agaclar.net

agaclar.net (http://www.agaclar.net/forum/)
-   Sukulent Hastalıkları (http://www.agaclar.net/forum/sukulent-hastaliklari/)
-   -   Adenium Hastalıkları ve Tedavi Yöntemleri (http://www.agaclar.net/forum/sukulent-hastaliklari/30162.htm)

Sakaki 06-02-2013 23:59

Adenium Hastalıkları ve Tedavi Yöntemleri
 
5 Eklenti(ler)
Aşağıdaki makale Tropica Nursery Adenium, Euphorbia, Desert-Rose, Hybrids sitesinden alınmıştır ve izin alınarak tercüme edilip forumumuza yüklenmiştir.

Tercümede bana yardımcı olan üyelerimizden elek, Cymbelina ve Charlaux'a emeklerinden ötürü çok teşekkür ediyorum.




ADENİUM HASTALIKLARI/SORUNLARI VE ÇÖZÜMLERİ

Yetişkin Adeniumlar, bazı bitkilerin (örn. hibrid hibiskuslar) aksine problemsizdirler. Yaygın görülen problemlerin çoğu, uygun kültür yöntemleriyle başlangıçta önlenebilir.

Beslenme problemleri, su veya yetiştirme ortamında belirli besinlerin eksikliğinin yanı sıra birkaç sebepten dolayı da görülebilir. Bitkilerin genel beslenme şeklini ve Adeniumların ihtiyaçlarını anlamak, beslenme problemlerinin önlenmesi ve çözülmesinin anahtarıdır.


Eklenti 367801
Aşılanmış bir Adeniumda genel besin eksikliği: Detaylı inceleme sonucunda aşının etrafındaki plastik bandajın çok sıkı olduğu ve dalı boğduğu tespit edilmiştir.

Hastalıkların en genel sebebi fazla sulamadır. Fazla sulama, suyun bitkiye zarar vermesine sebep olacak derecede, bitkinin ihtiyacından fazla su verilmesi olarak tanımlanabilir. Bitkiye verilen suyun miktarı ve sıklığı, bitkinin ihtiyaçlarına ve fazla suya vereceği tepkiye göre ayarlanmalıdır. Taiwan’s stone chips (silika bazlı bir tür mıcır, kum) benzeri bir ortamda ve sıcak koşullarda yetişen bitkide aşırı sulama sorunlarının görülmesi neredeyse imkansızken, çürümüş, yapışkanımsı torf ortamında ve soğuk koşullarda fazla sulamanın yaratacağı sorunlardan kaçınmak da bir o kadar zordur.

Zararlı problemleri genellikle taze sürgünlerde yoğunlaşır ve büyüme dönemlerinin başında zararlı oluşumuna karşı bitki sürekli gözetimde tutulmalıdır.


Beslenme Problemleri:
Beslenme bölümünde belirtildiği gibi, adeniumlar, mikro element besinlerini eksiksiz içeren besinler kafi miktarda verildiğinde iyi gelişim gösterir. Bu sebepten, drenaj kapasitesinin yüksek olmasının yanı sıra besin tutma kapasitesi ve hatta besin bağlayıcı özelliği (örn. bakırlı ortamlar) düşük, topraksız ortamlar en başarılı yetiştirme ortamlarıdır.


En yaygın görülen beslenme problemleri:

Makro Besinler:


Eklenti 367802
Sararan yapraklar, alt kısımdaki yaprakların düşmesi, kırmızı lekelenmeler ve yeni yaprakların boyutunun küçülmesi genel makro besin eksikliğine işarettir. Yukarıdaki resimdeki bitkiler aylarca ihmal edilmiş ve besin verilmemiştir.

Azot (N): Eksikliği, alt yaprakların sararmasına ve ardından dökülmesine, yaprak ve çiçeklerin küçülmesine ve direncin azalmasına yol açar. Azotu yetersiz alan bir bitki tipik olarak uçlarında küçük, sert ve küme halinde yapraklanmalar olan çıplak dallarla göze çarpar. Azotun fazla verilmesi ise yaprakların hızlı gelişmesine, yumuşak, büyük olmasına ve boğum aralarının uzun olmasına neden olur. Azot seviyeleri, fosfor seviyesi ile birlikte büyümeyi kontrol altına almak için kullanılabilir. Düşük seviyeler büyümeyi yavaşlatır, dolayısıyla bu durum tercihinize kalmıştır ve yetiştirici azot seviyesini kendi ihtiyacına uygun ayarlamalıdır.

Eklenti 367803
NPK 15:15:15 gübresindeki amonyak azotu, yukarıdaki resimdeki fidelerde uzamaya sebep olmuştur.

Azot, amonyak ve nitrat azotu olmak üzere 2 formda kullanılabilir. Nitrat azotunun amonyak azotuna göre daha kompakt bir büyüme sağladığını tespit ettik ve sadece bu azotu kullanıyoruz. Organik gübreler az miktarda amonyak azotu sağlamakta.

Potasyum (K): Potasyum nitrat kullanıyoruz ve yetiştirme ortamımız ile suyumuz bol miktarda potasyum içeriyor, dolayısıyla hiç potasyum eksikliği sorunu yaşamadık. Potasyum eksikliğinde, teorik olarak alt yaprakların kenarlarında yanma olur ve bunu yaprağın dökülmesi takip eder. Potasyum fazlalığı ise, bitkinin kalsiyum (Ca) ve magnezyum (Mg) alımını azaltır; Suyumuzda magnezyum (Mg) yüksek oranda var ancak sorun yaşamamak açısından kalsiyum (Ca) desteğine ihtiyaç duyuyoruz.

