agaclar.net

Geri Dön   agaclar.net > Bonsai > Yeni başlayanlar için yardım
(https)




Beğeni Düzeni48Beğeniler
  • 11 Gönderen Nail
  • 4 Gönderen Sakaki
  • 9 Gönderen Nail
  • 1 Gönderen badrobot
  • 1 Gönderen Nail
  • 1 Gönderen badrobot
  • 4 Gönderen Nail
  • 6 Gönderen Nail
  • 2 Gönderen badrobot
  • 1 Gönderen Cemaleddin
  • 3 Gönderen Nail
  • 1 Gönderen Nail
  • 2 Gönderen Nail
  • 1 Gönderen sagol
  • 1 Gönderen badrobot

Cevapla
 
Bookmark and Share Dış Bağlantılar Konu Araçları Mod Seç
Eski 27-11-2013, 09:21   #1
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 13-09-2007
Şehir: ankara
Mesajlar: 110
Fidandan Bonsai Yetiştirme Teknikleri (Brent Walston)

Bu makale, Hasan Cihad adındaki bir bonsaisever tarafından şimdi kapanmış bulunan bir bonsai sitesi için (avrasyabonsai.com, site sahibi Tarık Fincan) çevrilmişti. Gerek o site sahibi olsun ,gerekse çeviri yapan arkadaş olsun sanırım tüm bonsai yetiştiricilerinin bu makaleden faydalanmalarını arzu ederlerdi. Bana göre tüm tartışmalara son verecek kadar açık ve yararlı bir makale. Hatta bir fidandan bonsai yetiştirmek için (temel olarak) sadece bu makaledeki bilgiler yeterli. Hasan Cihad arkadaşa kendi adıma tekrar teşekkür ediyorum.


Giriş

Bonsaide belki de en az anlaşılmış olan şey, bitkilerin geniş ve ilgi çekici gövdeleri oluşturması için eğitilmesi gerektiğidir. Küçük bonsai büyük bonsaiye dönüşmez. Bitkiler bir bonsai saksısının yanına yaklaştırmadan bile önce geniş eğitim saksılarında **** hazırlanan yer yataklarında istenilen gövde büyüklüğüne ve karaktere kavuşana kadar geliştirilmelidir. Mesela benim büyükçe bir ateş dikeni bonsaim var, ve ben onu bonsai saksısına almadan önce 20 yıl yerde geliştirdim. Bitkiler küçük saksılara alındıklarında gövde büyümeleri durur. Bu durgun dönem bonsaide yaprak küçültme ve dal geliştirme gibi diğer uygulamaların zamanıdır. Bonsaiye başlayanlar ağaçlarını saksıya almakta acele ediyorlar ve bundan dolayı gerçekten güzel bonsai sahibi olma şanslarını kaybediyorlar.

Bu başlıkta Brent Walston'ın yaprak döken ağaçlarda (prebonsailerde) iyi bir gövde gelişimi sağlamaya yönelik teknikleri anlatılacaktır.

Uzun Yetiştirme Periyodu

Ben ağaçlarımı bonsai saksısına almadan önce geniş saksılarda **** yerde 5 ila 10 yıl eğitiyorum. En iyi ağaçlarım ise bonsai saksısına almadan önce 15 – 20 yıl eğittiğim ağaçlarımdır. Bu yüzden öğrencilerime, “ben ağaç yetiştirmiyorum, gövde yetiştiriyorum” derim.
Bonsaide nebari gelişiminden sonra gövde geliştirme en çok zaman isteyen uğraştır.
Bu süreyi belirleyen katı bir kural yoktur. Bu süre sizin ağacınızın nasıl görünmesini istemenize bağlı olarak değişir. Bir bitkiyi bonsai eğitimine alacaksam öncelikle kendime şu soruyu sorarım: “ Ne kadar büyüklükte bir bonsai istiyorum?” Daha sonra her şey buna göre belirlenir. Geliştirme planları ağacın boyutuna ve şekline uygun olur.
Bunu belirlemek yeni başlayanlar için çok zordur. Çünkü çok fazla ağaç görmemişlerdir ve çalışmanın nereye doğru gittiğini tahmin edemezler. Ama yine de ağaçtan ne büyüklükte bir bonsainin planlandığını bilmek ağacın geliştirmesi için büyük önem taşır.

7 cm’ in üzerinde geniş gövdeler planlanıyorsa, ağacın iyi bir toprak karışımıyla yere dikilmesi ve düzenli sulanması eğer buzul tundra bölgesinde yaşamıyorsanız en hızlı yoldur. Bu yöntem en iyi karaağaç, akçaağaç gibi yaprak döken ağaçlarda sonuç verir. Bu şekildeki ağaçlarda kolayca tomurcuk budaması da yapılabilir. Ben genellikle istediğim gövde kalınlığına ulaşana kadar ağacımda dal geliştirmeyle uğraşmıyorum. Eğer gövde gelişimi esnasında dalları da geliştirmeye uğraşıyorsanız, bonsainizi tamamladığınızda dallar, gövdeye göre çok kalınlaşmış olabilir.

Dal Yerlerine Karar Verme

Bununla birlikte gövde geliştirirken daların yerlerine de karar veririm. Çünkü geniş de olsa gövdedeki yumuşak bükümler hoşuma gider. Bu nedenle topraktaki veya eğitim saksısındaki ağacı 3-5 yıl geliştirip 5 cm’ lik bir gövde elde edince ilk dal yeri olarak belirlediğim yükseklikten keserim. Peki burası neresidir? Ağacın tabanından, planlanan bitmiş yüksekliğinin 3’te 1’i kadar yüksekliktedir. Bu yüzden ağacı gözünüzde canlandırabilmek çok önemlidir.

Gövde budamasından sonra ağaç yeni sürgünler çıkaracaktır. Ve umulur ki yeni lider kesimin ucundan çıksın. (ilk dal yeri) Bu lidere ve tüm diğer yabanıl dallara büyümesi için birkaç yıl verilir. Lider dışındaki tüm alçak dallar daha sonra kesilerek kurban edilecektir. Bu nedenle bu dalların kalınlaşmasından endişelenmeyin. Seçtiğiniz yeni lider ilk dal ile ikinci dal arasını şekillendirecektir. Bu işlem istediğiniz gövdeyi elde edene kadar devam ettirilir.

Eğer dal yerleriyle ilgili bir formüle ihtiyaç duyarsanız altta vereceğim ölçütü kullanabilirsiniz. Bu ölçüt bonsaide dal yerleşimi için “Altın Kurallar”ın adapte edilmiş şeklidir.

1) İlk dal ağacın tamamlanmış boyunun yaklaşık 1/3 yüksekliğinden çıkar.
2) İkinci dal, ağacın ilk dal ile tepe noktası arasındaki mesafenin yaklaşık 1/3 yüksekliğinden çıkar.
3) Üçüncü dal ağacın ikinci dal ile tepe noktası arasındaki mesafenin yaklaşık 1/3 yüksekliğinden çıkar.

Uygulamanızı sonlandırmaya yaklaştığınız dönemlerde, büküm noktalarında istediğiniz dalları da oluşturmaya başlayabilirsiniz. Buradaki zamanlama da ağacınızın türüne ve büyüme karakterine bağlı olarak değişecektir. 7 cm’ lik bir gövdeli yaban elmasını bu metotla 6 yılda yetiştirdim. Gövdelerinde sivrilme ve kıvrımlar tamamlandı. Dal oluşumuna ise yeni başladım.

