agaclar.net

agaclar.net (http://www.agaclar.net/forum/)
-   Üyelerin Balkon ve Terasları (http://www.agaclar.net/forum/uyelerin-balkon-ve-teraslari/)
-   -   fcı / balkon (http://www.agaclar.net/forum/uyelerin-balkon-ve-teraslari/31899.htm)

fcı 11-06-2013 05:59

fcı / balkon
 
1 Eklenti(ler)
İyi günler,
Balkon hikayemi anlatmadan önce agaclar.net'e katkıda bulunan herkese teşekkür etmek istiyorum.

Bitkilerle maceram geçen sene sonbaharda Yıldız Parkı'nı gezerken yerde duran meşe palamutlarını ekmeye karar vermemle başladı. Palamutları hemen soğuk katlamaya aldım. Bunu duyan annem Ortaköy Migros'a gelmeden kaldırımda tek duran epey yaşlı ve büyük at kestanesi (beyaz çiçekli) ağacından düşen kocaman iki tohumu bana getirdi. Annemin büyüdüğü köy yolların üzerini kaplayan at kestaneleriyle kaplıymış. Tahmin ettiğiniz gibi ağaçların tümünü dikkatsiz sürücüler ağaçlara çarpıp öldükleri için kesmişler, bahçelerinde duran ağacı da manzarayı kapatıyor diye kesmişler ve yine tahmin ettiğiniz gibi köy bir daha asla eskisi gibi görünmemiş. Her neyse, onları da katlamaya ilave ettim. Bu sene şubat başında ektiğim tohumlardan resimlerde gördüğünüz iki at kestanesi filizlendi. Palamutların bir tanesi kök çıkardı (resimde en sağda biraz görünen saksı). Şu ana değin, toprağı kazıp baktığımda palamut ve tek kök halen sağlıklı görünse de bir türlü filiz çıkarmadı. Ben de ümidi kesip bir türlü atamıyorum. Öylece duruyor. Bakalım.

Gerçekten süratli büyüyen at kestanelerinin İlk çıkan dörder yapraklarının üzerinde kahverengi lekeler belirmişti. Yapraklar çok büyük ve ince olduğundan güneş yanığı olduğunu zannediyorum ancak ağacın buna benzer bir mantarı da olduğundan riske atmayıp tüm yaprakları koparıp attım. 6 numaralı ağacın yeni çıkan yaprakları yaklaşık yüzde altmış-yetmiş oranında küçüldü. 17 numaralı olanın gövdesi büyümeyi bırakarak iki ana dala ayrıldı ve yaprakları yüzde seksen-doksan oranında küçüldü. Aslında henüz haziran olduğundan yapraklarını tekrar koparıp daha da küçültebileceğimi zannediyorum ancak henüz ilk yılları olduğundan yapmayacağım. Şu anki boyutlarında, odunsu gövdeleri ve açık yeşil yapraklarıyla gerçekten çok tatlı görünüyorlar. Sürekli budayarak ağaçları kırk-elli santimetre boyutta tutmayı düşünüyorum.

Antalya'da büyüdüğümden ağaç yetiştirmeyle ilgili olsam da bu genelde çelik ve aşıyla sürdürüldüğünden tohum filizlendirmeye hiç tanık olmadım. Ve sanırım bu sitedeki diğer birçoğunuz gibi bende de açıkçası bağımlılık yaptı. Durmadan etrafta ağaç dallarını, manav tezgahlarını keser oldum.
Bu sırada mart-nisan aylarında etrafta bolca bulunan japon kurtbağrı ağaçlarının meyveleri düşmeye başladı. Her ne kadar, ülkemizde yetişen o kadar ağaç türü varken, görünüm olarak (çiçek, meyve, yaprak vs.) pek bir cazibesi olmayan kurtbağrı ağaçlarının ülkenin her tarafına ekilmesini çok desteklemesem de tohumlar hazır kaldırıma dökülüp heba olurken biraz alıp ekmeye karar verdim. 2 ve 15 numaralı saksılarda görülenler. Temizleyip doğrudan ektim. Çok başarılı bir ağaç yaklaşık yüzde seksen-doksan gibi bir oranda çimlendi.

