agaclar.net

Geri Dön   agaclar.net > Bitki Dünyası > Tarla Bitkileri
(https)




Beğeni Düzeni6Beğeniler
  • 2 Gönderen Ahkut06
  • 1 Gönderen Cumhur Tonba
  • 2 Gönderen Cumhur Tonba
  • 1 Gönderen Ahkut06

Cevapla
 
Bookmark and Share Dış Bağlantılar Konu Araçları Mod Seç
Eski 17-02-2009, 20:27   #1
Ağaç Dostu
 
Cumhur Tonba's Avatar
 
Giriş Tarihi: 07-07-2008
Şehir: EDİRNE-ANTALYA
Mesajlar: 11,420
Galeri: 80
Silo yemleri ve silaj yapımı

SİLO YEM BİTKİLERİ VE SİLAJ
İçindekiler:
1.Giriş
2.Silaj Yapımında Kullanılan Bitkiler
3.Silaj Yapımı
4.Silo
5.Silo Yeminin Oluşumu
6.Hayvanların Beslenmesinde Silajın kullanımı
7.Silo Katkı Maddeleri
8.Silo Yeminin Özellikleri
1. Giriş

Yıllardan beri her fırsatta yem kaynaklarının yetersizliği nedeni ile hayvansal üretimde istenilen düzeye ulaşılamamasından şikayet edilmektedir. Yapılan çalışmalar ve gösterilen gayretler de bu konudaki arayışı sergilemektedir. En önemli kaba yem kaynağımız çayır meralar, aşırı ve zamansız otlatma nedeni ile elden çıkma aşamasına gelmiştir. Bu alanlarımızdaki otlatma yoğunluğunu azaltmak amacıyla yem bitkileri tarımına ağırlık verilmiştir. hayvansal üretimi artırma yolunda verim potansiyelleri düşük olan yerli ırklarımız giderek azalmıştır. Bunun yanında kültür ırkı ithali yoğunluk kazanmıştır. Ne yazık ki gösterilen tüm bu gayretlere rağmen hayvansal üretimde arzu edilen seviyeye ulaşılamamıştır. Ülkemiz hayvan varlığımıza baktığımızda, özellikle Ege ve Marmara bölgelerindeki mevcut hayvanların %90’nının kültür ırkı ve melezi olduğu görülmektedir. Ancak söz konusu bölgelerin çayır mera, yem bitkileri alanı ve üretimleri incelendiğinde ihtiyacı karşılamaktan uzak olduğu görülmektedir. Hayvanların toplam kaba yem ihtiyacı ülke düzeyinde ele alındığında, çayır mera ve yem bitkilerinden sağlanan bölümün % 25.98, tarla tarımı artıklarından karşılanan bölümün ise % 43.51 düzeyinde olduğu bildirilmektedir. Yüksek verimli kültür ırklarından maksimum verimin alınabilmesi iyi bir besleme ile mümkündür.

Ülke düzeyinde mevcut hayvanların tümü kültür ırkı olsa da mevcut kaba yem üretimimiz karşısında alacağımız verim yine değişmeyecektir. Üreticilerimiz kaba yem sıkıntısının yaşandığı dönemlerde genelde hayvanlarını zorunlu olarak, besin maddesi içeriği düşük tahıl samanı ile beslemektedir. Bunun yanında taze ve suca zengin, karbonhidrat içeriği yüksek yem bitkilerinin parçalandıktan sonra havasız ortamda belirli bir süre bekletildikten sonra elde edilen ve silaj adı verilen kaba yem de tercih edilmeye başlanmıştır. Silaj, besin maddelerindeki değer kaybını en aza indiren su içeriği yüksek kaba yem özelliği ile tarımı ileri ülkelerde yoğun olarak kullanılmaktadır.

Ülkemizde ise gerek alışkanlıklar gerekse bilgi eksikliği dolayısı ile silaja gereken önem verilmemiştir. Aslında bu uygulama milattan önceye dayanmaktadır.

18.yy sonlarında tüm Orta ve Kuzey Avrupa’da geniş uygulama alanı bulmuştur. İlk çalışmalar 1862’de Almanya, 1877’de Fransa ve 1883’te Amerika’da yapılmıştır. Silaj konusunda birçok ülkede yapılan araştırmalar ile günümüze kadar gelinmiştir.

Silajın sağladığı yararları özetlemek gerekirse; Kaba yemlerin silo edilerek saklanmasında, kurutularak yığın yapılmasına oranla daha az iş gücüne gereksinim duyulur. Ayrıca kış döneminde ihtiyaç duyulan kabayem daha az bir emekle elde edilebilir. Kurutma problemi bulunan Karadeniz Bölgesi gibi yörelerde silaj uygun bir depolama yöntemidir.. Kısa süreli güneşli, açık ve rüzgarlı ortamlar besleme değeri yüksek silaj eldesi için yeterlidir. Bu uygulama ile yem ve hayvansal ürün kaybı da önlenmektedir. Yeşil yemlerin bulunmadığı özellikle kış aylarında, hayvanların suca zengin ve kaliteli yem ihtiyacı karşılanmaktadır. Yapay kurutma yöntemi dışındaki diğer muhafaza yöntemlerine göre yemlerin fermantasyon yolu ile saklanması besin maddelerindeki kaybı önler.

Örneğin, yaprak içeriği fazla yonca ve üçgül gibi türlerin kurutularak depolanmasında besin maddeleri kaybı artmaktadır. Silo yemi yapımında ise kurutma kayıpları en aza indirilir. Kuru ot eldesinde % 15-30 olan kuru madde kaybı, silo yeminde % 5’e, % 25-35 düzeyindeki sindirilebilir protein kaybı ise % 5’e düşmektedir. Aynı şekilde nişasta değerindeki kayıp kuru otta % 50’ye kadar çıkarken, silo yeminde en fazla % 10 olmaktadır. Fermantasyon sonucu yemlerin taze yumuşak yapısının korunması güzel kokuya sahip olması dolayısı ile hayvanlar tarafından sevilerek tüketilmektedir. Taze olarak yedirildiğinde hayvanlara zararlı etkisi olan bazı türler, silaj yapımından sonra bu özelliklerini kaybederler. Söz konusu farklı türlerin tohumları da fermantasyon sonunda çimlenme özelliklerini kaybettikleri için yabancı ot yayılımı da önlenir. Silaj uygulamaları ile birim alanda daha fazla yem muhafaza edilmektedir. 1 ton kuru ot için 14 m3 gerekli iken, aynı miktar otun silolanmasında 1.5 m3'lük hacim yeterli olmaktadır Kısa vejetasyon süresine sahip olan silaj bitkilerinin hasadından sonra tarlaya bir diğer ürünün ekimine olanak sağlanır. Bir yılda birden fazla ürün alma şansı elde edilir. Uzun yıllar değer kaybetmeden saklanabilmesi, bazı yıllar yaşanan doğal afetler sonucu meydana gelebilecek yem sıkıntısında güvence kaynağını oluşturmaktadır. Silajın provitamin A içeriği de oldukça fazladır.

Bugün bilinçli hayvancılık yapılan işletmelerde silo yemi, hayvanların kış beslenmesinde verimliliği güvence altına alan önemli bir uygulamadır

2. Silaj Yapımında Kullanılan Bitkiler

Her türlü yeşil yemden silaj yapmak mümkündür. Fakat bu amaçla en fazla kullanılan bitkiler mısır, sorgum, sudanotu, sorgum-sudanotu melezi, fiğ-tahıl karışımları, İtalyan çimi, arpa, buğday hasılları, ayçiçeği vb bitkilerdir. Silaj üretimi amacı ile çoğunlukla tercih edilen bitkiler yanında yonca, yanında doğal çayırlardan da yararlanmak mümkündür. Baklagil yem bitkilerinde protein oranı fazla, karbonhidrat içeriği az olduğu için, silolanmaları sırasında karbonhidratça zengin katkı maddelerine gerek vardır. Örneğin patates, şeker pancarı yaprağı, şeker endüstri artığı posaları, hayvan pancarı yaprakları ve konserve sanayi artıkları da silolanarak hayvan beslenmesinde kullanılabilir. Ülkemizde silaj yapımında kullanılabilecek türlere ilişkin bilgiler tür bazında özetlenmeye çalışılmıştır.

2.1. Mısır

Çok yönlü kulanım alanına sahip mısırın son yıllarda yeşil yem ve silaj üretimi amacı ile ekim alanı artmıştır. Birim alan veriminin yüksekliği, silaj yapımına uygunluğu ve elde edilen silajın besleme değerinin yüksekliği gibi nedenlerle tercih edilen türler arasındadır. Mısır, sıcak iklim bitkisi olması dolayısıyla baharın son haftası ile yaz başlangıcında ekilir. Ekimden önce diğer türlerde olduğu gibi tohum canlılığının bilinmesi gerekir. Ekimde sıra arası 50-60 cm, ekim normu 6-8 kg/da olarak hesaplanır, ekim derinliği 4-7cm’dir.

Ülkemizde kıyı ve geçit iklime sahip yörelerde tahıl (buğday, arpa) hasadından sonra mısır, silo yemi amacıyla ikinci ürün olarak yetiştirilmektedir. Bunun yanında ikinci ürün tarımına uygun olmayan Doğu Anadolu bölgesinde erkenci mısır çeşitleri kullanılarak silaj yapılması mümkündür. Silaj üretimi için ülkemizde yeterli sayıda mısır çeşidi bulunmamakla birlikte Sakarya Tarımsal Araştırma Enstitüsü tarafından geliştirilmiş olan Ada, Sapanca ve Arifiye çeşitleri silaj üretimi için önerilmektedir. Bununla birlikte ülkemizde ticari olarak üretimine izin verilen ve daha çok tane mısır verimine uygun olan çok sayıda mısır çeşidi silaj üretimi için kullanılmaktadır. Burada dikkat edilmesi gereken diğer önemli konu, silaj üretimi amacıyla yetiştirilecek mısırın vejetasyon süresidir. Ekilen çeşidin hasat zamanında koçan bağlamış olması verim ve kalite bakımından çok önemlidir. Çünkü yapılan bir çok çalışmada mısırda yeşil aksam veriminin %50’si ve besleme değerinin %70’i koçanlardan elde edilmektedir. Özellikle ikinci ürün tarımının yapıldığı geçit bölgelerinde vejetasyon süresi kıyı bölgelerine göre daha sınırlı olduğu için hasat zamanında yanlış çeşidin ekimi nedeni ile bir çoğu koçan bağlamadan silaj yapımı için biçilmektedir. Koçanın içermiş

olduğu karbonhidrat miktarı fermantasyonun istenilen düzeyde olmasını sağlamaktadır. Aksi durumda kalitesi düşük silo yemi elde edilmekte ve silo yeminden beklenen fayda sağlanmaktadır. Bu nedenle bölge düzeyinde önerilecek çeşitlerin en az 2 yıl boyunca denemeleri yapılarak silajlık özellikleri belirlenmelidir.

