agaclar.net

Geri Dön   agaclar.net > Üretim, Bakım, Düzenleme, Temel Malzemeler > Topraksız Tarım
(https)




Beğeni Düzeni16Beğeniler
  • 2 Gönderen kozel
  • 5 Gönderen Todor
  • 2 Gönderen kozel
  • 3 Gönderen Todor
  • 1 Gönderen kozel
  • 2 Gönderen Todor
  • 1 Gönderen kozel

Cevapla
 
Bookmark and Share Dış Bağlantılar Konu Araçları Mod Seç
Eski 03-10-2012, 22:05   #1
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 28-09-2012
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 18
Durgun su işletme maliyeti ve gelir gider hesaplaması

Merhaba,

Yeni üye oldum sayılır ama topraksız tarım ve fizibiliteler alanında yerli yabancı pek çok kaynaktan araştırma yaptım. Biliyorum ki ne kadar araştırırsam araştırayım gerçek hayatla kağıt üstü hesapları arasında uçurumlar olabiliyor. Bu yüzden yaptığım araştırmayı size sunarak hem katabileceğim bir şey varsa katmak hem de sektörün içinde olan büyüklerimizden fizibilitemle ilgili olumlu/olumsuz eleştiriler almak istedim. Özellikle sayın envor gibi bu alanda bilgi deryası olan büyüklerimizi bu başlıkta görmekten mutluluk duyarım. Fizibilite 20 dönüm kapalı alanı olan bir sera için durgun su olarak düşünüldü. Tohumlar oasis bloklara( taş yününe benzer bir ortam ) ekilecek ve 13 gün sonra ilk yer değişimi yapılacak. 2 hafta sonra ise tekrar daha geniş bir yere alınacak böylece alandan maksimum derecede kazanılmış olacak. Sera iklim kontrollü olacak, su ve mineraller uv sterilizasyonuna tabi tutulduktan sonra sisteme verilecek. Su sadece yılda 1 boşaltılacak bunun dışında sadece suya ekleme yapılacak.Fidelerin yer değiştirmesi otomasyonla sağlanacak ve işçilikten tasarruf edilecek. Açıkçası sera çok pahalıya çıkacak Amacım işletme maliyetinin minimuma inmesi. 20 dönümden 6 milyon adet marul alınması hedefleniyor. Verdiğim rakamlara ait açıklamalar ve ya referanslar yanlarında yazılı :
Tohumlar (6 milyon adet ya da 3.87 kilo) 720 tl ( 2 gramında 3100 adet bulunuyor) Dark Lollo Rossa - Johnny's Selected Seeds

pompa elektrik tüketimi 88000 tl (50 kw motor 1 kw = 0.2 tl den hesaplandı) 100 HP

EC masrafı 140.000 tl ( marul başına 0,02344 tl ) tabiat hanımın marul denemesinden elde ettiğim rakam

ısıtma giderleri 450.000 tl
Q = Yüzey alanı X U X İç dış sıcaklık farkı ( F olarak )
2 katlı sera naylonu araya hava basılınca U= 0.4 oluyor
Q = (200.100 + 2.(200.4+100.4)) . (0.4) . ( 67 - 42 )
seranın üst kısmı içinde ısı perdesi yapılacak
burda 200 m uzunluk 100 metre genişlikli bir sera ele aldım.
Belli olsun diye metre olarak yazdım ama sonucu btu olarak almak için feet olarak yazmak gerekli
topraktan kaybedilen ısıyı ve rüzgar kaynaklı ısı kaybını göz ardı ettim
ama güneş kaynaklı ısı kazancını da hesaplamadım
40.000 btu = fuel oil litresinden alınan enerji
iç sıcaklık 18 dış sıcaklık 3 derece olursa ortalamada 5 ay boyunca
5 ay 24 saat yaksak fuel oil 2 tl den
Q = 2.500.000 btu/h saatte 125 liralık fuel oil
450.000 tl

işçi maliyeti 150.000 tl
8 işçi
1 ziraat mühendisi
1 güvenlik görevlisi
1 hademe

Bu başlıkla ilgili olarak seralarda çalışan sayısı ya da organizasyon şeması üstüne sektör içinden yorumlar gelirse çok mutlu olurum. İşçi sayısı az gelebilir ama burda paylaşamadığım otomasyon cihazları ile aslında fazla bile gelecek.

oasis horticubes 200.000 tl( 1087 paket, 1 inch thin cut ) LC-1 Horticubes*::*Grower Products*::*Containers*::*BFG Supply Company

paketleme( firma antetli 30 mikron kalınlıklı şeffaf poşet, kilo işi satılıyor ) 110000 tl
taşıma 140000 tl (mazot 100000, kamyon şoförü+ kamyonun bakımı,sigortası 40000)( yani bir de kamyon almak lazım.)

