agaclar.net

agaclar.net (http://www.agaclar.net/forum/)
-   Sürdürülebilir Doğal Tarım Bahçeleri (http://www.agaclar.net/forum/surdurulebilir-dogal-tarim-bahceleri/)
-   -   Asoo / Hayalbağ (http://www.agaclar.net/forum/surdurulebilir-dogal-tarim-bahceleri/40035.htm)

Asoo 11-05-2018 09:11

İkinci dolu.
 
5 Eklenti(ler)
4 Mayısta yağan doluyu ucuz atlatmıştık. Fakat iki gün sonra tekrar doluya tutulduk ve bu sefer daha şiddetli ve iri yağdı. Fındığa yakın iriliğiyle 10-15 dakika devam etti.

Bu sefer zarar daha çok oldu:

Eklenti 673432


Eklenti 673433


Eklenti 673434


Eklenti 673435


Eklenti 673436

Asoo 11-05-2018 09:49

4 Eklenti(ler)
İkinci kere dolu başladığında, ben yine koşarak çadırın yanındaki fidelerimi korumak için üzerlerine naylon gerdim. Fideleri güvene almanın mutluluğuyla çadıra girip, açık kapıdan doluyu seyre daldım.

Dolu bittiğinde fideleri kontrole gittim. Ne göreyim? Yağan dolu taneleri naylonun üzerinde birikerek ağırlık yapmış ve naylon, fideciklerimin üzerine dolu tanelerinin tüm ağırlığıyla çökmüş. Hemen nazikçe kaldırdım. Birkaç domates fidesi kırılmıştı. Ama her çeşitinden 8-10 tane sağlam kalmıştı. Bunu teselli sebebi saydım.

Dolu afetini bu şekilde atlattık fakat 4 Mayısta başlayan yağmur neredeyse hiç durmamacasına bu güne kadar yağdı. Sanırım yarın ve sonraki gün de yağacak.

Bu yağmur, mutlu, mesut süregiden çadır hayatımızı kabusa çevirdi. Her ne kadar burayı evimiz gibi benimsesek de, nihayetinde burası bir yonca tarlası.

Yağıştan dolayı arazi bir bataklığa dönüştüğü için aracımız çadırın bulunduğu tepeye çıkamaz oldu.

Bu, hem kendimizi, hem de ihtiyacımız olan malzemeleri aşağı yukarı devamlı taşımak manasına geliyor. Bırakın arabaya kadar gitmeyi, en küçük bir iş için bile 10 metre yürüseniz, ayaklarda 2 kg çamur birikiyor. Otlar elbiselerimizi ıslatıyor. Eğimli arazide defalarca ayağımız kaydı. Oğlum başaramadı ama ben düştüm. Allahtan ufak tefek ağrı sızı ile atlattım. Elbise stoklarımız ıslanma ve çamurlanma sebebiyle tükendi. Nem öyle arttı ki ıslanan bir daha kurumaz oldu.

Odunlar da ıslandığından yakacak bulmakta zorlandık. Islak odunlar sobanın üzerini doldurdu, soba görünmez oldu.

Bağımızın ortasında bir dere oluştu. Şırıltısı bize şirin gelse de tüm sebzelerimizin su içinde kalması beni endişelendiriyor.

Özellikle Sayın Portorikolu'dan gelen sırık barbunya ve Sayın Heyyamola'dan gelen şenberber fasulye günlerdir yağan yağmurun altında. Muhtemelen bozulmuşlardır.

İşte son durum:

Eklenti 673441

Eklenti 673442

Eklenti 673443

Eklenti 673444


Enginarlar, bezelyeler, patlıcanlar. vs. vs. hepsi suyun içinde. :(

blick 11-05-2018 10:46

Geçmiş olsun sayın Asoo
Çamurda dolaşmanın ne demek olduğunu çok iyi anlıyorum keşke yağmur süresince orayı kendi haline bıraksaydınız. Yapabilecek fazla birşey yok çünkü :(

Fidelerin birkaç gün su içinde kalmasından bozulacağını düşünmüyorum inşallah öyle olur, severek gözünüz gibi baktığınız fideleriniz emeklerinizin karşılığını verir.

Asoo 12-05-2018 13:10

Teşekkürler Sayın Blick.

Oğlum Göynük'te okuduğundan ayrılamadım. Cuma günü hemen İstanbul'a döndük. Pazartesi günü biz dönene kadar sular biraz çekilmiş olur umarım.

Asoo 17-05-2018 11:22

2 Eklenti(ler)
Geçen haftaki yoğun yağmurlarda dışarıda kırmızı bir leğen unutmuştum. Yağmur suyuyla dolmuştu. Bir gün sonra da hemen hepsi aynı türden böceklerle doldu leğenimiz.

