Yakup (Ali Amca'nın Bahçesi)
 

Merhaba,
Henüz bir bahçem yok. Bahçe olabilecek bir tarlam var ama arılarım ilçenin batısında, tarlam da doğusunda. Her ikisine zaman ayırma şansım yok. Dolayısıyla, tarlam boş boş bekleyecek (İcar için anlaşamadık). Olsun. Organikleşir.

Arılarım, Düzler'de, Ali Amcanın İncir bahçesinde.

Arıcılıkla uğraşanlar : Yakup bölümünden bakabilirsiniz.

Erdek'e gidenler orasını bilir. Toprağı çok hoş. Sanırım beni ekseniz yeşeririm. Ben de bu sene 15-20 metrekare ile çiftçiliğe bir giriş yapayım diyorum.
15-20 gün önce, aldım elime kazmayı ve taşları parçalaya parçalaya arılarımın yerini düzelttim. Bir kaç gün çalışınca fark ettim, ki küçük bir bahçeye bakmak benim için zor olmayacak gibi. Sanırım 20-30 ağaç ile rahatlıkla ilgilenebilirim. Tabii, arılarımla aynı yerde olurlarsa.
Şimdi bu işe biraz sebze ve bir kaç fidan dikerek başlamak istiyorum. Hemen hiç pratik bilgim yok. Beni yönlendirir misiniz?
Arılığın iklimi ılıman. Toprak işlenmemiş ve tahminimce gayet organik. Geçirgen bir yapısı var. Güneşi aşırı almıyor. Daha çok öğlen saatlerinde. Sanırım bu iyi.

Kasım-Aralık aylarında hangi sebzeler ekilebilir?

Sayın Yakup,

Aynı yerlerde geziyoruz, belki karşılaşıyoruz. Ama tanışmıyoruz. Üzücü. Bahçe eksikliği ben de de sorun. İsterseniz uygun bir zamanınız da ve yerde görüşelim. Tarla ve yetiştirmeyi düşündüğünüz bitkiler de yardımcı olmaya çalışayım.

Saygılar.

Elbette (memnun olurum)
 

Her işte bir hayır var. Benim çok aceleci bir yapım yok artık. Eti Maden'de çalışıyorum. Mesai saatlerinde iş yerinde, diğer zamanlarda bandırmanın her hangi bir yerinde sizi ağırlayabilirim. Bir tek eşimin nöbetleri olduğu günlerde evde ANNELİK yapmam gerekiyor. Haftada iki gün.
Saygılar

Sn, yakup bey , UBYİ ye hoş geldiniz. çalışmalarınızı resimlerle sabırsızlıkla bekliyoruz..

saygılar..

Güneşin sofrası
 

Merhaba Yakup bey, ubyi' ye hoş gediniz.

İlçenin bir ucunda tarlanız, bir ucunda arılarınız ve bir ucunda kocaman fabrikanız ;) var ve diğer ucunda doğal olandan yana kocaman yüreğiniz var. Daha çok olsun gözümüz yok tabii...:) ama kıskanmadım değil.

Aslında arıların bulunduğu _ Ali Amca' nın çiftliğine_ marul, soğan, maydanoz, roka, tere ekilir. Zaten çabuk yetişir, bir köy ekmeği ateşte kızartılır üzerine tere yağı sürülür ve üzerine bal; yanında tulum peyniri ile en doğalından teze soğan, maydanoz, tere, roka :) ile bir sofra açılır. Şöyle öğleye yakın, güneşin sofrasında... belki sonra ''dostların arasındayız, güneşin sofrasınadayız'' diye bir türkü tutturulur hafiften .:)



Timur Selçuk - Güneşin Sofrasında Söylenen Türkü - YouTube





Bir de yanına bitkisel bir çay demlenir.

Beş çayı olmaz belki geç kalınır ama üç çayında; kovana gelen polenle yüklü _ sanki boeing 777 yolcu uçağı gibi burnu havada, kıcı aşağıda_ arılar seyredilir, teneke uygarlığından uzaklaşıp, çağın adamı olmaktan bir kaç saat vaz geçilir ve doğanın içine ta kendisine dalınır.


