17-03-2006, 21:33 | #1 |
Ağaç Dostu
|
Bazı bitkiler "yeşil" yenmez :)
Eve geçenlerde konserve halinde olmayan bir ananas alınmıştı ve bende bununla bugün biraz "ilgilenmeye" koyuldum. Yemek yerken hiçbir artık bırakmama huyum olduğu için ananasın yarısının yiyebileceğim her yerini yemeye çalıştım fakat özellikle tepe ve kenar kısımları yakıcı olmaya başladı. Ağız bölgemde bu yeme işlemini sonucunda gerçekten rahatsız edici yakma hissi oluştu ve büyük olasılıkla içerdiği kuvvetli doğal bir asit sonucunda olmalı ki alt dudağım fazla tahrişten hafiften kanamaya başladı. Çok olgun bir ananas değildi ve oldukça ekşi idi. Şu an özellikle ağız bölgemde rahatsız edici tahriş olma hissi var. Daha önceden limon dahil hiçbir meyve tüketişimde böyle bir şey olmadı. Farklı gıdaları da tüketmekte zorlanıyorum. Bu konuda bilgisi olanların en kısa zamanda bilgilerini paylaşmasını rica ederim. Sanıyorum ki çok ekşi olduğu için yüksek oranda sitrik asit içermesi dolayısıyla bu sorunlar meydana geldi. |
17-03-2006, 22:20 | #2 |
agaclar.net
|
Bay Mineral çok geçmiş olsun, ananas meyvesi ham olduğu zaman içersindeki bromelian, kalsiyum okzalat,sitrik asit ve etil akrilat bunlara sebep oluyor. Kalsiyum okzalat ve sitrik asit özellikle tahriş edici.Tahrişten dolayı ağız ve boğaz iltahabı olma riskin var maalesef.Bromelian duyarlılığın varsa bu da dikkate alınmalı. Ben bir ara bitkisel ilaç olarak kullanmıştım ve duyarlılığı olanlar kullanmasın diye üzerinde uyarı vardı. İstersen bir hekime görün. Kısa sürede iyi haberlerini almayı umuyoruz. |
18-03-2006, 01:11 | #4 |
Ağaç Dostu
|
Sizlerde meyve asidi gazisi olursanız ılık süt içmeyi deneyin. Kesinlikle çok iyi geliyor. Ilık süt içtikten sonra en çok dudağımda kalan tahriş acısıda sona erdi. Sanırım ucuz atlattım. Doktara gitmeye gerek kalmadığını düşünüyorum. Çok sağolun. |
18-03-2006, 16:48 | #5 |
agaclar.net
|
Geçmiş olsun.Akşam merak edip biraz araştırdım, ananas yetiştiricisi ülkekerde işleme sanayisinde çalışanların ellerinde, gelişmiş teknolojiyle çalışmıyorlarsa özellikle parmak uçları ve tırnak köklerinde sürekli ananas suyuna maruz kaldığı için dermatit oluyormuş. Daha önce yazdığım gibi de olgunlaşmamışken de ağız ve boğaz yaraları ve hatta dudağında olduğu gibi kanamaları söz konusu. Bazı meyve ve sebzeler ham olarak tüketildiğinde zarar verebiliyor hatta zehirli bile olabiliyor. Örneğin domates. Olgunlaşmamış domatesin içerdiği solanin toksik. Olgunlaştıkça yerini likopene bırakıyor ki bu da çok önemli bir antioksidan, antikanserojen. Ancak ham domateslerden yapılan turşulardan korkmanıza gerek yok. Sadece işlenmemiş çiğ tüketemiyorsunuz. Şu bitkiler ne enteresan değil mi? |
18-03-2006, 19:15 | #6 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
Annemin iyi yaptığı etli yeşil domates yemeği en sevdiğim yemeklerden birisi. Umarım piştiği zaman bu olumsuz etki yok oluyordur. |
|
18-03-2006, 20:20 | #7 | |
agaclar.net
|
Alıntı:
|
|
18-03-2006, 23:33 | #8 |
Ağaç Dostu
|
Yanılmıyorsam yeşil domates konusu şöyle: Yeşil domatesi dalından hiç bir işleme sokmadan yersek zararlı ama turşulanmış veya pişirilmiş olanında sorun yok. Çiğ sebze ve meyveleri tüketmeyi seven biri olarak bize zararlı olabilecek diğer çiğ sebze ve meyve türlerini öğrenmek isterim. |
19-03-2006, 00:00 | #9 |
agaclar.net
|
Ama benim sevdiğim salatalardan biri, dilimlenmiş ve üzerine limon ve zeytinyağı dökülmüş yeşil domatestir |
19-03-2006, 03:07 | #11 |
agaclar.net
|
