agaclar.net

Geri Dön   agaclar.net > Ağaçlar > Meyve Ağaçları (Özel) > Zeytin
(https)




Beğeni Düzeni1190Beğeniler

Cevapla
 
Bookmark and Share Dış Bağlantılar Konu Araçları Mod Seç
Eski 08-01-2007, 19:40   #61
agaclar.net
 
Mine Pakkaner's Avatar
 
Giriş Tarihi: 06-01-2006
Şehir: İzmir
Mesajlar: 10,707
Galeri: 99
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi med472 Mesajı Göster
sayin özkaraya delice zeytin konusuna katılıyorum.evimin karsısındaki bahce sahibide aynı seylerden bahsetmişti bana. 8 dönümlük arazisindeki agaçların tamamı deliceymiş...
ayrıca bir muhabbet arasında bahçesinde çıkan bir deliceyi sokebileceğimi soylemişti bana. bonsaiye çok yatkın bir tipi vardı bonsai olarak kullanmayı dusunuyorum onu....
saygılar,sewgiler...
Deliceyi söküp istediğiniz gibi taşırsınız, tutma problemi yok.

Sayın Özkara'ya hangi konuda katılıyorsunuz anlamadım Sayın Med472. Delice anaçlı bir bahçe kurulamayacağı iddiasında olan kimse yok.

Mine Pakkaner Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 08-01-2007, 20:18   #62
agaclar.net
 
Mine Pakkaner's Avatar
 
Giriş Tarihi: 06-01-2006
Şehir: İzmir
Mesajlar: 10,707
Galeri: 99
Zeytin fidanı üretim yöntemleri için http://www.agaclar.net/forum/showthr...5098#post65098
linkine bakabilirsiniz.

Mine Pakkaner Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 08-01-2007, 22:58   #63
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 06-01-2007
Şehir: güney batı ege sahil kesimi
Mesajlar: 8
ben sadece 40 yıldan fazla zeytincilikle uğraşan birinin delice zeytinin daha dayanıklı olduğu konusunda anlattıklarından bahsettim.bu konuda herhangi bir iddam yok...
saygılar...


Düzenleyen med472 : 08-01-2007 saat 22:59 Neden: hatalı yazım
med472 Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 09-01-2007, 09:03   #64
agaclar.net
 
Mine Pakkaner's Avatar
 
Giriş Tarihi: 06-01-2006
Şehir: İzmir
Mesajlar: 10,707
Galeri: 99
Bu forumu okuyup da bilgi edinmek isteyenlerin aklı daha fazla karışmasın. Konu neden doğadan delice söküp de zeytin üretmemelidir gerekçelerinde buraya geldi. Bu dayanaksız bilgi belleklere yerleşmesin.

Çelikten yetiştirilen bahçe dayanıksızdır, çöğür üzerine aşı ile yetişen bahçe dayanıklıdır diye birşey kesinlikle yoktur.

Mine Pakkaner Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 09-01-2007, 17:22   #65
agaclar.net
 
Mine Pakkaner's Avatar
 
Giriş Tarihi: 06-01-2006
Şehir: İzmir
Mesajlar: 10,707
Galeri: 99
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi mehmetaliozkara09 Mesajı Göster
Sayın Mine PAKKANER; deliceyi aşılama yönteminin eskiden çok uygulanan bir teknik olduğunu kabul ediyorum. Ancak ilçeye gelen sertifikalı satıcılarda çevre dostu teknikler dediğiniz çelikten üretilmiş fidanların yanında, bir de delice üzerine aşılanmış fidanlar bulunmakta. Fiyatlarını sorduğumuzda, delice üzerine aşılanmış fidanların, çelikten üretilen fidanlardan neredeyse 3 kat pahalı olduğunu gördük. Sorduğumuzda aşılı fidanların daha değerli olduğunu anlattılar.

Türkiye Cumhuriyeti'nde zeytin bitkisi, hakkında kanun çıkarılan ve bakmayana ceza kesilen ilk tarım bitkisidir. Buna rağmen bugüne kadar ülkemizin değişik yerlerindeki iklim ve coğrafi koşullara uygun zeytinlik tesisi için yapılmış ciddi bir çalışmaya rastlamadım. Doğru politikalar izlenseydi, iklim şartları gereği Marmara bölgesinde yetişen Gemlik türü zeytinin, iklim şartları çok farklı olan Aydın ve ilçelerinde teşvik edilmemesi gerekirdi.(Buralarda teşvik sebebiyle herkes sadece Manzanilla ve Gemlik fidanı dikiyor.)Bizim bölgede yeni tesis edilen zeytinliklerle, eski geleneksel yolla dikilen zeytinlikleri kıyasladığımda her ikisinde de zararların olduğunu, ancak yeni tesis edilenlerde daha fazla kuruma (verticillium solgunluğu) meydana geldiğini gördüm. Manzanilla denilen türde tesis edilmiş genç ağaçlara sahip bir tanıdığım, bu yıl 18 kg. zeytinden 1 kg. zeytinyağı aldı. Bu benim için korkunç bir rakam. Çünkü benim geleneksel yöntemlerle dikilmiş Tirilye cinsi zeytinlerim ise 4,5 kg.dan yağ verdi. Bahçe sahibinin dediğine göre hastalıklara karşı dirençsiz bir ağaç imiş. Ben de bilimsel verileri asla göz ardı etmiyorum. Ancak ben gözlemlerim üzerine konuşuyorum. Keşke elimizde yeterli bilimsel veriler olsaydı da buna göre konuşabilseydik. Bahçemde yeni çıkan deliceleri aşılayıp, zarar gören veya boş olan yerlere kaldırıyorum. Özellikle başka yerlerden delice toplayıp habitata asla zarar vermiyorum. Çünkü her sene bahçemden bir sürü delice çıkıyor. Özellikle de karatavukların yemesi için ağaçlarda çok az miktarda zeytin bırakıyorum.

Bu arada siz bahçenizde çıkan deliceleri ne yapıyorsunuz?
Zeytin bahçeniz nerede ve hangi cins zeytinleriniz var? Özellikle Ayvalık yağlık var mı?
Saygılar.
Bu arada bu gün baktığımda bu mesaja yazmış olduğum cevabı kaydetmeden kapamış olduğumu gördüm. Sadece sonu kalmış 51 nolu mesajda. Bu yüzden son kendi zeytinliğime ait bilgiler dışında yazdıklarımı yeniden yazıyorum.

Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi mehmetaliozkara09 Mesajı Göster
...ilçeye gelen sertifikalı satıcılarda çevre dostu teknikler dediğiniz çelikten üretilmiş fidanların...
Öncelikle çevre dostu teknikler dediğimiz çelikten üretilmiş fidanlar demek değildir Mehmet Ali Bey, bilmeyenlerin aklı karışmasın.

Çöğür üzerine aşılı fidan yetiştiriciliği daha masraflı ve zaman alan bir üretim yöntemidir. Elbette daha pahalı olacak. Üretim teknikleri başlığında zeytin fidanı yetiştiriciliği bilgileri yükledim oradan incelerseniz neden daha pahalı olduğunu görebilirsiniz.

Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi mehmetaliozkara09 Mesajı Göster
...bugüne kadar ülkemizin değişik yerlerindeki iklim ve coğrafi koşullara uygun zeytinlik tesisi için yapılmış ciddi bir çalışmaya rastlamadım...
Ancak sizin görmemeniz demek böyle tesislerin yok olduğunu göstermez. Hiç insanlar yüzlerce hektar yatırım yapar da bunun fizibilitesini yapmaz mı? Hem böyle ciddi yatırım yapacak firmalar ya danışmanla çalışmakta ya da kadrolu mühendisler çalıştırmaktalar. Bu yatırımlar, ben yaptım oldu zihniyetiyle yapılmamaktadır.

Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi mehmetaliozkara09 Mesajı Göster
Doğru politikalar izlenseydi, iklim şartları gereği Marmara bölgesinde yetişen Gemlik türü zeytinin, iklim şartları çok farklı olan Aydın ve ilçelerinde teşvik edilmemesi gerekirdi.(Buralarda teşvik sebebiyle herkes sadece Manzanilla ve Gemlik fidanı dikiyor.)
Bu konumuz dışı ancak şunu da gösteriyor, demek çiftçi herzaman doğru yapmıyor. Yatırım yapacaksanız araştırma da yapacaksınız. Pazarı inceleyeceksiniz. Devlet sertifikalı zeytine destekleme veriyor. Ama bu illa Manzanilla olacak demiyor. Minimum 10 da zeytinliği sertifikalı fidanla tesis ederseniz desteklemenizi alırsınız; 250YTL/ da . Gerçi devlet eliyle ülkenin her bölgesinde tek tip Gemlik fidanlarının ücretsiz dağıtılmasını da onaylamıyorum. Bu da bir diğer destekleme yöntemi. Ancak diğer çeşitlerimizi tehdit eden bir konu. Yağ kalitesinin de örneğin bir Ayvalık çeşidi gibi olduğu da söylenemez. Gemlik zeytinin Ege Bölgesi'nde meyvede kabuk kalınlaştırdığı ve renkte açılma yaptığı biliniyor. Bu pazarı etkiliyor mu uzun vadede ne olur bilinmez. Yine aynı şekilde çiftçi Gemlik zeytinini sofralık iyi para ediyor, bunu öyle satarım, yağ oranı da % 30,sofralık satamazsam yağlık satarım diye dikiyor.

Bu arada siz de Tirilye zeytinleriniz olduğunu söylüyorsunuz. Verimden de memnunsunuz. Oysa Tirilye, Gemlik çeşidinin bir diğer adıdır. Yörenizde Gemlik'in teşvik edilmesini de doğru bulmuyorsunuz. Neden, siz memnunsunuz ya, aslında Marmara orjinli bir zeytinin Ege'de nasıl çiftçisini memnun ettiğine güzel bir örneksiniz.

Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi mehmetaliozkara09 Mesajı Göster
Manzanilla denilen türde tesis edilmiş genç ağaçlara sahip bir tanıdığım, bu yıl 18 kg. zeytinden 1 kg. zeytinyağı aldı. Bu benim için korkunç bir rakam. Çünkü benim geleneksel yöntemlerle dikilmiş Tirilye cinsi zeytinlerim ise 4,5 kg.dan yağ verdi.
Mehmet Ali Bey iyi de bu elma ile armutu toplamak. Manzanilla yeşil sofralık bir zeytindir. Komşunuz hangi akla hizmet onu sıkıma veriyor acaba? Madem yağlık zeytin yetiştirecekti neden Manzanilla dikti.Hayrete şayan bir durum. İkisinin içerdiği yağ oranı aynı değil ki.

Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi mehmetaliozkara09 Mesajı Göster
Bizim bölgede yeni tesis edilen zeytinliklerle, eski geleneksel yolla dikilen zeytinlikleri kıyasladığımda her ikisinde de zararların olduğunu, ancak yeni tesis edilenlerde daha fazla kuruma (verticillium solgunluğu) meydana geldiğini gördüm...Bahçe sahibinin dediğine göre hastalıklara karşı dirençsiz bir ağaç imiş. Ben de bilimsel verileri asla göz ardı etmiyorum. Ancak ben gözlemlerim üzerine konuşuyorum. Keşke elimizde yeterli bilimsel veriler olsaydı da buna göre konuşabilseydik.
Sizin elinizde olmaması konu ile ilgili bilimsel çalışmaların yapılmadığını elbette göstermiyor.Zeytin üzerinde en çok bilimsel araştırma yapılan, hatta bu konuda üniversitelerden başka araştırma enstitüleri kurulan kültür bitkisidir. Her türlü araştırmaya ulaşabilirsiniz. Gittiniz de bilgi mi vermediler merak ettim.

Ayrıca verticillium henüz tedavisi olmayan bir hastalık. Bu hastalık geldi mi genç yaşlı, çeşide bakmadan tüm ağaçları kurutuyor. Tabii ki çok duyarlı çeşitler var, orta duyarlı çeşitler var. Örneğin Manzanilla verticillium'a hassas bir çeşit. Yörede hastalık bulaşıksa tesis etmek çok riskli. Gemlik veya sizin kullandığınız ismiyle Tirilye orta duyarlı bir çeşit.

İnşallah tedavisi yönünde ciddi adımlar atılır da zeytinciliğimiz bu derde kurban gitmez. Şimdilik kültürel tedbirlerle hastalığın gelmesini engellemeye çalışıyoruz. Ama bu iş de çiftçiye düşüyor, gereken bütün tedbirleri alacak, kontrolleri yapacak. Şöyle ki,

Hastalığın Yayılması:
-Hastalık bahçeden bahçeye ve bahçe içinde yağmur suları, salma ve karık usulü sulama, toprak işleme aletleri, yere düşen ve rüzgarla taşınan yapraklarla bulaşır.
-Temiz alanlara bulaşık fidanlarla zeytinlik kurulması da hastalığın yayılmasını yol açar.
Hastalığın mücadelesi:
Zeytin ağaçlarında Vertisilyum solgunluğu hastalığına karşı önerilecek ve kullanılacak ruhsatlı bir ilaç yoktur.
Hastalık aşağıdaki kültürel önlemlerle kontrol altına alınabilir:
a) Yeni tesis edilecek zeytin bahçelerinde;
-Sağlıklı ve sertifikalı fidan kullanılmalıdır.
-Hastalığın bulaşma riski olan yerlerde dayanıklı zeytin çeşitleri tercih edilmelidir.
-daha önceden hastalığın konukçusu olan bitkilerin yetiştirildiği alanlarda zeytinlik tesisi edilmemelidir.Zorunlu hallerde bu alanlarda en az 3 yıl solgunluk hastalığının konukçusu olmayan arpa, yulaf, buğday gibi tahıllar yetiştirdikten sonra zeytin tesis edilmelidir.
b)Hastalığın sorun olduğu zeytinliklerde;
-Hasta dal ve sürgün kurumuş yapraklar dökülmeden budanmalı ve bahçeden uzaklaştırılmalıdır.
-Normal budama önce sağlıklı ağaçlarda başlamalı, sonra hasta ağaçlara geçilmelidir. Budama aletleri sık sık çamaşır suyu (Sodyum hipoklorid- çamaşır suyu) ile dezenfekte edilmelidir.
-Yabancı otlarla mücadele yapılmalıdır.
-Toprak işlemede ince köklere en az zarar veren diskaro, kültüvatör, rotavatör gibi aletler tercih edilmelidir
-Etmene hassas olan pamuk, patlıcan, domates, biber, çilek gibi bitkiler ara ziraat olarak yetiştirilmemelidir.
-Gübreleme yaprak ve toprak analizine sonuçlarına göre yapılmalı, aşırı azotlu gübre kullanımından kaçınılmalıdır.
-Hasta ağaçlara Temmuz-Ağustos aylarında 8 hafta süre ile toprak solorizasyonu uygulanmalıdır.
-Toprak işleme veya gübreleme sırasında brokoli bitki artıkları ve/veya odun (bıçkı) talaşını toprağa karıştırmak yararlı olabilir.

