agaclar.net
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 9,019
|
Büyüyoruz, her yıl daha çok enerjiye ihtiyacımız var. Ekonomik olarak, sadece nükleer santrallar artan enerji ihtiyacını karşılar. Radyasyon, evet bir risktir. Ama zeki insanoğlu, bilim ve teknoloji yardımıyla bu riskleri minimize eder.
Atıkları bertaraf etmek için olabildiğince derine gömmek, hatta mümkünse gelişmiş toplumların olabildiğince uzağına gömmek, gelişmiş ve daha çok enerji kullanan toplumlar üzerindeki riski de azaltır. Mevcut risk yönetimi sistem kuralları içinde gayet tutarlıdır. Kurallar, aynı teknoloji ve bilim kullanılarak, ucuz enerjiden elde edilen katma değerin risklerin kalıcı olarak yok edilmesinde harcanmasına engeldir, çünkü o zaman ortada katma değer kalmaz ve ekonomik olmaktan çıkar.
Aynı şekilde enerjinin yanısıra bu kadar insanın bir de doyurulması, çok gelişmişlerin daha da gelişmiş zevkleri sebebiyle daha çok doyurulması gerekir. Bilim ve teknoloji henüz doğa dışında bu doyurma ihtiyacının çaresine bakamadı. Başka bir bakış açısıyla, doyurulma ihtiyacının artmış olması belki de enerji ile birlikte geometrik olarak büyüyen başka bir pazarı, global ölçekte ortaya çıkardı.
Enerjide olduğu gibi, doğanın limitlerini geçerek, doğayı devre dışı bırakarak olmuyorsa doğayı değiştirerek, bu kadar insanın, gelecek 5 yıl içinde daha da çok olacak insanın karınlarını doyurmaya soyunmak, bundan pay almak bilançoların iyi görünümlerini garantileyen yatırımlardan biri olur. Bu sebeple, yine aynı bilim ve teknoloji yoluyla canlıların dna'larını değiştirmek, 24 saat durmadan beslenen somon yaparak pazara sunulan somonun maliyetini düşürmek, ot zehirine dayanıklı besin yapmak, ineğin memesine yapılan genetiği değiştirilmiş iğne ile süt miktarını %30 arttırmak tabii ki bu pazardan pay almanın bir yoludur.
Saklanamayan Çernobil olayı, bırakın çernobili, yüzlerce kilometre uzaktaki Rize'de kansere yakalananlar ve hala yakalanmakta olanlar, onlarca yıldır fotoğrafları çekilen petrole bulanmış su kuşları, daha senesi dolmayan meksika körfezinde tükenen nesiller ve önümüzdeki 20 yılda tükenecek olanlar, güney kutbunda hala rastlanan, hücrelerinde ddt saptanan penguenler, tarlasına organik tohum ektiğini sanan ama analiz edildiğinde gdo'lu olduğu anlaşılan, bu yüzden bir de telif hakklarına muhalefet cezası ödeyen şaşkın çiftçiler.
Bunlar olsa olsa sistemin küçük kazalarıdır ve göz ardı edilebilir. Toprağın altında gömülü ve binlerce yıl radyasyon yayacak atıklar kalıntılar da önemli değildir. Rizede kansere yakalanan çoluk çocuğun ne önemi var ki. Önemli olan metropollerde daha da büyük reklam tabelaları karşılıklı olarak ışıldamaya devam etsin, herkes benim malım daha iyidir diyebilsin, dünyadaki tüm tv kanalları, radyolar, yazılı basın aynı anda milyonlarca reklam yayınlasınlar bunun için daha da çok enerji kullanılsın, bilançolar iyi çıksın, hisse değerleri hep yükselme eğiliminde olsun.
Şirketlerin en uzun vadeli planlamaları beş yılı görür. İyi şirketler, her yıl önlerindeki beş yıl iyi kâr edecek şekilde yatırımlarını ve operasyonlarını şekillendirirler. Ar-ge harcamalarında (ki dünyadaki bilim ve teknolojiye harcanan kaynakların %90'nını oluşturur), patent başvurularında, yatırımlarında göz önüne alınan sadece ve sadece budur.
Evet, enerji ihtiyacı artacak. Bu, enerji pazarı büyüyecek anlamına gelir. Sistemin doğa ile ilgili endişeleri (sadece endişe dememek gerekir herhalde) bilançolarda tartacak, ifade edecek bir aracı yoktur bilançoların. Union Carbide'ın öldürdüğü otuz bin insan, gdo'lu pamuk yüzünden intihar eden iki yüz bin çiftçi, çernobilde hemen ölenler ve ölmeye hâla devam edenler, ve daha pek çok başka şey. Bunların bir önemi yoktur. Beş yıllık kâr zarar varsayımları bunları yansıtmazlar. O bilançolar o kadar önemlidir ki, on yıl sonra, elli yıl sonra ne olacağının bir önemi yoktur. Bu sebeple de doğa'ya müdahale etmek, doğa'nın kısa vadeli çıkarlar için kalıcı olarak değiştirilmesi tereddütsüz mübahtır. Bunun yanında arada bir yeşil renkli yazılar yayınlayıp bolça "çevre" sözcüğünü kullanmak ise artan hassasiyetten yararlanarak rakibi her kimse ondan daha fazla pay alma çabasından ibarettir.
Hep söylediğim bir şey. İnsan, bundan 10 bin yıl önce ne kadar medeni ise bugün de ancak o kadar medenidir. On bin yıl önce sadece ok ve yay kullanabiliyordu, oysa bugün gezegeni hatta neredeyse güneş sistemini yok edebilecek teknolojiye sahip. Bilançoların gerektirdiği gün bunun için de adım atılacağından kendi adıma pek bir kuşkum yok.
|