agaclar.net

Geri Dön   agaclar.net > Hayvanlar > Yabani Hayvanlar > Yabani Hayvanlar / Genel
(https)




Cevapla
 
Bookmark and Share Dış Bağlantılar Konu Araçları Mod Seç
Eski 04-02-2008, 21:58   #1
Ağaç Dostu
 
Khan's Avatar
 
Giriş Tarihi: 29-05-2005
Şehir: Antalya
Mesajlar: 116
Geleceğin hayvanları

“Geleceğin Hayvanları” adlı ilginç kitap bizi, kurgu-paleontolojiye davet ediyor. Temel postülatı: İnsan , diğer bütün türlerin de çöküşüne neden olarak yok olmuştur. Bugün aşağı türler olaak kabul edilen türler gelişmektedir. Paleontoloji eğitimi görmüş Dougal Dixon, • İnsanlığın sona ermesinden 50 milyon sonra dunyada üreyecek faunayı bize tanıtıyor. Bunu da, evrim ve ekoloji yasalarına ilişkin bilimsel kesinlikten asla ayrılmadan yapıyor. Şimdi, Laprenil, Ganirat, Gigantilope Vortex. Croquemitiane ve Elongueillerin dünyasına gireceksiniz.

İnsanın Yok Oluşundan 50 Milyon yıl Sonra :
GELECEGiN HAYVANLARI

Gelecekte yolculuk yapan siz, orada insanlığı bulmaya çalışmayınız. O artık yok olmuştur. Dünyayı değiştirmek ve kullanmak isterken başarısızlığa uğramıştır. İnsan, ya kendine ya da kendi dışındakilere uyum sağlamayı öğrenememiş, sonuç kaynakların tükenmesi, iç çekişmeler ve sosyo-ekonomik yapının zincirleme çöküşü olmuştur.

Bu, kaynakları kötüye kullanıcı akıllı memelinin gururla, anropozoik olarak adlandırdığı çağın sonudur. Artık yaşam macerası yeniden başlayabilir, sıçrama yapabilir.

Çıkış noktasına insanın yok oluşunu koyalım ve ne olduğunu görmeye çalışalım. Hemen belirtelim ki, insan, özellikle büyük vahşi faunada bir çok türleri sona erdirmiş ve onun düşüşü, kendine yakın, orman kanunlarına karşı koyamayan, evcil hayvanların da sonu olmuştur.

Dünya değişmiş, yaşam değişmiştir. Bütün bunlar nasıl olmuştur?
Böyle bir geleceği gerçekleşmeden düşlemek için, biraz paleontoloji (geçmişteki varlıkları inceleyen bilim) bilmek gerekir. Paleontoloji, evrimin kendi mekanizmalarını ortaya çıkarır. Insanın olmadığı varsayımına dayanarak geleceğin hayvanlarının nasıl olabileceğini, kurgu bilim olarak
düşleyeblimek için evrim mekanizmalarını gelecek milyonlarca yıl boyunca çalıştırmak gerekir. İşte , Dougal Dixon, 50 milyon yıl içine yerleşip ne olduğuna bakarak ve açıklayarak geleceğin paleontolojisini denemiştir.

Kıtaların yer değiştirmeleri sürmüş, Antrapozoikten 50 milyon Yıl sonra Afrika, Avrasya, Kuzey Amerika ve Avustralya büyük kuzey kıtasını oluşturmak için birbirleriyle kaynaşmışlardır. Güney Amerika, yenidan Amerika kıtasından ayrılmış, yeni adalar türemiştir. Fauna (hayvan topluluğu) değişmiştir. İnsanın yok oluşunun ve ona bağlı olayların yarattığı boşluk başlıca omurgalı türlerde, (balıklar, memeliler, sürüngenler, kuşlar), yeni yaratıkların ortaya çıkmasını hızlandırmıştır.

