05-10-2018, 19:18 | #151 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 08-09-2013
Şehir: GB
Mesajlar: 622
|
Alıntı:
Hiç bir önlemim yok. Sizin yerinizi bilmiyorum ama burada doğal bir ortamda olduğumuzdan etrafta bol miktarda meyva ve tohum var. Burada kuş nüfusu daha düşük olabilir. Etrafta çok sayıda yırtıcı kuş görüyorum. Yırtıcılar kuşların nüfusunu kontrol altına almış olabilir. En azından kuşlar rahat rahat dolaşamıyor. Yırtıcı kuşlar uçarken ortalıkta hiç kuş kalmıyor. Bizim bahçe büyük olduğundan çok ekiyorum bize de kalıyor. Elli civarı mısır ekmiştim. Kimi meyva tutmadı, 7-8 tanesini kuşlar yedi. Kalan da bize yetti. Mesela iki ocak fındık var. Tazeyken yediğimizle kalıyoruz. Fındığın olgunlaşmış halinin tadını bile bilmiyoruz. Niyetim ocak sayısını arttırıp sincapları doyurmak. Artanları yiyeceğiz artık. İpteki mısırlar tam ibretlik. Kendi gıdamı üretmek için aldığım kararı iyice perçinledi. Göynük'ün kırk günlük mısırlarını sizinle ve diğer bitkiseverlerle paylaşmayı sabırsızlıkla bekliyorum. |
|
08-10-2018, 21:55 | #152 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 08-09-2013
Şehir: GB
Mesajlar: 622
|
Geceler hayallere döşek olur Hayalbağ'da.
Gün batar, Gece olur, Ay doğar, |
08-10-2018, 22:13 | #153 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 08-09-2013
Şehir: GB
Mesajlar: 622
|
Toz pembe bulutlar örtmeye başlar karşı tepeleri. Soğuk olur Hayalbağ'ın geceleri. Yorgansız yatılmaz. Ay yükseldiğinde hayaller terk edilip rüyalara koşulur. Hayalbağ'ın işleri hiç bitmez. Devamlı koşuşturulur. Herkese iyi geceler. |
09-10-2018, 07:51 | #154 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 21-11-2014
Şehir: Ankara
Mesajlar: 782
|
Alıntı:
Sevgili Asoo zaten görür görmez hemen bende tercih ettim. gerçekten çok merak içindeyim. bahçemizin arka tarafları kurtboğazı milli orman bölgesi dolayısıyla hayvanlar ve kuşlar eksik değilir.(Allah yokluklarını aratmasın) yan bahçemizde komşumuz 25-30 tane dikti biraz daha dalında kalsın dediği için 1 hafta içerisinde tam olgunlaşanlar teker teker bitti. bizim buralarda alacak karga epeyce vardır. o ve sığırcıklar çok güzel temiz iş çıkarıyorlar. seneye bolca ekip olanı erken hasata alırsak belki sorun çözülecek bakalım bekliyoruz. |
|
13-10-2018, 04:12 | #155 |
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 13-10-2018
Şehir: Ankara
Mesajlar: 20
|
Hocam merhaba,Neredeyse tam 1 yıl olmuş açıkçası merak etmiyor değilim araziniz ile ilgili neler yaptınız gelişmeler nelerdir bir şeyler ekebildiğiniz mi veya ev yapma durumunuz ile ilgili yeni gelişmeler var mı çadır ile devammı? |
14-10-2018, 20:24 | #156 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 08-09-2013
Şehir: GB
Mesajlar: 622
|
Merhaba Dionysos86. Evi içine girilebilecek hale getirince, maaile Hayalbağ'a taşındık. Çadır şimdilik depo olarak işe yarıyor bir de eski günleri yad etmek için görüntüsünü kullanıyoruz. İleride seraya evrilmesini umuyoruz. Bu yıl ekim dikim işlerinde acemilik atma yılı oldu. Sizin için kısa bir özet. |
