agaclar.net

agaclar.net (http://www.agaclar.net/forum/)
-   Sürdürülebilir Doğal Tarım Bahçeleri (http://www.agaclar.net/forum/surdurulebilir-dogal-tarim-bahceleri/)
-   -   Asoo / Hayalbağ (http://www.agaclar.net/forum/surdurulebilir-dogal-tarim-bahceleri/40035.htm)

Asoo 23-06-2020 11:35

2 Eklenti(ler)
Ve sonunda tavuklarımız da geldi.

Tavukçu, köyünde konuşmamızdan bir gün sonra tavuklarla kapımıza dayandı. Alıştığımız üzere araç yukarı çıkamadığından tavukları tepeye biz çıkardık. Kaç tur indim çıktım bilmiyorum. yolumuz oldukça dik. Eğimi anlatabilmek için şöyle söyleyeyim: Tavukçu son inişin bir kısmını yuvarlanarak tamamladı. Allahtan bir şey olmadı. Bize de ilk hevesle pek zor gelmedi. Tabii iş bitene kadar. İş bitince ben de bittim.

İşte tavuklar.


Eklenti 710818


Taşıma işi biter bitmez hane halkı merak gidermeye kümese gelip seyre dalmıştı ki, kızım yerde bunu bulmuş.


Eklenti 710819


1975 ten bu yana ilk defa sıcak yumurtaya dokundum.

Asoo 25-06-2020 12:38

İlk günler günlük 10-12 yumurta alıyorduk. 23 yetişkin tavuk için biraz düşük bir sayı gibi gelse de memnunduk. Sonra sayı hızla düştü. Ve özellikle yarkalarda hırıltı ve tıksırık başladı (Veya biz farketmeye başladık.). Sarmısak, bitki çayı vs. türü şeyler denedik. Yumurta sayımız 2-3 lere düştü. Bir sabah susseks yarkalardan birini ölü bulunca, oğlum veterinere gitti. Sularına karıştırılacak iki antibiyotik vermiş.

Ama hiçbir uyarı yapmamış. Telefonla sorduğumda "Bir hafta on gün yumurtalarını yemeyin." dedi.

Demek ki veterinere sormayınca yumurtalar yenebiliyormuş. Dersimizi aldık. Bundan sonra sormayacağız.:D

Asoo 25-06-2020 13:38

Düşen yumurta verimiyle beraber, yumurta kabuklarının incelip kırılganlaşması da önümüze bir başka problem olarak çıktı. Düzenli olarak verebileceğimiz besleyici gıda arayışımız hızlandı.

Aslında suyumuz oldukça kireçli. Devamlı toprakla iç içeler ve bol yeşillik tüketiyorlar, demek ki yeterli gelmiyor.

Komşumuz Mürüvvet Hala (burada abla, teyze vs. yerine hemen hep hala kullanılıyor.) her gün peynir yapıyormuş. Peynirin suyunu da döküyormuş. Kendisiyle konuştuk, düzenli olarak alabileceğimizi söyledi. İlave olarak tükettiğimiz yumurtaların kabuklarını biriktirip öğütüp vereceğiz. Kalsiyumca zengin olan ve çevremizde bulabileceğimiz bir de ısırgan otu var. Pek iştahlı olmasa da yediler.

Şimdilik bunları deneyeceğiz. Kabuk işini halledersek ne ala, halledemezsek arayışlarımız sürecek.

Asoo 25-06-2020 16:51

Adamların neden konvansiyonel hayvancılık yaptığını daha iyi anladık.

Bir gün oğlum kümese gider gitmez bana telefon etti. Kümesin önünde yarısı yenmiş bir yarka olduğunu söyledi.

Apar topar gittim. Hayvanları saydık. Ne kadar kolay bir cümle "Hayvanları saydık." cümlesi, değil mi? Aslı hiç de öyle değil. Kıpır kıpırlar keratalar.

Bir hayli deneme sonrasında doğru saydığımıza kanaat getirdik. İki yarka eksik çıktı. Demek ki birini kısmen yiyen yaratık diğerini de alıp gitmiş.

Tel örgünün etrafını dolaşınca, eğim ve arazi engebesi nedeniyle biraz zayıf bulduğu bir noktada telin altını kazarak girmiş tilki. Tilki diyorum, çünkü o taraflarda keşif yaparken görmüştük birkaç gün önce.

