm yapılarak bitki artıklarının toprağa karışması sağlanır. Böylece toprağın su tutma kapasitesi ve bitki artıklarının ayrışması için gerekli mikroorganizma faaliyetleri için uygun ortam hazırlanır. Sonbahar toprak işlemesi, toprağı devirmeden işleyen çizel, goble- disk gibi toprak işleme aletleriyle de yapılabilir. Sonbahar toprak işlemesinin yeterince yararlı olabilmesi için toprağın tavında işlenmesi gerekir. Çok kuru ve yaş sürülen toprak iyi parçalanmaz, çok kesek meydana gelir. Özellikle yaş sürülen killi topraklar kısa sürede su kaybederek taş gibi katılaşır. Toprağı çok kuru iken sürmek daha fazla çeki gücünü gerektirir.
Dip Kazan Çekilmesi: Günümüz pamuk tarımında önemli bir sorun olan sert tabaka, hafif bünyeli topraklarda daha sık ve daha şiddetli olarak ortaya çıkmaktadır. Pamuk bitkisinin kök gelişimi bu tabaka ile sınırlı kalmakta ve normal bir kök gelişimi sağlanamamaktadır. Bunun sonucunda bitkiler toprağın alt katmanlarındaki su ve besin maddelerinden yararlanamamaktadır. Ayrıca, yağmur ve sulama sularının alt katmanlara geçişi engellenmekte ve bu suların sert tabaka seviyesinden drenaj kanallarına akmasına veya yüzey akışı ile kaybolmasına neden olmaktadır. Diğer taraftan sert tabaka sulama etkinliğinin azalmasına ve kış yağışlarının toprakta depolanamamasına da neden olmaktadır.
Rotasyon (Ekim Nöbeti): Ülkemizdeki tarımsal ürünlerin ekim alanlarını belirleyen faktörlerin başında, o ürünlerin ticari değerleri ile üretim maliyeti gelmektedir. Pamuk değişik nedenlerden dolayı genellikle devamlı ekilmekte ve çok zorunlu durumlar dışında pamuk tarımında rotasyon uygulanmamaktadır. Ancak, toprak verimliliğinin sürekliliğini koruyabilmek için rotasyon yapılması zorunludur. Pamuk tarımında son yıllarda ortaya çıkan bazı sorunlar, rotasyonun zorunlu bir uygulama olduğunu göstermektedir. Devamlı pamuk ekiminin topraklar üzerindeki etkisi yıllardan beri tartışma konusudur. Sürekli pamuk tarımı sonucunda topraklarımızın fiziksel, kimyasal ve biyolojik yapısındaki bozulmalar, artan hastalık ve zararlılar nedeniyle ortaya çıkan ürün kayıpları giderek artmaktadır.
Yapısı bozulan toprakların ıslahı çok güç ve pahalıdır. Hatta bazı durumlarda olanaksızdır. Rotasyona gereken önemin verilmesi için yararlarının iyi bilinmesi gerekir. Rotasyon toprağın fiziksel, kimyasal ve biyolojik yapılarının korunması yanı sıra iyileştirmeler de sağlar. Toprağın değişik katmanlarındaki besin maddeleri kullanılmış olur. Besin maddesi isteği; farklı ürünler yetiştirmekle, topraktaki besin maddeleri daha dengeli kullanılır. Baklagiller köklerindeki nodoziteler ile havanın serbest azotunu toprağa bağlayarak toprağı zenginleştirirler. Hastalık, zararlı ve yabancı otlarla en etkili ,en ucuz ve çevreyi koruyan mücadele yöntemi rotasyondur.
Rotasyon yapılırken arazinin ve ekilecek ürün çeşitlerinin özellikleri iyi bilinmelidir. Kışın su tutan ve su baskınları görülen arazilerde rotasyon bitkisi olarak kışlık ürünleri yetiştirmek ekonomik olmayacaktır. Bu gibi yerlerde mısır, susam, kavun, karpuz gibi yazlık ürünlerin rotasyona alınması uygundur. Tuzlu topraklarda soya fasulyesi gibi tuzluluğa hassas bitkiler ekilmemelidir. Yerfıstığının kumlu-tınlı topraklara ekilmesine dikkat edilmelidir.
İlkbahar Toprak İşlemesi: İlkbahar hazırlığına başlama zamanı bölgelere ve hatta yörelere göre değişmektedir. İklim ve toprak faktörlerinin uygun olduğu zaman ilkbahar hazırlığına başlanır. Sonbahardaki tarla hazırlığından sonra, kışın gelişen yabancı otların yok edilmesi ve ikileme amacıyla toprak goble-disk, disk harrow, kültüvatör veya kazayağı ile işlenir. Yabancı ot sorununun çok fazla olması durumunda ikileme pulluk ile yapılır. İlkbahar hazırlığında, toprak işleme sayısı ve kullanılan aletler tarlanın yabancı ot durumuna, toprak yapısına, tarlanın tesviye durumuna göre değişir. Gereğinden fazla yapılan toprak işlemesi ekonomik olmayacağı gibi, toprağın fiziksel yapısında da bozulmalara neden olmaktadır. Kışın çok otlanmış tarlalarda, önce sapkesen aleti ile yabancı otların parçalanması ve daha sonra toprağa karıştırılması yararlı olmaktadır.
Yabancı Ot İlacı (herbicide) Uygulaması: Yabancı ot sorunu varsa, son toprak işlemesinden önce uygun olan yabancı ot ilacı (herbicide) uygulanmalıdır. Yabancı ot ilaçlarının uygulamadan hemen sonra 5- 8 cm derinlikte toprağa karıştırılmaları, ilacın etkinliğinin azalmaması bakımından önemlidir. Ayrıca bu ilaçların sabah erken veya akşam üzeri, rüzgarsız bir zamanda atılması gereklidir.
