agaclar.net

agaclar.net (http://www.agaclar.net/forum/)
-   Yaşantımızda ve Sanatta Bitkiler (http://www.agaclar.net/forum/yasantimizda-ve-sanatta-bitkiler/)
-   -   Ağacı destana çeviren Kağnılar (http://www.agaclar.net/forum/yasantimizda-ve-sanatta-bitkiler/5192.htm)

Metin Y. 19-07-2007 13:33

Ağacı destana çeviren Kağnılar
 
1 Eklenti(ler)
Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın Mustafa Kemal'in Kağnısı şiiri Milli Mücadeledeki şahlanışı kağnı simgesiyle anlatır.
Başta kurtuluş savaşımız olmak üzere bir dönemin en gözde ve en önemli ulaşım aracı kağnıların en önemli özelliği iki öküz tarafından çekilmesi ve tamamen ahşaptan yapılmasıdır. Tümü tahta olan kağnı tekerleri çamur tutmaması için genelde çam ağacından yapılıp, aşınmaması içinde etrafına 2 cm eninde demir çember geçirilir. Öküzler arasından geçen uzun bir üçgen şeklindeki "ok" ana yapıyı oluşturur. Bu okun ucuna boyunduruk bindirilir. Uzun bir tahtadan oluşan boyunduruğun iki tarafındaki üstü çam, altı meşeden yapılmış bölümleri "zelve" lerle birbirine kayışla da öküzlerin boynuna bağlanır.
Kağnının üçgen şeklindeki oklarının her bir parçasına kravat, uçtaki meşeden yapılmış boyundurukla kayışı tutan yuvarlak ağaçlara gevele, öküz veya manda derisinden yapılmış kayış, kravatların altında yine çamdan yapılmış buylular, onun altında da iki tekeri birbirine bağlayan meşeden yapılmış eysen ve eyseni iki tarafından kavrayan azılarda meşeden olurdu. Normal zamanlarda iki tarafına ağaçtan yapılmış kanatlar sokulurdu. Ekin getirme zamanı meşeden yapılmış delece vurulurdu.

MUSTAFA KEMAL'İN KAĞNISI

Yediyordu Elif kağnısını,
Kara geceden geceden.
Sankim elif elif uzuyordu, inceliyordu,
Uzak cephelerin acısıydı gıcırtılar,
İnliyordu dağın ardı, yasla,
Her bir heceden heceden.


Mustafa Kemal'in kağnısı derdi, kağnısına
Mermi taşırdı öteye, dağ taş aşardı.
Çabuk giderdi, çok götürürdü Elifçik,
Nam salmıştı asker içinde.
Bu kez yine herkesten evvel almıştı yükünü,
Doğrulmuştu yola önceden önceden.

Öküzleriyle kardeş gibiydi Elif,
Yemezdi, içmezdi, yemeden içmeden onlar,
Kocabaş, çok ihtiyardı, çok zayıftı,
Mahzundu bütün bütün Sarıkız, yanı sıra,
Gecenin ulu ağırlığına karşı,
Hafifletir, inceden inceden.

İriydi Elif, kuvvetliydi kağnı başında
Elma elmaydı yanakları üzüm üzümdü gözleri,
Kınalı ellerinden rüzgâr geçerdi, daim;
Toprak gülümserdi çarıklı ayaklarına.
Alını yeşilini kapmıştı, geçirmişti,
Niceden, niceden.

Durdu birdenbire Kocabaş, ova bayır durdu,
Nazar mı değdi göklerden, ne?
Dah etti, yok. Dahha dedi, gitmez,
Ta gerilerden başka kağnılar yetişti geçti gacır gucur
Nasıl dururdu Mustafa Kemal'in kağnısı.
Kahroldu Elifçik, düşünceden düşünceden
Aman Kocabaş, ayağını öpeyim Kocabaş,
Vur beni, öldür beni, koma yollarda beni.
Geçer götürür ana, çocuk, mermisini askerciğin,
Koma yollarda beni, kulun köpeğin olayım.
Bak hele üzerinden ses seda uzaklaşır,
Düşerim gerilere, iyceden iyceden.


