Bağlan

View Full Version : beypazarı




Dev Sekoya
05-04-2006, 15:23
Gümüşü, kurusu, havucu, tarihi evleri ve eşsiz yemekleri ile hayatta daha yapacak çok işi olan bir kent : Beypazarı

Bir Pazar günü düşüyor yolumuz Beypazarı’na. Bey’ler pazarı Evliya Çelebinin Seyahatnamesinde anlattığı gibi kurulmuş. Ancak günümüzün beyleri turistler olmuş artık. Belediyenin öncülüğünde yaşlısı genci elbirliği ile turistleri ağırlamanın ve turizm yolu ile kalkınmanın peşindeler.
Beypazarı’nı gezmeye başlamadan önce Beypazarlı’nın hayata bakışını öğrenmek gerekli. O kentin simgesi olmuş eski evlerin henüz her yerinin bitirilmediğini öğrenmek ilginç geliyor. En azından iki üç yüz yıllık evler size eski gibi görünse de aslında halen inşaat halinde… Hayır, yanlış anlamayın sakın, restorasyon değil kast ettiğim. Geleneğe göre Beypazarlılar dünyada hala yapacakları bir şeylerinin kaldığını vurgulamak için evlerinin üst katlarının bir kısmını ya da tamamını işlemeden bırakırlar. Buna yerel dilde Çandı **** Çantı derler. Ancak ihtiyaç olduğu hallerde bu mekanları tamamlıyorlar. İşte Beypazarlı’nın hayata bakışı böyle, daha yapacak çok işimiz var hayatta diyorlar. Zaten bunu kente adımınızı attığınızda hemen fark ediyorsunuz. Hemen herkes gelen turistleri en iyi şekilde ağırlamanın peşinde.. Kesiliveren bir cevizli sucuk, kürekle ikram edilen Beypazarı kurusu **** rica minnet tatmanız istenen seksen kat yufkadan oluşan baklavası ile çarşıda daha yürürken karnınız doymaya başlıyor..
Beypazarı eskiden o meşhur E-5 yolu yapılmadan önce Ankara - İstanbul karayolunun geçtiği ilçelerden birisi idi. Ancak yol Kızılcahamam - Gerede üzerinden geçtiğinde Beypazarı da kaderine terkedilmiş Ankara ilçelerinden birisi oluvermişti. Beypazarlı, bir çok Ankara ilçesi gibi bu kadere razı olmadı. Bey’lerin pazarı, belediyenin de öncülüğünde beşyüz Beypazarı evini restore etti. Geriye kalan bin evin ise restorasyon çalışmaları sürüyor. Beypazarı belediyesi, bu evlerin bir kısmını sahiplerine, bir kısmını da hayırsever kişi ve kuruluşlara yaptırıyor.
Gelin şimdi Beypazarında nerelerin görülmesi gerektiğine bir bakalım.
Hıdırlık Tepesi
Beypazarı'nı ziyaret edenlerin ilk uğrak yeri, şehrin tüm güzelliklerini bir arada görebildikleri Hıdırlık Tepesi'dir. İlçenin tüm bölgelerine hakim olan tepeden tarihi konakların ve doğal güzelliklerin ön plana çıktığı şehir dokusunu tüm ayrıntılarıyla seyredebilirsiniz. Hıdırlık tepesinde demli bir çay içmeyi sakın unutmayın.
Alaattin Sokak
Restorasyonu tamamlanmış ve hizmete açılmış bir çok Tarihi Konağı barındıran Alaattin Sokak; yöresel ürünlerin satıldığı tezgahların kurulduğu şehrin en gözde mekanı. Beypazarlı ev hanımlarının el emeği ürünleri tadarak alışverişinizi yaparken sohbet etme fırsatı da bulabilirsiniz.
İnözü Vadisi
Beypazarı'nın kuzeyinde yer alan İnözü Vadisi; doğal bitki örtüsü ve kültürel kalıntıları ile oldukça zengin bir görünüme sahiptir. İnözü Çayı'nın aşındırıcı etkisiyle iki tarafı balık sırtı görünümünde yükselen dik kayalardan oluşan Vadi; doğa sporlarını sevenler için eşsiz güzellikler barındırmaktadır.
