28-01-2012, 23:31 | #61 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 12-02-2011
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 621
|
Çok gerekli bir nedeni olmadan bir canlının öldürülmesini aklım almıyor. Bundan zevk alanlar için söyleyebilecek bir şey bulamıyorum .Her söylenen, savunmasız, masum canlıların katledilmesi yanında hafif kalıyor. Allah yüreklerine merhamet versin, ıslah etsin... |
28-01-2012, 23:38 | #62 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 16-01-2012
Şehir: Antalya
Mesajlar: 405
|
Alıntı:
Bu forumda birçok kişi evinde ya da bahçesinde domates, biber vs. yetiştiriyor değil mi? Neden? Domates alacak paraları olmadığından mı? Tabi ki değil. Kendi yiyeceklerini doğadan kendileri almak istiyorlar. Bunun zevkine varmak istiyorlar. Avcılıkta böyle, et alacak paramız olmadığından değil, kendi yiyeceğimizi mücadele ederek, doğadan kendimiz almak istediğimizden, aldığımız zevkin sebebi budur. Nasıl öldürdüm ama diyerek hava atmak şeklinde değil! Mesela bende kendi zevk alıyor diye evde hayvan besleyenleri anlamıyorum, hayvanın rızasını almış mı evde beslemek için? Kuşu ya da tavşanı kafese kapatıp, böyle yaşamaya mahkum ederken hayvanın rızasını almışlar mı? Süs olsun diye eve alınan köpekler sonra kapı önüne konulduğundan dolayı değil midir sokakta ki sayısız köpeğin varlığı? Ben de böyle insanların hayvanseverliğini, doğaseverliğini anlamıyorum. |
|
29-01-2012, 00:22 | #63 |
Ağaç Dostu.
Giriş Tarihi: 06-08-2009
Şehir: Çanakkale
Mesajlar: 6,526
|
Bu tartışmaların sonu gelmez.. Herşeye işimize geldiği gibi kılıf bulmakta ustayızdır vesselam..Dini kuralları bile çarpıtırız bu uğurda.. Ben güvercinlerin bol olduğu meydanlarda en çok şuna tanık oluyorum: Genç ana-babalar kendileri bankta oturup keyif çatarken 3-5 yaşlarındaki çocuklarının amansız biçimde güvercinleri kovalamasına, rahatsız etmelerine, kuşlarla bir oyuncak gibi oynamalarına asla karşı çıkmazlar..çocuklarının kuşlara eziyet etmelerine ses çıkarmazlar..''yapma oğlum..onlar da bizler gibi canlı, günah, ayıp, kuşları rahat bırak mamasını yesin..'' demezler.. Yani kısaca böyle hayvan sevgisinden uzak insanların küçükken kuşlara eziyet eden çocuklarının, büyüyünce ellerine bu kez tüfek alıp, bıldırcın, ördek, tavşan kovalamalarına şaşırmamak gerek.. Her işin başı aile ve eğitim.. Ne desek boş.. İnsan sevgisi olmayanın hayvan sevgisi de sahtedir. Acımasızca namluyu doğrulttuğunuz o canlılar, asla saksıda yetiştirdiğimiz domates değildir syılmaz kardeş..nasıl bir mantıktır sizinki? En az sizin kadar ''yaşama hakkı'' olan canlılar onlar..biber domates değil yani.. ''Kuşun, tavşanın zevk için kafese kapatılması'' konusunda haklısınız.. Bana göre avcıların yaptığından pek bir farkı yoktur.En azından işkencedir. Hayvanların en güzeli özgür olanıdır bence.. Düzenleyen pria : 29-01-2012 saat 00:52 |
29-01-2012, 07:45 | #64 | |||
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 16-01-2012
Şehir: Antalya
Mesajlar: 405
|
Alıntı:
Alıntı:
Alıntı:
Bir tavşan başka canlılara besin olsun diye yaratılmıştır ama bir insan bu amaçla yaratılmamıştır. Elmayla armutu birbirine karıştırmaya çok güzel bir örnek olmuş sizin ki. Düzenleyen syılmaz : 29-01-2012 saat 09:16 |
|||
29-01-2012, 09:34 | #65 |
Ağaç Dostu
|
hangi avcı kendi yetiştirdiği bir bıldırcını, bir ördeği, bir sığırcığı.... avlar? elma ile armudu siz karıştırıyorsunuz. eskiden (8-10 yıl öncesine kadar) gökyüznde bulut gibi sığırcık sürüleri dolaşırdı. öyle güzel görüntüler oluşurdu ki.. şimdi ara ki bir tanesini bulasın. buna benzer daha çok örnekler var. |