Kocabaş yığıldı çamura,
Büyüdü gözleri, büyüdü yürek kadar,
Örtüldü gözleri örtüldü hep.
Kalır mı Mustafa Kemal'in kağnısı, bacım,
Kocabaşın yerine koştu kendini Elifçik,
Yürüdü düşman üstüne, yüceden yüceden.

Fazıl Hüsnü DAĞLARCA

Derya Özen 19-07-2007 14:26

İşte, merakla beklediğim başlık. Metin Bey, çıtlatmıştı. Çok güzel bir anlatım olmuş, şimdi bana düşen elimden geldiğince, çevremdeki Kağnıların resmini çekip buraya yüklemek... Paylaşımlar katılım oldukca güzelleşir! Umarım başka arkadaşlarımız da bilgilerini bizlerle paylaşır.
-Eskiden köylerde çiftçinin can yoldaşıydı kağnılar, bugün ise lüks yerlerin bahçe aksesuarı.
-Köylülerimiz aklınıza gelecek, nakliye ile taşınabilecek herşeyini bu kağnılar sayesinde taşımış, en çok da yiyeceklerini, hayvanları için samanını ve daha pek çok şeyi...
-Çocukların ise eğlence ve oyun aracı kağnılar. ;)
-Ve kurtuluş savaşımızın vaz geçilmez parçaları. Destan ve tarih yazan kağnılar...

Metin Y. 19-07-2007 17:07

1 Eklenti(ler)
Derya Hanımın "Paylaşımlar katılım oldukca güzelleşir! Umarım başka arkadaşlarımız da bilgilerini bizlerle paylaşır." cümlesine canı yürekten katılıyorum.
Aslında bir başlığı tek mesajda bütün ve uzun bir metin olarak ele almak mümkün ama bu metot forum bölümü için uygun değil...
Kahraman ninelerimizin Milli Mücadelede emperyalistlere karşı verdiği onurlu mücadeleyi özellikle günümüz gençlerinin çok iyi anlaması gerekiyor.
Gelin, bu destanı sizlerinde katkılarıyla birlikte tamamlayalım.

Metin Y. 19-07-2007 20:28

1 Eklenti(ler)
Hamit Koşay'ın çizimiyle Kağnı

Derya Özen 20-07-2007 08:21

Yüklediğiniz ikinci fotoğrafı görünce, göğsüm kabardı. İşte Türk kadını ve kızı! Yalın ayak, kucağında çocuğu ile cepheye yiyecek ve mermi götüren, Dünya'da başka bir örneği olmayan Türk kadınları...
Son resim ise çok aydınlatıcı olmuş. Ellerinize sağlık Metin bey.

Metin Y. 20-07-2007 13:09

1 Eklenti(ler)
Fotoğraf Sanatçısı Tülin Dizdaroğlu'nun SOLAN RENKLER: SON KAĞNILAR başlıklı yazısı ve fotoğrafları :
http://www.fotografya.gen.tr/issue-1...izdaroglu.html

Metin Y. 20-07-2007 13:55

Kağnı Komutanı anlatıyor...
 
1 Eklenti(ler)
Milli Mücadele'nin mütevazı kağnı komutanlarından popüler tarihçi Enver Behnan Şapolyo anlatıyor:

"Milli Mücadele'nin ilk günlerinde bana Milli bir görev verilmişti. O da kağnı komutanlığı idi. O acı ve yoksul günlerde ordumuzun geri hizmetleri üç türlü vasıtayla sağlanmaktaydı. Bunlar deve kolları, katır kolları ve kağnı kollarıydı. Çünkü o zamanlar ordumuzun elinde hiçbir motorize kuvvet yoktu. İnönü Cephesine silah ve yiyecek bu nakil kollarıyla temin edilmekteydi. Deve kolları pek süslüydü. Develerin hörgüçlerinden boyunlarına kadar renkli püsküller ve aynalar sarkmaktaydı. Her devenin hörgücünün üzerine de üç tane cephane sandığı yerleştiriliyordu. Deve kolları bu şekilde bir dizi teşkil ederek ağır ağır İnebolu'dan Eskişehir yolunu tutmaktaydı. Katır kolları da pek enteresandı. Katırların boyunlarındaki iri tunç çanlar çalar, bu gürültü içinde katırlar da yola düzülürler, onlar da cephane taşırlardı. Benim kolum kağnı kolları idi. Kağnılar vilayet vilayet olarak nöbete gelirler ve ödevlerini tamamladıktan sonra yurtlarına dönerlerdi. Kağnılar iki tekerlekli basit şekilde yapılmış birer yük arabasıydı. Bunları öküzler ve mandalar çekerlerdi. Kağnıların hep birden çıkardıkları inilti ta uzak yerlerden işitilirdi. Bana her seferinde kırk kağnı verilirdi. Kağnıcıların çoğu kadın olurdu. Çünkü delikanlılar cephedeydiler. Çok kere benim kağnıcılarımın otuzu kadın, sekizi çocuk, ikisi de altmış yaşından yukarı ak sakallı ihtiyarlar olurdu. Bize muhafız olarak da silahlı (Müzaheret Bölüğü) efradından bir milis asker verilirdi. Bunlar hapishanelerden çıkarılıp vatan hizmetine verilmiş mahpuslardı."

