23-02-2012, 23:05 | #781 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
|
Alıntı:
Bende deveci armudu yok. Ama armut gülleci bulamacını kaoline karıştırarak iyi sonuç alınıyor. Bu yıl gülleci bulamacını bir iki armut ağacında attım, hastalık görmedim. Kaolin ve gülleci bulamacı karışımı armutta, elmada veTrabzon hurmasında meyveye güzel renk verdiğini gözlemledik bu yıl. Ama kesin bir durum değil. |
|
23-02-2012, 23:11 | #782 | |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 10-12-2011
Şehir: Muğla /Dalaman
Mesajlar: 67
|
Alıntı:
|
|
23-02-2012, 23:15 | #783 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
|
Badem sayfasına bakıyorum, bildiklerimi yazmaya çalışıyorum. Biz bademlere pek ilaç atmıyoruz. Sulamıyoruz. İşlemiyoruz. Badem ağaçları bahçenin kenarlarında_anlarına_ yer alıyor. Sonra bende acı badem dahil bir kaç çeşit badem var ama çeşidini sorarsan bilmem. |
25-02-2012, 00:45 | #785 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
|
Alıntı:
Sizlerin sertifikalı fidan dikimine karşı değilim ama ben kazık köklülerin _ badem ve ceviz gibi_ çekirdekten yetişmesini savunuyorum. Çünkü, kazık köklüler suyu arayan kök yapısına sahiptir. 10 dönüm ve üzeri badem yetiştirilecekse; o yöreye uyumlu bademlerden çekirdek alınmalı veya kabuksuz badem denilen çeşit ekilmeli toprağa 2şer 3 er tane... Bun çekirdekler ekilirken aynı zamanda 10-15 tane asıl yetiştirilmesi istenen sertifikalı fidan da dikilmeli. 3 yıl sonra çekirdekten yetişenlere bunlar _ sertifikalı ve asıl istenenler_ aşılanmalı. Bunun ne gibi faydası var; 1) çekirdekten yetişenler bir en çok iki yıl sonra su ihtiyacı hissetmezler. (suyu arayan kazık kök sisteminin yasası) 2) Topraktan gelebilecek kök hastalıklarına daha dayanıklı olurlar. (tohum yetişirken toprak hastalıkları ile _ bir çeşit salgıladığı sıvı ile_ mücadele etmeyi öğrenir) 3)Badem suyu pek sevmez. Fidan dönemi dahil ilerideki yıllarda sulamadan kaynaklanan kök çürümeleriyle karşılaşmaz. 4)Anaç kök, aşı üzerini daha iyi besler. Gelişme hızlı olur. 5) Bu yöntemle daha ekonomik üretim yapılmış olur. Ne zararı olur; 1)Yıl kaybedilir belki 2 yıl. (acelen sonsa sorun değil) 2)Çekirdekler çatlamayabilir. ( 2 veya 3 çekirdek atılırsa üç gen şeklinde bir çukura mutlaka bir çıkar) 3) Kemiriciler taze fidanlar zarar verebilir. (Fareyi bilmem ama tavşan olursa zararlı bana haber verilebilir) Not: Kabuksuz badem _ ismini bilmiyorum_ piyasada çok tutulmaya başlayan ve güçlü _ çekirdekten yetişirse ve aynı meyveyi verecek mi göreceğim_ kök yapısına sahip bir çeşit gibi duruyor... Kolaylıklar diliyorum. |
|
25-02-2012, 16:19 | #787 |
Ağaç Dostu
|
Sayın Önen Yazmaya ve bizleri aydınlatmaya devam etmenizi söylemeden duramayacağım. Şimdilik birkaç sorum olacak, 1-Tohumların 2-12 saat sirkeli suda bekletilmesi ne benzer şekilde şaşırtma sırasında fidelerin de daldırıp çıkarma şeklinde bu uygulamadan geçirilmesi yararlı olurmu? Bu uygulama ayrıca Manas ları fideden uzak tutar mı? 2- Yazdıklarınızı sürekli takip ediyorum. Tecrübelerinize, bilimsel araştırmaları da uygulamalarınıza bizzat katıp iyi neticeler alıyorsunuz. Bu yıl denediğiniz yöntem ve maddelerin sizin ürünlerinizdeki verim ve kalite farklarını da detaylı yazarmısınız? H2S, SO2, -SO3 ve Poly sülfürler ile ilgilenmiş bir KYM i olarak, GÜLLECİ BULAMACI üretimi ve uygulaması esnasında(büyük ihtimalle yapıyorsunuzdur) özellikle gözlerinizi koruyarak maske takmanızı salık veririm. Herşey gönlünüzce olsun. Düzenleyen OSMAN45 : 27-02-2012 saat 05:29 |
