09-08-2021, 16:00 | #91 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 02-09-2020
Şehir: Ankara
Mesajlar: 208
|
Alıntı:
Sn. Halcur domatesleriniz için üzüldüm açıkçası hastalık ve net tedavisini bulursanız paylaşmanızı ümit ediyorum. Ne hikmetse nazlı olduğundan mıdır yoksa geç yetiştiğinden midir nedir bahçenin şahı padişahı domates izlenimi var bende. Domateslerin hastalanması diğer zerzevattan daha çok koyuyor insana |
|
17-08-2021, 09:54 | #92 |
Ağaç Dostu
|
Komşunun karpuzları. Tadı, rengi güzel. Çekirdekleri iri ve bol ama temizlemesi kolay. Günebakanlar yavaş yavaş olgunlaşıyor. (Yanlış fotoğrafı paylaşmışım. Bu bir önceki hali ama sorun olmaz. Çoğu buna benzer durumda. Bu sıra en çok göze batan kabaklar. Eş dost bıktı artık, "Patlıcan, kabak, karpuz ister misin?" teklifinden. En çok da kabaktan... Balkon demirlerinde güneşleniyorlar. Bir süre güneş alırsa daha iyi oluyormuş. |
17-08-2021, 10:05 | #93 |
Ağaç Dostu
|
Bu fotoğrafta 4-5 tür mısır var. Beyaz, mor/siyah, yerli. Beyaz ve morun hem patlak mısır hem de yemelik çeşidi var. Tohum paylaşım etkinliğinden gelen tüm tohumlar hastalandı. Yerli çeşitler küçük olsa da bir miktar yedik. Yanlışım varsa düzeltin ama tohum paylaşım etkinliğinden gelenlerin hepsinin hastalanmasını 'bu bölgeye yabancı olmasından kaynaklanıyor' diye düşündüm. Yani adaptasyon sorunu. Bu da bahçede bolca bulunan bir bitki. Altın çileğe çok benziyor. Sök sök bitmiyor, o kadar çok. Bitkiyi iyi tanıyanlar fikir verirse sevinirim. O mudur? |
17-08-2021, 11:30 | #94 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 21-03-2012
Şehir: Balıkesir
Mesajlar: 5,784
|
Ellerinize emeklerinize sağlık, son fotoğrafta ki altın çileğe çok benziyor, şekeri olana çok iyi geliyor, aşağıdaki linki bir inceleyin, kolay gelsin. Bahçede ve Balkonda Altın Çilek (Yer Kirazı) |
17-08-2021, 12:36 | #95 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 19-02-2018
Şehir: Muğla
Mesajlar: 713
|
Alıntı:
|
|
17-08-2021, 14:58 | #96 |
Ağaç Dostu
|
O yemeğin bir adı var mı? |
17-08-2021, 19:45 | #97 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2014
Şehir: İzmir
Mesajlar: 3,862
|
Biraz tarif alalım mı..Kabaca, kısaca... Hanım pek böyle değişik şeylerden hoşlaşmaz ama güzel olacak gibi. |
18-08-2021, 10:58 | #98 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 19-02-2018
Şehir: Muğla
Mesajlar: 713
|
Alıntı:
burada var. |
|
25-08-2021, 22:12 | #100 | |
Ağaç Dostu
|
TCM'den
Sayın TCM'nin sayfasını baştan sona okumayı bitirdim. Özetle TCM'den ve biraz da başka kaynaklardan edindiğim bilgi aşağıda. (Kusurumuz varsa affola.) Alıntı:
|
|
26-08-2021, 11:11 | #101 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2014
Şehir: İzmir
Mesajlar: 3,862
|
