agaclar.net

agaclar.net (http://www.agaclar.net/forum/)
-   Üyelerin Bahçeleri (http://www.agaclar.net/forum/uyelerin-bahceleri/)
-   -   emrahc / bahçe (http://www.agaclar.net/forum/uyelerin-bahceleri/40335.htm)

emrahc 23-11-2016 22:59

emrahc / bahçe
 
Bahçenin bulunduğu şehir :
İstanbul
Bahçenin büyüklüğü :
~10 m² x 3 set
Güneş, rüzgar, yağış, tuzluluk vb koşulları :
Gün boyu aydınlık, ağaçlar kestiği için doğrudan güneş almıyor, rüzgarsız
Bölgenin Soğuğa Dayanıklılık Haritasındaki yeri :
9a [-3.9, -6.6]
Bahçenin türü :
Konut
Bahçenin geçmişi :
Setin birisinde önceki seneler sebze yetiştirilmiş. Diğer iki set uzun zamandır ekilmemiş, yabani otlarla kaplı
Kaç yıldır bahçenizle uğraşıyorsunuz? :
8 ay
Profesyonel yardım aldınız mı? :
Konu ile ilgili daha önceden hiçbir bilgim yoktu. Profesyonel yardım da almadım, yalnız kendi bahçesi de olan komşumun oldukça faydalı yönlendirmeleri oldu. Bahçe ile ilgilenmeye başladığımdan beri Internet'ten çok sayıda döküman okudum ve okuyorum
Bakımı nasıl yapılıyor? :
Kendim yapıyorum
Bahçede bulunan bitkilerin listesi :
  • söğüt
  • nar
  • mandalina
  • nektarin
  • ıhlamur
  • defne
Bahçedeki su durumu ve sulama koşulları nasıl? :
Yeterli su var
Su tasarrufu için neler yapıyorsunuz? :
Malç
Kompost yapıyor musunuz? :
Hayır
Bahçenizde yaptığınız hatalar oldu mu? :
Muhtemelen çokca var ama henüz farkında değilim
Zirai mücadele yapıyor musunuz? :
İlaç veya kimyasal herhangi bir ürün kullanmıyorum
Bahçeniz organik mi? :
Organik olacak
Hangi tip gübre kullanıyorsunuz? :
Koyun gübresi kullanacağım
Bahçenizin yerleşim alanının sağı ve solu dağ mıdır? Bitkileriniz soguk alıyor mu? :
Vadi gibi çukur bir bölgede... Şehir ortalamasına göre serin ama soğuk değil. Rüzgar yok.
Tetanoz aşısı oldunuz mu? :
Olmadım

saleri 24-11-2016 06:06

Sn emrahc. Bahçe sayfanız hayırlı olsun.

emrahc 24-11-2016 19:44

Merhaba,

Yaklaşık bir sene önce bahçeli bir eve taşındık. İlkokulda pamukta fasulye çimlendirmeyi saymazsak, daha önceden bahçe, toprak, bitkiler vb konular ile ilgili hiçbir bilgim ve ilgim olmamıştı. Zaten çimlendirmeye çalıştığım fasulyeler de çürümüş ve oldukça kötü kokmaya başladığından çöpe gitmişlerdi.

Bahçeli hayatla birlikte, toprakta yetişen şeylerin aslında pek de fena kokmadığını gördüm. Demek ki sorun ya pamukta ya da fasulyelerdeydi. Bu tesbitle birlikte bazı sebzeleri kendim yetiştirmeye karar verdim ama her ihtimale karşı yine de fasulye ekmedim. 8 ayın sonunda anladım ki pamukta da sorun yokmuş.

Sorunun bende olduğunu kabul etmem oldukça ağır oldu tabii. Psikologum olanları duyunca "sen ne yaptın" dedi. Meğer şehirde büyüyüp sonradan toprağa merak saranlar için permakültür diye bir şey varmış. Sadece seminerlere katılıp teorik takılarak toprağa hiç dokunmadan da bu iş yapılabiliyormuş ama artık çok geçti. Psikologum bana grup terapisine katılmamı önerdi.

