Sûz-i Dilârâ / Balkon, ev

[A_NOMAD]

Orijinal Mesaj Sahibi Sûz-i Dilârâ

Gözüm de yollarda kalmıştı, nerede kaldı bu unlu bitler diye

Bir gece içinde bütün papatyamı yumurtalarla doldurmuş Sabah bütün yaprakları temizledim, ikindi üzeri bir daha baktım bu yaprağı gördüm. Arap sabunlu suyun bir köşede hazır durma zamanı gelmiş

Fotoğrafa bakınca unlu bit değil de sanki galeri sineği larvaları dadanmış gibi geldi bana

[Sûz-i Dilârâ]

Çok teşekkür ederim sevgili ANomad, evet o galeri sineği larvasıymış, internetten bakındım biraz.

Unlu bit yazmamın sebebi, daha önce menekşe yaprağımda unlu bitlerden görmüş, temizlemiş ancak ertesi birkaç gün içinde hemen yan saksılardaki adeniumlarda fotoğraftaki yumurtalardan görmüş olmamdı. Olgunlaşmış yumurtalarda görünen şekiller de tıpkı unlu bitlerin henüz unlanmamış hâliyle tıpa tıp aynıydı. Van'da hava her zaman serin olduğundan bitlerle böceklerle pek tanışmamıştım ama anlaşılan Çukurova sıcağında hepsiyle karşılaşacağım.

Havalar birkaç gün ısınınca hemencecik bitkinin orasından burasından boy göstermeye başlıyorlar. Dün bir papatyamda bu sinek yumurtalarından; yan saksıdaki papatyada bugün şu yeşil bitlerden gördüm. Karşı saksıdaki kalanchoede siyah bitlerle ve onların kankası karıncalarla başım dertte.

[A_NOMAD]

İşiniz zor gerçekten, ılıman iklimin kötü tarafları... Kolay gelsin

[Sûz-i Dilârâ]

Hanımelim ilk çiçeğini açmış


Cezayir menekşesi, hâlinden memnun görünmüyordu, budadım.


Akşam sefaları son hız...


Frezyalar tohuma durdu... Soğanlılardan hem yormayan, üzmeyen üstüne de sevindiren bir tür frezya. Seneye kısmet olursa balkonumda kendine daha fazla yer bulacak.


Bir papatya daha... Aslında istediğim papatya tam da buydu. Daha önce köklü bir çelik denemem oldu ancak sonuç hüsrandı. Bu fideyi çocukları gezintiye çıkardığımızda kaldırım kenarında buldum. Allah benim için tohumunu rüzgârlara taşıtmış, yağmurlara sulatmış, güneşine besletmiş sonra da büyümüş olarak karşıma çıkarttı. Ben de minnettarlıkla kabul ettim. Yeni bir saksıya, güzel bir toprak karışımına diktim. Allah'ın bana anneler günü hediyesi kabul ediyorum

[Sûz-i Dilârâ]

Tohumdan yetişen ipek çiçeklerim, dün şaşırtıldılar, yer açelyası ile birlikte.


SDurul ablamdan gelen ve geçici olarak hanımelinin saksısında kendine yer bulan telgraf çiçeğimi ayrı saksıya aldım



Saçılmış inci taneleri gibi birbiri ardına açmaya devam ediyorlar...



Kokulu bitki yetiştirmeye merak saldıktan sonra büyük bir sabır ve sabırsızlıkla çiçeklerinin açacakları günü beklemeye başladım. O kokulu güzellikler birbiri ardına açmaya başladıkça "hımm demek o kokuyu senden almışlar, bu koku da senden alınmış, aaa o meşhur koku sen misin? Bu ferahlığı senden mi çalmışlar güzelim ..." vs. yorumlarında bulunup dururum. Melissa kokusunu merak ediyordum uzun zamandır. Bir haftadır muradıma ermiş bulunuyorum. Gündüzleri kapanıp akşamları açıldığında etrafını kokuya boğan bu bitkinin kokusunu da hacı yağlarından hatırladım. Bana hep biraz ağır gelmiş olan bu koku bende yaşlılarla özdeşleşmiş. Çocukken ne zaman yaşlı bir amcanın elini öpsem burnuma bu koku yapışır kalırdı. Demek ki diyormuşuz ki yaşlı amcaların parfümü de melissadanmış. Tabii eski yaşlıların, şimdikiler gençlerden daha bıçkın...