Ekim Öncesi Gübre Uygulaması: Eğer fosfor uygulanacaksa gerekli miktardaki fosforlu gübre dağıtıcılar ile toprağa serpilir ve pulluk ile toprak altına alınır. Pamuk ekiminde kombine mibzer kullanılmayacaksa, azotun yarısı son disk harrow altına uygulanır. Toprak analizinde potasyum uygulaması önerilmişse potasyumlu gübre de azotun ilk yarısı ile birlikte uygulanmalıdır.
Tohum Yatağının Hazırlanması: İlkbahar toprak işlemesinden sonra, hedeflenen pamuk ekim tarihinden yaklaşık 10 gün önce tohum yatağının hazırlanmasına başlanır. Yabancı ot ilacı ve ekim öncesi gübre uygulaması tohum yatağı hazırlanması içinde değerlendirilmelidir. Tohum yatağı hazırlanması için disk harrow ve tırmık gibi aletlerle yapılacak toprak işlemesinin, nemin korunması bakımından gece yapılması yararlıdır. Tohum yatağı hazırlandıktan sonra toprak tavının kaçması söz konusu ise, toprağın sürgü (tapan) ile bastırılarak toprak neminin kontrol altına alınması gerekir.
Ekim Öncesi Sulama: Toprak işlemenin gerektiği gibi yapılmadığı zamanlarda veya ani aşırı sıcaklar nedeniyle bazen toprak tavı kaçmaktadır. Böyle durumlarda tav suyu uygulaması yapılmalıdır. Tarla sulamaya hazırlanarak sulanır. İklim koşullarına bağlı olarak 7-10 gün sonra tarla tava gelir. Gerekli toprak işlemesi yapılarak tohum yatağı hazırlanır.
Pamuk Tohumluğu: Başarılı bir pamuk ürünü elde etmek, yüksek kaliteli ve güçlü çimlenmeye sahip pamuk tohumu kullanılması ile sağlanır. Kontrol edilmiş ve olumlu sertifika almış tohumların genetik safiyeti yüksektir. Bu nedenle tohum alırken sertifika raporuna bakılmalıdır. Sertifikasyondan geçmemiş yağlık ve kaçak çiğitlerin tohumluk olarak kullanılması her zaman ürün kayıplarına neden olmaktadır.
Bölgede toprak altı zararlıları ve kök çürüklüğü gibi hastalıklar sorun ise, ekimden önce tohum, mücadele kuruluşlarının talimatları doğrultusunda ilaçlanmalıdır. Ancak delinte tohum ilaçlı olduğundan ayrıca ilaçlanması gerekmez.
Pamuk Çeşidi: Bir bölgede ekilecek pamuk çeşidini, o bölgede yapılan adaptasyon çalışmaları belirlemektedir. Çeşitli araştırma kuruluşlarında yapılan adaptasyon denemeleri ile bütün bölgelere uygun pamuk çeşitleri belirlenmiştir. Pamuk tarımında kesinlikle o bölge için adaptasyon yeteneği saptanmış pamuk çeşidi ekilmelidir. Urfada 3 yıldır yaptığım 10 pamuk çeşidinde verim deneme sonucunda Stonveille-453, Beyaz Altın 119 çeşitlerinde yüksek verim alınmıştır...eğer mercimekten sonra pamuk yetiştirmeyi düşünen çiftçilerimize Fantom çeşidini önerebilirim..
Ekim Zamanı: Pamukta ekim zamanı bölgelere, yörelere göre ve hatta tarladan tarlaya değişir. Pamuk ekimi için en uygun toprak sıcaklığı 18°C' dir. Toprak sıcaklığının 15-18°C civarında ve bu sıcaklığın birkaç gün sabit olması pamuk ekiminin yapılabileceğini gösterir.
Ülkemizde pamuk ekimi Mart ayının son haftasından Haziran ayının ilk haftasına kadar devam eder. Uygun zamanda ekilen pamuklar topraktaki nem ve besin maddelerinden, verilen gübreden ve sulama suyundan daha çabuk ve uzun süre yararlanmaktadır. Ekimin geç yapılması ürün miktarındaki azalmanın yanı sıra, pamuğun kalite özelliklerini de olumsuz şekilde etkilemektedir. Ancak, pamuk çeşitlerinin geç ekimden etkilenmeleri farklı olmaktadır. Urfa bölgemiz için en ideal vakit 26-30 nisan tarihleri arasındadır...
Ekim Yöntemi : Ülkemizde yaygın olarak kullanılan ekim yöntemi mibzerle sıraya ekimdir. En uygun sıra arası mesafe, üreticinin makine parkına göre değişmekle birlikte 60 ile 75 cm arasında değişmektedir. Sıra üzeri aralığı ise, çıkış sonrası çapalama esnasında 15-25 cm olacak şekilde seyreltme ile yapılır.
Kullanılacak Tohum Miktarı: Kullanılacak pamuk tohumu miktarını belirleyen en önemli faktör tohumun çimlenme yüzdesidir. Normal koşullarda dekara 6-7 kg havlı veya 2,0-3.5 kg havsız tohum yeterlidir. Gereğinden fazla tohum kullanımı, ekim sırasında veya ekimden sonra doğabilecek olumsuz toprak ve iklim koşullarına karşı bir nevi sigorta olarak düşünülmektedir. Ancak fazla tohum kullanımı, hem ekonomik açıdan, hem de sıklıktan dolayı fidelerin zayıf gelişerek cılız kalması bakımından sakıncalıdır. Eğer büyük alanlarda pamuk yetiştirecekseniz ve sertifikalı delinte tohum kullanırsanız ve havalı mibzerle ekim yapılacaksa dekara 900 gr pamuk tohumu kullanabilirsiniz... seyreltmeye gerek yoktur....
