23-05-2010, 15:47 | #421 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 01-04-2008
Şehir: bolu
Mesajlar: 30
|
Merhaba kaktüs sever dostlarımm..
Merhaba kaktüs sever dostlarımm.. Seyretmeye doyamadığım,bakarken huzur bulduğum çiçeklerimm. İşte birtanesi daha tüm güzelliğiyle ''merhaba'' diyor,bütün dostlara. |
05-06-2010, 15:49 | #422 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 01-02-2007
Şehir: gıresun
Mesajlar: 81
|
Arkadaşlar, sevgili KARTALPİN hiç bu kadar sessiz bırakmış mıydı bu sayfayı? Hayırdır ***. |
05-06-2010, 21:28 | #424 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 04-09-2007
Şehir: Aydın
Mesajlar: 201
|
Kaktüs Sevdalısı Kartalpin'e...
Sevgili Kartalpin'in sessizliği, umalım ki yaşam işlerinde, sevinçli teleşlarda kaldığından olsun... Umalım ki sevgili dostlarıyladır, sevgilerde, huzurdadır. Onun güzel anlatılarıyla, güzel dostlarını bekliyoruz tanımak için... Bizlerin özlemleri de çağrıştırır umalım Sevgili Kartalpin'i.... Düzenleyen kırçiçekleri : 05-06-2010 saat 22:52 Neden: noktalama işaretlerinin düzeltilmesi |
09-06-2010, 06:27 | #425 |
Kaybettik
|
"Şaman" ın güzelliğine sözüm yok çok güzel. Ama sizin şaman ı anlatımınız bir başka güzel sevgili kartalpin. Sevgiyi anlatmak, saygıyı; kavuşmayı özlemi ama bir o kadar da imkansızı anlatmak. Uzaktan uzağa sarıp sarmalamak yüreğindeki o koruyucu sıcaklıkla sağlık dilemek, yaşam dilemek. Duygu ve düşünce güzelliğiniz şamanın güzelliğiyle birleşti eşsizlik oldu |
09-06-2010, 08:27 | #426 |
Ağaç Dostu
|
Ya Andlar'ın muhteşem kondoru, beni evime götür, Andlar'a, Ülkemi geri istiyorum, ve İnkalı kardeşlerimle yaşamak istiyorum, bunun hasretini çekiyorum, El Condor Pasayı dinlediğimde ortaokula gidiyordum. Yine unutulmuş ama çok güzel bir şarkıyla çok güzel bir kaktüsün çok güzel öyküsü. Teşekkürler... |
09-06-2010, 20:27 | #427 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 01-06-2010
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 307
|
Sevgili Kartalpin Hocam... Kaktüs, succulent ve de hikayeleriniz muhteşem. Ben yeni üyeyim. Bir kaktüs severim. Daha doğrusu sıradan menekşe türü çiçekleri hiç yetiştiremedim nedense... Hep kaybettim. Değişik çiçeklere ilgim var ve bu siteyi bulduğumda cennete düşmüş gibi oldum. Hikayelerinizi ve de tabi ki diğer arkadaşların hikayelerini çok beğendim. Daha önce hiç bu yazıları kitaplaştırmayı düşündüğünüz oldu mu diye sorsam ayıp olur mu acaba? Severek okuruz emin olun... Sevgilerle. Bir İngilizce Öğretmeni.. |
11-06-2010, 14:24 | #429 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 01-06-2010
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 307
|
Alıntı:
Sadece avatarımdaki resmi yükleyebildim. O da 2 yaşındaki kaynana topuzu denilen kaktüsüm. Onu dağıta dağıta bitiremedim. Sürekli yavru veriyor. Bu yıl çok güzel çiçekler açtı. Hala da devam ediyor. Sizin deyiminizle tam bir saksı kıran. En yakın zamanda evre evre çiçek açma resimleri ekleyeceğim. Umarım başarırım.. Ama resimsiz de anlatabilirim size niçin kaktüs sevdiğimi: Geçen yaz Antalya da Minicity'de bir gezinti yapalım dedik. Ve ben orda Golden Barrel kaktüslerini gördüm ve top top halleri çok hoşuma gitti. Ben kaktüs kaktüs derken teyzem bana bir kaktüs hediye etti ve benim serüvenim başladı. Artık bir tane kaynana topuzum ( sanırım echinopsis multiplex) vardı. Onunla kendimi avuturken Güneydoğu'daki görevime gitmek zorunda kaldım ve kaktüsüm beni İstanbulda bekledi. Beni beklerken balkonda soğukta ve de susuz kalmış ( ki bu çiçek açmasına yaradı ) Eşim ilgilenemediği için saksısını kıracak kadar büyümüş ve bir sürü yavru vermiş. Ben