16-05-2010, 22:27 | #31 |
Ağaç Dostu.
Giriş Tarihi: 11-09-2008
Şehir: izmir
Mesajlar: 1,631
|
Halil bey, sayfanız hayırlı olsun. UBYİ'ne hoş geldiniz. UBYİ'de yazanlar arasında bana en yakın olan (km olarak) Ayhan Bey ve sizsiniz. Sizinle ve Ayhan beyle görüşmeyi düşünüyorum. Aslında siz ikiniz bana kötü örnek oluyorsunuz Bu gidişle ben de bir zeytin bahçesi alacağım galiba... (Zeytinden tek anladığım şey kahvaltıda yemek ) Bilmediklerimi sizlere sorarım artık. Ancak bu bahçaye arılarımı da koyabilmeliyim |
17-05-2010, 01:33 | #32 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 22-07-2009
Şehir: istanbul
Mesajlar: 442
|
Halil bey, Su çekme ve rüzgar güçü deyince aklıma bir adres geldi sanırsam sizin bölgeye yakın. Elektirik içinde çalışması var. Sorularınıza çare olabilir http://www.cigdemcark.com/ Düzenleyen bayindirmevki : 17-05-2010 saat 01:35 Neden: ek yazı |
17-05-2010, 06:35 | #33 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 04-02-2008
Şehir: istanbul-Gelibolu
Mesajlar: 1,829
|
Halil arkadşımın yanındayım.
Alıntı:
Senin de bu anlayışı gösterdiğini toprak edinerek artık yerleşik düzen içinde hayatına yön verdiğini görmekteyim, yoksa yanılıyorda Koca Halil ÖNEN yaşlandıda artık bayırlarda av peşinde koşmaktan yıldığından mı bu uygulama içinde oldu, bırakalım bu düşünceyi arkadaşımızın toprak çalışmalarındaki başarısına indeksliyerek takip ederek sonucu görelim. Şimdi gelelim arkadaşımıza elimizden ne gelirde onu yapalım, arkadaşım ben pratikten yetişme elektronik teknisyeniliğimin yanında teknik işlerden anladığım kadarıyla kuyu motor çaşılmalarınıda kendim yapmaktayım, motorlarda santrafürüj sistemiye ancak 8 metreden emme yapmaktadır, ancak motora enjektör bağlanarak ayar yapılısa 30-35 metreden su alınabilir, lakin bu motorların çalışma sistemi biraz verimsiz olduğundan kabul görmemektedir, en iyisi derin kuyu dalgıçı ile su daha ekonomik elektirk sarfiyatıyla sağlanabilir. Sizin bahsettiğiniz rüzgarla su çıkarma işi 8 metre derinlikteki sular için geçerli bir yöntem olmaktadır, bu konuda çanakkalede çalışan firmalar olduğu duyumlarını almıştım senin adına orada bulunduğu yaz aylarında araştırma yapabilirim. Arkadaşım düşünsel yöndeki paylaşımlarım bu kadar olmasına karşın, senin kırsal insanı olmanın üstünde benim toprak çalışmalarına verdiğim özenle bu konuda senden bir faz ilerde oluşumdan ötürü, sana toprak çalışmalarında önemli başarılar sağlamanı oluşturacak bitki yetiştirmede toprağın düzenlenmesi çalışmaları ile önemli bilgiler aktaracağımdan kuşkun olmasın. Arkadaşım bildiğin üzere kompost çalışmaları ile birleşik organik atıkların bertarafını sağlamanın yanında bu atıklardan topraklara organik madde sağlamanın ve organik tarımın esasları dahilinde bitkilere besin maddesi üretme ile hem toprak mikrobiyal dokusuna zarar vermeden, hatta topraktaki mikro biyal veya diğer toprak canlıları arasında zararlı faydalı dost düşman ayrımına gitmeden toprakları yönetme bilgilerinide sizinle paylaşmaktan onur duyarak zevk alacağım. Sizinle temaslarımız sırasında malç kompost vede mutfak atıklarında sıvı gübre üretme çalışmalarıda yardımlarım olacaktır, unutmadan şunuda belirtmek isterim, toprakların bitkilerin gelişmesine yönelik düzenlenmesinde ilk sırayı alan toprak canlılarından SOLUCANLARDAN faydalanma ile topraklarda yapılacak çalışmalarda