agaclar.net

Geri Dön   agaclar.net > Üyelerin Balkonları, Bahçeleri > Sürdürülebilir Doğal Tarım Bahçeleri
(https)




Beğeni Düzeni2767Beğeniler

Sadece okunabilir konu
 
Bookmark and Share Dış Bağlantılar Konu Araçları Mod Seç
Eski 23-08-2010, 19:13   #91
Ağaç Dostu
 
ahmet salih's Avatar
 
Giriş Tarihi: 26-04-2007
Şehir: izmir
Mesajlar: 252
Merhaba Sn;halil önen Başımdan geçen benzer bir olayı aktarayım. geçen sene annemi elinde kocaman bir bıçak 5 yaşında olup hiç çicek açmamış ıhlamur ağaçının başında gördüm,ne yaptığını anlamaya çalışırken annemin yüksek sesle çiçek açmazsan seni keserim, seni keserim diyerek ,bıçakla ağacın gövdesine 2-3 derince kesik attığını gördüm. Biraz gülerek, biraz hayretle anne hayırdır dediğimde ,annem gayet ciddi dedesinin meyva vermeyen ağaçlara bu şekilde yaptığını ,ağaçların meyva vermeye başladığını,dedesinin ağaçları çok sevdiğini ,her türlü aşı yaptığını uzun uzun anlattı. o sene ıhlamur çicek açınca, annem zafer kazanmış komutan edasıyla ayva ağacına da aynı uygulamayı yaptı. Bu esnada Çınar(benim minik köpeğim), güzelim erguvan ağacımı derince kemirmiş, epeyce kabuk soymuştu, halbuki ilk defa bu sene 2-3 tane minik çicek açmıştı. çınarın kemirdiği dönemde yapraklanma başlamıştı.ben gitti erguvan diye hayıflanırken bizim ölümcül yaralı erguvan çoştu mevsim dışı olmasına rağmen bir sürü çicek açtı , Tüm çabalara karşın çiceklenmeden 10 gün sonra erguvanı kaybettik.Erguvanın bu davranışını ben şöyle yorumladım(bu yoruma konuda uzman arkadaşlar eleştiri yaparlarsa sevinirim).bildiğimiz gibi doğanın en önemli yasalarından biri neslin devamlılığı ilkesidir.Bütün bitki ve hayvanlar soylarının devam etmesi için anlayabildiğimiz, bir çoğunu hala anlıyamadığımız bir çok davranış gösterirler, Bu çok güçlü bir genetik içgüdüdür(genetik içgüdü) litaratürde olduğunu sanmıyorum benim uydurmam açıklayacak başka bir kelime bulamadım.Gerçekten canlı davranışlarını bu yasa çerçevesinde incelendiğinde ne kadar etkili olduğu görülecektir. Örneğin ,annenin çocuklarının yaşamı tehdit edildiğinde ölümü bile göze alması.erguvanın sergilediği davanış ise;ölümcül yaralar aldığının bir şekilde farkına varınca neslinin devamlılığını sağlamak için, çicek, dolayısıyla tohum üretmeye çalıştı. Ihlamurun kabuğuna uygulanan kesikler benzer bir mekanizmaları harekete geçiriyor olabilir.Atalarımızın mirası olan geleneksel yöntemlerin iyi irdelenmesi gerektiğini düşünüyorum. Bunlar binlerce yıllık tecrübe ve bilgi birikimi içeriyorlar.Bazılarına sonradan saçma ,yanlış eklentiler yapılmış olsa da, Bir çoğunun objektif incelendiğinde ciddi faydalar sağlıyacağı aşikardır.Hatta bu konuda sitede bir başlık açılması yararlı olabilr. Bir hikayeden nerelere geldik, sağlıcakla kalın. ayvayı merak eden olursa; bu sene 2 tanecikte olsa ilk meyvalarını verdi.

ahmet salih Çevrimdışı   Başa Dön
Eski 23-08-2010, 21:14   #92
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi nkoksal Mesajı Göster
Halil bey 2 yıldır meyve vermeyen bırakın meyveyi yazın çiçek bile açmayan (kendisi aslında yediveren sözde ) limon ağacıma bu yöntemi uygulayacağım. Benle inatlaşır gibi tam kış gelip içeri alınacağı zaman çiçeğe duruyor. Umarım kayınvalidenizin mandalinası gibi benimkide utanır. Eh utanıp meyve verirse artık dileyin benden ne dilerseniz.(Çok büyük bişey olmasın ama )
Limon ağacınız daha çok genç, yalancı çiçek açıyor ve döküyor.
Bu normal.

Aslında meyve vermek için alıştırma yapıyor. Kendini hazırlıyor. Meyveyi besleyeceği çağa gelsin;_ o bunu biliyor_ çiçeklerini dökmeyecektir.

Keyifli günlerinizde 'o'na dokunun. Gövdesinde, dallarıda ve yapraklarında elinizi yavaşca gezdirin. Çiçeklerine hafifce dokunun, koklayın. Bir dost, bir anne gibi.

Göreceksiniz daha çok ve kaliteli meyve verecektir.

Sygılar Sn.nkoksal.

