agaclar.net

Geri Dön   agaclar.net > Üretim, Bakım, Düzenleme, Temel Malzemeler > Temel Konular (Toprak, Gübre, Tohum, Sulama)
(https)




Beğeni Düzeni542Beğeniler

Cevapla
 
Bookmark and Share Dış Bağlantılar Konu Araçları Mod Seç
Eski 25-09-2011, 13:09   #631
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi baymetin Mesajı Göster
Sn.İlginize teşekkür ederim.Burada hesap edilmesi gereken fiyat fayda durumu ,****** biraz faydası olmuştur.Bu yıl Narda kahverengi çürüklük hastalığı çok fazla idi.Çok sık ilaçlama istiyordu.Yani şunu demeye çalışıyorum,gölge ilacını atmışsın, akıp gidecek diye haşere ve zaralılarla gerektiği gibi mücadele edememe durumu doğuyor.Burada yüzde kaç yanıklığı önlediği önem arz ediyor ki gözlemlediğim kadarı ile sonuç tatmin edici değil.Saygılar sunuyorum.
Sn. baymetin,

nar da kahverengi çürüklüğü için gülleci bulamacı kullanılabilir. Kendi yapabileceğiniz oldukça ucuz bir ilaç. İstediğiniz sıklıkta da kullanırsınız.

Güllecinin içine kaolin de koyarsanız hep daha iyi yapışır hem de etkisini artırmış olursunuz.

Örneğin 400 lt. gülleci bulamacı içine 10 kg. kaolin karıştırılması gibi...


Yine de;
Bunu birkaç sıra narda denemenizden bir şey kaybetmezsiniz. Başarılı olduğunuzda çok şey kazanmış oluruz.

Saygılar

Halil Önen Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 27-09-2011, 22:51   #632
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 09-06-2011
Şehir: Antalya
Mesajlar: 8
İthal kaolinin kullanımı konusunda şöyle bir yazı okumuştum:Güneşin yer yüzüne en dik geldiği 20 Hazirandan önce %5 lik oranda en az iki defa ilaçlama öneriyordu.Daha sonra tekrar %5 ve en son %2.5 oranında kaolin kullanılrsa başarı elde edilebileceği söyleniyordu.Narda çiçek olayı Haziranda deva ediyor,bu durumda kaolin çiçekde döllenmeyi olumsuz etkilermi? İlaçla kaolin yıkanmaz demiş sn.Meyveli Tepe.Yağmurla yıkanan ,basınçlı su ile yıkanmazmı? Her gün ilaç atılmaz elbet ama en az 3 defa mantar hastalığına 1 defa unlu bite duruma göre 2 defa kırmızı örümceğe ilaç atmak gerekiyor.En azından ben böyle attım.Her defasında bu ilaçlarla kaolin kullanmak zorundasın bu durumda.İşte burda fayda fiyat devreye giriyor.Saygılar.

baymetin Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 28-09-2011, 00:09   #633
Ağaç Dostu
 
Delimus's Avatar
 
Giriş Tarihi: 22-05-2009
Şehir: Adana-Nernek Köyü
Mesajlar: 757
Baymetin
Biz Kaolini nar meyveleri hafif kızardığında temmuz ayında attık , güneş yanığı sorunu yaşamadık , bu sene serin gitti gerçi, sıcaklarda ağustos ortası belki 2. kezde atılabilir.
Kaolini atarken tona 2lt yayıcı yapıştırıcı kattık , normaldende yoğun kaolin kullandık.
Turbolu holderle atıyoruz.
Rengi kızarmassa ( albeni ) pazarlamada sorun yaşanır.

Delimus Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 28-09-2011, 00:27   #634
agaclar.net
 
MeyveliTepe's Avatar
 
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 8,962
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi baymetin Mesajı Göster
İthal kaolinin kullanımı konusunda şöyle bir yazı okumuştum:Güneşin yer yüzüne en dik geldiği 20 Hazirandan önce %5 lik oranda en az iki defa ilaçlama öneriyordu.Daha sonra tekrar %5 ve en son %2.5 oranında kaolin kullanılrsa başarı elde edilebileceği söyleniyordu.Narda çiçek olayı Haziranda deva ediyor,bu durumda kaolin çiçekde döllenmeyi olumsuz etkilermi? İlaçla kaolin yıkanmaz demiş sn.Meyveli Tepe.Yağmurla yıkanan ,basınçlı su ile yıkanmazmı? Her gün ilaç atılmaz elbet ama en az 3 defa mantar hastalığına 1 defa unlu bite duruma göre 2 defa kırmızı örümceğe ilaç atmak gerekiyor.En azından ben böyle attım.Her defasında bu ilaçlarla kaolin kullanmak zorundasın bu durumda.İşte burda fayda fiyat devreye giriyor.Saygılar.
İyi bir kaplama kolay kolay yıkanmıyor. Kaldı ki, bazı yeni formülasyonlar ile çok sert yağmurda bile yıkanmıyor. İşin gerçeği, amaç sadece güneş yanıklığını engellemek ise yapraklara yansıtıcı ne yapıştırsanız şu ya da bu şekilde bir başarı elde edersiniz. Fakat, bitkilerin sağlığı, optimum fotosentez vb. faktörler de göz önüne alındığında daha önce yapılmış ve belgelenmiş çok yıllık saha deneyimlerinden yararlanmak gerekir.

Bizim bahçede ana ürün zeytin olduğu için ona konsantre olduk. İkinci ürün bir armut çeşidi olan naşilerdi. Onlar için de çok başarılı sonuç elde ettik. Nar elbette, uzun gelişme süresi, kendine özgü özellikleri sebebiyle daha farklı bir taktik gerektirebilir.

Anladığım kadarıyla önemli büyüklükte nar üretiminiz var. Sizin yerinize olsam, linkini verdiğim üç örneği (daha başkaları da var), uygulama şekilleri, zamanları, nar'a ait diğer problemler açısından detaylı olarak inceler, bu örnekleri bilimsel olarak gerçekleştirenlerle irtibata geçerdim. Sonuçta, topyekün olumlu bir sonuç elde etmek istiyorsunuz. Bunun için güneşten, hastalıklardan, zararlılardan korumak, bitkileri en uygun şekilde besleyip en iyi ürünü almak amacındasınız.

