agaclar.net

Geri Dön   agaclar.net > Hayvanlar > Yabani Hayvanlar > Yabani Hayvanlar / Genel
(https)




Beğeni Düzeni59Beğeniler

Cevapla
 
Bookmark and Share Dış Bağlantılar Konu Araçları Mod Seç
Eski 19-08-2009, 01:39   #61
Ağaç Dostu
 
Emre Albayrak's Avatar
 
Giriş Tarihi: 28-11-2007
Şehir: istanbul
Mesajlar: 642
Galeri: 4
avlanan insana kızamam çünkü buna yüzüm olduğunu sanmıyorum.. kullandığım araba ısınmak için kullandığım yakıt ve destek verdiğim şehirleşme ile onalrdan daha beter bir zarar veriyorum doğaya.. gönlüm isterki avlanmak olmasın.. ama olursa da kanunların izin verdiği ölçüde ve sonuçları belirlenerek olsun.. yoksa ne ahkam kesmeye ne de perişan ettiğimiz doğaya bir vicdan borcu ödermiş gibi başka insanların kusurlarını göz önüne çıkarmaya niyetim var..

Emre Albayrak Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 19-08-2009, 08:19   #62
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 14-07-2009
Şehir: Istanbul
Mesajlar: 401
Hobi olarak hayvan öldürmeyi aklım almıyor. Silahın da her türlüsü yasaklanmalı, havalı imiş, av tüfeği imiş, saçma atarmış vs. ne olursa olsun sivil halka kesinlikle yasaklanmalıdır.

ozgurbilgin Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 19-08-2009, 09:01   #63
Ağaç Dostu
 
berduray's Avatar
 
Giriş Tarihi: 15-04-2007
Şehir: bodrum
Mesajlar: 3,153
Galeri: 72
Ben diyorum hep, Halil Bey'i Felsefi sohbetler kahvesinde görmeliyiz diye...

berduray Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 19-08-2009, 23:25   #64
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi berduray Mesajı Göster
Ben diyorum hep, Halil Bey'i Felsefi sohbetler kahvesinde görmeliyiz diye...
Teşekkürler Sn.Berduray, iltifattan sayarım.

Peki avclığın felsefesi var mıdır?

Belki felsefi bağlamda insan, doğası gereği avcıdır ve abartarak söylüyorum her an ''saldırıya hazırdır.''
Oysa otoburların gözleri yüzün iki yanında yer alır ve ''savunma'' amaçlıdır.

Felsefi Sohbetler Kahvesine gitmem.
Orada felsefeyi gerektiğinde bir silah, bir tuzak gibi kullanan, bu sayfanın harika çocuğu 'gece' var.

Usta kalem 'Hossman' gelirse belki giderim.

Sonra ben bir avcıyım, Sn.Gece ise bir vejeteryan.

Etoburlarla, otoburlar arasındaki temel farklardan olan, evrim süreci içinde etcil beslenmeye göre organize olmuş insan bedenini sadece bitki diyeti ile yaşatmanın zorluğunu, insana gerekli olan on kadar AMİNOASİTİ üretmek için var olması gereken gen dizilerinin vücudumuzda artık bulunmadığını söylediğimde yine et yemeyecek;

gezegenimizi hayvan dostlarımızla ortak paylaşma mecburiyetinde olduğumuzu, saygı temelinde 'yaşam hakkı' yasalar temelinde 'Hayvan Hakları' kavramlarıyla savunma yapacaktır.

Hatta daha ileri gidecek, hümanizmin ışığı altında, hayvanların bitkilerle beslenme konusunda, insanlarla aynı ortak haklara sahip olduğu görüşüne dayanarak;

yaprak bitlerinin bile hakları olduğunu, bu konuda bir dava açılması söz konusu olduğunda karşı davada yer alacağını;

Roma hukukuna usullerine göre uygun çağrının (yaprak bitleri için) belli aralıklarla ve üç defa yinelenerek seslenilmesi engelini aşararak, söylenen üç gün ve saatte mahkeme salonunda bulunmasını sağlıyacaktır.

Ve bir savunma avukatı olarak,
''insan yaradılış itibari ile 'hepçil' bir yaratıktır'' diyecektir.

Bir niyet okuyucu olarak ben, 'ava giden avlanır', hele gece 'gece' ava giden daha kolay avlanır durumunda kalmak istemem.