O nedenle bu siteye geldim. Burada, benim kadar başarısız olmuş diğer acemi bahçıvanları bulup iyileşmeyi düşünüyordum... Ta ki Üyelerin Bahçeleri bölümüne bakana kadar... Diğer üyelerin bahçelerini gördükten sonra artık hiç umudum kalmadı.

Bu başlık altında bahçeyle uğraşırken başıma gelenleri paylaşmayı düşünüyorum. Umarım faydalı olur.

aslama1994 24-11-2016 20:00

Hayırlı olsun

dongyul 24-11-2016 20:50

Sayın Emrahc; aramıza hoş geldiniz sayfanız hayırlı olsun....Bahçenizden bol bol fotoğraflar isteriz ^^

telato 24-11-2016 21:16

Bahçe sayfanız hayırlı olsun.

emrahc 24-11-2016 23:00

Salyangoz ve sümüklü böcekler
 
1 Eklenti(ler)
Mart ayında kağıt kahve bardaklarına tohum ekip çok sayıda fide yetiştirdim. Tabii o zamanlar viyol diye bir şey olduğundan haberim yok. Tohumları internetten temin etmiştim.

Mayıs ayının başında artık fideleri bahçeye almanın zamanı geldiğine karar verdim ve bir hafta sonu, bütün fideleri bahçeye ektim. Fidelerim, salyangoz ve sümüklü böceklerden tam not aldı.

Bir sonraki haftasonu bahçede ben, şişko salyangozlar ve fidelerin saplarından başka bir şey kalmamıştı. O günden beri salyangoz ve sümüklü böceklerle mücadelemiz devam ediyor. Salyangoz ve sümüklü böcekler, açık ara öndeler.

Internet'ten epey bir araştırmama rağmen salyangoz ve sümüklü böcekleri öldürmeden uygulanabilecek bir çözüm henüz bulabilmiş değilim. Öldürmeyi bir seçenek olarak görmediğim için de şu an elimde hala bir çözüm yok. (Tuz, bira, ördek, ilaç, bakır, sarımsak, elle toplama vb çözümler bir şekilde başarısız oluyor)

Sonunda "salyangozları yok etmektense sadece fidelerden uzak tutmanın yolunu bulsam yeterli olur" diye düşündüm. Bir de geçen yaz boyunca belli bir büyüklüğe eriştikten sonra salyangozların artık bitkiye fazla zarar veremediğini gözlemlemiştim. Yani fideleri belli bir boya gelene kadar koruyabilirsem yeterli olacaktı.

Bunun için söyle bir yöntem denedim: 5 litrelik pet su şisesinin altını kesip kapağını da açarak fideyi bunun içinde belli bir boya getirmek. Bu yöntemi şu an ektiğim ıspanak, marul ve rokalar için uyguluyorum.

Fidelerin çıkmaya başlaması ile birlikte sümüklü böcekler pet şişelere tırmanmaya, giriş yerini bulup içeri girmeye başladılar. Bu hayvanlar, benim tahminimden çok daha akıllı çıktılar.

Hemen ikinci bir önlem olarak bakır telden halkalar yapıp pet şişelerin üstüne koydum. Internet'ten bakır telin, salyangoz ve sümüklü böcekleri engellediğini okumuştum ama görünüşe göre bizim sümüklü böcekler bu yazıları okumamış ve bakır telin kendilerine zarar verebileceğinden haberleri yok. Hayvanlar cahil çıkınca bakır tel de işe yaramadı.

Son çare olarak pek şişelerin deliklerini tülben gibi bir şeyle kapatmayı planlıyorum.

emrahc 26-11-2016 18:27

Meğer toprak canlıymış
 
İlkbahar yaklaşırken ben ufaktan bahçeye çıkıp sağına soluna bakmaya başladım. "Yabani otları ayıklamak lazım" diye bir şey duymuşluğum var, o nedenle bahçedeki yabani otları yolmaya karar verdim. Yalnız yabani ot hangisi bilmiyorum.

