20-04-2009, 19:15 | #61 |
Ağaç Dostu
|
Kantaron hem yarayı iyileştirir, hem de ruhu Yine idrar yolu iltihaplarına karşı kullanılan, güney ve batı illerimize endemik olan ve bilimsel adını Antikçağ hekimi Euryphon'dan alan Hypericum aviculariifolium subsp. aviculariifolium adlı kantaron bitkisi de yetiştiği toprağın insanına derman olmak için Mayıs ve Haziran aylarında sapsarı çiçekler açar; güneşten aldığı sağlık ışığını sayrılara sunabilmek için. (7) Anadolu'da endemik türleri oldukça zengin olan ve ülkemizde 70 türü bulunan Hypericum bitkisi, Eski Yunan'dan beri yaralar başta olmak üzere birçok hastalığın tedavisinde kullanılmaktadır. Ayrıca bitkinin doğaüstü güçlere sahip olduğuna inanıldığından, popülaritesi yüzyıllardır sürmektedir. Bu türlerden biri olan ve sarı kantaron olarak adlandırılan H. triquetrifolium da tıbbi olarak kullanılmakta olup, bu türü diğerlerinden ayıran özellik, sıkıldığında ortaya kırmızı renkli bir sıvı çıkaran çiçekleridir. (19) Bitkinin adet kanaması rahatsızlıklarında kullanılmasıyla bitki çiçeklerinden kana benzer bir sıvının akması, mutlaka doğurganlık ve kadın inançlarıylale ilişkilendirilmesine neden olmuş olmalıdır. Ayrıca endemik olmamakla birlikte, ülkemizde de doğal olarak yetişen Hypericum perforatum adlı diğer bir kantaron bitkisi de modern tıpta depresyon tedavisinde antidepresan olarak kullanılmaktadır. (20) Kaynak: Bilim ve Gelecek Dergisi Hasan Torlak, Kültür ve Turizm Bakanlığı (Kırsal Çevre Ormancılık Sorunları Araştırma ve Eğitim Derneği Üyesi) |
20-04-2009, 20:29 | #62 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 15-03-2009
Şehir: Bolu
Mesajlar: 272
|
Sarı kantaron Bolu da yol kenarları ve ekim yapılmamış tarlalarda bolca yetişen bir bitki.Antibiotik özelliği olan bir bitki diye biliyorum.Şimdilerde yeşermiştir.Yakında çiçek açarlar.Bolca bulabildiğim için özel üretimini hiç düşünmedim.Şayet tohum elde edilişi hakkında bilgilendirilirsem,tohumu isteyenlere ileride gönderebilirim. |
12-06-2009, 23:52 | #63 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 18-08-2007
Şehir: Girne KKTC
Mesajlar: 66
|
Kantaron Tohumu
Herkese selamlar, Kantarun tohumu temin edebilen olursa bende talibim |
13-06-2009, 20:41 | #64 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 15-03-2009
Şehir: Bolu
Mesajlar: 272
|
Sarı kantaronlar Bolu da çiçek açtı.Öyleki evimin karşısındaki sulama kanalının kenarında gür bir kolonisini görüyorum.Tekrar ediyorum tohum ne zaman toplanır?Bilgilendirilirsem toplarım.Yoksa deneme yanılma yöntemiyle hareket edeceğim. |
10-02-2010, 16:46 | #65 |
Ağaç Dostu
|
Sarı Kantaron tohumları 3 gündür saksıdalar. Sabırla bekliyorum. Eğer yetiştirebilirsem, bahçemde de değerlendireceğim. Tohumu ise aktardan aldığım kantaron çiçeğinin içinden elde ettim. Bir tutamın içinde en az 20 tane tohum mevcut oluyor. |
01-09-2010, 18:15 | #67 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 19-09-2009
Şehir: ANTALYA
Mesajlar: 220
|
bu otu ben de bahçemde buldum ama tam emin olamıyorım erkek üreme organları demetler halinde ve her demetin etrafı mor bir dokuyla kaplı acaba bu doğru kantaron mu bilgilendirirseniz sevinirim . bazı sitelerde yolkenarlarından toplanan kantaronlarda kadminyum yüksek oranda bulunduğu ve bununda kansorejen olduğunu okudum günde 1 fincandan fazla içilmemeli diyen de var kafam oldukça karıştı |
31-03-2012, 19:58 | #68 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-03-2012
Şehir: Eskişehir
Mesajlar: 1,403
|
Bir soru....