Bir kaç gün önce de bu gelincik dikkatimi çekti.



Eklenti 674020


Çiçekteki böcekler kırmızı leğendekilerle aynı.



Eklenti 674021


Acaba bu böcek zararlı mı, faydalı mı?

Muda 17-05-2018 12:35

Bakla zınıya benzer bir böcek. Aynı şekilde hareket ediyorlar. Çiçeklerin içinde oluyorlar. Onlar gibi kabuğu kalın değil. Ancak benzer olduklarını düşünüyorum. Suya da düştüklerine göre. Bende henüz gelmediler. Daha önceki yıllarda çok görmüştüm.

Musa Gündoğan 17-05-2018 12:44

bir leğen nelere kadir olmaya başladı.

Asoo 17-05-2018 14:05

Pazartesi pazar kuruluyor. Leğene biraz daha yatırım yapayım bari.

Kozanli 21-05-2018 09:46

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi Asoo (Mesaj 1540628)
Pazartesi pazar kuruluyor. Leğene biraz daha yatırım yapayım bari.

Mavi renk leğenide kullanabilirsiniz!

Asoo 24-05-2018 12:02

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi Kozanli (Mesaj 1540911)
Mavi renk leğenide kullanabilirsiniz!

Burada böcek nüfusu gün geçtikçe artıyor. Rengarenk leğenlerle süsleyeceğim etrafı.:D

Asoo 24-05-2018 12:36

Çadır nüfusu her gün artıyor.
 
3 Eklenti(ler)
Hayalbağ ve çevresinde tabiat her geçen gün canlanıyor. Çadır hayatı uzadıkça bu canlılığa alıştık.

Çeşit çeşit böcekler artık bizi pek korkutmuyor. Tarla farelerinin yatağımızın altına yuva yapmaları biraz rahatsız etse de, onlarla mücadeleyi bir sonraki güne ertelediğimiz oluyor.

Ama yinede timsahlığa özenmiş yeşil kertenkeleyle veya arılarla çadırı paylaşmak artık biraz sıkmaya başladı.


Eklenti 674581


Eklenti 674582


Hele farelerimizin arada sırada rast geldiğimiz yılanları çadıra çekmesinden endişe etmeye başladım.

Allahtan binanın betonarme kısmı bitti. Prefabrik kısım da 26 Mayısta başlayacak en çok beş gün sürer diyorlar.


Eklenti 674583

Tabiatla baş başa yaşamak istiyorum ama evde sadece ailem olsun.

Muda 24-05-2018 15:25

Sn. Asoo;

Yılanların gelmesini istemiyorsanız kükürt kullanabilirsiniz. Toz **** sulu hangisi olursa. İkisinin de ayrı artıları var. Sulu olanın kullanım kolaylığı var. Kükürt kullandığınız zaman sakın elinizi gözünüze iyice yıkasanız da sürmeyin. Sürerseniz oldukça problem yaşarsınız. Yılanlar da sanırım bu yüzden kükürtlü yere gelmiyorlar.

Asoo 24-05-2018 20:58

Sayın Muda. Çadırın kapısına ve zayıf nokta olan dört köşesine toz kükürt döktüm. Ama köstebek ve fareler çadırla dış ortam arasına durmadan yeni tünellerle bağlantı kuruyorlar. Bunlar da huylandiriyor insanı.

Bu tür endişelerin en iyi ilacı bedenen çokça çalışmak. İyice yorulayım, çadirda ne varsa var. Tulumun içinde sadece ben olayim yeter.

Asoo 27-05-2018 11:07

Bedava bakla hayali.
 
1 Eklenti(ler)
Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi Asoo (Mesaj 1535783)
İki gün önce bağda dolaşırken bir kara tavuk yanımdan uçup elma ağacının arkasındaki çalıların arasına girdi. Ben de merakla o tarafa yönelip kuşu aramaya başladım. Kuşu göremedim ama orada kendiliğinden bitmiş bakla bitkileri gördüm.

Eklenti 669518

Otların arasında, farkı noktalarda 7-8 tane gördüm. Şimdi meyve tutup tutmayacaklarını merakla bekliyorum.

Geçen sene de ayva ağaçlarının dibinde kendiliğinden bitmiş bir bezelye bulmuştum ve tüm bakım noksanlığına rağmen çok sağlıklı ve dolu dolu taneliydi.

Etraftaki tarlaların en az 15 senedir bostan olarak kullanılmadığını biliyorum. Eğer bu bezelye ve bakla bitkileri otların arasında bunca yıl hayatta kalabilmişlerse, bu uyum beni bu bitkilerin tarımını yapmaktan, toplayıcılığını yapmaya inkılab ettirebilir.

