View Full Version : Kaktüslerim, uzakta olan bir dostumun hasretini çağrıştırır
kartalpin
06-10-2008, 22:11
Silmek istedim
Sevgili kartalpin
kaktüslere bu kadar duygu yüklemeniz ne hoş birşey. Zevkle takipteyim, saygılar
Bu arada çiçeklerine isim veren yalnız benim sanıyordum ve kendi kendime acaba bi doktoramı gitsem diyordum hani bu belkide doğru değildir.
Ama yalnız değilmişim:D
çok teşekkürederim normalmişim yani
;) Mermaid, ben genelde bitkilerime kardeşimin ismini veriyorum, ona kızdığımda "bak bunun adını da Mustafa koydum" diyorum ;)
Sağolun sevgili Kartalpin;
yüreğime su serptiniz.... bu arada dostunuzun ismini verdiğiniz bebişe bayıldım ;)
Nalan teyze, pek hoş bir şekilde size çiçeklerle gülümsüyor hala.
Böyle isimlendirmeniz çok hoş sevgili kartalpin.
Bu da benden CAN BABA için bir hediye beğenirsiniz inşallah
DEĞİŞİK
Başka türlü birşey benim istediğim,
Ne ağaca benzer ne de buluta benzer;
Burası gibi değil gideceğim memleket,
Denizi ayrı deniz, havası ayrı hava;
Nerde gördüklerim, nerde o beklediğim kız
Rengi başka, tadı başka.
Can YÜCEL
Kaktüsleriniz çok güzel Sn Kartalip, son kaktüsünüz hiç çiçek açtımı nasıl bir çiçeği var acaba:confused:
vayvayvay
13-10-2008, 16:22
Merhaba arkadaşlar....Ne güzel Can Yücel' den bir şiir ...Sevgili Kartalpin.Kaktüs isminin koyuluş şekli çok hoş...Ehh.ilerde kaktüs yavrularından bende isterim:). şarap içerken bana eşlik eder:) Sevgili Darla ... Minik filizlerden zahmet olmazsa bende isterim..
Can Yücele olan saygımla, kaktüslere olan sevgim birleşince bayıldım bu Can Babaya.
Merhaba Kartalpin;
Üstadın dizeleri bir harika; Kaktüsünüz Edip Cansever ise diğerleri gibi çok güzel
ortaklaşa durdukları mekanı merak ediyorum. Size zahmet olmazsa toplu olarak birde resim yükleye bilirmisiniz. Nasıl bir komposizyon uyguladınız çok merak ediyorum. Yaşadıkları mekanı paylaşma şansımız varmı:confused:
İşte kaktüsler ve sukulentler o kadar büyük bir tutku ki hayatımızda birer şahsiyet haline geliyor. Dinlediğimiz müziklere ortak oluyorlar, hatta özel isimler bile takıyoruz onlara. Bu başlıkta yeralan tüm kaktüs kardeşlerimizde eminim durum aynı...
Sevgili Kartalpin çok güzel bitkileriniz ama özellikle de Jazz tutkunu Ella'ya hayran kaldım. Çok güzel belli ki müzik işe yaramış:)
Sevgilerle.
berduray
14-10-2008, 22:10
Ağzınıza sağlık, bir kaktüssever olarak hemfikirim.
Zor işleri sevenlerin işidir kaktüs, sabırlı olmayı öğretir insana.
Onuncu kaktüsünüzün hikayesini sabırsızlıkla bekliyorum kardeşpin:)
Sayın kartalpin, kaktüsleriniz çok güzel. Sadece bir kolleksiyon değil, "kaktüsadamlar toplumu" oluşturmuşsunuz :)
Kartalpin! Bağımlısı olduk kaktüslerinizin ve o güzel hikayelerinin sanırım dünyadaki en mutlu kaktüslerden birileride sizin kaktüsleriniz Hüsn ü Aşk muhteşem ismi cuk oturmuş.:)
Heyecanla diğer hazinelerinizi ve eşsiz hikayelerini bekliyoruz sanırım 60 kaktüse kadar zor bekleyeceğiz;)
berduray
15-10-2008, 22:25
Böyle alıntılarla olay daha da ilginç oluyor, hem de bilgileniyoruz, teşekkürler Sayın Ekonomist...
keçi boynuzu
16-10-2008, 08:33
Bu Hüsn-ü aşk benim çok hoşuma gitti.Çok ilginç bir şekli var.
vayvayvay
16-10-2008, 21:33
Merhaba.Hikaye ve kaktüsünüz harika:) Sevgiler herkese...
Sevgili kartalpin..
Ne gariptir ki Eminönü bende de çimene çıplak ayak basmak misali deşarj olma duygusu uyandıran bir mekan. Çok sık giderim. Artık hoşgeldin diyorlar. :)
Birgün bendeki kaktüslere isim verir miyim diye düşündüm sizin yazdıklarınızı okurken. Sanırım telef olurum isim koyayım derken. Bizim kızlar çok kalabalıklar. Hep kaktüs hem de çiçek grubu olarak tam bir örgütlenme içindeler.
Ne diyeyim? İsimleri ile yaşasın çocuklarınız.
Sevgili Kartalpin;
Ne yaptınız!! yazdıklarınızı iki kez okudum. Birkez içimden birkezde sesli olarak MİNE nin sizi duymasını istedim. Eminim ki duyuyor ve çok huzurlu şu anda
Mine kızımızda çok güzel tıpkı diğerleri gibi.
Sevgili cemo sizede buradan teşekkürlerimi sunmak istiyorum. Sevgili Kartalpin'in bizlerle tanışmasına vesile olduğunuz için
Eh sevgili kartalpin...Bana da yol açtınız ya.:p
Matematik aşklarımdan biri benim haklısınız. Lakin bir de geçmişe dönüp baktım sizinle birlikte. Ne yalan söylemeli, hiçbir isim yok çiçeklerime vereceğim anılarıma kazınmış. Layık olmak meselesi ile eşdeğer sanırım. Ama Tanju Okan, Müzeyyen Senar, Zeki Müren...Kimbilir ben de misafir ağırlarım sizin gibi.;)
Allahım! Kartalpin ne kadar duygusal, ne kadar romantiksiniz benim aradığım kişi siz olabilir misiniz acaba? :dilli::p:D Tamamen şakaydı:D
berduray
18-10-2008, 23:24
İlginç, umarım Bayan BA'da en az kaktüsler kadar güçlü ve dirençli olur hayatında, hepimizin olması gerektiği gibi...
Çünki bize ihtiyacı olan insanlar var, eşimiz, çocuğumuz, dostlarımız, bitkilerimiz...
BA'nın bugüne kadar yaşadığı tüm olumsuzlukların son bulup; bundan sonraki hayatında mutluğu yakalaması dileği ile
Sevgili berduray hep kendimiz unutuyoruz değil mi ;)
bernacyhn
19-10-2008, 22:06
Sevgili kartalpin çok güzel bir benzetim olmuş.En az evrenin yapısı kadar ilginç big bang iniz ve ne yalan söyleyeyim ilk kez görüyorum böylesini. Kaktüsler konusunda baya cahilim. Şu ana kadar 2 çeşit kaktüsüm oldu yenilerini almak ve o müthiş varlığı ben de yaşatmak istiyorum. Gerçekten müthiş...
Evet BİG BANG beni etkiledi.
Herkesin baktığı ve gördüğü farklıdır ya , benim gördüğüm büyük ve giderek çoğalan mutlu bir aile gibi. Ve patlamaların tümü sevgi patlaması olsun.
Ayrıca her yeni oluşan patlama Syn Kartalpin ' e şans ve mutluluk getirsin.
Saygılar...
bernacyhn
20-10-2008, 22:19
Hepimiz böyle başladık cici kardeşim, umarım hayat size hep mutlulukla yetiştireceğiniz binlerce kaktüsü nasip eder
Bu siteyi gerçekten çok seviyorum. O kadar cana yakın, o kadar sevecen o kadar güzel insanlarla tanıştım ki yöneticilere kuruculara ne kadar teşekkür etsem azdır. Kaktüs aşkı da sardı başımı şimdi :)
Buda çok güzeldi tıpkı diğerleri gibi.:)
bitkiseli
22-10-2008, 08:39
Gerçekten kaktüsleri sevmek bir ayrcalık,ben eskiden hiç sevmezdim, önce salon bitkilerine merak sardım sonra bu siteyle tanıştım ve kaktüslerle beraber bir çok bitkiye hayranlığım başladı.
Sayın kartalpin, iç dünyanızı bu kadar iyi tanıdığınız için çok şanslısınız. Hayatta olan biten kocaman olayların, anlaması kolay küçücük kopyalarının olduğunu farketmişsiniz. Dilerim gönül gözünüz hiç törpülenmez..
papatyam
23-10-2008, 12:23
Sn. kartalpin,
bu gün yazarım yarın yazarım diye diye kısmet bu güneymiş, her kaktüsünüz için ayrı bir hikayenizin oluşu ve şiirsel anlatımınız çok hoş, bir kaçından etkilenmedim desem yalan olur paylaşımlarınızın ve hikayelerinizin devamı dilerim.
bernacyhn
23-10-2008, 20:54
Nasıl sevindim kaktüsleri aldığınıza anlatamam şu anki duygularımı. Zaten bu aralar duygusalım anlatımınız da ağlattı ağlatacak beni. Önceki hikayelerinizi de okumak için sabırsızlanıyorum en baştan başalayacağım kardeşliğimizi okumaya :) her şey gönlünüzce olsun
Bu geceki kaktüsüm benim en çok seyretmekten hoşlandığım ve çok çok sevdiğim bir kaktüs.
Elbette tüm kaktüslerim benim için çok değerli, hepsini ayrı ayrı çok seviyorum ama bunun yeri bir başka, hikayesini anlatayım size.. Önce sizi tanıştırayım.. Bu kaktüsün adı “YETİM” ..
Bu kaktüsü ben satın almadım, hediye de gelmedi.. Buldum ya da o beni buldu:))
Sevgiyle kalın
Sn Kartalpin;
kimsesiz kalmış bir kaktüsü evinize konuk etmeniz ne kadar güzel bir davranış. Malesef insan oğlu böyle. Önce beğeniriz sahip olma arzusu benliğimizi sarar alırız; bir süre sonra sıkılır atarız. Bitkilerimizi, hayvanlarımızı v.s.
Tabi herkes YETİM kadar şanslı olmuyor. Siz onu sevgi ile bağrınıza basmış yaralarını sarmışsınız.
İkinci bir isim koymayı hiç düşündünüz mü? Ona yetimliğini hatırlatmayacak bir isim. Hayatı kaybettiği yerden yakalaması şansına ona Şanslı demeyi hiç düşünmezmisiniz.
Hayatta tüm evsiz kalmışların YETİM gibi sıcacık bir yuvaya kavuşması dileği ile
bitkiseli
24-10-2008, 20:55
Martınız harika, kaktüslerinize hangi gübreden kullanıyorsunuz?
Gerçek bir Martı; ismi tam oturmuş. Kanatlarını nasılda özgürce açmış. Diğerleri gibi Martı'da harika gözüküyor. Kartalpin size nasıl gülümsediklerine bakınca sizi nekadar sevdikleri belli oluyor.
bernacyhn
24-10-2008, 21:38
Kartalpin kaktüs bulmadaki hızınıza ve anlatım tarzınıza hayranım desem yeridir :)
Birincisi çok güzel anlatıyorsunuz. İkincisi de bu kadar kaktüs sanki bilerek geliyorlar sizi istiyorlar resmen buluyorlar sizi
Ne mutlu size ne mutlu onlara :)
Sayın Kartalpin'e
Resimdeki tüm nazar boncuklarını kaktüslerinize gönderiyorum.
Gerçekten güzeller...
Nazar değmesin!!!
bernacyhn
27-10-2008, 19:56
Bu geceki kaktüsümün ismi "Saksı kıran"... Bana hediye gelen ilk kaktüs bu, muhteşem çiçekler sundu yaz boyunca bana.. İsmi komik değil mi?. Saksıkıran ismini şunun için verdim. Bu yaramaz bir önceki saksısını büyüyerek çatlattı ve kırdı:)) Birbirine sıkı sıkıya bağlı 3 gövdesi var. Yaz ayları içinde bol bol her gövde çiçeklendi. Her çiçek 30-35 saat yaşadı ve sonra diğer gövdeden çiçek çıktı, nöbet bekleyen askerler gibi yaz boyunca hep çiçek verdi nöbetleşe bu üç gövde.. Bu üç gövdenin benim için özel anlamları da var ama onları anlatmak istemiyorum..
Sevgiyle kalın
Aynı ' anne, baba ve çocuk ' üçlüsünü andırıyorlar. Her fotoğrafta size daha da bir özeniyorum Kartalpin. Sevgiyle kalın:)
Çok güzeldi Sayın Kartalpin. Hikaye ve adı çok uyumlu olmuş kaktüsle:)
Geri döndüğünüze de çok sevindim ayrıca
Sizin Ab-ı Hayat çeşmeniz gürül gürül akar durur. Aşikardır ki sizi de böyle dillendiren odur. Biz sessizlere gönül koymayın. Çoktandır unutmuşuzdur belki de o suyun sesini. Sessizlik içinde bir çığlık barındırıp dururuz içimizde kimbilir?
Şimdi size coşmak yaraşır. Bize de susmak...
Babaannem ise “oğlum doğada her şey dönerek bereketini bulur, dönerek ürer, zaman dönerek geçer, günler mevsimler dönerek oluşur, döndükçe hayat oluşur” derdi..
Sevgiyle kalın...
Çok haklısınız sevgili Günüm. Kartalpin okadar güzel çağlıyor ki, bu ahengi bozmamak için bize sadece susmak kalıyor.
Ama yinede belitmeden edemeyeceğim. Nurlar içinde yatsın babaanneniz. Mekanı cennet olsun. Ne kadar güzel çözmüş hayatı....
Ab-ı Hayat bir bakıma da çiçeklerimizi saksıya geçirirken bir parça verdiğimiz sudur. Bitkimize hayat versin, can versin isteriz.
Bence bu kaktüsünüz de karanlığa gerek bile yok. Ben hikâyenizden mi etkilendim bilmiyorum ama bakar bakmaz semazenler canlandı gözümde.
hakan_73
11-11-2008, 01:12
Merhabalar,
kaktüsleriniz kadar hikayeleride çok hoş. 22. kaktüsünüzün ismi(BABAANNEM) olanı çok beğendim. gerçek ismini biliyormusunuz acaba .?
hakan_73
12-11-2008, 16:11
Abla kaktüsünüz çok güzelmiş. kaç yıllık acaba ?
yanındaki yavruları galiba.çabuk büyüyen bir türmü?
"Abla"yı bende çok beğendim.Ben kaktüs bitkisinin şekliyle,geometrisiyle insanları bir şekilde hipnotize ettiğini,etkisi altına aldığını veya cezbettiğini, bu şekilde evrim sürecinde yayılmayı ve hayatta kalmayı başardıklarını düşünüyorum.İnternette tezime uygun bir görüş aradım bulamadım olmazsa ben tez üreteceğim.:rolleyes: Simetrilerinden mi kaynaklanıyor bilemiyorum ancak dakikalarca saksılarını tek tek elime alarak inceleme ihtiyacı hissediyorum.Yoksa ben de mi bir anormallik var.:o
hakan_73
12-11-2008, 17:33
Ben 22.kaktüse taktım galiba .türünü bilen varmı ?
Ben 22.kaktüse taktım galiba .türünü bilen varmı ?
22 numara "Pterocactus" olması lazım.Dibinde yumruları oluyor sanırım.
Arzu Kasapoğlu
12-11-2008, 23:39
Merhaba Kartalpin,
Kaktüslerinizle ilgili olan yazınızı her gün büyük bir merak ve hayranlıkla okuyorum.
Yazılarınız benim için forumun en güzel köşesi oldu. Yarın yirmialtıncı ve sonuncu kaktüsünüzün hikayesini okuyacağız.
Eeee ne dersiniz; Hikayelerin devamı için, siz kendiniz mi yeni kaktüsler alırsınız yoksa biz mi size hediye gönderelim :)
Arzu Kasapoğlu
13-11-2008, 00:00
Daha çok kaktüs varmış ( yirmialtı sayısı nerden aklımda kaldı bilmiyorum).
Güzel sözleriniz için teşekkürler :)
Merhaba,
Böyle giderse sayın kartalpin'in kaktüsleri hiç bitmeyecek.
Çünki arzu hanımın fikrine katılıyorum.Bende hediye kaktüs göndermek için hazırım.