14-11-2018, 08:24 | #157 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 08-09-2013
Şehir: GB
Mesajlar: 622
|
İskan belgesi. 1
Evi tamamlamamıza, içine oturmamıza rağmen iskan belgesini alamamıştık. Son işlemleri de gerçekleştirince, belgemizin hazır olduğunu ve Bolu İl Özel İdaresi'nden alabileceğimizi anlatan bir SMS almıştım. Her zamanki ağırdan alma hastalığım nüksedince, ancak iki hafta kadar sonra Bolu'ya gidebildim. Fakat yetkili memur "Siz gelmeyince adresinize postaladık amcacığım." dediğinde dondum kaldım. Meteliğe kurşun attığım bir dönemde Bolu'ya kadar boşuna yakıt tükettiğime yanmıyorum da, kerli ferli, eline ekmeğini almış, masasına çocuklarının fotoğrafını koymuş bir adam bana amca diyor ona yanıyorum. İnsan bazı şeylere ilk muhatap olduğunda yadırgıyor haliyle. "Tamam evladım." diyerek köyümün yolunu tuttum. Bu arada Bolu, Göynük arası 97 km. Virajlı ve bozuk yollar hissedilen kilometrenin 150 olmasını temin ediyor. Başka bir vilayete bağlasak Göynük'ü diye düşünüyorum, 150 km'nin altında hissettirecek bir vilayet bulamıyorum. Eskişehir biraz daha uzak. Bilecik ve Sakarya üç aşağı beş yukarı Bolu gibi. Uzaklık problem değil ama birçok iş için vilayet merkezine yönlendirilmek sıkıntılı. Devletimiz sağ olsun nüfus yoğunluğuna göre kocaman bir hastane yapmış. Ama uzman doktor yok. Arabadan indikten beş dakika sonra pratisyen hekime derdinizi anlatmaya ya da dişçi koltuğuna oturmaya çalışmak değişik bir şey. Ama diş hekimi "Röntgen çekilmesi lazım." veya "Kanal tedavisi gerekli" derse, yandınız. Bolu'ya gitmeniz gerekiyor. Param var özelde yaptırım da diyemezsiniz. Göynük'te serbest çalışan diş hekimi yok. |
14-11-2018, 08:48 | #158 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 13-09-2015
Şehir: Bursa/Emirsultan/Viyana
Mesajlar: 768
|
Öncelikle hayırlı olsun Sayın Asoo, ağız tadıyla huzurla yaşayın. Şu sizin takıntı yaptığınız "amcacığım" kelimesine yeğenlerimden başkasının söylemediğine ben de içerleniyorum. Toplu taşıtlarla yolculuk yaparken benden beş on yaş genç olanlara yer verirlerken bağırıp isyan edesim geliyor. Bu yönden şanslısınız, üzülmeyin bir adım öndesiniz. |
14-11-2018, 09:06 | #159 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 08-09-2013
Şehir: GB
Mesajlar: 622
|
İskan belgesi. 2
Beş altı gün sonra muhtarımız Mustafa Ağabey telefon edip, bana bir mektup geldiğini, uğrayıp alabileceğimi söylüyor. Muhtarımız, güleç yüzlü, tatlı dilli babası Salih Amca'ya çekmiş. Bu arada Muhtar bile köyde oturmuyor, aşağıya inmiş. Her ikisini de ziyaret etmek hoşuma gittiğinden ilk fırsatta uğradım. Zarfımızı aldık, ayak üstü sohbet ettik. Salih Amca'yı da görmek istedim ama doksan yıllık yorgunlukla uyuyormuş. Selam bırakıp gidiyordum ki Mustafa Ağabey "Dur! Dur! Sana bi tavuk vereyim." diyerek tavukluğa seyirtti. Tavukluk dediysem öyle köy işi değil. Broiler yetiştirilen binlerce tavuğu barındıran bir işletme. Evinin yanında. Bu