26-10-2007, 20:40 | #301 |
Ağaç Dostu
|
Arkadaşlar elinde bu böğürtlenden olan var mı? http://www.dobies.co.uk/pd_478449_Bl...ack_Butte.htm# |
27-10-2007, 17:08 | #302 |
Ağaç Dostu
|
Dün akşam son bir umut, fallgold bulabilmiyim diye Bauhausa gittim. Bir tane kalmıştı, o da perişan ve dipten kurumaya başlamış bir halde idi. Gerçi diğer fidanların da durumu hiç iyi değildi. Uzun zaman aradıktan sonra biraz iyi durumda bulduğum, Tayberry ve Loganberry aldım. Fiyatları 4.90 a kadar düşürmüşler. Zaten yakında çöpe atmak durumunda kalacaklar herhalde. Almayı düşünenler hiç zaman kaybetmesinler bence. Loganberry'nin ahududu ve böğürtlen melezi olduğunu okudum, ama Tayberry'nin ne olduğunu çok anlayamadım, böğürtlen mi, ahududu mu? |
27-10-2007, 17:23 | #303 |
Ağaç Dostu
|
Loganberry'nin ahududu ve böğürtlen melezi olduğunu okudum, ama Tayberry'nin ne olduğunu çok anlayamadım, böğürtlen mi, ahududu mu? Her ikisi de ahududu böğürtlen melezi, melezlenen türler farklı sanırım. |
28-10-2007, 11:33 | #305 |
Ağaç Dostu
|
Aldığınız tayberry ve loganberryi küllemeye karşı ilaçlayın derim... Bauhausdakilerin görüntüsü bana göre külleme hastalığından kaynaklanıyor...fidan yaprakları birden dipten başlayarak sararıyor sonuçda bitkiyi öldürüyor, bilmeyenler bu durumu normal sonbahar sarılığı zannedip bir önlem almıyor |
28-10-2007, 12:02 | #306 |
Ağaç Dostu
|
İyi ki söylediniz. Doğrusu ben de o sararmaları, sonbahar yaprak dökülmesi diye düşünmüştüm. Çok teşekkür ederim. Malum evde kükürt var, hemen şimdi ilk önlem olarak kükürtlü ilaç yapayım. Duruma göre tatil sonrası ilaca bakarım. |
28-10-2007, 12:38 | #307 |
Ağaç Dostu
|
Sanırım Tayberry umutsuz durumda. Yapraklarından hiç sağlam yoktu, temizleyeyim derken zamansız bir budama oldu. Şu anda üzerinde hiç yaprak kalmadı. Başka fidanlardaki deneyimlerimden biliyorum ki, yapraksız kalınca gövde de kuruyor. Bekleyeceğim bakalım. Loganberry biraz daha iyi durumda. Hasta yaprakları temizledim. Üsttekilere bulaşmadıysa kurtulabilir sanırım. Nasıl fark etmemişim, evergreende de başlamış meğer külleme. O hasta yaprakları da temizledim. Sonuçta ne varsa bizimkilerde var olacak galiba. |
28-10-2007, 20:47 | #308 |
Ağaç Dostu
|
Ben de bugün Bauhause gittim, frenk üzümü (rovada) alacaktım, ama hepsi satılmış ,diğer kırmızı frenk üzümü johnker van tets den bol miktarda vardı...oysa rovadanın meyveleri çok daha iriydi... Bilenler alıyor...bahara kazık fiyattan alacağız artık Ben de, yaprakları sarımsak kokulu olup yenen, mor çiçekli bazı yerlerde peynire karıştırılan, sarımsak otundan aldım...Ankara kışına dayanıklıymış bakalım doğru çıkacak mı? Ve de uzun zamandır aradığım doğal biofarm gübresi gelmiş ...çuval boyutu ve küçük boyutu vardı, küçük boyutundan aldım... Orkideler ve bonsailer 10 YTL ye düşmüş... Ve inanılmaz bir olay ... Ankara'ya gelmez denilen mavi yemiş gelmiş, haberimiz olmamış... son blueberryi ben aldım, bir goldtraube 71 (bilkent praktiker) Saksıda deneyeceğim bakalım ne olacak? |