25-02-2012, 21:37 | #788 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
|
Sn. Osman bey teşekkür ederim ikici satır için; ama ilk satırdan bir şey anlamadım. |
25-02-2012, 22:06 | #789 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
|
Alıntı:
5-10 fidede deneyeyim. Viyollerden toprağa dikerken zahmetli gibi görünüyor. peki 1 e 9 sirkeli su şaşırtmada verilebilir mi? Bu daha pratik gibi, 5-10 fidede deneyelim. Belki bakteriyel kök hastalıkları için yerinde bir sonuç alınamıyabilir, tekrar tekrar denemek gerekir ama; fideye ne gibi etkisi _ zararı_ olur görmüş oluruz. Aslında bir labuatuvar deneyi gerektiriyor...ya da bu konuda kaynaklara bakmak... İkinci sorunuza gelince; yaptıklarımı başından sonuna kadar paylaşmaya devam edeceğim. Sonuçlarını görünceye kadar. Zaten iyi bir sonuç aldığımda ya da nelerde olumsuzluk yaşadığımı hemen bildiriyorum. Gülleci bulamacı yaparken hiç gözlük ya da maske kullanmadık. Açık havada yaptığımız bir işlem. Zaten hafif bir koku aldığımızda gülleci bulamacı olmuş diyoruz. Gözlere nasıl bir zararı olur bilmiyorum, böyle bir _ uygulama sırasında_ rahatsızlık duymadık ama... Buharı ile _ ki gülleci bulamacının fazla buharlaşmasını istemiyoruz_ temas etmemeye çalışıyoruz... Her şey sizinde gönlünüze göre olsun ve doğum gününüz kutlu olsun. Saygılar |
|
26-02-2012, 17:26 | #790 |
Ağaç Dostu
|
Sirke
Sayın Önen, [QUOTE=Halil Önen;916685] Viyollerden toprağa dikerken zahmetli gibi görünüyor. Haklısınız plastik viyollerden çıkarılanlarda uygulamak zor olabilir. Ben toprağa şaşırtırken çıplak köklü hale getirip(örneğin domates, biber, patlıcanda) köklerini yayıp kapatıyordum. Onu kasdettim. Yoksa yanlış mı yapıyorum peki 1 e 9 sirkeli su şaşırtmada verilebilir mi? Bu daha pratik gibi, 5-10 fidede deneyelim. fideye ne gibi etkisi _ zararı_ olur görmüş oluruz. Siz bu şekilde % 10 luk W/W sirke kullanmış oluyorsunuz. Normal sirkede % 4,5 asetik asid olduğuna göre sizin kullandığınız çözelti yaklaşık binde 4,5 asid ihtıva ediyor demektir.Bu da kullandığınız çözeltinin pH sını 2 nin altına indirir. (Elma ve üzüm sirkesi ile deneyip tam pH larını ölçeceğim) Benim düşünceme göre tohumun kabuğu nedeni ile asid pH lara dayanabilir ama bir küçük fide kökünün dayanması biraz zor olabilir. Hazırlanan çözeltiden alınan bir kaşığı 9 kaşık suya karıştırarak denemek daha uygun olur düşüncesindeyim. Gülleci bulamacı yaparken hiç gözlük ya da maske kullanmadık. Zaten hafif bir koku aldığımızda gülleci bulamacı olmuş diyoruz. Gözlere nasıl bir zararı olur bilmiyorum, böyle bir _ uygulama sırasında_ rahatsızlık duymadık ama... Bilimsel bir makalede gözlerde katarakt oluşumunu tetiklediği gibi bir ifade hatırlıyorum ama şimdi kaynağını bul derseniz 40 yıl önceyi sormuş olursunuz. Ayrıca kükürdün oksidasyon ürünleri çok asidiktir. Herşey gönlünüzce olsun. |
26-02-2012, 23:04 | #791 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 20-05-2009
Şehir: izmir
Mesajlar: 200
|
sn osman45 ben o densizin yazılarını okudum eskilerin dediği gibi(kedi erişemediği ciğere mındar )dermiş. çünki o işi yapabilecek ne kabiliyet ve nede cesaret var onlarda.onun belki de maksadı yerli tohumların çoğalmasını istemeyen birilerindendir veya ......selamlar,saygılar kıdemlimüdür |
27-02-2012, 00:47 | #792 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
|
[QUOTE=OSMAN45;917026]Sayın Önen, Alıntı:
Toftan viyollara şaşırma yaparsam _ ki vitollere torf ile beraber gübre de karıştırıyorum_ toprağa dikme de bana esneklik kazandırıyor. Viyollerde daha uzun süre bekletebiliyor, toprak ısısı, hava koşullarını kollama fırsatı veriyor. Sadece tofta uzun süre bekletemiyorum, içinde besin olamadığı için. Ama sıvı gübre takviyesi yaparsam bir az daha zaman kazanıyorum. 1 e 9 sikeli su şaşırtmada verilebilir mi derken; 1 kaşık sirke, 9 kaşık su ile karıştırıp şaşırma yaparken _can suyu gibi_ verilmelidir; anlamında söylemiştim, 9/1 oranı gibi olmuş, benim hatam. Çok eskiden, şimdiki kullanımı kolay ama çoğu zehirli ilaçlar olmadan önce bağlara toz kükürt atardık. Zaten toz kükürt ve bordo bulamacından başka şey bilmezdik. Sabah erkenden hava rüzgarsız zamanı kollar toz kükürt atardık, sadece poşu ile yüzümüzü sarardık. Gözlük kullanmazdık. Kükürt adete bizi kör ederdi, köyün yolunu bulamazdık. Şu anda benim dört gözlü olmama buna bağlı mı bilemiyorum ama genetik gibi duruyor. Bir çok akranımın ve benden büyüklerin göz sorunları var çevremde ama hiç sorunu olmayanlar da var. Bu anlattıklarımda kükürt toz halinde tek başına kullanıldığı gözlemlerdir... Ama kükürt ile kirecin karıştırılıp kaynatılmasında çok farklı ve sakınılması gereken bir sıvı elde ediliyor, dediklerinizde haklı olabilirsiniz. Dikkat edilmesi gerekir. Ağaçlar. net ve üyeleri hakkında dediğiniz yere bakmadım ama bir arkadaşım bir az önce _telefonda okuyup_ söyledi. Yazıyı bakmaya gerek duymuyorum. İki satırlık adamları ömrümüze gerektiğinden fazla musallat ettik zaten, bizim yapacak çok daha önemli _ Sn Kıdemli müdürümün de dediği gibi_ şeylerimiz var. Yapacak önemli ve güzel şeyler varsa yapar geçersin; bazen sana ne/bana ne yöntemi insanı, çağın bulaşıcı hastalığı olan stresten uzak tutuyor. Boşuna dememişler beyin örgütlenebilen bir şey diye; ondan istesen bir cerrah yaratırsın, istesen bir katil... Teşekkür ederim, saygılar. |
|
27-02-2012, 01:30 | #793 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
|
Alıntı:
Düzenleyen Halil Önen : 27-02-2012 saat 01:31 Neden: alttaki iki resmi ekleyerek tabiii:) |
|
02-03-2012, 14:26 | #795 | ||||||||||||||||||||||||||||
-
|
(Listeyi biraz daha uzatayım.... ) Aşağıdaki listede bulunan zararlılar ile mücadelede Gülleci Bulamacı güçlü bir çözüm olur mu? Saygılar,
|
||||||||||||||||||||||||||||
02-03-2012, 14:57 | #796 |
Yeni Üye
|
Halil Bey; öncelikle merhaba.sayfaya çoktandır üyeyim.son günlerde sizi burdan tanımaya çalışıyorum.emek ve bilginiz amatörlüğü aşmış diyebiliyorum.bir sorunum var benim de..terasda saksıda biber ve domates yetiştirmek istiyorum.hatta kendimce özel bir saksı tasarımım da var.çift katlı ve fitil sistemiyle toprak organik gübreli saksılar.kış koşullarında deneyimler yapıyorum.açık hava ve kapalı balkonda.kapalıda biber ürettim bile.ayda birkez su ilavesi yetiyor. bir kök biber bir litre su..ANCAK Halil Bey;SOLUCAN... bu yaralı varlıklarla başım dertte.burda ve başka sayfalarda günlerdir araştırıyorum ,nasıl başedebilirim diye.kimyasallar kanserejonmuş.bir katkınız olursa sevineceğim.şimdiden teşekkürler,sağlık ve başarı ile bitimsiz bir ilkyaz diliyorum.. |
02-03-2012, 21:30 | #797 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
|
Alıntı:
Meyve ağaçlarında koşnil için _ bizde pek olmadığından_ denemedim. Ama koşnillere de etkili olabileceğini düşünüyorum. Koşniller için 100 lt suya 2 lt. gülleci bulamacı iyi kaplama yapar ve etkisini arttırır diye düşünüyorum. |
