agaclar.net

agaclar.net (http://www.agaclar.net/forum/)
-   Üzümsü Meyveler (http://www.agaclar.net/forum/uzumsu-meyveler/)
-   -   Ekşi kara dut (http://www.agaclar.net/forum/uzumsu-meyveler/1080.htm)

denizakvaryumu 13-04-2006 15:19

Ekşi kara dut
 
Arkadaşlar,
tatlı kara dutun yanında,daha geç olgunlaşan ekşi kara dut vardır.(ve çok şifalıdır diye bilinir)
Bu dutun latince adı nedir?Türkiye de hangi adla bilinir?Tatlı kara duttan nasıl ayırt edilir(fidan olarak)

Ankara da nereden satın alabilirim?(TİGEM de ve AOÇ de yoktu)

bonsaisever 13-04-2006 23:59

Sanırım senin bahsettiğin urmu dut'u

Yaz aylarının gelmesiyle sıvıya olan ihtiyacımızda arttı. Yıllarca misafirlerine ayran ikram eden Gaziantepliler, son yıllarda dut şerbetini eklemişler bu geleneğe.

Bu gelenek o kadar genişlemiş ki kentte, her köşe başında bu işi yapan tablacılarla karşılaşıyorsunuz. Kimi zaman bir köşe başında, kimi zaman bir han gölgesinde içtikleri dut şerbeti serinletiyor, insanları.

Gaziantep'te senelerden beri köylerden topladığı urmu dutları, süzgeçten geçirip, sıcaktan bunalanlara cüzi bir fiyatla satan Abdullah Bozan (48), son yıllarda antibiyotik özelliği taşıdığı için urmu dutun pekmez ve reçeline de talebin arttığını söylüyor.

Urmu dutun sağlık açısından faydasının bununla da kalmadığını aktaran Bozan, başta boğaz iltihapları olmak üzere, tansiyon ve şeker hastalıklarına iyi geldiğine dikkat çekiyor.

Bu meyveden yapılan reçel ve pekmezin, kayısı ve vişneye oranla daha uzun ömürlü olduğunu anlatan Bozan, bu özelliğinden ötürü urmu dut reçel ve pekmezinin daha çok tercih edildiğini ifade ediyor.

Urmu dutun, Antep yöresine has bir meyve olduğunu bildiren Bozan, diğer yörelerde tanınmamasını, etkili bir reklam çalışmasının olmayışına bağlıyor. Hazırladığı dut suyu, pekmez ve reçelleri dükkanında satışa sunan Abdullah Bozan, üretimi çok zahmetli olduğu için, dut pekmezini pahalıya satmak zorunda kaldığını belirtiyor.

Gaziantep'te,10 yıldır dut şerbeti satışı yapıldığı bilgisini veren Bozan, kendisinin bu işte 4 yıllık mazisi bulunduğunu, reçel ve pekmez üretmeye ise geçen yıl başladığını anlatıyor. Belirli bir ekim alanı olmayan dut ağaçları daha çok tarla başlarında seyrek olarak bulunuyor. Gelecek yıllarda, etkili bir reklamla urmu dutun sanayiye kazandırılması gerektiği görüşünü savunan Bozan, bu meyvenin suyunun diğerlerine göre daha lezzetli olduğunu kaydediyor.

Olgunlaşmış urmu dutlar önce toplanıyor. Toplanan siyah renkli dut meyveleri süzgeçten geçirilerek konstantre hale getiriliyor. Elde edilen dut nektarına biraz şeker, dayanıklı kalması içinde limon tozu ekleniyor. Daha sonra soğuk suyla sulandırılıyor. Şerbet, ısınmaması için büyük termoslara koyularak, dükkanlarda, köşe başlarında seyyar arabalarda vatandaşlara bardağı 500 bin liradan satılıyor.

Reçeli 7 milyon 500 bin liradan satılan urmu dutun pekmezi ise 10 milyona alıcı buluyor. Ağaçta meyveleri tek tek toplamanın meşakkatli olması bu meyvenin sanayi üretimine girmesini engelliyor.