Bu da ferah kokusuyla en sevdiklerimden, bir tane açan çiçek bütün odayı ve odanın açıldığı holü kokusuyla doldurmaya yetiyor Full arap yaseminim

[Sûz-i Dilârâ]

Bir yerlerden tanıdık gelmekle birlikte bir türlü çıkaramadığım bu çimlenmiş minikleri bu sabah aniden hatırladım: Keçiboynuzu... Selluka saksısına fasulye tohumu gömmüştüm, keçiboynuzu çıktı. Toprağı karıştırdım, fasulyeler çürümüş. Neye niyet neye kısmet.
Hayırlı olsun artık iki tane keçi boynuzum da oldu. Davetsiz misafirlerim kendilerine balkonumda yer bulacak, daha sonra uygun ve sahipsiz bir araziye dikilecek.


Sümbülteberlerimden toplu görüntü...


Bu da sarı yıldızım...


Kaktüs sayfamda bahsettiğim Hüseyin amcanın hediye ettiği gül çeliklerimden biri, hepsi de tuttu, tenekelere dikeceğim.


Alt komşumdan iki adet karanfil aldım. Biri kadife koyu pembe çiçekli, diğeri normal pembe, katmerli çiçekli. Karanfili ilk defa yetiştireceğim.

[saisha]

sayfanız hayırlı olsun sayın Sûz-i Dilârâ, çok güzeller maşallah. daha güzelleri benim olsun şaka şaka sadece benim değil hepimizin olsun Laleci 03 kardeşimizin sayfasını da sizin sayfanızı da gördükten sonra kesinlikle beklemem gerektiğini düşünüyorum. hele ki eklemeyi düşündüğüm yeni çiçeklerim var, çiçeklerimin arasına onlardan sonra inşallah ben de katılmak istiyorum aranıza...

[Sûz-i Dilârâ]

Orijinal Mesaj Sahibi saisha

sayfanız hayırlı olsun sayın Sûz-i Dilârâ, çok güzeller maşallah. daha güzelleri benim olsun şaka şaka sadece benim değil hepimizin olsun Laleci 03 kardeşimizin sayfasını da sizin sayfanızı da gördükten sonra kesinlikle beklemem gerektiğini düşünüyorum. hele ki eklemeyi düşündüğüm yeni çiçeklerim var, çiçeklerimin arasına onlardan sonra inşallah ben de katılmak istiyorum aranıza...

Niye bekleyeceksin cancağızım, aldıkça eklersin sayfana çiçeklerini Benim fazla çeşidim olduğunu düşünmüyorum hem. Belli türlere yoğunlaştığım için fazla çeşit yapmaya da çalışmıyorum. Bakabileceğim ve baktıkça huzur verecek kadar...

[Sûz-i Dilârâ]

Balkonumdaki yabanıl hayattan mini mini bir can İlk evin içinde rastladım. Eylülde geldiğimizde büyük bir kertenkele evin içinde dolanıp duruyordu. Sıcak olduğu için pencereleri de kapayamıyorduk. Bir ara dışarı çıktığını görüp rahatlamıştım ama yumurtlama zamanı dönmüştür herhalde. Bu da büyük ihtimal onun yumurtalarından çıkma. Daha önce de bir yavru, sonbaharda dolanıyordu evin içinde.
Salonda tesadüfen minderin altına saklanmış olarak görünce ezilmesin diye alıp balkona götürdüm, yasemin saksısının içine bıraktım. İnşallah üşümez. Tereddütte kaldım tekrar içeriye alsam mı?

Hadi kertenkele neyse de yazın eve akrep girecek diye ödüm kopuyor. Her yer bahçe, toprak, evler de serin ve karanlık


Makineyi yaklaştırdıkça ağzını açarak tepki verdi, kızdı mı ne

[Sûz-i Dilârâ]

Yeni aldığım gülüm. Mersin dönüşü yol üzerindeki seraya gezme amaçlı girmiştim. Kokusuna meftun olunca kadroya dahil edildi. Yanında beyaz renkli bahçe sardunyasıyla birlikte.

