agaclar.net

agaclar.net (https://www.agaclar.net/forum/)
-   Agaclar.net Toplantı ve Gezileri (https://www.agaclar.net/forum/agaclar-net-toplanti-ve-gezileri/)
-   -   Ankara toplantısı (Beynam ormanları) 3 Aralık 2006 (https://www.agaclar.net/forum/agaclar-net-toplanti-ve-gezileri/2345.htm)

Müjgan 03-12-2006 15:57

Bugün Ahmet Demirtaş, arkadaşları Füsun hanım, Feza hanım ben ve oğlum Meriç keyifli bir gün geçirdik. Hava ilkbahar gibiydi, fotoğraflardaki ışıktan da anlaşılacağı üzere... :)
Ahmet bey malina'nın da belirttiği gibi dendroloji okulu, uygulamalı derslerinden birinde gibiydi. Daha arabada orman hakkında bizi bilgilendirmeye başladı. Gezerken de anlattıklarından sınav yaptı;)

Karaçam ağaçlarından oluşmuş bu relik orman yani kalıntı ve korunmaya muhtaç ormanı gezerken, ne kadar değerli olduğunu unutmamaya çalıştım. Böyle yüzyıllık, özel bir ormanın gözümüz gibi korunması gerekiyor, ama ne yazık ki 2/3 lük kısmı halka açık halde... Yüksek tepeden etrafa baktığınızda orman bir adacıkmış da, etrafı çorak arazi ile çevrilmiş gibi hissediyorsunuz.
Bu halka açık ve risk altındaki ormanı tehdit eden bir durum daha vardı gözlediğimiz. Ağaçların üzeri ökse otu ile kaplıydı. Ağaçların ökse otlarıyla çevrilmiş hallerine dayanamadığımız için, kar kardır diye söküp geçtik... Benim avatar olarak kullandığım ökse otundan birden soğudum ve gelince onu da "söktüm" buradan.
Viscum album ya da ökse otu ile ilgili bir topik açıp, bilgi toplamaya başlayalım. Ben ilaç olarak kullanıldığı dönemlere hürmeten almıştım o avatarı. Ama çam ağaçlarının hallerini görünce ürktüm doğrusu...

Müjgan 03-12-2006 16:01

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi Mahmut Leventoğlu
Eeee hani bunun söyleşileri? İyi be adamı çatlatmak için elinizden geleni yapmışsınız. Şaka bir yana anlaşılan havada güzelmiş oh iyi yapmışsınız.

İlk girişte oturulacak yerleri kırağı ile kaplı olduğu için kimsenin cesaret edemediği, adı tahtırevalli olmayan o eğlenceli alete çıkarken bindik. Süper eğlenceli bişeydi. Çocuklardan "beter" şendik.:D

Mahmut Leventoğlu 03-12-2006 16:04

Valla çok iyi etmişsiniz sonunda bir etkinlik sizi ve Ahmet beyin çabaları sonucunda gerçekleşti. Birinci güzellik bu. İkincisine gelince gelemeyen arkadaşlarınız sanırım çatlayacaklar. Devamını dilemekten ve İst.Grubu olarak kıskanmaktan öte birşey diyemiyorum.
Selamlar sevgiler

Müjgan 03-12-2006 16:05

http://www.geocities.com/muj_gun/okse.jpg

Müjgan 03-12-2006 16:07

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi Mahmut Leventoğlu
Valla çok iyi etmişsiniz sonunda bir etkinlik sizi ve Ahmet beyin çabaları sonucunda gerçekleşti. Birinci güzellik bu. İkincisine gelince gelemeyen arkadaşlarınız sanırım çatlayacaklar. Devamını dilemekten ve İst.Grubu olarak kıskanmaktan öte birşey diyemiyorum.
Selamlar sevgiler

Valla kimse çatlasın falan diye gitmedik, biz çok istekliydik. Bu tür işler, isteklilik ve gönüllü olmakla oluyor. Gün sonundaki tatlı yorgunluk her şeye değiyor :p

Müjgan 03-12-2006 16:09

Bu arada şu meşhur ökse otumuz, üzüm salkımı biçiminde ağaca nasıl da yapışmış, kanını emiyor görüyorsunuz:(

Mahmut Leventoğlu 03-12-2006 16:12

Zavallı ağaçlar bir taraftan doğanın katilleri bir taraftan insanlar neler çekiyorlar.

