agaclar.net

Geri Dön   agaclar.net > Üyelerin Balkonları, Bahçeleri > Üyelerin Bahçeleri
(https)




Beğeni Düzeni2074Beğeniler

Cevapla
 
Bookmark and Share Dış Bağlantılar Konu Araçları Mod Seç
Eski 02-02-2012, 05:43   #121
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 06-01-2009
Şehir: MARMARİS
Mesajlar: 970
Neredeyse ağacın gövde genişliğine ulaşmış devasa mantar.

Eklenen Resimler
 
Doğayla Barış Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 02-02-2012, 05:49   #122
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 06-01-2009
Şehir: MARMARİS
Mesajlar: 970
Endemik sığla yengeci.

Eklenen Resimler
 
Doğayla Barış Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 02-02-2012, 05:57   #123
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 06-01-2009
Şehir: MARMARİS
Mesajlar: 970
Buhurcularla çekim arasında sohbet.

Eklenen Resimler
 
Doğayla Barış Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 02-02-2012, 06:34   #124
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 06-01-2009
Şehir: MARMARİS
Mesajlar: 970
Biz sığla ekosistemini koruma ve tanıtma çalışmalarına başladığımızda bir çok kurumdan ve üniversite öğretim üyelerinden tepki aldık. Bilgi almak için gittiğimiz hocaların bazıları neden sığla, ekonomik değeri olan fıstık çamlarını çeksenize dediler bazı resmi kurum görevlileri de ne gereği var ortada sığla ormanı mı kalmış eskidendi o, keçiboynuzu, kızıl çam vs.çalışın bizde destek verelim şeklinde görüş beyan ettiler.
Karşımıza olmadık engeller çıkardılar.
En sonunda yok olan sığla ormanlarının hikayesiyle Kültür Bakanlığını ikna edip belgeseli çekmeye başladık. Bakanlık desteğiyle ormanlar bize, çekim ekibine açıldı. Sırlarına vakıf olunca bu güzelliğe aşık olduk, rüyalarımızı süslemeye başladılar. Evimizden çocuklarımızdan 2 yıl ayrı kalıp bu ormanların 4 mevsimini çekmeye başladık.
Sığla ormanları su basar orman, yoğun nem var, iki dakikada üzerinizdeki kıyafet sırılsıklam olup sular akmaya başlıyor. Ayrıca flora ve fauna çok zengin.

Hoş bir anımı sizlerle paylaşayım.Bir bölgede çekime eşlik etmek üzere bize katılan yönetici telaşla kolumdan çekti ve hayretle yüzüme bakarak siz de mi içeri gireceksiniz, dışarıda kalsanız daha iyi dedi. Neden diye sorduğumda ormana has zehirli yılanların aktif ve tehlikeli olduğundan söz etti. Yüzümüzde gülümseme ayağımızda sandaletlerle ormanın derinliklerine girip çalışmaya devam ettik. Neredeyse belime kadar yükselen at kuyruklarının arasında çoğu alanda zemin görünmüyordu.
Bana hiç görünmediler ama eşim ve diğer arkadaşlar görmüş. Hatta yaslandığım bir ağacın kovuğunda kocaman kıvrılmış bir halde. Doğa, belki korkarım diye o an için gözümü perdeledi sanırım. Sessizce bizi izlediler, zarar vermeden çalışmamıza izin verdiler.

"İnsanın insana ettiğini doğada başka hiç bir canlı yapmıyor. "

Daha neler yapabiliriz düşüncesiyle Uluslararası sığla çalıştayını organize ettik. Biz kendi yolumuzda ısrarcı olunca bazı resmi kurumlarda konunun dışında kalmamak için olaya müdahil olarak katıldılar. Tebliğ sundular, koruma eylem planı hazırladılar vs.
Ve maalesef ülkemizde her şeyi kişisel ranta çeviren bazı kişi ve gruplar aslında bizim alın terimizle yıllardır yaptığımız çalışmaların taklitleriyle binlerce dolar fonları afiyetle sindirmenin yöntemleriyle meşgul olmaktalar.
Bize gelince ısrarla yok olan relikt endemik sığla ekosistemine dikkat çekmek üzere farkındalık projeleri oluşturmaya ve çalışmaya devam ediyoruz.
Uluslararası 2. nadir ve endemik bitki türleri biyolojisi sempozyumuna az kaldı...

Karşılığı ne mi oldu derseniz, uzun yıllar krizlerle beni perişan eden allerjik astımım bu güzel ormanlarda şifa buldu.
Ülserim iyileşti. Bazı dostlarım ve bir şekilde bana ulaşanlar reflü, boğazdaki kronik bazı rahatsızlıklar, akciğer rahatsızlıkları, yara, kesik, her türlü iyileşmeyen yaralar ve kitleler için gönderdiğim doğal katkısız sığla yağını kullandılar ve şifa buldular. Bu konuda araştırmalar sürmekte. Hipokrat ve ibni-sina'nın şifa reçetelerinde yer aldığını söyleyerek bu konuyu şimdilik noktalıyoruz.
Sığla ormanları şifa deposu. Zaman zaman bahçemizde sizlerle paylaşacağız. :-)
Ve çekim alanına, "Size, Sığla Ana diyorlar " diye röportaja gelen bir derginin objektifine hüzünle gülümsüyoruz.
http://webdeyim.net/tr/e_dergi/mugla...m-dergisi/1/52

Eklenen Resimler
 

Düzenleyen Doğayla Barış : 03-02-2012 saat 15:35
Doğayla Barış Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 02-02-2012, 11:52   #125
Ağaç Dostu
 
hk50's Avatar
 
Giriş Tarihi: 04-04-2010
Şehir: Niğde
Mesajlar: 2,914
Galeri: 14
Sn Dogayla Barış Ellerinize sağlık.
İşte doğayla barış budur.Doğayı sevmek budur.Dogada size vermesi gerekeni vermiş.Zaten Dogada karşılıksız bir şey istemiyor.Siz bir veriyorsunuz.Doga size binlerçesini veriyor.
Dogayı sevmek maalesef çilingirsofraları ile olmuyor.Üç gül yaprağına dört çiçek yapragına methiyeler yazmak feğil.İbrek alınması gereken bir çalışma yapmışınız.
Başarılarınızın devamını diler.Teşekkür eder saygılar sunarım.

hk50 Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 02-02-2012, 16:13   #126
Ağaç Dostu
 
mrduran's Avatar
 
Giriş Tarihi: 20-08-2011
Şehir: İzmir
Mesajlar: 1,536
Merhabalar efendim,

Siz yapın, başkaları yesin, aldırmayın. Sizin yediğiniz yerde onlar yiyemiyecekler inşallah. Yedikleri de bir şekilde...