Zaten tel örgü 10-15 cm zemine gömülüydü ama çukurda kalan bir yerde yüzeye yakınmış. Hemen orayı ve riskli gördüğümüz yerleri kapattık.

Asoo 25-06-2020 20:54

Telin altını sağlama aldık diye rahatlamıştık. Bu rahatlık birkaç gün sürdü. Sonra yine bir ölü yarka bulduk. Bütün olarak yerde yatıyordu. boynunda birkaç delik ve kan vardı. Tel örgüde kopma, altının oyulması falan yoktu. İnternetten sansar gelincik gibi hayvanları araştırayım diye hayvanı gömüp eve gittim.

Yarım saat sonra oğlum beni aradı yine. Tel örgünün içinde otururken yaklaşık 10 m uzağında bir patırtı kopmuş, tüm tavuklar kümese kaçışmaya, bazıları da kuytu yerlere sinmeye çalışmış. Yırtıcı bir kuş bir yarkayı yakalamış mücadele ediyormuş. Hemen koşmuş. Oğlum koşunca alıcı kuş yarkayı bırakıp aceleyle kaçmış. Oğlum kuşu tam görememiş ama saldırıyı sağ olarak atlatan yarkanın da kafasında, boynunda benzer yaralar varmış. Demek bir önceki saldırıda ölen de yırtıcı kuş yüzünden ölmüş.

İnternetten aramalarımda iki çözüm öne çıkıyordu. Parlak, yansıtıcı şeyler veya bayrak gibi hareketli nesneler asmak. Diğeri de gezinme alanının üstünü filemsi bir şeyle kapatmak.

Önce parlak cisimleri denemeye karar verdik. Çünkü gezinme alanımız yarım dönümü geçkin. T şekilli tahtaların uçlarına ipte sallanan cd ler astık.

Bir hafta kadar saldırı olmadı. Sonra yine bir kayıp verdik. Bu seferkinin yarısı yenmişti. Sanırım parlak cisimlere alıştı veya açlık korkuya galip geldi.

Şimdilik gezinme saatlerini kısaltıp başında nöbet tutuyoruz. Sanırım gezinti alanının üstünü kapatmamız gerekecek.

MeyveliTepe 25-06-2020 23:10

Kümesin toprağa gömülü telle korunuyor olması çok önemli. Telin en az 40 santim derine inmesi ve alttan bir karış kadar da dışarı doğru bükülü olması lazım ki, kazıldığında daima telle karşılaşılsın.

Yırtıcı kuşlar zor durum. Son dört senede 40 tavuktan 20 tanesini bir şekilde aldılar. Özellikle sisli puslu havayı severler.

derin35 25-06-2020 23:34

Sayın Asoo, tavuklarla ilgili deneyimlerinizi okurken, kendim yaşamış gibi yoruldum.

Ne zor işmiş?

Sözü uzatmadan, size kolaylıklar diliyorum.

Portakal Rengi 26-06-2020 08:35

Kartalkaya adını nereden alıyor anlaşıldı.
Bir yandan doğa ile içiçe olmak keyfi, bir yandan istediğini yapamama üzüntüsü.
Kuştan kaçınmak zor iş.
Kolaylıklar diliyorum.

Portakal Rengi 26-06-2020 08:53

Aklıma geleni paylaşayım.
Yarkaları ayırsanız. Üstünü kümes teli ile kapladığınız küçük bir alanda dolaşsalar.
Büyük tavuklara da saldırı olur mu bilmiyorum ama olasılık azalır.

Asoo 26-06-2020 11:09

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi MeyveliTepe (Mesaj 1591716)
Kümesin toprağa gömülü telle korunuyor olması çok önemli. Telin en az 40 santim derine inmesi ve alttan bir karış kadar da dışarı doğru bükülü olması lazım ki, kazıldığında daima telle karşılaşılsın.

Yırtıcı kuşlar zor durum. Son dört senede 40 tavuktan 20 tanesini bir şekilde aldılar. Özellikle sisli puslu havayı severler.


Kümesimiz Nasrettin Hoca'nın mezarı gibi. 0,5 m gömülü telle zemini korunuyor. Üstü bildiğiniz çadır malzemesi.

Fakat gezinme alanındaki örme teli 0,5 m gömmek, bizim gibi el işçiliği yapanlar için hayli zor. Çevresi yaklaşık 100m.