Yeni tesis edilen bahçelerin de daha çok etkilenmesi çok normal çünkü genç fidanlar. Genç ile yaşlının dayanımı bir değil. Ama sonuçta ikisi de etkilenecek.

Zeyno waffle beğendi.
Mine Pakkaner Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 10-01-2007, 09:53   #66
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 01-12-2006
Şehir: Aydın/Karacasu ilçesi
Mesajlar: 27
Sayın PAKKANER
Öncelikle verdiğiniz bilgiler için teşekkür,

(-Hastalığın bulaşma riski olan yerlerde dayanıklı zeytin çeşitleri tercih edilmelidir.)
Maddesi yazmışsınız bununla neyi kastediniz , mesela benim bahçemde de bulaşma var(hastalanmış ve kurumuş zeytin ağacım var) . dayanıklı zeytin çeşitleri nelerdir?,

Saygılar.

mehmetaliozkara09 Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 10-01-2007, 11:40   #67
agaclar.net
 
Mine Pakkaner's Avatar
 
Giriş Tarihi: 06-01-2006
Şehir: İzmir
Mesajlar: 10,707
Galeri: 99
Madem araziniz bulaşık kesinlikle kendi çöğürünüzden fidan yetiştirip dikmeyiniz.

Dayanıklı çeşitler için de bir fırsat yaratıp Aydın'da Adnan Menderes Üniversitesi Ziraat Fakültesi, Bahçe bitkileri Bölümü'ne,İzmir'de Zeytincilik Araştırma Enstitüsü'ne,E.Ü.Ziraat Fakültesi, Bahçe bitkileri Bölümü'ne gidip görüşünüz. Çünkü bu konuda araştırmalar, denemeler hızla devam ediyor. En son bilimsel dökümanlara ulaşma şansınız olur.

Zeyno waffle beğendi.
Mine Pakkaner Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 12-01-2007, 23:04   #68
agaclar.net
 
Mine Pakkaner's Avatar
 
Giriş Tarihi: 06-01-2006
Şehir: İzmir
Mesajlar: 10,707
Galeri: 99
Bu arada yağı için zeytin yetiştirenlerin çok kaliteli sofralık bir çeşit olan Gemlik veya diğer adıyla Trilye zeytinini değil de yağlık çeşitleri tercih etmelerini şiddetle öneririm.

Mine Pakkaner Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 13-01-2007, 10:20   #69
ahm10
 
ahmet10's Avatar
 
Giriş Tarihi: 17-12-2006
Şehir: KOCAELİ BALIKESİR
Mesajlar: 34
Balıkesirin Burhaniye ilçesindenim. herkes Gemliğe Yönelmiş durumda ve tane olmazsa yağlık satarım düşüncesi hakim. Hatta satamazsam nasıl olsa ayvalık yağlık ile gemlik zeytininin yağlarını karıştırır öyle satarım diyenler bile var. yüksek getiri , üretimde işçilik maliyetinin düşüklüğü,devlet desteklemesi yüzünden ayvalık tipi yerine gemliğe geçiş var. kendi yurdunda ayvalık yağlık dikimi yapılmamaya başlandı. Bahsettiğiniz soğuklarda Ayvalık tipi zeytinler zarar gördüğü doğru ancak bazı gemlik yeni dikmelerde zarar gördü nerdeyse kurudu.Yeğenim gemlik zeytinlerinin nerdeyse kurumasına rağmen tekrar patladığını ve hızla büyüdüğünü söylüyor. Ancak meteorolojiden de öğrendiğim kadarıyla bu nadir görülen bir soğuk hava dalgasıydı ve Körfezde çok büyük alanı etkilemedi etkilesede geçici zarar verdi. Ama amcamın çok ilgi gösterdiği Manzanilla cinsi 15 yıllık yaklaşık 200 ağacı tamamen kurudu ve tarladan sökmek zorunda kaldı.Benim merak ettiğm ve sormak istediğim . Bu kadar Gemlik zeytini diktiğimiz bölgede(nerdeyse Batı Ege bölgesinin heryerine) taneleri nerede işleyip nereye pazarlıyacağız.Bu dikilen fidanlar 5 -6 sene sonra tam ürün vermeye başladığında arz fazlası oluşursa yağlık üretimde kullanılacağı düşünülüyor.Bu yağı Avrupaya satabilecek miyiz.(Biryerde okuduğum kadarıyla Avrupa özellikle Ayvalık Tipi Kuzey Ege Zeytin yağını tercih ediyor.)

ahmet10 Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 13-01-2007, 10:26   #70
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 30-07-2006
Şehir: Yalova
Mesajlar: 6,884
Galeri: 29
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi ahmet10 Mesajı Göster
devlet desteklemesi yüzünden ayvalık tipi yerine gemliğe geçiş var.
Şunu tam anlayamadım;
Devlet Gemlik cinsi zeytin fidanı ile kurulan bahçelere destekleme verirken, Ayvalık veya diğer cinslerle kurulan bahçelere destekleme vermiyor mu?

Todor Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 13-01-2007, 10:43   #71
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 30-07-2006
Şehir: Yalova
Mesajlar: 6,884
Galeri: 29
Benim bildiğim kadarı ile desteklemelerle ilgili kanunda geçen ifade

Virüsten Ari Fidanla Bahçe Tesisi : 300 YTL/da
Zeytin, Narenciye, Nar, Kivi, Badem, Ceviz Bahçe Tesisi : 250 YTL/da
Diğer Meyve Türleri ile Bahçe ve Bağ Tesisi : 200 YTL/da



şeklinde. Yani belli bir cins ayrımı yok.

Todor Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 13-01-2007, 11:01   #72
agaclar.net
 
Mine Pakkaner's Avatar
 
Giriş Tarihi: 06-01-2006
Şehir: İzmir
Mesajlar: 10,707
Galeri: 99
Hayır, Gemlik'in yaygınlaşmasını sağlayan bedava dağıtılan fidanlar. Yoksa yağlık sertifikalı zeytinle de zeytinlik kurarsanız destekleme alırsınız.

Ahmet Bey çok haklı çünkü Gemlik yağı tercih edilen bir yağ değil. Stabil değil, toplamda ülkemizin yağ kalitesini düşürecek bu durum. Bu durumda sıkılıp yağlık kullanılması ihtimali beni üzüyor. (Bizim koşullarımızda maalesef bunun gerçekleşeceğini düşünüyorum.)

Mine Pakkaner Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 14-01-2007, 01:05   #73
ahm10
 
ahmet10's Avatar
 
Giriş Tarihi: 17-12-2006
Şehir: KOCAELİ BALIKESİR
Mesajlar: 34
Tam anlatamadım.Devlet her iki tür fidana da destek veriyor. verime erken başlaması ve soğuğa daha dayanıklı olması ayrıca tane satımın daha yüksek fiattan satılması gemlik türünün artıları birde devlet destekleyince ayvalık yağlığa kimse yönelmiyor. Gemlik türü uygun alanlarda desteklenmeliydi . Ayvalık yağlık özellikle kuzey egeye desteklenmeli gemlik destek dışı bırakılmalıydı. Her bölgenin kendine has zeytini var.Bu cinsler göz önüne alınmalıydı.Ben merak etiğim işte bu dengesizlikler sonunda çıkan arz fazlasının ne olacağı.
İlginç bir durumda şu :Aydın tarafında bozuk zeytinler Ayvalık Edremit ve Burhaniyede bazı fabrikalrda işlenip yağ yapılıyor ki bu artık zeytinler bazen çok kötü oluyor. Edremit körfezinde yetişen Gemlik Domat gibi tane işlemeye uygun zeytinleride Gemlik ve Aydınlı tüccarlar alıyor. Bu da ilginç.

ahmet10 Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 14-01-2007, 01:08   #74
ahm10
 
ahmet10's Avatar
 
Giriş Tarihi: 17-12-2006
Şehir: KOCAELİ BALIKESİR
Mesajlar: 34
Konuları yazıyorum ama o bölgeli olduğum için ailemde Küçük yetiştirici.Ama ben Tarlaya pek gitmedim. Sorunlar dağ gibi bu destekleme falan çözecek gibi değil.

ahmet10 Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 18-01-2007, 07:31   #75
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 01-12-2006
Şehir: Aydın/Karacasu ilçesi
Mesajlar: 27
İyi günler.
Zeytin konusunda internette 1 yıl önce yayınlanan bir alıntı aldım bunu sizlerle paylaşmak istedim, çok ilginç ve farklı bir bakış açısı var yorum sizin .