Güzel çabalarınızı hayranlık ve takdir ile izliyorum efendim.

Geride sizlerden bir şeyler kalacak hiç olmazsa, en azından isimleriniz.

Ya onların..?

Kolay gelsin, saygılarımla lütfen.

mrduran Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 02-02-2012, 17:51   #127
Ağaç Dostu
 
cemo's Avatar
 
Giriş Tarihi: 28-04-2008
Şehir: kdz ereğli
Mesajlar: 5,237
Galeri: 13
Bu bahçeyi nasıl görmemişim ben, kendime çok ama çok kızdımmm
Köpekler, tavuklar, foklar, kelebekler, çocuklar, bitkiler..ve güzel yürekler.

Herşey o kadar güzel ki, kayboldum sayfalarda inanın. İlerideki durumunu hayal etmeye çalıştım da, off dedim offf. Bu gönül güzelliği ile cennet yaratacağınızdan kuşkum yok.

Baş koyduğunuz bu yolda, size sabır ve güç kuvvet versin rabbim.

Baharda, bahcemden istediğiniz ne varsa, seve seve göndermeye çalışırım.
Hatta, Marmaris otobüsünün bagajına rezerve yapalım şimdiden) Kargodan daha çabuk ve daha fazla bitki gelir böylelikle.

Herşey gönlünüzce olsun. Kalın sağlıcakla.

cemo Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 03-02-2012, 17:10   #128
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 06-01-2009
Şehir: MARMARİS
Mesajlar: 970
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi hk50 Mesajı Göster
Sn Dogayla Barış Ellerinize sağlık.
İşte doğayla barış budur.Doğayı sevmek budur.Dogada size vermesi gerekeni vermiş.Zaten Dogada karşılıksız bir şey istemiyor.Siz bir veriyorsunuz.Doga size binlerçesini veriyor.
Dogayı sevmek maalesef çilingirsofraları ile olmuyor.Üç gül yaprağına dört çiçek yapragına methiyeler yazmak feğil.İbrek alınması gereken bir çalışma yapmışınız.
Başarılarınızın devamını diler.Teşekkür eder saygılar sunarım.
Sn.hk50. güzel düşüncelerinize çok teşekkür ediyorum. Saygılarımla.

Doğayla Barış Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 03-02-2012, 17:23   #129
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 06-01-2009
Şehir: MARMARİS
Mesajlar: 970
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi mrduran Mesajı Göster
Merhabalar efendim,

Siz yapın, başkaları yesin, aldırmayın. Sizin yediğiniz yerde onlar yiyemiyecekler inşallah. Yedikleri de bir şekilde...

Güzel çabalarınızı hayranlık ve takdir ile izliyorum efendim.

Geride sizlerden bir şeyler kalacak hiç olmazsa, en azından isimleriniz.

Ya onların..?

Kolay gelsin, saygılarımla lütfen.
Merhabalar Sn.mrduran,
Haklısınız tabi ki, bize köstek olmasınlar yeter.
Seçtiğimiz yol hiç kolay değil biliyoruz, rant için doğayı katletmek gelenek olmuş, belki de yeldeğirmenlerine karşı savaşıyoruz.

Ama bir gün doğa hak edenlere gereken cevabı verecektir.

Güzel düşünceleriniz için çok teşekkür ediyorum. Saygılarımla.


Düzenleyen Doğayla Barış : 03-02-2012 saat 21:42
Doğayla Barış Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 03-02-2012, 17:56   #130
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 06-01-2009
Şehir: MARMARİS
Mesajlar: 970
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi cemo Mesajı Göster
Bu bahçeyi nasıl görmemişim ben, kendime çok ama çok kızdımmm
Köpekler, tavuklar, foklar, kelebekler, çocuklar, bitkiler..ve güzel yürekler.

Herşey o kadar güzel ki, kayboldum sayfalarda inanın. İlerideki durumunu hayal etmeye çalıştım da, off dedim offf. Bu gönül güzelliği ile cennet yaratacağınızdan kuşkum yok.

Baş koyduğunuz bu yolda, size sabır ve güç kuvvet versin rabbim.

Baharda, bahcemden istediğiniz ne varsa, seve seve göndermeye çalışırım.
Hatta, Marmaris otobüsünün bagajına rezerve yapalım şimdiden) Kargodan daha çabuk ve daha fazla bitki gelir böylelikle.

Herşey gönlünüzce olsun. Kalın sağlıcakla.
Yaşasın birden rahatladım
Sevgili cemo sen çok yaşa, ilk fırsatta gidip otobüs şirketleriyle görüşeyim.
Sitede ki birbirinden güzel bahçeleri görünce karabasanlar sardı beni, bu bahçe ne zaman adam olur diye dertlenip duruyorum.
Bu son donlarda bahçede var olanları aldı götürdü ne yazık ki. Eşim her ne kadar dur telaş etme, sen daha yolun başındasın dese de, gece rüyalarımda bile tohum ekiyorum, ağaç dikiyorum,
Demek ki Mart ayında benim bahçede şenlik var, Keyiflendim birden
Güzel dileklerine çok teşekkür ederim.

Bu arada bin bir emekle oluşturduğun bahçene girdim, havuza atladım geri döndüm, daha gezecek çok sayfa var, hepsi birbirinden güzel. Yüreğine sağlık güzel arkadaşım.

Sevgilerimle.


Düzenleyen Doğayla Barış : 05-02-2012 saat 08:00
Doğayla Barış Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 04-02-2012, 21:37   #131
Ağaç Dostu
 
mandalinci's Avatar
 
Giriş Tarihi: 01-03-2011
Şehir: Ankara - İzmir
Mesajlar: 1,467
Galeri: 6
Mandalinlerimizden bol bol yiyebilirsiniz, afiyet olsun.

Komik bir şey söyleyeyim, mandalinleri toptan birisine sattı eşim, bahçeye de sadece bir kez gidip, bize ayrılan 3 ağaçtan az bir miktar toplamıştık. Soğuk, yağmur derken, bir türlü gidemedik. Kar yağınca da donmamışlardır inşalallah.