Ekim Derinliği: Ekim derinliği ekim zamanına, toprak yapısına, tav derinliğine, toprak sıcaklığına göre değişmekle birlikte, ideal ekim derinliği 2-4 cm' dir. Tohum 5 cm' den daha derine ekilmemelidir. Ekim mevsiminin başında derine ekilen tohumlar, özellikle havalar serin giderse çimlenemez veya çimlense bile toprak yüzeyine çıkamazlar. Seyrek olarak çıkanlarda zayıf kaldığından kök çürüklüğüne yakalanırlar. Derin ekimlerden sonra şiddetli yağışlar olduğunda toprak sıkışacak, kaymak bağlayacak ve sonuçta gerekli fide çıkışı sağlanamayacaktır. Ekim mevsiminin sonlarına doğru toprak sıcaklığından çok toprak tavı önem kazanmaktadır. Bu dönemde tohumun tavın bulunduğu derinliğe ekilmesi gerekir. Bu dönemde yüzeysel ekim yapıldığında, havalar sürekli ısındığından toprak tavının kaybolması ihtimali artacak ve bunun sonucunda gerekli çıkış sağlanamayacaktır. 0-2 cm arasında yüzeysel ekim yapılması, bu tabakadaki nem kolaylıkla kaçabileceği için her zaman risklidir.
BAKIM
Kaymak Kırma: Pamuk ekiminden sonra olan yağışlar kaymak tabakası meydana getirirler. Kaymak tabakasının kalınlığı yağışın miktarına ve toprak yapısına göre değişir. Henüz fide çıkışı sağlanmamış tarlalarda bu tabakanın kırılması gerekir. Eğer sıralar belli olmuşsa, traktör sıra arasından giderek kaymak tabakasını kaymak kırma makinesi ile kırar. Sıralar belli olmamışsa, kaymak tabakası tırmık ile ekim yönüne dik olarak kırılır.
Seyreltme: Pamuk tarımında fazla tohum kullanıldığından gerekli fide sayısından çok daha fazla fide çıkışı olmaktadır. Gerekli fide çıkışı sağlandıktan sonra fazla fidelerin alınması için seyreltme yapılır. Seyreltmenin, gerekli fide çıkışı sağlandıktan sonra, 20 gün içinde yapılması gerekir. Pamuk tarımında verimi etkileyen en önemli faktörlerden birisi de birim alandaki bitki sayısıdır. Birim alanda yeterli bitki sağlanamaması ülkemiz pamuk tarımının en önemli sorunlarından birisidir. Birim alanda olması gereken bitki sayısını sıra arası ve sıra üzeri aralığı belirlemektedir. Seyreltme ile tarımı yapılan çeşit için uygun olan sıra üzeri aralığı ayarlanır. Bu aralığın ayarlanabilmesi için seyreltmenin elle yapılması daha uygundur.
Çapalama ve Seyreltme: Toprağı çapalamanın yabancı ot mücadelesinden başka birçok yararı vardır. Çapalama ile yüzeydeki kapilarite bozulduğundan buharlaşma ile su kaybı önlenir. Toprak daha iyi havalandığından mikroorganizma faaliyetleri artar ve kök gelişimi için uygun bir ortam hazırlanır. Genellikle fide çıkışı olduktan sonra kök çürüklüğü mantarlarının neden olduğu fide kurumaları meydana gelir. Fide çıkışı olduktan sonra, bu hastalığın önlenmesi veya şiddetinin azaltılmasının tek yolu, toprağın çapalama ile havalandırılmasıdır.
Birinci el çapasında fideler tek sıra halinde seyreltilir. İkinci el çapasında ise son seyreltme yapılır. Son seyreltmenin yetiştirilen pamuk çeşidinin istediği bitki sıklığını sağlayacak sayıda olması gerekir. İkinci seyreltme, fidelerin ilk 2. Ve 3. Haftası içinde yapılması zorunludur.
Pamuk tarımında çapalama sayısı; yabancı ot yoğunluğuna, kök çürüklüğü hastalığının şiddetine, ekimden sonra oluşan yağışlara ve bitki gelişmesine göre değişir. Bu faktörlere bağlı olarak pamuk tarımında 2-4 defa el ve makine çapası yapılır. Çapalamanın bitki gelişimi üzerinde çok büyük etkisi vardır. Bunun yanında fide döneminde erken yapılan sulamalarda oluşan kaymak tabakasının kırılması için ara çapası tavsiye edilmektedir.
GÜBRELEME
Birim alandan alınan ürün miktarını ve kalitesini artırabilmek için, tüm tarımsal uygulamalarla birlikte bilinçli bir gübrelemeye gereksinim vardır. Yapılacak toprak analizleri ile toprağın fiziksel ve kimyasal yapısı ortaya konmalı ve tarla denemelerinden alınan sonuçlarla birleştirilerek, gerekli gübreleme önerileri yapılmalıdır. Pamuk tarımında gübrelemeden en etkili ve ekonomik sonucu alabilmek için hangi gübreler, ne zaman, nereye, ne şekilde ve ne kadar sorularına cevap aranmalıdır. Pamuk toprağı fazla sömüren bir bitki değildir. Her şeyden önce kaldırdığı besin maddelerinden büyük bir kısmı bitki artıklarıyla tekrar toprağa verilmektedir. Yalnız lif ve çiğiti ile topraktan besin maddesi uzaklaştırmaktadır.
Pamuk bitkisi topraktan en fazla azot, fosfor, potasyum, kalsiyum, magnezyum ve kükürt kaldırır. Kalsiyum, magnezyum ve kükürt topraklarımızda yeterli ölçüde bulunması yanında, diğer gübrelerin dolgu maddelerinde de bulunduklarından bu elementlerin toprağa ayrıca verilmesi gerekmez.