MeyveliTepe Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 28-09-2011, 10:42   #635
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi baymetin Mesajı Göster
İthal kaolinin kullanımı konusunda şöyle bir yazı okumuştum:Güneşin yer yüzüne en dik geldiği 20 Hazirandan önce %5 lik oranda en az iki defa ilaçlama öneriyordu.Daha sonra tekrar %5 ve en son %2.5 oranında kaolin kullanılrsa başarı elde edilebileceği söyleniyordu.Narda çiçek olayı Haziranda deva ediyor,bu durumda kaolin çiçekde döllenmeyi olumsuz etkilermi? İlaçla kaolin yıkanmaz demiş sn.Meyveli Tepe.Yağmurla yıkanan ,basınçlı su ile yıkanmazmı? Her gün ilaç atılmaz elbet ama en az 3 defa mantar hastalığına 1 defa unlu bite duruma göre 2 defa kırmızı örümceğe ilaç atmak gerekiyor.En azından ben böyle attım.Her defasında bu ilaçlarla kaolin kullanmak zorundasın bu durumda.İşte burda fayda fiyat devreye giriyor.Saygılar.
Sn. baymetin;

işte burada fayda fiyat için çaba gösteriyoruz. Daha etkili, daha kolay ve daha ucuz. Hedefimiz bu...

Ben olsam şöyle yapardım.


3 defa mantar hastalığı için...
2 sefa kırmızı örümcek için...ki 5 uygulama yapar;

Bunu yerine...

gülleci bulamacı kullanırdım. 3 defa... Ve bunun içine ilk uygulamada %5 diğer iki uygulamada % 2.5 kaolin uygulardım. Bu 3 uygulama eder...

Gülleci bulamacı mantar hastalığına ve kırmızı örümceğe etkili. Unlu bite etkili mi denemedim. Etkili olabileceğini düşünüyorum.

Unlu bit için ayrı ilaç kullandığınızı düşünelim. 4 uygulama demektir. Yine bir uygulama tasarruf ediyorsunuz.

Unlu bit sanırım çiçeklenme döneminde _ öncesi/sonrası_ortaya çıkıyor. O dönem kaolin kullanmanıza gerek yok. Böylece çiçekde döllenme şüphesi yaşamazsınız. (Kaolin çiçekte döllenmeyi bazı ağaçlarda azaltıyor olabilir. Örneğin elmada azalttığını düşünüyorum)

Kaoline gülleci bulamacı kullanıldığında etkisinin arttığını da gözlemledik.

ayrıca kaoline bir çok ilacı karıştırıp tek uygulama yapabilirsiniz_ ki Sn. Meyveli tepe' nin böyle bir çalışması var biliyorum.

Ayrıca kaoline etdot 67 de karıştırabilirsiniz. Ucuzdur. Hastalıklara etkisini artırır. Nara bor da vermiş olursunuz.

Yani kaolin+etido67+gülleci bulamacı;

tüm mantari, sinek / böcek ve akar hastalıklarına etkili olduğunu gözlemlemeye başladık.

Siz de bunu nar bahçenizin bir kısmında dener ve başarı yakalarsanız, fiyat/ fayda ilişkisinde çok tasarruf edersiniz; diye düşünüyorum.

Saygılar

Halil Önen Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 02-10-2011, 19:47   #636
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 09-06-2011
Şehir: Antalya
Mesajlar: 8
Merhaba sn Halil Önen.İlk başlarda Gülleci Bulamacının içeriği açıklanmıştı sanıyorum ama şu anda ben bilmiyorum.Nedir bu ? Bizim buralarda hiç bilinmiyor **** ben duymadım.Unlu bit, meyveler orta büyüklüğe eriştiğinde temmmuz- ağustos ayında etkili olmaya başlıyor.Bu yıl kırmızı örümcekden çok zararım var.Rakam olarak yakında belli olacak.Narda mantar ilaçları mutlaka bakır içerikli olmalı diye düşünüyorum .Saygılar.

baymetin Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 02-10-2011, 22:37   #637
Ağaç Dostu
 
Yarkin's Avatar
 
Giriş Tarihi: 28-09-2008
Şehir: Izmir ve cevresi
Mesajlar: 115
SunShader`i bu sene bende kullandim. Haziran ayinda 1 kere tel. etdim, kaolin kapima kadar geldi. Kaolin gercekten beyazdi (bana göre) Hemen zeytinlerime bizzat kendim,motorlu sirt pulverizatörü ile attim. Zira kaolini atacak kimse malesef bulamadim. Insanlar bilmedikleri seyden korkuyorlar.

Ayrica, 20 litre ile en fazla 7-8 agaca kaolin atabildim. Agaclari resmen yikadim desem dogru olur. Ertesi günü bahce gercekten bembeyaz olmustu. Köylü "bu nedir" diye sormaya basladi. Fark ettigim, bazi sararan- rengi acik olan, yapraklarin kisa zaman sonra hepsinin ayni oldugunu gördüm. Koyu yesil ve canliydilar.
Agaclarim henüz dört yasinda. Kisin cok su biriken yerlerdeki agaclarim haric, hepsi gayet iyi neseliydiler. Yaprak güvesi de, bu sene fazla zayiat vermedi. Hazirandaki beyazliktan sonra, agaclarimin eylül ortasinda ortalama , 15 cm filiz büyümesi gördüm. Su an 2 tona yakin zeytinim var. Agaclar meyveyi zor tasiyor gibiler. Genellikle iri zeytinlerim var. Manzanillalarim orta boy, fakat dallar asiri yüklü. Sahsen ilk defa kullandigim kaolin ile, cok iyi sonuc aldigimi gördüm.
Sn. Acemi caylak ve ensar bey e bu satirlardan tesekkür etmek istiyorum. Kaoline ulasmanin kolaylasmasi da, hepimiz icin büyük sans diye düsünmekteyim. Arastirmaci arkadaslarin daha nice yenilikleri bizlere sunacaklari umudu ile, herkese sevgi dolu selamlar.