Sera yerini bursa balıkesir civarı olarak düşündüm.

1.300.000 tl ye yakın masraf çıkıyor
göremediğimiz giderlerle 1.500.000 olsun
6.000.000/1.500.000 = 0.25 tl/marul, lolo rosso
0.75 ten paketlenmiş hidroponik lolo rossoyu market zincirlerine satmak düşündüğüm kadar kolaysa eğer (???) yıllık kazanç 3 milyon tl yapar

O kadar ürün alamazsın şeklinde bir eleştiri gelebilir. Sizden ricam alabileceğimi düşünerek cevap vermeniz. Dünyada bursadan daha az güneşli yerlerde daha çok m2 başı ürün alan şirketler var.

Bazı kaynaklarda dönüm başına kömürle ısıtma maliyetinin 8.000 tl olduğunu okudum. Sektör içinden bu konuda fikirler almak istiyorum. Sizce 450.000 olarak hesapladığım ısıtma gideri 160.000 tl ye hallolabilir mi, ya da böyle bir yatırım için bursa- balıkesir uygun mudur ? Bir de havuzun büyüklüğü 6.000 m3 olacak ama kullanacağım motor 350 m3/saatle çalışıyor. Sizce fazladan motor gerekli midir? İşe yatırılacak para ve geri dönüş süresi üstüne bir çalışma olmadı bu tabi ama dönümü 200.000 e bile mal etsek çok kısa sürede dönüş sağlamış oluyor. Önemli olan kısmı buraya kadar yaptıklarım doğru mudur

Yorum ve eleştirilerinizi bekliyorum. Şimdiden tüm yorumlar için teşekkür ediyorum.

mrduran ve YeniBON beğendi.

Düzenleyen kozel : 03-10-2012 saat 22:39 Neden: hitap
kozel Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 05-10-2012, 23:26   #2
Ağaçsever
 
Giriş Tarihi: 07-04-2012
Şehir: ANKARA
Mesajlar: 96
hocam şu ana kadar yaptıklarınız işin daha evdeki hesap kısmı

aga06tr Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 07-10-2012, 09:32   #3
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 30-07-2006
Şehir: Yalova
Mesajlar: 6,884
Galeri: 29
Bitkiyi oasiste çimlendirdikten sonra şaşırtmak için sanırım strafor düşünüyorsunuz.
Eğer strafor düşünüyorsanız, bu straforları hazır delinmiş mi alacaksınız? Böyle delikli bulmak biraz zor. Ben kendim delmiştim. Epey bir işçilik tuttuğunu söyleyebilirim.

Ayrıca straforlarında ömrü sonsuz değil. Benim straforlarım 3 senedir kullanımdalar ve bir çok sorun oluşmaya başladı. 4 veya 5 sene içinde tüm straforları yenilemeniz gerekebilir. Bu yenileme ise yıllık hesaplandığında yekünlü bir gider oluşturur. Keza 5 yılda bir sera naylonun yenilenmesi için gerekli malzeme ve işçilikte hesap edilmeli. (Bursa veya Balıkesir dediğiniz için 5 yıl diyorum. )

Lollo rosso için dönüme 300.000 adet normal bir rakkam. Fakat yeşil kıvırcık veya göbek yapacağım derseniz bu yarıya düşer. Çünkü lollo rosso 300-350 gr iken hasat edilirken diğerleri 800-1000 gr arası hasada geliyor.