29-01-2012, 10:09 | #67 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
Bize bilinçli avcılar hikâyesini anlatmayın lütfen hiçbir avcı yaşlanmış, eti kartlaşmış bir hayvanı öldürüp de etini yemez. Başka bir mesajınızda bir tavşanın başka bir canlıya besin olmak için yaratıldığını söylüyorsunuz, biz de diyoruz ki bırakın yaban hayatı kendi varlığını ve dengesini insan eli ile müdahele edilmeden kendisi sürdürsün ki o denge bozulmasın. İnsan elinin değdiği her yer bozuluyor bunu çok iyi bildiğinizden eminim-avcı ister bilinçli isterse bilinçsiz olsun-. Bir de lütfen başka yanlışlardan örnekler vererek kendi fikrinizin savunmasını yapmayın, basit kaçıyor, bu forumda aklı başında hiç kimse eve alınan evcil bir hayvanın sokağa atılmasına razı olmaz, buna karşı çıkar. Kuş ya da tavşanın kafese kapatılmasına rıza göstermez. Bunu yapan kişilere de ne hayvansever ne de doğasever denir. Dünyanın öbür ucundan getirilip sırf insanların zevklerini tatmin etsin diye havası, suyu, toprağı elverişli olmayan yerlerde satılan ve göz göre göre ölüme terk edilen Sibirya kurtları, muhabbet kuşları, papağanlar, kaplumbağalar vs. bunları hiçbir gerçek hayvansever, doğasever tasvip etmez, tıpkı çiçeğin dalında güzel olduğu gibi o hayvancıklar da kendi vatanlarında güzeldir, yararlıdır doğaya, insana. Çok seven gider onları kendi yerlerinde görür. İmkânı olmayan da oturur belgesel izler. Ki bizler o dengenin bozulmaması uğruna bu merakımızdan vazgeçmeye de hazırız görmesek de olur. Yani size diyebileceğim bizler yaban hayatına yabancı değiliz, o güzelliklerin el değmeden muhafaza edilmesini isteriz. Ne açsınız, ne açıktasınız, gidip ormana kendi mücadelenizle yiyeceğinizi kazanmanızı gerektirecek hiçbir durum yok, eğer bir mücadele verilecekse -hani bir mesajınızda yazmışsınız ya- 45 günlük civcivler kesiliyor, tıka basa yediriliyor veya mezbahanelerde vicdan sınırlarının çok ötesinde uygulamalarla o zavallı hayvanlar kesiliyor ya mücadele bence bunların düzeltilmesi olmalı. Kapitalist obezler, ceplerini dolduracak diye hiçbir canlıya bunun yapılmasına izin verilmemeli. Kuran'da bir ayette belirtildiği gibi -ki bunu siz de yazmışsınız- Allah bazı hayvanları etinden, binitinden faydalanalım, onlarla uzak mesafeler yakın olsun, hem onlarla yüklerimiz bize eziyet vermeden yerimize vasıl olalım diye yaratıldı. Ama bu demek değildir ki biz onlara gereğinden fazla yük vuralım veya ihtiyacımızdan fazlasını keselim her şey kararınca güzeldir sayın syılmaz. Peygamber efendimiz zamanında bir kişi devesini kesmek için hayvanın yanında bıçağını bilemiş de Hz. Muhammed o kişiye kızmış, "neden onu iki kere öldürüyorsun" diye. Bilmem anlatabildim mi? Eğer insanlar ahiretlerini ve verecekleri çetin hesapları düşünüyorlarsa bin kere düşünüp bir kere yapmalılar. Ha bu arada ben evimin et ihtiyacını -kendim yemiyorum- yılda bir defa kesilen kurban etinden karşılıyorum, derin dondurucu sağolsun. Gözümüz ne tavşan pilavında, ne bıldırcın etinde ne de onları avlarken vereceğimiz mücadelenin zevkinde. Taş devrinde de yaşamıyoruz, açlık sınırının altında olan bir ülke de değiliz, fakirimiz var ama açlıktan ölecek kadar değil, velhasıl kelam o tavşancağızın veya bıldırcının bir gram etine muhtaç değiliz. Elimizde olmayanların peşinde koşmak yerine biraz da elimizdekine şükretmek ve yaşarken ve henüz nefes alırken yaşatmaya gayret etmek. İnanın öldürmek en kolayı zor olan yaşatmak. Bu kadar çok tüketim çılgını ve terminatörün arasında bizler zor olana talip olduk. |
|
29-01-2012, 10:29 | #68 |
Ağaç Dostu.
