Silisyum tarım

[Silisyum]

Özellikle son yıllarda, rusya ukrayna çeçenisdan ve çevresi bölgelerde tarımda silisyum kullanımı popüler.

Farklı yönlerden ele alınıp, bitkiye faydaları bulunsada, mesela iddiaya göre, külleme de, mantari hastalıklarda, kök çürümelerinde kullanılıyor. Toprak düzenleme özelliği yanı sıra bitkinin herhangi bir iz elementten zehirlenmesini engelliyormuş, dolayısı ile orantılı olarak bitki için alınabilir tüm gereksinimleri bitkiye gerekli dozda kargolama özelliği olduğu öne sürülüyor.

Toprakta ne işe yarıyor, yapraktan püskürtme yöntemi ile uygulandığında ne işe yarıyor çok farklı izahlar mevcut.

İnsan sağlığındada kullanımı söz konusuymuş, son yıllarda ileri derece de en ince öğütme metotlarıyla nano yani zerre boyutta toz kıvamına getirtildiğinden bitki ve toprak tarafından daha emilimi yüksek hale getiriliyormuş.

Hacim olarak yer kaplamasa da ağırlığı cıva gibi inanılmaz dikat çekiyor.

[Mesçere]

Silisyum tanıtımında fuarda denk geldim, yaprak gübresiydi, kurşun gibi ağırdı, 1literik ambalajı elime aldım samimi söylüyorum 3 kg gelirdi. Reklam olur diyerek firma adı vermeye lüzum yok.

[devrann]

Orijinal Mesaj Sahibi Mesçere

Silisyum tanıtımında fuarda denk geldim, yaprak gübresiydi, kurşun gibi ağırdı, 1literik ambalajı elime aldım samimi söylüyorum 3 kg gelirdi. Reklam olur diyerek firma adı vermeye lüzum yok.

Tarımda kullanılan silisyum formlarının biyo yararlılığı özgül ağırlıkla hiçbir bağlantısı olmayan birşey.Bitkiler silisyumu monosilisik asit ve ortosilisik asit formunda alabilirler.Eğer bu formda değilse bitki kökleri vasıtasıyla alamaz.Silisyum toprakta kristal halde bulunur ve bitkiler kristal haldeki silisyumu kullanamaz.Toprakta amorf halde bulunması gerekir ki bu yok denecek kadar azdır.Amorf halde silisyum diyatomit topraklarında bulunur.Ne hikmetse 1 milyar ton dünya rezervinin 200 milyon tonu Türkiye'dedir.Daha çok şeker fabrikalarında filtre malzemesi olarak kullanılmakta ve çeşitli işlemlerden sonra %92-94 oranında si02 içeren malzemeler yapabiliyor geri kalan oranda çeşitli katyonlar içermekte mg,ca,k gibi.Hatta şeker fabrikalarının Ankara'daki fabrikasında satılıp kapatılmadıysa böyle bir üretim tesisi bulunmakta.
Ancak bu diatomitlerde amorf halde bulunan silisyumun ne kadarı monosilisik asit ve ortosilisik asit anyon formuna geçip bitki alabiliyor herhangi bir kaynak yok.Ancak benim kullandığım Avusralya'dan ithal granül haldeki ürün bitkilerin alabileceği oranı %26 olarak belirtmişler.Türkdiatomit isminde bir firma analiz raporlarında %75 oranında Sio2 olduğu görülüyor.Bu orandaki ürün filtre için kullanılan üründen daha düşük.Firma daha çok haşereler için bu ürünü satmakta.Sanırım gübre veya iz element olarak bitkinin kullanılabilecek formda bir ürünleri bulunmuyor.Ancak silisyum bazı bitkilerde iz element olmaktan çok öte yüksek miktarda bulunabiliyor kuru ağırlığın %10'u gibi.

[Doku_Kültürcü]

Orijinal Mesaj Sahibi devrann

Tarımda kullanılan silisyum formlarının biyo yararlılığı özgül ağırlıkla hiçbir bağlantısı olmayan birşey.Bitkiler silisyumu monosilisik asit ve ortosilisik asit formunda alabilirler.Eğer bu formda değilse bitki kökleri vasıtasıyla alamaz.Silisyum toprakta kristal halde bulunur ve bitkiler kristal haldeki silisyumu kullanamaz.Toprakta amorf halde bulunması gerekir ki bu yok denecek kadar azdır.Amorf halde silisyum diyatomit topraklarında bulunur.Ne hikmetse 1 milyar ton dünya rezervinin 200 milyon tonu Türkiye'dedir.Daha çok şeker fabrikalarında filtre malzemesi olarak kullanılmakta ve çeşitli işlemlerden sonra %92-94 oranında si02 içeren malzemeler yapabiliyor geri kalan oranda çeşitli katyonlar içermekte mg,ca,k gibi.Hatta şeker fabrikalarının Ankara'daki fabrikasında satılıp kapatılmadıysa böyle bir üretim tesisi bulunmakta.
Ancak bu diatomitlerde amorf halde bulunan silisyumun ne kadarı monosilisik asit ve ortosilisik asit anyon formuna geçip bitki alabiliyor herhangi bir kaynak yok.Ancak benim kullandığım Avusralya'dan ithal granül haldeki ürün bitkilerin alabileceği oranı %26 olarak belirtmişler.Türkdiatomit isminde bir firma analiz raporlarında %75 oranında Sio2 olduğu görülüyor.Bu orandaki ürün filtre için kullanılan üründen daha düşük.Firma daha çok haşereler için bu ürünü satmakta.Sanırım gübre veya iz element olarak bitkinin kullanılabilecek formda bir ürünleri bulunmuyor.Ancak silisyum bazı bitkilerde iz element olmaktan çok öte yüksek miktarda bulunabiliyor kuru ağırlığın %10'u gibi.

