A_NOMAD / Balkon, ev

[A_NOMAD]

Bitkilerimi tek bir alanda toplama isteğim baskın geldi ve bu sayfayı açmaya karar verdim.
Az sayıda bitkim var, sadece vazgeçemeyeceğim bitkileri yetiştirmeye çalışıyorum.
Bu sene mümkün olduğunca saksı sayımı azalttım, aranjman tarzında birlikte dikebileceğim bütün bitkilerimi birer aileye dönüştürdüm ve şükür ki bu kararımdan memnun olduklarını kısa süre içinde gösterdiler.

Maalesef balkonum güneş almadığı ve bol rüzgarlı olduğu için istediğim gibi kullanamıyorum ama özellikle atlaslarım için önümüzdeki günlerde balkon şartlarını denemeyi planlıyorum, sonuçlarından pek umutlu olmasam da...

ÖNEMLİ=> Sayfama yolu düşecek arkadaşlardan özellikle birkaç ricam olacak, lütfen aşağıdaki alıntıladığım konulara özen gösterelim:

Orijinal Mesaj Sahibi malina

...
-Sayfan hayırlı olsun türü mesajlardan kaçınınız...

-Bayram ve önemli gün kutlamaları da balkonlar yerine ilgili başlıkta yapmalıdır...

Ziyaretçilere Not:
Sadece beğeninizi dile getirecekseniz, bunu mesaj yazarak değil, Beğen butonuna tıklayarak belirtin.

Başlangıcı ilk göz ağrım olan, çekirdekten yetiştirdiğim limonumdan (şimdilik muhtemelen bir turunç fidanı ama büyüyünce limon olacak) bahsederek yapmak istiyorum.
Bir limon çekirdeği olarak başlayan yaşamı, nihai amacına uygun olarak devam eden şanslılardandır kendisi. Belki de en büyük şansı 'limonlu çay' olmak üzere benim elime geçmiş bir limonun çekirdeği olmaktı...

3 kardeş olarak orta boy bir saksıda, torf ortamında çimlendirildiler ve kardeşlerinden biri hayata 'bir albino' olarak merhaba dedi.
Birkaç ay bu minik vampir tarafından sömürülerek yaşadıktan sonra vampirimiz ölümsüzlüğünden vazgeçti ve 2 yeşil kardeş, özgürlüğün tadını alınca rahat rahat büyümeye başladı.

İşte benim limonum, bu badireyi atlatan yeşil kardeşlerden biri (diğeri de annemde) ve henüz 1,5 yaşında. Balkonumun olumsuz şartlarına da uyum sağlayabilmiş olması şaşırtıcı olmasa gerek

5 litrelik pet şişeden yapılmış özensiz bir saksıda yaşıyor.
Toprak karışımı bahçe toprağı, torf, yarasa gübresi, dere kumu ve perlitten oluşuyor.
Yaz boyunca hemen hemen her gün yapraklarına su püskürtüyorum, bunu sevdiğini düşünüyorum.

Bol bol rüzgar aldığımız için oklava desteğimizle sarmaş dolaş yaşıyoruz

[A_NOMAD]

Madem balkondan bir örnekle başladım, mecburen balkonda yaşayan ve aynı zamanda evimize en son katılan fertlerden olan hanımelimle devam edeyim.

Eşim tabiri caizse, hanımeli kokusuna aşık olduğu için hanımeli yetiştirme denemelerine başladım. Şansımıza yaşadığımız bölgede öyle çok hanımeli var ki ilk iş komşulardan birinin kapısını çaldık el ele, hanımeli çeliği istemek için Neyse ki pek paylaşımcı bir komşuya rast geldik de bir kucak hanımeli çeliğimiz oldu.

Ancak aylarca gözlerinin içine bakmama rağmen hiçbirini köklendiremedim, beceriksizlik işte…

Aynı komşumun hanımelisinin üstü tohum doluydu ve çelikleri aldığımız gün birkaç da tohum almış ve çimlendirme çalışmalarına da başlamıştım. Tam köklenmeyen çelikler yüzünden hüsrana uğrayacakken, işte o tohumlar çimlenmeye başladı
Hanımelilerin çiçeklenme dönemi de gelmek üzereydi ama benim elimdeki mini mini hanımeliciklerin bu dönemde çiçek açması (doğal olarak) söz konusu değildi.

