agaclar.net

agaclar.net (http://www.agaclar.net/forum/)
-   Topraksız Tarım (http://www.agaclar.net/forum/topraksiz-tarim/)
-   -   Topraksız Tarımda Kullanılan Kimyasal Maddelerin Tehlikeleri (http://www.agaclar.net/forum/topraksiz-tarim/7427.htm)

Sergüzen 29-01-2008 21:48

Topraksız Tarımda Kullanılan Kimyasal Maddelerin Tehlikeleri
 
Kudret Tezelin Topraksız Tarım konusunda yazdıklarına ben başka bir pencereden ilave yapmak istiyorum. Topraksız tarımda kullanılan kimyasal maddeler konusunda, bu maddelerin bize verebileceği olumsuzlukları kısaca yazmakta sanırım fayda olacak. Çünkü bu maddeleri kullanacak arkadaşlarımızın, bu maddelerin özellikleri konusunda bilgileri olmaması gayet doğal. Bu maddelerin kullanımı Forumda çok basitmiş gibi anlatıldı. Bu maddeleri kullanan arkadaşımız Kudret Tezel bugüne kadar bir olumsuzlukla karşılaşmamış olabilir. Fakat bu, bundan sonra bu maddeleri kullanacak arkadaşların bir olumsuzlukla karşılaşmayacakları anlamına gelmez. Önlem almak da sanırım yarar vardır. Bu kimyasallar içinde öyle maddeler varki, bir olumsuzluk yaşandığında geri dönülmez olaylar olabilir. Olur demiyorum. Ve olmasını da hiç arzu etmiyorum.

Sülfürikasit:

Halk arasındaki ismiyle Zacyağ. Renksiz, kokusuz, yağ görünümünde bir maddedir. Ticari satış şekli genelde %96-98 liktir. Tahminimce topraksız tarımda kapları ve diğer aletleri temizlemede kullanılır. Çok tehlikeli ve çalışırken çok dikkat gösterilmesi gereken bir maddedir.

Konsantre (% 96 lık) hali, şeker, pamuklu kumaş ve deri gibi organik maddeleri parçalar ve bu parçalanma sonucunda kömürleşme meydana gelir. Yani bu maddeleri yakar. Vücuda temas ettiğini hissettiğiniz anda (çünkü vücuda değdiğini belli bir süre sonra hissedersiniz) değdiği yeri bol su ile yıkayıp, yemek sodası veya çamaşır sodası ile nötralize edip tekrar su ile çalkalamalısınız. Gözler hariç)

İçildiğinde derhal bol su ve magnesiumoksit içirilerek asit nötürleştirilmelidir. İçildiğinde midede hayati tehlikede yanıklara neden olur. Mutlaka bir sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır.

Su ile karıştırılırken çok dikkat edilmelidir. (Mesela % 96 lık asidi seyreltirken). Su ile birleştiğinde exodermik bir reaksiyon olur. Yani çevreye bol ısı verir ve bu ısı suyu buharlaştırdığı için patlama şeklinde olur. Bunun için hiç bir zaman sülfürikasit üzerine su dökülmemelidir. Seyreltme işlemi; suya, asit yavaş yavaş ilave edilerek yapılmalıdır.

SÜLFÜRİKASİT İLE ÇALIŞILIRKEN MUTLAKA KORUYUCU GÖZLÜK KULLANILMALIDIR.

Sülfürikasit % 10 luk konsentrasyonda da pamuklu elbiselerinizi deler. Delikleri de ancak elbiseniz yıkandıktan sonra farkedersiniz. Pipetle sülfürikasit çekecekseniz mutlaka puar(balon) kullanılmalı, asit asla ve asla ağızla çekilmemelidir. Bu kuralı dikkate almadığınızda asit ağıza kaçarsa, çok uzun süren ve iyileşmesi çok zor olan ağız yanıkları oluşur.

Sülfürikasit cam veya plastik (iyi kalite) kaplarda saklanmalıdır. Asla metal kaplarda saklanmamalıdır. Bu konuda deneyimi olmayan kişiler % 10-15 lik sülfürikasit ile çalışmalı veya sülfürikasitten uzak durmalıdır.
Çevre ve insan sağlığı için çok zararlı bir maddedir.


