agaclar.net

agaclar.net (http://www.agaclar.net/forum/)
-   Yaşantımızda ve Sanatta Bitkiler (http://www.agaclar.net/forum/yasantimizda-ve-sanatta-bitkiler/)
-   -   Şiirler / Ağaç, Doğa, Çevre ... (http://www.agaclar.net/forum/yasantimizda-ve-sanatta-bitkiler/1056.htm)

karaardıç 03-04-2006 03:40

Şiirler / Ağaç, Doğa, Çevre ...
 
AKASYA TÜRKÜSÜ

bir akasya ağacıyım
çiçeklendim bu yıl da
yağarım başınıza
kar gibi lapa lapa

çiçeklendim bu yıl da
biçilmeden köklerim
motorlu hızarlarla

bu yılda çiçeklendim
dalıma kuşlar özledim
gövdeme yaslanmış
çıplak omuzlar
kızlar özledim

bir akasya ağacıyım
şu yedi kamburlu kentin
şu yedi kamburlu kentin
şu yedi kamburlu kentin

daldan budağa acıyım
güllü gülüşler özledim
gümüşlü düşler özldim

şiir Umut GERMEÇ

arsakay 03-04-2006 13:35

Bu topikten iki tane var!!!!!!!!!!!
Bu topikten iki tane var!!!!!!!!!!!
Bu topikten iki tane var!!!!!!!!!!!
Bu topikten ik....

Mine Pakkaner 04-04-2006 02:17

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi arsakay
Bu topikten iki tane var!!!!!!!!!!!

Tamam tamam ben tekledim. ;)

cengin 08-04-2006 17:45

şiir
 
yaşantımızda şiir, şiirde ağaç...
Nazım Hikmet'in dizeleriyle size bir davet:

DAVET
Dörtnala gelip Uzak Asya'dan
Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan
bu memleket, bizim.

Bilekler kan içinde, dişler kenetli, ayaklar çıplak
ve ipek bir halıya benziyen toprak,
bu cehennem, bu cennet bizim.

Kapansın el kapıları, bir daha açılmasın,
yok edin insanın insana kulluğunu,
bu dâvet bizim....

Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür
ve bir orman gibi kardeşçesine,
bu hasret bizim...

cengin 08-04-2006 17:55

Bir çiçek kokusu beni çocukluğuma götürdü, dedemle portakal ağaçlarının altında nergis topladığımız günler geldi aklıma. Dedem çocukluğumun en güzel dönemlerinde bıraktı beni ve ben büyümek zorunda kaldım... Yusuf Altunel'in bu şiirini paylaşmak istiyorum:

ÇOCUKLUK

belinde ebemkuşağı
yağmur kokardı dedem
kucağında
kaf dağına gidişlerim kalmış
gözbebeklerinde horozşekerlerim

annemin gönül ipine serdim avunutlarımı
boyadım sıcaklığına bütün uçurtmalarımı

plastik kamyondu babam
mutluluklar taşırdım topraktan
son nabzını kendi ellerimle saydım

ablamdı yoksul geceler
sarılırdım masalsı hastalıklarda
terden ıslanırdı başım
kollarıma düştüğünde
karabasan yaşım
saçıma yıldızlar döküldü
ateşböceklerinden küpeler
yaz gecelerimdi söğütler
karanfil kokusuna boyandı
ateşli gecelerde uçurumdan düşmeler

köpekleşmekti açlık,
geberinceye kadar ulumak
geceler donardı
sokaklar yatak
teneke bağlardım kuyruğuna
çocukluğum kaçardı
kovaladıkça yaramazlıklarım


ceplerimde beştaş
turuncuyu mandalina bahçelerinde söktüm
çocukluk aşkımı yeşil çılgını bahçelerde öptüm
ağaçlara saklanırdık kaçmak istedikçe
portakal çiçeğinden yama
illallah yaramazlık, azılı haylazlık giysilerim

kızlarla doktorculuk
bakmaktı çocuksu çıplaklıklara
sağaltsa da eteklerini indirip
masumluklar kumaşından çocukluk
sarılırdı ipeksi kuşanmışlıklara