Yarkin Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 04-10-2011, 09:48   #638
Ağaç Dostu
 
Dogasever's Avatar
 
Giriş Tarihi: 05-04-2007
Şehir: Appleton-İngiltere
Mesajlar: 1,706
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi baymetin Mesajı Göster
Merhaba sn Halil Önen.İlk başlarda Gülleci Bulamacının içeriği açıklanmıştı sanıyorum ama şu anda ben bilmiyorum.Nedir bu ? Bizim buralarda hiç bilinmiyor **** ben duymadım.Unlu bit, meyveler orta büyüklüğe eriştiğinde temmmuz- ağustos ayında etkili olmaya başlıyor.Bu yıl kırmızı örümcekden çok zararım var.Rakam olarak yakında belli olacak.Narda mantar ilaçları mutlaka bakır içerikli olmalı diye düşünüyorum .Saygılar.
Sn Baymetin

Yukarda Halil Bey'in söylediklerine ek olarak, Bahçenizin kenarlarına bir veya iki sıra veya yer yer bakla ekiniz. Bakla, kırmızı örümceğin en çok sevdiği bitkidir. Bakla, meyveler için kendini feda edecektir. Bırakın baklaları yesinler. Meyveler kurtulsun. Ama bunu tek önlem olarak kullanmayın. Halil Bey'in söylediklerine ek olarak yapabilirsiniz.

Dogasever Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 05-10-2011, 10:05   #639
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 05-10-2011
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 7
Merhaba. Katılımcıların katkılarıyla değeri hep artmakta olan bu siteyi bir süredir takip etmekteyim.

Özellikle şimdiki zaman ve gelecek zamanda doğaya zarar vermeden veya en az zararla nasıl yaşarızı ilke edinmiş herkesin birbirine verecek çok şeyi olduğunu biliyorum.

Kaolinle ilgili uygulamaları, tartışmaları, katkıları okurken hekim gözüyle bir katkı da ben yapayım istedim. Sanırım birkaç yerde "acaba sağlığa zararlı bir etkisi var mı, nasıl korunuruz" şeklinde yorumlar vardı. Hatta bazı resimlerde elbiseleri, yüzü, kolları beyaza boyanmış uygulamacılar gördüm.

Kaolinin gördüğüm uygulamalardaki oluşturabileceği risklerin başında Pnömokonyoz geliyor. Çünkü akciğerlede hastalık yapan parçacık büyüklüğünün 0,5 - 5 mikron aralığında olduğu kabul ediliyor. Püskütürek atılan ıslak kaolin parçacığı olması zannediyorum riski azaltacaktır ama, uzun süreli maruziyet sonucu solunum sistemine giriş yapan parçacık sayısı akciğerlerde tahmin edemeyeceğiz birikmeye neden olabilir. Akciğerleri korumak için Ffp2 (P2) filtre özelliğinde basit yarım yüz maskesi yeterli olacaktır.

Gözleri korumak için gözlük takmayı ve cildimizi (cilt prepararatlarında sıkça kullanılması bakımından riski yüksek kabul etmesek de) korumak için eldiven ve tulum giymeyi öneriyorum. Bazı markaların saydığım konularda çok başarılı, rahatça kullanabileceğimiz konforlu ürünleri var.

Bu benim ilk mesajım ve sizlerle tanıştığım için çok memnun oldum. Umarım kopmadan devam ederiz.

catikol Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 05-10-2011, 21:18   #640
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 24-03-2009
Şehir: Kdz Ereğli-ankara
Mesajlar: 524
Güzel yorumlar gelmiş biraz değerlendirelim

soilless Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 05-10-2011, 21:21   #641
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 24-03-2009
Şehir: Kdz Ereğli-ankara
Mesajlar: 524
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Halil Önen Mesajı Göster
Sn. baymetin;

işte burada fayda fiyat için çaba gösteriyoruz. Daha etkili, daha kolay ve daha ucuz. Hedefimiz bu...

Ben olsam şöyle yapardım.


3 defa mantar hastalığı için...
2 sefa kırmızı örümcek için...ki 5 uygulama yapar;

Bunu yerine...

gülleci bulamacı kullanırdım. 3 defa... Ve bunun içine ilk uygulamada %5 diğer iki uygulamada % 2.5 kaolin uygulardım. Bu 3 uygulama eder...

Gülleci bulamacı mantar hastalığına ve kırmızı örümceğe etkili. Unlu bite etkili mi denemedim. Etkili olabileceğini düşünüyorum.

Unlu bit için ayrı ilaç kullandığınızı düşünelim. 4 uygulama demektir. Yine bir uygulama tasarruf ediyorsunuz.

Unlu bit sanırım çiçeklenme döneminde _ öncesi/sonrası_ortaya çıkıyor. O dönem kaolin kullanmanıza gerek yok. Böylece çiçekde döllenme şüphesi yaşamazsınız. (Kaolin çiçekte döllenmeyi bazı ağaçlarda azaltıyor olabilir. Örneğin elmada azalttığını düşünüyorum)

Kaoline gülleci bulamacı kullanıldığında etkisinin arttığını da gözlemledik.

ayrıca kaoline bir çok ilacı karıştırıp tek uygulama yapabilirsiniz_ ki Sn. Meyveli tepe' nin böyle bir çalışması var biliyorum.

Ayrıca kaoline etdot 67 de karıştırabilirsiniz. Ucuzdur. Hastalıklara etkisini artırır. Nara bor da vermiş olursunuz.

Yani kaolin+etido67+gülleci bulamacı;

tüm mantari, sinek / böcek ve akar hastalıklarına etkili olduğunu gözlemlemeye başladık.

Siz de bunu nar bahçenizin bir kısmında dener ve başarı yakalarsanız, fiyat/ fayda ilişkisinde çok tasarruf edersiniz; diye düşünüyorum.