[Sûz-i Dilârâ]

SDurul ablamın gönderdiği telgrafım bu narin, zarif çiçeği açtı. Çocukluğumda her evde gördüğüm telgraflara karşı nötrdüm diyebilirim. Bu çiçeği gördükten sonra aşık oldum.


Papatyaların fotoğrafını eklememek için uğraşıyorum ama kendimi tutamıyorum, bu güzellik geçmeden bol bol izleyelim


Ağlayan kalplerim toparlanıyor, çözümü her gün azar azar sulamakta buldum. Sabah yarım saat kadar güneş alıyor ve kuytu bir köşede.

[Tilki Mete]

Orijinal Mesaj Sahibi Sûz-i Dilârâ

Balkonumdaki yabanıl hayattan mini mini bir can İlk evin içinde rastladım. Eylülde geldiğimizde büyük bir kertenkele evin içinde dolanıp duruyordu. Sıcak olduğu için pencereleri de kapayamıyorduk. Bir ara dışarı çıktığını görüp rahatlamıştım ama yumurtlama zamanı dönmüştür herhalde. Bu da büyük ihtimal onun yumurtalarından çıkma. Daha önce de bir yavru, sonbaharda dolanıyordu evin içinde.
Salonda tesadüfen minderin altına saklanmış olarak görünce ezilmesin diye alıp balkona götürdüm, yasemin saksısının içine bıraktım. İnşallah üşümez. Tereddütte kaldım tekrar içeriye alsam mı?

Hadi kertenkele neyse de yazın eve akrep girecek diye ödüm kopuyor. Her yer bahçe, toprak, evler de serin ve karanlık
Eklenti 552584
Eklenti 552585
Makineyi yaklaştırdıkça ağzını açarak tepki verdi, kızdı mı ne
Eklenti 552586

Abla napıyorsun , nasıl aldın onu eline yani tebrige layık uuuu (görünce bile tüylerim diken diken oluyor )

Bugün ne garip herkezin arabsına bişiler girmiş hiç kimsede nasıl geldiğini bilmiyor

[Sûz-i Dilârâ]

Mini mini görünce dayanamadım, hayvanlardan korkmam pek, zehirli olmazsa sorun değil Tiksinmem de hepimiz aynı Kaynak'tan geliyoruz sonuçta

[Resulgur]

Sayfanız hayırlı olsun efendim. Gezinirken çok keyif aldım bir çok çiçek çeşidi mevcut kıskandım doğrusu .. Bende sizin yaşadıklarınızı yaşıyorum şu anda Muşta görev yapıyorum. En kısa zamanda o taraflara gelmeyi iple çekiyorum. Saygılar

[Sûz-i Dilârâ]

Orijinal Mesaj Sahibi Resulgur

Sayfanız hayırlı olsun efendim. Gezinirken çok keyif aldım bir çok çiçek çeşidi mevcut kıskandım doğrusu .. Bende sizin yaşadıklarınızı yaşıyorum şu anda Muşta görev yapıyorum. En kısa zamanda o taraflara gelmeyi iple çekiyorum. Saygılar

Teşekkür ederim sayın Resulgur, biz Van'da yedi sene yaşadık. Kendine has güzellikleri olan oldukça zengin bir coğrafyamız Doğu Türkiyemiz. Van'da doğmuş, büyümüş olsaydım ömrümün sonuna kadar orada yaşıyor olmayı isterdim ancak insanın memleketinin çekim gücü oldukça fazla isterse dünyanın en kıraç yerinde doğun, bülbülün "vatanım da vatanım" hikâyesi. Biz de Akdeniz insanıyız ve dönüp dolaşıp geleceğimiz yer burası. Her karışına aşığım Akdeniz'in. Tarsus'a taşındığımız günden beri huzuru yudum yudum içiyorum diyebilirim. Bütün sevdiğim bitkilerim de balkonumda, yolda, bayırda, kıyıda, kenarda

Siz de inşallah en kısa zamanda istediğiniz yere yerleşir, huzurlu bir hayat yaşarsınız.

[Sûz-i Dilârâ]

Bu sabah son birkaç haftanın yorgunlukları çıktı herhalde, korkunç bir baş ağrısıyla uyandım ama biri sabah biri de öğleden sonra yaşadığım iki şey baş ağrımı geçirdi.