28-10-2007, 20:50 | #309 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
|
|
30-10-2007, 12:32 | #311 |
Ağaç Dostu
|
Dipten kesilmiş halini görmüştük, oldukça boylanmış... Japon böğürtleni ile ilgili olarak tadının ve aromasının muhteşem olduğu linklerde belirtiliyor...sanırım seneye tadına baktıktan sonra, bahçenin hertarafını japonla sardıracaksınız |
31-10-2007, 08:28 | #314 |
Ağaç Dostu
|
Likapa başlığındaki; kış soğuğuna bırakılmayan fidanın meyve tutup tutmayacağı yazışmaları, benim biraz kafamın karışmasına neden oldu. Bu görüş, yeni alıp diktiğim ve saksıda yetiştirmek istediğim rubuslar için de geçerli mi? Bauhausdaki görevli; bu fidanların gövdelerinin çok ince olduğunu, soğuklara dayanabilmesi için bu kışı içerde geçirmesinin daha iyi olacağını söylemişti. Gerçekten gövde ve dalları öyle ince ve narin ki, dallara dokunduğunuzda bile kırılıveriyorlar. 15 günlük hava tahminine baktığımda, şurada bir kaç gün sonra Ankara'da gece ısısının (-)lere düşeceği görülüyor. Ne yapacağıma karar veremiyorum. İçeri alayım mı, dışarda mı bırakayım. Bu arada sumolar, anadolu kaplanları, cesur yürekler pek yakışmış bizim yakışıklılara |
31-10-2007, 09:19 | #315 |
Ağaç Dostu
|
Dormansi isteyen bitkilerin dormansiye alınmamaları o bitkinin gelecek yıldaki durumunu yakından etkiler...hem gelişmesi hem meyve vermesi ve de hastalıklara dayanıklı olması bakımından yakından ilgili bir olay... En iyisi camla kapalı bir balkon veya ısıtılmayan bir oda...Bu yerlerin mantar tehlikesine karşı aydınlık ve havadar olmaları da şart. Ben yeni aldığım likapayı geniş saksıya diktikten sonra bu sene kış uykusuna yatırmayacağım , sağlıklı kalırsa seneye... |
31-10-2007, 11:02 | #317 |
Ağaç Dostu
|
Kışın sulama da çok önemli, Susuzluktan ölmeyecek soğuktan donmayacak kadar sulanması gerekir ...bitkiye acıyıp hava da güneşli diye suyu biraz fazla dökerseniz o akşam bitki donar... Ben bu nedenle 15 günde bazen 25 günde su verdiğim zamanları hatırlıyorum güneşin ve bitkinizin durumuna göre...sulamayı güneşli günlerde ve sabahları yapın ki gece ayazına kadar bir süre geçsin... Bu arada bitkiyi dondurmayacağım diye susuzluktan öldürenler de var... Kısaca her saksıya ayrı bir itina ve iyi gözlem sonucu su vermek gerek. Isıtılmayan odadakileri de güneşli havalarda dışarı çıkarmak iyi sonuç verecektir. |
31-10-2007, 11:51 | #318 |
Ağaç Dostu
|
Teşekkür ederim denizakvaryumu, beni çok rahatlattınız. Bitkileri arada havalandırmanın önemini şimdi daha iyi anlıyorum. Baharda almış olduğum bir limon ağacının, neden bu yıl çiçek ve dolayısıyla meyve vermediğinin yanıtı şimdi çıktı ortaya. Çünkü zavallı, geçen kışı karanlık bir depoda geçirmiş. |
31-10-2007, 13:43 | #319 |
Ağaç Dostu
|
2008 kışı ve yazı önemli olacak...Başta ahududular ve böğrtlenler açısından bir çok fidanı hem saksıda hem bahçe ortamında test edeceğiz... Örneğin siz tayberry i saksıda ısıtılmayan odada test ederken ben aynı fidanı saksıda balkonda test edeceğim...Yine n_turanın bahçe denemeleri de bir çok bakımından önemli özellikle likapalar açısından... |
