View Full Version : tıbbi ve aromatik bitkiler nedir?
inci gül
29-04-2006, 14:24
Dünya üzerinde 750.000-1.000.000 arasında bitki türünün bulunduğu tahmin edilmektedir.Bunların 500.000 kadarı tanımlanıp isimlendirilmiştir.
Gıda elde etmek için üretilen türler 3.000 civarındadır.Buna karşılık gıda olarak kullanılan yabani bitki türü 100.000 'in üzerindedir.Tedavi amacıyla kullanılan bitkilerin miktarı antik çağdan beri evamlı bir artış göstermektedir.
1979 yılında DÜNYA SAĞLIK ÖRGÜTÜ (WHO) tarafından yapılan bir araştırmada farmakoplarda kayıtlı olan ülkelerde kullanılan ve ticarette bulunabilen bitkisel drogların miktarı 2.000 olarak tesbit edilmiştir.Aynı kuruluşun 91 ülkenin farmakopları ve tıbbi bitkileri üzerinde yapılmış olan bazı yayınlara dayanarak hazırladığı bir araştırmaya görede tedavi amacıylsa kullanılan tıbbi bitkilerin toplam miktarı 20.000 civarında olduğu saptanmıştır.Ancakşüphesiz ki;bu miktar gerçek miktardan çok aşağıdadır.
Son yıllarda tıbbi bitkiler ve bunlardan elde edilen aktif maddeler üzerinde yapılan çalışmalar ve bunlara karşı olan ilgi çok artmıştır.Bunun sebepler;
Bazı ilaç maddelerinin bitkisel droglardan sentetik olanlardan daha ucuza ve daha kolaylıkla elde edilmeleri.Steroid bileşikler,kına kına alkaloidleri,afyon alkaloidleri,çavdar mahmuzu alkaloidleri,atropa belladona alkaloidleri,digitalis purpurea glikozidleri bunlara en somut örneklerdir.
Bitkisel drogların diğer üstün yanlarında biride birkaç etkiye birden sahip olmalarıdır.
Anadoluda halkın çok eski yıllardan beri tıbbi ve aromatik özelliklerini bilmeden kullandıkları EBE GÜMECİ (Malva sylvestris),ÇİRİŞ OTU (Asphodelus aestivus) yumruları kullanılır.Ayrıca çiğdem,ışgın,kuzu kulağı ve yemlik gibi bitkiler çiğ olarak kullanılmaktadır.
Baharat olarak ALLİUM,ORİGANUM,MENTHA,FESLEĞEN,ADAÇAYI gibi türler çok yaygın tüketilmektedir.Market raflarında değişik ambalajlarda görülmektedir.
Boyar madde olarak çok büyük değerlere sahiptir.Bitkisel boyalarla boyanan tüm mallar sentetik boyalarla boyanan mallara göre çok daha pahalı satış rakkamlarına sahiptir.
İlaç olarak kullanılmaları; bilinen gerçek şu ki;artık gelişmiş ülkelerin tamamında bitkisel kökenli ilaçların eczane raflrında hızlı bir grafikle artışı gözlenmektedir.Buda bitkisel ilaçların her geçen gün değeri dahada iyi anlaşılmaya başladığını göstermektedir.
kaynak:http://www.ergeneherb.com/genel.html
Çok güzel bir konu olmuş. Bilgiler için teşekkürler.
Daha neler olacak bakalım.
Mine hanımın önerisini dikkate alıp Melisa'yı ayrıntılı tanıtabilirsin bir ara.
Zamanla diğer bitkiler de ayrıntılandırılır. Her bir tııbbi bitkinin faydalarını da
buradan öğrenmiş oluruz böylece.
Mine Pakkaner
29-04-2006, 16:09
Çok güzel, teşekkür ederiz. Halk arasında çok kullanılan karabaşotu yağı, elma yağı diye de bilinen yağın elde edildiği, çok güzel reçeli olan Lavandula stoechas hakkında da bize bir ara bilgi verebilir misin?
inci gül
29-04-2006, 17:04
tabi ki veriirm.
elimde verdiğiniz bitkiler ile ilgili bilgiler var ama biraz özet geçmem lazım. düzenlemeleri yaptıktan sonra hemen ekleyeceğim. yardımlarınızdan dolayı teşekkür ederim :))
inci gül
30-04-2006, 15:20
Halk arasında çok kullanılan karabaşotu yağı, elma yağı diye de bilinen yağın elde edildiği, çok güzel reçeli olan Lavandula stoechas hakkında da bize bir ara bilgi verebilir misin?
Vermiş olduğunuz karabaş otu ile lavandula stoechas aynı bitkiler . Size vereceğim ilk bilgi genel olarak tıbbi amaçlı kullanılan lavanta olarak Lavendula officinalis in bilgilerini vereceğim.
inci gül
02-05-2006, 23:36
İnsan hayatında yolunda giden her şey bir sağlıklılık halidir. Bu durum insanın kendi bedeniyle, çevresiyle ve diğer canlılarla ilişkisinin her zaman iyi olması şeklinde de açıklanabilir. Bu ilişkiler içerisinde iyi olandan sapma ya da aksama hastalıklı olma durumunun da başlangıcı haline gelir. Sürekli ve hızlı bir gelişme gösteren teknoloji, çevre kirliliği, stresle iç içe olan yoğun çalışma ve iş ortamları, günün bitiminde yorgunluktan perişan olmuş bir bedenin eve sürüklenmesini neredeyse kaçınılmaz kılıyor. Bu hengamenin içinde adeta yoğrulan insan vücudu da elbette bir takım hastalıklara davetiye çıkartmakta gecikmiyor Kendi vücudumuzla ve çevremizle olması gereken ilişkinin dışına çıkıp, yabancılaştığımız ölçüde yakamıza yapışacak olan hastalıklardan kurtulmamız imkansız hale geliyor.
Amacımız hastalıkların tedavisinden ziyade bize bahşedilen imkanlarla tabii dengeyi ve iç dengemizi bozmadan hastalığa yakalanmamak. Yani bir anlamda koruyucu hekimliğin de temel mantığı.Tanıdığımız ve hakkında bilgi sahibi olduğumuz şeylerin bizi asla korkutamadığı açık bir gerçek. Çünkü bilmek, imkan dahilinde durumu kontrol edebilmeyi de beraberinde getirir. Tanıttığımız ve hiç birinize asla yabancı olmadığını düşündüğümüz bitkiler ve yiyeceklerin vücudumuzda nelere yarayacağını bildiğimizde, bünyemizin ihtiyacına göre o gıdalardan kimi zaman yoğun olarak, kimi zaman aralıklarla yararlanma yoluna gidebilecek ve bu bitkileri ve gıdaları tanıyarak, giderek çok daha bilinçli bir beslenme düzenine geçmek suretiyle sağlığımızı korumada çok önemli bir adımı da atmış olacağız.