80 günde devrialemdi dünya,
yalan söyledikçe burnu uzardı kahramanlarımın
İnce Memedleriydik çoçuklukların
Zagor Tenay baltaları belimizden sarkardı
yırtık donlarımızı Kızılmaske iple bağlardı
Çelik Blek, Suzi, Tommiks
okurken çekildi kulaklarından haylazlığımız

ögretmenim çişim geldi tuttukça sonsuzlugumu,
ögretmenim ruhum küçüldü büyüdükçe bedenim
ögretmenim bu okulun
yok muydu bir beden büyüğü
ögretmenim körebelerim köreldi
unuttum yalnızlığımı

mahalle çocukları kovaladı sekseklerimi
taş attı kafama müdür yarıldı küçüklügüm
okul yasakladı dilimi içtim sessizliğimi
naziler kaçırdı öksürüklerimi
çocukluğum şimdi zatürre
çocukluğum şimdi tıknefes
bir astım nöbeti yaşamak
hastane kokar elim sendelerim
ruhlarına fatiha okundu birdirbirlerimin

teneke bağladılar kuyruğuna çocukluğumun
ben kovaladıkça kaçar çılgın
ben kovalanmalardan azgın

cengin 10-04-2006 08:35

haiku
 
Şiir diye bir konu açtım madem şiirsiz bırakmak olmaz , özellikle de haikuyu atlamak olmaz... Haiku, japon şiir tarzı, konusunu doğadan alan kısa şiirler, hece ölçüsünü tutturmuş olamazsak da çoğumuz haiku yazmışızdır(haiku olduğunu bilerek ya da bilmiyerek) siir.gen.tr de haikular için
" Doğa'nın en yalın, en saydam dilidir haikular; bir çağlayan, bir rüzgâr sesi gibidir. Ama çağlayanın, rüzgârın sesi değil, insan sesidir; doğayı sömürmeyen, doğayı seven; doğayla savaşmayan, doğayla kucaklaşan; doğayı "şahdamarı"nın içinde duyan ozanın sesidir... diye yazıyor.
HAYDİ HAİKU YAZALIM
Not: örnekler için www.siir.gen.tr haikular

cengin 14-04-2006 09:53

ÖLÜM

Ölüm geliyor aklıma birden ölüm
Bir ağacın gövdesine sarılıyorum.
Cemal Süreya

cengin 14-04-2006 18:47

Burası benim şiir günlüğüm gibi oldu:))
Bugün Bilim ve Teknik'te ardıç tohumunun çimlenebilmesi için ardıç kuşunun midesindeki enzimlere ihtiyaç duyduğunu öğrenince(yeni öğrendim ne ayıp) bu şiirin anlamı değişti:

ARDIÇ KUŞU VE SEVDA

Yüzünü biriktiriyorum şimdi
çünkü ben, bir ardıç kuşu gibi
kendi ölümüyle beslenen
güncesi ayrılıklarla dolu
ve teni her yaz
ayrı güneşlerde yanan bir çocuğum.

Ne kadar alışkınım bilsen
yazılmayacak mektuplar için adresler alıp-vermeye
yılların yorgunluğuyla sararan
silik, umarsız, gizini saklı tutan
ve bir daha yaşanmayan resimlere.

Yüzünü biriktiriyorum. Çünkü yüzün
bir sevda tohumu şimdi.

Geçerken ürpertilerle karanlıklar içinden
tutsak ve ağzımıza sığmayan dillerimizle
geçerken gecenin pususunda bir ırmaktan
bütün özlemleri tadan, bütün romanlarda
yeniden dünyaya gelen o çocuk
ağlıyor arkamdan
beni bırakma... Bırakma beni...

Kaç kişinin gücü yetmiştir
yasaklanmış bir aşkı savunmaya...

Yüzünü biriktiriyorum şimdi.
Soyları kocalarının adında eriyen
göçmen kadınlar gibi, hüzünlü ve sesim titreyerek
ne kadar alışkınım bilsen
bütün kanamalara... gülümseyerek.

Bir ardıç kuşuyum ben
toprağa düşeceğim bir gün
içimde çimlenen tohum çatlatıp yüreğimi
ağaca dönsün ve yüzyıl yaşasın diye
hiç ardıma bakmadan öleceğim.