Hangilerinin yabani olduğunu tesbit etmek için bir kriter lazım tabii. Öncelikle "manavda satılanlara benzeyenler evcil, diğerleri yabani..." kriterini kullanayım dedim ama bu kriter, bazılarını tesbit etmekte çok işime yaramadı çünkü o bazıları, manavdakilere hem benziyor hem de benzemiyordu.

Ben de kriteri değiştirdim. Kendi beslediğimiz hayvanlar evcil, diğerleri yabani olduğuna göre; kendi ektiğim otlar evcil, diğerleri yabani olmalıydı. Bu otların hiçbirini de ben ekmemiştim. Dolayısı ile hepsi yabani idi ve hepsi yolunabilirdi. Ben de hepsini yoldum. Artık kafam netti.

Ama komşunun bahçesine bakan bahçıvan, kafamın yeniden karışmasına sebep oldu. Bir gün ben bahçede oyalanırken oradan geçiyordu. "Bu bahçenin toprağı bitmiş, toprak eklemek lazım" dedi.

Afalladım tabii. Toprağa neden toprak ekleyecektik ki... Zaten ikisi de toprak... Hem toprak biten bir şey miydi ki... Benim bu gördüğüm şey neydi peki, toprak değil miydi?

Bu işin böyle devam etmeyeceğini anladım. Internet'i açıp okumaya başladım ve birinci dakikada golü yedim.

Bu yaşıma kadar ben toprağı, minerallerin karışımından oluşan cansız bir madde sanıyordum. Kayayı balyoz ile parçalarsan toprak olurdu bana göre... Toprağın, minerallerin yanında, bir sürü organizmayı da içine alan karmaşık bir canlı olduğunu yeni öğreniyordum.

Tabii ki toprağın içinde bir sürü organizma olduğunu önceden de biliyordum ama onları, toprağın bir parçası olarak görmüyordum. Toprak, bizim beton evler gibi cansız bir şeydi, organizmalar da onun içinde yaşayan ayrı şeylerdi. Meğer öyle değilmiş.

Okumaya devam ederken toprağı nasıl tanımladığımızın çok fazla şeyi değiştirdiğini farkettim. Mesela toprağı cansız bir şey olarak düşünürsek ve toprakta azot eksikse, kimyevi maddeler satan bir yerden azot temin edip toprağa attık mı, sorunu cözmüş oluyorduk. Ama toprağı canlı bir şey olarak düşünüyorsak ve attığımız kimyasal topraktaki organizmalara zarar veriyorsa bırak sorunu çözmeyi, çok daha büyük sorunlara sebep oluyorduk.

Bütün cahilliğime rağmen aslında durumum çok da kötü değildi çünkü komşunun bahçıvanının da bunu bilmediğini farketmiştim. O da toprağı cansız bir şey sanıyordu. Ona göre de toprak tükenen bir mineral karışımıydı. İçindeki mineraller bitince, mineralleri tam olan yeni toprak almak gerekiyordu veya o mineralleri eklemek gerekiyordu.

Sonuçta şuraya geldim: Ben bu işlerden anlamıyordum ama uzun zamandır bu işlerle ilgilenenlerin de bilgisine pek güvenmemek lazımdı. O nedenle Internet'ten araştırarak, deneyip gözlemleyerek bahçede bir şeyler yapmaya karar verdim.

emrahc 28-11-2016 22:46

Malç mucizesi (!)
 
1 Eklenti(ler)
Komşunun bahçıvanına kıl kapmıştım. Bütün bilmişliği ile bana akıl verilken aslında desteksiz sallamaktaydı.

Adam toprağı, bitkisel hayattaki bir hasta gibi, kendini de hayat kurtaran doktor gibi görüyordu. Onsuz bitkiler, bir gün bile yaşayamazdı. O, bütün ekipmanları ve (parasını komşumun ödediği) gübre, ilaç, zehir vb ile toprağı hayatta tuttuğunu düşünmekteydi.