17 yıldan beri birlikte urmu dut suyu satarak Gazianteplileri serinleten satıcılardan biri olan Özer Özdemir, asker dönüşü başladığı urmu dut suyu satıcılığını her yaz yaptığını söylüyor.

Gaziantep Üniversitesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr Yusuf Zeynal, urmu dut satıcılarının sağlık açısından iddia ettiği gibi, boğaz iltihaplarına tedavisinde etkili olduğunu açıklıyor. Doç Dr Zeynal, urmu dutun sağlık açısından bir çok faydası bulunduğunu belirtirek, "Özellikle urmu dut pekmezi bezle boğaza sarıldığında, şişkinliği giderir. Yine, bir kaşık urmu dut pekmezi yutulursa ,boğazdaki tahriş olan bölgeler hızla iyileşir."diye konuşuyor.

Urmu dutun, gelişme çağındaki çocuklar içinde önemli olduğuna dikkat çeken Zeynal, urmu pekmezinin devamlı yenmesi halinde A vitamini eksikliğini giderdiğini söyledi

http://www.e-adiyaman.com/news/127/A...7b4705fdbab40b

cengin 14-04-2006 09:23

Dut suyunu burada keşfettim, özellikle de bizim ufaklık için kullanıyorum ağzındaki pamukçuk vb birşeyin başlangıcını gördük mü dayıyoruz suyu hemen geçiriyor:))

denizakvaryumu 14-04-2006 10:39

Dut suyunu çocuğunuza verirken dikkat edin derim,çünkü dut suyu daha fazla dayansın diye içine normalin üstünde citric asit yani limon tuzu katılmış olabilir,mümkünse içine hiç limon tuzu katılmamış olan dut suyu verin.

cengin 14-04-2006 18:32

Bu konuda dikkatliyiz, katkısız dut suyu alıyoruz,dutçumuza özel talimat verildi:))Uyarın için sağol denizakvaryumu...

Hasan Lalezar 15-12-2006 22:57

Ankara'da Hamamönü'nda Karacabey hamamı var. Onun tam karşısındaki kaldırımda bir karadut vardı . Tarif ettiğiniz dutmu bilmiyorum ama babam o duttan sürgün alıp aşılamıştı. Benim bahçemde onlar buyuyor. Çok acı değil am tatlı gibi sanki

olmez 16-12-2006 02:11

O ekşi kara dutun reçeli harika oluyor. Ben bayılırım. Ama bizim oralarda bu tür daha çok yaylalarda yayılım gösteriyor. Biraz serinlik istiyor anlayacağınız. Belki araştırmanızı biraz daha yayla köylerine kaydırmanız gerekebilir.

hüseyin suat duman 10-02-2007 14:20

Karadut hakkında geçen yaz Cumhuriyet gazetesinin pazar ekinde çok güzel ve çok ayrıntılı bir yazı kaleme alınmıştı. Tüm Anadoluda bulunsa da en fazla yetiştiği yer İzmir'in Tire ilçesi, Antep, Maraş, Amasya ve civarları. Tire'de ki üreticiler dutlarını ucuza kaptırmamak için kooperatifleşip soğuk hava deposu kurmuşlar. İzmir'de şerbet olarak tüketimi çok eskilere dayanıyor.
En büyük alıcısı ve kullanıcısı tahminim ki Mado, karadutlu dondurması bir harika.
Ben bu sene Şile'de yirmi tane diktim. Amasya'dan kargo ile gönderiyorlar. Fideler aşıyla değil, ağaç dallarının toprağa daldırılıp köklendirilmesiyle elde ediliyor. Üç yıl önce diktiklerimden bu sene bayağı bir dut yedik.
Aşı almak isteyenler için İstanbul Feneryolu Dünya göz hastanesinin olduğu sokağın başlangıcından kırk elli metre kadar içeride ,kaldırımın ortasında oldukça yaşlı ve oldukça güzel bir karadut tüm heybetiyle duruyor.
Fide almak isteyenler Şile Doğa club 02167112020 den benle irtibat kurabilirler.
Dr. Hüseyin Suat Duman

Mine Pakkaner 10-02-2007 14:39

Hoşgeldiniz Hüseyin Suat Bey,
Paylaşımınız için teşekkürler. Lütfen http://www.agaclar.net/forum/showthread.php?t=2595 bu başlığa bir uğrar mısınız? Bu arada Hekimler başlığımız da var, gördünüz mü?