Giriş Tarihi: 06-08-2009
Şehir: Çanakkale
Mesajlar: 6,526
|
''Öldürme içgüdüsü'' hayvanlarda olduğu gibi insanlarda da vardır.. Bizler bu hayvani içgüdümüzü ne kadar frenleyebilirsek o kadar insanlaşırız. Gerisi palavradır. ............ o Bir engerek yılanını nedense yuvasında öldürmeye çalışan Tekirdağlı çiftçi Rahmi Kaburcuk kendisi av oldu. Yılan daha atak davranıp avcıyı boynundan ısırdı. o Eskişehir'de Mihalıççık ilçesinde ava çıkan üç kişiden Mustafa Özkan kaza ile arkadaşının oğlunu vurdu. o Konyanın bir beldesinde bir genç birlikte tavşan avına çıktığı kardeşini tüfeği ile öldürdü. o Antalya'da Halil Çalışkan adlı kişi evinin bahçesindeki yılana arka arkaya ateş etmeye başlayınca olan oldu. Av tüfeğinden çıkan saçmalar duvardan sekerek oğlu Murat Çalışkan'a isabet etti. o İstanbul Silivri'de ava çıkan Bekir Sütüpak adlı inşaat işçisi, vurduğu ördeği buz tutan gölden almak isterken buzun kırılması sonucu soğuk sulara gömüldü. o Ağrı, Afyonkarahisar, Denizli, Kayseri ve Sivas'ta masum ve aç hayvanları hazır korumasız durumda iken vurmak için yola çıkan beş avcı donmuş! o Ağrı'nın Panos ilçesinde Süphan dağında ava çıkan 3 avcı çığ altında kalarak ölmüş. o Sabah eşi uyandırmayı unutunca arkadaşları ile ava gidemeyen koca bu kızgınlıkla karısını vurmuş. Bir kere avcılarda öldürme dürtüsü oluşmuş, ancak öldürerek "mutlu" oluyorlar. Orhan KURAL Prof. Dr. http://istanbulburda.com/haber_author.php?id=102865 Eğer bir avcı avda bir kurt sürüsü, bir ayı tarafından öldürülse inanın hiç acımam.. Çünkü avcının öldürme hakkı varsa karşısındaki yaban hayvanının ondan on kat fazla öldürme hakkı vardır. Ava giden avlanır inşallah.. |
29-01-2012, 10:50 | #69 | |||||||
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 16-01-2012
Şehir: Antalya
Mesajlar: 405
|
Alıntı:
Kısacası verdiğiniz örnek, örnek bile değil. Alıntı:
Alıntı:
Avcılığın yaban hayatına zarar verdiğini düşünen tüm üyelere; Devletin ve kurumlarının koyduğu kurallar çerçevesinde, bilinçli yapılan avcılığın doğaya zarar verdiğini, herhangi bir bilimsel veriyle/çalışmayla ispatlayın. Bu forumda yazmayı bırakırım. Bu kadar mı zor kaynak göstererek, veriye dayanarak konuşmak? Dünyanın hangi medeni ülkesinde avcılık yasak? Madem bu kadar kötü ve bizim ülkede benim gibi bunu düşünemeyen insan çok, gelişmiş batılı ülkelerde niye yasak değil? Alıntı:
Alıntı:
Alıntı:
Alıntı:
|
|||||||
29-01-2012, 11:13 | #70 | |
Ağaç Dostu.
Giriş Tarihi: 06-08-2009
Şehir: Çanakkale
Mesajlar: 6,526
|
Alıntı:
Ben çok iyi bilirim bu avcıların ne kadar gaddar ve acımasız olduklarını.. Bakın aşağıdaki videoya..Havalı tüfekle ne kadar güzel (!!!) avlıyorlar o minicik canlıları..Sitenin adına bakarmısınız: Ustaavcılar.. Havalı Tüfek İle Sığırcık Kuşu Avı | Usta Avcılar |
|
29-01-2012, 11:22 | #71 | |
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 01-01-2012
Şehir: Bursa
Mesajlar: 17
|
Avcılık
Alıntı:
Av kökünden gelen avcılık, bir şeyleri avlamak, yok etmek anlamındandır. Adı üzerinde av avlamak,” avcılık” Bir şeyleri yok etmek amacı ile yapılıyorsa bir gün o,nun sonunun gelmesidir. Bir deyimle bindiğin dalı kesmektir. Çocukluğumda evimizin bahçesinde elime tutuşturulan tüfekle vurduğum tavuk aklımdan hiç çıkmaz. Hala neden yaptığımı hayıflarım. Oysa marketten haftada bir iki tavuk alıp yememe rağmen. Etlik olarak beslenen hayvanlarla tabiattaki hayvanların olayını bir birine karıştırmayalım. İnsan sağlığı için beslenen hayvanlar farklı bir olay. Tabiattaki yetişen ve doğa dengelerini sağlayan hayvanlar farklıdır. Siz doğada yetişen bir şeyleri yok ederseniz, doğanın dengesini bozmuş olursunuz. Bu gün bilincsiz yapılan eylemler nedeni ile bir çok hayvanın neslini tüketmiştir. Avlamak yok etme olmamalı. |
|
29-01-2012, 11:24 | #72 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 16-01-2012
Şehir: Antalya
Mesajlar: 405
|
Alıntı:
Arabayla tavşana çarpan (kasıtlı olarak), gece farla tavşan avlayan, sezon harici hamile tavşan vuran, yiyebileceğinin çok üzerinde bıldırcın avlayan birçok kişiyle tanıştım. Bunları avcı diye nitelendirmiyorum ve yaptıklarından dolayıda inşallah bu dünyada olmasa bile ahirette cezalarını görürler. Ben hep kurallara uygun avcılıktan bahsettim, beni eleştirirken bunu unutmayın. |
