agaclar.net

Geri Dön   agaclar.net > Ağaçlar > Meyve Ağaçları (Özel) > Zeytin
(https)




Beğeni Düzeni5Beğeniler
  • 5 Gönderen Bilge Keykubat

Cevapla
 
Bookmark and Share Dış Bağlantılar Konu Araçları Mod Seç
Eski 17-11-2014, 14:39   #1
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 17-10-2014
Şehir: İzmir
Mesajlar: 11
Zeytin Ağacı Efsaneleri, Sembolizması ve Tarihi

ÖLÜMSÜZ AĞAÇ ZEYTİN: KUTSAL TÖREN (DERLEME)

Benim derleyip yazdığım ve Apelasyon e dergisinde yayınlanan çok ilgi çeken bu yazıyı sizlerle paylaşmak istedim... (Resimli tam metine Apelasyon adresinden ulaşabilirsiniz.)

Bugün Batı dillerinin tamamında değişik söyleyişleri olan ‘oil’ kelimesi, eski Yunanca’da zeytin ağacı anlamına gelen “eleia” kelimesinden türemiştir. Zeytin yetiştiriciliğinin ilk insanlarla birlikte başladığı kabul edilmekte ve “zeytin bütün ağaçların ilkidir” denilmektedir. Zeytinin insanlık tarihindeki önemine tüm kutsal kitaplarda, yaratılış ve kuruluş efsanelerinde yer verilmektedir. Klasik mitolojide her tanrıya belirli bir ağaç atfedilir ve bu atıflar incelendiğinde her zaman anlam yüklü oldukları ve ona karşılık gelen ağacın tanrının kimliği ile yakın ilişkili olduğu görülür. Bu konuda “DENDROLOJİ” (ağaçlar bilgisi) incelemek gereklidir. En önemli karşılıklar aşağıda listelenmiştir.

Zeytin bütün ağaçların ilkidir…
“Olea prima omnium arborum est..”

Efsaneye göre Havva ile birlikte yasak meyveyi yiyerek cennetten kovulan Adem, 930 yaşındayken öleceğini hisseder ve Tanrı’dan kendisini ve tüm insanlığı bağışlamasını dilemeye karar verir. Bu konuda oğlu Şit’i (ŞİT: Kuran’da ismi geçmeyen peygamberlerden biridir. Adem’den sonra dünyaya gönderilen ikinci, dünyada doğan ilk peygamberdir. Yahudi, Hristiyan ve İslam inancına göre Adem peygamberin üçüncü oğludur. Kabil’in Habil’i öldürmesinden 5 yıl sonra doğmuştur. Diğer kardeşlerinin aksine Şit ikiz olarak değil, tek başına doğmuştur. Şit'in bir ismi de Şis'tir. Şis, İbranice Allah’ın hibesi anlamına gelmektedir.) görevlendirir ve onu cennet bahçesine gönderir. Bahçenin bekçiliğini yapan melek Şit’in duası üzerine İyi Kötü Ağacı'ndan aldığı üç tohumu ona verir ve babasını gömmeden önce tohumları onun ağzına koyması gerektiğini söyler. Adem kısa bir süre sonra ölür ve Tabor Dağı (Tabor Dağı: İsrail'in kuzeyinde, eskiden Galile olarak anılan ülkede yer alan bir dağ) yakınındaki Hebron Vadisi’ne gömülür. Adem’in gömüldüğü yerde yeşeren üç ağaç zeytin, sedir ve servi’dir. Tanrı ve insan arasında barış sağlanmıştır. Zeytin ağacının yetiştirilmesi ve bakımı oldukça zordur. Ama zeytin ağacı, insanoğlunun bu emeğinin karşılığını cömertliğiyle öder.

Eski Ahit
(Hıristiyanlıkta Eski Antlaşma veya Eski Ahit olarak adlandırılan dini kitap.)
Refahın ve bolluğun sembolü zeytin."