Büyüme Hızı ve Konikleşme

Gövdenin geri budaması, yukarıda anlatıldığı gibi, gövde çapının büyümesini yavaşlatacak fakat konikleşmeyi arttıracaktır. Bu konikleşme için ödenen bir bedeldir. Gövdeyi istediğiniz kadar genişletmek için, yeni lideri büyümesine izin verin. Yaklaşık olarak ifade edersek, yeni lidere istenilen gövde kalınlığının yarısı veya 1/3 kadar çap geliştirene kadar izin verin. Örneğin, 6 cm.lik çapta bir gövde istiyorsanız, ilk gövde budamasını ağacınızın gövde çapı 3 cm.ye ulaşınca yapmalısınız. Ağacınız bu çapa ulaşınca, yeni lideri oluşturacak tomurcuk patlamasının bulunduğu yerin hemen altından dik olarak kesin.

Kesimi, ağacın bitmiş yüksekliğinin 1/3’ü mesafesinden yapın. Burası ilk dalınızın yeri olacak. İlk dalınızın arzuladığınız pozisyona yakın bir yerden gelişmesine izin verin. Bu sayede gövdede hoş bir kıvrım elde edebilirsiniz. Diğer sürgünleri düzgünce budayarak büyümelerine engel olun. Başka bir ifadeyle, seçtiğiniz lideri dominant hale getirin.

Gövdedeki yumuşak kıvrım yeni liderin ilk gövdeye yapacağı açılı büyümeyle oluşacaktır. Burası ilk dalın gelişeceği yerdir. İlave liderlerin tekrarlanan kesimleri konikleşmeyi arttıracaktır. Çünkü her yeni lider ,diğer alt dallar büyümelerini sürdürürken, yeni bir tomurcuktan gelişecektir. Bu da konikleşmeyi arttıracaktır.

Gövde ucunun her kesim noktası sıradaki dal için yer sağlar.

Ağacı toprağa sabitlemek size daha fazla konikleşme, daha iyi bir nebari sağlar. UC Davis’in çalışmaları sabitlenmemiş ağaçların, sabitlenmiş olanlara göre konik olmayan fakat daha geniş ve uzun olan gövdeye yöneldiğini göstermektedir.

Çoğu yaprak döken ağaç lider olarak seçilmiş olan dalı geliştirmenin yanı sıra alt dallarından da bir orman oluşturacaktır. Bu dalları ağaç üzerinde bırakın. Dallar gövdeye tutundukları noktada gövde kalınlığını arttıracaktır. Bu ağacın alt kısmının kalınlaşmasında ciddi katkı sağlar. Bu dallar işinizi bitirip dal geliştirmeye başladığınızda veya yeteri kadar geniş ağaç dibi elde ettiğinizi düşündüğünüzde ağaç üzerinden uzaklaştırılmalıdır. Alt tarafta gelişen bu dallar bazı ağaç türlerinde yaptıkları düğümle istenmeyen bir göbeklenme yapabilirler. Konikleşmeyi bozan bu yapının oluşmaması için özellikle Çin Karaağaçlarında ve Ulmus Parvifolialarda dikkatli olmak gerekir.

Büyüme Yönünün Kontrolü

Anlatılan yöntemi istediğiniz yapıda kıvrımlı bir gövdeye ulaşana kadar tekrarlayın, ama genellikle üç yeterli olacaktır. Seçilen her yeni gövde, yükselen dallar arasındaki mesafeyi azaltmak için, bir önceki gövdeden daha kısa olmalıdır. Büyümenin kontrolü seçilen büyümenin yönelmesini istediğiniz taraftan seçeceğiniz liderle, yan dallarla ve tomurcuklarla sağlanır. Ben ağaçlarımın yumuşak bir sarmal yaparak yükselmesinden hoşlanıyorum.

Gövde Kesimi Ne Zaman Yapılmalı

Bu işlemi asla yapraklar çıkarken yapmamalısınız, ya yapraklar çıkmadan önce yapmalı ya da yeni yaprakların büyüyüp sertleşmesini beklemelisiniz. Ki bu genellikle bir **** iki ay sürecektir.

Yapraklar çıkmadan önce, köklerde depolanmış besin maksimum düzeydedir. Eğer bu dönemde bir budama yaparsanız, bu besin geliştirmek için tomurcuk arayacak ve büyümede bir patlama olacak, kaba ve uzun boğum aralıklı filizler oluşacaktır.
Eğer gövdenin 1. ve 2. dallar arasındaki kısmını geliştirmeyi düşünüyorsanız bu budama çok uygundur. Bu budama size çok hızlı bir gelişim sağlar. Bu durumda hemen bir lider belirleyin ve onu koruma altına alın. Eğer şanslıysanız bu filiziniz, yaptığınız kesinin tam tepesinden çıkar.

Eğer bu budamayı yapraklar sertleşir sertleşmez yaparsanız, budamayı köklerdeki besin azalınca yapmış olursunuz. Bu durumda ağaçlar kalan tüm enerjilerini yeni yaprak ve sürgünler oluşturmak için kullanacaklardır. Bu budama zamanı, eğer boğum aralığının kısa olduğu güçsüz sürgünlerden yeni bir tepe oluşturmak istenmiyorsa, yeni lider oluşturmak için uygun bir zaman değildir, .
Hızlı büyüyen ağaçlarda, yeni filizlerde daha kısa boğum arası oluşturmak adına, bu dönemde dallar budanarak yeni goncalar oluşturulması yoluna da gidilebilir.

Gövdeyi Nereden Kesmeliyiz?

Öncelikle şunu belirtmeliyim ki "gövdeyi en alt dalın altından asla kesmemelisiniz" görüşü doğru değildir. Kesilen yerin gerisinden kolayca tomurcuk veren karaağaç, akçaağaç, zelkova ve benzer ağaçlar için toprağa çok yakın bir yerden kesim yapabilir ve çok kısa bir kalıntı bırakarak yeni liderin çarpıcı bir sivrilme yapmasını sağlayabilirsiniz. Ben Ulmus Parvifoliaları 5 cm.in altından kesiyorum çünkü ben gerçekten dipte oluşan şişkinliği ve kıvrımı çok seviyorum. Ağacınızın böyle bir budamaya nasıl cevap vereceğinden emin olamıyorsanız bir bilene sorun. Çünkü bazı ağaçlar bu tip budamalardan çok alınırlar. Bu tip bir budamayı ibrelilere asla yapmamanız gerektiğini söylememe bile gerek yok sanırım.

Ben genellikle gövdeye dar bir açı yaparak yükselen ve yukarıyı gösteren dalları budarım. Eğer bu dallar istediğiniz yerde büyümüş iseler onları kesip yenisinin çıkması şansını denemektense bu dalları biçimlendirip bu dallarla yola devam etmek daha uygun olacaktır.

Kesim Nasıl Yapılmalıdır?

Ben üç beş yıldır gövde geri budaması yapıyorum ve size bu tecrübelerimden öğrendiklerimi anlatacağım.

Çoğu kitapta önerildiği gibi önceleri 45 derecelik açıyla gövdeyi kesiyordum. Sonra da kesiyi krater şeklinde oymak için bir çok zaman harcıyordum. Tecrübelerimle bu uygulamanın bir zaman kaybı olduğunu gördüm. Şimdilerde düz ve sağlam bir kesi yapıyorum, ve üst kuruma tamamlandıktan sonra kesiyi oyup açı verme işlemini gerçekleştiriyorum.