Kültür Evi ( Müze )
Nurettin Karaoğuz tarafından bağışlanan konak, 1996 yılından itibaren “Beypazarı Tarih ve Kültür Evi” olarak kullanılmaktadır. Beypazarı kültürünü yansıtan eserlerin, kıymetli madenlerin, antika eşyaların ve Beypazarı tarihine ışık tutan tarihi belgelerin sergilendiği Kültür Evi; görülmeye değer bir Beypazarı mirası. Eski Osmanlı haritaları ve eski matematik kitapları konağın en üst katında bulunan çatı arasından çıkartılmıştır.
Halk Evi
Restorasyonu tamamlandıktan seminerler ve çeşitli organizasyonlar için kullanılan Halk Evi; ilk açıldığı 1938 yılındaki amaçlara hizmet etmektedir. Hafta sonları siyah beyaz Beypazarı fotoğraflarının sergilendiği Halk Evi'ni mutlaka ziyaret etmelisiniz.
Gümüş Mağazaları
Beypazarı'nın en önemli simgelerinden birisi olan Telkari Gümüş İşlemeciliğinin birbirinden güzel el işi takılarını bulabileceğiniz gümüş mağazaları özellikle bayanların ilgi odağı. Belediye binasında bulunan Gümüşçüler Çarşısı'nın yanı sıra şehir merkezinde de bir çok gümüş mağazası bulabilirsiniz.
Beypazarı Kuru Fırınları
Türkiye'de sadece Beypazarı'nda üretilen ve tazeliğini bir sene koruyan, çay saatlerinin vazgeçilmez lezzetlerinden Beypazarı Kurusunu, hem üretim hem satış yeri olan taş fırınlardan tadarak alabilirsiniz. Fırına girdiğinizde tereyağı ve tarçın karışımı enfes bir koku etrafa yayılıyor...
Mutfağı en zengin ilçelerden biri
Beypazarı, tarihi zenginliklerinin yanısıra yöresel yemekleriyle de ilgi odağı olmuştur. Anadolu'nun lezzetlerini barındıran yemekleri, sunumunun inceliği ve zarafetinden olsa gerek “İnce Takım” olarak adlandırılır. El yapımı tarhana çorbası, taş fırınlarda pişirilerek yine özel güveç kaplarında ikram edilen etli güveci, parmak kalınlığında damarsız ve ince kara üzüm yaprağına sarılan etli dolması, 80 kat ince yufkadan hazırlanan baklavası ve yöresel tatlısı olan höşmelimiyle bu zengin mutfak, tarihi konaklarda ziyaretçilere sunulur. Taş fırınlarda yapılan, tazeliğini bir sene koruyan, çay saatlerinin vazgeçilmez lezzetlerinden Beypazarı Kurusu, Türkiye'de sadece Beypazarı'nda üretilir. Beypazarı'nın tamamı tescilli bu yemeklerinin tarihi konaklarda servis edilmesi lezzetine lezzet katar.
Her yıl geleneksel olarak düzenlenen Havuç ve Güveç Festivali'nde yöresel yemek yarışmaları düzenlenerek lezzetler ödüllendirilir. Beypazarı'ndaki zengin yemek kültürünün en önemli nedenlerinden biri ilçenin tarım ürünlerinin zenginliğinden kaynaklanır. Topraklarının verimli olması nedeniyle nüfusun yüzde yetmişi tarımla uğraşır ve İstanbul, Ankara gibi merkezlerin domates, ıspanak, salatalık, marul, biber, havuç ihtiyacı da yine Beypazarı'ndan karşılanır. Organik tarımla üretilen ürünlerin hızla arttığı Beypazarı'nda hedeflenen, gübresiz, hormonsuz tarımın yaygınlaştırılması. Türkiye'deki havuç ihtiyacının %60'ını Beypazarı'nda yetiştirilen havuç karşılar. Havucun yan ürünleri olan; lokumu ve reçeli, havuç suyu, lokumu ve reçeli Beypazarı'nın en değerli ürünlerindendir. Pekmezi ve cevizli sucukları da Beypazarı'nın yöresel ürünlerindendir ve bağlarda yetişen kaliteli üzümlerden yapılır.