Sevgiler...
hakan_73
13-11-2008, 19:50
Merhaba, kaktüslerinizin hepside birbirinden sağlıklı ve bakımlı ,nasıl bir ortamda bakıyorsunuz acaba merak ettim.tüm gün güneş alan bir yerdemi duruyorlar.sulamayı nasıl yapıyorsunuz.ve kullandığınız toprak ,özel karışımlı bir toprakmı ?çok soru sordum ama hakikaten çok sağlıklı görünüyorlar.bunu neye borçlular merak ettim.
hakan_73
14-11-2008, 01:21
Cevabınız için çok teşekkür ederim.kaktüslere olan aşkınızı okadar iyi anlıyorum ki...
bitkiler dünyasında kaktüsleri tek geçerim.Kaktüslerin dünyadaki en özel bitkiler olduğunu düşünüyorum.ve ayrıca kaktüs yetiştiren veseven insanların bile çok özel kişiler olduğunu düşünmüşümdür hep.kaktüs severlerin dünyaya bakış açıları , hayat görüşleri ile örnek kişiler olduğunu şöyle etrafınıza bir bakın ,iki dakika sohbet edin anlarsınız .bir balkonda **** bahçede kaktüs gördüğüm zaman ,otamatikmen onu yetiştiren bakan kişiyle tanışma konuşma ihtiyacı hissediyorum kendimde .kişiliğini hayat görüşünü merak ediyorum.
daha tanımadan özel insanlar olduklarını düşünüyorum.
Kaktüslerin görünüşündeki estetiği güzelliği her bakan göz göremez.Aaa neyapıcaksın o dikenli bitkiyi diyebiliyorlar.o zaman bende içimden sen ne anlarsın güzellikten diyorum.
sağlıkla ve sevgiyle kalın.diğer kaktüslerinizi ve yazılarınızı zevkle takip etmeye devam edeceğim.kalp gözünüzün hep açık olması dileğiyle........
hassoman
15-11-2008, 21:45
KAKTÜS
Sonunu istemiyorum sessizliğin
Yokluğu istemiyorum bu akşamüstü çınlamasında
Yüzümü dizlerime dayıyorum, bitiştiriyorum
Kollarımı da
Bir kaktüs olmalıyım ben, dışıma yağan bir sağnak
Olmalıyım
Uçsuz bucaksız dünyada
Güneşin doğuşunu bekleyen.
Ufukta ansızın bir ışık çizgisi
Avuçlarımdayım belki.
Edip Cansever
27. Kaktüsünüz "parlayan yürek"iniz çok hoş Kartalpin. Parlasa hep yüreklerimiz de arada bir pas sökücüler :( kullanmak zorunda kalmasak...
28. Kaktüsüsünüz ise tam bir müzisyen görünümünde...Bazı insanlar hayata tutunmak için kendisini kabul etmek, ettirmek için sebep ararlar.(Michel Petruciani gibi)
Hep kendimizi olduğu gibi kabul etmek ve arasırada olsa yenilenmek dileğiyle
yasemin_38
19-11-2008, 09:24
O yürekler size her zaman her başınız sıkıştığında çok özel bir güç verir..
Bir sesini duyarsınız ömre bedel olur.
Onların size söyleyecekleri bir kaç sevgi, övgü sözcüğü size neşe katar.
Siz onları kırsanız da asla sizi kırmazlar.
Yani kendileri kırılır da başkalarını kırmazlar..
öyküleriniz çok güzel. ama asıl güzel olanı, onları burada paylaşarak gösterdiğiniz samimiyetiniz. yukarıdaki ifadede hayatıma geriye dönerek bir baktım ve ne çok parlayan yürek bıraktığımı düşündüm arkamda. dönem dönem bizler de parlayan yürek olduk birileri için, dönem dönem bize parlayan yürekleri yeterince önemsemedik, hak ettikleri değeri vermedik... öykülerinizde asıl ilgimi çeken, dostluk kavramının önemi oldu. çok sevdiğiniz kaktüslerinize dostlarınızı simgeleyen isimler vermeniz, sevginizi katbekat pekiştiriyor ve eminim ki pek çok arkadaşımız da benim gibi sizi takdir ediyordur...
Sevgiyle kalın...
Sevgili Kartalpin;
Dilerim yazdıklarınız okuyan pek çok arkadaşımıza ışık tutar.
Bu sene yaz başında ilkokulda tanıdığım çook uzun yıllar arkadaşlık yaptığım ve nedense 1999 yılından sonra sadece bir kerecik görebildiğim bir arkadaşım dostum vardı. Ben güçte olsa buldum dostumu. O kadar uzaklara gitmişti ki, güzel bir duygu geçmişten gelen sıcacık bir ses (yaşlanıyomuyum yoksa :p)
Umarım arayan herkes eski dostlarını bulur
Miles Davis'e mavi çok yakışmış doğrusu.. Mavi hayranlığımdan mıdır nedir ilk dikkatimi çeken o oldu :)
Mavi_Deniz
22-11-2008, 09:56
Yazılarınızın tümünü bu gün üye olduğum halde takip ediyorum. Kaktüslere inanılmaz duygu yüklemişsiniz. Tebrik ediyorum ve yazılarınızın devamını bekliyorum.
Ayrıca, fotoğrafını çektiğiniz o kaktüsleri bir gün mutlaka görmek isterim. Çok güzel fotoğraflar çekmişsiniz, ayrıca onun içinde tebrik ediyorum.
Saygılarımla, Deniz Ortayay
Mavi_Deniz
22-11-2008, 22:02
Yine güzel bir yazı yazmışsınız, tebrik ediyor ve yazılarınızın devamını diliyorum.
Eğer sorularımdan sıkılmaz ve yanlış anlamazsanız bir soru sormak istiyorum, bu kaktüslerin türlerini biliyor musunuz?
En derin saygılarımla, Deniz Ortayay.
Mavi, kahve.... Şimdi buldum kaktüsleri neden sevdiğimi.. Ama aklıma hiç köpürdeterek kaktüs hatrı yapmak gelmemişti :D
Her zaman ki gibi çok güzel bir yazı olmuş Sayın Kartalpin. Kırk yıllık dostlara inşallah.. Teşekkürler...
Mavi_Deniz
22-11-2008, 22:18
Sayın Kartalpin,
Açıkçası bilimsel adlarındansa sizin verdiğiniz isimler o kaktüslere daha çok yakışıyor. Ayrıca kaktüslerin bilimsel adlarını paylaştığınız için teşekkür ederim. Burada fotoğraflarda bulunan kaktüslerden bende toplamaya çalışacağım. Tekrar tekrar teşekkürlerimi sunarım.
En içten saygılarımla, Deniz Ortayay.
Sayın Kartalpin, her kaktüsünüzü bende merakla takip ediyorum. Otuzbirnci kaktüsünüzde ki yazınıza bir ekleme yapmak istiyorum.
Erkek severse(When a Man Loves a Woman) Andy Garcia'nın filmini öneriyorum. Erkeklerde en az bir anne kadar fedakar olabiliyor bence.
Sıradaki kaktüs gelsin:)
Biz hakkımızı yine de helal edelim... Teşekkürler Sayın Kartalpin, hikâye de kaktüsünüz de çok güzeldi...
Arzu Kasapoğlu
07-12-2008, 00:15
İlk defa böyle bir kaktüs gördüm. Yaprakları yelpaze gibi, çok güzelmiş.
Umarım arkadaşınız hayatını toparlar.
vayvayvay
07-12-2008, 11:07
Merhaba sevgili Kartalpin ve arkadaşlar.Çok güzel bir kaktüs ve hayran oldum.Sanırım ben de biraz kendimi bu kaktüsümüzde gördüm:). İster kaos içinde, salkım saçak yaşıyor deyin ya da kimseyi rahatsız etmeden bildiği gibi yaşıyor deyin..Kendi karar veriyor şekli şemasına, standart olmadan, dolu dolu uzanıyor ileriye...Bence en güzelini yaşıyor.. Ben bunu çoook sevdim. İşte bunla içilirrrr, sohpet edilirrrr....Sevgiyle kalın.....
vayvayvay
07-12-2008, 21:25
Salkımsaçak arkadaşımızın önerisi çok hoş. Teşekkür ederim:) Zevkle başka bir yerde kullanırım..
hakan_73
08-12-2008, 01:45
BENDE 8. NİN HAYRANI OLDUM. ne diyelim nice 18 lere ,28 lere ,38 lere .........
Ulaşacak kadar büyüsün çoğalsın diyelim.
36. Kaktüsünüz gerçekten de kaptan mağara adamına benziyor :)
Yazdıklarınızı okumadan sadece fotoğraflarına baktığımda aklıma gelmişti :D
Özellikle salkım saçağa bayıldım :)
zeynepdincer.k
18-12-2008, 14:07
Salkım saçak bir euprhorbia flanaganii cristate, bendede aynısı var ancak sizinki fotodan göründüğü kadarıyla baya salkım saçak......yani gayet güzel bakmışsınız demek daha doğru.
Selamlar
Zeynep-İstanbul
Mehtap Hanım'dan sipariş verdiğim sukulentimi (ikindi güzeli) aldığım zaman ne saksım vardı nede o saksıyı koyacak yerim. Uzun zaman bana yollandığı minik saksıcıkda yaşamaya çalıştı. Öyle ki her sabah perdelerimi açıp çiçeklerime bakarken en çok seyrettiğim bu oldu. Ona "Dost" adını verdim. Yeni saksısına aldım ve bir güzel süsledim dostumu. İlk zamanlar yer bulamamıştım belki ama bu güzelliği yaşatmam gerekliydi. Ona sehpamın üzerinde diğer çiçeklerimi kenara alarak yer açtım.
Dostluk fedakarlık istemez mi? Bu hikâye işte bu "Dost"umun hikâyesi :)
Uzakdoğu'da bir budist tapınağı, bilgeliğin gizlerini aramak için gelenleri kabul ediyordu. Burada geçerli olan incelik; anlatmak istediklerini konuşmadan
açıklayabilmekti. Bir gün tapınağın kapısına bir yabancı geldi. Yabancı kapıda öylece durdu ve bekledi. Burada sezgisel buluşmaya inanılıyordu, o yüzden
kapıda herhangi bir tokmak, çan veya zil yoktu. Bir süre sonra kapı açıldı, içerdeki budist, kapıda duran yabancıya baktı. Bir selamlaşmadan sonra söz'süz konuşmaları başladı. Gelen yabancı, tapınağa girmek ve burada kalmak istiyordu. Budist bir süre kayboldu, sonra elinde ağzına kadar suyla dolu bir kapla döndü ve bu kabı yabancıya uzattı. Bu, yeni bir arayıcıyı kabul edemeyecek kadar doluyuz demekti. Yabancı tapınağın bahçesine döndü, aldığı bir gül yaprağını kabın içindeki suyun üstüne bıraktı. Gül yaprağı suyun üstünde yüzüyordu ve su taşmamıştı.İçerideki budist saygıyla eğildi ve kapıyı açarak yabancıyı içeriye aldı. Suyu taşırmayan bir gül yaprağına her zaman yer vardı.
Umarım her zaman "dost"larınıza yeriniz vardır.
56648
Sayın Kartalpin'in yerine bugün küçük bir hikâyeyi ben paylaşayım istedim. Affola...
vayvayvay
19-12-2008, 16:59
Teşekkürler sayın minem.Hikayeniz ve sukulentiniz (ikindi güzeli) çok güzel.Sevgiler
zeynepdincer.k
20-12-2008, 18:36
Merhaba Sn.Minem,
Ben sukulentlerin latince isim soyadlarına biraz takıntılıyım. Ayrıca burada Türkçe verilen isimlerinide öğrenmiş olmaktan keyif aldım. İkindi güzeli'nin latincesi Anacampserosdur, aynısından bendede mevcuttur.
Evet Sevgili Zeynepdincer.k, latince adı Anacampseros ama ben ona en çok ikindi güzelini yakıştırdım. Latince adlarını aklımda tutamıyorum :)
Teşekkürler vayvayvay...
kartalpin
27-12-2008, 19:38
Merhaba arkadaşlar, çıktığım seyahatten döndüm, önümüzdeki bir iki gün içinde yeniden buraya yazmaya devam edeceğim. Umarım tüm kaktüs aşıkları mutludurlar. Yokluğumda minik öyküsü yazan Sevgili Minem'e teşekkür ediyorum. Bir aşık daha katılmış aramıza, Zeynepdinçer'e hoşgeldiniz demek istiyorum.
bitkiseli
31-12-2008, 13:05
Sn Kartalpin, kaktüs hikayelerinizin devamını bekliyoruz, salkımsaçağınızın da çok çok güzel.
zeynepdincer.k
04-01-2009, 14:01
Teşekkür ederim...
Arzu Kasapoğlu
26-01-2009, 23:47
Sayın kartalpin, hikayelerinize neden bu kadar ara verdiniz?
Arzu Kasapoğlu
11-02-2009, 23:42
Merakla ve umutla yeni hikayelerinizi bekliyorum. Forumda bir çok arkadaşımda eminimki hikayelerinizi çok özlemiştir.
Lütfen bizi hikayelerinizde mahrum bırakmayın.
Sağlıcakla kalın :)
Arzu Kasapoğlu
12-02-2009, 20:22
Neyse bahara çok az kaldı :))
Kendinize iyi bakın.
Bende size ve ailenize saygılar sunuyorum.
Sayın Kartalpin,
Baharla birlikte sizin dikenli ilham perileriniz biraz kıpırdanmaya başlasın bakın ne güzel hikayeler çıkacak meydana.
Bahara az kaldı, güzel hikayelerinizin takipçisiyiz.
Selamlar.
Bu başlık siz gidince öksüz kaldı Sayın Kartalpin :( Artık kaktüslerimiz uyansa da hikâyeleriniz yeniden başlasa :)
Evet başık öksüz kaldı, doğru dedin sevgili minem:((
Hikayelerinizi okumayı kaktüslerinizi tanımayı bende merakla bekliyorum...
Merhaba sayın kartalpin,
Kaktüslerimiz uykuya daldığında , mis gibi kokusu ve çirkin soğan kökünün üzerinde taşıdığı mucize güzelliği ile sümbüller baharı aratmıyor diye düşünüyorum.
Belki tekrar yazmanız için katkıda bulunur !!!
Sevgiler....
Arzu Kasapoğlu
16-02-2009, 20:54
Çok teşekkür ederim sayın Kartalpin, bizi kırmadınız :)
Bu gün hikayesini yazdığınız kaktüsün aynısından bende de var. Çok çabuk büyüyen ve çok güzel bir kaktüs. Bir ara bende bütün katüslerimi ve sukulentlerimi resimlerim.
Tekrar teşekkürler...
Arzu Kasapoğlu
16-02-2009, 21:04
Doğruluk payı var mı bilmiyorum ama Nef'i ölürken bile hicivden vazgeçmemiş...
Nef'i hakkında idam fermanı verilince onu çok seven etkin ve yetkin biri onun affı için istida (dilekçe) yazmak istemiş. Bu şahıs zenciymiş. Dilekçeyi yazarken kağıda mürekkep damlatmış ve telaşlanmış. Nefi tutamamış kendini ve demiş ki:
Telaşlanmayınız efendim; mübarek terinizdir, sinirlenen eleman da yırtmış dilekçeyi :)
Ben de size çok teşekkür ederim Sayın Kartalpin. Sizin Nef'i kaktüsünüzün bende de farklı bir anlamı var. Eşimin oğlumun doğumundan sonraki ilk doğumgünümdeki hediyesi. Bu nedenle ona her baktığımda hem oğlumun doğumu ile yeni bir yaşam, hem de eşimin hediyesi aklıma gelir. Tabi doğumgünümde eşimi hediye olarak koca bir saksı kaktüsle geldiğini gören yakınlarımızın surat ifadelerini görmeniz gerekti. Kaktüs merakımı bilenler bu hediyenin benim için ne kadar özel olduğunu tabi anladılar ama bu merakımı bilmeyenler de istediklerini düşünebilirler.
Bu kaktüs sizin yazınızla yeni bir isim daha kazandı artık bende. O da Nef'i...
Selamlar.
Ne mutlu bana ve sümbülüme!!!
Teşekkürler Sayın Kartalpin...
Herşeyin bir boşluğa sürüklendiği bu dünyada, dolu dolu birşeyler duymak, okumak ,öğrenmek bizler için ne büyük bir servet.
Saygı ve sevgilerimle...
Hoşgeldiniz sevgili kartalpin. Ne iyi ettiniz de geldiniz:) muhabbetle.. sevgiler
Arzu Kasapoğlu
17-02-2009, 01:13
Forumda bu bölüm 5,174 kez tıklanmış. Bence yeterince ilgi çekici.