|
29-01-2012, 11:28 | #73 |
Ağaç Dostu
|
Laf uzadıkça üslubunuz çirkinleşiyor, saldırganlaşıyorsunuz, daha mesajıma ilk cevabınızı yazarken işi sanane, bananeye dökmüşsünüz, medenîce tartışmaktan anladığınız bu mudur? Medenî ülkeler(hangi kıstaslara göre medenî), devletler benim için bir ölçüt değil ki onlardan gelen şeylere doğruymuş gibi yapışmak neden? Ben doğanın kendi dengesini kendisinin sürdürmesinin gereğinden bahsediyorum, devletlerin koyduğu kotalar, avcılık, yasalar, şu bu beni ilgilendiren şeyler değil. Doğanın insan eli değmemiş kısımlarındaki mükemmel işleyişe bakarsanız görürsünüz başka delile ihtiyacım yok benim. Bu arada dersinizi iyi çalışıyorsunuz, cevap yazacağınız üyenin diğer mesajlarını da kontrol ediyorsunuz, bu güzel bir özellik tebrik etmek isterim. Ben kendimi kandırmıyorum, o belgeselleri izlerken bir kaplanın bir ceylan yavrusunu yakalayıp boynunu sıkarak öldürmesi, iç organlarını çıkarması, karnını deşerek yemesi içinde azıcık merhamet taşıyan herkesin içini sızlatır, benim o görüntüleri izlemeye gerçekten yüreğim dayanmıyor. Yaban hayata yabancı değilim demem en azından onun kendi içindeki düzeni biliyor ve anlıyor olmamdan ve müdahele edilmesine karşı çıkmamdan kaynaklanıyor. Nasıl ben bahçeli evimde mutluysam onlar da kendi ormanında, dağında, denizinde mutlu. Sizin bilinçli avcılığınızın müdahelesini gerektirecek hiçbir dengesizlik yok onda. İnsan karışmasın o kendi yaşlısını da kısırını da temizler, yok eder. Ne ben ne de siz fetva alimi değiliz. Ancak size şu kadarını söyleyeyim kasapta, markette bu kadar etin içinde eğer siz çıkıp da elinizde tüfek, o hayvancağızları nefes nefese koşturarak kalbini korkudan güm güm attırarak -hayatta kalma içgüdüsü- kovalar, elinizdeki silahla ateş ederek acı çektirerek öldürürseniz -ki o silah sesinin ormandaki diğer zavallıları ne kadar korkutup ürküttüğünü de bilirsiniz- günah işlemiş olursunuz. Bir Müslüman olarak İslâm dinini bu kadarcık olsun bilirim. Ha fazlasını keselim demişsiniz ha bu kadar etin arasında gidip avlanmışsınız ne farkeder ki! İslâm dininde yavru hayvanların kesimi hakkında neler dendiğini düşünerek kuzu etinizi yiyiniz afiyetle ben zaten karışmıyorum, burada herkes fikrini beyan ediyor, kabul edip etmemek herkesin kendisine kalmış. |
29-01-2012, 11:40 | #74 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
öncelikler avcılık ile yetiştiriciliği bir birine karıştırmayın birisinde tohumdan yetiştirim mahsul alıyorsunuz birisinde ise doğada yetişmiş güzelim hayvanlarım canını alıyorsunuz bunlar alakası olmayan şeylerdir. ikincisi kendi yiyeceğinizi mücadele ederek kazanmak istiyorsunuz da ondan dolayımı omzunuzdan tüfekler eksik olmuyor maden mücadele istiyorsunuz diğer canlılar gibi silahsız savaşında göreli üçüncüsü hayvanları bu kadar çok düşünüyorken hala ava çıkmanıza anlam veremedim bu arada eminim avcıların %90 yanlarında köpek götürüyorlar ve köpek besliyorlar onlar hayvanların rızasını almışlar mı onu araç olarak kullanma hakkına sahiplerse bu hak nereden geliyor anlayamadım evde hayvan beslemek ise hayvanın rızası var ise doğal ve normal bir olaydır insanlar ile hayvanlar arasında belirli ilişkiler var dır bu ilişkileri hayvan öldüren bir kişinin anlayacağını düşünmüyorum hayvanlarla aranızda öyle bağlar oluyor ki ne hayvan sizden ayrılmak istiyor nede siz hayvanda hatta ve hatta öyle örnekler var ki herkes bilir sahibinden her hangi bir nedenden dolayı ayrıldığı için açlıktan ölen bir şey yemeden yaşayanlar var tekrar dan söylüyorum avcılık ve spor yan yana gelemeyecek 2 farklı kavramdır "Anlamayacağınızdan ve boşa yazdığımdam eminim ama yazalım bakalım." bir cana kıymak anlaşılamaz bir şey olduğundan anlayamayız sizde haklısınız doğa sever bir sitede tartışılacak bir konu olmadığını da söylemek isterim adil bir münakaşa değil size karşı tüm site bu sizin yaptığınız gibi haksızlıktır başka cevap yazmayacağım |
|
29-01-2012, 11:43 | #75 | |||
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 16-01-2012
Şehir: Antalya
Mesajlar: 405
|
Alıntı:
Biraz fazla alınganlık gösterdiğinizi düşünüyorum. Eleştiri kaldıramayan bir yapınız var gibi. Biraz daha rahat olmanızı tavsiye ederim, tıpkı benim gibi. Alıntı:
Alıntı:
Doğru değiliz, ben de hiç fetva vermedim zaten. Fetva veren islam alimlerinin söylediklerini ekledim sadece ve bunda yanlış yaptığımı düşündürecek hiçbir şey bulamadım. Siz kasapta et satarken gidip avlanmanız günah derseniz, işte buna delil/kaynak göstermeniz lazım. Her seferinde bunu yazıyorum ama daha gösterebilen çıkmadı. İtirazım yok. |
|||
29-01-2012, 11:59 | #76 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 16-01-2012
Şehir: Antalya
Mesajlar: 405
|
Alıntı:
Av peşinde koşan bir beagle, pet shopta satılıp bütün gün kapalı bir evde yaşayıp, sadece tuvalet ihtiyacı için dışarıya çıkarılan bir beagle'dan 70 kere daha mutludur. Keşke dili olsa da konuşabilse. Evcil hayvan sitelerinin satılık hayvanlar bölümünde sürekli görüyorum. Panpişim, tontonum, kuçukuçum, minnoşum vs. vs. taşınacağım için/artık bakamayacağım için/şehir değiştirdiğim için vs. vs. yeni yuva arıyor. Aman ne güzel, bravo doğrusu madem bakamayacaksın, bir iki sene sonra ne şartlarda olacağını kendin de bilemiyorsun, ne diye o hayvanı alıyorsun? Köpeğini sokağa atan (sorsan kendini hayvansever niteler) çok gördüm ama köpeğini sokağa atan avcıyı hiç görmedim. Düzenleyen syılmaz : 29-01-2012 saat 17:49 |
|
29-01-2012, 12:01 | #77 |
Moderatör
|
Sevgili arkadaşlar, başlık açıldığından beri mesajları okumaya gayret ediyorum. Aynı fikirde oluruz veya olmayız ama hepimiz insanız, lütfen mesajları yazarken kullandığınız usluba dikkat ediniz ve işi şahsî yöne yöneltmeden yazınız. Konu 6-7 kişi arasında tartışılmış da olsa okuyan yüzlerce kişi var. |
29-01-2012, 12:14 | #79 |
Ağaç Dostu
|
Alınganlık göstermiyorum mesajlarınızdan çıkardığım sonuç, işin sananeciliğe dökülmesi, konunun medenîce tartışılmasına çektiğiniz dikkatten dolayı dikkatimi çekti belirtmek istedim. Bakın şurada anlaşalım, yaban hayatının kendi içerisindeki düzeni izlemeye -vahşi kısımlarını- içim kaldırmıyor ama ben bunu anlayabiliyorum. Anlayabildiğim için de müdaheleye karşıyım, o denge, o düzen kendi içinde kendini yürütüyor, kendine yetiyor zaten. Doğanın bilinçli ya da bilinçsiz avcıya ihtiyacı yok. Siz avcılığı bir spor dalı olarak görüp işi doğaya müdaheleye götürüyorsunuz ve durup dururken sırf sizin canınız istedi diye bir cana kıyıyorsunuz. Birileri spor olarak değerlendirdiği, sonucunda alacağı zevk için eline silahı, sapanı vs. alıp bir canlıyı öldürme hakkını kendinde görüyor. Bu hakkı avcıya kim veriyo? O hayvanların dili olsa da söylese neler söylemezlerdi, bir böcek bile ezileceğini anladığı anda nasıl canhıraş kaçıyor minicik adımlarıyla hiç gözlediniz mi? Hayvanların kendi aralarında içgüdüleriyle yaptıkları avlanmayla, akıl bahşedilen insanın davranışlarını kıyaslıyorsunuz ve bunun en az vahşi doğadakilerin yaptıkları kadar doğal olduğunu iddia ediyorsunuz. Birincidekiler yaptıklarından masum çünkü öyle yaratılmışlar ama acaba akıl, irade ve vicdan bahşedilen insanın durumu aynı mı? Düzenleyen Sûz-i Dilârâ : 29-01-2012 saat 12:54 |
29-01-2012, 12:34 | #80 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
Herkes düşüncelerini yazmış, bana çok da birşey kalmamış. Öldürmenin hak olmadığını savunan forumdaşlarıma, tüm canlılar adına teşekkürü bir borç bilirim. |
|
29-01-2012, 13:04 | #81 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 14-08-2008
Şehir: MUĞLA
Mesajlar: 169
|
Sayın Arkadaşlar "Avcılık sporunun" bir sonraki aşaması belki de şu. 1970'li yıllarda özellikle Amerikalı zenginlerin başlattığı daha sonra dünyanın farklı ülkelerinin zengin "avcılarınının" da belli bir ücret karşılığı katıldığı "insan avı sprou". Buradan gelir elde edecek kişiler sokaklarda yaşayan insanları kaçırıyor, besliyor, sağlıklı hale getiriyor ve sonra etrafı çevrili (doğal engellerle) alana bırakıyorlar. Sonra arkalarından ava çıkıyorlar. Bu 1990'lara kadar gizli "avcılık kulüpleri" çerçevesinde devam ediyor. sonra açığa çıkınca yasaklanıyor suçlular cezalandırılıyor. Halen devam ediyor mu gizli olarak bilmiyorum ama bazı yoksul ülkelerde benzer durumun olabileceğini insan hakları dernekleri yazıyor. Bu "spor" bir kaç filme de konu olmuştu. Şimdi kısaca yorumlarsak, paran