"Zeytinyağında liderlik arayışı dikim hatasına takılıyor
31.01.2006 / Pınar Arat / Haber

Türkiye dünya zeytinyağı pazarında lider olmayı hedefliyor. Avrupalı üreticilerin kuraklık yüzünden verimlerinin düşmesi şansını artırıyor. Ancak yağlık zeytini değil de sofralık fidan dikimi yapması en büyük engeli. Ortalama dikilen 10 milyon fidanın yalnızca yüzde 5'i yağlık zeytin fidanı.

Türkiye dünya zeytinyağı pazarında önüne lider olma hedefini koydu. Bu amaçla Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde de bir komisyon oluşturdu. Özellikle bu yıl Avrupa'yı kasıp kavuran kuraklık kıtanın zeytin üretimine büyük darbe indirdi. Kuraklığın getirdiği bu pazar boşluğundan Türkiye yararlanmayı amaçlıyor. Ancak Türkiye'nin en büyük engeli yanlış politikaları. Çünkü her yıl dikilen 10 milyon fidanın yalnızca yüzde 5'ni yağlık zeytin fidanı oluşturuyor, geri kalanı ise sofralık zeytin fidanı. Üstelik de sofralık zeytin dikiminde bölgesel iklim özellikleri gözardı edildiği için düşük randıman alınıyor. Uzmanlara göre ise sorun yanlış destekleme politikaları yüzünden üreticilerin kısa dönemde gelir için pazar talebi yüksek Gemlik sofralık ekimine yönelmesi.

Türkiye yaklaşık 10 yıldır zeytin fidan dikimine İl özel idareler kanalıyla destek ödemesi yapıyor. Fidan bedelinin yüzde 70’i hatta bazen yüzde 100’ü devletçe karşılanıyor. Amaç; "Kağıt üzerinde" zeytinyağı üretimini artırmak olarak görünüyor. Destekleme yağlık-sofralık ayrımı konmadan yapılıyor. Bu da üreticileri kilo başı 1 YTL kazandıran yağlık yerine 4 YTL kazanç getiren sofralığa teşvik ediyor. Sonuçta, gelecek on yılda Türkiye’nin dünya yağ lideri olması gerektiğinden söz edilirken, önüne, "sofralık" engeli çıkıyor. Çünkü zeytinyağı üretimine elverişli Ayvalık ve Nizip türünün rafine edilmesine gerek yokken, yüksek oranda asit içeren Gemlik türünün rafineden geçmesi gerekiyor. Avrupalı tüketicinin zeytinyağını talep nedeni ise sağlık kaynağı olarak görülmesi. Yağın rafineriden geçmesi sağlığa faydalı özelliklerinin büyük oranda yok olması anlamına geliyor.

Gemlik yağına talep yok

Edremit’te sofralık ve yağlık zeytin fidanı pazarlayan Yurt Yıldırım, desteklemenin çeşide göre yapılması gerektiğini belirterek, “Türkiye proje hazırladı ama strateji hatalı” diyor. Gemlik türünün Avrupa Birliği ve diğer ülkelerde talep görmediğini belirten Yıldırım, Türkiye’nin yağ üretiminde Tunus ve Suriye’nin gerisinde altıncı sıraya düşmesini de sofralık-yağlık ayrımının iyi yapılmamasına dayandırıyor. Türkiye’nin zeytini desteklemeye yönelmesiyle birlikte Suriye’nin harekete geçtiğini belirten Yıldırım, “Onlar önlerine yağda liderlik hedefi koydu. Ve sbizi geride bıraktılar. Türkiye proje amacına uygun hareket etseydi, dünya üçüncülüğü sıfatından olmayacaktı” diyor.

Her zeytin her bölgeye uymaz

Türkiye zeytinciliğinin tür seçiminde yaşadığı kararsızlık, üretim bölgeleri seçiminde de yaşanıyor. İklim özelliklerine uygun üretim planlaması yapılmadan zeytinciliğin gelişemeyeceğine dikkat çekiliyor. Desteklemelerin de etkisiyle son 5 yıldır zeytin tarımına yatırımların arttığını belirten Yıldırım, girişimcileri yatırım bölgelerine uygun fidan seçmeleri konusunda da uyarıyor. Kurak bölgelerin Ayvalık’a yönelmesi, Marmara Bölgesi’ndeki üreticilerin ise mayıs-eylül arasında yüksek nem isteyen Gemlik türünü tercih etmeleri gerektiğini belirten Yıldırım, “Ancak kurak bölgeler dahil her yerde Gemlik üretmeye kalkıyorlar. Bu randıman kaybına ve meyve tanelerinin küçük kalmasına yol açıyor. Marmara dışındaki bölgelerin sofralık kalitesi çok düşük. Sonuçta Türkiye sofralık zeytin ülkesi olmak üzere ama bu alanda da sorunlu bir şekilde büyüyor. Ağaçlar meyve vermeye başladıkça sorun daha net ortaya dökülecek” diye konuşuyor.

Niteliksiz hedef belirlendi

Tarım Bakanlığı'na bağlı Edremit Zeytincilik Üretme İstasyonu Müdürü Mehmet Balcı da Türkiye’nin zeytincilikte niteliksiz hedef belirlediği ve sofralık-yağlık stratejisi geliştiremediği görüşünde. İki çeşidin de üretilmesi gerektiğini belirten Balcı, "Zeytinin karı, yağındadır. Ağırlığı sofralığa vermek doğru değil ”diyor.Yanlış çeşide yönelmek ve dünya zeytin pazarında bir 10 yıl daha söz sahibi olamamak dışında Balcı’nın dikkat çektiği bir diğer sıkıntı Gemlik üretiminin talebin üstüne çıkacak olması. Türkiye piyasasının Gemlik türüne doyduğuna işaret eden Balcı, yeni dikimlerin kontrol altına alınması gerektiği uyarısında bulunuyor.Gemlik AB testinden geçemiyor

AB standartlarına göre sızma yağın asit oranının 0.8’i geçmemesi gerekiyor. Türkiye’deki Ayvalık dışında Nizip yağı da bu oranı veriyor. Gemlik’i de rafineri ederek bu aşamaya getirmek mümkün. Ancak rafineri Gemlik, diğer testlerde sınıfta kalıyor. Çünkü sızma yağın meyvemsilik, acılık, yakarlık olarak sıralanan üç niteliği taşıması gerekiyor. Testler daha doğrusu tadımlar, Uluslararası Zeytin Konseyi bünyesinde oluşturulan panellerde yapılıyor. Zeytin uzmanları, tıpkı birer degüstatörün şarap tadımı gibi zeytinin yağını tadıp kokluyorlar. Yağlara 0’dan 10’a kadar puan veriliyor. Rakam ne kadar yüksekse, yağ da kadar değerli oluyor. Bu rakamlar yağın taşıması gereken güzel özellikleri. Bir de 16 hata testi var. Bir yağın sızma ünvanını alabilmesi için posa tadından metal tadı ve kokusuna kadar 16 hatanın hiçbirini içermemesi gerekiyor.