Arılarınız ve tarlanız bereketli olsun

Saygılar

Hoş bulduk.

Maksadım bu işlerin pratiğine bir giriş yapmak. Gelişme kısmı nasip meselesi..
Nasipse Bursadan fidan alacağım. (Almalı mıyım?) Bir kaç meyve fidanı. Onlarda da pratik yaparım diye düşündüm.
Kasım-Aralık aylarında, "Marul, soğan, maydanoz, roka, tere" mi yetiştirmeliyim sadece? Havuç olmazmı? Başka?
Irkını bilmek istiyorum. Pazardan alelade bir fideyi ekmek istemiyorum. (Irkını bilmesem bile, tadı ve kalitesi hakkında bilgim olmalı.) Birde, tohumunu kendim çoğaltabileceğim türler olmalı.
Bunlardan bir kaç çeşit ekmek istiyorum. Tohumdan olanları hangi şartlarda filizlendirmeliyim? Her bir fideye kaç dm^2 alan bırakmalıyım? Gübreleme ve bakımı ile ilgili öneriniz nedir?

Hangi köyde ekmek pişiyor hala? Hadi keçi sütü bulurum da, tulum peyniri buralarda sadece BİM de var:rolleyes:
Bal işi kolay işte.. Ama o da güneşin altında olmaz. Yoksa arı kardeşler hani bana hani bana derler..:)

Bak "çay" diye iyi söylediniz. Mesela adaçayı ekebilir miyim? Ya da kekik? Ne zaman?

Bir dokundunuz bin ah işittiniz:)

Saygılarımla

Hoş bulduk.
Resim çekeceğim inşaallah.
Ama aılardan fazla bahsetmenin bir esprisi yok. Bloglarda çok bilgi var.
Saygılarımla

Arılarınız buna çoook sevinecek. Kekik+adaçayı balı tam bir ilaç gibi gelecek. Nisan mayıs gibi ekilir.

Bir adres verin 100 dönümlük kekik tohumu göndereyim. Bak ciddiyim.:)

Kekik tohumdan mı _denemedim_ yoksa kökten ya da çelikten mi daha iyi yetişir bilemiyorum. Tarla kenarında varlar ama kendiliğinden yetişmişler.

20 metrekarede ballık olmaz onlar, sadece çaylık olur. O da ikimize bi de Ali Amca'ya yeter.:)

Bulunduğum yerde çıplak alan yok gibi. Kendi doğal bitki örtüsü var. Hıdırellez kamçıları, purnallar ve pamukçuklar, ilkbahar (beyaz) pürenleri oraya bekçilik ediyorlar. Yani 100 dönümlük tohumu buralarda serpeceğim bir yer yok malesef:(
Adaların birinde, özellikle adaçayı balı çalışması yapıyorlardı galiba. Hangisi hatırlayamadım.
Bir de "saz" nasıl yetiştirilir ve güçlendirilir. Bahçenin bazı kenarlarına vb saz ekmek lazım. Kuraklığa dayanır mı? Veya kısmen de olsa kuraklıa dayanıklı saz türleri var mı?
Şöyle 2-3 metre boy yapsınlar istiyorum.

bizim oralarda kargı diye bilinen tarla kenarlarında bol yetişen bir cins saz ama uzun ve kalın sıcağa da dayanıklıdır.su ve bakım hiç istemez torağın içine biraz kök koyun tamamdır selamlar

Yakup Bey merhaba, UBYİ'ye hoşgeldiniz. Sayfanız hayırlı olsun.

Hoş bulduk
 

Teşekkür ederim. Umarım başladığım yerde kalmam.