Dut ağacınızın resimlerini bizimle paylaşırsanız seviniriz.

hüseyin suat duman 13-02-2007 00:29

Bugün, Amasya'dan fide aldığım yetiştiricinin, bir önceki yazıyı yazdığım gün vefat ettiğini öğrendim. Kaderin cilvesi dedikleri bu olsa gerek!
Kendi gitti, dutları kaldı yadigar..
Düşünüyorumda, gelenekselleşmiş <<Allah toprağını bol etsin>> söylemi, aslında ne kadar güzel ve ne kadar anlamlı bir istem..

sinan1005 30-07-2007 12:32

Karadut
 
1 Eklenti(ler)
Eklenti 16898

Oğuzhan 30-07-2007 14:04

Şu anda karadut meyvesi var mı?

feriha 07-11-2007 00:24

karadut fidanı saksıda yetişir mi acaba?

denizakvaryumu 07-11-2007 12:19

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi feriha (Mesaj 170294)
karadut fidanı saksıda yetişir mi acaba?


http://pepino61.sitemynet.com/hobim/id4.htm

Linkte satılan kara dutlar küçük naylon torbalarda olmasına rağmen üzerleri dut dolu...

Belirtilen linkte verilen adrese e-posta atarak olup olmadığı sorulabilir...bana göre olmaması için bir neden yok.

Hakan KINACI 07-11-2007 14:33

Ben de bu sene yazın Karşıyaka mezarlığının orada arkadaşımın fidanlığında, poşet içinde dut,elma, armut gibi meyve ağaçlarının meyve verdiklerini gördüm. Arkadaşım dalları desteklemese, meyveden fidanlar kırılacak duruma gelmişler.

ugur0548 15-11-2007 16:33

yapraklarından bide kabuk renginden ayırt edilebilir ama çok zordur

ugur0548 15-11-2007 16:38

o linkde gösterilenler ekşi kara dut değil yani sizin aradığınızdan değil ekşi kara dutun üretimi çok zordur kolay kolay aşı tutmaz

hosseda 14-07-2008 19:32

Merhabalar,

Çocukluğumda ekşi karadutu paşa yaylası köylerinden (Aydın ili) kolunda sepet ile gelen yayla köylüleri satardı. Ölçü, cam su bardağıydı ve 2. el dergilerden kopma kağıttan yapılan külahlara konulurdu. Kaç paraydı deseniz hatırlayamam ama çocuk harçlığı ile alınması zordu (ki o zamanlar harçlık bilmezdik, yazın yaptığımız çıraklıklardan kazandığımız paradan annemiz biraz bir şey verirse onu harcayabilirdik. Çoğul konuşuyorum çünkü 50 yıl öncesi genel durum böyleydi.).

Ekşi karadutun şerbetini de satarlardı. Şerbet için rakı kadehi denebilecek bardak, yayladan, atın iki yanında ve siyah keçelere sarılı olarak indirilen kar kalıplarına sürtülür, yarıya yakını karla dolan bardak bu şerbet ile doldurulurdu. Şerbet biraz daha ucuz olurdu. Ama dutu yediğiniz de duyduğunuz lezzet tarif edilemeyen bir lezzettir. Söylemesi ayıp olacak ama ben zamanında doyamadığım bu lezzet için, şu anda fırsatı kaçırmamaktayım.

Konuştuğumuz dutun son 2 haftasını (Ege yöresi için) yaşamaktayız.

kopshtar 21-07-2008 15:36

Her bahçeye lazım :)
 
Arkadaşlar; bu hafta sonu tavşanlı da bahsettiğiniz duttan yedim. ilk bakışta dut görüntüsünden ziyade böğürtlene benziyor ve aroması bir harika. Üstelik yaz boyunca yenileri olgunlaşıyor. Aşısı kolay tutmazmış. Fidan olarak edinmek lazım. Ama anladığım kadarıyla urmu dut ile ekşi karadut farklı. Ekşi karadut'un sapı yok gibi, çekirdeği de dişe gelmiyor. Her bahçeye tavsiye ederim. Fidan arama çalışmalarım devam edecek....

hassoman 27-07-2008 01:58

Karadut
 
3 Eklenti(ler)
Kozak Yaylası'nda bulunan Aşağıbey Köyü'nün meydanında aşağıda ayrıntısını gördüğünüz karadut ağacının fotoğrafını çektim.