Herkese selamlar, kantaronla ilgili bir sorum olacak: aktarlardan bitkisel çay için aldıgımız kantaron bitkisini kendimiz yetistirebilir miyiz? Burada çiçeklerini gordum ve hoşuma gitti. Evde poşette duran kantaronu inceledim, tohum kapsülleri var ve icinde de kum gibi siyah tohumları var. Acaba bu tohumları eksek, sonra da diksek bu sarı çiçekli kantaronu yetistirebilir miyiz? Hangi başlığa yazacagımı bulamadım. |
25-07-2012, 22:24 | #69 |
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 12-03-2012
Şehir: ISTANBUL
Mesajlar: 16
|
Sn Cymbelina Bitki cayindaki tohumlari degerlendirebildiniz mi? Merak ediyorum, basarili olduysaniz baharda deneme yapacagim. Bu arada elinde tohumu olan arkadaslar paylasmak isterse sevinirim |
10-12-2012, 22:12 | #70 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-03-2012
Şehir: Eskişehir
Mesajlar: 1,403
|
Denedim ancak bir sonuç elde edemedim, kullandığım kantaronun toplanmasının üzerinden çok fazla zaman geçmiştir belki, bilemiyorum. Ancak bahara Allah nasip ederse büyük ihtimalle tekrar deneyeceğim, denemekten ne çıkar? O yüzden kantaronu bahsettiğim şekilde yetiştirebilmiş bir arkadaşımız olduysa inşallah bilgilerini bizimle paylaşır. |
02-01-2013, 22:02 | #71 | |
Ağaç Dostu.
Giriş Tarihi: 06-08-2009
Şehir: Çanakkale
Mesajlar: 6,526
|
Aman dikkat..
Alıntı:
Sevgin Ekşioğlu, Esin Evren Kılıçaslan, Sermin Kesebir Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim Araştırma Hastanesi, İstanbul GİRİŞ: St. John’s Wort sarı kantarongiller familyasına dahil bir bitki türüdür. Hafif ve orta şiddete depresyonlarda alternatif bir antidepresan ilaç olarak önerilen bu bitkinin antidepresan özelliği yanında,obsesif kompulsif bozukluk,yaygın anksiyete bozukluğu tedavilerinde de kullanılabileceği bildirilmişse de bu çalışmalarda St. John’s Wort’un etkinliğiyle ilgili kanıtlar yetersizdir(1).Bu tip bitkisel ilaçların kullanımının artmasıyla birlikte mani,psikoz gibi psikiyatrik yan etkilerin görülme oranının da arttığı görülmektedir(2).Burada sarı kantaron çayı kullanımı sonrası psikotik atak izlenen bir vaka sunulacaktır. VAKA: 30 yaşında erkek hasta, daha önce psikiyatrik hastalık öyküsü bulunmamakta olup,bir ay önce başlayan şüphecilik,saldırganlık yakınmalarıyla E.R.S.H. H. Acil servisine başvurusu sonrası ''akut-geçici psikotik bozukluk'' ön tanısıyla E1 servisine yatırıldı. Hastanın,iki yıl önce üniversite eğitimini tamamlayarak bir şirkette çalışmaya başladığı,bir buçuk yıl önce nedensiz kaygılar,huzursuzluk,iç sıkıntısı,yakınmaları başlayınca internetten edindiği bilgiyle bu yakınmalarına iyi geleceğini düşünerek aktardan sarı kantaron çayı alarak günde iki fincan kullanmaya başladığı öğrenildi.Bitki çayını kullanmaya devam ederken,içe kapanıklık,kimseyle konuşmak istememe gibi belirtileri ailesi tarafından farkedilen hastanın uykusuzluğu,ardından iş yerinde problemleri olmaya başladığı öğrenildi.Hasta,iş