Dougal Dixon tarafından ndan geliştirilen kurgu zooloji, bu egemen türlerin yok oluşu üzerine
oturur. Egemen türlerin yok Oluşu, bu zamana kadar az çok gelebilmiş alt türlerin dünyayı sürekli olarak ele geçirmelerine yol açmıştır. 3. çağın başlangıcında birçok sürüngenin ortadan kalkması, şimdiye kadar insana yararlı yaratık olan bazı memelilerin çoğalmasına ve başkalaşmasına yol açmıştır.
İnsanların tavşan dedikleri, üretken ve çok iyi uyum sağlamış küçük kemirici çarpıcı bir örnektir. Evcil tırnaklılar (inek, keçi, koyun, at ve öküz), insandan sonra yaşayamamıştı. Barınakları bozulan geyikgiller de yok olmuştur. Böylece tavşan başıboş kalır ve terkedilmiş bütün ekolojik boşlukların sahibi olur, çoğalır, gelişir ve başkalaşır. Ona, Kuzey Rusya ve Sibiryadan çöllere ve tropik ormanlara kadar her yerde rastlamak mümkündür.
Tavşan büyümüş oyuklar üzerine tünemiş, kulaklarının özelliğini sürdürerek, altın renkli Laprenil haline gelmiştir. Örnek olarak tüylü Laprenili sayabiliriz. Vücudu sağlam ve yağlıdır. Tundralarda ve Kuzey Rusya ile Sibirya da yaşar, kalın, tüylü bir postu vardır ve kışın beyazlaşır.

Aynı zaman içinde eski et oburlar kaybolmuştur. Kurtlar, aslanlar, gelincikler ortadan kaybolmuştur. Peki bunların yerini kim almıştır? Tabii ki fareler. İnsan zamanında bile tam formunda olan, her ortama yüksek uyum sağlyan ve herşeyle beslenebilen bu kemiriciler ılıman iklimlerin büyük talancıları olmuşlardır. Artık onlar, Levrat, Vulperine, Viverine veya Conirat adlarını almışlardır. Coniratlar çok büyük farelerdir. Köpeğe benzerler. Sürüler halinde avlanır ve korkunç dişleriyle büyük et oburları adeta yırtarlar. Örneğin: Lapreniller.
Bir gruptan diğerine iskeletlerin gelişmesi çok açıktır. Laprenillerde de bu böyledir. Tavşanın sıçramaya uyumlu yatay, ilkel ayağı, koşucu Laprenillerde dijitigral puradijite (parmakları üzerinde yürüyen hayvanlar) tırnaklara dönüşmüştür. AvcI farelerde kesici ve öğütücü dişler yavaş yavaş et obur rejimine uygun olarak sırasıyla delici ve kesici diş şeklini almıştır.

Bir ekolojik boşluk açılınca, bir türün gelişmesini sağlayan doğal mekanizmaları hatırlamak gerekir.

Antarktik Okyanus tarafından başlayalım.
Senezoik Balinalar, insan zamanında ortadan kalkmışlardır. Onların yerini, dünyanın en büyük hayvanı olan Vortexler almıştır. Füze biçimli uzamış ve boyunsuz vücudu, güçlü, yassı yüzme kuyruğu ve yan denge yüzgeçleri ile şekil olarak su yaşamı gelişmelerine tam bir şekilde uymuştur. Vortexlerin ataları Pengmenlerdlr. Pengmenler, üreme dışında, tümüyle suda yaşayan canlılara dönüşmüşlerdir.
Balinaların yok oluşundan kısa bir zaman sonra, bir pengmen cinsi, ororivapar (yumurtaları ana karnında açılan tür) olmuştur.
Dişi, tek yumurtasını açılıncaya kadar vücudunun içinde saklar, açılma deniz içinde olur ve yavru suda doğar. Böylece son dünya bağından kurtulan tür, tümüyle suda yaşar.

Diğer yandan, soyunu sürdüren memelilerin en küçüğü vardır. Adı patineur. Bataklıklarda yaşar, ilkel sivrisıçan soyundandır. Çok ince ve hafif vücudunun ağırlığı, suyun yüzeysel gerilimi, ayaklar ve destekleyici kuyruğu ile, su yüzünde taşınabilir. Kuyruğunda ıslanmaz kıllar vardır.