Ayrıca başlık çok güzel düşünülmüş ve Sayın Kartalpin'nin hikayelerine de çok yakışmış. Zaten Sayın Kartalpinde kaktüslerine genelde dostlarının ve yakın çevresinin ismini veriyor.
Tabii ki yazdıklarım benim düşüncem :)
Arzu ya katılıyorum. Sevgili kartalpin sadece kaktüslerini tanıtmıyor, dostları ve dostlukları da anlatıyor. Bu yüzden, doğru başlık diye düşünmekteyim.
Tabii benimde kendi düşüncem:))
Bu başlık bence de bu haliyle çok hoş ve anlamlı. Bu da benim düşüncem:)))
:)
Uzun bir aradan sonra burada olmanız çok ama çok güzel.Hoşgeldiniz Kartalpin
Arkadaşlarımı kırmayıp yazmaya başladığınız için çok teşekkürederim. Bizi mutlu ettiniz.
Konu başlığı bence de çok uygun. Tabi bana fikir beyan etmek ne kadar düşer bilmiyorum.
Ama bu başliğın hikayeleri ve kaktüsleri ve severek takip ediyorum.
Ve başlığın aynı kalmasını İstiyorum. Bu başlık bence çok fazla şeyi anlatıyor....
Arzu Kasapoğlu
17-02-2009, 22:15
Ben bizim hikayeleri merakla bekleyeceğim :)
Ben de şimdiden sabırsızlanıyorum:))
Hani insan bir film izler **** bir kitap okur da etkisi altında kalıp birkaç saniye kalakalır ya... Ne söyleyeceğimi bilemiyorum çok beğendim bu paylaşımınızı. Bu dostluğun etkisi altında kalınmayacak gibi değil.
Bence bitkinin üzerindeki o bereli kısım bu şahsına münhasır dostunuzun nazar boncuğu.
Başta size ve size bu hikayeyi yazdıran Niyazi Bey'e çok teşekkürler.
Böyle dostlukların tükenmemesi dileklerimle...
Niyazi Bey ,az da olsa sizi ve adınızı taşıyan kaktüsü tanımaktan memnun olduk.Teşekkürler.
Sayın kartalpin ,yazma isteğiniz hiç bitmesin. teşekkürler...
Sağlıcakla kalın...
Sayın kartalpin; affınıza sığınarak birşeyler yazmak istedim. Dostluklarınız çok güzel ve bir o kadar da özel anladığım kadarıyla. Ama bunda sadece dostlarınızın değil sizin de emekleriniz çok. Dostluk tek taraflı olmuyor malesef. Sizin pozitif bir enerjiniz var ve sanırım bunu yakın **** uzak, gördüğünüz **** görmediğiniz heryere yayıyorsunuz. Sizin pozitifliğinizi almak için tanımak gerekmiyor...
Yeni hikayelerinizi ve dostlarınızı da sabırsızlıkla bekliyorum :)
vayvayvay
18-02-2009, 21:58
Merhaba... Sevgili dostunuza benden selam.... Paylaştığınız için çok teşekkürler..Tüm çiçekler kucaklasın öpsün hepimizi, dostluğumuzu. Sevgiler.
dilruba_
18-02-2009, 23:00
Bu siteye üye olalı çok az bir zaman geçti. Bilgim fazla olmadığı için yazışmalara fazla katılmıyorum. Elimden geldiğince eşlik etmeye çalışıyorum. Şunu itiraf etmeliyim Sayın Kartalpin beni bu sitede en çok etkileyen bu bölümde yer alan hikayeleriniz oldu. Sulu gözlülüğü ila tanınan biri olduğum çevremce malumdur ama bir gün gelip kaktüs için ağlayacağımı düşünmezdim. Sizin kaktüslere verdiğiniz bu değer ve onların ne kadar özel varlıklar olduğunu anlatmanız beni çok etkiledi. Bende onlara artık çok farklı bakmaya başladım size çok büyük bir teşekkür borçluyum kendi adıma."Teşekkür ederim".Güzel anlatımınızla yeni hikayelerinizi dinlemek için sabırısızlanıyorum..
Şunu hiçbir zaman demedik... “Sen beni sevmesen de ve hiç ilgilenmesen de ben yine de seni çok seviyorum, senin mutluluğun için canımı vermeye hazırım, bunun içinde senden hiçbir karşılık beklemiyorum, aşkın koşulu yoktur, ben koşulsuz seviyorum...Seni mutlu görmek benim olmandan çok daha güzel bir şey benim için... benden uzakta da olsan bin başkasını seviyor da olsan, bir başkasına ait olduğunu ve bununla mutluluğu bulduğunda bana da büyük bir sevinç düşer... “
Bunları diyemedik... Başkasının mutluluğu ile mutlu olmayı ve arkadaşlığı dostluğu hiçbir şey beklemeden, vermeyi bilmedik..
Öncelikle yazdıklarınız çok anlamlıydı. Teşekkür ederim. Cevap vermek isterdim ama sanırım şu an bunu yapamayacağım. Ama mutlaka bir cevabı var :)
Kaktüs çiçeğinizeyse bayıldım. Tekrar teşekkür ederim...
Arzu Kasapoğlu
21-02-2009, 22:43
Umarım sizi size masal ile anlatmaya çalışırken sizi kıracak bir sözcük olmamıştır, Bu masal, benim içime esinlendi öylesine yazdım, beğenmediğiniz takdirde hemen silerim beğenirseniz size ve tüm sevdiklerinize bir tatlı gülümseme yaratması için hep kalır.
Mutluluk sizinle olsun, Tüm dostlar da dostum Arzu hanımın resmine iyice baksın ve onunla arınsın..
Sayın Kartalpin,
Kırılmak ne demek, okurken ne kadar mutlu oldum, ne kadar duygulandım anlatamam.
Aynı zamanda benim için seçtiğiniz güzel sözcüklerle de çok gururlandım. Büyük bir tebessümle okudum yazdıklarınızı.
Bizi kırmadığınız için, çok sevdiğiniz kaktüslerinizin hikayelerini bizimle paylaştığınız için çok teşekkür ederim.
İyiki buradasınız. Sizi tanıdığım için çok mutluyum :)
Arkadaşlar merhaba...
Forumumuzdaki güzel paylaşımlardan biri olan , sayın kartalpin' in paylaşımlarından yeterince uzak kalmadıkmı sizce ???
Ben dört gözle bekliyorum , ya siz???
Arzu Kasapoğlu
07-03-2009, 22:06
Sayın Kartalpin, biraz gecikmiş olsada doğum gününüzü kutlarım.
Çok sevdiğiniz kaktüslerinizle birlikte mutlu, sağlıklı ve huzurlu bir ömür dilerim.
SElamlar...
Hayatı epeyce anlıyorsunuz.. Çok yönlü düşünüyorsunuz..
Birkaç inci tanesinin teşekküründen başka birşey demek istemiyorum.
Sevgili kartalpin; siz 11.hikâyem dediğiniz de hepsini sil baştan tekrar okudum. Hepsi de çok keyifli ve bir o kadar da duygusal olaylardan esinlenmiş hikayelerdi.
Özellikle son hikayenizdeki kaktüsün çiçeklerine bayıldım. Nasıl keyiflidir onu izlemek :)
Umarım yeni yaşınız içinizdeki hüzünleri bir nebze siler..
Hakikaten kaktüs yetiştiricileri için ne kadar anlamdır o güzel çiçekleri seyretmek... Sizin de kaktüsünüz size bir doğumgünü hediyesi olarak bu ipeksi güzelliği sunmuş. Ben de size sağlıklı, mutlu nice yaşlar diliyorum.
41. Kaktüs ve 41 kere maşallah demek istiyorum.
Derin ve anlamlı bir konu seçmişsiniz .
Teşekkürler Kartalpin...
merhaba arkadaşlar
ben ağaçlar.net yeni katıldım.kendim sağlık çalışanıyım ama şuan kendimce çok güzel bir hobi olan kaktüs yetiştirmek ve onlara bakmak güzel bir şeymiş şuan elimde 15 kadar kaktüsüm var ama bu işte biraz acemiyim bana kaktüs yetiştirmesi hakkın biraz bilgi verizseniz sevinirim şimdiden ilginiz için teşekkür ederim, sağlıklı ve mutlu bir yaşam dileklerimle........
kemut_kemut
18-03-2009, 16:06
hos geldin aramıza caglar.resimlerini eklersen daha iyi yardımcı olabilirim.ama cok su dökme yine de cürümüsi en buyuk risktir.
iyi günler
Kaktüslerinizin hepsine bakamadım, adlarının hikayelerinin hepsini okuyamadım ama baktıklarım ve okuduklarım çok güzeldi. (: Ne kadar da çok kaktüsünüz varmış ve hepsine de isim koyduğunuza göre hepsine çok iyi bakıyorsunuzdur.
İçlerinde daha önce hiç görmediğim kaktüsler vardı. Acayip kıskandım (: ne zamandır kaktüs alıcağım, arkadaşlarıma da hediye edeceğim ama bir türlü alamadım ya da almadım :(
Kaktüsleriniz hiç kurumaz inşallah (:
Arzu Kasapoğlu
19-03-2009, 21:50
Bahar kokulu ruh hikayesi çok güzeldi, elinize sağlık sayın kartalpin. Ben bu güzel hikayenin anlattığı arkadaşımızı merak ettim. Eminim ki resimdeki sukulent kadar güzel bir insandır.
Güzel hikaye, okurken Goethe'nin Faust'unu anımsattı bana.
Yaprak uçları kırmızımsı, diplere doğru yeşil. Çok hoş doğrusu. Biraz kendimi zorlarsam bahar kokusu bile duyacağım kimbilir :)
Çok teşekkürler sayın Kartalpin. Devamını dört gözle bekliyoruz. Mutlu kalın....
Sayın Kartalpin, gerçekten çok güzel bir benzetme olmuş. Gönlünüze sağlık.
Bu sukulent bende de var ve onu çok seviyorum. Onu seyrettiğinizde çok naif gibi gözükmesine rağmen içinde çok büyük bir güç olduğunu hissediyorsunuz.
Bende sizlerle kendi sukulentimi paylaşmak isterim.
68538
Sevgi ve saygılarımla
Bir bahar zamanı ;
Bahar Kokulu Ruh '' üçüncü sukulent '' ile tanıştık . Sonra Yapraklarında Evreni gizleyen ''dördüncü sukulent '' ile çıktık , Makro Kosmos 'u seyretmeye...
Doğa uykusundan uyanıyor. Ne güzel bir şölen !!!
Bu şölene katkısı olan herkese ve herşeye minnettarız.
Sayın Kartalpine sonsuz teşekkürler...
Sayın Kartalpin, gerçekten çok güzel bir benzetme olmuş. Gönlünüze sağlık.
Bu sukulent bende de var ve onu çok seviyorum. Onu seyrettiğinizde çok naif gibi gözükmesine rağmen içinde çok büyük bir güç olduğunu hissediyorsunuz.
Bende sizlerle kendi sukulentimi paylaşmak isterim.
68538
Sevgi ve saygılarımla
Gatay ,
Sukulentiniz harika görünüyor , güle güle büyütün..
Pembe ve yeşilin muhteşem uyumu , bol incirli ve uzun ömürler dilerim kaktüsünüze...
Sayın Kartalpin,
Tüm hikayelerinizde insan kendinden birşeyler buluyor ve her hikayenizi büyük bir keyifle okuyorum. Ama "Yapraklarına Evren Gizli" için size çok teşekkür ediyorum. Güzel sözleriniz beni çok mutlu etti. Kaktüs ve Sukulentlerinizin daha nice hikayelere ve nice dostluklara vesile olması dilekleriyle.
Sevgi ve selamlar.
berduray
12-04-2009, 20:04
Sevgiyle dokunulan birşeyden, karşılık almamak mümkün mü?, siz de karşılığını almışsınız, sizin verdiğiniz sevgi ile adeta havai fişeğe dönmüş.
Merhaba, Allah rahmet eylesin dostunuza ve tüm kaybetiklerinize ve kaybettiklerimize...
Sanırım ölümün en acı yanı özlem. Acıya alışıyor insan ama özlem o gitgide büyüyor içinde insanın. Hiç bir umudun olmadığı bir özlem bu, sadece anılar var hatırlanan.
Geride güzel anılar bırakabildiysek hatırlanacak ne mutlu bize,
Sanırım en güzeli sizin de dediğiniz gibi yeni bir hayatta yaşatmak kaybettiklerimizi
Kimbilir belki duyarlar seslerimizi.......
Bir çoğumuzun ya da yakınlarımızın başımıza gelmiyor mu bu durum? Ne kadar acı verici bir süreç, insan sağlıklıyken her anı işte bu nedenle dolu dolu yaşamalı bence.Hissettiklerinizi, arkadaşınızın yerine kendinizi koyarak o kadar güzel satırlara dökmüşsünüz ki hakikaten üzülerek okudum. Acınızı ve üzüntünüzü paylaşıyorum. Size sabırlar diliyorum. Başınız sağolsun.
Hayat böyle ; hiçbirşey tastamam olmuyor...
Sayın mermaid güzel dile getirmiş. Hepimizin hayatında imkansıza özlem vardır.
Sayın kartalpine, değerli dostunun ailesi ve tanıdığı herkese metanet ve sabır diliyorum.
turkuazmavisi
20-04-2009, 08:43
Bir çiçek bu kadar mı güzel açar dedirtircesine....
Gösterdiğiniz ilgi ve sevginin buselerini toplama zamanı...
Kaktüsleriniz çiçek verme yarışına girmişler gibi görünüyor. Ne mutlu size ...
Bizde hayranlık ile seyrediyoruz.
Tarihin mistik kokusunu getirdi bize ''Bedrettin'' .
Hoşgeldin.
Ellerinize sağlık...
Merhaba,
Zaman çabuk geçiyor , yaklaşık dokuz ay olmuş ağaçlar net üyeliğim. Burada güzel örneklerini gördükten sonra bendede başladı bir kaktüs sevdası... Son dört aydırda gittiğim her marketten, gördüğüm her seradan bir kaktüs toplamak ile sürüyor.
Henüz hiçbirinin taşıdığı isimleri ve kişilikleri yok. Yalnızca birinin benim için bir anlamı var, sizlerle onu paylaşmak istedim.
Başlarkende söylemiştim ya hayat kısa ve zaman akıp gidiyor. Kendisini bu zaman sürecinde unutanlar vardır belki benim gibi , sonra kendim için ne yapıyorum diye sorduğunda ; bir süre sessiz kalıp aman işte yapıyoruz birşeyler deyip devam ederiz. Ve bir gün benim için manevi değeri olan bir şans yakaladım. Zaman ve koşullar ne olursa olsun kendim için birşeyler yapma zamanı olduğunu düşündüm. O günü gizemli ruhumunda duaları ile müthiş bir enerji ile bitirdim. Dönüşte markette kaktüsler arasında bu kaktüsümü gördüm. Bir an bana o günü anlatmıştı.
Gövdesinde martının kanadını anımsatan bir sürü yaprağı vardı sanki bıraksanız uçacak gibi...
Ve ben o gün bütün martıları uçurmuştum gökyüzüne.
Adı "özgür kaktüs", istediği zaman herşeyi yapabilir.
76231
Benim yazım küçük bir deneme idi. Bu konunun üstadı sayın kartalpin gibi güzel ifade etmek kolay değil .Kendisine ve okuyan herkese
Saygı ve sevgilerimle...
Bu sayfalarda hiç yalnız değildiniz biz size okuyarak eşlik ediyorduk. Bundan sonrada eminim yalnız kalmayız...
Yaşayıp ,hissetiğim birşeyler paylaşmak istedim ve sayın kartalpin öyle bir betimlemişki benim yazdıklarımı hayran kaldım.
Bu kocaman yüreğiniz için ben size teşekkür ederim.
Saygılarımla...
Gerçekten ilk aldığım ve diğerlerinden önce çiçek açarak balkonumuzu, gözümüzü ve gönlümüzü şenlendiren ilk kaktüsümdür bu kaktüs. Ona İlkim adını verdim.
76890
İnsan hayatında ilklerin hep büyük bir önemi ve yeri olmuştur. İlk aşkınızı, ilk arkadaşınızı, ilk ayrılışınızı, ilk acınızı.... unutamazsınız. Belki unutmak istemez belki de sık sık düşünerek her dem canlı tutarsınız hafızanızda.
Dilerim hatırladığınız ilkler daima güzel, mutluluk verici, hayata sıkıca sarılmanızı sağlayıcı olurlar.