PAMUK YETİŞTİRİCİLİĞİ (http://suructargel.blogspot.com/2008/02/giri-pamuk-gerek-doal-lifin-balca-kayna.html)
GİRİŞ
Pamuk gerek doğal lifin başlıca kaynağı ve gerekse tohumundan elde edilen yağı, küspesi ve diğer yan ürünleri ile ekonomik değeri oldukça yüksek bir kültür bitkisidir.
Dünya lif üretimi, bitkisel, hayvansal ve yapay kaynaklardan sağlanmaktadır. Toplam lif üretiminde pamuk lifinin payı dünyada % 48, Türkiye' de % 62' dir.
Gerek Türkiye’de ve gerekse Dünya’da pamuk ekim alanlarının sınırlı olması, buna karşın nüfus artışının devam etmesi, pamuk lifi tüketiminin de artması, yakın bir gelecekte dünyada önemli ölçüde pamuk lifi açığının ortaya çıkacağını göstermektedir.
Dünya pamuk üretiminde ülkemiz, üretimde % 4.3 pay ile 6. , ekilişte 742 000 ha ile 8. sırada yer almaktadır. Lif veriminde ise; 300 000 hektarın üzerinde pamuk ekilişine sahip ülkeler arasında ilk sıradadır.
Lif bitkisi olarak yetiştirilmekte olan pamuğun, çekirdeğinden elde edilen yağ ile bitkisel yağ ihtiyacımızın önemli bir kısmını karşılamakta ve küspesi ile de hayvan beslenmesine katkıda bulunmaktadır. Pamuk dünyada soya fasulyesinden sonra 2. önemli bitkisel yağ kaynağıdır. Ülkemizde 130-150 bin ton arasında değişen yıllık pamuk yağı üretimimiz ise, ülkemiz sıvı yağ üretiminin % 22-25' ini oluşturmaktadır.
Gelişen tekstil sanayisi ile birlikte ülke ekonomisi için önemi her geçen gün daha da artan pamuğun ekonomide yarattığı değer yaklaşık 2 katrilyon olup, toplam dış satım gelirimiz içindeki payı % 34' dür.
İKLİM ve TOPRAK İSTEKLERİ
Pamuğun dünyada ticari olarak nerelerde yetiştirilebileceğini belirleyen en önemli faktör iklimdir. İklim faktörleri, orta kuşakta pamuk yetiştirme alanlarını sınırlamaktadır. İklim sınırlamalarına bağlı olarak pamuk tarımı yapılan bölgeler daha sıcak enlemlerde yoğunlaşmıştır.
Sıcaklık: Pamuk bitkisi gelişme devrelerinin tamamında soğuğa karşı çok duyarlıdır. Gerek güney ve gerekse kuzey yarıkürede pamuğun büyüme periyodunu erken ve geç donlar sınırlamaktadır. Deniz seviyesinden başlayarak 1200 m yüksekliğe kadar ticari olarak pamuk tarımı yapılmaktadır. Bazı çok yıllık pamuklara 1800 m yüksekliklerde rastlanmıştır.
Pamuk , vejetasyon süresi uzun olan bir bitki olduğundan yetiştirileceği yerde en az 180-200 gün sıcaklığın 0 C° nin üzerinde olması gerekmektedir. Bunun yanı sıra büyüme mevsimi boyunca 4-5 ay düzenli sıcaklık ister. Pamuk bitkisini çeşitli stres koşullarından koruyan enzimler en iyi 23.5 - 32°C arasında çalışmaktadır. 35°C' den sonra enzimlerin miktarı ve etkinliği azal-maktadır.
Güneş Işığı: Güneş ışığı pamuğun erken gelişme ve çiçeklenme dönemlerinde çok önemlidir. Yetersiz gün ışığı koza gelişimi ve olgunlaşmayı geciktirmektedir. Pamuk tarımı yapılan bölgelerde ortalama güneşli gün sayısı % 60' ın üzerinde olmalıdır.
Yağış: Pamuğun büyüme devresi boyunca yağış ve özellikle yağışın dağılımı çok önemlidir. Pamuk ekiminden hemen sonra olan aşırı yağışlar toprağın kaymak bağlamasına neden olmakta ve kaymak tabakasının şiddetine bağlı olarak gerekli fide çıkışı sağlanamamaktadır. Bunun sonucunda çoğu zaman tekrar pamuk ekimi yapılmaktadır. Aşırı yağışlar genç pamuk bitkilerine de zarar vermektedir. Büyüme dönemi boyunca olan hafif yağışlar ve özellikle gece yağışlı, gündüz güneşli günler pamuk bitkisinin büyüme ve gelişmesinde yararlıdır. Yağışsız dönem ise koza gelişimi ve hasat için gereklidir. Ani yağış ve aşırı kuraklık değişimleri pamukta tarak, çiçek ve koza dökülmesine neden olmaktadır. Pamuk tarımı yağmur koşullarında yapılacaksa, yıllık yağışın o bölgede en az 500 mm olması ve bu yağışın 175-200 mm'lik miktarının pamuğun gelişme dönemi boyunca düzenli bir şekilde dağılması gerekmektedir.
Rüzgar: Toprağı kurutmasının yanında, pamuk bitkisinin gelişmesi üzerinde de zararlıdır. Kuvvetli rüzgar özellikle yağışla beraber olduğunda genç pamuk bitkileri ileri derecelerde zarar görmektedir. Kozaların açıldığı devrelerde ise rüzgar lülelerin dökülmesine, dökülen pamukların kirlenmesine, sonuçta verim ve kalite kaybına neden olmaktadır.