işletmeler aşina olduğumuz marketlerde gördüğümüz tavukların yetiştirildiği yerler. Buralarda adım başı kurulmuşlar. Temizliğini yapıp civcivleri koyuyorlar. Her şey otomasyona bağlanmış. Sıcaklık, nem, yem, ilaç, su vs. hepsi bir panodan kontrol ediliyor ve bir aksaklık oldu mu alarmlar çalıyor. Konulan civcivler (tam hatırlayamadım) kırk küsur gün sonra kesime gidiyor. Bu arada sadece alarm veren durum olursa müdahale ediliyor. Burada kümesler genelde evin yanında yapılıyor ki, evin hanımı uyarıları takip etsin. Erkekler de tarla, bostan, çarşı vs. İşler için sağa sola gidebilsin. Yalnız o ne koku. Durulacak gibi değil. Hele kümese girerseniz perişan oluyorsunuz kokudan. Tavukların hali ise içler acısı. Hemen hemen hepsi yatıyor. Oturanlar da var ama bildiğiniz yan yatanlar çoğunlukta. Yürüyen yok gibi. Her gün 5-10 tanesi kalp krizinden ölürmüş. Zaten zorda kalmadıkça tavuk yemezdim, hepten soğudum. Neyse muhtar kısmı sözünde durmazmış. Bizimki de durmadı, bir çuval alıp, tüm itirazlarımıza rağmen üç tane tavuğu çuvala doldurup, elimize tutuşturdu. "On, on beş gün sal, gezsinler. Sonra kesip yersin. Şimdi yesen öyle olmaz ama o zaman tadından yenmez." dedi. Başka tanıdıklardan, kendileri için kümesten çıkarılarak beslenmiş tavuklarını yediğimden biliyorum. Gerçekten çok farkediyor. En nihayet iskan belgemizi ve tavuklarımızı alıp Hayalbağ'ın yolunu tuttuk. |
19-11-2018, 18:53 | #160 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 20-03-2010
Şehir: Bolu
Mesajlar: 112
|
Sayın Asoo merkeze geldiğinizde bekleniyorsunuz |
23-11-2018, 09:45 | #161 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 08-09-2013
Şehir: GB
Mesajlar: 622
|
Sayın Camouflage. Uzun zamandır Bolu merkeze sadece bir kere gidebildim. Onda da İstanbul'a geçerken 10 dakikalığına Bolu İl Özel İdaresi'ne ancak uğrayabildim. Aklımdasınız. Yüz yüze görüşebilmek umuduyla. Selamlar. |
23-11-2018, 09:52 | #162 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 08-09-2013
Şehir: GB
Mesajlar: 622
|
Köpek
Aslında buradaki yaşantımızı kararlı hale getirmeden köpek edinme niyetim yoktu. Fakat komşumuzun iki köpeği birden yavrulayıp, on beş tane enik dünyaya gelince bizim çocukları zaptedemedim. Komşunun köpeklerinden biri bölgede nam salmış bir av köpeğiydi. Diğeri oldukça seyrelmiş bir kana sahip cane corso kırması. Tercihimizi melez hayvanın daha da melez yavrularından yana kullandık. Ama sonradan acı bir şekilde öğrendik ki, av köpeğinin yavruları hem daha çok anne sütü almış, hem daha çok bakılmış, hem de aşılanmışlardı. İlkin tek bir yavruyu aldık. Ama yavru birkaç gün içinde öldü. Tabii olarak evde bir yas havası esti. Ağlayan ağlayana. Sonra komşu biz istemeden iki köpek daha getirdi. Kıyamadık aldık. Onlardan da birini kaybettik. Bizden önceki bakımsızlıkları ve bizim bilgisizliğimiz bunda etken oldu sanırım. Kısmen daha kısa bir yas sonrası şimdiki yavruya özenle bakıyoruz. Daha doğrusu ben bakıyorum, çocuklar da seviyor. Aşıları yapıldı, tavuklardan mümkün olduğunca uzaklaştırıldı. Devamlı et, et suyu, yumurta ve evdeki gıda artıklarının ona uygun olanlarıyla besliyoruz. Kerata da besleyenleri şevklendirecek kadar iştahlı. Umarım bir şey gelmez başına. |