Fosfor (P): Eksikliği yetersiz gelişmeye ve alt yaprakların kırmızılaşmasına sebep olur. Bu konuda çok nadir problem yaşıyoruz. Tarımsal amaçla üretilen bileşik gübrelerin kullanımı, genellikle fosfor fazlalığına yol açar; bu durum da özellikle yüksek azot ile birleştiğinde aşırı bir büyümeye neden olur. Dallar patlama yapma eğilimi gösterir ve bitki hızla formunu kaybeder. Kompakt bir büyüme sağlamak için düşük oranda fosfor kullanıyoruz. Büyüme tetiklenmek gerektiğinde, monopotasyum fosfat veya fosforik asit kullanılır.

Magnezyum (Mg): Bu elementten suyumuzda fazlasıyla var ve ayrıca vermikülitte de bulunduğundan, gübrenin içine eklemiyoruz. Potasyum (K) ve Kalsiyum (Ca) alımını düşürdüğünden, yüksek magnezyum seviyelerine karşı denge sağlamak açısından bu iki elementi gübreye eklememiz gerekiyor.

Kalsiyum (Ca): Suyumuzda kalsiyum yok ve harcımıza kireç de karıştırmadığımızdan, kalsiyum eksikliği konusunda sürekli sorun yaşıyoruz. Şu anda hindistan cevizi torfuna kullanmadan önce kalsiyum takviyesi yapıyoruz ve bu sayede sorunlarımız azaldı. Eksiklik belirtileri arasında yaprak ucu yanması, çok küçük ve genelde gelişmeyen, siyahımsı yeni yaprak oluşumları ve sürgün uçlarının ölmesini sayabiliriz. Çiçekler dökülür ve tohum kapsüllerinde “çiçek ucu çürümesi” görülür. Aşırı kalsiyum ise genelde sorun yaratmaz, ancak sanırım pH’ı yükselterek, magnezyum ve mikro besin noksanlığına ve özellikle de demir eksikliği klorozuna neden olacaktır.

Mikro Besin Maddeleri:

Eklenti 367804
Aşırı bor eksikliği, sert geri budaması yapılmış bu adeniumda yeni sürgünlerin büyümesini durdurmuştur. Solubor (%20,9 bor içeren bir gübre) çözeltisine daldırmak bu problemin çözümünde etkili olmuştur.

Değişik elementlerle ilgili sorunlarımız oldu. Şu anda düzenli olarak önleyici spreyler kullanıyoruz ve nadiren problem yaşıyoruz. Test etme imkanımız olmamasına rağmen, belirli sorunlara hangi elementin neden olduğunu nasıl anlarız? Belirtilerden yola çıkarak sorunları tahmin etmeye çalışmaya başladım (Değişik bitkilerde eksiklik belirtilerini gösteren birçok kitabım var ve bunlar bilgiye dayalı tahminler yapmamı sağlıyor).

Böylece eksikliği tahmin edip sorunları gidermek için özel tuzlar (mikro besin maddelerinin kimyasal bileşikleri) kullandık, eğer sorun geçtiyse ilk tahmin edilen teşhisin doğru olduğunu deneme-yanılma yöntemiyle bulduk. Denemesi yapılan element eksikliği söz konusu olacak başka bir elementin belirtilerini de kısmen gösterebileceğinden, deneme-yanılma metodu hatasız olarak görülemez; ancak bir başlangıçtır.

Bor (B): Topraklarımızda ve dolayısıyla saksı harçlarımızda az miktarda bulunmakta. Ayrıca sulama ile harçtan kolaylıkla yıkanabildiğinden bu durum sorunu artırmaktadır. Eksiklik belirtileri kalsiyum eksikliğininkine benzerdir; ancak kalsiyum eksikliğinde yaprak ucunun, bor eksikliğinde ise yaprak dibinin etkilenmesiyle ayırt edilebilir; yapraklar, orta damarı kısa geliyormuşçasına büzüşür, uç büyümesi durur ve tohum keselerinde mantar gibi çizgiler bor eksikliğinin belirtileridir. Çiçeklerde yarılma eğilimi görülür. Bor’u yaprak spreyi şeklinde düzenli aralıklarla uyguluyoruz.

Bakır (Cu): Harcımız bakırı bağlayan organik maddeler yönünden zengin olduğundan, bu elementle ilgili nadiren sorun yaşıyoruz. Küçük, fincan şeklinde yeni yapraklar, çok küçük çiçekler ve belirgin şekilde açık renkli, küçük, kıvrık ve mantarımsı yüzeyli tohum keseleri bakır eksikliğinin belirtileridir. Tohum keselerindeki belirtiler bor eksikliğini andırır, ancak özellikleri bakımından bariz farklıdırlar. Bakır fungisit ile spreyleme sorunu çözecektir. 1000 litre suya 25 gram bakır sülfat çözeltisine daldırma da sorunu bir yıla kadar ortadan kaldıracaktır.


Eklenti 367805
Bu alacalı adeniumun yaprakları giderek daha küçük, ince ve şerit şeklini almakta. Bakır sülfat uygulaması sorunu hemen çözer ve yeni yapraklar normal çıkmaya başlar.
Bu alacalı adeniumun yeni çıkan yaprakları, daha küçük, ince ve şerit şeklinde; bakır eksikliğinin tipik belirtileridir.