Toprak istekleri: Pamuk toprak isteği bakımından fazla seçici olmamasına karşın, derin profilli, organik maddece zengin ve su tutma kapasitesi yüksek topraklar idealdir. Kumlu-tınlı, tınlı ve drenajı iyi, killi-tınlı topraklar en çok tercih edilenlerdir. İyi drenajlı, aluviyal topraklarla, sulanabilir delta toprakları pamuk tarımı için en ideal topraklardır. Fazla kumlu topraklar pamuk tarımı için zayıf topraklar olup, tercih edilmemektedir.
Toprak Asitliği (pH): Pamuk, dünyada geniş bir toprak asitliği aralığında yetiştirilmektedir. Toprak asitliğinin besin elementlerinin yarayışlılığı üzerindeki etkisi çok önemlidir. Pamuk tarımı için toprak asitliği nötr olan topraklar idealdir. Besin maddelerinin yarayışlılıkları nötr topraklarda (pH=7) daha iyidir. Pamuk toprak asitliğine duyarlıdır ve en uygun pH isteği 6.5-7.5 arasıdır. Pamuk tarımında toprak pH' sı 6.0' nın altında ise toprağa kireç, 8.5 ve üzerinde ise jips uygulaması yapılmalıdır.
Tuzluluk: Pamuk tuza toleranslı bitkiler grubunda yer almasına rağmen, kurak alanların alkali toprakları (özellikle sodyum tuzları) pamuk tarımına uygun değildir. Tuzluluğun giderilmesinde en etkin yol olan toprağı yıkamanın başarıya ulaşmasında en etkili faktör, iyi bir drenajın sağlanmasıdır.
Organik Madde: Toprak verimliliğinin en önemli göstergelerinden biri topraktaki organik madde miktarıdır. Organik madde miktarı ne kadar fazla ise toprağın verimliliği de o kadar fazladır. Pamuk tarımı için topraktaki organik madde miktarının % 2 olması idealdir. Pamuk tarımında toprakların organik madde miktarını arttırmak için ilk önce yeşil gübre bitkilerine önem verilmelidir Ayrıca, çiftlik gübresi, çöp gübresi, çırçır fabrikalarının artıkları da organik madde kaynaklarıdır. Eğer toprakta organik madde % 1' in altında ise bu topraklarda 3-5 yıl yeşil gübre uygulanmalıdır. Bazı ülkelerde çiftçilerin bu uygulamayı yapması yasalar ile belirlenmiştir. Tarımın diğer kollarında olduğu gibi pamuk tarımında da başlıca amaç; birim alandan daha fazla ve daha kaliteli ürün almaktır. Birim alandan alınacak ürün miktarını ve kalitesini tarımı yapılan çeşidin genetik potansiyeli, çevre koşulları ve yetiştirme tekniği belirlemektedir.
Tarımı yapılan çeşidin verim potansiyeli ne kadar yüksek olursa olsun, ürün miktar ve kalitesini çevre koşulları ile yetiştirme tekniği uygulamaları belirleyecektir.
Bu güne kadar yapılan çalışmalarda pamuk yetiştirme tekniğinin esasları tam olarak belirlenmiştir. Bu esaslara göre pamuk tarımı yapıldığında daha yüksek ve kaliteli ürün alınması mümkün olacaktır. Pamuk yetiştirme tekniği, tarlanın ekime hazırlanması, ekim, bakım ve hasat konularını kapsamaktadır.
EKİM
Ekonomik bir pamuk tarımı için, uygun bir toprak hazırlığı yapmak gerekli koşullardan biridir. İyi bir toprak hazırlığı ile tohum çimlenmesi ve kök gelişimi için gerekli ortam sağlanmalıdır. İyi bir tohum ve kök yatağı hazırlamak için bir yıl önceden kalan bitki artıklarının tekrar toprağa verilmesi öncelikle yapılması gereken bir işlemdir. Bunun yanı sıra toprağın drenajını muhafaza etmek, yabancı otları yok etmek ve sert tabakayı kırarak toprağın hava ve nem sirkülasyonunu sağlamak toprak işlemede başlıca amaçlardandır.
Tarlanın ekime hazırlanması konusunda bütün bölgeler için geçerli bir yöntem vermek oldukça güçtür. Tarlanın ekime hazırlanması konusunda ana hatlar ayni olmakla birlikte bölgeler arasında bazı farklılıklar vardır. Çünkü tarlanın ekime hazırlanmasında o bölgenin toprak ve iklim faktörleri de etkili olmaktadır.
Tarla Temizliği: Tarlanın ekime hazırlanması, ön bitki kalıntılarının tekrar toprağa verilmesi ile başlar. Organik madde miktarının düşük olduğu ülkemiz topraklarında ön bitki kalıntılarının tekrar toprağa verilmesi toprak verimliliğinin korunması bakımından çok önemlidir. Pamuktan sonra yine pamuk ekilecek ise, pamuk hasadından hemen sonra bitki artıkları kesinlikle topraktan uzaklaştırılmamalı, sap kesen ile kesilerek toprağa karıştırılmalıdır. Pamuk saplarının bu şekilde toprağa tekrar verilmesi ile topraktaki organik madde miktarı artacak, toprağın fiziksel özelliklerinde iyileşmeler sağlanacak ve pamuk bitkisinin topraktan kaldırdığı besin maddelerinin büyük bir kısmının tekrar toprağa dönmesi sağlanacaktır. Böylece yalnızca lif ve çiğit ile topraktan besin maddesi uzaklaşmış olacaktır.