Gözlemeye devam edelim bakalım.


1 Nisan tarihinde böyle demişim.

İki gün önce bu mesaj aklıma geldi. Gittim baktım. Meyvaya durmuşlar:



Eklenti 674863


Yalnız bizim bakla bezelye vermiş. Geçen sene ayvaların dibinde bulduğum bezelye meyvaları da, bu bakla görünümlü yabani baklagile aitmiş.

Yerini bildiğim halde bulması da baya zor olmuştu. Toplamak hayli zor olacaktır. kaldı ki, yenilebilirliği de bence meçhul.

Yani bu bitkiyi kendi haline bırakıyor, Hayalbağ'ın zengin bitki topluluğunda bir unsur olmanın ötesine geçiremiyorum.

Asoo 06-06-2018 12:25

Ev şekillendi.
 
1 Eklenti(ler)
Eklenti 675768

Prefabrike kısmın montajı da geçen hafta tamamlandı.

Zemin, kalorifer, mutfak dolapları yapılacaklar hanesinde duruyor.

Bir de SEDAŞ'ın lütfedip elektrik direklerini dikmesi.

Hiç bir şey tam istediğim gibi olmadı. Ama hiç takmıyorum kafama.

İnşaat işlerinde tüketeceğim enerjiyi, hayatın daha manalı kısımlarına kanalize etmeye niyetlenmiştim. Öyle de yapıyorum. :)

Asoo 11-06-2018 00:05

Dışa bağımlılıktan kurtuluş gayretleri.
 
2 Eklenti(ler)
Benim Hayalbağ maceramın hedeflerinden biri de, yiyeceklerimizin tamamına yakınını üretmekti.

Soğan çok tükettiğimiz bir sebze. geçen sene deneme üretimi fena olmamıştı. 4,5 kg kuru soğan elde etmiştim.

Bu sene yıllık ihtiyacım çıksın diye 5 kilo arpacık ektim. Aralarında 1 kg civarı da sarmısak yetiştirmeye çalışıyorum. Sarmısak her halükarda yeterli gelir ama 5 kg arpacıktan ne kadar kuru soğan elde edebilirim bilemiyorum.

Şubat ortalarında dikim yapmıştım:

Eklenti 676151

Şu an 40-50 cm boya ulaştılar. Baş yapmaya başladılar.

Eklenti 676152

Umudum bu sene pazardan soğan almayacak kadar ürün almak. Ama eşe dosta ikram edecek kadar fazlalığa da itirazım olmaz.

Bu arada geçen seneki soğanlardan elde ettiğim tohumlardan arpacık üretimine de başladım. Ama telefonumun şarjı sık sık bittiğinden bir türlü fotoğraflayamadım. Arpacığı bu sene deniyorum. Eğer başarılı olursam soğan hususunda pazarla ilişiğim tamamen kesilecek. Tabii ki birkaç iyi soğan cinsinin tohumlarını bulup, o konuyu da kafamdan silmem gerek.

Asoo 11-06-2018 11:06

Dışa bağımlılıktan kurtuluş gayretleri.
 
3 Eklenti(ler)
Yoğun tüketimi olan bir başka gıda maddesi de patates.

Zaten Bolu'da yaşayıp da patates yetiştirmemek olmaz. Havasından mı, suyundan mı, toprağından, tohumluğundan mı bilmem; Bolu'nun patatesi gerçekten lezzetli oluyor. Bir köylümüzden aldığım patatesler, İstanbul'daki eş dost tarafından çok beğeniliyor. Ama bu patateslerin tohumlukları hakkında bir bilgim yok. Muhtemelen ticari tohumluklar kullanıyorlardır.

Köydeki komşularımdan biri, nesilden nesile ektikleri bir patatesleri olduğunu söyledi. Tohumluk da veririm dedi. Öylece kaldı.

Bizim köyde birileri ile iletişime geçmek hayli zor. Zaten üretim yapan üç dört hane var. Bu insanlar her daim ya bostanlarında, ya hayvan gütmedeler ya da muhtelif sebeplerle ilçeye gitmiş oluyorlar. Köy konağı, köy kahvesi yok. Tek sosyalleşilen yer cami. Camiye gelen ihtiyarlarla iletişim de biraz zor. Biri hiç duymuyor. Biri hanım bilir diyor. Biri benim her şeyi daha iyi bildiğimi söylüyor. Oldukça mütevazı ve çekingen insanlar. Kolay kolay fikir beyan etmiyorlar.