Silajlık mısır üretiminde dikkat edilmesi gereken önemli nokta, üretim yapılacak bölgenin I. veya II. ürün tarımı olanaklarına göre çeşit seçiminin yapılması gerekir. Silajlık olarak ekimi yapılacak mısır çeşitlerinin özellikleri;
-Uzun boylu olmalı

-Yaprak sayısı ve yaprak oranı fazla olmalı

-Bitkide tane bağlayan koçan ağırlığı yüksek olmalı

-Silaj kalitesine olumsuz etkisi nedeni sap çapının fazla kalın olmaması

-II. ürün olarak ekilen bölgelerde erkenci özellikte olması istenir.
Mısırın silolanmasında katkı maddesine gerek duyulmaz. Fermente özelliği nedeniyle proteince zengin ve tek başına silolanmayan bitkilerin silajının yapımında katkı maddesi olarak kullanılır. Özellikle baklagil yem bitkileri ile yapılan silajda %25-50 oranında mısır karışıma dahil olabilir. Mısır depolanacağı yere yayılmadan önce parçalanması gerekir. Parçalanma ne kadar fazla olursa silolamada başarı o denli yüksek olur. Karışım olarak düşünüldüğünde kesinlikle birlikte parçalama yoluna gidilmelidir. Süt olum devresinde yapılan biçimlerde protein oranı ve kuru maddenin sindirilebilirliği yüksek düzeydedir. Ancak son yıllarda yapılan araştırmalarda hamur olum döneminde yapılan biçimlerde protein oranının düşmesine karşılık verim, kuru maddenin sindirilebilirliği ve hayvanlar tarafından tüketimin arttığı görülmüştür. Mısırda, en uygun biçim zamanı nem oranı %65-70’e düştüğü dönemdir. Bu nem oranı, bitki maksimum kuru tane ağırlığına ulaşmasından 2-3 hafta öncesinde elde edilmektedir. Tüm bitkide nem % 65 olduğunda koçan nemi % 48, tane nemi de % 44 dolayındadır. Tanenin verime katkısı %35-40, düzeyindedir. Eğer mısır erken biçilirse siloda sızıntı kayıpları yükselir, fermantasyon düzenli sürmez. Çok geç biçildiğinde de tam sıkışma sağlanamayacağı için siloda bol oksijen kalır. Oksijenli (Aerob) fermantasyon uzun süre devam eder. Mısır silajının kalitesini çeşit, hasat zamanı, koçan oranı, parça boyutu, silonun şekli, doldurma süresi, sıkıştırma derecesi gibi özellikler belirlemektedir. Bunların birinde meydana gelebilecek olumsuzluk ürünün kalitesini düşürecektir.

Silajın besin değeri karışımdaki türlere, orana, kuru madde ve besin maddeleri içeriğine göre az veya çok farklılık göstermektedir. Baklagil ilavesi dışında mısır silajının protein içeriği üre vb. bileşiklerin ilavesi ile (% 0.5) problem olmamaktadır. Atılacak miktarın iyi ayarlanması gerekir. Fazla olması durumunda hayvanlarda çeşitli rahatsızlıklar görülmektedir. Mısırda organik madde sindirim derecesi % 66-72 ve ham proteinin % 54-68 arasında değişim gösterir. Vejetasyon dönemine bağlı olarak organik madde içeriği artar. Kuru madde içindeki azotsuz öz madde miktarı yükselirken ham kül, ham protein ve ham selüloz miktarı düşer. Besin maddeleri oldukça yüksektir. N içeriğinin artırmak için vejetasyon dönemi içinde azotlu gübre miktarını artırmakla mümkün değildir. Fazla gübrelemede bitkideki nitrat birikimi de yükselir. Bu durumda silajın olgunlaşması döneminde bazı bakterilerin asimilasyonu ve denitrifikasyonu aracılığı ile silajın nitrat içeriği düşer. Bazı durumda yemde yine bir miktar nitrat ve nitrit kalabilir.

Besin maddelerinde kaybı önlemek için sıkıştırma ve izolasyonun çok dikkatli yapılması gerekir. Olgunlaştıktan sonra silajın bozulmasını önlemek için alındığı bölümün dar olması istenir.

2.2. Sorgum Tür ve Melezleri

Morfolojik yapı olarak mısıra benzeyen sorgum, insanoğlunun ilk kültüre aldığı bitkilerdendir. Son yüzyıla kadar insan beslenmesinde önemli rol oynayan sorgum, tarım ve hayvancılığı gelişmiş ülkelerde tamamen hayvan beslenmesinde kullanılmaktadır. Kısa boylu tane tipi çeşitler tane üretimi amacıyla yetiştirilmektedir. Sorgumun süt olum döneminde %16 kadar olan suda eriyebilir karbonhidrat oranı, sert hamur olum döneminde %5’in altına inmektedir. Bu nedenle sorgum ile yapılacak silajlarda bitkinin süt olum döneminde biçilmesi, iyi bir laktik asit üretimi için, önerilmektedir. süt olum döneminde yapılan sorgum silajında da kuru madde ve özellikle proteinin oranı uygun düzeydedir . Lezzetli oluşu nedeni ile hayvanlar tarafından sevilerek yenir.

Melez sorgumun erken hasat edilmesi sonucu yapılan silajda kalite düşer. Nitelikli silaj eldesi için hamur olum dönemi tercih edilmelidir. Erken gelişme döneminden sonraki dönemde silaj kalitesinde bir artış elde edilir. Ancak silolamadan önce parçalanmış olması gerekir. Silajın hazırlık aşamasında havasız ortamın oluşturulması gerekir. Olumsuz koşullar sonucunda sıcaklık 60° C’ye yükselir. Bu durumda kuru maddenin sindirim derecesi %64’ten %50’ye; ham protein %55’ten %44’e azotsuz öz maddelerin %71’den %64’e düştüğü belirlenmiştir. Sorgum silajı beslenen hayvanlarda, aynı yemin yeşil olarak tüketilmesi ile yaşanan HCN zehirlenmesi meydana gelmez. Mısır silajına oranla daha az besleme değerine sahiptir.

Sorgum türleri birbirleri arasında kolayca melezlenebilmekte ve yüksek verimli döller vermektedir. Bu nedenle sorgum tür ve çeşitleri arasında büyük bir genetik varyasyon görülmektedir. Sorgum (Sorgum bicolor (L.) Moench) ile Sudanotu (S. sudanense (Piper) Stapf)’nun melezlenmesi sonucu sorgum-sudanotu melezleri elde edilmiştir. Sudanotundan daha verimli olan arası melezler, ekim alanı ve kullanım bakımından büyük gelişim göstermiştir. Sorgum tür ve melezleri ülkemizde birinci ve ikinci ürün olarak otlatma, yeşil ve kuru ot üretimi yanında silo yemi amacıyla da yetiştirilebilmektedir. Ekim normu 1-3 kg/da, sıra arası 30-40 cm. dir.

Fosforca fakir topraklarda 5-10 kg/da P2O5, sulanan yerlerde ekimle beraber 5-6 kg/da azot, Amonyum sülfat, 30-40 cm boylandığında yine aynı miktarda azot amonyum nitrat halinde atılmalıdır. Ayrıca her biçimden sonra 4 kg/da amonyum nitrat atılmalıdır. Kıraç bölgelerde sadece 4 kg/da N vermek yeterlidir. Çok biçimli olan bu bitkilerden değişik bölge şartlarında 6-15 ton/da arasında yeşil yem elde etmek mümkündür.

Sorgum tür ve melezlerinde silolama tekniği mısırla hemen hemen aynıdır. Mısırın silolanmasında yonca, üçgül vb. baklagil bitkileri kullanılabildiği gibi sorgum silajına da bu bitkiler 1/2 veya 1/3 oranında ilave edilebilir.

Sudanotu diğer sorgum türlerine göre daha erken kabalaştığı için parçalama ve silolama işlemleri dikkatli bir şekilde yerine getirilmelidir. Ülkemizde Akdeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsünde silaj üretimi amacıyla geliştirilen kocadarı (Rox, Early Sumac) ve sudanotu (Gözde-80, Aksu-78) çeşitleri bulunmaktadır. Bunun yanında özel tohumculuk firmalarının üretim izni aldığı veya ithal ettiği sorgum-sudanotu melez (P.988, N2 Grazer, vb) çeşitleri bulunmaktadır.

2.3. Fiğ-Tahıl Karışımları

Fiğ türlerinin tarımı oldukça yaygındır. Yarı tropik iklim kuşağından, karasal iklimin hüküm sürdüğü alanlara; serin ve nemli bölgelerden yarı kurak bölgelere kadar geniş alanda tarımı yapılmaktadır. Ülkemizde değişik ekolojilerde fiğ türleri tohum ve kuru ot üretimi amacıyla yaygın olarak yetiştirilmektedir. Fiğ türleri koca fiğ dışında gövdelerinin zayıf olması nedeniyle kolayca yatarlar. Yatan fiğ zor biçildiği gibi bitkilerin alt kısımlarında çürümeler başlar. Bu nedenle kaliteli ot üretimi için fiğin tahıllarla karışık yetiştirilmesi önerilir. Böylece bitkiler tahıllara sarılarak dik olarak gelişir. Biçim daha kolay olacağı gibi, otun verim ve kalitesi de artmaktadır.

Macar fiği+arpa karışımında %50 çiçeklenme döneminde yapılan biçimde en yüksek verimin 10 kg/da ekim normu, 20 cm sıra arası 60/40 ve 20/80 karışımından sağlanmaktadır.

Fiğlerde protein oranı yüksek, fakat karbonhidrat içeriği düşüktür. Bu sebeple tek olarak silaj üretimi amacı ile yetiştirilmemektedir. Fermantasyonun arzulanan seviyede devam etmesi için tahıllarla (Arpa, yulaf, tritikale, buğday) karışık yetiştirilmesi gereklidir. Karışık yetiştirmede fiğ-tahıl karışım oranları tür, çeşit ve ekolojik bölgelere göre belirlenmelidir.