Halil Önen Çevrimdışı   Başa Dön
Eski 23-08-2010, 22:12   #93
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi ahmet salih Mesajı Göster
Merhaba Sn;halil önen Başımdan geçen benzer bir olayı aktarayım. geçen sene annemi elinde kocaman bir bıçak 5 yaşında olup hiç çicek açmamış ıhlamur ağaçının başında gördüm,ne yaptığını anlamaya çalışırken annemin yüksek sesle çiçek açmazsan seni keserim, seni keserim diyerek ,bıçakla ağacın gövdesine 2-3 derince kesik attığını gördüm. Biraz gülerek, biraz hayretle anne hayırdır dediğimde ,annem gayet ciddi dedesinin meyva vermeyen ağaçlara bu şekilde yaptığını ,ağaçların meyva vermeye başladığını,dedesinin ağaçları çok sevdiğini ,her türlü aşı yaptığını uzun uzun anlattı. o sene ıhlamur çicek açınca, annem zafer kazanmış komutan edasıyla ayva ağacına da aynı uygulamayı yaptı. Bu esnada Çınar(benim minik köpeğim), güzelim erguvan ağacımı derince kemirmiş, epeyce kabuk soymuştu, halbuki ilk defa bu sene 2-3 tane minik çicek açmıştı. çınarın kemirdiği dönemde yapraklanma başlamıştı.ben gitti erguvan diye hayıflanırken bizim ölümcül yaralı erguvan çoştu mevsim dışı olmasına rağmen bir sürü çicek açtı , Tüm çabalara karşın çiceklenmeden 10 gün sonra erguvanı kaybettik.Erguvanın bu davranışını ben şöyle yorumladım(bu yoruma konuda uzman arkadaşlar eleştiri yaparlarsa sevinirim).bildiğimiz gibi doğanın en önemli yasalarından biri neslin devamlılığı ilkesidir.Bütün bitki ve hayvanlar soylarının devam etmesi için anlayabildiğimiz, bir çoğunu hala anlıyamadığımız bir çok davranış gösterirler, Bu çok güçlü bir genetik içgüdüdür(genetik içgüdü) litaratürde olduğunu sanmıyorum benim uydurmam açıklayacak başka bir kelime bulamadım.Gerçekten canlı davranışlarını bu yasa çerçevesinde incelendiğinde ne kadar etkili olduğu görülecektir. Örneğin ,annenin çocuklarının yaşamı tehdit edildiğinde ölümü bile göze alması.erguvanın sergilediği davanış ise;ölümcül yaralar aldığının bir şekilde farkına varınca neslinin devamlılığını sağlamak için, çicek, dolayısıyla tohum üretmeye çalıştı. Ihlamurun kabuğuna uygulanan kesikler benzer bir mekanizmaları harekete geçiriyor olabilir.Atalarımızın mirası olan geleneksel yöntemlerin iyi irdelenmesi gerektiğini düşünüyorum. Bunlar binlerce yıllık tecrübe ve bilgi birikimi içeriyorlar.Bazılarına sonradan saçma ,yanlış eklentiler yapılmış olsa da, Bir çoğunun objektif incelendiğinde ciddi faydalar sağlıyacağı aşikardır.Hatta bu konuda sitede bir başlık açılması yararlı olabilr. Bir hikayeden nerelere geldik, sağlıcakla kalın. ayvayı merak eden olursa; bu sene 2 tanecikte olsa ilk meyvalarını verdi.


Sn. Doktorum,

söylediklerinize katılıyorum.

Bitkileden çok daha gelişmiş olan hayvanlar ve hatta insanlar bile öyle değil mi?

Büyük doğa felaketleri, büyük şavaşlar ve amansız hastlıklar _bir zamanlar avrupayı saran veba. vb. gibi_ dönemlerinde insanların, daha çok çocuk yaptıkları istatistiklerle ispatlanmış. Hem de geleneksel aile duvarları bile yıkarak...


Bu gün bile çok çocuk sahibi olma isteği, buna benzer ağır stresli yaşam koşulları değil mi?

Günümüzde bile her gün, bir çok canlı türü yok oluyor ve yeni türler ortaya çıkıyor.

Ayakta kalanlar, geçmişten gelen _atalarından _ yaşam genlerini en iyi koruyanlar ve geliştirenlerdir.

Ayrıca yok olduğunu sandığımız türlerin de bir gün ortaya çıktığı gözlendi. ABD ' de güçlü bir orman yangını sonrası, 200 yıl önce orada yaşayan bir ağaç türü yeşermişti.

Çok ilginç, tarla sınırımızda bir incir ağacı vardı. Dipten çok sürgün verirdi.

Babam her yıl iki üç sürgün bırakır, budardı. 'O' yine çok sürgün verir, bir türlü boya gitmezdi.

Bir gün diplerinden tamamen kesti. (Birinden duymuş olmalıydı) üzerine çalıları yığdı ve ateşledi. Sonra üzerine toprak attı, kapadı.

Baharda üç tane öyle sürgün verdi ki tutabilene aşkolsun. Öbür bahara da meyve antrenmanına başladı.

Babam ' bak görüyormusun, kendisini ölüyorum zannetti kerata, nasıl da büyüyor ' demişti.

Saygılar efendim.

Ayazkızı beğendi.
Halil Önen Çevrimdışı   Başa Dön
Eski 12-09-2010, 03:04   #94
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
Atatürk demiş ki;
''Yakın dostlar, sevdikleri tarafından bir işgenceye mahkumdur. O işkence sevdiklerinin dertlerini dinlemektir''.

Sanki öyle oldu gibi... Ya da hani bir tv. sunucusu bir konuk çağırır ama en çok kendisi konuşur ya...

Uzak bahcelerin yakın dostu, Ağaçlar. net in çalışkan çocuğu ACEMİ/ÇAYLAK arife günü, Aliağa' ya misafirliğe geldi.

Bize gelmeden önce Muğla'ya gitmiş. Muttalip bey (mtlp sitemiz üyesi) ile buluşmuş. Muttalip Bey' in bize fotoğraflarını gönderdiği zeytin bahcesinin sorunlarını yerinde görmek için ona uğramış.

Bize uğradığında akşam olmuştu.

Ayhan kaptan, ben, Hasan Bey ve Acemi usta deniz kenarına, öğretmen evinin lokalinde gecenin geç saatine kadar sohbet ettik.

Neler konuşmadık ki, bu kadar zamanda; sanki yıllar öncesinden tanışık gibiydik.

Zeytinden, Antep fıstığından, enzimden, topraktan, kimyasal gübre ve ilaçlardan, solucan ve onun gübresinden, organik gübre ve organik yetiştircilikten, doğal üretimden daha doğrusu AĞAÇLAR.NET' e dair herşeyden ve dost üyelerinden konuştuk.

Belki biraz dedikodu da yapacaktık ama vakit nakitti.

Acemi dostumuz, izin verdiğimiz sürece konuşabildi.

UBYİ bahçelerinin yapısı, geleceği daha doğrusu kaderi ne olacaktı? Tabelası kalmış, içi boşaltılmış örgütlü yapıların çöplüğü olan ülkemizde...

Kader...