Yüzünü biriktiriyorum şimdi.
Zerrin Taşpınar

drosophila 14-04-2006 20:38

Ne kadar alışkınım bilsen
yazılmayacak mektuplar için adresler alıp-vermeye
yılların yorgunluğuyla sararan
silik, umarsız, gizini saklı tutan
ve bir daha yaşanmayan resimlere.

...gözlerimi doldurdu bu birkaç kelime...sağol

cengin 15-04-2006 16:55

Adnan Yücel'in "Acılara Gülmek Zamanıdır" şiirinden alıntı:

........
Aysız akşamlarda kimse ağlamasın
Kimse yanmasın
Gülmek
Yitirilmiş bir türküdür bazen
İnce bir sızı gibi dolaşır dudaklarda
Bir ihanet gibi geçer üstümüzden
Ağlayacaksa aşktan ağlasın yürek
Sevgiden ve coşkudan ağlasın

........
Acılara inat yaşamak zamanıdır şimdi
Alabildiğine sevmek zamanıdır
Varsın turuncular konuşşsun ağaçlarda
Özlemini çektiğimiz yeşil
İsterse küçük bir yalan olsun
Bahçeleri kıskanıp dursun saksılarda
Irmakları aşmak zamanıdır şimdi
Denizleri gülerken görmek zamanıdır

felis 16-04-2006 01:35

orhan veli'den güneşli akşamüstünde uzayan gölgelerini özleyenlere...

Mahallemizde
Senden başka ağaç olsaydı
Seni bu kadar sevmezdim.
Fakat eğer sen
Bizimle beraber
Kaydırak oynamasını bilseydin
Seni daha çok severdim.

Güzel ağacım!
Sen kuruduğun zaman
Biz de inşallah
Başka mahalleye taşınmış oluruz..

cengin 19-04-2006 08:02

Yunus Emre'yle bir günaydın size(saat 08:02):

Geldi geçti ömrüm benim
Şol yel esip geçmiş gibi
Hele bana şöyle gelir
Bir göz yumup açmış gibi

İşbu söze Hak tanıktır
Bu can gövdeye konuktur
Bir gün ola çıka gide
Kafesten kuş uçmuş gibi

Bir hastaya vardın ise
Bir içim su verdin ise
Yarın anda karşı gele
Hak şarabın içmiş gibi

Miskin adem oğlanını
Benzetmişler ekinciğe
Kimi biter kimi yiter
Yere tohum saçmış gibi

Bu dünyada bir nesneye
Yanar içim göynür özüm
Yiğit iken ölenlere
Gök ekini biçmiş gibi

Yunus Emre bu dünyada
İki kişi kalır derler
Meğer Hızır İlyas ola
Ab-ı hayat içmiş gibi

cengin 19-04-2006 08:03

Forum saati düzelmiş:)))

cengin 21-04-2006 19:26

DEFNELER ÖLMEZ

Bir mevsim var ki üşütür yeşilliğimi
Ben geceyle gündüzü bilirim yılları değil.
Ölümsüzlüğü getirdim kıyılarınıza
Düşlerimde hep uzak denizler... Kıyılar...
Gidemem, bağlıyım toprağıma.

Dalımla yaprağımla, ben
Bir savaş simgesiyim oysa
İnsan kardeşlerimin gözünde!
Utkular düşleyen başlar için
Bir çelenk!

Savaşlar, soykırımlar gördük,
İskenderler, Sezarlar,
Ne atlar kaldı onlardan, ne meydanlar...
Gittiler, yıkılıp birer birer,
Biz kaldık.
En kıraç topraklarda tutunduk,
Biz defneler.

Dal kırılır, yaprak dökülür
Ölür mü acılara katlanmasını bilenler,
Direnenler tüm kırımlara karşı...
Ölmez sevgiden yana olanlar
Defneler ölmez!

Rıfat Ilgaz

cengin 23-04-2006 18:27

bütün çocukların bayramı kutlu olsun!!!!!!!!
 