Rastgele

Halil Önen Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 20-08-2009, 02:32   #65
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 02-05-2008
Şehir: Afyonkarahisar
Mesajlar: 132
Halil Önen'e ,
Yazdıklarım kişisel şeyler değildir. Toplumumuzdaki avcılığa eleştirel bir bakış açısıyla baktım, o kadar. Avcı olmadığım doğrudur. Amacım kimseyi, avcı diye fişlemek falan da değildi. Yanlış bulduğunuz tarafı anlayamadım. Felsefi çıkarımlarınızdan bir sonuç çıkarmak güç.

omereser Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 20-08-2009, 17:26   #66
Ağaç Dostu
 
adero's Avatar
 
Giriş Tarihi: 22-04-2009
Şehir: BURSA
Mesajlar: 114
valla ağzım açık okudum halil bey ellerinize sağlık

adero Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 20-08-2009, 18:17   #67
Ağaç Dostu
 
adero's Avatar
 
Giriş Tarihi: 22-04-2009
Şehir: BURSA
Mesajlar: 114
birde biz insan oğlu biraz vahşiyiz (yani bir kısmımız)
tam olarak hatırlamıyorum nerden duydum diye bilmiyorum ama insan kurban bayramında kurbanını kendi keserse içindeki vahşiliği dindirirmiş diye ne kadar doğru bilmiyorum
Ama ben gerçekten buna inanıyorum ben kurbanımı kestikten sonra (gerçi biraz abartıyorum ama 4 tane falan kesiyorum en az)içime bir ferahlık rahatlık geliyor
birde sanmayınki ben gaddarım hayvanlara hiç acımam inanın çoğu hayvanseverden daha çok düşünürüm. Ben yolda tarlada gezerken hep gözlerim yazın yerdedir aman bir karınca bile ezmiyeyim diye. kışın balkonuma ekmek, yazın su koymaya çalışırım. gerçi ne kadar inanırsanız o size kalmış ama bunlar çok samimi gerçekler

.....ama herkez birbirine saygı duymak zorunda....

ayın 15. de tekirdağda avdaydım ne gördüm biliyormusunuz çiftçi bir amca 78mi dedi 88mi hatırlamıyorum ama çok yaşlı ama diri bir amca akşam saat 5, 6 gibi tarlanın gündendi (ayçiçeği---çekirdek)tarlasının yanına yatmaya yüksek bir tahtadan yatak hazırlıyordu. Adam bizi görünce gözleri parladı hayırdır amca dediğimizde oğlum domuz bekliyoruz mahvettiler gündendileri amca her hayvanın rızkı bi şekilde yiyecek dediğimizde
oglum hayvan yese gözümde değil namertler sanki dozer girmiş gibi dümdüz yatırıyor yere dedi Megersem hayvanların üreme zamanı imiş bu zamanda önüne ne gelirse yere yatırıyormuş
amca bizi domuz avcısı sandı ama biz üveyik avcısıyız dedik olum arkadaşlarınız falan varsa gelin diye yalvardı ama biz yemediğimiz hayvanı niye vuralım dedik
avcılık spormudur tartışılır
ama o dağlarda yürümek
arkadaşlarınla oturup sohbet etmek
yemeğini o temiz havada almak
yiyeceğini doğadan temin etmek ...
aynen bir domates tohumunu alıp, toğrağını hazırlayıp, ekip, çiçeğini görüp,o domatesin ufak ufak büyüdüğünü görüp,onu dalından koparıp, zevkle ikiye hatta dörde sekize bölüp, zevkle ısıra ısıra yiyorsak bizde hayvanları öyle vuruyoruz

adero Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 20-08-2009, 18:19   #68
Ağaç Dostu
 
adero's Avatar
 
Giriş Tarihi: 22-04-2009
Şehir: BURSA
Mesajlar: 114
2009-2010 sezonu tüm avcılara hayırlı olsun
kazasız belasız bol avlar dilerim.

adero Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 20-08-2009, 23:36   #69
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi adero Mesajı Göster
avcılık spormudur tartışılır
ama o dağlarda yürümek
arkadaşlarınla oturup sohbet etmek
yemeğini o temiz havada almak
yiyeceğini doğadan temin etmek ...
aynen bir domates tohumunu alıp, toğrağını hazırlayıp, ekip, çiçeğini görüp,o domatesin ufak ufak büyüdüğünü görüp,onu dalından koparıp, zevkle ikiye hatta dörde sekize bölüp, zevkle ısıra ısıra yiyorsak bizde hayvanları öyle vuruyoruz
İşte budur...

PAYLAŞMAK.

Bir domatesi, bir soğanı, ekmeği, bir parca peyniri,suyu PAYLAŞMAK...

Ben de, on yaşında ava başladığımda ilk öğrendiğim sey PAYLAŞMAK' tı.

İşte avcı ile padişahı bir çilingir sofrasına oturtan bu PAYLAŞMA duygusudur.

Hadi bir bakın, her yönüyle dibe vurmakta olan toplumumuza ve neleri paylaştığımızı bir düşünün...

İyi şeyler olmuyor mu?
Elbette oluyor,az da olsa, PAYLAŞMA duygularını yeşerten...