Bu bizim kaderimiz mi? Peki kaderimizi belirleyen ne? Karakterimiz belki. Onu da belirleyen yaptıklarımız, yaptıklarımızı belirleyen sözlerimiz (kelimelerimiz) değil mi? Ve sözlerimizi belirleyen düşüncelerimiz.

Ya da; maddi dünyadan öğrendiğimiz harika şey; şeylerin hayal bile edemiyeceğimiz kadar birbirinden bağımsız olduğu halde, binlerce atomun bağımsız hareketinin birbiriyle etkileşimi ve hareketi doğurması gibi; bu insan ilişkileri için geçerli değil midir?

Belki insanların pek azı geleceğin yönünü değiştirme gücüne sahiptir. Ama her birinin olayların küçük bir parçasını değiştirmek çabası ve bu çabanın toplamı bir kuşağın yapısını belirleyemez mi?

Eğer bir ideal için çalışılıyorsa, başkalarının iyiliği için de harekete geçiliyor, haksızlığa her karşı çıkış küçük bir umut dalgası yaratıyorsa, işte bu büyük enerji en kalın duvarları bile yıkan güçlü bir akıma dönüşemez mi?

Önemli olan nasıl düşündüğümüz, birbirimize nasıl davrandığımız ve doğa ile nasıl ilişki kurduğumuzdur.

Elbette kaygılıyız; doğanın toptan yıkımından ve gelecek için fedakarlıktan bulunmanın gönülsüzlüğünden... daha fazla hayal kırıklığı yaratan şeylerin fazlalığından...

Ancak ''bugün'' geleceğimizi satın alabileceğimiz tek şey değil mi... yaşlı gözlerle geleceğe bakmanın, geleceği belirleme hakkı olabilir mi? Ya da geçmişi geri alacak kadar zengin miyiz?



İnsanın günde 50 000 kadar düşüncesi olurmuş. Hepimiz gün boyunca kendimizle konuşuruz. Bu gece konuşacak dostlar bulamadım. Kendimi kendimle konuştum saydım gitti.

Çünkü bu gece ne Acemi Caylak, ne Ayhan kaptan, ne eski müdürler Hüseyin bey ve Hasan bey vardı.

Acemi Usta geldiğinde, bir gecenin keyfini çıkardık ve yeni bir dost edindik.

Geldiğini için teşekkürler ACEMİ ÇAYLAK

Ayazkızı beğendi.
Halil Önen Çevrimdışı   Başa Dön
Eski 12-09-2010, 21:08   #95
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 29-11-2009
Şehir: İstanbul - Gaziantep
Mesajlar: 1,194
Sevgili Halil Önen,

Bayramıda içine alan bir haftalık tatil sürecinde, sizlerle, Milaslı dostumuz Muttalip Bey ve Sarıcan dostumuzla yaptığım görüşmeler benim içinde hem çok keyifli hem de öğreticiydi.

Sizlere çok geç gelmiş olsamda (Aynı gün içerisinde Altınoluk'tan Bafa'ya gitmek ve geri dönmek zamanı tüketmişti.) ayaklarımız nerdeyse denizin içinde ve yıldızlar başımızda yaptığımız sohbet hepimiz için sohbetten öte deneylerin payaşıldığı küçük bir toplantıya dönüştü. Hele Hasan Bey'in pamuk deneyimini hiç unutmayacağım

Sizinde belirttiğiniz gibi UBYİ sadece bir fikir paylaşımı olarak mı kalacak yoksa genişleyerek örnek bir doğal yetiştiriciler birliği mi olacak bunu bizlerin bundan sonraki çalışmaları belirleyecek diye düşünüyorum.

Bence bu birlik, kendi gübre ve ilacını kendisi üreten ve pazarlama sorunlarını aşmış bir birlik olduğunda gerçek amacına ulaşmış olacak ve diğer çiftçilere yol gösterici olacaktır. Ben sizlerin gözlerinde bu ışığı ve inancı gördüm.

Daha geniş katılımlı bu türden yeni bir toplantıda buluşmak dileği ile.

acemi_caylak Çevrimdışı   Başa Dön
Eski 14-09-2010, 03:00   #96
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 06-11-2009
Şehir: Manisa
Mesajlar: 10
Gücünün hayallerini geçmesi ve dostluğumuzun ömür boyu sürmesi dileğiyle...

Belenli45 Çevrimdışı   Başa Dön
Eski 14-09-2010, 12:11   #97
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Belenli45 Mesajı Göster
Gücünün hayallerini geçmesi ve dostluğumuzun ömür boyu sürmesi dileğiyle...
Teşekkür ederim Sn. Belenli45,

bazı hayallerimi gerçekleştirecek gücü kendimde buluyorum. Örneğin, bu yıl sera yetiştiricilini deneyeceğim. Tabii doğal ve organik ilaç ve gübrelerle başarmalıyım.

Sera yetiştiriciliği konusunda hiç deneyim sahibi değilim. Küçük bir alanda deneme yapmalıyım.

Bu konuda yardımına ihtiyacım var. En azından malzeme tedarik etme ve teorik bilgi için...

Eğer bunu başarırsak daha büyük düşünmenin önünü açarız. Belki çiftciye örnek oluştururuz.

Biliyorsun geçen yıl asmada külleme çok yoğundu, çiftci çok zarar gördü. Bir yıl konuştum durmadan. Daha külleme çıkmadan neler yapılması gerekir diye anlattık.

Bu yıl külleme bizim ulaştığmız kişilerde olmadı.

Ama düşman bir değil ki...

Bu yıl da salkım güvesi yedi bitirdi. En az 1/3 zarar oluşturdu, üzümlerde. Taa Manisaya kadar...

Halbuki yasal olmamasına rağmen getirttiğim organik ilaçlar kahvenin masalarının üstünde bekledi.Kullanmaları, denemeleri için para bile istemedim.

Tonlarca kalıntı bırakan kimyasal ilaçlar kullanıldı. Yine durdurulamadı.

En son senin kayıncoya organik ilaç için deneme amaçlı kullandırtım.

Ve salkım güvesini durdurduk. Ve önledik.