Budama işleminden sonra sizi nelerin beklediğini iyi kestirmelisiniz. Sonuçta ağacınızın kendi kendine iyileştirip üstünü kapatacağı bir yara açıyorsunuz.

Eğer bir yan dalın yakınından gövdeyi kesiyorsanız, ağaç bu yan dalın bileziğine ulaşana kadar kabuk bağlayacak ve sonra yan dalın altında ve arkasında açılı bir şekilde aşağı doğru genişleme yapacaktır.
Bu durumda kesi 45 derecelik bir açıyla veya daha dar **** daha geniş bir açıyla yapılabilir. Barada uygun açıyı tahmin etmek sizin sezgilerinize bağlıdır.
Sezginize güvenmiyorsanız, yukarıdan bir kesi yapın, bir yıl bekleyin ve ne kadar kısmın kuruduğunu görün, daha sonra kuru kısmı kesin ve eğer yaranın kapanması için gerekliyse bu kısmı oyun.
Aslına bakarsanız, bu noktaya kadar her şekilde bir kuruma söz konusu olacağına göre, neden açılı bir kesi yaparak geniş bir yara açıp hayatta kalması için dokunun kapanmasını zorlaştırıyoruz ki? (Yani burada da düz bir kesi yapabiliriz.)

Eğer gövdede bir yan dal yoksa veya önceden kestiğiniz kalıntıyı kesiyorsanız tomurcuklanmanın olmasını istediğiniz alanın biraz üstünden kesme işleminizi yapın ve istediğiniz yerde tomurcuk çıkmasını bekleyin, veya ağacınızı iyice inceleyerek dormant (uykuda) bir tomurcuk bulun ve onun üstünden kesinizi yapın.

Tomurcuğun çıkmasını istediğiniz yerin altından açılı bir budama yapıyorsanız, açı nedeniyle geniş bir yara oluşturursunuz ve istediğinizden daha fazla kısmın kurumasına neden olabilirsiniz. Bu nedenle düz kesi daha uygun olacaktır.

Kesi işleminden sonra, tomurcuk patlayıp yeni lideri seçtiniz mi aşağıda anlatacaklarımı uygulayabilirsiniz.

İlginç ve etkili bir bilgi: Kesi sonrası uç kuruması, genellikle patlamış bir tomurcuğa veya var olan bir dal bileziğine veya bir dalın bağ dokusuna dayanana kadar devam eder.

Eğer gövdede bir yan dala doğru geri budama yapıyorsanız ve gövdenin diğer alt tarafında daha düşük bir dal varsa kurumu genellikle bu alt dalın bileziğine kadar inmeyecektir. Budama için bu tip uygun bir dal ve yer seçimi kurumayı sınırlamanızda yardımcı olacaktır.

Başka bir seçenek de son budama işleminden bir yıl önce bu tip düşük dallar oluşturmak için bir budama yapıp bir yıl sonra da asıl budamayı yapmaktır. Bu ön budama daha çok tomurcuk oluşturacağı için son budama işleminden sonra geride kalacak kısmın güçlü olmasını da sağlayacaktır.

Kurban Dallar ve Kurban Lider Dal Geliştirmek

Konuyla ilgili başka bir uygulama da, gövde veya yan dalın kalınlığını arttırmak veya gelişmekte olan ağaçların konikleşmesini düzeltmek için , kurban dal veya kurban lider yetiştirilmesidir.

Bu uygulamada, gövdenin dış kısmından veya bazen de bir dalın dış kısmından, birleşme noktasındaki çapı artırmak için, yabanıl bir filizin seçilip büyütülmesi söz konusudur.

Uygulamadaki fark, kurban dalın bir araç olduğudur. Bu dal işini yapıp istenilen yerde çapı geliştirdikten sonra ağaçtan tamamen uzaklaştırılacaktır.

Kurban dal uygulaması tüm yaprak döken ağaçlarda uygulanabileceği gibi yapraklarını dökmeyen ağaçlarda da uygulanabilir fakat özellikle ibrelilerde bu uygulamanın önemi daha da büyüktür.

Kurban dal yetiştirirken, alt kısmını gölge yapmamasına ve dahası büyüdüğü alanı fazla güçsüzleştirmemesine dikkat etmek gerekir. Ben uygulamalarımda kurban olarak belirlediğim dallara, alt kısımlarında zararlı gölgeler oluşturmayacakları kadar uzayana kadar herhangi bir yaprak ve küçük dalcık budaması yapmıyorum. Kurban dallar, gövde çapında istediğiniz genişlemeyi sağlayana kadar uzatılabilirler. Ki bu üç metre veya daha fazlası bile olabilir.

Kurban dal ve kurban lider yöntemini ağacınızın güzel bir formu ve dallanmasının bitmiş olduğu zamanlarda problemlerinizi çözmek için kullanın.Unutmayın bu kurban dallar gövde çapını birleşme noktalarına kadar genişletirler. Eğer gövdenin tümü boyunca bir çap genişlemesi arzuluyorsanız, kurban dalların ağacın tepe kısmına yakın yerlerde gelişmesine izin vermelisiniz. Fakat tepenin tam ucunda gelişecek bir kurban dal tepenin narin yapısına da zarar verebilir buna da dikkat edin.

Eğer böyle bir durumla karşı karşıya kalırsanız ağacınızın azalan konikleşmesini düzenlemek için yeni bir tepe geliştirmelisiniz. Ben uygulamalarımda kurban dalları çoğunlukla, görevlerini tam olarak bitirmeden kesiyor ve daha alt kısımdan yeni bir tanesini konikleşmeyi uygun hale getirmesi için yetiştiriyorum.

Kurban dal uygulamasında büyük ve güçlü bir büyümeye ihtiyaç duyuyorsanız, dallarınızın görevlerini iyi yapabilmeleri için, ağaçlarınızı saksılarından alıp yere veya büyük eğitim saksılarına dikmelisiniz.
Çapta ve konikleşmede birlikte bir artış sağlamak için, gövdenin alt kısımlarından kurban dallar seçin.

Kurban dallar gövdeyi olduğu gibi başka bir dalı da güçlendirmek için kullanıldıklarında daha da dikkatli olunması gerekir. Buradaki gelişim çok hızlı olacağından bir sezonda bile aşırı büyümeyle karşılaşılabilir.
Çok kalın dallar oluşturmak sık karşılaşılan hatalardır ve düzeltmek gerçekten zordur.

Eğer aşırı kalın dal gelişimi olduysa, fazla gelişmiş dalın altından bir kurban dal seçip gövdeyi kalınlaştırarak dengeyi korumaktan başka yapacak bir şeyiniz de olmayabilir.

Dik Tarz (Chokkan) için Geniş ve Doğru Gövdeler Geliştirmek

Düzgün konikleşen dik bir ağaç yetiştirmek için en iyi yol, ağacı toprağa dikmek veya 20 Lt.lik bir kutuya dikip “kaçış tekniği” (escape technique) kullanmaktır. “Kaçış Tekniği”nde, köklerin drenaj deliklerinden toprağa ulaşmasına izin veriyoruz ve fakat sulamaya kutudan devam ediyoruz. Hasat zamanı gelince, kutudan sarkan kökleri kesiyoruz ve “kök yumağı” (rootball) hiç bozulmamış bir ağaca sahip oluyoruz.
Unutmayın hasat döneminden önce gövdenin tepe kesimleri yapılıp ağaca iyileşmesi için müsaade edilmiş olması önemlidir.