Ege, Akdeniz ve Güney Doğu Anadolu Bölgelerimizde pamuk yetiştirilen alanlarda fiğ yalın veya tahıllarla karışık kışlık ara ürün olarak yetiştirilmektedir. Fiğ-tahıl karışımlarından silaj yapmak için fiğin tam çiçeklenme döneminde hasat edilmesi gerekir. Fakat ana ürün olan pamuk ekimini geciktirmemek için bazı yıllar fiğ-tahıl karışımı daha erken biçilir. Bu durumda nem oranı yüksek ve kuru madde oranı düşük olan yemin silolanmasında soldurma yapılamadığı durumlarda silaj kalitesinde kayıpları yükselir.

2.4. Şeker Pancarı Yaprağı

Şeker pancarı yaprağı, pancar hasadı sonrası geriye kalan başlı artıklardır. Baş oranı elde edilen yeşil artığın yaklaşık 1/3-1/4 dolayındadır. Modern şeker pancarı hasat makinalarının kullanımı ile yaprakta kalan baş oranını azaltmak mümkündür. Şeker pancarı yaprağının silolanmasında ve yem değerinin artırılmasında toprakla olan kirlenme önemli rol oynamaktadır. Yaprak ne kadar toprakla fazla kirlenirse yemin toprak bakterileriyle bulaşma yoğunluğu o derece artar ve fermantasyonun seyri olumsuz yönde etkilenir. Bu nedenle silolanacak materyalin elden geldiği ölçüde temiz olmasına dikkat edilmelidir.

Pancar yaprağı silo yemi hayvanlar tarafından sevilerek tüketilir, fakat tek taraflı olarak yedirildiğinde okzalik asit içerdiğinden ishale neden olur. Bu yüzden kuru ot ile birlikte hayvanlara verilmesi gereklidir. Şekerpancarı yaprağının silolanmasında parçalama olumlu bir etkiye sahiptir. Parçalama özellikle baş oranının çok az olması durumunda daha etkin bir rol oynar. Katkı maddesi, materyalin kirli olduğu durumda kullanılabilir. Genel olarak pancar yaprağı protein içeriği yüksek diğer yemlerle ve mısırla birlikte de silolanabilir. Şeker pancarı yapraklarının silolanmasında pörsütme yapılmamalıdır. Çünkü pörsütmede zedelenmiş ve kopmuş yapraklar çürümeye başlar ve sağlam yaprakları da etkileyebilir. Yine pörsütmede daha fazla besin kaybı ortaya çıkabilir ve istenilen kalitede yem elde edilmez. Pörsütme esnasında yağmur altında kalmış otlar kesinlikle siloya doldurulmamalıdır.

2.5. Ayçiçeği

Silaj yapımının ekonomik anlamda hayvancılık yapmak için şart olmasıyla birlikte değişik ihtiyaçlara cevap verecek bitki alternatifleri de gündeme gelmiştir. Ülkemizin farklı ekolojik bölgeye sahiptir. Sulu tarımın uygulanmadığı yörelerde ikinci ürün yetiştirme şansı bulunmamaktadır.Bu özelliğe sahip yerlerde kısa sürede silajlık biçime gelen ve kurağa toleransı nedeniyle ayçiçeği, alternatif silaj bitkisi olarak değerlendirilebilir. Vejetasyon süresinin kısa olduğu Doğu Anadolu Bölgemizde tahıl hasadından sonra silajlık olarak yetiştirilebilir.

Ayçiçeği silajı özellikle süt hayvanlarının beslenmesinde önemli bir yemdir. Yapılan değişik araştırmalarda ayçiçeği silo yemi ile yemlemeden sonra süt yağında önemli bir yükselme görülmektedir. Siloya doldurulmadan önce vejetatif aksamı iyi gelişen ayçiçeği çeşitlerinin çiçeklenme döneminde biçilerek 0.5-1.0 cm uzunluğunda parçalanması fermantasyonun seyrinin güvence altına almada önemli bir işlemdir. Silo yemi tadının daha iyi duruma gelmesi ve 1/3 oranında üçgül, yonca, mısır ve şeker pancarı yaprağı ile karıştırılarak silolanabilir.

2.6. Tarımsal Sanayi Artıkları

Ülkemizde tarıma dayalı gıda sanayinin geliştiği değişik bölgelerde domates, bezelye, elma ve arpa posaları silaj yapılarak değerlendirilmesi mümkündür. Örneğin Bursa ilimizde 1995 yılı istatistiklerine göre toplam silaj üretiminin % 37’si gıda sanayi artıklarının değerlendirilmesiyle elde edilmektedir.

3. Silaj Yapımı

3.1. Silaj Yapımında Kullanılan Alet ve Ekipmanlar

3.1.1 Silaj Makinaları

Silaj yapımında kullanılan en önemli ekipman silaj makinesidir. Kaliteli silaj elde etmek için amaca uygun makine seçilmelidir. Silaj makinaları kullanıldıkları bitki tür ve amaca göre farklılık gösterir. Gelişmiş bitki yapısına sahip mısır, sorgum ve ayçiçeği gibi bitkilerde sıraya biçen silaj makinaları kullanılır. Bunlar bir, iki veya üç sıra biçecek şekilde tipte olabilir. Ülkemizde yaygın olan ve üretilen bir sıralı mısır silaj makineleridir. Bir sıralı makinalarla ortalama 1.5 da/saat alan hasat edilebilmektedir. Fiğ-tahıl karışımları veya çayır otları için ise vurmalı tip (Ot silaj makineleri) makinalar kullanılır. Bu tip makinalar bitkiyi hemen biçip parçalayarak silaj romörkuna vermeleri dolayısı ile soldurma yapmaya imkan vermez. Biçim dönemlerinde %15-20 kuru madde içeren çayır otları ve benzeri yem bitkilerinden kaliteli silaj yapmak için biçimden sonra 12 veya 24 saat soldurularak kuru madde oranının yükseltilmesi gerekmektedir. Bazı ot silaj makinalarında biçilen otun suyunu uçurmak için örseleyici ve koşullandırıcı denilen ilave bir düzenekte bulunur.

3.1.2. Silaj Makinalarına Yardımcı Ekipmanlar

-Traktör

Silaj makinaları yapılacak hasat ve parçalama işleminde bitkinin üretim alanına bağlı olmak üzere en az üç traktör gereklidir. Traktörlerden birisi silaj makinasına bağlanır. Diğeri doldurulmuş romörkleri silaj deposuna getirip-götürmek için kullanılır. Diğeri ise siloya getirilen yemin iyi sıkışması ve içinde hava kalmaması için sürekli çiğneme işlemini sürdürür.

Farklı silaj makinaları için 65-70 beygir gücündeki traktörler yeterlidir. Silaj makinasının traktör kuyruk miline bağlantı şaftı, kullanılacak traktöre uyumlu olmalıdır. Çiğneme işi için ise genellikle en ağır traktör tipleri kullanılmalıdır. Çiğneme esnasında şoförün dikkatli olması, hızlı ve sert hareketlerden kaçınmalıdır. Silajın depolanması esnasında yapılacak bir ihmal silaj kalitesini olumsuz yönde etkiler.

-Romörk

Silaj yapımında silaj makinaları yanında onu tamamlayan diğer önemli bir ekipmanda silaj romörku olmaktadır. Silaj romörkleri toplayıcı düzenli, silajı arkadan veya yandan boşaltabilme düzenine sahip özel romörk olabileceği gibi, ülkemizde yaygın olarak kullanılan 4 tekerlekli tercihen yandan devirmeli tip romörk bu iş için kullanılabilir. Ancak mevcut romörklerin silajda kullanımı sırasında biçilen yeşil yemlerin rüzgardan dışarı savrulup meydana gelebilecek kaybın önlenmesi için romörkun arkası ve iki yanı tel kafes veya tahtadan yapılan ilave yan kapaklarla yükseltilir. Bu ekler aynı zamanda daha fazla biçilmiş daha fazla ürünün taşınmasını da sağlar. Silaj yapımı sırasında silaj makinasının boş beklememesi için en az iki romörkle çalışılması ve birinin daima yedekte beklemesi zorunludur. Biçim yapan silaj makinası sayısı birden fazla olduğunda veya silaj deposunun biçim yapılan tarlaya uzak olduğu durumlarda ihtiyaç duyulan romörk sayısı artırılabilir.

Cumhur Tonba Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 17-02-2009, 20:29   #2
Ağaç Dostu
 
Cumhur Tonba's Avatar
 
Giriş Tarihi: 07-07-2008
Şehir: EDİRNE-ANTALYA
Mesajlar: 11,420
Galeri: 80
4. Silo

4.1. Siloların Genel Özellikleri

Silo yerinin ve tipinin belirlenmesi silaj yapmaya karar veren yetiştiricinin atacağı ilk adımlardan birisidir. Silonun ahıra yakın olması, silo yeminin kolayca boşaltılması ve alınmasına elverişli olmalıdır. Ancak burada dikkat edilmesi gereken diğer bir hususta; silo kaba yeminin, ahıra ve yerleşim yerlerine hakim rüzgarlarla taşınmasına engel olacak şekilde silonun yerleştirilmesidir. İşletmedeki hayvan sayısına göre silo hacmi belirlenir. Genellikle yetişkin bir sığıra günde 20-30 kg silaj verildiği düşünülerek, işletmedeki hayvan sayısına göre hacim belirlenir ve bundan sonra uygun silo tipi seçilir. Toprak altı silolarında taban suyu seviyesi üst toprak seviyesinden en az 2 m derinde olmalı ve silo derinliği de buna göre ayarlanmalıdır. Ayrıca sızan sular bir pompa aracılığı ile çekilmelidir. Yüzeysel siloların yeri de her yıl değiştirilmelidir. Silo yapımında kullanılan yapı malzemesi yemin kalitesini bozmayacak ve suyu emebilecek özellikte olmalıdır. Sızan sular uygun bir şekilde şerbet çukuru adı verilen fazla derin olmayan kuyularda toplanmalıdır. Genel olarak ülkemizde toprak üstü plastik örtülü silolar ve yüzeysel beton, prefabrik beton veya taş örgülü silolar bulunmaktadır. Silo tiplerinin belirlenmesinde çiftçi imkanları, teknik bilgi, hayvan sayısı ve ekonomik düzey önemli yer tutmaktadır.