16-12-2018, 16:28 | #163 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 08-09-2013
Şehir: GB
Mesajlar: 622
|
Tavuk
Muhtarımız Mustafa Bey'in hediyesi olan üç adet broiler yaklaşık bir ay kadar yanımızdaydı. İlk günler devamlı oturan ve önlerine yem konunca yiyen tavukcuklar yavaş yavaş ufak gezintilere çıkmaya bahçedeki otları yemeye, kısa menzilli uçuş denemelerine başladılar. Normal bir tavuğa dönüşecekleri beklentisini edinmeye başladığımız sıralarda, forumdaşımız Latif.07 ve Sagun'un tecrübelerini okuyunca bu düşünceler kafamızdan uçtu. Ama kedi ve köpek gibi tavukcuklarda bahçeye indiğimde peşimi bırakmaz olmuşlardı. Birbirimize baya ısınmıştık. Bunları nasıl keseriz diye kara kara düşünmeye başlamıştık. Kesilecek olanı seçmek bile zor bir iş olmuştu. Sağ olsun yavru köpeğimiz hem ne zaman kesileceğine hem hangi sırayla kesileceğine bizim yerimize karar verdi. Dişlerinin kaşıntısını kâh bizim terlikler, ayakkabılar, alet edevatla, kâh yakadığı tavuklarla gidermeye çalışınca yaklaşık 15 gün içinde üç tavuğu da kestik. Köpeğin ısırmaya çalıştığı tavuklar en ufak bir kendini koruma gayreti göstermeden duruyorlar, bekliyorlardı. Broiler maceramız burada bitti. Ama tavuk maceramız daha başlamadı. |
18-12-2018, 13:05 | #164 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 08-09-2013
Şehir: GB
Mesajlar: 622
|
Yaman bir kış.
Başlığa bakıp da aldanmayasınız. Her ne kadar 5-6 kere kar yağmış olsa da kışı bize yaman kılan kar ve soğuk değil. Zaten umulandan daha yumuşak bir Göynük kışı yaşıyoruz. Bahçede geçiremediğim günler zorluyor beni. Bahçemiz tam bir çamur deryası olduğu için ne kümes yapımıyla uğraşabiliyoruz, ne ağaç budama veya tasavvur ettiğimiz bahçe düzeni için taş ve toprak taşıma işleriyle, ne de bahar için bostan hazırlıklarıyla uğraşıyoruz. Bodrumda kurmayı planladığım atölyecik olsaydı bir nebze daha iyi vakit geçirebilirdim. Lakin bodrumla ilgili planlarım da bir süre askıda kalmaya mahkum. Tek fiziksel aktivitem sobaya odun kömür taşımak ve köpeğe yem verirken biraz oynaşmak. Bu sıralar yıllardır alıp alıp raflara dizdiğim kitaplarımla haşır neşir oluyor ve yaz boyu verdiğim kiloları toparlıyorum. Bahçemizden tüm kış şartlarına rağmen az da olsa yeşil soğan, turp, çilek, tere alıyoruz. Aslında kereviz ve pırasa da veriyordu fakat köstebek elini bizden hızlı tuttu. Bahar için bolca bezelye ve bakla ekmiştik. Baklalar bahçede filizlenerek bize baharı bekleme kuvveti veriyor. Bekliyoruz... Havadisler bu kadar. |
18-12-2018, 14:24 | #165 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 13-05-2015
Şehir: ANKARA
Mesajlar: 184
|