Nitrikasit:

Halk arasındaki adı ile KEZZAP. Bu da sülfürikasit gibi çok kuvvetli ve yakıcı bir asittir. Saf halde iken (% 100 lük) şişenin üzerinde sarı-kahverengi buharlar (azot gazları) bulundurur. Bu gazlar çok zehirlidir. Piyasa da genelde % 65 formları satılır. Bu formunun üzerinde de azot buharları oluşur. Şişenin kapağını açtığınız anda dahi koku (gazlar) solunum sisteminizi tahrişeder.

Çok kuvvetli bir oksidasyon maddesi olduğundan odun, saman,pamuklu kumaş ve deriyi derhal yakar. Asidin değdiği yer hemen bol su ile yıkanmalı, asit buharları solunum yolu ile alındı ise, hemen açık havaya çıkılmalıdır. Vücut derisini, (el-ayak) gözleri ve mide mukozasını çok kuvvetli yakar. Buharlarının teneffüs edilmesi akciğerleri ve solunum yollarını tahrişeder, hatta boğulmalara neden olabilir. (Azotmonooksit ve Azotdioksit) Deriye temas ettiğinde sarı bir renk oluşturarak deriyi yakar. Kuvvetli bir asit olduğu için sülfürikasit gibi plastik veya cam kaplarda saklanmalıdır.


Sodyumhidroksit: (Kostik)

Çok kuvvetli bir alkalidir. (Baz) Ticarette pul (payet) veya boncuk şeklinde satılmaktadır. Nem çekici bir maddedir. Açıkta bırakıldığında taşlaşır. Marketlerden lavabo aç diye aldığımız maddelerin bir kısmı kostiktir. Lavaboda ki yağları sabunlaştırarak sistemi açar. Genelde sudaki çözeltisi kullanılır. Payet haldeki formu deri ile temas ettiğinde derideki rutubet ile birleşerek deriyi tahrişeder.

Suyla temas ettiğinde dışarıya ısı salar. Bu ısı çok kuvvetlidir. Metal kapları (aliminyum) eritecek düzeye ulaşır. Bunun için katı kostik aliminyum ve çinko kaplarda su ile temas ettirilmemelidir. Çözme işlemi plastik veya paslanmaz çelik kaplarda yapılmalıdır. Aliminyum kap kullanacaksanız, az kostik bol su ile çalışmalısınız.

38 Bé lik bir çözeltiyi asla aliminyum kapta yapmayın.
Deriyi, gözleri ve deri mukozasını çok kuvvetli tahrişeder. Deri ile temas ettiğinde, deri bol su ile yıkanmalı ve sirke veya seyreltik asetikasit ile çalkalanmalıdır.


Amonyumnitrat:

Azotlu bir gübre olduğu gibi patlayıcı olarak da kullanılır. Ani ve hızlı bir şekilde ısıtıldığında patlar. Patlama amonyumnitratın konsantrasyonu, ısıtma sıcaklığı ve basınç ile doğru orantılıdır. AB ülkelerinde gübre olarak kullanılan amonyumnitratın konsantrasyonu bizde kullanılana göre daha düşüktür. Bizim amonyumnitrat gübresinin patlama riski daha fazladır.

Amonyumnitrat ile çalışılırken ve depolanırken ısıdan ve yanıcı maddelerden (benzin-LPG) uzak durulmalıdır. Yanıcı maddeler ile beraber depolanmamalıdır. Gözleri,deriyi ve solunum sistemini tahrişeder. Suda yaşayan canlılar için toksik etkisi vardır.

22 Nisan 2004 yılında Kuzey Korede amonyumnitrat yüklü bir tren ile petrol ürünü yüklü bir diğer trenin çarpışması sonucu küçük bir atom bombası şiddetinde bir patlama meydana gelmiştir. Patlama sonucunda 154 kişi ölmüş. Yine Fransanın Toulouse kentinde bir gübre fabrikasındaki silonun aşırı ısınması sonucu 300 tonluk silo havaya uçmuş ve 29 kişi ölmüş.
Aşırı sıcaklıktan anlaşılan 200-250 C ler. Amonyumnitrat için daha fazla yazmağa gerek var mı?


Amonyumsülfat:

Tehlikesiz bir maddedir. Yiyecek katkı maddesi olarak kullanılır. (E517)
Sudaki çözeltisi hafif asidiktir. Sodyumnitrit ile oda sıcaklığında dahi reaksiyona girerek alevlenir hatta patlayabilir. Arıtma tesislerinde bakteri kültürü elde etmede de kullanılır.


Potasyumnitrat:

Renksiz, kristal veya beyaz toz halinde bir maddedir. Ergime sıcaklığına (334 derece) kadar ısıtıldığında bünyesindeki oksijeni bırakarak potasyumnitrite dönüşür.