önemli başarılar sağladığımdan, özellikle belirtmek isterimki organik tarımın olmazsa olmazlarının başında solucan gübresi gelmektedir. Bu gübreyi topraklarımıza kazandırma çalışmaları içinde yapılması gerekenler konusunda takip edilecek yöntemlerde size iyi bir danışmanlık anlayışı içinde paylaşımlarım olacaktır, samimi olarak şimdilik başlangıç için yeterli bir giriş yaparak başlığına katkılarımı açıklamaya çalıştım başlığına yorum getiren arkadaşların yorumlar içinde paylaşımlarım sürecektir sevgile kal mutluluğun toprağın olsun Saygılarımla. |
|
17-05-2010, 10:39 | #34 |
Ağaç Dostu
|
Dostum, istersen bir gün sondaj için arazinde bir ön araştırma yapalım ve gerekirse jeofizik etüd yaptırarak kireç taşlarının kalınlıklarına bakalım derim. Rüzgar gülüne gelince, kuyunun içine yardımcı tulumba koyarak 18 metreye kadar su çekebiliriz, dinamik seviye derinde kalırsa ( 10-15 metre gibi) su miktarı azalacağından tulumbanın ününe bir havuz yaptırmak zorunda kalırsın. Kolay gelsin. |
17-05-2010, 12:28 | #35 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
|
Alıntı:
Bir zamanlar ''Bahar'ın Bahçesi'' mi vardı? |
|
17-05-2010, 12:30 | #36 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
|
Alıntı:
Foca' da varmış, bir ön bilgi alayım. |
|
17-05-2010, 12:49 | #37 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
|
Alıntı:
Şimdilik su bedava ya işi savsaklıyorum. Emekli olursam üzerine düşeceğim. 70, 80 m. gibi ılık su çıkıyor, daha altta sıcak su olabilir. Özel bir şirket 5, 6 ay önce sıcak su ile ilgili araştırma yapmıştı. Bilgi istedim vermediler. Aklımdasınız, siz olmadan bu işe başlamam. Teşekkürler. |
|
17-05-2010, 13:18 | #38 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
|
Alıntı:
Teşekkür ederim Eray bey, zaten malç, kompost, solucan ve onun gübresi ve evsel atıkların değerlendirilmesi konularında yazılarınızı okuyor, yararlanıyorum. Birşeyin doğal olması için daha az müdahale gerekiyor. Toprak, su, hava, bitki, ağaç kendisine yerinde ve daha az müdahale istiyor ve seviyor. Fukuoka ustaya sadece, budama ve yabancı otlarla mücadele konusunda katılmıyorum. Doğal Tarım Yöntemi herkesi başarabileceği ve Modern Tarım yöntemlerinden daha az emek gerektiriyor. En azından oturup düşünecek zaman!ın oluyor. |
|
17-05-2010, 17:59 | #40 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 30-05-2009
Şehir: Konya
Mesajlar: 379
|
Sn Halil Önen çok naziksiniz teşekkürler. Gül ve ağaçlara yapmış olduğum aşılarımla, sizlerle yine baharın bahçesinde buluşuruz inşallah. |
17-05-2010, 18:49 | #41 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 30-05-2009
Şehir: Konya
Mesajlar: 379
|
Sn Halil bey ayrıca size yapmış ve yapacak olduğunuz, işlerinizde başarılar dilerim.Çok çalışmanız gerekiyor çok |
17-05-2010, 21:30 | #42 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 07-06-2007
Şehir: izmir
Mesajlar: 526
|
Alıntı:
bu yıl biraz daha farklı enzimli içecek yapıyorum. açai,pepino, taze goji ve +++ larla kanser dahil bir çok hastalıklarada iyi geleceğini umduğum bir içecek. tüm dostlar davetli tabi. yol olup olmaması önemli değil. doğa severler bir yolunu bulup bahçeme gelir. tekrar bekliyorum. |
|
18-05-2010, 07:45 | #43 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 04-02-2008
Şehir: istanbul-Gelibolu
Mesajlar: 1,829
|
Arkadaşım'a uyarılarım.