Müjgan 03-12-2006 16:17

Bu arada doğal bir bonsai çam ağacını da fotoğrafladık :)

http://www.geocities.com/muj_gun/bonsai.jpg

Müjgan 03-12-2006 16:24

Seyir teraslarından birinde bizz...


http://www.geocities.com/muj_gun/bizz.jpg

malina 04-12-2006 11:05

İnsiyatifimi kullanıp, son yazılan mesajları kaldırdım. Buna hakkım olup olmadığı tartışılır, gerekirse bu tartışmayı başka başlık altında yaparız.

İstanbul'da da toplanma konusunda başarı değiliz. Olabildiğimizden emin olduğumuz ilk seferinde Ahmet Bey'i İstanbul'a davet edeceğiz :)
Tabii katılmak isteyen tüm Ankaralı arkadaşları da :)

Müjgan 04-12-2006 12:29

Alıntı:

İstanbul'da da toplanma konusunda başarı değiliz. Olabildiğimizden emin olduğumuz ilk seferinde Ahmet Bey'i İstanbul'a davet edeceğiz :)
Tabii katılmak isteyen tüm Ankaralı arkadaşları da :)
Hehheee! Ankaralı arkadaşlar kendi memleketlerinde bile toplanamıyor da, İstanbul'a mı gelecekler?:dilli:

Chewbacca 04-12-2006 14:07

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi malina
İnsiyatifimi kullanıp, son yazılan mesajları kaldırdım. Buna hakkım olup olmadığı tartışılır, gerekirse bu tartışmayı başka başlık altında yaparız.

Demek ki uygunsuz du mesajlar tartışmanın bir anlamı da yok...

Eline sağlık.. :)

mjgn ın dediği gibi, önce Ankara içinde vukuatsız toplanmayı becerelim... Sonra size de geliriz, sizi de bekleriz çay içmeye... ;)

malina-x 04-12-2006 20:40

iptal etmeyip gittiginize sevindim. en azindan birileri eglenmis :)

Ahmet Demirtaş 20-12-2006 23:50

"Adı tahtırevalli olmayan" diye belirttiğiniz o güzel ve eğlenceli aygıt, Gerede dolayında;ZINCIK, Konya dolayında; ZINCARIK olarak adlandırılıyor. En önemli özelliği de yatay ve dikey olarak hareket edebilme yeteneği bulunması.Dairesel dönereken aşağı yukarı hareket etmesi eğlenceli oluyor.

Müjgan 21-12-2006 09:22

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi Ahmet Demirtaş (Mesaj 61250)
"Adı tahtırevalli olmayan" diye belirttiğiniz o güzel ve eğlenceli aygıt, Gerede dolayında;ZINCIK, Konya dolayında; ZINCARIK olarak adlandırılıyor. En önemli özelliği de yatay ve dikey olarak hareket edebilme yeteneği bulunması.Dairesel dönereken aşağı yukarı hareket etmesi eğlenceli oluyor.

Hatırlasam o sözcükleri kullanacaktım. Ama en azından tahtırevalli dememeye çalışmışım:p

yavrukartal_1986 28-12-2006 22:01

ben diğer yemek toplantısı içinde mesaj atmıştım ama bugün
eğer beni de aranıza kabul ederseniz
sevinirim görüşmek üzere sizlerden haber bekliyorum

Yücel Özlem 29-12-2006 01:08

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi yavrukartal_1986 (Mesaj 63120)
ben diğer yemek toplantısı içinde mesaj atmıştım ama bugün
eğer beni de aranıza kabul ederseniz
sevinirim görüşmek üzere sizlerden haber bekliyorum

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi yavrukartal_1986 (Mesaj 47473)
ben kahramanmaraş ziraat ikinci sınıf ömer afruk arslanığlu herkese selamlar artık devamlı buraya takılıyorum