Potasyumnitrat eriyiği (334 derecede) karbon, kükürt ve organik maddeler ile patlama şeklinde reaksiyona girer. Potasyumnitrat sıcak suda (40-50 derece) daha kolay çözünür. Yiyecek madde sektöründe bozulmayı geciktimek için kullanılır. E252 kodu ile tanınır. Potasyumnitrat ile muamele edilen etler uzun süre kırmızı kalır.

Bu madde kendisi yanıcı değildir, fakat yanmayı tetikleyen bir maddedir. Deri ve gözlere değdirilmemelidir. Değdiği yer bol su ile yıkanmalıdır.

Devam edecek...

Sergüzen 31-01-2008 21:48

Potasyumsülfat: Deriyi hafif tahrişeder. Acı ve tuz lezzetindedir. Diyet tuzu olarak da kullanılır. (E515) renksiz ve saydam bir maddedir. Suda iyi çözünür. Tehlikesiz kimyasallar sınıfındandır. Yanıcı değildir. 6600mg/kg mı zehirler.

Potasyumklorür: Tuz lezzetindedir.(E508) Teneffüs edilmesi ve yutulması halinde zararlıdır. Yanıcı maddeler ile karıştırıldığında zararlıdır. Tıbda kullanılır.

Kalsiyumnitrat: Tahrişedici bir maddedir. Yanma eğilimindedir.


Kalsiyumklorür: Hafif tahrişedici bir maddedir. Kuvvetli bir nem çekicidir. Bu özelliğinden dolayı bir çok sektörde nem çekici olarak kullanılır. Avrupa birliğinde yiyecek katkı maddesi olarak da kullanılır. (E509)

Borikasit: Tehlikesi olmayam bir maddedir. Zayıf asitler sınıfındandır. Konservasyon maddesi olarak kullanılır. (E284) Nükleer santrallerde basınçlı su reaktörlerinde kullanılır. Beyaz kristal veya toz formundadır. Yanıcı değildir. 100 derecenin üzerinde ısıtıldığında zehirli gazlar çıkarır. Borikasit teneffüs edildiğinde, veya ağız yolu ile alındığında, solunum sistemini, gözleri ve deriyi tahrişeder. Aynı zamanda %1-2 çözeltileri göz banyosu olarak da kullanılır. Ekşimsi bir tadı vardır.

Boraks: Tinkal ve sodyumborat olarak da bilinir. Borikasidin hammaddesidir. Sabun ve çamaşır tozu imalinde kullanılır. Boraks deri ve göz ile temas ettiğinde veya ince tozları teneffüs edildiğinde yanmalara neden olur. İçildiğinde mideyi ve solunum yollarını tahrişeder. Çok miktarlarda alınırsa öldürücü olur.

Demirsülfat: Sağlığa zararlı bir maddedir. Kanalizasyonlarda ve arıtma tessislerinde koku giderici olarak kullanılır.


Çinkosülfat: İnsan sağlığı ve çevre için zararlı bir maddedir. Direk temasda göz ve deriyi tahrişeder. Yanıcı değildir. Yangınlarda zehirli kükürtoksit (SO2-SO3..) gazları çıkarır. % 0,1-0,5 lik çözeltisi göz yanmalarında göz suyu olarak kullanılır.

Monopotasyumfosfat: Isıtıldığında potasyumhidrojenfosfata dönüşerek dışarı ısı (exoterm) verir. Toksitesi daha tam olarak bilinmemektedir. Tehlikesiz kimyasallar sınıfındandır. 4640mg/kg zehirlidir.

Magnesiumsülfat: Acıtuz olarak da bilinir. Beyaz kristal veya toz formunda yanıcı olmayan bir maddedir. Isıtıldığında korrosiv ve toksik buharlar oluşturur. Tehlikesiz bir maddedir. Tıpda da kullanılır. Gözlerden uzak tutulmalıdır.

Bakırsülfat: Halk arasındaki ismi Göztaşı. Çevre ve sağlık için zararlı bir maddedir. Tadı acıdır ve suda yaşayan organizmalar için zehirli bir maddedir. 300mg/kg zehirlidir.