Bu aşamada ağacınızın sürgünlerine 3 -5 metre uzayarak rüzgarda dalgalanmalarına izin verin. Bu durum, yere perçinlediğiniz ağaçlarda yaklaşık 5 yıl gibi bir sürede gelişecek olan kocaman perçinli gövdeleri kısa zamanda oluşturmanızı sağlar.
İstediğiniz gelişim tamamlandıktan sonra Jin olarak da ayıracağınız dalları da hesaplayıp tepeyi budayın. Bu budamayla tasarımda kullanacağınız dalları oluşturacak çok sayıda tomurcuğun oluşumunu da sağlamış olacaksınız.

Jin uygulaması ve sert çapraz kesi, konikleşmeyi elde etmede en yaygın iki yöntemdir. Benim uyguladığım başka bir yöntem ise, önden görünen dik bir açıyla geri kesi yapmak yani yan tarafı aşağı indirmektir. Böylece tepe kesilip alçaltıldığında gövdenin yan bölümü de birlikte gelir. Bu size daha konik bir yapı sağlar ve jin oyulduğunda veya bir kerpetenle kırıldığında daha doğal bir görüntü sağlar.
Bu uygulamada canlı kabuk dokudan bir bölüm geriye doğru korunmalıdır, böylece ağacın bir bölümünün dal çıkarmasına engel olunmamış olunur. Bu mükemmel bir çözüm değildir ama size yardımları dokunur.

Mükemmel çözüm, sürgünlere büyümesi için izin verilip düzenli bir şekilde aralıklı olarak kesilip sayısı azaltılarak gövde bölümüne eklemek şeklindedir. Liderin her kesiminden sonra yeni ve küçük çaplı olanı onun yerini alacak şekilde geliştirilir. Kesimler ne kadar sık yapılırsa kavis o kadar az göze çarpar ve zaman içinde tamamen görünmez olur.

Bir kez konikleşme sağlanınca liderin serbestçe büyümesine izin verip sonra tepeden kesebilirsiniz.

Bu gelişimleri gözlemlemek zordur çünkü çok yavaş ilerleyen bir süreçtir. Her yıl ağacın, yapraklarını arttırarak bir yığın oluşturmasından öte, büyüme kapasitesini yarıya indirerek her seferinde baştan başlamaya zorluyorsunuz. Bu da ağacınızın gelişimini elbette yavaşlatacaktır.

Benim burada anlatmaya çalıştığım, doğru fidan seçimi karmaşasını azaltmaya ve genç fidanlardan iyi bonsailer elde etmeye yönelik tecrübelerimdi. Küçük bir bonsai için bile, anlattığım şekilde yapılan gövde geliştirme ile, hatalı fidan seçiminin yol açtığı sorunlar ortadan kaldırılabilir.
Son olarak yazımı tamamlarken kulağınıza şunu fısıldamak itiyorum: Güzel nebarisi olan ve bonsai potansiyeli bulunan bir fidanın asla yanından geçip gitmeyin.

Brent Walston
Çeviri: Hasan Cihad

Nail Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 27-11-2013, 12:33   #2
Ağaç Dostu
 
Sakaki's Avatar
 
Giriş Tarihi: 06-06-2010
Şehir: Adana
Mesajlar: 4,815
Merhaba sn Ulmus,

Öncelikle makale için teşekkürler, elinize sağlık.
"Cut & Grow" tekniği, gerek gövde gerekse dal uygulamalarında benim de benimsediğim çok mantıklı ve bonsai dünyasında çok sık kullanılan bir yöntem, özellikle de makalede anlatıldığı gibi küçük fidan ya da tohumdan başlandığında kullanılması kaçınılmaz...!

Acemilik dönemimde kalınlaşması istenilen dalı, yeterli/gereken kalınlığa ulaşana kadar ellemeyip sonrasında istenen boyda kısaltıldığında işlem tamam sanırdım
Tabi sonrasında elimde ucu küt kesilmiş kalın ve hoş olmayan bir dal olurdu; hadi bakalım sil baştan...
Bu yöntem yeni başlayanlar için başlarda tedirginlik yaratsa da (ki bende yaratmıştı) çok faydası olduğu inkar edilemez.

Ancak buradan şunu belirtmekte fayda görüyorum: bu tekniği yeni başlayan arkadaşlarımız kendi ağacında tatbik etmeden önce elindeki türün/türlerin özellik ve hassasiyetlerini iyi öğrenmelerinde fayda var. Bazı türler aşırı geri kuruma yaparken bazı türler kesim noktasının hemen kenarından sürgün patlatabiliyor, veya bu uygulamanın yapılacağı dönem/zamanlama türlere göre farklılıklar gösterebiliyor.

Tekrar teşekkürler...

Sakaki Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 28-11-2013, 11:31   #3
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 13-09-2007
Şehir: ankara
Mesajlar: 110
20131123_143317.jpg



Herkese merhaba,
Yukarıda görülen yerli karaağacı 16 yıl önce tohumdan yetiştirmeye başlamıştım. Ancak o kadar deneyimsizdim ki, sürekli kök ve dal budamaları ile yetiştirmeye çalıştım, dolayısı ile çok zaman kaybettim ve gövde kalınlığı da istediğim noktaya gelmedi. Gövde ve dalları aynı anda geliştirmeye çalıştığım için gövde ve dallar arasındaki kalınlık oranını koruma konusunda çok bocaladım. Son üç yıldır köklerini hiç budamadığım için gövdesinde gözle görülür bir artış meydana geldi, hatta bu sene biraz da çatladı. Aslında yakından bakıldığında yaşını belli eden çok etkileyici bir ağaç ve fotoğraflar hep haksızlık ediyor nedense. Önümüzdeki yıl daha geniş bir saksıya alarak köklerinin artmasını ve bunun da gövde kalınlığına katkıda bulunmasını umuyorum. Tohumdan geliştirmek ya da fidandan geliştirmek arasında çok belirgin bir fark yok, her ikisinde de öncelikle gövdeyi geliştirmek gerekiyor. Tohumdan yetiştirildiğinde gövdenin eğimini ayarlamak, nebariyi geliştirmek ve dal yerlerini kendinizin tam olarak belirleyebilmeniz avantaj sağlıyor. Yani benim gibi mükemmelliyetçi insanlara daha uygun. Ancak, bu günkü aklım olsaydı bu ağaç için dalları geliştirmeden önce nebarinin (yüzey kökleri) ve gövde kalınlığının tamamlanmasını beklerdim. Zaten genetik özelliklerine hayran olduğum ve fidanlarını bulamamam nedeniyle tohumdan yetiştirdiğim 4 ağacımda bu dediklerimi yapıyorum, yani önce gövde geliştiriyorum (Köklere önce şekil vererek ve daha sonra hiç budamadan alabildiğine gelişmelerini sağlayarak). Bu ağacın fotoğrafını yanlış uygulamalara bir örnek olması için buraya koydum. Herkese iyi çalışmalar diliyorum, sevgiyle kalın...