Aynı dönemde bir üst sokakta saksıda duran yetişkin bir kuş üvezi ağacına rastladım ve ağacın tamamı geçen yıldan kalan dalında kurumuş meyvelerle kaplıydı. Bir avuç alıp, meyveleri yumuşasın diye suda beklettim. Ardından yarım milimetrelik tohumları meyveden çıkarıp tek tek temizleyip, on gün soğuk suda beklettikten sonra, zaten kış görmüş olduklarından çoğunu doğrudan ektim. Bir kısmını yine de soğuk katlamaya aldım. Toprağa ektiklerim birkaç haftada çıktı (1 ve 12 numaralı saksılar), soğuk katlamadaki tohumlar da ondan iki hafta sonra dolapta çimlenmeye başladı. Başta büyümeleri yavaş ancak gittikçe hızlanıyor gibi. Hem bakım gerektirmeyen hem çok kolay üretilen hem de çiçek, meyve ve yapraklarıyla çok güzel görüntü veren yurdumuzun bu doğal ağacının daha çok rağbet görmesi gerektiğine inanıyorum.

Aynı dönemde yediğim meyvelerin tohumlarını da toplamaya başladım. En çok elma yediğimden ilk onları ektim. Çoğunun buzluk gördüğünü tahmin ettiğimden katlamaya almadım. Çimlenme oranı düşük; yüzde yirmi civarı. Çimlenenler 7, 8, 9(solda duran) ve 11 numaralı saksılarda görülüyor. Elmaları türleri karışık starking, golden delicious, fuji vs. Tohumlardan ne çıkacağı ise tam bir muamma. 7 ve 11 numaralı elmaların henüz üçer küçük yaprakları varken yaprak kenarlarına doğru beyaz desenler belirmeye başladı. Mantar olma ihtimaline karşılık yaprakların hepsini söküp tüm elmalara sulandırılmış süt püskürttüm. Ardından 7 numaraya yeşil renkli bitlerden bulaştı elle toplayıp ardından üzerine basit bir haşere kovucu sprey sıktım. Son olarak 11 numaranın bir yaprağında geniş kahverengi lekeler oluşunca tüm yapraklarını tekrar söktüm. Şu anda hepsi sağlıklı görülüyor.

Mart ayında manavda bir koli aşırı derecede yumuşamış nar duruyordu. Bir tanesini alıp içinden bir miktar tohumu temizleyip doğrudan ektim. Neredeyse hepsi çıktı. 9(sağ taraftakiler), 10 ve 13 numaralı saksıda görüldüğü gibi ilk yapraklarını çıkardılar.
4 numarada görülen tropik türü bir kayısının çekirdeğinden çıktı. Bu filiz benim hayatımda gördüğüm en tatlı ağaççık. Bu dönerek büyüme şekli, yaprakların biçimi gerçekten harika. Keşke hep bu boyutta tutabilsem. Ardından ektiğim ninfa cinsi kayısı çekirdeklerinden üç tanesi köklendiyse de görünürde henüz bir hareket yok.

14 numarada görülenler Köpük çalısıdır; Skimmia japonica. Yol kenarından toplayıp doğrudan ektim üç-dört haftada çimlendiler. Onlar da şimdi ikinci yapraklarını çıkarıyorlar.
16 numarada gördüğünüz doğu çınarı. İki hafta önce Baltalimanı'nda sahil yolundaki çınar ağaçlarının birinin dibinde dalında kuruyup yeni düşmüş bütün bir koza buldum. Kozayı bozup, hepsini gördüğünüz saksıya oldukları gibi ektim. Neredeyse bir haftada çimlendiler. Bu küçücük filizlere bakıp asırlık kocaman ağaçları düşünmek gerçekten heyecan verici.

3 numarada sardunya var. Yol kenarından koparıp ektim. Köklendiler. Umarım büyürler de.
5 numaradaki bitkiyi Belgrad Ormanı dolaylarında bu halde buldum. Altında fındık içine benzer tohumu halen duruyor. Etrafta ona benzer yaprağı olan bir ağaç da olmadığından türünü bilmiyorum. Sitenin ilgili bölümüne de sordum, cevap bekliyorum.