Balıkesir-Bandırma-Gönen diye görünce başlığınızı okumak istedim. Ve en büyük korkum arı olmasına rağmen yine de zevkle okudum.
Arılardan o kadar çok çekiniyorum ki, fotoğraflarını gördüğümde bile gayri ihtiyari oturuşum dikleşiyor. Zaman zaman o ender hazine gibi olan belgeselleri izlediğimde çıkardıkları zızz vızz sesleri bile beni biraz tedirgin ediyor.

Bahçem Manyas'da ve büyük bir bahçem var. Güllerim, çiçeklerim, üzümlerimiz ve pek çok meyve çeşidimiz hep arıları çekiyor. Allahın verdiği canı Allah alır diye düşündüğümden öldürmüyorum. Ama bir gülün üzerine konmuş arıyı görünce, gülün dalına uzaktan hafifçe vurarak uzaklaştırırken " aman haaa ne olur bana dokunma" da diyorum.
Üzümlere, incirlere pek yaklaşmamaya gayret ediyorum.
Bütün bunlara çok dikkat etmeme rağmen bir sezon içinde 3-4 kere sokulup hastanenin yolunu tutuyorum.
Şimdi siz de diğer pek çok kişinin söylediği gibi " eğer onlara zarar vermezseniz size bir şey yapmaz" diyececeksiniz, bunu biliyorum ama nedense kimseyi (şahit olanlar hariç) inandıramıyorum.
Bir odada 50 kişi olsa, ve bir arı birini sokacaksa mutlaka gelir beni sokar.

Benim arı sokmasına karşı allerjim var. Arı soktuğunda 20 dakika içinde hastaneye yetiştirilip, gerekli müdahaleyi yaptırmam gerekmekte.
Bu allerjim tesbit edildiğinde haftada iki kere olmak üzer tam 3.5 sene aşı oldum. Sonra doktorumuz " bağışıklık kazanamıyorsun" diyerek aşıyı kesti.

Üç kere komalık oldum. Birinde kefeni zor yırttığımı söylüyorlar. Arı sokup da biraz kaşıntı ve kızarıklarla atlatanlara imrenir oldum desem inanın.

Bütün bunların yanında eşim de iyi, kaliteli balı çok sever, en büyük emellerinden biri de bahçenin bir kösesinde bal arıları yetiştirmekti. Ama benim durumum karşısında buna cesaret edemedi ve yakın köyden bu işle uğraşan birine arıcılık hususunda yardımcı oldu ve on kovan arı aldı.
Kaliteli bir bal bulduğunda hiç üçüne beşine bakmadan iyi bir meblâğ ödemekten çekinmez. Balı da severek tüketiriz. Tercihimiz de petek baldır.

Manyas'dan Erdek'e sık sık giderim. Düzler mevki'ni de biliyorum. Eğer beni arılarınızdan koruyacağınıza söz verirseniz sizi hem tanımak hem de ziyaret etmek isterim. ;)
Nasıl olsa Bandırma hastanesi sizin tarafınıza daha da yaklaştı, pek de sorun olmaz galiba.

Arzularınızın bir an evvel yerine gelmesini ve mutluluklar dilerim.

Veren el, alan elden üstündür
 

Aslında önemli olan hoş bir seda bırakabilmek.
Bizim kültürümüzde misafir baş tacıdır. Çünkü eve bereketiyle girer, günahları def edip çıkar.
Sizi ve eşinizi Bandırmada ağırlamaktan mutlu olurum. Ancak bu Cumartesi günü eşim nöbetçi. Tüm günümü oğlumla geçirmek durumundayım. Pazar daha müsait yani. Kamuda çalıştığımdan hafta sonları müsait oluyorum.
Acaba, Gönen ziyaretinin devamında (gölü dolaraşak) Manyasa mı uğrasak.. Serpin tesisleri ilk kurulurken gelirdik Manyasa. Ailecek tabii..
Üzümleri son baharda sarıca dediğimiz arılar parçalar. Bal arıları da eğer üzümden şeker akıyorsa ancak emebilir. Yani üzümlerinizin ve incirlerinizin etrafındaki arıların önemli bir kısmı sarıca arı ya da eşek arısı olmalıdır, ki soktuklarında bal arısından daha incitici olurlar (diye bilinir). Bu nedenle dikkatli davranmakta fayda var.