Filler, savanda güçlükle yaşamaktadırlar. İnsan onlara çok yardım etmiştir. Ekolojik boşluk, çabucak Gigantilopelar tarafından ele geçirilir. Bunlar, Antilopların soyundandır ve on ton kadar ağırlıkları vardır.

Bazı gerçekten olağan dışı durumlara ilgisiz kalamayız. Tektonik tabakalar arasındaki temas bölgeleri boyunca ya da sıcak noktalar düzeyindeki bir tabakanın merkezinde oluşmuş volkanik adaları örnek alalım. Bir sıcak noktanın, Pasifik Okyanusunun merkezinde, Kheroptera adalarını oluşturmak üzere olduğunu görürüz. Bu adalarda garip bir topluluk hüküm sürmektedir. Gece avlanan korkunç Croqnemitaire dallara asılı olarak yaşayan kurnaz Shulloth başını süsleyen çiçek biçimindeki organlarındaki salgıları ile böcekleri kendine çeken garip Flore.

Bütün bu hayvanlar yarasa soyundan gelirler: Croqnemitaire bütün bu adaları hakimiyeti altına alacak, bütün ekolojik boşluklara yerleşecektir. Dixonun eserinin, geçmişe uzanan bir çeşit katmanları silsilen oluşturduğuna inanıyoruz. Kitapta hayvanlar, çirkin, acayip, kaba, atik, bön, korkutucu, makul gibi sıfatlarla tanıtılıyor. Bunun anlamını anlıyoruz: Burada niçin bir boynuz çıkmış, şurada bir ayak değişmiştir. Niçin Distarteropsun sadece ön sol yüzgecinde tırnak vardır; niçin tüylü Gigantilopeun buldozer kepçesi gibi, büyükboynuzları vardır ve niçin Cornicephale, Casque veya Lacustrelerde boynuzlar bütün burunu örtecek şekilde gelişmiştir.

İnsan kendi kendine sorabilir. Niçin böcek ve suda yaşayan hayvan az? Dixon, 50 milyon yıl sonrasını bilinçli olarak seçtiğini söylüyor. Ona göre, bu zaman aralığında, böcek ve suda yaşayan hayvanlar, değişime uğrayacak süreyi bulamamıştır.
Bazı çıkış varsayımlarını da tartışmak mümkündür; bütün çatal tırnaklı ve kedigillerin yok oluşu gibi.

Paleontolog Leonard Ginsbourg diyor ki: Bazı sağlam dağ inekleri yaşamlarını sürdürebilir. Aynı şekilde kedileri de serbest bırakın, onlardan çok kısa sürede kaplanlar türeyecektir.

İnsan tarafından serbest bırakılan ekolojik boşluk hakkında ne soru sorabiliriz. İnsan yok olduğunda, maymunlar yaşamalarını devam ettidikleri halde nasıl oluyor da düşünen bir varlık şeklinde gelişmiyorlar?

Hiç bir yerde alet yapan iki ayaklı yeniden görünmüyor. Bu belki garip olurdu fakat Dougal Dixon, 50 milyon yıl bunun için yeterli değil diyor. Daha sonra belki..

Sonuçta, temel postülat hakkında soru sorabiliriz; insanın yokoluşu. Bu başlangıç verisinden başka birşey değildir. Ancak çok ilginç ve açıklayıcı görünüyor. İnsanın zekasından ve yapaylığından kurtulmuş, tekrar doğallığını kazanmış bir dünyada evrimin nasıl olabileceğini anlamamıza olanak sağlıyor. Kötümserliğin yansıması hiçbir şekilde söz konusu değil.

Bilimsel katılığı tam koruyarak Dixon, biraz eğlenmenin mümkün olduğunu gözönünde bulunduruyor. Eseri tanıtan Desmond Morrisin deyimiyle, bu canlı hayalgücü ile katı bilimsel disiplin arasındaki denge, geleceğin hayvanlarının yaşamını inandırıcı kılıyor. Kurgu bilimin gülünç canavarlarından çok üstün ve herşeye karşın, zoolog ve paleontologlarımızın incelediklerinden pek farklı değil.