Asıl biz size teşekkür ederiz.:)
Sayın M.Sema,
Kaktüsünüzün ismi gibi çiçeğide mükemmel görünüyor. Güle güle büyütün ''İLKİM'' i.
İlkim öyle anlam dolu bir isim olmuş ki , söylerken içinizden kopup geliyor ,diğer ilklerin arasından...
Devamını merakla bekliyorum.
Sevgiler...
Arzu Kasapoğlu
10-05-2009, 18:03
Kaktüsünüzün çiçeği çok güzelmiş. İnsan gerçek olduğuna inanamıyor, mucize gibi :)
Arzu Kasapoğlu
10-05-2009, 18:04
Sevgili mel-i ve M. Sema, hikayelerinizi zevkle okudum.
İkinize de teşekkür ederim.
kartalpin
10-05-2009, 19:14
Sayın Arzu Kasapoğlu,
Mel-i ve M,Sema gibi sizi de "Birinci Kaktüs"başlığınızla görmek istiyoruz.. Lütfennnn .. İkinciler, Üçüncüler de...... gelecek hep birlikte
Sevgili Mel-i, Arzu Kasapoğlu iyi dilekleriniz için ben teşekkür ederim.
Sayın kartalpin bende kaktüslerim çiçek açıyor diye hava atıyorum. Sizin kaktüslerin çiçeklerini görünce havam kaçıyor maalesef(:p Ben hikaye yazamıyorum acaba ondan mıdır???:)hepsi çok güzeller gerçekten.
Ve Kartalpin; kelimeler kifayetsiz kalıyor bu çiçekleri görünce. Hatta gözlerim bile gördüklerine inanamıyor. Ne diyeyim çok çok teşekkürler.
Sizin dedikodunuzu şurada :Her hafta bir konu üzerine söyleşiler (http://www.agaclar.net/forum/showthread.php?t=15440) başlığında yaptım hiç ses yok kimseden şimdi ben de hüzünlendim.
Sevgili mel-i ve M. Sema, hikayelerinizi zevkle okudum.
İkinize de teşekkür ederim.
Sevgili Arzu Kasapoğlu sizinde harika kaktüsleriniz olduğunu forumda görüyoruz. Sizin hikayelerinizide burada okumak isteriz. İçinizden gelen birkaç cümle işte..
Ben teşekkür ederim sevgiler....
Arzu Kasapoğlu
11-05-2009, 19:53
İnşallah bende kaktüslerime sizler kadar güzel hikayeler yazabilirim.
Gene çok güzel bir hikaye ve çok güzel bir kaktüs, sağolun, varolun.
Sevgili Kartalpin çok güzel bir Şem-ü Pervane hikâyesiydi. Aslında benim için hikâye olmaktan çok öte hayattan kesitlerdi. Dostlarınıza iyi bakın.
Aramadıkça bulamazsın-Âşığın kârı da budur;
Sen kör oldukça O'nu arayamazsın ki bulasın..
(Mevlana)
yasemin_38
13-05-2009, 14:41
Sevgili Minem gibi, ben de Kartalpin'in kırkdokuzuncu kaktüs hikayesini okuduğumda Mevlana'yı hatırladım... Şem-ü Pervane hikayesi bende Mevlana ile Şems'in hikayesiyle özdeşleşti... Bu sayfaya Mevlana'nın Şems için yazdığı şiiri ile katkı koymak isterim... Sevgilerimle...
"duydum ki, bizi bırakmaya azmediyorsun. etme!
başka bir yar, başka bir dosta meylediyorsun. etme!
ey ay, felek; harabolmuş ziyan olmuş, sebebisin.
bizi öyle harap, öyle ziyan ediyorsun. etme!
ey makamı var ile yokun üstünde olan!
sen varlık sahasını terk ediyorsun. etme!
sen yüz çevirecek olsan, ay kapkara olur gamdan.
sen ayın da evini yıkmayı kastediyorsun. etme!
şekerliğinin içinde zehir olsa, dokunmaz bize
sen zehri şeker, şekeri zehrediyorsun. etme!
harama bulaşan gözüm, güzelliğinin hırsızı
ey hırsızlığa da değen! hırsızlık ediyorsun. etme!
aşıklarla başa çıkacak gücün yoksa eğer,
aşka öyleyse ne diye hayret ediyorsun? etme!
isyan et ey arkadaşım; söz söyleyecek an değil!
aşkın baygınlığıyla ne meşk ediyorsun. etme!"
Merhabalar....
Yaz geldi ,havalar güzelleşti , içimiz kıpır kıpır değil mi?
Sizlerle tanıştıracağım kaktüsümün bir hikayesi yok. Fakat iki özelliği var .
Birinci özelliği ; Benim ilk çiçek açan kaktüsüm bu yüzden özel .
İkinci özelliği ; Bu aralar günlerim yoğun geçiyor, nedeni ise kız kardeşimin düğün hazırlıkları. Kendisi bir ay sonra evleniyor ve ben bu kaktüsümün çiçeğini ona armağan ediyorum. Hayatı ve evliliğide bu kaktüs çiçeği kadar nadide , güzel ve mutluluklarla dolu olsun.
Sevgilerimle...
80780 80781
Sn. kartalpin, bekliyoruz.... :)
4.tekilkişi
24-05-2009, 17:57
Bazı geceler Claudio Monteverdi dinlerken (özellikle madrigallerden “Hor ch'el ciel e la terra” ) Kibelemi masanın üzerine koyar tüm detaylarını izlemekten büyük keyif duyarım.
“Müzik, gökle toprak arasında bir ahenktir” demiş bir büyük insan (Konfüçyüs) ne güzel söylemiş.. HAVA ile TOPRAK her seferinde yeniden yorumlanır durur bana Kibelem ile.. Sizde bu kaktüsümü KİBELE ye benzettiniz mi?.
Kesinlikle KİBELE.. Toprak rengindeki bi kaktüse başka hangi isim bu kadar yakışırdı ki. Üstelik eteklerine tutunmuş küçük küçük yavrular doğurganlığın simgesi değil de ne! :)
Kırküçüncü kaktüse artık dayanamayıp, ben de birşeyler yazmak istedim.
Sayın Kartalpin, hikayelerinizde andığınız şiirler ve şairlerin yanında; hikayeleriniz içindeki hikayelere/anlatılara aşinayım. Fakat sizin hikayelendirme tarzınızla (da) bir başka havaya bürünüveriyorlar. Sanki andığınız şairleri ben ilk defa tanıyor yahut şiirlerini ilk kez duyuyor gibiyim. Öylesi farklı bir atmosfer yaratıyorsunuz ki kelimelerinizi düğümleyip birbirine...
Nasıl ki, usta yazarlar rastgele seçmezler yarattıkları karakterin isimlerini. Nasıl bir ruh ve kişilik verdiyse kahramanına, ismini de ona göre veriyorsa, sizin yaptığınız isim sembolizasyonu da muhteşem. Kaktüsleriniz bir romanın kahramanı gibiler... Sanki artık sizden çıkıp bizim oldular, artık bizim dünyamıza dahil edildiler. Aklımızdalar, sevdiğimiz bir karakterin ismi gibi resmi gibi zihnimizdeler artık..
Bir dergiyi, bir radyo kanalındaki programı takip eder gibi sizin kaktüslerinizle yazdığınız hikayelerinizi takip ediyorum. Aslında bu, eskiden romanların bölüm bölüm gazetelerde tefrika edilmesi gibi, heyecanlı bir bekleyiş haline geldi bende. Genelde geceleri okuyordum. Çünkü hayal ettiğim duygulu sesiniz geceye daha yakışır gibi. Sizin seçtiğiniz bir müzikle beraber bize kaktüslerinizi; aslında onlar üzerinden dostlarınızı anlatmanız; hatta hatta onların da aracılığıyla sizi tanıyor olmak inanılmaz etkileyici.
"Bir arkadaşa bakıp çıkacağım" cümlesindeki acelecilikle dün geceden kaldığım kırküçüncü kaktüsünüzün hikayesini okuyup yarınki sınavımın hazırlığına dönecektim ancak Kibele'nin de etkisiyle dayanamadım artık :) Ve şimdi karar verdim. Diğer hikayeleri de okuyup rahatlamalıyım. Ki bütün hafta aklım burda kalmasın.
Teşekkür ederim.... ( Ne için? Bilmiyorum :) )
Hamiş: Jazz müzikle yeni yeni tanışıyorum, sizin seçimleriniz bana yol gösteriyor.
4.tekilkişi
25-05-2009, 00:22
En sevgili kişinin en sevebileceğim bir hediyesi olan orkideme nasıl bakarımın telaşıyla buldum bu siteyi. Ve hoş buldum Sayın Kartalpin, zaten hoşlanmamak ne mümkün ya da namümkin. Orkideler, mum çiçekleri, yaprak güzelleri ve derken kaktüsler... Agaclar.net benim için çiçek dünyası, bitki dünyası, bilgi dünyası oldu. Bilgiye her zaman açım, okudukça okuyorum, okudukça doyuyorum. Harika bir his. Acayip tatmin edici, mutluluk verici bir alışkanlığa dönüştü benim için burası.
Kaktüsleri, (ilk defa duyuyordum) sukulentin ne demek olduğunu öğrendim. O ikisiyle ilgili başlıklardaki tüm sayfaları okudum neredeyse. Bilgilendim ve 'ben de bakabilirim' cesaretini edindim. "Kaktüs Kardeşliği"nde insanların -çıkar gözetmeksizin- birbirleriyle olan paylaşımlarını gördüm. Şaşkın bi mutluluk yarattı bende. Her yere ara ara göz atıyordum ama, "Kaktüslerim Uzakta Olan Bir Dostumun Hasretini Çağrıştırır " bölümüne bir türlü girmek istemiyordum. Galiba beni iten, "uzak", "dost" ve "hasret" kelimelerinin üçünün birden bir cümleye sığdırılmalarıydı. Ne ağır bi cümle.. Ağırlığı kelimelerin tek başlarına bile anlattıkları bir hüzünden kaynaklanıyordu. Birtürlü girmek istemedim. Üç dört kere tıklamak üzereyken geri çekildim. Fakat gün geldi; giriverdim işte.. Sanırım o üç kelimenin içindeki "dost" beni çağırmıştı, davet etmişti beni. E davete icabet etmek gerekti. Geldim. Ve beni korkutan o hüznün içine gömüldüm gibi.. Hiç tanımadığım birinin hiç tanımadığım çocukluk aşkı ve onun kedisi için ağlayabildim... Fakat bu, bu beni mutlu etti. Başkalarının hüzünlerinde bile kendimce acı duyuyorsam, ben yaşıyorum (insanca) demek değil mi? Henüz bencilleşmemişim henüz kirlenmemişim demek değil miydi? Kendi adıma sevinmiştim.
Gece geldi, hüzünle beraber. Ama bu hüzün sevgili bir hüzün, İnsanın kendisinin davet ettiği bir hüzün.. Yine dayanamadım. Çıktım geldim kitapların içinden kaktüslerin içine. Dikenleri varsın batsın, (acısını belki yarın hissedicem ama) azp kökünden gelmiyor muydu azap. Bu acıda bir lezzet buluyoruz ki buradayız.
Benim (sevgili Cemboa'nın gönderdiği) bir Lithops'um bir Titanopsis'im ve Adenium'um var. Henüz birbirimizi tanıma aşamasındayız. Bana kendi hikayelerini anlatmalılar ki ben de inşallah size.... Ama öyle sanıyorum ki dillenmelerine daha çok var :)
Sevgili mel-i ve M.Sema'nın kaktüs kızlarıyla tanışmaktan da mutluluk duydum. İlkim'in sadece adı bile çok güzel, Ve mel-i'nin kızkardeşine sunduğu kaktüsünün çiçeği bir gelin çiçeği kadar şık :) Maşallah..
Sevgili mel-i, kardesinize mutluluklar diliyorum. Hoşgeldiniz ssadece zannederim sizde bizi hüzünlü sularda yüzdüreceksiniz. Sadece bir his benimki. Ve kartalpin; ne güzel sizinle ve kaktüslerinizle birlikte olmak.
Sevgili Ssadece , sayın kartalpin'in büyülü sayfalarına hoşgeldiniz. Okumaya başladığınız zaman bir daha vazgeçemiyorsunuz.Tam bir tutku..
Bahsettiğiniz tüm duyguları bende bu sayfalarda yaşıyorum. Her hikayede yeni birşeyler öğreniyorum. Bildiklerimi içimde duyumsamaya çalışıyorum. Kaktüsler insana sevginin farklı bir boyutunu öğretiyor. Öğrendiğim için mutluyum. Ama hikaye yazmak konusunda zamana ihtiyacımız var...
Bende böyle küçük sunumlar ile kaktüslerimi sizler ile paylaşıyorum. Umarım sizinde bir gün boy boy kızlarınız olur :) Teşekkür ederim.
M.Sema dilekleriniz için teşekkür ederim. İkinci kaktüs hikayenizi merakla bekliyorum.
Ve Sayın Kartalpin , kaktüslerim sizin verdiğiniz cesaret ile hayat bulmaya devam edecek... Sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.
4.tekilkişi
30-05-2009, 23:53
Bahar geçmek üzere diye mi bu rehavet. Yazın bunaltıcı sıcakları henüz ziyaretimize gelmeden bu suskunluk niyedir kuzum :) Hadi ama.... Hergün girip içeri bakıyorum yeni bir kaktüs düşmüş mü buralara bir hal-hatır sorup tanışıklık edelim deyi, fakat hayal kırıklığım ve ben başlığın kapısını çekip gerisin geriye odamıza dönüyoruz :(
Sevgili M.Sema, sitemizin bölümlerini dolaşırken sizin "kaktüs köşenize" denk geldim. Ne kadar güzel görünüyorlardı. Ve, ooo buraya daha ne hikayeler yazılacak diye sevindim. Tebrik ederim.
Sevgili Mel-i, Özgür Kaktüs'e tekrar bakınca ayağa kalkmış ve tam da ismine yakışır gibi toprağa bağlılığa isyan eder bir hali var. Özgürlüğe kaçacak gibi... Diğer kaktüslerinizle de tanışmak istiyoruz.
4.tekilkişi
01-06-2009, 02:27
Türk filmlerinde anneler kötü yazgılı kızlarını oturtup dizidibine de saçlarını okşar ya, " ah benim kadersiz evladıııım" diye. Artık sözü edilen kızın başına ne geldiyse... İşte benim 'Bir Lithops'umu alıp ellerime sevesim gelir: " ah benim şekilsiz kızım" diyerek. Hayır hayır bu bölümü baştan çekmeliyiz!!! Böyle bakmıyorum ben ona!
82825
Bu yavrumu yurtta görenler cismi gözleriyle bakanlar yani, tiksindiler ondan. 'Bu bu neye benziyooo' diye ürktüler nerdeyse... Kuzguna yavrusunun göründüğü gibi alıverdim bir hışımda ellerinden. Ya bebeğime güzel şeyler söyleyiniz yahut kuzum sonsuza kadar susunuz!
Gelenimiz gidenimiz çok oldu bu hafta. O gelenler bizim olmasalar da bir ayak uğrayıverdiler işte bize de. Sağ olmalılar nezaketen, sağ olsunlar. Ama ilk önce tuhaf bakışlar birbirlerine sonra bütün bakışlar benim üzerimde. Dudak kenarına yapışmış iğreti bi kıvrım. Üzüldüler kanımca çiçek derdine bu genç yaşta tutulduğum için. 'Atlatır atlatır daha genç' dedi biri içinden, 'çaresi yokmuş diye duymuştum bu hastalığın, can çıkana kadar çıkmazmış bu illet' diye söyledi belki de diğeri diğerine gözleriyle. Öteki 'bulaşıcı mıdır' telaşına düşüp yaklaşmadı bile.
Hiçbir şeye benzetemeyen de oldu, hiç benzemediği şeylere benzetenler de. Mesela kimi beyine benzetti kimi üzerine oturduğu yumuşak ete. Biri bedenin en zirvesindeyken diğeri en aşağıya en yakın yerde. Tezattı benzerlikler. Halbuki hepsi edebi sanatları çok iyi bilirlerdi belki hiç hayal etmediğim şeylere benzeteceklerdi, diye umdum-du. Umudum, duma duma dum! E teşbihte hata olmazdı amma, hata teşbihe çalışmaktaydı belki de. İyice ilginçleşmeye başlamışken bu illabirşeyebenzetmekistemeler, Lamba Cini ortaya çıksa da üç dilek dilesem istedim:
Bir, onları götür ıssız bir çöle bırak. İki, beni ve Bir Lithops'umu götür ıssız aynı çöle bırak. Bakalım orda kim kimi birşeylere benzetmeye çalışıyor. Bakalım o zaman o iklimde tuhaf görünen hangimiz oluyor. Ve üç, tüm bunlardan sonra hepimizi götür ıssız hayatlarımıza geri bırak. (Teşekkür ederiz, seni de yorduk sevgili Lamba Cini. Alaaddin'e selam söyle)
Kimi böbreğe benzetti kimi yüreğe... Hoş, yüreğe benzeten arkadaşın ne güzel bir kalbi vardı kocaman bedeninde. Ondan başka bir organ beklenemezdi. O hep yüreklere bakardı zaten. İçinde kalp taşıyan her insan onca kıymetliydi. Öyle gerçekten...