Sabah olan iki buçuk yaşındaki oğlumun kurduğu uzun ve sevimli cümleydi. Yanından yeni geldiğimiz anneannesini özlemiş olacak ki sabahın nurunda "anneeee meni ayak nede, papa aç, anneanne" (anne benim ayakkabılarım nerde kapıyı aç anneanneme gideceğim) cümlesiydi. Bir anda kurduğu bu uzun cümle beni hem çok şaşırttı, hem de güldürdü.

İkincisi de umudumu kesmeye başladığım su yasemini tohumlarından birinin çimlendiğini görmemdi. Uzak doğuda tapınak bahçelerini kokusuyla ve görüntüsüyle dolduran bu ağacın tohumunu çok merak ederek ve severek almış ve ekmiştim, kolay çimlendiği yazılmasına rağmen bir türlü çimlenmemesine canım çok sıkılmıştı.

[Sûz-i Dilârâ]

Gloksinyalarım aslında beş taneydi ama bir tanesinin minik sürgünü ben yokken kurumuş. Geldiğimde yine dayanamayıp yumrusunu çıkarıp baktım, minik kökler vardı. Aceleyle toprağa geri gömdüm. Her defasında kendime kızıyorum kurcalama şu tohumları, soğanları diye ama her defasında da kendimi tutamayıp yine zavallıcıkların huzurunu bozabiliyorum.

[Sûz-i Dilârâ]

Tohumdan yetişen orkide ağaçlarım Bu da kokulu...


Bunlar zengarden'dan aldığım kokulu zambaklarım, üç tane almıştım bir tanesi çıkmadı. Sanırım zamansız ektim ve yeterince sıcak olmayan havalarda gereğinden fazla suladığım için çürüttüm diye düşünüyorum. Sayın kgursan'dan aldığım aynı tür zambakları bugün diktim toprağa.


Bunlar da yine sayın kgursan'dan aldığım lisianthus fideleri, dün akşam toprakla buluştular 32 adetti, her renkten birer adedi komşuya hediye edildi.

[Sûz-i Dilârâ]

Sümbülteberlerim sıcakların başlamasıyla gelişimlerini hızlandırdı, ana soğanlar da yavrular da çok güzel gelişiyorlar. İnşallah bol bol da çiçeklenirler.



Tohumdan yetişen biberler, bir ara böceklere kurban gidecek gibi oldular ama arap sabunlu su imdatlarına yetişti.


Sellukayı salon penceresinin demirine sardırdım. Çiçek açsın diye gözünün içine baktıklarımdan.

[samur]

Bol kokulu bır balkon daha, saglikla büyüyüp acsınlar da mısss gibi koklayın, biz de resimlerle yetinelim. Bir de kokulu çiçek seviyorsanız nikotin çiçeği deneyin,, enfesss kokusu var, tohumdan kolay yetişiyor.

[Sûz-i Dilârâ]

Orijinal Mesaj Sahibi samur

Bol kokulu bır balkon daha, saglikla büyüyüp acsınlar da mısss gibi koklayın, biz de resimlerle yetinelim. Bir de kokulu çiçek seviyorsanız nikotin çiçeği deneyin,, enfesss kokusu var, tohumdan kolay yetişiyor.

Kaçar mı nikotinler Çoktan ekmiştim şimdi azıcık daha büyüsünler de şaşırtayım diye beklemedeyim

[Sûz-i Dilârâ]

Dün balkonumdaki bitkileri tek tek elden geçirdim. Kurumuş, hastalıklı yapraklar, çiçekler ayıklandı, diplerinde yetişen yabanî otlar söküldü.

Siklamenler uykuya geçmeden önce acele etmeden tohumlarını olgunlaştırıyordu, tohum kapsülü açılanları topladım ve etiketleyerek kurumaları için çay tabaklarına koydum.

Saksı tabaklarını sabunlu suyla yıkadım, balkonu önce süpürüp saksıları oradan oraya sürükleyerek sonra da sabunlu suyla silerek temizledim. Haliyle yorucu ancak sonuç olarak oldukça güzeldi. Ben de hafifledim bu temizlikle. Bugün de makineyi elime alıp gözümden kaçan bazı ayrıntılarla birlikte gelişmeleri çektim.