Ya domateste 'TUTA' denen bir çeşit domataes iç kurduna ne demeli. Ne diller döktüm ki, kullandıramadım. En yakınlarımı bile ikna edemedim. Koca Menemen ovasını yedi bitirdi; domates iç kurdu zaralısı. Zarar bazı tarlalarda yarı yarıya geçti.

Çaresiz kalınca orgaik ilaçları kullananlar bu hastalığı da durdurdu ve önledi.


Aynı şekilde organik ilaç ile bamya kurdunu önledik. O da son anda, bir tarlada deneyerek...

İki kişinin (Mehmet Gemiçi ve Göksel Girgin) üç tarlasında _domatesi durduran_ EMA ile nematotu önledik. Mehmet Gemiçi hariç onlarda domates iç kurduna yenildi.

Sende biliyorsun ki domates iç kurdu için 3 günde bir kimyasal ilaç kullanıldı. Ve bu ürünler iç piyasada tüketildi. Buna resmen göz yumuldu ve bu ilaçların kotnrolsüz kullanımına izin verildi, hatta desteklendi.

İşin ilginç yanı üretici, bu kimyasal ilaçlarları kullanırken, aynı zamanda kendisi de tüketti ve tüketmeye devam ediyor.

Üretici bir türlü organik ilaçlara ulaşamıyor. Her yerde kimyasal ilaçlar satılıyor ama alternatifinden bahseden hiç yok.

Aynı durum zeytin sineği ve uc zararlısı için geçerli.

Bu yıl Menemen ve Bergama ovasını koza kurdu bitirdi. Üretici bu hastalığın önüne kimyasal ilaçlarla geçemedi.

Şimdi pamuk bitkisini slaç yapıyor. Bunu da önleyebilirdik belki. Gelecek yıl Seyrek köy den birinin 8 ve 30 dönümlük pamuk tarlasında deneme yapmayı ikna ettim. Bu hastalığı da organik ilaçlarla önleyeceğime inanıyorum.

Bu yıl Cumhur Öker'i ikna ettim. O İstanbul' a da mal sarıyor. Geniş tarlalarda tere, maydanoz, roka, ıspanak vb. üretim yapıyor. Hastalıklara karşı organik ilaç mücadelesi denemesi yapacağız. Başaracağımıza inanıyorum.

Şu anda zıraat mühendisi olmayı -hala böyle düşünürmüydüm bilemem _çok isterdim.

Tüm bunları kahve sohbetlerinde çok konuştuk. Sen emekli olduğunda _hayalleri gerçekleştirme gücü için_ ben hazır olacağım.

Geçmiş dostluğumuz, gelecek dotsluğumuzun teminatıdır.

Saygılar.

Murat Öz ve Ayazkızı beğendi.
Halil Önen Çevrimdışı   Başa Dön
Eski 14-09-2010, 12:21   #98
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 13-04-2006
Şehir: Ankara
Mesajlar: 9,099
Galeri: 25
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Halil Önen Mesajı Göster
...Sende biliyorsun ki domates iç kurdu için 3 günde bir kimyasal ilaç kullanıldı. Ve bu ürünler iç piyasada tüketildi. Buna resmen göz yumuldu ve bu ilaçların kotnrolsüz kullanımına izin verildi, hatta desteklendi.

...
Eyvah ki eyvah..."Neden kanser oluyoruz ? " sorusunun cevaplarından biri...

Halil Bey umarım bu savaşta galip gelirsiniz.

denizakvaryumu Çevrimdışı   Başa Dön
Eski 15-09-2010, 01:02   #99
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
Name:  IMAG0077 [640x480].jpg
Views: 2735
Size:  60.0 KB

Bu levha Menemen Belen köyü yoluna dikildi. Köye 500m. kala bu yoldan Doğa köy, Belen köyü, Haykıran köyü, Çukur köy, Hasanlar köyü ve Görece köyü sakinlari geçiyor.

Yani üreticilik yapan köylüler.

Bağı işleyen İbrahim Kaçar. Yani rahmetli dayımın oğlu.

...!

Üzümde salkım güvesine karşı, kalıntısız ilaç kullanma... Bu levhayı gördüğümde çok sevindim.

Kimyasal _ organik değil_ ilaç kullanılacak ama kalıntı bırakmıyacaktı. Ve her geçen çiftcinin görebileceği yere dikilimiş, örnek bir uygulama.

Name:  IMAG0018 [640x480].jpg
Views: 2014
Size:  63.4 KB

Sarı yuvarlak, harika bir kurutmalık çeşit. Gün balı da şahane oluyor. Yemeside çok güzel.

....!

....!

Name:  IMAG0015 [640x480].JPG
Views: 2611
Size:  61.2 KB
....salkım güvesi....

....!

Name:  IMAG0016 [640x480].jpg
Views: 2396
Size:  42.4 KB
....salkım güvesi...

....!
....!
Zarar eşiği ise...

....!

....!

....!

(yorumsuz)

Eklenen Resimler
 

Düzenleyen Halil Önen : 15-09-2010 saat 10:46 Neden: neden vazgeçemiyorsak onun esiri oluruz...
Halil Önen Çevrimdışı   Başa Dön
Eski 23-09-2010, 18:00   #100
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 06-11-2009
Şehir: Manisa
Mesajlar: 10
Köylümüzün mutluluğu bilinçlenmesi ve gelişmesi için her zaman uğraşalım. İnsanlar beleş bir şey bulduklarında her zaman uykusu gelir. ******* uyandıralım. Sera için arkadaşla görüşeceğim tecrübesi ne derecede araştırıp sana bilgilendirme yapacağım.

Güvenin için teşekkür ederim.

Belenli45 Çevrimdışı   Başa Dön
Eski 23-09-2010, 19:26   #101
agaclar.net
 
MeyveliTepe's Avatar
 
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 8,958
Kaolinli zeytinlerde durum ne, hiç kontrol yaptınız mı?

MeyveliTepe Çevrimdışı   Başa Dön
Eski 26-09-2010, 22:54   #102
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
Sn. Meyvelitepe,

şu ana kadar kaolin uyguladığımız zeytin ağaçlarında, zeytin sineğine hiç rastlamadık.

Dün müd. Hüseyin beyle konuştum. Olmadığını söyledi. Ayhan Kapta'nın zeytinlerde de yok.