Dünya halk tıbbında, bir yörede görülen hastalığın mutlaka o yörede ilacı olduğuna inanılır. Dört mevsimin neredeyse aynı zaman diliminde yaşanabildiği ve her çeşit bitkinin yetiştirilebildiği ülkemizde her türlü hastalığa iyi gelebilecek bitkilerin bize bahşedildiğini bilmek bu topraklarda yaşayan insanlar için bir güven ve sevinç vesilesi olmalıdır..
http://www.minyaturk.com/
fantastik_20
11-11-2007, 23:30
selam arkadaslar ben tııbı ve aromatık bıtkler ogrencısım yarım almak ıstedıgın konu olursa bana muracat edebılırsınız ama bu yapdıgınız bıraz yanlıs her bıtkı yaralı dıye bırsey yok. bıtkıleden zarar gelmez dıyede bırsey yok.kulakdan dolma bılgıler zaralı ola bılır bunun ıcın her duydugunuz ınanmayın ve uyulamayın kotu sonuclar dogura bılır. yardım ıhtıyacı olanlara yardım ede bılırım
Balkes10
12-11-2007, 00:11
Bende evimin balkonunda saksılarda fesleğen,kekik gibi bitkiler yetiştirmeye çalışıyorum bu bölümden birçok şey öğrenebilirim herhalde.
fantastik_20
12-11-2007, 00:35
evet yardımcı olmaya calsırım
inci gül
06-12-2007, 10:03
selam arkadaslar ben tııbı ve aromatık bıtkler ogrencısım yarım almak ıstedıgın konu olursa bana muracat edebılırsınız ama bu yapdıgınız bıraz yanlıs her bıtkı yaralı dıye bırsey yok. bıtkıleden zarar gelmez dıyede bırsey yok.kulakdan dolma bılgıler zaralı ola bılır bunun ıcın her duydugunuz ınanmayın ve uyulamayın kotu sonuclar dogura bılır. yardım ıhtıyacı olanlara yardım ede bılırım
Selam fantastik_20
Neden bu şekilde bir tavır sergilediğinizi anlamadım. Ama bu şekilde bir tavır sergilemeniz hiç hoş değil. Galiba sadece yazıları göz geçirip, içeriğini okumamanızdan kaynaklanıyor. Eğer verilen bilgileri tam olarak okursanız birde türkçenin doğru kullanımı ile ilgili site olarak hassasiyetimizden dolayı, bir üniversite öğrencisi olarak yazılarınıza özen gösterebilirseniz seviniriz.
selam arkadaslar ben tııbı ve aromatık bıtkler ogrencısım yarım almak ıstedıgın konu olursa bana muracat edebılırsınız ama bu yapdıgınız bıraz yanlıs her bıtkı yaralı dıye bırsey yok. bıtkıleden zarar gelmez dıyede bırsey yok.kulakdan dolma bılgıler zaralı ola bılır bunun ıcın her duydugunuz ınanmayın ve uyulamayın kotu sonuclar dogura bılır. yardım ıhtıyacı olanlara yardım ede bılırım
Yardımcı olmaya çalışmanız çok takdir edilesi, lakin önce size biz yardım edelim:)
Bir öğrenci bir konuda yardımcı olmaya çalışıyorken, önce kendini tam ifade edebilmek için Türkçeyi düzgün kullanmak zorunda. Yazınızı tekrar okursanız ne dediğimi anlayacaksınız. Türkçenizi düzelttiğinizde, sizden yardım alma konusunda biz hazır olacağız.;)
merhaba arkadaşlar
ben tıbbi ve aromatik bitkiler öğrencisiyim
inci gül okuduğum kadarıyla herbalistsiniz, tıbbi ve aromatik bitkiler bölümü hakkında ne düşünüyorsunuz?
selam arkadaslar ben tııbı ve aromatık bıtkler ogrencısım yarım almak ıstedıgın konu olursa bana muracat edebılırsınız ama bu yapdıgınız bıraz yanlıs her bıtkı yaralı dıye bırsey yok. bıtkıleden zarar gelmez dıyede bırsey yok.kulakdan dolma bılgıler zaralı ola bılır bunun ıcın her duydugunuz ınanmayın ve uyulamayın kotu sonuclar dogura bılır. yardım ıhtıyacı olanlara yardım ede bılırım
İnsanlar tabii ki aldıkları eğitime göre başkalarına yardım etmeli ama yardım etmeye başlamadan önce yeterli seviyeye gelmek için çalışmalı, başkalarına anlayıp dinlemeden çamur atmamayı öğrenmeli ve en önemlisi herkes, başkalarının yaptığı işlere de öncelikle saygı duymalı. Artık günümüzde çok okuyup araştıran kişiler de bazen belli bir konuda çalışan kişilerden daha önce bazı bilgilere ulaşabilir ; yeni bir şeyi reddetmeden önce onu iyice anlamaya çalışmalıyız. Tabii ki her söylenene inanmamalı, ama körükörüne de kötülememeliyiz- gerekli araştırmaları yapıp bilimsel desteklerinin olup olmadığına bakmalıyız. Eğer bu güne kadar yeni olan herşey sorgulanmadan reddedilseydi insanlık hiçbir konuda ilerleme sağlayamazdı. Bu arada tamamlayıcı tıp konusuna şiddetle karşı çıkan bazı doktorlarımıza da yukarıda söylediklerim konusunda biraz düşünmelerini istiyorum. Hastalarına önermedikleri bazı tamamlayıcı tedavileri kendi yakınları sözkonusu olunca neden uyguluyorlar? Bu konuda diğer arkadaşlar da fikirlerini söylerse memnun olurum
Sevgiler
ekip2004
19-02-2008, 21:51
Sevgili inci gül güzel bir konu ben de yazdıklarını takip edecem. Teşekkürler...
inci gül
21-02-2008, 15:14
merhaba arkadaşlar
ben tıbbi ve aromatik bitkiler öğrencisiyim
inci gül okuduğum kadarıyla herbalistsiniz, tıbbi ve aromatik bitkiler bölümü hakkında ne düşünüyorsunuz?
Selam aytuğ
Öncelikle bir konuya açıklık getireyim. Bilginiz vardır belki ama yinede kısa bir hatırlatma yapayım. Herba kelimesi latince bir kelime olup Türkçedeki anlamı kurutulmuş veya kullanılmaya hazır bitki demek. Drog ise bu bitkinin kullanılan kısmına verilen isimdir. Herbalist ise bitki uzmanı, bitkiler hakkında eğitimini almış kişi; Droger ise bu bitkileri kullanarak tıbbi amaçlı kullanıma hazırlayan kişiye verilen latince bir meslek adıdır. Yurt dışında genelde latince olarak mesleki dallarını bildirirler. Malesef bizler böyle bir katogoride yer almıyoruz. Bizler dediğim biz Tıbbi ve Aromatik Bİtkiler Bölümü mezunları. Okul müdürümüz bizle son konuşmasında siz mezun olduğunuzda diplomanızda Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Mezunu yazacak. Teknikerlik ünvanı verilmiyor veya uzmanlık gibi bir ismimiz yok. Ben Isparta/Atabey M.Y.O Tıbbi ve Aromatik Bİtkiler Bölümü Mezunuyum. Burada kullanıcı adımı yukarda belitmiş olduğum nedenlerden dolayı herbalist olarak yazdım. Bölüm hakkında soruna gelirsek iyiki bu bölümü seçmişim ve ne kadar şanslıyım ki hepsi birbirinden değerli hocalardan dersler aldık. Agaclar.net'lede karşılaşmam da ayrıdan benim için bir terübe oldu. Buradan çok şey öğrendim. Siteyi devamlı olarak takip etmeni isterim. Kendini okulunu bize tanıtırsan bölümümüz hakkında gelişmelerden seni haberdar edebilirim. Saygılarımla...
inci gül
21-02-2008, 15:49
Sevgili inci gül güzel bir konu ben de yazdıklarını takip edecem. Teşekkürler...
Selam ekip2004
Agaclar.net üyeleri sağolsun.:p Genel olarak form üyeleri bir ekibiz. Derleyip toparlamaya çalışıyoruz.;) Burası genel bir başlık. Bitkileri tek tek incelemek için her bitkiye ayrı bir konu başlığında yer verdik. Diğer konu başlıklarınıda inelemenizi tavsiye ederim. Agaclar.net'in projeleri var. Bitki veri tabanı hazırlanıyor. Bu gibi bilgileri ve bitkiler hakkında çalışmaları daha geniş bir bölümde değerlendirecekler. Bende sabırla bekliyorum. Agaclar.netten ayrılmayın derim.... Saygılarımla..