Eşimin burun keyfi için evimize epey uzak bir fidanlıktan kocaman bir hanımeli aldım, üstü tomurcuk doluydu, kan ter içinde eve getirip balkona yerleştirdim.
Kocaman bir saksıya ve güzel bir toprak karışımına özene bezene yerleştirdim ama bizim balkonun rüzgarından peş peşe tokatları yiyince bütün tomurcuklu dalları soldu, neredeyse tamamen kurudu.

Çaresiz bütün dallarını budadım, sadece odunsu gövdesiyle kalakaldı ama birkaç gün içinde kendine geldi ve yeni filizler sürmeye başladı, bol bol da tomurcuklandı, çiçeklendi…



Şimdi ise çiçekleri geçti, yeniden tomurcuklanır mı bilmiyorum ama dallarımız çiçeksiz kaldı.



Bu arkadaş ise tohumdan yetişen hanımeliciğimin son durumu, sadece 4 aylık ama epey boylandı. Öyle ki kadraja sığdıramadım, kısmetse seneye çiçekleneceğiz Şimdilik pencere önünde ikamet ediyor...

[sonkez]

Sevgili A Nomad nihayet geldiniz..Hoşgeldiniz..,Sayfaniz hayırlı ve bol çiçekli olsun.Hanımelinin kokusu buraya kadar geldi.Tohum yaptigini da ilk defa öğrenmiş oldum.Daha bakalım sayenizde neler öğrenmiş olacağız.

[Tilki Mete]

Sonunda buluşabilecek bir sayfa bulduk.. Hoşgeldiniz hanımeli ne kadar da güzel kıskandım olsun yabancıda değil ya

Hani bu sayfanın sivri biberleri, tatlı acıları ?

[resimsel]

Hanımelini ve kokusunu çok sevenlerden biri olarak; bu kadar güzel bir anlatımla
bu bitkiye extra değer katılacağını hissettirdiniz teşekkürler
(bu arada kuralları çiğnemiş gözüküyoruz af ola)

[evdeçiçek]

Sevgili A_NOMAD

Sayfanızı görünce sevindim. Hem bitkilerinizi göreceğiz, hemde sizin şiir vari anlatımlarınızı zevkle okuyacağız.

[A_NOMAD]

Çok teşekkür ederim sevgili arkadaşlar

Sevgili sonkez, hanımelinin tohum yaptığını ben de daha önce fark etmemiştim. Koyu renk ve yuvarlak bir boncuk şeklinde meyvesi oluyor, içinden de çörek otu tohumuna benzer 3-4 tohum çıkıyor

Sevgili Tilki Mete, bir tanecik biberim vardı o da üç beş meyve verdikten sonra kazaya kurban gitti maalesef ama üzülme ben senin ağzına sürmek için acı biberi bir şekilde bulurum

Sevgili resimsel, yazılmış mesajlarda bir kural ihlali yok dert etmeyin, olursa zaten sevgili malina devreye girer

Sevgili evdeçiçek, anlatımımla ilgili övgü aldıkça hem hoşuma gidiyor hem de (şımarma korkusuyla mıdır bilemiyorum) biraz utanıyorum Umarım gönüllerinize dokunabilirim...



Bana geldiğinde bir parmak boyunda ve az da olsa köklenmiş olan 'Stapelia grandiflora', bendeki ismiyle 'Yıldız'ı tanıtmak istiyorum.

Bu arada yeri gelmişken söyleyeyim benim bitkilerimin çoğunun özel isimleri var

Yıldız Hanım'ın iki derdi var, 'bir türlü saksıyı ortalayamaması' ve 'bir türlü tomurcuklarına sahip çıkamaması'...

Şimdiye kadar (sadece bu sezon) belki 5-6 tomurcuğunu kaybetti ve üstünde bir o kadar daha tomurcuğu var ama onları da kaybederse diye tedirginim.

Sulama isteğini karşılayamadığımı sanıyorum. Tomurcuklanma döneminde stapelialar az su isterlermiş, zaten çok az su veriyorum ama ne zaman su versem bir tomurcuk gidiyor.
Henüz birbirimizin lisanını tam olarak çözemedik yani...