|
02-03-2012, 21:45 | #798 | |||||||||||||||||||||||||||||
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
|
Alıntı:
ve akar hastalıklarına etkili. 100 lt. suya 2 lt. gülleci bulamacı gibi kullanılmalı. |
|||||||||||||||||||||||||||||
02-03-2012, 21:59 | #799 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
|
Alıntı:
Saksıda bulunan solucanlar_ ki çok değillerse_ bitki köklerine zarar vermezler. Saksıyı su dolu bir kaba koyarsanız solucanlar yukarı doğru çıkar oradan bir aza eşeleyip toplayabilirsiniz diyeceğim ama bu sizin sisteme uyar mı bilemiyorum. |
|
02-03-2012, 22:29 | #800 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
|
Gülleci bulamacı+etidot67+sirke= ubyi bulamacı:)
ubyi bulamacı... Gülleci bulamacı+etidot67+sirke= ? bu üçünü bir araya getirdiğimizde nasıl bir karışım elde ettiğimi; ne siz sorun ne ben söyleyeyim. Bir çok üniversite hocasına sordum onlarda bilmiyor. Varsa elinde bir çalışmanın sonuçları _AR-GE _getir bakalım dedi bazı hocalar. Bazıları da böyle bir şey duymadık, görmedik dünyada örneğine rastlamadık dedi... 1) Gülleci bulamacı bilenen bitki zararlıları için, 2)Etidot67 mantar hastalıkları ve bor içerikli gübre için; 3)Sirke_üzüm_ bakteri hastalıkları için; bunu domates kök bakteri hastalıkları için kullanmıştık zaten. Zeytinde dal kanserine sebep olan bakteri hastalığı için_ zaten bazı çiftçiler sadece sirke atıyorlar ve başarılı oluyorlardı_ kullanacağız. Buradaki amaç sirke etkisinden dolayı, zeytin dal kanseri için kullanılan Borda Bulamacı devreden çıkarmak... |
02-03-2012, 22:48 | #801 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
|
Ubyi bulamacı
Ubyi bulamacı uygulaması: Bu gündüz yani 1 mart 2012 tarihi uygulaması: Önce Etidot67, 50 ml. ölçek kullanacağım. Dolusu 10 gr. geliyor. 15 ml.si 7.5 gr. geliyor. Bunu 15 lt. lik sırt tulumbasında kullanacağım. Karıştiracağım... 50 ml. ölçeği 3 defa gülleci yani 150 ml. yine 15 lt. sırt tulumbasına koyacağım ve karıştıracağım. 50 ml. ölçeği 3 defa sirke_ üzüm_ yani 150 ml. sırt tulumbasına koyacağım. üçünü bir yerde karıştıracağım. Not: Bordo bulamacını kullanmayı hiç sevmedim ve 30 yıldır kullandığımı hatırlamıyorum)... Düzenleyen Halil Önen : 02-03-2012 saat 23:20 |
02-03-2012, 23:12 | #802 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
|
Bu ubyi bulamacını ilk defa deniyorum. 10 dönüm 4 yaşına yakın zeytin fidanlarında, erik fidanında, şeftali fidanında, Trabzon hurmasındası fidanında, elma fidanında, kiraz fidanında, armut fidanında ve arbeguna İ18 bodur zeytin fidanında denedim. Sonuçlarının ne olacağını bilmiyorum. Sadece tahmin ediyorum. Ama iyi bir şey olamasaydı ağaçlar bana söylerdi. Fidanların kök ve gövdelerine atıyorum. Fidanların diplerine toprağa atıyorum. Çünkü bir çok zararlı kış uykusunda ve buradan geliyor. bu yıl önce gülleci bulamacı son bir defa gülleci bulamacı+etidot67 kullandım. fidandı ama iyi zeytin verdi... en büyük korkum zeytin uc zararlısı olmadı... Zeytin kabuklu biti olmadı... Zeytin sineği olmadı... Zeytin meyve güvesi_ sapından çekirdeğe giren_ olmadı. Zeytin dal kanseri zaten hiç olmadı. Bu yılın soğuklarından da etkilenmedim. Zeytine soğuk vurursa baharda çatlayan kabuklarda dal kanseri yapar. Bu durumda bordo bulamacı kullanılması zorunludur. Çünkü başka seçeneği yok(tu)... Tüm fidanlarıma bu karışımdan başka bir şey kullanmayacağım ve sonuçlarını paylaşacağım. Hatta bu ubyi karışımını bir çok sebzelerimde kullanacağım... |