Köpeklerimize yemlerini tel örgü etrafında vermeye çalışıyoruz ki, o taraflara devriye atsınlar.

Asoo 26-06-2020 11:41

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi derin35 (Mesaj 1591718)
Sayın Asoo, tavuklarla ilgili deneyimlerinizi okurken, kendim yaşamış gibi yoruldum.

Ne zor işmiş?

Sözü uzatmadan, size kolaylıklar diliyorum.

Teşekkürler.

Bir o kadar da keyifli.

Asoo 26-06-2020 12:54

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi Portakal Rengi (Mesaj 1591728)
Aklıma geleni paylaşayım.
Yarkaları ayırsanız. Üstünü kümes teli ile kapladığınız küçük bir alanda dolaşsalar.
Büyük tavuklara da saldırı olur mu bilmiyorum ama olasılık azalır.

Biz biraz daha kalıcı olsun, tabiattan daha çok faydalansınlar diye tüm gezinti alanını örtmeyi planlıyoruz. O iş uzarsa dediğinize benzer bir şey yapabiliriz.

Sanırım yarkalar olmasa tavuklara da dadanır. Yarkalar horozun uyarılarını daha az dinliyor, sürü disiplinini bozuyorlar. Kolay av oluyorlar.

MeyveliTepe 26-06-2020 13:08

Gezinme alanında bir kaç yere koloni oluşturup tavukların içine kaçabileceği bitkiler ekin. Bu şekilde yırtıcıyı farkeden tavuğun içine kaçabileceği gizlenme alanları yaratmış olursunuz. Örneğin birbirine yakın yer elması öbekleri çok iyi gizlenme ve kaçma alanı oluşturuyorlar.

Asoo 26-06-2020 13:17

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi MeyveliTepe (Mesaj 1591754)
Gezinme alanında bir kaç yere koloni oluşturup tavukların içine kaçabileceği bitkiler ekin. Bu şekilde yırtıcıyı farkeden tavuğun içine kaçabileceği gizlenme alanları yaratmış olursunuz. Örneğin birbirine yakın yer elması öbekleri çok iyi gizlenme ve kaçma alanı oluşturuyorlar.

Dün oğlumla, gezinme alanında hiç ağaç veya çalı olmaması üzerine konuşup dertlenmiştik.

Dertlenmiştik de, tek yıllık bitkiler hiç aklımıza gelmemişti. Birkaç yer elması yaprağı verip test edeyim.

Severek yedikleri bir şeyse barındırmazlar. Olmadı alternatif bitkiler düşüne biliriz.

camouflage 10-07-2020 22:14

Sabırlar diliyorum. Yonca ekebilirsiniz. Hem yer, hemde atmacadan aralarına saklanabilirler. Hatta bu işi fasılalı olarak iki bölümde yaparsanız sürekli yemelik yoncaları olur.

Asoo 11-07-2020 15:00

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi camouflage (Mesaj 1592560)
Sabırlar diliyorum. Yonca ekebilirsiniz. Hem yer, hemde atmacadan aralarına saklanabilirler. Hatta bu işi fasılalı olarak iki bölümde yaparsanız sürekli yemelik yoncaları olur.

Teşekkürler.

Arazimiz eskiden tamamen yonca için kullanılmış. O yüzden her yerde muhtelif otlarla beraber yonca var.

Gezinti alanı olarak çevirdiğimiz 500m2 yerdeki yoncaları dahi bitiremedi keratalar.

Yoncaya özel bir ilgileri yok. Diğer otları ne kadar yiyorlarsa yoncayı da o kadar yiyorlar. Ve bu gidişle bu alanı tamamen kurutamayacaklar.

Asoo 11-07-2020 16:01

1 Eklenti(ler)
Eklenti 711366

Geçenlerde güneş henüz doğmadan bu fotoğrafı çektim. Uzak mesafeden dolayı devamlı müşterimiz atmaca net çıkmamış.

Ama yüzsüzlüğü fotoğraftan anlaşılıyor her halde.

devrann 12-07-2020 12:51


Merhaba başınız yırtıcılarla belada gibi sanırım video'daki gibi bir tünelin bu soruna çözüm olması muhtemel özellikle yırtıcı kuşlara karşı.Hem tavuklar canlarından olmadan rahatça dolaşırlar hemde etrafı pisletmezler.İlk duruma göre biraz hapis hayatı gibi olacak yarka ve tavuklara ancak bu sayede ilk teli aşan azimli tilkilere ikinci bir bariyer görevide görecek.