Bu arkadaş da (Red robin domates) pazarda karşımıza çıktı, üstündeki mini mini domatesleri pek şirindi. O şirin domatesler olgunlaştı ve onları yedik, sürekli çiçeklendi ve meyve tuttu sağ olsun. Yanılmıyorsam şu an üstündeki domatesler üçüncü tur meyveleri, hala tomurcuk çıkarıyor

[A_NOMAD]

'Senecio rowleyanus', yani benim 'Ayşe' kızım...
Sevgili Güler Hanım 10.yıl toplantısında 'kopmuş birer tesbih parçası gibi görünen' o iki çeliği bana uzatana kadar, böyle bir bitkinin varlığından haberdar değildim. Çok güzel görünüyorlardı ve eve döner dönmez, tarif ettiği şekilde toprağa yatırıp fısfısla sulamaya başladım hemen...

Uzun bir süre öylece yan gelip yattıktan sonra, iyi ki tembellik etmişler dedirtecek bir hızla geliştiler ve saksılarından taşmaya başladılar. Takip eden sonbaharda o güzel çiçeklerini bile gösterdiler

Mini mini çiçekler birleşip küçücük bir karanfil oluşturmuş ve bu minicik çiçek, karanfil-tarçın gibi kokuyor...




Öyle geliştik büyüdük ki eşe dosta bebekler verdik, dağıttıkça serpildik ve şimdiki halimiz böyle

[Laleci_03]

A_NOMAD ablam, dün gece sayfanı gördüm hem çok şaşırdım hem de çok sevindim ama ilk mesajdaki rican sebebiyle, hayırlı olsun dememiştim baktım şimdi diyenler olmuş ben de çaktırmadan hayırlı olsuna geldim (Yine de kusur işlemişsem affola)
Nihayet senin de bir sayfanın var artık ne güzel hanımelin benim de çok hoşuma gitti, diğerleri de pek güzeller...
Neyse haydi bakalım eğitici öğretici ağırlıklı bir sayfa bizleri bekliyor

[Jakin]

Hanımeli'ne hayran biri olarak hep bahçede yetişmesi gerektiğini düşünürdüm. Sayenizde balkonda da yetişebileceğini görmüş oldum. Cesaret edebilir miyim bakalım? Yıldız hanıma maşallah. Ayşe kızınıza bayıldım.. Bu arada sayfanız hayırlı, bol çiçekli olsun..

[A_NOMAD]

En sevdiğim kaktüsler 'Echinopsis oxygona' ve 'Chamaecereus silvestrii'dir, bunların dışındakileri sadece seyirlik severim.

Echinopsislerimi (pembe ve beyaz çiçekli iki tür) aynı saksıda birleştirdim, merak ederseniz diye söyleyeyim ismi 'Gönül'



Silvestriimin ismi ise 'Cemile'
Cemile benim rahmetli anneannemin kaktüsü, daha doğrusu o kaktüsün torunu...
Annem, annesinin kaktüsünden bir çelik alıp yetiştirmişti. Kocaman bir saksıyı doldurdu, hiç nazlanmadan her sene çiçeklerle kaplanan bir güzelliğe dönüştü ki anneannemdeki anaç kaktüs de öyleydi zaten.

İşte ben de annemdeki kaktüsten bir çelik aldım, henüz o kadar yoğun çiçeklenmeye başlamadık ama maneviyatının da etkisiyle olsa gerek, her haliyle seviyorum Cemilem'i...



Bu arkadaş da bir 'Cereus peruvianus monstrosus', ortamdaki elektro-manyetik kalıntıları temizleme özelliğine sahipmiş ve gerçekten ailemize katıldığından beri kendimizi daha zinde hissediyoruz sanki. Yani gerçek ya da psikolojik, bir şekilde olumlu etkisi var

[A_NOMAD]

Kıymetli anaç menekşemi ne yazık ki kaybettim (hangi akla hizmet ederek yaptım bilmiyorum ama ana kökünü ve büyük yapraklarını budayarak aynı saksısına geri diktim, çok uzun süre hayata tutunmaya çalıştı ama maalesef toparlanamadı , mecbur kalmadıkça sakın böyle bir şey yapmayın derim) ama yapraklarından çoğalttığım yavrularından biri bendeydi, iyi ki yedeklemişim...