de Mart ayında geldim. Saksısını değiştirdim. Veeee 2 hafta sonra tomurcuklar çıkmaya başladı. Gün gün fotoğrafladım ve de kedinin cğer beklediği gibi çiçek bekledim. Sonunda çiçekler açtı, ben çocuk gibi sevindim. Ertesi gün solduklarında ise yine çocuk gibi ağlayacak oldum. Yanlış bişey yaptım sandım. Meğer ömürleri 1 günmüş. Bu arada 2 tür succulent ve bir yılbaşı çiçeği çeliği bulup toprağa diktim. Resimlerini yükleyebildiğim zaman diğer aldığım kaktüslerimin de isimlerini sizlerden rica edeceğim. Bulamadım çünkü. Şimdiden teşekkürler. |
|
11-06-2010, 17:58 | #430 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 08-09-2009
Şehir: ANKARA
Mesajlar: 102
|
Hoş geldiniz
Sn. Aysahay, Yazınızı okurken benim davranışlarım ve düşüncelerimi yaşayan birisini daha görmenin mutluluğunu hissettim. Kedinin ciğer beklemesi gibi kaktüslerin çiçek açmasını beklemek, kare kare fotoğraflarını çekmek Hikayelerinizi de dört gözle beklemekteyim. Hoş geldiniz kaktüs sevdalılar ve yeşil severler arasına. |
11-06-2010, 19:54 | #431 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 01-06-2010
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 307
|
Çok teşekkür ederim İrem Hn. Ben bu kadar çiçek meraklısı olacağımı hiç beklemezdim kendimden ama demek ki içimde varmış. Çok küçük bir balkonum var. Evim lojman ve çok dar. O yüzden öyle kocaman çiçekli cıvıl cıvıl bitkiler alamıyorum. Küçükleri tercih ediyorum. Okul yüzünden bu ara ilgilenemedim. Not işleri biter bitmez ağaçlar netten isimlerini aldığım kaktüs ve succulentları bulmak için Eminönü'ne gideceğim. |
14-06-2010, 19:36 | #433 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 01-06-2010
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 307
|
Gerçekten insan bu çiçeklere bakarken bir çiçekten daha fazlasını görüyor.. Süper çiçekler... |
21-06-2010, 12:21 | #434 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 01-04-2008
Şehir: bolu
Mesajlar: 30
|
Vazgeçilmezlerim.
Merhaba dostlarım..Güzel yaz gününün,güzel çiçeklerini sunuyorum sizlere. Bir yıl bekledim.Bir bebeğin büyümesini bekler gibi Sanırım değdi..1 gün bile olsa ömürleri seyretmeye doyamadım.sevgiyle kalın. |
26-06-2010, 09:08 | #436 |
Ağaç Dostu
|
İçinde hazineler saklayan bu muhteşem canlıları açtıklarında keyifli bir şekilde izlemek ne büyük bir haz. Bu dikenli hazinelerin hayatlarından çok mutlu oldukları sayın pandora.u ya verdikleri her teşekkür tomurcuğundan belli oluyor... |
28-06-2010, 14:56 | #437 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 01-04-2008
Şehir: bolu
Mesajlar: 30
|
Sayın Kartalpin, Sayın Sevim, Sayın Faruk,teşekkür ederim yorumlarınız için.Bir kaktüsüm kaldı açacak onuda paylaşıcağım sizlerle. Fırsat bulur bulmaz giriyorum siteye,yazılarınızı okumaktan büyük keyif alıyorum.Tabi değişik kaktüs çiçeklerini görmektenede. Sevgiyle kalın. |
29-06-2010, 16:10 | #439 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 25-01-2010
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 60
|
Saklı uyum
Sevgili arkadaşlarım... Uzun süredir sizleri okuyorum, yazmak istiyorum lakin bir türlü kafamı toparlayıp düşüncelerimi kağıda dökemiyordum... Şimdi tatil ortamında fırsatını bulmuşken okuduğum 'Kral ve Hortlak' kitabından esinlenip birazda çok daha evvelden aklıma takılan düşünceleri birleştirip sizlerle paylaşmak istedim... Bu sayfalar çok güzel...iyilik ve aşk, bir kaktüsün tüm varoluşunda duyumsanıyor ve yazılıyor...Ama ya kötülük? Sorunumuz kötülük... İnsanın tüylerini diken diken kötülük... Çeşitli kültürlerde çeşitli metaforlarla veya isimlerle tanımlanmış... ama en çok bilineni ve