Selam aytuğ
Öncelikle bir konuya açıklık getireyim. Bilginiz vardır belki ama yinede kısa bir hatırlatma yapayım. Herba kelimesi latince bir kelime olup Türkçedeki anlamı kurutulmuş veya kullanılmaya hazır bitki demek. Drog ise bu bitkinin kullanılan kısmına verilen isimdir. Herbalist ise bitki uzmanı, bitkiler hakkında eğitimini almış kişi; Droger ise bu bitkileri kullanarak tıbbi amaçlı kullanıma hazırlayan kişiye verilen latince bir meslek adıdır. Yurt dışında genelde latince olarak mesleki dallarını bildirirler. Malesef bizler böyle bir katogoride yer almıyoruz. Bizler dediğim biz Tıbbi ve Aromatik Bİtkiler Bölümü mezunları. Okul müdürümüz bizle son konuşmasında siz mezun olduğunuzda diplomanızda Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Mezunu yazacak. Teknikerlik ünvanı verilmiyor veya uzmanlık gibi bir ismimiz yok. Ben Isparta/Atabey M.Y.O Tıbbi ve Aromatik Bİtkiler Bölümü Mezunuyum. Burada kullanıcı adımı yukarda belitmiş olduğum nedenlerden dolayı herbalist olarak yazdım. Bölüm hakkında soruna gelirsek iyiki bu bölümü seçmişim ve ne kadar şanslıyım ki hepsi birbirinden değerli hocalardan dersler aldık. Agaclar.net'lede karşılaşmam da ayrıdan benim için bir terübe oldu. Buradan çok şey öğrendim. Siteyi devamlı olarak takip etmeni isterim. Kendini okulunu bize tanıtırsan bölümümüz hakkında gelişmelerden seni haberdar edebilirim. Saygılarımla...
evet hocalarımız değerli ama ben bölümümün ilk öğrencisi olduğum için okadar da kolay geçmedi bazı şeyler gerekli kaynaklar ve alt yapı eksikliği yüzünden baya zorlandık, bizden sonra gelenler daha şanslılar evet dediğiniz gibi diplomada herhangi bir ünvan bulunmamakta. TAB hakkında her türlü bilgi, gelişme ve öneriye açığım ve etrafımda tab mezunu ve veya bu bölümle ilgilenenlerin sayısının artmasından da çok memnunum
izzeterisen
13-03-2008, 23:30
Merhabalar,
Bende okulda iken tıbbi bitkiler dersi aldım ama unuttuk çok zaman geçti.
Benim soracağım şey : Mercanköşk sanırım adı bu: Majorana hortensis) bitkisinin ömrü ile ilgili.
Teşekkürler
Tıbbi ve Aromatik Bitki Uygulamarı ile ilgili sıfır bilgim var ve bir grup arkadaşıma bilgi sunacağım bu konuda yardımcı olabilirmisiniz.
Zeytinci
24-02-2009, 16:08
Ege dağlarının Akdağ (Karaburun), Bozdağ (Ödemiş) doruklarında yetişiyor. Yerel dilde Karaburunda adaçayı denir. Yerel halk bilinen adaçayına geyik elması der. Mis gibi kokar. Sıcak suya daldırdığınızda bildiğimiz adaçayı gibi renk verir. Tadı bildiğimiz adaçayından birazcık farklıdır.Solunum yollarının açılmasında ve üşütmelere iyi gelir.
Rengi kül renginde olup ekteki resimde görülen çubuklardan yüzlercesi bir arada kucak dolusu öbek öbek yetişir. Dağın doruğunda çukur tabir edilen topraklı küçük alanlarda kayaların dibinde yetişir. Çobanlar, boğumlarından çiçeklendiği dönemde keserek ipe bağlar ve satarlar.
Officinalis türünden biri ama latince ismini bilen var mıdır?
Tıbbi aromatik bitki olduğunu düşünerek buraya yazdım.
Sorduğunuz tür Sideritis spp.(-Dağ çayı) olduğunu düşünüyorum..
Zeytinci
25-02-2009, 11:31
http://www.florahealth.com/flora/home/usa/healthinformation/encyclopedias/GreekMountainShepherd`sTea.asp
Sn Albiza,
Sideritis syriaca L. olarak bulundu.
Teşekkür ederim.
naztoprak
07-05-2009, 09:41
bende bu sene tıbbi ve aromatik bitkiler bölümünü okumayı düşünüyorum tavsiye edermisiniz sizce geleceğim için iyi bir seçim olurmu avantajlarını bilen varmı.?
2 yıllık Manisa Alaşehir de vardı ilk olarak.Sanırım şimdi çoğalmıştır.2 yıllık bitirmenin geleceğin için meslek aşamasında bir faydası olacağını zannetmiyorum.Eczacılık bölümünü kazanmaya çalış bence.Yok illa okumak istersen 4 yıllık lisans bölümlerinden hangilerine dikey geçiş yapabileceğini araştır.Selamlar
Herkese merhaba! Tıbbi ve aromatik bitkiler bölümü ve eczacılık fakültesi mezunu üyelere bir sorum olacak: Tıbbi bitkiler ve kullanımları hakkında bilgi edinebileceğimiz bir ders kitabı var mı? Araştırdım ve bulabildiklerim hep alternatif tıp kitabı benzeri kitaplar oldu. Aradığım ise genel kültürden ziyade ders kitabı olarak kullanılabilecek bir kaynak. Lahananın faydalarından ziyade ilaç yapımında kullanılan bitkiler olarak özetleyebilirim aradığım içeriği:) Şimdiden teşekkür ederim.
Hangi bitki hangi kansere iyi?
Brokoli, çörekotu, sarımasak, zencefil ve diğerleri...
Brokoli meme ve bağırsak, çörekotu akciğer, sarımasak prostat, zencefil karaciğer kanserine karşı etkili.
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Canfeza Sezgin, kaleme aldığı ''Hangi Kansere Hangi Bitki?'' adlı kitabıyla farklı kanser türleerine karşı bitkilerden nasıl yararlanılabileceğini anlattı.
Bugün kullanılan ilaçların önemli bir kısmının doğal ürünlerden geliştirildiğini ifade eden Sezgin, çalışmalarda doğal ürünler içindeki çeşitli maddelerin kansere karşı etkinliklerinini değerlendirildiğini ve etkili olan maddeler ayrıştırılarak, ilaç geliştirme safhasına alındığını belirtti.
Kanser tedavisinin, şifalı bitkilerin tıbbi tedavi amacıyla kullanılması yoluyla yapılmasının hiçbir bilimsel fitoterapi (bitkilerle tedavi) otoritesi tarafından kabul edilmediğine dikkati çeken Sezgin, ancak yayımlanan makale ve araştırmalarda, fitoterapik ürünlerin, kemoterapi, hormonal tedavi veya radyoterapi gibi kanser tedavilerinin yanında kullanıldığının belirtildiğini anlattı.
BİTKİ TÜRLERİ VE KANSERE ETKİLERİ
Aloe veranın, hücre, hayvan ve insan çalışmalarında bağışıklık sistemini düzenleyici etkilerinin bulunması nedeniyle cilt kanserlerinden korunmada yararlı olabileceği düşünülüyor.
Arı poleni, akciğer, beyin, kalın bağırsak, lösemi, malign, melanom, meme ve prostat kanserinde etkili. Ayrıca akciğer kanserine karşı koruyucu.
Biberiye, akciğer, cilt, kalın bağırsak, lösemi ve meme kanserine karşı koruyucu. • Karayılan otu, prostat kanserinin tedavisinde etkili.
Brokoli, idrar yolları ve idrar torbası, kalın bağırsak ve meme kanserleri ile mücadelede etkili aynı zamanda bu kanserlere karşı da koruyucu.
Buğday çimi, meme kanserinde etkili.
Cezayir menekşesi, çeşitli organ kanserleri, lenfoma ve löseminin tedavisinde yardımcı. (Ancak, doktor kontrolü dışında kullanılmaması gerekir. Zararlı yan etkiler yapabildiği unutulmamalı)
Çemenotu, kalın bağırsak, karın zarı, kemik, lösemi, meme kanserinin tedavisinde etkili.