varsa, silahın varsa, güçlü isen (ya da gerçek anlamı ile güçsüzlüğünü örtmekiçin) ve bu "spor"u yapma "isteğin" varsa ve bu servisi sağlayan "spor organizatörleri" de varsa.... Kime ne değil mi? Spor yapıyoruz. Çok farklı boyutlarda düşünülebilir avcılık olayı. Balık avlamaktan insan avlamaya kadar. Avcılık insanlık tarihinde bir yaşama mücadelesi, bir geçim yolu (sosyolojik olarak bir üretim biçimi) iken bu gün spor olmuş. Zevk için. Her sporda ahlaklı yapan da var... diğer türlü de.... Elinde olan gücü başka canlıyı öldürmek için kullanmak spor ve zevk ise bu konuyu tekrar tekrar düşünmekte yarar var. Ne için "öldürüyoruz", pardon spor yapıyoruz... Olayın diğer bir yönü de ne tür sporları kimler yapar? bunun psikolojik ve toplumsal boyutu... Konu ile ilgili bazı araştırmalarda ortaya çıkanlar "avcılık sporunu" yapan arkadaşları üzecek sonuçlar ortaya çıkartmış. Tabii genellemeler şeklinde. Eminim pek çok istisna vardır. Yanı bu sporu son derece "insani" ve "vicdani" temellere dayandırarak yapanlar ... Hatta "zayıflık hissi" olmadan güçlerini adil bir şekilde uygulayan... vs.... Saygılarımla. |
29-01-2012, 13:09 | #82 | ||
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 16-01-2012
Şehir: Antalya
Mesajlar: 405
|
Alıntı:
Alıntı:
Doğan her çocuk, yeni konut ihtiyacı, yeni işyeri, yeni altyapı, yeni yol, yeni enerji santrali ihtiyacı demektir, yeni tarım sahası ihtiyacı yeni su kaynağı ihtiyacı demektir. Ve bu nasibinin peşinde koşan bir avcının doğadan aldığından çok daha fazlası demektir. Dünyada üç beş insan varken de bu dünyanın bize sunabileceği imkanlar aynıydı, 7 milyar insan varken de... Nüfusumuz artıyor, dünya ise sabit, nereye kadar? Yaşadığımız dünyaya çok yabancı olduğunuzu düşünüyorum. |
||
29-01-2012, 13:30 | #83 |
Ağaç Dostu
|
Şahsım hakkında düşündüklerinizi kendinize saklayın lütfen -alınganlık gösteriyorsunuz, eleştiriyi kaldıramıyorsunuz, yaşadığımız dünyaya yabancısınız vs. - burada bir konudan bahsediyoruz, konuya yoğunlaşın ve yazdıklarıma cevap verin lütfen. "Konuyu şahsîleştirmeyin" diye moderatörden uyarı aldık -artık o uyarı kime geldi bilmiyorum- ki muhtemelen hepimize geldi ben payıma düşeni aldım sizin de gereken hassasiyeti göstereceğinizden eminim. İnsanlar uzaydan gelmediler tabi ki yaşadığımız her an zaten bu dünyanın nimetlerinden faydalanıyoruz ne ben ne de buraya yazan bir başkası bunu inkâr etmiyoruz zaten. Konumuz avcılık ve bunun bir spor olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği, sizse kalkmış dünyanın artan nüfusundan, kentleşmeden, tarım alanlarından bahsediyorsunuz. Konuyu şuraya mı getirmek istediniz? Yani dünya nüfusu artıyor ve avcılık yapılabilir? Dünyanın artan nüfusuyla birlikte ortaya çıkan yeni durumlar ve bu yeni durumlara tabiatın dengesine zarar vermeden uyum sağlayabilmek ayrı bir başlık konusu olarak tartışmaya açılabilir. Bu konunun avcılıkla ve durup dururken zevk olsun, spor olsun diye canlı avına çıkmakla nasıl bir bağlantısı var doğrusu bu bağlantıyı kuramadım açıklarsanız sevinirim. Eğer ki dünyanın artan nüfusunu düşünerek hareket ediyorsanız bence mevcut popülasyona müdahele etmeyerek en doğrusunu yaparsınız, spor olsun diye canlı avlamak kendi topuğunuza sıkmak olur. Çünkü bu denge ne kadar uzun süre korunursa dünyanın ömrü de o kadar uzun olur. |
29-01-2012, 16:37 | #84 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 26-02-2007
Şehir: Istanbul
Mesajlar: 35
|
Avci doga dostumudur
Ne yazik ki yazdilaklarimin cogu silindi gitti Su kis gunu yasamak ve yavrularini buyutmek icin ornegin keklik ve tavsan avlamak zorunda olan, ulkedeki bir avuc karakulagin vasagin avina ortak olmak ve bunuda zevki hobisi icin yapmak, yirtici avcilari kendisine rakip olarak gormek ne kadar etik ve akil dolu bir davranis degil mi. Merhamet ve vicdandan daha soz etmiyorum bile...nereden baslasak ki o karda kista yasama savasi veren tavsana mi, bir diger tarafta yavrularini kendisini yasatmak icin avini kaybeden vasaga mi? Bu duzeni ahen ki zevkiniz hobiniz icin bozarken akil vicdan merhamet nerede kaliyor? Bu hakki bana devlet kanunlar veriyor deyip isin icinden cikamazsiniz. Birde gercek mutlak olan ilah adalet var. Ha hala ben ila ki avlanirim derseniz. Kendi malinizi kendi yetistirdinizi avlarsiniz etinide yersiniz size kimse bir sey demez. Ama birakin yaban hayatinin buyuk cogunlugunu son 50 senede kaybetmis ulkenin bir avuc canlisini avlamayi. Hele ki bunu zevkiniz ve hobiniz icin yapiyorsaniz |