El sanatlarında da öncü
Beypazarı'nda özellikle gümüş işlemeciliği (Telkâri) yaygındır. El işçiliğiyle yapılan telkari gümüşleri, zarafeti ve farklı tasarımlarıyla Beypazarı'nda ustalıkla oluşturulan sanat eserleridir.
Gümüş işleme sanatı Beypazarı'na ahilik yoluyla kazandırılmıştır. Ahilik 13. yy. da Anadolu'da görülmeye başlanan esnaf ve sanatkar birliklerine verilen addır. Beypazarı halkı bu sanatı bir iş olarak kabul etmiş ve zaman içinde geliştirmiştir.
Tarih boyunca önemli bir ticaret geçidi olan İpek yolu üzerinde bulunan Beypazarı'nda gümüş madeni yoktur. Eskiden olduğu gibi bugün de gümüş, başka illerden getirilir. Külçe haline getirilen gümüşler eritilip tel haline getirilerek inceltilir. Saf halde olduğu için kolayca bükülen gümüşler, sanatkar tarafından şekillendirilerek süs eşyaları ve takı yapımında kullanılır. İşlenirken kullanılan teknik, telkaridir. Telkâri, ince telden takı süslemeciliğidir. Tel ne kadar ince olursa takının değeri de o kadar artar. Hammaddesi altın ve gümüştür. Altın pahalı olduğundan genellikle gümüş kullanılır. Gümüş takı çeşitleri; kemer, kolye, iğne, başlık ve tılsım olarak sıralanabilir. Telkârideki motifler, doğanın Türk-İslam düşüncesi ile yorumlanışını ve Türk zevkini aksettirir. Beypazarı'nın takıda sembolü "tılsım" dır. Tılsımın etrafı gümüşle süslenerek, kolye olarak takılır. Bugün Beypazarı'nda yeniden oluşturulan ve hayat bulan bir çarşı içinde gümüş ustaları bir araya toplanmış ve usta, çırak ilişkisiyle bu sanatın geliştirilmesine imkan sağlanmıştır. Büyük bir sabır, el emeği, göz nuru, dikkat ve özenli işçilik gerektiren telkari tekniğiyle işlenip satışa sunulan gümüşler, Beypazarı'nda turizm potansiyelinin artmasına da katkıda bulunmuştur.
Dövme Bakırcılık: Beypazarı'nda en çok ilerleyen el sanatlarından birisidir. Beypazarlı ustalar, madeni çekiç ve örs ile döverek güğüm, tencere, tava, kazan, ibrik ve sigaralık gibi eşyalar yapmaktadırlar. Çok eski zamanlardan beri dövme tekniği ile işlenen bakır eşyalar, günümüzde halen yöre halkı tarafından kullanılmaktadır.
El İşlemeli Çevreler ve Sırma İşlemeleri: Dokuma ve ince deriden yapılmış, muhtelif eşyalara usullerine göre iğne ile türlü cins ve renkte ipliklerle yapılan süslemelere “İşleme” adı verilmektedir. Beypazarı işlemeleri arasında öne çıkan sırma işlemeli “bindallılar”, yörede her genç kıza annesinden kalan değerli bir elbise olarak kullanılmaktadır. Tülbent, mermerşahi ve tül üzerine sırma ile işlenen, kare şeklinde mendil büyüklüğündeki “Çevre” adı verilen örtüler ise bindallı elbiselerle birlikte yöre kadınlarınca günümüzde halen kullanılmaktadır.
Dokumacılık: Beypazarı'nda bir aile mesleği olarak devam ettirilen dokumacılıkta, pamuk ipliği, suni ipek, ve yün ipliği kullanılmaktadır. Dokuma tezgahlarında kıldan dar enli kumaşlar dokunur ve bu dokumalardan kışlık yelek ve şalvar dikilir.