Ve bahçıvana göre benim bahçenin toprağı ölmüştü ve onu artık toprağa gömmenin vakti gelmişti. Ama bizim başka bir planımız vardı.

Internet'ten bu konularla ilgili okumaya başlayınca, benim kafama daha uygun gelen başka anlayışlar olduğunu gördüm. Toprağa, pahalı bir yaşam destek ünitesine bağlanmış, bitkisel hayattaki bir hasta gibi yaklaşmak yanlıştı. İki tane domates yemek için tam teşekküllü bir hastane kurmak gerekmiyordu. Eğer öyleyse "ben almayayım, manav bana yeter" diyecektim.

Tam bu sırada Ruth Stout Hanımefendi'nin kullandığı yöntemler ile ilgili yazılara denk geldim. Ruth Hanım, toprağı kalın bir malç tabakası ile kaplamak dışında neredeyse başka hiçbir şey yapmıyordu. Kalın malç tabakası, zamanla parçalanarak toprağa gerekli olan maddeleri sağlıyor, hem de toprak organizmalarının çoğalması için uygun ortam oluşturuyordu.

Bunun dışında, organik tarım, permakültür, toprak organizmaları vb konular ile ilgili de bir sürü yazı karıştırdım. Mesela bir de Japon bahçıvan Masanobu Fukuoka var ki onun düşüncelerini de çok beğendim. Bizim komşunun bahçıvanı ile karşılıklı oturtup konuşmalarını izlemek isterdim doğrusu.

Masanobu Fukuoka, doğanın zaten neyi yapması gerektiğini bildiğini, bizim yapmamız gerekenin sadece doğayı gözleyip anlayarak en az müdahale ile ondan nasıl faydalanabileceğimizi bulmak olduğunu savunan birisi.

Bu arada şuna da değinmeden edemeyeceğim. Pratik uygulamaları açısından oldukça benziyor olsa da Fukuoka ve permakültürün olaya yaklaşımı oldukça farklı. Fukuoka, "doğaya en az müdahale ederek neler yapabiliriz"e kafa yorarken; permakültür, "biz doğayı kavradık, bu bilgiyle dünyayı nasıl şekillendirebiliriz" derdinde... Yani bilgisine güvenen ve bu bilgiyle her şeyi kontrol etmeye çalışan batı kafası permakültürde hakim... bence...

Neyse bahçeye geri döneyim. Kolaycı biri olarak bütün bunlardan çıkardığım şuydu: Eğer toprağı malç ile kaplarsam olay tamamdı. Böylece toprak yeniden sağlığına kavuşacak ve kendi yöntemlerini kullanarak fazla bir destek gerekmeden bolca ürün verecekti.

Bu nedenle kurumuş yapraklar, budanmış dallar, çürümüş otlar vb ne bulduysam bunlarla toprağı kapladım. Çevreden birkaç yüz soluncan toplayıp malçın altına bıraktım. Organizma transferi olsun diye ormandan aldığım çürüntüleri benim bahçeye serptim. Malçın altı sürekli hafif nemli olduğu için çok az sulama yapıyordum.

Bunlara Nisan ayı gibi basladım ve Mayıs ortalarında fideleri bahçeye diktim. Şimdi sıra bolca ürün alıp kıl bahçıvanı madara etmeye gelmişti.

Yaz sonu itibari ile kıl bahçıvan, benim 3 katım ürün aldı ve şu an nerede hata yaptığımı arıyorum.

dongyul 28-11-2016 23:23

Sayın Emrahc; yazınız çok güzel olmuş hata yapmadınız doğru yoldasınız bende sizin okuduğunuz gibi bir çok bilgi edindim ve uygulamaya koyuldum ancak o yazılanların çoğunun işlevsiz olduğunu düşünüyordum ilk zamanlarda sonra fark ettim ki olay tamamen zamanla ilgiliymiş zamana ihtiyacınız var eğer bir bahçenin en verimli olmasını istiyorsanız mikroorganizma seviyesinin fazla işlenmiş toprağın olması şart yani özetle bir topraktan çok verim almak istiyorsanız o toprağın en az 7 kez işlenmesi ekilmesi biçilmesi gerekmektedir 7 yıldan sonra bahçe toprağı rayına oturuyor... Ruth bahçesininin verimide o her yıl oluşturduğu kat kat organik maddece zengin katmanlarından geliyor...