Saygılar
Gözlem,
Değerlendirme,
Net açıklama,
Uygulama ve net sonuç bildirimi

Teşekkürler Halil bey

soilless Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 05-10-2011, 21:30   #642
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 24-03-2009
Şehir: Kdz Ereğli-ankara
Mesajlar: 524
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi MeyveliTepe Mesajı Göster
İyi bir kaplama kolay kolay yıkanmıyor. Kaldı ki, bazı yeni formülasyonlar ile çok sert yağmurda bile yıkanmıyor. İşin gerçeği, amaç sadece güneş yanıklığını engellemek ise yapraklara yansıtıcı ne yapıştırsanız şu ya da bu şekilde bir başarı elde edersiniz. Fakat, bitkilerin sağlığı, optimum fotosentez vb. faktörler de göz önüne alındığında daha önce yapılmış ve belgelenmiş çok yıllık saha deneyimlerinden yararlanmak gerekir.

Bizim bahçede ana ürün zeytin olduğu için ona konsantre olduk. İkinci ürün bir armut çeşidi olan naşilerdi. Onlar için de çok başarılı sonuç elde ettik. Nar elbette, uzun gelişme süresi, kendine özgü özellikleri sebebiyle daha farklı bir taktik gerektirebilir.

Anladığım kadarıyla önemli büyüklükte nar üretiminiz var. Sizin yerinize olsam, linkini verdiğim üç örneği (daha başkaları da var), uygulama şekilleri, zamanları, nar'a ait diğer problemler açısından detaylı olarak inceler, bu örnekleri bilimsel olarak gerçekleştirenlerle irtibata geçerdim. Sonuçta, topyekün olumlu bir sonuç elde etmek istiyorsunuz. Bunun için güneşten, hastalıklardan, zararlılardan korumak, bitkileri en uygun şekilde besleyip en iyi ürünü almak amacındasınız.
Sn Meyvelitepe,

Bazı yeni formülasyonlar kolay yıkanmıyor demişsiniz. Bu formulasyonlar nelerdir? Uygulamayı nasıl yaptınız?

Bir de şu sorum olacak? Sn Delismus kaolinin narda kullanımı ile ilgili şu yorumu var;

Kaolini atarken tona 2lt yayıcı yapıştırıcı kattık , normaldende yoğun kaolin kullandık.
Turbolu holderle atıyoruz.
Rengi kızarmassa ( albeni ) pazarlamada sorun yaşanır.

Böyle bir etkisi var mıdır sizce?

soilless Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 05-10-2011, 21:42   #643
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 24-03-2009
Şehir: Kdz Ereğli-ankara
Mesajlar: 524
[QUOTE=Yarkin;865670]SunShader`i bu sene bende kullandim. Haziran ayinda 1 kere tel. etdim, kaolin kapima kadar geldi. Kaolin gercekten beyazdi (bana göre) Hemen zeytinlerime bizzat kendim,motorlu sirt pulverizatörü ile attim. Zira kaolini atacak kimse malesef bulamadim. Insanlar bilmedikleri seyden korkuyorlar.......

Sn Yarkin

Daha önce herkes korkuyordu. Deneme amaçlı kullanıldı. Üretici arkadaşların korkusu geçti. Sıra Tüketici de. Bunu doğal algılamasında. O da oluşuyor.

soilless Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 05-10-2011, 21:48   #644
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 24-03-2009
Şehir: Kdz Ereğli-ankara
Mesajlar: 524
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi catikol Mesajı Göster
Merhaba. Katılımcıların katkılarıyla değeri hep artmakta olan bu siteyi bir süredir takip etmekteyim.

Özellikle şimdiki zaman ve gelecek zamanda doğaya zarar vermeden veya en az zararla nasıl yaşarızı ilke edinmiş herkesin birbirine verecek çok şeyi olduğunu biliyorum.

Kaolinle ilgili uygulamaları, tartışmaları, katkıları okurken hekim gözüyle bir katkı da ben yapayım istedim. Sanırım birkaç yerde "acaba sağlığa zararlı bir etkisi var mı, nasıl korunuruz" şeklinde yorumlar vardı. Hatta bazı resimlerde elbiseleri, yüzü, kolları beyaza boyanmış uygulamacılar gördüm.

Kaolinin gördüğüm uygulamalardaki oluşturabileceği risklerin başında Pnömokonyoz geliyor. Çünkü akciğerlede hastalık yapan parçacık büyüklüğünün 0,5 - 5 mikron aralığında olduğu kabul ediliyor. Püskütürek atılan ıslak kaolin parçacığı olması zannediyorum riski azaltacaktır ama, uzun süreli maruziyet sonucu solunum sistemine giriş yapan parçacık sayısı akciğerlerde tahmin edemeyeceğiz birikmeye neden olabilir. Akciğerleri korumak için Ffp2 (P2) filtre özelliğinde basit yarım yüz maskesi yeterli olacaktır.

Gözleri korumak için gözlük takmayı ve cildimizi (cilt prepararatlarında sıkça kullanılması bakımından riski yüksek kabul etmesek de) korumak için eldiven ve tulum giymeyi öneriyorum. Bazı markaların saydığım konularda çok başarılı, rahatça kullanabileceğimiz konforlu ürünleri var.

Bu benim ilk mesajım ve sizlerle tanıştığım için çok memnun oldum. Umarım kopmadan devam ederiz.
Sn Catikol, çok net bir katkı yaptınız. Teşekkürler.

soilless Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 05-10-2011, 21:50   #645
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 24-03-2009
Şehir: Kdz Ereğli-ankara
Mesajlar: 524
Sn Catikol,

Bir hekim olarak size şunu da sormak isterim.;

Meyve sebze üzerinde kaolin kalıntısı var ise etkisi ne olabilir? Tavsiyeniz nedir?

soilless Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 06-10-2011, 10:28   #646
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 05-10-2011
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 7
Merhaba Sn. Soilless,

ben de size teşekkür ederim. Sorunuzun cevabına yaklaşabilmek için ufak çaplı bir araştırma yaptım elimden geldiği kadar. Ancak kesin cevapların bulunması, konuyla ilgili bilimsel çevrelerin araştırmaları ile mümkün olacaktır.