4.2. Toprak Üstü Plastik Örtülü Silolar

Basit ve düşük maliyetle yapılabilecek silo tipleridir. Plastik siloların çok değişken olan kapasiteleri ve işletmedeki sayıları; hayvan sayısı ekiliş alanı, üretim miktarı gibi faktörlere bağlıdır. Silaj yapımına yeni başlayan üreticilere tavsiye edilir. Yapımı için ahıra yakın, su tutmayan, düz ve sert bir zemin seçilir. Bu amaçla 4-5 m genişlikte ve depolanacak ürün miktarına uygun uzunlukta bir alan silo için yeterlidir.

Yüksekliği bir traktörün rahatça çiğneme ve sıkıştırma yapabileceği şekilde 1-2 m olmalıdır. Uygun zemin özelliğine sahip alana 5-10 cm kalınlığında sap-saman serilmelidir. Silonun üzeri biçim ve çiğneme işi bittikten sonra kaliteli, kolay yırtılmayan tek parça plastik örtü ile tamamen kaplanır. Örtünün kenarları biraz daha uzatılarak üzeri 10-15 cm kalınlıkta toprak tabakasıyla kaplanır. Toprak tabakası silo üzerine örtülen toprak siloya basınç yaparak silo içindeki havanın dışarı çıkmasına yardımcı olur. Ayrıca silaj ve plastik örtüyü dış etkenlerden korur. Silonun doldurulma işlemi tamamlandıktan sonra yağışlı günlerde silo tabanını sulardan korumak için silo etrafında 25-30 cm derinliğinde drenaj kanalı kazılmalıdır. Silaj olgunluğuna doğru üründe 1/3 oranında çökme görülür. Depolanacak ürün miktarı çökme oranı dikkate alınarak hesaplanmalıdır.

4.3. Yüzeysel Beton, Prefabrik Beton veya Taş Örgülü Silolar


Yatırım maliyeti yüksek olmasına karşın silaj kalitesini artırması ve işçilik kolaylığı sağlayan zemin üstü beton silolar entansif süt sığırcılığı işletmeleri için idealdir. İşletme hacmine bağlı olarak kapasite sayıları değişir. İki tarafı kapalı veya üç tarafı kapalı tipleri vardır. Silo iç yüzeyinin çok düzgün ve şaplı sıvalı olması istenir. Yapımında siloyu doldurma esnasında alet ve ekipmanların rahat çalışmasını sağlayacak şekilde planlanmalıdır. Üç tarafı kapalı olanlarda arkada veya yanlarda boşaltma rampa ve platformları bulunmalıdır. Silolar yan devirmeli çift dingilli romörkle boşaltma yapmaya uygun olmalıdır. Silo zemini öne veya ortada yapılan bir drenaj kanalına doğru % 1-2 meyilli olmalı, silo suları silo önünde yapılacak bir kanalla tahliye edilmeli, silonun önünde su birikmesine izin verilmemelidir. Silo tabanı ve duvarlar asitlere dayanıklı, yapıya sahip olmalıdır.

Beton silolarda genişlik bir traktörün rahat çiğneme yapabilmesi için genişlik en az 3-5 m, uzunluk ise 10-20 m olabilir. Hayvanların silo yemini kendi kendilerine yemelerine imkan veren sistemler dışında, çok geniş silolar, özellikle küçük işletmeler için tavsiye edilmez. Her gün silonun önünde en az 5-10 cm’lik bir kısmını yedirilmesi gerektiğinden ön yüzeyin genişliği silaj kalitesini olumsuz yönde etkilemektedir. Silo boyutlarını hesaplarken silo yemi, tüketecek hayvan sayısı, günlük yedirilecek silo yemi, silo yemi yedirilecek gün sayısı ve tarlada üreteceğimiz yem miktarı dikkate alınmalıdır. Mevcut değerlere göre silo boyutları belirlenir. Bunun yanında bir işletmede büyük silo yerine küçük boyutta bir kaç tane silo yapmak daha uygun olabilir.

4.4. Kule Tipi Yüksek Silolar

Prefabrik beton veya galvaniz metalden yapılabilir. Yükleme, boşaltma elektrik motoru veya traktör kuyruk milinden güç alan bir sistemle gerçekleşir. 300-2000 ton kapasitede olabilir. Ülkemizde sayıları çok az olup, tesis maliyeti oldukça yüksektir. Fakat çok büyük hacimli süt sığırcılığı yapan işletmeler için önerilebilir.

4.5. Silonun Doldurulması

Silaj yapılacak ürün önce temiz ve üstün nitelikte olması gerekir. Toprak, çakıl ve kum gibi yabancı maddelerden arınmış olmalıdır. Depolanacak ürünün temizliği fermantasyonu olumlu yönde etkiler. Materyalin parça büyüklüğü de silolama da önemlidir. Araştırmalar başlangıç yemlerinde parça büyüklüğünün büyükbaş hayvan grubu için 10-20 mm, küçükbaş hayvanlar için ise 10 mm’den daha küçük olması gerektiği belirtilmektedir. Bu yüzden hasat öncesi söz konusu ayarın kontrol edilmesi gerekir.

Doldurma işleminin bir iki gün içerisinde tamamlanmasında büyük yarar vardır. Bunun için işletmede o gün her işin geriye bırakılarak bütün işgücünün silonun doldurulmasında kullanılması gerekir. Buna rağmen işlem devam ediyor ise silonun doldurulan kısmı iyice kapatılarak bekletilmeli, üstü hiçbir zaman açık bırakılmamalıdır. Yemin siloya dolumu esnasında yem materyalinin durumuna göre belli aralıklarla katkı maddeleri kullanılabilir. Yüzeysel beton silolarda doldurma işlemi 80-100 cm yükseklikten yapılmalıdır. Doldurma aşamasında sıkıştırma işlemine özen gösterilmelidir.

Sıkıştırma ile ortamdaki hava uzaklaştırıldığı gibi, süt asidi bakterilerinin etkinlikte bulunacağı 30ºC lik Ortam ısısının sağlanmasına çalışılır. Sıkıştırma derecesi siloda ortam sıcaklığını etkileyen faktörler arasında bulunmaktadır. Sıcaklık derecesi fermantasyon seyrine, besin maddeleri kaybına ve silaj kalitesini etkilemektedir. Sıkıştırma işlemi silonun doldurulma aşamasında alt tabakadan başlanmalı ve dolum işlemi bitene kadar devam etmelidir. Yemler silo tipine bağlı olarak 20 ile 60 cm‘lik tabakalar halinde doldurularak sıkıştırma yapılmalıdır.

Doldurma ve sıkıştırma işlemi biter bitmez, silajın üzeri plastik örtü ile örtülerek üzerine toprak vb. maddeler çekilerek düzenli bir basınç sağlanmalı ve daha sonra üzeri sap balyası vb. ağırlıklarla kapatılarak etraftan hava alması engellenmelidir. Silajın çok iyi sıkıştırılmış ve havasının alınmış olması son derece önemlidir. Silaj hava alırsa kızışma olur, bozulur ve küflenir. Aynı şekilde siloya suyun sızması da önlenmelidir. Bu olumsuzluğu silo inşası zamanında zemin seçiminde dikkatli olunarak önlenebilir. Bununla birlikte yağmur, kar vb. su akıntılarının siloya girişine engel olunacak tahliye kanalları açımına dikkat edilmelidir. Sıkıştırma işleminin diğer bir yararı silaj yoğunluğunu arttırmaktır. Böylece daha fazla Ürün depolanabilir. Silo kapatıldıktan sonra basınç oluşturabilen bir motorla siloda kalan havanın boşaltılması fermantasyonun erken başlamasını sağlayacaktır.

Ek dolum zorunlu ise örtü kaldırılır. CO2 sebebi ile boğulma olmaması için çakmak ve kibrit ile kontrol edilir. Silonun doldurulmasına devam edilir. Fakat bu tür uygulamaların tekrarlanması istenmez. Yeni tabakaların siloya dahil edilmesi ile oluşan silo suyu, yeni hava girişi olasılıkları tüm yem yığınında olumsuz yönde etkiler. Başlangıçta silonun doldurulmasına ara verilmesi, silajın bozulmasına sebeb olarak gösterilmesine rağmen, 10 günlük bir aradan sonra yeni dolum yapılmasının zararı olmamaktadır. Bunun nedeni süt asit bakterilerinin faaliyetlerini tamamlamış olmasıdır. Ek dolumlarda materyalin soldurulmuş ve su içeriğinin %70 dolayında olmasına özen gösterilmelidir.

5. Silo Yeminin Oluşumu

Taze ve soldurulmuş yem materyali siloya doldurulduktan sonra bitkiler bir süre daha solunuma devam eder. Yığın içi, örtü altı ve kenar boşluklardaki O2 yaklaşık olarak 5 saat süre sonunda tüketilerek yerine CO2 üretilir. Meydana gelen bu gaz akışkan ya da kolayca uçup giden özellikte değildir. Oluşumu son derece hızlıdır. Solunum olaylarında daha çok kolay çözünebilen besin maddeleri kullanılır ve bir miktar ısı açığa çıkar. Meydana gelen CO2'in yığında kalması durumunda solunum O2 yetersizliği nedeniyle kısa sürede son bulur. Yaşamları için havaya ihtiyaç duyan tüm mikroorganizmalar ile canlı bitki hücreleri kısa bir zaman sonra ölürler. Böylece yem tabakaları birbiri üzerine oturur. Daha sonra tüm yem yığınını silo tabanına doğru yıkayarak besin maddelerince zengin hücre suyu dışarı çıkar. Bu sırada bitki üzerindeki bakteriler, bitki karbonhidratlarını çeşitli asitlere fermente ederler. Asit oluşumu önce yavaş, fakat daha sonra hızlı devam eder. Silonun doldurulması sırasında geçen sürenin uzun olması durumunda yemde bulunan oksijenin tahliyesi daha uzun süre alır ve fermantasyon yavaş seyreder. Bu nedenle silonun doldurulması ve örtülmesi en kısa sürede tamamlanmalıdır. Bu kademe yaklaşık 1-2 gün sürmektedir. Bu devreden sonra 10-20 gün süreli ikinci devre başlar. Açığa çıkan hücre suyunun dışarı atılmasında, yem yığınına hava girişine engel olunmalıdır.

Böylece sağlanan havasız ortamda, süt asidi bakterilerinin faaliyeti için şartlar oluşturulmuş demektir. Bu aşamada bir miktar sirke asidi ve bol miktarda CO2 oluşur. Silajın dolum esnasında yapılan sıkıştırma işlemi, yeterli değil ise fermantasyon sonucu butirik asit oluşur ve üründe bozulmalar başlar. Silolama işleminin düzenli yapıldığı bir siloda ise fermantasyon sonucu pH sürekli düşer ve yem ekşimeye başlar. Siloya alınan yeşil yemlerin etkin korunmasında oldukça önemli olan pH değeri, yemin kuru madde içeriğine bağlıdır. Kuru madde miktarı ile pH değeri arasında doğrusal bir ilişki bulunmaktadır. pH değerinin hızlı düşüşü, bitkisel enzimler aracılığı ile proteinlerin parçalanmasını geniş ölçüde durdurur.

