agaclar.net - Kabakların en ünlüsü ve sebze masalları

agaclar.net (http://www.agaclar.net/forum/)

- Sebzeler (http://www.agaclar.net/forum/sebzeler/)

- - Kabakların en ünlüsü ve sebze masalları (http://www.agaclar.net/forum/sebzeler/1689.htm)

Kabakların en ünlüsü ve sebze masalları

Alıntı:

Bütün zamanların en ünlü kabağının, külkedisini baloya taşıyan arabaya dönüşen bal kabağı olduğu aklıma geldi. daha ünlü bir kabak var mı hatırlayamadım doğrusu.

Bu ünlü kabağın öyküsünü yazacak birisi var mı aramızda?

Varsa, sebzeler.org'a gidip yazabilirsiniz :)

Birde Jack O'lantern (böyle mi yazılıyodu acaba) var ünlü kabak olarak. Cadılar bayramında ki kesik baş. Hikayesini bilemeyeceğim ne yazık ki

Sayın Malina, sebzeler ile ilgili masallara Fasulye Ağacı Ve Dev ile Prenses Ve Bezelye Tanesi masallarını örnek verebilirim.

Sebzeli deyimlere ise:
Anası turp,babası şalgam:Birisini küçümseme anlamında kullanılır.
Bu ne pehriz,bu ne lahana turşusu:Söylediği ve yaptığı birbirini tutmayanlar için kullanılır.
Bu örnekleri sebzeler.org sitesini yazmam gerekir ama... Ben aslında oldukça acemi bir bilgisayar kullanıcısıyım,başaramam diye buraya yazdım.
En kısa zamanda bana yardımcı olacak birini bulup üye olacağımdan emin olabilirsiniz.Selamlar..

bildiğiniz bütün deyimleri ve masalları orada yazabilirsiniz:)

sebzeler .nete üye olabilsem yazacağım ama ,aktivasyon alamadım ki bir türlü

sebzeler net değil de, sebzeler org bildiğim kadarıyla

bildiğim kadarıyla değil taibi, eminim:)

evet doğru sebzeler.org yanlış yazmışım.
ama aktivasyondan bir sorun yaşıyorum genede

aktivasyon sorununuz çözüldü ve üye oldunuz:)

olaya ben de maydanoz oldum :)
http://www.sebzeler.org/yazi/sebzeli-deyimler

sevgili aybala, vallahi o yazdıkların aklıma gelmedi, o kadar da düşünmüştüm:)

masal yazdım ama kaydedemedim
şu zebzeler çok sorunlu
şuraya not alayım şimdilik

Alıntı:

<div class="imajsol"><img src="/imaj/ay+bala/cakly3w3.jpg" alt="" border="0" /><br /></div>

Aslında bu kül-kedisinin değil, bal-kabağının masalıydı. Günlerdir tarlada, güneşle yüz yüze boş boş oturuyordu balkabağı. Olgunlaşmasına da az kalmıştı. Yakında onu kesip bir rafa ya da sepete koyacaklar ve canları istediğinde belki kabak tatlısı belki kabak çorbası yapacaklardı.

Bunların düşününce balkabağının yüzü düştü. “Önce bir tohumdum, sonra ne güzel gezinmeye başladı tarlada, uzadım uzadım. Sonra çiçek açtım. Çok güzeldim. Sonra ne oldu ise oldu gezemez oldum. Büyüdüm , büyüdüm, büyüdüm. Ne olurdu sanki, ne olurdu, bir kere daha eskisi gibi gezebilseydim, şu koca gövdemi kaldırabilseydim ve şu tarlanın ötesine geçe bilseydim!” diye dert yandı etrafındaki tarla farelerine. Koca tarlanın ortasında çakılı kalmak ne kadar sıkıcıydı. "Oysa siz ne kadar şanslısınız, sizi öyle kıskanıyorum ki" dedi farelerine.