02-03-2012, 23:52 | #804 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
|
100 lt. suya ubyi bulamacı uygulaması... 1) 100 lt su 2) 50 gr. etidot67 3) 1 lt gülleci bulamacı 4) 1 lt. sirke(üzüm) her biri ayarı ayrı konur, karıştırılır. Uygulanır. |
02-03-2012, 23:56 | #805 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
|
Alıntı:
Çünkü badem kökleri toprağa bir çeşit sıvı salgılıyor ve yer değiştirdiğinde etkisi kalmıyor ve kuruyor. ek; ancak Sn. Nuri Murved' in 'Çam ağacı yer değiştirme' sistemi ile olabilir. Bu sayfada anlatılmış ve tüçrübe isteyen bir sistem. Küçük fidanlara uygulanabilir... |
|
02-03-2012, 23:58 | #806 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 29-03-2010
Şehir: konya
Mesajlar: 304
|
[QUOTE=Halil Önen;919687]ubyi bulamacı... Gülleci bulamacı+etidot67+sirke= ? Sn Halil Önen Bende bu yıl sizin mucize ilaç karışımınını budamadan hemen sonra kullanmayı düşünüyorum ama buralarda - etidot67- yi bilen yok. etidot67 yerine sıvı bor ilaçı eklesem olurmu? Saygılar |
03-03-2012, 00:03 | #807 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
|
[QUOTE=akgul1a;919724] Alıntı:
Etidot67 sayfasına bakabilirsiniz. |
|
03-03-2012, 13:45 | #808 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 02-03-2009
Şehir: ankara
Mesajlar: 176
|
Sayın Halil Ağabey,yukarda tarımın son ürünü ubyi bulamacında, 50 ml’lık ölçeğin, dolusu 10 gr. olursa; 15 ml’lık doluluğu, 15x10/50=3 gr. olmaz mı? Yani 15 litre suya 7,5 gr. koyacaksak, 50 ml ölçekte bu 37,5 ml. olur, o da ölçeğin 4/3’ne denk gelir. Değil mi? Öz olarak 15 litre suya 7,5gr Etidot Kolay gelsin, Allah zihin açıklığı versin doğal tarımın çalışkan talebeleri. Kalın sağlıcakla. |
03-03-2012, 16:07 | #809 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
|
Alıntı:
Elimde hep kullandığım 50 ml. ölçek var. 7.5 gram etidot67 sıvı ölçerde 15 ml. gösteriyor. 10 gram etidot 67 sıvı ölçerde 50 ml. ye karşılık geliyor. Etidot67 toz şekerin tozu gibi bir şey. Kendim için kolaylık olsun diye bu şekilde düşündüm. sırt tulumbasına 15 ml (yani 7,5 gr.) ye kadar etidot67 ...( bunda eminim) eğer 20 lt su yapacaksam bir ölçek yani 50 ml. (10 gr.) geliyor. (içime kurt düşürdün) 100 kg. su için kaç ml. re gösterir bilemiyorum. 50 gr. olarak ölçmek gerekir herhalde... (Mahallenin bakkalına _ ki terazi onda_ hadi bir daha ölçelim dersem beni kovar) |
|
03-03-2012, 23:27 | #810 |
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 04-01-2012
Şehir: BAYBURT
Mesajlar: 13
|
Merhaba Halil Bey, (aslında içimden abi demek geliyor ancak daha tanışmadığımız için haddimi aşmış olmaktan çekindim) Çok değerli engin bilgi ve tecrübelerinizden faydalanma imkanı sağladığınız için şahsım adına teşekkür ederim. Benim (bir çok konuda olduğu gibi) öncelikle şu konuda yardımınıza ihtiyacım var; Kayın pederimin bahçesinde yaklaşık 17 yıl önce dikilmiş ve hiç ama hiç budanmamış, aynı zamanda hiç ilaçlanmamış vişne ve erik ağaçları var. Bu ağaçlar hasbelkader meyve veriyorlar.Bu forum sayesinde ağaçların budanması ve bakımlarının yapılması gerekliliği gerçeği ile nihayet karşılaştım. Budama konusunu epeyce inceledim,görsellere baktım. Ancak biraz kafam karıştı. Bu ağaçların fotoğraflarını çekip buraya yüklesem budanma şekillerini tarif eder misiniz? Ayrıca bunca yıl bakımsız kalmış bu ağaçların akıbetleri ne olur, söküp yerine yeni fidanlar mı dikmeli konularında fikrinize ihtiyacım var. Saygılarımla. |
|
|