Asoo 12-07-2020 20:31

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi devrann (Mesaj 1592632)
Merhaba başınız yırtıcılarla belada gibi sanırım video'daki gibi bir tünelin bu soruna çözüm olması muhtemel özellikle yırtıcı kuşlara karşı.Hem tavuklar canlarından olmadan rahatça dolaşırlar hemde etrafı pisletmezler.İlk duruma göre biraz hapis hayatı gibi olacak yarka ve tavuklara ancak bu sayede ilk teli aşan azimli tilkilere ikinci bir bariyer görevide görecek.

Çok güzel bir fikir. Bitmek tükenmek bilmeyen notlarıma ekledim bile.

Şu an bu başlıkta organik ayarında yumurta üretip, çevremize satmak üzere bir sistem kurma gayretlerimizi paylaşıyorum. Geniş bir alanda gezinmediklerinde, elde edilecek yumurta ve eti müstakbel müşterilerimize gönül rahatlığıyla satamayız.

Planlarımda ev civarında kümesler yapıp süs tavukları yetiştirmek de var. Tünel sistemini burada kullanabilirim.

Asoo 13-07-2020 13:39

1 Eklenti(ler)
Sayfa, hep tavuk mesajları üzerine ilerliyor. İlerliyorlar da, tavukla yatıp tavukla kalktığımızı zannetmeyesiniz.

Her ne kadar dolu, soğuk, kırağı vs. sebebiyle bahçecilik faliyetlerimiz bitkisel hayata girse de, çıkmadık candan ümit kesmeyiz.

Hatta bazen ümit verici, hayata gülümsetici şeyler de olmuyor değil.

Sonbaharda sade kum içine çeliklediğim güller, birkaçı hariç tuttu gibiydi. Özellikle sarmaşık güller pek iştahlı sürgünler vermişti. Biri boyuna posuna bakmadan çiçeklenmiş.

Eklenti 711419

Yakında kumdan çıkarıp ya kalıcı yerine, ya da fidan torbalarına almam gerekecek.

Muda 13-07-2020 23:56

Sonbahardan önce tüpler veya başka bir yere dikerseniz tutma şansları çok az olur. Sonbaharda kalıcı yerlerine tayinlerini çıkartırsınız.

Asoo 14-07-2020 09:51

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi Muda (Mesaj 1592741)
Sonbahardan önce tüpler veya başka bir yere dikerseniz tutma şansları çok az olur. Sonbaharda kalıcı yerlerine tayinlerini çıkartırsınız.

Sayın Muda.

Kumu nemli tutmakta zorlandığımdan acele ediyordum ama biraz daha sabredeceğiz artık.

Kumda besin olmaması insanı tedirgin ediyor biraz.

Asoo 14-07-2020 10:15

Tesadüfen Erol Okutucu isimli bir beyin sitesinde, çelikle gül üretimi hakkında bir yazıyı kendime mihmandar edinmiştim.

Bu mesajlar sonrası bilgilerimi tazeleyeyim dedim, bir kez daha baktım. Yazının sonuna gelince fark ettim ki kaynak agaçlar.net miş.

Asoo 16-07-2020 21:33

2 Eklenti(ler)
Malumunuz olduğu üzere kazıklanmayı kabullenerek tavuklarımızı ve yarkalarımızı almıştık. Nitekim her şey planlandığı gibi gelişti.:D

Tavukların yaşlıca olduğunu tahmin ediyoruz. Yarkalarımız da ırklarının özelliklerini pek karşılamıyor gibi.

Zaten bu başlangıç sürümüz olacak, sonrasında saf ırklarla sürümüzü büyütecektik. Sürü büyüdükçe ilk aldıklarımızı yavaş yavaş eksiltip, Hayalbağ'da kendi kendine yenilenebilecek bir sürü sahibi olacaktık.

Hemen bir adım daha atalım dedik. Birinci saf ırk olarak RIR almaya karar verdik.

Rhode island red (RIR) doğadan iyi beslenen, dayanıklıca, uzun süre verimde kalan ve kesildiğinde et de veren bir ırk.