Onun bu sözlerini duyan Toprakananın ana yüreği daha fazla dayanamadı ve Tarlaperisini çağırdı. “Şu yaşlı, şişko, kel, balkabağını mutlu etmeye ne dersin?” diye sordu periye. Peri önce kabul etmedi “ Ama Toprakana, bundan sonra ya patlıcanlar, salatalıklar, patatesler, domatesler de bunu isterse?” dedi. Toprakana gülümsedi " O zaman güzel bir bahane bul diğer sebzeler balkabağını kıskanmasın, peri olan sensin" dedi.

Birkaç gün sonra peri tarlanın yanındaki kulübeden gelen sesler duydu. Kulübenin bahçe kapısında, süslü bir at arabası ve içinde balo kıyafeti giyinmiş üç kadın vardı. Yaşlı olanı bahçe kapısında duran üzerinde eski sökük elbise olan kızı “ temizliği bitirmeden uyumak yok “ diye azarlayarak gitmek için arabacıya işaret etti.

Kulübeye dönen genç kız bir yandan ahşap merdivenleri fırçalayıp bir yandan da “keşke ben de o baloya gidebilsem" diye mırıldanıyordu. O sırada perinin aklına bir fikir geldi. Hem yaşlı, şişko, kel, balkabağını hem de bu güzel kızı mutlu edecekti.

Hemen tarlaya gitti ve bir sihirle balkabağını bir arabaya, tarla farelerinin ikisini ata, ikisini de arabacıya çevirdi. Balkabağı olanlara inanamıyordu. Artık istediği yere gidebilirdi. Fakat peri saat 12 den önce, diğer sebzeler uyanmadan, tarlaya gelmesi için onu sıkı sıkı uyardı…..

devam edecek....

Masal süper:)) Devamını bekliyoruz...

Evet evet, devamını bekleriz Aybala. Çok şirin ve değişik bir Külkedisi Masalı olmuş..Tebrikler.

Gülen Ayva, Ağlayan Nar

http://www.pandora.com.tr/urun.asp?id=137407
Masalın tamamını öğrenmek için kitabı almalısınız. :)

Bostan korkuluğu ile ilgili bir masal yazasım var :(

:) İlham mı gelmedi ?..
(bostan ile korkuluk hala duruyorsa eğer ) masalınızı merak ettim :)

Doğrusu şu sıralar hiçbir şey yazasım yok. Bir yıl olmuş bunu da bitirememişim. Biri bitirse...? :))

Kahramanlarının bezelye, mantar, havuç, soğan ve brokoli olduğu masala ihtiyacım var, hayal gücü geniş arkadaşlar yardımcı olur musunuz?

Bir varmış bir yokmuş, bostan ülkesinin en güzel mevsimlerinden biri daha yaşanmaya başlamış. Bu, diğer ülkelerin mevsimlerine benzemez, hiç bir kural dinlemezmiş. Bu mevsimde bağ-bostanda ne varsa hepsi canlı olur, yenmeleri ve insanların şifa bulmaları için hepsi meyveye dururmuş. Diğer ülkelerde kimi sebzeler kışın, kimileri baharda, kimileri de yazın yüzlerini gülümseyerek gösteredursunlar bizim bostan ülkesinde arıların adeta şarkılarla vızıldadığı, kelebeklerin balerinler gibi dans ettiği, rüzgarın en tatlı okşayışlarını herkesin yüzünde hissettirdiği bu mevsimde bildiğimiz, duyduğumuz, yediğimiz, yemediğimiz, bilmediğimiz ne kadar sebze ne kadar meyve varsa, ne kadar ağaç ne kadar çiçek varsa bir bayram selamlaşmasına çıkmış gibi açarlarmış.
İşte böyle bir mevsime girmeden önce masalımızın kahramanlarından bezelye, mantar, havuç, soğan ve brokolinin hazırlıklarından söz edelim size önce.

Ne demişler, siftahı benden bereketi doğadan.))

sebzelerle ilgili birisi masal yazabilirmi özellikle havuç,soğan ve sarımsak ile ilgili olsun.