İşte avcılığın ve avcının bu yönünü seviyorum.

Sn.adero, teşekkür ederim.

Rastgele

Halil Önen Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 21-08-2009, 00:41   #70
Ağaç Dostu
 
gece's Avatar
 
Giriş Tarihi: 22-02-2007
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 1,670
Galeri: 32
Avcılık, bohçacılık, v.s.

Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi berduray Mesajı Göster
Ben diyorum hep, Halil Bey'i Felsefi sohbetler kahvesinde görmeliyiz diye...

Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Halil Önen Mesajı Göster
Teşekkürler Sn.Berduray, iltifattan sayarım.

Peki avclığın felsefesi var mıdır?

Belki felsefi bağlamda insan, doğası gereği avcıdır ve abartarak söylüyorum her an ''saldırıya hazırdır.''
Oysa otoburların gözleri yüzün iki yanında yer alır ve ''savunma'' amaçlıdır.

Felsefi Sohbetler Kahvesine gitmem.
Orada felsefeyi gerektiğinde bir silah, bir tuzak gibi kullanan, bu sayfanın harika çocuğu 'gece' var.

Usta kalem 'Hossman' gelirse belki giderim.

Sonra ben bir avcıyım, Sn.Gece ise bir vejeteryan.

Etoburlarla, otoburlar arasındaki temel farklardan olan, evrim süreci içinde etcil beslenmeye göre organize olmuş insan bedenini sadece bitki diyeti ile yaşatmanın zorluğunu, insana gerekli olan on kadar AMİNOASİTİ üretmek için var olması gereken gen dizilerinin vücudumuzda artık bulunmadığını söylediğimde yine et yemeyecek;

gezegenimizi hayvan dostlarımızla ortak paylaşma mecburiyetinde olduğumuzu, saygı temelinde 'yaşam hakkı' yasalar temelinde 'Hayvan Hakları' kavramlarıyla savunma yapacaktır.

Hatta daha ileri gidecek, hümanizmin ışığı altında, hayvanların bitkilerle beslenme konusunda, insanlarla aynı ortak haklara sahip olduğu görüşüne dayanarak;

yaprak bitlerinin bile hakları olduğunu, bu konuda bir dava açılması söz konusu olduğunda karşı davada yer alacağını;

Roma hukukuna usullerine göre uygun çağrının (yaprak bitleri için) belli aralıklarla ve üç defa yinelenerek seslenilmesi engelini aşararak, söylenen üç gün ve saatte mahkeme salonunda bulunmasını sağlıyacaktır.

Ve bir savunma avukatı olarak,
''insan yaradılış itibari ile 'hepçil' bir yaratıktır'' diyecektir.

Bir niyet okuyucu olarak ben, 'ava giden avlanır', hele gece 'gece' ava giden daha kolay avlanır durumunda kalmak istemem.

Rastgele

"Aslanlar ülkesinde tavşan avlarken, gözünüzü aslanlardan ayırmamalısınız; ama aslan avlayacaksanız, tavşanlara aldırmanız gerekmez." H. Stern

Halil Önen arkadaşım felsefî sohbetler kahvesine gelmez ise biz de ayağına geliriz. Tee yağmur ormanlarında safariye gitmiş bir gece, Halil Önen'in ayağına mı gidemeyecek, teveccühlerini mi sunamayacak!

Gelmeme sebepleri arasında "kendisinin avcı, gece'nin ise vejeteryan olmasını" da saymış, hemen akabinde etoburlar ile otoburları karşılaştırmış ve bir takım öngörülerde bulunmuştur. Yazılarını beğendiğimi belirtmeliyim. Ancak hazır buralara kadar gelmişken, müseadenizle birkaç noktada fikrimi açıklamak istiyorum.

Öncelikle belirtmeliyim ki ben bir 'otçul' değilim, insanların hiçbiri otçul değildir. Otçulluk başka, vejeteryanlık (etyemezlik) çok başkadır, tıpkı etçillik ile etoburluk çok başka şeyler olduğu gibi.

Etyemezler için kullanılan 'otçul' ifadesi sadece şakadır. Açılım maçılım yapmaya gerek kalmaksızın, 'hepimiz hepçiliz' diyorum ki, bunu, niyet okuyucum güzel bir şekilde belirtmiş zaten.

'Gözlerim yanda olmayıp, önde olmakla' tüm benzerlerim gibi, avcı olduğum ise su götürmez bir gerçektir. Fazlası var, eksiği yoktur.

E, fazlası ne? Derseniz, avcılığını 'itiraf'edenler içinde benim 'zevk için' öldürdüğümü de itiraf etmemdir.