İpekli El Dokumacılığı: Beypazarı'nda günümüze kadar geleneksel olarak süregelen ipek el dokumacılığı, yörede sadece “Bürgü” yapmak amacıyla dokunmakta ve halen de bu amaçla devam etmektedir. Kadınların örtünmek için kullandıkları bir tür kıyafet olan bürgüler, erkekler tarafından yapılmaktadır.
Semercilik: Eski tarihlerde oldukça geçerli bir meslek olan semercilik, ulaşım araçlarının zamanla değişmesiyle önemini kaybetmiştir. Beypazarı'nın Bağdat yolu üzerinde bulunması ve kervanların bu yolu kullanması, ilçede semerciliğin çok eskilere dayandığının bir göstergesidir. Beypazarı,bu yüzyılda da semercilik mesleğinin sürdürüldüğü ender ilçelerden biridir.
Saraçlık: Eyer, at takımları, araba koşumları başta olmak üzere deriden ve meşinden çeşitli eşyalar yapanlara “Saraç”, bu mesleğe de “Saraçlık” denilmektedir. Türkler için büyük önem taşıyan bu meslek, Beypazarı'nda halen yaşatılmaktadır.
Demircilik: Örs, çekiç, balyoz ve maşa kullanılarak ateş ocaklarında demire şekil veren demircilerin sayısı azalmış olsa da, 70 yıllık bir tarihe sahip bu el sanatı halen Beypazarı'nda sürdürülmektedir.
Beypazarı Maden Suyu
“Herkes yanlış biliyor zaten bu maden suyu... Sodası filan değil. O bize Amerika’dan gelen bir yanlış alışkanlık”. İnözü vadisinde Beypazarı marka maden suyunu üreten Niyazi Ercan’la sohbetteyiz . Maden suyu yerin tam 2 bin 200 metresinden çıkıyor ve içindeki karbon dioksit oranı düşürülüyor. İnsan vücudunun sağlıklı gelişimi ve yaşamın sürdürülmesi için gerekli olan mineraller kalsiyum, magnezyum, sodyum, iyot ve sülfatları barındıran maden suyu, işletmeyi ziyarete gelen konuklara Beypazarı misafirperverliği ile ücretsiz ikram ediliyor. Maden suyunun cam ve koyu renk şişede içilmesi gerektiğini ancak ülkemizde beyaz pet şişelerde de maden suyu satıldığını öğreniyoruz. Güneş ışığının başta iyot ve diğer mineralleri de bozduğu için Beypazarı şişelerinin üzerinde güneşten koruyunuz uyarıları yer alıyor. Niyazi Ercan, sigarasız toplum merkezinin de destekleyicisi olarak şunu söylüyor, “Sigarayı bıraktığınız günden itibaren en az iki şişe maden suyu içerseniz kanınız sigaranın nikotin ve zehrinden daha kısa sürede temizlenecektir.”
Ya Nasip
Beypazarı çarşını gezerken erkek berberi sayısının bir hayli fazla olduğunu görüyoruz. Bazen iki berber dükkanı yan yana, bazen birer dükkan ara ile berber sayısı hayli fazla. İlginç geliyor bize giriyoruz bir yaşlı ustanın dükkanına. İki eski koltuk, iki eski lavabo, sırları çatlamış birer ayna ile usta kadar yaşlı dükkanı da. “ Benim yanımda yetişti hepsi diyor, sonra yetişenin yanında yetişen askere gitti geldi, ne yapacak iş yok,açtı bir berber dükkanı “. Hepsinde iş var mı diyoruz. “ Ya nasip” diyor usta eski ahi geleneği ile... Sonradan öğreniyoruz ki açılışlarına hep gitmiş hayırlı olsuna.
Açılan tezgahlarda Belediyenin ve derneklerin teşekkür belgeleri tezgah sahiplerine turizme verdiği desteklerden ötürü gururla sergileniyor. O arada bir havuç suyu geliyor ikram olarak, sonra al bir dilim baklava, cevizli sucuk... Sattıkları gibi insanları da sohbetleri de tatlı, ve hayatta daha yapacak çok şeyleri var. Bir gün yolunuz mutlaka düşsün Beypazarı’na ve bey’ler gibi ağırlanın.