Kimliksizlik tartışmalarından sonra şekilsizlik tartışmasını mı yapacaktık şimdi de? Canım Bİr Lithops'um ben seni tüm formlara aykırısın diye seviyorum. Hiçbir şey gibi olmadığın için seviyorum. Onların her şeyi bir şeylere benzeterek algılama şekillerinden uzak tutuyorum seni, korkma. Sen farklısın ve ben seni bu yüzden seviyorum. Dikenlerin yok diye üzülme senin de bir gün çiçeklerin olacak.. Biri solacak ötekisi doğacak... Üzülme sen. Bakma onlara. Onlar kendilerince benzetme çabası içine girseler de "hayır, o Bir Lithops" diye ismini verdim hep. Ordaydın ya, duydun ya. Hala mı yüzün asık? Gül gayrı! Gülünce gözlerinin kısıldığını biliyorum.
Çevresindeki o kocaman çakıl taşlarını mı merak ettiniz? Bu onun sınavı. Güneşi daha yakından görmek/hissetmek istiyorsa biraz çabalamalı. Hep daha yukarıları hedeflemeli. Kendinden büyük olan ona şimdi kaya gibi görünen, gözünde büyüyen o çakıl taşlarını aşmalı, büyümeli büyümeli; Sonra izin var, nereye isterse gitsin. İsterse gidip Merkür'e yerleşsin... Söylememe gerek yok ama, birgün geri dönme ihtimaline karşı bugün aştığı çakıl taşlarını yanında götürmeli.... Ki odamızın yolunu bulabilsin.....
4.tekilkişi
01-06-2009, 02:29
Öyküsüzlükten kendi öykümü yazdım. Yaptığınızı beğendiniz mi?! :))
Ne yaptıysak iyi olmuş:), çünkü yazdığınız öyküyü çok beğendik.:)
4.tekilkişi
02-06-2009, 01:36
Sayın M.Sema beğendirebildiğim için çok mutlu oldum. Teşekkür ederim.
Ve Sayın Kartalpin, öykülerini hayranlıkla hatta büyük iştahla okuduğum sizin, benim bu öykümsü yazımı beğenmeniz ve beğeninizi bu kadar güzel kelimlelerle ifade etmeniz beni ayrıca mutlu etti. Kendimle gurur duydum, küçücük miniminnacık naçizane...
Bir Lithops, niye gece gece ışıltılar saçtığımı merak edip sordu, anlattım. En çok sizin kendisiyle ilgili yazacağınız öykünüzü merak etti. Ve hoş bir müzik de eklemenizi rica ediyor, zira benim zevksizliğimden kulakları paslanmışmış.
4.tekilkişi
03-06-2009, 00:55
Hikaye içinde hikayeler... Muhteşem sahneler yarattılar zihin perdemizde. Teşekkürler Sayın Kartalpin. Ve dikkat etmediğiniz halinizle bile çok dikkatli olduğunuzu söylemek isterim imla konusunda :) Bu sayfalarda hiçkimse edebiyatçı değil, herkes kaktüslerin Leyla'sı Mecnun'u..
Evinizde size eşlik eden diğer şekilsizleri ve sizin gözünüzden onların hikayelerini dinlemek yine yine ve yine çok güzel. Lithopslarınız da çok güzeller gerçekten..
Bir Lithops'a not: Çabuk büyü lütfen :)
4.tekilkişi
09-06-2009, 01:33
Sayın Kartalpin,
Bugün Feridüddin Attar'ın Mantık'ut-Tayr'ını andım. Daha çok bilinen adı ile Simurg'un hikayesi. Hemen aklıma siz geldiniz. Bir Vahdet-i Vücud anlatımı. Tıpkı kaktüsleriniz ve siz gibi... Onlar sizden bir parçalar gibi. Her biri ayrı bir güzel ama aslında hepsi de siz! Gerçi onlar mı sizin parçalarınız yoksa yoksa siz mi onlarda vücud buluyorsunuz ayırmak mümkün değil. Yekpare biçimde ayrılmaz bir vücud...
Hadi lütfen, diğer kaktüslerinizle tanışmak istiyoruz... Biraz sabırsız olabiliriz, sizin zamanınızın olup olmadığını düşünemeden sizden öykü ısrarımız oluyor... Kusrumuza bakmayın, ama alıştırdınız bir kere. Alışmak dedik ya, 21 günde insan beyni otomatik olarak 20 gün boyunca yapılan şeye adapte olup onu tekrarlıyormuş. Bir alışkanlık edinmek için 21 gün boyunca aynı "şey"i tekrar etmek gerekli ve yeterliymiş.
Sizin öykülerinizi 21 gün olarak değil de (çünkü dayananılmıyo devamını okuyuveriyoruz hemen) 21 öykü olarak ele alsak.. Aynı işlemi 21 kere yapmak... "Beyincim" bunu da alışıklık olarak algılar heralde. Ki 50. öykünüzü paylaşmış bulunuyorsunuz. 21 çarpı 2, iki kere alışkanlık demek :))
E bu kadar müptela var açık ve gizli. Bize bir iyiliğiniz dokunsun artık...
4.tekilkişi
10-06-2009, 11:42
O sözcüklere dokunmak istedim, belki bana da aşka dair birşeyler söyler...
Selim Amca'nızla tanışmış olmaktan mutluluk duyduk. Ve adını kaktüsünüze veren has Selim Amca'ya da rahmet dileyelim..
Çok teşekkür ederiz, Sayın Kartalpin.
(Umarım ısrarımı hoş görmüşsünüzdür. Ve aslında ruhunuz da arınmış olmuyor mu? Hayatın yorduğu hislerinizi dinlendirmez mi kaktüs dostlarınız?)
Sevgiyle kalın..
Arzu Kasapoğlu
14-06-2009, 17:01
Çok güzeller sayın kartalpin :)
kartalpin
14-06-2009, 21:07
Çok güzeller sayın kartalpin :)
Güzel olan sizlerin ruhu, onlar sadece bir ayna:)) Ruhunuza teşekkür ederim
4.tekilkişi
20-06-2009, 22:32
O benim ahtapot sevgilim. O benim yeşil kollu prensim. Titanopsisim...
Sanki bütün çiçekler dişi fakat o erkek. Hepsini kızlarım kızlarım diye severken, içimdeki annelik genlerinin etkisi olsa gerek, bu yavrumun cinsiyetini ayrı tutuyorum gayri ihtiyari. Sanırım beni yanıltan ya da şaşırtan mı demeliyim, onun o ahtapot kolları. Birsürü kolları ile sevgili olur, hep daha çok daha çok sarılan bir sevgili. (Keşke sevgililerin de o kadar çok kolu olsa:) ) Beni sarıp sarmaladığını hayal ederim bazen, bir dost gibi bir sarılması ile bütün dertleri alıp götüren. Gerçi dostlarımız uzakta olduğu için beni yine Titanopsisim kucaklar, herkes için herkesin yerine sarılır bana. Yani ben öyle duyumsarım, onu yaşarım.. Bazen de onunla dans ederim, o benim kavalyem olur. Ben papatya gibi esmer ve ince, onun ruhu ezilir beni görünce...
88371
Yeşil.. Yaş-ıl. Yaş, diri, bünyesinde yaşam belirtisi taşıyan anlamında. İşte o yaşıl kollarıyla benim yaşamımı renklendirenlerden birisi artık. Kendinde biriktirdiği tüm yaşam enerjisini bir küçük korkak dokunuşumla bana veriyor. Canlanıveriyorum ben de. Cana geliyorum, tekrar hayat buluyorum.
Pütürlü elleri vardır. Sanki nasır tutmuşlardır, büyümeye çapalamaktan... (Çaba toprağı işlemektir bir nevi.) O elleriyle tutar ellerimi, kutu kutu pense oynarız bir başımıza, aç kapıyı bezirgan başı oynarız: Bir sıçan iki sıçan üçüncüyü ararız.
Sayın Kartalpin'i ortamıza alıp soralım, kapı hakkı ne alırsın ne verirsin? Sırtındaki yadigar olsun. (Belki bir isim bırakır Titanopsis'e?)
Arzu Kasapoğlu
20-06-2009, 23:17
Sevgili 4.tekilkişi, yeteneğinize hayran olmamak imkansız, ne kadar güzel bir hikaye yazmışsınız. Hayranlıkla okudum.
Elinize sağlık, yine bekleriz :)
Merhaba ,
Uzun süredir sizlerden ve kaktüslerimden uzaktaydım .Yakın bir zamanda yine burada dostlarımız ile birlikte olmayı diliyorum.
Sayın 4.tekil kişi sizde iyiki katıldınız aramıza tebrik ederim. Her daim sizi sımsıkı sarsın tüm dostlarınız...
Sayın kartalpin' in çiçek veren tüm dostlarıda mükemmel görünüyorlar...
Sevgiler...
Nejla K.
23-06-2009, 20:44
Sayın Kartalpin, sizin o güzel kaktüslerinizi ve bir o kadar güzel olan yazılarınızı çok geç farkettim... Doğrusu kendi adıma çok üzüldüm. Her şeyin çok yüzeysel olduğu ve yaşandığı bir dönemde inceliklerin ve derinliğin tadını özlemişiz. Ya da kendi adıma özlemişim demeliyim... Yazılarınızı ve kaktüslerinizi bekliyorum. Hayatımızın anlamını yitirmeyeceğimiz, huzurlu günler dilerim...
bahtiyar02
23-06-2009, 21:01
Sayın Kartalpin kaktüslerinizi ve yazılarınızı beğenerek severek okuyor ve takip ediyorum hepsi bir birinden güzel ****** yazılarınızda bir o kadar çekici.ellerinize yüreğinize sağlık.
Bize bunu nasıl yaparsınız sayın kartalpin !!!
Bu sayfalar siz olmadan olmaz ki...
Lütfen gitmeyin !
Arzu Kasapoğlu
23-06-2009, 22:55
Sayın Kartalpin, önce kararınıza çok üzüldüğümü belirteyim. Hikayelerinizi ve kaktüslerinizi paylaştığnız bu sayfa benim için forumun en güzel bölümü idi. Bu kararı almanıza neden olan olayı merak ettim. Sanki bir kırgınlık var gibi.
Sebep olan şey her neyse düzelmesini umuyor ve sizi tekrar bu sayfada kaktüs dostlarınızla ve hikayelerinizle görmek istiyorum :)
Sevgiler...
Nejla K.
23-06-2009, 23:08
Tam sizin kaktüslerinizi ve yazılarınızı farketmişken, gidecek olmanıza üzüldüm. Arzu Hanımın dediği gibi bir kırgınlık olmadığını umuyorum. Kararınıza saygı duyuyorum ama kalmanızı içtenlikle dilerim...
Arzu Kasapoğlu
29-06-2009, 00:24
Sayın kartalpin, umarım bir sürpriz yapıp hikayelerinizle bu sayfaya geri dönersiniz :)
berduray
29-06-2009, 00:29
Birşeyler mi kaçırdım?
Sorun ne?
asumandilek
29-06-2009, 02:07
Aslında vaktin artık bedenime yavaşla dediği bir zamanda dostlarını kaktüsleriyle yad eden onlarla yaşatan bir sayfanın yeni bir mesajla en üst sıralara çıktığını görünce refleksle ve heyecanla açmıştım sayfayı yepyeni bir dostun hikayesini ya da gönül bahçesinde yerini almış bir dostun çiçek açtığı haberini alacağımı düşünmüştüm görür görmez...
Affınıza sığınarak hiç tanımadığınız bir dost olarak belki hakkınız olmadığını düşünüyorum bizi dostlarınızdan ve de kaktüslerinizden mahrum bırakmaya. Ve en çok da dostlarınıza, sonra o rengini özenle koruyan içinizdeki " Ben " e bunu yapmamalısınız... Burada bizler ne çok dersler aldık yazdıklarınızdan haberiniz olmadan... Sessiz sedasız okuduk ve inandık size... Geri dönmeniz ve dostlarınızı anmanız dileğiyle tekrar kaktüslerinizle...
bahtiyar02
30-06-2009, 21:39
büyük bir hüzün kapladı içimi.ortada hiç bir sorun yokken ayrılmanız inanın bir dost olarak çok etkiledi. Umarım herhangi bir problem varsa dahi en kısa zamanda çözüme kavuşması ve aramıza geri dönmenizi sabırsızlıkla bekliyecekler arasındayım. her şey gönlünüzce olsun.sevgili kartalpin dostum.saygılar
Ben inanıyorum ki Sevgili Kartalpin online olmasada yazılanları okuyordur ve bu kadar vefasız değildir. Bizim her yazdığı kelimeyi takip ettiğimiz gibi :)
Saygıyla
Hikayelerinizi okuyorum ve kaktüslere bakıyorum. Kuşkusuz onlar kaktüslerinizle özdeşleştirdiğiniz sizin hikayeleriniz. Aynı kaktüsün bende olup olmaması o kadar önemli değil ama bende varsa onunda bir hikayesi vardır.
Hikayelerinizde geriye dönüyor insan. Kendi hikayelerine. Yürek çarpıntısı oluyor kimi, kimi yürek acısı. belleğinizmi konuşan, yüreğinizdenmi geliyor sesler önemi yok aslında bir fısıltı suskunluğunuz kimsenin duymadığı. "Gitme" dediğini duyduğunuzda geri dönmeyeceğiniz. Aynı sayfaya iki kez yazamıyor değil mi insan. Bir kez atmışsa adımını yarına. Ben dün değilim. Yarında benim ellerim desede zaman
Bana kaktüslerimle konuştuğum zamanları hatırlattınız. "Gidiyorum" deyişinizin ardından yarım kalmış hikayenin ortasında gibiyim. Dilerim bir gün yine kaktüslerinizi paylaşırsınız hikayelerinizde. Ya da hikayeleriniz kaktüs olur gelirler bize kimbilir.
4.tekilkişi
03-07-2009, 13:10
Sevgideğer Kartalpin de artık uzaktaki dostlara karıştı. (Hasretle anıyoruz artık. Anlamaya çalışıyoruz gidişini.) Hani hep aklımızda olan ama aramadığımız ama yine de aklımızda olan her zaman ya da zaman zaman yanımızda duyumsadığımız dostlarımız gibi. Çatkapı gelip sürpriz yaparlar diye umduğumuz, bir telefon sesine hasret kaldığımız dostlar gibi... Gün gelir bu hasreti hisseder ve geri döner. Umduğum bu......
hemen hemen her gün bir kaktüsümün hikayesini palaşmak istiyorum. Sitedeki bir arkadaşımızdan özendim bende kaktüslerimin hepsine bir hikaye uydurdum ve hikayelerine göre isim verdim şimdi sizlerle palaşmak istedim umarım beğenirsiniz. Bu kaktüsümün adı halacık
107400
halacık;
Çok yıllar önce küçük yaşda zorla evlendirilip gurbete gelin giden halacık. Yıllarca sevdiklerinden ailesinden uzak gurbet ellerde yaşayan halacık.
Evlendikden bir kaç yıl sonra eşi bir rahatsızlık geçirmiş belden altı tutmaz olmuş tekelekli sandelyede yaşamaya başlamış halacıkda vefasız edemez ya eşine en iyi şekilde bakmaya başlamış yıllarca sırtında taşımış eşini. Gurbette kimi kimsesi yok bir eşi bir kendi eee eşi de engelli artık doktora gitcek yardım edeni yok ikinci kattan alır sırtına eşini indirir aşağıya gezmek ister eşi alır sırtına indirir aşağıya koyar tekerlekli sandelyesine gezdirir. Ama uzun yıllar bu sırtında taşımalar halacığın kamburunu çıkarır ama umursamaz önemli değildir eşi mutlu olsun yeter. Evladı olmamışdır ama o kadar sevgi doludur yüreği ki kocaman olur gövdesinden taşar yüreciği.