Pazar konusunda ise sadece şunu söyleyebilirim, köklü satarsanız bu bir dezavantaj. İnsanlar bildiklikleri ürünleri alıştıkları şekilde istiyorlar. Değişik sunumlara şüpheyle yaklaşıp, almaktan kaçınıyorlar. Köksüz hydroponic yeşilliklerin raf ömrü ise daha kısa. Bu yüzden hasaddan sonra stoklamak için soğuk hava deposu ve frigolu kamyon almak gerekiyor.

Marul tohumu çimlenme özelliğini çok çabuk kaybeder. Tohum ikinci yılda ancak %50 çimlenme gösterir. Ayrıca hibrit olmayan tohumlardan çıkan bitkiler açılım gösteriyor, ki bu da %10 civarında kıvırcık, palamut ve lollo bianconuz olacak demek. Ucuz tohumdan kaçınmanızı çok ama çok şiddetle öneririm. Ben 5000 lollo rossoyu 300 TL'ye alıyorum. %99 çimlenme gösterir ve her biri aynı gün şaşırtmaya, hasada gelir, ayrıca uniformdur. Ucuz tohumlarda çimlenme süresi ve oranı değişir, şaşırtmaya gelme değişir, uniform olmaz. Ben tohumu kiloyla değil, taneyle almanızı öneririm.

Marketler sizden ürün almak için, ürünüzün sertifikalı olmasını isteyecek. Bu sertifikanında yıllık bir bedeli var. Onu da araştırmanız ve işletme giderlerinize eklemeniz gerekiyor.

Karton kutu veya plastik sepet için ne hesapladınız göremedim.

Günlük 15.000 marul keseceksiniz. Yaklaşık 5-6 ton mal veya 1500-2000 kutu eder. Bunun için nasıl bir nakliye sistemi kuracaksınız? Tek kamyon mu düşünüyorsunuz? Yüklemesi ve boşaltması nası olacak?

Todor Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 07-10-2012, 10:42   #4
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 15-07-2012
Şehir: Antalya
Mesajlar: 553
Sayın Todor Tebrikler,
Sayın Kozel' in fizibilite çalışmasına yaptığınız katkınızda ki, tespitleriniz için sizi kutlarım. Yine tecrübenizi konuşturmuş, her zaman ki gibi yine konuyu bam telinden yakalamışsınız. İşi bilmek böyle birşey olsa gerek. Oysa ben okuduğumda yeterli olmadığını görsem de, eksikleri tespit edememiştim. Tabi ben derken, kendimle bereber bir çok kişinin de aynı durumda olduğunu kestirmek zor değil. Bu arada Sayın Aga06tr' nin de hakkını teslim etmek gerekir. Belli ki eksikleri görmüş ve Sayın Kozel' i daha dikkatli ol diye uyarmış. Bunların yanında; bana göre Sayın Kozel' de yeni bir iş kuracak dışardan biri olarak, fizibilite çalışmasında gayet başarılı olmuş. Bu konuyu açan Sayın Kozel ve ona katkıda bulunan siz iki arkadaşımızın da mesajları verilmiş emek ve birikmiş tecrübe örneği olduğu için hepinizi tebrik ederim. Saygı ve sevgilerimle, hoşça kalın, dostça kalın.
HALİLBALABAN

Halil Balaban Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 08-10-2012, 02:17   #5
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 28-09-2012
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 18
Sayın Todor,
Yazınız çok güzel olmuş açıkçası, okurken resmen mutlu oldum Yazıyı yazmamdaki ana amaç tabi ki eksiklerimi görmekti. Buna yardımcı olduğunuz için teşekkür ederim.

Öncelikle şaşırtma tabirini çok yerde okumuş ve anladığımı düşünüyor olsam da net olarak bilmiyorum. Açıklarsanız sevinirim çünkü ben fideleri oasis küplerden çıkarmayı düşünmüyorum eğer demek istediğiniz oysa. Straforları delmek için basit çaplı bir makina yapmayı düşünmüştüm. ( makina mühendisiyim.) Sonra bu deliklere plastik bir sepetle oasis küpleri oturtmak niyetindeyim. Sera naylonları 5 yılda bir değişecekse acaba cam sera yapmak maliyet açısından daha verimli olur mu sizce? Cam seralarda ısıtma maliyeti yükselecek olduğundan hangi seçeneğin daha maliyetli olduğunu bilemedim. Siz ne dersiniz?