Çörekotu, akciğer, baş-boyun, kalınbağırsak, karaciğer, karın zarı, lösemi, lenfoma, meme, pankreas, prostat, yumuşak doku kanserlerinin tedavisinde yardımcı.
Devedikeni, akciğer, baş-boyun, idrar yolları ve idrar torbası, kalın bağırsak, prostat kanserine karşı etkili.
Dut, kanser hastalarına destek gıda olarak dikkati çekiyor. Beyaz, kara ve kırmızı dut, yüzyıllardır geleneksel Çin ve Japon tıbbında kullanılıyor.
Ekinezya, kalın bağırsak ve pankreas kanserinde etkili. • Greyfurt, kansere karşı koruyucu etkisi var. Ancak son yıllarda yeni anlaşılan greyfurt-ilaç etkileşimleri unutulmamalı.
Isırganotu, prostat kanserinde etkili.
Karahindiba, kalınbağırsak, karaciğer, lösemi, malign melanom, meme ve rahim kanserinin tedavisinde yardımcı olabileceği düşünülüyor.
Keten tohumu, kalınbağırsak, malign melanom, meme ve prostat kanserinde etkili.
Kızılcık, akciğer, baş-boyun, kalınbağırsak, karaciğer, meme, prostat, yemek borusu ve yumuşak doku kanserlerinde etkili.
Kudret narı, baş-boyun, cilt, idrar yolları ve idrar torbası, lenfoma, lösemi, malign melanom, meme ve prostat kanserlerinde etkili.
Nar, baş-boyun, kalınbağırsak, lösemi, meme ve prostat kanserlerinde etkili. Narın, ayrıca kansere karşı koruyucu etkisi var.
Ökseotu, akciğer, baş-boyun, karaciğer, karın zarı ve meme kanserinde etkili.
Sarımsak, meme kanserinde etkili. Sarımsak, ayrıca kalınbağırsak, mide ve prostat kanserlerine karşı koruyucu etkisi bulunuyor.
Üzümün, kansere karşı koruyucu etkisi var. Günümüzde üzüm çekirdeği ve kabuğunda bulunan kimyasal maddelerin kuvvetli antioksidan olduğu gösterilmiştir.
Üzümde bulunan kimyasal maddelerin, kanser, kalp-damar hastalığı, santral sinir sistemi hastalıkları üzerine koruyucu ve tedavi edici özellikleri olduğu saptanmıştır.
Yabanmersini, kalınbağırsak ve lösemide etkili.
Yeşil çay, akciğer, baş-boyun, beyin, kalın bağırsak, karaciğer, lenfoma, lösemi, malign melanom, meme ve prostat kanserinde etkili. Siyah çayın fermente edilmemiş hali olan yeşil çayın ayrıca, kansere karşı koruyucu özelliği bulunuyor.
Hem siyah hem de yeşil çay bol miktarda antioksidan madde içeriyor. İçinde polifenoller daha yüksek oranda olduğu için yeşil çay, siyah çaydan daha faydalı.
Yeşil çay, kuvvetli antikanserojen, antioksidan ve kilo kaybettirici bir besin maddesi. Yeni yapılan bir çalışma, yeşil çay ve üzüm ekstraktlarının (Kurutulmuş bitkilerden, özel yöntemler kullanılarak elde edilen, ilaç ham maddesi olarak da kullanılan bitki özleri), kansere karşı birbirlerinin etkilerini artırdığını ortaya koydu.
Zencefil, akciğer, kalın bağırsak, karaciğer, lenfoma, lösemi, malign melanom, meme, mide, pankreas ve yumurtalık kanserinde etkili. Zencefilin kanser hücrelerine etkisiyle ilgili laboratuvar çalışmaları yapıldı.
Bu çalışmalarda, zencefilin akciğer, kalın bağırsak, malign melanom, meme, mide, karaciğer, pankreas, yumurtalık kanseri ile lösemi ve lenfoma hücrelerini öldürdüğü saptandı.
Zerdeçal, baş-boyun, cilt, idrar olları ve torbası, kalın bağırsak, meme, mide, pankreas ve rahim ağzı kanserinde etkili. Yeni yapılan çalışmalar, zerdeçalın normal olmayan hücrelerin ve kanser hücrelerinin çoğalmasını engellediğini ortaya koydu. Zerdeçalın, özellikle kanser hücrelerinin yaşamasını sağlayan enzimin aktivitesini azalttığı belirlendi.'' .
http://www.gercekgundem.com/?p=332008
denizakvaryumu
25-11-2010, 10:54
Evet bitkilerin yararlarına inanıyorum.
Sorun ne kadar ve ne sıklıkta kullanılacağı ve her bünyeye göre nasıl bir ayarlama yapılacağı?
Aksi halde sonuç kötü olabilir.
http://www.hurriyet.com.tr/yasasinhayat/16347291.asp
Deve dikeni çok yararlı ama linkteki gibi kullanılırsa ölümcül de olabilir.
Kullanım sıklığı,kullanım miktarı(gram),demleme usulleri,aç-tok karına alınması gerekliliği,kür süreleri,demleme suyu sıcaklığı,kaynatılma veya kaynatılmama durumları,taze-hijyenik ambalajlarda olup olmadıkları,öğütülülmüs ve uzun süre bekletilmiş olan keten tohumu gibi olanlardaki riskler,birlikte kullanılmaması gereken bitki veya ilaçlar..
Çok önemli bunlar..
Herşeyin aşırısı zararlıdır..
Bilinçsizce yapılan herşey çok daha zararlıdır..
Alternatif tedavi yollarını bir de Doç.Dr.Canfeza SEZGİN'in kişisel sitesinden inceleyin derim:
http://www.canfezasezgin.com/makshow.asp
http://www.canfezasezgin.com/show.asp?icerik=3
Kanser hastalarının beslenmesinde alternatif tıbbıb önemi (ve bazı bitkilerin kullanımı):
Uzman Doktor Emel Üçgül Çavuşoğlu
http://docs.google.com/viewer?a=v&q=cache:I9cXXatecs8J:www.gata.edu.tr/dahilibilimler/onkoloji/TOG%2520Destek%2520Tedaviler%2520%25C3%2587al%25C4 %25B1%25C5%259Fma%2520Grubu%2520Kanserde%2520Besle nme%2520ve%2520A%25C4%259Fr%25C4%25B1%2520Sem/Kanser%2520hastalar%25C4%25B1n%25C4%25B1n%2520besl enmesinde%2520alternatif%2520t%25C4%25B1bb%25C4%25 B1n%2520%25C3%25B6nemi.ppt+%C3%A7%C3%B6rek+otu+sel enyum&hl=tr&gl=tr&pid=bl&srcid=ADGEESjRMNQPx9AqhX0-2GcwyPNba9Onr5JG5x_aAJkejMJTeIW1V_U0UN5rxENfQmAtzc Yj3_4iWeZykEwGXZo1v3yaA4QxuNLbCMA7T1LmZ0tvcvOUMeDp b9462Rq9IhF3zGGtLiq8&sig=AHIEtbQCxNl2WAKOnRRGvrZIoH711Yh3OA
Çörekotu,vitamin c,e ve selenyum uygulamasıyla ilgili bilimsel bir makale:
http://docs.google.com/viewer?a=v&q=cache:tdi8QujHP3IJ:kutuphane.uludag.edu.tr/PDF/tip/htmpdf/2001-1-3/nigella.pdf+%C3%A7%C3%B6rekotu+selenyum&hl=tr&gl=tr&pid=bl&srcid=ADGEEShSH3bkRXBNHerN9ZsoTQSXhbufsbPGZSDj3gjM f40oE98Smn18obdaAMhBzq7sJJHpy5u1P8vC7lgHYaFM63oJ3X yPhpVONe9CiiheRro7d0RRClWJkKC7tJrB2FZbYr4MA4Mu&sig=AHIEtbRcL0bZ7cw6iCGD_M0AXE4UyDITfg
Ali TEZEL'in ilginç yazısı:
http://www.alitezel.com/tezel/index.php?sid=yazi&id=4153
Gerçekten çok geniş bilgi sahibi olmadan,edindiğiniz bilgileri başka kaynaklardan test etmeden,Tv reklamlarının falan gazına gelmemek gerek..