yerinde kendisine komplo kurulduğunu dile getiriyor,dışarıya çıkarken tanınmayacak şekilde gözlük ve şapka kullanmaya özen gösteriyordu. Hastanın psikiyatrik muaynesinde;duygulanım kaygılı,paranoid ve persekütif sanrıları mevcut, muhakeme bozulmuş, iç görü bulunmuyordu. Hastanın üç haftalık takibinde paliperidon 6mg/gün ve ketiapin 25mg/gün tedavisi ile başvuru yakınmalarında belirgin gerileme izlenerek kısmi remisyon halinde taburcu edildi. TARTIŞMA: Tamamlayıcı/ alteranatif tıp popüler bir fenomen olup, bitkisel ürünler reçete edilen ilaçlara göre daha güvenli ve doğal alternatifler olarak düşünülmektedir.Bitkisel ilaçlar yaygın olarak aktarlarda ve eczanelerde reçetesiz olarak satılmakta, ticari sektörün baskısıyla giderek tüketimi artmaktadır ve bu ürünlerin kullanımyla oluşabilecek psikiyatrik yan etkiler gözden kaçırılmaktadır. http://www.psikiyatri.org.tr/uploadF...zet-Kitabi.pdf 47. Ulusal Psikyatri Kongresi sunumlarından alıntılanmıştır. |
|
10-01-2013, 18:15 | #72 |
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 12-03-2012
Şehir: ISTANBUL
Mesajlar: 16
|
Merhaba, Gonderdiginiz calisma icin tesekkurler. Yalniz bence bazi mantik hatalari var calismada. Evet sari kantaron tum vucudu etkileyen bu yuzden dikkatli kullanilmasi gereken bir bitki, ozellikle de ilac kullanan, bazi hastaliklari olan bireyler icin, ama kimse gunumuzde peynir ekmek gibi satilan antidepresanlardan daha tehlikeli oldugunu soyleyemez. Antidepresanlarin vucutta ve beyinde ne gibi degisiklikler yaptigini bilselerdi insanlar konu komsuya ezbere tavsiye etmeye cesaret etmezdi. Ama tabi kullanilmasi elzem olan zamanlarda da dr tavsiyesi uzerine alinmali. Calismaya gelince, once son bir aydir daha onceleri hicbir psikiyatrik yakinmasi olmayan hastada su su sikayetler baslamis diyor, sonra da hastanin hikayesini anlatirken 1,5 yil once ortaya cikan psikolojik problemlerini soyluyor. Ayrica boyle hikayesi olan bir hastada bu son durumun onceki yakinmalarinin ilerlemesi mi yoksa ictigi sari kantarona bagli yeni bir durum mu oldugunu soylemek zor. Cunku sari kantaron bu durum icin yeteri kadar etkili olamamis ve mevcut hastaligi ilerlemis olabilir... Burada bence asil vurgulanmasi gereken bitkilerin ne kadar zararli olabilecegi degil, bitki kullanmadan once hastaligimizin ne oldugunu bilme zorunlulugumuz. Cunku bazen operasyon gerektiren durumlar olabilir; bu gibi durumlarda bitkisel ilaclari denemek yararsiz hatta zararli olacaktir. Ama bunun disindaki durumlarda guvenilir kaynaklardan elde edilmis bitkileri usulune uygun kullanmak yanlis olmaz. Tabi bu arada hekimlerin de tip egitimlerinde bitkiler ve ilaclarla etkilesimleri hakkinda ilgi sahibi olmalari gerekir. Su anki durumda sadece "bunlar kocakari ilaci sakin ha kullanmayin, normal tedavinize devam edin" demekle yetiniyorlar. Uzunca yazmisim, bu konu daha cok su kaldirir.... |
10-01-2013, 19:43 | #73 |
Ağaç Dostu.