Kaliteli bal? Kaliteli balın ne olduğu konusunda o kadar çok tartışma yapılabilir ki.. Sanırım kişilerin baktığı yere göre değişiyor. Ama benim balımı laboratuvarında ücretsiz test edecek biri çıkarsa, ona kargosu benden, 1 hatta 2 şişe bal gönderirim.:)
Meblağ? Bizim evde para bazen geçer, bazen geçmez. Ama Eyyub Bey'in rızası her zaman geçer akçedir. Bunu için onunla biraz oynamanız lazım. (Tüyo: Atçılık oynamayı çok seviyor:dilli:) Yoksa tattırmaz bile :rolleyes:
Esasen önemli bir konuya değindiniz. Balın fiyatı kaç para olmalı? Kimisi 10 TL ye satamıyor, kimi 80 TL ye gazlıyor. Gel de çık işin içinden..

Elimden geleni yaparım. Fazla maskem ve eldivenim var ama azmettiklerinde sokabilirler. Lakin, benimkiler Muğla arısı değil. Yani sinirli tipler değiller. Sokma ihtimalleri düşük.

Ben de :)

Bazı incir ağaçlarını kökten sökmeyi de düşünüyorum.

Şu dönemde korunacak olan incir ve ceviz ağacına nasıl bir bakım tavsiye edersiniz?

Sağ olun sayın Yakup. Biz sezonu kapatıp İstanbul'a döndük.
Esasında İstanbul'da oturuyoruz. Şubat-Mart gibi Manyas'a geliyoruz. Hemen de bahçe işlerine dalıyoruz.
İnşallah bu yaz fırsat buluruz da ziyaretinize geliriz. Ama gelmeden evvel mutlaka haberleşiriz.
Teşekkür ederim.

Cevizler her zaman emrine amade, ama macun nasıl yapılır onu bilmem, bildiğim bir şey varsa yemesini bilirim. :D

Ben de bir kaç formül var ama cevizden pek bahsetmemişler. Yoksa cevizle macun yapılması konusunda eskiden beri bir pazarlama oyunu mu var? :p

Hani bir ara fındıkçılar her derde deva demişlerdi ya...:eek:

Ben yine de ceviz+bal karışımına lezzetinden dolayı puan veriyorum. Oturup cips yiyeceğine ceviz kırmak lazım. Hem daha sağlıklı, hem de sohbete vesile.

sayın lilium
çukur bir bakır kaba(veya tencereye)12 veya 1 kg pekmez koyup ateşte iyice koyulaştırıp sonra içine ceviz (veya çam fıstığı)ilave ederek birazdaha kaynatıp sonra soğumaya bırakılır.ılık olunca istenilen şekile getirilerek (yeme şekline göre)dondurulur ve şifa olur.afiyet olsun.:D:D

31-6=25
 

02.03.2013

Nihayet hava güzel ve benim vaktim var.
İlk defa arılarımın açlıktan öldüğüne şahit oldum bu sene. 2 kovanım bu sebepten gitmiş görünüyor.

Bir kovanın anası kayıp. Arısı 4-4,5 çıta ful basıyor. 4-5 tane de zayıf kovanım vardı. Arılarını dağıttım. Bakalım ne olacak, deneme yamulma metoduna devam :D

Kayıp iki kovanda, arılar salkımdayken bir böceğin larvaları arıları (arıların içlerini) bir güzel yemişler. Demek ki temizlik ve dezenfekte etme konusunda bu senede çok dikkatli davranmalıyım.

Bir kovanda hasta 1-2 göz var. Elbette geçen seneden sonra 1-2 hasta kovan kalmasını bekliyordum. Takip edip Gereği...