Ben de diyorum bütün gece bahçede tıkırtılar kesilmedi, kim bu dolaşan gece gece... Derlediklerinizi şöyle bir okuyunca, kızdım kendime, hiç dedim bitkileri kendi haline bırakmamışım, tık demişler kükürt, gık demişler kül, yağmuru bile yağacağına pişman etmişim. Şuna inanıyorum hep; milyarca yıldır doğa-yaradan bir yoluna koymuş işleri ve tıkır tıkır işlemiş her şey. Ama insanoğlu elinin değdiği, gözünün gördüğü, sesinin gittiği canlı-cansız her şeyi katletmiş doğduğundan beri. Ve bu aç gözlülüğü de artarak devam ederek dünyanın sonunu getirecek gibi duruyor. Bu sebeple insanoğlu ne olursa olsun işleyen süreçlere müdahil olmamalı. Bahçede de durum aynı; en güzeli hiç bir müdahaleye yer olmadan sadece kompost ile yapılmalı her şey. Duruma göre mümkün olduğunca doğal mücadele edilmeli. Tabi bunu derken kimi sanal alemde yapıldığı gibi; hiç gübre atmayın, hiç ilaç vermeyin, bunların ismini bile söylemeyin, söyleyenleri de çarmıha gerin denmemeli. 'Koruma amaçlı, sıcaklar artınca, domatese sistemik mantar ilacı verilebilir' e cevap yazayım dedim amma uzattım konuyu. Herkes kendi bahçesinin dinamiklerine göre davranmalı sonuçta... @ halcur, bahçemi ziyaretinizden dolayı teşekkür ederim. İmkan olmalı bahçelerimizde çay-kahve eşliğinde sohbetlere devam etmeli di mi... |
28-08-2021, 13:29 | #102 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
|
|
30-08-2021, 19:24 | #104 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2014
Şehir: İzmir
Mesajlar: 3,862
|
Alıntı:
- İlk görev yerim 1993 sonu Gaziantep - İslahiye, birlikte çalıştığımız Adana lı arkadaşımız vardı, sayesinde gezdik biraz. Çağırıyor hep, nasip... |
|
03-09-2021, 17:08 | #105 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
Şekeri bırakalı 1(bir) yıl oldu. Çayı da bırakmak üzereyim(Zevk almadığım için). Sigaradan sonra hayattaki en büyük ikinci zevkimi de kaybettim. |
|
04-09-2021, 09:33 | #106 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 19-02-2018
Şehir: Muğla
Mesajlar: 713
|
Alıntı:
Yok efendim sağlıklı yaşamak için şunları bunları yapmalıymışım. İyi, hoş da uzun yaşamak için yaşamak istemiyorum ki. Zevk aldığım şeyleri de yapmak istiyorum. Bu vücut denen nesnenin hiç mi toleransı yok ? Benimki toleranslı. 17 yaşından bugüne (63) şekerli çay içerim. (Hafif tatlı) Su gereksinimimi de çayla karşılarım. Rakı içmiyorsam su içtiğim pek görülmez. (yemek sofrasında su bulundurmam. O derece) Çay su sayılmadığı için susuzluktan öldüm mü ben ? Haftada 4-5 gün bisiklet sürerim üstelik. 25-30 km bisiklet üstüne çay gibi keyifli bir içecek bilmiyorum. Yolda da susuzluğumu termostaki çayla gideririm. Önlemler bir yere kadar. Bu tür önleyici önlemlere gelince kulak asmam. Avcı toplayıcı topluluklar nereden enerji sağlayabilirdi ? Karbonhidrat kaynağı olarak buğdayı bile bilmiyorlardı. Topladıkları meyvelerdeki şeker olmazsa ölürler. Yani bedenimiz o günlerden beri şeker yakmayı bilir. Benim çocukluğum pilav ve hoşaf yiyerek geçti. Karbonhidrat üstü şeker demek. Hala ölmedik ama. Arkadaşlarım da yaşıyor. Sorun gıda endüstrisini desteklemeye çalışan "endüstriyel bilim" anlayışı. Her hazır gıdaya şeker veya türevi, tuz, tatlandırıcı vb eklentilerle dengeli beslenme bozuluyor. Aradan bir şeyi