21-06-2005, 07:52 | #1 |
Ağaç Dostu
|
Zeytin ağaçları için önlem çağrısı
Dünyanın en büyük zeytinyağı üreticileri arasında yer alan Türkiye'de zeytin ağacı sayısındaki artışın durma noktasına gelmesi üzerine uzmanlar acil önlem çağrısı yaptı Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Zeytinyağı üreticisi Nedim Kalpaklıoğlu, Doğu Akdeniz'deki ülkelerde zeytin ağacı varlığını artırmaya yönelik önemli çalışmalar yapıldığını, Türkiye'nin bunun gerisinde kalmaması gerektiğini belirtti. Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Kalpaklıoğlu, zeytin ağacının 18 ayda bir ürün vermesi nedeniyle Türkiye'nin, var yılında 200 bin, yok yılında ise 100 bin ton üretim kapasitesi bulunduğunu bildirdi. Zeytin ağacı sayısının artırılması ile zeytinyağı üretiminin yükseleceğini kaydeden Kalpaklıoğlu, Doğu Akdeniz ülkelerinde bu konuda önemli çalışmalar yapıldığını kaydetti. Kalpaklıoğlu, "Suriye, son yıllardaki atılımıyla zeytin ağacı sayısında yakında Türkiye'yi geçecek. Mısır ve Tunus gibi ülkelerde ise zeytin ağacı dikimi devlet tarafından teşvik ediliyor" dedi. Kalpaklıoğlu, Türkiye'de de devletin zeytin ağacı sayısını artırmaya yönelik etkin önlemler alması gerektiğini, aksi halde bu önemli üründerekabet şansını kaybedeceğini bildirdi. Kalpaklıoğlu, tüketimin yıllık yüzde 10 artış gösterdiği ABD'nin, dünyanın en büyük zeytinyağı pazarlarından biri haline geldiğini, İtalya ve İspanya'nın bu pazarda ağırlığının bulunduğunu kaydetti. Nedim Kalpaklıoğlu, ABD'nin yıllık tüketiminin 250 bin ton civarında, Türkiye'nin toplam üretiminin de üzerinde olduğunu belirtti. Zeytinyağı ihracatının, katma değeri yüksek ambalajlı ürün halindeyapılması gerektiğini belirten Kalpaklıoğlu, "Türkiye'nin, halen ABD başta olmak üzere AB ülkelerine yaptığı ihracatta ambalajlı ürün az miktarda...Çoğunlukla ihracat varille yapılıyor" dedi. TÜRKİYE'DE 85 MİLYON ZEYTİN AĞACI Tarım ve Köyişleri Bakanlığı verilerine göre zeytinyağı üretimindeTürkiye; İspanya, İtalya, Yunanistan, Portekiz gibi ülkelerle beraber dünyanın en büyük zeytinyağı üreticileri arasında. Türkiye'de, Artvin'den Mardin'e kadar geniş bir alanda zeytin ağacı yetişebiliyor. Dünyada zeytinyağı üretiminin yaklaşık 460 milyon galon olduğu tahmin ediliyor. Zeytincilik ve zeytinyağı üretiminde köklü bir geçmişe sahip olan Türkiye, halen dünyanın önde gelen zeytinyağı üreticilerden biri konumunda. 2000 yılında Türkiye'de üretim 180 bin ton düzeyinde oldu. Tarım topraklarının yaklaşık yüzde 4'ü zeytin ağaçlarıyla kaplı olan Türkiye'de yaklaşık 85 milyon zeytin ağacı bulunduğu tahmin ediliyor. Zeytin genellikle kireçli, zayıf, eğimli, sulanmayan topraklarda yetiştiği için Türkiye oldukça önemli düzeyde bir üretim potansiyeline sahip. Ancak son yıllarda zeytin ağacı sayısındaki artışın yüzde 1'in altına düştüğü görülüyor. Genel olarak zeytinliklerde ve zeytin üretiminde 1950 yılından beri bir artış gözleniyor. 1945 ile 1970 yılları arasında zeytin ağacısayısı 2.5 kat, zeytin üretimi ise 4 kat arttı. Türkiye'de yılda 100 bin ton civarında gerçekleşen sofralık zeytinüretiminin büyük çoğunluğu iç pazarda tüketiliyor. Kaynak: http://www.ntvmsnbc.com |
24-01-2010, 19:21 | #2 | |
Ağaç Dostu
|