Kaynak : www.hayvanlar.us

Khan Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 02-04-2008, 15:46   #2
Ağaç Dostu
 
eskimo's Avatar
 
Giriş Tarihi: 03-06-2005
Şehir: Didim
Mesajlar: 741
Galeri: 24
Alıntı:
Yarı insan yarı inek

İngiltere büyük tartışmaların ardından yarı insan yarı hayvan embriyo üretimi gerçekleştirdi. İlk embriyo insan ve inek hücrelerinden üretildi.

İngiltere büyük tartışmaların ardından yarı insan yarı hayvan embriyo üretimi gerçekleştirdi. İlk embriyo insan ve inek hücrelerinden üretildi. Bilim alanında çığır açması beklenen bu gelişmenin Alzheimer, Parkinson gibi nörolojik hastalıklarla ilgili bilimsel çalışmalarda kullanılabileceği belirtiliyor.

İnsanlığı ürküten bu adımı İngiltere'de Newcastle Üniversitesi'ne mensup bir grup bilim adamı attı. İnsan ve hayvan hücrelerinden melez olarak embriyo üretildi.

İnsan ve sığır hücrelerinden oluşturulan embriyoların üç gün kadar yaşatılabildiği ve çeşitli hastalıkların tedavisi için yapılan tıbbi araştırmalar çerçevesinde geliştirildikleri açıklandı.

Benzer uygulamaların yaygınlaştırılmasına olanak sağlayan ve daha Avam Kamarası'na getirilmeden sert tartışmalara neden olan ilgili yasadan önce elde edilen embriyoların mikroskop altında aynı dönemdeki herhangi bir insan embriyosuna benzediği bildirildi.

Katolik Kilisesinin itiraz ettiği ve İngiltere kabinesindeki Katolik bakanların istifasına bile yol açabileceği belirtilen uygulamayı destekleyen tıp çevreleri ise hastalıkların anlaşılabilmesi ve tedavi edilebilmesi için bu tür araştırmalara mutlaka izin verilmesi gerektiğini kaydetti.

Söz konusu çevreler, uygulamanın Parkinson ve Alzheimer gibi hastalıklara yeni tedavi yöntemleri bulunmasına yardımcı olabileceğine de dikkat çekti.

Embriyoların insan cildinden alınan DNA'ların sığır yumurtalarına enjekte edilmesiyle elde edildiğini belirten bilim adamları, araştırmalarda sığır yumurtalarının kullanılmasının nedeninin, bağışçılardan alınan insan yumurtalarının "kıt" ve "değerli" olmasından kaynaklandığını ifade etti.

İngiltere'de çıkartılması düşünülen yasaya göre, insan-hayvan melezi embriyolar sadece araştırma amacıyla geliştirilebilecek ve bu embriyoların 14 günün ötesine geçmesine asla izin verilmeyecek. Bilim adamları, bu embriyolardan vücudun temelini oluşturan kök hücreleri almak ve bunlar üzerinde sebebi bilinmeyen ve tedavisi bulunmayan hastalıklar konusunda araştırma yapmak istiyor.

Newcastle Üniversitesi'nin insan-hayvan melezi embriyoların geliştirilmesine olanak tanıyan yasanın Avam Kamarası'nda görüşülmesi ve oylanmasından önce yaptığı bu deneyin Üremesi Sağlığı ve Embriyoloji İdaresinin özel izniyle yapıldığı açıklandı

http://www.milliyet.com.tr/default.a...04.2008&ver=97
Acaba bizler, gelişmiş bir toplumun türler arası deneylerinden arta kalan bir tür olabilir miyiz?
!!!!!!!!!!!!!!!!!

eskimo Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Cevapla

Konu Araçları
Mod Seç

Gönderme Kuralları
Yeni konu gönderemezsiniz
Konulara yanıt veremezsiniz
Ek dosya yükleyemezsiniz
Kendi gönderilerinizi düzenleyemezsiniz

BB code Açık
Smilies Açık
[IMG] Kodu Açık
HTML Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 01:30.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)


Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2024