Yavru menekşem yavaş yavaş büyüyor, şimdilik sağlıklı görünüyor.




Nakkaş sarmaşığım (Cymbalaria muralis)...
Bu bitki her eve lazım! Asla sizi çiçeksiz bırakmıyor ve öyle nazsız ki çok sulasanız da az sulasanız da, bol güneşte de gölgede de kendi kendine mutlu oluyor.

Çiçekleri çok sevimli, bir de kokulu olsaymış... Eşim ona bakıp bakıp 'böyle bol çiçeklenen ve çiçekleri de çok güzel olan bir bitki nasıl kokusuz olur, hayret' diye hayıflanır durur

Nakkaş sarmaşığı duvar diplerinde, taş aralarında falan coşkuyla yetişen yabani bir bitki aslında ama benim hayranlığım sayesinde nakkaş sarmaşığı sevgisini anneme bile aşılayabilmişim, bu benim için büyük başarı!

Çünkü annem, çocukluğu ve gençliğinin büyük kısmı köyde geçmiş olan bir kadın ve bahçe, tarla işlerinde çok çalışmış. Biraz 'bitkilerle fazla yüz-göz olmayla' alakalı olsa gerek, pek önemsemezdi bir tohumun çimlenmesini ya da bir bitkinin çiçek açmasını. Ona göre olağan şeylerdi bunlar ve fazladan bir heyecana lüzum yoktu...

İşte bu bakış açısına sahip annem, geçenlerde heyecanla beni arayıp 'bahçesinde nakkaş sarmaşığı bulduğunu, çok sevindiğini ve onu hemen güzel bir saksıya aldığını hatta üstünde birkaç çiçeğinin bile olduğunu' ballandıra ballandıra anlattı!

Hayretten ağzımın bir karışa yakın açık kalmasına engel olamayarak ve yüzüme kademeli olarak yayılan 'ne oluyor ya hu' sırıtışıyla annemi dinledim

Annemle yıllardır bir türlü 'yakalayacak doğru ucu bulamadığımız iletişimimize kulp oluşturduğu için' ekstradan seviyorum nakkaşımı




Biricik 'Vildanım'ı (Tradescantia fluminensis) da ekleyeyim, penceremin yeşil süsü...
Nakkaş ile yarışacak düzeyde nazsız ve gelişken

[A_NOMAD]

Şubat ayında bulduğum için ismini 'Şubat' koyduğum yılbaşı çiçeğim (Schlumbergera russelliana) geçtiğimiz kış güzel çiçeklerini cömertçe sergilemişti.

Çiçeklenmesi ve sonrasındaki dinlenme süresi bittikten sonra, çok uzamış olan yorgun yapraklarını budamıştım. Şimdi bol bol yeni yaprak çıkartıyor, önümüzdeki kış yine çiçek şöleni yapacak inşallah




Aranjman haline getirdiğim, Şubat'tan farklı türde ve birbirlerinden farklı renk tonlarında yılbaşı çiçeği (Schlumbergera truncata) ailem de hızla yeni yapraklar çıkartıyor. İsmimiz 'Gülin'




İki farklı tür paskalyam var, renkleri de birbirlerinden farklı. Büyük paskalyam 'Rhipsalidopsis gaertneri' kırmızı renkli, küçük çelik ise 'Rhipsalidopsis rosea' açık pembe...

Aslen yaprak yapıları birbirinden farklı olsa da asıl fark çiçek şeklinde ortaya çıkıyor. Rosea türünün çiçek yaprakları belirgin yuvarlak uçlara sahipken, gaertnerilerin çiçek yaprakları daha sivri uçlarla sonlanıyor.

İsmimiz 'Hediye'

[A_NOMAD]

Ve ağır toplarım...

Gece bu sayfayı açtıktan sonra, içimde aniden patlayan bir itici güçle yerimden kalktım ve ağır toplarımı 'bismillah, bismillah' diyerek kucaklayıp teker teker balkona taşıdım Saksıları çok büyük, haliyle oldukça ağır. Hazır balkonumda rüzgar yokken bunu yapmam iyi oldu.