19 numaradaki güller kardeşlerimden hediye geldi, kırmızı ve beyaz. Üzerlerinde herhangi bir emeğim henüz yok. İlk çiçeklerini verdiler, ikincileri bekliyorum.
Güller dışında kiraz (cherry) domates de kardeşimden hediye. Onları da bugün yemeye başlayacağım.
Bahar başında apartmanın girişini kaplayan orman sarmaşığından üç dal alıp ekmiştim. Hepsi tuttu. Aslında sarmaşığa ilgim yok, gerçi zamanla odunlaşan gövdeleri çok güzel görüntü veriyor ama bu tür özellikle yaprakları sürekli kalp şeklinde kaldığından hoşuma gitti. Bunun Persian ivy türü Hedera colchia var. Dentata olduğunu düşünüyorum.

Yıldız Parkı'nın üst girişinden girip ara yolunu takip edince sağda birkaç japon aralyası bulunuyor. Giderseniz meyvelerini dalında kurumuş olarak halen bulabilirsiniz. Ben biraz aldım. Bir gün suda bekletip temizleyip ektim. Bir-iki haftaya çıkmaya başladılar. Bu kadar aralyayla ne yapacağım hiç bilemiyorum.
Sukulentlerim de var. Hepsini gördüğünüz halde oradan buradan toplayıp ektim. Umarım yaşarlar. Türleri halen muallakta. İki tanesinin türlerini ilgili bölümde sordum.
Şimdilik bu kadar.

Kelebek 11-06-2013 06:04

Sayfanız hayırlı olsun Sn.fcı.
Saygılar.

fcı 11-06-2013 06:06

Detaylı resimler.
 
3 Eklenti(ler)
1. Orman sarmaşığı - Hedera colchia var. Dentata
2. Kiraz domates
3. Japon aralyası - Fatsia Japonica 'Variegata'

fcı 11-06-2013 06:31

Detaylı resimler.
 
5 Eklenti(ler)
Kuş üvezi - Sorbus aucuparia
Eklenti 416409

Japon kurtbağrı - Ligustrum Japonicum
Eklenti 416410

Doğu Çınarı - Platanus orientalis
Eklenti 416411

Kuş üvezi ve Japon kurtbağrı
Eklenti 416412

Köpük çalısı - Skimmia japonica
Eklenti 416413

fcı 11-06-2013 06:39

4 Eklenti(ler)
Kayısı.
Eklenti 416414
Aynı kayısının yandan görünüşü.
Eklenti 416415
Elma ve iki nar.
Eklenti 416416
Hepsi bir arada nar.
Eklenti 416418

fcı 11-06-2013 06:46

Detaylı resimler.
 
3 Eklenti(ler)
Elmalar.

kılıçh 11-06-2013 07:04

sn fcl sayfanız hayırlı olsun sizden güzel resimler bekliyoruz...:D

hüzün 11-06-2013 13:31

hoşgeldiniz sayfanız hayırlı olsun

sonkez 11-06-2013 17:48

Sayfanız hayırlı olsun...

hira 13-06-2013 01:51

çimlendirmede ne kadar başarılısınız:) firesiz çimlenmiş sanki her ektiğiniz:)

fcı 14-06-2013 21:01

1 Eklenti(ler)
Teşekkürler. Umarım büyütmekte de başarılı olurum. Benim de hepiniz gibi güzel bitkilerim olur. aralyalarım da tam olarak çimlendi. Bir de iki hafta önce Baltalimanı'ndaki Bitki Market'e(eski Garden Center, niye isim değişti bilmiyorum ama Doğa Marketi, Bahçe Marketi, Fidan Marketi gibi isimlere nazaran Bitki Marketi kulağa biraz 'klinik' geliyor sanki) saksı almaya gitmiştim. Patlayan korkunç lodostan bazı saksılar devrilmiş ve kumkuatların dallarında iyice olgunlaşmış meyveleri etrafa saçılmıştı. Birkaçını alıp temizledim. Doğrudan ektiğim tohumlardan ikisi filizlendi, çimlenmeye de başladılar. Fotoğraflarını da ekleyeceğim.
Bunlar dışında da saksıda ve soğuk katlamada zamanlarını bekleyen tamamını çevreden topladığım bir sürü çeşit tohumum daha var. Metrekare fiyatının ağaçları önemsemek için fazla yüksek olduğu böyle kalabalık bir şehir için İstanbul halen kayda değer bir bitki çeşitliliğine sahip. Bu da Anadolu'nun güzelliği zannedersem. Yani evimin bir tarafında elma ağacı var öbür tarafında portakal ve ikisi de meyve veriyor, bu bir mucize.