Bahçede mandalin var diye para verip almak da olmaz diyerek bu kış mandalinsiz kaldık gibi bir şey.

En kısa zamanda bahçeye gitmeyi düşünüyoruz, bu arada bari siz uğrayıp bol bol toplayın.

Sevgiyle kalın

mandalinci Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 05-02-2012, 00:26   #132
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 13-01-2010
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 2,427
Sayın Doğayla Barış merhaba,
Yapmış olduğunuz çalışmalarınızı sahifenizden izliyorum sığla ağacının eko sistemdeki yeri ve önemini uzun ve meşakkatli çalışmalar sonucunu, umarım biz ve yetkililer Sizlerin ve çalışmalarınızın kadrini biliriz
Çalışmalarınıza destek arayışında şüphesiz çok sıkıntılar çektiğinizi biliyorum zira aynı sıkıntıları ben yaşadım ve hiç bir sonuç alamadım,kendi imkanlarımla yaklaşık üçyüz tür bitkiyi bahçemde yetiştiriyorum her şeyi kendim yapıyorum.Kamu kurumlarıyla yaptığım konuşmalarda onlardan maddi anlamda hiç bir destek istemediğimi söylüyorum,tek istediğim, bakın burada böyle bir yer yaptım gelecek kuşaklara örnek olsun okullarla irtibat sağlayalım hiç bir ücret almadan çocuklara doğa sevda tohumlarını aşılayalım deme me rağmen sıcak bakan hiç bir kurum olmadı,kendi çabalarımla izci gruplarına destek vereceğimi söyledim ve ikna ettim bu yıl 1860 izci geldi ve çok mutlu oldum,bu öğrencilerin yüzde birini doğaya kazandıracağımı umuyorum bu da benim için çok büyük bir başarıdır tabiat adına
Bundan sonraki yapacağınız ve yapacağımız çalışmalarımıza destek verecek insanların çoğalması ümidiyle sizlere selamlar yolluyorum

Yücel Canpolat Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 06-02-2012, 10:15   #133
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 06-01-2009
Şehir: MARMARİS
Mesajlar: 970
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Yücel Canpolat Mesajı Göster
Sayın Doğayla Barış merhaba,
Yapmış olduğunuz çalışmalarınızı sahifenizden izliyorum sığla ağacının eko sistemdeki yeri ve önemini uzun ve meşakkatli çalışmalar sonucunu, umarım biz ve yetkililer Sizlerin ve çalışmalarınızın kadrini biliriz
Çalışmalarınıza destek arayışında şüphesiz çok sıkıntılar çektiğinizi biliyorum zira aynı sıkıntıları ben yaşadım ve hiç bir sonuç alamadım,kendi imkanlarımla yaklaşık üçyüz tür bitkiyi bahçemde yetiştiriyorum her şeyi kendim yapıyorum.Kamu kurumlarıyla yaptığım konuşmalarda onlardan maddi anlamda hiç bir destek istemediğimi söylüyorum,tek istediğim, bakın burada böyle bir yer yaptım gelecek kuşaklara örnek olsun okullarla irtibat sağlayalım hiç bir ücret almadan çocuklara doğa sevda tohumlarını aşılayalım deme me rağmen sıcak bakan hiç bir kurum olmadı,kendi çabalarımla izci gruplarına destek vereceğimi söyledim ve ikna ettim bu yıl 1860 izci geldi ve çok mutlu oldum,bu öğrencilerin yüzde birini doğaya kazandıracağımı umuyorum bu da benim için çok büyük bir başarıdır tabiat adına
Bundan sonraki yapacağınız ve yapacağımız çalışmalarımıza destek verecek insanların çoğalması ümidiyle sizlere selamlar yolluyorum
Merhaba sayın Yücel Canpolat ,
Bizler geleceğe tohum atıyoruz ve ne mutlu ki yaşarken de bu tohumların yeşerdiğini görüyoruz, önemli olan bu, gerisi teferruat

Kurumlar her zaman katı kuralların arkasındadır, yeniliklere açılmak yöneticilerin insiyatifinde.
Bizim yaptığımız çalışmalar farkındalık projeleri.
Görsel sanatlar ve evrensel dil olan müzik sayesinde kurumlarla ortak çalışmalar sergileyebiliyoruz. 1996 yılından itibaren Önce İstanbul'da başlayıp daha sonra ülke geneline yayılan Çevre konferansı ve konser etkinlikleri sanıyorum 3 bini geçti.
Yaptığımız tv kuşak programları, belgesel ve kliplerle geleceğe iz bırakmaya çalışıyoruz.
Doğa sevgisi, doğa koruma bilinci en gerçek şekilde çocuklarımızın ve gençlerin taze yüreklerinde yeşeriyor. Bu da bizleri mutlu ediyor.

Bahçe konusunda henüz yeni başladık, Diğer çalışmalarımız yoğun olduğu için temkinli gidiyoruz. İlk yıl tadilat vs. ile geçti. Alanımız 2 dönüm. Bu yıl bahçe düzenlemesine giriyoruz henüz fikir taşları tam yerli yerine oturmadı, hala düşünüyoruz, sera tamamlanacak, sınır hatları sarılıcılarla donatılacak vb. Siz değerli dostların desteğiyle de iki yıl içinde biraz toparlanır diye düşünüyorum.
Mart ayında çok işimiz var, allah sağlık sıhhat versin de uğraşalım.
Zaman zaman botanik bahçenize girip dolaşıyorum, bilmediğim bir çok bitkinin adını öğreniyor ve bilgisayarıma kaydediyorum. Çok başarılı bir peyzaj uygulaması, ciddi bir emek ve maddi yatırım var.
İzcilerle yaptığınız çalışmalar çok hoş, Kamp mı yaptınız?
Eşiniz ve siz bu güzel bahçede hiç yaşlanmazsınız bundan büyük nimet olur mu :-)) Umarım bir gün ziyaretinize gelme imkanım olur.
Tebrik ediyor kolaylıklar diliyorum.