Sonbahar Toprak İşlemesi: Pamuk hasadından sonra bitki artıklarının uzun süre tarlada kalması, tarımsal mücadele bakımından sakıncalıdır. Pamuktan sonra yine pamuk ekilecekse, pamuk sapları parçalandıktan sonra pullukla 30-35 cm’lik derin bir sürüm yapılarak bitki artıklarının toprağa karışması sağlanır. Böylece toprağın su tutma kapasitesi ve bitki artıklarının ayrışması için gerekli mikroorganizma faaliyetleri için uygun ortam hazırlanır. Sonbahar toprak işlemesi, toprağı devirmeden işleyen çizel, goble- disk gibi toprak işleme aletleriyle de yapılabilir. Sonbahar toprak işlemesinin yeterince yararlı olabilmesi için toprağın tavında işlenmesi gerekir. Çok kuru ve yaş sürülen toprak iyi parçalanmaz, çok kesek meydana gelir. Özellikle yaş sürülen killi topraklar kısa sürede su kaybederek taş gibi katılaşır. Toprağı çok kuru iken sürmek daha fazla çeki gücünü gerektirir.
Dip Kazan Çekilmesi: Günümüz pamuk tarımında önemli bir sorun olan sert tabaka, hafif bünyeli topraklarda daha sık ve daha şiddetli olarak ortaya çıkmaktadır. Pamuk bitkisinin kök gelişimi bu tabaka ile sınırlı kalmakta ve normal bir kök gelişimi sağlanamamaktadır. Bunun sonucunda bitkiler toprağın alt katmanlarındaki su ve besin maddelerinden yararlanamamaktadır. Ayrıca, yağmur ve sulama sularının alt katmanlara geçişi engellenmekte ve bu suların sert tabaka seviyesinden drenaj kanallarına akmasına veya yüzey akışı ile kaybolmasına neden olmaktadır. Diğer taraftan sert tabaka sulama etkinliğinin azalmasına ve kış yağışlarının toprakta depolanamamasına da neden olmaktadır.
Rotasyon (Ekim Nöbeti): Ülkemizdeki tarımsal ürünlerin ekim alanlarını belirleyen faktörlerin başında, o ürünlerin ticari değerleri ile üretim maliyeti gelmektedir. Pamuk değişik nedenlerden dolayı genellikle devamlı ekilmekte ve çok zorunlu durumlar dışında pamuk tarımında rotasyon uygulanmamaktadır. Ancak, toprak verimliliğinin sürekliliğini koruyabilmek için rotasyon yapılması zorunludur. Pamuk tarımında son yıllarda ortaya çıkan bazı sorunlar, rotasyonun zorunlu bir uygulama olduğunu göstermektedir. Devamlı pamuk ekiminin topraklar üzerindeki etkisi yıllardan beri tartışma konusudur. Sürekli pamuk tarımı sonucunda topraklarımızın fiziksel, kimyasal ve biyolojik yapısındaki bozulmalar, artan hastalık ve zararlılar nedeniyle ortaya çıkan ürün kayıpları giderek artmaktadır.
Yapısı bozulan toprakların ıslahı çok güç ve pahalıdır. Hatta bazı durumlarda olanaksızdır. Rotasyona gereken önemin verilmesi için yararlarının iyi bilinmesi gerekir. Rotasyon toprağın fiziksel, kimyasal ve biyolojik yapılarının korunması yanı sıra iyileştirmeler de sağlar. Toprağın değişik katmanlarındaki besin maddeleri kullanılmış olur. Besin maddesi isteği; farklı ürünler yetiştirmekle, topraktaki besin maddeleri daha dengeli kullanılır. Baklagiller köklerindeki nodoziteler ile havanın serbest azotunu toprağa bağlayarak toprağı zenginleştirirler. Hastalık, zararlı ve yabancı otlarla en etkili ,en ucuz ve çevreyi koruyan mücadele yöntemi rotasyondur.
Rotasyon yapılırken arazinin ve ekilecek ürün çeşitlerinin özellikleri iyi bilinmelidir. Kışın su tutan ve su baskınları görülen arazilerde rotasyon bitkisi olarak kışlık ürünleri yetiştirmek ekonomik olmayacaktır. Bu gibi yerlerde mısır, susam, kavun, karpuz gibi yazlık ürünlerin rotasyona alınması uygundur. Tuzlu topraklarda soya fasulyesi gibi tuzluluğa hassas bitkiler ekilmemelidir. Yerfıstığının kumlu-tınlı topraklara ekilmesine dikkat edilmelidir.
İlkbahar Toprak İşlemesi: İlkbahar hazırlığına başlama zamanı bölgelere ve hatta yörelere göre değişmektedir. İklim ve toprak faktörlerinin uygun olduğu zaman ilkbahar hazırlığına başlanır. Sonbahardaki tarla hazırlığından sonra, kışın gelişen yabancı otların yok edilmesi ve ikileme amacıyla toprak goble-disk, disk harrow, kültüvatör veya kazayağı ile işlenir. Yabancı ot sorununun çok fazla olması durumunda ikileme pulluk ile yapılır. İlkbahar hazırlığında, toprak işleme sayısı ve kullanılan aletler tarlanın yabancı ot durumuna, toprak yapısına, tarlanın tesviye durumuna göre değişir. Gereğinden fazla yapılan toprak işlemesi ekonomik olmayacağı gibi, toprağın fiziksel yapısında da bozulmalara neden olmaktadır. Kışın çok otlanmış tarlalarda, önce sapkesen aleti ile yabancı otların parçalanması ve daha sonra toprağa karıştırılması yararlı olmaktadır.
Yabancı Ot İlacı (herbicide) Uygulaması: Yabancı ot sorunu varsa, son toprak işlemesinden önce uygun olan yabancı ot ilacı (herbicide) uygulanmalıdır. Yabancı ot ilaçlarının uygulamadan hemen sonra 5- 8 cm derinlikte toprağa karıştırılmaları, ilacın etkinliğinin azalmaması bakımından önemlidir. Ayrıca bu ilaçların sabah erken veya akşam üzeri, rüzgarsız bir zamanda atılması gereklidir.