Sakaki 07-02-2013 00:05

5 Eklenti(ler)
Eklenti 367806
Goncaların başarısızlığı genel bir bakır eksikliği belirtisi olmasına rağmen, bazen de çiçekler tutunmasına rağmen taçyaprakları küçük ve çok soluk renkte olur.

Çinko (Zn): Eksikliği normalde eski harçlardaki büyük bitkilerde, özellikle tohum yükünün çok ağır olduğu durumlarda görülür. Yeni sürgünlerin büyümesi yavaşlar ve boğum araları kısalır, yapraklar küçülür, incelir ve genellikle bir tarafa doğru kıvrılır. Tohum keseleri içe doğru kıvrılır, sararır ve olgunlaşmadan açılır.

Eklenti 367807
Çinko (Zn) eksikliğinin tipik belirtileri: içe doğru kıvrılan, sararan ve olgunlaşmadan açılıp dökülen tohum keseleridir. Keselerin içindeki olgunlaşmamış tohumlarda siyah çürümüş alanlar görülür ve genellikle tohum kesesi çiftinin birisi etkilenir.

Demir (Fe): Ortamımızdaki pH 6-6,5 aralığında olduğundan demir eksikliği sorununu nadiren yaşarız. Gerekirse, sulama suyunun pH’ını 5.5 seviyesine çekmek için (fosforluya ihtiyaç duyup duymamamıza bağlı olarak) nitrik veya fosforik asit kullanırız. Demir eksikliği klorozu tipik olarak görülür; ortamın pH kontrolünün yanı sıra yapraklara demir püskürtmesi yaparak kolayca giderilebilir. Demir eksikliği klorozu sıklıkla köklerde bir hasara veya kök ölümüne de işaret ettiğinden, bitki çıkarılıp kökler kontrol edilmelidir; çok az ya da hiç yeni kök büyümesi olmaması halinde saksı harcı genelde bozulacak ve çamurumsu bir hal alacaktır. Bir başka sebep de bakır (Cu) veya çinko (Zn) gibi mikro besinlerin fazlalığıdır; bu besinleri tamamlamak için çok fazla uygulama yapmak demir eksikliği klorozuna sebep olur.

Zararlılar:
Adeniumlar, diğer bitkilere nazaran daha az zararlı veya hastalık sorunu yaşar.

Lepidopterous Larvae (pulkanatlı larvaları):

En yaygını horn worm’dur. Bazen, özellikle yeni sürgünlerin bol olduğu bahar aylarında istila yaşıyoruz. Diğer zamanlarda nadiren tırtıla rastlıyoruz ve en iyi çözüm de elle toplamak.

Eklenti 367808
Saat yönünde açıklarsak: Adeniumlara saldıran üç farklı tırtıl vardır: Sol üstteki en yaygın görüleni ve en zararlısı; eğer sürekli kontrol edilmezse çabuk yayılır ve çok büyürler. Yanındaki nadir görülen ve genellikle yayılma yapmayan bir türdür. Tüylü tırtılı ise sadece bir kez gördük.

Eklenti 367809
Adeniumlarda en yaygın görülen tırtılın yumurtadan erişkin hale gelmesi: Tırtılın rengi genellikle yeşildir, fakat sürgün uçlarından ve çiçeklerden beslendiğinde kırmızı da olabilir.

Tırtıllar ilk görüldüğünde uygun bir böcek ilacıyla iyi bir spreyleme, ileri seviyede istilayı önleyecektir. Büyük tırtıllar taze sürgün ve yeni aşılanmış uçları çok aşırı miktarda yiyeceğinden, istilayı erken fark etmeye çalışın.

Süne (Kokar Böcekler):
Genellikle muson mevsiminin sonunda görülür. Bunların doğal besinleri diğer Apocynaceae tohum keseleridir, ancak bu bittiğinde uçup sürüler halinde adeniumlara gelirler.


Eklenti 367810
(Solda) Erişkin hale gelmiş bir kokar böceği adenium tohum kesesindeki sıvıları emiyor; (sağda) böceğin hortumuyla verdiği zarardan etkilenmiş, yeni çimlenen bazı adenium tohumları.

Sakaki 07-02-2013 00:09

5 Eklenti(ler)
Eklenti 367811
Solda çiftleşen kokar böceklerini görüyorsunuz; çiftleşme anında savunmasızdırlar ve kolayca yakalanabilirler! (Sağda) yerdeki adenium tohumunu yiyen nimfa (yavru böcek): Rüzgarla dağılan adenium tohumları nimfaları da birlikte taşıyabilir.

Bu böcekler, tohum keselerindeki özütü emerek çok fazla soruna neden olur; gelişmemiş tohum keseleri düşer, daha büyükleri olgunlaşmadan, üzerinde böcek yumurtaları ile açılır; nimfalar tohumlardan ve tohum kesesi içindeki ve yerdeki diğer organik bileşenlerle beslenir. Küçük nimfalar, tohum püsküllerinde taşınır ve fidanlığa yayılır.

Tohum keseleri olgunlaşıp toplansa bile, bu tohumların çimlenme başarısı düşer; fidelerde özütün emildiği noktalardaki hasarlı bölgelerin içinde embriyolar görülebilir. Çok fazla sayıda böcek istila etmemişse, bunlar elle toplanıp ezilerek kolayca kontrol edilebilir. İyi bir organofosfat veya piretroid insektisit bu böcekleri öldürecektir. Titiz temizlik önlemleri ve zararlıdan etkilenip düşen tüm tohum keselerinin toplanıp imha edilmesi, bu zararlı ile mücadelede yardımcı olacaktır. Tohum kesesi taşıyan bitkilerin çevresine tel kafes yapmak da önlemeyicidir.