Kumkuat - Citrus fortunella

fcı 21-06-2013 04:48

Hastalık Mevsimi.
 
2 Eklenti(ler)
Hastalık mevsimi: mantar. Önce bir saksıda dörtlü duran narlarım. Ufacık yaprakları ortalarından kahverengiye dönüp bir bir kıvrıldı. Ev yapımı bir ilaç sürdüm (sarımsak, soğan, kırmızı biber, sabun), olmayınca başlarını çimyapraklarına kadar kopardım. Şimdi ikişer yeni sürgünle tekrar büyüyorlar. Yan yana durmalarına rağmen diğer iki saksı temiz. Resimlerini ekliyorum.
Bir saksıda ikili duran narlardan biri çok ilginç, üç tane çimyaprağıyla çıktı ve şimdi iki filiz üzerinde garip düzende yapraklar yapıyor. Sanırım bir şekilde ikiz. Üstelik o filizi aslında oraya ekmeyecektim, yanındakini diğer saksıdan alırken temizlememe rağmen bir şekilde elime yapışmış. Bakalım neye dönecek.
Eklenti 419614
Öbür saksı aldı başını gitti.
Eklenti 419615

fcı 21-06-2013 04:58

At kestanesi.
 
4 Eklenti(ler)
At kestanelerim de mantarlandı. Bu civardaki bütün at kesteneleri yapraklarını kurutan mantarla mücadele ediyor. Aralarından bazıları daha dayanıklı. Benim tohumları aldığım en yaşlısı da öyleydi. Bendekilerin de biri mantardan ikinci kez etkilenirken, ikincisi henüz temiz. Yapraklarını zaten evvelden koparıp tekrar büyütmüştüm; şimdi mantarlı olanı tekrar soydum. Çıplak duruyor. Umarım yaşar.

fcı 21-06-2013 05:10

Japon aralyası ve kurtbağrı.
 
3 Eklenti(ler)
Aralyalarım çimlendi, yaprakları bekliyorum.
Eklenti 419620

Eklenti 419621
Japon kurtbağırları büyüyor.
Eklenti 419622

fcı 04-07-2013 17:19

4 Eklenti(ler)
Kumkuatlarım çimleniyor. Ne bereketli meyvelermiş. Eğer saksıdaki sekiz fidana bakarken "Ben beş tohum ekmemiş miydim?" diye şaşırıyorsam artık bir defter alıp not tutma zamanı gelmiştir.
Filizlerden biri farkettiğiniz üzere beyaz. Yanındaki eğik duran filiz yeni çıkarken elmalar için kullandığım mantar ilacından etkilenip öyle boynu bükük durdu. Öleceğini zannederken aynı tohum öyle bir hızla yeni sürgün verdi ki gördüğünüz boya ulaşmasına rağmen alttan henüz yeşeriyor.

Eklenti 423423

Bu, sözde mantar ilacına gelirsek. Bitki yetiştirmeye yeni başlayan her üye gibi forum sayfalarını karıştırırken benim de yolum Sayın Mine Pakkaner başta olmak üzere uzmanların görüşlerini sunduğu "Ev Yapımı İlaçlar" başlığına düştü. Yalnızca, buradan aldığım dersi yeni başlayan insanlara aktarıp orada bırakacağım.

Sözü edilen başlığı gezerken bir noktada aklınıza "Yahu, bu ilaçlar hep bir-iki malzeme sulandırılıp yapılıyor, hep bir şeye etkili; ben hepsinden az alıp bir araya koyayım, ne varsa temizlesin." diye düşünebilirsiniz-ki ben düşündüm demiyorum. Durun! Bu tarz düşünme; siyah çay, kırmızı biber, kahve, tütün ve nanenin suda kaynatılıp, soğuyup süzüldükten sonra içine bulaşık sabunu ve alkol eklenip bolca sulandırılarak bir sprey şişesine doldurulmasıyla sonuçlanabilir ki; bu da tohumundan yeni çıkmış kayısı ve kirazınıza ve elmalarınızın yapraklarına mal olabilir-ki ben öyle oldu demiyorum. Onlar hala hayatta; sadece uyuyorlar-Depresyonun birinci aşaması.