Eklenti 676260 .............Sayın Zekoş'tan gelen bezelyenin içini ayıklaması biraz zahmetli gibi fakat çiğ çiğ yemesi bile çok hoş. Denemek nasip olmadı fakat biraz erken davranılsa yaprak bezelye olarak da tüketilebilir gibi duruyor. Bir iki pişirimlik olsa da mutfakta azalacak olan yemek çeşitliliğine fayda sağlayacaktır. Deneyeceğim. Bir de diğer bezelyelerin beyaz çiçekleri ne göre albenili, renkli çiçekleri göz zevkimi okşuyor. (Kırlardaki yüzlerce çeşit çiçek, güzele olan açlığımı doyurmadı, bezelye çiçeğine bile ihtiyaç duyuyorum.) .................................................. . Diğerlerini de tohumluk üretmek için azar azar ekerim. Bir sene sonra ya sadece Sn. Zekoş'un bezelyesiyle devam ederim, ya de Sn. Zekoş ve Zengarden'dan gelenle.[/QUOTE] Sayın Asoo yaprak bezelyeden vazgeçmeyin derim. Yaprak halini taze olarak tüketirsiniz. Haşlayarak dondurucuda da saklayabilirsiniz. Tohuma durduğunda da taneleyip dondurabilirsiniz. Buradan da size severek yapıp yediğimiz tarifleri denemenizi öneririm. |
19-12-2018, 22:25 | #166 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 08-09-2013
Şehir: GB
Mesajlar: 622
|
Sayın EAkpınar. Mesaja link koymanız iyi oldu. Deneyeceğim inşallah. Teşekkürler. Düzenleyen Asoo : 19-12-2018 saat 22:26 Neden: İmla hatası düzeltildi. |
24-12-2018, 10:14 | #167 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 08-09-2013
Şehir: GB
Mesajlar: 622
|
Okul yolu, ya da aydınlığa giden yol.
Peehh! Kendime şaşıyorum bazen. Gelecekte bir gün evlatlarımın, "Baba bizi niçin okutmadın!" demelerini göze alamadığımdan okula götürüyorum onları. Eğitim sistemine güvenim önceki cümleden anlaşılacak seviyelerde. |
28-02-2019, 10:51 | #168 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 08-09-2013
Şehir: GB
Mesajlar: 622
|
Kara toprak, kara sevda.
Bir süredir hafif tempoda toprak hazırlıklarına başlamıştım. Bir nevi vuslattı o günler, filizlenen tohumları, açan çiçekleri, toplanan meyvaları göremesem de, kara toprakla hemhal oluyordum ya… Dünden beri aralıksız yağan kar tekrar beni eve hapsetti. Kara sevdalımla arama beyaz bir perde çekti. Ya Rab belâ-yı aşk ile kıl âşinâ beni. Bir dem belâ-yı aşktan etme cüdâ beni. Fuzûlî, Mecnun’un ağzından böyle terennüm edivermiş karmaşık hislerini. Ben de kar yağdımı benzer bir halet-i ruhiyeye bürünüyorum. Bugün Hayalbağ’da, evimde, koltuğuma oturup, kahvemi yudumlar, yağan karı seyredip, hayaller kurarken, sayfamda epeydir bir şeyler paylaşmadığımı fark ettim. Bu keyifli ayrılığın hazzını ve kış boyu içimde toparlayıp büyütegeldiğim çalışma enerjisini dostlara anlatmaya niyetlendim. Hani şu göğsümdeki devinimi. Ama ne mümkün. En iyisi bir fotoğraf yerleştirip, herkesi kendi haline bırakmak. Kahvemi soğutmayayım. Kalın sağlıcakla. |
10-03-2019, 12:30 | #169 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