Alıntı:
Arkadaşım seni sıcak ve ılık sular konusunda uyarmak isteyişimin sebebi bu başlıklarda açıklamalarını yaptığınız doğal tarım çalışmalarınzdaki hasasiyetlerinizi anladığımdan, bu suların tarımsal faaliyetler içinde bitki beslemede kullanımındaki sakıncaları belirtmek açısından içerği hakkında detaylı bilgiler elde etmeden faydalanmamanız yönünde ki endişelerimi belirtmek isteyişimdendir. İşlerinde başarılar dilerim, sevgiyle kal Saygılarımla. |
|
18-05-2010, 10:30 | #44 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
|
İşlemesiz Tarım
Burası 400 m kare. (Fil yavrusunu kaybetse, bulamaz) 30 yıldan fazla toprak işlemsiz tarım yapılıyor. Yani sadece yaşlı ve hasta dallar budanıyor. Yerli ve yabancı otlar kesiliyor. Önce topraktaki bitkisel üretim serbest bırakıldı. Hatta bu yıl bir defa Ema atılarak teşvik bile edildi. Bu makinayı çok seviyorum. Otları un gibi yapıyor ve şahane bir malçlama oluşuyor. Bu defa otlar sertleşmişti bıçak kullandım. İp ile biçmek harika oluyor. 8 yaşlı zeytin ağacı, geçen yıl kanserli ve yaşlı dallar budandı. Bu zeytin ağaçlarına dal kanseri için bordo bulamacı bile hiç kullanılmadı. Geçen yıl sadece bionem kullanıldı. Deneme amaçlı. 5 limon ağacı 4 mandalin ağacı 4 nar ağacı 4 ayva ağacı 2 ceviz ağacı 1 erik ağacı 1 armut ağacı 3, 4 tane ayrıca çeşitli fidanlar. Hesapladım 14 tane daha Bodur zeytin dikeceğim. Yani yoğun dikim. Bu kadar ağaç dar alanda nasıl meyve verir. Keşke bu limon ağacının dallarını kıran limonları resimleyebilseydim. Evet budandı. Temizlendi. Kırılan daha doğrusu yan yatan dallardan biri kesilmedi. Testeklendi. Bu dal hem verimli, hem de kök bölgesine gölgeleme görevi yapacak. |
18-05-2010, 11:05 | #45 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 29-11-2009
Şehir: İstanbul - Gaziantep
Mesajlar: 1,194
|
3-5 tane Don Kişot çıkmış "doğal moğal" deyip duruyorlar. Ancak her birinden ne güzel cevherler çıkıyor. Halil Bey, meyve ağaçlarında toprağı sürmemek güzel bir çözüm gibi duruyor. Küçüklüğümden anımsarım en güzel meyveyi tarla kenarlarına 3-4 kök ekilen kayısı, ceviz vb. türü ağaçlar verirdi. Ki bu ağaçlarda hiç bakım yapılmazdı. Ayrıca bu yıl, bizim sınırımızda yıllardır budanmayan ve sürülmeyen bir bağdaki zeytin ağaçlarının bir kaçında (hepsinde değil) nerdeyse bizim ağaçlar kadar zeytin vardı. Sanırım ağaçları konvansiyonel (Geçenlerde forumda Türkçe'nin kullanımı ile bir tartışma geldi aklıma, burada geleneksel demek içeriği tam karşılamıyor. Ben sadece 1900 lü yıllardan itibaren yoğunlaşan makineli ve kimyasal gübreli tarıma geçişi anlatmak için bu sözcüğü kullanıyorum.) tarımdaki gibi belli aralıklarla değil rasgele ve sık aralıklarla dağıtmak ve daha sonra yerini sevenleri bırakmak en güzel çözüm. Düzenleyen acemi_caylak : 18-05-2010 saat 12:15 |
18-05-2010, 11:53 | #46 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
|
Eğer bir yerde açık bir toprak görürseniz mutlaka bir sorun vardır.