Türkiye’deki üretim sızma yağ sınıfında sayılmıyor. Bunun nedeni sadece markalaşamaması ve dünyaya açılamaması değil. Nedenler arasında Uluslararası Zeytinyağı Konseyi’ne üye olmadığı için resmen panel kuramaması da var. Türkiye ne kadar kaliteli zeytinyağı üretirse üretsin, bunu kanıtlama şansı bulunmuyor. Tabii bu Türk yağının sızma ünvanıyla dünyayı dolaşmadığı anl***** gelmiyor. Dökme usulle yapılan ihracat, İtalya ve İspanya gibi ülkelerin ithalatçıları tarafından Türk yağının ederinin dörtte birine alınıp, şişelenip ambalajlanarak sızmaya dönüştürülmesi sonucuna yol açıyor.

Sofralık 4, yağlık 1 kazandırıyor

Gemlik türüne ilginin ardında yatan neden düşük fidan maliyeti ve yetiştirme tekniğinin yağlık zeytine göre kolay olması. 2005 rakamlarına göre, Gemlik zeytin fidanı 1.2 ila 1.8 YTL’ye satılırken, Ayvalık türü fidanlar 1.8 ila 2.5 YTL’den alıcı buluyor. Sofralık zeytin üreticisine daha az maliyet çıkarmakla kalmıyor. Kazancı da yağlık zeytinden yaklaşık 3 kat daha fazla. Sofralık zeytinin kilosu üreticiye 2 ila 4 YTL kazandırıyor. Ortalama 5 kilo zeytinden bir kilo yağ çıkıyor. Yağın üreticiden çıkış fiyatı 5.800. Bu durumda yağlık zeytinin kilosundan elde edilen kazanç 1 YTL’ye düşmüş oluyor.

Yağ bedeli kadar vergi ödüyoruz
İhraç zeytinyağında yüzde 100’e yakın oranda gümrük vergisi ödemek zorunda kalan Türkiye, dünya pazarlarını da genişletemiyor. Tariş Zeytin ve Zeytinyağı Birliği Başkanı Cahit Çetin, "Avrupa’ya zeytinyağı sokabilmek için yağ bedeli kadar vergi ödemek zorundayız. Bu, Türkiye zeytinciliğinin önündeki temel engel” diye konuşuyor. Gümrük duvarlarının rekabet engeli olmaktan çıkarılması gerektiğini vurgulayan ve oluşturulacak ulusal zeytin konseyinin konuyu öncelikli gündemine alması gerektiğini belirten Çetin, "Yılda 600 bin tondan fazla ayçiçek yağı ithal ediyor ve bunun büyük bölümünden sıfır vergi alıyoruz. Türkiye bunun karşılığında zeytinyağını pazarlık konusu etmeli ve tarife indirimi almalı” önerisini getiriyor. Bugün ABD dışında dünyanın en önemli zeytinyağı alıcısı Avrupa ülkeleri; İsviçre, Hollanda ve İngiltere. Birlik üyesi bu ülkeler birbirine gümrüksüz giriş yapıyor. Kendi üreticisini korumayı amaçlayan AB, birlik dışından aldığı zeytinyağına yaklaşık yüzde 100 vergi koyuyor. Markalaşmayı başararak Avrupa'da rafa çıkan Türk yağı, iki kat yükselen fiyatıyla rekabette çıkmaza giriyor."


Düzenleyen mehmetaliozkara09 : 18-01-2007 saat 09:13
mehmetaliozkara09 Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 19-01-2007, 00:03   #76
agaclar.net
 
Mine Pakkaner's Avatar
 
Giriş Tarihi: 06-01-2006
Şehir: İzmir
Mesajlar: 10,707
Galeri: 99
Görüldüğü gibi aklın yolu bir. Gemlik ya da diğer adıyla Tirilye zeytininin yagınlaşması ve yağlık olarak kullanılması ülkemiz zeytinyağcılığını istenilmeyen sonuçlara götürecektir.

Mine Pakkaner Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 19-01-2007, 00:08   #77
agaclar.net
 
Mine Pakkaner's Avatar
 
Giriş Tarihi: 06-01-2006
Şehir: İzmir
Mesajlar: 10,707
Galeri: 99
Zeytin Çeşitleri

Zeytin Çeşitleri

Ülkemizde Akdeniz ikliminin hakim olduğu Ege, Marmara, Akdeniz, Güneydoğu Anadolu ve Karadeniz bölgelerinde, kuzeyde Artvin’den güneyde Hatay’a kadar uzanan kıyı boyunca ve Güneydoğu Anadolu’da Mardin’e kadar olan illerde zeytin yetiştiriciliği yapılır.

Anavatanı Türkiye olan zeytin, bu ekoloji içinde büyük bir çeşit zenginliğine sahiptir. Mevcut zeytin çeşit varlığımızı belirlemek amacıyla 1968 yılında tüm zeytinci bölgeler taranarak tespit edilen 88 zeytin çeşidinden alınan aşı kalemleri Bornova Zeytincilik Araştırma Enstitüsü’nün Kemalpaşa’daki Üretim ve Araştırma Sahasında çöğürlere aşılanarak Ulusal Zeytin çeşitlerinden oluşan bir koleksiyon bahçesi tesis edilmiştir.

Tüm zeytinci bölgelerdeki araştırma enstitülerinde mevcut zeytin çeşitlerimizle ilgili agronomik ve teknolojik çalışmalar sürüyor.
Ülkemizde yaygın olarak fidan üretimi yapılan çeşitler şunlardır;

Ayvalık
Farklı yörelerde Edremit yağlık, Midilli ve Şakran olarak da adlandırılır. Ege bölgesinin kuzeyinde Körfez yöresinde Balıkesir’in Edremit, Ayvalık, Havran, Burhaniye ilçelerinde, İzmir’de ve Çanakkale’de yoğun olarak bulunur. Ayrıca fidan satışlarıyla İçel, Antalya, Adana, Kahramanmaraş ve Mardin illerine kadar yayılmıştır.
Meyveleri orta iriliktedir ve %24.7 oranında yağ içerir. Çekirdekleri orta büyüklüktedir.
Genellikle yağlık olarak değerlendirilir. Yağı Altın sarısı renktedir ve meyve kokusu içerir. Kimyasal ve duyusal özellikleri bakımından diğer çeşitlerden elde edilen yağlar içinde birinci sırada yer alır.
Siyah olum döneminde hasat edilerek siyah sofralık olarak değerlendirilir. Son yıllarda meyve eti renginin pembeye döndüğü dönemde pembe çizme zeytin tipinde de işlenmeye başlamıştır.

Gemlik
Gemlik için Trilye, Kaplık, Kıvırcık, Kara gibi adlar kullanılır. Marmara bölgesinin önemi zeytin çeşitlerindendir. Bursa, Tekirdağ, Kocaeli, Bilecik, Kastamonu, İzmir, Manisa, Aydın, İçel, Adana, Antalya, Adıyaman illerinde yetişir. Oldukça geniş bir alana yayılmıştır.

Ülkemizde kamu kurumları ve özel sektör tarafından üretilen zeytin fidanlarının %80’i Gemlik zeytin çeşidi fidanlarıdır. Bu nedenle zeytinciliğin yapıldığı bütün bölgelerde bu çeşide rastlanır.