Düzenleyen Doğayla Barış : 07-02-2012 saat 03:30
Doğayla Barış Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 07-02-2012, 03:45   #134
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 06-01-2009
Şehir: MARMARİS
Mesajlar: 970
Rüzgar....
Fırtına tam bir kaos yaşatıyor, bahçelerdeki 15-16 yıllık meyve ağaçlarını kökten söküp savuruyor, çatıları uçuruyor... Gündüz işlerimiz nedeniyle Marmaris'e inmiştik. Akşam üzeri komşuların telefonuyla neye uğradığımızı şaşırdık.
Köye döndüğümüzde karşılaştığımız manzara...
Seranın örtülerini söküp uçurmuş komşu bahçenin zeytinlerine sardırmış, uğraştık çıkaramadık, neyse ki denize gitmemiş sabah çaresine bakacağız.
Kış bahçesi vahim durumda, kum torbalarını uçurmuş, brandaları savurmuş, aralardan giren rüzgar içeride sanki hortum oluşturup saksıları devirmiş,
Duşlardan birisinin kapısını kırmış...deponun pencerelerini patlatmış, tahta çivileyip geçici olarak kapattık...Çatıdaki kiremitleri uçurmuş...
Elektrikler de kesildiği için net hasar sabah belli olacak.

Bu saate kadar sahilde uğraşıp sonunda pes ettik, sabah ola hayrola...

Doğayla Barış Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 07-02-2012, 08:16   #135
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 13-01-2010
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 2,427
Sayın Doğayla Barış çok çok geçmiş olsun,benzer olayları bizler de yaşadık ve yaşayacağız ancak,direncimiz kırılmamalı,bir kış günü gece saat onbirde bahçeye geldim fırtına ve kar Sizde ki kadar etkili olmasada sayıları onlarla ifada edilecek ağaçlarımı yerlebir etmişti, hırsımdan ağladığımı hiç unutamam sabaha karşı dörtbuçuk sularında ağaçlarımı kazıklara bağlayarak düzelttim içeri girdiğim de el ve ayak parmaklarımı artık hissetmiyordumOldukça zor bir gün olmuştu,eminim en kısa zamanda hasarlarınızı onarıp kayıplarınızı en aza indireceksiniz tekrar geçmiş olsun.


Düzenleyen Yücel Canpolat : 08-02-2012 saat 11:18
Yücel Canpolat Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 08-02-2012, 10:55   #136
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 16-12-2008
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 578
Çok akıcı ve zevkli bulduğum konunuzu bir nefeste baştan sona okudum.
Derler ya, yaptıklarım yapacaklarımın teminatıdır diye. Siz daha çok yollar kat edersiniz gibi geliyor bana. Gerçekten sizi ve sizi yalnız bırakmayan eşinizi dostunuzuda tebrik ederim. Bu arada çocuğunuzuda Allah hayırlısı ile kavuştursun diyeyim.
Karınca hikayesi gibi bilirsiniz, ne demişler karıncaya nereye gidiyorsun. Kabeye demiş. Sen o yolu nasıl alırsın demişler, olsun varamasamda o yolda ölürüm demiş.
Ama siz Allahın izni ile inşallah Her molanızda bir işler başararak Yolunuzu tamamlayacak gayret ve kuvvette gözüküyorsunuz. Eğer adresinizi atarsanız ö.m. den mektupla elime geçen nacizane tohumlardan yollamak isterim. İnşallah böylelikle benimde bir tuzum olur ne diyeyim. Sevgiyle kalın. Saygılarımla tebrik ederim.
Not. Bu arada üzülmeyin siz dostlarınız ile üstesinden gelirsiniz Kışın.

canannuman Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 08-02-2012, 11:14   #137
Ağaç Dostu
 
mandalinci's Avatar
 
Giriş Tarihi: 01-03-2011
Şehir: Ankara - İzmir
Mesajlar: 1,467
Galeri: 6
Çok geçmiş olsun, bu sene kış çok çetin geçiyor.

Görünüşe göre herkes daha donanımlı girecek kış ayına, başımıza gelen bunca kötü şey çok tedbirli olmak gerektiğini öğretti herkese.

Üzülmeyin, her şey yoluna girer, el birliği ile atlatırsınız inşallah.

mandalinci Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 08-02-2012, 18:56   #138
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 06-01-2009
Şehir: MARMARİS
Mesajlar: 970
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Yücel Canpolat Mesajı Göster
Sayın Doğayla Barış çok çok geçmiş olsun,benzer olayları bizler de yaşadık ve yaşayacağız ancak,direncimiz kırılmamalı,bir kış günü gece saat onbirde bahçeye geldim fırtına ve kar Sizde ki kadar etkili olmasada sayıları onlarla ifada edilecek ağaçlarımı yerlebir etmişti, hırsımdan ağladığımı hiç unutamam sabaha karşı dörtbuçuk sularında ağaçlarımı kazıklara bağlayarak düzelttim içeri girdiğim de el ve ayak parmaklarımı artık hissetmiyordumOldukça zor bir gün olmuştu,eminim en kısa zamanda hasarlarınızı onarıp kayıplarınızı en aza indireceksiniz tekrar geçmiş olsun.
Çok teşekkür ederim Yücel bey, yaşadığımız doğal afet, herkesle beraber bizde savrulduk, sağlık olsun. iki gündür onlarca saksı çiçeği toparlamaya çalışıyorum. Elektrik hatları da arızalandı, soğuktan parmaklarım uyuşarak çalışıyorum. Bir taraftan güneş açarken aynı anda bir dolu, bir sağanak yağmur, gökyüzü delindi sanki. Neyse ki çiçeklerim benden vazgeçmeye niyetli değiller, yaralarını sardık toparlanırlar inşallah. Bu dönemde bütün bahçelerde kayıplar oluyor mevsimsel olarak. Allah herkese kolaylık versin. Saygılar.