Eski Ahit'e göre zeytin, refahın ve bolluğun sembolüdür ve yalnız Eski Ahit değil, tüm kutsal kitaplarda zeytin ağacı kutsallığın, bolluğun, adaletin, sağlığın, gururun, zaferin, refahın, bilgeliğin, aklın, arınmanın ve yeniden doğuşun, kısaca insanlık için en önemli erdem ve değerlerin sembolüdür.

Nuh Tufanı
"...ve insanlık zeytinle yeniden doğar."
Eski Ahit'te yer alan efsanelerden biri, Hazret-i Nuh ve tufandan bahseder. Yarattığı âdemoğlunun yeryüzüne kötülük tohumları saçtığını gören Tanrı, onu bir tufanla cezalandırmaya karar verir. Ve Hazret-i Nuh'a bir gemi yapmasını, bu gemiye her temiz hayvandan erkek ve dişi yedişer, her temiz olmayan hayvandan erkek ve dişi ikişer ve kuşlardan da erkek ve dişi yedişer tane almasını söyler. Ardından büyük tufan başlar, Hazret-i Nuh ve gemisindeki canlılar hariç, yeryüzü üzerinde yaşayan her şey silinir. Tufan durulduğu zaman Hazret-i Nuh, suların çekilip çekilmediğini anlamak için geminin penceresinden bir güvercini güneşin battığı yere doğru salar. Sular çekilmediği için güvercin gemiye döner. Hz. Nuh, yedi gün sonra güvercini tekrar salar. Güvercin bu sefer, ağzında yeni koparılmış zeytin yaprağıyla gelir. O zaman Nuh, suların yeryüzünden çekildiğini anlar. Ağzında zeytin yaprağı tutan güvercin, o günden bu güne, ümidin, bolluğun, esenliğin ve barışın simgesi olur. Tufanın yok edici gücüne karşı direnen zeytin ağacı ise ölümsüzlüğün.

Hakimler Kitabı
((İbranice: Sefer Shoftim ספר שופטים) ilk olarak İbranice yazılmış bir İncil kitabıdır. Tanah’da ve Hıristiyanların Eski Ahit’in içinde yer alır.)

"Ağaçların kralı"
Hâkimler Kitabı'nda geçen bir öykü, ağaçların kendilerine kral seçmek için ilk olarak zeytin ağacına başvurduklarından bahseder: "Vaktiyle ağaçlar, kendilerine kral meshetmek için gittiler; ve zeytin ağacına dediler: Bize kral ol. Ve zeytin ağacı onlara dedi: Allah'ın ve insanın bende sena ettikleri (övdükleri) yağımı bırakayım ve ağaçlar üzerinde sallanmaya mı gideyim?" Zeytin ağacından "hayır" yanıtını alan ağaçlar, daha sonra incir ve asmaya giderler. Ancak incir ve asma da, aynı gerekçeyle kral olmayı reddederler. Hâkimler Kitabı'ndaki öyküden, ağaçların kendilerine kral olarak “kara çalıyı” seçtiklerini ve kara çalının da krallığı kabul ettiğini öğreniriz.

Eski Mısır
"Tanrıça İSİS'in meyvesi..."

Mısır inançları Mısırlı'ların zeytinyağı üretmeyi Yunanlı'lardan ve Filistinli'lerden çok daha önce bildiğini öne sürer. Efsaneye göre bundan 6.000 yıl önce evlilik tanrıçası İsis Mısırlı'lara zeytin ağacı yetiştirmeyi ve ürünlerinden faydalanmayı öğretir. Eski Mısırlı'lar zeytini ve bu kutsal meyvenin nasıl işleneceğini kendilerine tanrıça İsis'in öğrettiğine inanırlardı. İsis'in Nil'in suladığı bereketli Mısır topraklarının tanrıçası olması, bu inancın temelini oluşturuyordu.

Eski Mısır'da zeytin, tanrısal erdemlere eşlik ederdi. Firavun Tutankamon'un başındaki zeytin yapraklarıyla örülü taç, adaletin tacıydı. Çocuk denebilecek bir yaşta hayata veda eden Mısır’ın en çok bilinen firavunu Tutankamon’u zeytin dallarından yapılmış “adalet tacı” ile resmeden sayısız esere rastlamak mümkündür.