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi yavrukartal_1986 (Mesaj 47474)
selemlar ben kahramanmaraştan katılıyorum eğer yalnız değilsem kaharamanmaraşla alakalı organizasyonları ben takip edip sizlere yardımcı olabilirim cevap gelirse sevinirim ayrıca merak yaknda bir çok maraşlı ile tanışacaksınız

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi yavrukartal_1986 (Mesaj 63117)
arkadaşlar bir toplantı daha ayarlayabilirsek sevinirim bende gelmek isterim bir sonraki toplantıya bana haber edebilireniz sevinirim
birde orada bir arkadaş vardı o nereye gitti
merak ettim

-Sayın yavrukartal (Ömer Faruk Arslanoğlu), Bu toplantı yapıldı ve bitti.

-Sitede bu güne kadar yazdığınız sekiz mesajın dördünü yukarıya alıntıladım. Bazılarını işaretledim. Bu sitede yazdıklarınıza cevap alabilmek için kurallara uymak gerekmektedir. İsterseniz işe aşağıda verdiğim sayfayı okuyarak başlayın. Sonra da yazdıklarınızı ve verilen cevapları inceleyerek devam edin. Doğru yerde kurallara uygun yazışma yaparsanız neden kabul edilmeyesiniz? Selamlar.

http://www.agaclar.net/forum/showthread.php?t=2001

Mahmut Leventoğlu 29-12-2006 08:29

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi mjgn (Mesaj 61284)
Hatırlasam o sözcükleri kullanacaktım. Ama en azından tahtırevalli dememeye çalışmışım:p

O oyuncağa Sütçüler yöresinde GICIRGAÇ deniliyor. Bunun sebebi dikey parçanın ucuna oturtulan yatay parça nın deliğine odun kömürü tozu konuluyor gıcır gıcır ses çıkarsın diye. Yörede her yıl yapılan Dut Pekmezi Festivalinde festival alanına GICIRGAÇ kurulur, büyükler anılarını tazelesin,küçükler öğrenip binsin diye. :))

Müjgan 29-12-2006 09:03

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi Mahmut Leventoğlu (Mesaj 63156)
O oyuncağa Sütçüler yöresinde GICIRGAÇ deniliyor. Bunun sebebi dikey parçanın ucuna oturtulan yatay parça nın deliğine odun kömürü tozu konuluyor gıcır gıcır ses çıkarsın diye. Yörede her yıl yapılan Dut Pekmezi Festivalinde festival alanına GICIRGAÇ kurulur, büyükler anılarını tazelesin,küçükler öğrenip binsin diye. :))

Ahmet Demirtaş bana o gün iki tane isim sıraladı onun adıyla ilgili ama, unuttum...

Mahmut Leventoğlu 29-12-2006 09:26

1 Eklenti(ler)
Zengi Yaylasında GICIRGAÇ

Yücel Özlem 29-12-2006 12:35

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi Mahmut Leventoğlu (Mesaj 63156)
O oyuncağa Sütçüler yöresinde GICIRGAÇ deniliyor. Bunun sebebi dikey parçanın ucuna oturtulan yatay parça nın deliğine odun kömürü tozu konuluyor gıcır gıcır ses çıkarsın diye. Yörede her yıl yapılan Dut Pekmezi Festivalinde festival alanına GICIRGAÇ kurulur, büyükler anılarını tazelesin,küçükler öğrenip binsin diye. :))

Mahmut Bey lütfen, odun kömürü tozunun kullanılma nedenini tekrar araştırabilir misiniz?
Alıntı:_________________
"Özellikleri nedeni ile, grafitin kullanım alanları çok geniştir. Yumuşaklığı nedeniyle, kurşun kalem yapımı ve hareketli metal aksamlarının yağlanması işlemlerinde, ateşe ve asitlere karşı dayanıklığı nedeniyle de döküm ve refrakter sanayiinde, pota ve laboratuvar malzemeleri imalinde kullanılır. Siyah renkli ateşe dayanıklı boyalar da genellikle grafitten yapılır. İyi elektrik iletkenliği dolayısı ile elektrod, motor fırçaları, pil çubukları ve elektronik aletlerin imalinde kullanılmaktadır. Grafit ayrıca lastik, araba balataları, kibrit ve motor yağlarında katkı malzemesi olarak ta kullanılmaktadır."