Şaka yapmıyorum, her ne kadar şu an öldürmemeyi tercih ediyorsam da bu yap(a)mayacağım anlamına gelmez, hele hele yapmadığım anlamına hiç gelmez. Geçmişte çok sayıda hayvan avladım ve yemek için de değildi.

Avcılığın "öldürme" yönüne ilişkin tepkisini dile getirenlere karşı avcılığın öldürme bölümünü hiç belirtmeden, hatta saklayarak, sadece 'doğada bulunmak, spor, temiz hava vs.' diyenleri ben 'bohçacı' olarak görüyorum. Gitsinler bu tür basit tuzaklar ile hayvanları avlasınlar, insanları avlamaya kalkmasınlar. Bunu illa yapmayı düşünüyorlarsa da karşılarında av değil, başka avcılar olduğunu anlasınlar, avcılığın diğer kurallarını hatırlasınlar.

Avcılığın canalıcı unsuru; can almadır. Bu özelliği hiiç saymadan avcılıktan bahsedenler ya atıcıdır, ya da bohçacı, ama avcı değildirler.

Spor mudur? Bence değildir. Spor denilen şey, bellidir; güç ve beceri gerektiren yarışmalı ve eğlenceli etkinliklere spor denir. Öldürmek eğlence değildir, eğlence olarak nitelenmemelidir, yoksa hatlar karışabilir, karışmamalıdır.

Hobi tanımına ise pekâlâ uymaktadır.

Avcılığın kültürü var mıdır? Tabii ki, hem de çok köklü bir kültürdür. Sanatın başlangıcı da av aletlerinin süslenmesi değil midir?

"Paylaşmak" ise avcılığın değil, doğada bulunmanın sonucudur. Doğada bulunan insanların tamamı paylaşmayı yaşar ve iyi bilir. Avcılıkla sınırlamak haksızlık olur.

Rastgele!


gece
avcılık konusunda da 'atıp', 'tutan' bu başlığa misafir forum kişisi!

gece Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 21-08-2009, 01:56   #71
Ağaç Dostu
 
caucasus's Avatar
 
Giriş Tarihi: 15-01-2006
Şehir: Mardin
Mesajlar: 2,271
Galeri: 787
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Halil Önen Mesajı Göster

Et yiyen, yani bütün etoburların gözleri öndedir. (Cinsiyet yarımı yok)

Sizin de gözleriniz önde, siz de bir etobur sunuz.

Ve bütün etoburlar AVCI dır.

Rastgele
Sayın Halil Önen ben yukarı dayazmış olduğunuz kelimelere katılmıyorum. Tüm etobur hayvanalrın gözleri ön de değildir desem yalan olmaz zannedersem. Bunlara örnek vermek gerekirse Kartal, baykuş, atmaca bunlar uçarlar grubun da. Balinaların bir kısmı, köpek balıkları, piranhalar gibi bunlar da sucul grubu. bukalemun, komodo ejderi bunlara da kara grubu diyelim.

Bir de gözleri olmayıp et yiyen bitkilerimiz, deniz analarımız gibi örnekleri çok diye düşünüyorum.

Yazmış olduğunuz diğer konuların hepsine olmasa da bir çoğuna katılıyorum, çok güzel yazmışsınız.

Şunu da yazayın yazdıklarım da yanılıyor da olabilirim ancak bu benim düşüncem ve sadece beni bağlar.

caucasus Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 21-08-2009, 12:21   #72
Ağaç Dostu
 
gece's Avatar
 
Giriş Tarihi: 22-02-2007
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 1,670
Galeri: 32
Avcı bağlı olmaz! :)

Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi caucasus Mesajı Göster
Sayın Halil Önen ben yukarı dayazmış olduğunuz kelimelere katılmıyorum. Tüm etobur hayvanalrın gözleri ön de değildir desem yalan olmaz zannedersem. ...
Şunu da yazayın yazdıklarım da yanılıyor da olabilirim ancak bu benim düşüncem ve sadece beni bağlar.
Yanılmıyorsunuz, Halil Önen arkadaşım sehven 'etobur' demiş ancak burada kastettiği 'etçil'dir. Bu ayrıma yukarıda yazımda dikkat çekmiştim. Etobur etle beslenen tüm canlıları, etçil ise sadece memelilere ait bir nitelemedir.

Avcı memelilerin mümeyyiz özelliklerinden biri, gözlerin önde oluşu ve dik bakışlı oluşlarıdır.


gece
avcı eskisi, forum kişisi

gece Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 21-08-2009, 13:54   #73
Ağaç Dostu
 
caucasus's Avatar
 
Giriş Tarihi: 15-01-2006
Şehir: Mardin
Mesajlar: 2,271
Galeri: 787
Anlıyorum arada ki farkı kaçırmışım, teşekkür ederim.

caucasus Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 21-08-2009, 18:56   #74
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi caucasus Mesajı Göster
. Bunlara örnek vermek gerekirse Kartal, baykuş, atmaca bunlar uçarlar grubun da.
.
Sn.caucasus,

Kuşlar gagalarına göre ayrılırlar.

Etçil ve leşci olanların üst gagaları geriye doğru (bir kanca gibi) kıvrılmış, bir bıçak gibi sivri ve keskindir. Delicidir, yırtıcı ve parcalayıcıdır.

Et ve leşle beslenirler.

Gagası uzun ve sivri olanlar tohumcu, kurtcu, böçekcidirler.

Ördek ve Kaz gibi olanlar, tohumcu ve otcudurlar.

Saygılar

Halil Önen Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 21-08-2009, 20:12   #75
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi gece Mesajı Göster
Halil Önen arkadaşım felsefî sohbetler kahvesine gelmez ise biz de ayağına geliriz. Tee yağmur ormanlarında safariye gitmiş bir gece, Halil Önen'in ayağına mı gidemeyecek, teveccühlerini mi sunamayacak!
Hoşgeldin Sayın gece,

Tetik düşürme zamanı kadar çabuk sitenin bir ucundan bir ucuna gelmişsiniz, gece gece gelmişsiniz, ağaç ve kayaların silüetlerini korkunç masal kahramanlarına dönüştüğü, insanın içinin ürperdiği bir zamanda...
Aslında insanlık tarihi kadar uzun yoldan gelmiş, misafir olmuşsunuz.
Bunu saymayız, sık sık bekleriz.

Bir zamanlar avcı oluşunuz, genlerinizdeki avcılık sizi buraya korkusuzca getirmiş olmalı.

Doğadaki her şeyin ilk nedeninin ana maddesinin 'su' olduğunu söyleyen Thales'den;

evrenin ana maddesi 'sonsuz olan'dır diyen Anaksimondros 'dan;

'' İnsan her şeyin ölçüsüdür.'' diyen Protagoras'tan;

bilimin doğuştan geldiğini söyleyen Sokrates'ten;

nesneler ve 'idea'lar dünyasının kuramını savunan Platon'dan;

''Gerçekten var olanlar tek tek şeylerdir; insandır, yazı tahtasıdır (ekrandır ), bahçedeki erik ağacıdır.'' diyen; ''İnsanın doğuştan getirdiği bilgiler yoktur, bilgiyi üretme gücüne sahip olan akıldır.'' diyen Aristoteles'ten;

''Düşünüyorum öyleyse varım.'' diyen Descartes'ten;

sırf düşünceyle 'kesin bilgi'ye ulaşabileceğini söyleyen Hegel'den;

''Bütün bilgi deney ile başlar fakat deneyden doğmaz.'' diyen Kant'tan;

''Bilimin yarattığı bir uygarlık bir kara çağdır, bir günahtır ve ahlaki gelişme basitliğe dönüşle gerçekleşecektir.'' diyen Mahatma Gandhi' den;

''Bilim bugüne dek köleler yaratmaktan başka bir işe yaramadı; savaş zamanında bizi zehirlemeye, paramparça etmeye yarıyor; barış zamanında da yaşamımızı çekilmez, kararsız duruma sokuyor.''

''Bilimler insanları kafa işlerine adayıp büyük ölçüde kölelikten kurtaracak yerde onları makinenin kölesi yapıyor.'' diyen Einstein 'ın zamanından gelmişsiniz.

VE...

İnsanoğlunun öyküsünün yazıldığı Doğu Afrika-Serengeti savaklarına yani 'insanın tarihi avlanmanın tarihidir' felsefesinin kurucuları olan Homo-Habilis (yetenekli insan) ve Homo Erectus'un (dikilen insan) tarihine gelmişsiniz aslında...

Ben bu yolculuğunuzu böyle sayarım.
Sizi bilirim ve yol haritanız bu bilgilerle doludur.
Tıpkı Sn. hassoman, Sn. myndos, Sn. Müjgan, Sn. berduray ve diğer dostlar gibi.

Felsefe değil felsefe yapmayı, düşünceleri değil düşünmeyi öğrenmem gerekir önce.

Atalarımızın dediği gibi toplama suyla (bilgiyle) değirmen döndürülemez.
Değirmeni döndürmek için bilgiyi üretmek gerekir.
Bilgiyi üretmek için de gereken nitelikte bi felsefe eğitimine ihtiyaç vardır.

Meslek lisesi mezunu, işçi, çiftçi birinin buna ne zamanı ne bilgisi vardır.

40 yılı aşkın avcılık yaşamımda hala Robert Norton'un avcılık basamaklarından en üstte yer alan 'sportmenlik' aşamasına erişmeye çalışıyorum sadece.