Bir süredir sosyal medyadan takip edip ciddi ve güvenilir bulduğum bir üretici ile irtibata geçtik. Elindeki iki günlük 25 adet civcivi aldığımızı söyleyip civcivlerin ücretine yol parasını da ekleyip hesabına gönderdik.

İki gün sonra civcivlerimiz Rize'den yola çıktı. 80 km yol tepip, Bolu yakınlarında otoban üzerinde bir mola yerinde, sabaha karşı 04:00 te kuşcuklarımızı teslim aldık.

Şunun güzelliğine, şirinliğine bakar mısınız?


Eklenti 711497


Kullanmadığımız bir odamızı onlara ayırdık. Sık sık gidip seyrediyoruz.
Çok keyifli bir uğraş oldu bize. Eşinmeye çalışmaları, koşmaları, su içmeleri hepsi bir başka tatlı.


Eklenti 711498

Dutlubahçe 16-07-2020 22:17

Maşallah. Hayırlı, bereketli olsun.

Bir gün semt pazarına giderken ' yalan söyleyen pazarcıdan alışveriş yapmıyacağım' dedim kendi kendime. Eve eli boş döndüm.

Asoo 14-08-2020 22:04

1 Eklenti(ler)
Bu gün RIR civcivlerimiz 36 günlük oldular.

15-20 gün kadar evdeki kullanmadığımız odada ağırladığımız misafirler ortalığı öyle bir kokuttu ki anlatılmaz.

Hanım baya sabretti. Pek bir şey de demedi. Ama bir sabah evin arkasındaki yarım kümese inşaat malzemeleri taşımaya başlayınca durumun ciddiyetini anlayıp, hemen bodrumda geçici bir yer ayarladım.

Bir hafta içinde evin arkasındaki kümesi bitirip yavruları oraya taşıyacağım. Artık ısıtmalı bir ortam olmadan da yaşayabilirler diye düşünüyorum.

Bakın!

Hayli büyüdüler.

Eklenti 712132

Asoo 14-08-2020 22:18

Birkaç veri ile civciv maceramızı anlatayım.

İlk geldiklerinde ölçmedim ama 40 gr kadar olmalılar.

25 afacan, 36 günde tam 20 kg yem tüketerek ortalama 380 gr ağırlığa ulaştılar.

Ortalama 380 gr ama ilginç bir şekilde en küçüğü 270 gr, en büyüğü 420 gr. Diğerleri ortalamaya çok yakınlar.

Yavaş yavaş horozlar anlaşılmaya başladı. Ama öyle haraketliler ki sayım yapılmıyor. Birkaç gün içinde sayacağız.

Asoo 22-08-2020 12:29

Dün civcivlerimizin altlarını temizlerken, merak içinde olduğumuz horoz sayısını da tespit etmeye çalıştık.

Her ne kadar tecrübemiz olmasa da ibiklerinin büyüklüklerine göre sayım yaptık. Bizi tereddütte bırakan iki taneyi de horoz kabul ettik.

11 horoz, 14 tavuk adayımız var.

Kızlarımızın daha çok olmasını istiyorduk. Ama %50 ihtimal olduğuna göre bu oran da bizi memnun etti.

Asoo 22-08-2020 13:02

Etlik tavuk olarak da Fransa'nın meşhur tavuk ırkı bresseyi tercih etmiştik.

Bresse tavukları Fransızların gurur kaynağıymış. Kırmızı ibik, beyaz tüyler ve mavi bacaklarıyla Fransız bayrağını çağrıştıran bu hayvanlar, dünyanın en lezzetli tavuk ırkı olarak biliniyormuş.

Biraz fazla yem tüketimleri olduğu söylense de hızla büyüyerek bu açıklarını kapatıyorlarmış. Hızlı dediysem, ticari et tavukları gibi 45 gün aklınıza gelmesin. 4-5 ayda kesime geliyormuş.

Fransa'da temizlenip paketlenen bresseler, alâmet-i fârikaları olan mavi bacaklarıyla beraber marketlerde satılırmış.

Bu anlattıklarımın hiç biri tecrübe ürünü değil. En azından şimdilik.

Asoo 22-08-2020 13:21

1 Eklenti(ler)
İki gün önce Bursa'dan Mete Küçükdüğenci'den Bresse edinmeyi başardık. Neredeyse üç aydır görüşüyorum. Sanırım üretimi talebe yetişmiyor.