Eklenti 43895

Nerede bir karadut ağacı görsem aklıma ne tadı, ne şifası, ne şerbeti, ne reçeli, ne pestili gelir... Benim aklıma sadece Bedri Rahmi Eyüpoğlu'nun o şiiri gelir... Bir de bu şiirin içimi acıtan öyküsü...

Bir zamanlar CNN-Türk’te yayınlamış olan "Yüzyılın Aşkları" belgeselinin çekimi için Bedri Rahmi - Eren Eyüboğlu çiftinin oğulları Mehmet Hamdi Eyüboğlu'nun Gazeteci Can Dündar’a anlattıkları şöyledir:

"1949'da bir gün İstanbul Büyük Kulüp'teki bir toplantıda, davetliler Bedri Rahmi Eyüboğlu'ndan bir şiir okumasını istediler. Eyüboğlu ayağa kalktı ve Karadut'u
okumaya başladı:

"Karadutum, çatal karam, çingenem
Daha nem olacaktın bir tanem
Gülen ayvam, ağlayan narımsın
Kadınım, kısrağım, karımsın"...


Bedri Rahmi, şiiri okurken aniden gözlerinden yaşlar süzüldü.
Salondaki herkes niye ağladığını anlamıştı; tabii herkesten çok, hemen yanı başındaki karısı Eren Eyüboğlu...
Çünkü şiirde "kadınım, kısrağım, karımsın" dediği kadın, karısı değildi.
Bu şiiri 3 yıl önce, bir başka kadın için yazmıştı: Mari Gerekmezyan...


"Kara saplı bıçak gibi"

Mari, Bedri Rahmi'nin asistanlık yaptığı Güzel Sanatlar Akademisi'nin heykel bölümüne misafir öğrenci olarak gelmişti.
O dönem askerliğini yapmakta olan şair - ressamın sinesine, "kara saplı bir bıçak gibi" saplanmıştı.
Mari, Bedri Rahmi'nin bir büstünü yapmıştı. Bedri Rahmi bu büstü, Mari'nin çeşit çeşit portresiyle ve ona yazılmış şiirlerle yanıtlamıştı.
Artık aşklarından bütün İstanbul haberdardı. Bedri Rahmi, sanatında tam bir patlama yaşıyor, Eren Eyüboğlu ise sabırla eşinin kendisine dönmesini bekliyordu.

Yorgun yürek

"Karadut", 1946'da menenjit tüberküloz kaptı. İyileşebilmesi için antibiyotik lazımdı. Savaş yeni bitmişti ve ilaç ateş pahasıydı.
Bedri Rahmi, genç sevgilisine ilaç alabilmek için tablolarını elden çıkarmaya başladı. Ancak bu çabalar da sonuç vermedi ve o yıl İstanbul Alman Hastanesi'nden Mari Gerekmezyan'ın ölüm haberi geldi.
Bedri Rahmi yıkılmıştı.
Sevgilisini sonsuzluğa uğurladıktan sonra keder içinde eve döndüğünde kendisini teselli eden, yine eşi Eren olacaktı.
O dönem içkiye başladı ünlü şair...
Aşağıdaki şiir, o dönemin ürünüdür:

"Türküler bitti
Halaylar durdu
Horonlar durdu (..)
Hüzün geldi baş köşeye kuruldu
Yoruldu yüreğim, yoruldu."