Bende de hiç yok.

Kız kardeşimin gelişmiş zeytinlerde bu yıl kaolin uyguladık.( kızı Brokoli site üyemiz ve babasını kimyasal kullanmamakta ikna etmişti.)

Üç dönümlük bu alanda _bol mahsul olmasına rağmen_ bırakın zeytin sineği zaralısını, tanelerde bir leke bile bulamazsınız.

Name:  ubyi kao_lin (4).jpg
Views: 2417
Size:  67.7 KB

Name:  ubyi kao_lin (4).jpg
Views: 2417
Size:  67.7 KB

Bu yıl havalar sıcak ve yağışsız gidiyor. Zeytinler böyle giderse erken olgunlaşacaklar. Siyahlaşmaya başladılar bile.

Halbuki eskiden; eskiler, zeytine don_ kırağı_ vuracak derlerdi. Gün gelecek yaz ortasında zeytin mi toplayacağız, ne...

Çevremizde zeytin sineği zararı gözleniyor. Ama geçen yıl gibi yoğun değil.

Bu yıl Gediz nehrini sivri sinek için ilaçladılar. Dere ve sulak alanlarıda... Bundan arıcılar çok rahatsız olmuştu.

Bunun etkisi oldumu bilemem.

Halil Önen Çevrimdışı   Başa Dön
Eski 26-09-2010, 23:09   #103
agaclar.net
 
MeyveliTepe's Avatar
 
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 8,958
Bizim bölgede de zeytinlerde de tek tük kararma başladı. Oysa henüz erken.

Olabildiğince çok kişiyi getirip ilaçsız sinek vuruğu olmadığını göstermeli. İnsanlar gözüyle görmeyince inanmak istemiyor bir türlü

MeyveliTepe Çevrimdışı   Başa Dön
Eski 28-09-2010, 08:23   #104
Ağaç Dostu
 
Zeytinlibahçe's Avatar
 
Giriş Tarihi: 17-07-2009
Şehir: İzmir Zeytinlibahce/Aliaga
Mesajlar: 809
Halil bey selamlar

Müdürün ve kıdemli müdürün bahçe fotoğraflarını, ubyi katılımlarını bekliyoruz.

Zeytinler sepete girmeden zararlılardan emin olmamak lazım, bir iki günde yapacağını yaparlar, tuzaklar yoksa varlıkları ve yaptıkları zararlar çok sonra anlaşılıyor, şu ana kadar bizde zeytin sineği zararı tespit etmedik, keşke kaolin kullanmamıza rağmen biraz olsaydı, kıdemli müdürün koruma yapmamasına rağmen şu ana kadar zararlı olmaması ekolojik dengede bir şeylerin ters gittiğini gösteriyor.

Zeytinlibahçe Çevrimdışı   Başa Dön
Eski 28-09-2010, 12:23   #105
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 28-09-2010
Şehir: izmir/karaburun/Mordoğan
Mesajlar: 1
Merhaba,Halil kardeşim.Güzel şeyler yapıyorsun.Ben de körfezin karşı kıyısında aynı şeylerle uğraşıyorum,güzel işler yapacağız eminim.Görüşmek üzere,selamlar herkese.

necmi ekim Çevrimdışı   Başa Dön
Eski 28-09-2010, 14:04   #106
Ağaç Dostu
 
ayazkentli's Avatar
 
Giriş Tarihi: 10-04-2009
Şehir: İzmir
Mesajlar: 1,641
Galeri: 1
Halil bey,

Yaşadığımız ilçeler bir birine çok yakın olmasına rağmen bu yıl, Aliağa-Kınık-Ayvalık ve Bergama civarların'da zeytin verimi çok farklılıklar gösteriyor.

Örneğin, Kınık, Bergama ve Ayvalık'ta, bu yıl verimin çok düşük. Zeytindağ, Şakran, ve Aliağa'da ise oldukça yüksek olduğunu duyuyoruz.

Bu faklılığın sebebi olarak -kurt zararlısı- gösteriliyor. Zaten bizim bölgede bu yıl, domates ve özellikle pamuk, kurt yüzünden olmadı (zeytinler'de buna dahil oldu). Burada bana ilginç gelen bir nokta var.

Birbirine bu kadar yakın olan bu bölgelerin bazıların'da, bu zararlının fazla hasara yol açması, bazıların'da ise daha az zarar vermesi ilginç. Sonuç'ta siz'de bahsetmişsiniz, çiftçiler hem zamanın'da, hem'de yeteri kadar, hatta daha fazla ilaçlama yaptılar ama, fayda etmedi ve bu farklılık oluştu.

Sizinkilere nazar değmesin, çok iyi gözüküyorlar.

Anlaşılan, önümüzde'ki sezona kadar, zeytinyağını biraz pahalıya yiyeceğiz.

ayazkentli Çevrimdışı   Başa Dön
Eski 29-09-2010, 00:44   #107
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi necmi ekim Mesajı Göster
Merhaba,Halil kardeşim.Güzel şeyler yapıyorsun.Ben de körfezin karşı kıyısında aynı şeylerle uğraşıyorum,güzel işler yapacağız eminim.Görüşmek üzere,selamlar herkese.
Hoş geldiniz Necmi Ustam,

siz zeytin yetiştiriciğinde bizden çok daha zengin deneyime sahipsiniz. Güzel paylaşımlar, hepimizi zenginliği olacaktır. Ben hazırım.

Saygılar

Halil Önen Çevrimdışı   Başa Dön
Eski 29-09-2010, 01:26   #108
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi ayazkentli Mesajı Göster
Halil bey,

Yaşadığımız ilçeler bir birine çok yakın olmasına rağmen bu yıl, Aliağa-Kınık-Ayvalık ve Bergama civarların'da zeytin verimi çok farklılıklar gösteriyor.

Örneğin, Kınık, Bergama ve Ayvalık'ta, bu yıl verimin çok düşük. Zeytindağ, Şakran, ve Aliağa'da ise oldukça yüksek olduğunu duyuyoruz.

Bu faklılığın sebebi olarak -kurt zararlısı- gösteriliyor. Zaten bizim bölgede bu yıl, domates ve özellikle pamuk, kurt yüzünden olmadı (zeytinler'de buna dahil oldu). Burada bana ilginç gelen bir nokta var.