Beslediğiniz hayvanı gerçekten yiyebilecek misiniz? (Hani üç tanesini zaten yemişsiniz ama hadi köpek ısırmış zaten zavallıları). Eve market tavuğu sokmuyorum, yazın köyde bir komşudan bir horoz aldım (çocuklar köy tavuğu yesin diye güya) çayırların üzerinde ötüp duruyordu hayvancağız, gözümün önünde yakalayıp arka tarafta göremeyeceğim yerde kestiler, gözlerimden yaşlar aka aka eve getirdim, yaşadığım vicdan azabı olduğu gibi duruyor içimde. Midem de dönüp durdu uzun zaman. Temizleme işini kaynanam yaptı, elimi süremedim. Derin dondurucuda altı aydır duruyor, yedirmeye niyetim de yok. Sokak hayvanlarına verip köy tavuğu macerasına son vereceğim. |
|
10-03-2019, 18:56 | #170 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 08-09-2013
Şehir: GB
Mesajlar: 622
|
Alıntı:
Et ihtiyacımızı karşılamak için başka planlar da hazırlıyoruz. |
|
11-03-2019, 13:42 | #171 |
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 08-03-2019
Şehir: manisa
Mesajlar: 5
|
Hikayenizi roman tadında okudum.. Tebrik ederim.. İstanbul'u tamamen bırakıp işi evi hayalbağ 'a mı taşıdınız |
11-03-2019, 18:10 | #172 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 08-09-2013
Şehir: GB
Mesajlar: 622
|
Alıntı:
Hayalbağ'da Oğlumla bir senemizi doldurduk. 30 Ağustos tarihinde de aile Bozcaarmut'ta bir araya geldi. Eşim ve ben İstanbul'u hemen hiç aramıyoruz. Çocuklar özlüyorlar fakat geri dönseler burayı da özleyeceklerini idrak etmeye başladılar. Ara sıra, yavaş yavaş üstesinden geldiğimiz zorluklardan keyif aldıklarına, geçen baharda birkaç ay boyunca süren kuş seslerini özlediklerine dair söyledikleri bu durumu ortaya koyuyor. Manzaramız sanırım hepimizi kendine bağladı. Hiç durmadan değişiyor. Aynı pencereden bakıp her gün farklı bir şeyler görmek çok hoş. Bir ayı geçkin karla yaşamak, hele köpeğimizin karda çıldırmışcasına neşelenip oynaması. Karakedi'mizin kendine has gariplikleri, köyümüzün tatlı mı tatlı ihtiyarları bizde bağımlılık yaptı. Şu an sadece ampulleri ve şarj aletini çalıştıran elektriğimiz en büyük derdimiz. İstanbul'dan ziyade el ve ev aletlerimizi, beyaz eşyalarımızı özledik desem daha doğru olacak. Bu baharda çekeceklerini söyledikleri hatları çekerlerse bu hasreti de bitireceğiz inşallah. İş soranlara "Devletimiz benim yorulduğumu, dinlenmem gerektiğini söyledi. Ben devletime bağlıyım." diyorum. Aslında burada çok işim oluyor. Fakat para kazandırmayan türden. |
|
26-03-2019, 13:31 | #173 |
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 08-03-2019
Şehir: manisa
Mesajlar: 5
|
maşallah ne güzel enginarlardan ne haber? Ağustos Eylül gibi dikiliyormuş sanırım ben de bu Eylülde dikmek istiyorum kısmetse ... |
23-04-2019, 19:03 | #174 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 08-09-2013
Şehir: GB
Mesajlar: 622
|
Alıntı:
Geçen sene bu zamanlar ektiğim enginarlardan 22 tanesi tutmuştu. Kış şartları, bakımsızlık ve mart ayındaki kuraklık bir çoğunun yok olmasına sebep olmuş görünüyor. Farklı farklı yerlere diktiğim enginarların 8-10 kadarı kışı atlatmışlar. Bu dağınıklık yüzünden, yabani ot toplar gibi bütün bahçeyi dolaşmak gerekecek. |
|
25-04-2019, 16:26 | #175 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 08-09-2013
Şehir: GB
Mesajlar: 622
|
Frenk ve bektaşi üzümleri.