Meyveleri orta iriliktedir ve %29.9 oranında yağ içerir. Çekirdekleri orta büyüklüktedir.
Siyah sofralık olarak değerlendirilir. Meyveleri yağ bakımından zengin olduğundan sofralık kalite dışındaki daneler de yağlık olarak işlenir.

Memecik
Farklı yörelerde Memecik’e Taş arası, Aşı yeli, Tekir, Gülümbe, Şehir, Yağlık gibi isimler verilir.
Ege bölgesinin güneyinde yoğun olarak bulunur. İzmir, Aydın, Muğla, Manisa, Denizli, Antalya, Sinop, Kahramanmaraş ve Kastamonu’ya kadar uzanan geniş bir coğrafi dağılımı vardır.

Sofralık ve yağlık olarak değerlendirilir. Yağı koyu yeşilimsi-sarı renkte, meyve kokusu kuvvetlidir. Kimyasal ve duyusal özellikler bakımından Ayvalık çeşidi yağlarından sonra ikinci sırada yer alır.
Yeşil olum döneminde hasat edilen meyveler “İspanyol usulüne” göre işlenerek dış Pazar isteklerine uygun özellikte ürün elde edilir. Siyah olum döneminde hasat edilen meyveler de siyah sofralık olarak değerlendirilir.

Domat
Manisa’nın Akhisar, Turgutlu, Saruhanlı; İzmir’in Kemalpaşa, Bornova, Selçuk ve Aydın’ın Söke, Karacasu, Kuyucak ilçelerinde yetiştiriciliği yaygındır.
Meyveleri iri olup %20,6 oranında yağ içerir. Çekirdekleri orta büyüklüktedir ve etten kolay ayrılır.

Yeşil olum döneminde hasat edilen meyveler, çeşitli yollarla tatlandırıldıktan sonra, çekirdekleri çıkartılıp, çekirdek boşluğuna biber, havuç, badem gibi malzemeler doldurularak “dolgumu zeytin” şeklinde işlenir.

Manzanilla
İspanyolların önemli çeşitlerindendir. İspanya dışında Amerika Birleşik Devletleri, Arjantin, İsrail ve Avustralya’da da yetiştiriciliği yapılır.
Son yıllarda ülkemizde de fidan üretiminin başlamasıyla zeytinliklerimize girmeye başlamıştır.

Meyveleri orta büyüklükte, çekirdekleri küçüktür. Meyveleri %20.4 oranında yağ içerir.
İspanya’da olduğu gibi ülkemizde de yeşil olum döneminde toplanan meyveler İspanyol usulüne göre yeşil sofralık olarak değerlendirilir.

Samanlı
Tatlı zeytin olarak da adlandırılan bu çeşit, Marmara bölgesinde Karamürsel ve İznik civarında yetiştirilir.
Meyve ve çekirdekleri orta büyüklüktedir. Meyveleri %20.8 civarında yağ içerir. Bünyesindeki acılık maddesi oldukça düşüktür. Kendi ekolojisinde yeşil sofralık olarak değerlendirilir.

Çelebi (İznik)
Bursa’nın İznik, Gemlik, Orhangazi; Kocaeli’nin Gölçük; Bileciğin Osmaneli ve Gülpınarı ilçelerinde yetiştirilir.
Meyve ve çekirdekleri iridir. Meyveleri %20.8 civarında yağ içerir. Yeşil sofralık olarak değerlendirilir.

Eşek Zeytini (Ödemiş)
İzmir’in Ödemiş ilçesi ve civarında yaygın olarak görülen bir çeşittir.
Meyveleri ve çekirdekleri çok iridir. Meyveleri %21.8 oranında yağ içerir. Meyve eti sert olduğundan beklemeye dayanıklıdır.
Daneleri çok iri olduğundan standart dışıdır. Ancak son yıllarda iç ve dış piyasada iri zeytin talebinin artması nedeniyle yeşil sofralık olarak değerlendirilmeye başlamıştır.

Ülkemizde fidan üretimi kendi bölgelerinde sınırlı olarak yapılan veya çeşit değiştirme yoluyla elde edilen çeşitler ise şunlardır;

Çekişte
Kırma, Memeli diye isimler de kullanılır. Fakat Ege bölgesindeki Memeli çeşidinden farklıdır. Çekişte, İzmir’in Ödemiş, Kiraz, Torbalı; Aydın’ın Nazilli, Sultanhisar ve Yenipazar ilçelerinde yetiştirilir.
Meyveleri iri, çekirdekleri orta büyüklüktedir. Meyveleri %26.9 oranında yağ içerir.
Genellikle yeşil sofralık olarak kırma zeytin tipinde işlenir. Yağ oranı yüksek olduğundan yağlık olarak değerlendirilir.

Erkence
Ege bölgesinin en erken olgunlaşan çeşididir. Erken olgunlaştığı için bu ismi aldığı söylenir. İzmir yağlık veya yerli yağlık diye de isimlendirilir. İzmir’in zeytinci ilçelerindeki eski zeytinliklerde bu çeşide rastlanır.
Meyvelerinin yağ oranı %25.4 civarındadır.
Yağlık olarak değerlendirilen bu çeşidin yağ kalitesi iyidir.
İzmir’de nemli deniz rüzgarlarının hakim olduğu Karaburun, Çeşme, Urla ve Foça ilçelerinde “Phoma Oleae” adı verilen bir mantarın etkisiyle bu çeşidin meyveleri ağaç üzerinde acılığını kaybeder, meyveler kahverengi bir renk alır. Hiçbir tatlandırma işlemine tabi tutulmadan yenebilir. Buna “Hurma Zeytin” denir.

Uslu
Manisa’nın Akhisar, İzmir’in Kemalpaşa, Selçuk, Muğla’nın Merkez ve Yatağan ilçelerinde bu çeşidin ağaçları yetiştirilir.
Meyve ve çekirdekleri orta büyüklüktedir. Meyveleri %21.5 oranında yağ içerir. Uslu soğuğa hassas bir çeşittir. Bu nedenle erken soğukların olduğu bölgelerde hasat soğuklardan önce yapılır. Meyve eti yumuşak olduğu için hasat ve taşıma sırasında dikkatli olunmalıdır.
Meyveleri tam olgunluk döneminde renk ve tat yönünden uygun olduğundan siyah sofralık olarak değerlendirilir.

Halhalı (Derik)
Güneydoğu Anadolu bölgesinin önemli çeşitlerindendir. Mardin, Hatay, Gaziantep ve Kahramanmaraş illerinde ağaçları vardır.
Meyveleri orta büyüklükte olup çekirdekleri iridir. Meyveleri %21.9 oranında yağ içerir.
Yeşil olum döneminde hasat edilen meyveler “kırma zeytin” tipinde işlenir.
Siyah olum döneminde hasat edilen meyveler ise siyah sofralık ve yağlık olarak değerlendirilir.
Bölge içinde tüketiminin dışında komşu Arap ülkelerine ihraç edilir.

Kilis Yağlık
Güneydoğu Anadolu bölgesinin en önemli yağlık zeytin çeşididir. Kilis, Gaziantep, Şanlıurfa, Kahramanmaraş ve Mardin illerindeki zeytinliklerde yaygındır.
Meyveleri çok küçük, çekirdekleri meyveye oranla iridir. Meyveleri %31.8 oranında yağ içerir.