Bitkilerin son aşamadaki çiçek açmış hallerinden çok çiçeğe gelene kadar ki gelişimlerini takip etmeyi daha çok sevdiğimden benim balkonumda çiçekli bitkiler kadar çiçeksiz hâllerini de bol bol göreceksiniz sevgili misafirlerim

Sarı yıldızımda üç tane tomurcuk var. Çiçeğini çok merak ediyorum. Diğer yıldız da kendime anneler gününü bahane ederek aldığım hediye yıldızım. Bodur, küçük çiçekli bir varyete, çiçek rengi koyu pembe.


Zambaklarımda da tomurcuklar belirginleşti yakında açar, kokularını merakla bekliyorum


Hostalarım beni üzenlerden, donmuş gibi hiç ilerlemiyor gelişimleri. Üstelik yaprak kenarlarında kahverengileşme başladı

[Sûz-i Dilârâ]

Sayın telato'dan gelen glayör de çiçek çalışması içinde. Rengi sürpriz olacak


Ölmek üzere alınıp iki kere saksı değişimine maruz kalan siklamenim direndi, pes etmedi ve geç de olsa çiçeğini açarak beni oldukça fazla sevindirdi.


Akşam sefası tohumlarını plumeria saksısına gömmüştüm ama bugün plumeriayı saksısından çıkarıp başka saksıya geçirdim, akşam sefalarını bu büyük saksıda hep birlikte büyümeleri için bıraktım.


Hafif kokulu pembe yaseminim de çiçek açmadan büyümeye devam ediyor. Toprağını gevşetme çalışmalarıma devam ediyorum yalnız karıncalar saksıyı terk etti. Solucanlar da muhtemelen aşağıda çalışmaya devam ediyorlardır.


Nikotin tohumlarını oldukça sık ekmişim, seyreltmeye de kıyamıyorum.

[Sûz-i Dilârâ]

Hoya çeliklerim tutmuş





Parlak Mustafama, Gariban Mustafa diyesim geliyor, hâlinden hiç şikâyet etmiyor, susuz da kalsa küsmüyor, menekşe gibi kıskanç değil yaşayıp gidiyor, kanaat ederek. Bu yüzden de onu çok seviyorum. Ondan örnek alacağım çok şey var.

[Sûz-i Dilârâ]

Birkaç haftadır gözüme batan bir durum vardı. Kocaman bir saksıya üç sakız, iki de bahçe sardunyasını birlikte dikmiştim. Bahçe sardunyalarının gelişimde geri kaldığını fark etmemle onları başka bir saksıya geçirme kararı aldım. Ancak dediğim gibi bu birkaç hafta önceydi.

Her şeyden önce toprak sıkıntısı ciddi bir sorun biz çiçekseverler için. Toprak ve saksı yetişmiyor ne kadar yedeklerseniz yedekleyin. Memleketten döneceğimiz güne kadar erteledim bu saksı değişimi işini. Çünkü köyden hem keçi gübresi hem de funda toprağı getirdim. İşin bu kısmı ayrı bir hikâye olmakla birlikte dün akşam bahsettiğim toprak ve gübreyi, leonardit ve vermikülitle karıştırıp sardunyaları bu toprağa aldım. Somon ve çilek-krema denilen renklerde bahçe sardunyalarım.
Saksı değişiminden önceki ve sonraki hâlleri.



Topladığım siklamen tohumları etiketlendi, kuruduklarında minik bez keselere konulup ekim zamanını bekleyecekler.


Tohumdan yetişen ipek çiçeğim açtı, katmersiz-sarı renkli.

[Sûz-i Dilârâ]

Taşlara ve onların etkilerine inanır mısınız bilmem ama ben inanıyorum ve faydasını da çok görüyorum. Yalnız şunu belirtmekte yarar var. Kainattaki hiçbir şeyin boşuna yaratılmadığına ve hepsinin bir ihtiyaca binaen orada bulunduğuna inanıyorum daha genel olarak. Bu bağlamda da gerek taşlar ve gerekse diğer bütün eşya barındırdığı enerjiyi biz insanlara ve diğer canlılara, biz insanlardaki ve diğer bütün canlılardaki enerji de karşılıklı olarak diğer bütün eşyaya ve bizlere geçip duruyor ve bizler de bundan olumlu ya da olumsuz etkileniyoruz.