Başlangıçtan itibaren geçen 4-6 hafta sonunda silaj, hayvanların rasyonlarına dahil edilebilir. Silonun açılması aşamasında, uygun görülen tarafının üstü topraklardan iyice arındırılmalıdır. Daha sonra ot, sap ve naylon örtüsü kaldırılmalıdır. Açılma işlemi kısa sürmelidir. Zira silaj yeminin uzun süre açık ve hava temasında bırakılması, özelliklerinin kaybolmasına neden olabilir. Açılan silo ön tarafından başlanarak ihtiyaca göre dilimler halinde kesilerek çıkarılır. Traktörle sürekli sıkıştırılmış silajın çıkarılması biraz yorucu olabilir. Bu işlemler için dirgen-çatal, bahçe beli, balta, kürek gibi el aletleri kullanıldığı gibi motorlu el tipi kesicilerde kullanılabilir. Hayvan sayısının fazla olduğu büyük işletmelerde silajın çıkarılması için traktör ön veya arka yükleyicilerden yararlanılır. Silodan çıkarılan silaj, taşıyıcılar tarafından ahıra veya doğrudan yemliklere dağıtılır. Soğuk bölgelerde donmuş olan silajın önceden ahır içine getirilerek çözündürülmesi yararlı olur. Silajı hayvanların önüne götürmek yerine hayvanları silo önüne getirerek beslemek de mümkündür. Bunun için parmaklıklı veya elektrikli gergilerden yararlanılabilir.

6. Hayvanların Beslenmesinde Silajın kullanımı

Silo yemleri yeşil, sulu ve güzel aromalı, hayvanların severek yedikleri bir yemdir. İşletmede yeterli miktarda üretilebildiği takdirde bütün bir yıl boyunca başlıca kaba yem kaynağı olarak beslemede kullanılabilir. Silo yeminin kullanımı ilk olarak süt inekleri için düşünülmelidir. Bunun yanında besiye alınan sığır, buzağı ve danalar içinde silo yemi iyi bir yem kaynağıdır. Süt ineklerinin beslenmesinde yaygın olarak kullanılan silaj, bu hayvanların günlük kuru madde ihtiyaçlarının yaklaşık yarısını silo yeminden karşılanması mümkündür. Hayvan ırkına göre değişmekle birlikte süt ineklerine günlük 20-30 kg arasında silo yemi verilebilir. Silo yemleri kuru maddece düşük, suca zengin yemler olduğundan süt ve besi hayvanlarının rasyonlarında kuru madde ihtiyacının karşılanabilmesi için günlük 5 kg kadar kuru ot ile verim düzeyine göre ilave kesif yem verilmesi zorunludur.

Süt ineklerinin silo yemi ile beslenmesinde dikkatli olunmalıdır. Sütün kokuya hassas olması nedeni ile silo yeminin sağımdan sonra ahıra getirilmesi gereklidir. Ayrıca hayvanların önüne bırakılan yemler tamamen tüketilmemişse artan bu yemler gelecek yemleme zamanına kadar ahırda tutulmamalı veya altlık olarak kullanılmalıdır. Yemlemeden sonra ahır temizlenmeli ve havalandırılmalıdır. Yemlemede kullanılan elbise veya iş önlükleri de ahır dışındaki bölmelere asılmalıdır.

Silo yemlerini buzağı ve genç sığırların beslenmesinde de kullanmak mümkündür. Bu hayvanlar için fazla sulu silo yemleri ile pancar yaprağı silajı pek önerilmemektedir. Bununla birlikte buzağıların silo yemleri ile beslenmesine 4.aydan itibaren başlanmalıdır. Daha sonraki aylarda günde tüketebilecekleri silo yemi 5 kg’a kadar çıkarılmalı, sadece silo yemine dayalı tek yönlü beslemeden kaçınmalıdır.

Koyunlar alıştırmak koşulu ile silo yemini severek tüketirler. Bu hayvanlar için silo yeminin erken biçilmiş yeşil ottan hazırlanmış olması daha büyük önem ifade eder. Böyle bir yemi koyunlar kuru otla karıştırmak suretiyle günde 1-1.5 kg, yalnız olarak da 6 kg’a kadar tüketebilirler. Yavrulu koyunlara verilecek günlük miktarı, diğer yoğun yemlere de yer vermek amacıyla, 3-4 kg’ın üzerine çıkmamalıdır.

Silo yemleri besin madde içeriklerine göre oldukça ucuza mal olan yemler olduğundan rasyonda artan oranda silaja yer verilmesi, üretim maliyetini düşürmektedir.

7. Silo Katkı Maddeleri

Silolama esnasında biyolojik ve teknik şartlar her zaman mükemmel bir şekilde yerine getirilemez. Yemlerde kaçınılmayan kirlenmeler, teknik noksanlıklar, fermantasyonu olumsuz yönde etkileyen mikroorganizmalar ve yem yığınına havanın sızması gibi nedenler silo yemi kalitesinin değişmesine neden olur. Bu yüzden fermantasyon biyolojisi ve tekniğine yardımcı olabilecek bazı katkı maddelerinin kullanılması zorunlu hale gelir. Siloda hızlı bir şekilde süt asiti fermantasyonunun kısa sürede oluşabilmesi için, ürünün karbonhidrat bakımından zengin olması gereklidir. Bir yem materyali karbonhidrat bakımından ne kadar zengin ise o derece kolay, ne kadar fakir ise silolanması o derece güç olmaktadır. Yemler silolanma yeteneklerine göre üç gruba ayrılabilir.
-Kolay silolanabilen yemler

-Mısır, sorgum tür ve melezleri, Ayçiçeği, şekerpancarı yaprakları, hayvan pancarı, fiğ-tahıl karışımları vb.

-Orta derecede silolanabilen yemler

-Çavdar, arpa ve yulaf hasılları, bakla, baklagil karışımları, üçgül, çayır otları vb.

-Güç silolanabilen yemler

-Üçgüller (Çiçeklenmeden önce hasat edilirse), yonca, fiğ, bezelye, kolza vb.
Fermantasyon olaylarının oluşumunu garanti altına almak ve silo yeminin besin maddelerince zenginleşmesini sağlamak amacıyla çeşitli katkı maddeleri kullanılır. Katkı maddeleri; süt asidi oluşumunu hızlandıran maddeler, asitler ve istenmeyen mikroorganizmaların gelişmesini önleyen maddeler şeklinde gruplandırılabilir. Ülkemizde genelde kullanılan katkı maddeleri melas, pancar posası, pancar talaşı, tahıl kırmaları ya da unlarıdır. Güç silolanabilen yemlere % 2-3 melas, % 18 pancar posası, %8-10 pancar talaşı, %5-10 arpa veya yulaf kırması dahil edilebilir. Fermantasyona etkisi zayıf olmakla birlikte bakterisit etkiye sahip tuz % 1-3 kg oranında ilave edilebilir. Erken devrede biçilen bitkiler (özellikle baklagiller) için silolamayı kolaylaştırmak amacıyla mısır ve sorgum ilave ederek silolama yapmak da mümkündür. Bu iş için bitkilerin iyi doğranıp karıştırılması gerekir.

Sığır beslemede kullanılan ve süt ineklerinin beslenmesinde temel rasyonu çoğu kez tek başına oluşturan mısır silajının protein eksikliğini gidermek ve enerji-protein dengesini sağlamak için, mısırın silolanması esnasında veya silo yeminin hayvana yedirilmesi aşamasında azotça zengin kaynaklarla takviye edilmesi yoluna gidilmektedir. Bu amaçla çoğu kez üreden yararlanılmaktadır. Geviş getiren hayvanların protein tabiatında olmayan azottan yaralanabildikleri ortaya konmuştur. Bol miktarda ve oldukça düşük fiyatla üretilen üre, protein tabiatında olmayan azot kaynakları arasında en fazla kullanılanıdır. Mısırın silajı üretim aşamasında üre ilavesinin silo yemi protein içeriğinin artmasına, organik maddelerin sindirim derecelerinin ve yem değerinin yükselmesine katkısı olduğu belirlenmiştir. Mısır silajına 5 kg/ton üre ilave edilebilir. Süt asidi bakterilerinin faaliyetini kolaylaştırmak ve pH’ı ayarlamak amacı ile 100 kg yeşil yeme 450g sülfürik asit, organik asitlerden 200cm3 formik asit 6 kat su ile sulandırılarak katılabilir . Melasta 1-2 kat su ile karıştırılarak tabakalar arasına atılmalıdır.

8. Silo Yeminin Özellikleri

Silo yeminin rengi yapıldığı bitkiye göre değişmekle birlikte açık yeşilden daha koyu tonlara kadar değişebilir. Silajın hoşa gidecek bir kokusu olmalı, istenmeyen tereyağ asidi ve küf gibi kötü kokular olmamalıdır. Bitkilerin yaprak ve sap kısımları bozulmadan kalmalı, yapışkan bir görünümde olmamalıdır.

8.1. Silo Yemi Değeri ve Ölçülmesi


Silajın yem değeri, öncelikle yemin türüne, biçim zamanına ve olgunluk derecesine bağlıdır. Bunun dışında silolama tekniği de yem değeri üzerinde etkilidir. İyi silolanmış yemler yem değeri bakımından başlangıç yemlerine göre fazla farklılık göstermezler.

Silaj kalitesinin düşmesi silodaki aşırı ısınma sonucu istenmeyen tereyağ ve sirke asidi bakterilerinin etkinliğinden kaynaklanmaktadır. Bu olaylar silo yemi pH’sını ve besin maddeleri sindirilebilirliğini olumsuz yönde etkilemektedir. İyi bir silajda süt asidi %2, sirke asidi ise %0.3-0.8 dolayında olmalıdır.

Silajın yem değeri ölçülürken bir çok yöntemden yararlanılır. Bu yöntemlerde değişik ölçüler belli bir esasa göre puanlandırılır. Daha sonra yemin aldığı puan ve sıralamadaki yeri değerlendirilir. Burada dikkat edilmesi gereken nokta, silo yeminin yem değerinden bahsederken bunu silo yemi niteliği ile aynı anlamda kabul etmemelidir. Silo yeminin niteliğinden amaç, fermantasyonun seyrine göre silo yeminde görülen değişimdir. Silo yeminin yem değeri ise bu yemi tüketen hayvandan elde edilen ürün akla gelmelidir. Silo yemlerinin yem niteliğinin tahmini fiziksel ve kimyasal yöntemlerle yapılmaktadır.