Nizip Yağlık
Güneydoğu Anadolu bölgesinde Kilis yağlıktan sonra ikinci önemli yağlık çeşittir. Gaziantep’in Nizip, Kahramanmaraş’ın Merkez ve Mardin’in Cizre ilçelerinde yetişir.
Meyve ve çekirdek özellikleri Kilis yağlıkla aynıdır. Meyveleri %27.4 oranında yağ içerir

Kaynak: Tarım Bakanlığı Çiftçi Broşürü

Mine Pakkaner Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 19-01-2007, 15:59   #78
Ağaç Dostu
 
Müjgan's Avatar
 
Giriş Tarihi: 02-08-2004
Şehir: Ankara
Mesajlar: 4,544
Galeri: 30
Geçtiğimiz Ramazan bayramında Kırkağaç'ta idik. Kayın pederin zeytinliği var, 25 yıldır gelinleriyim, ilk kez gittim. İlk kez de zeytin topladım.
Onca ağaç içinde en iri zeytinleri olan ağacı seçtik, çünkü sadece kendimize kadar yeşil zeytin toplayacaktık.
Orada farklı bir alemde gibi hissettim, ıpıssız bir yer ve biz 3 kişi sakince, dallardan neredeyse teker teker zeytin topladık. Yağmur sonrası idi ve dallardaki zeytinler bana pırıltılı ve daha bir kutsal göründüler

İşimiz bitince aklım bu topikte yazılanlara takılı ya, biraz da zeytin yaprağı toplamaya karar verdim.
Kayınpeder güldü. Eczacı gelin zeytini topladı da, yaprağını napacak? O ilk kez yaprakların da işe yaradığını duydu. Bayaca yaprak topladık henüz zeytinlenmemiş ağaçlardan. Kısır ağaçlar demişti o.

Evde yaprakları ayıklayıp, güzelce yıkadım ve kuruttum. Şimdi değişik bir çay içmek istediğimde ufalanmış yaprakları demliyorum.
İnanılmaz nefasette bir çay. Tanrı yaprağına bile özenmiş yaratırken

Normalde bitki çaylarının çoğu acımsı ve buruk olur. Zeytin yaprağı çayı hoş aromasıyla, içimi çok iyi bir çay, denemenizi tavsiye ederim

Müjgan Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 19-01-2007, 16:58   #79
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 02-12-2006
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 2,419
Galeri: 5
Sizlerin profesyonelce tartıştığınız bu konuya bazı gözlemlerimi aktarmak istiyorum;Ailem mübadelede Akhisara yerleştirilmiş.Çocukluğumda oradaki zeytinliklerimizden gelen yağların tadını hala unutamadım.Zeytinyağından mayonez bile yapardık.(unutamadığım birde tava balı var,hala yapılıyormu aceba)sonra oraları satıldı,biz Gemliğin eski bucağı,şimdi Yalovanın ilçesi Armutluda senenin altı ayı yaşamaya başladık.hatta bahçemdeki sekiz tane zeytin ağacının her türlü bakımını yapıp,ürünü sofralık zetin olarak kullanıyorum.Ama konu yağa gelince;bir türlü alışamadım tadı bana makina yağı gibi geliyor,kokusuda çok ağır.VE her sene üreticinin Akhisardan Armutluya tonlarca zeytinyağı getirip kendi yağlarıyla karıştırarak sertliğini düşürdüğünü biliyorum.Bu durumda egede gemlik zeytini yetiştirilmesini hiç anlayamadım. Bildiğim kadarıyla zeytin çeşitlerinin yöredeki isimlendirmeleri şöyle: en makbul cins:selvi(Çekirdeği sivri) daha küçük olanları kıvırcık,yağı az olan cins:karamursal(çekirdeği yuvarlak)ve göde(kalamata) Ayrıca;Sayın Mehmetaliozkara09'un mesajındaki zeytin bakmayana ceza kesilen ilk tarım bitkisi ibaresi hala geçerlimi? benim gördüğüm en çok katledilen ağaç zeytin!

Ferda Ülkümen Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 19-01-2007, 17:22   #80
Ağaç Dostu
 
Müjgan's Avatar
 
Giriş Tarihi: 02-08-2004
Şehir: Ankara
Mesajlar: 4,544
Galeri: 30
Alıntı:
Sizlerin profesyonelce tartıştığınız bu konuya bazı gözlemlerimi aktarmak istiyorum;Ailem mübadelede Akhisara yerleştirilmiş.Çocukluğumda oradaki zeytinliklerimizden gelen yağların tadını hala unutamadım.Zeytinyağından mayonez bile yapardık
Hala daha Akhisar ve civarı zeytinliklerinden çıkan yağlar revaçta. Her yıl kayınpederin çıkarttığı yağı yiyoruz. İlk geldiğindeki tadı inanılmaz güzel oluyor.
Sadece ekmek, yağ, tuz nefis bir kahvaltıya dönüşebiliyor.

Kayınvalidem pirinç pilavını bile zeytinyağı ile yapar. Önceleri yadırgardım yeşilimsi bir pilav olduğu için, ama şimdi alıştım. Baklava ve diğer tatlıları da zeytinyağı ile yapar. Ona bakarak şimdilerde ben kek ve kurabiyelerde de zeytinyağı kullanıyorum.

Bir evde zeytinyağı olması yeter, her şey için... Yaralara, berelere, kesiklere de zeytinyağına batırılmış bezle kompres yapılıyor. Akan kan anında duruyor, yaralar hızla iyileşiyor

Tecrübe ile de sabit...

Müjgan Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 21-01-2007, 18:32   #81
ahm10
 
ahmet10's Avatar
 
Giriş Tarihi: 17-12-2006
Şehir: KOCAELİ BALIKESİR
Mesajlar: 34
Mehmetaliozkara09 ve Mine Hanıma konu hakında verdikleri bilgiler için çok teşekkürler. İnşşallah yazılanları bu konuda yatırım yapmak isteyen ve evinin bahçesine dahi zeytin dikecekler okur. Çünkü gerçekten 3-5 yıl içinde arz fazlası çok can yakacak.

ahmet10 Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 23-01-2007, 08:05   #82
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 01-12-2006
Şehir: Aydın/Karacasu ilçesi
Mesajlar: 27
Aydın iline ait yerel bir gazete olan "AYDIN DENGE" de bu gün (23.01.2007)tarihli bölümünde zeytinle ilgili yazılan kısmı sizinle paylaşıyorum.

“Gemlik zeytini fidanı
dikmekten vazgeçelim”

"Aydın Ticaret Borsası Meclis Başkanı Aydın Akyüzlü, son yıllarda çeşitli kampanyalarla zeytin fidanı dikimi yapıldığını ve bu kampanyalarda dikilen fidanların Gemlik Zeytini fidanı olduğunu belirtti. Akyüzlü, Avrupalının Gemlik zeytini ithal etmediğini, Eşek zeytini denilen zeytini ithal ettiklerini ifade ederek “Zeytin ihracatımızı artırmamız için behemehal Gemlik zeytini fidanı dikmekten vazgeçmeliyiz” dedi.
Gemlik zeytin fidanı üretiminin ve dikiminin ilgi görmesinin altında yatan nedenin Gemlik zeytininin iç piyasada iyi para etmesi olduğunu belirten Akyüzlü şunları söyledi:
“Gemlik zeytinini Edirne’den sonra satacağınız ülkeler ise; Hollanda, Almanya, İngiltere’deki Türklerin bulunduğu bölgeler. Bunun haricinde dünyanın zeytin budur dediği siyah zeytin bizim üretimimiz arasında olmasına rağmen piyasalardan yoksun kaldık. Biz ihracat pazarını genişletmek istiyorsan, behemehal Gemlik zeytini fidanı dikim ve üretimine bugünden itibaren son vererek, Domat, Eşek, Memecik zeytini ve Kalamata dediğimiz zeytin fidanı dikimini arttırmalıyız.”
Tarım İl Müdürlüğü tarafından dağıtılan zeytin fidanlarının da Gemlik türü olduğunun anımsatılması üzerine Akyüzlü, Tarım İl Müdürlüğü’nün bölgenin karakteristik özelliğine sahip olan ve Avrupalının da bildiği ve ithal ettiği Eşek Zeytini, Domat, Memecik ve Kalamata türlerinin fidanlarını dağıtması gerektiğini vurguladı ve “Gemlik zeytini iç piyasada çok fazla tutulduğu için, veya fiyatlı olduğu için herkes Gemlik zeytini dikimi yapmış. Benim bu bölgemi ilgilendiren Domat zeytini, Eşek Zeytini, Kalamata zeytini ve Memecik zeytini” diye konuştu. (HEDEF AJANS) "