Silisyumu topraksız tarımda potasyum silikat olarak kullanıyoruz. pH=5,6-7 aralığında 270mg SiO2 ye tekabül eder miktarda potasyum silikat çözeltide bulunuyor (maksimum miktar). Potasyum silikat, yaprak yüzeyinde amorf silikat tabakası oluşturup patojen mikroorganizmaların yaprağa işlemesine engel oluyor. Başkaca önemli bir işlevi yok.

[devrann]

Orijinal Mesaj Sahibi Doku_Kültürcü

Silisyumu topraksız tarımda potasyum silikat olarak kullanıyoruz. pH=5,6-7 aralığında 270mg SiO2 ye tekabül eder miktarda potasyum silikat çözeltide bulunuyor (maksimum miktar). Potasyum silikat, yaprak yüzeyinde amorf silikat tabakası oluşturup patojen mikroorganizmaların yaprağa işlemesine engel oluyor. Başkaca önemli bir işlevi yok.

Merhaba
Avokado ve çeşitli bitkilerdeki Phytoptora cinnamoni'nin neden olduğu kök çürüklüğü problemi için pratikte fazla kullanılıp bilinmese de potasyum silikatın bu hastalığı iyi oranlarda baskılayan fosfit ve metalaxy gibi kimyasallara yakın oranlarda başarı sağladığı ve kök kütlesininde diğer iki kimyasala göre daha fazla olduğunu gösteren çalışmalar mevcut.Bende denemiş değilim çünkü yüksek ph istediğim en son şey şu anda.
Doğal olarak diyatomitte bulunan silisyumla kumun potasyum hidroksit sıcaklık ve basınç altında üretilen bu maddeyle aynı kimyasal formüle sahip olmayıp bitki tarafından kullanılabilmeside ilginç tabi ancak bu oldukça düşük oranlarda olsa gerek çünkü bitkilerin elementel silisyumu kullanamayıp veya düşük oranlarda kullandığı bir duruma göre, toprakta bulunmayan daha çok bu eski zaman fosillerinde bulunan ortosilisik asit formundaki silisyumu bitkinin kullanması sebebiyle benzer çalışmalarda potasyum silikata göre daha iyi bir sonuç elde edilmesi gerekli ancak kayda değer bir sonuç elde edilmemiş.Ancak potasyum silikat hariç bu diatomlardan elde edilen sıvı, toz ve granül formlarını abiyotik stres şartları için kullandım.Ancak bitkinin kök durumunu yani hastalıktan dolayı bilmediğim için bu uygulamalardan ne kadar bitki faydalandı gözle bir fark görmek mümkün değil ancak sıvı olan formundan yapraktan düzenli olarak uyguladım 45-48 dereceler gibi ektrem sıcaklıklar için pek fazla beklentiye girmek ne kadar doğruydu bilmiyorum çünkü o sıcaklıklarda su durumunu ayarlayamadığım bir zamanda takriben 3-4 gün gibi susuz kaldığı bir durumda yapraklarının yaşlı olanlarının bir kısmını döktü ancak hiçbir zaman bir susuzluktan kaynaklı bir solgunluk belirtisi görmedim.Gördüğüm silisyumun tek başına çok sıcak şartlarla mücadele etmesi mümkün değil malç gibi toprak sıcaklığı ve nemini koruyan bir malzemeyi ağaç diplerine ve bütün toprak yüzeyine eklemek kesinlikle şart.Avokado ağacının dibinde büyümüş genişçe bir fesleğenin toprak nemini çok iyi bir şekilde koruduğunu ve ağacın gayet sağlıklı büyüdüğünü fark etmek gerçekten şaşırtıcı.
Silisyuma dönersek bu ortosilikat sıvı formları inanılmaz pahalı değer mi ne kadar bir fayda sağladı ,ağaçlar sürekli phytoptara baskısı altında olduğu için bişey söylemek çok zor ancak bitkinin normal büyüme şartlarında ihtiyaç duymadığı, bir bitki besin elementi sınıfında olmayan bir element için çok fazla özellik ve etki belirtilmiş.