Ekim Öncesi Gübre Uygulaması: Eğer fosfor uygulanacaksa gerekli miktardaki fosforlu gübre dağıtıcılar ile toprağa serpilir ve pulluk ile toprak altına alınır. Pamuk ekiminde kombine mibzer kullanılmayacaksa, azotun yarısı son disk harrow altına uygulanır. Toprak analizinde potasyum uygulaması önerilmişse potasyumlu gübre de azotun ilk yarısı ile birlikte uygulanmalıdır.
Tohum Yatağının Hazırlanması: İlkbahar toprak işlemesinden sonra, hedeflenen pamuk ekim tarihinden yaklaşık 10 gün önce tohum yatağının hazırlanmasına başlanır. Yabancı ot ilacı ve ekim öncesi gübre uygulaması tohum yatağı hazırlanması içinde değerlendirilmelidir. Tohum yatağı hazırlanması için disk harrow ve tırmık gibi aletlerle yapılacak toprak işlemesinin, nemin korunması bakımından gece yapılması yararlıdır. Tohum yatağı hazırlandıktan sonra toprak tavının kaçması söz konusu ise, toprağın sürgü (tapan) ile bastırılarak toprak neminin kontrol altına alınması gerekir.
Ekim Öncesi Sulama: Toprak işlemenin gerektiği gibi yapılmadığı zamanlarda veya ani aşırı sıcaklar nedeniyle bazen toprak tavı kaçmaktadır. Böyle durumlarda tav suyu uygulaması yapılmalıdır. Tarla sulamaya hazırlanarak sulanır. İklim koşullarına bağlı olarak 7-10 gün sonra tarla tava gelir. Gerekli toprak işlemesi yapılarak tohum yatağı hazırlanır.
Pamuk Tohumluğu: Başarılı bir pamuk ürünü elde etmek, yüksek kaliteli ve güçlü çimlenmeye sahip pamuk tohumu kullanılması ile sağlanır. Kontrol edilmiş ve olumlu sertifika almış tohumların genetik safiyeti yüksektir. Bu nedenle tohum alırken sertifika raporuna bakılmalıdır. Sertifikasyondan geçmemiş yağlık ve kaçak çiğitlerin tohumluk olarak kullanılması her zaman ürün kayıplarına neden olmaktadır.
Bölgede toprak altı zararlıları ve kök çürüklüğü gibi hastalıklar sorun ise, ekimden önce tohum, mücadele kuruluşlarının talimatları doğrultusunda ilaçlanmalıdır. Ancak delinte tohum ilaçlı olduğundan ayrıca ilaçlanması gerekmez.
Pamuk Çeşidi: Bir bölgede ekilecek pamuk çeşidini, o bölgede yapılan adaptasyon çalışmaları belirlemektedir. Çeşitli araştırma kuruluşlarında yapılan adaptasyon denemeleri ile bütün bölgelere uygun pamuk çeşitleri belirlenmiştir. Pamuk tarımında kesinlikle o bölge için adaptasyon yeteneği saptanmış pamuk çeşidi ekilmelidir. Urfada 3 yıldır yaptığım 10 pamuk çeşidinde verim deneme sonucunda Stonveille-453, Beyaz Altın 119 çeşitlerinde yüksek verim alınmıştır...eğer mercimekten sonra pamuk yetiştirmeyi düşünen çiftçilerimize Fantom çeşidini önerebilirim..
Ekim Zamanı: Pamukta ekim zamanı bölgelere, yörelere göre ve hatta tarladan tarlaya değişir. Pamuk ekimi için en uygun toprak sıcaklığı 18°C' dir. Toprak sıcaklığının 15-18°C civarında ve bu sıcaklığın birkaç gün sabit olması pamuk ekiminin yapılabileceğini gösterir.
Ülkemizde pamuk ekimi Mart ayının son haftasından Haziran ayının ilk haftasına kadar devam eder. Uygun zamanda ekilen pamuklar topraktaki nem ve besin maddelerinden, verilen gübreden ve sulama suyundan daha çabuk ve uzun süre yararlanmaktadır. Ekimin geç yapılması ürün miktarındaki azalmanın yanı sıra, pamuğun kalite özelliklerini de olumsuz şekilde etkilemektedir. Ancak, pamuk çeşitlerinin geç ekimden etkilenmeleri farklı olmaktadır. Urfa bölgemiz için en ideal vakit 26-30 nisan tarihleri arasındadır...
Ekim Yöntemi : Ülkemizde yaygın olarak kullanılan ekim yöntemi mibzerle sıraya ekimdir. En uygun sıra arası mesafe, üreticinin makine parkına göre değişmekle birlikte 60 ile 75 cm arasında değişmektedir. Sıra üzeri aralığı ise, çıkış sonrası çapalama esnasında 15-25 cm olacak şekilde seyreltme ile yapılır.
Kullanılacak Tohum Miktarı: Kullanılacak pamuk tohumu miktarını belirleyen en önemli faktör tohumun çimlenme yüzdesidir. Normal koşullarda dekara 6-7 kg havlı veya 2,0-3.5 kg havsız tohum yeterlidir. Gereğinden fazla tohum kullanımı, ekim sırasında veya ekimden sonra doğabilecek olumsuz toprak ve iklim koşullarına karşı bir nevi sigorta olarak düşünülmektedir. Ancak fazla tohum kullanımı, hem ekonomik açıdan, hem de sıklıktan dolayı fidelerin zayıf gelişerek cılız kalması bakımından sakıncalıdır. Eğer büyük alanlarda pamuk yetiştirecekseniz ve sertifikalı delinte tohum kullanırsanız ve havalı mibzerle ekim yapılacaksa dekara 900 gr pamuk tohumu kullanabilirsiniz... seyreltmeye gerek yoktur....