Bulabildiğim kadarıyla saf ve kirlenmemiş (bunu birazdan açıklayacağım) kaolin kilinin yüzey kaplayıcı olarak kullanılmasının neticesinde yiyeceklerle sindirim sistemine girişi, hem miktar olarak hem de kilin kendi yapısı gereği çok fazla bir sağlık zararına yol açacak gibi görünmüyor. Sorularınız gelirse bu konuyu daha açabilirim.

Ancak saf olmayan veya kirlenmiş kaolin kili için bilinmezler var. Ayrıştırılamamış yan maddelerin ne olduğunu bilmek lazım.

Kirlenmiş kaolin deyimini kullandım çünkü Avrupa'da - özellikle Almanya'da - hayvan yemlerinde sınır değerlerin üzerinde bulunan DİOKSİN'in nereden geldiği araştırılırken kirlenmiş kaolinden şüphe ediliyor. Dioksin'i adsorban özelliği yüksek olan kaolin mi taşıdı şüphesi var.

Eğer genel olarak fikrimi soracak olursanız; yiyecekler yoluyla sindirim sistemimize girecek kaolinin mininum miktarlarda olması amaçlanmalıdır. Yani bu durumda durulanma kabiliyetini azaltan ek yapıştırıcı maddelerden kaçınmak, daha fazla taşıyıcı yüzeye sahip ürünlerde belki de kullanmamak doğru yol gibi görünüyor. Hele yanında karıştırılarak uygulanan "gülleci bulamacı" ve diğerleri gibi maddelerin, kaolinin adsorban (tutucu) özelliği yüksek yapısıyla tüketiciye daha fazla taşınmasını sorgulamak lazım.

Ama geçen yazımda bahsettiğim solunum sistemine girişi, daha görünen bir risk. Aslında genel olarak tarımla uğraşanların sağlık risklerini ve önlemlerini anlatacağım yazı hazırlamam daha iyi olacak gibi görünüyor. Bu konu daha önce işlendi mi sitede bilmiyorum.

Herkese selamlar.


Düzenleyen catikol : 06-10-2011 saat 12:05
catikol Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 06-10-2011, 15:07   #647
Ağaç Dostu
 
Dogasever's Avatar
 
Giriş Tarihi: 05-04-2007
Şehir: Appleton-İngiltere
Mesajlar: 1,706
Sn Catikol,

Ağaçlar.net'e hoş geldiniz. Kaolinin özellikle ishale karşı ilaç olarak kullanıldığını biliyoruz. Arkadaşlar spreylerken, tabii ki en azından ağız ve burunu kapatan bir maske takmalarında fayda vardır ama meyve veya sebzeler üzerinde çok az miktarlarda kalan kaolinin ilaç olarak bilerek alınan kaolinden daha fazla olacağını tahmin etmiyorum. Eğer zaten ilaç olarak alıyorsak, meyve üzerinde eser miktarlarda bulunabilecek kaolini yıkadıktan sonra eser miktarın da eseri düzeyine düşecek kaolinin zararlarını tartışmak bana biraz havanda su dövmek gibi geliyor. Benim sorum şu: Kaolin alımına bağlı olarak tıp dünyasında rapor edilmiş herhangi bir olumsuz medikal vaka var mı? Tekrar aramıza hoş geldiniz.

Dogasever Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 06-10-2011, 20:38   #648
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 24-03-2009
Şehir: Kdz Ereğli-ankara
Mesajlar: 524
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Dogasever Mesajı Göster
Sn Catikol,

Ağaçlar.net'e hoş geldiniz. Kaolinin özellikle ishale karşı ilaç olarak kullanıldığını biliyoruz. Arkadaşlar spreylerken, tabii ki en azından ağız ve burunu kapatan bir maske takmalarında fayda vardır ama meyve veya sebzeler üzerinde çok az miktarlarda kalan kaolinin ilaç olarak bilerek alınan kaolinden daha fazla olacağını tahmin etmiyorum. Eğer zaten ilaç olarak alıyorsak, meyve üzerinde eser miktarlarda bulunabilecek kaolini yıkadıktan sonra eser miktarın da eseri düzeyine düşecek kaolinin zararlarını tartışmak bana biraz havanda su dövmek gibi geliyor. Benim sorum şu: Kaolin alımına bağlı olarak tıp dünyasında rapor edilmiş herhangi bir olumsuz medikal vaka var mı? Tekrar aramıza hoş geldiniz.
Sn Doğasever'in sorusu daha net olmuş.

soilless Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 07-10-2011, 08:59   #649
agaclar.net
 
MeyveliTepe's Avatar
 
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 8,962
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi soilless Mesajı Göster
Sn Meyvelitepe,

Bazı yeni formülasyonlar kolay yıkanmıyor demişsiniz. Bu formulasyonlar nelerdir? Uygulamayı nasıl yaptınız?

Bir de şu sorum olacak? Sn Delismus kaolinin narda kullanımı ile ilgili şu yorumu var;

Kaolini atarken tona 2lt yayıcı yapıştırıcı kattık , normaldende yoğun kaolin kullandık.
Turbolu holderle atıyoruz.
Rengi kızarmassa ( albeni ) pazarlamada sorun yaşanır.

Böyle bir etkisi var mıdır sizce?
Kendi adıma yeni formülasyon çalışmalarım farklı versiyonlar ile devam ediyor. Halen geldiğim nokta görünüşe göre çok başarılı. Fakat mevsim tamamlanıp, ürünü toplamadan, hatta işlemeden net bir sonuç açıklamam doğru olmaz.

Nar rengi ile ilgili bir çalışma var mı bilmiyorum. Yukarıdaki bir mesajımda nar ile ilgili yapılmış bir kaç bilimsel çalışmanın bilgisini vermiştim. Böyle başka çalışmalar da var. Yurt içinde hicaz nar ile yapılmış araştırmalar da mevcut. Ciddi boyutta nar üretimi yapanların yerinde olsam bu çalışmaları bizzat yapanlarla mutlaka irtibat kurardım. Küçük ve önemsiz gibi görünen detaylar çok büyük farklar yaratabiliyor.

Öte yandan, elma ile yapılmış araştırmalarda, kaolin uygulamasının meyve rengini güzelleştirdiği belirlenmiş. Narda da geçerlimidir bilemem.