Utanç içerisindeyim. Bu karışım nar, kurtbağrı, köpük çalısı ve çınarları hiç etkilemezken, diğer kayısı fidesinin yalnızca en üstteki yeni yapraklarını etkiledi. At kestanesinin damar çevrelerinde kahverelengileşme görüldüyse de yapraklar sağlam kaldı. Elmaların ise özellikle bir tanesi ilacın etkisini neredeyse hiç hissetmezken, diğerlerinde noktasal başlayan kurumalar zamanla bölgesele dönüşerek yaklaşık bir haftada aktivitesini tamamladı. Yapraklar halen duruyor yalnızca bazı kısımları kahverengi.

Mesajı iç karartıcı hale getirmeden, güzelliklerle devam ediyorum. Sayın Kelebek'in sayfasından çok kıskanıp aldığım Kolyoz'um. İki liraydı. Bundan uzundu aslında, yastık şekli elde etmek istediğimden budadım. Parçaları köklendirmeye çalışıyorum. Bir kısmı içeride, suda.

Eklenti 423426

Eklenti 423427

Burada da üçüncü baharını yaşayan at kestanesi, yeni yapraklarıyla çok tatlı.

Eklenti 423428

gürcan_keskin 04-07-2013 17:30

Sayfanız hayırlı olsun sayın fcı.
Bitkilerle tanışmanız güzel bir hikaye ile başlamış.Annenizin de destek vermesi gayet güzel.Umarım herşey dilediğin gibi olur.
Başarılar.

h_dogan 05-07-2013 11:51

Sn. fcı sayfanız hayırlı olsun.
Beyaz olan kumkuatta albino dediğimiz olay var. Bir çeşit genetik bozukluktan kaynaklanıyor yani yaşamaz. Ne kadar büyür ben de merak ediyorum şahsen.

fcı 05-07-2013 19:41

Teşekkürler.
Sayın h_doğan neden öyle diyorsunuz, yaşar tabi.
Ama, cidden; mesajınız üzerine okudum, yaşamıyorlarmış.
Ama nedeni genetik değil çünkü orada yan yana duran iki filiz de aynı tohumdan çıktı. Benim durumumda klorofil eksikliği klorofilin aynı tohumdan çıkan birinci filize gitmiş olmasından kaynaklanıyor olabilir ya da sonradan bir mantar enfeksiyonundan. Her iki durumda da belki birinci filizin ürettiği enerji yavaş da olsa ikisinin de yapraklanmasını sağlayabilir. Hatta kesin sağlar. Sağlar değil mi? (Ben yalnızca kimse ölmesin istiyorum.)

h_dogan 06-07-2013 07:03

Malesef yaşamıyor. İkisinin aynı tohumdan çıkması ilginç.

dağçiçeği 06-07-2013 22:52

Sayfanız hayırlı olsun. Çok güzel çeşitleriniz var maşallah hepsine. Tohum filizlendirme konusunda çok başarılısınız . Kolaylıklar dilerim.

fcı 08-07-2013 01:20

1 Eklenti(ler)
Nostalji kuşağı gururla sunar... O bir fenomen, o bir devrim, bir çağın başlangıcı, ooooo Tül Kuşkonmaz! (Eğer aynı heyecanı hissetmiyorsanız, buraya kadarki kısmı heceleri vurgulayarak lütfen tekrar okuyun.)
Bu yıllarda dalında olgunlaşmış hatta hafif kurumuş meyveleriyle beni bekleyen bir Kuşkonmaz'la karşılaşma olasılığım-buna uygun bir metafor- Frank Zappa plağı bulma olasılığına eşit olmalı. Burada önemli olan; olasılık gerçek olduğunda o plağı isteyecek yüzsüzlüğü gösterebilmektir. Çünkü o plak sizi değiştirir. A evet, değiştirir.
Yani ben Antalya'da büyüdüğümden Kauçuk ağacına, Paşa Kılıcı'na gayet aşinayım-orada gerçekten devleşiyorlar. Kurdele Çiçeği halen pencere önlerinde, Salon Yaprağı da halen piyasada, Açelya zaten malum... (Belki hepsini toplayıp bir nostalji koleksiyonu yapabilirim.) Ama Tül Kuşkonmaz, hep, dekoru uzun yıllardır değişmemiş o odanın bir köşesindedir. Hiçbir zaman güzel görünmez, hayır-çoğunlukla sanırım düzgün budanmadığı için. Güzel görünse de bundan asla emin olamazsınız. Hem de dikenli. Yetiştirilecek bitki mi bu? Ama değişik bir şey buldum ya, böyle her yerde satılmayan; heyecanlanıyorum çok. Çevremde herkes bana deliymişim gibi bakıyor. Hıh, ne anlıyorlar ki?
Resimde çorba kaşığının üzerinde tazecik filizini, köklerini, tohumunu, ve kocaman deposunu görebilirsiniz.