Ametist taşı da uyku bozukluklarına, ya da kişiye sağlıklı bir uyku ve buna bağlı tam bir dinlenebilme olanağı sağlayan yarı değerli taş grubundan bir taş. Sadece uyku değil, bulunduğu ortamdaki kötü enerjiyi de ciddi oranda toplayan ve kişiyi sakinleştiren bir etkisi de var. Anlatabildim mi bilemiyorum ama aşağı yukarı böyle. Bu da 15 günde bir yıkayıp kuruması için güneşe bıraktığım ametist taşım.

Turkuaz (Türk mavisi), aytaşı, yeşim taşı vs. leri de başka bir sefere bırakalım

[Sûz-i Dilârâ]

Mavişim saksısını sarmaya devam ediyor. Canım SDurul ablam, sana ne kadar teşekkür etsem az. Bu çiçeği çok çok çok ... seviyorum


İkinci su yasemini tohumu da dün boynunu uzatmış topraktan, daha önce çimlenen yapraklarını tohum kabuğundan kurtarıp açmış Şunu da bilgi notu olarak ekleyeyim, kum + torf karışımında oldukça geçirgen, gevşek bir karışımda çimlendirdim. Zaten tohum ekim talimatında da böyle yazıyordu. Kolay çimlenen bir bitkiymiş, bendekiler biraz uzattı ya neyse sonuç güzel olsun.


Ağlayan kalplerim çiçek açmayı bıraktı ama yeşilin çok güzel bir tonuyla saksısını doldurup huzur vermeye devam ediyor. Her gün azar azar suluyorum, toprağı asla kurumamalı, kuytu bir köşede rüzgâr almamalı tecrübelerime göre.


Mügelerim uzun zamandır keyifsizdiler, yaprakları kararıp geçmeye de başlamıştı, hepsini temizledim, toprağını tamamen boşaltıp havalandırdım, yeni bir saksıya geçirdim. İnşallah ölmezler mis kokulu güzel çiçeklerim

[Sûz-i Dilârâ]

Beş adet ektiğim fasulye tohumundan bir bu çimlendi, ben de seveceğini ve pasından istifade edeceğini düşünerek bu tenekeye şaşırttım, pencere demirine sardıracağım, bir yemeklik fasulye verirse kendimi şanslı sayacağım


Bunlar da kış boyu çiçek-böcek işi pek olmadığından sevgili A_Nomad, Özlem, Tilki Mete, Sındırgılı, Safranlı ile sohbet ede ede yaptığım enzimler, artık olgunlaştılar, ısırgan otlu, karışık sebzeli bir tür sirke gibi kokan bitki vitaminleri. Yaz geldi ya, köye gittiğimde çiçekleri çok seven akrabama da ayva, ceviz, dut, şeftali yaprakları roka, maydanoz, yeşil soğan, muz, elma kabuğu, kurum üzüm vs.lerle bir enzim hazırlayıp bıraktım. Bak bunu ihmal etme faydasını çok göreceksin diye de tembihledim.
Diğer balkonda narenciyeler var, sadece limondan temizlik amaçlı yaptım, yazlık otlarla yeni enzimler de düşünüyorum.

[Sûz-i Dilârâ]

Size köyden getirdiğim yabanî sümbül soğanlarımı anlatmadım değil mi Aslında zamansız sökülmüşler. Köydekiler bilememişler, mis kokulu, güzel çiçeklerini görünce dayanamayıp soğanlarıyla söküp getirip dikmişler ama büyük ihtimal seneye açmayacaklar. Dilimin döndüğü kadar anlattım soğanlı bitki söküm işini; bunları da çok sevdiğimi bildikleri için bana hediye olarak dağdan söküp getirmişler, ben de sevinçle kabul ettim.

Bazıları tohuma durdular, yeni saksılarına aldıktan sonra ben de kaderime razı ama büyük umut besleyerek tutacağım seneye kadar. Allah ömür verirse çiçek açıp açmayacaklarını daha da önemlisi yaşayıp yaşamadıklarını hep beraber göreceğiz. Buraya notumuzu düşmüş olalım.

[Sûz-i Dilârâ]

Leğene ve saksıya diktiğim soğanlardan topladığım yapraklar


çocuklar için otlu kurabiye yapımında kullanıldı