Lollo rossoları köklü satmayı düşünüyorum çünkü İstanbul'daki metrolarda bu şekilde gayet güzel satıyorlar. Ayrıca bu işe merak sardıktan sonra ölçmüştüm. Son aldığım lollo rosso köklerini ve toprağını ayırınca 85 gram kalmıştı Adamlar bunu 1.5 tl ye satıyordu ve rafta kaldığına şahit olmuyorum. Açıkçası 85 gram lollo rosso ya 1.5 tl verdiğimi öğrenmek canımı sıktı :/

Tohum konusundaki katkılarınız bence çok önemli. Her ne kadar oraya o siteyi yazmış ve tohumlarının kaliteli olduğunu bir çok forumdan onaylamış olsam da, tohumun uniform olması çok önemli tabi ki. Bu konuda şöyle bir şey sorucam. Tek seferde 1 milyon tohumluk bir alış yapmak fiyatları ne kadar etkiler. Ayrıca kilo işi alınan tohumun çimlenme sorunu olmadığını görürsem( % 90 çimlenme gibi ) sizce %10 luk farklı çeşit problem yaratır mı? Bir de hibrit olmayan tohumun hastalık problemi daha çok olur sanırım. Her ne kadar "sıcaklık 16-24 arasında kalıp su sıcaklığını 18-20 aralığında tutarsak hastalık olma ihtimali çok düşük" şeklinde makaleler okumuş olsam da işin içinde olan sizin gibi tecrübeli birinden bunun doğruluğunu onaylamak istiyorum.

Marketlerin tek isteyeceği sertifika olur umarım Marketler üreticiye kök söktürüyormuş diye okudum genelde. Bu konuda bir tecrübeniz var mı acaba? Bu sertifikaları araştırdım daha önce. Talep edilen ücretler sadece eksperin seranıza geliş dönüş masrafları gibi ufak şeyler yanılmıyorsam.

Plastik sepet masrafını hesaplamamış olduğumu yazınızdan sonra farkettim. sepet başına 2.5 kuruş diyecek olsam 150 bin tl gibi bir masraf çıkar ama acaba mu maliyet ne kadar doğru olur?

Yazınızı okuyup eksiklerimi farkettikçe fikirler üretiyorum bir yandan İşçiler marulları sağlam plastikten büyük kasalara dolduracaklar ve doldurdukça üstüste koyacaklar. Kasalar büyük olacağından bir kasa yaklaşık 18 tane alacak. Üst üste 8 kat konacak olsa, Forklift tek seferde 144 adet almış olur. Yani 115 kez taşıma yapacak. Her birini 4 dakikada koyacak olsa 7.5 saat yapar. Yanlış hesaplamadıysam tek kamyon 144 adet kasayı rahatlıkla alır. Bu da demektir ki bir tanede forklift operatörü işe alacağız
Bu noktada aklıma takıldı. Yükleme ve boşaltılması demişsiniz. Ben yükleyip mesela metro marketlerine yolladığımda, onların boşaltması gerekmez mi?

5000 tohum 300 tl ise 6 milyon tohum 360.000 tl yapar. Forklift operatörünün yıllık maliyeti 15000 tl olursa ve sepetler içinde 150.000 tl lik kabullenmemiz doğru ise 525.000 tl lik bir yıllık maliyet artışımız olur. Bu da yıllık maliyeti 1.85 milyon tl civarına taşır. Fakat hala strafor maliyetini hesaplamadım çünkü fiyatlarını bilmiyorum Bir de ısıtma giderlerini hesapladım ama soğutma giderlerini henüz hesaplamadım. Yakın zamanda bunları da hesaplayıp konu başlığı altında fizibilitemi güncelleyeceğim. Kuşkusuz başka eksiklerim de var. Bu başlığın, sizlerden gelmiş olan ve gelecek katkılarla bu işe başlamak isteyenlerin hem nelerle karşılaşabileceğini hem de neyin ne kadarlık bir maliyet getireceğini gösteren bir kaynak olması niyetindeyim. Katkıda bulunabilecek herkesin fikirlerini yazması çok önemli bu anlamda. Katkılarınız için tekrar teşekkür ederim.

mrduran ve YeniBON beğendi.
kozel Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 08-10-2012, 02:19   #6
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 28-09-2012
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 18
Ayrıca sayın halilbalaban'a güzel sözleri için sayın aga06tr'ye de yorumu için teşekkür ederim.

kozel Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 08-10-2012, 07:02   #7
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 30-07-2006
Şehir: Yalova
Mesajlar: 6,884
Galeri: 29
Şaşırtma dediğimiz aktarma aslında. Mesela ilk aşamada m²'de 100 bitki varken, ikinci aşamada 25 bitkiye seyrelteceksiniz. İngilizcesi spacing.

