Siz, kendi sartlarinizda balkabagini nasil yetistiriyorsunuz?

Sayın birnefestoprak,
Şu ana kadar hiç balkabağı yetiştirmedim. Nedeni de ailemizde hiç tüketilmemesi ya da ona ayıracağım alanı başka şeylere tahsis etmiş olmam sanırım.
Fakat eski bahçeli evimizin arkasında göçmen çok yaşlı bir bahçıvan amca vardı. Onun su kabağı uygulamalarını aşama aşama takip etmiştim. Fideleri bahçedeki çıplak dallı ağaçların altına ekiyordu ve ağaca, dallara sardırarak bir ağaçta koca koca su kabakları yetiştiriyordu. Ağaç resmen kabak ağacı gibi oluyordu. Her bir ağaçtan 10-15 kabak sarkıyordu ve kocaman büyüyorlardı. Kabak gibi türlerin sapları çok sağlam olduğundan kuruma esnasında daha da sağlamlaşıyorlar.
Güneyde kış için saklanacak; kocaman kavun, karpuzları sapını biraz fazla bırakılıp oradan doğal iple bağlayıp tavana asıldığını ve hiç bozulmadan tüketildiğini biliyorum.
Sanırım asma tekniği de böyle açıklanabilir.

Geçen sene 2-3 cm enindeki kumaş şeritlerle askıya alınan balkabağı

Eklenti 534093

12-15 kg ağırlığındaki meyvelerini, ilave bir destek olmadan olgunlaştırmıştı.
Eklenti 534094

Rüzgardan korunaklı bir yerde, 2 mt yükseklikte
Eklenti 534095

Sevgili Milla,

Ailende tüketilmiyorken, üstelik gerekli şartların da yokken kaç çeşit bal kabağı tohumu almışsın! Hayret ettim doğrusu... Ben kabak türlerini dayımın işyerinin bahçesinde yetiştirdim daha önce. Su kabakları için mevcut ağaçları destek olarak kullandık. Evet, bir kökte 10-15 kabak olabiliyor ama bir su kabağının ağırlığıyla bal kabağının ağırlığını kıyaslayamazsın. Zaten su kabağı ya da lif kabağını yerde yetiştiremezsin. Toprağa değdiği yerden çürür, kurumaz... Ayrıca bu kadar çok kabak türünü bir arada yetiştirmeye kalkarsan da çok sağlıklı olmaz. Önümüzdeki yıl alacağın tüm tohumlar mutasyona uğramış olacaktır...

Sevgili loveforlife,
Şu ana kadar hiç balkabağı yetiştirmedim diye bundan sonra da hiç denemeyeceğim anlamı çıkmamalı. Herkes daha çok tükettiği şeyleri eker evine bunda bir gariplik yok.
16.mesajımda tohumların hikayesi var, bir bakın isterseniz.
İnsanların hayat şartlarını, yaşamlarını, mekanlarını, olanaklarını plan ve projelerini ancak yansıtıldığı oranda bilebiliriz bu sanal ortamda bunu akıldan çıkarmamak lazım. Sonuçta deyişmeyen tek şey deyişimdir.
Sevgilerimle...

O mesajınızı zaten okumuştum. Ama diyorsunuz ki, evine eker. Balkonunuzun büyüklüğü ne kadar? Ben sadece teras ve evin bahçesi olsa şu anki kadar bile talepte bulunmazdım. Öncelikle tohumların ekimi, fidelerin dikimi falan bile çok fazlasıyla yorucu ve vakit alan bir süreç zaten. Ben bitkilerimi yetiştirebileceğim küçük bir bahçe (dayımın işyeri bahçesi) de olduğu halde sadece İsmail Kuzucu'dan bir tür bal kabağı talebim oldu. Çünkü kabak kol atarak büyüyor ve geniş alan istiyor. Çok ciddi bir sorumluluk taşıyoruz bu tohumları aldığımızda, verdiğimiz bir söz var paylaşacağız diye.

Umarım dilediğiniz gibi değişimler yaşarsınız ve biz de bu değişimi ve tohumların hayat bulmasını hayranlıkla izleme şansına sahip olabiliriz. Bu süreçte size başarılar dilerim...