Tül Kuşkonmaz - Asparagus setaceus

fcı 17-07-2013 19:53

2 Eklenti(ler)
Tül Kuşkonmaz - Asparagus setaceus

Süratle gelişiyorlar. Tohumları temizleyip doğrudan saksı toprağına ektim ve toprağı iyice ıslak tuttum, üç-dört haftada tümü köklendi, bu da iki hafta sonraki gelişmeleri.

Eklenti 427199

Sardunya

Komşudan aldığım sardunya çeliği köklenmişti, şimdi de yaprak ardına yaprak veriyor. Çiçeğini de görür müyüm ki?

Eklenti 427203

fcı 17-07-2013 20:01

5 Eklenti(ler)
Malta Eriği - Eriobotrya japonica

Manavdan aldığım üzeri bolca kahverengi lekeli meyvelerden çıkan tohumları temizleyip; doğrudan suya atmaktan emin olamadığım için, peçeteye sardım ve dibinde su kalacak şekilde bir bardağa koydum. On güne hepsi köklerini gösterdi. Bu da üç-dört haftalık gelişimleri.

Eklenti 427210

Menegiç - Pistacia terebinthus

Dalında siyahlaşmış meyvelerden çıkan tohumları temizleyip dört hafta soğuk katlamaya aldıktan sonra dışarı ektim. Bu da üç-dört haftalık gelişmeleri.

Eklenti 427211

Mabet ağacı - Ginkgo biloba

Evrimsel açıdan kuşkusuz en ilgi çekici ağaç. Bonsai sanatını araştırmaya başladığım ilk günden beri aklımdaydı. Çevremde toplamak için tohum baktıysam da, zamanla öğrendim ki peyzaj amacıyla ekilen ağaçların tümü erkekmiş. Çare olmayınca ben de çelik almaya karar verdim. Gördüğünüz Haziran başında alınmış, yaklaşık sekiz santimetrelik "Y" şeklinde odunsu bir orta gövde sürgünü. Kesitine bal sürüp, toprağını söğüt dallarından yaptığım çayla suladım-biraz abartmış olabilirim. Sonuçta iki dal da yeni sürgün vermeye başladı.

Eklenti 427212

At Kestanesi - Aesculus hippocastanum

Üçüncü baharını yaşayan At Kestanesi'nin son durumu. Gördüğünüz gibi ağacı yatırdım. Nedeninden emin değilim. Yalnızca düz büyümesin istiyorum.

Eklenti 427213

Kumkuat - Citrus fortunella

Bir tohum daha sonradan ikinci bir fide çıkardı. O da albino. Büyümeleri sürüyor.

Eklenti 427214

fcı 28-07-2013 06:42

Çelikle çoğaltma.
 