Nihayet Mete Bey'den 17 adet Bresse iki adet de rir civciv temin ettik. Bunların da yem tüketimlerini ve ağırlıklarını not alacağım.

Ama 17 tanenin 4 tanesi 5-6 gün kadar daha büyük. 2 adet de rir olunca, Rize'den gelen rir ların yem tüketimi ve büyümeleri kadar sağlıklı veriler elde edemeyeceğim.

İşte minikler.

Eklenti 712264

En büyüğü 99, en küçüğü 33 gr.

Asoo 15-01-2021 13:51

3 Eklenti(ler)
Satın aldığımız RIR ve bresse civcivlerimizi büyüttük. Ama özellikle RIR civcivlerimizde çok kayıp yaşadık.

21. haftada bresseler, 25. haftada RIR lar yumurtlamaya başladılar.

Yetişkin olarak aldığımız soyu sopu belli olmayan tavuklardan da iyi kötü yumurta alıyoruz. Ama bir aya yumurtlar diye verdikleri yarkalardan hala yumurtlamayanlar var. Bize geleli 8 ay olmuş.

Millet yumurta pahalı diye söyleniyor.

Gelin de pahalı yumurtayı bizde görün!

8 aydır yumurtlamayan tavukları ve 13 tane horozu besliyoruz.

Şikayetçi olsak da kendi büyüttüğümüz horozlar öttükçe, tavuklarımız ilk yumurtalarını verdikçe büyük keyif yaşıyoruz.

Bresselerden birinin ikinci veya üçüncü yumurtası:

Eklenti 715634


Anaç tavuklar da bazen ayar tutturamıyorlar. Bu yumurta kendi rekorumuz. İnsanın avucuna sığmıyor maşallah.

Eklenti 715635


Bu iki yumurtayı yumurtlayan hayvanların kiloları aynı.

Eklenti 715636

Not :

XL- Çok büyük (73 gram ve üzeri)
L- Büyük (63-73 gram)
M- Orta boy (53-63 gram)
S- Küçük (53 gramın altında)

Dutlubahçe 15-01-2021 17:31

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi Asoo (Mesaj 1602112)
Satın aldığımız RIR ve bresse civcivlerimizi büyüttük. Ama özellikle RIR civcivlerimizde çok kayıp yaşadık......


Büyümüş hallerini görmek isterdik.

Muda 15-01-2021 18:48

Bazı tavuk yumurtaları özellikle genç olanlarda çift sarılı yumurta oluşturabiliyorlar. Çoğunlukla çift sarılıları çiftliklerde sanırım sivri olması nedeni ile ayırabiliyorlar. Ben uzun yıllar çift sarılı yumurta aldım. Ancak şimdilerde pek bulamıyorum. İçlerinde tek sarılı yumurtalar da çıksa çift sarılı yumurta çıkması güzel oluyor. Bir kere üç sarılı yumurta da çıktı. Arkadaşımda bulunan tavuğun biri bir kere normal yumurtlarsa sonraki yumurtlamasında çok iri yumurta yapıyordu. Tabi beslenmenin de önemi olduğunu düşünüyorum bu durumda.

Asoo 17-01-2021 16:37

3 Eklenti(ler)
Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi Dutlubahçe (Mesaj 1602124)
Büyümüş hallerini görmek isterdik.

RIR horoz:

Eklenti 715665


RIR tavuk:

Eklenti 715666


Bresse tavuk ve horoz:

Eklenti 715667

Maşallah diyelim.

Tüm acemiliklerime, hatalarıma rağmen bu hale geldiler.

Maalesef tavukların direnci horozlara göre daha düşük galiba. RIR ve Bresselerde pek az tavuğumuz bolca horozumuz büyüdü.

Dutlubahçe 17-01-2021 18:18

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi Asoo (Mesaj 1602213)
RIR horoz:

Eklenti 715665


RIR tavuk:

Eklenti 715666


Bresse tavuk ve horoz:

Eklenti 715667

Maşallah diyelim.

Tüm acemiliklerime, hatalarıma rağmen bu hale geldiler.

Maalesef tavukların direnci horozlara göre daha düşük galiba. RIR ve Bresselerde pek az tavuğumuz bolca horozumuz büyüdü.