Unlu Bitler:
Bunlar, genellikle yumuşak yeni sürgünlerin çevresinde yoğunlaşan ve yaygın görülen zararlılardır. Yeni sürgünlere ve çiçeklere zarar verirler (bazen de katmerli çiçek oluşumuna sebep olurlar!). Yapraktaki bozukluklar, bor eksikliği belirtilerine benzer ve buna sebep olan unlu bitler çok küçük olduğundan sorunun kaynağını ayırt etmek zordur. Bununla birlikte, unlu bitlerin özütü emdiği yerlerde kırmızı renklenmeler görülür. Bu durum renkli çiçeklerde dahi daha koyu noktalar şeklinde belli olur.


Eklenti 367812
(Solda) Adenium arabicum sürgününün yanında deri değiştiren bir unlu bit nimfası. (Sağda) Herhangi bir insektisitin zor ulaşabileceği bir çatlakta kümelenmiş yumurtalar.

Eklenti 367813
Küçük, genellikle görünmeyen unlu bitlerin yeni sürgünlere verdiği zarar. Solda yapraklardaki bozulmayı, sağda çiçekteki bozulmayı görüyorsunuz. Her iki durumda da hiperpigmentasyon (pigment artışı) unlu bite işarettir.

Eklenti 367814
Şekilsel bozuklukların henüz görülmediği küçük sürgünlerde, hiperpigmentasyon zararlının belirtisidir: Solda enfekte olmuş sürgünleri, sağda enfekte olmamış sürgünü görüyorsunuz.

Birçok pestisite karşı dirençli olduklarından, bitkiye bir kez yerleştikleri zaman bu zararlıları tamamen temizlemek zordur. Bizim için en uygun mücadele, mümkün olduğunca çok sayıda elimizle temizlemektir/öldürmektir (bir fırça ve %50 isopropil alkol ile); özellikle kışın ve düzenli budama zamanlarında uykudaki yumurta kapsüllerini. İmidakloprit içeren yeni formüller işe yarar gibi görünse de sorunu (en azından bizim için) tamamen çözemedi. Çünkü bu ilaçlar unlu bitlerin hayatta kalabildiği çiçek tomurcuklarına ulaşamıyor!

Unlu bitin bir işareti de bitki üzerinde dolaşan karıncalardır; karınca gördüğünüzde daima nereye gittiklerini izleyin, sizi genellikle unlu bit veya yaprak bitleri gibi şeker salgılayan zararlılara götürür. Geriye doğru iz sürüp karıncaların da yuvasını bulmaya çalışın ve yok edin. Karıncalar kontrol edilirse unlu bitler hızla azalır.

Strese girmiş bitkiler bu zararlıdan fazla miktarda barındırır ve teşhisten hemen sonra sert budama yapılması ve taze toprakla saksı harcının yenilenmesi gerekir. Yabani otlar da unlu bitlerin toplanma yeridir.

Köklerdeki unlu bitler:
Özellikle açık ve topraksız ortamda bulunan, ihmal edilmiş ve strese girmiş bitkilerde sık görülür. Aynı şekilde saksı içine giren karıncalarla varlıkları anlaşılabilir. Saksı değişimlerinde ve açık bir sebep olmaksızın kötüleşen bitkilerde varlığı kontrol edilmelidir.

Eklenti 367815
Kök çevresinde beyaz pamuk benzeri lifler bulunan fideler. Yakından bakıldığında, 2 mm boyunda, yavaş hareket eden, düz ve beyaz bitler görülebilir. Gür gelişen fidelerde kök unlu biti görmek pek olağan değildir.

Adeniumlar köklerin çıplak kalmasını ve yıkanmasını tolere edebilir; bu uygulama, eğer sadece az sayıda bitki etkilenmişse işe yarar. Daha yayılmış sorunlar için, Thimet veya daha yeni ilaç olan Marathon (aktif bileşeni Imidokloropid) gibi granül insektisitler genelde sorunu çözer.

Sakaki 07-02-2013 00:15

5 Eklenti(ler)
Kırmızı Örümcekler:
Bir başka önemli zararlı iki benekli kırmızı örümcektir. Genelde yağışsız kış aylarında problem olurlar ve ilk önce A. swazicum ve A. bohemianum gibi hassas adenium türlerini ve hibridleri etkilerler. Kontrol altına alınmazsa, diğer adeniumlara da yayılırlar. Parlak ve mumla kaplanmış gibi duran yapraklara sahip adeniumlarda bu sorunun yaşanma ihtimali düşüktür.

Eklenti 367816
Arabicum fidelerinde kırmızı örümcekler: Üstten görünüm kımızı örümceğin neden olduğu tipik benekli yaprakları gösteriyor, alttan görünümde ise ağ oluşumları ve yavaş hareket eden kırmızımsı sarı örümcekler görülebilir.