kerkenez 29-11-2016 07:55

Sayın Emrahc, Sayın Dongyul' un belirttiği gibi bu iş biraz sabır işi. Kimsenin elinde toprağı hemen verimli hale getirebilecek bir sihirli değnek yok. Örneğin Fukuoka üstadın sistemine geçişte çok ciddi oranda verim düşüşü olduğunu belirten görüşler de var. Organik tarımda en önemli olay bitkiyi değil toprağı beslemekte. Siz beslemeye devam ettikçe o da artan bir şekilde sizi besleyecektir.

Komşunuzu da kafaya takmayın ürününüz az olsa da bir domatesi dalından koparıp yıkamadan gönül rahatlığıyla çocuğunuza bile yedirebilirsiniz. Gerisi çok önemli değil bu bir yarışma değil sonuçta.

Size şimdiden kolay gelsin.

TCM 29-11-2016 08:49

@ emrahc, hoşgeldiniz foruma. Bence, psikolog kısmını çıkarırsak :D 'mükemmel' bir yazı olmuş, bahçenizin ve bahçıvan ile maceranızın takipçisiyim.

Muda 29-11-2016 12:36

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi emrahc (Mesaj 1487444)

Hemen ikinci bir önlem olarak bakır telden halkalar yapıp pet şişelerin üstüne koydum. Internet'ten bakır telin, salyangoz ve sümüklü böcekleri engellediğini okumuştum ama görünüşe göre bizim sümüklü böcekler bu yazıları okumamış ve bakır telin kendilerine zarar verebileceğinden haberleri yok. Hayvanlar cahil çıkınca bakır tel de işe yaramadı.

Sn. emrahc;

Öncelikle bahçeniz hayırlı olsun. Umarım istediğiniz gibi ürün yetiştirebilirsiniz. Bahçenizi sadece malç ile zenginleştirirken alttaki toprağın sert ve muhtemelen işlenmemiş olabileceğini tahmin ediyorum. İşlenmiş ise de toprağın kendisini hemen toparlaması çok olası değil. Topraktaki organik madde ve faydalı organizmaları hemen artırmak mümkün değil. Toprağı her bellemede ve organik madde katma ile yavaş yavaş iyileştirebilirsiniz. Yanmış koyun keçi gübresi bulabilirseniz daha kısa zamanda daha verimli olmasını sağlayabilirsiniz. Bizim attığımız organik madde miktarı toprağın kovuğuna bile yeterli gelmiyor. Komşum beş altı yıldır uğraşıyor toprak daha yeni düzelmeye başladı. Ne kadar çok organik madde verirseniz toprağı da işleyerek toprağın kendisini toplamasını ve verim vermesini sağlarsınız. Sert toprakta bitki kök atamıyor. Bazı bitkilerin kök atmasının yanında faydalı mikroorganizmaları da köklerinde olması gerekiyor. Gücümüzün yettiğince bir şeyler yapmaya çalışıyoruz.

Salyangozlar için yaptığınız uygulamada sanırım atladığınız şey bakır telin toprak ile temas etmesi gerektiği. Araştırmamakla birlikte bakır tel topraklamayı sağlayıp salyangozun bakır teli aşmasını engelliyor. Bir de o şekilde deneme yapın.

dongyul 29-11-2016 21:43

Sayın Emrahc; yazıp yazmama konusunda tereddüt ettim nihayetinde kendimi yazarken buldum...


Şuan yapraklarla toprak yüzeyine yapmış olduğunuz malçlama yöntemi bana göre hatalı...

