Karabuğday
 

Kara Buğday ve Greçka

İngilizcesi ''buckwheat'', Latincesi ''Fagopyrum esculentum Moench'' olan bu bitki ile teorik olarak tanışmamı Permakültür Yahoo grubuna gelen bir soru, yüzyüze tanışmamı ise Bayramiç - Yeniköy ziyaretimiz sırasında Mustafa bey sağladı. Fotoğraflar da Bayramiç - Yeniköy'den.

Üçgenler prizmasına benzer tohumunun tadına baktım ilk. Çörekotunu andıran, hoş, değişik bir tadı var. Önceki gün de, greçka yapıp getirdi komşularımızdan birisinin Gürcü yardımcısı Nana. Böylece bulgur pilavına benzer yemeğini de öğrenmiş oldum.



Marketlerde, pek çok yerde varmış artık karabuğday, bizim tanışmamız pek geç olmuş meğerse!

Genelde Ukrayna kaynaklıymış ticari olarak satılanlar. Yiyecek maddelerinde, Ukrayna denince, hem genetiği değiştirilmiş organizmalar konusunda pek çok çalışmayı sürdüren, uygulayan ülke olması açısından, hem de yıllarca önce yaşanan ve tümüyle topraklarından temizlenemeyen nükleer birikim açısından durup düşünür, uzak durmaya çalışırım...

Ama gel gelelim bu yeni tanıştığımız bitkinin faydaları da pek çokmuş. Hem insan vücuduna, hem de tarıma...

İnsan için faydaları arasında, kan şekerini dengeleyici özelliği benim için birinci sırada. Hamilelik sırasında yükselen ve bu aralar gene yükseldiğinden şüphe ettiğim kan şekerim yüzünden! Tip 2 diyabeti önleyici özelliği varmış.

Bundan başka, açlık duygusunu bastırırmış. Yağ içermeyen bitkisel protein deposuymuş. Bu sebeple rejim programlarına alınmış. İstenmeyen kollestrolün azaltılmasında etkiliymiş. Hormona dayalı kanser riskini düşürmekteymiş. Karaciğerin çalışmasını kolaylaştıran bir madde içermekteymiş. Yüksek tansiyon ve kansızlığa karşı koruyucu etkisi varmış. Bağırsakların düzenli çalışmasını sağlarmış.

Demir, çinko ve selenyum yönünden de zengin bir bitkiymiş. Antioksidanlar içermekteymiş.



Bitkiye gelince...

Tohumdan üretildiğinde, 6 haftada büyüyüp, 10 - 11.haftada olgunluğa erişirmiş. 75cm ile 125cm arasında uzarmış. Kuraklığa dayanıklı değilmiş.

Güneydoğu Asya kökenliymiş. Buradan Orta Asya'ya, Tibet'e, Ortadoğu'ya ve oradan da Avrupa'ya geldiği belirlenmiş. Buradan da Avrupalılar vasıtasıyla Kuzey Amerika'ya geçmiş. Ayrıca Japonya'da da polenlerine rastlanmış. Türklerin izlediği rotada yayılım gösterdiği halde yaygın olarak bu bitkiyi bilmiyor olmamız da ilginç!

Asitli ve verimliliği düşük topraklarda yetiştirilebilirmiş. Koyu renkli bal için çiçekleri idealmiş.

Yeşil gübre olarak, erozyon kontrol bitkisi olarak, doğal yaşama destek bitkisi(doğal yaşamın yok olup, yeniden canlandırılmasının istenildiği yerlerde) olarak kullanımı da yaygınmış.



Hasat mevsimi kısa iklimlerin, güneşin kısa süreli göründüğü ülkelerin ideal bitkisiymiş.
Dona dayanıklı değilmiş.

Polenlerini ve nektarını kullanan yararlı böcekleri çekmesi açısından, tarım zararlılarına karşı biyolojik kontrol aracı olarak kullanılmaktaymış. Herhangi bir böceğin ona zarar verdiği görülmediği için bu iyi bir özellikmiş.
Ayrıca zararlı otların yayılmasını önlemek amacıyla da kullanılmaktaymış.