Sorunu en kısa zamanda teşhis etmek için hassas türleri hemen ayırıp spreylemeye başlamak çözümü kolaylaştırır. Zararlının neden olduğu ilk değişiklik, yaprakların sağlıklı ve parlak görünümünü kaybetmesidir. Daha yaşlı yapraklarda beneklenme ve renk kaybı olup olmadığı kontrol edilmelidir. Yakından incelendiğinde yavaş hareket eden kırmızımsı sarı renkli böcekler görülecektir, ilerlemiş aşamalarda yaprak altlarında ağ oluşumu görülür. Metasystox, Kelthane, Mavrik ve Vermitec gibi mitisitleri (örümcek ilaçları) dönüşümlü olarak kullanıyoruz. Zararlıların fazlaca bulunduğu alt kısımlardaki enfekte olmuş yaprakları almak iyi bir fikirdir; ancak en iyi çözüm, özellikle kış sonlarına doğru bitkinin tüm yeşil aksamını budamak ve baharda yeni sürgünleri beklemektir.

Yaprak Bitleri:

Eklenti 367817
Adenium Calypso’da yaprak bitleri: Bir nedenden ötürü bu hibrid genellikle ilk bitlenen oluyor. Fotoğraftan da görüldüğü üzere, diğer zararlılarda olduğu gibi bu bitler de karıncalarla yakın ilişki içindedir. Bitlerle mücadelenin yanı sıra karıncaları da takip edip yuvalarını buluyor ve yok ediyoruz.

Bu bitler, genellikle soğuk aylarda bitkilerin taze sürgünlerinde pek sorun yaratmazlar. Bitki izlenip bitler erkenden tespit edilirse, izole bitkilerde sadece elinizle ovarak bitleri uzaklaştırmak, sorun yayılmışsa herhangi bir etkin insektisit kullanmak sorunu çözer. Bunun için biz genelde Sevin marka ilacı kullanıyoruz. Birçok ülkede, yaprak bitleri genel insektisitlere oldukça dirençlidir ve Marathon (ilaç markası) ya da daha yeni ilaçlar kullanmanız gerekebilir ya da organik ilaçları kullanabilirsiniz.

Koşniller:
Bunların adeniumları etkilediğini, çok ihmal edilmiş bitkilerde dahi nadir gördüm. Bazen bu tür bitkileri son çare olarak satın alıyorum ve bu gibi durumlarda daima zararlıların en yoğun olduğu alt yaprakların altına bakarım. Etkilenmiş yaprakları dibinden almak ve bitkiyi saksılamadan önce iyi bir insektisitin içine daldırmak, koşnillere ve diğer zararlılar için bir çözümdür.

Eklenti 367818
Koşniller: Adeniumlar üzerinde hızla yayılmazlar ve etkilenmiş dallar budanarak ve iyi bir insektisit kullanılarak kolayca kontrol altına alınabilirler.

Hastalıklar:

Adeniumları etkileyen hastalıkların pek çoğu ya kök ya da yapraklardaki aşırı sudan kaynaklanmaktadır. Adeniumlar nemden çok hoşlanmalarına rağmen, devamlı nemli kalan yapraklar (özellikle hava akışı olmayan ortamlarda) veya havalandırması iyi olmayan saksı harçlarında aşırı sulanma sizi her zaman çürüme sorunlarıyla karşı karşıya bırakacaktır.

Hangi mantar ya da bakteri türlerinin hangi tür çürümeye yol açtığından çok emin değilim. Ancak yapabileceğim en iyi şey, acemi birinin bakış açısıyla sorunlara bakıp, deneyimlerime dayanarak çözüm önerilerinde bulunmaktır. Ridomil (ilaç ismi), caudex ve kök çürümelerinin kontrol altına alınmasında faydalı, ancak sorun çıkmadan önce korumaamaçlı kullanılmalıdır: çürüme başladıktan sonra faydası ya az olur ya da hiç olmaz. Bir keresinde bu ilacı, kayıplarımızı sınırlı sayıda tutmak için her muson mevsiminde kullanmıştık, fakat şimdi tüm bitkiler kapalı mekanda olduğundan daha nadir kullanıyoruz.

Yaprak hastalıkları:
Sürekli ıslak kalan yeşil aksam, sonunda kahverengileşip çürümeye başlar. Bir süre sonra beyaz mantar oluşumları görülür ve yaprakların çoğu birbirine yapışır. Kısa süre içinde, çürüme yumuşak dallara yayılır ve dışarıdan bakıldığında ve kesildiğinde koyu bir renk değişimi görülebilir. Çözüm, öncelikle yaprakların ıslak kalmasını önlemektir. Eğer önlenemiyorsa ve plastik örtü kullanılamıyorsa, 1 litre suya 3 gram Captan (ilaç ismi) gibi genel amaçlı bir fungisit karışımını yapraklara düzenli aralıklarla uygulayın. Amaç, yaprakları koruyucu bir fungisit tabakasıyla kaplamaktır. Eğer bir çürüme görülürse, etkilenen yaprakları kopartın ve çürüyen dalları budayarak alın. Yağmurlu mevsimin başında, kurumuş yaprakları ve çiçekleri daima uzaklaştırın ve bitki üzerinde hiçbir ölü doku bırakmayın.

Çiçek çürümesi:
Bitkileri yükseltilmiş yataklarda yetiştirmeye başladığımızdan, yeni bir sorunla karşılaştık: Birbirine yakın yerleştirilen bitkilerde çiçeklerin yukarı doğru açtığını gördük; üstten sulama çiçeklerin içine su dolmasına ve sıklıkla çürümesine neden oldu. Çiçekteki çürüme bazen hızla dala ilerler ve iyileşmeden önce biraz daha aşağıya inebilir; üst dallardan daha aşağıya indiğini hiç görmedik.