Yanlızdır hasret çeker özlem çeker bir çok acı çeker her açı bir iğne olur batar ama kimseye söylemez dert yanıp kimseyi üzmek istemez her sorulduğunda iyidir.
Yıllar uçup gitmiş her geçen yıl gövdesinden büyük olan yüreğine bir iğne batırıp belini büküp geçmiştir. Artık eşide vefat etmiş yanlız kalmıştır. Ne yapsın gurbette döner sılaya döner ama bırakalı en az 30 yıl geçmiştir hiç bıraktıkları yerinde aynı kalırmı? Yeni iğneler batar yüreğine hastalıklar atlatır tek istediği eşinin yanına gömülmektir. Çünkü yıllar önce istemeden evlendiği eş onun hayatta gerçek dostuymuş gerçek ailesi olmuş herşeyi olmuş anlar.
Mekanı cennet olsun.
Tahsin ağa;
107402
Bir zamanların kocaman Tahsin ağası genç dinamik çalışkan. Bir yerleden duyar Almanya işçi alımı yaparmış koşar gider başvuru yapar kabul edilir gider gurbete çalışır. Öyle çalışırki herkez sever onu da çalışmasınıda. Evlenir çoluk çocuğa karışır. Eşini çocuklarını alamaz yanına kendi orada çocukları burada içi rahat değildir minik evlatlarından eşinden uzak kalmaya ama ekmek parası bekler emekli olsun dönsün sılaya. çocuklar büyür onlar çalışan babalarına pek acımaz hayta olur çıkarlar.
Tahsin ağa ağır şartlarda çalışır yemez içmez evlatlarına para yollar evletleri kumarhaneye koşar. Bir çok borç yaparlar Tahsin ağa öder. Yine yaparlar Tahsin ağa yine öder aman evlatlarıma zarar vermesin borçluları aman der. Emekli olur gelir çeker evlatlarını artık yeter hepinizi büyüttüm evlendirdim yıllarca çalıştım borçlarınızı ödedim artık akıllanın der. Ama ne fayda evletlar kumarın tadını almışlar. Vazgeçirmek için uğraşır didinir ama artık gücü kalmaz hastadır kanser yavaş yavaş bütün vücüduna yayılmıştır. Kendini hiç üşünmemişdir ki başdan tedavi olsun. Evletlarını beslerken kendini beslememişdir. Artık üzülmüştür evletlar toplanmıştır Tahsin ağanın etrafına sıkı sıkı yapışmışlardır Tahsin ağaya ama ne fayda artık çok hastadır rengi solmaya ve zayıflamaya başlamıştır. Şimdi sarılsa evlatlar ne fayda ana direk hasta oldukdan sonra.
Acil şifalar.
Oh nihayet bunca ayrılıktan sonra benden başka birileri buraya hikayeler yazmaya başladı.. Nasıl mutlu oldum.. çok sevindim. Lütfen samarra devam edin. Bir kaç arkadaş daha yazarsa bende devam edeceğim.. Teşekkür ederim Samarra...
bende sizin hikayelerinize özenip kendi kaktüslerime hikayeler ürettim sizin hikayeleriniz çok hoşuma gitmişti ilhamı sizden aldım asıl ben teşekkür ederim size ve devamını bekliyorum
GülenGönlüm
11-10-2009, 00:57
Merhaba,
bende diger arkadaslar gibi büyük bir sevk ile takipteyim
Kaktüsümün ismi Gülibik onu cok seviyorum nedendir bilmem
onu kendime benzetiyor ve yakin hissediyorum
yeni üye oldugumdan resim yükleyip sizlerle tanistirma imkanim
su an yok, malesef
Hoşgeldiniz sevgili kartalpin
Sizi ve kaktüslerinizi özlemiştik, devam lütfen.
4.tekilkişi
11-10-2009, 18:19
Dönüşünüz kutlu olsun Sayın Kartalpin :)) Hadi hadi, özlediğimiz o güzel cümlelerinizle o güzel kaktüs dostlarınızı bize anlatın yeniden.
4.tekilkişi
11-10-2009, 23:18
Ben bugünlerde Adenium'um için yazı yazmayı planlıyordum. Çünkü Bir Lithops'u, Prensim Titanopsis'i anlatmıştım Adenium kalmıştı. Onu yazsam mı diyordum birkaç gündür kendime. Siteye hergün giriyorum düzenli olarak, yazılan mesajları okuyorum. Bilgi doluyorum yine. Ama benim katabileceğim bir şey yok. Yani çok fazla bilgim yok. Yeni yeni oluşuyor agaclar.net sayesinde. Benim de yapabildiğim (ki hala -abildiğim tartışılır) tek şey biraz bu işte, birşeyler karalamak öylesine. Hadi dedim ben Adenium'un hikayesini de yazayım da seri tamamlansın. Dün gece bu başlığa yazı yazıldığını gördüm ama bakmadım, yeni üyeler bu bölümü keşfetmiş olsa gerek beğenilerini belirtiyorlardır diye düşünerek. Bugün Gül Batur Teyze sizin döndüğünüz müjdesini verdi :) Mutlu oldum. Siz burda olun da hikaye yazacak çok kişi olur lakin başta bir üstad gerek... İyi ki döndünüz.
İremsıla
16-10-2009, 15:28
Sayın kartalpin, kaktüsleriniz hikayeleriniz hepsi, bir bütün olmuş sizinle adeta, lütfen devam edin.
Samarra, halacık gözlerimi doldurdu tebrik ederim.
eminetirsi
17-10-2009, 21:51
Bende halacık ın hikayesinden çok etkilendim. İnsan hikayenin içinden kendi payına oldukça ders çıkarıyor. Samarra halana saygı duyuyorum. Çok asil bir kadınmış....
Medine;
Çalışkan hırslı genç bir kız. Çocukluk hayellerinin peşinde durmadan çalışan bir kız. Tek isteği mühendis olmak ki bunun uğrunda çalışıp didinir. Maddi durumu pek iyi olmayan inşaat işçisi babası onun bu çabasını görür bilir ama elden bişey gelmez son gücüyle gece gündüz çalışır kızını dershaneye yollar. Medine hakkını verir çok başarılıdır deneme sınavlarında il çapında derece yapar. Ama başardıkça bırakmaz kendini daha da hırs yapar çalışır daha iyisini yapabileceğini bilir. Gün gelir öss günü çatar emindir kendinden ama içinde gizli bir heyecan vardır. Acaba sorular nasıl acaba 3 saatten sonra mühendislik fakültesinin öğrencisimi olacaktır babası onunla gurur duycakmıdır ailesinin emeğini boşa çıkarmadan başaracakmıdır akılnda binlerce acaba ve heyecanla girer sınava. 3. saatin sonunda dershanedeki en yakın arkadaşları ve hocalarıyla kutlama için sözleştiği cafeye gider. İçeri en on o girer yüzünü gören herkez anlarki birşeyler olmuş ama kimsenin aklına gelmez heyecanına yenik düşüp hayellerini uçurduğunu. Herkez güvenir bilir yapar yapacaktır. Oturur masaya kimse sormaya cesaret edemez. Biraz vakit geçtikten sonra anlatır durumu. Teselliler fayda etmez olan olmuştur. sıra tercihlere gelmiştir ailesinin onu bir yıl daha dershaneye göndercek gücü yoktur bilir teklif eder babası olsun kızım seneye denersin der ama o hayır der ben yıl bir yere gidecem kaybetem bir yılım daha olamaz. 5 yanlış soruyla kaçırdığı mühendislik yerine hemşireliği seçer aklının ucunda bile yokken. Türkiyenin sayılı üniversitelerinden birinde hemşirelik okur. Okul bitmeden bir çok hastaneden teklif gelir derslerindeki başarısı stajlarındaki çalışmalarından dolayı hem saygılı hanımhanımcık hemde çok çalışkan bir kızdır. 4 yıl geçer okul biter en iyi sıralamalrında yer yapmış bir hastanede işe girer. İçinde dinmeyen okuma savaşını bitiremez yüksek lisansa başlar hem ailesinden uzakda yıllarca okumuştur sonra yine başka şehirde kendi başına ailesinden sevdiklerinden uzakda çalışmaya başlamıştır yoğun tempoda çalışmasına rağmen birde yüksek lisansa gitmektedir her iş yapıyorsa en iyisini yapmak için çabalamaktadır. Hastalar onu çok sevmektedir taburcu olan hastalar daha sonra onun güler yüzüne gelp teşekkür etmektedirler. Bir yandanda ailesine vefa borcunu ödemektedir iki kardeşinin tüm okul masraflarını üstlenmiş evlenmek üzere olan abisinin tüm düğün masrafarınıda üstlenmiştir. Başı dik ay parçası gibi güzel saygılı çalışkan dürüst vefalı arkadaşım.
Yolun açık olsun herşey gönlünce olsun.
teşekkürler hepinize bu arada bugün 14. gün halacık artık bu dünyada değil
4.tekilkişi
18-10-2009, 16:34
Teşekkür ederiz Samarra, siz dostlarınızı kaktüslerinizi bize tanıttıkça biz de kendi dostlarımızı anıyoruz, kendi anılarımızı hatırlıyoruz bu vesileyle. Ben de ikinci girişimde sınav bitiş zili çaldığı zaman oturup ağlamıştım hüngür hüngür. Bu sene de olmazsa diye?! Çok sonra çıkmıştım sınav salonundan. Fakat Hemşire Medine'den biraz daha şanslıydım ki, istediğim bölümü okuyabildim. O, hiç aklında olmayan bi mesleği seçmiş olmasına rağmen onu da yine hakkıyla yerine getirmiş. Bravo.
Ve sarışın Medine kaktüsünüzü de sevdik, güle güle büyütün. :)
4.tekilkişi
18-10-2009, 22:29
Sayın Kartalpin, asıl siz iyi ki döndünüz de şenlendi buralar :))
dört gözle hikayelerinizi bekliyorum kartalpin asıl iyiki siz varsınız
4.tekilkişi
19-10-2009, 22:54
"Zararlı göreceli bir kavramdır." Ve dediğiniz gibi onların da bir varlık sebebi var. Belki bizim ağrılarımız gibiler. Hani Vücudumuzda birşeylerin ters gittiğini bize haber veren sinyallerimiz gibi. Ağrılar olmasa belki de çürüyüp gidecek içimizde biryerler fark edemeyeceğiz, öyle değil mi? Ne kadar değerlidir Ağrı çekebilmek. Geçenlerde Mardinli bir bebeğin haberini okuduk hepimiz, acı duymuyor diye dilini kemirmiş henüz yeni yeni çıkmakta olan minicik dişleri ile, belki ilerde konuşma bozukluğu yaşayacak. Parmaklarını ısırmış, belki daha büyüyünceye kadar ne kadar zarar verecek kendine, öyle değil mi? Acı duymadığı için. Ve elbette bir yerimiz ağrımasın isteriz, acı duymayalım isteriz. Ama şükretmeliyiz ki, acı ve ağrı duyabiliyoruz. Belki o "zararlı"lar olmasa bitkilerimizde birşeylerin ters gittiğini anlamayacağız. Suyunu fazla mı vermişiz, küçük küçük sinekler uçuşmaya başladı. Birşeyler eksik olmalı ki işte o bilge gelmiş dostlarınızın ziyaretine. Birer haberciler aslında. Dİkkatli olun! diye görünüyorlar bize konuşamayan kaktüslerimizin yerine.... Belki de.
Teşekkür ederiz, Sayın Kartalpin. Özlemişiz gerçekten.
yüerğinize sağlıkk kartalpin teşekkürler çok güzeldi
Sayın Kartalpin çok güzel bir yazı olmuş.Bu dostlar beni çok fazla seviyor asla bırakmıyorlar beni;)Şimdide ben onları bırakmıyorum alıyorum akvaryumuma içine bir yaprak atıyorum çoğalıyorlar;)sonra birer birer yaşayıp gidiyorlar.Yeterki çiçeklerimden uzak dursunlar:D
Sevgili samarra ve 4.tekilkişi paylaşımlarınız için içten teşekkürler. Bakın Sevgili kartalpin sizin sayenizde muhteşem bir dönüşle geri döndü sanki. Hepinize sevgilerimi gönderiyorum.
Sn kartalpin
Şu yazınızdan çıkartılacak ne çok ders var.Şu mutsuz ve umutsuz günlerimde silkelenmeme yardımcı oldunuz. Sağolun..
4.tekilkişi
24-10-2009, 21:10
Bugün moral bozukluğuna sebep olan -güya- iş görüşmesine gittim. Yeni yeni yürümeye çalıştığım topuklu ayakkabıların ayaklarımda açtığı yaralardan daha acıtan yaralar oluştu içimde. Ve moral bozukluğuna yaslanan bir hayal kırıklığı. Allahtan hayaller kırılırken ses çıkarmıyor da, insanların dikkatini çekmedi sessizce ağlamam. Eve geldiğimde konuşmak istemedim kimseyle. Çiçeklerimin yanına gittim. Onlar bana ne olduğunu sormadılar. Ama ben konuşmadan anlattım olanları. Konuşamasalar da bir psikolog bir terapist gibi dinleyebildiler beni. Onlara baktıkça içim açıldı yeşil yeşil. Yeşillendim, canlandım. Onları sularken aslında ruhumu yıkadım. Arınmış şekilde yanlarından ayrılırken, onlar da etrafa saçtığım kırıklıklarımı süpürüyorlardı.
Kaktüslerle özdeşleştirebiliriz evet kendimizi. Sayın Kartalpin çok güzel anlatmış: sulu ortam/ soğuk ortam. Peki dikenlerimiz mi var bizim? Hayır. Dikenlerimiz yok. Dikenlerine rağmen bir bitkiye dokunabiliyoruz biz. Diken gibi sözler söyleyen kişileri affedebiliyoruz biz. Dİkenlerine rağmen sevebiliyoruz bitkileri ve insanları. Bu o demektir. Herkesi olduğu gibi kabul ediyoruz, değiştirmeye çalışmıyoruz. Oldukları gibi, yaratıldıkları gibi seviyoruz. Kaktüslerimizi o eğri büğrü halleriyle beğeniyoruz. Su sevmiyorlar, azami dikkat ediyoruz. Güneşe bayılıyorlar en güzel sarı-turuncu manzaraya boğuyoruz onları. Tutup dekor olsun diye en karanlık odalarımıza hapsetmiyoruz. Evimizin dekorunu çoğu zaman onların rahatı için değiştiriyoruz. Bir bitki için bunları yapan birinin dikenleri nasıl olsun!!!
eminetirsi
25-10-2009, 11:28
Eve gelen misafirlere neyse diyodum, fakat kuzenlerimin -ya neden kaktüs, dikeni batıyor, doya doya dokunup ilgilenilmiyor, birde çiçek açacak diye bekliyosun yıllarca... Diyorlardı. İzah etmeye çalıştım aşkımı, sevgimi -manyakmısın kızım sen. dediler. 4.tekilkişi arkadaşımın dediği gibi, dışardaki kırıkları onlardan başka kim süpürüyorki usanmadan. Zaman olup ağladığında gözyaşlarını kim siliyor hemde arkandan gülüp alay etmeden. Birde bazen, insanız dertleşmeye ihtiyacımız var, adını dost dediğimiz insanlara, bugün dediğimizi yarın duyuyoruz başka yerden. Hangi dikenli kaktüs yaymış ortalığa, ona verdiğimimiz sırrımızı ve ya anlattığımız derdimizii. Öyle değilmi ama arkadaşlar... Hangimizin çok sululuğa tahammülü varki, kartalpin arkadaşımızın dediği gibi.... Onlar bize hiç sululuk yapmıyolar hoş bizdende sululuk istemiyolar. Aslında tek talepleri. Bırak beni aydınlık bir yere ben seni gece gündüz dinlerim usanmam, yapabileceğim ne varsa yaparım, belki konuşamam ama, zaten anlaşmak için konuşmak tek şart değilki, sana bakıyorum gülüyorum yetmezmi.....Böyle mükemmel bir dosta sığınmak manyaklıksa eğer ben dünyanın en manyak insanıyım.... Hem onlar varsın anlamasınlar, siz neden kaktüs ama sorusunun cevabını iyi biliyorsunuz arkadaşlar. Birde şu çiçek meselesi var. Onun açmasını beklemek içimizdeki sabırdan başka birşey beğil aslında... sanki insanlar sabırla birşeyler beklemiyorlar ha bugün ha yarın diye. Zaman oluyor hemen, zaman oluyor yıllarca bekliryosunda olmuyor bazı şeyler... Benim için çok önemli dediğim birşeyi tam dokuz yıldır bekliyorum, hala şafak karanlık...Halbuki üstüne ne kaktüslerim açtı soldu.... Neyse derinlere dalıyorum. İşin aslı şu ki benim kaktüslerim hiç solmuyorlar. Heran açmış duruyorlar. İllaki renginin pembe, kırmızı,tuncu ve ya beyaz olması şart değil. Benim kaktüsüm yeşil açıyor ve hergün her mevsim açık durumdalar...hoşçakalın....