çağırışım yapanları; Şer... Şeytan... Oysaki hiçbirşey insanın nefsinden daha öte değil... Kötülük dediğimiz şeyde öyle... Kaç zamandır aklımda bu sorun... İyilik ve iyiliğin yüceltilmesi..hatta çeşitli new age akımlarında yerin dibine sokulup yok sayılması gereken kötülük... Oysaki iyilik ile kötülüğün arasındaki gerilimdir oluş... Celal ile cemalin arasında... Rahmet ile gazap arasında hayır ile şer arasında... kaktüsün dikeni ile çiçeği arasında )) Yin ve yang arasında... Peki esas olan nedir? Esas olan dengedir... Karanlığı görmeden, güçlerini denetlemeden, onunla tanışmadan, kötülüğünde kendine göre bir anlamı olduğunu hissetmeden denge kurulabilir mi? Yin ile yang'in uyumu sağlanabilir mi? Karanlıktan habersiz kaldığın sürece, aydınlık ile karanlığın karşılıklı çekişmesine dayalı kozmik dengeyi nasıl kavrayabilirsin? Kötülük ancak niteliksel (niceliksel değil) bir üstünlükle denetim altına alınabilir. Bu kişinin kendi kendini denetim altına alması ile de ilgilidir. Kişinin niteliğinde... Bizzat kötülüğün kudretini deneyimlememiş ve bu kudretle bütünleşmemiş kişi kötülüğün üzerinde bir zafer elde edemez... Masum olanlar dünyadaki kötülük olasılıklarını her zaman kendilerinden uzak tutmaya ve inkar etmeye çabalar. Oysaki tam da bu kötülüğün varlığını sürdürme sebebidir. Çünkü kötülük çatışma içinde de olsa iyilik ile güç birliği yaparak yaşam kumaşının dokunmasına yardım eder...Kötülüğün deneyimlenmesi ve bu deneyimin yaşanması; olgunluğu, gerçek pişmanlığı, empatiyi asıl yaşamı , yaşamın güçlerini ve vazifelerini gerçek anlamda yönetme becerisini gerçekleştirir... Yasak meyvanın, yaşantıyla oluşan günah meyvesinin, insanlık tarihi başlamadan önce masumiyet bahçesinde bunun tadılması oldukça anlamlıdır. Çünkü ancak kötülüğü idrak edip, kendi nefsinde deneyimleyince kötülükten kaçınabilirsin...Yoksa eylemlerindeki kötülükten bihaber idraksiz bir yaşam seni bekler ve kendini iyi sanırken kötülüğe en büyük hizmet edenin kendin olduğunu anlayamadan yaşar gidersin... Bilinç bu gerilim üzerinde inşa edilir... Hayır ve şer neden Tanrının iki nimetidir? Ve neden her şerde bir hayır mevcuttur? Bunu mistik deneyimlerle çeşitli cevaplar verebilirsiniz... Ya da en basitinden bir oluş için ikisininde bir arada olması gerektiği kavrayabilirsiniz... İslam dininde şeytan, hiç de ayrı bir güç değildir... Tanrı onu bizzat baş melek olarak yaratmıştır...İsyan edeceğini bilmiyor olmak zaten Tanrısal kudrete aykırıdır... İsyan etmeliydi ki dünya yaşamı var olabilsin...İnsan ortaya çıkabilsin, tüm sıfatları kendi nefsinde cem edebilsin...Mikrokozmoz ile makrokozmozun simgesi olabilsin...İnsan neden Halifedir hiç düşündünüz mü? Ve Kuran'a göre şeytan insandan güçlü değildir... Hele hele dualist dinlerdeki gibi Tanrıya denk bir gücü asla olmamıştır... Çeşitli ayetlerde de belirtildiği gibi Şeytan, İnsana sadece "vesvese" verebilir ki bu nokta çok önemlidir... Vesveseye kapılan insan şeytani şeyler yaparken , yaptığı herşeyi aslında kendi için yapıyordur... Kendi nefsinden o gücü alıyordur... Şeytan insandan daha mı kötüdür? Daha mı gülüdür? Yoksa sadece bir vesvese yüzünden bir sürü kötülüğe yol açan insan mı daha mı kötüdür? Olgun ve bilge bir kişi olmanın yolu kendi nefsindeki kötülüklerle tanışmaktan ve deneyimlemekten geçer.. Kendi kötülüğünü bilen ve hakim olan kişi ancak onu alt edebilir... Cehennem illaki ateşlerle dolu bir çukur olmak zorunda değildir... Gören gözler için vicdanında, yaşadığın ve yaşattığın kendi sorumlu olduğun her kötü eylem senin cehennemindir... Kendi nefsini bilmeden ve tanımadan olgunlaşmak mümkün değildir... Günaha