Bir tespitim de köyde hanımların gizli bir hakimiyeti olduğu yönünde. Bilgi birikiminin çoğu onlarda. Sanki burada şehirdeki hemcinslerinden daha güçlüler, ama bu güçlerini fazlaca sergilemiyorlar. Hanımlar yavaş yavaş beni kabullenmeye başladılar ama yanımda eşim olmadan pek sokulamıyorum. Velhasıl köyden patates konusunda bir fayda yok şimdilik.

Birkaç yıl önce çuvalda patates denemiş yarım kilo kadar patates elde etmiştim. Bu sefer işi büyütmeliyim ki, pazardaki patateslerden kurtulayım.

Bu iş için bu sene üç farkı cins patates deniyorum:

Birincisi Göynük pazarından aldığım Afyon patatesi diye satılan tohumluk. Üç ayrı yere yaklaşık 100 ocak dikim yaptım.

Diğeri köyde üretilen, fakat tohumunun ticari mi yoksa geleneksel mi olduğunu bilmediğim bir tür. Bolu patatesi deyip geçiyor, pazarcılık da yapan bu köylümüz. Farklı bölgelere 100 ocak da bundan diktim.

Bu iki cinsin genel durumu böyle:

Eklenti 676166


Üçüncüsü ise Erzurumlu bir dostumun bana getirdiği patatesler. Nesillerdir ektiğimiz patates diye dört adet getirmişti.

Eklenti 676167

Çok lezzetli olur diyor.

Köstebek riskine karşı patatesleri parça parça on dönüm araziye yaymıştım. Bu patateslere kıyamadığım için onları çuvala diktim.

Eklenti 676168


Şimdi bu 200 kök patatesten ne kadar ürün alabileceğimi merakla beklemekteyim.

Ekerken besmele çektik, "Kurda, kuşa, aşa!" dedik. İnşallah duamız fazlasıyla kabul olur, eşe dosta da tadımlık bir şeyler çıkar.

Bu arada bir patatesten ne kadar ürün alabileceğimle ilgili hiç bir fikrim yok.:(

Asoo 12-06-2018 14:41

Dışa bağımlılıktan kurtuluş gayretleri.
 
1 Eklenti(ler)
Bu yıl ilk kez bezelye ektim. Hem de büyük bir hevesle. Aslında bezelyeye bir düşkünlüğüm yoktur. Olursa yerim, olmazsa aramam.

Bu hevesin birinci sebebi kış sebzesi olması olabilir. Bakla, bezelye, soğan, sarmısak denediğim kış sebzeleri. Genelde pek zahmetsizler. Biraz erken ekerseniz otlar azgınlaşmadan, börtü böcek üremeden, sulamayla uğraşmadan kaşla göz arasında büyüyüveriyorlar.

Bir diğer sebep bezelye ile birçok yemek yapılabiliyor. Birçok yemeği zenginleştirebiliyorsunuz. Donmuş veya konserve olarak hazırda bekletmesi pratik.

Yani pazara bağımlılığı azaltmak isteyen biri için ideal bir sebze.

Elimde üç çeşit bezelye var. Çeşit sayısının artması izolasyon açısından problemli oluyor. Su, toprak güneş ihtiyaçları birbirinin aynı olan sebzeleri birbirinden uzak noktalara ekmek oldukça zorlayıcı oluyor.

Bunlardan bir veya ikisine şans tanıyıp, diğerini eleyeceğim.


Eklenti 676260


Ticari bezelye dediğim diğerlerinden bir hafta kadar önce verime durdu, fakat diğerlerinden daha çok meyva üretmiyor gibi. Fotoğraftakinin tane sayısı az denk geldi, diğer meyvalarda tane sayısı bir-iki fazla oluyor. Taneleri diğerlerinden daha iri.

Sayın Zekoş'tan gelen bezelyenin içini ayıklaması biraz zahmetli gibi fakat çiğ çiğ yemesi bile çok hoş. Denemek nasip olmadı fakat biraz erken davranılsa yaprak bezelye olarak da tüketilebilir gibi duruyor. Bir iki pişirimlik olsa da mutfakta azalacak olan yemek çeşitliliğine fayda sağlayacaktır. Deneyeceğim. Bir de diğer bezelyelerin beyaz çiçekleri ne göre albenili, renkli çiçekleri göz zevkimi okşuyor. (Kırlardaki yüzlerce çeşit çiçek, güzele olan açlığımı doyurmadı, bezelye çiçeğine bile ihtiyaç duyuyorum.:()

Zengarden'dan aldığım bezelye oldukça verimli. Hem meyva sayısı hem tane sayısı hem dolgunluğu iyi.