Ev kavramı, bahçeli, bahçesiz, gecekondu, köşk hepsi birdir benim gözümde. Benim yaşadığım yer kısaca evdir.
Umarım hayranlığınızı kazanacak paylaşımlarda bulunurum.

Sayın Milla yeni sezonda kolaylıklar dilerim. Şimdiden bereketli ürünler. Çoğu kişi tohum sayısından söz etmiş. Tohumların mutlaka bu sene ekilmesimi gereklidir? 3-4 sene duran tohumlar bile çimlenme özelliğini fazla kaybetmez. Bu konuda sık boğaz yapmanın bir anlamıolmadığını düşünüyorum.

Tohum ekimi için ideal günler yaşıyoruz. 3 ve 5 şubat günlerinde -3, -4 derecelik bir sıcaklık var. Buda yağışlı olduğu için fazla etkilemez. Mart ayının ilk haftasına kadar havalar süper gözüküyor.

Saklama yeri olmayanlar için tohum ekimi 7 şubattan itibaren iyi olacaktır. İlkbahar ilk donlarına kadar bitkiler iyi bir gelişme gösterecektir.

Büyük ihtimal geçen sene ki gibi mart sonlarında soğuk bir hava dalgası bizi bekliyor olacak.

Sayın İsmail Kuzucu,
Konuya yaklaşımınız beni çok mutlu etti çok teşekkür ederim. Benim de aklımda, bir dahaki sene tohum almam bunlardan peyderpey ekerim düşüncesi vardı fakat konuyu uzatmamak adına yazmadım düşüncemi.
Bu tohum konusunu defalarca açıklamama rağmen hala aynı tarz yazıları görmek beni çok üzüyor. Eşim bu sıkıntımdan dolayı ''Kimden tohum aldıysan hepsinin adresini al, kargoyu biz ödeyelim, bütün tohumları yolla sahiplerine '' dedi.
Ben bütün yollayanlara kabalık yapmamak adına bunu yapmadım ama tohumlarını isteyen varsa buradan da bildireyim;

------
Tohumlarını geri isteyen varsa kargo ücreti de bana ait olmak üzere kendilerine yollayacağım.
------

Hiç kimseye de kırılıp gücenmem. İsteyenler yazsın lütfen. Pazardan beri bir seyahatteyim, bir haftaya dönerim ve hemen yollarım. Listeye de başlangıcı burada yapalım ve bu konu artık beni rahatsız etmekten çıksın.

1-
2-
3-

Sayın İsmail Kuzucu,
Verdiğiniz ekim takvimine de elimden geldiğince uyacağım. Zaten siz ne ekiyorsunuz şu an diye sürekli sayfanızdan kopye çekiyorum.
Saygılarımla...

Hepimizin bildigi gibi, tohum etkinliginde gonderilen cesit sayisinda yonetim tarafindan getirilmis bir sinirlama yok. Taleplerin karsilanmasi da tamamen etkinlige tohum gonderip katilanlarin insiyatifine birakilmis bir mesele; bunda bence bir sorun yok.

Peki tohum etkinliginin esas amaci "ne kadar cok tohum paketleyip birbirimize gonderirsek o kadar basarili olmus sayiliriz" midir? Eger boyle bir amac belirlenmisse bilmek isterim.

Eger Sn Milla bu mesajda 2015 yilinin etkinligine 2014 etkinliginden talep ettigi tum tohumlari gonderecegini soyluyorsa, herhalde tohumlari nasil cogaltacagini bilmemiz gerek. Teorik olarak, kendi yetistirme sartlarinda 500'e yakin tohumu ekip cogalttigini varsayarsak, iclerinde cok degerli ve nadir atalik yerli tohumlarin da bulundugu bu tohumlarin safligini nasil garanti edecegiz (saflikla ilgili mesele dogal bir surecten ibaret, hepimizin basina gelebilir ama elimizden geldigince dikkat ediyoruz)? Burda dagitilan cogu yerli cesidin (yabanci demiyorum cunku yabanci cesitlerin tamamina yakini ticari tohum kokenli yani ilk tohum kaynagindan durumu telafi edebiliriz) dokumantasyonu bile yapilmamisken, sonraki nesillere atalik tohumlari nasil tasiyacagiz? Bu konudaki sorunlari en aza indirmek icin gerekli onlemleri almayalim mi?