Giriş Tarihi: 06-08-2009
Şehir: Çanakkale
Mesajlar: 6,526
|
Sayın tuzcue.. Bilyorsunuz esrar da, Cannabis Sativa adlı bir ottan elde edilmekte.. Ve bu otu kullananlarda genellikle psikotik rahatsızlıklar tetiklenmektedir: Esrar kullanımı şizofreniyi tetikler mi Esrar kullanımı sırasında başlayan ve N, N-dimetiltriptamin (DMT) kullanımı ile psikotik özellikler eklenen duygudurum bozukluğu: Bir olgu sunumu Cannabis Sativa (esrar) şizofreni gibi birtakım psikozları tetikleyebiliyorsa, sarı kantaron niye yapmasın ki? Gelişigüzel kullanılacak bitkiler değil bunlar.. Kaldı ki, bir hastaneden gerçek bir olgu aktardım yukarıda.. Hafife alınacak konular değil bunlar.. |
10-01-2013, 20:20 | #74 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 03-01-2013
Şehir: izmir
Mesajlar: 279
|
Alıntı:
|
|
11-01-2013, 12:49 | #75 |
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 12-03-2012
Şehir: ISTANBUL
Mesajlar: 16
|
Merhaba, Dediginiz gibi hafife alinacak konular degil gercekten. Ben de bu yuzden uzunca yazdim ve ekteki yaziyi dikkate aldim. Bir hekim ve diger hekimlerden gelen bilimsel yazilarin tercume ve derlenmesiyle ilginen biri olarak calismada mantik hatalari oldugunu soylemek geregini duydum. tip tarihi boyunca ozellikle son iki yuzyilda ilac sirketlerinin nasil oyunlar duzenledigini ve bilimsel yayinlarin sonuclarini nasil carpittigini okudugunuzda her duydugunuza dikkatli yaklasiyorsunuz. Ben bitkilerin tamamen zararsiz oldugunu savunmuyorum. Kaldi ki bu konuda yurt disinda doktora yaptigim icin ayrintili biliyorum. Soyle bir soz var: zehir dozdadir, yani her kullandiginiz bir sekilde zehir etkisi olusturabilir. En masum gorunuen bitki bile sizin kullandiginiz diger ilaclarla etkilesime girerek zararli olabilir. Bu konu onemli oldugundan ehil ellerde olmali ve mutlaka incelenmeli diyorum sadece. Ama hastamiz bunu icmis ve sonucunda psikoz gelismis demek de kolaycilik gibi geliyor bana, cunku hasta duzelseydi inanin bunu sari kantarona baglamayacaklardi, pozitif etkinin bitkiye bagli oldugunu ispatlayan bilimsel verileri soracaklardi. Cevresel faktorler etkili olmustur ya da bastan tani yanlis konmustur aslinda zaten psikoz degildi diyeceklerdi.... |
11-01-2013, 17:37 | #76 | |
Ağaç Dostu.
Giriş Tarihi: 06-08-2009
Şehir: Çanakkale
Mesajlar: 6,526
|
Alıntı:
Ben cicili bicilide olsa, hiçbir aktara ve sattığı ürünlere güvenemiyorum.. Bunlar adeta sağlık tüccarıdır.. Bütün aktarlarda tahta çekmeceler içinde öğütülmüş keten tohumu gördüm..Bunlar kısa zamanda oksitlenen ve zehire dönüşen yağlı ürünler..Kaç aktarla tartıştım; bunun öğütülmüşü zararlıdır, diye..Ama anlatamazsınız..Çünkü aktarlarda alternatif tıbbın temel bilgileri asla yok.. Hele o pazar yerlerinde, onca ayakkabı tozunun olduğu yerlerde açık çuvallar içinde, kabak gibi güneş altında tıbbi bitkileri gördükçe çıldırıyorum.. Sağlıklı insanı bile hasta eder bunlar.. |
|
12-01-2013, 09:21 | #77 |
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 12-03-2012
Şehir: ISTANBUL
Mesajlar: 16
|
Ne kadar haklisiniz, keske butun bunlarla ilgilenen bir kurum olsa. Standartlari belirleyip konu ile ilgili herseyi denetlese, meydani amaclari sadece para kazanmak olan sahtekarlara birakmasa... |
12-01-2013, 17:16 | #78 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 03-01-2013
Şehir: izmir
Mesajlar: 279
|
Alıntı:
Zerdaçal tozunun içinde kremit tozu karıştırıyorlarmış. Çok dikkat etmek gerekiyor. Evet keşke denetleyen bi kurum olsa |
|
05-06-2013, 22:45 | #79 | |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 11-02-2007
Şehir: Ankara
Mesajlar: 34