29-01-2012, 17:45 | #85 | ||
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 16-01-2012
Şehir: Antalya
Mesajlar: 405
|
Alıntı:
Alıntı:
Bu arada kurallara uygun avcılığın hayvanların nesline zarar verdiğini iddia edenler, ortaya hala bilimsel bir çalışma/veri vs. koyamadılar. Galiba yok öyle birşey. |
||
29-01-2012, 18:13 | #86 |
Ağaç Dostu
|
Dil çıkartma suratı uygun olurdu, o cümle zaten oraya konuya azıcık espri katsın diye eklendi. Devede kulak işlerle uğraşmak, bizler İbrahim'in ateşine su taşıyan karınca gibiyiz, maksat safımız belli olsun. Çok çok güçlüler zaten dünyayı ateşe vermişler, üstelik bu ateş İbrahim'in ateşi gibi içindekini yakmayan bir ateş değil, sona doğru hep birlikte gidiyoruz. Belki de Nemrut'un burnuna kaçan sinek oluruz belli mi olur? Hiç umulmadık şekilde bir şeyleri düzeltiriz. Her iki durumda da bizim içimiz rahat biz bize bırakılan emanete ihanet etmedik. Kurallara uygun avcılığın hayvan popülasyonuna zarar verip vermediği meselesine gelince kimsenin böyle bir şeyi ispatlamak diye bir derdi yok. Zira bizim ölçümüz devletler, kurallar, kanunlar, yasalar, istatistikler veya bilinçli avcılar değil! O sizin bahsettiğiniz kanunlar olsa olsa yapıyorlar yapmaya bari kontrollü yapsınlar türünden bir oyalama, avuntu ve konunun canlı hakları kısımları tamamen yok sayılarak yapılmış. Burada kimse konuya sizin baktığınız taraftan bakmıyor, sizin anlamamakta direndiğiniz konu bir canlıyı, spor için öldürme hakkını kimin verdiği? Sizin bu hakkı nereden aldığınız? Bana bunun cevabını yazın. Sorun, kaderi hakkında söz söyleme şansı ve imkânı bulamayan bir cancağızın kaderi üzerinde sizin sürdüğünüz hükmün kaynağı. Yaşlı da olsa hasta da olsa can candır ve kutsaldır. Ne bilinçli ne de bilinçsiz avcıların onu almaya hakları yoktur. Allah'ın verdiği canı Allah alır? Her şey gelir insan vicdanında düğümlenir kalır! Ya sudan havadan -sizce şahane ve tersi ispatlanamayan- bahanelere sarılarak işlenen cinayetlere çanak tutar, ortak olursunuz veya bir şeylerin ucundan tutar kaldırmaya çalışırsınız. Seçim sizin. |
29-01-2012, 18:43 | #87 |
Ağaç Dostu.
Giriş Tarihi: 06-08-2009
Şehir: Çanakkale
Mesajlar: 6,526
|
Bakın..ben 1970'lerde daha 16 yaşındayken yazın, okul harçlığı çıkarmak için Kazdağları'nın zirvesinde orman idaresi şantiyelerinde birkaç yıl çalıştım.. Daha çocuk sayılırdık.. Yüksek bir ormanın içinde, dağın zirvesinde korkmadan yaşamak zordur.. Beni bir akşam şantiyeye dönerken yapayalnız bıraktılar.. Ben içimdeki korkuyla, ayı hikayelerini hatırlaya hatırlaya, korku içinde bağıra çağıra, şarkı söyliye söyliye 5 kilometrelik yolu gece karanlığında bitirdim.. Bunu kasıtlı olarak yapmışlar bana..korkumu yenmem için.. Daha sonraları alıştım tabi böyle bir hayata.. ... Hergün sabahleyin iki arkadaş, şantiye binasına 50 metre uzaktaki çeşme başına elimizi yüzümüzü yıkamak için giderdik..çeşme başında birçok yabani erik ve elma ağaçları vardı.. Meyvelerin olgunlaştığı günlerde ayılar bizden önce çeşme başına gelir, ağaçların kalın dallarını kırarlar ve bir tek olmuş erik bırakmaksızın yerlerdi.. Günümüzün olağan sahneleriydi bunlar.. Yine işbaşı yapmak için sabah yola çıktığımızda, yerlerini bildiğimiz yabani çilek dolu olan yerlerden geçerken, ''inşallah, bizden önce ayılar gelmemiştir'' diye dua eder, eğer ayılar gelmediyse bir güzel çilek ziyafeti çekerdik kendimize.. ... Büyüklerimiz bize tenbihlerdi; ''eğer ayıyla karşılaşırsanız, telaşlanmayın, geç koca oğlan dersiniz, o geçip gider'' derlerdi.. Sadece giysilerimizde ayıların gözüne güneş ışığını yansıtacak kemer tokası, metal düğme olmamasını tembihlerlerdi.. Ayılar da insanlar da huzurluydu kısaca.. Hatta ayıların, dağda çalışan türkmen obalarının çadırlarına inerek, pişmiş yemeklerini vs. çaldıklarını bile anlatırlardı.. O kadar çok ayı öyküsü dinlerdik ki..ama..''ayıyı şöyle vurdum, böyle devirdim'' diyen bir tek kişi bile görmedim.. ... Ben ormanın grayder operatörünün gece kaldığı yüksek kazıklar üstüne yaptığı çardağında birkaç kez ayının yavrularıyla misafir olduğuna tanık oldum..grayderci yadırgamazdı bile bunu.. ... Fakat o yıl bir alman karı-kocayı öldürdü ayılar..kaçak avlanan bu çift pusuya yatmış..kiraladıkları köylüler ayıyı sıkıştırmış, onların üstüne doğru sürmüşler..alman tek atışta devirememiş ayıyı..ve..en tehlikeli durum çıkmış ortaya..yaralı ayı ikinci fişeğe fırsat bırakmadan karı kocayı altına alıp parçalamış..