İki senedir saksılarda yaşama tutunmaya çalışan frenk üzümlerimi ve bektaşi üzümlerimi geçen sonbaharda toprakla buluşturmuştum. İnşaat kazısında derinden çıkan ve oldukça sert bir toprağa dikmeme rağmen, geçenlerde yapraklanmaya başlayarak beni sevindirmişlerdi. Bugün ise çiçekleriyle sevincimi katmerlendirdiler. Üstelik frenk üzümü balkonda 6-7 tane meyva verirken şimdi onlarca çiçeğe durmuş; bektaşi üzümü ise ilk çiçekleriyle -hem de fazlaca- süslenmiş. Bu sene, toplamda 7 adet olan bu üzümsüleri bol miktarda çoğaltacağım. |
26-04-2019, 01:14 | #176 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 20-03-2017
Şehir: izmir
Mesajlar: 502
|
Sayın Asoo, anlatımınız o kadar akıcı, sürükleyici ve roman tadında ki, kitap yazsanız yok satarsınız. ( İskan 1 bölümünde ''tamam evladım'' sözünüze çok güldüm.) Mutluluğunuz daim olsun. Güzel günler dilerim. |
04-05-2019, 13:01 | #177 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 08-09-2013
Şehir: GB
Mesajlar: 622
|
Teşekkürler derin35. Motosikletle yaptığım seyahatleri forumlarda paylaşmaya başlayacağımda, onca yıl (ilk ve orta eğitimimiz) eğitime rağmen bırakın üslup edinmeyi, birçok kelimeyi düzgün yazamadığımı fark ettim. Bu farkındalık gayrete dönüştü.Telefonda SMS yazarken bile dikkat etmeye çalışıyorum. Küçük ilerlemelerim bile bana haz verince, daha bir şevkleniyorum. Bu gayretim bana zaten bir mutluluk verirken, sizi de bir nebze keyiflendirmişim. Bir kişiye kısa da olsa bir mutluluk yaşatmak gösterdiğim tüm gayretin karşılığını fazlasıyla aldığımı hissettiriyor. Doğal, yeşil, bol çiçekli, kuş cıvıltılı bir bahar geçirmeniz dileğiyle. |
15-05-2019, 22:11 | #178 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 08-09-2013
Şehir: GB
Mesajlar: 622
|
Küçük başlı hollanda lahanası.
Dağınık bir insan olunca bir çok işin vaktini kaçırabiliyorsunuz. Geçen sene yazın ortasında eşyalarını karıştırırken elime bu lahana tohumları geçti. Beş altı senedir bende olduklarından, çimlenebilirliklerini muhafaza edip etmediklerini öğrenmek amacıyla dört tane tohum ekmiştim. Bunlardan biri çimlendi, yaz sıcaklarında çok yavaş bir şekilde büyüdü. Hatta sonbaharda baş yapmaya bile çalıştı. Fakat hızla soğuyan havalarla beraber kış uykusuna yattı. Uzak bir yerde olduğundan kışın pek gözlemleyemedim ama hemen hemen hiç büyümedi. Günler uzamaya başladığında bir baktım ki bitkimiz iki üç kat büyümüş. Geçen gün bir daha baktım tohuma kalkmış. Bu sefer tohum alacağız, yeni sezonda yemeğini yemek de nasip olur inşaallah. |
18-05-2019, 22:30 | #179 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 08-09-2013
Şehir: GB
Mesajlar: 622
|
Kelebek.
Geçen gün çocuklarımla okuldan dönüşte bu komşumuzu gördük. Gördüğüm en büyük kelebeklerden biri. Çizme 46 numara! Hiç kımıldamayan misafirimizi korunaklı bir yere koyduk. Fakat kedilerimizden ancak bir gün koruyabildik. Umarım yumurtalarını bırakabilmiştir. |
19-05-2019, 06:50 | #180 |
Ağaç Dostu
|
Sn. Asoo. Kendiniz size iyilik yapmış. Kelebek değil güve. Görüntüsü ve büyüklüğü güzel olsa da tırtıllar bize zarar veriyor. Ben de üstü benekli altı kırmızımsı güveyi öldürmemiştim. Onların da yaşam hakkı olmasına rağmen ağaçlarda çok fazla tırtıl zarar veriyor. |
|
|