çekip suçlu bu deyince de sistem sürüyor. Yeni ürünler ortaya çıkıyor. Şekeri kanserli hücreye verirsen hücredeki kanser coşuyor. (Çalışmanın bilimselliğine karşı çıkmıyorum.) Kanserli hasta kötüleşince hastaya serumu niye veriyorlar ? (Serumdaki şeker ne olacak ? ) Beden karmaşık işlemlerle ayakta kalıyor. Hücreye bakıp beden hakkında karar verilemiyor. Uzatmayayım. Önlem iyidir. Önleyici önlemlere gelince aynı fikirde değilim. V A Z G E Ç M E M . |
|
05-09-2021, 00:06 | #107 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2014
Şehir: İzmir
Mesajlar: 3,862
|
Mutlaka olur; hastalara olayı anlatırken aşağıdaki örneği veririm hep, en anlaşılır şekilde böyle anlatılır diye düşünüyorum. - Hastalıkların insan vücuduna etkisinde pek çok önemli şey var. En fazla görülen - bilinen ve önlem alınabilecek hastalıklar şeker (diyabet) ve yüksek tansiyon. Bunlar da vücutta genelde damarları etkileyerek hasar verir. Vücuttaki damarları bahçe hortumuna benzetelim. Diyabet güneş, tansiyon da basınç olsun. Bahçeyi sularken hortumun ucunu ne kadar sıkarsanız (tansiyon) suyun hortumun çeperine yaptığı basınç artacak ve dolayısıyla ömrü kısalacaktır. İşiniz bitince hortumu katlar depoya kaldırırsanız ömrü uzar, ancak bahçede kendi halinde güneşin altında (diyabet) bırakırsanız da ömrü kısalacaktır. Peki hortumun hiç mi etkisi yok olaya; tabi ki çok önemli ve ona da kalıtım diyelim. Elimizde metresini 10 liraya aldığımız esnek mi esnek pırıl pırıl bir hortum var ise mutlaka ömrü daha uzun olacaktır. Ancak hurda plastikten yapılma eğilip bükülmesi bile zor metresi 2 liralık hortumu ne kadar korursanız koruyun ömrünü bir yere kadar uzatabilirsiniz. Ailesinde 80 yaşından önce ölüm görülmeyen birinin 40 yaşında kalp krizinden ölme ihtimali çok düşüktür. Gelelim şekerin, karbonhidratın vs. nin etkisine. Sabah kahvaltıda; tereyağın içine iki yumurta kırın, üzerine çökelek-kaşar peyniri vs. peynir ekleyin, yanında zeytin, domates, şekersiz çay... Diğer kahvaltı seçeneği; gevrek veya ekmek, üzerine bal - reçel - çikolata vs. - meyve suyu (taze sıkılmış hazır çok önemli değil) - şekerli çay veya kahve... Bu iki çeşit kahvaltı sonrası bedeninizde fark göremiyorsanız istediğiniz kahvaltıyla devam edin. Aynı şeyi öğle ve akşam yemeğinde de tekrarlayabilirsiniz. Yani pirinç - tatlı - un aldığınız öğün ile almadığınız öğünlerde fark yok ise kafanızı yormayın, canınızın istediğini yiyin gitsin. Benim çok fark ediyor mesela; uyku hali, daha çabuk acıkma, nabzın yükselmesi vs... Bir de şu var; belki de en önemli olan yaptığınızdan zevk alabilmek. Eğer bu kahvaltı, yemek ile oluyorsa abartmadan hayatın tadını çıkartmakta fayda var.Örnekleri çoğaltacam ancak özendirme gibi anlaşılabileceği için burada keseyim. Kişi değişimleri, kendine, yaşamına uyarlayarak uygulayabiliyorsa ne mutlu, ama olmuyorsa hayatı eziyete dönüştürmenin anlamı yok. NOT: @halcur ve @Portakal Rengi ile bir bahçede oturup sohbet etmek eminim çok zevkli olurdu. Zevklerimiz pek uyuyor zira. |