Eklenti 367819
Saat yönünde - çiçek çürümesinin 3 aşaması: Öncelikle, içindeki durgun su yüzünden çiçek çürümeye başlar; çürüme çiçek sapına ilerler ve oradan da dala iner, en sonunda dal da çürür ve düşer. Bu ıslaklık çürümesidir ve etkilenen kısım pelte haline gelir.

Bu sorunu, sulamayı sabah mümkün olduğunca erken saatlerde yaparak büyük ölçüde çözdük, böylece çiçekler gece çökmeden kuruyabildi. İdeal olan yöntem, bütün bitkileri damlama sulama ile sulamak ve çiçeklerin kuru kalmasını sağlamaktır.

Dal hastalıkları:
Yaprak çürümesi patojenlerinin aşağı doğru ilerlemesinden kaynaklanan dal çürümelerinin yanı sıra, dal da sıklıkla yapraklardan geriye doğru çürümeye başlar. Bu çürüme genellikle kuruyacaktır, ancak ıslak da kalabilir. Vasküler (damar) dokunun tıkanması, çürüyen kısmın üstünde kalan yaprakların hızla sararmasına sebep olur ki genellikle ilk belirti bu sararma olur.

Eklenti 367820
Saat yönünde – Kendi kendine kurumuş ve ilerlemesi durmuş bir dal çürümesi. Ölü dal bölgesi doğal bir kesik bölgesi oluşturmuş ve kolayca koparılabilir; kopardığımızda ucu beyaz, kısa sürede iyileşecek ve yeni sürgünler verecek olan küt bir kısım görürüz. Sağlıklı bitkiler, genelde kendilerini iyileştirerek çürük kısmı bünyelerinden atarlar.

Sakaki 07-02-2013 00:20

5 Eklenti(ler)
Eklenti 367821
Saat yönünde – Birçok dalın birleştiği noktada yaşanmış eski ve kurumuş bir çürüme: Bu kısım, hem estetik hem de bitkinin sağlığı açısından temizlenmelidir; bu tür bölgelerde sıklıkla unlu bitler ya da bunların yumurtaları gizlidir. Ölü doku kabuklarını hafifçe çektiğinizde kolayca bitkiden ayrılır, temiz ve sağlıklı beyaz doku ortaya çıkar.

Etkilenen kısmın kendini iyileştirme sürecinde olup olmadığını ve bir kesik bölgesi oluşturup oluşturmadığını kontrol edin; böyle bir durumda ölü doku kolayca ayrılabilir. Nemden kaynaklanan çürümeler daha tehlikelidir ve kalın epidermis tabakası soyulduğunda dalın kuruması sağlanabilir. Eğer daha radikal bir yöntem uygulamak isterseniz, çürüyen dalı budama kısmında anlatıldığı gibi sağlıklı olduğu noktadan kesin.

Caudex Çürümesi:
Yukarıdaki çürüme şekline benzerlik göstermesine karşın, ana gövdeyi veya caudex yapıyı da etkilemesi ve tüm yaprakların aniden cansızlaşıp sararmasına neden olması bakımından farklılık gösterir. Yapraklar dallarda kalmaya devam eder ve orta damardan başlayarak dışarıya doğru sararır.

Eklenti 367822
Caudex çürümesi: Tüm yaprakları, caudex çürümesi sebebiyle aniden sararmış tek bir bitkinin resmi. Bitki yıkandığında, caudex yapının tamamındaki renk değişimi ve yumuşama ortaya çıkmaktadır, köklerse tamamen çürüyüp gitmiş durumdadır.

Bu bitkinin caudex yapısını (gövdesini) keserek ikiye ayırdığımızda, dokuların tamamen çürüdüğü görülebilmekte.

Bu tür bir çürük, her ne kadar büyük bitkiler sıklıkla kendi kendini iyileştirmese de ve çürüyen iç kısım alındıktan sonra oyuk bir gövdeyle yaşamasına devam etse de aslında ölümcüldür.

Eklenti 367823
Yukarıdaki örnekte verilen bitkiye çok benzer başka bir bitki, ancak bu kendi kendine iyileşmiş durumda: eski yaprakları sararıp dökülmesine karşın yeni sürgünler vermiş durumda.

Caudex gövdenin gevşek kabuğunu soyduğumuzda, çürüyen dokunun tamamen erimiş olduğu ama bitkinin kendini iyileştirmeye başladığı daha açık görülüyor; her ne kadar bu yarayı ömrü boyunca taşıyacak olsa da! Sağda, gövdesi oyuk bir bitki görülüyor; caudex’in iç dokusu seneler önce çürüyüp kurumuş.

Bu durumdaki bitkiler için genelde saksılarından çıkarılmaları ve etkilenen bölgelerin kazınarak alınması tavsiye edilir. İyileşme süreci başlamadığı sürece ve sağlıklı beyaz bir doku tabakası görülmediği sürece bunun pek işe yarayacağını sanmıyorum; bu tür durumlarda, çürüyen doku zaman içinde kendiliğinden çürüyüp gideceğinden kazımaya gerçekten çok az ihtiyaç vardır.

Kök Çürümesi:
Bu çürüme, toprak altından başlamaktadır. Ana kazık kökün etkilenmesi halinde, bitkide caudex çürümesinin belirtileri görülür, ancak genellikle sadece bir yan kök etkilenir ve bu genelde sadece saksı değişiminde veya ihracat amacıyla kökler çıplak bırakıldığında görülebilir.