Cam seramı sorusuna bir şey diyemem. Fiyat aldığınız firma ile görüşmeniz daha doğru bir sonuç verir. Fakat diyebileceğim tek bir şey var, daha önce marmara bölgesinde iş yapmış ve işleri ayakta duran bir firma ile çalışmanız. Çünkü marmarada, güneyden farklı olarak kar yükü de hesaplanmalı. Ayrıca buraların rüzgarı özellikle lodosu çok sertdir. Türkiye'de kimyasal ve tohum sektöründe lider durumdaki bir firmanın seralarının yamulduğunu ve yattığını gördüm geçen sene. Nasıl düzelteceğiz diye dolanıyorlardı.

Marketde 1.5 TL'ye satılan ürünün sizden çıkış fiyatı 0.5 - 0.7 TL olur. Ki bence bu 85 gr ürün için çok iyi rakkam. Sizi kurtarır mı bilmiyorum fakat 85 gr satacaksanız eğer, bir dönümden yılda 500.000 adet rahat çıkar.

%10 luk fire demek 2 dönüm serayı boşa işletiyorsunuz demek. Bence hedef bir tanenin bile çöp olmaması olmalı. Ben karşılaşacağınız başka bir sorundan bahsetmek istiyorum. Yılda 6 milyon lollo rosso önemli bir üretim. Bunu ancak büyük market zincirine veya tedarikçiye vereceksiniz. Fakat şöyle bir sorunla karşılaşacaksınız. Market sadece lollo rosso satmıyor. Akdeniz yeşillikleri ve akdeniz baharatları adı altında 50 çeşit ürün satıyor. Marketlere mal veren bir kaç firma var. Bunlar çok yekünlü ve kalemli üretim yapıyorlar. Anlaşmalar ise iki tarafıda koruyacak şekilde yapılıyor. Market ürünü her istediğinde getirilmesini şart koşarken, firma bütün ürünleri benden alacaksın diye şart koşuyor. Yani X markete sadece lollo rosso verebilmek sorun olacak diye düşünüyorum.

Diğer yandan kaliteli tohum diyoruz ya, bu demin bahsettiğim büyük üretici firmalar tohum firmalarına gidip bu tohumu bu ülkede sadece bana vereceksin diyorlar. Çok miktarlı mal aldıkları için tohum firmasıda bunu kabul ediyor. Vahşi kapitalizm sizi hem üretim aşamasında hem satış aşamasında kilitliyor. Piyasada en çok tutulan (veya satışı olan tek çeşit) tohuma ulaşma imkanınız kalmıyor. Benzer bir çeşit yapabilirsiniz fakat market olsun, tedarikçi veya kabzımal olsun hemen farkı görüyor ve ya hiç istemiyor ya da ona göre para veriyor.

Sadece lollo rosso üretirseniz markete vermeniz zor, o kadar malı yerel pazarda tüketemezsiniz, ne kalıyor? Tedarikçi veya meyve sebze hali. Onlarda fiyatı iyice öldürecek. Düşecek sizin lollo rossounun adet fiyatı 30 kuruşa.

Ben nasıl mı çözdüm işi? Yeşil kıvırcık yapıyorum artık. Pazarcıya veriyorum. Pazarda satış fiyatının yarısına benden alıyor. Ambalaj yok, nakliye yok, komisyon yok. Aldığım para bana kalıyor.

Sorularınıza dönersem, sertifikasyon kuruluşu sizden alacağı parayı hesaplarken iki şey soruyor. Ne kadar alanda kaç çeşit ürün yetiştiriyorsunuz? Sizden buna göre ücret talep ediyor. Benden 1 dönüm marul için 5000 lira istemişlerdi. Laborotuardaki analiz paralarıda üzerine ilave olmak üzere.