sapmamış ve bundan ders almamış hiçbir kişi dengesini bulamayacaktır... Masumiyet, ancak kendi günahlarımızın veballerini idrak ettikçe ve kendi nefsimiz ile savaştıkça olgunluğa dönüşecektir...aksi takdirde kötülüğün elinde bir maşa olmaya mahkumdur... Evet masumiyet değerlidir ama yeterli değildir... Kudret ancak her iki gücün dengelenmesi ile elde edebilir... Son dönemlerdeki masumiyete övgü ve iyiliğin kutsanması romantik ancak yeterli bir tez değildir... Öyle olsa hepimiz çocuk saflığında yaşardık...neden olgunlaşma derdindeyiz ki? Ve Tanrı neden insanların günah işlemesini istedi? Amacım kötülüğe övgü değildir..amacım aksine kötülüğün denetim altına alınması gerekliliği ile bir yol saptamadır. Kendi içindeki kötü ile tanış...Bu kötü ile yüzleşmekten sakın kaçınma...Onu tanı ki bir daha onun oyunlarına kapılma Onu tanı ki, bir kötülükle karşılaştığın zaman onu alt edebilecek donanımda ol....Gerekiyorsa kötü olmak zorunda kal ki, esas kötüyü yok edebil... Tıpkı şifa için acı ilacı içmek gibi... Tıpkı şerin içindeki hayırı ortaya çıkarabilmek gibi... Tıpkı Kehf suresindeki Musa ile Hızırın yolculuğu gibi... Sevgilerimle... Düzenleyen Siyah : 29-06-2010 saat 21:20 |
29-06-2010, 21:28 | #440 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 25-01-2010
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 60
|
Sevgili Kartalpin Çok zarifsiniz... Aslında size karşı mahçuptum daha da mahçup oldum ) Atfettiğiniz muhteşem kaktüsle hipnotize olmamak, böyle bir güzelliğin girdabına düşmemek ne mümkün... Yazımda sizinde çok iyi gördüğünüz gibi ikilik yok, aksine denge-uyum için birlik var...ve insanı birliğe götüren yolda nefsini bilmesi tanıması, kendi kötücül yanıyla da tanışması var... Herşeyi kendisinde birleyen (ki bu birlik - bir- sayısı ile tanımlansa da aslında sadece alegorik bir birliktir) olgun kişiye ne mutlu )) Sevgilerimle... Not: Kaktüsüm taşınma sırasında, başına birşey gelmesin diye kucakladığımda ne yazık ki benimle beraber yere düştü ve düşerken bazı dikenleri yüzüme yapıştı...saksısı kırıldı...o halde onu en yakınımdaki çiçekciye götürüp yeni bir saksıya ekmesini rica ettiğimde yüzümdeki nokta nokta kanları gören çiçekçi dehşete düştü Ama bana çok yardımcı oldu ve ona yeni bir saksı sağladı...Çok şükür yüzüm iyileşti...Şu an bende kaktüsümde iyi durumdayız. En kısa zamanda resmini çekip burada yayınlamayı başaracağımı umuyorum... |
30-06-2010, 23:03 | #441 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 01-06-2010
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 307
|
Sayın kartalpin, Saklı Uyum'a bakmaya doyamadım. Ben onu cin/tonik ikilisinin yanına koyamadım ama elma/soda ile seyrediyorum. Ve de seyrine doyamıyorum. Ne kadar zarif bir kaktüsmüş. Çok beğendim. Güle güle büyütün. Sayın Siyah size de çok geçmiş olsun. Umarım siz de; kaktüsünüz de sağlığınıza kavuşmuşsunuzdur. Sevgiyle kalın. İyi geceler. |
30-06-2010, 23:09 | #442 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 25-01-2010
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 60
|
Sevgili Kartalpin Kankardeşi ha ))))) Bunu sevdim Sevgili Aysahay iyi dilekleriniz için çok teşekkür ederim... Bu arada saklı uyum için ilginç bir yorum geldi kızımın arkadaşından... Ben kaktüs üzerinde minik çiçekler gibi dikenleri derken, o kaktüs üzerinde yürüyen bir sürü beyaz örümcek olarak yorumladı...ve çok ürktü... |
02-07-2010, 07:09 | #443 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 25-01-2010
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 60
|