Doğayla Barış Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 08-02-2012, 19:14   #139
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 06-01-2009
Şehir: MARMARİS
Mesajlar: 970
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi canannuman Mesajı Göster
Çok akıcı ve zevkli bulduğum konunuzu bir nefeste baştan sona okudum.
Derler ya, yaptıklarım yapacaklarımın teminatıdır diye. Siz daha çok yollar kat edersiniz gibi geliyor bana. Gerçekten sizi ve sizi yalnız bırakmayan eşinizi dostunuzuda tebrik ederim. Bu arada çocuğunuzuda Allah hayırlısı ile kavuştursun diyeyim.
Karınca hikayesi gibi bilirsiniz, ne demişler karıncaya nereye gidiyorsun. Kabeye demiş. Sen o yolu nasıl alırsın demişler, olsun varamasamda o yolda ölürüm demiş.
Ama siz Allahın izni ile inşallah Her molanızda bir işler başararak Yolunuzu tamamlayacak gayret ve kuvvette gözüküyorsunuz. Eğer adresinizi atarsanız ö.m. den mektupla elime geçen nacizane tohumlardan yollamak isterim. İnşallah böylelikle benimde bir tuzum olur ne diyeyim. Sevgiyle kalın. Saygılarımla tebrik ederim.
Not. Bu arada üzülmeyin siz dostlarınız ile üstesinden gelirsiniz Kışın.
Eh şimdi böyle moral yüklü mesajlar gelince kim korkar ki kıştan
Sevgili canannuman, Güzel yorumlarınız için çok çok teşekkür ediyorum.
İnşallah bir gün Kabe'ye de gitmek nasip olur. :-))
Sizin gibi doğa dostları her zaman yanımızda, dilerim hayat bahçenizdeki çiçekler hiç solmasın. Adresim özelinizde. Sevgilerimle.

Doğayla Barış Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 08-02-2012, 19:20   #140
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 06-01-2009
Şehir: MARMARİS
Mesajlar: 970
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi mandalinci Mesajı Göster
Çok geçmiş olsun, bu sene kış çok çetin geçiyor.

Görünüşe göre herkes daha donanımlı girecek kış ayına, başımıza gelen bunca kötü şey çok tedbirli olmak gerektiğini öğretti herkese.

Üzülmeyin, her şey yoluna girer, el birliği ile atlatırsınız inşallah.
Çok teşekkür ediyorum Sevgili mandalinci. Rüzgara alışıktık da bu yıl bir acaip tufan oldu.
Tedbiri arttırmakta yarar varmış
Neyse Allah sağlık sıhhat versin de yaralarımızı sararız yavaş yavaş. Sevgilerimle.

Doğayla Barış Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 10-02-2012, 14:21   #141
Ağaçsever
 
oskar's Avatar
 
Giriş Tarihi: 08-02-2012
Şehir: izmir
Mesajlar: 38
resimler harika bayıldım...devamını dilerim..

oskar Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 10-02-2012, 15:19   #142
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 02-01-2010
Şehir: istanbul-kemaliye
Mesajlar: 1,281
Sevgili Doğayla Barış çalışmalarınızı ve sizi gıpta ederk takip ediyorum. Ne kadar meşakkatli br iş yaptığınızı takdir ediyorum.
İnşallah sizin bu göstermiş olduğunuz çabalar birgün karşınıza iyi bir şekilde çıkar. Bahçe çalışmalarınızda yavaş ve emin adımlarla ilerliyorsunuz. Seranızın fırtınadan zarar görmesine üzüldüm. Sizlerde kar don yok ama sizide fırtına mahvediyor.
Üzülmeyin benim daha beter herşey dondu sil baştan yeniden alınacak dikilecek ne yapalım sağlık olsun canımız sağ ya hepsinin üstünden geliriz değilmi.<<<<

Selamlar.....

fatma sunay Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 11-02-2012, 04:10   #143
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 06-01-2009
Şehir: MARMARİS
Mesajlar: 970
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi oskar Mesajı Göster
resimler harika bayıldım...devamını dilerim..
Teşekkür ederim efendim. Her zaman beklerim... :-)

Doğayla Barış Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 11-02-2012, 04:30   #144
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 06-01-2009
Şehir: MARMARİS
Mesajlar: 970
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi fatma sunay Mesajı Göster
Sevgili Doğayla Barış çalışmalarınızı ve sizi gıpta ederk takip ediyorum. Ne kadar meşakkatli br iş yaptığınızı takdir ediyorum.
İnşallah sizin bu göstermiş olduğunuz çabalar birgün karşınıza iyi bir şekilde çıkar. Bahçe çalışmalarınızda yavaş ve emin adımlarla ilerliyorsunuz. Seranızın fırtınadan zarar görmesine üzüldüm. Sizlerde kar don yok ama sizide fırtına mahvediyor.
Üzülmeyin benim daha beter herşey dondu sil baştan yeniden alınacak dikilecek ne yapalım sağlık olsun canımız sağ ya hepsinin üstünden geliriz değilmi.<<<<

Selamlar.....
Sevgili Fatma Sunay ziyaretinize teşekkür ediyorum. Ne demişler?...
"Balık bilmezse, Hâlik bilir..."
Doğa'nın bizimle bir çok güzel sırlarını paylaştığını yaşarken görüyoruz. Hepimiz yaşam bahçemizi güzelleştirmeye çaba sarf ediyoruz. Allah tüm doğa dostlarının yolunu kolaylaştırsın inşallah.
Bu yıl ilk kez bizde de don oldu. Fırtına tuzu biberi...
Bahçe de don yüzünden de epeyce zayiat var
Toprak ana cömerttir. Baharda size içinde sakladığı nice güzelliklerle sürpriz yapacak bak göreceksin. Yıldızların rengarenk çıkacak...daha kim bilir neler neler...yeter ki sağlık sıhhat olsun. Tabi ki üstesinden geliriz. Sevgiler :-)

Doğayla Barış Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 11-02-2012, 20:29   #145
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 06-01-2009
Şehir: MARMARİS
Mesajlar: 970
Sahildeki okaliptüs ağacım fırtına da gövdesinin orta yerinden kırılmış
Çiçek çiçek dallar yerlerde sürünüyor, bir yandan da tomurcuklar çiçeğe dönüşüyor.
Sarıldım, okşadım, konuşarak acısını azaltmaya çalıştım...

Çiçekler de Küsüyor, Üzülüyor, Seviniyor

İnsanoğlu, yaşamının en mutlu, en duygulu anlarına küçücük bile olsa bir çiçek demetini ortak eder. Çiçekler, doğumdan ölüme dek çeşitli ortamlarda duygularımızı anlatmakta bize yardımcı olmuştur.

Bitkilerin yaşamına çok eskiden buyana ilgi duyuldu ve botanik, bir bilim dalı olarak önem kazandı. Ancak tüm çalışmalar, bitkilerin fizyolojik yaşamlarıyla ilgiliydi.