8.1.1. Silo Yemlerinin Fiziksel Analizlere Göre Değerlendirilmesi

Fiziksel yolla yapılan belirlemede duyu organlarından yararlanılır. Bu bakımdan koku silo yeminin en belirgin fiziksel özelliği olarak kabul edilmektedir. Bunun yanında kuru madde ve pH değeri niteliğin belirlenmesinde önemli bir ölçüttür. Fiziksel yöntem pratik işletme şartlarında silo yeminin hızlı bir şekilde değerlendirilmesi yönünden önemlidir. Fakat bu değerlendirmede kişiye göre değişebilecek olan renk, koku ve strüktür puanlaması yemin niteliğinin belirlenmesinde başarılı sonuç vermeyebilir. Çizelge, 2’de silo yemleri için Alman Tarım Örgütü (DLG)’nün geliştirmiş olduğu fiziksel değerlendirme yöntemi verilmiştir.

8.1.2. Silo Yemlerinin Kimyasal Analizlere Göre Değerlendirilmesi


-Fleig Puanlama Yöntemi

Analitik yöntemler laboratuar ve bazı araç-gereç gerektirdiğinden kullanımları sınırlı gibi görülebilir. Fakat geliştirilen Fleig yönteminin masrafı az ve değerlendirilmesi çok kolay olmakta ve bu yöntem fiziksel yönteme göre daha güvenilir bilgi vermektedir (Çizelge, 3). Çünkü Fleig puanlama yönteminde yararlanılan pH değeri yemlerin yeterince ekşiyip ekşimediğini sayısal olarak belirleyen önemli bir ölçüdür. Bu yöntemde verilen denklemde { Fleig puanı: 220+(2x % kuru madde-15)-40pH} görüldüğü gibi yemin kuru madde oranı ve pH değeri belirlenmelidir. Laboratuar şartlarında belirlenen bu iki değer formülde yerine konulur. Belirlenen değer fleig ıskalası ile karşılaştırıldığında yemin hangi nitelik grubunda yer aldığı ortaya çıkar. Üretim ve satış aşamasında silajın bazı özelliklerinin belirlenmesi gerekebilir. Bu konuda bazı merkezlerde bulunacak Gıda Kontrol Laboratuarları bu endişeyi ortadan kaldırabilir. Ülkemizde rasyonel hayvancılık yaparak silajdan yararlanmaya çalışacak üreticilerimiz, yaptığı silajdan örnek alarak ilgili kuruluşlara getirir ve kısa zamanda silajın kalitesi öğrenebilirler. Daha sonra yem rasyonlarını bilinçli hazırlayacakları için hayvansal üretimleri olumlu yönde etkilenecektir. Hazırlanan özet bilgilerin, silaj hazırlama konusunda ilgililere faydalı olacağı inancındayız.

Cumhur Tonba Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 17-02-2009, 20:57   #3
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 02-12-2008
Şehir: antalya
Mesajlar: 3,093
Sn.Cumhur Tonba;
Çok güzel bir konu başlığı açmışsınız, umarım bu işle uğraşanlar verdiğiniz bu bilgilerden faydalanırlar bende kendi şirketimizin web sitesinden silajla ilgili bölümü buraya kopyalayıp yazıyorum inşallah katkımız olur.İyi çalışmalar.

Silaj Katkı Maddesi Nedir ?

Yeşil yemlerin havasız bir ortamda bırakılarak, süt asidi bakterilerinin yardmıyla ekşitilmesi yoluyla saklanması esasına dayanan yem saklama yöntemine SİLAJ denir. Yani silaj her türlü yeşil yemin, turşu şeklindeki konserveleridir. Silaj çiftçilerimiz tarafndan yem turşusu, ot turşusu, hayvan turşusu gibi isimlerle de anılmaktadır.

Silaj yapım esnasında biyolojik ve teknik şartlar her zaman mükemmel bir şekilde yerine getirilemez. Yemlerde kaçınılmayan kirlenmeler, teknik noksanlıklar, fermantasyonu olumsuz yönde etkileyen mikroorganizmalar ve yem yığınına havanın szması gibi nedenler silaj yemi kalitesinin değişmesine neden olur. Bu yüzden fermantasyon biyolojisi ve tekniğine yardmcı olabilecek bazı katkı maddelerinin kullanlması zorunlu hale gelir. Fermantasyon olaylarının oluşumunu garanti altına almak ve silo yeminin besin maddelerince zenginleşmesini sağlamak amacıyla çeşitli katkı maddeleri kullanılır.


Biosilage Kullanımının Faydaları :

• BIOSILAGE’ ın içeriğinde bulunan bitkisel eterik yağlar, TR2000 isimli faydalı bakteri dışında, oksijen bulunan ortamda yaşayan diğer mikroorganizmaları etkileyerek, silajın zararlı mikroorganizmalar tarafından istila edilmesini önler ve bu şekilde silajın homojen fermentasyonu garanti altına alınarak besin değeri korunur.

• BIOSILAGE’ın içeriğinde bulunan hem bitkisel eterik yağların ve hemde faydalı bakterinin etkisi ile başlangıçtan son kullanıma kadar silaja mantar bulaşması ve sonuçta MİKOTOKSİN (Aflatoksin v.s.gibi) oluşması önlenir.

• BIOSILAGE’ın içeriğinde bulunan bitkisel eterik yağların ve faydalı bakterinin etkisi ile oluşan enzimler, silajın besin değerini arttırır ve hayvanlar bu şekilde hazırlanan silajı daha da severek yerler.

Oğuz Alper Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 18-02-2009, 13:56   #4
Ağaç Dostu
 
Cumhur Tonba's Avatar
 
Giriş Tarihi: 07-07-2008
Şehir: EDİRNE-ANTALYA
Mesajlar: 11,420
Galeri: 80
Teşekkür ederim Oğuz bey.Hem benim için yazdıklarınıza hemde verdiğiniz ek bilgiye. Umarım silaj konusu ile ilgilenen arkadaşlarımıza yardımı olur.

Cumhur Tonba Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 24-12-2009, 09:13   #5
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 14-03-2008
Şehir: istanbul
Mesajlar: 270
ülkemiz şartlarında silaj

Sn.Cumhur Tonba,

Silaj büyükbaş hayvanlar ve mısır ile özdeşleştiriliyor. Bildiğim kadarıyla mısır silaj ının ülkemiz şartları için bazı eksileri var. Örneğin mısır silajının proteğin içeriğinin diğer silaj lara göre az olması. Ayrıca mısırın sulama gereksinimi olması da bir eksi bence.
Sonbahar da ekilen sulama ihtiyacı olmayan protein karbonhidrat oranının oldukça iyi olduğu tahılların silajı yapılması daha iyi olmazmı ? Amerika nın şartları mısır silajı için daha uygun olabilir. Biz ekipman ve uygulama olarak onları taklit etmek zorunda değiliz. Bu konuda düşünceniz nedir acaba ?

Ayrıca silaj ın Saanen keçileri için uygulanması hakkında bilginiz varmı ?

Teşekkürler

skanatlar Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 24-12-2009, 09:17   #6
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 14-03-2008
Şehir: istanbul
Mesajlar: 270
Etkin Mikroorganizma'ların ( sanırım özellikle laktik asit bakterilerinin ) silaj yapımında kullanılması ile ilgili uygulama yapan varmı ? Kaliteli bir silaj elde etmek için bu konu incelemeye değer bir konu bence. Bu konu ile ilgili bilgisi olan arkadaşlar bizimle paylaşırsa iyi olur.

Saygılarımla

skanatlar Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 25-12-2009, 15:43   #7
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 14-03-2008
Şehir: istanbul
Mesajlar: 270
İlgi çekici bir makale,

http://www.agrosan.net/ziraat/silaj.php

skanatlar Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 25-12-2009, 15:59   #8
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 28-07-2007
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 1,587
Galeri: 92
Cumhur bey, ilk mesajlarınız için kaynak belirtebilir misiniz?

Sevilay Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 26-12-2009, 20:20   #9
Ağaç Dostu
 
Cumhur Tonba's Avatar
 
Giriş Tarihi: 07-07-2008
Şehir: EDİRNE-ANTALYA
Mesajlar: 11,420
Galeri: 80
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Sevilay Mesajı Göster
Cumhur bey, ilk mesajlarınız için kaynak belirtebilir misiniz?

http://www.tarim.gov.tr/uretim/Bitki...Bitkileri.html

Cumhur Tonba Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 26-12-2009, 20:31   #10
Ağaç Dostu
 
Cumhur Tonba's Avatar
 
Giriş Tarihi: 07-07-2008
Şehir: EDİRNE-ANTALYA
Mesajlar: 11,420
Galeri: 80
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi ajanse1978 Mesajı Göster
Sn.Cumhur Tonba,

Silaj büyükbaş hayvanlar ve mısır ile özdeşleştiriliyor. Bildiğim kadarıyla mısır silaj ının ülkemiz şartları için bazı eksileri var. Örneğin mısır silajının proteğin içeriğinin diğer silaj lara göre az olması. Ayrıca mısırın sulama gereksinimi olması da bir eksi bence.
Sonbahar da ekilen sulama ihtiyacı olmayan protein karbonhidrat oranının oldukça iyi olduğu tahılların silajı yapılması daha iyi olmazmı ? Amerika nın şartları mısır silajı için daha uygun olabilir. Biz ekipman ve uygulama olarak onları taklit etmek zorunda değiliz. Bu konuda düşünceniz nedir acaba ?

Ayrıca silaj ın Saanen keçileri için uygulanması hakkında bilginiz varmı ?

Teşekkürler
Sayın ajansel. Silaj tüm yeşil aksamlı bitkilerden yapılabilir. Mısır'ın ilk akla gelmesinin sebebi doha kolay yapılması, birim alanda daha çok verimli olması, ikinci ürün olarak ekilmesi gibi avantajları sıralanabilir.

Baklagil ilavesi dışında mısır silajının protein içeriği üre vb. bileşiklerin ilavesi ile (% 0.5) problem olmamaktadır. Atılacak miktarın iyi ayarlanması gerekir.