öyle derlerdi, ilk atışta ayıyı deviremezsen, ikinciye fırsat vermez, derlerdi.. ... Hayatımın en renkli günleriydi o yıllar.. Fakat ne büyüklerimiz bizi avcılığa alıştırdı..ne de biz artık bir tüfek sahibi olalım da avlanalım demedik asla.. O doğal ortamdan doğal hikaye ve anılarla döndük.. ... Hayatım boyunca ormanda yalnız dolaşırken kurtla da domuzla da karşılaştım..hiç tedirgin olmam.. ... Şimdi 10 yaşındaki fidanlığımda yuva yapmış tavşanları görüyorum..hatta bir defasında fidan sularken bir yavru, pıt diye önüme sıçradı..sevdim onu..hiç unutmam.. Bu yavrunun ana babası benim fidanlıkta..bir ben bilyorum sanırım..vururlar diye en yakın tanıdıklarıma bile bahsetmedim onlardan.. Zevk için vururlar çünkü.. Bizler böyle yetiştik..tüfeğin gez göz arpacığında kendimizi bir kahraman avcı gibi görmedik,istemedik asla.. Lanet olsun öyle spora.. Hele o güzelim canlıları keyif için, güya spor bilmemne için öldürüp, dinden imandan bahsedenlere aslında söyliyecek çok şey var ama..yeri değil.. Düzenleyen pria : 29-01-2012 saat 19:18 |
29-01-2012, 20:12 | #89 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 26-02-2007
Şehir: Istanbul
Mesajlar: 35
|
Avci doga dostumudur
Ne dini felsefi, ne akli vicdani nede hic bir ilmi dusence sistemi, dogada ki bu muhtesem mucizevi duzeni bozmaya onay vermez, veremez. Cunku kendi varliligininda bu duzenin devamina bagli oldugunu bilir. Kurani kerimin farkli ayetlerinde, yuce yaratan defalarca esrefi mahluk olarak nitelendirdigi insanoglunu ,kainatin evrenin tabiatin sirlari ve ahenki, o muhtesem duzeni hakkinda dusunmeye tefekkur etmeye davet eder. Umulurki ders alasiniz ; hikmeti esyanin, canlilarin ,tum tabiat ve kainatin, arkasindaki gercek ilahi kudretin, kime ait oldugunu, kimden geldigini anlayasiniz, idrak edesiniz diye. S.Peygamberimiz, kendisine o kadar eziyet edilmesi, yuzunun yaralanmasi hatta Taif de disinin kirilmasina ragmen, agzindan bir kotu soz cikmamisdir, omrunde sadece kainatin duzen ve ahengini bozanlara ,cevreyi tabiati bozan, tahrip edenlere lanet etmistir. Ki Turkiye gibi bircok nadide turunu kaybetmis **** kaybetmenin esigine gelmis bir ulkeden bahsediyorsak. Alageyigin tum dunyaya yayildigi bir ulke yani anavataninda sayilari 1970 lerde 7 ye inmisse simdilerde genetik havuzu daralmis 150 birey var ise, y.koyunlari 1965 lerde 35 taneye inmisse a.leopari, cizgili sirtlan yok olmussa. Yuzbinlerce ahu gozlu ceylandan geriye ciftlik hayvanina donmus 800 tane bireyin kalmasi tum eli kanli tufeklilerin kabahatidir bilincli olsun olmasin. Biri bir gidiste tum bir suruyu katlederken digeri tek tek katletmistir! Vurduklarinin kendileri gibi memeli oldugunu senede bir kere ve bir kac yavru dogurduklarini unutmuslardir bu merhametsiz ve vicdansizlar. Milyonlarca yumurtlayan baliklari bitiren bu katliamci canavarlara tek tek doguran memeli canli dayanir mi dostlar. Ki dayanmamistir zaten ulkenin y. hayati bitme noktasina gelmistir. Nedir bunun caresi kultur balikciliginda yapildigi gibi dogal tabiatta var olan faunaya dokunmadan kendi ciftliklerinde ormanlarinda yetistirdikleri kendi hayvanlarini avlanirlar. Kimsede bir sey demez onlara. Düzenleyen delphin7 : 29-01-2012 saat 20:38 Neden: Turkce karekter. |
29-01-2012, 20:33 | #90 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
10 mesajda hırçınlandığını bir daha cevap vermiyeceğimi bildirmiş, 11 mesajda özür dilemişti. Alıntı 39 mesaja aittir. Ondan sonraki mesajları okudunuz. Değişen hiç bir şey yok. Avcı devamlı taktik değiştrir.Hedefine varmak için tüm yollar mübahtır. Konuya örnek avcının yapısı budur. Uğraşlarınızın cevap bulmayacağını bilin. Sayın pria, Eser İlhan gibi benim de içim ısındı. Sağolun. |
|
|
|