Nail

Nail Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 28-11-2013, 17:47   #4
Ağaç Dostu
 
badrobot's Avatar
 
Giriş Tarihi: 25-08-2011
Şehir: Manisa
Mesajlar: 2,734
Sn.ulmus (Nail Bey)
Ağacınızın zaman olarak uzun, sizin anlatımınızla kısa olan hikayesini defalarca okudum. Sözleriniz ve yaşadıklarınız ders niteliğinde. Cesaretiniz ve sabrınız da ayrıca takdir edilmesi gereken bir konu.
Uzun Bonsai geçmişinizin başlarında yapmış olduğunuz hataları bugün cesurca dile getirmeniz hem sizin Bonsai'de ne kadar ilerlediğinizi hemde kendinle barışık biri olduğunuzun açık bir ifadesi.
Ağacınıza hiç haksızlık etmeyin, çok güzel bir ağaç. Beden kalınlığının dallara göre ince kalması sizinde ifade ettiğiniz gibi problem. Eskilerin bir sözü vardır;"Zararın neresinden dönülse, kardır"
Sizin deneyimlerinizden faydalanmak ve öğrenmek adına size şunu sormak istiyorum: Şu aşamada ana gövdenin kalınlaşması adına aslında çok hızlı büyüyen bir tür olan ağacınızın formuyla alakası olmayan bir yerden (Örn.ana gövdenin dip kısımlarından patlayan bir göz) "kurban dal" olarak bırakma şansı olamazmıydı? Bu size derin ve geniş bir saksıda çok önemli bir avantaj kazandırmazmıydı? Yoksa ağacı illada yere (toprağa) dikmek mi gerekli?
Sevgiyle kalın. İyi çalışmalar dilerim.

reguler beğendi.
badrobot Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 28-11-2013, 22:32   #5
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 13-09-2007
Şehir: ankara
Mesajlar: 110
Değerli Badrobot,
Öncelikle ağacımı beğendiğiniz için teşekkür ederim. Kurbanlık dallar, yukarıdaki makalede de bahsedildiği üzere ağaç ile birleşme noktasına kadar gövde kalınlaşmasına katkıda bulunuyorlar. Ağacın genelinde bir kalınlaşma için tepeye yakın bir kurbanlık dal yetiştirmek gerekli ancak, bu sefer de ağacın var olan konikliğinin bozulması konusunda kaygı taşıyorum. Bir de ağaçta hiç kesi izi yok, yani hep duyarız ya "bir bonsaide insan elinin görünür izinin bulunmaması gerekir" diye gövdenin ortasında da kurbanlık dalın kesi izinin kalmasını ve bu durumun bozulmasını da istemiyorum açıkçası. Fakat dediğim gibi, köklerin hacmindeki artış hem gövdenin kalınlaşmasını sağladı, hem de ağacın altında bir genişlik başlatarak gövdenin konikliğine katkıda bulundu. Sanırım bu doğrultuda hareket ederek hassas bir şekilde dengeleri bozmadan gövde kalınlaşmasının artmasını bekleyeceğim. İnce gövdesine karşılık, güzel nebarisi, (en gelişmişi olması gereken) ilk dalının var oluşu, her yöndeki ana dalları, (bir moyogi stilde var olması gereken) gövdenin her yöne doğru kıvrımları ve yukarı doğru incelen yapısı ile ağaca yakından bakıldığında fena görülmüyor. Yani bakacağım, şimdilik idare edebildiğim kadar edeceğim, başka çarem kalmazsa bahsettiğiniz yönteme başvuracağım.
Sevgiyle kalın...

Nail

Özgür Tosun beğendi.

Düzenleyen Nail : 28-11-2013 saat 22:45 Neden: cümle düzeltme
Nail Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 28-11-2013, 23:55   #6
Ağaç Dostu
 
badrobot's Avatar
 
Giriş Tarihi: 25-08-2011
Şehir: Manisa
Mesajlar: 2,734
Sn.ulmus.
Benim için yine bir ders niteliğinde olan açıklamanız için teşekkür eder, çalışmalarınızda bol keyif ve başılar dilerim.

badrobot Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 29-11-2013, 13:51   #7
Ağaç Dostu
 
Cemaleddin's Avatar
 
Giriş Tarihi: 08-11-2010
Şehir: izmir, Çiğli
Mesajlar: 1,206
Merhaba Sayın Nail; Öncelikle tohumdan yetiştirdiğiniz Karaağaç için sizi kutluyorum...
''Bu ağacın fotoğrafını yanlış uygulamalara bir örnek olması için buraya koydum.'' diyorsunuz .... Bence bu ağacın tek yanlış uygulaması dal budamalarının ve tellemelerinin yanlış yapılıyor olması. Bizim, doğada veya internet denilen devasa kütüphanede ne kadar çok ağaç izleyip incelersek o kadar çok ufkumuz genişleyecektir...

Ağacınız için aklınızda bulunmasını önerdiğim budama aşağıdaki gibidir. Gövdenin kalınlaşması için de önerim, ağacınızı su kovası büyüklüğünde bir saksıda sadece bir yıl tutmanız olacaktır.

Çalışmalarınızda kolayıklar diliyorum... Saygılar...

Eklenen Resimler
Dosya Türü: jpg Ulmusun tohumdan yetişen karaağacı - Kopya.jpg (54.6 KB, 1107 views)
Dosya Türü: jpg Ulmusun tohumdan yetişen karaağacı.jpg (52.2 KB, 1100 views)
Cemaleddin Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 29-11-2013, 15:24   #8
Ağaç Dostu
 
badrobot's Avatar
 
Giriş Tarihi: 25-08-2011
Şehir: Manisa
Mesajlar: 2,734
Sn.ulmus (Nail Bey)
Çevirisini Hasan Cihad'ın yaptığı Brent Walston'ın bu faydalı yazısını 2 yıl önce
avrasyabonsai.com'da okumuş hatta yazıyı bilgisayarıma indirmiş ve ara ara defalarca okumuştum.
Bonsai'ye yeni başlayan bir öğrenci olarak elbette ilk başlarda ağaç seçiminden tutunda budama hatalarına kadar sayısız hatalar yaptım.
Aslına bakarsanız bu yazıda anlatılanlar aklımın bir köşesinde hep duruyordu. Ama bir türlü o güzelim ağaçlarımı, sanki kesersem öleceklermiş veya bu kadar kısa ağaçtan bonsai olmaz diyerek, ağacın kalınlığının 6 katının yarısı olan 3 katının altından kesme cesaretini gösteremiyordum.
Takii bu yaza kadar. Bu yaz aldığım gelişmiş bir gövdeye sahip çınar yapraklı akçaağacımın 8cm beden kalınlığı olmasına karşın 21-22cm gibi bir seviyeden kestim. Şimdi en üstteki yan yukarıya doğru giden sürgünü tamamen serbest bırakıp kalınlaşmasını bekleyeceğim. Bakalım ne olacak? Birlikte göreceğiz.

Eklenen Resimler
Dosya Türü: jpg 20131129_154415.jpg (66.4 KB, 1097 views)
Dosya Türü: jpg 20131129_154424.jpg (65.4 KB, 1092 views)
Dosya Türü: jpg 20131129_154432.jpg (67.9 KB, 1091 views)
Dosya Türü: jpg 20131129_154547.jpg (52.2 KB, 1096 views)
behcet98 beğendi.
badrobot Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 29-11-2013, 15:59   #9
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 13-09-2007
Şehir: ankara
Mesajlar: 110
Değerli Cemaledin bey, beğeni ve önerileriniz için teşekkür ederim. Ağaçlarım sonbaharda ve kış boyunca hep dağınık ve karmaşık görünürler. Ağaçlarımda sonbaharda budayacağım dalların kışın geriye doğru kurumaları riskine karşılık yalnızca ilkbaharda tomurcuklar kabardığında budamalarını ve tellemelerini yapıyorum. Aşağıdaki bir başka ağacımda da görüleceği gibi bazılarını geriye doğru kuruma yapmamaları için, bazılarını da güçlenmeleri için (gerekli gördüğüm zayıf dallarda) bir sonraki sene de ellemeden gelişmeye bırakmak için sonbaharda budama yapmıyorum. İlkbahar, ağaca yapılacak her türlü işlem için en risksiz zaman. Aslında biliyorum ki; bir ana dalın kalınlaşmasını engellemenin en kolay yolu onu fazla çatallandırmamaktır.