Koyunlar alıştırmak koşulu ile silo yemini severek tüketirler. Bu hayvanlar için silo yeminin erken biçilmiş yeşil ottan hazırlanmış olması daha büyük önem ifade eder. Böyle bir yemi koyunlar kuru otla karıştırmak suretiyle günde 1-1.5 kg, yalnız olarak da 6 kg’a kadar tüketebilirler. Yavrulu koyunlara verilecek günlük miktarı, diğer yoğun yemlere de yer vermek amacıyla, 3-4 kg’ın üzerine çıkmamalıdır.

Tabii ki büyükbaş ve küçük baş hayvanların beslenmesinde hayvanların o anki durumuna göre ihtiyacı olan enerji ve protein ihtiyacını dengeli bir şekilde kesif yem, kaba yem ve silaj ile ayrlamayı unutmamalıdır. Silaj yem verilmeye yavaş yavaş, alıştıra alıştıra (Hergün silajı biraz arttırarak) maksimum yiyebileceği kabasiteye çıkarılmalıdır.

Yukarıda yazılı olan mesajları inceleyecek olursanız daha iyi anlaşılacaktır.
Saygılarımla.

Not: Şu anda bile maallesef saman yem olarak kullanılmaktadır. Meralarımızın durumu hiç iç açıcı değildir. Diğer etkenlerde araya girdiğinde hayvancılığımız yok olma çizgisine doğru hızla yaklaşmaktadır. Hele küçük işletmelerde. Ahırdaki hayvan nakit para gibi olduğundan, bu ekonomik sıkışıklıktaki çiftçilerimiz ara ara hayvan satışı ile ekonomisini dengelemeye çalışmaktadır. En sıcak örnek: Ben şu anda yaşadığım köye geldiğim zaman büyük baş hayvan miktarı 800, küçük baş hayvan miktarı 1000 kadardı.

Şu an köyümüzde yaklaşık 300 büyük baş ve koyun besleyen iki aile kaldı. Hayvan miktarı genelde %70 oranında azaldı.

Cumhur Tonba Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 28-12-2009, 08:09   #11
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 14-03-2008
Şehir: istanbul
Mesajlar: 270
Sn.Cumhur Torba

Tarımsal sanayi yan ürünleri ile slaj yapımı hakkında bilginiz varmı ? Örneğin bira posası, üzüm kabuğu gibi ürünler ile silaj yapımı hakkında.

skanatlar Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 28-12-2009, 16:16   #12
Ağaç Dostu
 
Cumhur Tonba's Avatar
 
Giriş Tarihi: 07-07-2008
Şehir: EDİRNE-ANTALYA
Mesajlar: 11,420
Galeri: 80
Sayın ajansel,
Bira posası ya da üzüm kabuğu ile silaj yapmayı hiç denemedik. Ben Tahirova Türk-Alman ortak tatbikat çiftliğinde 8 sekiz sene hayvancılık şubesinde teknik eleman olarak çalıştım. Bunu bir araştırmak lazım. Mantıken şu şekilde yapılabileceğini düşünüyorum.

Toprağı olmayan, ya da arazisi az olan ve yem bitkisi yetiştirme imkanı olmayan çiftçilerimize saman silajı yapmasını tavsiye ederdik. Samanı pancar melası ve kesif yemle (Arpa, buğday, mısır v.s.) zenginleştirerek ek mineral madde katkısı ile hayvanların iştahla yiyebileceği silaj yapılabilir. Bu konu hakkında daha detaylı görüşebiliriz.

Cumhur Tonba Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 29-12-2009, 07:47   #13
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 14-03-2008
Şehir: istanbul
Mesajlar: 270
Sn.Cumhur Tonba,

Ülkemizde senelik 3,5 Milyon ton üzüm üretiliyor. Bunun % 3 ü Şaraplık olarak.Şaraplık üzümün % 20 si Üzüm posası. Buda yaklaşık 20.000 Ton üzüm kabuğu demek. Çevreyi kirleten bu atıklar silaj yapılarak değerlendirilebilirmi.

Bu konuda Üniversitesi bünyesinde yapılan bir çalışma aşağıda ki linkte mevcut

http://ziraat.harran.edu.tr/zirfakde...ayi2/11-15.pdf

skanatlar Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 30-12-2009, 02:11   #14
Ağaç Dostu
 
Cumhur Tonba's Avatar
 
Giriş Tarihi: 07-07-2008
Şehir: EDİRNE-ANTALYA
Mesajlar: 11,420
Galeri: 80
Sayın Ajansel 1978,
Vermiş olduğunuz linki inceledim. Saman silajında uyguladığımız tekniğin aynısı sayılabilir.
Bu kabuklar silaj yapılmasa daha hayvan yemi olarak değerlendirilebilir. Ek katkı maddeleri ile silaj yapılabilir. Şu an pancar şirketleri Pancar Posasını 1200 kğ.lık paketler halinde 110 tl.ye köylerde hayvan yetiştiricilerine satıyorlar. Link için teşekkür ederim.

Bu konuda yapılan bir çalışma uzun ve ayrıntılı bir şeiklde anlatılmaktadır. Güzel bilgilerin bulunduğu bu çalışmayı okumanızı dilerim.
Saygılarımla.
http://www.trakya.edu.tr/Enstituler/.../152Levent.pdf

Cumhur Tonba Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 31-12-2009, 16:00   #15
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 14-03-2008
Şehir: istanbul
Mesajlar: 270
Sn.Cumhur Tonba,

Alıntı:
Yüksek su içeriğine sahip olması nedeniyle üzüm posasının açık havada bozulmadan saklanması sorun yaratmaktadır.
Oluşan bozulmalar ile yem olarak değerlendirilmesi mümkün olamamakta, bu halde tüketime sunulduğundabir takım sindirim bozukluklarına neden olmaktadır. Bu nedenlerden dolayı ürünün işletmeye getirildiğiandan itibaren kısa süre içinde tüketime sunulması veya su içeriğinin %10’a kadar düşecek şekilde soldurma işleminin yapılması gerekmektedir.
Verdiğiniz linkten yapılan alıntıya göre sanırım silaj yapılarak tüketilmesi daha doğru olacak.

Alıntı:
Silolanan materyalin bozulmaması için ortamda mutlaka LAB ve bunların laktik asit üretebilmeleri için yeterli miktarda SÇK ( suda çözünebilen karbonhidrat ) bulunmalıdır. Laktik asit bakterileri ancak ortamda yeterli miktarda SÇK bulunması halinde silaj fermantasyonu için gerekli laktik
asiti üretebilirler (Filya, 2000). Başlangıç materyalinde gerek LAB sayısının gerekse de SÇK içeriğinin oldukça düşük olması üzüm posası silajlarının 45 günlük silolama dönemi sonrasındaki laktik asit içeriğini ve LAB sayısını olumsuz yönde etkilemiştir. Laktik asit içeriği %2.59 KM, LAB sayısı ise 6.32 log10 cfu/g
olarak oldukça düşük, asetik asit içeriği ise %2.36 KM ile yüksek düzeyde saptanmıştır.
Anladığım kadarıyla silajın başlangıç aşamasında ortama suda çözünebilen karbonhidrat ve laktik asit bakterileri ilave edilmesi çok faydalı olacaktır. Asetik asit de istenmeyen bir oluşum olabilir. Yemin tadını ve sindirilebilirliğini bozuyor olabilir.

skanatlar Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 02-01-2010, 01:27   #16
Ağaç Dostu
 
Cumhur Tonba's Avatar
 
Giriş Tarihi: 07-07-2008
Şehir: EDİRNE-ANTALYA
Mesajlar: 11,420
Galeri: 80
saman kullanılarak yapılırsa fazla suyunu saman emebilir ve aynı zamanda saman da tatca ve besin maddesince zenginleşir.

Cumhur Tonba Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 02-01-2010, 05:47   #17
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 29-02-2008
Şehir: Tekirdağ
Mesajlar: 533
Sevgil ajanse 1978,

Ülkemizde şarap ve bira sanayiinden cıkan artıklar, arpa ve üzüm küspeleri zannettiğiniz gibi atılıp heba edilmemekteler.

Her iki üründe ülkemizdeki hayvancılık yapanlar tarafından kullanılmaktadır vede bu küspeleri olmak için bedel ödenmektedir.

Her iki küspede işletmelerin büyüklüklerine göre silaj yapımında ya da günlük karma yem karışımlarında kullanılabilir.

Arpa küspesi Ramazan ayı dışında sürekli ve taze olarak temin edilebilir içerdiği kuru madde miktarının her ne kadar % 30-35 olduğu söylensede % 20-22 civarındadır ve laktasyondaki hayvanlar için iyi bir sindirilebilir proteğin kaynağıdır,

Üzüm cibresi aynı pancar küspesi gibi dönemsel temin edilebilen bir yem ya da yem katkısıdır. Plastik bidonlarda uzun süre saklanabilir. Ben 220 Litrelik bidonda sadece tuz ilavesi ile 2 yıl bozunma olmadan koruyabidim.

Silajı domates , bezelye, enginar kabuklarından, meyve suyu endüstrisi posalarından, çayır otundan (eğer ot bulabilirseniz) da yapabilirsiniz


Mısır silajı sadece hayvan yemi olarak değil biogaz üretiminde aktivatör olarak ta kullanılıyor.

Sevgiyle kalın

ensar Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 02-01-2010, 12:21   #18
Ağaç Dostu
 
Cumhur Tonba's Avatar
 
Giriş Tarihi: 07-07-2008
Şehir: EDİRNE-ANTALYA
Mesajlar: 11,420
Galeri: 80
Sayın ensar,
Sitemize hoş geldiniz. Vediğiniz bilgiler için teşekkürler.

Cumhur Tonba Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 02-01-2010, 12:25   #19
Ağaç Dostu
 
Cumhur Tonba's Avatar
 
Giriş Tarihi: 07-07-2008
Şehir: EDİRNE-ANTALYA
Mesajlar: 11,420
Galeri: 80
Her halde ağız alışkanlığı. Resmi kurumlar ve yerleşik işletmeler dahi küspe ile posa terimini karıştırıyor.

Yağ bitkilerinin artan maddelerine küspe, diğerlerinin artan maddelerine posa terimini kullanalım.

Ayçiçek küspesi, pamuk küspesi, pancar posası v.s.

Cumhur Tonba Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 04-01-2010, 08:14   #20
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 14-03-2008
Şehir: istanbul
Mesajlar: 270
Sn.Ensar Bey,

Bilgiler için teşekkür ederiz. Tekirdağ'ın neresindensiniz? Üzüm cibresini nereden temin ediyorsunuz ve plastik bidonlarda saklama şeklinizi biraz açarak anlatabilirmisiniz? Plastik bidon yerine 50 kg lık PE poşetler kullanılmayı düşündünüz mü hiç ?