Domates gibi mutfağımızda olmazsa olmaz bir sebzenin böyle bir özelliği olması şaşırtıcı geliyor değil mi?Domates solanaceae familyasından.Solanaceae zehirli türlerin familyası diye bilinir.Domatesteki solanin olgunlaşmayla birlikte hızla parçalanır ve yok olur. Gerçekten de olgunken de zehirli olduğu sanıldığı için birkaç yüzyıl öncesine kadar kullanılamış .Birçok ülkede tanınmadığı da bir gerçek. Ülkemizde de yeni.100 yıl kadar önce Adana'dan girdiği tahmin ediliyor.Aldığım meslek içi eğitimlerden birinde çevre dostu domates yetiştiriciliği hocası, Fatih Sultan Mehmet bunun tadına hiç bakmadı demişti de gülmüştük. Oysa şimdi dünyada en önemli üreticilerindeniz, ya tazesi ya salçası, onsuz öğünümüz yok. Domatesin dalları ve yaprakları toksik, meyvesi ise olgunlaşmamışken toksik. Ancak zararlı olması tüketim miktarınıza bağlı, fazlası başağrısı, bulantı, karın ağrısı ishal yapabiliyor. Örneğin ben de zeytinyağlı, taze soğanlı dere otlu pişiririm yeşil domatesi. Çok da severim mayhoş mayhoş.Ama çiğken yememeyi tercih ederim. Düzenleyen Mine Pakkaner : 21-03-2006 saat 02:13 |
19-03-2006, 18:23 | #12 |
Ağaç Dostu
|
Merhaba, Yemek konusu açılmışken Tire'de sarmaşık dedikleri bir yemek yemiştim. Acımtırak değişik bir tadı vardı. Sarmaşığın dallarını elle kırarak pişiriyorlarmış bıçakla kesince daha acı oluyormuş. sarmaşık zehirli bir bitki diye biliyorum. Ama kimse zehirlenmedi |
19-03-2006, 19:12 | #13 | |
agaclar.net
|
Alıntı:
Ayrıca zaten sarmaşık zehirli demek te pek doğru değil,sarmaşık çok geniş bir kavram |
|
19-03-2006, 20:57 | #14 |
Ağaç Dostu
|
Ananas konusu nerelere geldi. Sarmaşık denilince fasulye bitkisi aklıma geldi. Meyvelerini yiyoruz ama bizim buralarda yapraklarından dolma da yapıyorlar. Asma yaprağının dolması kadar olmasa da oldukça lezzetli bir yemek oluyor. |
19-06-2006, 02:17 | #16 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-06-2006
Şehir: Kayseri
Mesajlar: 116
|
nasıl yetiştirebiliriz? ananas meyvesinden ağaç elde etmek mümkün mü??? |
22-06-2006, 01:36 | #17 |
Ağaç Dostu
|
Ananas bir ağaç türü değil. Bir tür kaktüs. Ülkemizde nadir olarakta olsa yetiştiriliyor mu bilmiyorum ama üretimi sağlayacağınız tohum, kök gibi şeyleri bulabildiğiniz takdirde uygun koşullar sağlanırsa büyük saksılarda yetiştirilebileceğini düşünüyorum. |
22-06-2006, 02:06 | #18 |
agaclar.net
|
Ananas bir kaktüs değildir. (ananas tarlası) Bir bromeliadtır. Bromeliace familyasındandır.Güney illerimizde bulabilme şansınız var. Bazen süs bitkisi olarak da satılıyor.En kolay üretim yolu ayırma veya rizomladır. Bromeliad lardan süs bitkisi olarak da çok faydalanılır. Aechmea en bilinenidir. (aecmea) |
13-07-2006, 15:13 | #20 |
Ağaç Dostu
|
Milli Kütüphanede domatesle ilgili olarak 30 yıl öncesine ait bir kitapta (Türkçe) domatesten uzak durulması ,kanser bile yapabileceği yazılıydı. Nereden nereye geldik ,domates içindeki likopen sayesinde şimdi baştacı. |
21-11-2006, 14:34 | #22 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 17-11-2006
Şehir: Amsterdam
Mesajlar: 375
|
Alıntı:
Herkeze selam, Ananas benimde cok hosuma giden bir meyva, Ayrica icerdigi enzimler sayesinde en agir yemekleri bile kolayca hazmetmemize yardimci oldugu bir gercek. Nasil (amatorce) yetistirebiliriz? Bu benimde merak ettigim bir konuydu ve bir zamanlar arastirmistim. Yesil ananasin ustteki yaprakli kismini keskin bir bicakla kesip birkacgun kurumaya birakip sonrada torf icinde **** gozenekli bir toprakta koklendirebiliriz hatta biraz uzun sursede meyva bile alabiliriz. saygilar |
|
19-12-2006, 00:32 | #23 |
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 17-12-2006
Şehir: ankara
Mesajlar: 12
|