“Tanrı RA'nın aydınlanma simgesi.”

Güneş Tanrısı Râ'ya, aydınlanmanın simgesi zeytin dallarını sunan III.Ramses (M.Ö.1198-1166), bundan duyduğu övüncü şu sözlerle dile getirmişti: "Senin şehrin Heliopolis'i zeytin ağaçlarıyla süsledim. O zeytin ağaçları ki, meyvelerinden halis zeytinyağı elde edilir. Bu zeytinyağı, senin tapınağını aydınlatan kandilleri besleyen yağdır."

Mısır'da zeytin üretiminin yapıldığını ortaya koyan tarihi belgelerden biri de, Mısır'daki en eski firavun piramidi olan Sakkara'nın duvarlarında yer alıyor. M.Ö.2500 yılında inşa edilen bu piramidin duvarları, zeytin sıkma işlemini gösteren figürlerle süslü. Bu örneklere ek olarak belirtilmesi gereken bir diğer önemli bilgi de, Hayfa'da yapılan kazılarda ortaya çıkarılan zeytinyağı değirmeni. Yaklaşık M.Ö.4 binli yıllara ait olduğu sanılan bu değirmen, Mısır medeniyetinin yeşerdiği coğrafyada zeytini üretildiğini gösteren en eski tanık. Nitekim Eski Ahit bize, Mezopotamya'da yaşayan Sami ırkların zeytini günlük yaşamlarında yoğun olarak kullandıklarını tartışılmaz biçimde gösteriyor.

Eski Yunan
“Bereket ve barışı temsil eden tanrıça Athena'nın armağanıdır."

Zeytinyağı ile ilgili en bilinen mitolojik hikaye Parthenon alınlığında bulunan kabartmalarda resmedilir. Öyküye göre, Atina şehrinin tanrısı bir zeytin dalı sayesinde belirlenir.

M.Ö.17.yy’da kurulan site devleti Atina’yı hangi tanrının koruyacağı tartışması gündeme gelince Zeus Tanrılar Meclisi’ni toplar. Alınan karara göre yeni kente en değerli armağanı veren tanrı veya tanrıça yarışmayı kazanıp Atina’nın koruyucusu olacaktır. Yarışı kazanmaya kararlı olan deniz tanrısı Poseidon denizden savaşlarda çok işe yarayacak bir at yaratır ve meclisin dikkatine sunar. At, neredeyse rüzgar kadar hızlı koşabilmesi ve güçlü görünümüyle gerçekten göz kamaştırıcıdır. Akıl, bilim ve sanat tanrıçası Pallas Athena’nın hediyesi ise bir zeytin dalıdır. Bu ağaç büyüyüp yüz yıllarca yaşayacaktır. Ağacın meyvesinden, lezzetli yemekler hazırlanmasına yardımcı olacak sağlıklı bir sıvı elde edilecektir. Bu sıvı yaraları iyileştirecek, geceleri aydınlık saçacak, sıcak havalarda gölgesiyle insanları kucaklacak, odunuyla onları ısıtacaktır. Yarışın galibi Athena olur. Ağaç Akropolis’e dikilir. Barışın sembolü zeytin ağacı yerleşik kültürün ve bereketin de temsilcisi olmuştur artık.

Bir süre sonra ise Poseidon’un Atina’ya hakim olamamasını hınçla karşılayan oğlu Halirrothios, hediye edilen zeytin ağacını kesmek için elindeki baltayı sallar fakat büyülü bir şekilde balta ters döner ve Halirrothios’un kafasını keser.
“Bilgelik ve zaferdir."