Metin Y. 27-07-2007 11:26

1 Eklenti(ler)
Kütahya'nın Altıntaş ilçesine bağlı Zafertepeçalköy beldesinde, Kurtuluş Savaşı'nı temsil eden Kağnı anıtın inşaatına başlandığı bildirildi.
31 Ağustos 1922 günü alevler içinde yanan Kütahya'nın Altıntaş İlçesine bağlı Zafertepeçalköy’de [günümüzde Belde oldu] Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk, İsmet İnönü ve Fevzi Çakmak Paşa kırık bir kağnı arabasının üzerinde durum değerlendirmesi yapmışlardı. O günün anısına 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlamalarının ilk ayağı olan Zafertepeçalköy’e Kağnı heykeli dikiliyor.

Metin Y. 27-07-2007 11:54

1 Eklenti(ler)
Turgut Özakman'ın ŞU ÇILGIN TÜRKLER Kitabından...

...İleride Milli Eğitim Bakanı olan M. Necati Bey anlatıyor:
"Uzun yollarda kesintisiz süren bir akışla savaş alanlarına inen mübarek kağnı kafilelerine her zaman rast gelirdim. Görüntü hiç değişmezdi: Zayıf öküzlerin çektikleri cephane yüklü arabalar ve bunların başlarında yanık yüzlü, çıplak ayaklı kadınlar, ihtiyarlar hatta çocuklar. Çok defa yolun kenarına çekilir, onların geçişini gözlerim yaşararak seyreder, kağnıların gıcırtılarını ilahi bir musiki gibi dinlerdim.

Karlı bir gün Çerkeş önlerinde kağnılarla cephane taşıyan bir kadın kafilesine rast gelmiştik. Kafileye yaklaştık ve selamlaştık. Biz soğuktan yamçılar altında bile titrerken, tek yorganını arabaya örten bir ninenin çıplak ayaklarla karları çiğnediğini görünce içimde bir merhamet sızladı. Yorganını, arkasına sardığı peştamalın içinde ara sıra hıçkıran bir çocuğun üzerine değil de, niçin arabanın üzerine serdiğini sormak gereğini duydum.

Sorumu garip bir tarzda karşıladı. Anlaşılan bu durumu konuşmaya değer bulmuyordu. Cevap beklediğimi anlayınca, kutsal bir şeye yaklaşır gibi kağnıya yaklaştı, yorganı aralayarak altındaki mermileri gösterdi:
‘Kar serpeliyor oğlum, millet malıdır, yazık, nem kapmasın.’

Uçlarından çekerek yorganı mermilere sıkı sıkıya sardı.

Az önceki merhametimden utandım."

Derya Özen 27-07-2007 14:03

Bunları okurken insanın gözleri doluyor. Zaten, Turgut Özakman'ın Şu Çılgın Türkler, kitabını okurken, gözyaşlarım kendiliğinden boşalıyordu.

Metin Y. 28-07-2007 14:55

1 Eklenti(ler)
Kağnı günümüz Hindistan'ında çok amaçlı kullanılan en yaygın taşıt olarak; sadece tarımda değil, sosyal hayatta da iş görmeye devam ediyor...