Amerikalı “yalan makinesi” uzmanı Cleve Backster’ın işi, dünyanın her yanından gelen polislere ve görevlilere, “poligraf” da denilen bu aygıtın kullanılmasını ve inceliklerini öğretmekti. 1966 yılında yoğun bir çalışma gününün sonunda Backster odasında otururken, yalan makinesinin elektrodlarını, “deve tabanı” bitki sinin yaprağına bağladı. Backster’in amacı, bitkiye su verildiğinde yapraklarda bir tepkinin olup olmayacağını öğrenmekti. Saksıya biraz su döktü, bir süre bekledi ama, bitkide değişikliği gösteren hareketi poligraf cihazında saptayamadı.

“Galvanometre”, yalan makinesinin bir parçasıdır. Bir canlının, örneğin denek olarak kullanılan kişinin gövdesinden zayıf bir elektrik akımı geçirildiğinde, bu kişinin duyumsadığı en küçük bir duygusal değişiklik bile, galvanometre göstergesinin ya da hareket eden milimetrik kağıdın üzerindeki yazıcı ucun oynamasına neden olur. Yani, düşünce ve duygu uyarısı sonucu insan vücudunun elektrik geriliminde oluşan değişmeler, bu aygıt tarafından ölçülür. İnsanda galvanometre göstergesini sıçratacak denli güçlü bir tepki elde etmenin en etkin yolu, onun yaşamını tehdit etmektir. Backster de bu düşünceden yola çıkarak bitkinin yapraklarından birini, elindeki sıcak kahve dolu fincanın içine sokuverdi. Aygıt yine belirgin bir tepki vermedi.

Daha vahşi bir saldırı yapmaya karar verdi. Elektrodların bağlı olduğu yaprağı yakacaktı. Kafasında yakma düşüncesini canlandırmasıyla birlikte yazıcı uçta bir hareket oldu. Backster yerinden kıpırdamamıştı. Peki ne olmuştu da yazıcının ucu hareket etmişti? Acaba bitki aklından geçenleri mi okumuştu?
Kibrit almak için odadan dışarı çıkıp geri döndüğünde, grafik kağıdı üzerinde yeni ve ani bir dalgalanmanın kaydedildiğini gördü. Daha sonra, yaprağı yakacakmış gibi hamle yaptığında hiçbir tepki görmedi. Acaba bitki, gerçek ve yapmacık amaçları ayırt edebiliyor muydu?

Gördükleri bir rastlantı mıydı yoksa gerçek miydi? Backster’in önünde yeni bir ufuk açılmıştı. Sayısız deneylerin bir başlangıcı olmuştu bu... Önce, olayın kendi gözünden kaçmış mantıklı bir açıklaması olup olmadığını araştırdı. Bitkinin olağandışı bir yanı var mıydı? Ya kendisinin? Poligraf aygıtının bir problemi olabilir miydi?

Deneyi devetabanı bitkisinin üzerinde defalarca yaptı; bununla da yetinmedi yardımcılarına yaptırdı; ondan da tatmin olmadı, ülkenin başka yerlerindeki meslektaşlarından yardım istedi. Ayrıca, otuza yakın bitki üzerinde deneyi yineledi. Hepsinde de benzer gelişmeler gösteren bu deneyler, yaşama başka bir görüş açısıyla bakması gerektiğini söylüyordu.

Bir gün, Kanadalı bir bayan fizyolog Backster’i ziyarete geldi. Backster, konuğuna çalışmalarından örnekler göstermeyi düşünüyordu. Bir deney yaptı; bitkide hiç yanıt yoktu. İkincisinde de, üçüncüsünde de... Poligraf aygıtında bir bozukluk olabilir düşüncesiyle, bir diğerini denedi. Ondan da yanıt alamadı. Aygıtlar çalışıyordu ama sanki bitkiler kendinden geçmişti. O anda Backster’in aklına bir soru geldi: “İşiniz, herhangi bir yönüyle bitkilere zarar veriyor mu?”
“Evet” diye yanıt verdi bayan fizyolog “Üzerinde çalıştığım bitkileri öldürürüm. Kuru ağırlıklarını ölçmek için bir fırında pişiririm onları.”
Konuğun salonu terk etmesinden ancak 45 dakika sonra bitkiler kendilerine gelebilmişlerdi. Bu deneyim Backster’e bitkilerin de tıpkı insanlar gibi bayılabileceğini ya da korkup kendinden geçebileceğini göstermiş oldu.

“Acaba bitkilerin bellekleri var mıydı?” Bu sorunun yanıtını araştırmak amacıyla bir çalışma hazırladı. Backster’in öğrencilerinden altısı, yapılacak deney için gönüllü oldular. Bir odaya, iki saksı çiçek ve bir kura torbası konuldu. Denekler, teker teker odaya girecekler ve odada ne yapacaklarını, çektikleri kurada öğreneceklerdi. Kağıtlardan birinde, odada bulunan bitkilerden birini kökünden sökmek, ayağının altına alıp çiğnemek ve tümüyle öldürmek biçiminde bir talimat yazılıydı. Cinayet tümüyle gizli işlenecekti. Yani, ne Backster ne de öteki öğrenciler, suçlunun kim olduğunu bilmeyeceklerdi. Bunu yalnızca odada bulunan ikinci bitki bilecekti.

Deney tamamlandı. Önce Backster ve sonra teker teker deneye katılan öğrenciler içeri girdiler. Öteki beş öğrenciye hiç tepki vermeyen bitki, gerçek suçlunun her yanına yaklaşışında, yazıcının ibresini çılgın gibi oynatıyordu. Demek ki bitkilerin, duyguları algılamanın ötesinde, geçmişi de anımsayan bellekleri vardı.

Ne tür bir enerji dalgasının insanın düşünce ve duygularını bir bitkiye iletebileceği konusunda bir görüşü yoktu Backster’ın. Bitkiyi, kurşundan yapılmış bir kabın içine, hatta Faraday kafesi içine koyarak dış etkilerden korumaya çalıştı ama her iki perdeleme yöntemi de, bitkiyi insana bağlayan iletişim kanalını tıkamakta etkisiz kaldı.

Yeni bir çalışmasında Backster, canlı minik karidesleri bir çanak içinde soğuk suyun içine koydu. Altta bir başka kapta su kaynıyordu. Hazırladığı deney ortamında bir alet, bilmedikleri bir zamanda üstteki çanağı devirip karidesleri kaynar suya dökecekti. Çanağın devrileceği zaman bilinmediği için, Backster’in ya da deneyi yapanla rın duygularını bitkilerin algılama olasılığı ortadan kaldırılmış olacaktı. Deneylerin sonuçları, bitkilerin kaynar suda ölen karideslerle aynı anda ve güçlü olarak tepki gösterdiklerini ortaya koydu.

