İstanbul toplantıları (Koşuyolu) 5 Haziran 2005
 

05.06.05-Pazar
Koşuyolu Öğretmenevi'ni ziyaret eden bir kaç aileye site tanıtımı ile ilgili tanıtım yazısı ve stickerlarımızdan verilerek kısa sohbetler yapıldı. Oldukça ilgili göründüler.
Aynı şekilde otoparktaki bir kaç aracın sileceklerine aynı tanıtım yazısı ve stickerlardan konuldu. Dönüşte kontrol ettiğimde, yerde hiç bir yazı yoktu. Yazıların en azından okunmak için alınmış olduğunu düşündüm.
:)

Nisan ayında malina ile gittiğimiz bu alanda, hiç bir yerde çöp yoktu.
Fakat bugün bir ilimizin bilmem kaçıncı geleneksel pikniği nedeni ile bu alan istilaya uğramış gibiydi. Adım başı yanan mangal ateşleri ve etraftaki pet şişeler, gazete kağıtları vb. artıkları gördükçe burası nasıl eski haline gelir diye düşündüm. Yanımdaki arkadaş "sitece çöp toplama toplantıları" yapın gibi bir öneride bulunsa da, bence bu insanlara acil tarafından çevreye zarar vermeyi öğretmenin bir yolu bulunmalı.
O çer çöp içinde nasıl yemek yenebildiği ayrı bir konu..
Sahi nasıl olur ki bu.
Bir sihirli değnek mi lazım?

Piknik yapılacak alanlarda biriken çöpler için ABD'de de uygulanan yöntem basit.
"Take your trash with you" diye tabela asarak pikniğe gelenlerin çöplerini koyacakları naylon torbalarını ağzı bağlı olacak şekilde görevliler dağıtırlar. Üzerlerine katılan kişinin ismini ve plakasını yazarlar. Böylece pikniğe gelen kişi o çöpü yol kenarına bırakıp kaçamaz.. Kaçtığı takdirde ve bunu bulan veya gören olduğu takdirde cezası 500 dolardır.

Bizim ülkemizde piknik çöpleri o bölgede çöp toplama hizmeti yok ise biriken pet şişelerden ambalaj atıklarına kadar birikir. O bölgenin muhtarlığı ise bunları traktörle biriktirip yine bir başka bölgeyi çöp depolonama alanı olarak kullanır ve zaman zaman da yakar.

Çöp giderek çevre için büyük sorun olmaya devam ediyor. Çöp dağlarının metan gazı ile patladığı bir ülkede yaşadığımızı unutmayalım. New York John F Kennedy havalanın altı fresh kills adlı bir çöp depolama alanı idi. Üzeri örtülerek biriken metan gazının elektrik santraline gönderildiği bir düzenleme yapılmıştır.
Ancak National Geographic dergisinde yayınlanan bir habere göre, 50 yıl önce atılan gazeteler 30 yıl önce atılan mısır ve sandviçler hala çürümemiştir.

Önemli olan çöpe giden madde miktarını azaltmak değilmi. Bunun da yapılması ancak çöplerin kaynağında toplanması ve yeniden kazanıma gönderilmesi ile ilgilidir.

Bizim ülkemizde büyük kentlerde sokağa attığımız çöplerin içinden kağıt aliminyum ve plastikleri ayıran arabalarına biriktirip hurdacılara götüren kişiler olmasa idi daha büyük çöp dağları ile karşılaşacaktık.

Piknik alanlarına girişin kişi başı bir milyon olması ve çöplerin geri götürülmesini sağlayacak düzenlemeler de yapılaram bu alanlar korunabilir.

Bu basit gibi görünen uygulama bile, "çevreye saygı" bilinci olmadan işler gibi görünmüyor bana. Yani etrafdaki o çirkinliği görmeyen hatta bu manzara karşısında yemek yiyen bir zihniyete" çöpünü poşete" koy diyecek kurum ya da kişi zaten bu manzaraya baştan izin vermezdi. Şu anki durum "doğa kendini koruyor."
Adalarda piknik yerlerine giriş için 3 milyon alınıyor ve yapılan hiç bir şey yok.
3milyon=Piknik alanına girip talan etme bedeli.
Etrafta yetersiz sayıda çöp bidonu ve ağızları açık. Çöp bidonlarının içindekinin on misli çöp dışarıda ve martılar tarafında didik didik edilir halde.
Sahil şeridinde yeşillendirilmiş alan üzerinde futbol oynayan, mangal yapan, belli alanlara konulmuş bankları söküp istediği yere taşıma hakkını kendinde gören, sonra o banka oturup önünde çekirdek kabuğu yığını oluşturan, hatta çekirdeğin kabuğunu yüzüne doğru püskürterek yiyen insan toplulukları...

Memleketimden çevre manzaraları...

Okullarda temizlik ve sosyal yaşam kültürü dersi verilmesini gerektirecek kadar vahim durum bence. Bunlarda benim kalbimin derinlerindeki hıçkırıklar..

Piknik alanları içler acısı ancak evlerimizdeki çöplere aynı özeni gösteriyor muyuz?

Bursa'da (belki başka illerde de aynı uygulama vardır) her apartmanın girişende geri dönüşüm torbası koyuyor belediye. Haftanın belirli günlerinde de dolu torbaları alıp boş torbalar koyuyor.

Nisan ayında (fidan dikim mevsiminde) belediye teşekkür için kamyona ağaç fidanları doldurup herkese dağıttı. Her apartmana tek tek gelip fidan dağıtma işlemini gerçekleştirdiler. Yoldan geçenlere bile veriyorlardı. Demek ki doğa bilinci biraz da olsa oluşmaya başlamış.

Biraz da güzel şeyleri paylaşayım dedim.

Yüzlerce kişinin bir alanı öylesine kirletebilme becerisi karşısındai manzaraya pek olumlu bakamıyorum ben.
Bazı çalışmalar tabii ki yapılıyor. Ama ben sorunu kaynağından çözmenin gerekliliğine inanıyorum. O insanların, poşet dağıtılmadan da, piknik sepetine etin kömürün yanı sıra " çıkaracağı çöpleri toplamak için poşet ekleme" sorumluğunu göstermelerini bekliyorum belki.
Ve etrafımdakileri "terslenmeyi" göze alarak uyarma sorumluğunu hissederek, bu davranışları "ayıplama" hakkımı kullandım sadece. Takdir etiklerim yok demek değil bu.

Piknik alanlarını kirletmek istemeyen birine poşet vermeye bile gerek yok ki. O kişi kendi çöplerini orada çöp bidonu yoksa bile evindeki çöpe atacaktır. İnsanları uyarma konusunda haklısın bunu ben de yapıyorum. Ama gittiklerinde yine çöplerini ortada bırakıyorlar.

Ben çantamda, çöpümü eve kadar taşıdığımı biliyorum.
Ya da çöp toplayarak dolaştığımı..
Çevremi temiz görme isteğim yüzünden belki biraz daha eleştirel bakıyorum.

Fahri tırafik müfettişleri varda neden fahri çevre müfettişleri yok?
olsa gönüllü olurum ama olmazsa yakında yanımda yere tükürenlere karşı kağıt mendil çöp atanlara karşıda çöp poşeti ile gezeceğim.