|
Alıntı:
|
|
23-06-2014, 10:38 | #80 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 19-07-2008
Şehir: Adana
Mesajlar: 240
|
Sarı kantaron her yıl toplar ve kuruturum. Adanalıyım ve Niğde de çalışıyorum. Rakımı yüksek bir yerden topluyorum 1800 - 1900 rakımda topladığım sarı kantaronları zeytinyağında her ne yaptıysam kırmızılaştıramadım. Fakat Adanada yetişenler çok kolay kırmızı renk alıyor. Tıbbi bitkilerin yüksek rakımlarda etken madde oranları azalabiliyor. Kırmızı kantaron bitkisine (centaurium erythraea ) hiç rastlamadım o kadar aramama rağmen. |
30-05-2015, 20:07 | #81 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 10-10-2009
Şehir: izmir
Mesajlar: 70
|
Kayın validenin ayak parmağında çarpmadan kaynaklanan iyice kötüleşmiş bir yara, kantaron yağıyla kısa bir süre içinde iyileşmişti. Ticari olmayan kaynaktan temin edilen bu yağ kırmızı renkte. Aynı kaynak vasıtasıyla bir pet şişe içerisinde, taze olarak toplanmış kantaron otları bana verilince oldukça mutlu oldum. Kısa bir süre sonra, bulunduğumuz ilde bu otların nereden toplandığını öğrendikten sonra kendim gittim. Konuyla ilgili bilgileri yeniden gözden geçirdiğimde ise topladığım kantaronların sandığım kantaron olmadığını öğrendim. Ezildiğinde parmağı kırmızıya boyayan, Yaprakların kenarlarında ise gudde adı verilen siyah noktacılar ile ayırt edilen (Hypericum Perforatum) türünü tekrar öğrenmiş oldum. Topladığım kantaronun hangi tür olduğunu merak ettim, Türkçe kaynaklarda 80'in üzerinde çeşidi olduğu bildiriliyordu. |
30-05-2015, 21:40 | #82 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 10-10-2009
Şehir: izmir
Mesajlar: 70
|
Benim topladığım kantaron hangi türdü, tr.wikipedia'da hiç bir detay bulamayınca en.wikipedia'da aramaya başladım ve bu arada Hypericum'un 150 civarında türü olduğunu fark ettim, aralarında korunmaya alınmış bazı türler hakkında da bilgiler içeriyordu. Resimleri olan türleri tek tek inceledim ama bulamadım. de.wikipedia'da ise 488 tür olduğunu görünce aramaktan vazgeçtim. Bu arada de.wikipedia adresindeki türler arasında
1100m rakımdan topladığım ve türünü bilemediğim taze kantaronların üzerine zeytinyağını ekledikten sonra aynı aileden olmaları dolayısı ile benzer etken maddelere sahip oldukları düşüncesiyle beklemeye başladım. |
16-09-2017, 14:46 | #83 |
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 07-07-2014
Şehir: izmir
Mesajlar: 5
|
kanseri iyileştirdi gibi bilimsel olmayan şeylere inanıp bu otu kaynatıp içmeyin. bakın komşum sordu annem kanser kantaron içirsek çare olur mu diye, araştırırken siteye denk geldim. Yapmayın etmeyin, bir çok ilacın etkisini düşüren bir bitki sarı kantaron. hiperisin bitkinin adını aldığı bileşik mao inhibitörü, yani bunu içerken beslenme çok önemli. şimdi bir sitede bilgiler var otla alakalı buraya yapıştıracağım. Sarı Kantaron Nedir Halk arasında sarı kantaron denen, sarı renkli çiçekler açan bir bitkidir. Botanik ismi "Hypericum Perforatum" olan sarı kantaron bitkisi, tıbbi olarak "St.John's Wort" olarak bilinir. Anadoluda halk arasında yörelerde göre değişmekle birlikte genelde "koyunkıran", "binbirdelik", "mayasıl otu", "yara otu", "kan otu", "kılıç otu" gibi isimler verilmiştir. Anavatanı Avrupa ve Asya olsa da, ılıman bölgelerde yayılarak, bütün dünyada yetişir hale gelmiştir. Hristiyan kültüründe Aziz John günü olarak, bu bitkinin çiçeklenme hasat günü olan 24 haziranda, evlerde kötülükleri kovmak için bulundurulur. Otsu ve çok yıllık bir bitkidir, 25 cm ile 100 cm (1 metre) arasında boylara ulaşabilmektedir. Dalları ayrı olan, şemsiye