Eren Eyüboğlu, eşinin bu zor dönemi atlatmasına yardımcı oldu. Onu yeniden sanatıyla buluşturmak için çabaladı.
Başardığını sanıyordu.
Ta ki Büyük Kulüp'teki o geceye kadar...
"Karadut"u okurken, Bedri Rahmi'nin yanaklarından süzülen gözyaşları, sevda yarasının hâlâ kapanmadığının kanıtıydı.
Bunun üzerine Eren, bir süre Paris'te yaşamaya karar verdi. Oradan eşine yazdığı bir mektupta "o gece"yi hatırlattı:

4 Ocak 1950 - PARiS

"Canuşkam,
Kulüpte bir gece, şiir okumuştun, hani! Hatırladın mı? Gözlerinden, birden yaşlar döküldüğünü görünce içimin karardığını hissetmiştim. Sesin, nasıl titremişti.
Hey! Bütün bunları hatırlıyor musun? Sanki böğrüme, kızgın bir ütü yapmışmış gibi olmuştum. O gece... Senin seneler sonra bile olsa yanıp tutuştuğunu anlamıştım! Bedri'nin ruhuna, insan üstü bir gücün acıyıp, ona güç vermesi için dua etmiştim. Ruhunun çektiği acıları Allah dindirsin. Allah sana resim yapma sevinci versin ve bizim yanımızda yaşamaktan, mutluluk duyabilmeni sağlasın.
Eren."


'Buna katlandımsa.'
Bu dualar işe yaradı.
Bedri Rahmi, 11 yaşındaki oğluyla eşine döndü.
1974'teki ölümüne kadar geçen çeyrek asrı, aynı evde çalışıp üreterek, diz dize birlikte tükettiler.
Öldüğü gün, eşi Eren cenazeden dönüşte, 35 yaşına gelmiş oğlunu karşısına oturttu.
"Babanı uğurladık" dedi, "Ama şunu bilmeni istiyorum ki, ona çok kırıldım. Yaşadığı ilişkiyi unutmadım. Hiçbir kadın aşağılanmayı kabul etmez. Buna katlandımsa, bil ki, sadece senin hayatın kararmasın diyedir."



Karadut ağacı için bknz:
http://www.agaclar.net/forum/showthr...hlight=karadut


Eklenti 43896

Eklenti 43897

hosseda 27-07-2008 10:37

Sayın hassoman,
Karaduta ait fotoğraf ağacın hasıyım demekte, ama öykü onu da geçmiş. Sağolun.
Hoşçakalın.

Mehmet Ali Aşık 27-07-2008 21:08

Rahmetli Cem Karaca "Karadutum" Türküsünü söylemistir .Sözlerinin Bedri Rahmi Eyupogluna ait olgunu ve hikayesini bilmiyordum.

bluecrop 27-07-2008 22:47

Karadut (morus nigra ) Avustralya karadutu
 
2 Eklenti(ler)
Bu yılın meyveleri Haziranın 15 de hasad edilip, gecikmeden yapılan budama bitkinin tekrar meyveye yatmasına sebebiyet verdiği gibi avustralya dutunun fazla gelişip büyümesi de önlenip bodur bir form alması sağlanmış oldu.
Eklenti 43955
Haziran göz aşılarıda gayet sağlıklı gelişiyorlar........
Eklenti 43957

denizakvaryumu 28-07-2008 09:22

Senede iki kere dut almak muhteşem bir olay...Ankara şartlarında yetiştirmek mümkün mü?

bluecrop 28-07-2008 18:46

sn. denizakvaryumu
Bahsettiğim dut çeşidi ülkemizde avustralya karadutu diye tanınıyor . Yanılmıyorsam ; bu ismin verilme nedeni avustralyalı gurbetçi bir vatandaşımızın ülkesine gelirken yanında getirdiği dal çeliğinden çoğaltılıp yaygınlaşması .
Gerçek botanik ismi merak edenler için "dwarf mulberry" (cüce dut ) olduğunu belirtmek isterim ...
http://site.mynet.com/gojiberry/GOJI/id2.htm
http://www.daleysfruit.com.au/plant/Dwarf-Mulberry.htm

bluecrop 28-07-2008 19:01

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi denizakvaryumu (Mesaj 262825)
Senede iki kere dut almak muhteşem bir olay...Ankara şartlarında yetiştirmek mümkün mü?