Sayın Kartalpin yazılarınız ve dostlarınızla aramıza dönmeniz beni çok mutlu etti.
Ak sakallı, ak saçlı bilge şu sıralar bizde misafir. Ne yalan söyleyeyim ben de kendisine davetsiz misafir gözüyle bakmaktayım. Doğanın parçası olarak mümkünse başka mekanlar tercih ederse ve zavallı bitkilerimde konaklamayı keserse daha mutlu olacağım zira Hoyamın çaresizce boynunu bükmesine ve yardım talebine ilgisiz kalamıyorum.
İyi ki döndünüz, dostlarınızın güzel hikayelerinin devamını bekliyorum.
Sevgilerimle...
gülnur yener
27-10-2009, 12:32
Sevgili Kartalpin,terapi çok güzel görünüyor,sevgi aldığı nasıl da belli oluyor. Harika!
denizkedisi
27-10-2009, 18:29
Ne güzel şeyler yazılmış burada;)
Tüm kaktüs sevdalılarına merhaba,
Hoşgeldiniz Kartalpin , Terapisti seyredip , terapi olmamak mümkünmü ? Ve daha nice kaktüsü...
Hangi insan GÜNEŞ istemezki !! Kaktüslerimiz gibi . Ve kim tehlikelere karşı korumazki kendini , sevdiklerini.
Değerli dostunuzun yüreğindeki sevgi hiç bitmesin .
Ve sizide hep burada yazarken görmek dileğiyle...
Hikayelerini paylaşan tüm dostlarada sevgiler..
ben kaktüs dikenlerine başka bakıyorum kendini korumak için ya da içindeki üzüntülerini sıkıntıları dışarı vuran insanlar gibi hani vardır ya birine sinirlenir ama başka birine patlar onun canını sıkar ya dabir dostunuz vardır sizi asla üzmez sizde onu üzmezsiniz ama o dostunuzun canı sıkıldığında sizinle paylaştığında sevdiğiniz biirinin canının sıkkın olmasına üzülülürsünüz canınız yanar ben bunlara benzetiyorum kaktüslerimin dikenleri genelde batmaz onlara dokunduğumda ama onların canını yanıyorsa sıkıntısını benimle paylaşlaşır o üzüldüğü için benim canım yanar isteyerek yakmak canımı bunlara benzer şeylere benzetirim diken batmasını ya da batmamasını
İrem Erdinç
31-10-2009, 13:24
Sn. Kartalpin;Kaktüs ve Sukulent'lerinizi gördükçe; bu da çok güzel, bundan da benim olmalı ve sevimli veee tamamen hüsnülüğe dair bir kıskançlık içersine girdiğimi itiraf ediyorum.
Ayrıca sitede yeni ve acemi üye olarak sizi yeni keşfetmenin hoşluğu içersindeyim.
Kallavisinden bir itiraf yapmak istiyorum: Can Baba ve Abla'ya ilişkin Hikaye ve kaktüslerinizi öylesine çok beğendim ki; beğeneceğinden emin olduğum birkaç arkadaşımla e-posta yolu ile paylaştım :( umarım bu davranışımı hoş görürsünüz. Kusurum var ise affola :(
Herkes nerede ??
Sevgili samarra , 4. tekil kişi , eminetirsi, M. sema, kartalpin ve tüm kaktüs dostları...
Ne kadar mutlu olmuştuk sayfamız hareketlendi , yeni dostlar tanıyoruz diye...
Lütfen hikayelerinizi bekliyoruz...
sevgiler...;)
kartalpin kaktüsleriniz çok güzel maşallah diyelim
Ama onlara yüklediğiniz anlamlar çok daha güzel
Bu site sayesinde bende bir kaktüs koleksiyonuna başladım
Daha çeşitlerim fazla değil ama zaman içinde artacağına eminim
Bana kaktüsleri sevdirdiğiniz için hepinize teşekkürü borç bilirim sevgiler
4.tekilkişi
04-11-2009, 12:28
Sevgideğer Kartalpin, sayenizde neler neler öğreniyoruz. Kaktüslerinizin güzelliğini kıskanmamak elde değil. Sevgiyle sulanan, sizin o romantik enerjinizden nasiplenen bitkiler işte böyle güzelleşmişler. Ne kadar şanslılar size sahip olmaktan. (Tabiii, siz onlara sahipken aslında onlar da size sahipler.)
kartalpin
04-11-2009, 21:00
Sayın Mel-i, Sayın irem Erdinç, Sayın Samarra, Sayın Barçman ve de Sayın 4. Tekil kişi, güzel sözlerinize teşekkürler ama buraya sizin kaktüs/sukulent öykülerinizi beklemekteyim. Yazabileceğinizden de eminim. Özellikle Sayın Samarra iyi başlamıştınız devamını merakla beklemekteyim
teşekkürler kartalpin 10 günlük yoğun bir eğitim seminerindeyim yazmak için fırsat bulamıyorum seminer sonunda bende paylaşmak için sabırsızlanıyorum ama arada girip sizin hikayelerinizi okuyorum merakla diğerlerinide bekliyorum ellerinize yüreğinize sağlık
Mine benim ilkokul 4. sınıfta aşık olduğum ama 5. sınıfta ölümü nedeniyle yitirdiğim, şu an yüzünü hayal etmekte zorlandığım (ama sadece çok sevimli çilli yüzünü anımsıyorum bulanık olarak) ama sevgisini muhafaza ettiğim bir kızdı..
Yaşayan, yaşatan bir öyküydü okuduğum. Kutlarım. Kaktüslerinizden bazılarından bende de var. Evet ,sanırım kaktüs yetiştirmek için normal guruba girmemek gerekiyor; çünkü kaktüsler de sıradışı bitkiler. Sizi okumak güzel.
Fahriye Abla
Hava keskin bir kömür kokusuyla dolar
Kapanırdı daha gün batmadan kapılar
Bu afyon ruhu gibi baygın mahalleden
Hayalimde tek çizgi bir sen kalmışsın sen!
Hülyasındaki geniş aydınlığa gülen
Gözlerin , dişlerin ve akpak gerdanınla
Ne güzel komşumuzdun sen fahriye abla
Eviniz kutu gibi küçücük bir evdi
Sarmaşıklarla balkonu örtük bir evdi
Güneşin batmasına yakın saatlerde
Yıkanırdı gölgesi kuytu bir derede
Yaz kış yeşil bir saksı ıtır pencerede
Bahçede akasyalar açardı baharla
Ne şirin komşumuzdun fahriye abla
Önce upuzun sonra kesik saçın vardı
Tenin buğdaysı , boyun bir başak kadardı
İçini gıcıklardı bütün erkeklerin
Altın bileziklerle dolu bileklerin
Açılırdı rüzgarda kısa eteklerin
Açık saçık şarkılar söylerdin en fazla
Ne çapkın komşumuzdun sen fahriye abla
Gönül verdin derlerdi o delikanlıya
En sonunda varmışsın bir erzincanlıya
Bilmem şimdi hala bu ilk kocandamısın
Hala dağları karlı erzincandamısın
Bırak geçmiş günleri gönlüm hatırlasın
Hatırada kalan şeyler değişmez zamanda
Ne vefalı komşumuzdun sen fahriye abla
AHMET MUHİP DIRANAS
Kulakları çınalsın Ergun Hoca' nın. Her dersinin ilk beş d. sını bu şiire ayırtırdık, bizi kırmaz okurdu. O günlere döndüm okurken, teşekkürler.
"Fahriye Abla" için benden de bir katkı:
Fahriye Abla Dıranas'ın övündüğü şiirlerinden biri değildir. Daha çok emek verdiği,üstünde üç yıl gibi uzun bir süre çalıştığı şiirlerin önüne geçmesinden, bunca ünlü olmasından dolayı öfkelenirmiş.
MEB için yazdığım senaryoda kullandığım bir alıntıyı sizlerle paylaşmak isterim.Fethi Naci’nin Eleştiri Günlüğü’nden aldım bu yazıyı. Yazar İzmir’de bir kitap fuarındaki izlenimlerini anlatır yazısında. Aklına takılan bir düşünceyi okuruyla paylaşır: "Ahmet Muhip Dıranas Fahriye Abla’yı neden bir Erzincanlıyla evlendirmiştir?"
“Kitap Fuarından çıkıyoruz. Büyük Yamanlar’a ve Karagöl’e doğru yola çıkıyoruz. Birden Fahriye Abla’nın iki dizesi takılıyor dilime:
Gönül verdin derlerdi o delikanlıya,
En sonunda varmışsın bir Erzincanlıya.
Niçin “Erzincanlıya” varmış Fahriye Abla? Nedeni açık: “Delikanlı” sözcüğüne kafiye bulmak zorunluluğu! Başka kime varabilirdi Fahriye Abla? O şiirin yazıldığı yıllarda Adıyaman diye bir il olmadığına göre ancak bir Vanlıya! Vanlının başına iki heceli bir sıfat bulunca 13 hece tamamlanıyor: Yaşlı Vanlı, zengin Vanlı, sarhoş Vanlı...
Ahmet Muhip Dıranas, sıfatlarla uğraşmamak için Fahriye Abla’yı Erzincanlıya vermiş. Böylece edebiyatımızda ilk kez bir kadın, kafiye yüzünden, bir Erzincanlıyla evlenmek zorunda kalıyor.”
İrem Erdinç
11-11-2009, 12:38
İLK KAKTÜS
İrem’in kaktüs sevgisi, Türk kahvesine olan sevgisi gibi babaannesinden geçmiştir. 10 – 12 yaşları arasındayken ilk kaktüsünü babaannesinden aldı. İlk kaktüsünün ilk yavrusunu annesinin dedesine ait Türk kahvesi fincanına ekti. İlk kaktüs, ilk kaktüsten ilk yavru devamını da getirdi; İlk kaktüsü çok anaçtı ;) onun diğer yavrularını fincanlar, kupalar, minik ve sevimli görünen her şeye ekmeye başladı. Sonra ne ve nasıl olduğunu hala bilmiyor :( ilk önce büyükbabanın fincanına ektiği ilk yavru kaktüsü öldü, sonra onu diğerleri takip etti. “Bakamadım, beceremedim” dedi ve kendine küsüp, kaktüs ev işletme macerasını sona erdirdi. Anaç kaktüs ile ilişkisine mesafe koydu, uzaktan sevmeye devam etti. İrem lakabını KAKTÜS ÖLDÜREN koydu.
TÜYLÜ HIYAR
Yıllar geçti, büyüdü İrem. Hangi çiçeği seversin sorusuna KAKTÜS derdi. Bir arkadaşı da ona kaktüs hediye etti. İrem görür görmez adına Tüylü Hıyar dedi, sonra Tüylü kaldı adı. Tüylü büyüdü, yanından 2 yavru verdi, boyları 1 metreyi geçti. İrem güzelliklerini anlata anlata bitirmezdi. 11 yıl boyunca beraber oldular sonra KAKTÜS ÖLDÜREN İREM yeni bir film çekmek istermiş gibi o güzeller güzeli Tüylüleri öldürdü :'( Ağladı, hem de çok ağladı, hala daha Tüylüleri düşündüğünde burnu sızlar, gözleri dolar. (Bu kaktüsümün yeri hala doldurulamaz)
ÇİÇEK AÇANLA TANIŞMA
İrem zavallısı ;) kaktüsleri sever, ama hiç çiçek açtığını ne görmüş ne de duymuştu: D evimizde de öyle sakin sakin yaşamını sürdüren kaynana topuzu (adını bu sitede öğrendim), “şu zavallıları sevindireyim” dedi galiba vee çiçek açtı. Allah’ım o gün ne kadar mutlu bir gündü. Çiçeğin uçuk pembe rengine, asalet ve zarafet yüklü görüntüye hayran kaldı. (Ne kadar çok fotoğrafını çektiğimizin sayısını bilmiyorum, öylesine çok yani, Görmemişin oğlu misali :D Ama İrem Kaktüs öldüren olduğu için Çiçek Açanın yavrularını alıp, yeni yerlere ekip, yeni çok güzel çiçekler açan kaktüsleri olsun hevesine gelmedi.
SON MACERA
Aradan yıllar geçer (filmlerdeki gibi bir yazı yerleştirilir :p) Babaannesi Ankara dışına çıktı, kaktüsleri ile ilgilenme görevi İrem’e verildi. Onlarla konuştu, okşadı, sevgisini, hayranlığını onlara doluca verdi. Babaannesi döndüğünde “kaktüslerini tanıyamadığını ve hepsinin çok daha güzelleştiğini” söyledi. Öylesine mutlu oldu ki; gayet güzel bakmış, güzelleştirmiş, öldürmemişti… Ohh durumundaydı yani ;)
İrem aldığı gaz ile kaktüs ev işletme macerasına yeniden başlar. Yine ilk kaktüsü babaannesinden gelir. Sonra o ilke yeni yeni farklı arkadaşlar eklendi. Saymayı uğursuzluk (batıl inanç işte) saydığından kaç tane kaktüsü olduğunu bilmiyor. Biz hepimiz mutlu bir aileyiz. Aileye son eklenen Leyla ile Mecnun huzurunuzda :D Önce bir hikaye;
Leyla’nın dileği
Mecnun bir fırsatını buldu, Leyla ile baş başa kaldı. Leyla da ondan bir dilekte bulundu.
“Ey aşık! Neyin varsa getir!...”
“A ay yüzlü!... Senin aşkınla ne suyum kaldı, ne kuyum. Ne ciğerimde azıcık kan, ne geceleri gözümde uyku. Aşkın aklımı yağmaladıktan sonra her şeyim birer birer gitti. Şimdi sahip olduğum tek şey yaralı bir kuşa dönmüş canım. Senden bir emir bekliyorum. Ver dersen hemencik vereyim”
Leyla güldü bu sohbete. Sonra sitem etti.
“A yiğit!... Ben senden bunu ne vakit istersem alırım, başka neyin var?”
Bu söz üzerine Mecnun biraz düşündü, bakındı, arandı. Sonra birden hatırlamış gibi partal giysilerinin eprimiş yakasından çıkardığı bir iğneyi Leyla’ya sundu:
“Vallahi varlık aleminde malik olduğum tek şey işte bu. Bundan başka hiçbir nesneye sahip değilim. Bunu taşımamın sebebi ise yine sensin, a gönlümü alan! Çölde, ovada, dağda, kırda senin hayalini izlerken çok düşüyorum; dikenler ayağıma batıyor. Bu iğne onları ayağımdan çıkartmak için.”
“İşte ben tam da onu arıyordum. Aşkta gerçek isen, bu iğne sana nasıl layık oluyor, a perişan aşık! Bencileyin bir güzelin peşindeyken ayağına diken batsa o dikeni çıkarmak doğru olur mu? Eğer o dikeni çıkarırsan seninkine vefa derler mi? Sevgili yolunda ayağına diken batan aşık, onu elbisesine takılmış bir gül görmeli değil midir? Gül dikeni; bir gül elde etmek için her yıl dikenlere sabrediyor da sen gülfidanından da aşağı mısın ki ayağındaki bir dikene sabredemiyor, onu iğneyle çıkarıyorsun? Leyla’nın aşkıyla ayağına batan diken, onun başkalarına armağan edeceği yüzlerce gül demetinden daha değerli değil mi yoksa?”
Diyor, İskender Pala’nın Katre-i Matem kitabından bir alıntı ile sonlandırıyorum.
113727
113728
zeynepdincer.k
11-11-2009, 22:46
Sn. İrem Erdinç hikayeniz çok güzeldi, paylaşım için teşekkürler.
İrem Erdinç
12-11-2009, 09:10
Sn. Kartalpin ve Zeynepdincer. k teşekkür ederim.
Sn. Kartalpin'in hikayelerinin yanında benim hikayemin esamesi okunmaz da, çabaladım işte!
Tebrikler İREM ERDİNÇ...
Gerçekten çok güzel bir hikaye olmuş .
Leyla ve Mecnun'un Gerçek Aşklarının uzun yıllar sağlıkla sürmesini dilerim...
Sevgiler..
İrem Erdinç
13-11-2009, 08:31
Sn. Mel-i; güzel ve gönlümü hoş eden sözleriniz için çok teşekkür ederim.
Leyla ile Mecnun için de dileğinize AMİİİN diyorum.