BENİ DE ÇOCUK

gözleri kuşlu çocuk
aklı yokuşlu çocuk
düşününce annesini
karnı acıkan çocuk
anar mısın beni de
yıldız takarken gökyüzüne

elleri karlı çocuk
yüreği dağlı çocuk
üşüyünce sokaklarda
şarkılar söyleyen çocuk
güler misin beni de
koşarken dünyanın üstüne

saçları dalgalı çocuk
kirpiği martılı çocuk
yanarken yakamozlar
düşlere dalan çocuk
yüzer misin beni de
şişirip yelkenlerini

ömrü yağmurlu çocuk
adı bulut çocuk
savrulurken rüzgarda
geleceğe bağıran çocuk
yağar mısın beni de
ayaklandırıp çiçeklerini

Bayram Balcı

backyard 25-04-2006 10:36

Ahlat Ağacı
 
Eşin dostun yaşıyor bak bahçelerde
Sen çıplak bir doruğun üzerindesin
Tam rüzgârın engini sardığı yerde

Yekpare bir mavilik üstünden akar
Altında köklerini sıkan bir toprak var
Dertleşir durursun gölgenle

Bazan öyle yakın geçer ki kayan yıldızlar
Halini soruverecek sanırsın
Dağılır üstündeki yeşil sükût
Ümitle kımıldanırsın

Bakma sana bir ad verdiklerine
Yerle gök arasında bir karaltısın
Ve bütün dünya seni unutmuş
Sanki kim bilecek yaşadığını
Gelmese dallarına birkaç fakir kuş

Ne de dolmaz çilen varmış
İlk defa kırağı yaktı canını
Aşkı sonra bulutların
Rüzgârın cilvesi değil miydi
Döken yapraklarını

Durmuşsun kırların bir ucuna
Ah senin halin köylü hali
Yaşarsın kıraç toprakta
Servi-simin misali

Mehmet Başaran

cengin 28-04-2006 10:35

Kitaplığın raflarında unutulmuş bir dergiden alıntı,Ayhan Kurt, Tufandan Önce,(Sombahar, Eylül-Ekim 1993, iki aylık şiir dergisi ):



Üzerime binyıllar devrildi, bir mısradan uyandırıldım
Kalbimdeki kelebek kervanları yolunu kaybetti
Bin yıl demirin öyküsünde kanadım
Herkes yoruldu yüzümde bir hurufi aşk aramaktan
Kaç fersah sonra soluğu tükenen bıkkın korsanlar yoruldu
Aradım, istatistiklerde cüretsiz rakamdım, kan içinde kaldım
Yitirdi büyüsünü buğu perçem
Bu daire de kapandı -ve ben yine- ben içinde kaldım

İçimde sarı su yürürdü insan yüzlerinden
Bir yolcu değildim
Göğüs çeperlerimi parçalayan o göktaşının açtığı boşluktan firari
İflah olmaz bir kaçaktım yalnız
Hiçliğin ısırdığı derin, kara oyuk diye gösterilirdi gövdem atlaslarda
-Hiçistan'a veda! bir dahaki gelişimde zeytin dalı getireceğim sana
-Bir dahaki gelişimde yolunu kaybetmiş gibi bir halin olmaz ki
-Olmaz. Gönderimde artık acemi bir yıkımın baltası salınmaz

.....................

aybala 28-04-2006 11:33

ağaç konuluları buraya ekleriz :)

http://www.agaclar.net/index.php?id=238

oktars 01-05-2006 20:17

Ahlat ağacını çok severim bende bu ağaç ile ilgili nacizane bir şiir denemesinde bulundum.

YAŞLI AHLAT

Uçsuz bucaksız tarlalarda
Yalnızca sen varsın bir başına
Yaşlı gövdende geşmişin izleri
Dallarında yılların yorgunluğu var
Toprak kardeşin olmuş
Tarla kuşu arkadaşın
Söyle bana yaşlı ahlat
Dostum olurmusun?

Hasan Oktar

cengin 01-05-2006 20:38

Ağaç konululara dönüş :)) Nar ağacı gördüğüm zaman ya da nar ağacından söz edildiği zaman babaannemden dinlediğim arapça şarkı gelir aklıma nar ağacının altında yaşanan bir aşkı anlatır: "Nar ağacının altında sevdiğim bana aşkını anlattı" diye başlıyordu yanlış hatırlamıyorsam bu arada babaannemi de anmış oldum...