ALTIN ELMANIN ÖYKÜSÜDomates de patates, biber tütün gibi patlıcangillerdendir. Domatesin de patlıcangillerin yabani bir türünden, Meksika' da Veracruz bölgesinde bugün de bulunan bir çeşit çeri domatesinden geldiği sanılıyor. 1544' te Mathiolus adında birisinin yazıları sayesinde Avrupa' da tanındı. Mathiolus afrodizyak olarak ünlenen adamotuyla domates arasında ortak noktalar olduğunu düşünüyordu. Bunun üzerine domatese "aşk elması" dendi; daha sonra adı "altın elma" ya çevrildi(bugün İtalyancada domatese hala pomodoro denir). Onaltıncı yüzyıl gravürlerine baktığımızda küçük, eğri büğrü bir bitki görüyoruz. Anlaşıldığı kadarıyla Amerika' da biberden farklı olarak domatese pek önem verilmemiştir. Dolayısıyla domates Avrupa' da da iki yüzyıl boyunca ilgi uynadırmadan sürünüp durmuştur. Ama onsekizinci yüzyılda Napoli' nin güneyinde İtalyan bahçıvanlar, o sıralar "kurt şeftalisi" denilen bu küçük, kırmızı meyvenin kültüre alınması için sistemli bir çabaya giriştiler. Böylece domates, onu Amerika' dan getiren İspanyollar sayesinde değil de, İtalyan bahçıvanlar sayesinde bütün dünyada tanındı. Onsekizinci yüzyılın sonundan itibaren, İtalya' da ilk salça fabrikaları kuruldu. Bu tropikal bitki daha soğuk bölgelere de giderek uyum sağladı. Domates tarımı, yavaş yavaş kuzeye doğru yayıldı, ondokuzuncu yüzyılda İngiltere' ye ulaştı ve İtalya' da yeniden hayat bulan domates, Avrupa' dan yola çıkıp atalarınınyaşadığı Amerika' yı yeniden fethe gitti. Kaynak: Bitkilerin En Güzel Tarihi/İş Bankası Yay. |
28-10-2009, 01:37 | #24 |
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 28-10-2009
Şehir: mersin
Mesajlar: 9
|
bılgıler ıcın tsk ederız ıyıkı varsınız |
28-10-2009, 01:37 | #25 |
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 28-10-2009
Şehir: mersin
Mesajlar: 9
|
umarım mersındede guzel falıyetler olur |
28-10-2009, 10:08 | #26 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 17-04-2007
Şehir: sakarya
Mesajlar: 167
|
çiğ sebzelerin zararlı olabileceğini bugüne kadar hiç düşünmemiştim aksine çiğ sebze tüketmeyi çok seviyorum |
28-10-2009, 10:32 | #27 |
Ağaç Dostu
|
Physalis peruviana da meyveleri olgunlaşıp sararmadıkça yenilmemesi gerekenler arasında. Bitki için araştırırken şöyle bir not bulmuşum: Tam olgunlaşmamış meyvelerin toksik olabileceği yazılmış. Ek olarak da meyvenin içinde bulunduğu kesenin toksik olduğu ve yenmemesi gerektiği belirtilmiş. |
09-12-2010, 21:24 | #28 |
Ağaç Dostu
|
Yeşil mandalina zannedilerek, kabuğu dişlenmek suretiyle soyulmaya çalışılan ve sonrasında saatlerce dil, dudak şişliğine ve gözlerden yaş getirecek kadar acıya yol açan bitki, TURUNÇ olur efendim |
09-12-2010, 23:10 | #29 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 03-03-2010
Şehir: kırşehir
Mesajlar: 391
|
Alıntı:
Vakti zamanında (4-5 yaşlarındayım) Tarsus'un bir köyünde oturuyoruz köylüler oturmuş harıl harıl portakal! soyuyorlar en sevdiğim meyve nasıl mutluyum anlatamam bize de soydukları portakaldan! verdiler oynayalım diyeymiş önce ben hemen ardından da kardeşim ısırdık Veeee bastık yaygarayı Aslında bir gariplik vardı portakalların! kabuklarını alıp içini atıyorlardı ama nerden bilelim ilk defa turunç görüyoruz |
|
24-02-2011, 23:02 | #30 |
Ağaç Dostu
|
Sicilya' da bisiklet turları yaparken yol üzerlerinde portakal ağacı sandığım turunçgillerden arada sırada kopartıyorum. Portakala benzemesine rağmen son derece çekirdekli ve ekşi oluyorlar. Bu mevsimde bile tam tatlanmamışlar. Sonbahardaki gibi aşırı ekşi değil, ama çok tatlı da sayılmazlar. Nariel ve Alperfect' in mesajları sayesinde bu turunçgil çeşidinin portakal değil, turunç olduğuna kanaat getirdim. Turunçun ekşiliği limondan daha fazladır belki. Toplayıpta yiyemediğim turunçların sularını sıkıp, şekerleyerek limonata gibi içiyorum. |
Konu Araçları | |
Mod Seç | |
|
|