Sadece senede iki defayla kısıtlı değil meyve tutumu mayıs sonundan eylül ayına kadar ..budama yaptığınız her dalda yenilenen genç filizlerde meyve görmek mümkün ...subtropik iklimlerde mükemmel sonuç verdiği kuşkusuz ama bu demek değildir ki kara iklimlerde (ankara) hiç yetişmez ..

hosseda 28-07-2008 19:19

Merhabalar,
Ekşi karadut yukarıda 11 numaralı mesajda sayın sinan1005 in getirdiği fotoğrafta olan duttur. Meyveleri dala yapışık gibidir. Bildiğimiz beyaz dut ve tatlı olan karadut biter akabinde bu dutlar başlar. Sayın Kalbala mesajında ağacı iyi anlatmıştır. Ekşi kara dutun ağacı makina gibidir, toplamakla bitiremezsiniz, devamlı üretir. Ben bu duttan haziranın ortasında almaya başladım pazardan, bu hafta geç kaldım ama bir paket bulabildim gene de. Köylüye sordum haftaya getirebilecekmisin diye, az da olsa bir miktar olabilir dedi. Kaba hesap ile 1,5 ay devam eden bir üretim görünmekte. Yarım kiloluk seffaf plastiklerde 3,00 YTL.den sattılar düne kadar, dünkünü 5,00 YTl. den sattı. Her geçen gün meraklısı artmakta. Bu duttan dikmek niyetindeyin bende.
Hoşçakalın.

bluecrop 28-07-2008 19:57

sn hoşseda bu ekşi kara dut ile dwarf mulberry farklı çeşitler olmaları doğal olsa gerek bahsettiğiniz dutun meyveleri kaç cm? ,kaçıncı yıl meyveye yatıyor?, ağaç boyu nedir? ,saksıda olurmu?

hosseda 28-07-2008 21:34

Sayın bluecrop,
Ekşi karadutun iyi bir müşterisiyim. Meyveyi ve ağacı iyi tanırım ama bilimsel bir açıklama yapacak bilgim yok. Sizin yukarıda yer alan 22 numaralı mesajınıza ekli dutların ekşi karadut ile ilgisi olamaz. Meyveler uzun ve sapları nerede ise meyve boyunda. Ekşi karadut topandır ve sapını zor görürsünüz. Bu sebepten olgun olmayan bir ekşi karadutu dalından almak zordur, koparayım derken tüm elleriniz ve üstünüz kıpkırmızı olur. Ama olgun olanını nazikçe avuçlarsanız, üzmeden avcunuza düşer ( ekşi karadutun ellerden çıkaran yine kendisidir. Onun az olgunları ile eller ovulursa az bir kırmızılık kalır. Onu toplayan köylü, birazda leke panzehiri toplayayım der. Ayrıca limon kolanyası da çok güzel temizler ellerdeki lekesini). Yeni yeni manavlarda kara böğürtlenler görmekteyim. Uzaktan birebir ekşi karadut ile aynı meyve. Hatta geçenlerde bir kasa bir manava indiriyorlardı, heyecandan kasaya yapışacak idim, karadut ne kadar dedim manava, abi böğürtlen bunlar dedi. Bir paket aldım deneyeyim diye ama bir daha sadece faydalı bir meyve diye alırım bundan böyle. Ekşi karadutun ağacını ve meyvesini iyice görmek istiyor iseniz, sayın hassoman'ın dün açtığı karadut isimli formu ziyaret edin. Orada göreceğiniz ağaç ve meyve size ayrıntılı bilgi verecektir. Ama görüldüğü üzere bu konuda bilgi sahibi olan bir başka arkadaşımız da yukarıda fidan dahi temin edebilirim diye açıklamada bulunan sinan1005 rumuzlu arkadaşımız. Çünkü onunda koyduğu fotoğraf has ekşi karadut fotoğrafıdır.
Hoşçakalınız.

hosseda 31-07-2008 00:20

4 Eklenti(ler)
Merhabalar,
Bugün çektiğim ekşi karadut fotoğraflarıdır.
Hoşçakalın.


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 15:32.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)

Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2024