Athena, Zeus’un hem kızı hem de en yakınındaki ilâhedir ve bu nedenle imtiyazlıdır. Atina kenti ise Olympos hiyerarşisinin en temel merkezidir, pay-i tahttır. Zeytin, bekâreti ve arılığı temsil eder. Eski Yunan’da, zeytini yalnızca bâkireler toplayabilirdi. Bâkire olmayanlar bu meyveye el süremezlerdi. Zeytin bu denli kutsanmıştır. Athena da bâkiredir ve arılığı temsil eder. Sistemin ona biçtiği rol, bekâreti temsil etmesidir. O nedenle, Athena ilk zeytin ağacını yeşertir. Yine Kadim Yunan’da ĺncir (σύκα : Sikas) ve Buğday (σιτάρι : Sitari) da kutsal bâkireliği temsil ederler. Kur’an-ı Kerim’de de Allah, Zeytin’e ve İncir’e yemin etmektedir (Vettini Vezzeytuni).

Poseidon kültü çok eskidir. Miken imparatorluğuna ait vazolarda ve Miken dilinde Poseidon’un ismine rastlanır. Aynı zamanda karmaşık bir ilâhtır da Poseidon; bir yandan çetelerin ve canavarların sorumlusuyken diğer yandan Theseus gibi bir kahramanın da babasıdır. Hem denizlerin ve okyanusların ilâhı hem de yeraltı derinliklerinin ilâhıdır.
"Kutsal bir aileden gelmiş olmanın en önemli işareti
bir zeytin ağacının altında doğmuş olmaktır"

Bu efsane, Antik Yunan'da zeytin ve zeytin ağacının kutsallığını gösteren kanıtlardan yalnızca biridir. Antik Yunanlılar'a göre, kutsal bir aileden gelmiş olmanın en önemli işareti bir zeytin ağacının altında doğmuş olmaktır. Bunun dışında M.Ö. 8'inci yüzyılda yaşadığı sanılan Homeros'un kaleme aldığı destanlar, zeytin ağacı ve zeytinyağına ilişkin zengin tasvirler ve benzetmelerle süslüdür.

Bu kutsal ağaç tüm mitolojilerde ölümsüzlüğün simgesidir. Bugün Anadolu'nun Ege kıyılarını ziyaret eden yolcu, Homeros'unda gölgesinde oturduğu zeytin ağaçlarının altında dinlenebilir ve bu yaşlı bilge ağacın kulağına şöyle fısıldadığını duyabilir:
"Herkese aidim ve kimseye ait değilim,
siz gelmeden öncede buradaydım, siz gittikten sonrada burada olacağım."

Gerçekten de öyle oldu. Zeytin ağacı tarih boyunca gölgesiyle, odunuyla, meyvesiyle ve eşsiz yağıyla; toplumlara, insanlara hayat ve güç veren bir meta oldu.

“Tarihteki bilinen ilk zeytin koruma kanunu : Solon Kanunları.”

Antik Yunan'da yedi bilgeden biri kabul edilen Solon'un koyduğu kanunlarla zeytin ağacı kesenlere ağır cezalar uygulanmıştır. Bu, tarihteki bilinen ilk zeytin koruma kanunudur. Tıp biliminin kurucusu sayılan Hipokrat, yıkanamayanlara, hiç olmazsa zeytinyağıyla vücutlarını ovmalarını önerir. Gimnazyumda spor yapan atletler, kaslarını parlatıp yumuşatmak için zeytinyağı kullanırlar. Her ne kadar meşale kullanılmaya başlamışsa da, zeytinyağıyla yanan kandiller, evlerin vazgeçilmez eşyasıdır. Olimpiyat kahramanları, zeytin dalından taçlarla onurlandırılır. Keza Panathenaia Şenlikleri'nde birinci olan araba sürücüleri sadece zafer değil, Akropolis'teki kutsal zeytin ağaçlarından üretilen zeytinyağı da kazanırlar. Antik Yunan'da günlük beslenmenin en değerli parçası zeytinyağı ve zeytindir.

“Ölümsüzlüktür.”

Zeytin efsaneleri anlatmakla bitmez. Başka bir efsaneye göre ise savaşçılar tarafından korunan bu ağaç, M.Ö.480'deki Pers işgalinde Akropolis'le birlikte yakılır. İşgalden sonra Akropolis yıkıntıları arasında kalan zeytin ağacı filizlenir, yeniden canlanır ve sürgünleri tüm Yunanistan'a ekilir. Bu nedenle olmalı bütün zeytin ağaçlarının, Athena'nın yarattığı bu ilk zeytin ağacından çoğaldığı söylenir.