Metin Y. 06-08-2007 13:22

Oğuz Kağan Destanında Kağnı
 
1 Eklenti(ler)
Kağnı adı, Türk Destanlarının İlki olan Oğuz Kağan Destanında da geçmektedir. Destanda kağnı adının ortaya çıkışı [ilk söylenişi] anlatılmaktadır...
İlgili Bölüm:“…Bu savaştan sonra Oğuz Kağan'ın çerilerine öyle bir dolu mal ve ganimet kaldı ki sayısı bellisizdi. Yükleyip götürmeğe ne at, ne katır, ne de öküzler yetti. Oğuz Kağan' ın ordusunda yine bir ev var idi, hem akıllıydı hem de çok becerikliydi, bunun adına da Barmağlığ Çoşun Billing denirdi. Becerikli usta olan bu Barmağlığ Çoşun Billing bir kağnı yaptı. Üstüne ganimetleri koydu doldurdu. Kağnının önüne de canlı malları koştu, atları katırları, öküzleri koştu. O canlı mallar, bu cansız ganimetleri çekip götürdüler. Görenlerin hepsi de şaşıp kaldılar. Herkes, daha çok kağnı yaptı. Görenler, kağnılar gitmekte iken kanga kanga kangaluğ diye sesleniyorlardı. Bunun için Barmağlığ Çosun Billing' in yaptığı nesnenin adı kağnı olup kaldı. Oğuz Kağan, kağnıları görünce gülüp kaldı ve dedi ki: "Kanga kanga ile cansızı canlı yürüttü, Kangaluğ da sana ad oldu, bunu kağnı böylece belirtsin" dedi ve oradan da yürüyüp gitti.”

Metin Y. 29-08-2007 14:44

Kırık Kağnı Anıtı yarın [30 Ağustos'ta] açılıyor
 
1 Eklenti(ler)
Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk, Mareşal Fevzi Çakmak ve İsmet İnönü’nün Büyük Taarruz sırasında kırık bir kağnı arabasını masa gibi kullanarak durum değerlendirmesi yapmalarının ardından “Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri” komutunun verilmesini simgeleyen “Kırık Kağnı Anıtı”, 30 Ağustos’ta Kütahya’da açılacak.

Türk Şehitlikleri İmar Vakfı tarafından yaptırılan anıt, 30 Ağustos Zaferi’nin kazanıldığı, Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk’ün ifadesiyle Türkiye Cumhuriyeti’nin temelinin atıldığı yer olan Kütahya’nın Altıntaş ilçesine bağlı Zafertepe Çalköy beldesine dikildi. 26 Ağustos’ta Afyon’da başlayıp 9 Eylül günü İzmir’de düşmanın denize dökülmesiyle son bulan Büyük Taarruz sırasında, 29-30 Ağustos 1922’de, Zafertepe Çalköy’de düşman kuvvetleri sıkıştırılarak imha edildi. Mustafa Kemal Atatürk, Mareşal Fevzi Çakmak ve İsmet İnönü, 31 Ağustos günü düşman tarafından yıkılıp yakılan Zafertepe Çalköy’e inerek henüz dumanları tüten bir evin avlusunda bulunan kırık kağnı arabasını masa gibi kullanarak durum değerlendirmesi yaptı ve burada aldıkları karar neticesinde Mustafa Kemal Atatürk’ün “Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri” komutu tarihte yerini aldı.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk, silah arkadaşları Mareşal Fevzi Çakmak ve İsmet İnönü ile birlikte, düşman tarafından yakılıp yıkılan Çalköy’deki bir evin avlusunda bulunan kırık kağnı arabasını masa gibi kullanarak durum değerlendirmesi yaptı. Ardından kendi el yazısıyla yazdığı hareket emrini verdi.
Türk'ün zafer günü 30 Ağustos kutlu olsun.