Ardından mısır ya da soya fasulyesi ekildiği zaman, onların verimliliklerini arttırırmış.



Karabuğdaydan pek çok yemek de yapılmaktaymış. Noodle olarak kullanımı yaygınmış. Esmer ekmek yapımında unu kullanılmaktaymış. Asya'dan Avrupa'ya pek çok ülkeye özgü yemekleri varmış karabuğdayın, Japon yemeklerinin arasında da görmek mümkünmüş. Farklı ülkelerde, farklı yöntemlerle krep(akıtma) yapımında da kullanılmaktaymış.

Fotoğraflar:

Berceste: Kara Buğday ve Greçka

Karabuğday Tarla Günü - Bitkisel - FOTO GALERİ

Beslenmedeki önemi:

D-Life - Karabuğday

Kara buğday (Fagopyrum esculentum, cultivated buckwheat)
bitkisine giden arılarda zehirlenme görülmektedir.

http://www.veterinerx.com/dosyalar/z...kiler%2012.pdf

'Çölyak'a umut karabuğday


KONYA (AA)18 Mayıs 2012Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsü ve Mevlana Kalkınma Ajansı (MEVKA) tarafından hayata geçirilen 'Karabuğdayla Sağlıklı Yaşama Merhaba' projesi kapsamında Türkiye'de ilk kez üretilen karabuğday, çölyak hastalarına yeni umut, çiftçiler için ise gelir kapısı olacak.
Türkiye'de ilk kez Konya'da üretilen ve tohumlarına ıslahını yapan mühendislerin soyadları verilen karabuğday, Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsü'nde tanıtıldı.



MEVKA Genel Sekreteri Ahmet Akman, tanıtımda yaptığı konuşmada, güzel ve müstesna bir projeye destek vermekten dolayı mutlu olduklarını belirtti.
Konya ve Karaman bölgesindeki çiftçileri karabuğday ile tanıştırmak istediklerini ifade eden Akman, “Karabuğday projesi çok ortaklı bir proje. Çiftçiye yeni bir ürün çeşidi olması yanında çölyak hastaları için bir umut kapısı. Glutensiz bir ürün olan karabuğdayla, özellikle çölyak hastalarının tanışması gerekiyor. Değilse hayatları zorlaşıyor. Sadece bu hastalar değil, sağlıklı kişilerin de bu ürünü kullanması lazım. Proje her yönden takdire değer bir proje” dedi.



Akman, çiftçileri eğiterek yetişme alanını artıracakları karabuğdayın üretiminin ekonomik açıdan önemli getirilerinin olacağını söyledi.
Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırmalar Enstitüsü Müdürü Yüksel Kaya ise projenin çok faydalı olacağına inandıklarını belirtti. Kaya, karabuğdayın materyallerini yurt dışından getirdiklerini, Türkiye'de bulunan bir bitki olmadığını dile getirdi.



Karabuğdayın çölyak hastaları için yeni bir umut yeşerttiğine dikkati çeken Kaya, ayrıca bu ürünün yeni istihdam alanları oluşturacağını açıkladı.



İÇERDİĞİ RUTİN MADDESİ KANSER TEDAVİSİNDE DE KULLANILIYOR



Proje Koordinatörü Ziraat Yüksek Mühendisi Ahmet Güneş da dünyanın bir çok ülkesinde yaygın olarak üretilen karabuğdayın uluslararası ticarette önemli bir kalem olduğunu aktardı.



Karabuğdayın dünyada yaklaşık 3,5 milyon hektarlık alanda yetiştirildiğini anlatan Güneş, şunları kaydetti:
“Rusya ve Çin bu ürünün üretiminde başı çekmekte ama bizde bilinmemekte. 2006 yılından bu yana çalıştık. İki tür için üretim izni aldık. Güneş ve Aktaş ismindeki bu türlerin tohumluğu inşallah 2012 yılı itibariyle satılacak. Karabuğdayın en önemli özelliği unu ve danesinde gluten bulunmaması. Çölyak hastalarına alternatif bir ürün kazandırdık. Bitkinin yeşil kısmında rutin denilen tıbbi, aromatik bir madde bulunmakta. Bu rutin maddesi şu anda kanser tedavisinde kullanılan önemli bir madde. Ayrıca bu ürün 90 günlük ömründe 45 gün çiçek açan bir bitki. Bu özelliği ürünü arıcılık için önemli kılıyor. Bizlerden desteklerini esirgemeyen MEVKA'ya ve diğer ortaklarımıza teşekkür ediyorum.”