-Odun kömürü grafite benzer özellikleri nedeni ile aşınmayı azaltmak için kullanılıyor olmasın?

Mahmut Leventoğlu 29-12-2006 16:19

Yücel bey söylediklerinizde haklısınız. Çocukken her iki şekli için denedik. Odun kömürünü koymazsak gıcır gıcır ses çıkarmıyor.Büyüklerimizden öğrendiğimize görede aşınma yı engelliyor. :)

Yücel Özlem 29-12-2006 20:37

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi Mahmut Leventoğlu (Mesaj 63256)
Yücel bey söylediklerinizde haklısınız. Çocukken her iki şekli için denedik. Odun kömürünü koymazsak gıcır gıcır ses çıkarmıyor. Büyüklerimizden öğrendiğimize göre de aşınmayı engelliyor. :)

-Mahmut Bey, Gıcrtı konusuna itirazım yok aslında. Benim amacım Kömür tozunun ikinci işlevinin de belirtilmesine vesile olmaktı.
-O gıcırtının alasını kağnılar çıkarırdı. Kağnı tekerinin bağlı olduğu mazı (otmobillerde aks denilen parça) da bir ağaç yatakta döner. Bu mazı sık sık yağlanır. çıkardığı gıcırtı da yeri göğü tutar. Yağlama vaktinde yapılmazsa mazı ve yatak çabucak aşındığı gibi ısınmadan dolayı yangın da çıkabilirdi. Yağlama zamanı da, öyle günler aaylar aralığında değildir. birkaç kilometrede bir yağlama gerekir. Bunun gerektiğini de usta sürücüler çıkan gıcırtıyı dinleyerek bilirlerdi. Aksi halde durup kontrol etmek gerekir.(Yağlama Yine usta sürücüler tarafından hareket halinde yapılırdı.)

-1992 yılında, Sındırgı'dan Simav istikametine giderken, Simav dğlarında görünce şaşırdığım; kağnı ile 2002 yılında tekrar Sivas Doğanşar'da karşılaştık. Bu defa kağnıyı görmeden önce, derinden gelen gıcırtısını duyunca; önce inanamadım. Benzettiğimi düşündüm. Gittikce yaklaşan ses, artık tereddüde mahal vermiyecek kadar belirginleşince; şaşkınlığım iyice arttı. Köydeki büyülü, insanı çook eskilere götüren ortamda, zihnim bana oyun oynuyor olmalıydı. Emin olmak için arkadaşlara sordum. Evet yanılmıyordum. Bu bir kağnı idi.

-Doğanşar, Cihan pehlivanı, Dünya ve olimpiyat şampiyonu, Ahmet Ayık Bey'in memleketidir. Doğanşar'da her yıl Ahmet Ayık adına karakucak güreşleri yapılır. Bana da, bu Güreşleri birkaç defa, ünlü güreş ustaları ile birlikte izlemek kısmet oldu. Bu defa, güreşler münasebetiyle Doğanşar'da bulunurken, Ahmet Ayık'ın köyünde, Eskiköy'de Karşılaşmıştım kağnı ile. Kağnı ile birlikte hatırladığım kadarı ile birisi on yaşlarında bir genç erkek, diğeri onüç-ondördünde bir hanım olan sürücülerini de görüntülemiştim. Çocuk demeye dilimin vamadığı bu insanlarla kağnılarının görüntüsünü bir yerlerden bulabilirsem sizlerle paylaşmak isterim.
-Evet dostlarım, Şimdi aklıma şu soru geliyor: GICIRGAÇ denilen, bu oyuncağın gıcırtısını kömür tozu ile ayarlamak; müstakbel kağnı sürücüleri için, yağlama zamanının tayini konusunda bir eğitim yerine geçiyor muydu acaba?