En doğrusu;otlarla ilgili bilimsel kaynağı olmadan atıp tutanlara kanmamak..
Tıbbi bitkilerle ilgili (varsa) Üniversite araştırmalarını bulup okumalı..
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Canfeza Sezgin'in kaleme aldığı ''Hangi Kansere Hangi Bitki?'' adlı kitap okurla buluştu.
Tıbbi Bitkiler Uzmanı Prof. Dr. Kerim Alpınar'dan bazı tıbbi bitkilerle ilgili videolar:
http://www.uzmantv.com/uzman/tibbi-bitkiler-uzmani-prof.-dr.-kerim-alpinar
Çok önemli bir video:
Bitki çayı hazırlarken nelere dikkat edelim?
http://www.uzmantv.com/bitki-cayi-hazirlarken-nelere-dikkat-edelim
Sağlık için 'kutsanmış tohum'
Bu tohumları tüketerek gençlik iksiri içmiş gibi olun!
Prof. Dr. Mehmet Musa Özcan
http://www.hurriyet.com.tr/yasasinhayat/16453593.asp
TV'lerdeki program veya reklamlarda kendisini fitoterapist veya herbalist,bitki uzmanı olarak tanıtan kişilerin verdiği bilgiler yerine,aşağıdaki uzman kişilerin yaptığı bilimsel araştırma kitaplarını okumamız gerekir:
http://www.ffd.org.tr/sayfa/kitabimiz/
http://www.ffd.org.tr/haber/ffdorgtr-hakkinda-haber-8/
Tercüme olanağı olanlar için güvenilir kaynaklar:
http://www.ffd.org.tr/sayfa/linkler/
EmreERDEM
09-01-2011, 18:16
Çok güzel bir konuya değinmişsiniz bende bir aktar olarak sabah televizyona çıkan kişilerden ve emekli ikramiyesiyle aktar açmaya çalışan insanlar yüzünden mesleğimden soğumak üzereyim. Sırf kendi ürününü satmak için rant elde eden insanlardan ve bilinçsizce halkın umut ve sağlıyla oynayan insanlardan nefret ediyorum...
Çok güzel bir konuya değinmişsiniz bende bir aktar olarak sabah televizyona çıkan kişilerden ve emekli ikramiyesiyle aktar açmaya çalışan insanlar yüzünden mesleğimden soğumak üzereyim. Sırf kendi ürününü satmak için rant elde eden insanlardan ve bilinçsizce halkın umut ve sağlıyla oynayan insanlardan nefret ediyorum...
Kaç aktar gezdiysem hemen hepsinde keten tohumunun öğütülmüşünü gördüm aktarlarda..Aslında sattıkları keten tohumu mu yoksa kuşyemi mi oda belli değil..
Bu,son derece sakıncalıdır..kansere davetiyedir..Aktarların kocaman çekmecelerinde uzun süre havayla temas eden öğütülmüş keten tohumları bence şifa değil,zehirdir..
Keten tohumu taze olarak tüketilmelidir..Yağı da soğuk zincirde muhafaza edilmelidir..
Gezdiğim aktarlara bunları dilimin döndüğünce anlatmama rağmen bu alışkanlıkları hala devam ediyor,öğütülmüş keten tohumu satmaya devam ediyorlar..
Bence her aktar bitkisel tedavi eğitimi sertifikası veya diploması sahibi olmalı..
Aynen eczacılar gibi..
EmreERDEM
10-01-2011, 10:50
Aynen katılıyorum. Ben Tıbbi ve aromatik bitkiler mezunuyum. YÖK bu bölümü açtı ama maalesef arkasında durmadı . Devlette atanacak bir şubemiz dahi yok. Çoğu Tıbbi Aromatik Bitkiler teknikeri ya işsiz ya da başka mesleklere dağılmış durumda. Umarım bunları yakın zamanda görür ve biraz da olsa bize söz verirler.
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Canfeza Sezgin'in kaleme aldığı ''Hangi Kansere Hangi Bitki?'' adlı kitap okurla buluştu.
Bu kitabı İstanbul'da çok aradım;nihayet dün Kadıköy'de bir kitapçıdan aldım..Gerçekten güzel bir eser..Bu tür bilgileri rastgele internet sitelerindeki rastgele insanlardan okumak yerine bilimsel deneylerle desteklenmiş,bir bilim adamının kitabından okumak çok daha isabetli oluyor.
MEHMET ALİ ÖNEL SORDU, İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ ONKOLOJİ ENSTİTÜSÜ MÜDÜRÜ PROFESÖR DOKTOR ERKAN TOPUZ YANITLADI;
Mehmet Ali Önel ile Erkan Topuz Röpörtajı - Sihirli Bahce - Blogcu (http://sihirlibahce.blogcu.com/mehmet-ali-onel-ile-erkan-topuz-roportaji/2943499)
Merhabalar efendim,
Bilimsel adında ''officinalis'' olan türlerin tıbbî olduğunu okumuştum. Geçerliliği nedir ve nereye kadardır bu savın?
Saygılarımla lütfen.
Sayın mrduran,
Bildiğim kadarıyla "officinalis" tarihte tıbbi olarak kullanılmış bir bitki olduğunu gösteriyor. Ama bu günümüzde tıbbi olarak kullanıldığını belirtmiyor; ayrıca eki "officinalis" olmayan pek çok tıbbi bitkide mevcut.
Sayın Üzüm;
Çok teşekkürler efendim, sayenizde eksiğimi tamamladım.
Saygılarımla lütfen.
...Aktarlardan ilaç gibi kullanılmak üzere bitki alınmaması gerektiğini dile getiren Prof Dr. Sezik, eczacıların ilacı kutuda verirken aktarların ilaç gibi kullanılacak bitkileri çuvallardan çıkarıp verdiğini söyledi. Vatandaşların ilaç kullanırken herhangi bir yan etki görülmesi veya sıkıntı yaşanması durumunda eczacıya başvurabildiğini hatırlatan Sezik, şunları söyledi:
''Eczacılar, şikayeti Sağlık Bakanlığı'na kadar ulaştırıyor. Ancak aktarlardan alınan ürünlerde hiçbir geri dönüş sağlanamıyor. 1985'te Türkiye'de aktarların bitkileri ilaç gibi satmasını önlemek için bir seri tedbir alındı. Aktarların bitkileri ilaç gibi satmaları daimi bir genelgeyle yasaklandı. Bu genelgenin gerektirdiği hususlar 7-8 yıl kadar uygulandı. Sonra da 'yeşil akım' dediğimiz tabiata dönüş başlayınca aktarlar ve lokman hekimler çoğaldı. Devlet de kontrol edemeyince aktarlar bitkileri ilaç gibi satmaya başladılar ve bugünlere gelindi.''
Gazi Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Farmakognozi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ekrem Sezik
Cumhuriyet Portal (http://cumhuriyet.com.tr/?hn=392252&kn=19&ka=4&kb=19)
'Deli bal' ismi verilen baldan fazla miktarda tüketen 73 yaşındaki adam hayatını kaybetti.