Meram Ziraat Odası Başkanı Ali Ataiyibiner ise karabuğdayın yazlık bir bitki olduğunu ve 3 ay gibi kısa bir sürede ürün elde edildiğini aktardı.
Karabuğdayın suya çok fazla ihtiyaç duymadığını açıklayan Ataiyibiner, ürünün Konya için ekonomik bir model olduğunu sözlerine ekledi.
Buğday, arpa, yulaf ve çavdarda bulunan “gluten” adlı proteine karşı alerji nedeniyle gelişen çölyak hastalığı, bir bağırsak hastalığı olarak dünyada milyonlarca kişinin hayatını etkiliyor.

Çölyak'a umut karabuğday

tesekkürler

Besin değerine buradan bakabiliriz

Nutrition Facts and Analysis for Buckwheat

Tarlasından, çiçeğinden üretilen bala kadar ürünler var, ancak biz yeni yeni tanıyoruz.


Eklenti 452125



Eklenti 452126


Bir çok yemek tarife rastladım. Vejetaryen beslenmenin vazgeçilmezi:)

Bende ilk defa görüyorum bu bitkiyi. Çok ilgimi çekti diyebilirim.

Karabuğday bitkisi aynı zamanda, istenmeyen otların çoğalmasını kontrol amacıyla da kullanılıyor..
Ben geçen hafta köye gidişimde zeytinliğime bir miktar saçtım tohumlarından..
Şubat sonu yine saçacağım..

Marketten aldıklarımı ben de saçayım, bakalım yeşerecek mi.
Ayrık otu temizlemekten bıktım usandım.;)
İşe yararsa alanı genişletirim.

Sayın Jezebel,

Aslında Karabuğday tohumları baharda ekiliyor..Ama ben bizim Çanakkale oldukça ılıman olduğu için şimdiden biraz saçıp deneme yapayım dedim..
Asıl, şubat sonu gibi saçacağım tohumları..
Ben fidanlığımda toprak işlemesi yapmıyorum 2 yıldır..Fiğ, acıbakla, tirfil, yonca gibi ot tohumları saçıyorum her yıl..Baharda tam bir otluk oluyor ve motorlu tırpanımla mayıs gibi biçince harika bir malçlama çıkıyor ortaya..
Bunu, zeytinliğimin toprağı çok kumlu ve su tutamaz bir yapıda olduğu ve zeytin kökleri çok sığ olduğu için, güneşin aşırı etkisini, buharlaşmayı önlemek için yapıyorum..
Fiğ, tirfil, yonca doğal yoldan azot gübresi sağlıyor toprağa..Ayrıca, ot ve ot kökleri çok olduğu için gittikçe çoğalan solucanlara da yem çıkıyor..Fidanlık solucan kaynıyor, onlar da fidanlığımın bedava emekçileri..Otları yiyip yiyip gübreliyorlar toprağı..

Teşekkür ederim, İzmir de de aynı durum söz konusu.
Rusyaya kıyasla biz yılda 3 mahsul dahi alabiliriz kanımca.
Denemekten ne kaybederiz.

Yılda 3 mahsul almak biraz zor. Fakat 2 mahsul rahat alınıyor. Tohumlar ilk baharda yeterli nem ve ısıyı bulduğunda hemen çimlenip hızla büyüyorlar. Hasata gelmesi Temmuz ortaları gibi oluyor. Hemen hasat edilir ve tekrar ekim yapılırsa çimlenmesi yağmur veya sulama gerektiriyor. Sulanmaz ise veya yağmur yağmaz ise çimlenmeyip bekliyor. Bir şekilde çimlenmesi sağlanır ise Ekim ayında tekrar hasata geliyor. Ekim ayında veya Kasımın nemli ve sıcak günlerinde gariptir ama artık çimlenmeyip topraktaki tohum gelecek bahara kadar bekliyor. Gece sıcaklıkları ve/veya gün uzunluğu da bir şekilde süreci etkilyor diye düşünüyorum.