Backster, araştırmalarına devam ederken, bir süre sonra deneylerinde poligraf yerine kardiograf (kalp elektrosu) daha sonra da ensefalograf (beyin elektrosu) kullanmaya başladı. Çünkü bu aletler poligraftan çok daha duyarlıydılar.
Backster’in bir radyo programını dinleyerek etkilenen ve bu konuda çalışmalara başlayan bir başka araştırmacı, Pierre Paul Sauvin adlı bir elektronik uzmanı olmuştur. Geliştirdiği elektronik aygıt, Backster’in aygıtından 100 kat daha hassas kayıtlar yapabiliyordu. Sauvin de yaptığı çalışmalar sonucunda şunun farkına vardı:

En iyi sonuçları, özel yakınlık kurduğu bitkilerden alabiliyordu.
Backster ve Sauvin deneylerine ABD’nin doğusunda devam ederken, Kaliforniya’da Marcel Vogel adlı araştırma kimyageri de konu üzerine eğildi. Çalışmalarından birini, psişik yetenekleri olan arkadaşı Vivian Wiley ile birlikte yaptı. Bayan Wiley, evinin bahçesindeki “taşkıran çiçeği”nden iki yaprak kopardı; birini yatağının yanındaki
etajerin üstüne, ötekisini de oturma odasına koydu.

“Her sabah kalktığımda, başucumdaki yaprağa sevgi sözcükleri söyleyip onun yaşamasını diliyorum, oturma odasındakine ise hiç ilgi göstermiyorum. Ne olacağını birlikte göreceğiz” diyen bayan Wiley, bir ay sonra Vogel’i çağırdı ve yaprakların fotograflarını çekmesi için fotograf makinesini de getirmesini istedi. Vogel gördüklerine inanamıyordu. İlgi görmeyen yaprak kararmış, buruşmuş, çürümeye başlamıştı. İlgisini her gün üzerinde yoğunlaştırdığı yaprak ise, sanki yeni koparılmışcasına yaşam dolu ve yemyeşildi.

Bu çalışmadan çok etkilenen Vogel, üç adet karaağaç yaprağı ile kendisi de deneyi tekrarladı. Alınan sonuç yine başarılıydı. Vogel, psişik enerjinin gücüne tanık olmuştu.

Vogel, bir başka deneyinde, devetabanı bitkisinin yapraklarını galvanometreye bağladı. Bitkinin önünde duruyor, tümüyle gevşemiş biçimde derin soluklar alıyor ve parmaklarını bitkiye dokunurcasına yaklaştırıyordu. Aynı zamanda da bir dosta yöneltilebilecek türden sıcak duygularını bitkiye aktarmaya çalışıyordu. Elini her yaklaştırışında aygıtın yazıcı ucu titreşimler kaydediyordu. Üç, beş dakika sonra Vogel’in sevgi sinyallerine bitki hiçbir yanıt ver mez oldu. Sanki, onun çağrılarına karşılık vereceği tüm enerjisi tükenmiş, yok olmuştu.

Vogel, bu çalışmalarından sonra çıkarttığı sonucu şöyle açıklıyordu:
“Bitkiler aşırı duyarlıdır. Çevrelerine enerji verirler, insana yarar sağlayan güçler yayarlar. Kişi, kendi güç alanına akan bu enerjiyi duyumsayabilir. Kişinin güç alanı da, karşılıklı olarak bitkiyi besleyebilir. Amerikan yerlileri, bitkilerin bu özelliklerini çok iyi bilirler. Gereksinim duydukça ormana giderler, kollarını iki yana açıp sırtlarını çam ağaçlarına yaslayıp, ağacın enerjisiyle kendi güçlerini tazelerler.”

1970 yılının Ekim ayında Rusya’da yayımlanan “Pravda” gazetesindeki bir yazı, bitkilerin gizemli dünyasına, bu ülkenin bilim adamlarının da ilgisiz kalamadıklarını gösterdi. Yazının başlığı “Bitkiler Konuşuyor, Hatta Çığlık Atıyorlar”dı. “Pravda” muhabiri, Tarım Bilimleri Akademisi’nde gördüklerini şöyle anlatıyordu:

“Bitkilerin, başlarına gelenlere boyun eğip, acılara sessizce katlandığını sanıyoruz, ama görünüşe aldanıyoruz. Arpa filizi kökleri, sıcak suya daldırıldığında düpedüz çığlık attılar. Bitkilerin sesi, ancak özel ve son derece duyarlı bir elektronik aygıtla kaydediliyordu. Ama yine de, geniş kağıt şerit üzerindeki sonsuz gözyaşı ırmağı apaçık görülüyordu.

Yazıcı uç çıldırmış gibi titriyor ve arpa filizinin ölüm acısını kağıda döküyordu. Oysa bu sırada minik bitkiye bakanların, onun neler çektiğini kestirmesi olanaksızdı.”

Bitkilerin gelişiminde müziğin nasıl bir rolü olduğu da araştırıldı. Aynı koşullar oluşturulmuş iki seraya mısır ve soya fasulyesi ekildi. Seralardan birinde her gün 24 saat süreyle Gershwin’in “Rhapsody in Blue” adlı parçası çalındı. Öteki sera sessizliğe terk edildi. Müzik çalınan seradaki tohumlar, sessiz seradakilerine göre daha çabuk filizlendiler.

Bir başka deneyde, bir grup bitkiye tekdüze ve aralıksız sekiz saat “fa” sesi verildi. Öteki gruba ise kesik kesik ve belli zamanlarda “fa” sesi verildi. Birinci gruptaki bitkiler iki hafta sonunda tümüyle ölürken, öteki gruptakiler canlılığını korudular.

1850’lerde Hindistan’ın Kalküta kentinde doğan ve yaptığı bilimsel çalışmalarla “Sir” unvanı alan Jagadis Chandra Bose de bitkiler üzerinde sayısız deneyler yapmış ve makaleler yayımlamıştır.