BİR YALNIZ NAR AĞACI

tahta pancurlu taştan evin
penceresi nar ağacına bakardı
eski tersanenin yaamacında
dalları sarkmış o yalnız nar ağacı

on beş yıl önce
o yalnız nar ağacının dibinde
oturup geleceği konuştuğumuz
çocuklar şimdi yok

bir çoğu başka sokaklarda
yürümekteler

on beş yıl sonra
o yalnız nar ağacının dibinde
oturup düşündüm bunları

saçlarımıza aklar düşüren
zor günleri
kenar mahalleleri
bebek ölüm hızını, çocuk işçileri

biliyorum
bir gün başka bir nar ağacının
dibinde yine

Bir başka
çocuklar

Türkiye'yi konuşacaklar.

Behçet Aysan

cengin 09-05-2006 20:53

AĞAÇ


İlk yaprakları yeşeriyordu ağacın
Tomurcuk tomurcuk, tek tek.
"Alayım mı onları elinden?" dedi
Kırağı sürünerek.
Saçtan tırnağa titreyip ağaç
"Hayır" dedi, yalvararak,
"Çiçek açıncaya kadar
Onları rahat bırak."

Tomurcuklandı çiçekleri ağacın
Ötüştü bütün kuşlar.
"Alayım mı onları elinden?" dedi
Esintiyle rüzgâr.
"Hayır" dedi sallanırken ağaç,
Titremeden yaprak yaprak.
"Çiçek açıncaya kadar
Onları rahat bırak."

Yaz ortası sıcağında
Ağaç meyvesini verdi.
Çocuk dedi: "Toplayabilir miyim
Artık yemişlerini?"
Eğerken yüklü yapraklarını ağaç
"Tabii" dedi, "toplayabilirsin
Al hepsini,
Hepsi senin için."

Björnstjerne Martinius BJÖRNSON

Erguvan Muhibbi 19-05-2006 13:44

Düşünceli yürürken bir yol dönemecinde
Çıkacak önümüze beyaz dallarla bahar
Hatırlatacak bize şen çocukluğumuzu
Erguvanlı bir bahçe morsalkımlı bir duvar

Ziya Osman Saba'dan sevdiğim dizeler...

cengin 22-05-2006 14:26

HERŞEY YIKILIRKEN ŞİİRİ AYAKTA GÖRDÜM

Kıskanılacaksa büyük şair
Hayatıyla kıskanılmalı.
Şiir, hayata göre kolay bir eylem.
Bir gün uğraşılarak güzel bir şiir yazılabilir:
Mavi bir göğü pembeye boyayan
Birkaç erguvan ağacını,
Bir çınar gölgesindeki
Serin bir su sesini,
Bir yakınlığı düşleyerek.

Hayatın zor biçimlenen gereçleri ise
Hep zorlar şiiri.
Bir insandan
Bir kentten
Bir kitaptan
Şiire ulaşmaya çalışırken

Böyle bir duyguyla kıskandım işte Weimar'ı
Goethe'nin elinden çıkmış bir parkı olduğu için.
O parktaki ağaçlar şairin diktiği gibi
Yolları, alanları onun düzeniyle
Ilm ırmağı şairin dönemindeki gibi pırıl pırıl.

Uzun kışlarına Kuzey'in
O sonsuz yeşil yağmurların içinde
Beyaz bir fulya olan Roma evi
Şairden bir armağan.

Şairlerin kurdukları birer okulları olsa kentlerin
Şairlerin düzenledikleri hayat alanları
Dünyaya beklenilmeyen güzellikler sunan.

Turgay FİŞEKÇİ

cengin 22-05-2006 14:42

Ağaçlardan değil elbette ağaç konulu şiirlerden arada bir uzaklaşmak gerekir(mi);) Bu şiiri ne zamandır paylaşmak istiyordum. Dergiyi arayıp bulana kadar zaman geçti. "ağır ol bay düzyazı" sayı:3

SON

bana bir son bul
yaşam
her yanıma sızıyor

bana bir son bul
yine de
elbiselerim ütülü kalsın

bana bir son bul
güvercin
gözlerini benden ayıramasın

bana bir son bul
kalsın
cesedim sokaklarda çocuklar oynasın

bana bir son bul
yaşam
yine de
güvercin
kalsın

Evrim Ersan

cengin 05-06-2006 13:15

DİYORDU Kİ TOROSLARIN SANA BENZEYEN YÜZÜ
...
Diyordu ki torosların sana benzeyen yüzü
Diyordu ki ardıcı çamı yarpuzu
Çok gördük ihaneti