Roma
“Tanrıça Minerva da bu değerli meyveyi Romalı'lara sunmuştur.”

Ekonomik değeri ve günlük yaşamda çoklu kullanım olanağına bağlı olarak tarihi boyunca insanlar tarafından büyük ilgi gören zeytin, birçok kültürde bütüncül bir rol oynamış ve tabii ki Akdeniz ekonomisinin gelişmesine de önemli katkılar sağlamıştır. Özellikle, zeytin tarımını yayan ve yağ üretim tekniklerini de geliştiren Roma İmparatorluğu'nun güçlenmesinde zeytinyağı ticaretinin etkisi büyük olmuştur.

Anadolu
"Anadolu'nun adı bile geçmez."

Ne yazıktır ki, zeytin ağacı ve zeytin kültür tarihine ilişkin yapılan çalışmaların hiç birinde Anadolu'nun adı bile geçmez. Ön Asya ise, üstünkörü birkaç sözle geçiştirilir. Oysa zeytin ağacı ve zeytin kültüründen söz açıldığında, Anadolu'dan bahsetmemek olmaz.

Ülkemizde zengin tarihsel geçmişi ile kandillerde, yemeklerde, sabunculukta, şifa kaynağı olarak yaygın şekilde kullanmış olan zeytin ve zeytinyağı Anadolu'nun kültürel zenginlikleri arasında özel bir yere sahiptir.

“Aslında, zeytin kültüründe, Anadolu coğrafya olarak hep vardır.”

Aslında, zeytin kültüründe, Anadolu coğrafya olarak hep vardır. Ön planda görünen ise Ege'nin karşı yakasıdır. Çünkü Homeros'un (Grekçe: Ὅμηρος, Hómēros) Batı Medeniyeti'ndeki tartışmasız ağırlığından ötürü, zeytin kültürünün merkezine sürekli olarak Antik Yunan yerleştirilir. Ve Helen Medeniyeti'nin sadece Ege'nin karşı kıyısını değil, Anadolu coğrafyasını da kapsadığı unutulur.
Milet'in (MiletKlasik Yunanca: Μίλητος, Milētos ve Latince Miletus) Anadolu'nun batısında, Ege bölgesinde (klasik adı Meander olan) Büyük Menderes Nehrinin hemen ağzına yakın deniz kıyısında bir antik liman şehridir. Şimdi Aydın’ın Söke İlçesi'nde Akkoyun’un 5km. kuzeyinde ve Balat köyü yakınında bir harebe halinde olup limanı Büyük Menderes tarafından doldurulduğu için yaklaşık 10km denizden içeride bir mevkidedir).
Efes'in (EfesYunanca:Ἔφεσος Ephesos) Anadolu’nun batı kıyısında, bugünkü İzmir ilinin Selçuk ilçesi sınırları içerisinde bulunan, daha sonra önemli bir Roma kenti olan antik bir Yunan kentiydi. Klasik Yunan döneminde İyonya’nın on iki şehrinden biriydi. Kuruluşu Cilalı Taş Devri MÖ 6000 yıllarına dayanır.),
Foça'nın (Foça: İzmir’in kuzeyinde yer alan bir sahil ilçesidir. Kent Antik Çağda bir İyon yerleşimi olarak ortaya çıktığında civar denizde yaşayan foklardan dolayı Phokaia adını almış, sözcük günümüze Foça olarak gelmiştir.),
Klazomenai'nin (Klazomenai: İzmir Körfezi'nin güney sahil şeridi üzerinde, İzmir'in 38 km batısında, Urla belediyesi sınırları içinde bulunan tarihi İyonya kenti. Oniki İyonya kenti arasında anılır.),
Erythrai'nin (Ildırı: İzmir’in ilçesi Çeşme’nin 20 km. kuzey doğusunda uç kısımda yer alan, adını verdiği körfeze bakan bir turistik yerleşimdir. Ildırı köyünün antik dönemdeki adı Erythrai’dir. Erythrai sözcüğünün Yunanca’da “kırmızı” anlamına gelen Erythros’tan türediği, kent toprağını kırmızı renginden dolayı Erythra’nin “Kızıl Kent” anlamında kullanıldığı sanılmaktadır. Bir başka varsayıma göre ise kent adını ilk kurucu Giritli Rhadamanthes’in oğlu Erythros’tan almıştır.),
Assos'un (Assos: (Grekçe: Άσσος, günümüzde Behramkale), Çanakkale’nin Ayvacık ilçesinde, Edremit Körfezi’nin kıyısında yer alan bir antik kent. Tarih boyunca Yunan, Makedon, Pers dönemlerinde yerleşim gören bölge Orta Çağ'da terk edilmiştir. Assos, Paylus tarafından ziyaret edilmiştir ve kent bu nedenle Hıristiyanlarca kutsal olarak kabul edilir. MÖ 900’lerde kurulan bu kentin en gözalıcı yeri en tepesine yapılmış olan, Dorik yapılı, Athena Tapınağı’dır.),
Anadolu'da olduğu ihmal edilir.