Eh, bir gecelik gelinim de çok şükür tomurcuk sahibi, ona taşındığını hissettirmemek için öyle yavaş hareket ederek taşıdım ki fıtıklı belim, haklı olarak isyan etti...

Efendim, bir gecelik gelinimin (Epiphyllum oxypetalum) ismi 'Prenses'. Yakın zamanda fotoğraflanmış halini buradan görebilirsiniz, taze tomurcuğumuzun ilk fotoğrafı da burada

Total görüntüsünü almaya çalışmak yerine, bu sayfa için üst dallarının bir fotoğrafını çektim az önce. Balkondaki ilk fotoğrafımız




Prenses'in saksısı, günün ilk ışıklarıyla birlikte sapık ruhlu kumruların şiddetli saldırısına maruz kalmaya başlayınca apar topar ve saçma bir şekilde (toprağına yaklaşmaktan caydırıcı olsun diye birkaç şiş sokuşturarak) saksıyı kendimce korumaya aldım

Akşama doğru ya da yarın, bir parça gözenekli tül alıp toprağının üstüne örterek (kumruları bu kadar heyecanlandıran şey, toprağındaki perlitler ya da 'buraya ne güzel yuva kurulur' algısıdır diye düşünüyorum) daha mantıklı bir koruma uygulamayı planlıyorum.


Prenses'in dışında birkaç farklı atlasım daha var, onları da iki adet kocaman saksıya aranjman halinde yerleştirmiştim ve bunu sevdiler.

İlk atlas aranjmanımın ismi 'Güler', sebebini tahmin etmek zor olmasa gerek
Güler atlas, Güler Hanım'ın sarı ve siklamen atlas çelikleri ile Zafer Bey'den gelen, türünden emin olamadığımız bir atlas çeliğinden oluşuyor. Henüz çiçek göremedik, kısmet...

(Kumrular bu saksıyı biraz karmaşık bulmuş olacaklar ki hiç rahatsız etmediler)




İkinci atlas aranjmanım ise Zafer Bey'den gelen 2 türden oluşuyor (Epiphyllum curio ve Epiphyllum chi chi castenago), ismi de 'Süslü'

Süslü püslüler ama henüz onlardan da çiçek yönünde bir kıpırtı görmedim. Süslü'nün arkasında hanımeli saksısı da görüntüye girmiş...




Atlaslarım umduğumdan güzel gelişim gösterdiler, çiçeklenmelerini de paylaşmak dileğiyle...

Balkon konusunda çok endişeliyim ama atlasların ışık ihtiyacını karşılayabileceğine ikna olduğum için kızlarımı çıkartabildim.
Sabah güneşini 1-2 saat kadar, 'teğet geçmeye çok yakın' diye tanımlayabileceğim şekilde eğik bir açıdan alabiliyor balkonum ama tüm gün epey aydınlık. İnşallah kızlar orayı severler...

Atlaslarımın (aslında bütün bitkilerimin) toprak karışımları bol gözenekli ve süzek olmasına rağmen saksı altlarına ponza yatakları yaparak topraklarını doldurmuştum.
Hemen hemen her akşam fısfısla sisleme yapıyorum, nasıl seviniyorlar görmelisiniz

[A_NOMAD]

Son olarak minik siklamenciklerimi de ekleyeyim, hatırları kalmasın

Bir süre önce, nereden geldiğini bilmediğim bir siklamen çimlenivermişti bir toprak parçamda. Yaprağı açıldıkça pek güzel göründü gözüme ve sonrasında denk geldiğim birkaç siklamen tohumunu da ona arkadaş olarak çimlendirdim.

Toplamda 4 kök bebek siklamenim oldu, ne renk olacaklarını bilmiyorum, sürpriz olacak




Azıcık bitkim var diyordum ama geceden beri yüklemelerimi bitirmeye çalışmak epey yordu beni, bütün ev halkını kısaca tanıtmış oldum, şimdi biraz dinlenme zamanı

[uyap]

Ne güzel bir sayfa olmuş sevgili Nomad. Ayşe kızınız, Cemileniz, prensesiniz, süslünüz ve tabii ki Güleriniz hepsi birbirinden güzel. Ellerinize sağlık.

[A_NOMAD]

Orijinal Mesaj Sahibi uyap

...hepsi birbirinden güzel...