İlk hata olarak yapraklar yağış olmadığı dönemlerde kuruyarak çok çok yavaş bir şekilde dekomposite olmaya başlarlar ancak bu süreç çok yavaştır... İkinci hata olarak bu yaprakların üst yüzeyleri kurusa da alt kısımları nemli ve bu nem salyangoz, sümüklü böcek gibi zararlılar için çok güzel korunma barınma mekanı sağlar... Ektiğiniz kıvırcıklar olsun lahanalar olsun bir bir bu zararlılar nedeniyle kaybolur gider...


İlk olarak yapmanız gereken toprağı iyileştirmek bunu da şu şekilde yaparsanız çok güzel olacaktır şahsen ben öyle yapıyorum... O yüzeye yaydığınız yaprak artıkları bir güzel toplayıp kompost kutunuza sıkıştırarak koyun üzerine birazcık toprakla örterek kapatın yaprakların artıkların nemli olduğundan emin olun nemli değilse ıslatabilirsiniz...

Ayda bir kontrol edin her geçen gün çok hızlı bir şekilde yaprakların artıkların dekomposite olduğunu göreceksiniz yaprakların kahverengi tonlu renkleri zamanla siyahlaşacak ve humus oluşturacak...


Daha sonra ilk bahar aylarında nisan mayıs gibi bu dekomposite olmuş artıkları örneğin domateslerin ve ya biberlerin iki sırasında bir sıra olacak şekilde şerit şeklinde sıralar açıp bu artık malzemeyi gömün daha sonra domates ve biberlerinizi dikebilirsiniz... Göreceksiniz eğer bu artıkları toprak yüzeyine sererseniz kuruyup gidecek doğada çözünme yarılanma süresi uzayacaktır ancak benim dediğim gibi yaparsanız domateslerinizin kök kısmında gömülü olan artık malzemeler kökler tarafından sarılmış olduğunu göreceksiniz... Yani demek istediğimiz çok kısa sürede artık malzemelerin toprakta kullanılabilir olmasını sağlamış oluyoruz...

Sizin yapmış olduğunuz serme işi çok uzun süre içinde toprağa dahil olacaktır..

emrahc 29-11-2016 22:27

Teşekkürler
 
Merhaba arkadaşlar. Öncelikle, düşüncelerini paylaşan ve iyi dileklerde bulunan herkese teşekkürlerimi iletmek; yazılanların benim için oldukça faydalı, yönlendirici ve motive edici olduğunu belirtmek istiyorum.

dongyul, kerkenez ve Muda'nın belirtiği gibi bu işin, bir sabır işi olduğunu ve bir anda muziceler yaratılamayacağını anlamış oldum. Önümüzdeki yıl için hedefim, bu yıla nazaran daha iyi sonuçlar elde edebilmek.

Bakır telle, salyangoz ve sümüklü böcekleri engelleme konusuna gelirsek Muda'nın belirttiği gibi toprağa temas etmenin etkili olabileceğini düşünerek hemen bir test yaptım. Bakır halkayı, taş zemin üstüne koyup içine 2 tane sümüklü böcek koydum. Sanırım salyangozlar uykuya daldı çünkü bir süredir ortalıkta salyangoz göremiyorum. O nedenle salyangoz ile test yapamadım.

Sümüklü böcekler, bakır telden hiç etkilenmeden rahatça geçebildiler. Bazı bakır teller üzerinde kaplama olduğunu bildiğim için bu telleri zımparalamıştım. Yani bakıra temas ettiklerinden eminim.

dongyul'un malç konusunda dediklerini dikkate alıp neleri iyileştirebileceğime bakacağım. Yalnız birçok olumlu etkisinden dolayı malçı tamamen kaldırmayı şimdilik düşünmüyorum. Bir de belirtmediğim bazı kısımlar var. Benim bahçedeki malç çok hızlı bir şekilde parçalanıyor ve kompostlaşıyor.