Merhaba. Son yirmi yılda, Zeytin Ağacının en çok bulunduğu bölgeler arasında yer alan Edremit Körfezinde, Ağaç kıyımı sürmektedir. 18.Ocak- 23 Ocak.2010 tarihlerib arasında Altınoluktaydım. Her zaman olduğu 4-5 insan kalınlığındaki Zeytin Ağacı'nın kökleri parçalanıp yakacak odun yapılıyordu. Yanımda fotoğraf makinam olmadığı için bu sefer resimlerini çekemedim. Sadece Altınolukta değil, bütün körfezde ısınmanın temeli Zeytin odunudur. Lafta kanunlar ile korumaya alınmış olan Zeytin Ağacı malesef tehlikededir. Yazın verilen inşaat ruhsatlarında. esasında dikkat edilmesi gereken %10 ağaç kesilebilir zorunluluğuna kimse dikkat etmemektedir. Belediyeler kesilen ağaçları değil de, kasalarına giren inşaat harçlarına daha çok önem verdiği sürece Zeytin Ağacının geleceği tehlikede olmaya devam edecektir. Kanunu aşağıya yapıştırıyorum. Alıntı:
Edremit Körfezinde inşa edilen her villa için Zeytin Ağacı kesilmektedir. Ve 3573 sayılı yasaya kimse uymamaktadır. Başka bir husus ise 3 km mesafeye kadar fabrika veya tesis yapılması yasaklanmışken bölgede bir sürü taş ocağı ve Kireç tesisi ile beton fabrikası Zeytinlikler içinde faaliyettedir. Bu tesisiler acaba nasıl ruhsat almışlardır? Yetkililere duyurulur. Saygılar |
|
25-01-2010, 13:03 | #3 | |||||||
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
Alıntı:
Alıntı:
Sayın Nedim Kalpaklıoğlu'un alımla ilgili bir tek açıklaması varmı? Alıntı:
Alıntı:
Birde şu deli dumrul yasalara bakalım Alıntı:
lira gibi cuzi para cezası uygulayacaksın. Buna kargalar bile güler. Alıntı:
Bir toplumun geleceğini günlük siyasi söylemlerle günü geçiştirenler ne bu topluma ne bu ülkeye bir şey veremezler. Yıllardır gözüm gibi baktığım emekliliğimde biraz getirisi olsun dediğim zeytin bahcemi ve benim gibi düşünen bir çok kişi zeytinini verecek yer bulamadığından masraf bari etmiyeyim düşüncesi ile sökmeye başlamışlardır. Sayın Nedim Kalpaklıoğlu'na ve o yasayı çıkaranlara duyrulur. Ama onlar bunu duymaz lak lak lak sadece kunuşurlar. Sonuç hiç bir şey. |
|||||||
26-01-2010, 13:08 | #4 | |
Ağaç Dostu
|
Merhaba. Sn. Lilium, Kızmakta haklısınız. Kanunlar yeterli veya yetersiz zaten kimse uymuyor. Yaptırım gücü yok. Kanunun uygulanmasından sorumlu olan yetkililer ise olan bitene şahit olmamak için arkalarını dönüyorlar Bu hepimizin problemi. Genç Cumhuriyetimiz her yere yetişemiyor. Kanunlara uymayanları uydurmak sadece kanunları yapanların ve kolluk kuvvetlerinin görevi değil, Aynı zamanda milletin de görevidir. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk bu gibi durumlara düşüleceğini hissetmiş olacak ki Bursa Nutku'nu kaleme almaya gerek görmüş Mutlaka biliyorsunuzdur ama bu satırları Bursa Nutku'nun varlığını bilmeden okuyacaklar için aşağıya yapıştırıyorum Alıntı:
Herşey çok açık. Değil mi? "Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir" demekle Devrimleri ve Cumhuriyeti Türk gençliğine ve Türk gencine emanet eden Ulu Önder, Kanunların uygulanmasından da sorumlu kılmıştır. Bize düşen, yetkili mercileri bu konuda uyarmaktır. Yazacağımız dilekçeler ile, görevlerinin kapsadığı sorumluluktan haberi olmayan görevlileri göreve çağırmaktır. Sadece bir dilekçenin yıllardır uygulanmayan kanunları hemen uygulanmasını sağlamaya yetmeyebilir. İkinci, üçüncü, onuncu, yüzüncü dilekçeden sonra sonuç alınacağına eminim. Herkesi, gördüğü haksızlık ve aksaklıklardan dolayı, yetkilileri dilekçe yağmuruna tutmaya çağırıyorum. Göreceksiniz işe yarayacaktır. Bunu kendimiz için değil, gelecek nesiller adına bir vazife olarak telakki ederek yapmalıyız. Milletçe haklarımızı aramakta biraz yetersiz olduğumuz doğru. Ama bir de hakkımızı aramaya başladık mı? önümüzde kimsenin duramayacağına inanıyorum. Saygılar |