Sergüzen 01-03-2008 21:34

Arkadaşlar
Benim yazımda vurgulamak istediğim konu, bitkiler yolu ile aldığımız kimyasal maddeler değil. Kimyasal maddeler ile çalışılırken dikkat edilmesi gereken noktalar idi. Bir çoğumuz sülfürikasidin veya nitrikasidin neden olduğu yanıkları görmemişizdir. Bu yanıklar aylarca geçmemekte ve çok acı vermektedir. Yine ayni şekilde sodyumhidroksit (NaOH) çözeltisi üzerinde tamir yapan bir tanıdığımın vücudunda oluşan yanıkları iyi etmesi aylar sürdü. Hiçbiri bu yanıkların oluşmasını hemen hissetmedi. Yandığınızı hissetmeniz yarım saat sonra ortaya çıkıyor. (çok şiddetli yanıklar hariç) Bir çuval amonyumnitrat gübresinin yangında nelere mal olacağını düşünmek bile istemem.
Benim vurguladığım, genel labaratuvar çalışma kurallarıdır.
Herkese kazasız çalışmalar dilerim.

yagmr 12-01-2014 22:50

Çok bilgi verici çalışma olmuş. ***

aziztoprak 25-10-2014 08:57

Sayın Sergüzen önemli bir konuya değinmiş. Kendisinin de belirttiği üzere kimyasalların kullanımı esnasında doğrudan tehlike ve zararlarını konu etmiş. Ancak bunun yanında, topraksız tarımda kullanılan kimyasal muhtevalı besin eriyiklerinin direk olarak bitki bünyesine verilmesi (katı nötr ortam veya direk su aracılığı ile tabii ki) durumunda bitkinin veya sebzenin insan sağlığına zararlı hale gelip gelmediği hususu mutlaka incelenmelidir.

Şu sorular benim beynimi kemirip duruyor. Eminim ki başkalarının aklında da bu sorular mevcuttur:
-Organik tarım yönetmeliğinde topraksız tarıma izin verilmiyor. Buna göre organik tarımı en sağlıklı ürünlerin yetiştirildiği tarım olarak bildiğimize göre, bu durumda topraksız tarımın organik tarıma göre daha sağlıksız olduğu sonucuna ulaşırız. Resmi anlamda bunu kesin bir dille söylemek mümkün. O zaman topraksız tarımın diğer usullere göre sağlık anlamında hangi sırada kaldığını sormak gerekiyor. Yani mesela; 1-normal toprakta yetiştirilen, ilaçlaması yapılan, suni gübreler v.s. kullanılan 2-Seralarda aynı şekilde toprakta üretilen, 3-Serada -organik?- üretilen, 4-Serada topraksız üretilen, 5-Topraksız katır oratam/su kültürü vb. bu sınıflamayı direk tarım branşında olan arkadaşlar daha iyi yapabilir. Netice olarak bizim özellikle genelde yaygınlaşan katı ortam topraksız tarım uygulaması hangi sıraya düşüyor?

Ayrıca topraksız tarım için piyasada -mikro organik besin- adı altında ürünler görülüyor. Bunlar gerçekten organik midir?

Diğer bir konu, topraksız tarımda, kimyasal eriyiklerden tamamen kurtulmanın bir yolu yok mudur? Mesela enzim lerden bahsedildiğini duydum. Evlerdeki meyve sebze artıklarından elde edilen enzimler?. Bunlar kimyasal besin eriyiklerinin yerini tutabilir mi?

Cevap verebilecek arkadaşlara şimdiden teşekkürler.

oceaneagle55 25-10-2014 15:06

Samsunda yapmış olduğum denemelerde (evde topraksız tarım denemeleri) yetiştirmiş olduğum domateslerden bazılarını zirai karantinadaki bir mühendise baktırmış ve iyi tarım uygulamaları sertifikası alabilecek bir ürün olduğu bilgisini almıştım.Kesin olarak söylediği bizim yurtdışına gönderdiğimiz ürünlerden daha iyi.Rusyaya giden ürünler önce buradan geçiyor.Besinleri sn Kudret hocam hazırlamıştı.Umarım bir sonraki sefere sertifikasını da alıp buradan gösteririm.İyi çalışmalar herkese.

semuca 04-11-2014 13:54

Merhaba,
Resmi makamların 1 donum arazi icin toprak eksigini gidermek icin 25 kg amonyum nitrat tavsiyesinde bulundugunu devlet memuru olarak gorevli iki ziraat muhendisi ve mudurleri imzalı raporlarında gordum.
Oysa ki benim nft sisteminde 500 m2 serada kullandıgım amonyum nitrat haftada 37 gr yılda yaklasık 1,5 kg.
Sizce hangi ürün daha saglıklı..