Arıların, özellikle Karadeniz Bölgesi'nde doğal olarak yetişen 'dağ gülü' diye bilinen bitkinin nektarından ürettiği 'Deli bal' bir çay kaşığından fazla tüketildiğinde zehirlenmeye neden oluyor. Karadeniz bölgesinde bin 800 metre yükseklikteki ormanlık alanlarda yetişen, literatürdeki adı 'rhododendron pontica' olan ve halk arasında 'dağ gülü' olarak bilinen bitkinin pembe renkli çiçeklerini kullanarak bal yapan arıların ürettiği bal 'Deli bal' olarak adlandırılıyor. Alternatif tıpta 'deli bal' mide, bağırsak hastalıklarında, şeker hastalığında, hipertansiyon tedavisinde kullanılıyor. Zehir etkisini bal yendikten dakikalar sonra etkisini gösterebiliyor. Tükürük artışı, kan basıncında ve nabızda düşüş, şuur kaybı ile kendini gösterip, ölümle sonuçlanabiliyor. Çocuklar ve yaşlılarda daha etkili olduğu biliniyor.
Kaynak : ldren bal-Gncel- Gazeteport.com (http://www.gazeteport.com.tr/haber/130945/olduren-bal#ixzz2PK4aMsPd)
Canan Karatay'ın gündeme düşen açıklamaları geçtiğimiz günlerde Sağlık Bakanlığı'nı harekete geçirmiş ve Bilim Kurulu toplanarak bazı konularla ilgili kararlar almıştı. Bunlardan bir tanesi "Gebelikte şeker yüklemesi testi zararlıdır" açıklamasıydı. Bakanlık bunun zararlı olmadığını ve her anne adayına önerildiğini belirtmişti.
Şimdi ise sağlık bakanlığı ekranlara "Ekran sertifikası ve akreditasyon şartı" getirmeye hazırlanıyor. Habertürk'ten Lütfi Erdoğan'ın haberine göre medyatik uzmanların tartışmalı sağlık öğütlerine bakanlık böyle önlem alacak.
EKRAN SERTİFİKASI GELİYOR
Sağlık Bakanlığı, televizyon programlarının müdavimi olan ve söyledikleri büyük ilgi gören ünlü isimlerin “sıra dışı” sağlık ve beslenme önerileri üzerine harekete geçti. Bakanlık, sağlık ve beslenme konusunda yorum yapanlar için “ekran sertifikası ve akreditasyon” zorunluluğu getirmeye hazırlanıyor.
"BİTKİLERİN EFENDİSİ", "TÜRKİYE'NİN LOKMAN HEKİMİ"
“Kolesterol kalp hastası yapmaz, aksine kolesterolü yüksek olan çok yaşıyor” diyen Prof. Dr. Canan Karatay, tıp endüstrisinin ilaç satmak için hastalık icat ettiğini savunan Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta, kendi web sitesindeki özgeçmişinde halk arasında “Türkiye’nin Lokman Hekimi” ya da “Bitkilerin Efendisi” olarak tanındığı belirtilen “kozmik bilimci” Ahmet Maranki ve diğerleri...
TELEVİZYON YILDIZI UZMANLAR
Uzmanlıklarının yanında, gördükleri rağbetle artık birer ‘televizyon yıldızı’, sıra dışı önerileriyle de birer ‘tartışma öznesi’ haline geldikleri söylenebilir. Ancak ‘modern tıpçılar’la ‘gelenekselciler’ arasındaki tartışmaların büyümesi ve ekranlarda dile getirilen sıra dışı sağlık-beslenme önerileri üzerine halkın kafasının karıştığını düşünen Sağlık Bakanlığı, çok tartışılacak bir uygulamayı hayata geçirmeye hazırlanıyor. Sağlığın medyada tartışılmasını ‘bilimsel temel’e oturtmak isteyen bakanlık, özellikle ‘geleneksel ve tamamlayıcı tıp’ konularında televizyonların müdavimi olan ünlü uzmanlara ‘ekran sertifikası ve akreditasyon’ zorunluluğu getirmeye hazırlanıyor.
‘KALBİ DURDURAN BİTKİLER VAR’
Uygulanacak sistemin ayrıntılarını HABERTÜRK’e anlatan Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Prof. Dr. Eyüp Gümüş, sağlıkta bilimsel temele dayanmayan söylemlerden kaçınılması gerektiğini belirterek şunları söyledi: “Ekranlarda birçok isim beslenme konusunda açıklamalar yapıyor. Bunların arasında hiçbir bilimsel kanıta dayanmayanlar var. Deniyor ki, ‘Kiraz yerseniz prostat kanseri geçer.’ Tamam da, öyle demekle kanser geçmiyor. Önerdikleri bazı bitkilerin fazla alınması sonrasında ölümler bile yaşanabilir. Ya da ‘Çay yap iç’ diyor. İyi de, çok içildiğinde kalbi durduran bitkiler var.”
HER ÖNÜNE GELEN BİR ŞEY ÖNEREMEYECEK
Türkiye Halk Sağlığı Kurum Başkanlığı’nın ekranlara çıkan isimlerle ilgili çalışma yapacağını ifade eden Gümüş şöyle devam etti: “Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı (TÜSEB) bünyesinde, Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Enstitüsü ile Kronik Hastalıklar ve Halk Sağlığı Enstitüsü açılacak. Ayrıca bir Kalite ve Akreditasyon Enstitüsü kuruyoruz. Özellikle televizyon programlarına çıkan isimlere bakılacak. O isimler geleneksel ve tamamlayıcı tıp alanında tavsiyelerde bulunuyorlarsa, önce çalışmalarını Kalite ve Akreditasyon Enstitüsü’ne göstererek onay alacaklar. Her önüne gelen kalkıp topluma bir şeyler öneremeyecek.”
BİLİMSELLİĞİ KANITLANMAMIŞ BİLGİ AÇIKLANAMAZ
Kim olursa olsun, bilimselliği kanıtlanmamış, sağlıkla ilgili hiçbir bilginin televizyonlarda açıklanmasına izin vermeyeceklerini söyleyen Prof. Dr. Gümüş, “Öneride bulunacak uzmanlar, kendi alanlarıyla ilgili bile olsa, önce bize gelip anlatacaklar. Bilimsel verilerini ve kanıtlarını önümüze koyacaklar” dedi.
20 KİŞİLİK BİLİM KURULU OLUŞTURULACAK
Kalite ve Akreditasyon Enstitüsü’nün bu ay sonu açılacağını ve başkanının atanacağını dile getiren Gümüş, sistemin nasıl işleyeceğini ise şu şekilde anlattı: “Oluşturulacak 20 kişilik bilim kurulu, ekrana çıkacak isimler için standartları belirleyecek. Geleneksel ve tamamlayıcı tıpla ilgili topluma önerilerde bulunacak isimler, varsa bilimsel çalışmasını önce o bilim kuruluna anlatacak. Bilim kurulu çalışmaları inceleyecek, uygun bulursa bu kişilere sertifika verecek. RTÜK ve medya kuruluşlarıyla da protokol imzalanacak, ekranlara çıkması uygun görülen isimlerin listesi sunulacak. Sertifikası olmayan isimler TV’lerde açıklama yapamayacak. Böylece bilimsel temeli olmayan konularda kamuoyu önünde bilgi vermelerini önleyeceğiz.”
Cumhuriyet Gazetesi - Canan Karatay fitili yaktı... Beslenme uzmanlarına kötü haber (http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/253105/Canan_Karatay_fitili_yakti..._Beslenme_uzmanlarina _kotu_haber.html)
Maranki ve Ülkemizdeki Marankiler (http://www.kanitlar.com/maranki-ve-ulkemizdeki-marankiler.html)
çamkokusu
03-07-2016, 18:04
Odunsu kokular hakkında bilgi verir misiniz?Çamın yanında iy gidecek şeyler.Sedir ardıç vesaire hep ağaçlardan elde ediliyor bu orman kokuları.Kolay bulunabilir aromatik yağlar önerebilir misiniz?Mesela çam bulmak zor değil.Ama sedir ağacı bulamam.