Şimdi bunlar kötü haber mi? Arı kayıp oranlarına baktığınızda, değil. Ayrıca, Arıların çoğu geçen sene 1 çıta arıdan üreyerek kovan oldular.

Önemli bir not daha eklemem lazım. 2012 analı 2-2,5 çıtalı bir koloni, bir tane açık ana memesi dikmişti. Yani 3-4 gün önce başlamışlar. Meme, çıta üst orta tarafında idi. Muhtemelen SS (Süper Sedur) olayı ama çıtalarda ful yumurta vardı. Anada bir arıza olsa bile vakit erken olduğundan memeyi bozdum. Erkekler piyasaya çıkmadan ana değişimine izin vermek istemedim. Unutmazsam ona da bakacam..
.....
05.02.2013

2 Martta bakamadığım 3 kovan vardı. Hızlıca baktım. Sorun yok. Yani 25'ten düşmüyoruz henüz.
Anasız arıları dağıttığım zayıf kovanlarda hiç sıkıntı olmamış. Bahar döneminde arıların sıkıntısız birleştiğini bilirdik ama çok erken baharda denemem olmamıştı.
Arı vermeden önce bu kovanların birisinin anasını kafese almıştım. Zavallıcık çok bitkin görünüyordu. İnşaallah ölmez.
(A benim akılsız başım.. Gece hava sıcaklıkları sıfırı buluyor. Sen anayı salkımdan neden ayırdın?)

Arılar ölür ama alt katın balını alma seneye sadece üst kattan al balını
süzme balın varsa biraz sulandır ve arılarını besle bence
göremediğin ana arıda çerçevelerdeki yavru olayı varsa sen görmemiş olabilirsin bence..
bunalma gerekli çalışmaları yap arılar kendilerini toparlarlar
oğullarını gerekli takiplede çoğaltabilirsin her hafta çerçevelerni kontrol edersin ana arı yavrusu varmı diye hatta bu anaarı yavrulu çerçeveleri olmayan arılara
silkeleyip arısını verebilirsin ...

birde resimleri yok arıların polen gelişi varmıydı sizin oralarda erken de olabilir

Zaman dardı, resim çekmedim. Zaten bu yıllarda sadece tespitlerimi not almak istiyorum. Arıcılığı biraz daha öğrendikten sonra resim ve düzenli anlatım daha makul geliyor.

Erdek tarafı ılıman. Ocak ayı bittimi, hava durumuna göre polen başlıyor. Soruyu sordunuz iyi ki. Buraya not düşelim. Kır çiçekleri 1-2 Mart gibi patlamışlar. Şu 10-15 cm lik sarı çiçekler varya.. Onlar işte.

Polenler, kırmızı, sarı, ve bulanık renkli.. Sanırım lacivert de vardı ama emin değilim.

Geçti artık. Nasipse bugün kontrol edeceğim.

Çalıştığım için oğul olayı bana zaten ters. Bu nedenle oğul engelleme yapıyorum.
...
Kat mı?
Keşke katta olsaydı da kuluçkalığın balını bıraksaydım.. :)
Arılar geçen seneden 1'er çıta bölünerek oluşturuldu. Yani bu sene tekrar başlamış gibi oldum. Kat atamadım haliyle. Ama çok da ilgilenmedim. Hayırlısı olsun inşaallah.

Bir de..

Sevgili Moderatörlerimizden rica etsem..

Sayfamın adını, "Yakup (Ali Amca'nın Bahçesi)" yerine "Yakup ÇETİN Arılığı" diye güncelleyebilir misiniz? Arılığın yerini değiştirdim.

İşlerinde kolay gelsin tekrar
polen erken oluyor sizde gelişmeside erken olur

Teşekkür ederim.

Evet. Polen gelişi Şubatta bademlerle birlikte başlıyor. Hava müsaade ederse, 15 gün avantajımız var. Bununla beraber, Ocak ayında da yavrusuz dönemimiz de oluyor. Bu yavrusuz dönem de okzalik asit açısından avantaj.

Saygılarımla.