Aslında özlediğim şeydir oraya gitmek ama asıl oraya gitmesi gerekenler yukarıda aslanlar gibi yazan(!) avcılık konusunda atıp tutan arkadaşlarımızdır diye düşünüyorum.

Avcının düzenleyici (regülatör) kimliğini göz ardı eden, baskılayan, yok sayan ama avcıya reva görülen yok edici (predatör) yönümüzü her durumda karşımıza çıkaran, katil damgasını acımasızca yüzümüze vuranlardır oraya gitmesi gerekenler.

Felsefe hiç bir konuda 'son sözü' söylemez diyorken onlar, bilimin ışığında son sözlerini söylüyorlar (yazıyorlar).

Hem de kurşuna adres göstererek ...

İyi de;
o zaman 'iyi' ile 'kötü' nün ayrımı için ölçütler nedir?
'iyi' dediğin değer nedir?
kişi normlara göre mi davranmalıdır? sorularının cevabını önce onların vermesi gerekiyor, felsefi sobetlerde...

Saygılar

(felsefeye daldık haydi, Rastgele)


Düzenleyen Halil Önen : 25-08-2009 saat 16:34 Neden: Robert Norton
Halil Önen Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 21-08-2009, 21:10   #76
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
Avını paylaşan avcı

Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi gece Mesajı Göster
"
"Paylaşmak" ise avcılığın değil, doğada bulunmanın sonucudur. Doğada bulunan insanların tamamı paylaşmayı yaşar ve iyi bilir. Avcılıkla sınırlamak haksızlık olur.
Evet Sn.gece,
bir felsefeci nasıl karşılanır, karşıladık ve misfirperverliğimizi yerine getirdik karınca kararınca.

Bir felsefeci aynı zamanda bir avcı olursa nasıl karşılanır, bir de bunu deneyeyim
bakalım...

Payaşım duygusu, avcılık tarini kadar eskidir.

Bir bizonu bir veya iki avcı avlayamaz. Kalabalık bir avcı grubunun işbirliği ile avlanır, av yazılı olmayan komünal toplumunun yasaları gereği kadın, çocuk ve ihtiyar ve muhtaç olanlar arasında paylaşılır.

Doğada bir padişan ile bir seyis aynı sofraya oturmaz, nedir bu atın durumu diye sormaz, bir başka paylaşım, bir av tutkusu değil midir avcıyla oturması.?


Düzenleyen Halil Önen : 25-08-2009 saat 09:45 Neden: n-ek
Halil Önen Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 21-08-2009, 21:25   #77
Ağaç Dostu
 
caucasus's Avatar
 
Giriş Tarihi: 15-01-2006
Şehir: Mardin
Mesajlar: 2,271
Galeri: 787
Vermiş olduğunuz bilgiler için teşekkürler arkadaşlar, malum bilgi birikimi az olunca tökezlemek kolay oluyor.

Aslın da yazmak gibi bir niyetim yoktu ancak biraz konuya dahil olayaım biraz da bilgim artsın diye yazdım.

Tekrardan teşekkürler.

caucasus Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 21-08-2009, 22:02   #78
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi caucasus Mesajı Göster
Domuz konusuna gelince faydaları konusun da az çok bilgim var.

Bence vahşi yaşama avcılardan çok sanayiciler ve çerpık yapılaşma vurmaktadır.
TEŞEKKÜRLER:
Sn.caucasus,

domuzlar toprağın, ormanların tarım işcileridir.

Burunlarıyla toprağı bir çiftcinin kara sabanı gibi sürerler, böçek ve kurt ararlar taşların altında,toprağın içinde.

Domuzlar hetereburdurlar.

Yani önceleri etle besleniyorlardı.
Zaman içinde delici ve azı dişlerini yitirdiler.

Bir inek gibi de beslenebiliyorlar. Mısır tarlalarına verdikleri zarar da bundandır.

Genel de ormanlarda yaşar ve aç kalmazlarsa dışarı çıkmazlar.

Foça' da çıkan son yangından sonra, şehre indiler çöp tenekelerine, yazlıkcıların bahçelerine, ve mısır tarlarına daldılar.

Çiftciler, avcı kulüplerinden yardım istediler sürek avı yapılması için.

Avcı kulüplerin çoğu istemedi domuzların avlanmasını.

Av ve Yaban hayatı da bu doğrultuda karar verdi.

Avlanması zaten yasaktı ve yasak devam etti.

Rastgele


Düzenleyen Halil Önen : 21-11-2009 saat 10:12
Halil Önen Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 21-08-2009, 22:33   #79
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 02-05-2008
Şehir: Afyonkarahisar
Mesajlar: 132
Avcılık meğer "habilis" dededen miras kalmış. Ben Dede Korkud'a bağlamıştım. Dede zanaatını terketmek olmaz tabi. Avcılığa böyle felsefi bir derinlik kazandırdıktan sonra sizi kim tutabilir? Tabi bu kadar felsefeye tür mür dayanmaz. Yakında Galerida cristata'ları da bitirir, Pica pica'ların peşine düşersiniz.

omereser Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 22-08-2009, 10:18   #80
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi omereser Mesajı Göster
Avcılık meğer "habilis" dededen miras kalmış.