Elimde Ticari tohum dediğimden 700-800 gr kadar var. Seneye yine üç bezelyeyi de ekeceğim. Ticari olanın hepsini ekip akraba-i taallukatı bezelyeden bıktırayım diyorum.:D

Diğerlerini de tohumluk üretmek için azar azar ekerim. Bir sene sonra ya sadece Sn. Zekoş'un bezelyesiyle devam ederim, ya de Sn. Zekoş ve Zengarden'dan gelenle.

Asoo 22-06-2018 10:37

1 Eklenti(ler)
Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi Asoo (Mesaj 1535783)
İki gün önce bağda dolaşırken bir kara tavuk yanımdan uçup elma ağacının arkasındaki çalıların arasına girdi. Ben de merakla o tarafa yönelip kuşu aramaya başladım. Kuşu göremedim ama orada kendiliğinden bitmiş bakla bitkileri gördüm.

Eklenti 669518

Otların arasında, farkı noktalarda 7-8 tane gördüm. Şimdi meyve tutup tutmayacaklarını merakla bekliyorum.

Geçen sene de ayva ağaçlarının dibinde kendiliğinden bitmiş bir bezelye bulmuştum ve tüm bakım noksanlığına rağmen çok sağlıklı ve dolu dolu taneliydi.

Etraftaki tarlaların en az 15 senedir bostan olarak kullanılmadığını biliyorum. Eğer bu bezelye ve bakla bitkileri otların arasında bunca yıl hayatta kalabilmişlerse, bu uyum beni bu bitkilerin tarımını yapmaktan, toplayıcılığını yapmaya inkılab ettirebilir.

Gözlemeye devam edelim bakalım.

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi Asoo (Mesaj 1541480)
1 Nisan tarihinde böyle demişim.

İki gün önce bu mesaj aklıma geldi. Gittim baktım. Meyvaya durmuşlar:



Eklenti 674863


Yalnız bizim bakla bezelye vermiş. Geçen sene ayvaların dibinde bulduğum bezelye meyvaları da, bu bakla görünümlü yabani baklagile aitmiş.

Yerini bildiğim halde bulması da baya zor olmuştu. Toplamak hayli zor olacaktır. kaldı ki, yenilebilirliği de bence meçhul.

Yani bu bitkiyi kendi haline bırakıyor, Hayalbağ'ın zengin bitki topluluğunda bir unsur olmanın ötesine geçiremiyorum.

Yabani bakla bezelyesi. Bu tarif bitkiyi güzel anlatıyor. Meyvalarını fotoğraflayarak, kurumaya başlayan bitkiyi gündemden çıkarayım.



Eklenti 676882


Sağdaki tane benim üretimim. Soldaki ise tabiattan gelen meyva ve taneleri.

Asoo 25-08-2018 12:39

1 Eklenti(ler)
Bencileyin acemi bahçıvanları bile memnun edecek birkaç bitkiden biri de nohut.

Hemen hiç zahmeti yok.

Sokuşturuver, arada gelip giderken otunu yol, hasat et.

Taneleri kontrol ederken atıştırıvermesi de ayrı bir keyif.

Bu sene beş ayrı noktaya iki çeşit nohut ektim. Farklı noktalarda nasıl yetiştiğini gözlemlemek istedim. Gölge, güneş durumuna göre önlü arkalı olgunlaşmaya başladılar. Bu nohut hasatının uzamasına sebep olsa da, ben memnunum. Ticari olmadığından, parça parça hasat yorulmadan iş yapmayı sağlıyor.

Seneye hoşuma giden çeşidi seçip, tek çeşidi yine farklı noktalara dikmeyi düşünüyorum.

15-20 gün içinde hasada başlarım. Beklentim 10-15 kg nohut.

Ya nasip!

Eklenti 680047

Asoo 25-08-2018 20:45

1 Eklenti(ler)
Eklenti 680054

Bunlar da sekiz sıralı yerli mısırlarım. Mısırları İstanbul Çavuşbaşı'nda ikamet eden ve bu sene kaybetiğimiz ağabeyimin eşi verdi. Rahmetli bana vermeye niyetlenmiş, ama nasip olmamış.

Ağabeyim çoğunluğu karadeniz kökenli komşularının sadece bu mısırı tükettiklerini, diğer türedi mısırları hor gördüklerini söylerdi. Biz de lezzetine bayılırdık.

Bu mısırlar bize hatıra oldu. :(

Sizin de dikkatinizi çeker belki. Yakındaki mısırların boyu daha uzun. Diğerleri 2 m civarıyken, yakındakiler 3 metrenin üzerinde. Aslında bahçedeki hemen her şeyin batıda kalanları daha iyi gelişiyor. Çünkü deneme amaçlı yaptığım ısırgan otu gübresini, ektiğim, diktiğim her şeyin batıda kalanlarına uygulamıştım.