Sevgili Kartalpin Yaşanan sadece "algıda seçicilik" Örümceklerden o kadar korkuyor ki, ilk çağrışımı o yüzden böyle oluyor... Kaktüsleri zaten seviyor ve besliyor, sadece saklıuyumda algıda seçicilik yaşadı... |
09-07-2010, 16:59 | #444 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 01-06-2010
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 307
|
Sevgili Kartalpin Hüsn'ü Aşk ne kadar da büyümüş. Çok güzel bir kaktüs. Kemal de çok zarif. Kemal isimli insanlar hep yakışıklı gelmiştir bana. ( Mustafa Kemal Gibi) O yüzden Kemal isimli kaktüsünüz de yakışıklı geldi bana.. Bu arada daha ben sayfamı açar açamaz yorum yazmışsınız. Hızınız için kutlarım. Yenileri görmeye de bekliyoruz. Saygılar.. |
12-07-2010, 07:13 | #445 |
Kaybettik
|
Sevgili kartalpin seçtiğiniz, bize hikayelerle tanıttığınız kaktüsler şekil olarakta çok hoş çok güzel kaktüsler. Hele bir de sizin sevgili, özenli bakımınızla çok güzel de büyüyorlar. Ayrı bir keyif veriyor insana sizi izlemek. Teşekkürler burada olduğunuz için |
15-07-2010, 23:48 | #446 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 04-09-2007
Şehir: Aydın
Mesajlar: 201
|
Teşekkürler Sevgili Kartalpin
Birden hatırlarsın, O da seni - - birden bazan: Nerde, ne yapar şimdi Parlar bir özlem anılar arasından. Bu akşam ne garip sözcük Sanki ilk duydum, yadırgıyorum: Akşam. Bilmem bulur muyum Yollara baksam? Söner yangın birazdan Yatışır özlem. Bir gün karşılaşırız Bir gün, bir yarım akşam. Behçet Necatigil |
16-07-2010, 22:30 | #447 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 11-04-2010
Şehir: istanbul
Mesajlar: 773
|
sevgili kartalpin yazılarınız mı daha güzel kaktüslerinizmi hala ayırt edemedim... ikisininde müptelası olacağım galiba!..Kaktüsler mi size yazdırıyor siz mi kaktüsleri açtırıyorsunuz gerçek bir muamma,ama sonuç öyle mükemmel ki gerisi koca bir yalan...hiç'inize bir armağan... hiçbir şey belli değil bir şey hariç biz bir hiçiz!..hiç!.. yüreğinizde sevginin sürekli yeşil kalması duasıyla sevgiyle kalın... |
17-07-2010, 14:11 | #448 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 25-01-2010
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 60
|
Sevgili Kartalpin... Aruz vezninin büyüsü sizi de sarıyor bakıyorum )) Gerçekten büyüleyici ve ne yazık ki artık hiç kullanılmaz hale geldi... Sadece kelimlere hakim olmak değil, onların çeşitli anlamlarıyla ve söz sanatlarıyla, uygun bir ritimde müzikal yorumlanması şiire çok güzel bir derinlik kazandırıyor...Belki de ruh derinleştikçe gördüğü, okuduğu ve duyduğu her şeyde derinlik arayışına giriyor...Gençken bu şiirlerin sevilmemesinin nedenlerinden biri de bu olsa gerek... Çok güzel bir yazı ile günüme güzellik kattınız... Çok teşekkürler |
18-07-2010, 20:52 | #449 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 11-04-2010
Şehir: istanbul
Mesajlar: 773
|
sevgili kartalpin sözlerinizi iltifat olarak kabul ediyorum...bir anneanne ne kadar genç olabilirse o kadar gencim işte...yinede teşekkürler...mükemmel kaktüslerinizle sevgi dolu yaşam birlikteliğinizin daha nice uzun yıllar sürmesi dileklerimle...sevgilerimle... |
19-07-2010, 09:58 | #450 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 11-04-2010
Şehir: istanbul
Mesajlar: 773
|
sevgili kartalpin rica ederim 18 yaş ve altı olmak kim istemez...bıcırık'ın anlamı sevimli geveze çok konuşan, birazda yaramaz demek ve insan her yaşta bıcırık olabiliyor...kaktüs sevgisine gelince bulaştırdınız bile ...bu gün benim doğum günüm, dünden herkese tembih ettim doğum günü hediyesi kaktüs istiyorum diye...bakalım kaç tane kaktüsüm olacak? gerisinide ben devam ederim artk... lütfen bizi yazılarınızdan mahrum etmeyin... harikasınız...sevgiler... |
|
|