Ezoterik
(Ezoterizm: Bir konudaki derin bilgilerin ve sırların ehil olmayanlardan gizlenerek, bir üstad tarafından sadece ehil olanlara inisiyasyon yoluyla öğretilmesidir. Ezoterizm bir din veya bir inanç sistemi değildir.)

“Arınma ve Kutsanma.”

DEVAMI : ÖLÜMSÜZ AĞAÇ ZEYTİN: KUTSAL TÖREN (DERLEME) - Felsefe - Kültür - Tarih | Apelasyon

Bilge Keykubat Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 07-12-2014, 12:12   #2
Ağaç Dostu
 
Zeytinci's Avatar
 
Giriş Tarihi: 24-12-2008
Şehir: İzmir/Kaynarpınar
Mesajlar: 1,151
Wink

Üstadım, güzel bir derleme olmuş. Bir nefes de okudum, emeğinize sağlık. Okuduğunuz kaynaklarda kutsal Mimas ve zeytin ağacına dair bir hikaye ye rastladıysanız, lütfen onu da yazınız. Fotoğraflar Mimas'ın Körfez'e bakan zeytinleri. Kimbilir kaç nesil gördüler. Belki Homeros da görmüştür onları.

Eklenen Resimler
 
Zeytinci Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 07-12-2014, 12:18   #3
Ağaç Dostu
 
Zeytinci's Avatar
 
Giriş Tarihi: 24-12-2008
Şehir: İzmir/Kaynarpınar
Mesajlar: 1,151
Devamı

Name:  image.jpg
Views: 3415
Size:  72.8 KB

Zeytinci Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 07-12-2014, 12:20   #4
Ağaç Dostu
 
Zeytinci's Avatar
 
Giriş Tarihi: 24-12-2008
Şehir: İzmir/Kaynarpınar
Mesajlar: 1,151
Name:  image.jpg
Views: 3374
Size:  71.6 KB

Zeytinci Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 07-12-2014, 12:27   #5
Ağaç Dostu
 
Zeytinci's Avatar
 
Giriş Tarihi: 24-12-2008
Şehir: İzmir/Kaynarpınar
Mesajlar: 1,151
Name:  image.jpg
Views: 3012
Size:  71.7 KB

Zeytinci Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 07-12-2014, 17:02   #6
Ağaçsever
 
Giriş Tarihi: 07-12-2014
Şehir: SİLİFKE
Mesajlar: 45
Güzel resimler benimde katkım olsun 1300 yıllık anıt ağaç anıtlar kurulu tarafından tescilli.


Silifkel Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Cevapla

Konu Araçları
Mod Seç

Gönderme Kuralları
Yeni konu gönderemezsiniz
Konulara yanıt veremezsiniz
Ek dosya yükleyemezsiniz
Kendi gönderilerinizi düzenleyemezsiniz

BB code Açık
Smilies Açık
[IMG] Kodu Açık
HTML Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 13:30.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)


Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2024