http://www.fotothing.com/photos/e8d/e8d9d932dada837bbc69451dc62cd472.jpg


http://www.fotothing.com/photos/1d2/1d254421052c17e5a6807221d0353b60.jpg




Dev Sekoya
05-04-2006, 15:25
http://www.fotothing.com/photos/efb/efbec7791407b681ca2f855d1bbb4dbe.jpg

Dev Sekoya
05-04-2006, 15:25
Bu yazım NilüferTurizm Gezgin Dergisinde bu ay yayınlanacak..

arsakay
05-04-2006, 15:37
Ben Ankaralıyım ve Beypazarı'nı bildiğimi sanırdım, bilmiyormuşum!
Elinize sağlık :))

Humeyra
06-04-2006, 00:04
Yazınızı bir solukta okudum. İlçenizi ne güzel tanıtmışsınız, elinize sağlık. O taraflara hiç gelmedim ama Beypazarını görmeyi çok isterim.

Yalnız o Beypazarı kurusu yok mu, onu biliyorum. Enfes bir şey.. İlçeden bir tanıdık arada bir getiriyor. Bitmesin diye gözünün içine bakarak yiyoruz biz de.. Gerçi bazı marketlerde rastlıyorum ama yerinden gelenin tadı bambaşka..

aybala
06-04-2006, 09:34
Yazınızı gezi bölümüne ekledim
Teşekkürler

http://www.agaclar.net/index.php?id=3237

cengin
06-04-2006, 11:36
trt 1 de perşembe günleri yayınlanan bir dizi var Beypazarı'nda geçiyor "Hisarbuselik". Beypazarı'nı ne derece doğru tanıtıyor bilmiyorum ama ben Beypazarı'nı bu diziyle tanıdım...

Dev Sekoya
07-04-2006, 09:08
kanal 7için çekilen baba evi adlı dizi de bu ilçemisde çekiliyor. ilginize teşekkür ederim.
Hümeyra hanıma da bu fotoğraf hediyemiz olsun.
http://www.fotothing.com/photos/61e/61e93535346862abdd45778e4a3f9f07.jpg


Beypazarı kurusu gerçekten güneşten uzak ve buzdolabında saklandığında 1 yıl tazeliğini koruyor. Beypazarı kurusunun özelliği çam odununda ve taş fırında pişmesi. İlçede bunu yapan ve elektrikli mazotlu fırınlar var ama ARABUL fırınının en meşhuru olduğunu söylüyorlar

asuc
27-06-2006, 11:39
çok güzel bir yazı olmuş,tebrik ederim.ankara da yaşıyorum ve fırsat buldukça gittiğim bir yer beypazarı.. izninizle birşey daha eklemek istiyorum, bu hikayeyi gittiğim bir gezi de dinlemiştim.oradaki eski evler yarım yapılmış gibidir,sanki ikiz yapılacakmışta vazgeçilmiş gibi. bunun nedenini şöyle anlatmışlardı.. azrail geldiğinde evin sahibi : "henüz işim bitmedi evimi tamamlamadım" deyip canını kurtarmak için bu şekilde yaparmış :)))

cemboa
27-06-2006, 13:24
Beypazarı kurusu bana baya bir lezzetli geldi.Ama izmitte sadece karfur ve realde bulunabiliyor.

Dev Sekoya
03-07-2006, 13:10
arkadaşlar ankaraya yolunuz düşerse gerçek beypazarı kurusunu ulusta hal kapısında bulunan ekmek bayiinde de bulabilirsiniz.

gubse
04-07-2006, 15:58
beypazarını ben de çok beğendim. kurusu, havuç döneri:) hepsi harikaydı. kurularına eskişehirde hiç raslamadım. tarçınlısına bayılıyorum ama. sitedeki tanıtım yazısını okuduktan sonra gitmeye karar vermiştim. çok güzel bir gün geçirdim:)

Dev Sekoya
14-07-2006, 12:56
sevindim... sinop ve amasra yı da öneririm

aybala
01-11-2006, 08:21
4745

Doğa Derneği projelerine destek sağlamak amacıyla 4-5 Kasım 2006 tarihlerinde Beypazarı’na gidiyoruz. İstanbul ve Ankara çıkışlı olan ve Beypazarı ve Sarıyar Barajı’nı içeren turumuz, sizleri Beypazarı'nın eşsiz kültürüyle buluşturmanın yanı sıra, bilinenin ötesinde yepyeni heyecanlar yaşamanızı sağlayacak. Beypazarı'nın yanı başındaki akbabalar, kartallar, kanyonlar, yaban kazları ve balıkçı köyleri onları keşfetmenizi bekliyor.

Beypazarı’ndaki doğa turizmini geliştirme çalışmaları Beypazarı Belediyesi ve Doğa Derneği ortaklığı ile ve Birleşmiş Milletler Küresel Çevre Fonu
(GEF) Küçük Destek Programı altında gerçekleştiriliyor.