Eklenti 367824
Soldaki A. somalense alacalı türün büyümesi durdu ve yaprakları yavaş yavaş döküldü. Kalan yaprakları da parıltısını kaybetti. Kök topu silkelendiğinde yayılmış kök çürümesi ortaya çıktı; sağ resimde kökler yıkandıktan sonra ortaya çıkan rengi değişmiş ve çürümüş kökler görülebilmekte. Ayrıca caudex gövde de yumuşamıştı. Üst kısmı kesip alarak tekrar aşıladık ve kökleri attık.

Köklerde yayılmış bir çürümenin varlığı, yaprakların tamamının veya büyük bir kısmının sararıp dökülmesiyle kendini belli eder; bu, bitkinin su kanallarının tıkanması sebebiyle verdiği bir tepkidir. Eğer küçük bitkilerin ana kazık kökü etkilenirse, bitki genelde ölür. Büyük bir fidanlıkta, büyük kayıplar da kaçınılmazdır ancak çok sayıdaki kök çürümesi, havalandırması yetersiz, hatalı tasarlanmış ortamı işaret eder. Büyük bitkiler, sorun yaşamadan kalın yan kökler geliştirir, ancak saksı harçlarını kontrol etmeniz ve çürüyüp bozulmuşsa değiştirmeniz gerekir.

Çimlenmiş fidelerde ıslaklıktan ötürü çürüme:
Çimlenen fideler toprak seviyesinin hemen üstünden çürüme yaparak büzüşür; üst kısımlar yeşil kalır ve yana yatar. Bu tipik bir Rhizoctonia ıslaklık çürümesidir.

Eklenti 367825
Adenium fidelerinde ıslaklıktan ötürü çürüme. Bu bitkiler 20 gün önce ekilmişti ve yaklaşık 15 günlükler. Bu, genelde çok genç fidelerde görülen bir sorundur; biraz daha büyümüş olanlarda bu sorun nadiren yaşanır.

Steril ortam veya fungisit kullanmıyoruz, ancak şu an kullandığımız ortamda bu sorunu nadiren yaşıyoruz. Tohum ekim ortamının EC (elektriksel iletkenlik) seviyelerinin yüksek olması ve tohumların çimlenmesinin ardından ortamın çok ıslak kalması bence sorun teşkil ediyor. Hindistancevizi torfunun kullanımı EC seviyesinin düşmesine yardımcı olur (eğer kaliteli materyal kullanılırsa) ve aynı zamanda doğal mantar-önleyici etkileri vardır.

Ortam/harç derinliğinin artırılması, su doygunluğunu azaltır. Son olarak, bitkiler henüz gençken dikkatli sulama, dayanıklı, hastalıklara dirençli kökler ve caudex gövdelere sahip sağlıklı ve canlı bitkiler elde etmemizi sağlar.

Sakaki 07-02-2013 00:25

5 Eklenti(ler)
Viral Sorunlar:
Yaklaşık üç yıl önce, Tayland’dan getirdiğim bazı bitkilerde tuhaf semptomlar fark etmeye başladık. Yapraklarda şekilli beneklenme, çiçeklerde renk bozulması ve yarılmış veya deforme olmuş çiçekler sorunlardan bazılarıydı. İlk önce, bunların kompleks mikro besin sorunlarından kaynaklandığını düşündük. Kompleks halde ve ayrı ayrı besinler içeren spreyler ve daldırma uygulamalar işe yaramayınca, bitkilerde bir veya birden fazla virüs enfeksiyonu olduğuna kanaat getirdik (ya da başka sistemli bir enfeksiyon ajanları olabilir ki testler yaptırmadan bir şey söyleyemeyiz. Aşağıdaki açıklamalarda, kolaylık olsun diye virüs terimini kullandım, ancak kastettiğim şey “sistemli enfeksiyon ajanları").

düşünüyoruz. Deneyimim sayesinde tespiti zor semptomları bile tespit edebiliyorum. Lynam Tok (Şelale) olarak bilinen kültür türünün belirli bir virüse özgü semptomları olan kırmızı bir tür olduğunu düşünüyorum. Bitkilerin güçlü olduğu sıcak havalarda görünmezken, kış mevsiminde ortaya çıkmakta.

Viral enfeksiyon, aşılama esnasında çok az veya hiç hijyen önlemleri alınmadığı için şu anda birçok yetiştirme bölgesinde yaygın durumdadır. Yetiştiricilerin birçoğu sorunun farkında bile değil; diğerleri de çiçeklenmeyi veya gelişmeyi etkilemeyeceğini düşünüyor ve dolayısıyla umursamıyorlar. Ölümcül sorunlara yol açmadığı bir gerçek ama en azından yetiştirilen türlerin çoğunda gelişimi ve çiçeklenmeyi etkilediğini düşünüyorum. Yeni hibridler ilk üretildiklerinde, bir yıl sonraki üretimlere göre ve virüs enfeksiyonundan etkilendikten sonraki hallerine göre daha dayanıklılar. Viral enfeksiyon, Adenium yetiştiricilerinin gelecekteki en büyük sorunlarından birisi olabilir.

Bitkilerimizi çoğaltırken devamlı surette (izopropil alkol kullanılarak) sterilize edilmiş bıçaklar kullanıyoruz. Şüphelenilen bitkileri derhal izole ediyoruz (semptomları açıkça taşıyan bitkileri ise imha ediyoruz). Bu önlemlerin ardından, viral enfeksiyon vakası çok nadiren veya hiç tekrarlamıyor. Yetiştiricilik tekniğimiz şu anda bitkilerde güçlü gelişim sağlayacak kadar iyi ve belki de bu yüzden gözle görülür bir viral sorun yaşamıyoruz. Ancak, gizli enfeksiyonları bertaraf edemeyiz; ticari olarak yetiştirilen güllerin neredeyse tamamı benzer şekilde enfekte olmakta ve sadece bazı büyük yetiştiricilerin olağanüstü çabalarıyla virüssüz ürünler yetiştirmek mümkün olabiliyor.