Asoo 26-08-2018 11:34

Kurda, kuşa, aşa. (Köstebek hariç.)
 
İki yüz kökü geçkin patates ekmiş ve yıllık ihtiyacımı karşılamayı ummuştum. Patateslerim söküme geldi. Büyük bir heyecanla işe koyuldum.

İlkinden 5-6 tane mandalina ebatlarında patatescik ve bir köstebek tüneli çıktı. Tünel bir önceki patates ocağından gelip bir sonraki ocağa devam ediyordu.

Köstebekleri şaşırtmak için bu iki yüz patatesi farklı yerlere ektiğim için başka bir öbeğe yöneldim. Sonuç aynıydı. Bir başka öbek, bir başka öbek derken, nereyi kazsam sonuç aynıydı.

Küçük müçük demeyip ara ara yemeklik patates sökerken köstebek tünelsiz birkaç ocağa da rastladım. Bu ocaklar daha da moral bozucuydu. Çünkü 3-4 tane iri patates çıkıyordu. Sanırım yağmalanmamış olanlardan 800-1000 gr patates çıkarken, yağmalananlardan 150-200 gr ancak patates çıkıyordu.

Bu değerleri ortalama sayıp bir hesap yaptığımda ise 145 kg civarında patates köstebeklere, 35 kg da bize düşüyor. Üstelik bu çok lezzetli patateslerin ufak tefekleri bize kaldığı için bu patatesleri soymak doğramak da oldukça zahmetli olacak.

Aklıma köyün "kocamanlarından" Şâkir Ağabey ile konuştuklarım geliyor.


-Köye dadanan tilki her sabah bizim evin önünden geçiyor. Fotoğraf makinamı alıp hayatta oturacağım, onu fotuğraflayacağım.

Dediğimde.

Bir başka köylü

-Tüfeği al da bekle.

Demiş. Ben de:

-Kıyamam herhalde.

Demiştim. Şakir Ağabey yorgun, cılız ve hırıltılı sesiyle.

- Adnan Bey. Şimdi öyle diyorsun. Haklısın da. Ama birkaç tavuğunu yediğinde, tilki sana düşman gibi görünür.

Demişti.

Bu adaletsiz patates paylaşımı sonrası köstebeklere karşı hissiyatım oldukça değişti.

Kozanli 27-08-2018 09:32

Köstebek
 
Sayın Asoo, köstebek için çözüm çok kolay.
Sayfamda (30) paylaştım.

Asoo 27-08-2018 12:53

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi Kozanli (Mesaj 1547063)
Sayın Asoo, köstebek için çözüm çok kolay.
Sayfamda (30) paylaştım.

Sayın Kozanlı teşekkürler. Bu şişe işini pet şişelerle yaptım. Birkaç ay civarda yeni tümsekler oluşmadı, ama sonra ya alışıyorlar, ya da o tünel kolunu kapatıp yeni tüneller açıyorlar. Etki kalmıyor.

Bir de benim arazimin kuzey, doğu ve vatı yönleri kayalıklara dayanıyor, güney de ise yolun şevi doğal bir engel oluşturuyor. Köstebekler adeta kuşatılmış gibi. Farklı bir araziye kaçma şansları yok gibi.

Asoo 09-09-2018 17:22

Çakır Hatçe
 
1 Eklenti(ler)
Bir garip kadındı Çakır Hatçe.

Eminim sessizce gelmiştir dünyaya. Kimselere rahatsızlık vermeden büyümüştür usul usul.

Mevsimler gibiydi mübarek, hani hiç hissetmeden gelip geçen mevsimler gibi… Hani hiç etkisi yokmuş gibi birbirini takip eden mevsimler. Hani tüm ihtişamlı medeniyetimize rağmen râm olduğumuz mevsimler.

Eski radyolar gibiydi… Uzun uzun susardı anacığım. Uygun frekansı bulamayan nafile beklerdi, frekansı yakalayan, şenlenir, dinlenir, öğrenirdi.

Cevher gibiydi! Cevher! Erbabı bilirdi kıymetini de, bilmeyen bir yığın görürdü O’nda.

Toprak gibiydi. Münbit bir toprak. Lale, sümbül, yetişen; soğan, patates yetişen; çınar, sedir yetişen; yonca, kekik yetişen. Nice nebâtın nasıl olup da aynı topraktan beslendiğine şaşırırız ya, işte gören gözleri öyle şaşırtan bir toprak.