Yakında Galerida cristata'ları da bitirir, Pica pica'ların peşine düşersiniz.
Sn.omereser,
ne güzel değil mi? insanın en eski dedelerinden kalmış en eski miras. AVCILIK...

Bak mışsın bizim Dede Korkud'da avcı çıkmıyor mu?
Sonra,
Ölüm Hak, miras helal değil midir?

Şu isimlere bi bakalım...

Galerida cristata ; Tepeli Taygor.

Hatırladım, şu bizim ''tepeli'' dediğimiz yakışıklı kuş.
Tohumcu ve otcu...
Pek avlanmaz buralarda.
Av ve yaban Hayatının koruma altına aldığı kuşLardan.

Pica Pica :

O da ne şu bizim saksağan.

Avrupa kültüründe huysuz, mutsuz ve problemli bilinirmiş.
Kaba sesli, parlak objeleri çalma eğilimli, yani potansiyel hırsız...

İsveç' te, büyücülükle ilişkisi varmış,
İngiltere'de, kötü talih getirirmiş,
İskoçya' da, ölümün habercisimiş,
Çin' de, sevinç kuşu denir, iyi haber ve talihin habercisi,
İzlanda' da geleceği tahmin ediyormuş...

İlginç olan bu iki kuş avlanmadığı halde nesilleri azalmış ve koruma altına alınmış. Neden acaba...?

Kuşlara araştırma işine gelince;

Caharles Darvin, bunu yapmış ve bana hiç boşluk bırakmamış.

Yıllar önce taaa Galapagos adalarına gitmiş, kuşların gagalarını incelemiş ve Evrim teorisini yazmış.

Gaga deyip geçmeyelim, orada hala, beş, bilemedin on yılda, kuşların gagaları gelişiyor ve değişiyormuş.

Yani Darvin öldükten sonra bile evrim devam ediyormuş.

Valla ben bilimin yalancısıyım

Saygılar_Rastgele


Düzenleyen Halil Önen : 21-11-2009 saat 10:16 Neden: Saksanı bilirim diyen avcı
Halil Önen Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 22-08-2009, 13:00   #81
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 02-05-2008
Şehir: Afyonkarahisar
Mesajlar: 132
"Gaga deyip geçmeyelim, orada hala, beş, bilemedin on yılda, kuşların gagaları gelişiyor ve değişiyormuş."

Desenize oralarda bir sürü ağzı bozuk kuş dolanıp duruyor.
Avcılığın atıcılık tarafını da ihmal etmemişsiniz.
Bu yazdıklarınıza Ali DEMİRSOY bile inanmaz...

omereser Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 22-08-2009, 13:21   #82
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Halil Önen Mesajı Göster

Valla ben bilimin yalancısıyım

Saygılar_Rastgele
Ne yalan söyleyeyim, aynı zamanda avcı ve atıcı* yım.




atıcılık; trap, sket, gibi avcılığın atıcılık dalı... Yani spor, eğlence ve yarışma tarafı...


Düzenleyen Halil Önen : 22-08-2009 saat 14:11
Halil Önen Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 22-08-2009, 14:31   #83
Ağaçsever
 
Giriş Tarihi: 01-12-2006
Şehir: orta anadolu, karasal iklim
Mesajlar: 68
ben bir avcıyım

ava gitmeyen, dağlarda gezmeyen, tam anlamıyla organik olarak yağlanmış bir bıldırcının lezzetini tatmayan avcılık nedir bilemez. insanlar bilmedikleri bir konuda neden ahkam keserler anlamış değilim. ekolojiyi ve habitatı bilen birisiyim, dolayısıyla yasal limitleri aşmadan yapılan bir avcılığın hiç kimseye zararı yoktur. avcılık bir av hayvanı neslinin azalmasında ki faktörler sıralandığı zaman 5. sırada kalır. ekosistemi bozan diğer faktörleri dikkate almadan sadece avcıyı hedef almak ancak cahilliktir.

eser42

eser42 Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 22-08-2009, 16:07   #84
Ağaç Dostu
 
Lilium's Avatar
 
Giriş Tarihi: 01-05-2008
Şehir: Balıkesir Gönen
Mesajlar: 7,546
Galeri: 106
Arada bir de avcı fıkrası dinlesek

Lilium Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 22-08-2009, 16:15   #85
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 02-12-2008
Şehir: antalya
Mesajlar: 3,093
Avcı fıkarası çok ama Halil Bey kızar sonra

Oğuz Alper Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 22-08-2009, 22:17   #86
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Oğuz Alper Mesajı Göster
Avcı fıkarası
İlk av fıkrasını sizden bekliyoruz, Sn.Oğuz bey.