MeyveliTepe Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 07-10-2011, 09:12   #650
agaclar.net
 
MeyveliTepe's Avatar
 
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 8,962
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi catikol Mesajı Göster
Merhaba. Katılımcıların katkılarıyla değeri hep artmakta olan bu siteyi bir süredir takip etmekteyim.

Özellikle şimdiki zaman ve gelecek zamanda doğaya zarar vermeden veya en az zararla nasıl yaşarızı ilke edinmiş herkesin birbirine verecek çok şeyi olduğunu biliyorum.

Kaolinle ilgili uygulamaları, tartışmaları, katkıları okurken hekim gözüyle bir katkı da ben yapayım istedim. Sanırım birkaç yerde "acaba sağlığa zararlı bir etkisi var mı, nasıl korunuruz" şeklinde yorumlar vardı. Hatta bazı resimlerde elbiseleri, yüzü, kolları beyaza boyanmış uygulamacılar gördüm.

Kaolinin gördüğüm uygulamalardaki oluşturabileceği risklerin başında Pnömokonyoz geliyor. Çünkü akciğerlede hastalık yapan parçacık büyüklüğünün 0,5 - 5 mikron aralığında olduğu kabul ediliyor. Püskütürek atılan ıslak kaolin parçacığı olması zannediyorum riski azaltacaktır ama, uzun süreli maruziyet sonucu solunum sistemine giriş yapan parçacık sayısı akciğerlerde tahmin edemeyeceğiz birikmeye neden olabilir. Akciğerleri korumak için Ffp2 (P2) filtre özelliğinde basit yarım yüz maskesi yeterli olacaktır.

Gözleri korumak için gözlük takmayı ve cildimizi (cilt prepararatlarında sıkça kullanılması bakımından riski yüksek kabul etmesek de) korumak için eldiven ve tulum giymeyi öneriyorum. Bazı markaların saydığım konularda çok başarılı, rahatça kullanabileceğimiz konforlu ürünleri var.

Bu benim ilk mesajım ve sizlerle tanıştığım için çok memnun oldum. Umarım kopmadan devam ederiz.
Pnömokonyoz hastalığına sebep olan rafine edilerek safsızlıklardan arındırılmamış mineral tozlar içinde bulunan serbest silika kristallerinin solunum ile ciğerlere alınmasıdır. Alınan miktara ve kişinin tıbbi durumuna göre farklılaşan etkiler görülebilir.

Bu sebeple kaolin uygulamalarında malzemenin kalitesi son derece önemlidir. İleri yöntemlerle özellikle serbest silika kristallerinden arındırılmamış malzeme doğal olarak risklidir. Bu bakımdan malzeme temininde kesinlikle sorgulayıcı olmak gerekiyor.

Rafine edilmiş malzemede böyle bir risk olmamasına rağmen irrite edici bir malzeme olarak uygulama sırasında en azından sık dokulu maske kullanılması gerekir.

MeyveliTepe Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 07-10-2011, 09:25   #651
agaclar.net
 
MeyveliTepe's Avatar
 
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 8,962
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi catikol Mesajı Göster
Merhaba Sn. Soilless,

...

Bulabildiğim kadarıyla saf ve kirlenmemiş (bunu birazdan açıklayacağım) kaolin kilinin yüzey kaplayıcı olarak kullanılmasının neticesinde yiyeceklerle sindirim sistemine girişi, hem miktar olarak hem de kilin kendi yapısı gereği çok fazla bir sağlık zararına yol açacak gibi görünmüyor. Sorularınız gelirse bu konuyu daha açabilirim.

Ancak saf olmayan veya kirlenmiş kaolin kili için bilinmezler var. Ayrıştırılamamış yan maddelerin ne olduğunu bilmek lazım.

Kirlenmiş kaolin deyimini kullandım çünkü Avrupa'da - özellikle Almanya'da - hayvan yemlerinde sınır değerlerin üzerinde bulunan DİOKSİN'in nereden geldiği araştırılırken kirlenmiş kaolinden şüphe ediliyor. Dioksin'i adsorban özelliği yüksek olan kaolin mi taşıdı şüphesi var.

...
Kaolinin tarımdaki tek kullanımı sulandırılıp bitkilere püskürtülmesi şeklinde değil. Ayrıca, çok daha uzun bir zamandan bu yana pestisit taşıyıcısı olarak da kullanılır. Kalsine edilmemiş kaolinin su emme özelliğinden de yararlanarak çeşitli kimyasal ve dioksin gibi zehirli maddelerin bir tür seyreltilmesi, stoklanması, taşınması ve uygulanmasında kullanılır. Dolayısıyla, kaoline zehirli içerik emdirilmiş ise, bu malzeme zehire dönüştürülmüş olur ve ona göre korunması gerekir.

Burada başka önemli bir nokta, kalsine edilmemiş kaolinin absorblama özelliği varken, 1100 derecede kalsine edilince yapısı ve formülasyonu değişir. Optik özelliklerinin değişmesinin yanısıra su absorblama özelliği de yok olur.

Bunlardan da anlaşılacağı üzere, tarımda partikül film olarak kullanılacak kaolinin rafine ve kalsine edilmiş olması bu sebeplerden dolayı da gereklidir.

Rafine ve kalsine kaolinin, ürünler üzerindeki bulaşıklık ile yenerek bünyeye alınması durumunda belirlenmiş herhangi bir negatif etki mevcut değil. Zaten ilaç vb. şeylerde dolgu maddesi olarak kullanılıyor. Diş macunlarında kullanılıyor.

Bu böyle diye yememiz de gerekmiyor tabii. Ne kadar az, o kadar iyi. Fakat, saflık ve kalite elzem.

MeyveliTepe Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 07-10-2011, 21:34   #652
Ağaç Dostu
 
mrduran's Avatar
 
Giriş Tarihi: 20-08-2011
Şehir: İzmir
Mesajlar: 1,536
Kolay gelsin herkese.

Güzel işte şimdi herşey.Sayın Halil bey, gaddar çiftci), Denemelerden yılmayan Sayın Meyvelitepe ve diğer saygı duyduğum kişler. Çok güzel herşey.