Plastik sepetlerin yenileri kaç para bilmiyorum. Ben mantar sepeti (30x50X20) diye tabir edilenleri en son 1 liradan almıştım. Fakat bunlar kullanılmış mallar. siz her gün o kadar kullanılmış sepet bulamayabilirsiniz. Aynı ebat kartonlar 2 lira civarında. Ama karton kutunun katlama sıkıntısı var. Ya işçilik ya makina.

Başka sorunuz olursa, deneyimlerimin yettiği kadar cevap vermeye çalışırım.

mrduran, kozel ve Barisergun beğendi.
Todor Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 08-10-2012, 22:40   #8
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 28-09-2012
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 18
85 gram ürün satmak bence alay etmek gibi. Bence 200-250 gram mantıklı bir ölçü. Kastettiğim şey o firma o ürünü 0.5-0.7 bandından verebiliyorsa 200 gram ürünü marketlerin 1 liradan aşağı almaması lazım sanki.

Satış işini çok güzel çözmüşsünüz bence. Pazarcıya satmak maliyet anlamında çok mantıklı. Bu 20 dönüm gibi bir ölçekte yapılabilse büyük firmalar dışında kimse marketlere satmaya çalışmazdı sanırım.

Bu arada ilgimi çeken bir şey var. Türkiye'de anahtar teslim sera yapan firma sitelerinde su kültürü üstüne bir şey göremedim. Hep katı ortam kültürü örnekleri vardı. Su kültürü üstüne anahtar teslim olmasa da yüksek teknolojili sera kurulumu yapan bildiğiniz firmalar var mı acaba? Aslında anahtar teslim yaptırmayı düşünmüyorum ama böyle işler yapan firmalar varsa kendim yaparken de malzeme teminim daha kolay olabilir diye düşündüm.

Bir de ufak tefek olduğu için yüzeysel fizibilitelerde göremediğimiz ama toplayınca fazlaca olan masraflar olsa gerek. Kendi tecrübelerinizden bu tarz masraflardan bahsedebilirseniz eminim ben ve benim gibi bir çok arkadaş faydalanacaktır.

YeniBON beğendi.
kozel Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 09-10-2012, 00:30   #9
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 30-07-2006
Şehir: Yalova
Mesajlar: 6,884
Galeri: 29
Siz bir firma ile görüştünüz ve elinizde kurulum projeniz hazır olarak algıladım ben.

ozon jeneratörü ve blowerların, pulvarizatörün, soğuk hava deposunun ve diğer makinaların elektrik sarfiyatları, personel yemek ve ulaşım giderleri, bitki koruma ürünleri (fungusitler, insektisitlet, dezenfektanlar) Bunlar konusunda ne düşünüyorsunuz bilmiyorum ama bence olmazsa olmazlar. Misal yıllık 10.000 TL bitki koruma ürünü kullanırsınız diye düşünüyorum. Ayrıca tüm serayı bir seferde ilaçlayamazsınız çünkü satışa gelmiş mallar var. Dolayısı ile o hafta satışa gelecek 15 dönümü saymazsak, düzenli olarak ilaçlamanız gereken 5 dönüm bitkiniz olacak. bunun planlamasını çok iyi yapmalısınız. Yoksa ürününüz pestisit testinden geçemez ve sertifikanızı alamazsınız. Markete vaad etmiş olduğunuz ürünü veremezsiniz ve yüklü bir tazminat ödemek zorunda kalırsınız.

personel gideri olarak 10 vasıfsız işçi ve bir mühendise 150 lira yazmışsınız. sanıyorum mühendise 2.500 lira civarında maaş düşünüyorsunuz. Hydroponic konusunda tecrübeli hiç bir mühendis o rakkama gelmez. Gelende işi öğrenene kadar sizi batırır. Bunlar gün içinde düşündüğüm ama koşuşturmaca içinde unutup şimdi aklıma gelince yazdığım şeyler. Biraz dağınık oluyor anlatmak istediklerim, artık kusuruma bakmayın.