Mahmut Leventoğlu 29-12-2006 20:55

Sevgili Yücel bey çok sevinirim. Biliyorsunuz Ahmet Ayık Antalya da turizm lede uğraşır. Onun otelinin bahçesinde gerçek bir kağnı var çimlerin üzerinde dekor amaçlı duruyor. Bu arada peyzajcı dostlar ve bahçeseverler KÖY ESKİSİ dediğimiz parçaları(Kağnı,at arabası,fayton,at arabası tekerleği,yaba,tırmık aklınıza ne gelirse) toplayıp dekoratif amaçla kullanmaktalar. Ne yalan söyleyeyim bende çok severim bu tür parçaları.Atıl durmalarındansa yine bir amaca hizmet etmek amacı ile varlıkları devam ediyor. Bende bu amaçla epey köy köy dolaşmıştım.Yalakdere de ve Fethiyede otelimizde Anadoludan dolaşırken satın aldığım Yaylı at arabası,semerler,çok eski cevizin yeşil kabuğunu ayıklayan makina,pulluklar,yabalar ,ayran tulukları v.s nı dekoratif amaçla kullanıyorum. Hele hele o bakır sahanlar ,ibrikler . Onlardanda boy boy abajur ve aydınlatma için aplikler yaptım kendi ellerimle. İki adet kağnı tekerleğinden ferforje ve cam ile masa yaptım. Aynı şekilde at arabası tekerleklerinden de yine ferforje ve cam kullanarak sehpa ve masalar yaptım.
Yani bir şekilde yaşamımızda varlıklarını devam ettiriyorlar.
Selam ve saygılarımla.

Yücel Özlem 29-12-2006 22:45

Efendim, Ellerrinize sağlık. Maşallah bir müze dolduracak eşya toplamışsınız.

Ahmet Demirtaş 29-12-2006 22:49

Fotoğrf yeterince anlatıyor ama; zıncarık veya gıcırgaç olarak adlandırılan bu aygıtın direği (dikey olan) bulunabiliyorsa ardıç ağacından, kirişi (yatay olanı) çoğu zaman kara çamdan yapılır. Ardıcın seçilmesi dayanıklı ve sağlam olmasından kaynaklanıyor.

Mahmut Leventoğlu 29-12-2006 23:05

Ahmet bey çok doğru söylediniz. İllada Ardıç olmalı. Bizim yörede Ardıç ağacı çok fazla. Yöredeki Dam evlerin kirişleri hatılları ana direkleri hep ardıçtan.Kendi dam evimizin Rölevesini çıkartırken çok incelemiştim Kesinlikle kurtlanma yok. Sadece ocak nedeni ile is var.Bir iki kalın direği kazımıştım ve çok heyecanlanmıştım. Ardıç ın o güzelim rengi aynen kendini koruyor. Yörede Orman İşletmesi tarafından sanayi odunu olarak satılan ardıç odunlarından seçerek Ardıç parke yaptırmıştım Bucak ta. O zaman rahmetli babam çok karşı çıkmıştı önceleri. Sonra desenlerini ve kokusunu duyunca mest oldu. Üzerine Parke cilası bile atmadan yıllardır kullanmaktayız yeni evde. Salon daima Ardıç kokar.

Mahmut Leventoğlu 29-12-2006 23:07

Yücel bey müze değil ama bayağı toplamışım. Eşim onları kullanmaya başlayınca Otelde ve köydeki evde , epey rahatladı. Yer darlığından kurtuldu. Benim hobim sonunda bir işe yaradı.

Sebahattin 29-12-2006 23:15

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi Mahmut Leventoğlu (Mesaj 63281)

Yalakdere de ve Fethiyede otelimizde Anadoludan dolaşırken satın aldığım Yaylı at arabası,semerler,çok eski cevizin yeşil kabuğunu ayıklayan makina,pulluklar,yabalar ,ayran tulukları v.s nı dekoratif amaçla kullanıyorum.