Iyi Calismalar.

ateşkaptan 04-11-2014 15:54

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi semuca (Mesaj 1330965)
Merhaba,
Resmi makamların 1 donum arazi icin toprak eksigini gidermek icin 25 kg amonyum nitrat tavsiyesinde bulundugunu devlet memuru olarak gorevli iki ziraat muhendisi ve mudurleri imzalı raporlarında gordum.
Oysa ki benim nft sisteminde 500 m2 serada kullandıgım amonyum nitrat haftada 37 gr yılda yaklasık 1,5 kg.
Sizce hangi ürün daha saglıklı..

Iyi Calismalar.

Ziraatciler ce yapılan toprak tahlil neticesine göre, bir dönüm arazide kullanılması gereken AmonyumNitrat gübresinin 25 kg olarak kullanılması gerektiği hususundaki teknik bilginin, imzalı rapor haline getirilmesinden doğal ne olabilir ki.

Bitkinin almış olduğu azotun sağlığımıza zararlı olacağının kıstası nedir. Bu konuda araştırma yapılmış mı acaba.

acropora 13-11-2014 14:12

Aslında önemli olan endişe bence amonyum fosfatın ya da nitratın zararlı olması olmamalı. Bunlar suda **** toprakta olsun primer zararlı olacak şeyler değil. Bomba yapılıyor olmasının bir anlamı yok. Bu mantıksız bir izahat olmuş.
Önemli olan kullanılan kimyasal ya da gübrelerin saflığı.
Bu topraklı ya da topraksız tarım için fark etmez. Kullanılan bileşiklerin saflığı yüksek ise düzeyde ise ben kişisel fikrim topraksız tarım ürünlerinin sağlık açısından daha tercih edilebilir olduğu yönde.
Kimyasallar saflık konusunda değişik kalitede sınıflandırılırlar. En azından gıda kalitesinde kimyasal malzeme kullanmak gerekli diye düşünüyorum. Yoksa analitik kalitede ürün kullanmak çok maliyetli olacaktır.
İkinci olarak da kullanılan ortamların kalitesi. Örneğin hobisel anlamda üretim yapan arkadaşlar atık su boruları yerine daha kaliteli PVC borulardan kullanmaları güvenli olur.
Özellikle düşük Ph lı eriyikler bulundukları ortamlarda çözünmeye neden olabilir. Ph düştükçe solusyon içinde bulunduğu ortamda kimyasal olarak çözücü etkisi artar. Zararlı olabilecek maddelerin eriyiğe karışma ihtimali artar.

MaynaVira 24-12-2016 23:16

Son bir saat içerisinde, Topraksız Tarım konu başlığı altında şu kelimeleri, sırası ile arattım;
  • güvenlik
  • emniyet
  • zehir
  • körlük
  • göz
  • gözlük
Yeni bir konu açmaya niyetlenmiştim, ta ki "gözlük" kelimesi ile ilgili aramamın neticesinde çıkan son mesajı,
yani bu başlığı bulana kadar...

Sn. Sergüzen çok çok mühim bir iş yapmış.
Bana kalırsa bu başlığın "Önemli" olarak etiketlenip, mümkünse en başa taşınması gerekir.

Zira tüm insanlar -örneğin- asitlerin nasıl seyreltildiğini, elleçlendiğini -doğal olarak- bilemeyebilir. Hatta bilmez.

Yahut, yine sözgelimi;
Bakır Sülfat'ın (Bakır II Sülfat Pentahidrat) gözlerde ciddi derecede hasara yol açabileceği,
Aynı şekilde Çinko Sülfat'ın (Çinko II Sülfat Heptahidrat) gözlerde körlüğe neden olabilecek kadar ciddi derecede hasara neden olabileceği, muhakkak dikkate alınmalıdır.

Ürün satın alacak olanlar, yanında mutlaka MSDS de (ürün güvenli kullanım kılavuzu) talep etmelidir.

İnternetten kimyasal ürün, gübre vb. satışı yapan hiçbir Türk sitesinde, maalesef MSDS'e veya benzeri güvenlik uyarılarına rastlayamadım. Bu da işin başka bir boyutu...

Lütfen unutmayalım; Önce Emniyet!

(Yeterince duyar kastığıma göre artık uyuyabilirim. ;)
Şaka bir yana, eğer şu mesajı yazmasam uyuyamazdım. Kimsenin zarar görmesini istemem.)


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 22:14.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)

Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2024