1 Eklenti(ler)
Bir önceki mesajda yazdığım Mabet ağacı aslında köklenmemiş, son gücüyle sürgün verip öldü.
Aslında geçen sene sonbahardan beri değişik ağaçlardan çelik alarak köklendirmeye çalışıyorum.
Sonbaharda ilk araştırdığımda internette on-yirmi santimetrelik sürgünlerin iyi kökleneceğini okumuştum. Bunun üzerine ben de ağaçların en ucundan tek yıllık henüz dallanmamış; dümdüz, incecik çubukları alıp toprağa ektim ve soğukta toprağını sürekli nemli tuttum. Aralarından tek tutan Hedera Helix oldu. Bu bitkinin neden istilacı olduğunu anlayabiliyorum.
Zaman sonra; Haziran ayında, bir grup çelik daha aldım. Bu defa yarım-bir santimetrelik, birkaç yaşında gövde sürgünleri alıp IBA kullanıp, az nemli perlite daldırıp üzerini poşetle örttüm. Ne yazık ki; bu sene, İstanbul o bazen olan aşırı derecede nemli yazlarından birini yaşıyor-öyle ki açıkta duran Çınar ağaçları bile küllenip Temmuz ortasında yapraklarının yarısını döktü. Sonuçta bunlar da köklenemeden çürüdü. Hatta toprağa ekip, poşetle örttüğüm Yalancı Akasya çelikleri üç gün içerisinde tamamen küfle kaplandı.
Aşağı resimde gördüğünüz, doğaya karşı yürüttüğüm acımasız faaliyetlerden tek hayatta kalan. Poşete sarmadan balkonda az güneş alan bir yerde duruyordu. Bu bir sarılıcı gül, ufak yaprak ve çiçekleri olan cinsten. Yeni sürgünleriyle çok tatlı.

Rosa sp.

fcı 06-08-2013 12:47

Sukulentlerim.
 
5 Eklenti(ler)
Bunlar bu bahar çevreden edindiğim sukulentlerim. Tam anlamıyla toparlanmaları biraz vakit aldı. Ama hepsi yaşayacak gibi görünüyor.

Soluk Dam Koruğu - Sedum pallidum var. 'Bitynicum' (Dünyada "Turkish Sedum" olarak biliniyormuş.)
Eklenti 432141

Drosanthemum var.
Eklenti 432142

Bunun bir tür Sedum olduğuna inanıyorum.
Eklenti 432143

Gasteria carinata
Eklenti 432144

Bu da kaktüsüm.
Mammillaria var.
Eklenti 432145

fcı 06-08-2013 13:19

2 Eklenti(ler)
Bu arada müthiş bir keşifte bulundum. Güneş ışığı yeni filizleri yakabiliyormuş. Ben de neden bu Çınarlar büyümüyor diye bakıyorum. Defne ve Kiraz yaprakları da yanıyor, Kayısı çok az kuruyor gibi ama Malta Eriği "Bana mısın?" demeden boylanıyor. Bu arada defne demişken, yukarıda Menengiç olarak yazdığım fideler aslında Defne fidesiymiş (Laurus sp.). Menegiç tamamen farklı böyle Karaağaç gibi kocaman bir ağaçmış ve İstanbul'da her yerde bitiyor. Ben Antep Fıstığı gibi ufak bir şey bekliyorum. Yerel türlere daha iyi çalışmalıyım. Sonunda Akçakesme, Defne, Mersin ayırt etmeye başlıyorum. Ama mesela Osmanthus diye bir şey var ki, hiç bir fikrim yok. İnternette kaynak azlığı var. Yani Akçaağaç hakkında her detay mevcutken, Akdeniz florası önemli ölçüde bir gizem. Var olan bilgi de Akdeniz ülkelerinden değil İngiltere'den geliyor.

Her neyse.

Aşağıda da bir aylık soğuk katlamanın ardından çimlenen Şeftalim.
Şeftali - Prunus persica
Eklenti 432151


Bu da Kızılçam. Kızılçam en beğendiğim ağaç. Hem gövdesine hem de aşağıdan bakınca dalların oluşturduğu desene hayranım. Bir de At Kestanesi'ne hayranım, o da ağaç çok yoğun bir şekilde yeşil göründüğünden.

Kızılçam yazın havalar iyice ısınınca topluca kozalak döküyor. Çıkardığım tohumları saksı toprağının üzerine serip, öğlen ve öğleden sonra güneş gören bir yere koydum. Güneş gördüğü saatlerde üzerini şeffaf poşetle örtüp sıcak kalmasını ve toprağın nemiyle ıslanmasını sağladım, kalan saatlerde mantarlanmaması için üzerinin açık bıraktım. Bir hafta böyle gittikten sonra üzerini örtmeyi bıraktım, nemli kalması için tohumların üzerini hafif toprakla kaplayıp arada bir suladım. İki haftaya yaklaşırken durumları böyle, şu anlık dört tanesi çimlendi.

Kızılçam - Pinus brutia (Dünyada "Turkish Pine" olarak biliniyor.)
Eklenti 432152


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 17:57.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)

Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2024