Bu kadın benim kayınvalidemdi. Kelimenin aslı kâim-i vâlide, yani anne yerine geçen. Gerçekten de annem gibiydi.

Aslında pek beceriksiz bir hanımdı. Yirmi senede bir kez kalbimi kıramadı. Kaynanalık yapamadı. Bir tatsızlık olsun çıkartamadı. Şikayetlenmeyi ise hiç beceremezdi. Dedikodu mu? Neredeee!

Bir kır çiçeği kadar güzelmiş. Öyle diyorlar. Ben görmedim o zamanlarını. Ben bir kır çiçeği kadar anlaşılamamış olduğunu söyleyebiliyorum. Bir kır çiçeği kadar dayanıklı; bir kır çiçeği kadar neslini devam ettirmeye muktedir. Bir kır çiçeği kadar faydalı ve vazgeçilmez. Tabiattan alıp çıkartınca bir çiçeği, nasıl bozuluyorsa denge, gidince her şey bozuluverecek sanıyorum. Hep olduğu gibi yine aldanıyorum.

Ben onun toprağından koparılmış, gurbete sürüklenmiş bir köylü kadını olduğunu tasavvur ederdim hep. Hep bir kültürün müşahhas haliymiş de İstanbul’da, gurbette dondurulup saklanmışmış gibi gelirdi. Hayalim onu da Hayalbağ’a götürmek ve buzlarını eritmek, yeniden sıla kokusu almasını sağlamaktı. Evin önüne oturtacak, konuşturacaktım. Düğününü, bindiği atı, gelinlik elbisesi olan üç eteğini, pabuçlarını nasıl anlattıysa, öyle anlatacaktı tarhana yapmayı, eleçir yapmayı, göbü yapmayı, yıldızları, rüzgârları, suyu, ateşi.

Anlaşmış gibiydik. “Ben yapamam oğlum, benden geçti.” dedikçe, “Sen benim danışmanımsın.” derdim de sesi çıkmaz, yumuk yumuk gülerdi.

Esprili kadındı vesselam. Genelde ifşa etmese de, akıllı ve hazır cevap bir kadındı. Ölüme yaklaşırken, tüm aileyi güldürecek sözler söyleyecek kadar hayatı her yönüyle sindirmişti içine. Bir insana ölüm bu kadar mı yakışır? Evet.

Nasip olmadı sıla kokusu aldırmak. Götürüp, sılaya, yaşlı sakız ağacının dibine, çın çın öten çıngırakları dinleyebileceği yere, koparıldığı köye gömmek nasip oldu bize. Göynük’lü oldum artık. Gömmek, defnetmek demez bir Göynük’lü. “Saklamak” der. “Saklayıvedik.” diyeyim ben de.

***

Bu yazıyı neden yazdım?

Bilemiyorum. İçimdekiler bilinsin istedim herhalde.

Bu kadar çok şey bırakmış bir hanım, ölümüne yakın köyünün pazılarını da bana bırakmak istemişti. Hayalbağ’a birkaç köksüz pazı göndermişti. Bunlardan biri hayata tutunup tohum verince rahmetliyi düşündüm, düşündüklerimi de yazdım.

Nur içinde yat Hatice Hanım.


Eklenti 680510

Asoo 30-09-2018 18:31

Haylbağ'ın mısırları.
 
3 Eklenti(ler)
Hayalbağ'da hayat tüm hızıyla devam ediyor. Fakat internet hızımız bu tempomuzla uyumlu değil. Hatta telefonlarımız bir çekiyor bir çekmiyor. Haliyle sayfamız da bu durumdan etkileniyor.

Biraz (yaklaşık 20 gün) gecikmeli de olsa mısırlarımızdan bahsedeyim.

İki tür mısır ektim. Biri Karadenizlilerin severek tütettikleri sekiz sıra yerli mısır. Bu mısır türünü severek tüketiyorduk. Diğeri ise Göynük'te nesli tükenmeye yüz tutmuş kırk günlük mısır. Köyde herkes kırk günlük mısırı methedip duruyordu fakat tohumuna sahip olan yoktu.

Köylümüz olan ama taşınıp aşağıda bir köyde oturan Muzaffer ağabey ki, bu güne kadar ne derdimiz olsa koşturdu. Geçen ramazan da bizi iftara davet etmişti. Doksanlı yaşlarındaki annesi ile sohbet ederken konu yöresel ürünlere geldi. "Kırk gün oldu, kırk günlük mısırı bulamadım." diye takıldım. Hemen koştura koştura gitti teyzecik. Elinde 7-8 koçan mısırla geldi. Gözleri küçük bir kız çocuğununki gibi parlıyordu.