Faruk Naycı 29-08-2007 16:04

Türk milleti emperyalistlere karşı yedisinden yetmişyedisine büyük bir mücadele örneği sergileyerek vatan topraklarını korudu. Bu büyük mücadele akla , hayale gemez fedakarlıklarla kazanıldı. Bu mücadeleye katılanlara minnetimiz, saygımız her zaman sonsuz olmalıdır. Büyük Atatürk'ün önderliğinde şahlanan Türk Milleti elindeki iptidai silahlarla ve yokluk içerisinde karşısındaki her türlü modern imkanlarla teçhiz edilmiş düşman güçleri mağlup etti. Tarih tekrardan ibarettir bunu hiç unutmayalım ve bugünede bu gözlükle bakalım. Bende Büyük Zaferimizi kutluyorum. Sevgili Metin kardeşim gayet güzel anlatıyor kağnıları, kahraman Türk Kadını cephedeki erkeğini yalnız bırakmayıp binbir zahmetle o kağnılarla karlı dağları aşarak cephane sevketmiştir. Haddim değil belki ama pahalı ciplere binip milli değerleri önemsemeyenler bu vatanın hangi şartlarda varlığını sürdürmeyi başardığını iyi bilmelidir. Kurtuluş savaşında cipler yoktu ama inanmış insanlar vardı ve o insanlar kazmayla , kürekle , kağnıyla dünyada eşi benzeri olmayan destan yazdılar.

Derya Özen 31-08-2007 14:16

1 Eklenti(ler)
Eklenti 19799
Kağnıdan geriye yanlızca bu tekerlek kalmış.

Metin Y. 27-10-2007 03:17

1 Eklenti(ler)
Kurtuluş Savaşımızda cepheye kağnılarla cephane taşıyan Kahraman Çankırı Kadınını simgeleyen anıtımız 29 Ekim'de açılıyor...

Penelophe 27-10-2007 03:27

1 Eklenti(ler)
İzmir Resim ve Heykel Müzesinden..

Metin Y. 16-11-2007 08:48

1 Eklenti(ler)
Ayhan Başoğlu'nun resimlediği İngilizce basılan Atatürk'ün hayatını anlatan "The Golden Haired Hero" adlı çizgi romandan bir kare.

iloniatutuklun 24-11-2007 14:50

bir de bugüne bak..kağnıdan yaratılan petkim de gitti .

Metin Y. 10-01-2009 02:26

1 Eklenti(ler)
Cepheye mühimmat sevki için sıralanan kağnılar

Metin Y. 29-07-2009 23:52

1 Eklenti(ler)
Ankara ULUS'ta bulunan Zafer Anıtının sağ tarafında yer alan kabartma kompozisyonda kağnılarla cepheye silah taşıyan kahraman Türk anaları temsil edilmiştir.

Cumhur Tonba 30-07-2009 00:12

Metin bey,
Elinize sağlık, teşekkürler. Çok güzel fotoğraflar. İnşallah ben de yakında katkı yaparım

Metin Y. 07-08-2009 00:46

1 Eklenti(ler)
Çankırı'da Kurtuluş Savaşımızda cepheye kağnılarla cephane taşıyan Kahraman kadınlarımızı simgeleyen anıtıın tamamlanmış hali.

Metin Y. 09-12-2013 11:15

1 Eklenti(ler)
Eski Meclis önünde kağnı

Metin Y. 29-09-2018 01:44

1 Eklenti(ler)
Büyük Taarruz'dan...
Kağnılara mermi sandıklarını yükleyen şanlı Türk Anaları!

Metin Y. 17-01-2019 19:39

1 Eklenti(ler)
Cepheye kağnıyla dikenli tel taşıyan Türk Anası.

Metin Y. 08-05-2020 00:21

1 Eklenti(ler)
1917 yılında lise eğitimi için Almanya’da bulunurken Milli Mücadele’nin başlamasıyla Anadolu’ya dönen ve Kağnı Kolları Komutanları olarak görev yapan Enver Behnan Şapolyo(1900-1972) bir Türk Tarihçisi, eğitimci ve gazetecidir.

Metin Y. 08-05-2020 00:26

1 Eklenti(ler)
İstiklal Yolu Çizgi Film

istiklal Yolu Çizgi Roman1_opt_opt Pages 51 - 99 - Text Version | FlipHTML5

Metin Y. 23-05-2020 04:04

1 Eklenti(ler)
Kafkas Hudutuna Kağnılarla Sevkiyat

Metin Y. 23-04-2023 00:16

1 Eklenti(ler)
Türkiye'de kullanılan bir kağnı, 1976


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 05:35.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)

Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2024