Hitech sera kuran tanımıyorum. Yok değil, var fakat ben hiç çalışmadım. Hydroponic sistem kurulumunda ise yerli firma hiç duymadım. Malzeme temini büyük sıkıntı. Ne NFT kanalları ne de hazır strafor plakalar bulmak mümkün değil. Yerine kullandığımız malzemelerde ise en büyük sorun UV dayanımı. Bazı yerli üretici firmalarla NFT kanalları için görüşmelerimiz sürüyor ama çok bir sonuç çıkacağını zannetmiyorum. Elimizde matkap, pimaş delmeye devam edeceğiz gibi duruyor.

mrduran ve YeniBON beğendi.
Todor Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 09-10-2012, 02:14   #10
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 28-09-2012
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 18
Biraz ayrıntılı olmuştu ilk mesajım, sanırım o yüzden böyle bir intiba verdim ama henüz bir firma ile görüşmedim. Aslında bunun en önemli sebebi, Türkiye'de su kültürünü hakkıyla yapacak firma göremedim internette. Yurtdışında ise Hollanda'dan dry hydroponics ve Kanada'dan hydronov dışında high tech durgun su kültürlü seraya rastlamadım. Eğer siz rastladıysanız link atarsanız memnun olurum. Hydronov fiyatları dudak uçuklatıyor zaten. 20 dönüm son ekim alanlı 30 dönüm kapalı alanlı sera 9 milyon dolar Hydronov'un örnek bir sunumunu buldum. Nakit akışından sera dizaynına kadar güzel bir sunum olmuş, ilginizi çekebilir: http://www.google.com/url?sa=t&rct=j...jIv1sN9mYeK0_A

Sera yerleşim planı işçi çalışma verimi açısından inanılmaz önemli bence. Anahtar teslim yurtdışından yaptıramayaksam, Türkiye'de de bu işi yapabilecek şirket yoksa, o zaman en ince ayrıntısına kadar kağıt üzerinden gitmek zorunda kalıcam demektir. Bu yüzden gerekli tüm teknik ekipmanları ve onları nasıl temin edeceğimi belirleyip, sonra başlamam lazım diye düşündüm.

Bu arada high tech seralarda ozon jenaratöründen hiç bahsedilmiyor. Siz söyleyince baktım, dezenfekte amaçlı kullanılıyormuş. Her mesajınızdan yeni bir şey öğreniyorum Ozon kullanmak çok mantıklı geldi açıkçası ama bitki koruma ürünleri kullanmayı pek düşünmüyorum. Akademik makalelerden okuduğum kadarıyla, ortam sıcaklığını 15-23 su sıcaklığını 17-20 arasında tuttuğumuz sürece fungusit problemi yaşamazmışız. Beklenmedik bir durum oluşursa diye ozon çok güzel bir alternatif çünkü sadece havayı temizlemekle kalmaz, gerektiğinde suya da verilebilir. Bir de high tech seralarda böcek filtreleri var her yerde. Bu anlayışı ozonla birleştirirsek sizce insektisit veya dezenfektan kullanmadan böceklerden kurtulabilir miyim, yoksa ne olursa olsun insektisit olmadan düzgün ürün alınmaz mı? Bir de çeşitli zararlılar için "kabul edilebilir sınır" anlayışı yerleşmeye başladı. Yani ürünlerde gözle görülür bir zarar oluşturmayacak kadarlarsa özel bir müdahale gerekmez, ortam sıcaklığı çoğalmayı önler görüşü var high tech seralar için. Bu konuda ne düşünüyorsunuz ?

Mühendis için 2500 lira düşünmüştüm ama haklısınız, bu rakam düşük. Ama işin piyasası nedir onu da bilmiyorum. Üstelik işi bilen birini bulmak kolay olmasa gerek. Bu arada verdiğiniz bilgilerin dağınık olması hiç problem değil. Yeni bilgiler geldikçe boşluklar doluyor, üstelik akademik bir makaleden çok sohbet havasında olduğundan hoş oluyor bence.