Teşekkürler,

skanatlar Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 04-01-2010, 23:30   #21
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 29-02-2008
Şehir: Tekirdağ
Mesajlar: 533
Sn ajanse,

Ben Tekirdağ-Muratlı ilçesi Ballıhoca köyü sınırları içinde ama köye yaklaşık 4 km uazaklıktayım.

Üzüm cibresini Ağustos sonundan itibaren rakı ve şarap üreticilerinden temin etmek mümkün. Şaraphaneler genellikle cibreyi mütahitlere veriyor onlardan alabiliyorsunuz.
Ben bir dostumun cibrelerini alıyorum.

Plastik bidon kullanmaktaki amaç cibreyi çok iyi sıkıştırarak muhafaza etmek. Böylece hava olmasını engelliyorsunuz. PE torbada bunu yapabilmeniz zor. Ayrıca bidonları yıllarca kullanacaksınız PE Torbalar ise genelde tek kullanımlık olacak ve yırtılma riski hep var olacak. İyice sıkıştırılmış olan cibre dolu kapaklı plastik bidonun ağzına kadar dolu olmasına özen gösterin. Dolu bidondaki cibrenin üzerini nohut iriliğindeki kaya tuzu ile tamamen kaplayın ve bidonun kapağını baskı uygulayarak kapatın. İki gün sonra kapağı açıp bidon içinde seviye azalması var ise tuz ilavesi yapıp kapatın.

Cibreniz asgari bir yıl bozunmadan duracaktır.

Sevgiyle kalın

ensar Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 12-02-2010, 15:59   #22
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 14-03-2008
Şehir: istanbul
Mesajlar: 270
Sn.Ensar

220 lt lik bidonu açtığınız zaman hayvanlarınız nekadar sürede bitiriyor ? Bu süre uzun ise hava ile temas edip bozulmasını engelliyecek bir tedbir alıyormusunuz ? ,

Silaj yaptığınız üzüm kabuklarının nem oranı hakkında bilgi verebilirmisiniz.

Saygılarımla

skanatlar Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 13-02-2010, 05:48   #23
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 29-02-2008
Şehir: Tekirdağ
Mesajlar: 533
sayın Ajanse,

Şaraphanelerden presleme sonrası aldığımız cibrelerin içindeki kuru madde miktarı % 30 civarındadır.

220 kg bir bidonu en fazla 4 günde tüketiyoruz. Genellikle de kış aylarında ya da serin havalarda koyunlara verdiğimiz için herhangi bir bozunma ile karşılaşmadık vede tuz dışında bir koruyucu kullanma gereği hissetmedik.

Sevgiyle kalın


Düzenleyen ensar : 13-02-2010 saat 05:50 Neden: imla
ensar Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 27-11-2014, 08:20   #24
Ağaçsever
 
Giriş Tarihi: 26-11-2014
Şehir: Bulgaristan
Mesajlar: 31
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Cumhur Tonba Mesajı Göster
Sayın ajansel,
Bira posası ya da üzüm kabuğu ile silaj yapmayı hiç denemedik. Ben Tahirova Türk-Alman ortak tatbikat çiftliğinde 8 sekiz sene hayvancılık şubesinde teknik eleman olarak çalıştım. Bunu bir araştırmak lazım. Mantıken şu şekilde yapılabileceğini düşünüyorum.

Toprağı olmayan, ya da arazisi az olan ve yem bitkisi yetiştirme imkanı olmayan çiftçilerimize saman silajı yapmasını tavsiye ederdik. Samanı pancar melası ve kesif yemle (Arpa, buğday, mısır v.s.) zenginleştirerek ek mineral madde katkısı ile hayvanların iştahla yiyebileceği silaj yapılabilir. Bu konu hakkında daha detaylı görüşebiliriz.
Sayin Cumhur bey,oncelikle verdiginiz bilgiler icin cok tesekkurler gercekten benim icin altin degerinde bilgiler Allah razi olsun,konunun uzerinden 6 sene gecmis ama bilmiyorum halen forumdamisiniz umarim burdasinizdir ki size sormam gereken daha bircok sorum var..ben Bulgaristanda buyuk bas sut besiciligi yapiyorum ama tarla kiralamadim yazinizdaki saman silaji ile ilgili daha detayli bilgi rica etsem acaba mumkunmudur??

akçabardak ve hira beğendi.
Ahkut06 Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 30-11-2014, 11:03   #25
Ağaç Dostu
 
Cumhur Tonba's Avatar
 
Giriş Tarihi: 07-07-2008
Şehir: EDİRNE-ANTALYA
Mesajlar: 11,420
Galeri: 80
Baytarizm: SİLAJ HAKKINDA HERŞEY

Merhaba Ahkut06.
Selamlar.

Öncelikle üstteki linki okumanızda fayda var.
Siz de biliyorsunuz ki saman genellikle yem maddesi olarak kullanılmaz modern işletmelerde. Kullanılırsa da sadece hayvanın bünyesinde dolgu maddesi olur. Fakat saman silajında biraz değerlenmiş olur. Melas, Baklagil ve hububat katkısı, Proteince zenginleştirmek için yemlik üre katılması, ve piyasadan bulacağınız yem katkı maddeleri ile saman değerlendirilmiş olur.

Şu an bu cevabı acel acele yazdım. Sağ olsun Sayın bahçedenn bildirmiş. 1 seneden bu yana internete doğru dürüst giremiyordum.
Görüşmek üzere. Sorunları beraberce araştırırız. Bir çözüm yolu buluruz her halde.
Saygılarımla.

Ahkut06 beğendi.
Cumhur Tonba Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 02-12-2014, 09:59   #26
Ağaçsever
 
Giriş Tarihi: 26-11-2014
Şehir: Bulgaristan
Mesajlar: 31
Cok tesekkur ediyorum Cumhur bey,ustteki vermis oldugunuz linkide okudum, musadenizle 1 sorum daha olucak,silaj paketleme makinalari var,bu makinadan aldigimizda silaji paketleme yaptikdan sonra o paketlenmis silaji herhangi bir yerde toprak alti gomucekmiyiz??

Ahkut06 Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 03-12-2014, 14:20   #27
Ağaç Dostu
 
Cumhur Tonba's Avatar
 
Giriş Tarihi: 07-07-2008
Şehir: EDİRNE-ANTALYA
Mesajlar: 11,420
Galeri: 80
Sayın Ahkut06

Silaj paketleme makineleri zaten silaj malzemesini yeteri kadar skıştırıyor, içerisinde hiç hava boşluğu bırakmıyor ve malzemenin hava ile temesını kesecek şekilde ambalaj yapıyor.
Slaj için önemli olan malzeme içindeki havayı almak ve havasız ortmfa yaşayan bakterilerin çalışmasına ortam hazırlamak.

Dolayısıyla silaj makineleri ile yapılan slajı toprağa gömmenize gerek yok.
Selamlar.

(Not) , Bilgisayarı açar açmaz ilk işim bu konuya bakmak oluyor. Ben buralardayım.

bahcedenn ve Ahkut06 beğendi.
Cumhur Tonba Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 03-12-2014, 14:36   #28
Ağaç Dostu.
 
bahcedenn's Avatar
 
Giriş Tarihi: 26-11-2011
Şehir: Trakya bea :)
Mesajlar: 1,359
Konu dışı olacak ama çok merak ettiğim için soruyorum. Sn. Ahkut06, büyükbaş süt besiciliğini neden Bulgaristan'da yapıyorsunuz? Türkiye'de değil de Bulgaristan'da olmasının mutlaka avantajları vardır. Avantajlarının yanında dezavantajları da nelerdir?

bahcedenn Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 03-12-2014, 15:52   #29
Ağaçsever
 
Giriş Tarihi: 26-11-2014
Şehir: Bulgaristan
Mesajlar: 31
Sn.bahcedenn, Aslen Ankaraliyim 8 sene once geldim buraya universiteyi okuduktan sonra donmek istemedim Turkiyeye burda kaldim buraninda ekonomisi pek iyi olmadigi icin yapilicak en iyi isin hayvancilik oldugunu tespit ettim ve 3 sene once basladim..avantajlari hayvan fiyati ucuz yani 600-1000 euro arasi inekler,yonca balyasi 2 euro,saman balyasi 50 sent,yarmanin cuvali 7-8 euro arpa bugday tonla alirsak kg 15-20 sent isci maasi 150-350 euro arasi sutu mandiraya 30-35 sent den veriyoruz bence bu fiyatlar Turkiyeye gore uygun oldugu icin avantajlari olarak yazabilirim..dezavantajlarida sadece isci bence yani burda isciyi hic bos birakmamak gerekir surekli kontrol altinda tutulmali hem alkol icmelerine karsi hem hirsizliga karsi..

bahcedenn beğendi.
Ahkut06 Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 11-12-2014, 10:46   #30
Ağaç Dostu.
 
bahcedenn's Avatar
 
Giriş Tarihi: 26-11-2011
Şehir: Trakya bea :)
Mesajlar: 1,359
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Ahkut06 Mesajı Göster
Sn.bahcedenn, Aslen Ankaraliyim 8 sene once geldim buraya universiteyi okuduktan sonra donmek istemedim Turkiyeye burda kaldim buraninda ekonomisi pek iyi olmadigi icin yapilicak en iyi isin hayvancilik oldugunu tespit ettim ve 3 sene once basladim..avantajlari hayvan fiyati ucuz yani 600-1000 euro arasi inekler,yonca balyasi 2 euro,saman balyasi 50 sent,yarmanin cuvali 7-8 euro arpa bugday tonla alirsak kg 15-20 sent isci maasi 150-350 euro arasi sutu mandiraya 30-35 sent den veriyoruz bence bu fiyatlar Turkiyeye gore uygun oldugu icin avantajlari olarak yazabilirim..dezavantajlarida sadece isci bence yani burda isciyi hic bos birakmamak gerekir surekli kontrol altinda tutulmali hem alkol icmelerine karsi hem hirsizliga karsi..
Sn. Ahkut06, hayvancılık için kendi ekip biçtiğiniz yeriniz var mı? Yoksa tüm ürünleri dışarıdan mı temin ediyorsunuz?

bahcedenn Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Cevapla


Gönderme Kuralları
Yeni konu gönderemezsiniz
Konulara yanıt veremezsiniz
Ek dosya yükleyemezsiniz
Kendi gönderilerinizi düzenleyemezsiniz

BB code Açık
Smilies Açık
[IMG] Kodu Açık
HTML Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 01:17.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)


Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2024