Sayın birnefestoprak,
Bu konu adeta Ömer Seyfettin'in Diyet hikayesine benzemeye başladı ve ben de artık bu duruma bir son verme çabasındayım.
Tohumları elimden geldiğince gelecek sene için yetiştirip, tohumlarını paylaşıma açacağım. Resimlerle ve anlatımla eldeki bitkinin ne olduğunu, beraberce takip edebiliriz. İçinde çapraz döllenme vs. varsa diye kuşkusu olan arkadaşlar etkinlikte o tohumlardan benden istemezler.

Sayın Milla,

Tohum talep miktarınızın 500 olduğunu yazmakla rahatsızlığınıza biraz da ben neden oldum sanırım. Öyle düşünüyorsanız özür dilerim.

Hastanızın kaybına üzüldüm. Başınız sağ olsun.

Paylaşım gibi güzel bir etkinliğin önemli bir sebep nedeniyle rahatsızlık yaratması hepimizi üzer tahmin ediyorum.

Özrümü kabul ederseniz tohumlarınızdan bir kısmı veya benden daha iyi büyüteceğinize inandığım fideleriniz alabilir ve bahçemin bir köşesini size ayırabilirim arzu ederseniz.

Her şey gönlünüzce olsun.

benim gönderdiğim tohumlar helali hoş olsun. kökü bende nasıl olsa istediğiniz zaman ekin isterseniz hiç ekmeyin isterseniz çöpe atın önemi yok ben her zaman sizinle paylaşmaktan mutlu olurum ;) :D ama onlara hak verin şöyle düşünüyorlar bir sezonda 500 çeşit yetiştirmenin zor olduğunu, ama illada bu sene yetiştirilecek diye bir madde görmedim sıkıntı etmeyin ... :D

Sayın OSMAN45,
Sizin yazdıklarınızda bir şey yok. Sadece bu konuda ne kadar açıklama yaparsam yapayım, benzeri yazılar sadece bu sayfada değil geçmişte başka sayfalarda da çokça karşıma çıktı. Artık bu konu beni çok sıktı ve bir nokta koymaya çabalıyorum.
Sıkıntısı olan varsa dediğim gibi bütün tohumları, kaç payşalımcı olursa olsun hepsine tek tek kargolayacağım. Kargo ücretini ben ödeyeceğim ve hatta bendeki tohumlardan da hediye yollayacağım.
Fidelediklerimden istediğiniz olursa tabi ki sizinle paylaşırım. İyi günler dileğiyle.

Sevgili Tilki Mete,
Helallik verdiğin için teşekkür ederim :))
Senin de dediğin gibi iki seneye yayabileceğimi düşündüğümü yazdım. Düştü yarıya. Onu da geçtim neden çok fazla çeşit tohuma bakamayayım. Benim sadece salonda 300' e yakın mini saksım var. Kapalı balkon, mutfak ve açık balkonda da bundan daha fazlası.
Bol vaktim var, hiç işim yok, çok keyif alıyorum, her gün onları tek tek gözden geçirmezsem rahat edemem, şu anda çeşitli internet sitelerinden hala almayı düşündüğüm, eve gidince sipariş vereceğim tohumlar var, yurt dışından ilkbaharda gelecek soğan ve tohumlarım var, evde en az bunlar kadar bana ait tohum var, cemrelerle birlikte çeliklerini alacağım bitkiler var, edinmek istediğim fidanlar var.
En önemlisi kendime ait planlarım var. Bilmiyorum istersem her şeyle baş edebileceğimi anlatabildim mi?
Ben de seninle her zaman ne dilersen paylaşırım. Bende yoksa da edinmeye çalışır araştırırım.
Laf aramızda bu seyahatte iki fideyi perlite dikip arabaya koydum bile :)) Birisinin sarı yasemin olduğunu sanıyorum, diğeri bir sukulent ama adını bilmiyorum. Bir de bu gün yolda Çandarlı kırsalında nergise benzeyen bir bitkinin tohumlarını aldım onu da araştırıyorum :))

Etkinlik kapsaminda benden talep ettiginiz tohumlar elinize gectikten sonra size ait olmakla birlikte, cope atmanizi onaylamadigimi belirteyim.