31-10-2007, 16:37 | #320 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
Blackmoor £12.95 + nakliye ücreti ile gönderiyor. http://www.blackmoor.co.uk/index.php?cPath=158_418 |
|
01-11-2007, 11:58 | #321 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
|
|
01-11-2007, 13:32 | #322 |
Ağaç Dostu
|
Türkiye'deki bir alışveriş sitesinden nasıl mal alıyorsanız burada da aynı yöntem geçerli. Önce siteye kaydınızı yaptırıyorsunuz. Adres vb bilgileri girdikten sonra istediğiniz bitkilei ve adetlerini giriyorsunuz. Size nakliye ücretiyle birlikte maliyeti çıkarıyor. Bundan sonrası kredi kartıyla işlem demek. Söz konusu site İngiltere'deki bir satıcıya ait. Yani nakliye ücreti biraz tuzlu. Malın kendisinden fazla olabilir. Bu yüzden tek bir kalem yerine fazla ağırlık yapmayacak birden fazla bitkiyi aynı anda istemek nakliyeyi makul orana getirebilir. Yine de pahalı gelebilir. En iyisi giden birinin bavuluna atıp getirmesi. |
01-11-2007, 13:36 | #323 |
Ağaç Dostu
|
Blackmoor'un açıklamasına göre kışa dayanıklı bir çeşit. Ben henüz Türkiye'de rastlamadım. Zaten yeni geliştirilmiş bir çeşit olduğunu söylüyor. Ege bölgesinde olmaması için neden göremiyorum. Sanıyorum Ankara'da olduğundan çok daha iyi gelişir. Ödemiş menşeli olduğunu söyledikleri dikensizler Ege'nin bol su ve güneşinde 2cm dal kalınlığına ulaşıyorlar. Ankara'da ise 1cm'ye şükrediyoruz. |
01-11-2007, 15:03 | #324 |
Ağaç Dostu
|
Bu aralar forumda başarabilirsek yani sn.hoyadag öncülük ederse http://images.google.com.tr/images?h...erde+Ara&gbv=2 çilekli ıspanak ve Schisandra chinensis http://images.google.com.tr/images?g...Resimlerde+Ara getirme çalışmalarımız olacak...Bu çalışmaya yukardaki siteden black butte yi de ekleyebiliriz.Dünyanın en büyük ve en sulu böğürtlenini kim istemez? 11.7 gram ve 5 cm büyüklük ...Muhteşem. |
01-11-2007, 19:45 | #326 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
Saksıların arkasına bir sıra daha saksı dizmeye başladım... yine alttaki komşunun şikayetlerine rağmen pencere önüne kaçak ve seyyar saksılar konmaya başlandı... Bu işin gerçekten genetik ve bir hastalık olduğuna iyice inandım tedavisi olup olmadığını bilmiyorum ama beni günlük streslerden arındırdığı bir gerçek |
|
01-11-2007, 19:55 | #327 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 23-07-2006
Şehir: Karabük
Mesajlar: 4,526
|
Size canı gönülden katılıyorum.******* genetik.Sanırım tedavisi yok.Olmasın zaten.Keşke her hastalık böyle güzel olsa.. |
01-11-2007, 20:08 | #328 |
Ağaç Dostu
|
Sorun şurda; evde yer kalmayınca ne olacağı ? almayı istediğim bir çok bitkiyi şu anda yer yokluğundan alamıyorum... sırf bu nedenle arsa aramaya başladım, Gölbaşı civarında 300-500 m2 civarında arsa şimdilik işimi görecek |
02-11-2007, 16:24 | #329 |
Ağaç Dostu
|
Ahududu aşkına!