şeklinde açılan 5 parça çiçek yaprağı ile çiçek açan, kenarlarında siyah tüyler bulunan bir ottur. Yaprakları ışığa tutulduğunda üzerinde yağ zerreleri noktacıklar halinde parıldayan bir bitkidir kantaron. Çiçekleri sıkıldığında kırmızı renkli bir sıvı çıkar, zaten zeytinyağında çiçeklerinin bekletilmesiyle elde edilen kantaron yağına kırmızı rengi de bu çiçekteki öz verir. Şimdi sarı kantaron dediğimiz bitkinin 70 den fazla çeşidi var ancak, bazı internet sitelerinde kantaron sarı, mavi, kırmızı olmak üzere üçe ayrılır gibi cehaletin dibi bir bilgi var. Efendim aslında cehaleti bu bizim sarı kantarona ismini verenler yapmışlar, asıl kantaron bitkisi kırmızı kantaron "Centaurium Erythraea" diye bilinen bitki. Botanik adında kantaron yazan asıl bitkimiz, kırmızı kantaron olarak boynu bükük duradursun, onun adını alıp namını yürüten sarı kantaron dediğimiz bitki olmuş. Yani bizim sarı kantaronun kırmızı kantaronla hiç alakası yok, mavi kantaron ise "Centaurea Cyanus" isminde bizde peygamber çiçeği denen bir bitki. İsim benzerliği dışında tür olarak uzaktan akrabalıkları bile yok, yani bunlar aynı bitkinin rengi farklı cinsleri değil, cins ve içerik olarak da çok farklı şeyler. Bu yüzden kantaron denildiğinde aslında kırmızı kantaron bitkisininin gelmesi gerekirken. Birileri, bu çok farklı bitkiye sarı kantaron diyerek, olayı içinden çıkılmaz bir hale sokmuştur. Durumdan vazife çıkaran cahiller, milletimize, yabancı kaynaklarda kırmızı kantaron hakkında yazılanları, araştırmadan etmeden sarı kantaronun faydaları diye yayarak, insanları zehirler konuma düşürmüştür. Bu yazının devamında okuyacağınız kısımlarda günümüzde en çok sarı kantaron veya kantaron olarak bilindiği için sarı kantarondan bahsedilmiştir. Bu bilgilerin gerçek kantaron olan kırmızı kantaronla bir ilişiği yoktur. Ayrıca bu yazıda okuduğunuz bilgiler internetten derlenen ve araştırma sonucu olaşan bilgilerdir. Hiç bir hastalık için teşhis ve tedavi amacı taşımaz. Aşağıdaki satırlarda okuyacağınız kullanım, fayda ve verilen bilgiler genel bilgilendirme maksadıyla yazılmıştır. Sarı Kantaronun Bitkisel İçeriği Bileşiminde karakteristik olarak "Hypericin" (hiperisin) in yanında "Pseudohypericin"(psödohiperisin) ve İsohypericin (izohiperisin) %0,05 ile %0,3 oranında değişen aralıklarda bulunur. Ayrıca bitkide bitkide %0.9 ile %5.0 oranında değişen aralıklarda "Hyperforin" (hiperforin) ile Adhyperforin (adhiperforin) ile %4 e kadar çeşitli flavonoidler bulunmaktadır. Bitkinin yapısındaki diğer bileşikler şu şekildedir. Protohypericin, Protopseudohypericin, Hyperoside, Rutin, Quercitrin, İsoquercitrin, Quercetin, Biapigenin, Amentoflavone, Caffeic Acid, Chlorogenic Acid, Ferulic Acid, Hyperfolin, P-Cumaric Acid, P-Hydroxybenzoic Acid, Vanillic Acid, ß-Sitosterol, vitamin C ve vitamin A bulunur. Sarı Kantaronun Faydaları Şimdi gelelim esas konumuza bu kantaron ya da sarı kantaron neye yarar. Ne menem bir şeydir, her derde şifamıdır. Sarı kantaron tıbbi bir bitkidir, ilaç yapımında kullanılır. Geleneksel olarak halk tebabetinde bitkinin antidepresan, antitümör, antibakteriyal, antiviral, antiinflamatuar, analjezik ve hepatoprotektif etkileri bilinir. Çay ve tentürü depresyona karşı kullanılır. Bitki çiçeklerinin zeytinyağında bekletilmesiyle oluşturulan sarı kantaron yağı yara ve yanık tedavilerinde kullanılır. Zaten bitkiye halk arasında "kılıç otu", "yara otu" vb. denmesinin nedeni kılıç yarasına iyi gelmesinden dolayı Osmanlı seferlerinde yeniçerilerin bu bitkinin yağını yanlarında götürmesidir. Sarı Kantaronun Zararları Şimdi gelelim bu her