Maşallah.

Hayırlısı ile kışı atlatınca, işler kolaylaşır ve kümes şenlenir inşallah. Belki civcivlerinizi kendiniz çıkarırsınız.

camouflage 25-04-2021 20:33

Habersiz bırakmayın bizi sayın Asoo ��

Asoo 13-06-2021 13:57

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi camouflage (Mesaj 1606216)
Habersiz bırakmayın bizi sayın Asoo ��


Sayın Camouflage ve tüm dostlar. Uzun zaman olmuş gerçekten. Mesajınızı gördükten sonra da bir süre yazamadım, üzgünüm.


Hayli zamandır ruhumda bir durgunluk vardı. Bedenimdeki güç ise durgun ruhumun taleplerini bile karşılayamıyor. İsteksizken çabuk da yoruluyorsanız ortaya bir iş çıkmıyor.

Nedir bu hallerin sebebi diye soruyorum kendime. Net bir cevap bulamasam da, birkaç ihtimal var gibi.

Bu salgın baş aktör gibi.

"Issız bir yerde yaşıyorsun şanslısın." dediğinizi duyar gibiyim. Haklısınız üstelik. Ama yine de farklı bir şekilde etkileniyoruz.



Adamın biri ishal şikayetiyle hastaneye gitmiş. Fıkra bu ya: Hastaneden kaçan bir deli ile karıştırılmış, tüm itirazlarına rağmen gömleği giydirip bir yere kapatmışlar. Kaçan delinin doktoru da izinde olunca adamcağız bir hafta orada kalmış. Doktor geldiğinde durumu fark edip adamcağızdan özürler dilemiş. Belki bir faydam dokunur diye:

"Hastaneye niçin gelmiştiniz?" demiş.

Adamcağız, "İshal şikayetim vardı," diye cevaplamış.

Doktor, "Şimdi nasılsınız, şikayetleriniz geçti mi?" diye sormuş.

Adam, "Hala ishalim, ama artık kafama takmıyorum," demiş.



Bu fıkrayı çok severim. Pek farklı konular üzerine anlatmışımdır. Şehir ahalisi artık pek takmıyor gibi.



Ara ara yaptığımız günübirlik İstanbul seyahatlerimiz ve Göynük'teki, bir hafta, on gün arayla yaptığımız alışverişlerimiz hariç kimseyi görmüyorum.

Köyde biri birine gidip gelenler var. Ama çoğunluk ev ziyaretlerini kesti. İki senedir bahçelerde ayaküstü konuşabiliyoruz. Ama Rasim Aga'nın sırtını sıvazlayamamak bana her geçen gün daha ağır geliyor.

Köy camisinde virüs korkumuz yok. Zaten haftada bir namaz kılıyoruz, onda da herkesin yeri belli. Benim yerimde salgından bu yana benden başkası namaz kılmamıştır sanırım. Sosyal mesafe de misliyle.

Ama çok özledim:

Omuz omuza namaz kılmayı.

İtiyad haline getirmeye çalıştığım itikafı.

Kalabalık mescitlere erkenden gidip, doluşunu seyrederken, "Eyvah ön safları kaçırıyorum," diye içimden geçirmeyi.





Ben tabiatım gereği temastan pek hoşlanmam. El sıkışmak bile bazen zor gelir. Daha doğrusu ben öyle sanıyordum.

Meğer öyle değilmiş. Birkaç sevenim ziyarete geldi bu dönemde.

Hele biri, üniversiteden arkadaşım Murat.

"Yârin yanağından gayri" her şeyi paylaştığımız Murat.

Hani şu yirmi beş senedir görmediğim Murat.

Zamanın onu bir yerlere, beni başka yerlere savurduğu, farklı farklı dönüşümlere uğrattığı gerçeğine rağmen, sımsıkı sarılma iştiyakını paylaştığımız Murat.

Olmadı.




Bizim evin bir adeti vardır. Hemen her şeyi en hassasımıza göre ayarlarız. Mesela Eşim bize göre temizlik konusunda daha hassas olduğundan, diğer bireyler onun ölçülerine uymaya çalışırız yapabildiğimizce.