Teşekkür ederim sevgili uyap, kızlarımı beğenmenize çok sevindim Bütün günüm onlarla geçiyor, elden geldiğince iyi bakmaya çalışıyorum...

Prenses, Güler ve Süslü ev içindeydiler, onlara yeterli havalandırma/esinti sağlayabilmek için (bütün pencerelerin açık olmasına rağmen) karşılarında fan çalıştırıyordum.
Ortam yeterli neme sahip olsun diye az daha kendimiz de yeşerecektik, nem oranımızı %70'in altına düşürmemek için sürekli kontrol halindeydim mesela...

Şimdi inşallah balkonu beğenirlerse, benim için çok büyük rahatlık olacak. İlk haftayı geçirsinler, sonra kararlarını söylerler zaten

[A_NOMAD]

Orijinal Mesaj Sahibi Laleci_03

...Nihayet senin de bir sayfanın var artık ne güzel hanımelin benim de çok hoşuma gitti, diğerleri de pek güzeller...

Sevgili Laleci çok teşekkür ederim, bir anda verilmiş bir karar aslında ama benim için de bitkilerimin toplu halde olması iyi oldu. İlgili konu başlıklarını takip etmek daha zormuş meğer, onu anladım

Orijinal Mesaj Sahibi Jakin

Hanımeli'ne hayran biri olarak hep bahçede yetişmesi gerektiğini düşünürdüm. Sayenizde balkonda da yetişebileceğini görmüş oldum. ...

Sevgili Jakin, öncelikle teşekkür ederim.

Hanımeliyi saksıda yaşatmanın en zor tarafı (açık hava şartının dışında) kocaman bir saksıya, dolayısıyla çok miktarda toprağa ihtiyaç duyması bence... Apartman hayatında malumunuz eve toprak taşımak pek kolay olmuyor, hele dolu saksıları taşıma konusuna hiç girmeyeyim

Aslında bakımı çok kolay, uygun yere yerleştirdikten sonra (baştan trip atsa da) kısa sürede uyum sağlıyor, sonrasında tek istediği şey düzenli sulanmak.

Karşılığında aldığımız güzel çiçekleri ve enfes kokusunu düşününce ne kadar alçak gönüllü bir bitki değil mi?

[Jakin]

Orijinal Mesaj Sahibi A_NOMAD

Sevgili Jakin, öncelikle teşekkür ederim.

Hanımeliyi saksıda yaşatmanın en zor tarafı (açık hava şartının dışında) kocaman bir saksıya, dolayısıyla çok miktarda toprağa ihtiyaç duyması bence... Apartman hayatında malumunuz eve toprak taşımak pek kolay olmuyor, hele dolu saksıları taşıma konusuna hiç girmeyeyim

Aslında bakımı çok kolay, uygun yere yerleştirdikten sonra (baştan trip atsa da) kısa sürede uyum sağlıyor, sonrasında tek istediği şey düzenli sulanmak.

Karşılığında aldığımız güzel çiçekleri ve enfes kokusunu düşününce ne kadar alçak gönüllü bir bitki değil mi?

Sevgili A_NOMAD, beni çocukluğuma götüren bitki o.. Sıkıntılara değer bir güzel.. Pek de zahmetli değil anlattıklarınıza bakılırsa.. En kısa zamanda yapılacaklar arasına kaydedildi.. Sevgiler..

[Ozlem A]

Ah A_NOMAD ne güzel balkon yapmışsın, ellerine sağlık. Yeşilin bol, elinin bereketi çok olsun. Hanımelini çimlendirmene çok sevindim. Keşke kokulu beyaz sıklamenlerimden de alsaymışsın..

Yasemin çeliği tuttu mu merak ettim. Hani annesini sardırdığım kuru ağaç gövdesi vardı ya maalesef dipten çürümüş, devrilecekken belediyeyi çağırıp birisinin başına devrilmeden söktürdük. Nazar değdi heralde, yasemini de kuşa çevirmek zorunda kaldık.

İsimler süper, limonun da adı var mı . Bende de epeyce bir aile oldular.

[A_NOMAD]

Orijinal Mesaj Sahibi Ozlem A

...Yasemin çeliği tuttu mu merak ettim...

...İsimler süper, limonun da adı var mı ...