Aynen dediğiniz gibi matkaplarla pimaş delerek devam edecek bu iş bir süre galiba. Benim merak ettiğim henüz yeterli talep oluşmadığından mı arz yok, yoksa arz etmesi gerekenler mi talebin farkında değil...

mrduran beğendi.
kozel Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 09-10-2012, 13:44   #11
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 09-01-2012
Şehir: tekirdağ
Mesajlar: 105
ısıtmayı fuel oil ile değil de ucuz bulabileceğiniz kömürle yapmanız daha uygun olur. katı yakıtlı kazanlarda bölgenize has yakılabilir özellikte katı atıkları da değerlendirebilirsiniz böylece. kömürün ucuzu da tabi kalorice düşük olur. ben 100-120tl/ton fiyatıyla trakyada çıkan kömür olduğunu öğrenmiştim araştırmalarımda. kalori değeri olarak ta firma beyanı 4000 kcal. 3500kcal olarak hesap yapabilirsiniz. şuan hatırlamıyorum hesap yöntemimi fakat 10 dönüm için yıllık 100.000 tl kömür harcaması oluyordu diye hatırlıyorum.

dispaser Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 09-10-2012, 13:45   #12
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 09-01-2012
Şehir: tekirdağ
Mesajlar: 105
bu değer cam sera ve tekirdağ bölgesi için..

dispaser Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 09-10-2012, 16:07   #13
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 30-07-2006
Şehir: Yalova
Mesajlar: 6,884
Galeri: 29
Ozonu havaya sürekli veremezsiniz. Çünkü ortamda işçiler çalışıyor olacak. zaten 20.000 m2 alanı ozonlamakta aşırı bir maliyet getirecektir. ozonu suya vermelisiniz. Forumda bu konuda bilgiler mevcut.

böcekler ve akarsitler için bir çok korunma yolu mevcut. feromen tuzakları, yapışkan bantlar, böcek tülleri, kimyasallar vs. Hangisini veya hangilerini kullanacağınız sizin seçiminize bağlı. Zaten beraber çalışacağınız ziraat mühendisi de sizi yönlendirecektir. Belki serayı kurup mühendisi getirmek yerine, mühendisi işe alıp kurulumda aktif rol almasını sağlamak daha doğru bir çözüm olacaktır.

Todor Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 10-10-2012, 23:07   #14
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 28-09-2012
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 18
Sayın dispanser,
dediğiniz gibi kömür kullanırsak, devletin satış fiyatlarıyla bile daha ucuza mal edebiliyoruz. İlk başta o şekilde hesaplama nedenim, en kötü ihtimal senaryosu gibi yüksek bir maliyete ulaşmaktı. İlginiz için teşekkürler.

kozel Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 10-10-2012, 23:08   #15
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 28-09-2012
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 18
Sayın Todor,
Havaya ozon için 10 dakika açık 50 dakika kapalı şeklinde uygulamalar varmış ama maliyet konusunda bir bilgim yok, mantıklı olmayabilir. Dediğiniz gibi bu işi bir ziraat mühendisi eşliğinde yapmak daha mantıklı duruyor. Tüm sorularıma sabırla cevap verdiğiniz için tekrar teşekkür ederim.

kozel Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 05-11-2012, 01:02   #16
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 23-01-2012
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 1
Bende tebrik ederim konunuza ve tespitlerinize. 1.5 senedir bende ilgileniyorum sadece boston marulu ve durgun su üretimi ile. Dediginiz gibi dünyada yalnız dry hydroponic ile hydronovda var neden Türkiye'de olmasın
Maliyeti çıkartırken 20 dönümlük üretim alanı olduğunda 31 dönümlük alan gerekmekte.
Bu alanın kirası kurulacak bölgeye göre yıllık yaklaşık 25.000 ila 50.000 arasında olmalı
Strafor 50x100cm (0.5m2) 5 lira. yaklaşık 40.000 adet alındığında hollandılınınkine benzer kalıp yaptırılabilir ve 3 lira gibi bi maliyete düşebilir. Deformasyon olmasın diye biseyler düşünülebilir imalatçılar ile konusulduğunda bi sonuç alınabilir.


Düzenleyen Aezer : 13-11-2012 saat 08:01 Neden: ilave bilgi ve imla
Aezer Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Cevapla

Konu Araçları
Mod Seç

Gönderme Kuralları
Yeni konu gönderemezsiniz
Konulara yanıt veremezsiniz
Ek dosya yükleyemezsiniz
Kendi gönderilerinizi düzenleyemezsiniz

BB code Açık
Smilies Açık
[IMG] Kodu Açık
HTML Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 12:07.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)


Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2024