Kardeş ağaçlar. Bu kardeşliği sn. Meyvelitepe kardeş bitkiler tezini ortaya attığında fark ettim. Evet annem limon ve mandalina ağaçlarını soğuk vurmasın diye zeytin ağaçların dibine diktiğinde bu kardeşliği hesaplamış olamazdı. Yan tarafta soyulmuş, soyunmuş, soğana çevrilmiş bir tarla görülüyor. Öğle değil mi? Siz doğada böyle toprak gördünüz mü? Gördüyseniz orada ya insan ya da hayvan müdahalesi vardır. Ya yanmış yakılmış ya da erozyana uğramıştır. Ya da modern tarımın tüm olanakları kullanılarak kaldıramıyacağı yükün altına sokulmuştur. Yılda 3 hatta 4 ürün verir hale getirilmiştir. O kadar zirai ilaç ve gübre kullanılmıştır ki, nematotla açık hale gelmiş, kirletilmiştir. Örneğin domates dikilir. 4 defa (el) toplanması gerekir. Ama öyle olmaz. İlk hasatta masraf çıkar, ikinci hasatta kar elde edilir. 3. hasatta üstte külleme altta nematotlara yenik düşer. Çünkü kullanılan bu zirai ilaçlar ve gübrelerde onu onaramaz. (Şu pamuklu bit burada da beni buldu.) Şu dostluğa kardeşliğe hayranım. Koruma altına alınmış limon ağacıları. Bu kuruma altındaki kan portakalı. Yeni içi kıpkırmızı. Zeytininizin aromatik (tatlı, nevasetli) olamasını istiyorsanız içine ya da etrafına meyve ağaçları dikin. İnanın herbirinin gerçek tadını bulursunuz. (kapama'yı kuma'ya gelmiş kadın gibi görmüşümdür) Evet acami, size katılıyorum. Şu sayfaları açan bir avuç Don kişot' lara selam; ''Gerçekci olun, Don Kişot'lara katılın.'' |
18-05-2010, 12:36 | #47 |
Ağaç Dostu
|
Asker sırası gibi dikilmiş bahçelerdense böyle serbest düzen bahçeleri görmek, içine girmek insanı ruhsal olarak da rahatlatır. Düzensizliğin içindeki düzen...Doğa zamanla kendi planını ve yerleşkesini ortaya çıkarıyor zaten. Böyle bahçelerdeki iyonlar adamı gençleştirir aman dikkat http://www.xing.com/net/iszirvesi/fi...edir-19365570/ |
18-05-2010, 13:09 | #48 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 23-03-2008
Şehir: Ankara.bergama,dikili
Mesajlar: 302
|
Doğada şelale yakınında : 15.000 /cc Deniz kenarında : 10.000 /cc Dağlarda : 5.000 /cc 15000+10000+5000 ~ 30000/cc yazın kurusada şelale, deniz kenarında ikamet, tarlanın üst tarafı dağ |
19-05-2010, 09:27 | #50 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 26-04-2007
Şehir: izmir
Mesajlar: 252
|
Alıntı:
|
|
21-05-2010, 14:26 | #51 | |
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 18-12-2007
Şehir: İzmir
Mesajlar: 27
|
bu çocuğa kalsın zeytinler!
Alıntı:
Zeytinler bana kalacak ama her şekilde. 5 yıldır Çanakkale'de bizim oranın zeytinlerinden elde edilenlere alıştırdım insanları, ilk önce beleşten vere vere bi kitle oluşturdum ben burda baba. Zeytinyağı ve babaannemin yaptığı zeytinyağı sabunlarına rağbet var, biliyosun. Bi de kimyacı arkadaşım var, onunla artık zeytinden ne oluyosa krem, ilaç, parfüm, içki (zeytin rakısı mesela ) vb. değerlendirme planlarımız var. Okulun son yılında da insanın aklı böyle ticarete çalışıyo ancak. |
|
21-05-2010, 15:28 | #52 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 22-07-2009
Şehir: istanbul
Mesajlar: 442
|
Alıntı:
Halil bey, Laf aramızda sizin kızınız adam olacak. Haftalardır satış, satış diyorum anlaşılmıyorum. Bu oluşuma böyle tiçarete hevesli gençler lazım. Kızınızı allah bağışlasın. |
|
22-05-2010, 01:59 | #53 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
|
Alıntı:
bizden yana endişe yok. Kızım zeytin için değil, tez için yoğun çalışma içinde. Bir edebiyatcı ne kadar alışverişten anlar bilemem. Zaten zengin olmuş bir edebiyatcı da bilmiyorum. Eh üretiçi gibi idare etsin yeter. (Sanırım Ayla hanımın (Berduray) acı bir günü. Allah sabır versin) |
|
22-05-2010, 03:07 | #54 |
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 18-12-2007
Şehir: İzmir
Mesajlar: 27
|
Edebiyatla ticareti birleştiririm ben de.. Orhan Pamuk'un önce müzeyi yaptırıp sonra Masumiyet Müzesi kitabının içinde müze biletini verdiği gibi ben de önce yaptırırım bi yapı/mekan, orda geçen bi roman döşerim sonra oraya giriş biletini kitabımda veririm..Çok kıskanıyorum aslında bu fikri, keşke ilk önce benim aklıma gelseydi.. |
22-05-2010, 06:04 | #55 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 17-07-2009
Şehir: İzmir Zeytinlibahce/Aliaga
Mesajlar: 809
|
Bak şimdi!!! Yazının sahibine bakmasam babası yazdı diyecegim, aynı nükte, aynı mizah anlayışı Uzak bahçeler babasının yolunda giden bir üye daha kazandı. Sn bayındırmevki siz istanbuldayken bakınız çanakkalede neler oluyor. |
22-05-2010, 15:15 | #56 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 22-07-2009
Şehir: istanbul
Mesajlar: 442
|
Alıntı:
Ben; üniversite sadece eğitim verir, mesleği hayat verir diyorum. |
|
25-05-2010, 11:02 | #57 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
|
Kekikli bahçe
Kekikli bahçe bahçenin ismini bulduk ve koyduk. Sn. acemicaylağın dediği gibi isim bulmak ne kadar zormuş. Sn. vicdank' nın gibi bir hikayesi _Taş Evin Bahçesi_ olsaydı isim bulmak sorun olmayaçaktı. Hikayesi olunca 'isim' de güzel oluyor. Biz de bir hikaye yaratalım dedik. Aslında tarlanın ismi 'Yılanlı Bahçe' miş. Böyle bir isim koyamazdık. Tarlanın sınırından bir dere geçiyor. Taa dağlardan gelen su buralara kadar geliyor ve kayboluyor. Bu yıl, yıl yağışlı geçti ve hala su akıyor az da olsa. Önünü kestim. Biriktirdim. Fazlalık üstten geçiyor. Dere boyunca kekikler dolu... İşte budur dedik ve ' Kekikli Bahçe ' ismini koyduk. 'Zeytinli Bahçe' nin hemen yukarısında, bir sigara içimlik uzakta. |
25-05-2010, 21:05 | #58 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 29-02-2008
Şehir: Tekirdağ
Mesajlar: 533
|
Halil Bey, Biraz geç oldu ama kusura bakma sayfan hayırlı, ürünün bereketli, muhabbettin her zamanki gibi doyulmaz olsun olsun. Sevgiyle kalın |
31-05-2010, 10:27 | #59 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 29-11-2009
Şehir: İstanbul - Gaziantep
Mesajlar: 1,194
|
Halil Bey, bu kekikli bahçe iyi hoşta, dün seni oralarda kaybettik. Sevgili Ayhan Dükel ve 2 arkadaşı Tarla Günleri Fuarı'na geldiler. Hem güzel sohbetler yaptık. Hem de Ensar'ın yeni aldığı bahçeyi gezdik. Ama sana bir türlü ulaşamadık. Göletin oralarda bir kök daha kekik bulmaya çıkmıştır diye düşünmeden edemedim. İsim bulmak 10 gün sürmüştü. Şimdi bir on gün daha 2. kekiği aramakla meşgul olmayasın Arasıra bize de ses ver. |
31-05-2010, 18:27 | #60 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
|
Alıntı:
Özel' e bir adres yazın, kargo parasını da ödeyin, eğer bir çuval kekik _ hem de kurutulmuş_ göndermezsem; işte şuraya yazıyorum. ciddiyim bak. |
|
|
|