Yorum sizin.

mehmetaliozkara09 Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 25-01-2007, 17:10   #83
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 15-09-2006
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 3,592
Fidan satın alınırken yukarıda belirtilen cinsleri birbirinden nasıl ayırt edebiliriz? Kalamata Zeytini en çok ve en iyi Karamürsel bölgesinde üretilirken ;şimdilerde nerede ise yok denecek kadar az üretiliyor ve fidanını bulmak ta çok zor.

Mahmut Leventoğlu Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 26-01-2007, 17:36   #84
agaclar.net
 
Mine Pakkaner's Avatar
 
Giriş Tarihi: 06-01-2006
Şehir: İzmir
Mesajlar: 10,707
Galeri: 99
Çeşitleri tanımak çok kolay değil, gözü çok alışık olmayan biri ayıramaz, sadece yaprak değil, meyve de birlikte gözleniyor.

Bu yüzden de faturalı ve sertifikalı fidan almak şart.

Mine Pakkaner Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 26-01-2007, 19:00   #85
Ağaç Dostu
 
Balıkcı's Avatar
 
Giriş Tarihi: 23-01-2007
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 2,252
Galeri: 15
Sakın gülmeyin.
Ben de heves ederek, o da bulunsun diye, sanırım 5-6 yıl önce nereden aldığımı şimdi hatırlamadığım bir zeytin fidanı dikmiştim.
Bu sene 12 tane zeytin verdi. ben de onları arasıra suyunu değiştirerek 10 gün kadar suda beklettim.
Daha fazla beklemeye tahammül edemeyip, tuzlayıp, limonladım ve her gün ilaç gibi bir iki tane hanımla yedik.
Tabii ki cinsini bilmiyorum ama son derece küçük ve etinden çok kolay ayrılan bir çekirdeği vardı.
Tadı damağımızda kaldı.
Dört gözle bekliyoruz şimdi.
Belki bu sene daha fazla verir.

Bir de sorum var.
Bir zeytin bahçesinde ağaçlara asılı pet şişelerin içinde bir miktar su ve dibinde tortu gibi bir şey gördüm.
Sahibine sorduğumda, suyun içinde fenni gübre var, zeytin sineğini kaçırıyormuş, dedi.
Doğru mudur?

Balıkcı Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 27-01-2007, 19:52   #86
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 27-01-2007
Şehir: çanakkale
Mesajlar: 19
GÖRDÜĞÜNÜZ fenni gübrenin adı DAP [diamonyumfosfat) tır.amonyağın kokusu zeytin sineğini çekici özelliktedir.gördüğünüz şişenin içine giren fosfattan zehirlenerek ölür.bunu organik zeytinciler çok uygular.ama bir ipucu.siz bahçenizde yapmayın.bu bölgesel olarak uygulanması gereken bir konudur.sadece siz uygularsanız etrafınkızdaki tüm sinekler sizin bahçenize gelir ve vuruk çoğalır.ayrıca ayda bir bu ilaç yenilenmelidir. 100 kg suya 5 kg DAP fatih.kbulut@hotmail.com

fatih.kbulut Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 27-01-2007, 19:59   #87
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 27-01-2007
Şehir: çanakkale
Mesajlar: 19
organik zeytincilikte yazınıza katılıyorum.şayet organik değilse herbisit uygulaması çok daha etkilidir.herbisitler toprağı kabartır ve pulluk tabanı olayı gerçekleşmez.erozyon minimuma iner.maliyet %65 azalır.iş gücü azalır

fatih.kbulut Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 27-01-2007, 19:59   #88
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 30-07-2006
Şehir: Yalova
Mesajlar: 6,884
Galeri: 29
Sevgili Fatih.kbulut;
Kendinizi Yeni gelen arkadaşlar başlığında tanıtırsanız seviniriz. Hoş geldiniz aramıza.

Todor Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 27-01-2007, 20:23   #89
Ağaç Dostu
 
Balıkcı's Avatar
 
Giriş Tarihi: 23-01-2007
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 2,252
Galeri: 15
fatih.kbulut

Çok teşekkür ederim.
Benim sorum uygulamak için değil, öğrenmek içindi.
Zaten etrafımda yaklaşık 300 m2 çap içinde başka bir zeytin ağacı yok, benimki de tek bir ağaç.

Balıkcı Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 30-01-2007, 21:49   #90
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 30-01-2007
Şehir: Ezine
Mesajlar: 20
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi sempre82 Mesajı Göster
merhaba,

son zamanlarda zeytin silkme makinalarının reklamı oldukça yapılmakta..haliyle bende merak ediyorum..internetten inceledim fakat kullanım kolaylığı ve aletin verimi hakkında bir bilgiye sahip olamadım..tavsiye eden veya kullanan birileri varsa memnuniyetle dinlemeye hazırım..saygılar..
Öncelikle herkese merhaba Çanakkale ezine bölgesinde zeytin üreticiliği yapıyorum. Yılın yarısını istanbul yarısı çanakkalede geçiriyorum.


Sn. sempre82 size verdiğim linkdeki filmdeki izlediğiniz aleti ben bu geçtiğimiz sezon satın aldım.

http://www.youtube.com/watch?v=OqzCK4kDswE


Aletin bence tek kusuru şu an için fiyatının pahalı olmasıdır fiyatı 5.000,00 YTL. Alet elektrik şarjlı yaklaşık 15 saat şarj etmeden çalışma süresi var, aletin batarya ağırlığı 6 Kg. Tutma kısmının ağırlığı yaklaşık 2 Kg. bayanların bile rahatlıkla kullandığı bir alettir, alet zeytinlerin olgunluk seviyesi (siyah-yeşil) ve kullanıcının tecrübesi ve alete göre yeterli sayıda yaygı ve işçi durumuna göre günlük 250 Kg ile yaklaşık 1250 Kg(söyleniyor) arası zeytin silkim kapasitesi var, en önemli rahatlığı sırığı tamamen ortadan kaldırıyor ağacın uzanılamayan kısmına yüksek merdivene çıkılarak 2.mt. açılan sopasıyla hertürlü uçtan zeytin silkiliyor. Başta söylediğim gibi maalesef fiyatı pahalı olması dışında bir kusuru yok. Selam ve sevilerimle.

Kasved Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Cevapla

Etiketler
ağaç, gübre, zeytin, zeytin gübreleme


Gönderme Kuralları
Yeni konu gönderemezsiniz
Konulara yanıt veremezsiniz
Ek dosya yükleyemezsiniz
Kendi gönderilerinizi düzenleyemezsiniz

BB code Açık
Smilies Açık
[IMG] Kodu Açık
HTML Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 19:57.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)


Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2024