|
26-01-2010, 14:11 | #5 |
Ağaç Dostu
|
TÜRKİYE'DE 85 MİLYON ZEYTİN AĞACI Tarım ve Köyişleri Bakanlığı verilerine göre zeytinyağı üretimindeTürkiye; İspanya, İtalya, Yunanistan, Portekiz gibi ülkelerle beraber dünyanın en büyük zeytinyağı üreticileri arasında. Değerli dostlar, düne kadar zeytin ağacı yetiştirilmesini teşvik etmek için devlet faizsiz kredi veriyordu, yukarıda yazmış olduğunuz ülkeler kredi verilmesini bırakın zeytine kota koydurdular. Boşuna kendinizi yormayın, ipler cambazların elinde, Sağlıcakla kalın, |
29-01-2010, 17:05 | #6 | ||
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 02-12-2009
Şehir: Antalya
Mesajlar: 22
|
Alıntı:
Sanırım bu konuyu biraz daha açmak faydalı olacaktır. Özellikle de benim gibi zeytin yetiştirmeyi düşünen fakat bilgisi yetersiz, ama ilgisi fazla olan diğer üyeler için de; özellikle zeytin yetiştiren çiftçi, akademisyen gibi arkadaşların da bilgi paylaşımıyla katkıda bulunacağı bir başlık olup gider fikrindeyim ben. Ancak bu bölüm altında mı olmalı, yoksa "Doğa, Çevre, Ekoloji, Gıda Hukuk ve Politikaları" bölümünde mi olmalı bilemedim. Aslında şunu sormak için başlamıştım yazmaya: "yeni tesis edilecek zeytinlik" diye bir söz geçiyor internette. Bundan kasıt tam olarak nedir acaba. Yani önceden 2 dönümü zeytin dikili olan 10 dönüm arazi satın almış bir kişi, arazisinin kalan bölümü için böyle bir teşvik alabilir mi? Fakat sonrasında Resmi Gazete tebliğini okuyunca sorunun bir anlamı kalmadı. Resmi gazetede yazan tebliğe göre Gemlik çeşidi için dönüm başına Standart 25 TL sertifikalı 50 TL; diğer çeşitle için ise Standart 50 TL, Sertifikalı 100 TL destek verilecekmiş. Ancak bu tebliğin 3. sayfasında 31/01/2010 tarihi mesai bitimine kadar ÇKS kaydının olduğu il/ilçe müdürlüklerine başvurması ve fidanların 2009 yılında dikilmiş olması gerekiyormuş. Bu da artık zeytin için teşvik yapılmayacağı sonucunu doğuruyor. http://www.tugem.gov.tr/document/ser...l_destegi.html Alıntı:
Birçok alanda olduğu ve burada da değindiğiniz gibi değerlendirme, pazar yaratma ve reklam-satış gibi hususlarda zaaflar var; ancak daha üretimi arttırma başarılamamış, değil ki bu işin pazarlama safhasına geçilsin. Yani arkadaşlar, eğer daha yeni bir bilgi yoksa ve okuduklarımı yanlış anlamadıysam, bırakın kotayı destek bile kesilmiş durumda. Şu halde ülkemiz zeytin üretiminin artması gerektiğini söylemek, bir dilekten öte gitmeyecektir malesef. Son olarak bir de memleketimden insan manzaraları sunayım. Saçmalıklar komedyası gibi bizim hallerimiz. Habere göre 2006 - 2007 döneminde bazı kötü niyetli kooperatif, firma ve şahıslar, İzmir, Kuzey Ege ve Bursa Orhangazi`deki fidanlıklardan aldıkları Gemlik zeytinini Güneydoğu Anadolu`daki çiftçilere sahte sertifikayla `Ayvalık cinsi` diye satmış. Bununla yetinmeyen fırsatçılar, sertifikaları çoğaltarak aslında olmayan fidanları dikilmiş gibi göstermiş. Bu yolla da haksız kazanç sağlanırken, çoğaltılan sertifikaların gerçek sahipleri mağdur olmuş. Haber birçok sitede yayınlanmış, bunlardan birinin linki: http://www.tumgazeteler.com/?a=3899092 Ne diyeyim; desteği verseler ayrı, vermeseler ayrı... Biz yine kaldık kendi yağımızla kavrulmaya sanırım. Saygı ve sevgilerle |
||
|
|