Temmuz ortasında yeterli nem sağlanmaz ise tohumlar çimlenmediği için ikinci ürün de kaybediliyor. Çimlenme olur ise, devamında sulama ve yağmur olmaması pek önemli değil, çok dirençli bir bitki ve bir şekilde büyümeyi beceriyor.

İki yıldır yetiştiriyorum. Tohumluk almak dışında hasat da yapmıyorum. Döktüğü tohumdan tekrar yetişiyor.

...BU BESİNLERİ TÜKETMEYİN!

Şeker (beyaz veya kahverengi), bal, şuruplar (akçaağaç, frukoz, dekstroz)
Ağartılmış un (beyaz ekmek, beyaz pirinç, çok pişirilmiş beyaz makarna, sandviç ekmekleri, simit, kruvasan, pirinç patlağı içeren kekler)
Patates, özellikle patates püresi
Reçel, jöle, şekerde pişirilmiş meyveler, şurup içindeki meyveler
Tatlandırılmış içecekler (endüstriyel meyve suları, asitli içecekler)

FAYDALI GIDALAR

Doğal tatlandırıcılar (Agav nektarı, Pasifik bölgesinde yetişen stevia bitkisi, bitter çikolota)
Karışık öğütülmemiş tahıllar (Çok tahıllı ekmek, mayalı ekmek, bulgur, esmer pirinç, erişte, yulaf, darı, karabuğday)
Mercimek, bezelye, fasulye, yer elması
Meyve; özellikle kan şekeri düzeylerini düzenlemeye yardımcı olan yaban mersini, kiraz ve ahududu
Limon, kekik veya adaçayı aromalı su
Yeşil çay (şekersiz veya agav nektarıyla), kahve
Sarımsak, soğan, arpacık soğanı


Şeker sağlığınızı tehdit ediyor - Gerçek Gündem

Tohum almak için temmuz ortasını mı beklememiz gerekiyor? Ayrıca temmuzda toprağa dökülen tohumlar mart veya nisan ayına kadar çürümüyor mu? Bir şeyi daha merak ediyorum ; Diyelim temmuz da tohumlar toprağa döküldü, ekim ayı toprak işlemesi yapıldı, toprağın altında kalan ( 30 cm ) tohumlar yine de yeşerir mi?

Karabuğday tohumlarını bu gün bahçeye serpiştirdim.
Kuşlar ve karıncalardan artakalanları çimlenir diye umuyorum.
Pilavını bu gün denedik. Oğluma tabağını bitirinceye kadar ne olduğunu söylemedim - sebzeli bulgur pilavı sandı ;) Soğuk hali sıcağından lezzetli.
Greçkayı tuttum. :)


Eklenti 453830


Zaten büyük marketlerde bulunabildiği ve fiyatının da uygun olmasından dolayı şahsen yetiştirmeye gerek yok.

Temmuzdan bir sonraki Mart'a kalanları gözleme şansım olmadı ama Ekimden Marta kadar çürümediklerine şahit oldum.

Toprak işlemesiyle 30 santimlik üst toprağın alt üst edilmesini kastediyorsanız derinde kalan tohumlar çimlenmez, yüzeye yakın (5-7 cm) tohumlar çimlenir.

Sayın Mehmet Bey karabuğday yetiştiriciliği yaptığınızı söylüyorsunuz.Benim sorum bu ürünü yetiştirdiğiniz zaman nerelere pazarlayabiliyorsunuz??çok bilinen bir bitki olmadığını düşünüyorum.teşekkürler...

