View Single Post
Eski 19-09-2007, 10:15   #113
kırçiçekleri
Ağaç Dostu
 
kırçiçekleri's Avatar
 
Giriş Tarihi: 04-09-2007
Şehir: Aydın
Mesajlar: 201
Gününüz aydınlık olsun çiçeğim,
Uğursuzluk ve kötülük ağaçlarda, kuşlarda, böceklerde değil, şu bizim sevgiyi taşıyamayan yüreğimizde...
Bir öykü de ben aktarmak istedim, yazılan öyküleri okuyunca. Söğüt ağacının öyküsü bu.
Japon budistler , bazı ağaçların özellikle salkım söğüdün ruhu olduğuna inanırlar.İyilikte yapar bu ruh, kötülükte...Asker olan Matsudeira'nın gümüş yaldızlı,gri renkte dalları yerlere sarkan güzel söğüt ağacı vardı.Onu çok severdi. Birgün eşi aniden hastalandı, oğlunun bacağı kırıldı koşarken. Söğüt yüzünden mi bütün bunlar diye düşündü ve ağacı kestirmeye karar verdi.Komşusu İnabata'ya söyledi düşüncesini." Sakın böyle bir şey yapmayın, bir cana kıymayın... Onu bana satar mısınız?"Dedi ve özenle bahçesine göçürdü söğüdü İnabata...Karısı ve çocuğu yoktu İnabata'nın.
Söğüde yaslanmış çok güzel bir kadın çıktı bir sabah karşısına.Kapalı kapılı bir bahçeye nasıl girmiş bu kadın diye düşünmedi bile İnabata. Gülümseyip selamladı güzel kadını...
Kadın içeri girmeyi kabul etti, çay içtiler.Konuştular. İnabata eşi olmasını diledi kadın kabul etti. Yanagi(söğüt) adında oğulları oldu bir yıl sonra. Beş yıl çok mutlu yaşadı bu aile.
Ama bir gün, Acıma Tanrıçası Kwannon'un 33.333 resminin bulunduğu tapınakta bir direk kırıldı.Onarmak için yüksek ve geniş gövdeli bir söğüt ağacı arandı ve İnabata'nın söğüdünü beğendiler.Derebeyi söğüdün kesilip, tapınağa taşınmasını buyurdu.İnabata çok üzüldü ama karara karşı gelemedi. Karısı yaklaştı ona sevgi ve keder dolu ıslak gözlerle" Bir gizimi açıklayacağım size.Buraya nasıl geldiğimi hiç sormadınız ama açıklamak zorundayım şimdi ,ben.. ben söğüt ağacının ruhuyum!
Söğüdün kesilmesine engel olduğunuz için size candan bağlandım, bahçenize alıp koruyunca bağlılığım bir kat daha arttı.Büsbütün yaşamınıza katılmak istedim.Evlendik, çocuğumuz oldu, çocukların en tatlısı...
Ölmem gerek şimdi , Prense ve tapınağa karşı duramazsınız. Keder içindeyim.Yanagi'yi çok sevip koruyun, onu okşarken beni sevmiş olacaksınız. Bu düşünce duyduğum acıyı hafifletiyor biraz"
"Hayır olamaz, bırakamazsınız böylece beni" diye bağırdı İnabata.Kucakladı onu ama canlı bir insan değildi artık O...Sevgi dolu sesle " Hoşçakal" diye mırıldanan bir hayaldi...Söğüt ağacına doğru yürüdü,içine girip,kayboldu.
Ağacını bağışlaması için Prense gidip yalvardı İnabata. Prens kabul etmedi.Oduncular geldiler ağacın gövdesine baltalarını vurmaya başladılar.Yüreğine iniyordu her balta vuruşu İnabata'nın.Engel olmak istedi tüm gücüyle ama olamadı oduncular devam ettiler kesmeye. Ağaç toprağa devrildi, arabaya koyup tapınağa götüreceklerdi artık...Ama ağacı tüm çabalarına karşın kıpırdatamadılar bile yerinden.Yardıma gelen 20 adamla da kıprdatamadılar ağacı yerinden.300 kişi ağacın gövdesine bağladıkları ipi çekti var gücüyle ama ağaç kıpırdamıyordu bile.
Bu olayı izliyordu İnbata ve 4 yaşındaki Yanagi.. Ve söğüde yaklaştı Yanagi, pırıl pırıl yapraklarını okşadı, bir dalından tutup "Gel" diye fısıldadı. Bu tatlı çağrıya uyup kımıldadı ağaç, kaymaya başladı toprakta...
Küçücük elin çektiği söğüt, tapınağın bahçesine dek çocukla berabar gitti böylece...


Düzenleyen kırçiçekleri : 20-09-2007 saat 10:37
kırçiçekleri Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön