06-01-2008, 19:36 | #1 |
Ağaç Dostu
|
Yedikule İstasyon Berberi Cavit
Yedikule, İstanbul'un kendi dokusunu korumuş semtlerinden biri. Semtin içindeki demiryolu ve istasyon (eskiden gar olarak geçerdi) şehirle başlıca bağlantısını sağlar. Garın tam karşısında da Berber Cavit'in dükkanı vardır. Vitrin tam güneye Marmara Denizine doğru bakar. Vitrindeki çiçekler berberimizin İstanbul'un kültürüne katkısını gösterir. İçerden gelen kuş sesleri de bitki yanında hayvan da sevdiğine işaret eder. Seneler evvel Avanos'ta gördüğüm bir berber dükkanının vitrininde de bir cüce nar bonsaisi vardı. Benim gördüğüm ikinci bonsai oydu. Berber Cavit'in vitrininde yılbaşi çiçeği, japon şemsiyesi, iki tanebaşka cins sukkulent gibi kolay yetişen bitkiler vardır. Dükkanın olduğu bina da eski bir ahşap evdir. Pek de bir acaiptir. Zemin kat tama yakın kare şeklindedir, üst kat da karedir ama sanki 30 derece döndürülmüşve zemin katın üstüne öylece oturtulmuş gibidir. Bu sayede üst katın çıkıntı yapmış köşeleri birer çıkma veya cumba vazifesi yaparak dışarısının seyrini kolaylaştırır. Aslında bu tipçıkmalar bu mahallede pekbi yaygındır. Düzenleyen Halit Togay : 06-01-2008 saat 19:43 Neden: foto ilavesi |
07-01-2008, 09:10 | #5 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 08-12-2006
Şehir: istanbul
Mesajlar: 1,239
|
En iyi geçirgen malzemelerden biri alüminyumdur. Sanıyorum güneş enerjisini toplayıp saksıya veriyor. Dolayısı ile toprak ortamının sıcaklığının artması sağlanıyor. Çok güzel bir soru sormuşsunuz Selahattin bey. Cevabınızı merakla bekliyorum. Eskiden hep yaparlardı. |
07-01-2008, 10:36 | #6 |
Ağaç Dostu
|
Bu aslında birazda öğrenmek amaçlı sorulmuş bir soruydu. Zira bende tam tersini düşünüyorum yani ısınmasın diye jelatin sarılıyor diye. Görsel güzellik katılması bir kenara özellikle geçen yıl balkon sebzeciliğinde yaşadağımız toprağın aşırı ısınmasından dolayı yaşanan çiçek dökülmeleri gelmişti aklıma neden saksılar açık renkli olmuyor diye ve saksıya sarılmış jelatini görünce yansımaya uygun yapısından dolayı aşırı ısınmasın diye sarıldığını düşünüyorum. |
07-01-2008, 11:08 | #8 |
Ağaç Dostu
|
Bu tip işyerlerinden bir tanede Gaziantep te görmüştüm. Berber amcamdan fotolamak için izin istediğimde izin vermemişti, çekemedim. Tüm takımları birer antikaydı. Safranbolu ya bu sene kasım ayında gittiğimde de daha önceden fotosunu çektiğim, Arasta çarşısı içinde eski tipte ayakkabı yapan, yaşlı, nur yüzlü ve beyaz sakallı amcamın 6 ay önce akciğer kanserinden öldüğünü öğrendim. O güzelim, işleyen dükkan tamamen çehre değiştirmişti. Çok üzüldüm. İnsan, bu insanlar hep var olsunlar istiyor. |
07-01-2008, 18:24 | #10 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
Alüminyum folyo güneye bakan ve gündüz vakti bir sera kadar ısınan vitrinin içinde güneş işınlarının saksıyı fazla ısıtmasına mani oluyor. Gece de ısınmış olan saksıdan çıkan kızılaltı ışınımın saksıya geri yansımasını sağlayarak kolay soğumasını geciktiriyor. |
|
07-01-2008, 19:44 | #11 |
Ağaç Dostu.
|
Bunlar doğru bilgiler fakat berber Cavit niye bu malzemeyi kullandı ? Bence tamamen estetik görüntü elde etmek için kullanmış,hatta dikkat ederseniz bir tane saksı kabı da disko küresi gibi mozaik camlardan oluşmuş. Halit Bey kızıltoprak demiryolundaki Lonicera'dan sonra Yedikule istasyonuna gitmek geldi içimden . |
09-01-2008, 14:09 | #13 |
Ağaç Dostu
|
Alimünyum kimyasal yapısından dolayı, platin, altın, gümüşten sonra gelen en iyi iletkendir. Elektronikte soğutucular alimünyumdan yapılır çünkü yukarıda saydıklarımın en ucuzu odur.Bunun en yakınınızdaki örneği, bilgisayarınızdaki işlemcinin üzerindeki ızgara/tarak şeklindeki parçadır. O şekilde yapılmasının amacı yüzeyi arttırmaktır. Eğer o saksılarda görsel olmasından başka bir görevi varsa, temas ettiği yüzeydeki ısıyı soğurarak dışarıya vermektir. |
09-01-2008, 14:14 | #14 |
Kaybettik...
|
Aluminium folyonun bir diğer etkisi de güneş ışığını bünyesinde absorbe etmeden(emilmeden) ayna misali geri reflekte etmesi (yansıtması) dolayısı ile ısıyı da geri pürkürtmüş olur. Isı yı kızıl ötesi enerji fotonları olarak düşünür isek bunu ayna gibi geri yansıtmasından saksının ısınmasını da önlemiş olur. |
12-01-2008, 20:47 | #15 |
Ağaç Dostu
|
O yılbaşı çiçeği 20 senelik ve gerçekten de odunsu gövde yapmış. |
12-01-2008, 21:26 | #16 |
Ağaç Dostu
|
Bölüm:2 İstasyon Berberi Cavit Abi bir ağaçtır aslında.
Evet nerede kalmıştık. Cavit Abi'miz bir güzel insan, tatlı hoşsohbet sır tutan cinsinden, aslen Çanakkale'nin Kumkale beldesinden, ama zannetmeyin ki 10 sene veyahut 20 sene evvel gelmiş. Babası da aynı dükkanda berberlik yapmış; sanat da, dükkan da babadan tevarüs etmiş anlayacağınız. Sanatta pirleri Süleymani Pak'a bağlılık baba nasihatidir, sözünden çıkılmaz. Mahallenin genci de, yaşlısı da sırrını anlatmakta zerrece çekinmez. Bağlaması kenarda duruyor, 6-7 kadar kanarya dükkanda şarkı söylüyor. Vitrinde sukulentler, duvarlarda resimler abimizin resimlere fotografa olan derin alakası aşağıda koyduğum fotolarda açıkça belli oluyor. Bülent Ersoy'un erkeklik zamanından kalma bir fotosu, memesi açık bir kadın resminin röprodüksiyonu ile altlıüstlü duruyor, diğer köşede bir Türkan Şoray fotosu. Atatürk de eksik değil. Bir ufak 23 Nisan bayrağı da var, çerçeveye iliştirilmiş duruyor. Yedikulekapı'nın develer girerken ve başka fotoları da. (yani bir zamanlar deve kervanları İstanbul'da nakliyatta kullanılıyormuş ve o zamanların Londra Asfaltı sayılan Yedikulekapı'dan şehre girerlermiş; aslında Sultanahmet'te Million Taşı'ndan başlayan Mese Caddesi bugünkü Divanyolu'nu takip edip ta Bizans zamanında dahi Yedikulekapı'dan çıkarmış) Güzel saçlı erkek fotoları olmazsa olmazıdır berber dükkanlarının, burada da var zaten. Esas alaka çekeni geniş vesikalık fotograf kolleksiyonu. Her duvar vesikalıklarla dolu. Lavaboların biri artık kullanılmıyor , zaten koltuğu da yok. Radyomuz eksik değil, diğer berber avadanlıkları da tam tekmil orada. Sıcak suyumuz termosta; musluktan akmaz. Böyle bir Cavit Abi burada durur da geleni gideni olmaz mı? Yabancı turlar da gelir abimize, serbest fotografçılar da, hatta Sunay Akın bile gelmiş ve abimizin irfanını paylaşmıştır. Abimiz Euphorbia Milii nin adını bilmez hatta belki de telaffuz dahi edemez ama kırmızının yanında krem rengi olanını da yetiştirir. Yılbaşı çiçeğine 20 sene bakacak kurutmayacak, hastalıklardan, kazalardan koruyacak kadar da istikrarlıdır. Abimiz aslında bir ağaçtır o mahallede. Kökleri de o mahallededir yaprakları da oraya düşer; diğerlerini besler. Abimiz o mahallenin ışığıyla büyümüstür. O mahallenin suyuyla yeşermiştir. Abimiz o mahallenin ağacıdır aslında. Düzenleyen Halit Togay : 13-01-2008 saat 14:21 Neden: imla ve belagat |
12-01-2008, 22:04 | #18 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 30-07-2007
Şehir: yalova
Mesajlar: 479
|
Halit bey, çok hoştu elinize sağlık teşekkürler. |
13-01-2008, 14:00 | #19 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 08-12-2006
Şehir: istanbul
Mesajlar: 1,239
|
Çok güzel yazı yazmışsın Halit. Bizleri hem geçmişe hem de Yedikule'ye götürdün. Hem büyüklerimizin önemini bir kez daha vurgulamış oldun hem de düşünmeye yönelttin. Sağol. |
13-01-2008, 15:19 | #20 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Istanbul Nişantaşı
Mesajlar: 104
|
Halit sayende senelerden sonra bir japon gülü gördüm, sağol. O dikenli ve minik kırmızı çiçekli bitkiye öyle derdi annem ama asıl ismi bu mudur bilmiyorum. Çocukluğumuzda evimizde vardı ve annem pek severdi. Ne zamandır karşıma çıkmamıştı bu güzel çiçek. Ne güzel anlatmışsın Istanbul'un bu eski köşesindeki minik köşeciği. Sanki oraya gitmiş kadar oldum, sağol. O bol köşeli ahşap ev de köşelere köşe katmış doğrusu (eski kışları, o kışlarda odun sobalarından çıkan, alçak evlerin bacalarından yayılıp bütün sokağı dolduran o mis gibi odun dumanı kokusunu özledim ya şimdi) |
14-01-2008, 11:40 | #22 |
Ağaç Dostu
|
Eskiden hatırladığım ve nostaljiyi bırakmayan Berber Cavit gerçektende bir berber de bulunması gereken her şey mevcut, kanaryalar,çiçekler ve resim albümleri... Halit Bey, Paylaşım için çok ama çok teşekkür ediyorum. Saygılar, |
08-02-2008, 12:33 | #23 |
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 08-02-2008
Şehir: yedikule
Mesajlar: 1
|
*** halit bey. doğma büyüme yedikuleliyim.cavit abinin çiçekleri meşhurdur zaten |
08-04-2008, 23:34 | #24 |
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 12-11-2007
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 1
|
Yazınız çok güzel, ellerinize sağlık, o kadar güzel ve içtenlikle anlatmışsınız ki çok etkilendim. En kısa zamanda İstasyon Berberi Cavit Amca'nın (ben abi diyemem heralde kesin benden yaşça çok büyük) yerini görmek istiyorum. |
27-01-2009, 21:58 | #25 |
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 27-01-2009
Şehir: Ankara
Mesajlar: 1
|
cavit baba ve istanbul.....
söz suskun ve dokunaklı; ahd içinde baba cavit!.. ve ben onun milli güvenliği, tcdd Boksör Köksal, özlemek dostluktandır diyen şair ahmet telli abime hatırlattığı için teşekkür......... Köksal YILDIZ Düzenleyen nietzsche_06 : 29-01-2009 saat 14:01 |
07-01-2010, 13:57 | #27 |
Ağaç Dostu
|
İstasyon Berberi Cavit konulu fotoğraf sergisi duyurusu
Bugün facebook'tan bana gelen bir mesajla bu başlığı hatırladım. İstanbul'da olan ve İstasyon Berberi Cavit'i merak eden arkadaşlar için mesajı aşağıya alıntıladım. Konu: Yusuf Darıyerli FOTOGRAF SERGİSİ ve Açılışı 09 Ocak 2010 09 OCAK - 05 ŞUBAT 2010 Fotograf Geçidi : İstanbul 2010 projesinin beşinci sergisi Yusuf DARIYERLİ'nin "AZ KISALT!" İSTASYON BERBERİ CAVİT isimli çalışması. 09 OCAK 2010 Cumartesi günü saat 18:00'deki kokteyl ile açılacak olan sergi, 1 yıl sürecek Fotograf Geçidi : İstanbul 2010 projesinin beşinci sergisi olacak. Serginin yayınlanacak olan özel katlamalı katalogu da aynı gün izleyicilere sunulacak. Yusuf DARIYERLİ’nin kaleminden “AZ KISALT ! İstasyon Berberi : Cavit” Sergisi: Yedikule tren istasyonun ve şimdi terkedilmiş haldeki tren bakım atölyesinin hemen karşısındaki bu dükkan, bir zamanlar mahallelinin ve sayıları 700’e varan demiryolu işçilerinin uğrak yeri iken şimdilerde o parlak günlerini arıyor… Ama burası, Cavit Bey’in altın bileziğinin hala parladığı yer. O, sanatı ve gıpta edilecek çalışma şevki sayesinde, geçerli işi olan, meslek sahibi iki erkek evlat yetiştirmiş, alın teri kazancıyla çalıştığı dükkanın ve 66 adım ötesindeki evinin sahibi olmuştur. Tarihi yarımada yeniden biçimlenirken, İstasyon Caddesinin altından tüneller geçerken, küresel ticaret rüzgarları uğuldarken, işsizler ordusu sokakları arşınlarken, mahallenin eski sakinleri birer birer yarımada dışındaki yeni, modern evlerine taşınırken ve çerçevedeki sevilen müşterilerin vesikalıkları günden güne solarken Cavit Bey’i eski bir müşterisi aramaktadır. Cep telefonundan ağır bir keman taksimi sesi yayılır ve eğer Cavit Bey açmakta gecikirse, ardından bir hüzzam şarkı duyulur… Ayrıntılı bilgi için : http://www.facebook.com/l/7aeb3;www....dariyerli.html FOTOTREK FOTOGRAF MERKEZİ İstiklal Caddesi Mısır Apt. No: 311 (163) K. 1 D.3 Beyoğlu, İSTANBUL Tel : 212 2519014 - 2457857 |
07-01-2010, 16:15 | #28 |
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 24-04-2009
Şehir: muğla
Mesajlar: 3
|
çok güzel yazılar..ne mutlu cavit abiye.. |
|
|