Zİraat mühendisiyim, tıbbi aromatik bitkilerde görülen fungal hastalıklar ile ilgili bir çalışma yapmaktayım. Keten, anason ve melisa bitkilerinde çalıştım herhangi bir bilginiz varsa bu konuda yardımcı olursanız sevinirim, Teşkekkürler.
ellerinize sağlık faydalı oldu. devamını bekliyeceğim :)
KANSER VE BESLENME
SADECE BESLENMEYE DİKKAT EDEREK KANSER TEDAVİ EDİLEMEZ, FAKAT DOĞRU BESLENMEYLE TEDAVİ DESTEKLENEREK KURTULMA ŞANSI KESİNLİKLE ARTIRILABİLİR.
Vitamin A ve C nin antioksidan etkileri yanında beden bağışıklığını artırıcı etkileri de vardır. Ayrıca C vitamini Kanser yapımını uyarıcı etkisi olan nitrosaminleri durdurur; yani kanseri engeller.
Eğer beslenme planlarını bilinçli yapar ve aşağıda belirtilenlere dikkat edilirse, bedeninizin gereksinim duyduğu radikal yakalayıcılar artar.
Taze meyveler (özellikle turunçgiller, çilek, biber ve diğer C vitamini içerenler)
Sarı renkli meyve ve sebzeler (havuç gibi), yeşil yapraklı sebzeler
Buğday kabuğu, ayçiçeği yağı ve zeytinyağı (E vitamini)
Balıklar, tahıllar, brokoli, lahana, soğan, sarımsak da iyi bir antioksidandır.
KANSERDEN KORUYAN VİTAMİNLER VE MİNERALLER
C VİTAMİNİ
Hem doğal hem de yapay c vitamininin kanseri önlemedeki etkinliğiyle ilgili araştırmalar vardır.
C vitaminini az alan kişilerin kalın bağırsak kanseri olma riski 3 kat artmaktadır. Ameliyatla bağırsaklarından polip alınmış hastalara C ve E vitaminleri verilmesi poliplerin tekrarlanmasını engellemiştir.
C vitamini Ağız, yutak ve nefes borusu kanserlerinden de korumaktadır. C vitamini kaynağı meyveler içerisinde en etkilisinin portakal olduğu belirlenmiştir.
Beslenmeyle fazla ilgisi yok gibi görünen akciğer kanserinde bile C vitamininin koruyucu rolü bulunmaktadır.
C vitamini yalnızca bitkisel gıdalarda bulunur. Kuşburnu, kivi, turunçgiller, çilek, brokoli, kırmızı ve yeşilbiber, kavun, yeşil yapraklı sebzeler, karnabahar, domates, patates en iyi kaynaklardır.
BETA KAROTEN
Balık, yumurta, karaciğer, kuzu ve dana etleri, süt ve yoğurt A vitamini içerir.
Havuç, kayısı, tatlı kabak, kavun, şeftali, ıspanak, brokoli, maydanoz, dereotu, roka, tere Beta-karoten içerir.
E VİTAMİNİ
Erkeklerde de E vitamini alımının prostat kanseri riskini üçte bir, bu kanserden ölüm oranını da %40 azalttığı belirlenmiştir.
Bitkisel yağlar, mayonez, ay çekirdeği, yerfıstığı, buğday embriyosu, yeşil yapraklı sebzelerde E vitamini bulunur.
FOLİK ASİT
Yeşil sebzeler, portakal suyu, kuru baklagiller, enginar folik asitin en iyi kaynaklarıdır.
D VİTAMİNİ VE KALSİYUM
Son zamanlarda yapılan araştırmalar D vitamini ve kalsiyumu kalın bağırsak, meme ve prostat kanserinden koruyucu etkisi olduğu göstermiştir.
D vitamini ve kalsiyumu yağlı balıklar, yumurta sarısı, kuru baklagiller, yeşil sebzeler, incir kurusu, badem, peynir ve sütten alabiliriz. D vitamini güneş ışınlarıyla deri altında sentez edilebilen bir vitamindir.
SELENYUM
Aşırı selenyum bulantı, kusma, kellik, tırnak dökülmesi ve sonuçta ölüme yol açabilir.
Selenyum balıklarda, tahıllarda, bira mayasında, brokoli de, lahana, kereviz, salatalık, soğan, sarımsak, turp, mantar, yumurta, ay çekirdeği ve mısır cipsinde bulunur.
KANSERLE SAVAŞTA ETKİLİ GIDALAR
MEYVELER:
Üzümde bulunan proantosiyanidin ve resveratrol adlı flavonoidlerin güçlü birer antikanserojen olduğu, ananas ve çilekteki maddelerin de kanser yapıcı nitrozaminin oluşumunu engellediği belirlenmiştir.
Meyvelerdeki diğer iyi kaynakları arasında kayısı, kuş üzümü, kiraz ve erik sayılabilir.
Çilek böğürtlen gibi çilekgiller ailesinden meyveler, alma ve üzüm ellagik asit adlı bir anti kanserojen madde içerir. Üzümde bol miktarda bulunan bu asit, kanser hücrelerinin büyümesi için gerekli enzimlerin vücutta yapımını durdurmaktadır.
Kuru baklagiller ve tahıllarda kanserden koruyucu birçok madde vardır. KANSERİ engellediği gösterilmiştir. Buğday kepeği, pirinç, bakla, soya, yerfıstığı, arpa, yulaf ve mısırdır.
Soya fasulyesinin meme, prostat, lösemi ve deri kanserini önemede etkili olduğu belirtilmiştir.
Soya, diğer kuru baklagiller, pirinç, patates gibi bitkisel gıdaların yine birçok kanser türlerinin oluşmasını engellediği bilinmektedir.
Saponinler soya, nohut, bakla, bezelye, mercimek, kuru fasulye, yeşil fasulye ve yulafta bol miktarda bulunurlar.
Yeşil çay, mide, onikiparmak, meme, yutak ve lenf kanserinde etkilidir.
Siyah çayın daha çok deri kanserini önlediği anlaşılmıştır.
Ayrıca ısırgan otu çayının da anormal hücre oluşumunu engellediği bilinmektedir. Sarımsak, soğan, nane, kekik, zencefil, kimyon, biber de anti kanser özelliği olan baharatlardandır.
ÖZELLİKLE SARIMSAK VE SOĞAN SOFRALARIMIZDAN EKSİK ETMEMEMİZ GEREKEN SEBZELERDENDİR.
HAVUÇ: Hafızayı kuvvetlendirir, çünkü havuç, beyin metabolizmasını canlandırır. Bir şey ezberlerken ufak bir tabak sıvı yağlı havuç salatası yiyin.
ANANAS: fazla miktarda C vitaminini bulunur. Ayrıca önemli bir element olan mangan içerir.
AVOKADO: Fazla miktarda yağ asidi vardır. Yarım avokado yeterlidir.
KIRMIZIBİBER: Ne kadar acı olursa o kadar iyidir. Aroma maddeleri, vücudun kendi mutluluk hormonu endorphinin salgılanmasını hareketlendirir. En iyisi çiğ yenmeli.
ÇİLEK: Stresi giderir. Lifli maddesi mutluluk verir. Dozu, en az 200 gram olmalıdır.
MUZ: Mutlu olmak için beynimizin bu maddeye ihtiyacı vardır.
LAHANA: Tiroid bezlerinin aktivitesini yavaşlattığı için sinirliliği azaltır.
LİMON: C vitamininden dolayı canlandırır, algılama yeteneğini artırır.
YABAN MERSİNİ: Uzun süreli bir öğrenmede ideal bir meyvedir. Beynin kanla daha iyi beslenmesini sağlar.
SOĞAN: Aşırı yıpranmaya, fiziksel yorgunluğa karşı kullanılabilir. Kanı sulandırır; beyin, oksijeni daha iyi alır.
CEVİZ, FINDIK, FISTIK: beyindeki haber alma maddelerinin oluşumunu hareketlendirirler.
ZENCEFİL: İçindeki maddeler, beynin yeni fikirler üretmesini sağlar. Kan sulandığı için vücutta daha serbest akar, beyin oksijenle beslenir.
Kahvaltı etmeden dışarı çıkmayın..