Tanıktır zamanın kardeşi Deliorman
Serez çarşısında asıldı Bedrettin
Sivas çarşısında bir Pir Sultan

Diyordu ki Promete yüzlü Tonguç
Rüzgar ne denli sert eserse essin
Dağ başlarında dimdik durur meşeler

Aksu'da limonları kestiler
Kanıyor Milo Venüsü'nün kırık kolu
Yüreğime döküldü
Gelinliğini dokuyan ak çiçekler

Diyor ki zamana dayanıklı taşlar
Gördük Mussolini'nin Hitler'in sonunu
Tekin değildir Anadolu
Pir Sultan ölür ölür dirilir
Senden de Hızır Paşa senden de
Gün gelir hesap sorulur.

Mehmet Başaran

cengin 20-06-2006 13:50

Şiirler birikti, ne zaman elime bir kitap, dergi alsam şiirlerin içinde ağaç arar oldum, "eklenebilir" diye not düşüyorum şiirlerin yanına, rahat rahat şiir okuyamaz oldum:D

İSKEMLE

Tam önümde, bilgisayarla yazıcı arasında
daha içilmemiş bir fincan sütlü kahve.
Arkasında bahçeye bakan pencere.
Birden, siyah bir kuş bir yanından
uçuveriyor öbür yanına fincanın
kahvenin ayna gibi yüzeyinde.
Hızla kaldırdığımda kafamı
yitiyor ağaçların arasında.
geride külrengi gökyüzü,
bahçede çıplak ağaçlar
ve yağmurun altında yazdan kalma
kırık ayaklı
iskemle.
Roni Margulies

cengin 20-06-2006 14:04

ARMAĞAN BİR AKŞAM

dün akşam eve gittim
evlere sığamadım
dışarı çıktım
komşular kiraz toplamışlar
bir avuç verdiler
oturdum yedim
binlerce teşekkür ettim

birinin bahçesinde dut varmış
buyur dediler, çıktım yedim
çıktım duta dokundum
bir torba getirdiler
onlara da topladım
binlerce teşekkür ettim

dönerken ne güzel ne güzel
erikler olmuş baktım
çıktım eriğe dokundum
bir torba istedim
gelen geçen de yedi
eve bile getirdim

dün akşam ben İstanbul'da
hayata dokundum.
Songül Kaya

cengin 20-06-2006 14:21

BAHÇEDE HER YAZ

akşamlarını şiir okumakla süslediğim
çapa yapmaktan bileklerimi
çömelmekten dizlerimi sızlattığım yaz

tepemde güneş, sırtımdan akan ter
yüzüme çöreklenen kan
ferahlıyor beyazlıyor sevincin aydınlığında
toprağını çapaladığım zeytin ağacı, mor salkım
yasemin, sultaniye asma, güller
serpilip büyüdükçe tomurcuklar
narin ağaçlar, açtıkça her renkte güller
terimi siliyorlar maydonoz, nane, biber
domates, fasulye, patlıcan geçtikçe günler
babamın isteğiyle geçen yaz
dedemin anısına diktiğim zeytin
süsledi kendini üç zümrütle bu yaz
şımarık mimozam imbatla sarılı naz

ah, toprak, su, güneş!
göveriyorum sizinle bahçede her yaz

Ender Fatma Arifioğlu

shrups 20-06-2006 16:06

yüreğinize sağlık yazanların ve yaşatanların cengin süpersin!

shrups 21-06-2006 12:16

Ağaçlı Pembe Çiçekli



bakıyorum göremiyorum
görsem bile duyamıyorum
aklım her neredeyse arasam da bulamıyorum
bir tatil düşlesem
bir yanı hep çalışmak
bir iniş düşünsem
bir yanı dik yokuş
bir yaşam düşlesem
ağaçlıklı pembe çiçekli
bir yaşam yürekli
bir yanı baharsa sere serpe
bir yanı yıkılış bir yanı ölüm
bir sevgili düşlesem
sarmaş dolaş
bir yanı sevda
bir yanı acı
bir yanı ayrılık
bir umut etsem
bir mutluluk dilesem
bir yanı eksik
bir yanı eksik

Ömer Ilgaz



[bu da benden]


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 17:03.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)

Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2024