Malçın sümüklü böcekleri de çektiği doğru. Yalnız, yeşilliklere zarar vermesine rağmen, sümüklü böceklerin "zararlı" olduğu konusunda da aslında tam ikna olmuş değilim. Henüz çok detaylı gözlemlememekle birlikte malçın parçalanmasında oldukça etkin olduklarını sanıyorum.

telato 29-11-2016 22:44

Sayın emrahc;

Bakır tel uygulaması salyangozlar için etkili, sümüklü böcekler için etkisiz bir yöntem...

Sümüklü böcekler bakır tel falan dinlemiyorlar geçiyorlar üzerinden..

Birde sadece malçlama ile topraktaki gerekli mineral kompozisyonu oluşturulamaz düşüncesindeyim.

MeyveliTepe 30-11-2016 01:17

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi emrahc (Mesaj 1488082)
...
...
Sümüklü böcekler, bakır telden hiç etkilenmeden rahatça geçebildiler. Bazı bakır teller üzerinde kaplama olduğunu bildiğim için bu telleri zımparalamıştım. Yani bakıra temas ettiklerinden eminim.
...

Sümüklü böceklerde bakır işe yaramaz, bira tuzağı lazım :)

Salyangozlar için ise bakır tel değil de daha enli bir şerit emniyetli olur.

emrahc 03-12-2016 21:09

Arsız bitkiler
 
2 Eklenti(ler)
İyi bir bahçıvan olabilmenin hiç de kolay olmadığını görmüştüm. Bilgi, emek ve en önemlisi de sabır gerektiriyordu.

Bilgi, o kadar sorun değildi. Internet'ten bir çok döküman bulabilir ve sıkılmadan binlerce sayfa okuyabilirdim. Emek kısmı da nispeten kolaydı. Yorulmadan bahçede saatlerce çalışabilirdim. Zaten bahçede vakit geçirmek oldukça hoşuma gitmeye başlamıştı.

Ama sabır kısmı... Burada ciddi problem vardı. Toprak yeterince interaktif değildi. Yapılan şeylere oldukça geç tepki veriyordu. Toprakla uğraşmak, çok yavaş bir bilgisayarda Counter Strike oynamak gibiydi. Ateş ettikten sonra mermi hedefe varana kadar gidip bir çay demleyip gelebiliyordun. Ve ıskalama ihtimali de oldukça yüksekti.

Bu uzun ve yavaş süreçte, moral ve motivasyonu yüksek tutabilmek için küçük başarılara ihtiyaç vardı. Biraz dikkatli bakınca doğa ananın, sabırsız bahçıvanlar için mükemmel bir hizmeti olduğunu farkettim: arsız bitkiler

Bu küçümseyici ifadeyi hiç de hakketmeyen arsız bitkiler, acemi bahçıvanın bütün beceriksizlik ve hatalarına rağmen kolayca yetişip yayılabiliyorlardı. Benim de ilk tanıştığım arsız bitki, çilek oldu. Çileğin tadını çok sevdiğim ve görünüş itibariyle de çok havalı bulduğum için bu kadar kolay yetişebileceğini hiç tahmin etmemiştim.

İki yandaki komşumuzun bahçe duvarının dibinde çilekler vardı. Bunlar, doğal olarak mı orada yetişmiş yoksa komşumuz mu dikmiş bilmiyorum. Yaz başında bu çileklerden 6-7 tanesini toprağı ile birlikte alıp bizim çitlerin dibine, yaklaşıp bir metre ara ile diktim. Şimdi bütün çit boyunca yayılmış durumdalar.

Eklenti 634892

Bir kaç gün önce forumda gezerken nane başlığına denk geldim ve nanenin "arsızlığı" ile ilgili övgüleri okuyunca gözlerim parladı. Bugün hemen markete gidip iki demet nane aldım. h.ışık'ın o başlıkta yer alan mesajında gösterdiği gibi alt yaprakları koparıp toprağa, yatık bir şekilde diktim.

Gerçi havalar epey soğudu, tutarlar mı bilmiyorum ama nanelere güvenim tam.

Eklenti 634893


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 21:55.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)

Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2024