Kahveyi azaltın.
Çikolata yerine, meyve yiyin. Buna karşılık meyve veya kepek, çavdar ürünleri organizma tarafından daha yavaş enerjiye dönüştürülür, kan şekerinin dengesi bozulmaz.
Sık sık bir şeyler atıştırın. Büyük porsiyonlu ve yağlı yemekler hemen hemen uyku ilacı etkisi yapar. Fazla yağ ayrıca bağışıklık sistemini zayıflatır. Fakat günde birçok defa yenen birkaç lokmalık bir şey enerjiyi aynı düzeyde tutar.
Alkolün olumsuz etkisi.
Şeker (kanser) besleyicidir.
Şeker kesilerek (kanser) gözelerinin önemli bir besini kesilmiş olur.
NutraSweet, Equal, Spoonful gibi tatlandırıcılar dokuncalı olan Aspartam ile yapılırlar. Daha iyi bir tatlandırıcı Manuka balı ya da molastır, ancak az oranda alınmalıdırlar. Sofra tuzunda beyazlatıcı olarak kimyasallar bulunmaktadır. Daha iyi bir seçenek deniz tuzudur.
Süt vücudun, özellikle sindirim düzeninde, mukus üretmesine neden olur. (KANSER) MUKUSLA BESLENİR. Süt yerine tatlandırılmamış soya sütü tüketilerek (kanser) gözeleri aç bırakılabilir.
BOL BOL YEŞİLLİK YİYİN
Kahve, Çay İçmeyin, Çikolatadan Uzak Durun.
Yüksek kafein içerikli kahve, çay ile çikolatadan uzak durun. Yeşil çay daha iyi bir seçenektir, ayrıca (kanser) savaşan özellikleri vardır.
Damıtık Su İçmeyin
Siyah Etten uzak Durun
İyimser, Umutlu, Yaşama Bağlı Olun
Temiz Havada Derin Soluyun
Kanser gözeleri oksijenli ortamda gelişemezler. Günlük alıştırmalarda derin soluk alın. Bu, göze düzeyine dek daha çok oksijen alınmasına yardımcı olur. Oksijen uygulaması (kanser) gözelerini yok etmek için diğer bir yöntemdir.
Dondurucuya su şişesi koymayınız.
Plastik Torba, Buzdolabı Torbası Kullanmayın!
En faydalı gıdalardan birisi CEVİZ’dir. Daha sonra fındık ve badem’dir. Günde bir avuç muhakkak tüketin.
Elma dünyanın en faydalı gıdalarından birisidir.
Plastik, bakır, alüminyum kap kullanılmamalı. Porselen, cam ve çelik kullanın. Meyveleri de bu tür kaplarda yıkayın. Bunların içine litresine göre 9-10 çorba kaşığı elma sirkesi atın. Aşağı yukarı yarım saat bekletin.
Meyvelerin üzerine parlak görünmesi için mum sürülüyor. Bunları hakiki zeytinyağlı sabundan geçirdikten sonra elma sirkeli sudan geçirin. Ya da elma sirkesi ile ovun.
Meyveyi kabuğuyla tüketin
Lahana, marul gibi yiyeceklerin ilk dört kabuğunu çöpe atın. İstediğiniz kadar yıkayın bunların üzerindeki pesti sitleri temizleyemezsiniz.
Plastik malzemeler her yerde zehir. Plastik bardaklar, kaplar, plastik herhangi bir şey
Meyve suyu yerine posasıyla tüketin. Bu şekilde kolon ve mide kanserinden korunmuş olursunuz.
Sigara kullanmayın, kullananlardan uzak durun.
Kesinlikle kepekli un tüketin.
Her gün düzenli yürüyün. Zihin sağlığı için haftada en az bir kitap okuyun.
Kilonuzu düzenli olarak kontrol edin.
Kanserin düşmanı kara üzüm
Günde bir salkım kara üzüm yemenin kanserden korunma konusunda yardımcı olduğu, bu hastalığa yakalananların tedavilerinde de son derece etkin rol oynadığı söyleniyor. Kara üzümde bulunan flavon miktarı 150 civarında… Beyaz üzümde ise 30…
DOMATES: Domatesin içinde bulunan likopen ve selenyum özellikle prostat, meme, kolon ve mide kanserinde koruyucu olarak büyük rol oynuyor. Bunun dışındaki birçok kanser türü için de aynı etkiyi gösteriyor. Hastalığa yakalananların ya da risk taşıyanların özellikle günde 4-5 domates yemeleri büyük fayda sağlıyor.
HAVUÇ: Domates kadar etkili bir başka sebze ise havuçtur. İçerdiği betakarontenlerle havuç DNA hasarını önleyici etkiye sahip. Bu betakarotenler, genellikle kırmızı sebze ve meyvelerde, örneğin havuçta bolca bulunuyor. Betakarotenlerin en önemli özelliği DNA hasarına mani olmaları ve vücudun direncini artırarak bağışıklık sistemini uyarmalarıdır.
OMEGA 3: Özellik Kuzey Denizi balıklarında (SOMON) bol olarak bulunan Omega-3 kanserden koruyucu özelliği saptanmış maddelerin başında geliyor. Başta meme kanseri, prostat kanseri ve kalın bağırsak kanseri olmak üzere koruyucu bir etki sağlıyor. Yeterli Omega-3 tüketilebilmesi içinde haftada en az üç kez balık yemek gerekiyor.
Eğer bulunabilirse tabii ki doğalı tercih edilmeli. Ancak büyük şehirlerde marketlerde ambalajlı satılan, doğal yemle beslenmiş ve Omega-3 açısından zenginleştirilmiş yumurtalar alınabilir. Ben de bu yumurtalardan yiyorum.
Yumurtadan sonra ikinci sırada yer alan Balık… Haftada 3-4 defa balık yiyerek hem sağlıklı beslenmiş, hem de Omega-3 ihtiyacımızı karşılamış oluruz.
Saf sızma zeytinyağı en iyi oleik asit kaynağıdır. İyi kolesterolü düşürmeden, kötü kolesterolü düşürür bu kalp için en sağlıklı yağ demektir.
Örneğin; Ceviz Omega-3 kaynağı olarak bilinir, cevizden vücudumuzun ihtiyacı olan Semizotu bu yeşil otların başında gelir. Salatada tercih edilecek yeşillikler iyi birer Omega-3 kaynağıdır.
KURU KARAÜZÜM, KURU KARA KAYISI VE KURU KARA ERIK.
TAZE YEŞİL BİBER, PORTAKAL SUYU...
BROKOLİ, DUT, ARMUT, KAYISI, ŞEFTALİ
DENİZ ÜRÜNLERİ, SARIMSAK, SOĞAN...
KEMOTERAPİDEN SONRA DENİZ ÜRÜNLERİ VE ANANAS
ALKOL VE SİGARADAN KESİNLİKLE AMA KESİNLİKLE UZAK DURUN
Uzmanlar, özellikle kırmızı lahana bitkisinde bulunan U vitamininin, doğrudan doğruya bağırsak kanserine karşı tedavi gücünün olabileceğini dile getiriyor.
SON SÖZLERİM:
ÖNCELİKLE; YÜCE ALLAHTAN YARDIM DİLENMELİ, DUA EDİLMELİDİR.
KESİNLİKLE GÜLMEYİ EKSİK ETMEYİN
ŞEREF DENİZ
DİYABET-HİPER TANSİYON-HEPATİT B- KOLON CA HASTASI UZMANI
ÖNEMLİ BİR KONU: BİLMEDİĞİNİZ HİÇBİR KURU VE YEŞİL OTLARI DİREKT KULLANMAYIN. BÖBREK VEYA KARACİĞERİNİZ İFLAS EDEBİLİR.
SEVGİ VE SAYGILAR.
vBulletin® v3.8.5, Copyright ©2000-2025, Jelsoft Enterprises Ltd.