20131123_143219.jpg


Değerli badrobot, akçaağacınız için cesur ve güzel bir karar vermişsiniz ancak, yeni çıkan sürgünün gövde ile yaptığı açı biraz talihsiz olmuş. Bir de makalede yazdığı gibi, şimdilik gövdeyi eğimli değil de dik kesseymişsiniz daha doğru olurdu diye düşünüyorum. Şimdi yeni çıkan sürgünün çapı alttaki gövde çapının yarısına ulaşana kadar beklemeniz gerekiyor tabii. Nebari gelecek vaad ediyor, güzel bir ağaç olacak, bana göre iyi bir nebari olmazsa olmaz bir unsur.

Hepinize iyi çalışmalar diliyorum, sevgiyle kalın.

Nail

Nail Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 29-11-2013, 18:22   #10
Ağaç Dostu
 
Cemaleddin's Avatar
 
Giriş Tarihi: 08-11-2010
Şehir: izmir, Çiğli
Mesajlar: 1,206
Sayın Nail Bey; yılda bir kez erken baharda budama yaptığınızı söylüyorsunuz... Öyleyse 3. iletideki karaağacınız yıl boyu hiç uzun sürgünler vermemiş demektir. Karaağaç için garip bir durum bu... Oysa karaağaçlar hele sizinki gibi kalın yan dalları olan bir ağacın bu sonbaharda uzun sürgünleri olması ve 9. iletideki 2. ağacınız gibi görünmesi gerekirdi...

Kolaylıklar diliyorum... Saygılar...

Cemaleddin Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 29-11-2013, 19:02   #11
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 13-09-2007
Şehir: ankara
Mesajlar: 110
Cemaleddin bey, yılda bir kere budadığımı söylemedim. Hatta ağacın verdiği tepkiye göre yılda 2 ya da 3 kez budayarak anadalları çatallamaya çalışıyorum. Ancak son budamadan sonra verilen ve sonbaharda durgunlaşan sürgünleri (az ya da çok ne kadar uzamışlarsa) olduğu halde bırakıyorum, yani dalda yeni yara açmıyorum.
Saygılar...

Nail

Nail Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 29-11-2013, 19:38   #12
Ağaç Dostu
 
Cemaleddin's Avatar
 
Giriş Tarihi: 08-11-2010
Şehir: izmir, Çiğli
Mesajlar: 1,206
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi ulmus Mesajı Göster
Ağaçlarımda sonbaharda budayacağım dalların kışın geriye doğru kurumaları riskine karşılık yalnızca ilkbaharda tomurcuklar kabardığında budamalarını ve tellemelerini yapıyorum.

Nail
Ben bu sözünüzü yanlış anladım o zaman...

Cemaleddin Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 29-11-2013, 20:38   #13
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 13-09-2007
Şehir: ankara
Mesajlar: 110
Cemaleddin bey yanlış anlamalar hiç önemli değil, aklınıza takılan her şeyi sorduğunuz zaman mutlu olurum. Benim acemilik yıllarımda ne internet ne forum vardı. Muhtemelen en zor yoldan öğrendim ne öğrendimse. Deneme ve yanılma ile. Bir küçük ipucu öğrenmek benim için altın değerindeydi. Bonsai ile uğraşan insanlar birbirlerine yardımcı olmayı seven insanlardır. Alıntı yaptığınız kısımda sadece sonbaharda budama yapmayı bıraktığımı ifade etmiştim. Ankara'nın kışları soğuk olduğu için sonbaharda taze kesilen dallar kolayca donma yoluyla geriye kuruma yapabiliyor. Tabii bir İzmirli olarak bu aklınıza gelemiyor Saygılar...

Nail

Nail Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 29-11-2013, 20:54   #14
Ağaç Dostu
 
Cemaleddin's Avatar
 
Giriş Tarihi: 08-11-2010
Şehir: izmir, Çiğli
Mesajlar: 1,206
Hadi öyle Olsun Nail Bey...

Cemaleddin Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 29-11-2013, 21:47   #15
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 13-09-2007
Şehir: ankara
Mesajlar: 110
Cemaleddin bey bu ifadenizi gerçekten anlayamadım, açarsanız sevinirim.

Nail Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 30-11-2013, 10:03   #16
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 13-09-2007
Şehir: ankara
Mesajlar: 110
Fotoğraf1162.jpg


Ağacın eski bir İlkbahar fotoğrafı, üzerindekiler yapraklanmadan önce açan tohumlar. Dallar ayıklanmış. telleme konusuna gelince; böyle yere paralel bir dal geliştirme zaten tellemeden olamaz, hem de gövdeden 90 derece çıkabilmesi için ana dalın ilk sürgün halinde iken başlamak gerekir.

Fotoğraf1176.jpg

Bu da diğer bir ağacımın İlkbahar fotoğrafı. Dallar ayıklanmış ve gerekli görülen kısım tellenmiş.


Düzenleyen Nail : 30-11-2013 saat 10:08 Neden: Cümle ekleme.
Nail Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 30-11-2013, 10:32   #17
Ağaç Dostu
 
badrobot's Avatar
 
Giriş Tarihi: 25-08-2011
Şehir: Manisa
Mesajlar: 2,734
Sn.ulmus
Çok klasik olacak ama; "Elinizde gerçekten eşsiz bir kolleksiyon olduğuna eminim."

Özgür Tosun ve Oğuz beğendi.
badrobot Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 30-11-2013, 19:21   #18
Ağaç Dostu
 
Cemaleddin's Avatar
 
Giriş Tarihi: 08-11-2010
Şehir: izmir, Çiğli
Mesajlar: 1,206
Nail Bey, ellerinize, emeğinize sağlık harika görünüyorlar... Bu çalışmalarınızı Bonsai Çalışmaları bölümünde yayınlarsanız, gelişimleri ve yapılan işlemleri gözlemlemek herkes için bir kaynak olacaktır... Saygılar...

Oğuz beğendi.
Cemaleddin Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 30-11-2013, 22:49   #19
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 13-09-2007
Şehir: ankara
Mesajlar: 110
Beğendiğiniz için çok teşekkür ederim Cemaleddin bey, bu söylediğinizi yapmayı düşünüyorum. Siz de benim gibi tohumdan yetiştiren nadir bonsaiseverlerdensiniz. Bizim gibi insanlar bonsai yetiştiriciliği için tam da gereken dirence sahip oluyorlar. Sizin de ağaçlarınız doğru yolda ve gelecek vaadediyorlar, zamanla çok güzel bonsailere sahip olacaksınız.

Değerli Badrobot, güzel temennileriniz teşekkür ederim. Aslında 6 sene önce bir takım aksilikler sonucu çok sevdiğim bazı ağaçlarımı kaybettim. Bonsai yetiştirmek böyle bir şey işte. Tam 20 sene bir ağacı yetiştirirsiniz ve talihsizlikler yüzünden 2 günde ağacı kaybedersiniz. Fakat bu sadece bizim gibi amatörlerin başına gelmiyor. Bana bu virüsü bulaştıran ve Hocam diyeceğim kişi (Özer SERTEL) İsviçre'de yaşıyor ve kurmuş oldukları Bonsai Topluluğundaki insanların çok değerli ağaçları var ve zaman zaman onlardan da böyle kayıp haberleri alıyorum. Canlılarla çalışmanın riski de bu işte ama aynı zamanda yaptığımız işi değerli ve özel kılan da şey. Bu yüzden bir bonsai sahibi olmak ayrıcalıktır. Bana göre yaptığımız işin en zor yanı biz yaşadığımız sürece bonsaiyi yaşatmak zorunda oluşumuz. Bunlar üzerine daha çok konuşuruz. Ama evet, çok sayıda ve birkaç sene sonra keyifle seyredebileceğimi düşündüğüm ağaçlarım var. Bu forum içerisinde hep beraberce yorumlayarak yetiştiririz.