Şu anda bu sorunun bilincinde olan ve virüs sorununun daha çok yayılmasını önleyici ciddi tedbirler alan tek ticari Adenium yetiştiricisi sanırım biziz.

Herhangi potansiyel bir virüsün hızlı yayılmasını önlemek için gerekli bakımı uyguladığımız ve virüs enfeksiyonuna benzer belirtiler gösteren bitkileri izole ettiğimiz sürece, bir sorun yaşamayız.

Uzun vadeli çözüm, tamamen yeni, izole edilmiş ıslah ve çoğaltma çabası göstermek olacaktır ki şu anda bizim yaptığımız da zaten bu. Mevcut stoğumuzu temizlemek için bazı teknikler üzerinde de çalışıyoruz. Virüsü tanımlamamız ve endekslememiz ve bu yönde yardımı olacak her yöntemi değerlendirmeliyiz.

FİZYOLOJİK & DİĞER SORUNLAR:

Adeniumlar, hepsini bilemediğimiz çeşitli nedenlerden ötürü birçok sorun yaşarlar. Aşağıdaki fotoğraflarda, en sık karşılaştığımız sorunların bazıları gösterilmektedir.

Eklenti 367826
Saksısından çıkartılmış bir bitki: Bitki çıkartıldığında toprak altında kalan caudex kısmının orantısız büyüdüğü ve kelimenin tam anlamıyla bitkiyi saksıdan çıkmaya zorladığı görülmekte. Daha derin bir saksıya aktarmak gibi basit bir çözümün yanı sıra kök caudex kısmının alttan birkaç inçlik kısmını kesmek gibi daha radikal bir çözüm de uygulanabilir.

Eklenti 367827
Güneş yanığı: Sol resimde budamadan sonra caudex’de görülen yanma ve sağ resimde ise gölgeliğin kaldırılmasından sonra yapraklarda yanmayı görmektesiniz.
Beyazlaşmış ve yanmış yapraklar: Bu tür (Adenium arabicum "Golden Dragon") özellikle hassas bir tür ve yazın gölgelendirilmesi gerekiyor.

Eklenti 367828
Yapraklardan sıvı akması: Bu fenomen çok sıcak ve oldukça nemli günlerde görülür; bitkiler bünyesine su alırlar fakat terleme yoluyla atamazlar, bu da damarların yanmasına neden olur. Belirli bir noktada sınırlı kalan bir sorundur ancak yapraklarda çirkin lekelere neden olur.

Eklenti 367829
Eğer varsa tohum kapsülleri de etkilenir: Sol tarafta sıvı akışı görülüyor. Sağ tarafta ise yetişkin ama tam olmamış bir tohum kapsülü görülmekte; bu tür kapsüllerin esnekliği azdır ve dahili sıvı basıncından ötürü birleşim yerinden açılır. Bu açılma, genelde kendiliğinden iyileşir ama çürüme olmaması için suyu açık kapsüllerden uzak tutmanız gerekir.

Eklenti 367830
Fitotoksisite (Bitki zehirlenmesi): Sol tarafta, tam güneş altında yüksek konsantrasyonda insektisit kullanımından kaynaklanan yaprak yanması görülmekte. Sağda ise, Dithane M45 spreylemesinden sonra ölmüş Adenium somalense var. crispum fideleri gösterilmekte; bu türün bu tip bir fungisite oldukça hassas olduğu görülüyor.

Sakaki 07-02-2013 00:26

1 Eklenti(ler)
Eklenti 367831
Bir Adenium fidesinde görülen parlak kloroz sorunu: Bu tip bir kloroz nadir olarak görülür ve genelde geçicidir. Bu durum, yeni bir tür bulduğunu sanan acemilerde bir sevince yol açabilir!

can17can 07-02-2013 06:17

altın bulmuş gibi oldum bir solukta okudum. sağolun, varolun.

adneser 07-02-2013 07:25

Sayın Sakaki

Bu çeviri ile bizlere bir hazine değerinde bilgiler sundunuz Sayın Elek, Sayın Cymbelina, Sayın Charlaux
Çok teşekkürler elinize emeğinize sağlık arkadaşlar.

Tura 07-02-2013 07:35

Sayın Sakaki, Sayın elek, Sayın Cymbelina, Sayın Charlaux.

Hepinize ayrı ayrı teşekkür ederim. Bizler için gerçek bir başvuru kaynağı olmuş...sağolun.

Enver 07-02-2013 09:59

emeği geçen herkese canı gönülden teşekkür ediyorum
Adenium yetiştiren veya meraklı olan herkesin bir başvuru kaynağı oldu bu sayfa
varolun arkadaşlar

skaraca 03-04-2014 15:43

Ben yeni fark ettim bu bölümü. Çok güzel. Emeği geçenlere teşekkürler...

filolog13 27-11-2014 17:40

ustalarım benim çöl güllerim 8er aylık çok güzel yetiştiler. ama şöyle bir sorunum var yaprak uçlarında kuruma oluyor bunun sebebi nedir acaba? ne yapabilirim bunun için


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 09:16.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)

Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2024