14-09-2021, 20:54 | #108 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
Ben de "Başlarım şeker düşmanlığına!" demek istiyorum hatta "Tutmayın küçük enişteyi!" moduna girip gaza geliyorum ama şeker hastası olduğumu hatırlayınca isyanım anında sönüyor. "Hayat zevk vermiyorsa uzun yaşamanın cazibesi ne ola ki?" diyorum. Sonra aklıma geliyor. Şükür Adanalının şeker haricinde de bir sürü zevki var. Bisiklet sürme meselesi bence çok önemli. Ben yürümem, spor yapmam, bisiklet sürmem...kısaca sağlıklı ve yararlı bir faaliyetim yok. Biraz bahçede enerji sarf ederim. O kadar. Emin olun spor yapsaydım şekeri ve şekerin baş rolde olduğu tatlıları sabah kahvaltısı niyetine yerdim. Ben de haykırırdım: VAZGEÇMEM, diye. |
|
22-09-2021, 12:30 | #109 |
Ağaç Dostu
|
Gül biberden ve dürümcüden gelen(onlar meksika dedi) acı biberden tohum almak için kurutuyorum. Gülbiberi biraz erken toplamışım. Sonrakiler iyice kızarınca toplayacağım. Diğeri kıl biber. Ondan vaz geçtim.Çok acı. Uzun-orta-tombul süs biberi karışımı. Yine tohumluk. Karma bir şekilde tohum paylaşımında dağıtırım büyük ihtimal. Zeytinler az da olsa ürün verdi bu yıl. 1.5 lt'lik bir şişeyi doldurduk. Diktiğimzamandan bu güne üç yıla yaklaştı. |
22-09-2021, 14:00 | #110 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2014
Şehir: İzmir
Mesajlar: 3,862
|
Biberleri güneşte değil gölgede kurutalım, bıçakla ortadan bir kesi atalım ki çürümesin, hava alsın. İLAVE: Güneşi nereden gördüysem artık.. |
22-09-2021, 20:07 | #111 |
Ağaç Dostu
|
Genel olarak gölgede kurutuluyormuş. Biz güneşte kuruttuk. Bundan sonrakileri gölgede kuruturuz artık. |
22-09-2021, 20:11 | #112 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
|
|
13-10-2021, 18:18 | #113 |
Ağaç Dostu
|
Geçenlerde bir akrabamın tavsiyesi ile bu bitkiyi çelikten diktim. Gayet de güzel oldu. Bana bu bitkiyi veren Şeker Otu dedi, ismine. Stevia değil tabii ki. Şeker hastalığına iyi geliyormuş. Yiyenler memnunmuş...vs. Bu bitkinin gerçek ismini bilip beni aydınlatacak olan var mı? NOT: Yedim, yaşıyorum. |
13-10-2021, 19:07 | #114 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 05-07-2020
Şehir: Nevşehir/Karaman
Mesajlar: 140
|
Alıntı:
|
|
16-11-2021, 13:41 | #115 |
Ağaç Dostu
|
Özür dilerim, geç cevapladım. Hafızam "nisyan ile malul" Tadını ıspanağa benzeyip benzemediğini bilmiyorum. Ispanağı hiç çiğ yemedim. |
16-11-2021, 15:49 | #116 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 05-07-2020
Şehir: Nevşehir/Karaman
Mesajlar: 140
|
Alıntı:
ALP-L29 cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi Longevity spinach https://www.frontiersin.org/articles...016.00052/full |
|
11-12-2021, 19:28 | #117 | |
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 21-08-2006
Şehir: İzmir-Zeytinalanı
Mesajlar: 18
|
Alıntı:
Çok geçmiş olsun. |
|
28-01-2022, 13:38 | #120 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 08-09-2017
Şehir: Milky Way
Mesajlar: 620
|
Alıntı:
|
|
|
|