Birbirine bu kadar yakın olan bu bölgelerin bazıların'da, bu zararlının fazla hasara yol açması, bazıların'da ise daha az zarar vermesi ilginç. Sonuç'ta siz'de bahsetmişsiniz, çiftçiler hem zamanın'da, hem'de yeteri kadar, hatta daha fazla ilaçlama yaptılar ama, fayda etmedi ve bu farklılık oluştu.

Sizinkilere nazar değmesin, çok iyi gözüküyorlar.

Anlaşılan, önümüzde'ki sezona kadar, zeytinyağını biraz pahalıya yiyeceğiz.
Sn. ayazkentli,

sadece zeytinyağını değil, zeytini de pahalı yiyecek gibiyiz.

Manisa tarafında _Turgutlu, Akhisar, Salihli_ da zeytin rekoltesi düşük. Menemen, Aliağa, şakran ve zeytindağ kuşağı iyi. Nedenini tam olarak bilmiyorum.

Muğla tarafında da Muttalip beyin (mtlp site üyemiz) Sn. Acemi Çaylak ve bana gönderdiği resimlerde; zeytinlerde verin çok düşük görünüyordu.

Sn. Acemi Caylak, Ramazan'ın son günü Muğla'ya gitti ve Muttalip beyle görüştü.

Çiçek dönemi havaların çok sıcak gitmesine bağladık verim düşüklüğünü. Sıcakların etkisini azaltmak için çiçeklenme öncesi, kaolin uygulaması yapılmasının tozlanmaya _döllenmeye_ etkisi ne olur; böyle bir tecrübe elimizde yok.

Ancak kaolinin güneşten koruduğu ve su ihtiyacını azalttığı kesin. Tabii zeytin sineğine de etkili.

B.T bakterisi domates yeşil kurduna etkili. Biz kullandık. Hatta bamya ve börülceye zarar veren yeşil kurda da etkili. Denedik.

Bizim bölgede pek pamuk yetiştirilmiyor. Gediz'in karşı yakası, Denize yakın olan Menemen ovasında yoğun dikim yapılıyor.

Pamuk kozasına zarar veren kurt, kozanın açılmasına engel oluyor ve verimi düşürüyor. Ben bazı üreticilerin sadece bu sebebten pamuklarını slaj yaptıklarını gördüm.

Pamuk kozasına zarar veren kurt, sinek mi yoksa kelebek larvası mı? ; onu bilmiyorum. Kelebek larvası olduğunu düşünüyorum. Eğer öyle ise B.T bakterisi etkili olabilir. B.T. bakterisinin bu konuda ruhsatı yok. Denemek gerekir.

Ayazkızı beğendi.
Halil Önen Çevrimdışı   Başa Dön
Eski 29-09-2010, 02:20   #109
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi MeyveliTepe Mesajı Göster
Bizim bölgede de zeytinlerde de tek tük kararma başladı. Oysa henüz erken.

Olabildiğince çok kişiyi getirip ilaçsız sinek vuruğu olmadığını göstermeli. İnsanlar gözüyle görmeyince inanmak istemiyor bir türlü :)
Bu çok doğru. Daha çok gördüğümüze inanıyoruz.

Semerkant, Buhara' dan aşağıya indiğimizde Akdeniz kültürü ile karşılaşmısız. Müslümanlığı kabul etmiş bir kısmımız ettirilmişiz.

Kılıç sallayarak girdiğimiz Anadolu'da;
zeytin ve onun yağı ile şarap yapılan asmayı burada tanımışız. Zeytin ağaçlarını kesmiş, asmaları kazmışız.

Rumlardan kalan zeytin bahçelerinin belirli yerlerinde, incir ağaçları varmış. İncir meyve sineği aynı zamanda zeytine dölleme yapıyor, sinek zaralısını da azaltıyormuş. Buna anlam verememiş, inciri de kazmışız.

Gelenekler, görenekler ayaklarımıza dolaşmış.

Zeytinin anavatanında, onun değerini yeni yeni anlamaya başladığımızda bile hala en az zeytin ve yağını tüketeniz.

Sineğin zarar verdiği ve toprağa düşen zeytinden yağ çırakartmış, yüksek asitli damak tadı oluşturmuşuz.

Ayvalık gibi dünyanın en kaliteli zeytinini ve yağını pazarlayamamış, dünya pazarlarını kalitesiz yağlarına teslim etmisiz.

Yanında, şarabı da hibe vermişiz.

Akdeniz _kültürünün_ mutfağının, insan ömrünü uzatan, sağlıklı yaşamasını sağlayan bu iki doğa harikasının kıymetini bilememişiz.

Atı alan Akdenizi geçmiş.

Ayazkızı beğendi.

Düzenleyen Halil Önen : 29-09-2010 saat 02:31 Neden: bu gün karamsarlığım üstümde mi ne...
Halil Önen Çevrimdışı   Başa Dön
Eski 07-10-2010, 01:08   #110
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
Name:  kumbağ2 (24) [640x480].jpg
Views: 1913
Size:  56.1 KB

Burası 'kumbağ' ismini verlilen yerim. Rahmetli _toprağı bol olsun_ babamdan bana kalan...

Name:  kumbağ2 (26) [640x480].jpg
Views: 2210
Size:  58.6 KB

2 dönüm 200 m2 bir yer. İçine 10 kadar ceviz ağacı dikmiştim. Aslında daha fazlaydı, bazılarına su yetiremedim kurudu.

Adı üstünde ' kumbağ'.

Name:  kumbağ2 (27) [640x480].jpg
Views: 4712
Size:  69.3 KB

Ben bodur ceviz diktim zannettim. Halbuki bodur ceviz diye bir şey yokmuş. Beni kadırdılar.

Budama yaparak bodurlaştırmaya çalıştım. Meyvesini de bodurlaştırdım.

Ağaçlar. net üyesi değildim 'o' zamanlar. Nerden bilecektim hangi ilklime, toprağa hangi ceviz gider diye... Diktik işte...

Kaolin ile bile güneş yakmasını önleyemedim. Suyunuda kaçırdım. Biraz ondan da yandı.