Neden yediveren bir ahududu çeşidi seçmeli? Türkiye’de yalnızca Bauhause, Praktiker gibi yerlerden aldığımızda ancak görebildiğimiz etiketli bir olduğu için zor olsa da, Heritage, Autumn Bliss gibi kırmızı çeşitler, Fall Gold gibi sarı çeşitler yediveren çeşitler. Benim izleyebildiğim kadar Heritage çeşidi kızaran bir gövdeye sahip. Daha önce Ankara’da Bentderesi’nden rastgele almış olduğum kırmızı çeşitlerin içinden 3-4 kök böyle çıktı. Yurtdışından aldığım Heritage kökleri henüz çok küçükler ama gövdeleri aynen bendeki kırmızı gövdeli ahududu çalılarına benziyor. Çeşit seçerken en önemli özellik hastalık taşımadığından emin olmak. Daha önce Ankara için böyle bir şansımız yoktu, ancak artık Bauhause var. Peki neden bir yediveren çeşit seçmeliyiz? Ailecek ahududu meyvesini dalından koparıp yemeye bayılıyoruz. Kış gelinceye, donlar başlayıncaya kadar toplamak istiyoruz. Biraz da komşulara verebilmek istiyoruz. Kalanını da dondurup kışa saklamak, gerisini de kuşlara bırakmak ne iyi olur. Yazın meyve veren ahududu çeşitleri yaklaşık bir ay süresince (Ankara’da genellikle haziran ortasından temmuz ortasına kadar) meyve veriyorlar ve sonra her şey bitiyor: Hem meyvesi hem de işi... Yediverenler ise adı üstünde yediveren… Ilıman bir kış günü Aralık ayında bile dallarda ahududu görmek mümkün olabiliyor. Bu gidişle benim Fall Gold Kasım ortasında olgunlaşacak. Bir kere tesis ettikten sonra yediveren ahududu çeşitleri –kimileri bunlara sonbahar çeşidi de diyor- haziran ortası- temmuz başında meyve vermeye başlıyor. Dallar genellikle meyve yüklü oluyor. Taşımayacak kadar ağır olduklarından yatıyorlar. O yüzden tellere tutturuyoruz. Yaz dönemi meyve veren çeşitler genellikle bir-iki hafta daha erken meyve veriyor. Bu yüzden onlardan da diktik. Maksat olabildiğince uzun bir ahududu mevsimi yaşamak... Asıl yoğun ürünü beklerken onlarla oyalanıyoruz. Tam meyveler bitti derken Ağustos ortasından itibaren ikince meyve dönemi başlıyor ve Eylül ortasına kadar devam ediyor. Böyle güzel bir meyve olabilir mi? 1. Resim heritage_Everbearing Red 2. Resim_Bahçemdeki yediveren : Dikkat asla bütün meyveler aynı anda olgunlaşmıyor. Hergün sizi kendisine çekiyor. |
02-11-2007, 17:18 | #330 |
Ağaç Dostu
|
Sn.n_turan yazdıklarınızda haklısınız... şu an biz amatörler için bir deneme ve tecrübe safhası, 1-2 seneye kalmaz Ankara şartlarında en verimli ve hastalıklara en dayanıklı çeşidi hepbirlikte bulacağız ve onun üzerinde yoğunlaşacağız... Gerek saksı olsun gerek sizin bahçe denemeleriniz olsun bu kış ve yaz için heyecanlı bir bekleyiş olacak...ondan sonrası kolay, en verimli ve en dayanıklı çeşitlerin çelikleri aramızda paylaşırız Ama bu kış ve bu yaz gerçekten bekleyim görelim zamanı... |
Etiketler |
ahududu, böğürtlen |
|
|