Hayalbağ'a dönünce hemen mısırları ektim. Kırk günde mi oldu bilmiyorum ama sekiz sıralardan bir buçuk ay sonra ekmeme rağmen eş zamanlı olgunlaştılar.

Sıra tatmaya gelmişti. Topladık getirdik.

Eklenti 681331

Kimimiz boğaz derdindeyken;

Eklenti 681332

Kimimiz de hayatımıza bir tebessüm katma derdindeydi.

Eklenti 681333

Sonuç: Kırk günlük mısırlar sekiz sıra karadeniz mısırlarına açık ara fark attı. Lezzeti çok çok güzeldi. Bitkilerin boyları ufak tefek olmasına rağmen güzel tane tutmuştu ve kısa zamanda olgunlaşıvermişlerdi. Bizim de bu mısırları tohum paylaşım etkinliğine taşımak vazifemiz oldu.

balmuk 03-10-2018 20:33

Allah mutlu mesut yaşamayı nasip etsin

Asoo 04-10-2018 09:50

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi balmuk (Mesaj 1549014)
Allah mutlu mesut yaşamayı nasip etsin

Teşekkürler Balmuk.

Sanırım bu tür duaların karşılığı öteki dünyaya kalmıyor.

Asoo 04-10-2018 10:18

Artık daha kalabalığız.
 
2 Eklenti(ler)
Yıllardır süren kedi hasretimize son verme vakti gelmişti. Ama köyde kedi görmüyorduk ki. Ta ki Elveda Teyze ile Şakir Amcayı ziyarete gidene kadar.

Bu kibar komşularımızın bahçesine girince, boy boy, renk renk kedilerle karşılaştık.

Biraz gelişmiş olan bu sene yavrularından iki tane beğendik. Ama yakalamak ne mümkün. Keratalar yakalanmayınca Şakir Amca "Ben yakalar getiriveririm." dedi.

Dedi de, aradan günler geçti gelen yok. Her gün camide Şakir Amca'dan kedi raporu aldık, ama kedileri alamadık. Seksenini devirmiş iki ihtiyarın kedi yakalaması oldukça zordu. Köy kalabalık olmadığından yabanileşen kediler de, bizi görünce çil yavrusu gibi dağılıyorlardı.

Artık ümidi kestiğimiz bir gün, Elveda Teyze bir çuvalla kapımıza dayandı. Hemen evde hazırladığımız köşeye çuvalı götürdük. Fakat çuvaldan bir kedi çıktı. İlk taksitmiş. Üç gün sonra da diğeri geldi.

Bir hafta kadar evde köşe bucak saklanan kedicikler sonra yavaş yavaş eve alıştılar. Hepimizin gönlünde taht kurdular.

En garibi de "Kediye dokunamam, evde kedi istemem." türünde onlarca cümle kuran eşimdeki değişimdi. İstisnasız tüm yaramazlıklarını hoşgörüyle karşılaması, kendinden geçerek sevmesi, beni ve çocukları şaşkına çevirdi.

Alışmaları için on günlük ev hapsinden sonra şimdilerde bahçeye de çıkarıyoruz. Onları çok seviyoruz. Şuna bir bakın:



Eklenti 681433


Karakedi.


Eklenti 681434


Ve Kroki.

Musa Gündoğan 04-10-2018 12:26

1 Eklenti(ler)
hem ürünleriniz hem kedileriniz çok güzeller. mısırları kuşlardan nasıl koruyorsunuz bunun tarifini verebilir misiniz? her sene ektiğimiz 5-10 mısırdan sadece diplerini yiyebiliyoruz. korkuluk filan hiç fayda etmiyor.

bu arada sizlere bir resim paylaşmak istedim. bahçemizde atalık tohumlarımızdan gelen 2 tür mısır vardı. kardeşimde o mısırlar olgunlaşıncaya kadar pazardan mısır alıp gelmiş közleriz diye. nitekim yiyemedik ve ben ipe bağlayıp ağaca astım kurusun diye. aradan 2 ay kadar zaman geçti bir tane kimse dokunmadı kuşlar bile gelmedi. ncak bizim mısırlardan olgunlaşanları kurusun diye astım ertesi günkü durumu aşağıda. şöyle yorumladım kurdun kuşun yemediğini biz nasıl yiyoruz?

mısırlarınıza bu sene talibim inşallah.
en üst ikisi bir gün önce hayli sert olup tam kurusun diye dikilen mısırımız.
altındaki benekli fotoğrafı çektiğim gün asılan daha dokunulmamış mısır.
en alttaki iki aydır duran mısırlar.

Eklenti 681436


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 20:54.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)

Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2024