Saygılar....

Nail

Oğuz, badrobot ve ser.duman beğendi.
Nail Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 18-01-2014, 19:42   #20
Ağaç Dostu
 
sagol's Avatar
 
Giriş Tarihi: 26-02-2011
Şehir: -
Mesajlar: 3,144
Sayın Ulmus karaağaçlar güzel olmuşlar elinize, emeğinize sağlık. Ayrıca tohumdan yetiştirdiğiniz için sabır ve azminizi de takdir ediyorum.

İyi çalışmalar dilerim..

Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi ulmus Mesajı Göster
Eklenti 457883


Ağacın eski bir İlkbahar fotoğrafı, üzerindekiler yapraklanmadan önce açan tohumlar. Dallar ayıklanmış. telleme konusuna gelince; böyle yere paralel bir dal geliştirme zaten tellemeden olamaz, hem de gövdeden 90 derece çıkabilmesi için ana dalın ilk sürgün halinde iken başlamak gerekir.

Eklenti 457884

Bu da diğer bir ağacımın İlkbahar fotoğrafı. Dallar ayıklanmış ve gerekli görülen kısım tellenmiş.

sagol Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 19-01-2014, 00:43   #21
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 13-09-2007
Şehir: ankara
Mesajlar: 110
Teşekkür ederim Sayın Sağol, bu arada bilgilerinize göz attığımda yağlıboya resime ilginiz olduğunu gördüm. Ortak bir yanımız var, ben de resim ve heykel çalışıyorum, sizin için de uygun ise resimlerinizi görmek isterdim. Saygılar...

Nail

sagol beğendi.
Nail Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 19-01-2014, 08:07   #22
Ağaç Dostu
 
sagol's Avatar
 
Giriş Tarihi: 26-02-2011
Şehir: -
Mesajlar: 3,144
Teşekkürler Nail Bey,

Amatörce yağlı boya çalışmalarım var ama öyle ahım şahım birşey yok. Boş zaman bulursam stres atmak için yapıyorum, genelde akraba ve dostlara hediye olarak veriyorum ama 2-3 yıldır boş vakitlerimi daha çok fotoğraf çekme ve bonsaiye yönlendirdiğimden resime pek vakit ayıramadım, olanlarda İstanbulda, Ankarada geçiciyim o nedenle tam taşınma olmadı, yanımda bir kaç delice, Jpon gülü, ficus ve muz getirebildim.
Siz resim ve heykelle profesyonel olarak mı uğraşıyorsunuz?

Görüşmek üzere,..

Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi ulmus Mesajı Göster
Teşekkür ederim Sayın Sağol, bu arada bilgilerinize göz attığımda yağlıboya resime ilginiz olduğunu gördüm. Ortak bir yanımız var, ben de resim ve heykel çalışıyorum, sizin için de uygun ise resimlerinizi görmek isterdim. Saygılar...

Nail

sagol Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 19-01-2014, 20:52   #23
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 13-09-2007
Şehir: ankara
Mesajlar: 110
Ben de 6 yıldır resimle uğraşıyorum, profesyonel değil tabii, bir Rus eğitmenin atölyesinde haftada bir gün ders alıyorum. Daha önce de heykel yapmıştım ama heykelde tamamen eğitimsizim. Aslında resime bonsaiden daha çok ağırlık veriyorum. Bir resime ne kadar zaman harcarsam harcayayım sonunda bitirip de duvara astığımda uzun yıllar orada kalacak, ben öldükten sonre bile her zaman birilerinin hoşuna gidecek ve onlar da izlemeye devam edecek. Ama bonsai çok kırılgan bir malzeme, çok uzun sürede yetişiyor ve her an kaybedilebilir. Profesyonel bonsai yetiştiricileri ve sera sahipleri hem tüm zamanlarını bonsaiye harcadıkları için hem de işin inceliklerini bildikleri için ağaçlarını kaybetmiyorlar ama biz öyle mi? Bu nedenle bonsai benim için "ben yaşlanırken ağaçlar da balkonda yavaş yavaş şekil alsınlar, acelesi yok" bağlamında ilgilendiğim bir hobi. Sitenin sanatla ilgili bölümüne resimlerimi koyayım, oradan devam ederiz.

İyi çalışmalar diliyorum.

Nail

tourkana ve sagol beğendi.

Düzenleyen Nail : 20-01-2014 saat 08:54
Nail Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 19-01-2014, 21:55   #24
Ağaç Dostu
 
sagol's Avatar
 
Giriş Tarihi: 26-02-2011
Şehir: -
Mesajlar: 3,144
Nail Bey,

Bu konuyu ben de çok düşündüm. Bonsainin en zor tarafı, ilerde ne olacağını bilmemek. Bizler yaşatsak bile yaptıklarımızı devam ettirecek candan birisi olmazsa belki de kısa zamanda yokolup gidecekler. Türkiyede bir bonsai müzesi yok ama ilerde olur diye ümitliyim. Yaşlanınca müzeye bağışlayıp çalışmaların kalıcı olması sağlanabilir.

Resim konusunda haklısınız yüzyıl geçse bile geriye kalıcı eserler birakılmış oluyor. Son 2 resim çalışmam şu an yarım bir şekilde iki ayrı şehirde kaldı, belki 1 tane de Ankarada başlarım.

Taş saksı çalışması yaparken heykel yapabilmeyi de istediğim olmuyor değil, özellikle heykelle bonsaiyi birleştirmek güzel olabilir.

İyi çalışmalar dilerim...

Nail beğendi.
sagol Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 19-01-2014, 22:53   #25
Ağaç Dostu
 
badrobot's Avatar
 
Giriş Tarihi: 25-08-2011
Şehir: Manisa
Mesajlar: 2,734
Bence tüm sanat eserleri aynı derecede kırılgan, yakılgan ve unutulgandır. (Biraz espirili yazmak istedim.) Sanat eserlerinin kalıcı olması, nesilden nesile geçmesi elbetteki toplum bilinci ve sanata değer vermeyle olabilecek bir iştir. Yaptığınız resimlerin değerbilmez insanlarca tuvalet kağıdı gibi kullanılmasıda mükündür. (Bu biraz sert oldu.) Sizin yazmış olduğunuz bir müzik eserinin unutulması ve kaybolması gayet tabiidir. Birileri sahip çıkarda, toplum bunu ele alarak "milli servettir" denirse, eser ancak o zaman sonsuz olur.
J.S.Bach öldükten tam 100 yıl sonra adı duyulmuştur. Felix Mendelssohn Bartholdy, Bach'ın orijinal el yazması eserlerini (bugün bunların para karşılığı yıktur.) bir semt kasabının elinden almış ve uzun süre evinde öylece bir köşeye atmıştır. Birgün canı sıkılırken "buda neymiş" diyip piyanoda çalmaya başlar. Melodilerdeki kusursuzluğu keşfeder. Her konser sonrasında bir-ikisini çalamaya başlar. Toplum benimser ve Bach ondan sonra keşfedilir.
Sanat eseri ne olursa olsun toplum bilinci olursa eserler sonsuza kadar yaşarlar.
Türkiyede ise her eserin sanat yönünden ziyade parasal bakış açısı daha ön planda tutulduğu için popülerite kazanamamış eserlerin yok olması doğal bir süreçtir.

sagol beğendi.