derde deva diye yazılıp çizilen bu otumuz gerçekten her derde devamıdır. Mesela yukarıda halk arasında kılıç otu denmiş, yara iyileştirici özelliğinden dolayı bu adı aldı tamam. Ama bu otun bir diğer adı neden "koyunkıran" otu, yoksa otun koyunlara bir kötülüğü mü dokunuyor. Evet yanılmadınız, bu ot fazla kullanıldığında tam bir zehre dönüşebilir. Şimdi sağda solda öve öve bitirilemeyen kantaron otu, bir ilaç hammaddesi, evet içerisinde çok faydalı bileşikler var. Ama bu demek değildir ki sen bunu kaynatıp içince şifalardan şifa bulacaksın. Unutmayın ki ilaçlar bu bitkilerdeki o faydalı özlerin alınmasıyla elde ediliyor. Bitkinin size faydasının olduğu söylenen özler doğru hasat yapılmadığı ve doğru kurutulmadığı zaman bir işe yaramaz. Üstelik bir çok uçucu bileşik zaten kesildikten saatler içerisinde yok olur. Yani sizin gidip aktardan aldığınız otun içerisinde zaten bahsedilen maddelerin çoğunun yerinde yeller esiyor, yani yoklar. Sarı kantaron otunun Hindistan, Avusturalya, Güney Afrika, Yeni Zelanda gibi bölgelerin ovalarında, zararlı ve zehirli ot olarak görülüp, mücadele edildiği de pek bilinmiyor. Yayılmacı ve toprağı zehirleyici bir tür olarak tıbbi kullanım için tarımının yapılmadığı yerlerde pek istenen bir ot değil. Hatta atların, koyunların, ineklerin yemeleri durumunda rahatsızlandıkları, düşük yaptıkları ve bazen ölüme sebebiyet verdiği de biliniyor. Sarı kantaronun bir çok ilaçla etkileşime girdiği ve insanlar üzerinde yan etki açığa çıkardığı biliyor muydunuz? Özellikle ilaç kullananlar ve kronik hastalıkları olan insanların bu bitkiyi cahil cesaretiyle kaynatıp kaynatıp içmemelerini, zarar görmemeleri için öneriyorum. Muhteviyatında ciddi yan etkisi olan bileşikler içeren bu otu illa kullanacam, kaynımgillerin komşusu içmiş ayağa kalkmış gibi bir yaklaşımınız varsa tercih sizin. Ama zarar görmemek, yavaş yavaş zehirlenmemek adına en azından uzman bir doktordan tavsiye almanızda fayda var. Sarı Kantaronun Yan Etkileri Sevgili okuyucu, sarı kantaron yağı, çok büyük alanlara sürülmediği ve sonrasında güneşe maruz kalınmadığı sürece büyük yan etki göstermez. Ama sarı kantaron hapı, sarı kantaron ekstresi veya sarı kantaron otunu kaynatıp çay olarak içerseniz, hele ilaç kullanıyorsanız vay halinize. İlaç kullanmıyorsanız da sıklıkla. Aşağıdaki yan etkileri görürsünüz. Düşük tansiyon (hipotansiyon) Yüksek tansiyon (hipertansiyon): özellikle tiramine bağlı olarak Ölüm: yüksek miktarda sarı kantaron çayı, peynir, bayat yoğut, balık, şarap, hurma gibi bitkilerle alırsa yüksek kan basıncından dolayı ölümle sonuçlanır. Unutmayın bu ot için atalarımız koyun kıran diyor. Migren, özellikle tiramin seviyesi yükselttiği için migren krizleriniz artabilir. Kilo alımı Ödem Cinsel (seksüel) disfonksiyonlar: cinsel isteksizlik, erken boşalma, ereksiyon sorunu (iktidarsızlık) vb. Hiperaktivite ve dikkat bozukluğu (DEHB) artışı Manik atak artışı Uykusuzluk Hamilelerde düşük Emziren kadınlarda ve bebekte anomaliler Işığa aşırı duyarlılık Görme bozuklukları Gözbebeği büyümesi (pupilla genişlemesi) Duyu kayıpları Cilt lekeleri Bipolar kişilerde şizofreni Yüksek ateş (hipertermi) Solunum düzensiliği (takipne) Yükse nabız (taşikardi) Kas kasılması Yüz ve çenede istemsiz kasılmalar ve hareketler Sarı Kantaron Nasıl Kullanılır İnternette sarı kantaron kullananlar bir sürü yazmış çizmiş, ama bir de biz yazalım naçizane. Sevgili halkımız, sarı kantaron doktora danışmadan, sağdan soldan duyduklarınla, mahalledeki aktarcının anlatımıyla kullanılmaz. Hele ilaç kullanıyorsan veya kronik bir rahatsızlığın varsa bu