Mahmut Bey,
Burada bahsi geçtiği için soruyorum. Eğer mümkünse ceviz kabuğunu ayıklayan makinanın fotoğrafını gönderbilir misiniz?
Çok ilginç eski olduğundan bahsediyorsunuz, bugün bile insanlar bu işi makina ile yapmıyorlar yani Türkiye de ceviz kabuğu ayırma makinası üretilmiyor, yurt dışında olmasına rağmen. Bu makinanın yeni modelini geliştirmeye çalışan akademisyenler ve üreticilerin olduğunu biliyorum. Belki tarihi boyutunun yanında o çalışmalara bir katkımız olabilir.

Mahmut Leventoğlu 29-12-2006 23:20

Bu makinayı Yalakdere de bir köylü dostumun dedesi yapmış. Dijital fotograflarını çekip size yollayayım. :))

Sebahattin 29-12-2006 23:36

Mahmut Bey,
Kişiler (kim yapmış), yerler (... ilinin, ... ilçesi, ... köyü şeklinde), tarihçe (ne zaman yapılmış gibi) hakkında da açıklayıcı bir metinle beraber fotoğrafı yüklerseniz bizim için daha iyi olur. Sizi de referans olarak gösteririz. Kendiniz içinde özelden açıklayıcı bilgiyi gönderebilirsiniz.
Teşekkürler

Ahmet Demirtaş 30-12-2006 00:34

Beynam Ormanı; Ankara' nın güneyinde, Bala yolu üzerinde 40 km. uzaklıkta bulunuyor. Eskiden Hasan Ağa Mülkiyetinde Kuyrukçu Ormanı adıyla "özel Orman" iken 4785 Sayılı Yasaya göre 1947 yılında devletleştirilmiş, 1601 hektar büyüklüğünde bir alanı kapsıyor.

Kalıntı "relikt" orman olması yönüyle ayrı bir önem taşıyor.
Relikt: Eski çağlarda geniş alanlarda yayılmış, günümüzde çok dar bir alanda kalmış, yeniden yayılma yeteneğinden yoksun olan orman. Bu özelliği ile geniş bir bozkır alanında ada görünümde bir yeşil alan.

Orman 1200m ile 1521 m yükseltide yer alıyor. 14 tanesi endemik olmak üzere 419 bitki türü barındırıyor.

Ağaç türü olarak karaçam, meşe türleri, titrek kavak, katran ardıcı, söğüt,karaağaç, ahlat ve alıç ilk akla gelenler. Kurt, tilki, porsuk, tavşan domuz ve çeşitli kuş türleri de fauna olarak sayılabilir.

375 mm yağış alan Ankara ile 355,9 mm yağış alan Bala ilçeleri arasında beklenmedik bir şekilde orman olması; bu yeri önemli ve değerli kıldığından 1966 yılında "Muhafaza Ormanı" olarak ilan edilmiştir.

"Fevkalade florası ve faunası çok ilginç bir kolleksiyon niteliğinde olduğundan" 1978 yılında "Doğal Sit" ilan edilmiştir.

1973 yılında bir bölümü "Orman içi Dinlenme Yeri" olarak kullanılmaya başlanmış ve günümüzde 580 ha. (5800 dekar) alan aynı amaçla kullanılmakta ve işletmesi özelleştirilmiş durumdadır.

2005 yılında ise 400ha. lık bir alan daha "Kent Ormanı" olarak planlanlanıp kullanıma açılmıştır. Gözümüz gibi korumamız gereken 1601 ha. büyüklüğündeki ormanın 980 ha lık bölümünü değişik gerekçelerle insan etkinliklerine açmak aklın ve bilimin gerekleri ile asla uyuşmaz.

İstanbul' da ACARKENT rezaletini düşününce; Beynam Ormanı devletleştirilmiş olmasaydı benzer durumlar yaşanabilirdi diyor ve iyi ki özel orman olarak kalmamış yargısına varıyoruz.

Ama Beynam Ormanı gerçekten korunacaksa "Tabiatı Koruma Alanı" olarak koruma kapsamına alınmalıdır.