Önceleri, bitkilerin sınırsız biçimde karbondioksitten hoşlandıkları sanılıyordu. Bose ise, bu gazın da fazlasının bitkileri boğabileceğini, ama sonradan oksijen
vererek yeniden canlılıklarını kazanabileceklerini gösterdi. Ayrıca, insanlara benzer biçimde bitkiler de cin ve viski ile sarhoş oluyorlar, ayyaşlar gibi yalpalıyorlar, kendilerinden geçiyorlar, akşamdan kalmalığın açık belirtilerini gösteriyorlardı. Bose, bitkilerin alkolden etkilenmesini, onların yararına kullanmak istedi ve şöyle bir çalışma yaptı:

Bitkiler büyüyüp geliştiklerinde, daha büyük saksıya aktarılmaları gerekir. Her aktarma işlemi de bitkiyi bir süre sarsar, tekrar kendine gelmesi biraz zaman alır. Bose, eter koklatıp bayılttıktan sonra saksısı değiştirilen bitkilerin, bu değiştirme işinden çok daha az
etkilendiğini gözlemledi.

Bose’nin laboratuvarındaki büyütücülerden biri aracılığıyla, haşlanan bir lahana yaprağının ölümü sırasında geçirdiği şiddetli nöbetlere tanık olan ünlü yazar George Bernard Shaw, büyük bir şaşkınlık dönemi geçirmiş ve kendine geldiğinde dudaklarından şu sözcükler dökülmüş:

“Hayvanların canlı canlı kesilmelerini protesto etmek için hiç et yemem. Peki şimdi ben ne yapacağım?”

alıntıdır

Doğayla Barış Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 13-02-2012, 13:26   #146
Ağaç Dostu
 
hk50's Avatar
 
Giriş Tarihi: 04-04-2010
Şehir: Niğde
Mesajlar: 2,914
Galeri: 14
Sn Doğayla Barış
Çok çok teşekkür ederim.Bahçeler içerisinde dolaşırken görüpde okumak istediğim bilgiyi verip zevk almamı,Bilği sahibi olmamı sağladınız.
Maalesef Bitkilerde insanlar gibidir.Kimi fırtına ile kimi yangın ile kimi hastalıkla öleçek ,yenileri çıkaçak büyüyeçek. Maalesef doganın kanunu bu.Ne kadar mücadele etsekde değiştiremiyoruz.Tohum ekileçek çıkaçak büyüyeçek ve netiçe.
Bahçen varmı derdin var.Geçmiş olsun.
Saygılarımla


Düzenleyen hk50 : 14-02-2012 saat 09:40 Neden: Cümle düzeltme
hk50 Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 13-02-2012, 20:58   #147
Kaybettik, Allah rahmet eylesin
 
jineop's Avatar
 
Giriş Tarihi: 25-11-2008
Şehir: istanbul
Mesajlar: 5,113
Galeri: 94
Sevgili arkadaşım, çimlenen bir tohum, tutan bir çelik, kuruyan bir ağaçtan fışkıran bir sürgün tüm üzüntüleri alırken yeni umutlarıda beraberinde getirecektir. Kolaylıklar diliyorum. Güzel gönlün hiç üzülmesin. Sağlıcakla.

jineop Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 13-02-2012, 21:38   #148
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 13-01-2010
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 2,427
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi lir Mesajı Göster
Sevgili arkadaşım, çimlenen bir tohum, tutan bir çelik, kuruyan bir ağaçtan fışkıran bir sürgün tüm üzüntüleri alırken yeni umutlarıda beraberinde getirecektir. Kolaylıklar diliyorum. Güzel gönlün hiç üzülmesin. Sağlıcakla.
Evet Arkadaşlar Lir hocama aynen katılıyorum,çok fırtınalar zemheriler gördüm kırılan devrilen ağaçlarımız daha da ötesi,yaşadığım bir üzüntümü paylaşayım yeri gelmişken;bahçem de marmara bölgesine uygun ağaç ve çalı dikiyorum ancak,okaliptus ve mimoza ağaçlarını çok sevdiğimden şansa diyerek diktim ve 2 kış sert geçmedi okaliptus ve mimozam bu süreçte yaklaşık beş metre boya geldi,bir sonraki kış oldukça sert geçti günlerce eksi onlarda kaldı geceleri çevresinde ateş yakıp bekledim sonucunda çok üzüldüm ve ağladığımı hatırlıyorum şuan mimoza ağacımın kuru dal ve gövdesine asma salatalık dikiyorum bir nebze da olsa gülümsüyorum:
Yukarıda anlattığım hadise asla umutsuzluk ve geri adım atmama sebep olmadıSelam ve sevgilerimle..

Yücel Canpolat Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 23-02-2012, 11:03   #149
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 06-01-2009
Şehir: MARMARİS
Mesajlar: 970
Sevgili hk, sevgili lir ve sevgili Yücel Canpolat destek mesajlarınıza çok teşekkür ederim.

5 gün önce sığla evinin şirin fıstığı yedi aylık köpeğimiz kayboldu. Köyün maskotuydu. Hamileydi yaramaz. Bebekleri için kaçırdılar büyük ihtimalle. Her tarafı aradık bulamadık.
Şimdi ben ne yapacağım, içim paramparça oldu. Bir aylıktı elime geldiğinde. Canı yansa hemen bana koşardı. Şimdi kim bilir nerede, ne halde.

Kayıplarımızı kabullenmek ve yeni güzelliklere devam ederek umudu yeşertmek adına yeni başlangıçlar yapacağız. Fıstıkla vedalaşalım. Kaybolmadan önceki gün çektiğim son fotoğrafları.

Sev beni, sev beni atlamaları, güzel gözlü kızım benim )

Eklenen Resimler
 

Düzenleyen Doğayla Barış : 23-02-2012 saat 17:58
Doğayla Barış Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 23-02-2012, 11:57   #150
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 06-01-2009
Şehir: MARMARİS
Mesajlar: 970
Fırtınada savrulan kum torbalarını doldurmak için kumsala iniyoruz. Torbaların üstüne atlayıp açıyor göbüşünü, bebeklerini sevdiriyor şımararak

Eklenen Resimler
 
Doğayla Barış Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Cevapla

Etiketler
bitki müzesi, doğayla barış, gökkuşağı, kış bahçesi, sera


Gönderme Kuralları
Yeni konu gönderemezsiniz
Konulara yanıt veremezsiniz
Ek dosya yükleyemezsiniz
Kendi gönderilerinizi düzenleyemezsiniz

BB code Açık
Smilies Açık
[IMG] Kodu Açık
HTML Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 01:46.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)


Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2024