Canım çok teşekkür ederim

Bu konuyu hatırlattığın iyi oldu, ben çelik köklendiremiyorum artık eminim. Daha önce de lavantada ve hatta hederalarda bile başarısız olmuştum, en iyisi yasemin tohumu bulup çimlendireyim, ona daha yatkınım sanırım

Yasemin çelikleri büyüdü, filizler sürdü, parlak yapraklar çıkarttı... Daha birkaç gün öncesine kadar yapraklı, dallı-budaklıydılar ve bu hallerini gördükçe artık köklendiler diye düşünüyordum ama aniden solup kurudular, çıkarıp baktığımda tek bir kök bile çıkartmamış olduklarını gördüm!

Az değil 4 aydır topraktaydılar ve sürekli gelişerek beni kandırdılar, düşünebiliyor musun? Tek kök çıkartmadan yaşamışlar bunca zaman, hasılı benim yaseminler de artık yok...

Limonumun ismi yok, ona sadece 'Limon' diyorum

[Ozlem A]

O yaseminin tohumlarından saklamıştım, ayırıyorum sana

[Mücevher Çalısı]

Balkon sayfan hayırlı olsun sevgili A_NOMAD, saksıların çiçekle dolsun.

Orijinal Mesaj Sahibi A_NOMAD

...

Prenses'in saksısı, günün ilk ışıklarıyla birlikte sapık ruhlu kumruların şiddetli saldırısına maruz kalmaya başlayınca apar topar ve saçma bir şekilde (toprağına yaklaşmaktan caydırıcı olsun diye birkaç şiş sokuşturarak) saksıyı kendimce korumaya aldım

Akşama doğru ya da yarın, bir parça gözenekli tül alıp toprağının üstüne örterek (kumruları bu kadar heyecanlandıran şey, toprağındaki perlitler ya da 'buraya ne güzel yuva kurulur' algısıdır diye düşünüyorum) daha mantıklı bir koruma uygulamayı planlıyorum.
...

Kumrularla maceran ilk günden başlamış, bu sene kumrulara bir arsızlık geldi, özellikle sukulentlere bayılıyorlar. Prensesine göz koymuştur onlar dikkatli ol

[A_NOMAD]

Orijinal Mesaj Sahibi Mücevher Çalısı

...Prensesine göz koymuştur onlar dikkatli ol

Çok teşekkür ederim sevgili Mücevher Çalısı...

Aklını alırım ben o kumruların! Prensesim'i korumak için gerekirse korkuluk bile dikebilecek psikolojideyim

Birkaç taciz denemesinden sonra gün boyunca bir daha uğramadılar bakalım. Seviyorum da kerataları ama atlaslarıma dokunmalarına izin veremem, hem sevimli hem arsızlar

[münevver48]

sevgili A_NOMAD,sessizliğimi merakımın mağlubu olarak bozdum. eeeh! bozmuşken sayfanız da hayırlı olsun. asıl sormak istediğim, süslü de bir atlas olduğu belli ama bu bir gecelik gelin değil gibi geldi.çok dikkatli bakınca aynı saksı da değil destek verdiğiniz sopalar farklı.fakat yaprak formu çok benziyor. biraz atlas merakım olduğunu söyleyebilirim. süslünün türünün de ne olduğunu veya çiçekleri nasıl açacak yani kısaca ben bu süslüyü merak ettim. bilgilerinizi bizimle paylaşırsanız çok sevinirim. şimdiden teşekkürlerimi iletirim. sevgiler.

[A_NOMAD]

Orijinal Mesaj Sahibi münevver48

...süslünün türünün de ne olduğunu veya çiçekleri nasıl açacak yani kısaca ben bu süslüyü merak ettim. bilgilerinizi bizimle paylaşırsanız çok sevinirim...

Çok teşekkürler sevgili münevver...

Süslü bana sevgili Zafer İnandıklı'dan gelmişti, türünü 'Epiphyllum curio' olarak biliyoruz ama bu isimde bir tür hakkında internette bilgi bulamadık ve aynı şekilde çiçeğinin nasıl olacağı konusunda da hiç fikrimiz yok

Yani evet o bir atlas, bir gecelik gelinden de farklı bir tür ve hibrit bir tür olsa gerek ama bütün bilgiler bu kadar...