Yine de az çok verdi. Bizi öksüz bırakmadı.

Name:  kumbağ2 (30) [640x480].jpg
Views: 1854
Size:  73.3 KB

15 kadar zeytin diktim. Onlar iyi büyümede, bizi yağsız ve yemeksiz bırakmadı.

Name:  kumbağ2 (32) [640x480].jpg
Views: 1990
Size:  56.4 KB

Kimyasal gübre ve kimyasal ilaç kullanmadan yetştirdim onları. Dadına doyum olmuyor.


Düzenleyen Halil Önen : 07-10-2010 saat 01:58
Halil Önen Çevrimdışı   Başa Dön
Eski 07-10-2010, 01:25   #111
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
Karşıdaki köy benim büyüdüğüm 'Belen' köyü. 27 yıllık işcilik hayatımdan bile 'oradan' kopamadım.

Proletarye ile marabalık arasında hep gittim geldim.

Name:  kumbağ2 (34) [640x480].jpg
Views: 2282
Size:  68.6 KB

Birkaç mandalina ve portakal da yetiştirmeye çalıştım.

İçinde 10 kadar badem ağacı vardı. Çok verimsizdiler. Onları kepçe ile kazdırdım.

Yerlerinde sebze yetiştireceğim...

Halil Önen Çevrimdışı   Başa Dön
Eski 07-10-2010, 01:53   #112
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
Artık işci değil, emekliyim.

Sonuçları için katlandığım, zorunlu uğraşlarım yok. (Hala emekli moduna girebilmiş değilim; sanki yıllık izindeyim de, işe gidecek gibiyim)

Şimdi severek sonuçlarını katlanabileceğim istekli uğraşlarıma başlayabilirim; diye ümit ediyorum.

Elbette 'ümit' kendi başına yeterli değil... Her ümit kendi masalını yaratmamalı.

Ne demişti, sevgili 'gece' Felsefi Sobetleri Kahvesinde;

'' Ümit yetmez, fazlası gerek işte, o fazla da hemen her zaman kıt bir kaynak olan amaca yönelik çabadır. Öyle ya, ümit ediyorum ya işte, deyip oturmak, aymazlık ve daha önce ümide hakaret değil mi'' demişti.

Bir ağaç gölgesi buldum...



Name:  kumbağ2 (16) [640x480].jpg
Views: 2085
Size:  71.3 KB

Ümitlerim cebimde...

Name:  kumbağ2 (18) [640x480].jpg
Views: 1838
Size:  38.9 KB

Eldeki mühimmatla sağ çıkılır mı bu şavaştan bilemem ama, ümit için 'enseyi karatmaktan' daha iyi değil midir? ' göz'ü' kararatmak...


Düzenleyen Halil Önen : 16-11-2010 saat 23:47
Halil Önen Çevrimdışı   Başa Dön
Eski 07-10-2010, 13:45   #113
Ağaç Dostu
 
gece's Avatar
 
Giriş Tarihi: 22-02-2007
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 1,670
Galeri: 32
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Halil Önen Mesajı Göster
...

Eldeki mühimmatla sağ çıkılır mı bu şavaştan bilemem ama, ümit için 'enseyi karatmaktan' daha iyi değil midir? ' göz'ü' kararatmak...
Sevgili arkadaşım Halil Önen, öncelikle 'kolay gele!' sonra da karartmanın kötüsü olmaz, karart gitsin diyorum. Hatta bu güzel ümitlerin daha kolay gerçekleşebilmesi için öncelikle mümkünse toprağı karartmayı da düşünmeni önereceğim.

Nicedir aklımdaki bir konu olan, terra preta 'kara toprak' konusunu bir incele bakalım, belli mi olur, 5000 yıl önce Amazon yerlilerinin uyguladığı ve bugün unutulup, yeniden keşfi için çalışılan terra preta nova, ülkemizde de hak ettiği ilgiyi görür. Konu hakkında burada kısa da olsa bilgi yer alıyor.

Tekrar kolay gele deyip, İstanbul'dan selamlar gönderiyorum.


gece
karartmaktan yana forum kişisi

Ayazkızı beğendi.
gece Çevrimdışı   Başa Dön
Eski 07-10-2010, 13:50   #114
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 29-11-2009
Şehir: İstanbul - Gaziantep
Mesajlar: 1,194
Teşekkürler Sn. Gece.

Nihayet ısrarla kömür tozu veya biochar dememize destek çıkan birisi oldu.

acemi_caylak Çevrimdışı   Başa Dön
Eski 07-10-2010, 14:43   #115
Ağaç Dostu
 
ahmet salih's Avatar
 
Giriş Tarihi: 26-04-2007
Şehir: izmir
Mesajlar: 252
Dostum, sen yapmışsın listeni ,karatmışsın gözü , işin yarısı bitmiş derler atalar. Kalan yarısını da başaracağından eminim. Sanki hafif bir emeklilik havası esmiş üstüne, kolay gele, rastgele. kısmet olursa yardıma da gelicez inşallah.

ahmet salih Çevrimdışı   Başa Dön
Eski 07-10-2010, 21:47   #116
Ağaç Dostu
 
bayindirmevki's Avatar
 
Giriş Tarihi: 22-07-2009
Şehir: istanbul
Mesajlar: 442
Kolay gelsin Halil bey,

Pantolonu çıkardığınıza göre etraf tenha. Sakınca görmemişsiniz.

Listenin 7 ve 8 sırasında ne var? Bir rüzgar çıksa da şu kağıdı yere savursa. Listenin hepsini çekseniz diyorum.

9 sıraya da boğaz tokluğuna işçilik yazın. Önümüzde uzun bir bayram var...

bayindirmevki Çevrimdışı   Başa Dön
Eski 07-10-2010, 23:43   #117
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi gece Mesajı Göster
Sevgili arkadaşım Halil Önen, öncelikle 'kolay gele!' sonra da karartmanın kötüsü olmaz, karart gitsin diyorum. Hatta bu güzel ümitlerin daha kolay gerçekleşebilmesi için öncelikle mümkünse toprağı karartmayı da düşünmeni önereceğim.