Düzenleyen badrobot : 20-01-2014 saat 10:12 Neden: Yazım yanlışlarından dolayı...
badrobot Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 20-01-2014, 05:46   #26
Ağaç Dostu
 
sagol's Avatar
 
Giriş Tarihi: 26-02-2011
Şehir: -
Mesajlar: 3,144
Siz de haklısınız Sayın Badrobot,

İyi çalışmalar dilerim...

Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi badrobot Mesajı Göster
Bence tüm sanat eserleri aynı derecede kırılgan, yakılgan ve unutulgandır. (Biraz espirili yazmak istedim.) Sanat eserlerinin kalıcı olması, nesilden nesile geçmesi elbetteki toplum bilinci ve sanata değer vermeyle olabilecek bir iştir. Yaptığınız resimlerin değerbilmez insanlarca tuvalet kağıdı gibi kullanılmasıda mükündür. (Bu biraz sert oldu.) Sizin yazmış olduğunuz bir müzik eserinin unutulması ve kaybolması gayet tabiidir. Birileri sahip çıkarda, toplum bunu ele alarak "milli servettir" denirse eser ancak o zaman sonsuz olur.
J.S.Bach öldükten tam 100 yıl sonra adı duyulmuştur. Felix Mendelssohn Bartholdy eserlerini bir semt kasabının elinden almış ve uzun süre evinde öyle bir köşeye atmıştır. Birgün canı sıkılırken "buda neymiş" diyip piyanoda çalmaya başlar. Melodilerdeki kusursuzluğu keşfeder. Her konser sonrasında bir-ikisini çalamay başlar. Toplum benimser ve Bach ondan sonra keşfedilir.
Sanat eseri ne olursa olsun toplum bilinci olursa eserler sonsuza kadar yaşarlar.
Türkiyede ise her eserin sanat yönünden ziyade parasal bakış açısı daha ön planda tutulduğu için popülerite kazamamış eserlerin yok olması doğal bir süreçtir.

sagol Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 27-01-2016, 08:42   #27
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 26-01-2016
Şehir: Denizli
Mesajlar: 2
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Nail Mesajı Göster
Ben de 6 yıldır resimle uğraşıyorum, profesyonel değil tabii, bir Rus eğitmenin atölyesinde haftada bir gün ders alıyorum. Daha önce de heykel yapmıştım ama heykelde tamamen eğitimsizim. Aslında resime bonsaiden daha çok ağırlık veriyorum. Bir resime ne kadar zaman harcarsam harcayayım sonunda bitirip de duvara astığımda uzun yıllar orada kalacak, ben öldükten sonre bile her zaman birilerinin hoşuna gidecek ve onlar da izlemeye devam edecek. Ama bonsai çok kırılgan bir malzeme, çok uzun sürede yetişiyor ve her an kaybedilebilir. Profesyonel bonsai yetiştiricileri ve sera sahipleri hem tüm zamanlarını bonsaiye harcadıkları için hem de işin inceliklerini bildikleri için ağaçlarını kaybetmiyorlar ama biz öyle mi? Bu nedenle bonsai benim için "ben yaşlanırken ağaçlar da balkonda yavaş yavaş şekil alsınlar, acelesi yok" bağlamında ilgilendiğim bir hobi. Sitenin sanatla ilgili bölümüne resimlerimi koyayım, oradan devam ederiz.

İyi çalışmalar diliyorum.

Nail
Herkese kolay gelsin.
Ben cok meraklı bir şekilde 2 ay önce kadar bonsai merakına yeniden kapıldım.Daha önce bir agac cürüttügüm için hevesim kacmıstı ama yeniden baslamak güzel olacak.Yaptığım arastırmalar hep bu siteye,bu yorumlara cıktı Bende fidan almak pahalı olacagı için cevreden sizin tariflerinize göre agaclar aramaya basladım.Hatta çam ağacı içinde köyümüzde kayalık yerlere gidecegim hafta sonu.Orada cok kayalarda cok zor sartlarda garip sekillerde bu işe uygun camlar oldugunu halen daha hatırlarım

Ama bugun evimin önünde su agacları farkettim.Ve fotograflarını yüklüyorum.Bunların kova büyüklügünde saksıda olması beni daha kolay bu işe yönlendirir diye bunlarla ugrasmak istedim.Agacların durumları da bana iyi geldi.Soguk ortamda yasıyorlar.Cok su vermeden iyi bir şekilde kurumadn yaprak dökmüyorlar.Bana lütfen bu konuda yardımcı olun.Bna mesajda atabilirseniz cok ama cok sevinirim.Saygılarımla.İsmail UÇAR

20160127 085939 Richtone(Hdr) - Hızlı Resim
20160127 085945 Richtone(Hdr) - Hızlı Resim
20160127 085956 Richtone(Hdr) - Hızlı Resim
20160127 090002 Richtone(Hdr) - Hızlı Resim

İletişime geçmenizi sabırsızlıkla bekliyorum

Eklenen Resimler
Dosya Türü: jpg 20160127_085939_Richtone(HDR).jpg (72.4 KB, 582 views)
asas212 Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 02-12-2019, 14:10   #28
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 02-12-2019
Şehir: istanbul
Mesajlar: 1
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi badrobot Mesajı Göster
Sn.ulmus (Nail Bey)
Çevirisini Hasan Cihad'ın yaptığı Brent Walston'ın bu faydalı yazısını 2 yıl önce
avrasyabonsai.com'da okumuş hatta yazıyı bilgisayarıma indirmiş ve ara ara defalarca okumuştum.
Bonsai'ye yeni başlayan bir öğrenci olarak elbette ilk başlarda ağaç seçiminden tutunda budama hatalarına kadar sayısız hatalar yaptım.
Aslına bakarsanız bu yazıda anlatılanlar aklımın bir köşesinde hep duruyordu. Ama bir türlü o güzelim ağaçlarımı, sanki kesersem öleceklermiş veya bu kadar kısa ağaçtan bonsai olmaz diyerek, ağacın kalınlığının 6 katının yarısı olan 3 katının altından kesme cesaretini gösteremiyordum.
Takii bu yaza kadar. Bu yaz aldığım gelişmiş bir gövdeye sahip çınar yapraklı akçaağacımın 8cm beden kalınlığı olmasına karşın 21-22cm gibi bir seviyeden kestim. Şimdi en üstteki yan yukarıya doğru giden sürgünü tamamen serbest bırakıp kalınlaşmasını bekleyeceğim. Bakalım ne olacak? Birlikte göreceğiz.
sayın @badrobot, fotograflarını eklediginiz çınar agacının güncel durumu nedir? bu şekilde üstten çıkan dalı büyüttükten sonra agac nasıl bir şekil alıyor ve hangi işlemi yapıyoruz bilgilendirirmisiniz=?

tororosso54 Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Cevapla


Gönderme Kuralları
Yeni konu gönderemezsiniz
Konulara yanıt veremezsiniz
Ek dosya yükleyemezsiniz
Kendi gönderilerinizi düzenleyemezsiniz

BB code Açık
Smilies Açık
[IMG] Kodu Açık
HTML Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 01:46.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)


Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2024