Bugün ilk defa alıp pilavını yaptım. Tadı hoşuma gitti, bulgurdan biraz daha yoğun bir tadı var ama ağızdaki hissi bulgur pilavı ve yeşil mercimek arası. Garip bir kokusu var ama alışılır. Tüketeceğim gıdalar arasındaki yerini aldı. Kalorisi bulgurdan daha az olmasına rağmen protein oranı 3 katı civarında. Bir dahakine yeşil mercimekle beraber pişirip bitkisel protein bombardımanı yapacağım.

Ben, marketten alığım tohumları bir türlü çimlendiremedim.

işte kara buğdayın tohumu
Eklenti 473859

Ben de denedim ama maalesef sonuç hüsran. Firmanın yetkilisi ile görüştüm, Ukrayna' dan ithal ettiklerini, büyük olasılıkla işlem görmüş olabileceğini söyledi. Bir de müjde verdi, Çukurova' nın bir bölümünde firma kendisi deneme üretimi yapıp başarılı olmuş. Bu yıl tekrardan ekilip yerli ürünü ön işlemsiz piyasaya sunma hedefleri olduğunudan bahsetti.

Dağıttığım karabuğday tohumları çimlenir. Kendi hasat ettiklerimdir.

Sayın Meyvelitepe, tohumlarınızın çimleneceğinden şüphem yok. Değişik bitkileri bulup yetiştirdiğiniz ve kazandırdığınız için teşekkürler. Uygulamalarınızı dikkatle takip ediyorum. Selamlar.

Sn.meyvelitepe tohumları nereden temin ettiniz?

Yurt dışından özel olarak tohumluk getirtmiştim.

kara buğdayı öğrenmeme ve meramımın artmasına sebep oldu paylaşım. hem sağlıklı hem ekolojik döngüde önemli bir yeri var. tohumuna nasıl ulaşabilirim acaba

Eklenti 509243

Karabuğday tarlasına girmişler, olgunlaşan tohumları dalından topluyorlar.

Karabuğdayı tüketmenin en kolay ve lezzetli yolunu buldum, tarifi yazıyorum.

Mercimekli karabuğday salatası:

Malzemeler:

1 çay bardağı karabuğday
1 çay bardağı yeşil mercimek
1 küçük soğan
3-4 tane közlenmiş kırmızı biber
4-5 tane salatalık turşusu. (Salatalığın büyüklüğüne göre sayı değişebilir)
1 limon
1 tutam dereotu
Az sirke
Zeytinyağı

Yapılışı:

Limon sirke ve haşlananlar hariç küçük küçük doğrayın. Hepsini karıştırın. Zeytinyağı, çok az sirke ve limon ekleyin. Çok az tuz atılabilir. Afiyet olsun.

Bugün Duru marka Kazakistan menşeyli karabuğday aldım bir kilo..
Saksıya yarım avuç ektim..Çimlenip çimlenemeyeceğini anladıktan sonra köye götürüp zeytinliğime ekeceğim..
Umarım işlemden geçmemiştir ve az da olsa çimlenme yeteneği olan tohumlar çıkar..

Sayın pria merhaba, bu başlıkta karabuğday hakkında yazılanları geçen seneden bu yana takip ediyorum, geçen sene büyük bir markette dolaşırken tesadüfen karabuğdayla tanışmış oldum ve hemen bir kiloluk bir paket aldım.

Almasına aldım ama nasıl pişirileceğini bilmediğim için nette tarifleri araştırdım ve bir kaç yerde zehirli olduğu yazıyordu, kafam karıştı tabii... şimdi ben ikilemde kaldım... aldığım paket o günden bu yana hala duruyor ve ben korkudan hala tadına bakamadım, son kullanma tarihi devam ediyor... atmaya da kıyamıyorum.

Size sorum şu... gerçekten zehirleme gibi bir durum söz konusu mu? genelde salatası ve pilavı olarak tüketildiği yazıyor bazı yerler de ama yine de tam emin olamıyorum.
Dönüp kendime de soruyorum böyle bir şey olsa marketlerde neden satılsın ki diye ama paketin üzerinde menşeyi Çin yazınca tekrar düşündürüyor beni.

Eklenti 526777

Zehirli olduğunu nerede okudunuz?