otu kaynatıp içerek şifa bulmuyor, aksine kendini zehirliyorsun. Yani sarı kantaron kullanmayın. Bu arada sarı kantaron çayı içiyorum mis gibi diyenleri bir konuda bilgilendireyim. Sarı kantaron MAOİ (monoamin oksidaz inhibitörü) olduğu için, “tyramine” (titamin) artışı sağlar, depresyon ilaçları, bayat peynir, mayalı yiyecek, bira, şarap, ekşi yoğurt, çikolata, salam, sosis, hurmaa ile birlikte çok miktarda alınırsa, yüksek kan basıncı yapar ve sizi beyin kanamasından dolayı bütün sıkıntılarınızdan kurtarak öteki dünyaya (tahtalı köy) havale eder yani öldürür. Doğum kontrol ilaçları, kalp ilaçları, SRRİ antidepresanlarla alınırsa oldukça tehlikeli sonuçlar doğurur. Bakın özellikle hamileler, emziren anneler ve çocuklarda, ayrıca belli yaşın üzeri insanlarda bu bitkinin çayını doktor tavsiyesi olmadan kullanmayın. Hatta doktor söylemediği sürece sarı kantaronu kaynatıp içmeyin. Ha kantaron yağını yukarıda kısmen yazdım, ama suyunu kaynatıp içmeye göre, görece daha az riskli bir şey sarı kantaron yağı. Ama bu konuda da olur olmaz her şeye kantaron yağı sürmeye kalkmayın. Bir de o aktarlardan aldığınız yağların büyük çoğunluğu zaten sahte bu yüzden kantaron yağına çok da bel bağlamayın. Sarı Kantaron İçin Son Uyarılar Aman bitki bu sonuçta ne olacak ki, bana bir şey olmaz yea diyerek bu otu kaynatıp içerseniz, sonu ağır zehirlenmeler, hatta ölümlerle sonuçlanabiliyor. Ben gene de son bir kaç uyarıyı maddeler halinde yazarak insanlığımı yapayım da üzerimde vebal kalmasın. Sarı kantaron çayı zehirli sayılabilecek bileşikler içerir. Bir çok ülkede reçetesiz satışı yasak bir bitkidir. Zamanla ciddi rahatsızlıklar yapabilecek bir bitkidir. Doktor tavsiyesi olmadan hiç bir surette kullanmayın. Hamileler ve emziren kadınlar sarı kantaron kullanamazlar. Çocuklara sarı kantaron çayı içirmeyin. Belli bir yaşın üzerindeki insanlara sarı kantaron kullandırtmayın. Açık tenli insanlar sarı kantaron içmesin. Göz hastalığı olanlar sarı kantaron kullanmasınlar. Kanser tedavisi görenler sarı kantaron kullanamaz. Organ nakli olanlar sarı kantarondan uzak dursunlar. Tansiyonu olanlar sarı kantaron içemezler. Evet yukarıdaki yazı burada biter bu yazı toplamda iki günde sizin için yazıldı. Onlarca kaynak incelenip yazılar okundu. Şimdi sizden ricam bir insanlık görevi yaparak, bu yazıyı olabildiğince sosyal mecralarda paylaşarak yaymanız. Hem siz hem de bu yazıyı okuyarak, bu bitkiyi kullanmaktan vazgeçecek bir yakınınızın hayatını kurtarıyor olabilirsiniz. Neyse aklınıza takılan şeyler varsa yazının altındaki yorumlardan sorabilirsiniz. Yazıyı paylaştığınız için de teşekkür ederim. Kaynak: Sağlığım: Sarı Kantaron |
22-05-2018, 18:15 | #84 |
Ağaçsever
|
sarı kantoron
Amerika’dan başlayıp Asya’ya kadar namı süren, dünyanın pek çok ülkesinde filizlenmesi mümkün olan ve doğal olarak yetişen bir bitkidir.bayır, yayla, köy ve küçük tepeler bitkinin yerleşim merkezleridir. Çiçeklerinden ve kök kısmından faydalanılan bu bitki inanılmaz derece de sağlıklı yolların kapılarını açıyor. Uçucu yağlar( pinene, limonene, myrcene, carophyllene) Flavon türevleri(rutin, guercitin, guercitrin) Hipericin( hypericin) Hyperin( sarı kantaronun renk verici maddesi) Karoten (carotene) Acı maddeler Reçine, pektin ve kolik Zamk, vitamin C ve resin Yöresel isimleri; kanotu, yaraotu, kılışotu, mayasılotu, binbirdelik otu şeklindedir.Ciddi derece de gözlenen depresyon sorununa karşı alternatif bir antideprasan olarak ilaç şeklinde alınmalıdır. Bitkinin antidepresan özelliğinin var olduğu hayvanlarda uygulanılan deneyler sayesinde kanıtlanmıştır. |
|
|