Sizler terleyin, benim için çalıştığınızın farkındamısınız acaba ?. Nasipse ilerde arazi aldığımda, sayenizde dağarcığım dolu olacak. Sizin gibi terlemiyeceğim. Hazır'a konacağım yani. Halil bey bana 30 senelik tecrübe sırrını da verirse tabii.

ALLAH yolunuzu, çabanızı, ürünüzü, gayretinizi daim etsin. Bende gayretliyim yani. 5 saattir okumadaydım.

En içten saygılarımla lütfen.

mrduran Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 07-10-2011, 23:48   #653
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi mrduran Mesajı Göster
Kolay gelsin herkese.

Güzel işte şimdi herşey.Sayın Halil bey, gaddar çiftci), Denemelerden yılmayan Sayın Meyvelitepe ve diğer saygı duyduğum kişler. Çok güzel herşey.

Sizler terleyin, benim için çalıştığınızın farkındamısınız acaba ?. Nasipse ilerde arazi aldığımda, sayenizde dağarcığım dolu olacak. Sizin gibi terlemiyeceğim. Hazır'a konacağım yani. Halil bey bana 30 senelik tecrübe sırrını da verirse tabii.

ALLAH yolunuzu, çabanızı, ürünüzü, gayretinizi daim etsin. Bende gayretliyim yani. 5 saattir okumadaydım.

En içten saygılarımla lütfen.
Sn. mrduran,
arazinin hayalini kurduysanız yolun yarısını demektir. Ömrünüzün de yarısı olduğuna göre, bu işe başlamak için geç sayılmaz.

tarlanız yakın olursa belki Kaolin atmaya yardıma bile geliriz.

Saygılar

Halil Önen Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 08-10-2011, 07:43   #654
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 12-09-2007
Şehir: izmir
Mesajlar: 1,323
Galeri: 3
Dalından bir erik koparıp yemeden evvel yakında su yoksa yaptığımız şey, eriği gömleğimize güzelce silerek parlatmaktı. Şimdi yazılanları okudukça eriğe gelen tozun da hikmetini anlamaktayım.

Güneşmi daha çok yakar oldu da doğadan gelen tozlar korumaz oldu meyveyi sebzeyi...

hosseda Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 09-10-2011, 21:44   #655
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 24-03-2009
Şehir: Kdz Ereğli-ankara
Mesajlar: 524
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi MeyveliTepe Mesajı Göster
Kaolinin tarımdaki tek kullanımı sulandırılıp bitkilere püskürtülmesi şeklinde değil. Ayrıca, çok daha uzun bir zamandan bu yana pestisit taşıyıcısı olarak da kullanılır. Kalsine edilmemiş kaolinin su emme özelliğinden de yararlanarak çeşitli kimyasal ve dioksin gibi zehirli maddelerin bir tür seyreltilmesi, stoklanması, taşınması ve uygulanmasında kullanılır. Dolayısıyla, kaoline zehirli içerik emdirilmiş ise, bu malzeme zehire dönüştürülmüş olur ve ona göre korunması gerekir.

Burada başka önemli bir nokta, kalsine edilmemiş kaolinin absorblama özelliği varken, 1100 derecede kalsine edilince yapısı ve formülasyonu değişir. Optik özelliklerinin değişmesinin yanısıra su absorblama özelliği de yok olur.

Bunlardan da anlaşılacağı üzere, tarımda partikül film olarak kullanılacak kaolinin rafine ve kalsine edilmiş olması bu sebeplerden dolayı da gereklidir.

Rafine ve kalsine kaolinin, ürünler üzerindeki bulaşıklık ile yenerek bünyeye alınması durumunda belirlenmiş herhangi bir negatif etki mevcut değil. Zaten ilaç vb. şeylerde dolgu maddesi olarak kullanılıyor. Diş macunlarında kullanılıyor.

Bu böyle diye yememiz de gerekmiyor tabii. Ne kadar az, o kadar iyi. Fakat, saflık ve kalite elzem.
Rafine ve kalsine kaolinin meyve sebze üzerindeki kalıntısının negatif bir etkisi olmadığını söylüyorsunuz.

Bu nihai tüketicinin kaolin ile tanışması ve de ondan kimyasal ilaç gibi tedirgin olmaması için öenmli bir sonuç.

soilless Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 09-10-2011, 21:54   #656
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 24-03-2009
Şehir: Kdz Ereğli-ankara
Mesajlar: 524
Şimdi bu noktada şöyle bir sorum var;

Kaolinin yaygınlaştığını ve de bir çok üretici tarafından;
- hem sıcaklık
-hem pestisit (Kovucu-uzaklaştırıcı) etkisini
-hem de sıcaklık etkisini düşünerek fazla sürgün gelişimi
-hem de zeytinde EGE bölgesinde gemlik türünün sıcaklık etkisi ile daha fazla kabuk bağlama özelliğini engelleme nedeniyle

yaygın olarak kullanıldığını düşünelim. (Ki olacağına inancım sonsuzdur. Az sonra gibi gibi)

Bu durumda bazı üreticiler (fazla duyarlı olmayanlar veya maliyet kuruş hesabı yapanlar) dikkatlice ve özenle kaolin uygulama ve de özellikle yıkama işine özen göstermeyecektir.

Bu durumda tüketicinin önüne gelecek meyve sebze tüketiciyi satın alma konusunda ne kadar etkiler, alırsa ne yapması lazım?