Eşim ve kızım covid-19 olmama konusunda çok hassas. Kızım bu dönemde dışarıda yemek yememek gerektiği görüşünde. Harçlıklarını biriktirmiş. "Şu iş bitsin, arkadaşlarla gidip, elle yemek hazırlanan her yeri dolaşacağız," diyor.
İkinci turu da bana söz verdi.




Bir de ölüm oldu köyümüzde. Canbaz İsmail'i uğurladık.

Ne var bunda, zaten yaşlıydı, beklenen bir şeydi. Neden aklımı meşgul ediyor bu ölüm? Bir süre cevap bulamadım. Sonra jeton düştü.

Köyde 17 kişiyken 16 kaldık. Oranlarsak İstanbul'da 1 milyon kişinin ölmesi gibi bir şey.

Yalnız kalan Ayşe Teyze'nin vahim halini gözlemlemek de cabası.



Bu arada kayınpederimin kanser olması moralimizi, hayat arkadaşımın çoğu zaman onun yanında olması düzenimizi alt üst etti.


Parasızlık ayrı bir problem. Verandamızı düzenleyemedik. Bodrumun ve garajın kapısı yok. Ufak tefek inşaat işleri var. Vs. vs. Müstakil evde oturanlar beni anlar. Parasızlık deyince yanlış anlaşılmasın temel ihtiyaçlardan arta kalan kısım bu işlere yetmiyor.


Bahçeden yana da işler pek iyi gitmiyor. Pek çok ağacım gibi huş fidanım da büyümüyor. Yılda 10 cm büyünür mü kardeşim?

Tavuklarda ayrı bir alem. İyi kötü yumurta alıyoruz. Hatta satıyoruz bile. Ama bir türlü çözemediğimiz şekilde ara ara ölümler oluyor. Belki de zayıfların elenmesi gerekiyordur.

Çok karamsar bir yazı oldu, farkındayım. Sıkıntılarımız da var. Ama başarı ile mutluluğun hep beraber anıldığı çağımıza inat mutluyuz.

Mutluyuz eşim ara ara bir haftalığına köye geldiği için.
Mutluyuz birkaç güne kaz yavrularımızı teslim alacağımız için.
Kuluçka makinasına koyduğumuz yumurtaları beklediğimiz için mutluyuz.
Soğuktan etkilenen meyvelere inat üşümeyenler için mutluyuz.
Büyümeyen onca fidana rağmen, iyi gelişen kayısı fidanı için mutluyuz.
Birkaç güne papatya denizinde yürüyeceğimiz için, doğan güneş, yükselen ay, alınan nefes için mutluyuz.

Vesselam.

TCM 14-06-2021 15:33

Pek güzel yazmışsınız... Hatta pek çok güzel olmuş. TRT Belgesel izler gibi oldum. Yazım yanlışı yok, özenle belki saatler sürmüş yazması, emek harcanmış belli... Her şey gönlünüzce olsun...

Asoo 15-06-2021 18:29

Sayın TCM teşekkür ederim.

Tüm dilleri Allah'ın yarattığını ve tüm yaratılanlara nasıl saygı gösterip, onlarla uyum içinde yaşayıp, onlardan güzellikler devşirmemiz gerekiyorsa, dilimize de böyle yaklaşmak gerektiğini düşünüyorum.

Asoo 15-06-2021 19:41

Kazcıklar.
 
1 Eklenti(ler)
Birkaç hafta önce Mürüvvet Hala'nın oğlu kaz civcivi alacağını söylemişti. Hemen bize de almasını tembihledim.

Bir vakit sonra yukarılardan kaz sesleri gelmeye başlayınca, ekildiğimi düşündüm.

Meğer komşumuz, kaz satıcısının son kaz civcivlerini ve annelerini alıp, sonraki partiden bize rezervasyon yaptırmış. :)

Tam aklımızdan sildiğimizde, bir telefonla yeniden heyecanlandık. Birkaç güne kadar kazlarımıza kavuşacaktık.


Dün akşama doğru 5 adet civcivimizi aldık.

Irkı ne denince "kaz" diyorlar. Biraz zorlayınca "g35 miymiş neymiş," bilgisini alabildim.

Şimdilik "kaz" olduğu bilgisiyle yetineceğim.

Bunda şüphe yok. Ufacık şeyler inanılmaz yiyorlar maşallah.



Eklenti 719912

Hadi bakalım çocuklar, istemediğiniz kadar ot sizi bekliyor.


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 20:27.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)

Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2024