Detay için tıklayın... (http://www.dogaturkiye.com/hs1.asp)

BEYPAZARI
14-03-2007, 18:39
Evet beypazarı kurusu gerçekten müthiş bir lezzettir.
Eğer dışardan kuru almak isterseniz bi adres biliyorum orda beypazarı ürünleri satışı yapılıyor.
www.beypazari.biz Afiyet olsun beypazarı dostlarına

Mahmut Leventoğlu
17-03-2007, 10:31
Çocukluğumun Beypazarını anlatmak çok zor. En iyisi orayı yaşamaktır. İstanbul ve Ankara dan günübirlik **** hafta sonu turları yapılmaktadır. Beypazarı na gidince İnözü vadisini,DutluTahtalı Kaplıcalarını,Çayırhanı ve Kuş cennetini yaşamak ayrıca eski çarşıda sokak aralarında dolaşıp geçmişin ayak izlerini aramak gerek. Yorulunca ve acıkınca illada Güveç,dolma yemeli ve üzerine de çok lezzetli olan havuç tatlılarından tadmak gerek. Hangisini anlatmalı akşam üzerleri çayın yanında Beypazarı kurusunu da tatmalı.
Bir anı olsun diye de Kaymakamlığın ve belediyenin beraber organize ettiği MADDE BAĞIMLISI ÇOCUKLARI REHABİLİTE ETMEK ÜZERE BAŞLATILAN ve onların ürettiği muhteşem GÜMÜŞ TELKARİ lerden alınmalı, **** yine Kaymakamlığın çalışmalarından olan Ankara Keçisinin TİFTİĞİN DEN üretilen yerel ürünlerden almalı.

BEYPAZARI
17-03-2007, 21:53
Beypazarı kurusunun tazesi sadece beypazarında üretilip orda satılanlar.
eğer bunu temin etmek isterseniz www.beypazari.biz (http://www.beypazari.biz) adresinden faydalanabilirsiniz.
Tüm Beypazarını seven dostlara selam olsun...

Vildan Sönmez
17-05-2007, 14:50
Annem ve ben,anneler gününüde kendimize hediye olarak başbaşa Beypazarı Gezisi yaptık.Sünnet gölü,Mudurnu ve Taraklı'dan da geçerek hem doğal güzellikleri hemde tarihi evleri gördük.Belki sahipleri,yıkılsa da yerine apartmanlar kondursak dese de biz dışarıdan ah bu evlerde yaşamak vardı dedik.

Vildan Sönmez
17-05-2007, 14:54
Beypazarı Yolu üzerinde

hassoman
08-06-2008, 01:20
Beypazarı Tarihi Evler, El Sanatları, Havuç ve Güveç Festivali 07-08 Haziran 2008 Tarihleri arasında gerçekleşiyor.

Otantik yöre olarak bir tek Safranbolu bilinirken ani bir atakla Beypazarı da bu anlamda birden bire ilgi odağı haline geldi.

Dün oradaydım.
Beypazarlıların bu festivali ne kadar önemsediğini gözlerimle gördüm. Sergiliklerde ve dükkanlarda gümüş işçiliği başta olmak üzere, yazmalar, oya işleri, çeşitli dokumalar, el sanatları, yöresel yemekler, tatlılar, hamur işleri, baharatlar görücüye çıkarılmış. İncecik sarılmış yaprak sarmaları, erişteler, tarhanalar satılıyor. El sanatları, fotoğraf, resim, çeşitli el işleri kasabanın çeşitli yerlerinde sergileniyor. Sokak aralarında kahve ocaklarının önündeki kaldırımlarda nefis çaylar içiliyor… Konserler veriliyor, folklor gösterileri yapılıyor… Yol yer yer tek şeride inse de, yer yer bozuk satıh üzerinde gitmek zorunda kalsanız da bu festivali görmeye değer… İşte gördüklerim…

hassoman
08-06-2008, 01:28
Festivale özellikle Ankaralılar büyük ilgi gösteriyor. Beypazarı'nın cadde ve sokakları omuz omuza insan kaynıyordu. Sokak aralarında hemen hemen her evin, her dükkanın önünde sarkan petunyalar var. Sardunyaları ve asmaları söylemeye gerek yok.Yeşillikler ve çiçekler içinde kasabayı gezdik. Sokak ve meydan konserleri de eğlenceliydi...

nisan0671
02-12-2008, 07:22
54544

54545


Bir Beypazarlı olarak ve bir bayan olarak tabii ki telkari işleri de benden

muratkoç
10-02-2010, 13:18
Bey pazarının cevizli sucuğu harika...