Unutmadım, bir domuz fıkrası borçlusunuz.

Saygılar_Rastgele

Halil Önen Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 22-08-2009, 22:26   #87
Ağaçsever
 
nur_sen's Avatar
 
Giriş Tarihi: 10-08-2009
Şehir: antalya
Mesajlar: 54
ben tek balık avlıyorum sessizlikler içinde doğa mükemmel....

nur_sen Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 22-08-2009, 22:28   #88
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 02-12-2008
Şehir: antalya
Mesajlar: 3,093
Bir cift , gol kiyisina tatile gider..

Gölde bazi bolumlerde balik avlamak yasaktir...

Koca yasak olmayan bolumlerde avlanarak , kadin da kitap okuyarak gunlerin gecirmektedirler.

Derken bir gun adam balik avlamaktan gelir ve ogleden sonra kestirmek uzere odasina cekilir.

Kadinin cani sikilir ve botla golde bir gezinti yapmaya karar verir. Bu gezinti umdugu gibi gitmez ve botun hakimitiyetini yitirir.

Bot göl uzerinde serbsetce dolasmaya baslar. Kadin da yapacak bir sey olmadigi icin cikarip kitabini okumaya baslar.

Derken devriyeye cikmis olan serif kadini gorur ve yanina yanasir..

"Hanfendi burada ne yapiyorsunuz?"

"Gormuyormusunuz kitap okuyorum."

"Ama bu bolgede balik avlamak yasaktir."

"Zaten ben de balik avlamiyorum"

"Ama gerekli butun ekipmana sahipsiniz, sanirim sizi karakola goturup ceza kesmem gerekiyor."

"Eger boyle bir sey yaparsaniz ben de bana tecavuz ettiginiz soylerim."
"Size dokunmadim bile..!!"

"Ama gerekli tum ekipmana sahipsiniz, degil mi?"

Oğuz Alper Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 22-08-2009, 22:33   #89
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 02-12-2008
Şehir: antalya
Mesajlar: 3,093
Halil Bey mesajınız alınmıştır.Domuz fıkrası borcumu ödeyeyim.

temele bir gün amerikadaki amcasından bir dişi domuz hediye gelir..

ama bu öyle bi domuz türü ki bunu yavruları 1000 dollar dan başlıyo..

fakat köyde tek erkek domuz taa karşıkı köyde varmış..

temel domuzu el arabasına attığı gibi doğru karşıkı köye domuzları çiftleştirmeye gitmiş..

tabi koca domuz temelin canı çıkmış..bunları orda çiftleştirmiş..ve geri dönmüş..sabah uyandıklarında domuz çimde yatıyorsa gebe eger taşta yatıyorsa bişe yok...

sabah bi heyacanla temel ile fadime uyanmış kapıyı açmışlarki domuz taşta yatıyo..

tuhh demişler hadi bi daha götüreyim demiş bari.temel yine domuzu el arabasına atmış karşıkı köye getirmiş, çiftleştirmiş ve geri getirmiş..

sabah uyanmışlarki domuz yine taşta yatıyo...

1 hafta temel domuzu karşıkı köye getirip durmuş ama domuz bi türlü gebe kalmıyo..

temel son bir kez daha getirecem ama bu kez has çiftleştirecem demiş bunları..temel atmış domuzu yine el arabasına karşkı köye getrmiş..

bu kez iyi bi çiftleştirme yaptırmış bunları ve geri gelmişler..sabah fadime uyandırmış temeli git bak bakayım domuz taştamı yatıyo yoksa çimende mi..temel bakmış gelmiş..

fadime
-"ne oldu temel çimde mi taştamı" demiş..

ve temel sinirli sinirli cevap vermiş
-"yok ........domuzu oturmuş el arabasının içinde beni bekliyoo...

Oğuz Alper Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 23-08-2009, 01:27   #90
Ağaç Dostu
 
Lilium's Avatar
 
Giriş Tarihi: 01-05-2008
Şehir: Balıkesir Gönen
Mesajlar: 7,546
Galeri: 106
Bak bunu ben bilmiyordum, çok güzeldi teşekkürler oğuz elper.

Lilium Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Cevapla

Konu Araçları
Mod Seç

Gönderme Kuralları
Yeni konu gönderemezsiniz
Konulara yanıt veremezsiniz
Ek dosya yükleyemezsiniz
Kendi gönderilerinizi düzenleyemezsiniz

BB code Açık
Smilies Açık
[IMG] Kodu Açık
HTML Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 23:25.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)


Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2024