Tabi ki o işin şakası .. hiç tohum atılırmı onlar yaşamm hayattt

Aman sakın tohumları ben çöpe atacakmışım gibi algılanmasın da. Bunu kalbim kaldırmaz artık :))

Sayın Milla;
Daha önce de çeşitli defalar yazmıştım. Tohumların tamamını ekmek yerine bir kısım tohumları ekip onların başlarına bir şey geldiği zaman kalan tohumlarla devam etme durumu söz konusu olabiliyor. Bir kısım tohumlar da ilk yıl ekilip ikinci yıl çiçeklenen veya bir yıldan fazla ömürlü olan çiçekler. En basiti ezan çiçeği tohumu, hüsnüyusuf, sedef çiçeği, vs. Hatmi, sarı kantaron, adaçayı, kekik gibi birden fazla yıl yaşayan bitkiler de söz konusu. Bir bitki soğuklara dayanıklı çok yıllık olunca ben daha çok seviyorum. Bir kere ekip birden fazla çiçek veya ürününü alabiliyorsunuz. Benim tohum alarak yetiştirdiğim adaçayından iki yıldır çiçek dahi alamadım. Verdiğim bir kişide ise çok güzel çiçekleri ve tohumları oldu. Bu yıl yerlerini değiştirdim. En azından su verebileceğim yere geldiler.

Ben de bu yıl yüz civarı tohum sahibi oldum. Tabi elimde olan kendi yetiştirdiğim tohum vs. de var. Çok iyi olmasa da uğraşıldığı zaman ürün veren uzun zamandır hemen hemen hiç kullanılmamış toprağım var. Saksıda yetişen ürünler toprakta yetişen ürünlere göre çok daha zor yetişiyorlar. En büyük problemlerden biri tohumların saflığının korunması yanı sıra çok iyi kataloglama yapıp karıştırmadan dikmek ve onların karıştırmadan tohumlarını alabilmek. Bu yıl yirmi kadar domates çeşidi diktim. Fideleri diken arkadaşın benim sıralama uymaması sonucunda çeşitlerin büyük bir kısmını karıştı. Daha sonra da topladığım tohumlarda etiketlemede sorunlar oldu. Bu nedenle yetiştirmiş olduğum tohumları gönderen arkadaşlar da olunca elimdeki tohumları paylaşamadım.

Ben elimden geldiği kadar yetiştirmeye çalışacağım. Her yetiştiren arkadaş tohum paylaşım etkinliğine bir kısım tohum gönderebilse her yıl çok daha fazla tohum paylaşılmış olur. Geçtiğimiz yıl fide olarak çoğunlukla domates yapabildim. Biber çok az ektim. Bir süre sonra fide olarak dikme durumum söz konusu olmadı. Bir kısmını da toprağa ektim. En çok üzüldüğüm her iki fasulyeden nerede ise ürün alamamam. Bu yıl yeniden talepte bulunmak durumunda kaldım. Kalan bir kısım tohumları bu yıl ekebildiğim kadar dikeceğim. Her yıl daha fazla tecrübe kazanıyoruz.

Size büyük bahçeli bir yer gerekiyor. İnşallah o da olur.

Ben çok daha küçük bir yere razı iken bakamayacağım büyüklükte tamamen organik işlemesi zor bir yerim oldu. Moralinizi bozmayın. Biraz bir şeyler yetiştirince ne kadar zor bir işle uğraştığımızı fark ediyoruz.

Arkadaşların anlatmak istediği ürün yetiştirmek zor. Tohum almak daha zor. Bir kısım tohumluk olarak bıraktıklarım uzun bir süre ürün veremediler. Tohumlar tamamen olgunlaşınca yeniden başladılar ancak havalar soğudu. Rengarenk domatesler dururken tohum alacağım diye nerede ise sürekli olarak domates satın aldım. Bir kısmı bozuldu dondu. En güzel tarafı her yıl yeniden taze bir başlangıç yapıyorsunuz. Yeni tatlar ve lezzetleri keşfediyorsunuz.