İnşallah hiç bir kaktüsümüz ölmez, çiçekleri üzerinde kurumaz ;)
Sevgilerimle...
Bu konu en sevdiğim , ve elimden geldiğince takip etmeğe çalıştığım konulardan biri.
Sn Kartalpin kaktüslerinize yüklediğiniz özel anlamlar hem çok hoşuma gidiyor hemde yüreğimi sızlatıyor.
Ne yazık ki ben kaktüslerimi isimlendiremiyorum. Çünkü bütün özlediklerim benden ayrı yaşıyor. İki evladım ve torunum yurt dışında yaşıyorlar Ve ben onları uzun zamandır görmüyorum
Biliyorum kaktüslerimi isimlendirirsem, onlara kaybettiklerimin ve hasret çektiklerimin isimlerini vereceğim. Ve bu benim içimin dahada fazla yanmasına sebep olacak
Ama sizin kaktüslerinizin öykülerini büyük bir merakla bekliyorum
Yüreğinize sağlık.
İrem Erdinç
25-11-2009, 09:57
Ne zaman yeni kaktüs ve hikaye ile geri döneceğinizi beklerken "ya sevgili Kartalpin yazmazsa, yeni kaktüsü ile tanıştırmazsa" ;) diye içimde endişe vardı! Beklediğime değdi, yine şahane bir kaktüs ve çok nefis bir hikaye, ellerinize ve yüreğinize sağlık.
Yazdığınız "iç yolculuk" ile ilgili bir kaç kelam edemeden duramayacağım. Duygusal olarak etkilenmemi sağlayan mesajlar (Bugün ki sizin mesajınız ve dün ki Hozat'ın Bir öğretmen tanıyorum gibi) ya da bir film izlerken etkileyici bir replik filmden koparır sizi ve iç sesin konuşmasına dalarsınız ya, işte öyle. Böylesi durumlarda; hüzün ve sorgulama dolu bir koskocaman bir gün hatta günler iç yolculuklarla geçiyor. İnsan hani kendisini suçlarken, savunmasını da mazeretler eşliğinde sunamaz ya, bilir ya doğrusunu, mazeret uydururken bulduğunda da kendini yine suçlar ya... İşte öyle bir hal içinde debeleniyorum iki gündür :D Aslında ortada ne bir suç vardır, ne de suçlu ama bir sorun oluşmuştur. Adını bildiğiniz halde dile getirmekten çekindiğiniz, fısıltı halinde söyleseniz bile çığlık atmış gibi hissedeceğiniz. İçinizin bildiği, beyninizin içinde debelenen adı dillendirilmek istenmeyen. İşte bu iki mesaj; sizin Sefer ve Hozat'ın Bir öğretmen tanıyorum’u beni benden aldı, hüzünlere sardı diye şarkı kıvamında bir söz ile noktalayayım :D
Ayakkabı kutularında getireceğiniz nice seferler ve onların hikayeleri ile sık sık burada okunmak için beklenildiğiniz biline ;)
TEŞEKKÜRLER KARTALPİN ...
Sayenizde buradan aldığım nefesimde bile hissetiğim , ilklerimi yaşadığım güzel insana sevgilerimi sunuyorum..
İyiki varsın...
İsim verme adetim yoktur.
Çok azıyla, çok özel durumlarda konuşmuşumdur.
Buna her bakışımda, aklımdan "Kartalpin" adının geçtiğini farkettiğim için, hem isim vermek ve hem buraya yüklemek farz oldu :)
115714
kartalpin
30-11-2009, 17:57
Bu muhteşem ortamları bize hazırlayan ve her seferinde dağınık sayfa düzenimi toparlayan Sevgili Malina;
Onur verdiniz ve beni çok mutlu ettiniz..
4.tekilkişi
01-12-2009, 13:58
Bir dostum yeni halini görünce *Aaaa üzerine kaçak kat çıkmış" şeklinde bir espri yaptı.. Son halini sizinle paylaşayım dedim. Üzerine çıktığı "kaçak kat" da kalp şeklinde:)
Şaşırmamak elde değil. Kalp şeklinde. Adına ve en temeldeki formuna ne kadar yakışan bir kaçak yapı bu böyle :)
Sizin ruhunuzdan mı alıyorlar ilhamı (ya da onlar mı size veriyor bütün bunları?) bilemiyorum.
4.tekilkişi
01-12-2009, 15:12
Bir adam gördüm düşümde. Uzundu boyu, saçları uzundu. Güçlü kuvvetli kolları vardı. Bedeni iri, ruhu incecikti. Belliydi derin bakışlarından, ellerinin zarifliğinden belliydi, kelimelerinden... Benden yaşlıydı. Kargaşa vardı sokakta. Bir çatışma. Beni almaya gelmişti. “Hadi gidelim” dedi. “Şimdi!” Tereddüt ettim. Ya ailem? Ne derlerdi? Çok düşünemedim ama. O anında rüyamın, tek istediğim; o kavgadan kaçmaktı.
İki anlaşamayan grup neden başladığını bilmeden belki de, birbirlerini yaralıyorlardı. Başka birileri onları ayırmaya çalışıyordu. Ama ayrılmak ya da anlaşmak değildi istekleri. Anlaşamıyorlardı, çünkü kimse haksızlığını kabul etmiyordu. Taşlar atıyorlardı, birbirlerinin üstlerine, sopalarla yürüyorlardı. Birileri yaralanıp yere düşüyordu. Kan revan içinde kalıyordu yüzleri gözleri. Bir arabaya bindirdi beni acele etmemi isteyerek. Güzel, siyah, yüksek bir araba. Gidiyordum ama arkama bakıyordum. Sokaktaki kavgaya. İşte dedim gördün mü ne olduğunu? İki gruptan da olmayan biri, kızıştırıp ortalığı gitti. Kimse görmedi! Ne onların adamıydı ne ötekilerin… İki gruptan da olmayan biri! “Üzme artık kendini. Bak gidiyoruz. Geçecek hepsi” dedi. Beni sevdiğini hissediyordum. Ama ben onu seviyor muydum? Hislerimi sorgulamaktan kaçıyordum. Bir başka adam girdi düşüme tanımadığım, “yapma” dedi. “Bu saçma bir evlilik!” Seni ilgilendirmez bu benim hayatım. Ve benim kararım. Hiçbir şey söylemesine fırsat vermeyerek kurmuştum cümlelerimi alelacele. Başı öne eğik çıktı hüzünle. “Yanlış yapıyorsun, ama öyle kararlısın ki bunu sürdürmekte” der gibiydi bedeni. Derken uyandım. Sabah olmuştu.
115865
Bu kaktüsümün adı da “Adam”. Kolları var gibi. Evdekiler de bu ismini benimsediler. Adam’ın büyüdü, Adam’ın susamıştır? Cümleleriyle belli ediyorlar. Baksanıza fotoğrafına, şu haliyle sanki korumacı bir tavır sergiliyor. Meçhul bir tehlikeye karşı öne atılmış da durdurmak ister gibi kollarını kaldırmış. Dimdik, korkusuz… Rüyamdaki ilk adama benziyor…
4.tekilkişi
01-12-2009, 15:45
Sevgideğer Kartalpin'in "Sefer" ve "My Favorite Things" kaktüslerini bize tanıttığı yazılar beni öylesine etkiledi ki. Bunlara nasıl teşekkür etmeliydi?
Sayın Kartalpin'in bizden istediği yegane şey, bu sayfalarda onu yalnız bırakmamamız. Kendi dostlarımızın/kaktüslerimizin öyküleriyle ona eşlik etmemizdi. Ben de bu şekilde bir teşekkür etmek istedim.
Hepimiz kaktüslerinizin öykülerini anlatan yazıları ve size yeni yazılar yazdıracak kaktüsleri -ruh açlığıyla- bekliyoruz. Öncelerde yazılarınızla birlikte muhteşem güzellikteki kaktüslerinizi tanımak tarifsiz bir zevkti, dürüst olmak gerekirse "çağlayan" yazılarınız artık onların önüne geçiyor. Bir gün 365. kaktüsünüzü bize tanıtıp "sevgili dostlar, size tanıtacağım dostlarım bu kadardı" derseniz; ne kadar az kaktüsünüz varmış diye üzüntüden kahrolurum.
Bütün seferlerinizden yeni "Sefer"lerle dönmeniz dileğiyle :) Kaktüsleriniz bol olsun...
4. Tekil Kişi , Adamınız aldığı sevgiden çokk memnun gözüküyor :))
Hikayeniz çok güzeldi. Mutluluk dileklerim ile...
Yitirmiş olduğumuz değerli büyüklerimizi böyle sevgiyle hatırlamak , onları çoçuklarımıza böyle küçük anılarımız ile anlatmak biliyorum ki onları çok mutlu ediyordur.
Mekanları cennet olsun ...
Kartalpin ne mutlu size ki , sizin yazılarınız ateş olup gitmeyecek . Ve her hikayenizde kendimizden birşeyler bulup , onları beynimize kazıyoruz. Bazen kaydediyoruz , bazen arkadaşımıza öneriyoruz.
İyiki varsınız ve iyiki bu mükemmel hikayelerinizi bizimle paylaşıyorsunuz.
Kendi adıma yorum yazmadan geçemiyorum. Teşekkürlerimi sunuyorum.
denizkedisi
10-12-2009, 15:11
Başka hiçbir çiçek almayacağım bundan sonra,sözü döküldü dudaklarımdan bu sayfayı okurken.Kaktüs ve sukulentler harika varlıklar...Özellikle Hüsn ü Aşk ve Kartalpin.
gizliperi
10-12-2009, 15:15
çok güzel
Sayın Kartalpin,
Öykünüzü öğrencilerime zevkle okudum. Doğrusu bunu yaparken bir nevi çocukluğuma döndüm. Öğrencilerimden biri, kaktüsü çevreleyen taşları babanızla birlikte etleri pişirdiğiniz ocağın etrafındaki taşlara benzetmiş olabileceğinizi söyleyince çok duygulandım. Nurlar içinde yatsın.
Yüreğinize sağlık.
Sayın kartalpin,
Hem resimler hem de yazılarınız harika... Varolun.
Sayın kartalpin,
Teşekkürler...
denizkedisi
13-12-2009, 11:44
Çok güzeller gerçekten,bizimle paylaşmanıza çok sevindim.
Kaktüsleriniz gerçekten çok güzel. Bu kadar çok çeşit kaktüs olduğunu bilmiyordum gerçekten. =)
eminetirsi
13-12-2009, 15:49
Güzel yeterli bir telaffuz değil bence... Bunlar olağanüstü güzellik... Sahibi ne kadar şanslı....
kartalpin süpersin ne denir ki başka....
:dilli:Kaktüslere bu kadar anlam yüklemen çok hoşuma gitti. Hiç bitkilere senin gördüğün anlamda bakmamıştım... Çok soğuk duran bu bitkiler ne güzel anlam kazandı gözümde. TEŞEKKÜR EDERİM
Sevgili kartalpin
Babam adlı kaktüs hikayeniz, beni cok duygulandırdı.
Bircok kaktüsüm var, ancak yazı yeteneğim yok:)
Yazamasam da, hep buradayım:)
Gönlünüze sağlık.
Sevgili kartalpin
Ben kaktüslerimi resmedeyim, hikaye yazmayı size bırakayım:p
gerçekten çok güzel bir fikir kaktüsleri sıcak hava etkiliyormu
duygumit
16-12-2009, 10:06
bu fotoğrafı görmek beni çok mutlu etti. o eşsiz bahçeyi çok sevdiğim bir arkadaşım sayesinde keşfettim. ona vebu bahçeyi hazırlayan cemoya minnettarım. kaktüs ve sukulent hayranlığım bundan aylar öncesinde başlamıştı. sadece internetten resimlerine bakıp iç geçirirdim. ta ki o muhteşem bahçeyi görene kadar. tabi ki bahçe kadar sahibi de harika bir insan. bahçeyi gördüğümde deliye göndüm. heyecandan ne yapacağımı bilemedim. bu heyecanıma herkes şahit oldu. duygularıma hakim olamadım.
Kısacası sevgili cemo siz ve bahçeniz muhteşemsiniz. sizden aldığım kaktüs ve sukulentlere gözüm gibi bakıyorum. benim kaktüs ve sukulent sevgimi kak kat arttıran sevgili cemo' ya teşekkür ediyorum. ve o bahçeyi gördüğümde hissettiğimi bir cümleyle anlatarak bitiriyorum. '' BÖYLE BİR BAHÇEYİ RÜYAMDA GÖRSEM, O SABAH GÜLER YÜZLE UYANIRDIM. '' (Ayrıca misafirperverliğiniz için de teşekkür ederim.)
bu fotoğrafı görmek beni çok mutlu etti. o eşsiz bahçeyi çok sevdiğim bir arkadaşım sayesinde keşfettim. ona vebu bahçeyi hazırlayan cemoya minnettarım. kaktüs ve sukulent hayranlığım bundan aylar öncesinde başlamıştı. sadece internetten resimlerine bakıp iç geçirirdim. ta ki o muhteşem bahçeyi görene kadar. tabi ki bahçe kadar sahibi de harika bir insan. bahçeyi gördüğümde deliye göndüm. heyecandan ne yapacağımı bilemedim. bu heyecanıma herkes şahit oldu. duygularıma hakim olamadım.
Kısacası sevgili cemo siz ve bahçeniz muhteşemsiniz. sizden aldığım kaktüs ve sukulentlere gözüm gibi bakıyorum. benim kaktüs ve sukulent sevgimi kak kat arttıran sevgili cemo' ya teşekkür ediyorum. ve o bahçeyi gördüğümde hissettiğimi bir cümleyle anlatarak bitiriyorum. '' BÖYLE BİR BAHÇEYİ RÜYAMDA GÖRSEM, O SABAH GÜLER YÜZLE UYANIRDIM. '' (Ayrıca misafirperverliğiniz için de teşekkür ederim.)
Sevgili Duygu,
Sizlerin ışığını yansıtmış olabilirim, hepiniz çok şekerdiniz. Senin heyecanın gözümün önünde:p Her zaman beklerim bahceye. Hatta, baharda yeni kaktüs bahcesi düzenlemesini birlikte yapalım.
Gönlündeki kaktüs sevgisi hiççç bitmesin.
Gerçekten harika.
Teşekkür ederim, sevgili cenan.
Birde yazı yazabilsem. Ne hikayeler cıkardı gercekten:(
Sevgili cemo, ben bile bakınca neler görüyorum o resimde anlatamam. Dedim ya anlatamam;)
yasemin_38
17-12-2009, 23:33
yetiştirdiğim bir kaktüsüm olmadığı için, bu sayfalara yazma hakkını görmedim kendimde, birkaç teşekkür satırından başka... sessizce öyküleri okuyup durdum... ama bu son hikayeniz Sevgili Kartalpin, beğendiklerim arasında zirvede duruyor... gönlünüze sağlık...
Sayın Kartalpin,
Bir kaç gündür kaktüs öykülerinizi okumaya çalışıyorum. Son sayfaya henüz gelemedim ama kaktüsleri ile böylesine arasında sevgi bağı kurabilen bir kişi bu sevgiyi insanlarada aktarabilen bir sevgi insanıdır diye düşünüyorum. Paylaşımlarınız için teşekkürler.
Kaktüsler çok güzeller. Birkaç gün önce görmüştüm resimlerini. Hemen gittim 3 tane kaktüs aldım. Hepsini de en güzel camlarımın önüne yerleştirdim. Çok sevimli duruyorlar. Kaktüslere gösterdiğiniz emeğe hayranım. Hepsi birer sabır örneği resmen.
kartalpin
20-12-2009, 23:32
Hadi ezgib kardeş, paylaş bizimle kaktüslerini
kartalpin
21-12-2009, 22:46
Sayın Skaraca'ya
Güzel duygu ve düşünceleriniz için ben teşekkür ederim. Yazılarımda okuduğunuz sevgi sözcükleri bana değil, onları sevgi sözcükleri olarak algılayan sizlerin güzel ruhlarınıza aittir.
Sizin de kaktüslerinizi bu sayfalarda bekliyoruz.
Saygılar
kaktüsler...
dikenli ve sert
ama hikayeleri çok samimi ve dostca....
bu bölüme ilk girişim...
sert ve dikenli düşüncelerle girdim...
yumuşak ve hayran bir ruh haliyle çıkıyorum...
bende yarın pc nin başında bir kaktüs le kendime yeni hikayeler oluşturabilirim.
teşekkürler...
vBulletin® v3.8.5, Copyright ©2000-2025, Jelsoft Enterprises Ltd.