Ekim Derinliği: Ekim derinliği ekim zamanına, toprak yapısına, tav derinliğine, toprak sıcaklığına göre değişmekle birlikte, ideal ekim derinliği 2-4 cm' dir. Tohum 5 cm' den daha derine ekilmemelidir. Ekim mevsiminin başında derine ekilen tohumlar, özellikle havalar serin giderse çimlenemez veya çimlense bile toprak yüzeyine çıkamazlar. Seyrek olarak çıkanlarda zayıf kaldığından kök çürüklüğüne yakalanırlar. Derin ekimlerden sonra şiddetli yağışlar olduğunda toprak sıkışacak, kaymak bağlayacak ve sonuçta gerekli fide çıkışı sağlanamayacaktır. Ekim mevsiminin sonlarına doğru toprak sıcaklığından çok toprak tavı önem kazanmaktadır. Bu dönemde tohumun tavın bulunduğu derinliğe ekilmesi gerekir. Bu dönemde yüzeysel ekim yapıldığında, havalar sürekli ısındığından toprak tavının kaybolması ihtimali artacak ve bunun sonucunda gerekli çıkış sağlanamayacaktır. 0-2 cm arasında yüzeysel ekim yapılması, bu tabakadaki nem kolaylıkla kaçabileceği için her zaman risklidir.
BAKIM
Kaymak Kırma: Pamuk ekiminden sonra olan yağışlar kaymak tabakası meydana getirirler. Kaymak tabakasının kalınlığı yağışın miktarına ve toprak yapısına göre değişir. Henüz fide çıkışı sağlanmamış tarlalarda bu tabakanın kırılması gerekir. Eğer sıralar belli olmuşsa, traktör sıra arasından giderek kaymak tabakasını kaymak kırma makinesi ile kırar. Sıralar belli olmamışsa, kaymak tabakası tırmık ile ekim yönüne dik olarak kırılır.
Seyreltme: Pamuk tarımında fazla tohum kullanıldığından gerekli fide sayısından çok daha fazla fide çıkışı olmaktadır. Gerekli fide çıkışı sağlandıktan sonra fazla fidelerin alınması için seyreltme yapılır. Seyreltmenin, gerekli fide çıkışı sağlandıktan sonra, 20 gün içinde yapılması gerekir. Pamuk tarımında verimi etkileyen en önemli faktörlerden birisi de birim alandaki bitki sayısıdır. Birim alanda yeterli bitki sağlanamaması ülkemiz pamuk tarımının en önemli sorunlarından birisidir. Birim alanda olması gereken bitki sayısını sıra arası ve sıra üzeri aralığı belirlemektedir. Seyreltme ile tarımı yapılan çeşit için uygun olan sıra üzeri aralığı ayarlanır. Bu aralığın ayarlanabilmesi için seyreltmenin elle yapılması daha uygundur.
Çapalama ve Seyreltme: Toprağı çapalamanın yabancı ot mücadelesinden başka birçok yararı vardır. Çapalama ile yüzeydeki kapilarite bozulduğundan buharlaşma ile su kaybı önlenir. Toprak daha iyi havalandığından mikroorganizma faaliyetleri artar ve kök gelişimi için uygun bir ortam hazırlanır. Genellikle fide çıkışı olduktan sonra kök çürüklüğü mantarlarının neden olduğu fide kurumaları meydana gelir. Fide çıkışı olduktan sonra, bu hastalığın önlenmesi veya şiddetinin azaltılmasının tek yolu, toprağın çapalama ile havalandırılmasıdır.
Birinci el çapasında fideler tek sıra halinde seyreltilir. İkinci el çapasında ise son seyreltme yapılır. Son seyreltmenin yetiştirilen pamuk çeşidinin istediği bitki sıklığını sağlayacak sayıda olması gerekir. İkinci seyreltme, fidelerin ilk 2. Ve 3. Haftası içinde yapılması zorunludur.
Pamuk tarımında çapalama sayısı; yabancı ot yoğunluğuna, kök çürüklüğü hastalığının şiddetine, ekimden sonra oluşan yağışlara ve bitki gelişmesine göre değişir. Bu faktörlere bağlı olarak pamuk tarımında 2-4 defa el ve makine çapası yapılır. Çapalamanın bitki gelişimi üzerinde çok büyük etkisi vardır. Bunun yanında fide döneminde erken yapılan sulamalarda oluşan kaymak tabakasının kırılması için ara çapası tavsiye edilmektedir.
GÜBRELEME
Birim alandan alınan ürün miktarını ve kalitesini artırabilmek için, tüm tarımsal uygulamalarla birlikte bilinçli bir gübrelemeye gereksinim vardır. Yapılacak toprak analizleri ile toprağın fiziksel ve kimyasal yapısı ortaya konmalı ve tarla denemelerinden alınan sonuçlarla birleştirilerek, gerekli gübreleme önerileri yapılmalıdır. Pamuk tarımında gübrelemeden en etkili ve ekonomik sonucu alabilmek için hangi gübreler, ne zaman, nereye, ne şekilde ve ne kadar sorularına cevap aranmalıdır. Pamuk toprağı fazla sömüren bir bitki değildir. Her şeyden önce kaldırdığı besin maddelerinden büyük bir kısmı bitki artıklarıyla tekrar toprağa verilmektedir. Yalnız lif ve çiğiti ile topraktan besin maddesi uzaklaştırmaktadır.
Pamuk bitkisi topraktan en fazla azot, fosfor, potasyum, kalsiyum, magnezyum ve kükürt kaldırır. Kalsiyum, magnezyum ve kükürt topraklarımızda yeterli ölçüde bulunması yanında, diğer gübrelerin dolgu maddelerinde de bulunduklarından bu elementlerin toprağa ayrıca verilmesi gerekmez.