Nicedir aklımdaki bir konu olan, terra preta 'kara toprak' konusunu bir incele bakalım, belli mi olur, 5000 yıl önce Amazon yerlilerinin uyguladığı ve bugün unutulup, yeniden keşfi için çalışılan terra preta nova, ülkemizde de hak ettiği ilgiyi görür. Konu hakkında burada kısa da olsa bilgi yer alıyor.

Tekrar kolay gele deyip, İstanbul'dan selamlar gönderiyorum.


gece
karartmaktan yana forum kişisi

Teşekkürler,

çok güzel, yaralanacağımız bir kaynak. Söyleşilerde _ açık radyo_güzel.

Şu 30 yıldır ötelediğim ümitlerimi bir tamamlayım...

oksijensiz ortamda kömür elde etmeyi,
çeltikten biohar yapmayı,
solucan gübresi üretmeyi,
mikoriza mantarı toplamayı ve onları çay atıklarına aşılamayı,
enzim yapmayı hızlandırmayı;

bu yaptıklarımla çevremi bilgilendirmeyi düşünüyorum.

Aslında bunlar küçük bahçeler için kolayca uygulanabilecek yöntemler.

Sevgili acemi ustanın 'Toprak ve mikrobiyoloji' sayfasında yazdıkları başlı başına bir kaynak oluşturuyor.

Tarımda gelenek, görenek ve bilgelik var. Teknoloji öncesi bu kaynaklara ulaşmak gerekiyor. Yoksa kaybedilen sadece toprak değil...

Halil Önen Çevrimdışı   Başa Dön
Eski 07-10-2010, 23:57   #118
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi ahmet salih Mesajı Göster
Dostum, sen yapmışsın listeni ,karatmışsın gözü , işin yarısı bitmiş derler atalar. Kalan yarısını da başaracağından eminim. Sanki hafif bir emeklilik havası esmiş üstüne, kolay gele, rastgele. kısmet olursa yardıma da gelicez inşallah.
Teşekkürler Doktor bey, mutlaka beklerim.

Menemen garajının karşısından, ova yoluna _ artık asvalt_ bir giriyorsun, 4 km. sonra Belen Köyünün ve kahvesinin önündesin.

Sola devam ederseniz, Buruncuk köyüne ve Çanakkale yoluna çıkabilirsiniz.

(Emanetlerinizi büyütüyorum, bi köye kapağı atayım, uğrayınca veririm.)

Halil Önen Çevrimdışı   Başa Dön
Eski 08-10-2010, 00:15   #119
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi bayindirmevki Mesajı Göster
Kolay gelsin Halil bey,

Pantolonu çıkardığınıza göre etraf tenha. Sakınca görmemişsiniz.

Listenin 7 ve 8 sırasında ne var? Bir rüzgar çıksa da şu kağıdı yere savursa. Listenin hepsini çekseniz diyorum.

9 sıraya da boğaz tokluğuna işçilik yazın. Önümüzde uzun bir bayram var...
Pantolun yedekti, hemen öbürünü giydim.

İzmir'den emkeli bir aile köyümüze yerleşti. Köyün en üstüne ev yaptı. Oradan denizi bile görebiliyor. Nevzat bey... Kimya mühendisi... İyi dost...

''Hergün elimizde dürbün seni izliyoruz, ona göre'' demişti.

Liste aslında uzun, bir başka liste daha var, ançak ilk altı öncelikli.

(beni güldürdünüz, sizi de güldürsünler)

Teşekkürler

Halil Önen Çevrimdışı   Başa Dön
Eski 08-10-2010, 00:50   #120
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
Ümitlerin yeşermesi için su gerekli.

Ama temiz su...
Manisa Organize sanayinin kirletiği, ağır metallerle yüklü Gediz'in suyu değil.

Yeraltı sularının tarım amaçlı _damlama sistemi olsa da_ kullanılmasına karşıyım. Ancak elden ne gelir...

Önce kuyu açtırmalyım. Biz artezyen diyoruz.

Artezyen, yer altındaki basınclı suyun _bir delik açılarak_ yer yüzüne fışkırmasıdır.

Kuyu ise biraz karışık.

Toprağın silindir biçiminde ve çeşitli genişlikte kazılarak suya ulaşılması ve çukurun etrafının taş ile örülmesi şeklindedir.

Eskiler hatırlar çıkırıtlısı bile vardı.

Biz kuyu diyeceğiz. Ve kuyu kazacağız. Başkasını değil kendi kuyumuzu kazacağız.

Kazma için ise kendimizi değil suyu kullanacağız.

Bu iş için en uygun 'kuyucu' Yaşellili Ahmet usta...

Name:  IMAG0001 [640x480].jpg
Views: 1768
Size:  55.6 KB

Yöntem oldukca eski ve basit. Anmet usta buraları iyi biliyor.

Name:  IMAG0002 [640x480].jpg
Views: 1851
Size:  65.2 KB

Eline çatallı bir çomak aldı, ayakkabılarını çıkardı, tarlayı gezdi gezdi çomak yere doğru çekince ' hah burada su var' dedi. Başkası bilemezmiş, kan grubu Rh + olmalıymış. (10 mt. ilerideki komşunun kuyusunu görmüş olabilir miydi)

Name:  IMAG0003 [640x480].jpg
Views: 1835
Size:  51.3 KB

Önce devir daim çukuru açtı.

Name:  IMAG0010 [640x480].jpg
Views: 1824
Size:  63.9 KB

Çukurun suyunu, suyu motoru ile bir boruya basıyor ve toprağın içine gönderiyor.

Name:  IMAG0004 [640x480].jpg
Views: 1796
Size:  66.1 KB

Ucu matkaplı boruyu suyun yardımı ile çeviriyor. Suyun gücü ile toprağı deliyor.

Halil Önen Çevrimdışı   Başa Dön
Sadece okunabilir konu

Konu Araçları
Mod Seç

Gönderme Kuralları
Yeni konu gönderemezsiniz
Konulara yanıt veremezsiniz
Ek dosya yükleyemezsiniz
Kendi gönderilerinizi düzenleyemezsiniz

BB code Açık
Smilies Açık
[IMG] Kodu Açık
HTML Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 13:53.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)


Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2024