Böylece son nihai noktalara gelmiş oluruz diye düşünüyorum

soilless Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 09-10-2011, 21:58   #657
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 24-03-2009
Şehir: Kdz Ereğli-ankara
Mesajlar: 524
Satınalma işini çok iyi bilirim ama şu da bir gerçek ki satış uzmanı sahada çalışır, ihtiyacı belirler ve üretimi ve satınalmayı bu ihtiyaca göre yönlendirir. Saha yani tüketici ne der nasıl bakar bence önemli olan bu. Yoksa istediğin kadar üret alıcı olmayınca çöpe giden maliyet olur.

soilless Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 09-10-2011, 22:59   #658
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi soilless Mesajı Göster
Şimdi bu noktada şöyle bir sorum var;

Kaolinin yaygınlaştığını ve de bir çok üretici tarafından;
- hem sıcaklık
-hem pestisit (Kovucu-uzaklaştırıcı) etkisini
-hem de sıcaklık etkisini düşünerek fazla sürgün gelişimi
-hem de zeytinde EGE bölgesinde gemlik türünün sıcaklık etkisi ile daha fazla kabuk bağlama özelliğini engelleme nedeniyle

yaygın olarak kullanıldığını düşünelim. (Ki olacağına inancım sonsuzdur. Az sonra gibi gibi)

Bu durumda bazı üreticiler (fazla duyarlı olmayanlar veya maliyet kuruş hesabı yapanlar) dikkatlice ve özenle kaolin uygulama ve de özellikle yıkama işine özen göstermeyecektir.

Bu durumda tüketicinin önüne gelecek meyve sebze tüketiciyi satın alma konusunda ne kadar etkiler, alırsa ne yapması lazım?

Böylece son nihai noktalara gelmiş oluruz diye düşünüyorum
Sevgili soilless,

kaolinin kullanım alanları sınırlıdır.
Sebzelerin çoğunda kaolin kullanamazsın. Sebzeler tarladan kaldırıldıktan sonra bir yerde yıkanır, temizlenir, kaybettiği su tekrar kazandırılır.

Örneğin,

maydanoz, tere, ıspanak, marul, biber v.b sebzelerde kaolin kullanamazsın, zaten kış aylarına denk gelir.


Meyvelere gelince;

örneğin elma, armut, zeytin, üzüm, antep fıstığı, mandalina, trabzon hurması, domates v.b. ürünler hasat edildiğinde yıkanmaz, pazara bu şekilde sunulur.

Üretici meyve üzerindeki kaolinin ne olduğunu ve neden kullandığını kendisi bilmek zorunda; bunun savunmasını yapmak zorunda... Yani bilinçlenmek zorunda...

Tüketici ise ister üretici, ister tüketici_üretici çevrelerce bilgilenmek zorunda...

Tüketicinin meyve üzerinde gördüğünü zararlı gibi algılama ön yargısı, görünmeyen zararlı _ kimyasal ilaç_ kadar tehlikelidir.


Bu kaygılarınıza katılıyorum.

Halil Önen Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 10-10-2011, 11:19   #659
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 05-10-2011
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 7
Merhaba,

İstanbul'dan kaçıp "uzak bahçemde" geçirdiğim 3 günden sonra, tekrar "yakın işbirliği" içinde bulunabileceğim sizlerleyim.

Sizlerin tecrübelerinizden faydalanmak, ilgimi çeken kaolin uygulamasının ayrıntılarını öğrenmek için girdiğim sitede, bir anda cevabı zor sorularla karşılaşmanın şaşkınlığını yaşadım.

Sn. Soilless ve Sn. Doğasever "kaolinin sindirim sistemi yoluyla alınmasında tıbbi bir zarar rapor edilmiş mi" demişler. Sn. Meyvelitepe de zaten bugün itibariyle tıbbi alanda bilinenleri ve kalsinasyon işleminin önemini anlatmış.

Bu konuda ek bir şey söylemek için daha çok bilgiye ve araştırmaya ihtiyaç var. Kesin budur dediğimiz pek çok tıbbi yaklaşımın zamanla değişime uğradığını, her zaman kuşkucu ve sorgulayıcı olmamız gerektiğini olguların kendisi bize öğretti.

Tecrübelerinizden faydalanmak için halen yazdıklarınızı okumakla meşgulum ve bilgi deposuna dönüşen bu sitede epey vakit geçireceğim gibi görünüyor. Bu haftasonu zeytin sineğine kurban verdiğim zeytinlerimi gördükçe, seneye size toz yalatıcam diye epey söylendim

Acaba sizlerin kaolin uygulaması tecrübelerinizden benim durumumda olanların da yararlanabileceği, farklı uygulamaların sonuçlarını daha kolayca kıyaslayabileceğimiz bir döküman yaratılabilir mi? Mesela zeytin için; yöre, meyve tipi, uygulama takvimi, kullanılan araç gereç, kullanılan maddeler ve kıyaslanabilir bir skor notu gibi.

catikol Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 10-10-2011, 12:33   #660
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi catikol Mesajı Göster

... Bu haftasonu zeytin sineğine kurban verdiğim zeytinlerimi gördükçe, seneye size toz yalatıcam diye epey söylendim

.
Bu yıl çok yerde yoğun görünen zeytin dökülme sebebi, zeytin sineğinden olmayabilir.
Dökülme sebebi zeytin meyvesinin sapından giren tripsi olabilir. Ve buna kaolin pek etkili değil.

Zeytin sineğine kaolin etkili. Zeytin sineğinin zararını görmek şu an daha erken.

Zeytin sineği meyveye yağ yürüdüğünde yani tane yumuşadığında 'V' şeklinde çizer ve yumurtayı bırakır.
Çekirdek etrafında galeri açar ve tane dökülür. Bunu şimdilerde ' vuruk' şeklinde meyve üstünde görürsünüz.

Meyve sineği olan tripsiyi tane üzerinde göremezsiniz.

Tanenin sapından girer ve çekirdeğe ulaşır. Yani çekirdeğin içine girer, etli kesimine değil.
Burada tane sapı zarar görür ve tane _ sağlam görünür_ dökülür.

İşte buna tek başına çok kaolin etkili değil... Ama zararı oldukca azaltıyor.

Yani kaolin tanenin sap kısmını kapatıyor ve zararlı buradan giremiyor. Ama yine az da olsa dökülme oluyor.

Burada kaoline gülleci bulamacı karıştırılırsa hiç dökülme görülmüyor.

Saygılar

Halil Önen Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Cevapla


Gönderme Kuralları
Yeni konu gönderemezsiniz
Konulara yanıt veremezsiniz
Ek dosya yükleyemezsiniz
Kendi gönderilerinizi düzenleyemezsiniz

BB code Açık
Smilies Açık
[IMG] Kodu Açık
HTML Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 01:37.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)


Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2024