Hepimize kolay gelsin. Umarım istediğimiz gibi ürünler yetiştirebiliriz.

Sn. Milla bence tohumları tasnifleyip tekerrür isteklerinizden birini ekerseniz hem takip etmesi hem de ilgilenmesi daha kolay olur.

Örneğin Edirne patlıcanı birkaç arkadaştan gelmiş. Siz birini seçip ekin derim. Diğerlerini seneye denersiniz bana kalırsa tabi.

Özellikle farklı türleri denerseniz çapraz tozlaşma ihtimalini de düşürürsünüz.

Bu kadar tohumu ekip bakmanız hem sizi sıkıntıya sokar hem de tohumların karışmasına neden olabilir.

Kolay gelsin...

heyyamola-pembe çeri

bezginkuh-kudret narı

TCM-Sivri acı biber

Akçabardak-Lavatera (Pamuk çiçeği)

Oma1453- Mehmet'in tatlı Türk biberi

Oz26-Yeşil tatlı sivri biber

Sevgili Milla fideleriniz maşallah büyümüşler .Benimde saksıda yetiştirmek için dayanamayıp ektiğim üç -beş bitki var . Tohumların tamamını ekmeye başladım henüz. Ben daha önce ki yıllarda hep Sn Zeki Yağlı beyin tohum yetiştirme tekniğinden yola çıkarak ,torfa ekiyordum. Sizin torfdan farklı bir malzeme kullandığınız fark ettim .Fideleri yetiştirme koşullları toprak ,ışık gibi biraz ayrıntılı bilgiler verebilir misiniz . Sevgiler .

sayın Milla ,görüntüler gayet güzel ,hem bilmiyorlar ki sayın Milla benim gibi tohum edinemeyenlerle elinde olanlardan bir kısmını paylaşıyor. Burada her şey yazılamıyor elbet. Sanırım benim bir balkon resmim var onu bir ara bulup yayınlayayım. Eni 1,5 metre gelmeyen ,uzunluğu da 2 ,5 metre kadar bir balkon. Kime sorsan bu balkonda ancak 30-40 saksı bulunabilir derler ama benim yaptığım sistemle 150 civarında saksı çiçek ,domates saksıda ,çilek (hiç dışarıdan çilek almadan kızıma bu saksı çileklerinden yedirdim.) 8 civarında gül vardı . Memleket taşınırken sadece aracımın içini ,bagajını kimse oturmadan ben hariç çiçeklerle doldurdum ve memlekete geldim. Görmeyince inanmazlar ama resmi mevcut elimde.

Sevgili aleydi,
Tohumları genelde sadece perlite eker ve çimlenmelerini beklerim. İlk iki yapraktan sonra asıl yaprakları gelirken torf ve perlit karışımına alırım. Minik bir fide durumuna gelince perlit, torf, bahçe toprağı, yanmış gübre ile hazırladığım karışıma ekerim. Bahçeye ya da nihayi yerine geçene kadar tekrar ellemeye gerek yok. Bu üç ekim fidenin kök kısmının daha fazla sağlamlaşmasına yardımcı oluyor. Şaşırtma dediğimiz durum. İnşallah faydalı olabilmişimidir. Bir de ışıkdan bahsedeyim. Yetişmiş fideleri pencere önünde tül ardında, kaloriferli ortamda tutuyorum. Her gün bir kaç saat pencereyi açıp havalandırma yapıyorum.

Sayın celalim01,
İnanın o arabadaki görüntüyü hayalimde canlandırmak hiç zor olmadı :)
Ben de çok iyi yer kullananlardanım. Bir de benim çiçeklerimin boyutu insanları yanıltabilir ama çoğu 10-15 cm i geçmez. Saksılarını küçük tutarım, az sularım, büyümemeleri için elimden geleni yaparım :)
Sizin balkon resminizi çok merak ettim. Lütfen bizimle paylaşın.