Yücel Özlem 30-12-2006 02:50

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi Ahmet Demirtaş (Mesaj 63350)
Beynam Ormanı; Ankara' nın güneyinde, Bala yolu üzerinde 40 km. uzaklıkta bulunuyor. Eskiden Hasan Ağa Mülkiyetinde Kuyrukçu Ormanı adıyla "özel Orman" iken 4785 Sayılı Yasaya göre 1947 yılında devletleştirilmiş, 1601 hektar büyüklüğünde bir alanı kapsıyor.
...............

Orman 1200m ile 1521 m yükseltide yer alıyor. 14 tanesi endemik olmak üzere 419 bitki türü barındırıyor.

Ağaç türü olarak karaçam, meşe türleri, titrek kavak, katran ardıcı, söğüt,karaağaç, ahlat ve alıç ilk akla gelenler. Kurt, tilki, porsuk, tavşan domuz ve çeşitli kuş türleri de fauna olarak sayılabilir.
................

"Fevkalade florası ve faunası çok ilginç bir kolleksiyon niteliğinde olduğundan" 1978 yılında "Doğal Sit" ilan edilmiştir.

1973 yılında bir bölümü "Orman içi Dinlenme Yeri" olarak kullanılmaya başlanmış ve günümüzde 580 ha. (5800 dekar) alan aynı amaçla kullanılmakta ve işletmesi özelleştirilmiş durumdadır.

2005 yılında ise 400ha. lık bir alan daha "Kent Ormanı" olarak planlanlanıp kullanıma açılmıştır. Gözümüz gibi korumamız gereken 1601 ha. büyüklüğündeki ormanın 980 ha lık bölümünü değişik gerekçelerle insan etkinliklerine açmak aklın ve bilimin gerekleri ile asla uyuşmaz.
.................

Ama Beynam Ormanı gerçekten korunacaksa "Tabiatı Koruma Alanı" olarak koruma kapsamına alınmalıdır.

-Sayın Ahmet Demirtaş, görüşlerinize katılmamak mümkün değil. Sizin kelimeleriniz ile bilim konuşuyor. Ağzınıza sağlık.

-"Fevkalade florası ve faunası çok ilginç bir kolleksiyon niteliğinde olduğundan 1978 yılında Doğal Sit ilan edilmiştir." diyorsunuz. Bu durumda en üst düzeyde hukuki koruma kapsamına alınmış oluyor. Ama hukuk sistemi mefluç kendini bile koruyamıyor herhalde. Yoksa bu alanda bir projeye dayalı olmadan dal kesmek kazma vurmak suçtur. yapılacak her projenin birinci önceliğinin bu emsalsiz koleksiyonu korumak olması da bir hukuki zarurettir.

Yücel Özlem 14-03-2007 01:22

Yaylada çıkrıncak (gıcırgaç)
 
Alıntı:

İlk gün mutlaka çıkrıncak yapılırdı. Uslulardan eli yatkın olan birisi hemen düz bir çam veya köknar keser, 7-8 metrelik ağacın tam ortasını üşer, iki ucundan tutamak takılacak yerleri deler, tutamakları takardı. Bir başka ağaç iki metre boyunda kesilir, ucu yuvarlak biçimde yontulur, kazılan yere yarım metre kadar dikine gömülür, etrafa taşla berkitilirdi. Dikey, sabit kazığın ucuna yatay uzun tutamaklı ağaç üşülen yerinden yerleştirilirdi. Bu hem tahtıravelli, hem de 360 derece dönen bir oyun aracıydı. İki tarafa binen, tutmaklara sıkıca yapışan çocuklar arada yere ayak vurup hız alıp, bıkıncaya, başları dönünceye kadar çıkrıncağa binerlerdi. Sıradakiler sabırsızlanır, hay huyla, çıkrıncaktan düşenlerle ortalık bayram yerine dönerdi. Çıkrıncağın üşülen yerine konan kömürün çıkardığı gacırtılı sesler çok uzaklardan duyulurdu.

Sayın Hüseyin Özbek'in Yaylaya Çıkmak adlı yazısından alınmıştır.


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 18:47.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)

Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2025