[A_NOMAD]

Balkonun beni en zorlayacak tarafıyla tanıştım bugün!

Öğleden sonra havadaki nem oranı %68'lerden aniden %45'e düştü, ben daha ne yapacağıma odaklanamamışken düşüş hızla %38'lere kadar geriledi! Bu bizim için rahatlatıcı bir şey ama atlaslarım ortalama %70 nem oranında mutlu mutlu yaşamaya alışmışlardı, aldı beni bir panik...

Önce biraz fısfıs yaparak durumu kurtarmaya çalıştım ama yeterli olmadı, başladım balkona kova kova su dökmeye

Öğleden sonra 14:30 ile akşam üstü 18:00 arasında balkona yaklaşık 5 kova su dökerek ve atlaslarımı 3 kez fısfısla sisleyerek nem oranını ancak %53'lere kadar yükseltebildim...

Neyse ki akşam saatlerinde cihazda %65 nem oranını gördüm de biraz rahatladım, ev içinde nemli ortam sağlamak çok daha kolaydı. Böyle düşüşler devam ederse daha güçlü kaslara sahip olacağım, öyle görünüyor

Bu nem oranı düşüşü İstanbul şartları için de biraz garip tabii ki...

[Sevgi Durul]

Orijinal Mesaj Sahibi A_NOMAD

'Senecio rowleyanus', yani benim 'Ayşe' kızım...

Hepsi çok güzel, ama ben en çok ''Ayşe'' kızı sevdim.

Bizim evde de adı boncuk çiçeği. Küçük kızın, aklına estikçe ''babaanne, boncuk çiçeğine bakalım mı?'' dediği, senecio rawleyanus.

Ama bizim boncuklar pek nazlı çıktı, bir türlü istediğim gibi olmadılar. Gerçi öldürmemem bile benim için büyük gelişme. Sizin ki gibi olması için biraz tüyo istesem, Sevgili A_NOMAD.

Sevgiyle...

[resimsel]

Bu kadar bilinçli birinin balkonunda, atlas olası geliyor insanın.
Ben sadece suyuna bakıp gerisini Allah'a bırakanlardanım,
neyse ki buna rağmen çiçekler beni hiç üzmüyorlar

[A_NOMAD]

Orijinal Mesaj Sahibi SDurul

...Sizin ki gibi olması için biraz tüyo istesem, Sevgili A_NOMAD...

Bu senecioların her birinin ayrı huyu-suyu oluyor ama benimkinin huyundan biraz bahsedeyim...

Bol güneşten hoşlanmıyor, günün sadece 2-3 saatinde eğik güneş ışığı gelen noktayı çok beğendi.

Bol suyu da sevdiğini söyleyemem ama kesinlikle düzenli su istiyor.

Şöyle ki bizim ritmimiz, ilkbaharda ve sonbaharda iki haftada 1 su bardağı / yazın haftada 1 su bardağı su şeklinde. Kışın ise kürdanla kontrol edip, toprağı kurumaya başladığında ve çok az miktarda su veriyorum.
Bu sistem bozulmadığı sürece çok keyifli oluyor.

Bu arada bu boncuklu arkadaşlar yazın dinlenmeye giriyor ve gelişmeleri duruyor, endişelenmeyin bu normal döngüleri. Gelişme dönemleri ilkbahar ve sonbahar, dinlenme dönemleri ise yaz ve kış sonu.

Tabii ki ben bunları anlayana kadar zavallıyı bir müddet kızgın güneşte kavurdum, tam gölgede bunalttım, bol suyla içine fenalık getirdim, susuzluktan yalvarttım...

(Bir de gübre şerbeti sevdiğini pek çok yerde okudum ama ben sadece 2 sulamada bir enzimli su veriyorum, şimdilik hoşuna gittiğini düşünüyorum)

İsteklerini öğrenene kadar karşılıklı biraz çile çektik yani

Orijinal Mesaj Sahibi resimsel

...Ben sadece suyuna bakıp gerisini Allah'a bırakanlardanım,
neyse ki buna rağmen çiçekler beni hiç üzmüyorlar

Belki de en doğrusunu siz yapıyorsunuz, ben biraz fazla şımartıyor olabilirim